Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/10 DIŞ HABERLER 16 OCAK 1992
DEMİR ÖZLÜ
Sosyal DemokraUanmızSTOCKHOLM - Siyasal bir akım olarak sosyal demokra-
si Avrupa'da sanayileşme hareketinin yoğunlaştığı 19.
yüzyılın son on yılında ortaya çıkmıştır. Erken bir komün
hareketi -1871 Paris Komünü- çok kanlı bastırılmıştı. Bu
korkunç bastırmadan sonra Fransa'da komünist ve sosya-
list partilerin temellerinin atılabilmesi için yedi, sekiz yıl
geçmesi gerekiyordu. Bugünkü Fransız Komünist Partisi,
Sosyalist Part/'den 1920'de ayrılan sol kanatça kurulmuş-
tur.
Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin kökenlerindeyse
1875'te kurulmuş olan SosyalistIşçi Partisi vardır. Bu parti
Ferdinand Lassalle'in kurmuş olduğu Alman Işçi Birliği ile
Marksist düşünürler August Seöe/'le Wilhelm Liebk-
necht"in kurdukları Sosyal Demokrat Işçi Partisi'nin bir-
leşmesiyle oluşmuştu. Sosyalist işçi Partisi 1890'lardan
sonra Almanya Sosyal Demokrat Partisi adını almıştır.
Iskandinav sosyal demokrat partileri de doğrudan doğ-
ruya işçi sınıfı hareketlerinden doğuyorlardı. Isveç Sosyal
Demokrat Partisi 1889da doğrudan doğruya işçi sınıfı ör-
gütlenmelerinden oluştu. Bu parti o zamanki aristokratik
imtiyazlara karşı mücadele eden ve dönemi içinde sol bir
parti sayılan Liberal Parti ile birlikte bir yandan siyasal
eşitlikler ve siyasal demokrasi için mücadele ediyor; bir
yandan da reformlar yoluyla sosyal eşitlikle sosyalizmi
gerçekleştirmeye çalışıyordu.
Geçen zamanla bu partiler, çalışan tüm insanların parti-
leri haline geldiler; kapitalist ekonominin büyümeye açık
kanallarını tıkamaksızın, reformlar yoluyla toplumları içi-
ne derin bir sosyal boyırt yerleştirdiler. Üleklerindeki ilkel
yoksulluğu yendiler, toplumu örgütlediler, bütün insanfan
sosyal güvencelerin _ - _ — — ^ _ _ ^ ^ _ ^ _ —
İskandiıuvya sosyal dtmkrat
partMepi, kapitalist •knominin
büyümeye açık kanallannı
dkamaksmn, reforaıiap yoluyla
toplumlıpı içinetferinbir sosyal
boyutyerieşünlHer.
tümüne kavuşturdu-
lar, kendi kendilerinin
efendisi yaptılar.
Bu partiler bugün
belki reformcu dü-
zeyde pragmatik par-
tiler haline gelmişler-
dir. Ama kendi top-
lumlarına bir şeyler ^~~^~"~"""~"~"^
kazandırdılarsa, bu, köklerinin sağlamlığına bağlıdır. On-
lar sağlam kökier üzerinde akılcı, pragmatik değişimler
geçirmişler, modernleşmeye ayak uydurmuşlardır.
Bu açıdan bakılırsa Türkıye'de sosyal demokrat parti
yoktur, bu isimdeki rozeti takmaya hevesli insanlar, birde
değişme gereksinmesi duyan, fakat bunu bir türlü sağlam
bir fikir temeline oturtamayan cumhuriyet rejiminin tek
partisi CHP vardır. Bu mirasın bir kolu tam bir kişisel parti
haline dönüşmüş, örgütsel ilişkileri açısından çok tuhaf bir
ruh cehennemi haline gelmiş; öteki, daha büyük olan kolu,
içinde bulunan bazı kişilere bağlı olarak demokratik hukuk
devletini savunmakta ise de sosyal demokrat parti örgüt-
lenmesinden yoksun, kimliksiz, yerel "bize" benzeyen bir
yığınlaşmaya varmıştır.
SHP sosyal demokrat olmakta güçlük çeken, bize özgü
bir partidir. Bize özgü parti olduğu için de varlığı gelip kişi-
lere dayanmıştr. Beklenmedik bir biçimde koalisyon hü-
kümeti içinde yararlı bir yer tutmuştur. Çünkü son on beş
yılın siyasi demokrasi mücadelesi bu karma hükümetin
arkasında birikmiş görünüyor Bu mücadelenin önemli
mesafeler alması karma hükümetin uyumlu ve içten çalı-
şarak programını uygulamasına bağlıdır.
SHP'yi birleştiren, ayakta tutan Erdal Inönü'nün kişiliği-
dir. Bu kişilik küçük hırslardan uzak, kültürlü, hoşgörülü,
görgülü ve siyasal demokrasinin temel ilkelerinde direne-
bilecek bir kişiliğe benzemektedir. ûteki başkan adayları-
nın, bugünün Turkiyesi'nde az bulunabilen bu tur özellik-
leri de pek taşımadıkları anlaşılıyor. Bugün görünen
budur.
KöRFEZ SAVAŞI/TÜRKİYE
Savaşın yıldızı
Turgut OzalReuter ajansı, Körfez savaşınm 1. yıldönümü
nedeniyle yaptığı değerlendirmede,
"Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın siyasi
içgüdüsüyle Türkiye'yi savaştan güvenle
çıkardığını" belirtti. Reuter'in görüşlerine
başvurduğu Batılı bir diplomat 'Türkiye
savaştan, özellikle siyasi yönden en kârlı çıkan
ülkeoldu"dedi.
Dış Haberler Servisi—
"Cumhurbaşkanı Turgut Özal-
ın yıldızı Körfez savaşı sırasın-
da Batı'da parlarken iilke için-
de popülaritesi söndü" Reuter,
Körfez savaşırun 1. yıldönümü
nedeniyle geçtiği bir yorum ha-
berde Türkiye'nin durumunu
değerlendirdi.
Ajans. "Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın Türkiye'yi si-
yasi içgüdüsüyle savaştan gü-
venle çıkardığını" bildirirken
"Batı'da yıldızı parlayan
özal'ın ülkesinde yıldızının
sönmesi durumuyla karşı kar-
şıya olduğunu" öne sürdü.
Alistair Lyon imzasıyla ya-
yımlanan yorumda, Özal'ın,
20 Ekim parlamento seçimi-
nin galibi olan Başbakan Sü-
leyman Demirel'e gücünün
büyük bir kısmını devretmek
zorunda kaldığı öne sürüldü.
Reuter'e konuşan Batılı bir
diplomat, Körfez savaşından
sonra Türkiye'nin durumu
hakkında. "Türkiye özellikle
siyasi yönden en kârlı çıkan
ülke oldu" dedi.
Diplomat, "Türkiye daha
iyi tanındı ve Ortadoğu'daki
askeri rolü daha açıklık ka-
zandı" şeklinde konuştu.
ABD'nin, Irak'a düzenle-
diği hava saldınlannda, Mı-
sır ya da îsrail'deki tesisler
yerine încirlik Üssü'nü kul-
landığını kaydeden Reuter,
Özal'ın bu karan yüzünden
birçok eleştiriye hedef oldu-
ğunu bildirdi.
Yorumda, Özal'ın, BM
yaptınmlanna uymak ama-
cıyla petrol boru hattını ka-
patmasına da erken bir hare-
ket olduğu şeklinde eleştiriler
geldiği belirtildi.
Irak'ın kımyasal silahlarla
misillemede bulunacağı yo-
lundaki endişelerin yersiz ol-
duğunun anlaşıldığını kayde-
den Reuter, bir Arap ülkesine
karşı Batılı ülkelerle işbirliği
yaptığı için Türkiye'ye, Arap
ülkelerinin tepki göstereceği
yolundaki tahminlerin de te-
melsiz olduğunun ortaya çık-
tığım bildirdi.
Türkiye'nin savaş dolayı-
sıyla ihracat, petrol boru hat-
tı ücreti, turizm ve öteki sek-
törlerde 7 milyar dolar zarara
uğradığını kaydeden ajans,
bunun kaçınılmaz bir kayıp
olduğunu savundu.
Irak'ın, BM'nin petrol ih-
racat] için öngördüğü şartlan
sağlayamaması dolayısıyla
Türkiye'deki petrol boru hat-
tının halen kapalı olduğuna
dikkat çeken Reuter, Tür-
kiye'nin kârlı bir pazannı ve
transit yolunu kaybettiğini
bildirdi.
ANMA
Ölüm dediğin nedir ki
Gözümüzde hainler kadar küçük
Zafere inancımızda
Ölümsüzleşen ölüm kadar büyüktür
BİRTÂN AITUNBAŞ
Demokratik üniversite mücadelemizde yaşıyor.
Ankara'dan devrimci demokrat ve
AYÖ-DER'li arkadaşları adına
TÜLAY GENÇAY
Avrupa Topluluğu üyesi 12 ülke, Hırvatistan ve Slovenya'yı tanıdı
Yugoslavya tarıh olduSovyetler Birliği'nin dağılmasından yaklaşık üç hafta sonra
çok sayıda cumhuriyetten oluşan Avrupa'nın ikinci büyük
birliği dün ortadan İcalktı. Hırvatistan la diplomatik ilişki
kurulması azınlık hakları yüzünden gecikebilecek. '*
SABETAY VAROL
BRUKSEL — Avrupa Topluluğu
(AT), Yugoslavya'dan bağımsızlıkları-
nı ilan eden Hırvatistan ve Slovenya'yı
tanıdı. Boylece, SSCB'den sonra Avru-
pa'nın ikinci büyuk birliği olan Yugos-
lavya da tarihe karışmış oldu.
Portekiz'in başkenti Lizbon'da bir
araya gelen AT dışişleri bakanları genel
sekreterleri, Slovenya ve Hırvatistan'ın
bağımsızlıklarının resmen tanınmasını
kararlaştırdılar. AT, 26 aralıkta aldığı
bir kararia bu iki cumhuriyetin bağım-
sızlıklannın tanınmasını 15 ocak tarihi-
ne bırakmıştı.
Lizbon toplantısı ile ilgili olarak bir
açıklama yapan Belçika Dışişleri Baka-
nı Mark Eyskens, "12 AT ülkesi Hırva-
tistan ve Slovenya'yı tanıdı" dedi. Bu
arada, fngiltere ve Fransa'nın, Hırvatis-
tan'la diplomatik ilişki kurulması için ön
şartlan olacağı bildirildi. Paris ve Lond-
ra, Hırvatistan'ın ulusal azınlıklann
haklarına saygılı davranmasını istiyor.
Hırvatistan'da Sırp azınlık bulunuyor.
Bu arada Lizbon toplantısında Make-
donya'nın da tanınmasının gündeme
geldiği, ancak Yunanistan'ın muhalefeti
nedeniyle tanımanın gerçekleşmediği bil-
dirildi. Belçika Dışişleri Bakanı Eyskens,
bu konuya ilişkin olarak, "Makedonya*-
nın tanınması için hukuki ve teknik so-
runlar var" diye konuştu.
AT'nin Htrvatistan ve Slovenya'yı ta-
nımasıyla 73 yıllık Yugoslavya tarihe ka-
rışmış oldu. SSCB'nin, kendisini oluş-
turan cumhuriyetlerin birliği dağıtmasıy-
la ortadan kalkmasına karşıhk, Yugos-
lavya, AT'nin tanıma karan ile varlık
nedenini kaybetti.
Sırbistan'dan tepki
Sırbistan denetimındeki Yugoslavya
hükümeti ise, AT'nin Hırvatistan ve Slo-
venya'yı tanıma kararını sert bir dille kı-
nadı. Brüksel'e gelen haberlere göre Yu-
goslavya hükümeti, AT'nin kararını
"uluslararası hukuktan kaynaklanan
Yugoslavya'nın egemenlik haklarına
aykın" olarak nite'endirdi ve bundan
"üzüntii" duyulduğunu bildirdi.
Öte yandan, Hırvatistan ve Slovenya'-
yı 23 aralık tarihinde ilk tanıyan ülke
olan Almanya; Slovenya ve Hırvatis-
tan'la diplomatik ilişkilerini dün başlat-
tı. Almanya, bu cumhuriyetleri tanıya-
rak, AT için de bu konuda kapıyı ara-
lamıştı. Almanya Dışişleri Bakanı Hans
Dietrich Genscher, tüm AT ülkelerinin
tanıma yonünde eğilim göstermeleri üze-
rine, Yugoslavya konusunda izledikleri
politikanın doğru ve geçerli olduğunun
kanıtlandığını söyledi.
Genscher, "Aylardır, AT'nin tanıma-
ya karar vermesinin, başta Yugoslavya
ordusunda olmak üzere, yeniden değer-
lendirme sürecini başlatacağını söylü-
yoruz" dedi. Genscher, Rias radyosuna
yaptığı açıklamada, Yugoslavya'da ateş-
kese geçmişte zaman zaman uyulduğu-
nu, ancak bu politikalar sayesinde ilk
kez bir ateşkes sürecinin başladığını kay-
detti.
ANKARA
I I A I A m-tm**rlllfxw Kızılordu bir yıl önce Litvanya'nın ardından bağımsızlık yanlısı
u m a
g l U I l C U U C I Letonya'ya da girmişti. O günlerde "Kahrolsun Kızılordu", "Ko-
münist Parti utan", "Katil Gorbaçov" sloganları atan Letonyalüar bugün "Kızılordu çek git"
diye yüriiyor. Letonya Ulusal Bağımsızlık Orgütü pazartesi gunii ülkelerindeki 25 bin eski Kızı-
lordu askerinin gitmesi amacıyla gösteri düzenledi. (Fotograf: THE INDEPENDENT)
Çetin,Roma ve
MoskovayolundaDışişleri Bakanı Çetin, yarın Roma'ya,
pazartesi günü de Moskova'ya gidiyor.
Çetin'in ziyareti Rusya ile Türkiye arasındaki
ilk resmi temas olacak. Çetin'in Roma
gündemindeki konuların başında ise
Yugoslavya sorunu geliyor. Ankara ile
Roma'nm soruna yaklaşımı benzerlik taşıyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bii- paylaştıklanna işaret ediyorlar.
rosu) — Türkiye'nin yoğun dip-
lomatik trafıği sürüyor. Dışişleri
Bakanı Hikmet Çetin bu çerçe-
vede yarın bir günlük bir çalış-
ma ziyareti için Roma'ya, pa-
zartesi günü de iki günlük res-
mi bir ziyaret için Moskova'ya
gidiyor. Hızlı bir şekilde günde-
me gelen bu zıyaretlerin ilkinde
Çetin'in, Italya Dışişleri Baka-
nı Gianni de Mkhelis Ue Yugos-
lavya konusunu görüşeceği bil-
dirildi. Çetin'in Rüsya Federas-
yonu Dışişleri Bakanı Kozinev'-
in konuğu olarak Moskova'ya
yapacağı ziyaretin ise Ankara'-
nın bağımsızlığını yeni ilan eden
bu cumhuriyetle ilk resmi tema-
sı olacağı belirtildi. Ankara'nın
Çetin'in Rusya Devlet Baskanı
Boris Yeltsin tarafından kabul
edilmesi için Moskova'dan ran-
devu istediği de kaydedildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Büyükelçi Filiz Dinçmen, dün
düzenlediği basın toplantısında,
bu ziyaretler hakkında bilgi ve-
rirken Roma görüşmesinde ttal-
ya'nın bir süredir geliştirmek is-
tediği Doğu Akdeniz güvenlik
ve işbirliği konusunun yanı sıra
ikili ilişkilerin de ele alınacağı-
m söyledi. Ancak, bu görüşme-
de esas olarak Yugoslavya ko-
nusu üzerinde durulacağını kay-
detti. Dışişleri çevreleri de Mic-
helis ile Çetin'in kısa bir süre
önce bu konuda bir telefon ko-
nuşması yapüklarını hatırlattı-
lar.
Diplomatik gözlemciler An-
kara ile Roma'mn Yugoslavya
konusunda benzeri görüşleri
Atina'nın bir süre önce Yugos-
lavya konusunu ele alacak bir
Baikan konferansının toplan-
ması yönündeki çağnsına Anka-
ra'yla birlikte Roma'mn karşı
çıkmış olmasını örnek gösteri-
yorlar. Aynı şekilde Türkiye ile
Italya'mn Makedonya konu-
sunda Atina'nın görüşlerine ka-
tılmadıklarını da bildiriyorlar.
Bilindiği gibi Yunanistan, Ma-
kedonya diye bir siyasi olguyu
tanımadığı gibi geçen günlerde
yaptığı girişimle bu cumhuriye-
tin ismini değiştirmesini istemiş-
ti.
Büyükelçi Dinçmen, dünkü
basın toplantısında Yugoslav-
ya'daki çeşitü cumhuriyetlerin
tanınması konusunda bir soru-
yu yanıtlarken de şunlan söyle-
di:
"Biz, Yugoslavya'da banş ve
istikrann sağlanmasına, soruo-
lann diyalog yoluyla çözümkn-
mesine büyük öoem atfediyornz
ve tanımayı da Yugoslavya'da
banş ve istiknuı geuştirebiiecek
genel çerçevede bir çözümün
unsurlanndan sadece bir tanesi
olarak goruyoruz. Bununla be-
raber tanıma soruna bazı üllce-
ler tarafından gündeme getiril-
miştir ki bundan sonraki geliş-
meter de bu yönde cereyan ede-
cektir. Tanıma sorunu gündeme
gddiginde sdektif ve ayruna bir
yaklaşım izlenmesi gerekn'gi gö-
rüşündeyiz ve Yugoslavya'daki
gelimelerin bir bütün içinde de-
geriendirilmesi gerektigini savu-
nnyonız."
Uluslararası Af Orgütü, bazı Ingiliz şirketlerini işkence aleti satmakla suçladı
Işkenceye Ingiliz desteğiEDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Uluslararası Af örgü-
tü, bazı Ingiliz firmalannı, özellikle
Üçüncü Dünya ülkeleri yönetimlerine iş-
kence aygıtlan, araç ve gerecleri satmak-
la suçladı. Ingiltere hükümetinin, özel
komando birliği SAS aracılığı ile dolaylı
yoUardan hükümetlere ve örgütlere "ih-
tiyaçlaruıa göre" terör ve karşı-terör eği-
timi verdiğini de kaydetti. Hükümeti bu
eylemlere son veraıeye, aynca "utanç
verici igrenç iıracat" diye tanunladığı ti-
carete müdahale etmeye davet etti.
Af örgtftü'nün tngütere Ulusal Şubesi
tarafından yayımlanan "Ingiltere işken-
ce ve ölümden nasıl para kazanıyor?"
başlıklı raporda, "İşkence, siyasal amaç-
lı cinayet ve insan haklannın diger bi-
çimlerde çignenmesi amacına yönelik
araç-gereçticaretiyapan firmalar" isim-
leriyle açıklandı. Bunlann arasında Ma-
lawi cezaevlerinde halen kullanılan ayak
bileklerine takılan zincirleri imal eden-
ler, Dubai'de "eflence evi" olarak bili-
nen ve ileri teknoloji ile çalışan işkence
evinin elektronik donanunım yapanlar,
aynca "fenni" idam sehpası, işkence
masası, el ve ayak bağlamaya yarayan
düzeneklerden tıbbi şınngalara ve elek-
trik şoku vermeye yarayan "iz
btrakmayan" özel aygıtlara kadar bir-
çok araç-gereci sağlayanlar var.
Af örgütü sadece ticaret amaçlı faa-
liyetinden ötürii firmalan suçiamakla
kalmıyor; Ingiltere hükümetinin izni ile
silahiı kuvvetlerin SAS diye bilinen özel
komando birliğinin Üçüncü Dünya ül-
kelerinde yönetimlere "teröre karşı egi-
tta", aynlıkçı örgütlere de "terorizm
egJtimi" verdiğini de öne sürüyor. ör-
neğin, Kampuçya'da yönetime karşı çar-
pışan iki gerilla örgütünün SAS eğitimi
alması sonucu, "Ueri sabotaj ve mayın-
hunayı öğreodiklerini", bu nedenle 300
sivilin sakat kaldığını, ölenlerin sayısı-
nın bilinmediğini belirtiyor. Raporda,
"1979-90 arasında Ingiltere hükümeti,
110 d*t¥k iilkede silahiı kuvvetleri
e^rti" deniliyor.
Af örgütü, öneri olarak "tngiltere
•ükiuneti, adceri amaçlı ve güvenlik
kuvvetleri tarafındsn kötüye kollanıla-
Mlecek, insan haklannı ç^nemcye uy-
gan egitim ve araç-gereç saglamaktan
vazgeçmeödir. İngüiı silahiı kuvvederi-
nin yabancı ülkelerde sagiadıklan egiti-
me ilişkin gizlilik perdesi
kaldınlmalımr" demekte.
ABD Başkanu Irak'ın elinde hâlâ balistikfüze var
Bush, Saddaırfa yîne yüklendiDış Haberler Servisi — ABD
Başkanı George Bush, Irak'ın
elinde hâlâ büyük miktarda ba-
listik füze bulunduğunu bildir-
di. Bush, Irak'ın uranyum zen-
gjnleştirme çalışmalannı sürdür-
düğünü de kaydetti.
Bu arada Almanya hüküme-
ti, S Alman firmasının uranyum
zenginleştirmede kullanılan
santrifüj aletlerinden Irak'a bü-
yük miktarda sağladığına inanıl-
dığını açıkJadı.
Körfez Savaşı'nın başlangıcı-
nın birinci yıldönümünde Irak-
la ilgili çeşitli haberler yoğunluk
kazanmaya başladı. ABD Baş-
kanı George Bush'un, Kongre
1
-
ye Irak'la ilgili olarak gönderdiği
rapor da bu gelişmelere denk
düştü.
AA'nın haberine göre Bush,
raporunda Irak'ın Körfez sava-
şı öncesinde satın aldığı Scud
füzelerinin benzerlerini üretme
konusundaki çabalannı surdü-
rebileceğine işaret etti. ABD
Başkanı, "Irak'm eiinde hâlâ
•çıklamadıgı miktarda balistik
fizder var" dedi.
George Bush, Kongre'ye
gönderdiği raporunda, Irak'ın
uranyumun zenginleştirilmesi
yolunda çalışmalannı
sürdürdüğünü belirtti. Bu arada
Almanya hükümeti, 5 Alman
firmasının Irak'a uranyumun
zenginleştirilmesinde kullanılan
santrifüj aletlerinden büyük
miktarda sattığına inanıldığını
açıkladı.
Bush, Irak'ta yapılan incele-
meler sonucunda Saddam Hü-
•eyin rejiminin nükleer silah
üretme programlan bulunduğu-
nun doğrulandığını kaydederek,
BM heyetlerinin çalışmalan so-
nucunda 62 balistik füze, 18 ha-
raketsiz füze rampası, 33 balis-
tik füze başhğı, 127 füze destek-
leyici deposunun tahrip edildi-
ğini belirtti.
Irak'ın Scud füzeleri benzeri
sıvı yakıtü füzeleri yerli olarak
flretmesi konusunda da bazı so-
rular bulunduğunu belirten
Bush, ırak'ın son günlerdeki te-
spitler sonucunda nükleer si-
lahlar konusunda basit araştır-
maların çok ötesinde, uranyum
zenginleştirme çalışmalan içeri-
sinde bulunduğunun da ortaya
çıkanldığına dikkati çekti.
Bush, aynca Irak yönetimi-
nin, inceleme yapan BM heyet-
lerine karşı tutumunu eleştirdi.
Bu arada Almanya hüküme-
ti, ulkedeki beş firmanın Irak'a
uranyum zengİBİestirmede kul-
lanılan santrifüj aletlerinden bü-
yük miktarda saglaHıgina inanıl-
dığını açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapı-
lan açıklamada firmalann adla-
n açıklanmazken, fırmalar hak-
kındaki iddialann henüz ispat-
lanmadığı vurgulandı.
Açıklamada, Alman hüküme-
tinin firmalar hakkındaki bilgi-
leri 9 ocak tarihinde, Irak'ta in-
celeme yapan BM heyetinin iki
numaralı adamı Robert Galluc-
ci*ye vvrdiği belirtilerek, bunun,
Irak'ın tümüyle silahsızlandınl-
masına yarduncı olacağı inan-
cıyla yapıldığı kaydedildi.
Irak'a nükleer silah üretmede
yarduncı olan Alman fırmalan-
na karşı hukuki yollara başvu-
nılacağimn belirüldigi açıkla-
mada, bu firmalann uranyum
zenginleştirmede, yüksek hızh
gaz santrifüjlerinde kullamlan
mıknatıslar ve diğer malzemeyi
sağladığına inamldığı bildirildi.
Açıklamada, bütün firmala-
nn Alman ihracat kanununu bi-
lerek ihlal edip etmediklerinin
ise henüz belli olmadığı vurgu-
landı.
öte yandan, ABD'nin Körfez
savaşında yer alan generallerin-
den Hava Korgeneral Charles
Horner, Irak'ın körfez savaşın-
daki kayıplannm 10 bin asker-
den daha az olduğunu söyledi.
Horner, CNN Televizyonu'na
verdiği demeçte, daha önce
ABD Savunma BakanhğVnın
verdiği 100 bin ölü, 300 bin ya-
ralı rakamlannı abartılı bularak,
bu rakamlara inanmadığını be-
lirtti.
Gorbi: Yehsin'e
şans tanıym
• MOSKOVA (AA) —
Dağüar SSCB'nin Devlet
Başkanı Mihail Gorbaçov,
Rus halkından, Devlet
Başkanı Boris Yeltsin'in
ekonomik reformlanna şans
tanımalannı istedi.
Gorbaçov, Moskova'da
kurduğu Araştuma
Enstitüsü'nde eski ABD
dışişleri bakanlanndan
Henri Kissinger ile
görüştükten sonra
gazetecilere yaptığı
açıklamada, Yeltsin'in
ekonomik reform
programını değerlendirmek
için çok erken olduğunu
belirterek ülkenin son
dercce güç bir dönem
geirdiğini kaydetti.
Karadeniz
filosu masada
• MOSKOVA (AA) —
BDT Silahiı Kuvvetleri ile
Ukrayna askeri yetkilileri
arasında, Karadeniz
filosunun geleceği
konusunda görüşmeler
önceki gün Moskova'da
başladı. Görüşmelerde
BDT'yi temsil eden
başkomutan yardımcısı
General Boris Pyankov,
Karadeniz filosunun
Ukrayna'nın olmasına izin
venneyeceklerini söyledi.
Pyankov, görüşmelerin 17
ocağa kadar
sonuçlandınlacağuu belirtti.
Ganısahurdia
• MOSKOVA (AA) —
Gürcistan'ın devrik Devlet
Başkanı Zviad
Gamsahurdia'nın, Çeçen
Cumhuriyeti'nin başkenti
Grozny'ye gittiği bildirildi.
Rusya Haber Ajansı,
Gürcistan Savunma
BakanlığYna dayanarak
verdiği haberde,
Gamsahurdia'yı
Ermenistan'ın başkenti
Erivan'dan alan Aeroflot
Havayolları'na ait uçağuı,
Grozny'ye indiğini duyurdu.
Israil'den geri
adım
• WASH1NGTON (AA)
— ABD'nin başkenti
Washington'da bulunan
tsrail delegasyonunun,
kentte kalma süresini
uzatarak ülkeden bugün
ayrümayı kararlaştırdığı
ögrenildi. VVashington'daki j
Israil Büyükelçisi 7fl}m«n ı
Shoval'ın verdiği bügiye
göre tsrailliler, bugün
kentten aynlmayı
öngörüyor.
Bakii-Ankara
protokohi
• MOSKOVA (AA) —
Türkiye ile Azerbaycan
arasında diplomatik
ilişkilerin kurulmasına
ilişkin protokol,
Azerbaycan'ın başkenti
Bakü'de imzalandı.
Bakü'deki Gülistan
Sarayı'nda önceki aksam
yapılan törende protokole
Türkiye adına Büyükelçi
Bilal Şimsir, Azerbaycan
adına da Dışişleri Bakanı
Huseyin Sadıkov imza
koydu.
Atina-Sofya
gerginli^i
• ATtNA (AA) —
Bulgaristan'ın, Slovenya,
Hırvatistan ve Bosna
Hersek'in yanı sıra
Makedonya Cumhuriyeti'ni
de tanımasına Yunanistan
tepki gösterdi. Dışişleri
Bakanı Andonis Samaras,
dün gece Bulgaristan'ın
Atina Büyükelçisi ile bir
görüşme yaptı. Atina'da
verilen haberlere göre,
Samaras, büyükelçiye
Atina'nın söz konusu
durumdao duyduğu
üzüntüyü dile getirerek
tanıma karannın kendileri
için Sofya hükümetinin
güvenililirliği açısından soru
işaretlerine yol actığinı
ifade etti. Dışişleri
Bakanbğı Sözcüsü Emanuil
Kalamidas ise konuyla ilgili
açıklamasında, Sofya'nın
Makedonya Cumhuriyeti'ni
tanıma karannın
Bulgaristan'ın Avrupa'ya
yönelme çabalanna ters
düştüğünü iddia etti.
ABD casiıs
ııça^ı düştü
• WASH1NGTON (AA)
— ABD Hava Kuvvetleri'ne
ait U-2 tipi bir casus
uçağının, Japon Denizi'nde
düştüğü bildirildi. Güney
Kore*deki ABD 8.
Ordusu'ndan sözcü Jim
Coles, Uçağm dün akşam
saatlerinde Güney Kore
açıklarında düştüğünü
bildirdi. AVashington'da bir
açıklama yapan Hava
Kuvvetleri'nden Savunma
Bakanlığı sözcüsü Yüzbaşı
Susan Strednansky ise
uçağın pilotu Ue birlikte
kayıp olduğunu belirtti.