Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 16 OCAK 1992
BURAŞI
TÜRKÎYE
HALÛK ŞAHtV
Avrupa'nm Yolları Taştan
Asya dağlannın yakışıklı şehzadesı Ağrı Dağı'yla
hgılı bır efsane vardır Yuzlerce belkı bınlerce yıldır
tekrarlanır durur
Nuh un Gemısı uzerıne konduğundan olacak, Tanrı'-
nın zırvesıne tırmanılmasını ıstemedığı bır dağ ımış
v.uce Ağr Bu yuzden bıc kımse çıkmaya cesaret ede-
nez edenler de telef olup gıderlermış Ama ınsanoğlu
yasak tanır mı' O dolaylarda bır manastırda yaşayan
keşışın brı kafaya takmış, ılle zırveye çıkacak Tanrı'-
ya dualar edıp yola koyulmuş, gun boyu yamaç
trmanmış Akşam olunca, yorgunluktan bıtkın, derın
bır uykuya dalmış Sabah uyandığında bır de ne gor-
sun Bır çun once yola çıktığı yerde değıl mı'
Gene yola koyulup, bu kez bır gun oncekınden bıle
fazla yol almtş Akşam yatıp uyumuş ve sabahleyın
kendısını gene başladığı noktada bulmuş
inat bu ya, gunlerce surup gıtmış bu oyun Keşış tı-
rmanıyor 1yı saatte olsunlar ındırıyor
Efsanenın sonu farklı anlatılıyor Kımıne gore, Tanrı
sonunda dayanamayıp bır kez ıçın tırmanmasına ızın
vermış keşışın Kımıne gore ıse Ağrı nın karlı yamaç-
larında hâlâ şansını denemekteymış ınatçı keşış efen-
dı...
# * *
Şu bızım Avrupalı olma sevdamız bana Ağrı'ya tı-
rmanmaya çalışan keşışı hatırlatıyor bıraz
Erkenden yola çıkıp bınbır zorlukla epey yol alıyoruz
Ama gozumuzu kapar kapamaz bır de bakıyoruz kı hâ-
lâ zırveden çok jzaktayız Hangı çıkış yolunu denersek
deneyelım, gene ^ _ _ _ _ ^ _ _ _
dönuyoruz uzaktakı ^ ~ ~ " " " " " " " ~ " ~ ^ ~ ^ ~
o noktaya Belkı 200
yıldır boyle oluyor
Tanzımat, Bırıncı
Meşrutıyet, Ikıncı
Meşrutıyet, Cumhu-
rıyet, NATO'ya giriş
Ortak Pazar'la ortak
uyelık, Helsınkı An-
laşması, AT'ye tam
uyelık ıçın başvuru,
Parıs şartı
Her bırınde bır an ' Hah şımdı oldu' demışız Ama
gozumuzu kapar kapamaz bır de ne gorelım
1992 yılında Turkıye-AT ılışkılerı bu efsanedekı kalı-
ba tıpatıp uyuyor Bız ılle yukarılara tırmanmak, zırve-
ye ulaşmak ıstıyoruz ama onlar durmadan yenı koşul-
lar koyuyorlar
"Hele şu Kıbrıs ışinı hallet1
'
"Kurt sorununu çözmeden olmaz "
"insan hakları açısından eksığın var''
"Dampıng yasasına uyacaksın'
"Ambalajına yeşıl nokta koyacaksın'1
"Hele 1995 sonunda şu bıze uyguladığın gumruklerı
sıfırla bakalım"
Çalışıyoruz, çabalıyoruz onca emek onca ozverı,
onca gayret, bır bakıyoruz kı hep aynı noktadayız
Hatta başladığımız noktadan da gerılere duşuyoruz
1992 yılında TüPkiye-AT
iliskileri efsanedeki kalıba
tıpatıp uyuyor. Biz ille
yukarılara tırmanmak,
zipveye ulaşmak istiyoruz,
ama onlar durmadan yeni
koşullar koyuyorlar:
1987 yılında tam uyelık ıçın başvurduğumuzdâ zırve-
ye çıkmak ısteyenler arasında en onde olan bızdık Bır
uyuduk uyandık kı, onumuze bırılerını koymuşlar,
Avusturya, Isveç, Norveç gıbı Bır daha uyuduk ve
uyandık, onümuzdekıler daha da kalabalıklaşmrş Ma-
carıstan, Çekoslovakya, Polonya Bır daha
uyandığımızda belkı de Slovenya, Hırvatıstan, Baltık
cumhurıyetlerı
Bızım garıban keşışın onu durmadan kalabalıklaşı-
yor
Bu arada Avrupa, suratsız bır hoca edasıyla buyruk-
lar savurup duruyor
Şunu yapacaksın, bunu yapacaksın'"
İnsan bunca olumsuz tavırdan sonra duşunmeden
edemıyor Acaba Meksıka gıbı mı olduk? Bılırsınız,
Meksıka'nın "Tanrı'dan çok uzak ve Amerıka'ya çok
yakın olduğu soylenır
Galıba bızım ıçın de ' Tanrı'dan çok uzak ve Avrupa -
ya çok yakın1
" demek gerekecek
Rusya Cumhuriyeti Üniversitelerinde
Eğitim Imkânları
Lise Mezunları icin
Tıp Fakültesı (25 Kontenıan)
Mühendıslık Bılımlerı Eğıtımleri
Pratisyen Hekimler icin
Tıp Fakültelerınde ıhtısas (75 Kontenjan)
Bilgi için
Ankara : (4) 135 21 65 Izmır (51)411864-411865
EskışeMr: (22) 145859 Mersın: (74) 262873 281245
Istanbul: Yon LTD (1) 140 34 54
Tunalı Özel Eğitim ve Öğretim Tesisleri
San. Tic. Ltd. Ştı.
Mithatpasa Cd. No: 30/A Kat: 8 No: 28 ANKARA
İLAN
GAZİANTEP ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Gazıantep te Mehmet ve Avşe den olma PERİHAN ÖZCAN tarafın
dan Adana ılı Sarıçam mah 1075 2 sokak No 2 de mukım Ramazan
veHatıce den olma, 15 2 1955 D luMURATÖZCANalevhıneaçılan
boşanma davasının yapılan duruşması sonunda Mahkememızın 30 9
1991 tarıhınde 1990 (3^0 esas 1991 470 karan ıle Gazıantep ılı Şahın-
bevılçesı Bekırbev mahallesı cılt 009-07 savfa 77 kutuk 296 da nufu-
sa kavıtiı Ramaaan ve Hatıceden olma 15 2 1955 D lu ML/RAT
ÖZCAN ıle a>m yerde nufusa kayıtlı Mehmet ve Ayşe den olma
I 1 1957 D lu Penhan Özcan'ın evlılık bırlığının temelden sarsılmış ol-
ması nedenı\le medenı kanunun 3444 savılı yasa ıle değışık 134 mad-
desı gereğınce BOŞANMALARINA karar venlmıştır
Basın 45056
T.C.
KAYSERİ
3. SULH HUKUK MAHKEMESİ
Sayı 1990/3141991 539DavacıDursunÇınar\ekılıav Suat Taştekın
tarafından davalılar Zeynep Erdönmez H Hulısı Ökmen ve on bır ar-
kadaşı aleyhıne açılan ızaleyı şu>u davasının vapılan yargılanması
sonundd kendılerıne dava dılekçesıde ılanen teblıg edıîen davalılar
Zeynep Erdönmez veH HulusıOkmen ın de hıssedar bulundukları ve
açık arUırma suretıyle satışına karar verılen ve satış bedelının %44 87
sının taşınmaz uzennde evı bulunan şahıslara (davalıya) bakıye %55
13 unun de tum arsa sahıplerıne hısselerı nıspetınde taksımıne daır
Kayserı Kocasınan Argıncık Ko>ustukıraç!armevkıı 32pafta. 2443
parsel numaralı 2500 kutuktekı 7000 m2 taşınmaz ın bu satış suretıvle
ortaklıgın gıderılmesı kararına ılan tarıhınden ıtıbaren 8 gun ıçersınde
tem>ız etmedıklen takdırde kendı vonlerınden karar kesınleşeceğıne
daır karar yenne kaım olmak uzere davalılar Zeynep Erdönmez ve H
Hulusı ökmen e ılanen teblığ olunur
Basın 45129
Kıbrıs Meselesi ve
Yeni Dünya Şartları
Acaba Buyukelçı Ledskı. Rumlar ıleTürklerı bırbırlenne Sırplar ıle
Hırvatlardan daha yakın saymanın, sadece gulunç bır varsayım olduğunu
anlayabılecek tarıh bılgısıne ve mantık anlayışına sahıp mıdır?
COŞKUN KIRCA Emekli Büyükelçi, İstanbulMilletvekili
Amenka nın Kıbrıs lşlerı Koordınatoru
Buyukelçı Ledski'nın son defa Ankara da ver-
dığı demeçler, bu ulkenın bu konudakı sıyase-
tınde normale doğru bır donuş olduğunu gos-
termektedır
Kıbrıs meselesının çozum y ontemı, -Kıbrıs'-
lakı ıkı topJum, Turkıye ve Yunanıstan tara-
fından kabul edılmış olan hukumlerı ıtıbany-
le- Bırleşmış Mılletler Guvenlık Konseyı'nın
-ta\sıye nıtelığındekı- kararlarına da>anır Bu
kararlara gore, Kıbrıs meselesını, BM Genel
Sekreten'nın ıyınıyet gore\ı çerçevesındekı
yardımlanyla son çozum şeklıne kavuştur-
mak, ıkı toplumun aralarında >apacakları go-
ruşmelerle mumkundur Bu durumda, Kon-
sey ın son kararlarında bahsı geçen -ıkı top-
lumla bırlıkte Turkıye ıle Yunanıstan'ın da
katılacakları- dortlu toplantının tek amacı, ıkı
toplumun aralarında varacaklan anlaşmayı
Kıbns ın mılletlerarası statusunun temınatçısı
sıfatıyla Turkıye ıle Yunanıstan'ın benımse-
melerı ve bu suretle ortaya çıkacak yenı statu-
>u -Turkıye ye gore yururlukte bulunan- Ga-
ranti Anlaşması'nın kapsamına alma ışlemını
yenne getırmelerınden ıbaret olabılır Oysa
Amenka. bu dortlu toplantıvı, Kıbrıs mesele-
üinın çozum esaslarının, ha> lı ılerıye varan bır
kapsamda tespıt edıleceğı bır forum olarak go-
ruyordu \e bu goruş hâkım olsaydı, Kıbrıs
meselesının çozum yontemınde koklu bır değı-
şıklık yapılmış olacaktı
Başkan Bush ne ummuştu?
Amenka nın bundan guttuğu amacın, Tur-
kıye aracılığıyla KKTC uzennde baskı yap-
mak olduğu besbelhydı Bo>le bır baskının
KKTC uzerınde Turkıye tarafından -üstelık
Yunanıstan'la açıktan açığa uzlaşarak- yapı-
labılmesı ıçın başlıca şart. bo\ le bır baskıy ı ya-
pacak bır sıyası gucun Turkıye ye hâkım ol-
masıydı Amenka. resmı Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın bu guce sahıp olacağını um-
muştu Kuvvetle dolaşan soylentılere gore,
resmı Cumhurbaşkanı, Başkan Busiı'u Camp
David'de zıyaret ettığı sırada, KKTC'nın ala-
cağı toprak oranının onemlı olçude duşurul-
mesı, Kıbns Cumhurbaşkanlığı nın ıkı top-
lum arasında rotas>on konu^u olmasından
vazgeçılerek sırf Rumlara bırakılması ve son
çozume ulaşılması beklenmeden -Rumların el-
koyduğu- Kıbrıs De\letı nın A\rupa Toplu-
luğu na tam uyelığıne Türkıye'nın >eşıl ışık
>akmasıy la, bu durumda ıkı toplum arasında-
kı goruşmelenn de\amının ımkânsız olacağı-
na ılışkın Turk goruşunun terk edılmesı nok-
talarında Amenka'ya vaatte bulunmuştur
Resmı Cumhurbaşkanı, Turk Devletf nın uy-
gar geleneklennı hıçe sayarak, mılletlerarası
temaslannın tutanaklannı tutmadığından ve
-asıl yetkılı olan- hukumete bılgı dahı \erme-
dığınden bu soylentılenn doğruluğunu araş-
tırmak mumkun değıld1r(*) Herhalde, Sayın
Mesut Yılmaz, geçen eylulde Pans"te Yunan
Başbakanfyla yaptığı goruşmede Amenka'-
nın bu gırışımını gen çevırmıştır Seçımlerden
sonra yenı bır hukumetın ışbaşına gelmesıyle
de Amenka, Turkıye'de ve KKTC'de Turk
mılletıne kabul ettıremeyeceğını anladığı bu
garıp gırışımden vazgeçmıştır
ABD'ji fırsatçılığa
teşvik eden neydi?
Şu halde, şımdı Kıbns meselesınde eskı -ve
tek doğru vegeçerlı-yontemedonulmuş bulu-
nuv or Bu da gosterıy or kı. geçen vıl ıçınde bu
alanda Turk tarafının genlemesı gıbı yorum-
lanan durum, Amenka'nın Turk tarafına bu-
yuk baskılar yapma nıyetını taşımasından
çok resmı Cumhurbaşkanının -Turk mılletı-
nın arzu ve ıradesıne ters duşen- kışısel tutu-
mu>la Amerıka">ı fırsatçılığa teşvik etmesın-
dendı Gerçekten, "realpolıtık" açısından,
Amenka'nın, 22 yıldır kan dokulduğune tanık
olunma>an Kıbrıs'takı anlaşmazlığı çozmek
ıçın hangı sebeplerle boylesıne bırgayretkeşlı-
ğe duşmuş olduğunu anlamak zordur
Amenka. 1974 Temmuzu'nda ısteseydı,
1963 aralığında japtığı gıbı Turkıve'nın
Ada'ya çıkmasını onlemek ıçın asken onleme
tehdıdınde bulunabılırdı Ovsa, 1974 Tem-
muzu'nda Amenka. âdeta Turk çıkarmasına
-bugunku sınırları aşmaması kaydı>la- tam
bır musamaha gostermıştır Daha sonra.
Amenka nın tutumu, Yunanıstan'a ve Kıbns
Rumlarına kâğıt dıplomasısı alanında tatmın-
ler vererek (kı KKTC'nın tanınmasını onleyışı
de ozu ıtıbanvle bu tarz bır tatmınden ıbaret-
tır), Kıbrıs ta Turk asken varlığından doğan
durumun devamına ses çıkarmamak olmuş-
tur Amenka'nın Doğu Akdenız ve Orta-
doğu'dakı -şu anda da buyuk onem taşıyan-
stratejık çıkarları bunu gerektınr
Ne var kı eğer Turkıye Cumhurıyetı'nın başı
kendı başına oduncu bır poJıtıkayı benımser
ve KKTC uzennde baskı yapmanın gonullu
yandaşı halıne gelırse, Amerıka'dan ve dığer
Batı ulkelennden. bu fırsatı kullanmamaları
beklenemez Şımdı, bu tutumun sahıbı resmı
Cumhurbaşkanfnın bu konuda artık sozu
geçmeyecektır ve Amenka da ıster ıstemez es-
kı gerçekçı sı>asetıne donmuştur
Kıbrıs meselesıne bulunacak çozumun esas-
ları uzerınde Ada'dakı ıkı toplum ıle Turkı>e
ve \unanıstan arasında genel bır mutabakat
vardır Buna gore, Kıbrıs'ta ıkı toplumlu, ıkı
kesımlı ve ıkı toplumun sıyası eşıtlığıne da>a-
nan bır federas>on kurulacaktır Fakat. bu
mutabakatın varlığı yeterlı değıldır Tarafla-
nn, bu sıyası eşıtlığı kurmanın şartları ıkı fe-
deredevletın sınırlan. federedevletlenn karşı-
lıklı etnık >apısı ve temınatçı devletlenn vere-
ceklerı garantımn nıtelığı ıle kapsamı ve şart-
ları ozellıkle Ada'dakı Turk asken varlığının
olçusu konularında da anlaşabılmelen gerek-
lıdır Bu konularda anlaşmanın son derecede
zor olduğunu geçmış deneyler gosterı>or Fa-
kat, asıl zorluk Kıbns Rum Yonetımf nın ve
Yunanıstan'ın çozumun temel esaslan uzenn-
de dahı gerçekte mutabık olmayışlanndan
doğmakta olup bu somut konularda Helen ta-
rafının anlaşmazlık çıkarmasının başlıca sebe-
bı de budur
Mesekye Helen açısından bakmaya çalışır-
sak Kıbrıs Rum Yonetımı ıle Yunanıstan'ın,
federe devletlenn eşıt sıyası yetkılere sahıp
olacakları bır federasyonu arzulamalannın
mumkun olmadığı anlaşılır Gerçekten, boyle
bır federas>onun kurulması yuzunden Rum-
ların Türk kesımı ve toplumu uzenndekı yet-
kısızlıklen bugunku gıbı devam edecek olduk-
tan başka, Kıbns Cumhurı>etrnın mılletlera-
rası ılışkılerıne Rumlann resmı planda genış
olçude hâkım olmaları hah de, Turk federe
devletıne tanınacak \eto vetkılennden dolayı
ortadan kalkacaktır
Goruluyor kı Kıbns ıçın aranan çozum tar-
zının uzennde anlaşılmış gorunen esasları bıle,
Helen tarafının çıkarına uygun duşmez O>sa
Helen tarafı, Türkıye'nın bır gun buyuk bırıs-
tıkrarsızlık ve guçsuzluk ıçıne duşeceğı hayal-
lennı gerçekleşebılır sanmanın uyuşturucu et-
kısı altında kalmaktan pek mutludur
İşte Turk tarafının taktığı. bır yandan, ıyı-
nıyetle ve kendı hayatıçıkarvehaklannı tehlı-
keye atmajacak bır çozumu hukukun kabül
ettığı yontemlerle araştırmaya devam ederken
dığer yandan da. aynı yontemlenn surecı ıçın-
de asıl Helen tarafının uzlaşma ıstemedığım
dunyaya kanıtlamaktır Turk tarafının dıplo-
matık taktığı daıma bu olmuştur. şımdı yıne
bu doğru taktığe donulmuştur
1960'taki durum ~
Bu noktada onemlı bır konu ortaya çıkar
Turk mılletının Kıbrıs takı uzantısını oluştu-
ran KKTC. sonsuza dek Helen tarafının ger-
çekçı ve cıddı bır tutuma gırmesını mı bekleye-
cektır1
Ya da Turk tarafının şartlanna uygun
bır federasyon faraza kurulabılse dahı. bu fe-
derasyonun Helen tarafınca yıkılması halınde
Kıbns Turk toplumu ne >apabı!ecektır9
Işte.
Sayın Rauf Denktaş'ın ve Turk Dışışlen'nın,
venı federasvonda egemenlığın sadece eşıt şe-
kılde ıkı topluma aıt olmasında değıl, aynı za-
manda. egemenlık hakkını eşıt bıçımde pay-
laşmaktan çıkan mantıkı sonucun. bu takdır-
de Turk toplumunun federasyondan ayrılarak
bağımsızlığını ılan edebılmesı olması gerektığı
yolunda ısrar edışlerı boylesıne bır haklılığa
davanıyor
Amerıka ve BM Genel Sekreterlığı bu Turk
goruşunu pa>laşmı>orlar Onlara bakılırsa,
Kıbrıs takı ıkı hâlk kendı mukadderatlannı
tayın hakkını bır kere kullanmışlardır ve bu
hak bır kere kullanılınca bır daha kullanıla-
maz' 1960 Lefkoşa Anlaşmaları, Kıbrıs'ta sı-
yası açıdan eşıt ıkı toplumlu. kendısıne ozgü
bır devlet kurmuştu
Bu devletı federatıf nıtelıkten ayıran tek un-
sur, ıkı toplumun ulkesel nıtelıklennın kabul
edılmemış oimasıydı Yenı kurulacak federas-
von ıkı kesımlı olacağına gore, Amerıka'ya ve
PARİSTEN SELÇIK DEMİREL
BM Genel Sekreten'ne gore, aslında yenı bır
çozume ulaşılınca bunun anlamı, Kıbns'takı
ıkı toplumun kendı mukadderatlannı tayın
hakkını ıkıncı defa kullanmaları olmayacak-
tır
Ancak bu muhakeme tarzında pek çarpıcı
bır yanhşlık vardır O da şudur 196O'ta ıkı
toplum kendı mukadderatlanm tayın hakkını
kullanırken bunu, Rum toplumunun Turk
toplumunu ezmesıne ımkân bırakmayacağı
sanılan koşullar ıçınde yapmışlardı Dıyeum
kı şımdıkı goruşme suresı, yetersızlığı anlaşı-
lan bu koşullann yenne yeterlı koşullar getır-
mek olsun Ancak eğer bu koşullar uzennde
ıkı toplum arasında makûl bır sure ıçersınde
uzlaşma olamıyorsa veya federasyon kurulup
da Rum toplumu tekrar federasyonun koşul-
lannı kendı lehıne bozmaya kalkışırsa, Turk
toplumunu sonsuza kadar Rumlarla uzlaşma
aramaya ve bu uzlaşma bulununcaya kadar
(yanı yıne sonsuza kadar) belırsız kalacak bır
mılletlerarası statude kalmaya mahkûm etme-
yı âdıl saymak mumkun değıldır
Nıtekım, Sov>etler Bırlığı ıle Yugoslavya'-
nın parçalanmasıyla ortaya çıkan yenı dunya
şartları, Kıbrıs Turk toplumuna bu takdırde
bağımsızlık ılan etme hakkının tanınması ge-
rektığını açıkça kanıtlamaktadır Eğer gerçek-
te ayrı mılletler olan halklann federasyonlar-
dan ayrılma ve bağımsız devlet olarak tanın-
ma hakten varsa ve bu eskı federe devletler
Batı devletlen tarafından bağımsız olarak ta-
nınabılıyorsa, KKTC'nın aynı bıçımde ba-
ğımsız olarak tanınmasını mumkun gorme-
mek açık bır haksızlık ve çarpıcı bır Türk duş-
manlığı olur KKTC ve Turkıye, bunun ıçın-
dır kı Kıbns'ta eşıt egemenlığın anlamının
bağımsızlık ılanının şartları gerçekleşınce ba-
ğımsızlık ılan etme hakkını da kapsadığını ıle-
n sunnektedırler
Sırplar ve Hırvatlar
Bujukelçı Ledskı nın şu sorunun cevabını
kendı vıcdanında arayıp bulması gerekıvor
Sırplar ve Hırvatlar, a>nı dılı -a>n alfabelerle
de olsa- konuştukları ve -farklı mezheplere
mensup olmalarına rağmen- aynı dını paylaş-
tıklan halde bağımsızlığa layık ıkı ayn mıllet
olarak gorulebılıyorlar da, dıllen. dınlen, kul-
turlerı ve tarıhlerı bırbınnden tamamıyla ayrı-
lan Kıbrıslı Turkler ve Rumlar mı, uzlaşama-
yacaklan açıkça meydana çıktıkça bağımsızlı-
ğa layık sayılmıyorlar9
Acaba Buyukelçı
Ledskı. Rumlar ıle Türklerı bırbırlenne Sırp-
lar ıle Hırvatlardan daha vakın saymanın, sa-
dece gulupç bır varsayım olduğunu anlaya-
bılecek tahh bılgısıne ve mantık anlayışına sa-
hıp mıdır0
Buyukelçı Ledski'nın bılmeyız. ama Turk
mılletı, Turkıye'de ve KKTC'de bu bılınce, bu
noktada odunvermeyecek kadar sahıptır(**)
Ustelık. boyle bır çozumun, Amenka'nın ve
genellıkle Batının çıkarlanna nıçın aykın du-
seceğını anlamak da çok zordur Eğer Amen-
ka ve genellıkle Batı, Helen kaprıslennı, kus-
tahlığını, ınatçılığını ve hayalcılığını kendı uy-
garlığının ayrılmaz bır parçası saymıyorsa1
(*) Yenı hukumetın, resmı Cumhurbaşkanı ndan
bukonudakı tutanaklan resmen talep etmesı,
dıplomasımızın emnıvetle yurutulebılmesı ıçın şarttır
(••) Bu goruş tarafımdan, 23 ve 25 aralık 1991
funlerı Istanbul da ve Kıbns ta yaptığım
konuşmalarda açıklanmıştı Saym Bulent Ecevıt de
aynı goruşu ıfade evlemıştır
FADIL KOCAGÖZ
Gitme Kal Hocam!
Hocam, sevgılı hocam, gazetelerde falan okuyoroz
(yanı kamuoyuna da yansıyor, ne de olsa artık bız o
yuce camıada değılız ne olup bıttığını dışarıdan oğ-
renmekteyız, doğru mu yazmaktalar bılemıyoruz ama)
uzerınızde buyuk baskılar varmış Hanı YÖK başkanlı-
ğına yenıden 'uygun gorulmenız"e muteakkıp
Kımılerı bu 'yenıden uygunluğa" (hem de camıa ıçe-
rısınde) karşı çıkıp sızı ıstıfaya zorlamaya çalışıyor-
muş Kesınlıkle ıstıfa falan etmeyın hocam Bendenız
bu hatayı, sız bızım başımıza ılk geldığınızde yapmış-
tım Haddım değıl ama, duyduğum derın pışmanlığı sı-
zın de yaşamanızı ıstemedığım ıçın bu satırları yaz-
maktayım
Hocam, YÖK'un 'başına" ılk geldığınızde, kımı kotu
arkadaşlara uyarak "Artık bılım yapamam" gıbı bır du-
şunceye kapılıp unıversıtenızden ayrılmıştım Şımdı,
neredeyse on yıl
Eğitim Sistemimiz ve Piyasa
Eğitim sistemımızm pı> asa ekonomisine yapısal uyumu,
başta öğretmen kuruluşları olmak üzere, her alanda
işveren, ışçi ve meslek kuruluşlarmın hükümet ile
işbirliğine bağlıdır.
ZEKÂİ BALOĞLU Gençlik ve Spor Eski Bakanı
Bevaz Rusva da geçen hafta ENKA -
nın uluslararası ornek değerde ustun ba-
şarısını yennde alkışlamamn ulusal gu-
rununuduyduk Mınsk'teTV'dedefalar-
ca ızledığımız bu Turk başansı, y urda do-
nuşumuzde haklı olarak TV ve basını-
mızda da genış yankı buldu
İş aslında çok buyuk Eskı Demokra-
tık Almanya topraklarından donecek as-
kerlere 34 verde toplam 36 bın konut
yapımı ıçın Almanya 7 8 mılyar DM'lık
bır katkıda bulunmayı taahhut etmış
ENKA ılk ıhale grubu arasında 725 ko-
nutluk yerleşım merkezını 173 gunde dı-
ğer firmalara ornek olacak bıçımde ınşa
etmış Devam ıçın ıhale ustune ıhale açılı-
yor
Bu uluslararası vanşmada dovıze
muhtaç oldukları halde BDTye dahıl
hıçbır cumhunyetın adı bıle geçmıyor
Nedenı Teknolojı gerıhğı, nıtelıklı ın-
sangucu yokluğu başka deyı^le eğitim
sıstemı Bupazar "en kaliteliyi en hızlı ve
en ekonomik vapabilme" yarışıdır
Gorduğumuz şımdılık yalnızca konut
orneğı Sosyalıst duzenden pıyasa eko-
nomisine geçış dış ulkelerın daha çok
katılımını gerektırecektır Yarın ">ar-
dım" adı altında, aslında pazar kapma
yanşı her alana yayılacaktır Bızde de oy-
le olmadı mı
9
Turkıye bu pazarda, ozellıkle kendısın-
den ılgı ve yardım bekleyen soydaş cum-
hurıyetlerde ozlenen yen alabılecek mı-
dır9
Işte bu konu. davetlı grubumuza da-
hıl ıkı devlet bakanımız, Moskova Bu-
yukelçımız. TV ve basınımızın seçkın
mensuplan ve ENKA yonetıcılenyle uç
gunluk çok samımı \e yararlı bırlıktelığı-
mızın, bence, odak noktası ıdı
Turkıye. Avrupa ulkelen ıçınde en çok
genç ve ucuz ışgucune sahıp ulkedır Nu-
fus buyukluğu bakımından halen beşıncı
sırada ıken 2000 yılında Avrupa'nın en
buyuk ulkesı olacaktır Oğretım çağında-
kı 25 mılyonluk genç nufusu yalnız Tur-
kıye'nın değıl. gittıkçeyaşlanan Avrupa'-
nın da eşsız insan kaynağını oluştu-
racaktır Bu kaynak, uluslararası reka-
bette. Turkıye nın gorecelı (mukayeselı)
ustunluğunu oluşturmaktadır Genç nu-
fusunu stratejık uretım gırdısı olarak
mumkun olan en kısa surede yetış'tırmek
Turkıye ıçın tanhı bır fırsattır Tarafım-
dan hazırlanan ve basınımızda yaklaşık
500 yazıya konu olan Eğitim Raporu'nda
TLSİAD (1) TİSK (2)tarafından benım-
sendığı gıbı "kamu ve özel sektör olarak
devletimizin butun imkânlarını eğitim için
seferber etmenin" tam zamanıdır
Uzuntu ıle beiırtılmelıdır kı fırsat kaçış
yolundadır Kalkınma planlanmızda ış-
gucu bır uretım gırdısı olarak değerlendı-
rılmemış, istenıldığı zaman muracaat
edılebılecek bol bırdış unsur olarak kabul
edılmıştır Işgucu unsuruna bu bakış açı-
sı kalkınma planlarımızda insan unsuru-
nu talı durumda bırakmış. nufus ve ışgu-
cu artışının planlama dışında kalmasına
yol açmıştır Gerçekten, dığer sektorler-
de sabıt sermaye yatınmlan teşvik edıl-
mış, buna karşılık eğıtımeaynlan yatırım
paylan genel butçe yatırımları ıçınde
1960 lı yıllarda yuzde 38'e kadar yukse-
Iırken, bu pay 1980'h yıllarda yuzde 9'a
kadar duşmuştur Bu duşuşun acı sonu-
cu, okul dışında kalan çağ nufusu ar
tışında gozeçarpmaktadır Bıryandan ılk
okul sonrası 12-21 yaş nufusunda okul
dışında kalan genç sayısı. son 20 yılda
yuzde 28 oranında buyumuştur (3) Bu
buyume okul dışında kalanlar bakımın-
dan ılkokul sonrası eğıtımde ılerleme de-
ğıl, 20 yılda, yuzde 28 oranında gerıleme
olduğunu gostennektedır Genleme nu-
fus faktorunun etkısıyle her yıl artarak
devam etmektedır Bu durum. Turkıye'-
de nufus artışına dayalı bır eğitim planla-
ması bulunmadığını açıkça ortava koy-
maktadır Öte yandan ortaokula dayalı
meslekj ve teknık okullar dışında kalan
gençlerın sayısı, 20 yıl oncesıne gore yuz-
de 42 daha artmış ve meslekı teknık eğı-
tım dışında kalan çağ nufusu bakımın-
dan, bu oranda genleme olmuştur Bu"
gerçek de ışgucu artışına dayalı bır mesle-
kı eğitim planlaması yapılmadığını orta-
ya koymakta ve meslekı eğitim modelı-
mız aynı kaldığı takdırde Türkıye'nın nı-
telıksız ışçı stokunun artarak devam ede-
ceğını vurgulamaktadır
Bu tespıtler, Turkıye'de sıyasal ırade-
nın geçmışte eğıtıme bakış açısını sergıle-
mesı bakımından çok acıdır Daha acısı,
umıtler besledığımız DYP-SHP hukumet
programında da eğıtıme bu boyutlarla
yer venlmemış olmasıdır
Uygulamaları sabırla bekleme alışkan-
lığımızı artık terk etmelıyız Bekle-gor
polıtıkalan eğitim alanında Turk aydı-
nına özgu bır zaaf olmuştur Çoğulcu de-
mokratık duzende eğıtıme onem ve on-
celık verılmesı. polıtık ıradeyı etkıleyebı-
lecek bıhnçlı ve duyarlı bır kamuoyunun
oluşmasına bağlıdır Eğıtımde kamuoyu
yaratacak en etkılı guç -TV radyo ve ba-
sın ıle bırlıkte- başta öğretmen kuruluşla-
n olmak uzere her alanda işveren, ışçı ve
meslek kuruluşlandır
Butun ılerı ulkelerde olduğu gıbı bu
kuruluşlar ıle hukumet arasındakı eğitim
ışbırlığının kurumlaştırılması ve yonetı-
mın, bu ışbırlığını sureklı ve etkılı kılacak
mekanızmaları kurmakla yasal olarak
yukumlu kılınması zorunludur Bu ışbır-
lığı, meslek-eğıtım-belge bağlantısının
kurularak meslek eğıtımının butun yurt-
ta tabana yayılması ıçın onkoşuldur Eğı-
tım sıstemımızın pıyasa ekonomisine
yapısal uy umu ancak bu y oldan sağlana-
bılecektır Bu yapılmadıkça. butun genç-
lerıne en az hse duzeyınde zorunlu mes-
lek eğıtımını vermeyı çoktan başarmış
olan pıyasa ekonomısı ulkelerıyle dış pa-
zarlarda yarışma. ulusal değıl, fakat
yarını belırsız bıreysel başarılar olmak-
tan oteye gıdemeyecektır
( l)ZBaloğlu Turkıve de Egıtım Sorunlar
ve Değışıme Yapısal Lyum Onerılen TUSİAD
vavını 248 savfa 2 baskı 1990
(2) Turkıve de Meslekı ve Teknık Egıtım
TİSK vavını 1991
(3) 1 d e a g e savfa 142
sonra duşunduğum-
de bunun ne vahım
bır "vızyon eksıklı-
ğı" olduğunu goru-
yorum Kuşkusuz
"vızyon" yeteneğım
sızınkıyle karşılaştı-
rılamaz ama, yıne
de "dırenın dıyo-
rum hocam, tum
baskı ve sındırmele-
re dırenın
kuşkusuz
Hocam, YOK'ün "başına" iik
geldiğinizde, kimi kötfl
arkadaşlara uyarak "Artık
bilim yapamam" gibi bir
düşünceye kapılıp
üniversitenizden
ayrılmıştım. Şimdi,
neredeyse on yıl sonra
dûşündûgümde, bunun ne
benı anımsamazsı- VahİITl bİP "VİZyOn ekSİklİğİ"
nız Istıfa ettığımde o|HU
nU
nu aÖPÜVOPUm
bır asıstan parça- W M
" B
* ' " »"' " w ı um
'
sıydım Ve yaptığım
ışın bu yuce kuruma ne buyuk saygısızlık insan, Turkı-
ye'de unıversıteden ayrılınca kendısını buyuk bır boş-
luk ıçınde buluyor (Hele sızın durumunuz ele alınınca
bu bosluk bır "gayyâ kuyusu"na donuşebılır) O boş-
lukta, yapılacak tek sey de "duşunmek' oluyor Öyle
olunca da insan kımı ' zararlı duşuncelere" kapılıyor
örnekse ben, o şaşkınlık ıçerısınde, (yıne kotu bır ar-
kadaşımla) bır saym buyuğumuzun ağzından kaçmış
sozlerı derleyerek bır kıtap yazıp yayımlamak gafletın-
de bulundum Tabıı, sonradan kendılerı kendı gerçek
anılarını yayımlayınca, ne buyuk bır hata yaptığımızı
anladık
Hocam, bu tur bır hata, elbette duyarlık yeteneğınız
sonucu sızın ıçın soz konusu değıl Demek ıstedığım,
sadece "o unıversıtesızlık' duygusu ınsana pışman
olacağı ışler yaptırabılır (Ben oldum, sız olmayın')
Ayrıca hocam, artık belırlı bır "taban" oluşturmanız
gerek Çunku anlasılan 'tavan" kaymakta Gerçı daha
on yıl once "Ben bunlann cığerını bılırım" (kı ondan
kusku yok) dıyerek en "anlı-şanh" Prof 'ları bıle dıze
getırmıştınız, ama dızgınlerı elden bırakmamanızda
yarar var Bakın, kımı mebusluk, kımı bakanlık, kımı de
sızı reddederek bır şeyler olma hesabına gırdı Dıre-
nın hocam Yanınızdayım Memleketın en ucra kö-
şesınde hızmete (en azından Doç olarak) hazırım Sız
bılım dunyamızın en ırı yıldızısınız
Yenıden başımıza gelmenızı kutluyor, sıhhat ve afı-
yet dılıyorum
AZİLNAME
20 II 1989 tarıh 21912 NoluAksarayl Noterlığı'nden
tanzım edılen Azılname gereğı
VEHBİZENGÎN
AKTAŞLAR Tunzm-lthalat-lhracat Lımıted Şırketı
vekıllığmden Aal edılmıştır
Şırketle ılışıgı yoktur
3 şahıslara duvurulur
AKT4ŞLAR TURİZM-tTHALAT-İHRACAT
IİMfTED ŞtRKETÎ