23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/10 DIŞ HABERLER 16 OCAK 1992 DEMİR ÖZLÜ Sosyal DemokraUanmızSTOCKHOLM - Siyasal bir akım olarak sosyal demokra- si Avrupa'da sanayileşme hareketinin yoğunlaştığı 19. yüzyılın son on yılında ortaya çıkmıştır. Erken bir komün hareketi -1871 Paris Komünü- çok kanlı bastırılmıştı. Bu korkunç bastırmadan sonra Fransa'da komünist ve sosya- list partilerin temellerinin atılabilmesi için yedi, sekiz yıl geçmesi gerekiyordu. Bugünkü Fransız Komünist Partisi, Sosyalist Part/'den 1920'de ayrılan sol kanatça kurulmuş- tur. Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin kökenlerindeyse 1875'te kurulmuş olan SosyalistIşçi Partisi vardır. Bu parti Ferdinand Lassalle'in kurmuş olduğu Alman Işçi Birliği ile Marksist düşünürler August Seöe/'le Wilhelm Liebk- necht"in kurdukları Sosyal Demokrat Işçi Partisi'nin bir- leşmesiyle oluşmuştu. Sosyalist işçi Partisi 1890'lardan sonra Almanya Sosyal Demokrat Partisi adını almıştır. Iskandinav sosyal demokrat partileri de doğrudan doğ- ruya işçi sınıfı hareketlerinden doğuyorlardı. Isveç Sosyal Demokrat Partisi 1889da doğrudan doğruya işçi sınıfı ör- gütlenmelerinden oluştu. Bu parti o zamanki aristokratik imtiyazlara karşı mücadele eden ve dönemi içinde sol bir parti sayılan Liberal Parti ile birlikte bir yandan siyasal eşitlikler ve siyasal demokrasi için mücadele ediyor; bir yandan da reformlar yoluyla sosyal eşitlikle sosyalizmi gerçekleştirmeye çalışıyordu. Geçen zamanla bu partiler, çalışan tüm insanların parti- leri haline geldiler; kapitalist ekonominin büyümeye açık kanallarını tıkamaksızın, reformlar yoluyla toplumları içi- ne derin bir sosyal boyırt yerleştirdiler. Üleklerindeki ilkel yoksulluğu yendiler, toplumu örgütlediler, bütün insanfan sosyal güvencelerin _ - _ — — ^ _ _ ^ ^ _ ^ _ — İskandiıuvya sosyal dtmkrat partMepi, kapitalist •knominin büyümeye açık kanallannı dkamaksmn, reforaıiap yoluyla toplumlıpı içinetferinbir sosyal boyutyerieşünlHer. tümüne kavuşturdu- lar, kendi kendilerinin efendisi yaptılar. Bu partiler bugün belki reformcu dü- zeyde pragmatik par- tiler haline gelmişler- dir. Ama kendi top- lumlarına bir şeyler ^~~^~"~"""~"~"^ kazandırdılarsa, bu, köklerinin sağlamlığına bağlıdır. On- lar sağlam kökier üzerinde akılcı, pragmatik değişimler geçirmişler, modernleşmeye ayak uydurmuşlardır. Bu açıdan bakılırsa Türkıye'de sosyal demokrat parti yoktur, bu isimdeki rozeti takmaya hevesli insanlar, birde değişme gereksinmesi duyan, fakat bunu bir türlü sağlam bir fikir temeline oturtamayan cumhuriyet rejiminin tek partisi CHP vardır. Bu mirasın bir kolu tam bir kişisel parti haline dönüşmüş, örgütsel ilişkileri açısından çok tuhaf bir ruh cehennemi haline gelmiş; öteki, daha büyük olan kolu, içinde bulunan bazı kişilere bağlı olarak demokratik hukuk devletini savunmakta ise de sosyal demokrat parti örgüt- lenmesinden yoksun, kimliksiz, yerel "bize" benzeyen bir yığınlaşmaya varmıştır. SHP sosyal demokrat olmakta güçlük çeken, bize özgü bir partidir. Bize özgü parti olduğu için de varlığı gelip kişi- lere dayanmıştr. Beklenmedik bir biçimde koalisyon hü- kümeti içinde yararlı bir yer tutmuştur. Çünkü son on beş yılın siyasi demokrasi mücadelesi bu karma hükümetin arkasında birikmiş görünüyor Bu mücadelenin önemli mesafeler alması karma hükümetin uyumlu ve içten çalı- şarak programını uygulamasına bağlıdır. SHP'yi birleştiren, ayakta tutan Erdal Inönü'nün kişiliği- dir. Bu kişilik küçük hırslardan uzak, kültürlü, hoşgörülü, görgülü ve siyasal demokrasinin temel ilkelerinde direne- bilecek bir kişiliğe benzemektedir. ûteki başkan adayları- nın, bugünün Turkiyesi'nde az bulunabilen bu tur özellik- leri de pek taşımadıkları anlaşılıyor. Bugün görünen budur. KöRFEZ SAVAŞI/TÜRKİYE Savaşın yıldızı Turgut OzalReuter ajansı, Körfez savaşınm 1. yıldönümü nedeniyle yaptığı değerlendirmede, "Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın siyasi içgüdüsüyle Türkiye'yi savaştan güvenle çıkardığını" belirtti. Reuter'in görüşlerine başvurduğu Batılı bir diplomat 'Türkiye savaştan, özellikle siyasi yönden en kârlı çıkan ülkeoldu"dedi. Dış Haberler Servisi— "Cumhurbaşkanı Turgut Özal- ın yıldızı Körfez savaşı sırasın- da Batı'da parlarken iilke için- de popülaritesi söndü" Reuter, Körfez savaşırun 1. yıldönümü nedeniyle geçtiği bir yorum ha- berde Türkiye'nin durumunu değerlendirdi. Ajans. "Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın Türkiye'yi si- yasi içgüdüsüyle savaştan gü- venle çıkardığını" bildirirken "Batı'da yıldızı parlayan özal'ın ülkesinde yıldızının sönmesi durumuyla karşı kar- şıya olduğunu" öne sürdü. Alistair Lyon imzasıyla ya- yımlanan yorumda, Özal'ın, 20 Ekim parlamento seçimi- nin galibi olan Başbakan Sü- leyman Demirel'e gücünün büyük bir kısmını devretmek zorunda kaldığı öne sürüldü. Reuter'e konuşan Batılı bir diplomat, Körfez savaşından sonra Türkiye'nin durumu hakkında. "Türkiye özellikle siyasi yönden en kârlı çıkan ülke oldu" dedi. Diplomat, "Türkiye daha iyi tanındı ve Ortadoğu'daki askeri rolü daha açıklık ka- zandı" şeklinde konuştu. ABD'nin, Irak'a düzenle- diği hava saldınlannda, Mı- sır ya da îsrail'deki tesisler yerine încirlik Üssü'nü kul- landığını kaydeden Reuter, Özal'ın bu karan yüzünden birçok eleştiriye hedef oldu- ğunu bildirdi. Yorumda, Özal'ın, BM yaptınmlanna uymak ama- cıyla petrol boru hattını ka- patmasına da erken bir hare- ket olduğu şeklinde eleştiriler geldiği belirtildi. Irak'ın kımyasal silahlarla misillemede bulunacağı yo- lundaki endişelerin yersiz ol- duğunun anlaşıldığını kayde- den Reuter, bir Arap ülkesine karşı Batılı ülkelerle işbirliği yaptığı için Türkiye'ye, Arap ülkelerinin tepki göstereceği yolundaki tahminlerin de te- melsiz olduğunun ortaya çık- tığım bildirdi. Türkiye'nin savaş dolayı- sıyla ihracat, petrol boru hat- tı ücreti, turizm ve öteki sek- törlerde 7 milyar dolar zarara uğradığını kaydeden ajans, bunun kaçınılmaz bir kayıp olduğunu savundu. Irak'ın, BM'nin petrol ih- racat] için öngördüğü şartlan sağlayamaması dolayısıyla Türkiye'deki petrol boru hat- tının halen kapalı olduğuna dikkat çeken Reuter, Tür- kiye'nin kârlı bir pazannı ve transit yolunu kaybettiğini bildirdi. ANMA Ölüm dediğin nedir ki Gözümüzde hainler kadar küçük Zafere inancımızda Ölümsüzleşen ölüm kadar büyüktür BİRTÂN AITUNBAŞ Demokratik üniversite mücadelemizde yaşıyor. Ankara'dan devrimci demokrat ve AYÖ-DER'li arkadaşları adına TÜLAY GENÇAY Avrupa Topluluğu üyesi 12 ülke, Hırvatistan ve Slovenya'yı tanıdı Yugoslavya tarıh olduSovyetler Birliği'nin dağılmasından yaklaşık üç hafta sonra çok sayıda cumhuriyetten oluşan Avrupa'nın ikinci büyük birliği dün ortadan İcalktı. Hırvatistan la diplomatik ilişki kurulması azınlık hakları yüzünden gecikebilecek. '* SABETAY VAROL BRUKSEL — Avrupa Topluluğu (AT), Yugoslavya'dan bağımsızlıkları- nı ilan eden Hırvatistan ve Slovenya'yı tanıdı. Boylece, SSCB'den sonra Avru- pa'nın ikinci büyuk birliği olan Yugos- lavya da tarihe karışmış oldu. Portekiz'in başkenti Lizbon'da bir araya gelen AT dışişleri bakanları genel sekreterleri, Slovenya ve Hırvatistan'ın bağımsızlıklarının resmen tanınmasını kararlaştırdılar. AT, 26 aralıkta aldığı bir kararia bu iki cumhuriyetin bağım- sızlıklannın tanınmasını 15 ocak tarihi- ne bırakmıştı. Lizbon toplantısı ile ilgili olarak bir açıklama yapan Belçika Dışişleri Baka- nı Mark Eyskens, "12 AT ülkesi Hırva- tistan ve Slovenya'yı tanıdı" dedi. Bu arada, fngiltere ve Fransa'nın, Hırvatis- tan'la diplomatik ilişki kurulması için ön şartlan olacağı bildirildi. Paris ve Lond- ra, Hırvatistan'ın ulusal azınlıklann haklarına saygılı davranmasını istiyor. Hırvatistan'da Sırp azınlık bulunuyor. Bu arada Lizbon toplantısında Make- donya'nın da tanınmasının gündeme geldiği, ancak Yunanistan'ın muhalefeti nedeniyle tanımanın gerçekleşmediği bil- dirildi. Belçika Dışişleri Bakanı Eyskens, bu konuya ilişkin olarak, "Makedonya*- nın tanınması için hukuki ve teknik so- runlar var" diye konuştu. AT'nin Htrvatistan ve Slovenya'yı ta- nımasıyla 73 yıllık Yugoslavya tarihe ka- rışmış oldu. SSCB'nin, kendisini oluş- turan cumhuriyetlerin birliği dağıtmasıy- la ortadan kalkmasına karşıhk, Yugos- lavya, AT'nin tanıma karan ile varlık nedenini kaybetti. Sırbistan'dan tepki Sırbistan denetimındeki Yugoslavya hükümeti ise, AT'nin Hırvatistan ve Slo- venya'yı tanıma kararını sert bir dille kı- nadı. Brüksel'e gelen haberlere göre Yu- goslavya hükümeti, AT'nin kararını "uluslararası hukuktan kaynaklanan Yugoslavya'nın egemenlik haklarına aykın" olarak nite'endirdi ve bundan "üzüntii" duyulduğunu bildirdi. Öte yandan, Hırvatistan ve Slovenya'- yı 23 aralık tarihinde ilk tanıyan ülke olan Almanya; Slovenya ve Hırvatis- tan'la diplomatik ilişkilerini dün başlat- tı. Almanya, bu cumhuriyetleri tanıya- rak, AT için de bu konuda kapıyı ara- lamıştı. Almanya Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher, tüm AT ülkelerinin tanıma yonünde eğilim göstermeleri üze- rine, Yugoslavya konusunda izledikleri politikanın doğru ve geçerli olduğunun kanıtlandığını söyledi. Genscher, "Aylardır, AT'nin tanıma- ya karar vermesinin, başta Yugoslavya ordusunda olmak üzere, yeniden değer- lendirme sürecini başlatacağını söylü- yoruz" dedi. Genscher, Rias radyosuna yaptığı açıklamada, Yugoslavya'da ateş- kese geçmişte zaman zaman uyulduğu- nu, ancak bu politikalar sayesinde ilk kez bir ateşkes sürecinin başladığını kay- detti. ANKARA I I A I A m-tm**rlllfxw Kızılordu bir yıl önce Litvanya'nın ardından bağımsızlık yanlısı u m a g l U I l C U U C I Letonya'ya da girmişti. O günlerde "Kahrolsun Kızılordu", "Ko- münist Parti utan", "Katil Gorbaçov" sloganları atan Letonyalüar bugün "Kızılordu çek git" diye yüriiyor. Letonya Ulusal Bağımsızlık Orgütü pazartesi gunii ülkelerindeki 25 bin eski Kızı- lordu askerinin gitmesi amacıyla gösteri düzenledi. (Fotograf: THE INDEPENDENT) Çetin,Roma ve MoskovayolundaDışişleri Bakanı Çetin, yarın Roma'ya, pazartesi günü de Moskova'ya gidiyor. Çetin'in ziyareti Rusya ile Türkiye arasındaki ilk resmi temas olacak. Çetin'in Roma gündemindeki konuların başında ise Yugoslavya sorunu geliyor. Ankara ile Roma'nm soruna yaklaşımı benzerlik taşıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bii- paylaştıklanna işaret ediyorlar. rosu) — Türkiye'nin yoğun dip- lomatik trafıği sürüyor. Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin bu çerçe- vede yarın bir günlük bir çalış- ma ziyareti için Roma'ya, pa- zartesi günü de iki günlük res- mi bir ziyaret için Moskova'ya gidiyor. Hızlı bir şekilde günde- me gelen bu zıyaretlerin ilkinde Çetin'in, Italya Dışişleri Baka- nı Gianni de Mkhelis Ue Yugos- lavya konusunu görüşeceği bil- dirildi. Çetin'in Rüsya Federas- yonu Dışişleri Bakanı Kozinev'- in konuğu olarak Moskova'ya yapacağı ziyaretin ise Ankara'- nın bağımsızlığını yeni ilan eden bu cumhuriyetle ilk resmi tema- sı olacağı belirtildi. Ankara'nın Çetin'in Rusya Devlet Baskanı Boris Yeltsin tarafından kabul edilmesi için Moskova'dan ran- devu istediği de kaydedildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Filiz Dinçmen, dün düzenlediği basın toplantısında, bu ziyaretler hakkında bilgi ve- rirken Roma görüşmesinde ttal- ya'nın bir süredir geliştirmek is- tediği Doğu Akdeniz güvenlik ve işbirliği konusunun yanı sıra ikili ilişkilerin de ele alınacağı- m söyledi. Ancak, bu görüşme- de esas olarak Yugoslavya ko- nusu üzerinde durulacağını kay- detti. Dışişleri çevreleri de Mic- helis ile Çetin'in kısa bir süre önce bu konuda bir telefon ko- nuşması yapüklarını hatırlattı- lar. Diplomatik gözlemciler An- kara ile Roma'mn Yugoslavya konusunda benzeri görüşleri Atina'nın bir süre önce Yugos- lavya konusunu ele alacak bir Baikan konferansının toplan- ması yönündeki çağnsına Anka- ra'yla birlikte Roma'mn karşı çıkmış olmasını örnek gösteri- yorlar. Aynı şekilde Türkiye ile Italya'mn Makedonya konu- sunda Atina'nın görüşlerine ka- tılmadıklarını da bildiriyorlar. Bilindiği gibi Yunanistan, Ma- kedonya diye bir siyasi olguyu tanımadığı gibi geçen günlerde yaptığı girişimle bu cumhuriye- tin ismini değiştirmesini istemiş- ti. Büyükelçi Dinçmen, dünkü basın toplantısında Yugoslav- ya'daki çeşitü cumhuriyetlerin tanınması konusunda bir soru- yu yanıtlarken de şunlan söyle- di: "Biz, Yugoslavya'da banş ve istikrann sağlanmasına, soruo- lann diyalog yoluyla çözümkn- mesine büyük öoem atfediyornz ve tanımayı da Yugoslavya'da banş ve istiknuı geuştirebiiecek genel çerçevede bir çözümün unsurlanndan sadece bir tanesi olarak goruyoruz. Bununla be- raber tanıma soruna bazı üllce- ler tarafından gündeme getiril- miştir ki bundan sonraki geliş- meter de bu yönde cereyan ede- cektir. Tanıma sorunu gündeme gddiginde sdektif ve ayruna bir yaklaşım izlenmesi gerekn'gi gö- rüşündeyiz ve Yugoslavya'daki gelimelerin bir bütün içinde de- geriendirilmesi gerektigini savu- nnyonız." Uluslararası Af Orgütü, bazı Ingiliz şirketlerini işkence aleti satmakla suçladı Işkenceye Ingiliz desteğiEDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Uluslararası Af örgü- tü, bazı Ingiliz firmalannı, özellikle Üçüncü Dünya ülkeleri yönetimlerine iş- kence aygıtlan, araç ve gerecleri satmak- la suçladı. Ingiltere hükümetinin, özel komando birliği SAS aracılığı ile dolaylı yoUardan hükümetlere ve örgütlere "ih- tiyaçlaruıa göre" terör ve karşı-terör eği- timi verdiğini de kaydetti. Hükümeti bu eylemlere son veraıeye, aynca "utanç verici igrenç iıracat" diye tanunladığı ti- carete müdahale etmeye davet etti. Af örgtftü'nün tngütere Ulusal Şubesi tarafından yayımlanan "Ingiltere işken- ce ve ölümden nasıl para kazanıyor?" başlıklı raporda, "İşkence, siyasal amaç- lı cinayet ve insan haklannın diger bi- çimlerde çignenmesi amacına yönelik araç-gereçticaretiyapan firmalar" isim- leriyle açıklandı. Bunlann arasında Ma- lawi cezaevlerinde halen kullanılan ayak bileklerine takılan zincirleri imal eden- ler, Dubai'de "eflence evi" olarak bili- nen ve ileri teknoloji ile çalışan işkence evinin elektronik donanunım yapanlar, aynca "fenni" idam sehpası, işkence masası, el ve ayak bağlamaya yarayan düzeneklerden tıbbi şınngalara ve elek- trik şoku vermeye yarayan "iz btrakmayan" özel aygıtlara kadar bir- çok araç-gereci sağlayanlar var. Af örgütü sadece ticaret amaçlı faa- liyetinden ötürii firmalan suçiamakla kalmıyor; Ingiltere hükümetinin izni ile silahiı kuvvetlerin SAS diye bilinen özel komando birliğinin Üçüncü Dünya ül- kelerinde yönetimlere "teröre karşı egi- tta", aynlıkçı örgütlere de "terorizm egJtimi" verdiğini de öne sürüyor. ör- neğin, Kampuçya'da yönetime karşı çar- pışan iki gerilla örgütünün SAS eğitimi alması sonucu, "Ueri sabotaj ve mayın- hunayı öğreodiklerini", bu nedenle 300 sivilin sakat kaldığını, ölenlerin sayısı- nın bilinmediğini belirtiyor. Raporda, "1979-90 arasında Ingiltere hükümeti, 110 d*t¥k iilkede silahiı kuvvetleri e^rti" deniliyor. Af örgütü, öneri olarak "tngiltere •ükiuneti, adceri amaçlı ve güvenlik kuvvetleri tarafındsn kötüye kollanıla- Mlecek, insan haklannı ç^nemcye uy- gan egitim ve araç-gereç saglamaktan vazgeçmeödir. İngüiı silahiı kuvvederi- nin yabancı ülkelerde sagiadıklan egiti- me ilişkin gizlilik perdesi kaldınlmalımr" demekte. ABD Başkanu Irak'ın elinde hâlâ balistikfüze var Bush, Saddaırfa yîne yüklendiDış Haberler Servisi — ABD Başkanı George Bush, Irak'ın elinde hâlâ büyük miktarda ba- listik füze bulunduğunu bildir- di. Bush, Irak'ın uranyum zen- gjnleştirme çalışmalannı sürdür- düğünü de kaydetti. Bu arada Almanya hüküme- ti, S Alman firmasının uranyum zenginleştirmede kullanılan santrifüj aletlerinden Irak'a bü- yük miktarda sağladığına inanıl- dığını açıkJadı. Körfez Savaşı'nın başlangıcı- nın birinci yıldönümünde Irak- la ilgili çeşitli haberler yoğunluk kazanmaya başladı. ABD Baş- kanı George Bush'un, Kongre 1 - ye Irak'la ilgili olarak gönderdiği rapor da bu gelişmelere denk düştü. AA'nın haberine göre Bush, raporunda Irak'ın Körfez sava- şı öncesinde satın aldığı Scud füzelerinin benzerlerini üretme konusundaki çabalannı surdü- rebileceğine işaret etti. ABD Başkanı, "Irak'm eiinde hâlâ •çıklamadıgı miktarda balistik fizder var" dedi. George Bush, Kongre'ye gönderdiği raporunda, Irak'ın uranyumun zenginleştirilmesi yolunda çalışmalannı sürdürdüğünü belirtti. Bu arada Almanya hükümeti, 5 Alman firmasının Irak'a uranyumun zenginleştirilmesinde kullanılan santrifüj aletlerinden büyük miktarda sattığına inanıldığını açıkladı. Bush, Irak'ta yapılan incele- meler sonucunda Saddam Hü- •eyin rejiminin nükleer silah üretme programlan bulunduğu- nun doğrulandığını kaydederek, BM heyetlerinin çalışmalan so- nucunda 62 balistik füze, 18 ha- raketsiz füze rampası, 33 balis- tik füze başhğı, 127 füze destek- leyici deposunun tahrip edildi- ğini belirtti. Irak'ın Scud füzeleri benzeri sıvı yakıtü füzeleri yerli olarak flretmesi konusunda da bazı so- rular bulunduğunu belirten Bush, ırak'ın son günlerdeki te- spitler sonucunda nükleer si- lahlar konusunda basit araştır- maların çok ötesinde, uranyum zenginleştirme çalışmalan içeri- sinde bulunduğunun da ortaya çıkanldığına dikkati çekti. Bush, aynca Irak yönetimi- nin, inceleme yapan BM heyet- lerine karşı tutumunu eleştirdi. Bu arada Almanya hüküme- ti, ulkedeki beş firmanın Irak'a uranyum zengİBİestirmede kul- lanılan santrifüj aletlerinden bü- yük miktarda saglaHıgina inanıl- dığını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapı- lan açıklamada firmalann adla- n açıklanmazken, fırmalar hak- kındaki iddialann henüz ispat- lanmadığı vurgulandı. Açıklamada, Alman hüküme- tinin firmalar hakkındaki bilgi- leri 9 ocak tarihinde, Irak'ta in- celeme yapan BM heyetinin iki numaralı adamı Robert Galluc- ci*ye vvrdiği belirtilerek, bunun, Irak'ın tümüyle silahsızlandınl- masına yarduncı olacağı inan- cıyla yapıldığı kaydedildi. Irak'a nükleer silah üretmede yarduncı olan Alman fırmalan- na karşı hukuki yollara başvu- nılacağimn belirüldigi açıkla- mada, bu firmalann uranyum zenginleştirmede, yüksek hızh gaz santrifüjlerinde kullamlan mıknatıslar ve diğer malzemeyi sağladığına inamldığı bildirildi. Açıklamada, bütün firmala- nn Alman ihracat kanununu bi- lerek ihlal edip etmediklerinin ise henüz belli olmadığı vurgu- landı. öte yandan, ABD'nin Körfez savaşında yer alan generallerin- den Hava Korgeneral Charles Horner, Irak'ın körfez savaşın- daki kayıplannm 10 bin asker- den daha az olduğunu söyledi. Horner, CNN Televizyonu'na verdiği demeçte, daha önce ABD Savunma BakanhğVnın verdiği 100 bin ölü, 300 bin ya- ralı rakamlannı abartılı bularak, bu rakamlara inanmadığını be- lirtti. Gorbi: Yehsin'e şans tanıym • MOSKOVA (AA) — Dağüar SSCB'nin Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, Rus halkından, Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in ekonomik reformlanna şans tanımalannı istedi. Gorbaçov, Moskova'da kurduğu Araştuma Enstitüsü'nde eski ABD dışişleri bakanlanndan Henri Kissinger ile görüştükten sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, Yeltsin'in ekonomik reform programını değerlendirmek için çok erken olduğunu belirterek ülkenin son dercce güç bir dönem geirdiğini kaydetti. Karadeniz filosu masada • MOSKOVA (AA) — BDT Silahiı Kuvvetleri ile Ukrayna askeri yetkilileri arasında, Karadeniz filosunun geleceği konusunda görüşmeler önceki gün Moskova'da başladı. Görüşmelerde BDT'yi temsil eden başkomutan yardımcısı General Boris Pyankov, Karadeniz filosunun Ukrayna'nın olmasına izin venneyeceklerini söyledi. Pyankov, görüşmelerin 17 ocağa kadar sonuçlandınlacağuu belirtti. Ganısahurdia • MOSKOVA (AA) — Gürcistan'ın devrik Devlet Başkanı Zviad Gamsahurdia'nın, Çeçen Cumhuriyeti'nin başkenti Grozny'ye gittiği bildirildi. Rusya Haber Ajansı, Gürcistan Savunma BakanlığYna dayanarak verdiği haberde, Gamsahurdia'yı Ermenistan'ın başkenti Erivan'dan alan Aeroflot Havayolları'na ait uçağuı, Grozny'ye indiğini duyurdu. Israil'den geri adım • WASH1NGTON (AA) — ABD'nin başkenti Washington'da bulunan tsrail delegasyonunun, kentte kalma süresini uzatarak ülkeden bugün ayrümayı kararlaştırdığı ögrenildi. VVashington'daki j Israil Büyükelçisi 7fl}m«n ı Shoval'ın verdiği bügiye göre tsrailliler, bugün kentten aynlmayı öngörüyor. Bakii-Ankara protokohi • MOSKOVA (AA) — Türkiye ile Azerbaycan arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasına ilişkin protokol, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de imzalandı. Bakü'deki Gülistan Sarayı'nda önceki aksam yapılan törende protokole Türkiye adına Büyükelçi Bilal Şimsir, Azerbaycan adına da Dışişleri Bakanı Huseyin Sadıkov imza koydu. Atina-Sofya gerginli^i • ATtNA (AA) — Bulgaristan'ın, Slovenya, Hırvatistan ve Bosna Hersek'in yanı sıra Makedonya Cumhuriyeti'ni de tanımasına Yunanistan tepki gösterdi. Dışişleri Bakanı Andonis Samaras, dün gece Bulgaristan'ın Atina Büyükelçisi ile bir görüşme yaptı. Atina'da verilen haberlere göre, Samaras, büyükelçiye Atina'nın söz konusu durumdao duyduğu üzüntüyü dile getirerek tanıma karannın kendileri için Sofya hükümetinin güvenililirliği açısından soru işaretlerine yol actığinı ifade etti. Dışişleri Bakanbğı Sözcüsü Emanuil Kalamidas ise konuyla ilgili açıklamasında, Sofya'nın Makedonya Cumhuriyeti'ni tanıma karannın Bulgaristan'ın Avrupa'ya yönelme çabalanna ters düştüğünü iddia etti. ABD casiıs ııça^ı düştü • WASH1NGTON (AA) — ABD Hava Kuvvetleri'ne ait U-2 tipi bir casus uçağının, Japon Denizi'nde düştüğü bildirildi. Güney Kore*deki ABD 8. Ordusu'ndan sözcü Jim Coles, Uçağm dün akşam saatlerinde Güney Kore açıklarında düştüğünü bildirdi. AVashington'da bir açıklama yapan Hava Kuvvetleri'nden Savunma Bakanlığı sözcüsü Yüzbaşı Susan Strednansky ise uçağın pilotu Ue birlikte kayıp olduğunu belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle