27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER 13 OCAK 1991 ifflJKUKÇU GÖZÜYLE BULENT TANOR Kuçük Yurttaşın Hukuku Evimizin yanı başında 8 yıllık bir ilköğretim okulu var. Çocuklar sabahları bahçede toplanıp önce and içiyor- lar. Yurt ve milletlerini özlerinden çok sevdiklerini hay- kırıp, "varlıklarını Türk varlığına armağan" ediyorlar. Bu her sabah böyle oluyor. Cumhurbaşkanları ve milletvekilleri birer karelik ve 7 ya da 5 yıllığına yemin ederlerken, çocuklar her sa- bah and içip varlıklarını armağan ediyorlar. Herhalde büyüklerin bir sözü yetiyor, yumurcaklarınsa iyice ka- falarına sokmak gerekiyor olmalı. Ama bunların da arasında, hem okula bahçeye ge- lip hem de yeminden kaytarmak isteyenler yok değil. Bunlar daha çok dudaklarını önce bir-iki kıpırdatıp son- ra susanlar. Yemin koro halinde edildiğinden, kimin et- tiği kimin etmediği de pek anlaşılmıyor. Artık iş herke- sin kendi sütüne, vicdanına kalmış. Bu andı çocukken biz de içerdik. Ama yeni metin da- ha uzunca' "Ey!." diye başlayan bir bölümü var ki, 12 Eylül'den sonra eklenmiş. Çocuklar bu bölümü iyice ağızlaıından yuvarladıklarından tam metin hâlâ söke- bilmiş değilim. Ama sonu "Ne mutlu Türk'üm" diye bi- tiyor. Bundan eminim. Geçenlerde bir arkadaşım, azınlık okullarından da böyle and içildiğini söyledi. Bilmiyorum doğru mu, yan- lış mı. Günahı onun boynuna. Bu ders yılı başın- daydı; arka odada çalışırken okul tara- fından "rap rap" di- ye sesler duydum. Baktım gördüm ki, orta kısım öğrencile- ri asfaltlanmış avlu- da beden eğitimi ya- pıyorlar. Daha doğ- Her sabah milyonlaria yeni yetmeye "varlıklannı armağan" ettiriyoruz, en özgür olmaları gereken derslerini komando eğitimine çeviriyonız. rusu kollarını bir aşağı bir yukan savurarak, dizlerini önce yukarı çekip sonra hızla yere teperek yürüyorlar. Öğretmenleri de düdük çalıp tempo tutuyor. Bu yürü- yüş 10-15 dakika devam etti. Öğrencilerin eşofmanları da var. Ama tesadüfen renkleri mavi-kırmızı olduğundan, bilmeyen, bu çocuk- ları jandarma astsubay okulu öğrencisi de sanabilir. Be- reket okul karma, arada kızlar da var. Ama tabii oniar da talime tabıler. Yoklama usulü de ilginç. Öğretmen öğrencileri sıra halinde karşısına diziyor. Sonra en soldaki çocuk "bir" diye bağırıp başını hızla sağındakine çeviriyor. Bu de- fa da bu öğrenci "iki" deyip, sağındakine sırayı aktarı- yor. En sondaki sayısını bağırdığında mevcut sayısı da ortaya çıkıyor. Mesela, en son öğrenci 38 demişse, o an derste 38 kişi bulunduğu da kendiliğinden anlaşıl- mış oluyor. Bunun bir başka yararı da olmalı. Beden eğitim ve açık hava gibi çocukları kolayca haşarılığa götürebile- cek ortam disiplin altına alınabiliyor. "Rap rap" yürü- yen çocuk, tek başına değil 38'den biri olduğunu iyice kavrıyor. Bunlar benim sadece okulun bahçesinden görebil- diklerim. İçerdekileri kestiremiyorum. Tarih derslerin- de hep "biz"m\ haklı çıkıyoruz, din derslerinde "kâfir" ve "münafık" gibi kavramlar nasıl açıklanıyor? Bunları bilebilmeme olanak yok. Ama görebildiğim şu: Her sabah müyonlarla yeni yet- meye "varlık/arını armağan" ettiriyoruz, en özgür olma- ları gereken derslerini komando eğitimine çeviriyoruz. Sonra da ilerki yaşlarda bunlardan bazılan kendilerini başka değerler için (Din, Devrim, Milliyetçilik, vb.) adak ve kurban yaptıklarında ya da koro halinde "düşünme1 "ye, koro halinde pısmaya koyulduklarında, buna fena halde şaşıyoruz. Demokrasiyi de, insan haklarını da, küçüklüklerin- den beri riyâkarlaştırıp robotlaştırdıklarımızla yeşerte- meyiz diye düşünüyorum. Demirel TKK terörünün niçin önlenemediğinin tepeden tırnağa gözden geçirileceğini9 söyledi PKKVa karşıyeni siyasetANKARA (AA) — Başba- kan Süleyman Demirel, "PKK terörü koousunda tüm sorumlu- lann göriişü alınarak yeni bir si- yaset uygulanacağını" bildirdi. Demirel, kamu kurum ve ku- ruluşlanna gönderdiği bir genel- gede, hükümet programında, "nasıl bir devlet anlayışına sa- hip olunacagının" açıkça belir- tildiğini kaydederek bu konula- nn her kademedeki kamu görev- lisi tarafından dikkate alınma- sını istedi. Başbakan Demirel'in genelge- sinde şu görüşlere yer verildi: • Ülkenin bölünmez bütünlü- ğünü koruma, can ve mal gü- venliğini sağlama, ülkede paha- Iıhğı ortadan kaJdırma, kalkın- mayı yeniden rayına oturtma, eğitime yeniden şekil verme, iş- siziiğe çare bulma gibi herkesi il- gilendiren hedeflerin üzerine programlı ve duzenli bir tarzda gidilecektir. • Halka şefkatle, adaletle ve eşit şekilde yaklaşılarak onu korkulardan uzaklaştırmak esas olacaktır. PKK terörünün niçin önlenemediği tepeden tırnağa gözden geçirilecek, siyasi direk- tif eksikliği ortadan kaldırıla- cak, tüm sorumlulann görüşle- ri alınarak yeni bir siyaset uygu- lanacaktır. • Her şeyin açık ve herkesin gözü önünde cerevan etmesı, her şeyi hukukun içinde ve mutlaka hukukun üstünlüğünü sağlaya- rak başarmak esas olacaktır. Herkes hakkını arayabilecek, sa- vunabilecek ve haklı olduğu ko- nuda muhakkak surette hakkı- nı alacaktır. • Idareye yeni bir ruh ve dina- mizm kazandırmak maksadıyla milletin hizmetinde ve kanunla- nn emrinde buJunan memurlar, devJetin yetişkin, düriist, aktif ve objektif kalmış bürokratik kadrolan, tam bir hizmet emni- ken hususlar vatandaşa anlatı- lacak, "bugün git, yann gel" şeklindeki bir muameleye kesin- likle izin verilmeyecektir. • Bütün bu görevlerin yapılma- sında göz önünde bulundunıl- ması gereken önemli bir diğer husus da idarenin israftan, kır- tasiyecilikten kurtanlması, riis- vet, irtikap ve suiistimal ile mü- essir ve kesin bir şekilde müca- dele edilmesidir. • Yönetimdeki gereksiz za- man kaybettirici ve engelleyici daşlar ile devlet memurlan ara- sında tartışılmasına imkân ol- mayan bir kanat haline yerleş- tirilmesine özen gösterilecektir. Kayıt memurundan başbakana kadar tüm başvuru kapılannjn, vatandaş başvurulanna sonuna kadar açık bulundurulması esas olacaktır. Başbakan Demirel, genelge- sinde, "halkın doğruUrı ögrenmesi" için TRT'nin çok açık hale getirileceğini ve her ay bir açık oturum düzenlenerek rinin taban oluşturma cabalan sonuçsuz bıralulacaktır" dedi. Bakan Sezgin, Güneydoğu'ya ilişkin önlemlerden soz ederken bölge valüiği uygulamasının ak- sayan yönlerinin saptandığını, yöre halkına şefkatle davranıla- cağını, köy koruculannın eğitim ve teknik donanımlannın yeterli düzeye getirilerek görevlerine devam edeceklerini bildirdi. Hükümetin terör olaylanyla ilgili ciddi değerlendirmeler yap- tığını kaydeden Sezgin, "Bu ko- Demirel, "PKK terörünün niçin önlenemediği tepeden tırnağa gözden geçirilecek, tüm sorumluların görüşleri alınarak yeni bir siyaset uygulanacaktır" dedi. Tüm kamu kurumlarına bir genelge gönderen Başbakan, hükümetin "devlet anlayışının" her kademedeki kamu görevlisince dikkate alınmasını istedi. yeti içerisinde çalışacaklardır. Dürüst çalışan bürokratlan ko- rumak, yanlış yapanları ayıkla- mak ve yönetiminde hırsızlık ve yolsuzluk yapanlan, rüşvet, ilti- mas işlerine alet olanlan tasfi- ye etmek, devleti bozulmaktan kurtarmak için şarttır. • Vatandaş devlet kapılannda güleryüz ile karşılanacak, sorun- lannın çözümü için her türlü ca- reye başvurulacaktır. Eğer çö- züm yoksa, neden çözülemedi- ği kendisine izah edilecek ve çö- zülebilmesi için yapılması gere- formaliteler kaldınlacak, Türk bürokrasisine yeniden bir yapı- lanma getirilecektir. Katılımcı bürokrasiyi hedef alan hüküme- timiz, halk ve idare arasındaki ilişkileri karşılıklı güvene dayan- dıracak, işlerin devlet katında kayırma, rüşvet ve iltimasla yü- rütülmesi ortadan kaldırılacak, dürüstlük, eşitlik ve açıklık, iş- lerin çözümüne hâkim ilke ola- caktır. • Yasalann herkese farklı muameleye yer vermeden eşit olarak uygulandığının, vatan- ülke siyasetinin vatandaşlar önünde tartışılacağını bildirdi. MuhaJefetin sesinin radyo ve TV'den daha çok duyurulacağı- nı da söyleyen Demirel, özel rad- yo ve TV istasyonlan kurulma- sı için yasal düzenlemc yapıla- cağını yineledi. Otorite ikilemi öte yandan tçişleri Bakanı Is- met Sezgin, devlet ile yöre hal- kı arasında "giiven ve göniil bagı" olusturulacağını belirterek "BöyJetikle kanlı terör örgütie- nuda bir devlet politikasının oluşturulması yolunda paria- mentodan baslamak iizere tüm iilke çapında bir fikir biriiği ve uzlaşma sağlanmıs bulunması- nın, önemli bir adım olduğunu vurgulamak isterim" dedi. Bölgede yetki kargaşasının söz konusu olmayacağını belir- ten Sezgin, şunları söyledi: "Bölgede terörle mücadelede devlet güçleri arasında esgüdii- mün, en etldü şekflde saglanma- sı amacıyla yetki ve sorumluJu- ğan sivil otorite tarafından üst- lenilecegi yönândeki kararmuzı özeüikk vurgulamak isterim. Böyfeiikle sivil ve askeri otorite arasındaki ikflem kaldınlmış vc srvil otoriteye etkmlik getirflmis- tir." lçişleri Bakanı tsmet Sezgin, hükümetin her türlü sorunu de- mokrasi, insan hakları ilkeleri çerçevesinde çözmeyi "temel prensip" kabul ettiğini belirte- rek, "Bu temd prersip, tabiidiı ki, Ganeydogn Anadolu bölge- mizde de geçerfidir. Bu yöremiz- de tarih boyvnca Mriikte ve hu- znr içerisinde yaşayan vatandas- lannuzın devtet ve demokratâı diuene bagnlıguKfauı, ölkeınizin bÜtÜnlÜgİUie ObUI in^nnmfan v( vatan sevgisinden süpBemiz yoktur" dedi. Milli Savunma Bakanı Nev- zat Ayaz ise bakanlığının so- nımluluk aJanına giren "askeri otorite" hakkında görüşlerini açıklarken, Doğu ve Güneydo- ğu'da "asayiş koiordnso" ku- rulduğunu, bu kolordunun ku- nılmasıyla bölgede, komando eğitimi almayan askerin görev yapmasııun söz konusu olmadı- ğını söyledi. Seçim bölgesi olan Çanlan'- da konuşan Ayaz, Türkiye'nin üniter devlet olma oiteliğinin tartısılamayacağını kaydetti ve "Türkiye'de yaşayan vatandaş- lar arasında bir aynm yapılma- sı da soz konusu olamaz" dedi. Turkish Daily News'un anketv 6 Ozal htikümete kanşmasırf Turkish Daily News gazetesinin anketine göre halkın yüzde 77'si Özal'ın hükümet işlerine müdahalesini doğru bulmuyor. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Bir kamuoyu araştırmasında, halkın önemli bir bölümünün, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın hükümet işlerine aıüdahale ederek devletin işleyişini zorlaştırdığına inandığı ortaya çıktı. Ankara, tstanbul, Izmir ve Antalya'da Ingilizce yayımlanan Turkish Daily News gazetesince gerçekleştirilen ankette, 2472 kisiye, "Sizce Cumhurbaşkanı ÖzaJ, hükümetin islerine müdahale ediyor mu" sorusu soruldu. 1900 kişi, yani ankete katılanların yüzde 76.8'i, bu sonıya "evet" yanıtını verdi. Ankete katılanların yüzde 19.3'ünü oluşturan 476 kişi ise özal'ın yetkilerini asarak hükümetin işlerine müdahalede bulunduğu görüşüne katılmadı. Ozal'm hükümet işlerine kanştığına inananların çok büyük bir bölümü, bir başka sonıyu cevaplandınrken cumhurbaşkanının bu tutumu ile devlet işlerinin yavaşlayacağı görüşünde olduğunu ifade etti. Buna karşılık, ankete katılanların yine önemli bir bölümü özal'ı, hükümetin önüne getireceği her şeyi imzalayan "kukla" bir cumhurbaşkanı olarak görmek istemediğini, ancak Başbakan Süleyman Demirel'in bir anayasa değişikliği yaparak görev ve yetkileri, açık bir şekilde yeniden belirlemesinden yana olduğunu söyledi. Kendilerine soru yöneltilenlerin yüzde 77.3'ü, özal'ın müdahalelerini tasvip etmediğini, sadece yüzde 18.8'i bunu onayladığım belirtti. Yapılan ankette, 2472 denekten 56'sı, yani yüzde 3.9'u sonılan cevaplamayı reddetti. Anketin "açık uçlu sorular" bölümünden bazı ilginç yorumlar da çıktı. örneğin bir denek, özal'ın sadece hükümet işlerine müdahale etmekle kalmadığını, gece gündüz hükümeti başansu kılmak için çabaladıgını ileri sürdü. Bazı denekler de cumhurbaşkanının, müdahale alışkanbğmı, ANAP hükümetleri zamanında edindiği görüşünü ortaya attılar. GUI^IYDOGU SiirtHEPE Başkaııvekili kayıp SttRT (Cumhuriyet) — Hal- kın Emek Partisi 11 Başkanve- kili Mehmet Demir'in 4 günden beri kayıp olduğu bildirildi. Ai- lesinin ve SHP Siirt Milletvekili Ziibeyr Aydar'ın, Siirt Valili- ği'yle Emniyet Müdürlüğü'ne yaptığı başvurulara "Böyle bir kişi gözalüna alınmajnışür" ya- nıtı verildi. HEP Merkez llçe Başkanı Tevfik Özer, ll Başkanvekili Mehmet Demir'in 10 ocak gü- nü öğle saatlerinde polisler ta- rafından gözaltına abndığı yo- lunda bilgiler bulundujiıınu be- lirtti. Demir'in yakmlan ve SHP Siirt Milletvekili Zü- beyr Aydar'ın Siirt Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü'ne yaptığı başvurulara verilen yanıtta "Mehmet Demir adında ber- hangi bir kişi, polis ya da jan- darma bölgesinde gözaltına alınmamıştır" denildiği bil- dirildi. Cîzre'de cenaze yası Gazetenin anketine kaülan 2472 kişiden yüzde 76.8'i "Sizce Ozal, hükümetin işlerine müdahale ediyor mu" sorusuaa "Evet" cevabı- nı verdi. CtZRE (Cumhuriyet) — Di- yarbakır'ın Silvan ilçesinde öl- dürülen "Fikret" kod adlı PKK'lının cenazesi dün Cizı& de binlerce kişinin katıldığı bir törenle toprağa verilirken Ciz- re, Şırnak ve Silopi'de yas ilan edilerek işyerleri açılmadı. Geçen hafta çarşamba günü güvenlik güçleriyle girdiği catış- ma sırasında vurularak öldürü- len "Fikret" kod adlı 16 yaşın- daki PKK'lının cenazesi önce- ki akşam Diyarbakır'dan Ciz- re'ye getirildi. llçe girişinde yak- laşık 3 bin kişi tarafından kar- şılanan cenaze, Şeyh Siraç Ca- miı'ne geldi. Cenaze dün sabah camiden alınarak PKK'nın askeri kana- dı ARGK bayrağına sanlı bir şekilde yaklaşık 10 bin kişi ta- rafından kent merkezinde eüer üzerinde taşındı. Yeşil, kırmızı ve san renkten oluşan Kürt bay- raklan ve PKK lideri Abdullah öcalan'ın posterleri ile yürüyen kalabalık "Vur gerilla vur, Kür- distan'ı kur. Şehitler ölmez, Se- rok Apo, Biji PKK" diye slo- ganlar atarak Dağkapı semtin- deki Botan mezarlığına geldi. Cenaze burada, daha önce öl- dürülen bir başka PKK'lının yanında toprağa verildi. Öte yandan Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencisi Ab- dülsamet Çetin (20), dün saat 10.00 sıralannda Bağlar semtin- de henüz kimliği belirleneme- yen kişi veya kişilerin silahlı sal- dınsına uğrach. Devlet hastane- sine kaldınlan Abdülsamet Çe- tin hayatını kaybetti. HABERLERİN DEVAMI Bankacı Gülgün de gripten mi öldü? Keyfi îşten çıkarma Parfümlü çamaşır suyu tstanbul Haber Servisi — Pa- mukbank Genel Müdürlüğü'ne bağlı Bank 24 biriminde servis öne.ıcisi olarak görev yapan Giiluün Kursoğlu (29) önceki gf'-ı evinde geçirdiği rahatsızlık s.ınucu yaşamını yitirdi. Gülgün kursoğlu aşırı derecede ateşlen- •vıesi üzerine International Ho- spiial Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastane yetkilileri Kursoğlu'- nun hastaneye gelmeden yarım saat önce öldüğünü belirtirken Bakırköy Cumhuriyet Savcıhğı yetkilileri ise Gülgün Kursoğlu'- nun 'Çin gribi' hastalığından ol- müş olabileceğini, ancak kesin teşhisin Adli Tıp'ta yapılacak otopsi sonucu ortaya çıkacağı- nı söylediler. Bakırköy, Zeytinlik Mahalle- si, Cumhuriyet Sokak No: 20/2 numaralı evinde cuma günü ra- hatsızlanan Gülgün Kursoğlu (29) aldığı antibiyotiklere rağ- men aşırı derecede ateşlenerek komaya girdi. Ailesi tarafından International Hospital Hastane- si'ne kaldınlan Gülgün Kursoğ- lu'na ilk müdahaleyi yapan doktorlar hastanın kalbi dur- muş olarak hastanelerine getiril- diğini, hayata döndurmek için Kursoğlu'na CPR uygulandığı- nı, ancak vücudun müdahalele- rine cevap vermediğini belirtti- e r ' International Hospital Has- tanesi daha sonra durumu Ye- şilköy Polis Karakolu'na bildir- di. Doktorlar Gülgün Kursoğ- lu'nun ölum nedeninin ancak otopsiden sonra anlaşılabilece- ğini söylediler. Kendisiyle olayia ilgili olarak göruştüğümuz has- tane doktorlarından Yaşar Yıl- dınm olayın Bakırköy Cumhu- riyet Başsavcılığı'na intikal et- tiğini anımsatarak hastaya mü- dahale anında ve sonrasında tam bir teşhis koyamadıklarını, dolayısıyla Kursoğlu'nun 'Çin gribi'nden öturü ölmüş olabile- ceği yolunda bir tıbbi tanıda bu- lunulamayacağını açıkladı. Dr. Yaşar Yıldırım, Gülgün Kursoğlu'nun hastaneye cumar- tesi günü öğleden sonra saat 15.00 sıralannda getirildiğini, ilk müdahale sonunda hastanın kendilerine intikal etmeden ya- rım saat önce yaşamsal fonksi- yonlannı yitirdiğinin aniaşıldı- ğınıaktardı. Bakırköy Cumhu- riyet Başsavcılığı'nın olaya el koymasının ardından Gülgün Kursoğlu'nun cesedi Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. Yetkililer otopsinin bugün yapılacağını ve kesin teşhisin ortaya çıkacağını belirttiler. Olayia ilgili olarak kendileriy- le göruştüğümuz Gülgün Kur- soğlu'nun yeğeni Müfit Kursoğ- lu, hastanın geçtiğimiz cuma gü- nü aniden rahatsızlandığını ve ateşinin aşırı derecede yükseldi- ğini belirterek cumartesi günü saat 15.00 sıralarında Internati- onal Hospital Hastanesi'ne kal- dırdıklarını söyledi. Kursoğlu müdahaleyi yapan doktorların kendilerine hastanın yarım saat once yaşamını yitirdiğini, ölüm nedeninin ise 'Çin gribi' olabi- leceğini belirttiklerini söyledi. Önceki gün ölen Gülgün Kur- soğlu'na bugun Adli Tıp'ta ya- pılacak otopside 'Çin gribi' teş- hisinin konulması durumunda, kısa bir süre öne aşırı ateş yük- selmesi nedeniyle kaldırıldığı İs- tanbul Tıp Fakültesi'nde gripten olduğu iddia edilen Saint-Benoit Lisesi öğrencisi Müge Ergenç'- ten sonra Çin gribinin yol açtı- ğı ikinci ölum olayı olacak. (Baftarafı 1. Sayfada) işverenin 'derhal fesih hakkı' ye- niden düzenleniyor. Geniş, ge- reksiz ve adil olmayan sonuçlar doğurabilecek nedenlerin bazıla- rı yasadan çıkarılıyor. İşçi ve işçi sendikasının fesih haksızlığı sa- vıylayargıya başvurabilmelerine olanak sağlanıyor. Bununla, işçi- yi, feshe karşı koruyucu hüküm- lerin 'derhal fesih' yoluyla orta- dan kaldtrılmasının önlenmesi amaçlanıyor. İş Yasası'mn 24. maddesi de değistiriliyor ve toplu işten çı- karmalar koşula bağlanıyor. Toplu işten çıkarmalarda Çahş- ma Bakanlığı'nın Lzninin alın- ması koşulu getirilirken bu ko- nu aynca yargı denetimine de ta- bi kılınıyor. Bu konuda toplu- sözleşmeye taraf sendikaya da söz hakkı tanınıyor. Haksız ve koşullara uymadan yapılan top- lu işten çıkarmalar için yaptınm öngörülüyor. Bu konuda işe ia- de ve tazminat hakları getiriü- yor. Yine bu değişiklikle kısa sü- reli calışma uygulaması da ön- görülüyor. Bu düzenleme ile iş- çiye kısa süreli caJışma döne- minde çabşmadığı süreler için ücretinin yansının ödenmesi ön- görülüyor. Sendikalar Yasası'mn 3 mad- desinde öngörülen değişiklikle de sendikal özgürlüklerin ko- runması amaçlanıyor. Sendika yöneticilerinin yeniden işe alın- masına yasal güvence getirilir- ken sendika temsilcüerinin işye- rinin ve işinin değiştirilmesi de önleniyor. Moğultay, "Bu yasa degişik- ligi ile güvenli. özgürlük ve ba- nşın egemen olduğu, çahşmamn ve verimliliğin teşvik edildiği bir çalışma yaşamımn oluştunılma- sını amaçlıyonız. Keyfiliğin de- ğil, istikrann, suskunluğun de- ğil diyaloğun, mudahaleciliğin değil uzlaştıncılıgın, üretime ya- bancılaşmanın değil katılınun işçi-işveren ilişkilerinde egemen olmasım istiyoruz" dedi. Işsizlik sigortasmın getirilme- si, memur sendikacüığının sağ- lanması konulanndaki çalışma- lann da sürdüğünü açıklayan Moğultay, calışma yaşamına iliş- kin Uluslararası Calışma örgü- tü sözleşmelerinin de kısa süre- de yaşama geçirileceğini kaydetti. Moğultay, OECD Calışma ve Sosval lşler Komitesi'nin bakan- lar dü2eyindeki konferansına katılmak üzere dün Paris'e ha- reket etti. Konferansta göç ko- nusunun ele ahnacağı kaydedil- di. Moğultay, daha sonra Cenev- re*ye geçerek ILO yöneticileri ile görüşeceğini bildirdi. Moğultay, Türk calışma yaşamımn ILO standartlanna uygun olarak ye- niden yapılandırılması amacıy- la gerekli çalışmalan bakanlığı bünyesinde başlattığım da kay- dettL Moğultay, 18 ocak cumar- tesi günü Türkiye'ye dönecek. Sağlık bakanları ne dîyor? Halil Şıvgırv Biz bürokrata güveniriz YaşarEryılmaz: Hatayapılmıştır Eski Sağlık Bakanı Halil Şıv- gın konuyla ilgili olarak, gaze- temize yaptığı açıklamada, şu anda olayın aynntılarım tam olarak anımsayamadığını belir- terek, "Biz bakanlann, siyaset- çilerin yönetkikri, bürokratlar- dır. Bakanlar, detay bilmez. Önüne bilgi gettr, 'böyle yapma- mız doğru" derier. Bizi yönlen- duirier. Teknisyen olmadığımız için bilemeyiz. Bürokratlara güveniriz" diye konuştu. Konuyu Cumhuriyet'te oku- duğunu ve inceleyeceğini belir- ten Şıvgın, parfümlü çamaşır suyunun yurtdışında yasak olup otmadığına da bakılrnası gerek- tiğini söyledi. Şıvgın, bu tür tar- tışmalann oluşmasını engelle- mek için bütün deterjan üreti- cisi finnalann bir araya gelip işin standartlarının belirlenme- si gerektiğine işaret ederek, "O zaman A firmasmı veya B fir- masını kayırma olmaz. Bu tür iddialar önlenir. Herkes stan- dardı neyse ona uyar" diye ko- nuştu. Bakanlığın parfümlü çamaşırları (Baftarafı 1. Sayfada) altına da imza attılar. Uzmanlar heyetinin toksilog, farmakolog ve Odalar ve Borsa- lar Biriiği yetkililerinden oluşan diğer üyeleri de (ikisi dışında) bu kararı imzaladılar. Bu tarihten yaklaşık 7 hafta sonra, 10 Mayıs 1991'de aym ürün için ikinci bir ithal izni ve- rildi. Önce ürüne ithal izni ve- ren, sonra aym ürünün sağlığa zararh olabileceğini saptayan ay- nı kişiler, buna rağmen 532 sa- yılı ikinci ithal izninin altına da imza attılar. tkinci iznin altında Genel Müdür Vekili Bilgin Göz- üm'Un ve yine Osman İç ve Gül- ser Acar'ın imzaları bulunuyor. Hayati Ünal ve Akif Saatçioğlu için açılan imza yerlerinin kar- şısında ise 'görevli' ibaresi yer alıyor. Sağlık Bakanlığı'nın par- fümlü çamaşır suyuyla ilgili ola- rak 17aralık 1991 tarihinde uy- gulamaya soktuğu karar ise ürü- nün üretim ve ithalatını yasak- larken o güne kadar üretilmiş çamaşır sulannın satışına izin veriyor. Önce ithal izni veren, sonra parfümlü çamaşır suyu- nun sağlığa zararh olduğunu te- spit eden, daha sonra tekrar iz- ni veren bakanlık, bu kez 18 mart tarihinde verdiği karan ge- rekçe göstererek imal ve ithali durduruyor, fakat satışı serbest bırakıyordu. 15788 sayılı bu ka- rarlı yine Osman îç, Gülser Acar, Hayati Ünal imzalıyorlar, bunlara Genel Müdür Yardım- cısı N. Ünver ve asıl imza ola- rak Müsteşar Yardımcısı Dr. Gü- ler Bezirci ekleniyordu. Sağlık Bakanlığı'nın önceki akşam parfümlü çamaşır suyu- nun satışını yasaklayan kararı da 18 Mart 1991 tarihinde alınan ve ürünün sağlığa zararh olabi- leceğini belirten rapora dayanı- yor. Bu rapor ekiyle valiliklere yollanan yasak lama kararı Sağ- lık Bakanı Yıldırım Aktuna'nın imzasını taşıyor. Geçen mart ayından bu yana parfümlü çamaşır suyu konu- sunda meydana gelen gelişmeler, Sağlık Bakanlığı'nın önce bu ürünün ithaline izin verdiğini, sonra sağlığa zararlı olabileceği- ni tespit ettiğini, daha sonra tek- rar ithal izni verdiğini, ardından ithal ve imalini yasaklayıp satı- şını serbest bıraktığını, son ola- rak satışını da yasakladığını gös- teriyor. Sağlık Bakanlığı'nın ürünün zararh olabileceğini tes- pit etmeden önce nasıl ithal iz- ni verdiği, bu tespitten sonra na- sıl bir ikinci izin verdiği, daha sonra ithal ve imalini durdurup nasıl satışını serbest bırakabildi- ği, sürdürülen soruşturma nunda ortaya çıkacak. ANAP Ağn Milletvekili, Şıv- gm'dan sonra görev yapan eski Sağlık Bakanı Yaşar Eryılmaz Cumhuriyet'e yaptığı açıklama- da bilimsel kurulca "saglıga zararh" bulunan bir mamulün satışının serbest bırakılmasuıı "hatalı" bulduğunu söyledi. Konuyla daha çok bürokrat- lann ilgilendiğini, kendisinin ise seçim telaşı ytizünden detayları anımsayamadığını ifade eden Eryılm az, yann bakanhğa gide- rek incelemede bulunacağını ve daha sonra da kapsamlı bir açıklama yapacağım bildirdi. Eryılmaz'a yönelttiğimiz bazı sorular ve yanıtları şöyle: — Sizden önce ithalata izin •erilmesini nasıl karşılıyorsa- nuz? ERYILMAZ: Hiç bilemiyo- rum. Ama tabii birtakım şikâ- yetleri müteakip benim döne- mimde farklı bir uygulamaya gi- dilmiş. Bunlar bir parça da ti- cari rekabetin muhtemel sonuç- lan. Ama önce nasıl ithal izni verilmiş, onun da gerekçesini bulmak lazım. — Daha sonra ithalata yasak, sabşa serbesti var. Bir mamulün saguga zararh bulunduktan son- ra satışının serbest bıralulmas- nı bir hekim olarak dogru bu- Inyor musunuz? ERYILMAZ: Hayır, değil ta- bii. Bu biraz da bilimsel kunı- lun verdiği karara bağlı. Nedir tam bilemiyonım. Dermal reak- siyonlar şöyle olabilir: Hangi bi- rikimle daha şiddetli lezyonlar ortaya çıkabilir, ama (iç beş ta- ne temasla bir şey olmaz. Şunu demek istiyorum. tçerdiği mad- denin emilimi olsun deri kana- hyla, solunum yoluyla. Bunun belli bir dozu vardır. Doz, tok- sit ölçülere vardığı zaman ma- lum etkisini gösterir. Ama belli bir toksit etkisi yoksa, vücut bu- nu kısmen tolere edebilir. Bir- takım mekanizmalan var, de- tokside edebilir. Acaba o an- lamda mı bir şey vardı? Tabii raporu hatırlamadığım için bi- lemiyonım. Bir şey diyemiyo- rum. Yıldırım Aktuna: Soruşturmasürüyor so- Sağlık Bakanı Yıldırım Aktu- na ise önceki gün bakanlıkta dü- zenlediği basın toplantısında parfümlü çamaşır suyuyla ilgili uygulamayı gazetelerde yer alan haberlerden öğrendiğine işaret ederek, "Konu oluşturulacak komisyonlarca incelemeye alı- nacakür. Parfümhi çamaşır su- yu satışına bir sene evvel müsa- ade edilmiş. Toplanacak komis- yon bu konuyu tekrar degerlen- direcektir. 16 ocakta üretici fir- ma da gerekli açıklamalan ka- muoyuna net bir şekilde yapa- caktır" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle