08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28Ocakl992**** haberler Cumhuriyet 19 Kızilderili amigolar Minneapolis, önceki gun 26. süper bovvling yarışlarına sahne oldu. ABD'nin çeşitli eyaletlerinden yarışmayı izlemeye gelenler oldu. Aralarında en ilginçleri Washington D.Cden gelen Paul Mikellides, Daros Mylones, Yiangos Mikellides'ti. Kızılderili taraftarlar oyun başlamadan önce takımları için oldukça coşkulu tezüharatta bulundular. (Fotoğraf: AP) Diinya Slalom Kupası Dünya Slalom Kayak Yarışı sonuçlandı. İsviçre'nin Mengen kentinde önceki gün yapılan yarışmada Alberto Tomba ile Paul Accola birincilik için çekiştiler. Sonuçta Dunya Slainrn Kupası Tomba'nın (ortada) oldu. Isviçreli Accola (solda) ikincilikle yetinmek zorunda kaldı. Pazar gunu yapılan kayak yarışında üçunculuğu Alman Armih Bittner kazandı. (Fotoğraf: AP) Amatörler birleşin • AA (tzmir) - Türk halk kültürünün tanıtılmasında büyük etkinliği olan amatör halk oyunlan derneklerinin,, bir "konfederasyon" çatısı al- tında toplanraası istendi. İzmir Turizm Folklor Der- neği Başkanı Şahin Ünal, 4 milyon üyesi bulunan halk oyunlan derneklerinin, yete- rince örgütlenememesi nede- niyle, ticari amaçlı dernekle- rin ortaya çıktığını belirterek "Bu ekipler Türk kültürünü dejenerasyona uğratıyor" de- di. Ünal, amatör derneklerin en büyük sorununun çalışa- cak salon bulamamak oldu- ğunu söyleyerek kültüre hiz- met eden dernekler ile siyasi amaçlı derneklerin birbirin- den aynlması gerektiğine işa- ret etti. Çin'in ilk modellik okulu Dünyadaki değişim bir şekilde Çinlinin yaşamını etkiliyor. Başkent Pekin'de ilk kez bir profesyonel modellik okulu açıldı. Huangzhuang Modellik Okulu'nda orta ve lise oğrencileri makyaj dersleri alıyor. Sınıflarda ana ders malzemeleri manken başları peruklardan oluşuyor. (Fotoğraf: REUTER) Aio,bugün MGK'danPKK'yaekönlemI Baştarafı 1. Sayfada nu olacak. "Bugun çevre için ne yaptın?" kampanyasında gazete ve tele- vizyondan yardım istenecek. BuraJara ilanlar verilecek. Bu servisJerin telefonlannın en iyi yerde kamuoyuna duyurulması konusunda yardım istenecek. Çevre servisinde her yörede oturan insanın yanı başında ya- pabileceği ilginç konular ele alı- nacak. Özerden, "Bu yolla her- kesi, her yerde aktif çevreci ol- maya hazırlayacağız. Bu hattın gelirini de tamamen aktif çevre muhafızlan mı diyeceğiz, yerli Greenpeace'çiler mi diyeceğiz bi- lemiyorum, ama, aktif çevreci- lere aktaracağız" dedi. Türkiye'de çevre konusunda onlarca dernek var. Bazıları Bodrum'da çöp topluyor, bazı- lan Istanbul Boğazı'nda faaliyet gösteriyor, gösteriler yapıyor. Ozerden, hedefin bu onlarca derneğin önce kendi aralannda- ki haberleşmeyi sağlamak oldu- 1 ğunu söylüyor. "Onlara bir hat veririm tek kuruş da talep et- mem. Birbirlerinin her yatıkla- rından haberdar olurlar" diyor özerden. Militan çevrecilere para kay- nağı nasıl sağlanacak ve müca- dele yöntemleri ne olacak? özerden sorunun yanıtının ,ÇPk. basit olduğunu söylüyor. Sadece telefon etmek yeterli. Şöyle: "Açacağımız çevre hattıru du- yarlı tüm insanların aramasını isteyeceğiz. Yani hesap numara- mız şudur, banka adı budur gi- bi şeyler yok. Çevreye duyarlı tüm insanlann, açacağımız çev- re hattını aramasını isteyeceğiz. İnsanlar bu hattan çevre konu- sunda yapacaklan şeyler hak- kmda bilgi ahrlarken aym za- CUMHURİYET (Ankara) — Cumhurbaşkam Tlırgut Özal başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda PKK terö- rii, Güneydoğu'da sürdürülen operasyon ve alınacak ek önfcm- ler görüşüldü. Başbakan Süley- man Demirel, MiUi Güvenlik Kunılu toplantısmda teröre kar- şı alınacak önlemler üzerinde "hassasiyetle" durulduğunu be- lirterek "Türkiye Cumhuriyeti devleti kararlıdır, bu yangını söndürecek" dedi. Başbakan Süleyman Demirel, dün Milli Güvenlik Kurulu top- lantısuıın ardından Basın Danış- manı llnur Çevik'in annesi Nur- ten Çevik'in amsına düzenlenen resim sergisinin açılışına kanldı. Başbakan Demirel, sergiden çı- karken gazetecilerin sorusu üze- rine, Milli Güvenlik Kurulu top- lantısında teröre karşı alınacak önlemler üzerinde hassasiyetle durulduğunu belirttikten sonra bir gazetecinin, "Somut bir şey var mı" sorusunu, "Söyledikle- ri çok somut" diye yanıtladı. Altı saat süren toplantının ar- dından Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğj de yazılı bir açıklama yaparak Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere ül- ke genelinde güvenlik ve asayiş durumunun gözden geçirildiği- ni bildirdi. Açıklamada, ülkenin huzur ve güveninin, kanun ve ni- zam hâkimiyetinin mutlak ola- rak tesis ve idaresi hususundaki kararlılığm ve devlet-vatandaş dayanışması içinde terörün etki- siz hale getirilmesini amaçlayan önlem ve düzenlemelerin değer- lendirildiği kaydedildi. Açıkla- ma şöyle: "Milli Güvenlik Kurulu, 27 Ocak 1992 günü Saym Cumhur- başkanı'nın başkanlığında, Baş- bakan Süleyman Demirel, Ge- neikurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz, Içişleri Ba- kanı Ismet Sezgin, Kara Kuvvet- leri Komutanı Orgeneral Muhit- tin Fisunoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral lrfan Tınaz, Hava Kuvvetleri Komutanı Or- general Siyami Taştan, Jandar- ma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgene- Türkiye'de işkence \ar' • Baştarafı 1. Sayfada yapıimaktadır." •• ••-"' • - Rapor, ekim 1991 tarihinde Helsinki İzleme Komitesi'nin polisin elinde işkence gördük- leri avukatlan ve tnsan Hak- lan Derneği tarafından belge- lenen dokuz çocukla İstan- bul'da yaptığı görüşmeden edindiği bilgileri içeriyor. Dünkü basın toplantısmda konuşan Helsinki İzleme Ko- mitesi Direktörü Jeri Laber, mandadakampanyayakatümış cocuklara yapılan işkenceyle lendinyor. İşkence sona ermiş olacaklar. İnsanlar, servisi ara- b ı r h k t e Türkiye'de ışkencenın olsa Turkıye nın uluslararası sistematik olarak uygulandı- "özal hü- uymaya zorluyoruz. Dış Yar- dım Yasası sistematik olarak işkencenin uygulandığı ülke- lere ABD yardımının kesilme- sini öngörüyor. ABD yöneti- mi Türkiye'dekı bu durumu görmek ve Türkiye"ye yardı- mın neden sürdüğünü açıkla- mak zorunda. Türkiye, ABD'nin en yakın müttefîkle- rinden biri. Şu anda da üçün- cü en fazla dış yardım alan ülke durumunda. Türkiye'nin uluslararası imajı beni endişe- ral Nezihi Çakar'ın iştirakleri ile Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde aylık olağan toplan- tısını yapmıştır. Milli Güvenlik Kunılu'nun bu toplantısına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Prof. Er- dal Inönü, gündem konulan ile ilgileri nedeniyle Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan ve Ulaş- tırma Bakanı Yaşar Topçu da katılmışlardır. Kurulun bu toplantısmda, Güneydoğu Anadolu başta ol- mak üzere ülke genelinde güven- lik ve asayiş durumu gözden ge- çirilmiştir, ülkemizin huzur ve güveninin, kanun ve nizam hâ- kimiyetinin mutlak olarak tesis ve idamesi hususundaki karar- lıhk ve devlet-vatandaş dayanış- ması içinde terörün tesirsiz hale getirilmesini amaçlayan tedbir ve düzenlemeler değerlendiril- miştir. İbplantıda ayrıca dış politika alanında Türkiye'yi ilgilendiren gelişmeler gözden geçirilmiş ve değerlendirilmiş, bölücü faali- yetlere karşı dost ve komşu ül- kelerin desteğinin sağlanmasını amaçlayan faaliyet ve tedbirler üzerinde durulmuştur. Ülkenin sosyo-ekonomik po- tansiyeli içinde özgün bir değe- re sahip Istanbul ilinde hızlı kentleşme ve nüfus artışına pa- ralel olarak hizmetlerin etkinli- ğini de arttırmak üzere Istan- bul'un asayiş, güvenlik ve huzur dahil her alandaki sorunlarının tespit ve değerlendirilmesini amaçlayan bir rapor ele alınmış, tçişleri Bakanhğı koordinatörlü- ğünde yapılacak müteakip çaüş- malarla çözüm önerilerinin ge- liştirilerek uygulamaya konul- masına devam edilmesi kararlaş- tınhnıştır!' • Baştarafı 1. Sayfada Öte yandan, PKK Avrupa Temsilciliği, öneki gün Kapalı- çarşı ve Galleria'da bir kişinin ölümüne, 16 kişinin de yaralan- masına neden olan bombalama olaylanmn "kendileriyle ilgisi olmadığını" savundu. PKK Avrupa Temsilciliğı'n- den ust duzey bir yetkili yapı- lan telefon görüşmesinde şöyle dedi: "Gazeteleri arayan kişi kendi- sini 'PKK intikam timi' oiarak tanıtmış. Biz telefonla açıklama yapmayız. Aynca örgütümüz içinde de böyle bir birim yoktur. Kapalıçarşı'ya ve Galleria'ya bomba konulması bizim tarzı- mız değildir. Masum sivillerin çok fazla olduğu bir yerdir. Ga- zeteler şimdilik bir açıklama göndermememizin iki nedeni vardır. Birincisi olayı biz üstlen- diğimiz için bir süre bekliyoruz. İkincisi, kendi birimlerimizden konuyla ilgili raporlan ve haber- leri beklediğimiz içindir. En kı- sa zamanda basına ve kamuoyu- na duyurulmak üzere açıklama yapılacaktır. Şimdiye kadar bi- rimlerimizden gelen haberlere göre olayın bir kontrgerilla pro- vokasyonu olduğu anlaşıhyorî' İstanbul Emniyet Müdür Ve- kili Cemil Serhatlı da AA'ya yaptığı açıklamada, Kapalıçar- şı ve Galleria olaylanyla ilgili olarak gözaltına alınanlann ser- best bırakıldığını bildirerek "Halen gözaltında kimse yok" dedi. Kapahçarşı'ya yerleştirilen bombanın "saatli", Galleria'da- kinin ise "ses" bombası olduğu- nun kesinleştiğini söyleyen Ser- hatlı, her iki patlamayla ilgili so- ruşturmanın sürdürüldüğünü belirtti. dıkları için para ödemiş olacak- lar. Yani diğer servislerde oldu- ğu gibi 30 saniyesi 2917 lira. Bu- radan PTT'nin aldığı para çık- tıktan sonra Alo Bilgi A.ŞÎye ka- Ian tüm para mücadeleci çevre- cilere aktarılacak." Mücadele yöntemi ne olacak? özerden buna da "çok aktiF' diye yanıtlıyor ve sonra da ko- nuyu açıyor: "Avrupa'da Greenpeace ne ya- pıyorsa. Birçok dernek var Türkiye'de çevre ile ilgili ve be- ni ügilendirmiyorlar. Benim için önemli olan çevre kirhh'ğine kar- şı etkin mücadele. Örneğin, de- nizi kirleten bir tanker mi var, gidip geminin etrafı çevrilecek. Bununla ilgili İstanbul Belediye- si mi, yoksa polisle mi işbirliği yaparlar bilemiyorum ama de- niz malzemelerini alınm. Botsa • bot alınz, denize bağlarız. Bu da eylemde kullanıhr. Veya iğrenç bir duman yayan fabrika baca- sı mı var, oraya tırmanılacak dağcıhk malzemelerini sağlanm. Gösteri mi yapılacak, miting mi düzenlenecek, bunlann finans- manını sağlanm." ğını vurgulayarak kümeti, işkencecileri cezalan- dıracağım ve işkencenin bir- kaç istisna dışında yok edildi- ğini bildirmişti. Oysa buna karşın Türkiye'de işkence bu- gün hâlâ sürüyor" dedi. La- ber, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümet yetkililerinin sert bir tutumla bunu engelle- meleri gerek. Ama bunu yap- mıyorlar. Başbakan Süley- man Demirel'in bu konudaki güçlü sözlerini duyuyor ve bunlardan memnun oluyoruz. Bu sözlerden cesaret alarak Demirel'Ie bu hafta içinde gö- rüşmeyi umuyoruz. Kendisine raporu sunacağız ve kendisine Türkiye'de işkenceye son ve- rilmesi için önerilerimizi ilete- ceğiz." Laber, işkenceyi sistematik olarak uygulayan ülkelere ABD dış yardımının kesilmesi konusunda Temsilciler Mec- lisi'nde uyanlar yaptıklannı belirtti ve sözlerini şöyle sür- dürdü: "ABD yönetimini Dış Yar- dım Yasası'nın gereklerine imajı da değişecek." Laber, kesin randevu alma- bildiği takdirde Ankara'da Başbakan Demirel. Başbakan Yardımcısı Erdal Jnönü, İçiş- leri ve Adalet Bakanlanyla görüşmelerinde kendilerine sekiz öneri götüreceklerini be- lirtti. öneriler şöyle: • Eylül 1989'da çıkanlan ka- raraame uyannca gözaltına alınan kişilerin avukatlanyla derhal görüşmeleri hakkının sağlanması. • Mahkemede. işkence altında poliste verilen ifadelerin ge- çerli sayılmaması. • Sistemin değiştirilerek polis- te sorgulamaya son verilmesi. • Ortaya çıkanlan işkence va- Istanbul'da operasyon • Baştarafı 1. Sayfada yukanya doğru yaylım ateşine başladıklan öğreriildi. Etrafı boş arazi olan apartmana doğru yaklaşık 20 dakika süren ateşten sonra, polis telsizinden, "içeri- de bulunan üç kişinin öldüruldüğU" anonsu duyuldu. Daha sonra binaya giren gü- venlik güçleri, savcı gelene dek gazetecileri içeri almadılar. Ope- rasyondan yaklaşık 2 saat son- ra gelen İstanbul Devlet Güven- 'lik Mahkemesi Savası ile Bakır- köy Cumhuriyet Savcısı'nın in- celemelerinden sonra gazetecüer içeri alınarak fotoğraf çekildi. Öldürülen üç kişiden İsmail kalannda sorumlulann der- Cengiz Göznek'in oturma oda- hal cezalandmlması. % sında, Servet Şahin'in de mut- • Uluslararası Kızıl Haç ör- fakta eşofmanlanyla, Mustafa gütü'nün gözaltıadaki kişiler Ateş'in ise yatak odasında kot ve tutuklulan ziyaret hakkı- pantolon ve gömlekle ölü olarak nın sağlanması. yattığı görüldü. Polisin, ölenle- • Sorgudakilenn ailelerine re ait olduğunu bildirdiği taban- derhal bildirim yapılması. calann, cesetlerden biraz uzak- - - - - - - • olduklan gözlendi. Mutfak- ABD'de Davos umudu az • Baştarafı 1. Sayfada kapısı rolunu oynamaya hazır- lanıyordu. Oysa bugün değil ka- pısı olmak, Balkanlar'daki sıkı- şıkhktan çıkmak için ABD'den medet umuyor. Geçen hafta ABD başkentin- de gerçekleşen eski SSCB ülke- lerine yardım konferansı sırasında Yunanistan Dışişleri Bakanı Samaras ile ABD'li mes- lektaşı James Baker bir saat sü- ren bir görüşme yaptı. Yunan tarafının bir numaralı önceliği ABD'nin Makedonya'yı tanı- masının nasıl önleneceği idi. Hatta Kıbns konusu bile bun- dan sonra açıldı. Samaras, gö- rüşmede ABD'nin Makedonya'yı hem tanımama- Sahibinden satılık çok temiz 1973 Model Alman Ford minibüs 121 33 81 sı hem de mevcut ismiyle tam- maması için lobi yaptı. Yunanistan, bilindiği gibi Makedonya'nm ismini değiştir- meyi amaçlıyor. Ancak gerçek- çiliği tartış^lır bu yaklaşımın Amerika tarafından kabul edil- mesi uzak bir olasılık olarak siv- rih'yor. Baker, Samaras'a, Makedon- ya meselesinde "Avrupa'mn liderliğini" izleyeceklerini, yani Avrupa tamyınca ABD'nin de tanımak durumunda kalacağıni söyledi. Samaras Kıbns konusunda da Yunanistan'ın geleneksel "Türkiye'ye baskı yapm" çizgi- sini izledi. Samaras, Demirel'- in yakında VVashington'a geleceğini, ABD'nin bu fırsatı kullanarak Kıbns için telkinler- de bulunmasuıın sonuç için ha- yırh olacağını ima edince Baker, o günlerde New York'ta bulu- nan Ledsky'ye atfen "koordi- natörü bekliyorum" yamtını verdi. • Anti-Terör Yasası'nın değiş- tirilmesi. • Yetkililerin, söyledikleri söz- lerin içtenliğini kanıtlamalan için bunlann sözde kalmama- lan ve uygulamaya geçilmesi. Laber daha sonra Türkiye'- de değil işkence yapıldığını nerede yapıldığının dahi her- kesçe bilindiğine ışaret ederek İstanbul Gayrettepe'de hangi kattaki hangi odada yapıldığı- m bile söyleyebileceklerini be- lirtti. taki cesedin yakınındaki duva- nn zemine yakın yerlerinde de kurşun izleri olduğu görüldü. Operasyondan sonra polis yetkih'lerinin yaptıklan açıkla- mada, evde toplam 5 tabanca ile sahte kimlik ve dokümanlar bu- lunduğu beürtildi. Öldürülenler- den tsmail Cengiz Göznek'in (21) İstanbul Üniversitesi Kim- ya Fakültesi ikinci sınıf öğren- cisi olduğu saptandı. Servet Şa- hin (19) ile Mustafa Ateş'in (19) Çankaya sorunu askıda • Baştarafı 1. Sayfada gitmedim. Kendisi konuyu açtı. Orada bekleyen çok ka- rarname yok. Dün ve bugün (önceki gün ve dün) yapılan imzalarla sanıyorum ki o me- sele aşılmaktadır Bu, her de- virde tartışma konusu olmuş- tur. Devletin tıkanma istidadı belirdiği yerde ben devreye gi- rerim. Şu anda devletin tıkan- ma_ istidadı yoktur. Benim Sayın Özal ile konuşmam ga- yet uygardır. Ben ülkenin so- runlannı çözrne peşindeyken sorunlara yenisini eklemem. Şu anda durum düzgün görü- nüyor. Belki tartışılacak bir- kaç tane kararname olabilir. ama kararnamelerin pek çoğu imzalanmış." Demirel bir başka soru üze- rine de Özal ile ABD gezisi öncesinde yenıden bir araya geleceklerini bildirdi. Demirel çeşitli sorulan şöyle yanıtladı: — Görüşmede ekonomik pa- keti degerlendirdiniz mi? DEMİREL - Aynntılara ginnedik. Sadece bütçe üze- rinde biraz durduk. İntibaını sormadım, intiba da almak is- temedim, almadım. Daha doğrusu intiba almak akhma gelmedi. Nâsıisa lcâlTaerecede eleştireni vardır paketin. Demirel'in Yükselişi ve İnönü... • Baştarafı 1. Sayfada Kurultay yeni bitmiştı. Pazar akşamı tak- siyle büroya dönerken, sonucu benden öğ- renen şoförün yorumu şöyle oldu: ' 'İnönü 'nün kazanmasına sevindim. Hükü- met yürüyecek demektir. Erdal inönü hoş in- san, ona guveniyorum. Ama iyi politikacı de- ğil galiba. Baykal'a gelince, iyi politikacı, ama ona da güvenemıyorum." •k Bu durumda Sayın İnönü ne yapmalı? Her şeyden önce bir noktayı gerçekçi bi- çimde gqrebilmeli: Sekiz yıldır SHP'nın Ge- nel Başkanlığı'nı yürütmekte. Ama bunca yıl- dır partide işlerin tıkırında gittiği söylenemez. Sandıkta büyüyememiştir SHP; küçülmüş- tür. Bugün yüzde 20 ile üçüncü sıraya düş- müş bulunuyor. Partinin her açıdan yenilen- me ve değişime gereksinmesi vardır. Yıllar- dan beri bu iş gündemdeki yerinı koruyor. Bu noktaya Kurultay'ın son günü Inönü'- nün kendisi de parmak bastı: "Partinin yenileşme ve değişime ihtiyacı ol- madığını söyleyebilenlerin gözü bağlıdır" dedi. Hakhdır. Ama sekiz yıldır partinin liderliğini yapan da kendisidir. O zaman?.. Sayın inönü, şimdi artık bu son derece ye- rınde teşhisin gereğini yerine getirmek du- rumundadır. Bir başka deyişle: SHP, yeni bir tüzük ve programa kavuş- turulmalıdır. Siyasal Partiler Yasası'nın bir an önce de- ğiştirilmesine öncülük edilerek, bir yandan toplumda styasal katıhm geliştirilmeli, öte yandan partiye taze kan sağlanmalıdır. Tür- kiye'deki enteltektüei birikimi en iyi biçimde seferber edebılecek bir çalışma modeli oluş- turukrıalıdır. Partinin yeniden yapılanması ve örgütlenme anlayışının değiştirilmesi savsak- lanamayacak bir görevdir. Partinin eskiyen söylemı de, pörsümeye yüz tutan imajı da değiştirilmelidir. Bunlar için de tartışma şarttır. Partinin tabanından başlayarak her kade- mede bu konular sistemfi bir çerçevede ve kamuoyuna açık olarak ele alınmalıdır. Yal- nız partili değil, parti dışı platformlarda da herkese açık tartışma zemınleri oluşturul- malıdır. Partı çatısı altında değişik fikirler yarıştı- nlmalı ve bu farklılığın itici gücünden, dina- mizminden yararlanılmalıdır. Sonra konu, seçim maddesınden yoksun kurultay zeminine getirilmelidir. Bunun tek bir kurultay olması da gerekmez. Zamana yayılmış, hiçbir seçimin yapılmayacağı prog- ram kurultaylarıyla çıkış yolları tartışılmalıdır. Değişim ve yenileşme.. Erdal İnönü, acaba bu açılardan Süley- man Demırel'de bazı olumlu örnekler bula- bılir mı, bılemiyoruz. 12 Eylül sonrası, Tur- gut Ûzal'ın yıldızının parladığı yıllar boyun- ca Demirel hakkında yaygın biçimde dile ge- tırılen değer yargıları hiç de olumlu değildi: "Güven vermiyor... Denenmiştir... Devrini tamamladı... Eskidi... Zaman tünelinde kal- dı..." Bunlar söylenirken, DYP de yüzde 20'nin altında seyretti. Ama Demirel yıllar içinde bir- çok açıdan "değişim ve yenileşme'"y\ yaka- lamasını bildi ve yenıden kendisini başba- kanlığa, partısinı de iktidara taşıdı. Kendisine her pazartesi sabahı Bülent Tanla tarafından sunulan kamuoyu yoklama raporlarında imajı çok yüksek çıkmaya de- vam edıyor Demirel'in; yüzde 63-65 arasın- da. Kendisine duyulan güven de iyi bir çiz- gide seyrediyor; ınandırıcılık açısından da olumlu bir grafik söz konusu. Sosyal demok- rasıye oy kullanmış kimı çevrelerde de ilgi odağı... O yüzden Sayın İnönü, Sayın Demirel'in yükselış eğrısinden yararlı bazı gözlemler çı- karabılir. SHP'de yapılacak çok iş var. Dileriz, SHP Genel Başkanı bu son şan- sını iyi kullanır. ise ne iş yapnkları öğrenileme- di. Mustafa Ateş'in kimliğinin sahte olabileceği ve öldürülenle- rin Devrünci Sol örgütü üyesi ol- duklan belirtiliyor. Operasyon sırasında bakkal- da alışveriş yapan İsmail Cengiz Göznek'in nişanlısı Seçgül Ateş, "İsmail daha önce siyasi suçtan cezacvine girmişti. Sabah saat ll.OOsıralarında Ser\et \e Mus- tafa isimli iki arkadaşıyla bir- likte beni ziyarete geldi. Bakka- la alışverişe indiğimde üst katı polis bastı" diye konuştu. Seçgül Ateş, sorgulanmak üzere polis tarafından gözaltına ahndı. Seçgül Ateş'in alışveriş yapmak için gittiği Kardeşler Market'in sahibi Mehmet Çenik ile işçisi Bektaş Akdemir olayı şöyle anlattılar: "Seçgül alışveriş için içeri gir- diğinde polislerin evin etrafını sardıklannı gördük. Seçgül po- lisler gelmeden önce oldukça ra- hat davranıyordu. Evin etrafı sa- nlınca, dükkâna giren bir polis bize dışan çıkmamamızı tem- bihledi. Olayı içeriden hep be- raber izliyorduk. PoUsin 'teslim ol' çağnsma içeriden cevap gelmedi. Eve ateş başladığında Seçgül çok üzgün görünüyordu. Baskın yaklaşık 20 dakika sürdü. Daha sonra dükkâna gelen polisler evsahibi- nin kim olduğunu sordular. Biz de Hüseyin ve Aygül Ateş'in ev- sahibi olduklannı, Seçgül'ün de kızlan olduğunu söyledik. Polis, Seçgül'e 'îçeridekiler kim' diye sordu. O, 'Biri nişanlım, diğer- leri nişanumın arkadaşlan' diye cevap verdi. Saat 11.00'de eve geldiklerini, çay içip iskambil oynadıklannı, acıktıklan için kendisinin alışverişe indiğini söyledi:' Operasyonun gerçekleştirildi- ği apartmîuıın çevresinde oturan bazı görgü tanıklan da olayı şöyle anlattılar: "Polis apartmanın etrafını sardı. Çelik yelekli bir gnıp po- lis de içeri girdi. Daha sonra içerdekilere teslim ol' çağnsı ya- pıldı. tçerden cevap gelmedi. Bunun üzerine polisler, daireyi yaklaşık 20 dakika yaylım ate- şine tuttularJ' AA'mn haberine göre polis yetkilileri ölü ele geçirilen 3 ki- şinin soygun girişimiyle ilgileri bulunup bulunmadığı konusun- da bir açıklama yapmadılar. Baykal geri • Baştarafı 1. Sayfada ter seçimi yapılacak. Genel sek- reterlik için adı geçenler Hasan Fehmi Güneş, Cevdet Selvi, Er- can Karakaş ve Enuğrul Günay. Güneş'in PM'ye en yüksek oyla seçilenler arasında beşinci sıra- da bulunması durumunu güç- lendiriyor. Ancak Inönü'nün Selvi'nin" kongre çabalarını da dikkate alarak henüz Güneş ve Selvi ara- smda bir tercih yapmadığı belir- tiliyor. Yeni Sol Cephesi'nde, az fark- la genel başkanlığı kaçırmamn uzüntüsü egemen. Yine de ii de- legelerinin oy kullandığı sandık- larda Baykal'ın 22 oy önde ol- ması ve İnönü'nün bu farkı PM üyeleri, bakanlar ve milletvekil- lerinden aldığı oylarla kapatma- sı "sevindirici bir gelişme" ola- rak nitelendiriliyor. Aynca bu gruptan bazı adaylann, birkaç kadın adaydan daha çok oy aJ- masına rağmen "kadın kotası" nedeniyle PM'ye giremediği be- lirtilerek, İnönü'nün bu kota sa- yesinde PM'de çoğunluğu sağ- ladığı vurgulanıyor. Üç kurultay yenilgisinin ar- dmdan Yeni Sol bir bekleme dö- nemine girerken, Baykal bu dö- nemde kendisini "unutturacak" kadar geri planda kaünayı yeğ- liyor. Kurultay konuşmasmda partinin geleceğine ilişkin kay- gılarınj ve yenileştirmeye dönük tezlerini anlatarak üzerine düşe- ni yaptığına inanan Baykal, bu sonucu kabullenen bir tavır ser- giliyor. Yeni Sol'un listesinden PM'ye giren Ertuğrul Günay, "PM'de 17 Baykalcı" biçimindeki değer- lendirmelerin yanlış olduğunu söyledi. Günay, "Yeni Sol liste- sinde adı geçenlerin çoğu gibi ben de Baykalcı değüim. Ben Yenilikçiyim. Son kurultaya su- nulan İiste olduğu gibi Sayın inönü'nün silueti bir ölçüde he- pimize ve gbrüşlerimizi kapla- mışü" diye konuştu. Günay, kurultayın partideki yenileşme gereksiniminin örgüt tarafından kabul edildiğini or- taya koyduğunu vurgulayarak şunlan söyledi: "Bu kurultayda ortaya konan hükümet kozu karşısında kurul- tay temel ihtiyacı şimdilik, bir süre için ve makul bir zamanda gerçekleştirmek üzere ertelemiş- tir!' KULİS Zırhlar delinirken • Baştarafı 1. Sayfada Soylendiğine göre Adalet Bakanı kendi bürokratlarının zırhını çıkarıp, oteki burokratlarla eşit duruma getirmek için kolları sıvadı. Geçen günlerde Meclis'e gönderttiği bir yasa tasansı ile başta musteşarı olmak uzere kendi yüksek bürokratlarının dokunulmazlıklannı kaldırıyor. Tasarıya sessizce yerleştirdiği bir madde ile "unvanı ne olursa olsun. idari bir gorevde çalışan, yargılama yapmayan ve yargı kararı verme yetkisi bulunmayan görevlilerin, hâkim sınıfından olsa bile, hâkim teminatından yararlanmalannı" engelliyor. Bakanın bu girişimiyle, hakkında yığınla suç duyurusunda bulunulduğu halde yargılanamayan gorevliler mahkemeye çıkanlacaklar. Yasanın Meciis'ten kolayca geçebileceği söyleniyor. Ancak "komşuluk hukuku" nedeniyle Cumhurbaşkanı'nın onaylayıp onaylamayacağı merak ediliyor. KLLİSEACIKLAMA Ülkücü olmak suçmu? Başbakan Demirel'in başdânışmanı ve eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, önceki günkü "Kulis"imizde yer alan "bazı katliamlann ya da MHP davasının samğı olarak yargılanan ülkücülerin kendi döneminde bakanlık kadrosuna alındığı" yolundaki söylentilerle ilgili olarak bir açıklama yaptı. Zeybek'in açıklaması şöyle: "Kültür Bakanhğı'nın 1991 bütçesininTBMM'deki görüşmeleri sırasında bir sayın milletvekili bakanlıkta MHP'lileri kadrolaştırdığım hakkında bana bir soru sordu. Ona verdiğim cevapta 'Bakanlıkta boş kadrolara tayin yaparken MHP'liliği ölçü olarak almadığımı, liyakat esasına önem verdiğimi, ama MHP'liliği bir kusur olarak da görmediğimi; MHP'lilerin belli görevlere getirilmesini yasaklamak isteyen düşünceyi de demokratik bakış açısıyla bağdaştırmadığımı söylemiştim. 'MHPdavası başta olmak üzere çeşitli sağ davalarda yargılananlann bakanlıkta etkin görevlerde olduğu, bunlan benim göreve getirdiğim ve bu isimlerin bakanhktan uzaklaştınlacağı' şeklinde ifadelerin açıklığa kavuşturulması gerekir. öncelikle bunlar kimlerdir? Gerçekten var mıdırlar? Sayılan kaçtır? Bir davada yargılanmış olmak eğer devlet memuriyetine engel kesinleşmiş birmahkûmiyet yoksa bakanhktan uzaklaştınlma sebebi olabilir mi? Olabilirse o hukuk devleti kavramı yara almaz mı? Ülkücü veya MHP'li olmak suç mudur? Ülkücü veya MHP'li olanlar ikinci sınıf yurttaş mıdırlar? Onlar kamu haklanndan mahrum mu edileceklerdir? Kültürlü olmak için veya Kültür Bakanlığı'nda veya başka bir bakanlıkta çalışmak için, ülkücü veya MHP'li olunmadığına dair belge mi getirmek gerekecektir? Kültür Bakanhğı yaptığım dönemde MHP veya sağ veya sol bir davada yargılanmayı memuriyete engel olarak görmedim. Bakanlıktaki bilgiler açıklanırsa gerçek ortaya çıkar. Demokratik ortamın oluşması için öncelikle zihinlerin demokratlaşması ve insanlara, insan haklannın kategorilerine göre verilmesinden vazgeçilmesi gerektiği görüşümü bir kere daha ifade etmek istiyorum."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle