16 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/4 HABERLER 16 OCAK 1992 OZGÜRCE TURKER ALKAN Lisan-ı Süleyman-ı Osmani... Hoca, büyük bir özenle karatahtaya "İnkilâp Tarihi" di- ye dersin adını yazdı. Sonra, "inkilâp" sözcüğünü göste- rerek öğrencilere sordu: "Bu ne demektir çocuklar?" "Köpekleşme, hocamf" İşte kıyamet o zaman koptu. "Sen nasıl olur da bana 'köpek' dersin?" diye koca profesör bar bar bağırıyordu. Genç bir kız olan öğrenci, "inkilâp" sözcüğünün "kelp" kökünden gelip, "köpekleşme" anlamı taşıdığını, hocanın söylemek istediği "devrim" karşılığı sözcüğün aslında "inkilâp" diye yazılması gerektiğini anlatmak için boşuna uğraştı. Bu olay, 12 Eylül sonrası ders adlarını bile değiştirme- yi üzerine vazife sayan askeri yönetim zamanında Gazi Üniversitesi'nde yaşandı. Geçenlerde Sayın Demirel dil devriminden yakındı, "Di- limizi fakirleştirdiler" diye görüş açıkladı, sonra da bu dev- rimi yapan Atatürk'ün ne büyük adam olduğunu söyledi. Aslında, dil devrimi Türkçeyi fakirieştirmemiştir. Geçen gün Halûk Şahin köşesinde çok güzel açıkladı. Dil devri- mi ve Türk Dil Kurumu, Türkçeyi büyük ölçüde zengin- leştirmiştir. Günümüzde kullanılan ve Osmanlı zamanın- da bulunmayan binlerce sözcük, dil devrimi ve Türk Dil Kurumu sayesinde kazanılmıştır. "Uydurma dil olur muymuş!" Olur, bal gibi olur. Bütün diller uydurmadır. Osmanlıca "tayyare" sözcüğünü uydur- rnak caiz oluyor da sıra öztürkçe "uçak" demeye gelince mi canınız sıkılıyor? Değişen ve gelişen yaşamdır dili yapan. Bugün zen- ginliğine hayran kaldığımız İngilizcede uydurmasyon yok mu sanıyorsunuz? Bilim adamları, sanatçılar, kültür işle- ri ile uğraşanlar dur- ^ « « ^ ^ _ _ _ _ _ _ ^ _ ^ _ _ ^ _ "Türk halkı Osmanlıcayı unuttu" diye kimse üzülmesin. Bu halk, hiçbir zaman Osmanlıcayı gerçekten konuşmadı ki unutmuş olsun. madan sözcük uy- durur dururlar. Tu- tanlar tutar, tutma- yanlar unutulur gi- der. Uzay araştırma ve geliştirme işiyle uğraşan NASA'nın tam on beş bin söz- cük uydurduğunu biliyor muydunuz? Bizim TDK bile bu kadarını başaramamıştı. TDK'nın tarama sözlükleri, uzmanlaşmış bilimsel, kül- türel sözlükleri, bu alanlarda çalışanlara büyük yarar ve kolayiık sağlayan kaynaklardı. 12 Eylül yönetimi, kristal dükkânına girmiş bir fil gibi, bütün bunları ezdi geçti. Bü- yük parasal destekîerle TDK'nın yerine geçsin diye ku- rulan yenı örgütûn ise TDK'nın yaptıkîarını etkisizieştir- meye bile gücü yetmedi. Sayın Demirel, galiba Osmanlıca ile Türkçeyi karıştırı- yor. İmparatorluk döneminde herkesin Osmanlıca konuş- tuğunu sanıyor. O zamanlar, sıradan insanlar, günlük ya- şamlarında Türkçe konuşurlardı. Yunus'un, Karacaoğlan 1 ın, Veysel'in dilini konuşurlardı. Fuzuli'nin, Nef'i'nin, Nâ- bi'nin, Baki'nin dilini öğrenmek uzun bir eğitimle müm- kün olurdu. Osmanlıca, ancak saraylı yönetici takımın konuştuğu yapay bir dildi. Aynen Rus soylularının konuştuğu Fran- sızca gibi, bir seçkinlik ve farklılık simgesiydi. "Öztürkçe, kuşaklar arasındaki iletişimi bozmuştur, ba- ba ile oğul anlaşamaz olmuştur" diye toz koparanlara bak- mayın siz. Osmanlıcanın geçerli olduğu dönemde, aynı yaşta olan saraylı yönetici ile Türkmen köylüleri bile an- laşamazlardı. Karagöz'le Hacivat'ın güldürüsü hep bu yanlış anlaşılmalar üzerine kurulmuş değil midir? Cumhuriyetin ilk yıllarında, henüz dil devriminin yapıl- madığı sırada basılmış olan ilkokul ders kitaplarına ba- kın, her kitabın arkasında "Osmanlıca-Türkçe lügatçe" bu- lunduğunu görürsünüz. Çocuklar, aynen bir yabancı dil öğrenir gibi Osmanlıcayı öğreniyorlardı. "Türk halkı Osmanlıcayı unuttu" diye kimse üzülmesin. Bu halk, hiçbir zaman Osmanlıcayı gerçekten konuşma- dı ki unutmuş olsun. Atatürk'e hakarete soruşturma • HAVZA (AA) — Samsun'un Havza ilçesi îmam Hatip Lisesi'nden bir öğrenci, Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle okuldan atıldı ve hakkında savcılıkça soruşturma açıldı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Havza İmam Hatip Lisesi son sınıf öğrencisi Z.P. (17). kalmakta olduğu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ders salonunda Atatürk ale>hinekonuşunca. arkadaşlan veöğretmenleri tarafından uyanldı. Olay, savcılığa gönderilen birmektup üzerine ortaya çıktı. Z.P.'nin okulla ilişkisi kesilirken, C. Savcılığı tarafından da hakkında soruşturma açıldı. Faysal Geyik istifa etti • ANKARA (AA) - Devlet Meteoroloji İşlen Genel Müdürvekili FaysalGeyik, bu görevinden istifa etti. Geyik. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü görevinden aynlarak 20 Ekim genel seçiminde aday olmuş, kazanamayınca aynı göreve vekâleten atanmıştı. Faysal Geyik'in Başbakanlık müşavirliği görevini sürdüreceği öğrenildi. Mehdi Zana cezaevine girecek • DİYARBAKIR (Cumhuriyel) — 1987 yılında, "PKK'nın ulusal kurtuluş hareketini destekliyorum" dediği için hakkında dava açılan ve Diyarbakır 2 numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanarak bir yıl hapis cezasına mahkûm edilen Diyarbakır eski belediye başkanı Mehdi Zana hakkıııdaki karar kesinleşti. Cezanın paraya çevrilmesi ya da tecil imkânı olmadığını belirten Zana'nın avukatı Sezgin Tannkulu bu nedenle ilgililerle görüşüldüğünü, sonuçta Zana'nın 25 şubat gününe kadar Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak cezasının çekmesinin kararklaştırıldığı bildirildi. Zana'nın İnfaz Yasası uyarınca 2 ay 12 gün cezaevinde kalacağını belirten Tannkulu, bu cezanın haksız olduğunu, o yüzden Avrupa İnsan Hakiarı Komisyonu'na başvurduklarını söyledi. 'Tortulu valiler temizlenecek' • AMASYA (AA) — Içişleri Bakanı Ismet Sezgin, halkın güvenliğinin her şeyden önemli olduğunu belirterek, 'Ülkenin ve milletin bölünmezliğini korumak için, ülkeyi eşkıyadan temizleyeceğiz' dedi. Bakan Sezgin, "geçmiş dönemin tortusunu taşıyan" vali ve emniyet müdürlerini değiştireceklerini de söyledi. Ordu'nun Ünye ilçesi Belediye Baskanı'nın cenaze törenine katıldıktan sonra beraberindeki milletvekilleriyle Amasya'ya gelen tçişleri Bakanı İsmet Sezgin, Vali Sıtkı Aslan'dan ilin sorunları hakkında bilgi aldı. Soysal toprağa verildi • ÜNYE (Cumhuriyet) — Geçirdiği bir rahatsızlık sonucu önceki gun olen Ünye'nin DYP'li Belediye Başkanı Sami Soysal'ın cenazesi dün kaldınldı. Sami Soysal'ın cenazesine başta Içişleri Bakanı İsmet Sezgin ve SHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal olmak uzere çok sayıda vatandaş katıldı. Sami Soysal'ın cenazesi kılınan ikindi namazından sonra Ünye'deki aile kabristanlığında toprağa verildi. TBMM, hayali ihracat konusunda araştırma açılmasını benimsedL 'Kimseye iftira atmayacağız* diyen Genç Hırsızlarmkuyruğıına yapıştıkANKARA (Cumburiyet Hu- rosu) — TBMM'de yolsuzluk- lann araştınlması yolunda ikin- ci adım, hayaü ihracat konusun- da atıldı. DYP ve SHP'nin, ha- yali ihracat konusunda Meclis araştırması açılması için verdik- leri önergeler, ANAP'ın da des- teğiyle dün genel kurulda be- nimsendi. Meclis'te hayaü ihra- catı soruşturma komisyonu oluşturulacak. Sağlıklı bir araştırma yapıl- ması için hayaü ihracat olayına kansan bürokratlann görevden ahnmasını isteyen SHP Tunce- li Milletvekili Kamer Genç, "Nihayet hırsızlann kuyruguna yapıştık. Bogazlaruu stkmaya başladık" dedi. DYP Aksaray Milletvekili Mahmut Oztürk ise, "hayali ihracatın babasını ara- dıklannı" söyledi. DYP Grup Başkanvekili Gü- neş Müftuoglu ile SHP'li Genç'- in, hayali ihracat konusunda Meclis araştırması açılması için verdikleri iki ayn önerge, genel kunılda birleştirilerek görüşül- dU. Hükümet adına söz alan yol- suzluklardan sorumlu Devlet Bakanı Orhan Kilercioglu, Baş- bakanlık Teftiş Kurulu Başkan- lığı'ndaki bir heyet tarafından 10.4.1989 tarihinde dttzenlenen bir değerlendirme raporunun bakanlığına ulaştınldığmı, Ma- liye ve Gümrük BakanlığVnda- ki istedikleri bilgileri ise henüz alamadıklannı beürtti. Kilerci- oğlu, değerlendirme raporunun kendi bakanlığı tarafından bir incelemeye tabi tutulduktan sonra Başbakanlık'a gönderildi- ğini kaydetti. ANAP grubu adına söz alan Istanbul Milletvekili SeJcuk Ma- nıflu, partisinin 1983'te iktida- ra geldikten sonra ihracat sefer- berliği başlattığmı, ihracatı teş- vik için alman önlemlerin bazı kötü niyetli kişiler tarafından suiistimal edildiğini belirtti. Maruflu, "Birkaç kötü niyetli Idşi için vergi iadesi kaidınlmış, pire için yorgan yakılmıştır" de- di. DYP grubunun görüşlerini açıklayan Öztüıt, "Hayali ih- racat olayının babasını anyonız" diye başladığı sözle- rini, "Devlet, 1980'li yıllardan sonraki hayali ihracatın üzerine gitmemiş, gidenin de elini koJu- nu bağhunıştır. Buno delillen- dirdiğimizde, pek çok kişi bura- da oturamayacak. Hatla pasa- port alıp yurtdışına kaçmak zo- runda kalacak" diye sürdurdü. ANAP'hlar, Öztürk'ün sözleri- ne, "Yok yainı" diye tepki gös- terdiler. Hayali ihracatın 1984-1990 yıllan arasında hortladığını, bu- nun beyin takımının, devleti, mahkemeleri, gümrükleri, ba- kanlan nasıl dolandırdığının de- lillerinin ellerinde olduğunu bil- diren öztürk söyle konustu: "ANAP iktidarian dönemin- defaayaliihracat için zemin ha- zırlandı. Birisi eline çantasını alıp, Maüye ve Gömrök Bakan- üğı, DPT, Hazine ve Dış Tica- ret Müsteşarhgı ve gümrükler- deki bürotratlan, müfettişleri, teftiş kurullannı nasıl atlptiyor •e devleti dolandınyor? Devlet kuruluşlaruun eUeri ayaklannı bağhyanlan, Medis arastıraıası sırasında açıklayacagız. Hayali ihracat yapanlann yakasına ya- pışmak devletin borcndar. Yu- kaînda oturandan burada orura- nına, şimdi burada oturama- yanianna kadar sornmlnlar arastınlsın." Oztürk, Devlet Bakanı Kiler- cioğlu'nun konuya el atmama- Meclîs'in kuaför sorunuANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — TBMM'ye giren sayıh kadın milletvekillerinden DYP Tekirdağ Milletvekili Fethiye Özver, "kadın haklan" konu- sunda ilk adımı attı ve 8 kadın milletvekili bulunan Mechs'te bayan kuaförü açılmasını iste- di. Burası erkekler için Geçen hafta içinde saçına fön çektirmek için TBMM'de kua- för arayan Özver, yalnızca er- kek berberi olduğunu görünce önce şaşırdı. Sonra, nasıl bir tepki göreceğini merak ederek içeri girdi ve berber koltuğuna oturdu. Saçına fön çekmelerini istedi. Berberin yanıtı, "Çıkın, çılun. Burası erkekler için" idi. Bu olayı iktidar kulisinde bayan gazetecilere anlatan özver'in akhna bir anda Meclis'te bayan kuaförü açılmasının öncülüğü- nü yapmak geldi. Gazetecileri de yanına alıp TBMM Başkanı Hösamettin Cindoruk'un oda- sının yolunu tuttu. özver'in gi- rişimi bir anda TBMM'de bir "kadın hareketi'ne dönüştü. özver ve arkasındaki çok sa- yıda bayan gazeteciyi bir anda karşısında gören Cindoruk'un özel Kalem Müdürü Şener Öz- demir, şaşkınlıkla Cindoruk'a haber vermek için içeri girdi. Bu arada özver de çantasmdan çı- kardığı küçük bir fotoğraf ma- kinesiyle, başlattığı bu hareke- te katılanları görüntüledi. Cin- doruk, özver ile çok sayıda ba- DYP Tekirdağ Millettekili Over, Başkan Cindonık'tan Meclis'te bayan kuaför açılmasını istedi. yan gazetecinin kendisiyle gö- rüşme isteği iletilince, biraz da kendisinden ne isteneceğinin merakıyla, konuklannı beklet- medi. Cindoruk, önce özver'e, "Hayrola Fethiye" diye sordu. Sonra da, yanındaki bayan ga- zetecilere dönüp, "Bakıyoram, mütteflklerin çok" dedi. özver, beklemeden kuaför arama ma- cerasını anlatıp, ardından da Meclis'teki bayan milletvekille- ri, gazeteciler ve görevliler için bir bayan kuaförü açılması yö- nündeki isteğini dile getirdi. Bu istek üzerine aklından Meclis'- te yalnızca yedi bayan milletve- kili olduğunu geçirmiş olacak ki, Cindoruk'in sonısu, "Ne dersiniz, müşteri bulur mu?" oldu. özver, Cindoruk'un "müttefıkleri" olarak niteledi- ği on kadar bayan gazeteciyi^ göstererek, "Burada on miiste- risi hazır. Aynca Meclis'teki ba- yan görevliler de var" deyince. Başkan, konuyu düşüneceğine söz verdi. Konu incelenecek Kuaför sorununu çözme yö- nünde ilk adımı atan özver, ikinci olarak da gazetecilerin TBMM'de pantolon giyebihne isteklerini iletti. Cindoruk, Mec- lis ictüzüğünde bayan milletve- killerinin tayyör giyme zorunlu- luğu olmasına karşın, bunun bayan gazetecileri kapsamadığı- ru, gazetecilerin pantolon giy- melerinin önünde içtüzükten kaynaklanan bir engel olmadı- ğını, konuyu inceleyeceğini söy- ledi. Bu kez söze giren gazete- ciler, Alman Yeşiller Partisi'nin bayan miUetvekillerinin parla- mentoya kot pantolonla, erkek miUetvekillerinin ise kravatsız girebildiklerine dikkat çektiler. "Bayan gazetecilerin pantolon grymesinde benim için hiçbir sa- kınca yok. KendOerine yakışa- nı giysinler" diyen Cindoruk, Yeşiller Partisi milletvekillerinin kot pantolon ile parlamentoya girmeleri konusunda şunlan söyledi: "Yeşiller Partisi miUetvekil- lerinin kotla ve kravatsız olarak girmeleri, Alman Meclisi'nde büyük hadise o|mustu. Ama sonra kravatlannı taktılar. Ge- çen dönem bizde de Engin Can- sızoglu kravat takmıyordu. Ati- yoriardı dışan, tekrar giriyordu. Basa çıkamıyorlardı. Genel Ku- rul salonuna girmemesi suretiyle idare edildi." ANAP, muhalefetpartüerirtin de imzpladığı öneriyi TBMM'ye sundu 18 yaşa seçme hakkıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — An^yasa değişiküği konusundaki önce- liği ANAP alarak, dün öteki muhalefet partilerinin de imzaladığı yasa önerisi- ni Meclis BaşkanlığYna sundu. ANAP'ın Anayasa değişikliği öneri- sinde, seçmen yaşının 18'e indirilmesi öngörülüyor. Yasa önerisinin Meclis Başkanlığı'na sunulması sırasında, TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "Bu, anayasa için ilk adımdır. Dileği- miz anayasanın tümünıin degiştirilme- sidir" dedi. ANAP'ın yasa önerisini, bu parti mil- letvekillerinin yanı sıra, RP, MÇP ve DSP'den de milletvekilleri imzaladı. Ya- sa önerisinde loplam 156 milletvekilinin imzası bulunuyor. ANAP Grup Başkanvekili Mustafa Kalemli, yasa önerisini TBMM Başkan- lığı'na verirken "secilme yaşının da dü- şiiriilmesi için bir hazırhklan olduğunu" söyledi. Cindoruk da butun partilerin seçmen yaşının 18'e indirilmesi konu- sunda hemfikir olduğunu behrterek se- çilroe yaşının da 25'e indirilmesi için ça- Iışma yapılmasını önerdi. Cindoruk'un bu sözleri üzerine, RP Grup Başkanvekili Oğuzhan Asütürk, seçmen yaşı 18'e indirilirken secilme ya- şının da 18'e düşürülmesinden yana ol- duğunu kaydetti. Asiltürk şöyle dedi: "Bu, Meclis'e gençler dolacak demek değildir. Bu seçim sistemiyle 18 yaşın- daki bir genç, Meclis'e gireoilecekse, dâ- hi demektir. Dâhilerin Meclis'e girme- sinde fayda vardır." DSP Milletvekili Hüsamettin Özkan da "Biz de bir haksulığı dile getirmek istiyoruz. Yüzde 11 oyla Meclis'te 7 mil- lervekiliyle temsü ediliyoraz. Bu haksız- tagı da MecHs'iıı dözehmesi gerekir" diye konuştu. TBMM Başkanı Hüsamettin Cindo- ruk ise konuya ilişkin olarak "Sıra ada- letli bir secim sisteminde" dedi. Cindo- ruk, ancak önemli olanın toplumsal uz- laşma yoluyla, anayasanın tümünün en kısa zamanda değiştirilmesi ve demok- ratikleşmenin sağlanması olduğunu vur- guladı. İNÖNÜ Starl korsan yayın yapıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP Genel Başka- nı Erdal tnönü, Starl ve Tele- on'un korsan yayın yaptıklan- nı söyleyerek, "Şimdiki hal da- yanılmaz boyutlardadır. Bir yasal düzenleme getirmek şartör" dedi. Gazeteciler Cemiyeti Başka- nı Nezih Demirkent ve yöne- tim kurulu üyeleri, dün Anka- ra'da Başbakan Demirel ve TBMM Başkanı Cindoruk'u ziyaretlerinde de dile getirdik- leri "özel televizyon" konusu- nu, Erdal fnönü'yü ziyaretleri sırasında da gündeme getirdi- ler. Demirkent, özel televiz- yonlara karşı olmadıklannı, "Ancak bu koouda dikkatli ol- mak gerektiğini" belirtti. De- mirkent şöyle dedi: "Özel TV'ye kimse karşı de- ğil, ama bunun oluş şeklinde ciddi kaygılar var. Bir iyilik ya- pabm derken kötü bir şey or- taya çıkmasın. Türkiye'de Kürtçe gazetenin çıkıp çıkama- yacagı Urtışması yapdırken, Kürtçe yayın, her dilde yayın, bizi rahatsız etmeyebiiir, ama sizi rahatsiz edebilir. Tüm be- lediyeler TV kurmak istiyor. Bu, frekans kargaşası yarata- bilir." SHP lideri Inönü de, bu gö- rüşler üzerine, televizyon ala- nında rekabetin yararlı olaca- ğını, bugünkü yasal durumun ise savunulamayacağını kay- detti. tnönü, "Baü ülkelerinde, bo alanda uygulanan ilkeleri biz de getirebiliriz" diye ko- nuştu. Bu arada SHP Genel Başka- nı Inönü, dün çok sayıda ku- ruluş temsilcisini ve heyeti ka- bul etti. -rtr kabul günü ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) — Başbakan Süleyman Demirel, dün yine kabuiler açısından yoğun bir gün yaşadı. Demirel, Irak Milü Türkmen Partisi Genel Başkanı Muzaffer Arslan'ı, Rum Ortodoks Kilisesi Patriğı 1. Bartolomeos'u, Ankara Adliyesi hâkim ve cumhuriyet savcılannı, Gazeteciler Cemiyeti yöneticilerini, SHP Ankara il ve ilçe kadın komisyonu üyelerini, çeşitü illerden heyetleri ve sanatçı Ahmet Özhan'ı kabul etti. Irak MiUi Türkmen Partisi Genel Başkanı Arslan, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, 36. paralelin güneyinde yaşayan Irak Türkmenlerinin güvenliklerinin yok denecek kadar az olduğunu belirtti. sı durumunda, onun da yakası- na yapışacaklannı bildirerek, olaylara kansan burokratlar ile siyasetçiler arasındaki ilişkilerin de açıklanacağını söyledi. Söz konusu dönemde 32 ta- ne dış ticaret sermaye şirketi ku- rulduğunu, bunlardan 21 tane- sinin yaptığı ihracatın hileli ol- duğunu, 18'i hakkında soruş- turma yapdırken 12 tanesinin piyasadan çekildiğini anlatan Oztürk, Turan Çevik'in dehaya- li ihracat yaptığmı söyleyince ANAP sıralanndan "Ya Inci Baba" diye seslenildi. öztürk bunun üzerine sinirlenerek, "tn- d Baba, Ak Baba, kim hayali ihracat > apüysa sizia iködarda otdugunuz 1984-1990 yrifaui ara- sında yapü" diye karşüık verdi. Devletin hayali ihracata kansan 749 firmaya bir şey yapamadı- ğını bildiren öztürk, "Çanka- ya'dan en alttald bürokrata ka- dar kim huzur içinde oturmak isdyorsa, soruşturmaya evet demeiidir" dedi. SHP grubunun görüşlerini açıklayan Kamer Genç ise, ko- nuşmasına, "Nihayet hu-sızlann knyruguna yapıştık. Boğaztan- m sıkmaya başladık" diye baş- ladı. ANAP iktidarı dönemin- de ihracatçılara değil, üçkâğıt- çılara para ödendiğini, buniann ortaklarının ise, iktidardakiler olduğunu söyleyen Genç, Men- teşoğlu firmasuıa 1987-88 yılla- rında 520 miiyar lira ödendiği- ni oysa o yıllarda devletin yaü- runlara ayırdığı paranın 1.5 tril- yon olduğuna dikkat çekti. Hayali ihracatçılara para ödenmesini sağlayanlann cebi- ne de para girdiğini kaydeden Genç, hayali ihracat olaylanna kansan bürokratlann işbaşında olduklannı, sağlıkiı bir soruş- turmanın yapılabümesi için bu kişilerin görevden alınmalan ge- rektiğini söyledi. Genç, "tktidar part» bir millervekili olarak bil- gi istediğimde engd ohıyorlar." Sağlıklı bir araştırma yapılırsa, Çankaya'nın tepesinden ve mec- listen bazı insanlar ucacak" de- di. Denetleme elemanlarının Menteşoğlu lırmasına ödeme yapılmaması gerektiğini bildir- melerine karşın ödeme yapıldı- ğını, bu para geri istenirken ha- yali ihracatçının korunması ne- deniyle devletin alacaklarımn zaman aşımına uğradığını anla- tan Genç, "1984 yılından beri olayların üzerine gidildiği halde hâlâ hayali ihracatçılardan pa- ra ahnamamıştır. Devletin ala- cağı miktar trilyonlan aşıyor. " diye konuştu. Genç, ANAP'ın önergeyi desteklemesi konusunda ise, "Önergeye katılmazsanız ne olacak? Hepinizi tek tek yaka- layacağız. Olaylara kansanlar yargılanacak" dedi. tçişleri Bakanı'na HEP'ten tepki ANKARA (AA) — HEP Ge- nel Sekreteri Ahmet Karataş, 10 ocaktan bu yana kayıp olan Si- irt 11 Başkanı Mehmet Demir hakkında, tçişleri Bakanı İsmet Sezgu'in basında yer alan söz- lerini üzüntüyle karşüadıklannı bildirdi. Karataş, dün yaptığı yazılı açıklamada, "Şayet il başkanı- mızuı başına herhangi bir şey geiirse, bunuo soramluluğu da IçisJeri Baluunuğı'nın otocakör" dedi. Kayıp il başkanı için Cum- hurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Içişleri Bakaniığı'na telgraf çe- kilerek bilgi istendiğini, ancak herhangi bir bilgi alınamadığı- nı kaydeden Karataş, açıklama- sında özetle şu görüşlere yer ver- di: "Sayın Sezgin'in, bn tür ölüm olaylannı bOdiği halde böyle bir açıklamayı yapmasını üzüntüyte karşılıyoruz. Bu tür ve kaçuilarak öldü- rnlen Diyarbakır il baskanunız Vedat Aydın'ın katfllerinin bu- lunamamış olması da bu tür olaylara cesaret vermektedir. Umuyornz ki il başkanımızuı başına herhangi bir şey gel- Vatandaşlıga dönüş yolu açıhyor İçişleri Bakanı Sezgin, Türk vatandaşlığını kaybedenlerin yeniden vatandaşlıga alınmalarmı öngören yasa taslağının Başbakanlığa gönderildiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Hükümet, 12 Eylül ve ANAP dönemle- rinde Türk vatandaşhklan kaybettirilen- lere yeniden vatandaşhk yolunu açıyor. tçişleri Bakanı tsmet Sezgin, 1981 yılın- dan bu yana vatandaşhklan kaybettiri- lenlerin başvurulanna bakumaksızm nü- fus kütüklerinde kayıtlannın canlandı- nlmasını öngören yasa taslağının Başba- kanhk'a sunulduğunu açıkladı. Sezgin, taslağın, 12 Eylül yönetimin- ce, Türk Vatandaşhk Yasaa'nın 25. mad- desine eklenen ve "devletin iç ve dış, mali ve ekonomik güvenliği aJe>1ıine faaliyette bnlunup da yurtdışına çıkan ve hakkın- da kamu da>ssı açdmasına veya hukmün infazına olanak sağlamak için yapılan çagnya ragmen belirli bir süre içinde yur- da dönmeyenler hakkında Türk vatan- daşlığını kaybettinne" işleminin uygu- lanmasmı içeren (g) fıkrasının yürürlük- ten kaldınunasım öngördüğünü bildir- di. Kaldınlması amaçlanan hükmün, sa- nık ve zanhlan yargıç karşısına çıkara- bilmek için "12 Eylül dönemi hal ve sart- lan içerisinde bir baskı unsunı" olarak kullanıldığını da kaydeden Sezgin, "Ni- tekim bu hükmün uygulanması ile pek çok kişi vatandaşugımızı kaybetmiş, üs- telik Türkiye'deki mallan da Hazüece tasfiye edilmiştir" dedi. Kişilere isnat edilen suçlann karşıhğı olan cezaların yasalarda gösterildiğini, onlara bir de vatandaşlığını kaybettir- mek suretiyle ikinci bir cezanın veriime- sinin evrensel vatandaşhk hukukuna tü- müyle ters düştüğünü de belirten Sezgin, şöyle konuştu: "Esasen, Türk Ceza Kanımn'nan 140, 141,142 ve 163. maddeierinin yürmriük- ten kaldınlması, yani bu şekilde vatan- daştaklan kaybettirilenlerin büyük ço- ğunlugunun suçlandığı yasal hükümle- rin mesnetsiz kalması ik kanunun 25. m«Aiwinin (g) fıkraanın ııygıılanıa alanı oldukça kısıdanmıştır. Vatandasl* kanonumıuda böyle bir hükmün yer alması, gerek Türk kamu- oynnda ve gerekse Batı ülkelerinde 'kişi hak ve özgürlüklerinin ortadan kaldınlması' şeklinde yornmlanmış vt bo bakış açısı ülkemizi uluslararası plat- formlarda sılantı içinde bn-akmışUr. Hazuianan bu tasarmın kannnlasması ile tophunumuzda derin yanlar açao söz konusu hüküm bundan böyle uygniama alanı bulamayacagı gibi bu hüküm uya- nnca 1981 ydından bu yana vatandaşhk- lan kaybettirikn kişilerin müracaatlan- na JtalcıimııitMTiıı nüfus kütüklerinde ka- Aynca, yabancı devlet vatandaşlıgına gecmek üzere Türk vatandaştagından çık- BM izai aiariaria, baska nedenterte Türk vataıtdaşhgını kaybedenlerin yeniden va- ntrra alınmalannı istemeleri patılnn kayıtlan hamHk sürdürülen islemlerin huJandı- nfanaa, basitkştirflmesi, bazı formalite ve araşbrma konulannın kaldınlması ve belirU bir süre içinde yeniden müracaat edenler aakknda beriiangi bir somştıır- ma yapdmaması hususunda bakanbgım- ca bolundmgumuz günler içinde yeni dü- zenlemeler yapdnuştır. Hökünet programımızda da yer akhgı gibi '12 Eylül hukuk kauntılan olarak ni- telendirilebilecek yasal düzenlemeleri, uygulamalan ve kısıtlamaJarı süratle yü- rürlükten kaknrarak her alanda tam de- mokratik bir siyasi ortam yaratmak ge- rekliliğine kesin inancı olan' hükümed- miz temel hak ve özgürlükleri zedeleyi- ci uygulamalara son venne azmi içinde- dir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle