Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28Ocakl992**** haberler Cumhuriyet 19
Kızilderili
amigolar
Minneapolis, önceki
gun 26. süper
bovvling yarışlarına
sahne oldu. ABD'nin
çeşitli eyaletlerinden
yarışmayı izlemeye
gelenler oldu.
Aralarında en
ilginçleri Washington
D.Cden gelen Paul
Mikellides, Daros
Mylones, Yiangos
Mikellides'ti.
Kızılderili
taraftarlar oyun
başlamadan önce
takımları için
oldukça coşkulu
tezüharatta
bulundular.
(Fotoğraf: AP)
Diinya Slalom Kupası
Dünya Slalom Kayak Yarışı
sonuçlandı. İsviçre'nin Mengen
kentinde önceki gün yapılan
yarışmada Alberto Tomba ile
Paul Accola birincilik için
çekiştiler. Sonuçta Dunya
Slainrn Kupası Tomba'nın
(ortada) oldu. Isviçreli Accola
(solda) ikincilikle yetinmek
zorunda kaldı. Pazar gunu
yapılan kayak yarışında
üçunculuğu Alman Armih
Bittner kazandı.
(Fotoğraf: AP)
Amatörler
birleşin
• AA (tzmir) - Türk halk
kültürünün tanıtılmasında
büyük etkinliği olan amatör
halk oyunlan derneklerinin,,
bir "konfederasyon" çatısı al-
tında toplanraası istendi.
İzmir Turizm Folklor Der-
neği Başkanı Şahin Ünal, 4
milyon üyesi bulunan halk
oyunlan derneklerinin, yete-
rince örgütlenememesi nede-
niyle, ticari amaçlı dernekle-
rin ortaya çıktığını belirterek
"Bu ekipler Türk kültürünü
dejenerasyona uğratıyor" de-
di. Ünal, amatör derneklerin
en büyük sorununun çalışa-
cak salon bulamamak oldu-
ğunu söyleyerek kültüre hiz-
met eden dernekler ile siyasi
amaçlı derneklerin birbirin-
den aynlması gerektiğine işa-
ret etti.
Çin'in ilk modellik okulu
Dünyadaki değişim bir şekilde
Çinlinin yaşamını etkiliyor. Başkent
Pekin'de ilk kez bir profesyonel
modellik okulu açıldı. Huangzhuang
Modellik Okulu'nda orta ve lise
oğrencileri makyaj dersleri alıyor.
Sınıflarda ana ders malzemeleri
manken başları peruklardan
oluşuyor.
(Fotoğraf: REUTER)
Aio,bugün MGK'danPKK'yaekönlemI Baştarafı 1. Sayfada
nu olacak.
"Bugun çevre için ne yaptın?"
kampanyasında gazete ve tele-
vizyondan yardım istenecek.
BuraJara ilanlar verilecek. Bu
servisJerin telefonlannın en iyi
yerde kamuoyuna duyurulması
konusunda yardım istenecek.
Çevre servisinde her yörede
oturan insanın yanı başında ya-
pabileceği ilginç konular ele alı-
nacak. Özerden, "Bu yolla her-
kesi, her yerde aktif çevreci ol-
maya hazırlayacağız. Bu hattın
gelirini de tamamen aktif çevre
muhafızlan mı diyeceğiz, yerli
Greenpeace'çiler mi diyeceğiz bi-
lemiyorum, ama, aktif çevreci-
lere aktaracağız" dedi.
Türkiye'de çevre konusunda
onlarca dernek var. Bazıları
Bodrum'da çöp topluyor, bazı-
lan Istanbul Boğazı'nda faaliyet
gösteriyor, gösteriler yapıyor.
Ozerden, hedefin bu onlarca
derneğin önce kendi aralannda-
ki haberleşmeyi sağlamak oldu-
1
ğunu söylüyor. "Onlara bir hat
veririm tek kuruş da talep et-
mem. Birbirlerinin her yatıkla-
rından haberdar olurlar" diyor
özerden.
Militan çevrecilere para kay-
nağı nasıl sağlanacak ve müca-
dele yöntemleri ne olacak?
özerden sorunun yanıtının
,ÇPk. basit olduğunu söylüyor.
Sadece telefon etmek yeterli.
Şöyle:
"Açacağımız çevre hattıru du-
yarlı tüm insanların aramasını
isteyeceğiz. Yani hesap numara-
mız şudur, banka adı budur gi-
bi şeyler yok. Çevreye duyarlı
tüm insanlann, açacağımız çev-
re hattını aramasını isteyeceğiz.
İnsanlar bu hattan çevre konu-
sunda yapacaklan şeyler hak-
kmda bilgi ahrlarken aym za-
CUMHURİYET (Ankara) —
Cumhurbaşkam Tlırgut Özal
başkanlığında toplanan Milli
Güvenlik Kurulu'nda PKK terö-
rii, Güneydoğu'da sürdürülen
operasyon ve alınacak ek önfcm-
ler görüşüldü. Başbakan Süley-
man Demirel, MiUi Güvenlik
Kunılu toplantısmda teröre kar-
şı alınacak önlemler üzerinde
"hassasiyetle" durulduğunu be-
lirterek "Türkiye Cumhuriyeti
devleti kararlıdır, bu yangını
söndürecek" dedi.
Başbakan Süleyman Demirel,
dün Milli Güvenlik Kurulu top-
lantısuıın ardından Basın Danış-
manı llnur Çevik'in annesi Nur-
ten Çevik'in amsına düzenlenen
resim sergisinin açılışına kanldı.
Başbakan Demirel, sergiden çı-
karken gazetecilerin sorusu üze-
rine, Milli Güvenlik Kurulu top-
lantısında teröre karşı alınacak
önlemler üzerinde hassasiyetle
durulduğunu belirttikten sonra
bir gazetecinin, "Somut bir şey
var mı" sorusunu, "Söyledikle-
ri çok somut" diye yanıtladı.
Altı saat süren toplantının ar-
dından Milli Güvenlik Kurulu
Genel Sekreterliğj de yazılı bir
açıklama yaparak Güneydoğu
Anadolu başta olmak üzere ül-
ke genelinde güvenlik ve asayiş
durumunun gözden geçirildiği-
ni bildirdi. Açıklamada, ülkenin
huzur ve güveninin, kanun ve ni-
zam hâkimiyetinin mutlak ola-
rak tesis ve idaresi hususundaki
kararlılığm ve devlet-vatandaş
dayanışması içinde terörün etki-
siz hale getirilmesini amaçlayan
önlem ve düzenlemelerin değer-
lendirildiği kaydedildi. Açıkla-
ma şöyle:
"Milli Güvenlik Kurulu, 27
Ocak 1992 günü Saym Cumhur-
başkanı'nın başkanlığında, Baş-
bakan Süleyman Demirel, Ge-
neikurmay Başkanı Orgeneral
Doğan Güreş, Milli Savunma
Bakanı Nevzat Ayaz, Içişleri Ba-
kanı Ismet Sezgin, Kara Kuvvet-
leri Komutanı Orgeneral Muhit-
tin Fisunoğlu, Deniz Kuvvetleri
Komutanı Oramiral lrfan Tınaz,
Hava Kuvvetleri Komutanı Or-
general Siyami Taştan, Jandar-
ma Genel Komutanı Orgeneral
Eşref Bitlis ve Milli Güvenlik
Kurulu Genel Sekreteri Orgene-
Türkiye'de işkence \ar'
• Baştarafı 1. Sayfada
yapıimaktadır." •• ••-"' • -
Rapor, ekim 1991 tarihinde
Helsinki İzleme Komitesi'nin
polisin elinde işkence gördük-
leri avukatlan ve tnsan Hak-
lan Derneği tarafından belge-
lenen dokuz çocukla İstan-
bul'da yaptığı görüşmeden
edindiği bilgileri içeriyor.
Dünkü basın toplantısmda
konuşan Helsinki İzleme Ko-
mitesi Direktörü Jeri Laber,
mandadakampanyayakatümış cocuklara yapılan işkenceyle lendinyor. İşkence sona ermiş
olacaklar. İnsanlar, servisi ara-
b ı r h k t e
Türkiye'de ışkencenın olsa Turkıye nın uluslararası
sistematik olarak uygulandı-
"özal hü-
uymaya zorluyoruz. Dış Yar-
dım Yasası sistematik olarak
işkencenin uygulandığı ülke-
lere ABD yardımının kesilme-
sini öngörüyor. ABD yöneti-
mi Türkiye'dekı bu durumu
görmek ve Türkiye"ye yardı-
mın neden sürdüğünü açıkla-
mak zorunda. Türkiye,
ABD'nin en yakın müttefîkle-
rinden biri. Şu anda da üçün-
cü en fazla dış yardım alan
ülke durumunda. Türkiye'nin
uluslararası imajı beni endişe-
ral Nezihi Çakar'ın iştirakleri ile
Çankaya Cumhurbaşkanlığı
Köşkü'nde aylık olağan toplan-
tısını yapmıştır.
Milli Güvenlik Kunılu'nun bu
toplantısına Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Prof. Er-
dal Inönü, gündem konulan ile
ilgileri nedeniyle Milli Eğitim
Bakanı Köksal Toptan ve Ulaş-
tırma Bakanı Yaşar Topçu da
katılmışlardır.
Kurulun bu toplantısmda,
Güneydoğu Anadolu başta ol-
mak üzere ülke genelinde güven-
lik ve asayiş durumu gözden ge-
çirilmiştir, ülkemizin huzur ve
güveninin, kanun ve nizam hâ-
kimiyetinin mutlak olarak tesis
ve idamesi hususundaki karar-
lıhk ve devlet-vatandaş dayanış-
ması içinde terörün tesirsiz hale
getirilmesini amaçlayan tedbir
ve düzenlemeler değerlendiril-
miştir.
İbplantıda ayrıca dış politika
alanında Türkiye'yi ilgilendiren
gelişmeler gözden geçirilmiş ve
değerlendirilmiş, bölücü faali-
yetlere karşı dost ve komşu ül-
kelerin desteğinin sağlanmasını
amaçlayan faaliyet ve tedbirler
üzerinde durulmuştur.
Ülkenin sosyo-ekonomik po-
tansiyeli içinde özgün bir değe-
re sahip Istanbul ilinde hızlı
kentleşme ve nüfus artışına pa-
ralel olarak hizmetlerin etkinli-
ğini de arttırmak üzere Istan-
bul'un asayiş, güvenlik ve huzur
dahil her alandaki sorunlarının
tespit ve değerlendirilmesini
amaçlayan bir rapor ele alınmış,
tçişleri Bakanhğı koordinatörlü-
ğünde yapılacak müteakip çaüş-
malarla çözüm önerilerinin ge-
liştirilerek uygulamaya konul-
masına devam edilmesi kararlaş-
tınhnıştır!'
• Baştarafı 1. Sayfada
Öte yandan, PKK Avrupa
Temsilciliği, öneki gün Kapalı-
çarşı ve Galleria'da bir kişinin
ölümüne, 16 kişinin de yaralan-
masına neden olan bombalama
olaylanmn "kendileriyle ilgisi
olmadığını" savundu.
PKK Avrupa Temsilciliğı'n-
den ust duzey bir yetkili yapı-
lan telefon görüşmesinde şöyle
dedi:
"Gazeteleri arayan kişi kendi-
sini 'PKK intikam timi' oiarak
tanıtmış. Biz telefonla açıklama
yapmayız. Aynca örgütümüz
içinde de böyle bir birim yoktur.
Kapalıçarşı'ya ve Galleria'ya
bomba konulması bizim tarzı-
mız değildir. Masum sivillerin
çok fazla olduğu bir yerdir. Ga-
zeteler şimdilik bir açıklama
göndermememizin iki nedeni
vardır. Birincisi olayı biz üstlen-
diğimiz için bir süre bekliyoruz.
İkincisi, kendi birimlerimizden
konuyla ilgili raporlan ve haber-
leri beklediğimiz içindir. En kı-
sa zamanda basına ve kamuoyu-
na duyurulmak üzere açıklama
yapılacaktır. Şimdiye kadar bi-
rimlerimizden gelen haberlere
göre olayın bir kontrgerilla pro-
vokasyonu olduğu anlaşıhyorî'
İstanbul Emniyet Müdür Ve-
kili Cemil Serhatlı da AA'ya
yaptığı açıklamada, Kapalıçar-
şı ve Galleria olaylanyla ilgili
olarak gözaltına alınanlann ser-
best bırakıldığını bildirerek
"Halen gözaltında kimse yok"
dedi. Kapahçarşı'ya yerleştirilen
bombanın "saatli", Galleria'da-
kinin ise "ses" bombası olduğu-
nun kesinleştiğini söyleyen Ser-
hatlı, her iki patlamayla ilgili so-
ruşturmanın sürdürüldüğünü
belirtti.
dıkları için para ödemiş olacak-
lar. Yani diğer servislerde oldu-
ğu gibi 30 saniyesi 2917 lira. Bu-
radan PTT'nin aldığı para çık-
tıktan sonra Alo Bilgi A.ŞÎye ka-
Ian tüm para mücadeleci çevre-
cilere aktarılacak."
Mücadele yöntemi ne olacak?
özerden buna da "çok aktiF'
diye yanıtlıyor ve sonra da ko-
nuyu açıyor:
"Avrupa'da Greenpeace ne ya-
pıyorsa. Birçok dernek var
Türkiye'de çevre ile ilgili ve be-
ni ügilendirmiyorlar. Benim için
önemli olan çevre kirhh'ğine kar-
şı etkin mücadele. Örneğin, de-
nizi kirleten bir tanker mi var,
gidip geminin etrafı çevrilecek.
Bununla ilgili İstanbul Belediye-
si mi, yoksa polisle mi işbirliği
yaparlar bilemiyorum ama de-
niz malzemelerini alınm. Botsa
• bot alınz, denize bağlarız. Bu da
eylemde kullanıhr. Veya iğrenç
bir duman yayan fabrika baca-
sı mı var, oraya tırmanılacak
dağcıhk malzemelerini sağlanm.
Gösteri mi yapılacak, miting mi
düzenlenecek, bunlann finans-
manını sağlanm."
ğını vurgulayarak
kümeti, işkencecileri cezalan-
dıracağım ve işkencenin bir-
kaç istisna dışında yok edildi-
ğini bildirmişti. Oysa buna
karşın Türkiye'de işkence bu-
gün hâlâ sürüyor" dedi. La-
ber, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümet yetkililerinin
sert bir tutumla bunu engelle-
meleri gerek. Ama bunu yap-
mıyorlar. Başbakan Süley-
man Demirel'in bu konudaki
güçlü sözlerini duyuyor ve
bunlardan memnun oluyoruz.
Bu sözlerden cesaret alarak
Demirel'Ie bu hafta içinde gö-
rüşmeyi umuyoruz. Kendisine
raporu sunacağız ve kendisine
Türkiye'de işkenceye son ve-
rilmesi için önerilerimizi ilete-
ceğiz."
Laber, işkenceyi sistematik
olarak uygulayan ülkelere
ABD dış yardımının kesilmesi
konusunda Temsilciler Mec-
lisi'nde uyanlar yaptıklannı
belirtti ve sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"ABD yönetimini Dış Yar-
dım Yasası'nın gereklerine
imajı da değişecek."
Laber, kesin randevu alma-
bildiği takdirde Ankara'da
Başbakan Demirel. Başbakan
Yardımcısı Erdal Jnönü, İçiş-
leri ve Adalet Bakanlanyla
görüşmelerinde kendilerine
sekiz öneri götüreceklerini be-
lirtti. öneriler şöyle:
• Eylül 1989'da çıkanlan ka-
raraame uyannca gözaltına
alınan kişilerin avukatlanyla
derhal görüşmeleri hakkının
sağlanması.
• Mahkemede. işkence altında
poliste verilen ifadelerin ge-
çerli sayılmaması.
• Sistemin değiştirilerek polis-
te sorgulamaya son verilmesi.
• Ortaya çıkanlan işkence va-
Istanbul'da operasyon
• Baştarafı 1. Sayfada
yukanya doğru yaylım ateşine
başladıklan öğreriildi. Etrafı boş
arazi olan apartmana doğru
yaklaşık 20 dakika süren ateşten
sonra, polis telsizinden, "içeri-
de bulunan üç kişinin
öldüruldüğU" anonsu duyuldu.
Daha sonra binaya giren gü-
venlik güçleri, savcı gelene dek
gazetecileri içeri almadılar. Ope-
rasyondan yaklaşık 2 saat son-
ra gelen İstanbul Devlet Güven-
'lik Mahkemesi Savası ile Bakır-
köy Cumhuriyet Savcısı'nın in-
celemelerinden sonra gazetecüer
içeri alınarak fotoğraf çekildi.
Öldürülen üç kişiden İsmail
kalannda sorumlulann der- Cengiz Göznek'in oturma oda-
hal cezalandmlması. % sında, Servet Şahin'in de mut-
• Uluslararası Kızıl Haç ör- fakta eşofmanlanyla, Mustafa
gütü'nün gözaltıadaki kişiler Ateş'in ise yatak odasında kot
ve tutuklulan ziyaret hakkı- pantolon ve gömlekle ölü olarak
nın sağlanması. yattığı görüldü. Polisin, ölenle-
• Sorgudakilenn ailelerine re ait olduğunu bildirdiği taban-
derhal bildirim yapılması. calann, cesetlerden biraz uzak-
- - - - - - • olduklan gözlendi. Mutfak-
ABD'de Davos umudu az
• Baştarafı 1. Sayfada
kapısı rolunu oynamaya hazır-
lanıyordu. Oysa bugün değil ka-
pısı olmak, Balkanlar'daki sıkı-
şıkhktan çıkmak için ABD'den
medet umuyor.
Geçen hafta ABD başkentin-
de gerçekleşen eski SSCB ülke-
lerine yardım konferansı
sırasında Yunanistan Dışişleri
Bakanı Samaras ile ABD'li mes-
lektaşı James Baker bir saat sü-
ren bir görüşme yaptı. Yunan
tarafının bir numaralı önceliği
ABD'nin Makedonya'yı tanı-
masının nasıl önleneceği idi.
Hatta Kıbns konusu bile bun-
dan sonra açıldı. Samaras, gö-
rüşmede ABD'nin
Makedonya'yı hem tanımama-
Sahibinden satılık
çok temiz
1973 Model Alman
Ford minibüs
121 33 81
sı hem de mevcut ismiyle tam-
maması için lobi yaptı.
Yunanistan, bilindiği gibi
Makedonya'nm ismini değiştir-
meyi amaçlıyor. Ancak gerçek-
çiliği tartış^lır bu yaklaşımın
Amerika tarafından kabul edil-
mesi uzak bir olasılık olarak siv-
rih'yor.
Baker, Samaras'a, Makedon-
ya meselesinde "Avrupa'mn
liderliğini" izleyeceklerini, yani
Avrupa tamyınca ABD'nin de
tanımak durumunda kalacağıni
söyledi.
Samaras Kıbns konusunda
da Yunanistan'ın geleneksel
"Türkiye'ye baskı yapm" çizgi-
sini izledi. Samaras, Demirel'-
in yakında VVashington'a
geleceğini, ABD'nin bu fırsatı
kullanarak Kıbns için telkinler-
de bulunmasuıın sonuç için ha-
yırh olacağını ima edince Baker,
o günlerde New York'ta bulu-
nan Ledsky'ye atfen "koordi-
natörü bekliyorum" yamtını
verdi.
• Anti-Terör Yasası'nın değiş-
tirilmesi.
• Yetkililerin, söyledikleri söz-
lerin içtenliğini kanıtlamalan
için bunlann sözde kalmama-
lan ve uygulamaya geçilmesi.
Laber daha sonra Türkiye'-
de değil işkence yapıldığını
nerede yapıldığının dahi her-
kesçe bilindiğine ışaret ederek
İstanbul Gayrettepe'de hangi
kattaki hangi odada yapıldığı-
m bile söyleyebileceklerini be-
lirtti.
taki cesedin yakınındaki duva-
nn zemine yakın yerlerinde de
kurşun izleri olduğu görüldü.
Operasyondan sonra polis
yetkih'lerinin yaptıklan açıkla-
mada, evde toplam 5 tabanca ile
sahte kimlik ve dokümanlar bu-
lunduğu beürtildi. Öldürülenler-
den tsmail Cengiz Göznek'in
(21) İstanbul Üniversitesi Kim-
ya Fakültesi ikinci sınıf öğren-
cisi olduğu saptandı. Servet Şa-
hin (19) ile Mustafa Ateş'in (19)
Çankaya sorunu askıda
• Baştarafı 1. Sayfada
gitmedim. Kendisi konuyu
açtı. Orada bekleyen çok ka-
rarname yok. Dün ve bugün
(önceki gün ve dün) yapılan
imzalarla sanıyorum ki o me-
sele aşılmaktadır Bu, her de-
virde tartışma konusu olmuş-
tur. Devletin tıkanma istidadı
belirdiği yerde ben devreye gi-
rerim. Şu anda devletin tıkan-
ma_ istidadı yoktur. Benim
Sayın Özal ile konuşmam ga-
yet uygardır. Ben ülkenin so-
runlannı çözrne peşindeyken
sorunlara yenisini eklemem.
Şu anda durum düzgün görü-
nüyor. Belki tartışılacak bir-
kaç tane kararname olabilir.
ama kararnamelerin pek çoğu
imzalanmış."
Demirel bir başka soru üze-
rine de Özal ile ABD gezisi
öncesinde yenıden bir araya
geleceklerini bildirdi. Demirel
çeşitli sorulan şöyle yanıtladı:
— Görüşmede ekonomik pa-
keti degerlendirdiniz mi?
DEMİREL - Aynntılara
ginnedik. Sadece bütçe üze-
rinde biraz durduk. İntibaını
sormadım, intiba da almak is-
temedim, almadım. Daha
doğrusu intiba almak akhma
gelmedi. Nâsıisa lcâlTaerecede
eleştireni vardır paketin.
Demirel'in Yükselişi ve İnönü...
• Baştarafı 1. Sayfada
Kurultay yeni bitmiştı. Pazar akşamı tak-
siyle büroya dönerken, sonucu benden öğ-
renen şoförün yorumu şöyle oldu:
' 'İnönü 'nün kazanmasına sevindim. Hükü-
met yürüyecek demektir. Erdal inönü hoş in-
san, ona guveniyorum. Ama iyi politikacı de-
ğil galiba. Baykal'a gelince, iyi politikacı, ama
ona da güvenemıyorum."
•k
Bu durumda Sayın İnönü ne yapmalı?
Her şeyden önce bir noktayı gerçekçi bi-
çimde gqrebilmeli: Sekiz yıldır SHP'nın Ge-
nel Başkanlığı'nı yürütmekte. Ama bunca yıl-
dır partide işlerin tıkırında gittiği söylenemez.
Sandıkta büyüyememiştir SHP; küçülmüş-
tür. Bugün yüzde 20 ile üçüncü sıraya düş-
müş bulunuyor. Partinin her açıdan yenilen-
me ve değişime gereksinmesi vardır. Yıllar-
dan beri bu iş gündemdeki yerinı koruyor.
Bu noktaya Kurultay'ın son günü Inönü'-
nün kendisi de parmak bastı:
"Partinin yenileşme ve değişime ihtiyacı ol-
madığını söyleyebilenlerin gözü bağlıdır"
dedi.
Hakhdır.
Ama sekiz yıldır partinin liderliğini yapan
da kendisidir.
O zaman?..
Sayın inönü, şimdi artık bu son derece ye-
rınde teşhisin gereğini yerine getirmek du-
rumundadır.
Bir başka deyişle:
SHP, yeni bir tüzük ve programa kavuş-
turulmalıdır.
Siyasal Partiler Yasası'nın bir an önce de-
ğiştirilmesine öncülük edilerek, bir yandan
toplumda styasal katıhm geliştirilmeli, öte
yandan partiye taze kan sağlanmalıdır. Tür-
kiye'deki enteltektüei birikimi en iyi biçimde
seferber edebılecek bir çalışma modeli oluş-
turukrıalıdır. Partinin yeniden yapılanması ve
örgütlenme anlayışının değiştirilmesi savsak-
lanamayacak bir görevdir. Partinin eskiyen
söylemı de, pörsümeye yüz tutan imajı da
değiştirilmelidir.
Bunlar için de tartışma şarttır.
Partinin tabanından başlayarak her kade-
mede bu konular sistemfi bir çerçevede ve
kamuoyuna açık olarak ele alınmalıdır. Yal-
nız partili değil, parti dışı platformlarda da
herkese açık tartışma zemınleri oluşturul-
malıdır.
Partı çatısı altında değişik fikirler yarıştı-
nlmalı ve bu farklılığın itici gücünden, dina-
mizminden yararlanılmalıdır.
Sonra konu, seçim maddesınden yoksun
kurultay zeminine getirilmelidir. Bunun tek
bir kurultay olması da gerekmez. Zamana
yayılmış, hiçbir seçimin yapılmayacağı prog-
ram kurultaylarıyla çıkış yolları tartışılmalıdır.
Değişim ve yenileşme..
Erdal İnönü, acaba bu açılardan Süley-
man Demırel'de bazı olumlu örnekler bula-
bılir mı, bılemiyoruz. 12 Eylül sonrası, Tur-
gut Ûzal'ın yıldızının parladığı yıllar boyun-
ca Demirel hakkında yaygın biçimde dile ge-
tırılen değer yargıları hiç de olumlu değildi:
"Güven vermiyor... Denenmiştir... Devrini
tamamladı... Eskidi... Zaman tünelinde kal-
dı..."
Bunlar söylenirken, DYP de yüzde 20'nin
altında seyretti. Ama Demirel yıllar içinde bir-
çok açıdan "değişim ve yenileşme'"y\ yaka-
lamasını bildi ve yenıden kendisini başba-
kanlığa, partısinı de iktidara taşıdı.
Kendisine her pazartesi sabahı Bülent
Tanla tarafından sunulan kamuoyu yoklama
raporlarında imajı çok yüksek çıkmaya de-
vam edıyor Demirel'in; yüzde 63-65 arasın-
da. Kendisine duyulan güven de iyi bir çiz-
gide seyrediyor; ınandırıcılık açısından da
olumlu bir grafik söz konusu. Sosyal demok-
rasıye oy kullanmış kimı çevrelerde de ilgi
odağı...
O yüzden Sayın İnönü, Sayın Demirel'in
yükselış eğrısinden yararlı bazı gözlemler çı-
karabılir. SHP'de yapılacak çok iş var.
Dileriz, SHP Genel Başkanı bu son şan-
sını iyi kullanır.
ise ne iş yapnkları öğrenileme-
di. Mustafa Ateş'in kimliğinin
sahte olabileceği ve öldürülenle-
rin Devrünci Sol örgütü üyesi ol-
duklan belirtiliyor.
Operasyon sırasında bakkal-
da alışveriş yapan İsmail Cengiz
Göznek'in nişanlısı Seçgül Ateş,
"İsmail daha önce siyasi suçtan
cezacvine girmişti. Sabah saat
ll.OOsıralarında Ser\et \e Mus-
tafa isimli iki arkadaşıyla bir-
likte beni ziyarete geldi. Bakka-
la alışverişe indiğimde üst katı
polis bastı" diye konuştu.
Seçgül Ateş, sorgulanmak
üzere polis tarafından gözaltına
ahndı. Seçgül Ateş'in alışveriş
yapmak için gittiği Kardeşler
Market'in sahibi Mehmet Çenik
ile işçisi Bektaş Akdemir olayı
şöyle anlattılar:
"Seçgül alışveriş için içeri gir-
diğinde polislerin evin etrafını
sardıklannı gördük. Seçgül po-
lisler gelmeden önce oldukça ra-
hat davranıyordu. Evin etrafı sa-
nlınca, dükkâna giren bir polis
bize dışan çıkmamamızı tem-
bihledi. Olayı içeriden hep be-
raber izliyorduk.
PoUsin 'teslim ol' çağnsma
içeriden cevap gelmedi. Eve ateş
başladığında Seçgül çok üzgün
görünüyordu. Baskın yaklaşık
20 dakika sürdü. Daha sonra
dükkâna gelen polisler evsahibi-
nin kim olduğunu sordular. Biz
de Hüseyin ve Aygül Ateş'in ev-
sahibi olduklannı, Seçgül'ün de
kızlan olduğunu söyledik. Polis,
Seçgül'e 'îçeridekiler kim' diye
sordu. O, 'Biri nişanlım, diğer-
leri nişanumın arkadaşlan' diye
cevap verdi. Saat 11.00'de eve
geldiklerini, çay içip iskambil
oynadıklannı, acıktıklan için
kendisinin alışverişe indiğini
söyledi:'
Operasyonun gerçekleştirildi-
ği apartmîuıın çevresinde oturan
bazı görgü tanıklan da olayı
şöyle anlattılar:
"Polis apartmanın etrafını
sardı. Çelik yelekli bir gnıp po-
lis de içeri girdi. Daha sonra
içerdekilere teslim ol' çağnsı ya-
pıldı. tçerden cevap gelmedi.
Bunun üzerine polisler, daireyi
yaklaşık 20 dakika yaylım ate-
şine tuttularJ'
AA'mn haberine göre polis
yetkilileri ölü ele geçirilen 3 ki-
şinin soygun girişimiyle ilgileri
bulunup bulunmadığı konusun-
da bir açıklama yapmadılar.
Baykal geri
• Baştarafı 1. Sayfada
ter seçimi yapılacak. Genel sek-
reterlik için adı geçenler Hasan
Fehmi Güneş, Cevdet Selvi, Er-
can Karakaş ve Enuğrul Günay.
Güneş'in PM'ye en yüksek oyla
seçilenler arasında beşinci sıra-
da bulunması durumunu güç-
lendiriyor.
Ancak Inönü'nün Selvi'nin"
kongre çabalarını da dikkate
alarak henüz Güneş ve Selvi ara-
smda bir tercih yapmadığı belir-
tiliyor.
Yeni Sol Cephesi'nde, az fark-
la genel başkanlığı kaçırmamn
uzüntüsü egemen. Yine de ii de-
legelerinin oy kullandığı sandık-
larda Baykal'ın 22 oy önde ol-
ması ve İnönü'nün bu farkı PM
üyeleri, bakanlar ve milletvekil-
lerinden aldığı oylarla kapatma-
sı "sevindirici bir gelişme" ola-
rak nitelendiriliyor. Aynca bu
gruptan bazı adaylann, birkaç
kadın adaydan daha çok oy aJ-
masına rağmen "kadın kotası"
nedeniyle PM'ye giremediği be-
lirtilerek, İnönü'nün bu kota sa-
yesinde PM'de çoğunluğu sağ-
ladığı vurgulanıyor.
Üç kurultay yenilgisinin ar-
dmdan Yeni Sol bir bekleme dö-
nemine girerken, Baykal bu dö-
nemde kendisini "unutturacak"
kadar geri planda kaünayı yeğ-
liyor. Kurultay konuşmasmda
partinin geleceğine ilişkin kay-
gılarınj ve yenileştirmeye dönük
tezlerini anlatarak üzerine düşe-
ni yaptığına inanan Baykal, bu
sonucu kabullenen bir tavır ser-
giliyor.
Yeni Sol'un listesinden PM'ye
giren Ertuğrul Günay, "PM'de
17 Baykalcı" biçimindeki değer-
lendirmelerin yanlış olduğunu
söyledi. Günay, "Yeni Sol liste-
sinde adı geçenlerin çoğu gibi
ben de Baykalcı değüim. Ben
Yenilikçiyim. Son kurultaya su-
nulan İiste olduğu gibi Sayın
inönü'nün silueti bir ölçüde he-
pimize ve gbrüşlerimizi kapla-
mışü" diye konuştu.
Günay, kurultayın partideki
yenileşme gereksiniminin örgüt
tarafından kabul edildiğini or-
taya koyduğunu vurgulayarak
şunlan söyledi:
"Bu kurultayda ortaya konan
hükümet kozu karşısında kurul-
tay temel ihtiyacı şimdilik, bir
süre için ve makul bir zamanda
gerçekleştirmek üzere ertelemiş-
tir!'
KULİS
Zırhlar delinirken
• Baştarafı 1. Sayfada
Soylendiğine göre Adalet Bakanı kendi bürokratlarının
zırhını çıkarıp, oteki burokratlarla eşit duruma getirmek
için kolları sıvadı. Geçen günlerde Meclis'e gönderttiği bir
yasa tasansı ile başta musteşarı olmak uzere kendi yüksek
bürokratlarının dokunulmazlıklannı kaldırıyor. Tasarıya
sessizce yerleştirdiği bir madde ile "unvanı ne olursa olsun.
idari bir gorevde çalışan, yargılama yapmayan ve yargı
kararı verme yetkisi bulunmayan görevlilerin, hâkim
sınıfından olsa bile, hâkim teminatından yararlanmalannı"
engelliyor.
Bakanın bu girişimiyle, hakkında yığınla suç duyurusunda
bulunulduğu halde yargılanamayan gorevliler mahkemeye
çıkanlacaklar. Yasanın Meciis'ten kolayca geçebileceği
söyleniyor. Ancak "komşuluk hukuku" nedeniyle
Cumhurbaşkanı'nın onaylayıp onaylamayacağı merak
ediliyor.
KLLİSEACIKLAMA
Ülkücü olmak suçmu?
Başbakan Demirel'in başdânışmanı ve eski Kültür Bakanı
Namık Kemal Zeybek, önceki günkü "Kulis"imizde yer alan
"bazı katliamlann ya da MHP davasının samğı olarak
yargılanan ülkücülerin kendi döneminde bakanlık
kadrosuna alındığı" yolundaki söylentilerle ilgili olarak bir
açıklama yaptı.
Zeybek'in açıklaması şöyle:
"Kültür Bakanhğı'nın 1991 bütçesininTBMM'deki
görüşmeleri sırasında bir sayın milletvekili bakanlıkta
MHP'lileri kadrolaştırdığım hakkında bana bir soru sordu.
Ona verdiğim cevapta 'Bakanlıkta boş kadrolara tayin
yaparken MHP'liliği ölçü olarak almadığımı, liyakat esasına
önem verdiğimi, ama MHP'liliği bir kusur olarak da
görmediğimi; MHP'lilerin belli görevlere getirilmesini
yasaklamak isteyen düşünceyi de demokratik bakış açısıyla
bağdaştırmadığımı söylemiştim. 'MHPdavası başta olmak
üzere çeşitli sağ davalarda yargılananlann bakanlıkta etkin
görevlerde olduğu, bunlan benim göreve getirdiğim ve bu
isimlerin bakanhktan uzaklaştınlacağı' şeklinde ifadelerin
açıklığa kavuşturulması gerekir. öncelikle bunlar kimlerdir?
Gerçekten var mıdırlar? Sayılan kaçtır? Bir davada
yargılanmış olmak eğer devlet memuriyetine engel
kesinleşmiş birmahkûmiyet yoksa bakanhktan
uzaklaştınlma sebebi olabilir mi? Olabilirse o hukuk devleti
kavramı yara almaz mı? Ülkücü veya MHP'li olmak suç
mudur? Ülkücü veya MHP'li olanlar ikinci sınıf yurttaş
mıdırlar? Onlar kamu haklanndan mahrum mu
edileceklerdir?
Kültürlü olmak için veya Kültür Bakanlığı'nda veya başka
bir bakanlıkta çalışmak için, ülkücü veya MHP'li
olunmadığına dair belge mi getirmek gerekecektir?
Kültür Bakanhğı yaptığım dönemde MHP veya sağ veya sol
bir davada yargılanmayı memuriyete engel olarak
görmedim. Bakanlıktaki bilgiler açıklanırsa gerçek ortaya
çıkar.
Demokratik ortamın oluşması için öncelikle zihinlerin
demokratlaşması ve insanlara, insan haklannın
kategorilerine göre verilmesinden vazgeçilmesi gerektiği
görüşümü bir kere daha ifade etmek istiyorum."