24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 Cuınhuriyet haberler 28Ocakl9Ç •Iteiralap yetersiz" • AA (Marmaris) — Marmaris Netsel MannaGenel Müdürü Levent Seral, yat turizmi açısından Türkiye'nin büyük potansiyeli bulunduğunu belirtti. Seral şunlan söyledi: "Neyazık ki marinalanrn-z yetersiz. Körfez krizi sırasında Türkiye"ye geien turist sayısının azajnasma rağmen turistik yat gelişinde aıtı> gözlenmesi, yapacağımız tercihlere ışık tutmalıdır. Ancak bu dönemde bikfazlamiktarda yat gelince ihtiyaca cevap veremedik ve gelen yatlann birbölümû Yunanistan'a geçmek zorunda kaldılar. Şimdi de Avrupalı şirketler, iç savaş nedeniyle çok riskli olduğu ıçin Yugoslavya'daki yatlannı biran önce Türkiye'ye göndermek isiiyor ve bize başvuruda bulunuyorlar Hatta ilk parti olarak 500 yatı hemen nakletmek istediklerini belirtiyorlar. Fakat yerimiz yok, marina sayımız az ve kapasiteleri yetersiz." "Cezalı karneler" • CUMHURlYET (Bursa) — Bursa'nın Yenişehir ilçesme bağlı Subaşı Köyü Ilköğretim Okulu'nda öğrencilerden 150'si karne heyecanını tam anlamıyla yasayamadılar. Çünkü aJdıkları karnelerinde fen bilgisi, resim, müzik ve tarım ders notlarının yer aimadığını gördüler. Bu derslere giren öğretmen GaJip Temel, okulda bazı haksızlık ve sorumsuzlukiann yapıldığını öne sürerek bu notları okul yönetimini protesto amacıyla kamelere yazrnadığını söyledi. Yenişehir Kaymakamı Ömer Eru, kamelere notları yazmayan öğretmen GaJip Temel'in "bunalımlı" olduğunu öne sürdü. Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorulannı, "Bir deli bir kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz" diyerek yanıtlayan Kaymakam Eru, öğretmen Temel ile ilgili olarak şunları söyledi: "Bu öğretmen arkadaşjmız iJe ilgili bugün (dün) soruşturma açacağız. Ancak bu soruşturma onu cez%landırma yönünden çok, tedavisine yönelik olacak. Bu oğretmen psikolojik olarak hasta." ÇocuMarkurtuldu • AA(Konya) - İkıçocuğunuzincire vuran baba, çıkanldığı mahkemece tutuklandı. 7 yı) önce eşınden boşanan Naim Dereli (45), çocuk yuvasına verdiği lOyaşındaki Tahirile 11 yaşındaki Hasan'ı, ikinci evliliğini yaptıktan sonra yanına aldı. Yuvadan aldığı çocukianna bakmaktagüçlük çeken Dereli, oğullannı ayaklarından zincıre bağlayarak bir odaya kapattı. Şeker Murat mahallesindeki evlerinden tuvaletegitmek bahanesiyle kaçan çocuklardan Hasan Dereli, komşulara ' sı&narak yardım isteyince olay ortaya çıktı. Hasan ve Tahir Dereli kardeşler, Konya Devlet Hastanesi'nde bakım ve koruma altına alınırken PTT'de çalıştığı belirlenen Naim Dereli, ilk sorgusu sonucu tutuklandı. GöçhızJandı • CUMHURlYET (KırkJareli) - Kırklareli, Kofçaz, Demirköy ve Vize ilçelerine bağlı Ormaniçi köylerde geçen yıl 717 kişi yer değiştirdi. 1980'den sonra ormanlardan yararlanmaya getinlen kısıtlama ile orman köylüsünde başlayan fakirleşme, geçen yıl yoksulluk sınınnm altına düştü. Bu yüzden il içi ve i\ dışı göç hareketi hızlandı. 1990'da 483 olan yer değiştirme geçen yıl 234 daha artarak 717'ye ulaştı. Köylerini boşaltan aileler daha çok sanayinin yoğunlaştığı Lüleburgaz ve Babaeski ilçelerine göç ediyor. • AA (Izmir) - Türkiye'de mevcut 5 milyon dolayındaki özürlü çocuğun büyûk bölümünü "alt düzeyde özürlüler" oluşturuyor. Çağdaş Eğitim Merkezi uzmanı Psikolog Alev Çamkıran, öğretilebilirçocuklann altındaki özürlülerin gözardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Çamkıran, Türkiye nüfusunun yüzde 10'unuçeşitli düzeydeki özürlülerin oluşturduğuna işaretetti. Dünyadaki gelişmelerin aksine Türkiye'de halen alt düzeyde özürlü çocuklara yönelik herhangi bir kunım bulunmadığına dikkat çeken Alev Çamkıran, "Bu çocuklanmız maalesef kendi kaderlerine bırakıldılar" dedi. Öğrencileryarrşıyor • ANKA(Ankara) - Milli Eğitim Bakanlığı Erkek Teknik Oğretim Genel Müdürlüğü'nce, endüstri meslek liseleri son sınıföğrencileri arasında "beceri yanşması" düzenlendi. İlk kez geçen yıl gerçekleştirilen beceri yanşması, bu yıl da elektrik, elektronik, kimya, makine ressamlığı, metal işleri, mobilya ve dekorasyon, motor, sıhhı tesisat, tesviye ve yapı ressamlığı dallannda yapılacak. Türkiye'nin Çocuk Haklan Sözleşmesi'ne koyduğu çekinceleri yeni hükümet de kaldırmadı Mevzuat, küçüklerin hakkım yediIsianbul Haber Servisi - Demirel hükümeti, vaat etmesine rağmen Türkiye'nin Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne koyduğu çekinceleri Azınlıkların eğitim özgürlüklerine ve dinleri'ile kültürlerini korumalanna hak tanıyan 13, 17,29 ve 30. maddelere konu- kaldırmıyor. ANAP donemınde, Parıs Şartı gereğı ımzalanan ıa n çekinceye gerekçe olarak, söz konusu sözleşmenin azınlıklarla ilgili 4 maddesine çekince konmuştu. maddeierin mevcut mevzuatia çehşmesi Türkiye'ninçekince koyduğu nıaddeler 17. MABOE Taraf devletler, kitle iletişim araçlannın önemini kabul ederek çocuğun, özellikle toplumsal, ruhsal ve ahlaki esenliği ile bedensel ve zihinsel sağlığını geliştirmeye yönelik çeşitli ulusal ve uluslararası kaynaklardan bilgi vebelgeedinmesinisağlarlar. Bu maddenindbendi: - Kitle iletişim araçlannı, azınlık grubu veya bir yerli ahaliye mensup çocuklann dil gereksinimlerine özel önem gösterilmesi konusunda teşvik. 29. MAME Taraf devletler çocuk eğitiminin aşağıdaki amaçlara yönelik olmasını kabul ederler: c bendi - Çocuğun ana babasına, kültürel kimliğine, dil ve değerlerine, çocuğun yaşadığı veya geldiği menşe ülkenin ulusal değerlerine ve kendisininkinden farklı uygarlıklara saygısmın geliştirilmesı. d bendi - Çocuğun anlayış, banş, hoşgöıjii, cinsler arası eşitlik ve ister etnik, ister ulusal, ister dini gruplardan, isterse yerli halktan olsun, türmnsanlar arasında dostluk ruhuyla. özgür bir toplumda yaşantıyı, sorumlulukla üstlenecek şekilde hazırianması. 80. MA00E Soya, dine ya da dile dayalı azınlıklann ya da yerli halklann varolduğudevletlerde, böylebirazınlığa mensup olan ya da yerli halktan olan çocuk, ait olduğu azınlık topluluğunun diğer üyeleri ile birlikte kendi kültüründen yararlanma, kendi dinineinanma ve uygulama ve kendi dilini kullanma hakkından yoksun bırakılamaz. gösterilmişti. Konuyu ele alan Adalet Komisyonu, sadece "Çocuk, düşüncesini özgürce açıklama hakkına sahiptir" başlıklı 13. maddeye konulan çekinceyi kaldırdı. Dı- şişleri Komisyonu'nda da aynı şekliyle, üç çekinceyle. onaylanan sözleşmenin . önümüzdeki günlerde TBMM'ye gönde- rilmesı bekleniyor. Dışişleri Komisyonu sözcüsü olan SHP milletvekili İstemihan Talay, kara- nn alındığı toplantıda bulunmadığını söyledi. Talay, Lozan Anlaşması'nda Türkiye'de azınlık olarak sadece gayri- müslimlerin gösterildiğini, Kürtlerin ve Araplann azınlık sayılmadığını belirte- rek "Hükümetin gelecek vaat ettiği bir dönemde azınlık kavramından korkul- mamahdır" diye konuştu. Hükümetin kurulduğu dönemde ço- cuk aile ve kadından sorumlu Devi Bakanı Güler îleri, tüm çekincelerin ka dınlacağını söylemiş, Bakanlar Kurulu nun ilk toplantısında bu yönde görii bildirilmiş ve Başbakan Demirel de SÖÎ leşmenin bu biçimde TBMM'de onayla nacağını açıklamıştı. Dışişleri Komisyonu üyesi SHP İzmi, Milletvekili Atilla Mutman da, konuylc ilgili bilgisi olmadığını söyledi. Barodantapki Hiikümetin sözleşmeyle ilgili çalışma yaptığı yolundaki biîgilere dayanarak biı rapor hazırlayan İstanbul Barosu Çocuk Haklan Komisyonu ise, çekincelerin kal- dınlmamasını eleştirdi. Komisyon Baş- kanı Avukat Nahit Oralbi, "Batı'ya döneceksek, çekincesiz bir sözleşmeyi de onaylamamız gerekli' 1 dedi. Sokak Çocukları Cumhuriyeti BERAT GÜNÇIKAN (tstanbul) - Aksaray'da köprii altjnda, Topkapı garajlarda, Buenos Ai- res'te banliyö istasyonunda, Brasil'de pazarlarda, vapurlar- da, iskelelerde, kısacası her yer- de... Beş yaşından büyük, 18 yaşından küçükler. İsimleri Zehra, Maria, İnes, Hasan, Carmen, Ali, Pablo... Simit, çik- Iet satıyor, ayakkabı boyuyor, kavşak- larda otomobil camlannı siliyor ya da basıboş dolaşıyorlar. Ozgürlüğü de seviyorlar, ama yaşa- mak için paraya, para kazanmak için de sokağa bağhlar. Sayılan UNICEF'in iyimser tahminlerine göre dünya üzerin- de 30 milyonu aşıyor. "Bir yetişkinin korumasından, yol göstericiliğ^nden yoksun olan, sokağı gerçek evi haline ge- tirmiş çocuk" diye tanımlanıyorlar. Bir de "sokaktaki çocuklar" var. Gündüzle- ri sokakta çoğunlukla hem okuyup hem çalışarak geceleri ise ailelerinin yarunda yaşıyorlar. Onlann sayılan bilinmiyor, ama her türlü değerleri, uluslararası söz- leşmeleri zorluyorlar. Erdal, Birgül, Ali, Gülten ve Murat, Aksaray esnafınca "cepçi" olarak tanı- nıyor. Valide Sultan Camisi'nin önünde namaz çıkışlannda, diğer saatlerde dük- kân dükkân dolaşarak dileniyorlar. Toplu halde dolaşıyorlar, en okumuşu ilkokul ikiden terk. Yağmurlu havalar- da yeraltı çarşılannda, telefon kulübele- rinde, Haydarpaşa'da boş vagonlarda bannıyorlar. Sürekli isim dçğiştiriyor, anlattıklan çeşitli öykülerde ailelerine degişik roller biçiyorlar. 10 yaşındaki Birgül ile kardeşi sekiz yaşındaki Yeliz'- in öyküsünden bir cümle şu mesela: "Babam felçli, annem evde kardeşlerime bakıyor. Biz de dilenip para kazanıyor, götürüp eve veriyoruz." Kemal, Mustafa, Ibrahim'in işleri ayakkabı boyacılığı. Yaşlan 11 ile 15 arasında değişiyor, üçü de Ağnlı. Vefa'- da bekâr odasında kahyorlar. Günlük kazançlan 30 bin lirayı geçmiyor, en çok zabıtadan çekiniyorlar. Zabıtadan sopa yiyor, bekâr odalannda cinsel şiddetle iç içe yaşıyorlar. Murat Gülter, 12 yaşında. O da bekâr odasında kalıyor, bir konfeksiyon atöl- yesinde çalışıyor. Aylık geliri 200 bin lı- ra, bunun 50 bin lirasınıoda kirasına veriyor. Mahmut, Sonar, Öznur ve Kıy- met, Yenikapı kavşağında "Ne verir- sen" karşılığında araçlann camlannı si- liyorlar. Kıymet 12 yaşında ve dokuz kardeşin en büyüğü. Konuşmaya, fo- toğrafının çekilmesine yanaşmıyor. Fo- toğrafının altına yazılacaklardan kor- kuyor. "Hırsız, tiner kokluyor, fuhuşa açık": Bu suçlamalar okulda öğretme- nince, arkadaşlannca hırpalanmasına neden oluyor. İhtimal değil bu, tecrü- beyle sabit. Yarın diye bir şty ytfctır Sokaklarda, eğitimden, sağlıktan, aile yakınlığından bihaber yaşayan bu ço- cuklar için yann diye bir şey de yok. Po- lise, zabıtaya yakalanmadan, kendi ya- şıtlannca, çevre sakinleri ve esnafça hırpalanmadan geçirilen gün, bir ka- zanç. Ayakkabı boyacısı Kemal, bugü- nünden farklı bir gelecek düşünemiyor. Mustafa, biraz para biriktirip Ağn'ya geri dönmeyi istiyor. Ibrahim, "Sonun ne olacağı belli değil" diyor. Kıymet ise gelecekle ilgili konuşmuyor; kollannı iki yana açarak "Htç" demekle yetiniyor. Sokak çocuklan, kent nüfuslan hızla artan gelişmekte olan ülkelerin profilin- den eksilmiyor. Çeyrek yüzyılda, top- lam nüfusunun yüzde altmışını büyük kentlere toplayan Türkiye de bu profile uyuyor. Kesin sayısı saptanamayan so- Köprüaltlarında, metrolarda, tren istasyonlarında, telefon kulübelerinde, pazarlarda, Jüks mağazaların sadece önJe- rinde, anacaddelerde ve kavşaklarda, velhasıl biitiin metropoHerin en mulena yerlerindeler. Evrensel bir karakleris- tik tsşşıyorlar, sokaklarda yaşıyorJar. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) kak çocuklan ile sokaktaki çocukJann koruma altına alınması için projeler üre- tiliyor, araştırmalar yapılıyor. Bu araş- tırmalardan biri "Korunmaya Muhtaç Kent Çocuklan" başlığı altında Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilımleri Fakültesi öğretjm üyesi Prof. Dr. Esin Konanç'a ait. Ankara'da 471, İzmir'de 120, İstan- bul'da ise 60 çocukla görüşme yapan ve halen görüşmelerini sürdüren Prof. Dr. Konanç, Türkiye'de 6-15 yaşlan arasıh- daki çocuklann yaklaşık yüzde 65'inin kentlerde yaşadığını belirtiyor. Kendilerini geleceği hazırlamayan iş- lerde yasal sürenin çok üzerinde, uzun saatler boyunca, beden ve ruh sağlıklan- na uygun olmayan ortamlarda çalışan, fıziksel, duygusal ve cinsel istismara uğ- rayan sokak çocuklan için alınacak uzun vadeli önlemlerin başında hızlı nü- fus artışını önleyici programlann etkili hale getirilmesini gösteriyor Prof. Dr. Konanç. Aile gelirinin yükseltilmesi ve kadınlann çalışma yaşamına daha fazla girmesinin sağlanması, zorunlu eğitimin niceliğinin ve niteliğinin yükseltilmesi diğer önlemler. Sokak çocuklannın korunması ve eği- tilmesi için bir merkez kurulmasını da isteyen Prof. Dr. Konanç, bu merkezde yapılması gerekenleri de sıralıyor: "Düşük ÜGretle, dengeli ve yeterli bes- lenmelerini sağlayacak biçimde yemek, haftanın belirli bir gününde belediyeye bağh ya da gönüllü doktorlarca sağhk, gönüllü öğretmenlerce de eğitim hizmeti verilmelidir. Düşük öz saygıya sahip ol- duklan saptanan bu çocuklar için en az bir psikolojik danışma ve rehberlik uz- manı. bir de klinik psikolog bulundurul- malı, çocuklann ilgi ve yeteneklerini belirlemek ve meslekler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak için mesleki rehberlik yapılmalıdır. Araştırmalan- mıza konu olan çocuklann bir bölümü korunmaya muhtaç, suçlu, istismar veya ihmal edilmiştir. Bunlann hukuksal yar- dıma da gereksinıneleri olabilir." Sokak çocuklannın özellikle zabıta tarafından istismar edildiğini araştırma- lann ortaya koyduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Konanç, zabıta memurlannın da eğitilmesini önerdi. Çıraklık ve Mes- leki Eğitim Kanunu kapsamında çalışan çocuklann asgari ücretin yüzde 30'u ka- dar üçret almalannın da daha fazla ka- zanç için sokakta çalışmayı yeğlemeye yol açtığına dikkat çeken Konanç, yasa- da değişiklik yapılarak çıraklann alaca- ğı ücretlerin asgari ücret düzeyine çıka- nlmasını, sokakta çalışan çocuklar için asgari çalışma yaşını belirleyen ve çalış- ma süresini kısıtlayan hükümler konul- masını istedi. Prof. Dr. Konanç, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Ku- nımu'nun da yeniden düzenlenmesi, ye- terli uzman ve araç gereçle donatılması ve sosyal hizmetin masa başı hizmet ol- maktan çıkanlmasını da söyledi. Anadolu liseleri >arışıncla ilk etapFİGEN ATALAY (tstanbul)- Binlerce ilkokul beşinci smıf öğrencisi ve aileleri için neredeyse "yaşamsal önem" taşıyan Anadolu liseleri ve özel okullara giriş sınavları için geriye sayım başladı. Özel okullara giriş sınavı 17 mayısta, Anadolu liseleri sınavı ise 23 ma- yısta yapılacak.Okulların kontenjanı 13 bin 679'a ulaştı. Fahamettin Akıngüç'ün başkanlığını yaptığı Özel Okullar Sınav Yürütme Ku- rulu'ndan alınan bilgiye göre bu şınava, İstanbul'dan 52, Ankara'dan 2, İzmir'- den 4, İçel'den 3 ve Zonguldak'tan 2 ol- mak üzere toplam 63 okul katılacak. Bu okulların alacaklan toplam öğrenci sayı- sı ise 6600. Sınav için başvurular 2-13 mart tarihleri arasında yapılacak. 17 ma- yıs pazar günü düzenlenecek sınavın so- nuçları ise 1 haziranda duyurulacak. 8 haziranda, okullar taban puanlannı ilan edecekler, 16,17 ve 18 haziranda ter- cih formlan doldurulacak. Asıl liste ka- yıtları 29-30 haziran ve 1 temmuzda, 1. yedek liste kayıtları 2-3 temmuzda, 2. ye- dek liste kayıtlan ise 6-7 temmuzda yapı- lacak. Ön kayıtlar 9 temmuzda, ön kayıt listesinden kesin kayıtlar da 10 temmuz- da gerçekleştirilecek. 23 mayıs tarihinde yapılacak Anadolu liseleri sınavımn sonuçlan ise 1 temmuz- da açıklanacak. Bu sınavın kayıtları da 13 temmuz-5 ağustos tarihleri arasında yapılacak. Bu iki önemli sınava birkaç ay kala il- kokul beşinci sınıf öğrencileri, çoğunluğu dördüncü sınıftan başladıklan yoğun bir çalışma temposu içinde. 1991-92 öğretim yılında Türkiye gene- linde Anadolu liseleri sayısı Istanbul'da Ümraniye ve Vatan Anadolu liselerınin açılmasıyla 152've, okulların kontenjanı 13 bin 679'a ulaştı. 1990-91 öğretim yılında Anadolu lise- leri sınavına, Türkiye genelinde 206 bin 6*89 öğrenci girdi, 13 bin 391'i sınavı ka- zandı. Bir öğrencinin sınav kazanma şan- sı, yüzde 6.47 oldu. Sınav sonrası açılan ve önkayıtla öğrenci alan okullarla bir- likte bu oran yüzde 6.64'e ulaştı. 152 okuldan I8'inin (yüzde 11) ve 13 bin 679 kişijik kontenjandan 1872'sinin (yüzde 13) İstanbul'da olmasına karşın İstanbul'dan sınava giren öğrenci sayısı- nın 42 bine (yüzde 20) ulaşması, İstan- bul'daki öğrencinin sınav kazanma şan- sını yüzde 4.45'e düşürüyor. Adalete şefkat geliyor ANKARA (ANKA) - Hükümet, Çocuk Mahkemeleri Yasası'nda suçlu çocuklara "şefkatli bir yaklaşımı" içeren değişiklikler yapacak. Hazırlanan tasan ile yetişkinlik yaşı 15'ten 18'eçıkar- tıhrken çocuklara kelepçe takıl- ması da yasaklanıyor. Çocuk mahkemelerinin kurulus görev ve yargılama usulleri hakkındaki yasada değişiklik yapan bir yasa tasansı hazır- landı. Tasan ile çocuk mahkemelerinde yargılama yaşının 15'ten 18'eçıkanlma- sına gerekçe olarak 18 yaşından küçük kimselerin yetişkinlerden farklı özellikle- re sahip olmalan gösterildi. "Olağanüstü haller, sıkıyönetim ve savaş hali ile askeri mahkemelerin görev alanlanna giren suçlar"da çocuklann normal mahkerne- lerde yargılanabilecekleri istisnası da kal- dırıldı. Yasada, çocuklara kelepçe takılmasını engelleyecek bir değişiklik de yapıldı. Ta- san, savcılara ufak tefek suçlarda kamu davasının açılmasını erteleme yetkisi de veriyor. Tasannın gerekçesinde, bazı du- rumlarda çocuklar için kamu davasının açılmasının toplum yaranndan çok zara- ra yol açtığı belirtilerek "Bu suretle ço- cukluktaki basit bir suç yüzünden hayat- lannın sonuna kadar toplumda damga- lanmış olarak yaşamalan hakkarıiyete uygun olmaz" denildi. Sicil kayıtlannın çocuğun ilerideki yaşa- mı için olumsuz yönde kullanılabildiğı gerekçesiyle tasan ile 18 yaşından sonra sicil kayıtlannın silinmesi hükmüdegeti- riliyor. Tasan, infaz sonrası yardımı koordıne etmek amacıyla bir fon kurulmasını da öngörüyor. Yasanın çocuk mahkemele- rinde öncelik sırasına göre sosyal hizmet uzmanı, psikolog, pedagog ve psikiyat- rist atanacağına ilişkin maddesinde de değişiklik yapıldı. Tasannın yasalaşması durumunda bu uzmanlann tümü birden öncelik sırası aranmaksızın mahkemeler- de görev yapacaklar. Bu konuda geçen yıl hazırladığı yasa tek- lifi seçimler nedeniyle kadük sayılan Devlet Bakanı ve hükümet sözcüsü Akın Gönen, suçlu çocuklann toplumun yara- sı olduğunu söyledi. Her yıl lOmiiyoiî çocuk ölüyor ANKA(Izmir)-Türkiye Ziraat Mü- hendisleri Odası raporlanna göre ülkemizde dört insandan biri, dünyada ise 600 milyon insan aç- lık çekiyor. Odamn raporlanna göre Türkiye'de nü- fusun yüzde 11.5'ını oluşturan 6 milyon 500 bin insanın protein, yüzde 13.5'ini oluştu- ran 7 milyon 700 bin insan da enerji açı- sından yetersiz besleniyor. Raporlarda, Türk üısanının Avnıpalının aldığı hayvansal besinlerin ancak üçte bi- riyle yetinmek durumunda kaldığı öne sü- rülerek dünyada 600 milyon üısanın beslen- me yetersizliği nedeniyle ölüm kalım mü- cadelesi verdiği ve her yıl 10 milyon çocu- ğun ise yetersiz beslenme yüzünden yasamı-1 nı yitirdiği beürtiliyor. Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası ra- porlarından derlenen biîgilere göre Türki- ye'nin toprak rezervi ise sıfır noktaya da- yandı. Toprak stoku bulunmayan dünyanın 19 ulkesi arasında yer alan Türkiye'de çev- renin korunmasımn her geçen gün daha önemli sorun haline geldiği bildiriliyor. Raporlarda 47 il merkezinde sulanabilir tanm alanının betonlaştığına dikkat çeki- lerek bu yüzden yitirilen kaynağın 1 nüjyon 200 bin dekara ulaştığı beürtiliyor. TürkT- ye'nin saruldığının aksine tanm alanlannın son derece genis bir ülke olmadığı, birinci veikinci sınıf verimli alanlann toplam ara- zinin ancak yedide birini olusturduğu, bu- na karşın bu verimli alanlann her geçen gün kentsel, endüstriyel, turizm, ulasım gibi amaçlarla yok edildiği savunuluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle