24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OCAK 1992 HABERLER CUMHURİYET/3 METROPOL ATlLLÂ DORSAY Sevgili Yıldız Sergeyevna Sanat olayıyla sıradan eğlencenin temel farkı nedir? Sı- radan eğlence, yalnızca vakit geçirtmeye yöneliktir. Sa- nat olayı ise (bir oyun, bir konser, bir sergi, düzeyli bir film) insana yalnızca "hoşça vakit" geçirtmekle kalmaz. Onun önünde dünyanın, yaşamın ve çağın yeni ufuklarını açar, onu zenginleştirir, Zeynep Oral'ın pek sevdiği o güzel de- yimle "insanı çoğaltır." O yüzden, güzelim metropolümüzde üst üste yeni "eğ- lence merkezleri", "laserli diskotekler", "Ortadoğu'nun en büyük gece kulüpleri" vs. türünden yerler açılması, el- bette iyidir-hoştur. Bir metropolde insanların her türden eğlence yerlerine gereksinmeleri vardır. Eğlenelim, neşe- lenelim, çoşalım... Niçin olmasın? Ama aynı metropolde, pıtrak gibi fışkıran yeni mahal- lelere, inanılmaz bir hızla artan nüfusa, kimi zaman dev- let eliyie olusturulmuş düzenli, organize "site"lere karşın gerçek kûttür-sanat merkezleri, sinemalar, tiyatrolar, kon- ser salonları hâlâ yerinde sayıyorsa, sözgelimi Paris, Lond- ra gibi uygar başkentlerde her gece kapılarını açan yüz- lerce tiyatroya karşın İstanbul'da hâlâ yarım düzinenin bel- ki biraz üstünde özel tiyatro ve sayısı 20'ye varmayan sah- neden fazlası yoksa, üzülmemek elde mi? 8u gidişfe İs- tanbul gerçek bir metropolden çok, bir orman yaşamının egemen olduğu düzensiz bir insan yığınına, ürküntü ve- ren bir "cangıla" dönüşmeyecek mi? Laf kalabalığının, tulûat gevezeliğinin ötesine geçen ger- çek bir tiyatro oyunu, insana ne denli zengin düşünceler esinliyor, insanı ne denli boyutlandırıyor! Kent Oyuncula- n'nda Rus yazarı Ludmilla Razumovskaya'nın "Sevgili Ye- lena Sergeyevna"sını izlerken bunları akla getirmemek olanaksız. Yaşlıca bir — — — — — — — • ^ — ^ ^ ak Bunca farklı ideolojiler, bunca değişik deneyimler, nasıl olmuş da benzer kişilikler ve sorunlar üretebilmiş? Yoksa sorun böylesine evrensel, böyle sistemler dışı biçimde yaygın bir gençiik sorunu mu? lan kızlı-erkekli 4 öğ- /encisi, onun yaşgü- nünü kutluyor. getir- dikleri çiçeklen arma- ğan ediyorlar. Ne ince bir davranış!.. Ancak sonra her şey birden değişiyor, gerçek ni- yetler ortaya çıkıyor. Öğrenciler bu yapay nezaketin ardında, ^ ^ ^ _ _ ^ _ ^ ^ _ _ ^ _ ^ ^ ^ ^ asıl öğretmene baskı yapıp onun kırık notlarını değiştirmesini, daha doğrusu bu üçkâğıtçılığı yapmaları için kendilerine sınav kâğıtları- nın olduğu kasanın anahtarını vermesini istiyorlar. vte yaşlı öğretmenle isyancı gençler arasında bir savaşım başlıyor. Ama bu savaşım, tahmin edebileceğiniz gibi, yalnızca yaşlı ve yalnız bir insanla, yanlış bir amacın peşine düş- müş genç ve kaba gücün savaşımı değil, (Öyle olsaydı, sıradan bir Amerikan TV filminden farkı kalmazdı) aynı za- manda, yanlış bir eğitim sisteminin ortaya çıkardığı.hiç- bir ahlak ilkesi tanımayan, hiçbir öğrenme ve yaşamı kav- rama merakı duymayan, geleceklerini yalnızca maddi ba- şarıya, para kazanmaya, temelleri sarsılan bir toplumda ne yapıp edip kendi başlarını kurtarmaya, 'köşeyi dönmeye' bağlamış genç insanlarla, hâlâ belli inançları koruyan, erdemli ve yürekli bir yaşlı insanın da çelişkisi bu... Ve insanlara idealler aşılayayım, onları maddi nırs- lardan ve çıkarcılığa yönelik bir ideolojiden koruyup ger- çek insan değerlerini savunayım derken, onları yokluğun ve yoksunluğun en alt düzeylerine iten bir rejimin iflası- nın da sanki tiyatrodaki yansıması bu... Ama asıl acı olan, onca farklı bir deneyimden de gel- seler, bu başkişileri, bu yarınlarından son kerte ürken ve onun için hep kuraldışı ve yasadışı davranışlara sıvanan sorunlu, inançsız, güvensiz gençleri, bu gencecik yaşla- rında ruhlarından derin yaralar almış insanları o denli iyi tanımamız değil mi? Bunca farklı ideolojiler, bunca deği- şik deneyimler, nasıl olmuş da benzer kişilikler ve ben- zer sorunlar üretebilmiş? Yoksa sorun böylesine evren- sel, böylesine sistemler dışı, ideolojiler dışı biçimde yay- gın bir gençlik sorunu mu? Gençler, tüm dünyada, tüm sistemler ve rejimler altında aynı korkuları besliyor, aynı panikleri yaşıyor, aynı sağlıksız çözümleri mi düşlüyorlar? ; "Sevgili Yelena Sergeyevna" işte bunları düşündüren •jıir oyun. Ve başrolde sevgili Yıldız Kenter her zamanki gibi olağanüstü başanlı ve inandırıcı. Ama bu oyunun asıl kıvanç verici yanı, belki de genç oyuncuları.Gerçekten de Aslı Altıner, Sedat Bora Seçkin, Hakan Gerçek ve Zi- ya Kürküt öylesine başanlı bir takım oyunculuğu veriyor- tar ki, insanın bunca sığlığa ve sanata verilen bunca az yero karşın, bu toplumda tiyatronun geleceğine olan inan- cı yeniden canlanır gibi oluyor. KlSA KISA • Erzurum'un Sütevler semtinde, öldürülerek kann içine saklanmış 7 ayhk bir erkek çocuğu cesedi bulundu. Emniyet yetkililerinden edinilen bilgiye göre, mahalle çocuklan tarafından karlar içinde bir poşete sarılı vaziyette bulunan bebek cesedi polis tarafından çıkarıldı. Cumhuriyet savcılığı yetkilileri, ilk belirlemelere göre cesedin üzerinde darbe izleri bulunduğunu, sonucun otopside belli olacağını bildirdiler. • Malkara'nın Kürtüllü köyü, bir av köpeğinin kuduzdan ölmesi üzerine 6 ay süreyle karantina altına alındı. • Aksaray'da bir pideci dükkânında cinayet. Ramazan Bağcı (15), halasının oğlu Hacı Ertan (16) ile henüz büinmeyen bir nedenle tartıştı. Bağcı, elinde bulunan ekmek bıçağı ile Hacı Ertan'ı 5 yerinden bıçaklayarak ağır yaraladı. Aksaray Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Hacı Ertan kurtanlamadı. • Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu eski Başkanı Yalım Erez tarafından işten çıkarılan, ancak idari mahkemesi karanyla görevlerine iade edilen 16 kişinin işine yeniden son verildi. TOBB Başkanı Rona Yırcalı'nın, idari mahkemenin verdiği "yürütmenin durdurulması" veya "iptal" kararları üzerine göreve başlatılan 16 kişinin, 30 aralık 1991'den itibaren işlerine son verdiği bildirildi. • Gaziantep'te Mustafa Aydemir adlı baba, ateşi yükselen 4 yaşındaki kızı Güler'i, getamisin adlı iğneyi yaptırmak üzere iğneci Zeki Yılmaz'ın evine götürdü. Iğne yapıldıktan sonra fenalaşan Giıler Aydemir, hastaneye kaldırılırken yolda can verdi. Devlet Hastanesi'nden 'iğne, siinnet ve pansuman' yapabilir yönünde belgesi olan Zeki Yılmaz gözaltına alındı, olaya cumhuriyet savcılığınca el konularak soruşturmaya başlandı. • Subay, astsubay ve konuklann orduevlerine 'vücut hatlarını belli etmeyecek nitelikte' kot pantolon ile girebilmelerine olanak sağlayan değişikliğe karşı, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı öğretmenevlerinde blucin kumaşı da içeren ^ıkı bir giysi yasağı ve denetimi uygulanıyor. Giysi denetimi uygulamaları da birbirini tutmuyor. Kimi öğretmen evlerine kravatla giriş zorunluyken, kimilerinde ise bu zorunluluk bulunmuyor. Eğitimciler Derneği (Eğit-Der) Genel Başkanı Nfustafa Gazalcı, orduevlerine giysi serbestliği getirilmesine lcarşm öğretmenevlerinde sıkı giysi yasağının devam etmesini eieştırdi. • Tekfen Holding'e bağlı Toros Gübre fabrikasındaki tensıkata tepki olarak başlatılan "işyerini terk etmeme" ciırenişi sürüyor. Görevine son verilen çok sayıda işçiye deyhanlıların yaptığı destek de devam ediyor. Sendikal ergütlenmeye gittikleri gerekçesiyle işlerine tazminatsız son •nerilen 450 işçinin Ceyhan'a 30 kilometre uzaklıktaki Toros Cjübre fabrikasındaki direnişi 26. gününü doldurdu. Enerji Bakanı Ersin Faralyak bir dizi konuda projelerini anlattı </ Iiız Gölü'ne doğalgaz stoku'ANKARA (UBA) — Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Er- sin Fararyah, doğalgazdan sonu- na kadar yararlanmak için ön- lemler alınacağını, bu arada İz- mit'ten Karadeniz Ereğlisi'ne, Bursa'dan İzmir'e kadar doğal- gaz hattı döşeneceğini söyledi. Tüz Gölü'nün altına doğalgaz depolanabileceğinin anlaşüdığı- nı belirten Bakan Faralyalı, Rus- ya ve bağımsız cumhuriyetlerin yanı sıra Iran ile Kuveyt'ten de doğalgaz alınacağını açıkladı. Faralyalı, "Economist" dergi- sine görüşlerini açıklarken elek- trik tüketimi konusunda yeni düzenlemeler yapılacağım ve kart sisteminin de getirilebilece- ğini öne sürdü. Faralyalı, Türk- iye Petrolleri Anonim Ortaklı- ğYnın bağımsız cumhuriyetler dahil yurtdışında petrol arayaca- ğını, Mısır'da Türkiye'nin 3 ruh- satı bulunduğunu soyledi. — Göreve getdikten sonra bri- fingler aldınız. Son 10 yılda eaerji poütikasuuıı yapısı da de- gisti. Nasıl bir taUoyla karşılaş- ÜBU? Sizin için sürpriz olan şey- ler neler? FARALYALI — Çok güzel atılımlar yapılmış. En azından bu doğalgaza geçilmesi, sanayi- nin, konutlann ihtiyacı olarak bizim için çok önernli bir giri- şim. Bunun giderek büyümesi ve devamı bizim için geçerli. Bu- nun için hazırlanmış projeler BAKANIN VAAT LİSTESİ İzmit'ten Karadeniz Ereğlisi'ne, Bursa'dan İzmir'e kadar doğalgaz hattı döşeyeceğiz. Gökova termik santralının yeri değişecek. Telefon kartı gibi elektrik karü olacak, kartınız bitince yeni kart alarak elektrik tüketeceksiniz. Tuz gölünün altında doğalgaz stoklanacak. Rusya ve bağımsız cumhuriyetlerin yanı sıra İran ve Kuveyt'ten de doğalgaz alınacak. Ihracata dönük sanayiye teşvik uygulanacak. var. tlk aşamada İzmit'ten Kara- deniz Ereğlisi'ne, Bursa'dan îz- mir'e kadar yeni boru hatiarı döşenecek. Bizim giderek artan bir şekilde doğalgaz alma imkâ- nımız var. Rusya ve yeni bağımsız devlet- lerle olan çok iyi Uişkilerimizden dolayı buralardan doğalgaz ala- cagız. Bunun yanında Kuveyt ve Iran'dan da alım gündemde. — Elektrik üretimi konusun- da da karşdaşuğınız tablo ve he- defleriniz neler? FARALYALI — Elektrik üre- timi konusunda yanlış zamanla- ma ve yanlış seçimler yapılmış. Siz elektrik enetjisini stoklaya- mazsınız. Üretim-iletün-dağıtım üçlüsünü incelersek büyük yatı- rımlarla üretim varatmışsınız. Ancak üretimdeki gerek kalifi- ye eleman noksanlığı, gerek iş- sizlik, gerekse mekanik imkân- sıziıklardan dolayı son zaman- larda sıkça rastladığımız çökme- ler meydana geliyor. Yeni uygulamalar ya da radikal kart sisteminin 0k ya- brunı ne kadar? FARALYALI — Henüz tam olarak bilmiyorum. Ancak pilot bölge olarak Izmir seçildi. — Petrol konnsundaki calıs- malar ne aşamada? FARALYALI — Giderek ar- tan aramalar ile TPAO mümkün olduğu kadar fazla petrol üret- meye çalışıyor. Mısır'da 3 tane ruhsatımız var. Yabancı şirket- lerleortak denizde arama faali- yetleri de devam ediyor. — Yülardan beri üretim ba- zında teşviklerden söz ediliyor. Bu belli bir dönem uygulandı. Sonra kaldınldı. Siz gerçekten sanayi girdilerinde sübvansiyon nygnlayacak mısınız? FARALYALI — özellikle ih- racata dönük sanayiye teşvik uy- gulanacak. Enerji girdilerinde önemli ucuzluklar, kolaylıklar ve teşvikler getireceğiz. — Aliağa'da yapüacak olan ittaal kömttre dayalı termik sant- nddan gerçekten vazgeçildi mi? FARALYALI — Bu konuda sadece belli bir alan kamulaştı- nlmış. Olay ertelenmiş. Bunu yerinde inceledikten sonra karar vereceğiz. Şu anda hiçbir faali- yet yok. Bizim termik santralla- ra kesinlikle ihtiyacımız var. Ter- mik santrallardaki hedefımiz, doğru seçim yeri ve doğru tek- noloji. — Yap-islet-devret modeli hakkındaki düşünceleriniz neler? FARALYALI — Yap-işlet- devret modeline devam edeceğiz. Sistemin çalışmasım engelleyen birtakım hususlar var. Bunları inceliyoruz. — TEK'in finansman darbo- ğazıru aşabilmesi için sizin bir model öngöriinüz var mı? FARALYALI — TEK'in yü- kü çok ağır, çok büyük bir borç Yürümeye devam Izmir Anakent Belediyesi'nden 4.5 ay önce işten çıkartılan 280 işçinin Ankara'ya yürüyüşü 5. gününde. SHP Genel Sekreteri Selvi işçilerin izmir'e dönmelerini istedi. ANKARA (Cumburiyet Bü- rosu) — lzmir Anakent Beledi- yesi'nde 4.5 ay önce işten çıka- nlan işçilerin Izmir'den Anka- ra'ya başlattıklan protesto yürü- şü 5. gününe girdi. SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi, işçilerin yürüyüşe son vererek Izmir'e dönmelerini istedi. Manisa yakınlarına ulaşan 280 işçi için önceki akşam SHP teşküatı tarafından Kula'da mo- ral gecesi düzenlendi. Işçilere Uşak'a harekstlerinden önce Buca DSP ilçe örgütünce gön- derilen kumanyalar dağıtıldı. Belediye-lş Sendikası Genel Teş- kilatlandırma Sekreteri Hiiseyin özkan, hiçbir şeyin kendilerini geri döndüremeyeceğini belirte- rek "Haklı miicadelemiz sonu- na kadar sürecek. Ankara'ya va- nnca hükümet yetkililerine du- rumu biitiiD açıklığıyla anlatacağız" dedi. Cevdet Selvi ise soruna çözü- mün lzmir'de sağlanabileceğini savunarak sorunun çözümü için İzmir'e gitmeye hazır olduğunu söyledi. Selvi, bu konuda yap- tığı girişimleri Cumhuriyet'e şöyle anlattı; "Sendika yöneticilerryle yttrii- yüşiin başlamasından önce gö- riiserek Ugileneceğimizi söyle- dim. O sırada Türk-tş Başkan- lar Kurulu yapılıyordu. Türk-tş Genel Başkanı'nın gerek Başba- kan gerekse yardımcısı ile görii- şecegini söylemişlerdi. O göriiş- meye kadar yürümemelerini, ondan sonuç alınamazsa tzmir'e giderek sorunu çözmeye calısa- cağımı söyledim. Sendika yetki- lileri, 'Peki arkadaşlarla konu- şalun, yurümesinler' cevabuu verdüer. Aradan bir gün geçti. tşçile- rin yüriiyüş haberini aldık. Yi- ne sendika temsifcUerine, 'biz bu konuyu sonuçlandırmak için ge- ce gündüz konuşuyoruz' dedi o zaman bize 'Işçiler, Pınarbaşı- na kadar yürüyüp dönecekler' dedfler. Fakat bu böyle olmadı, arkadaşlar yine yiirüdn, yürü- meye devam etti. Ben yine baber bekliyoınm. Işçileri tzmir'e döndüriirlerse U başkanımız da dahil olmak üze- re görüşerek sorunu çözmek üzere tzmir'e gitmeye htzjnm. Ankara'da bir çözüm yok. Bir de yiiriiyüskrine yeni olaylar, degerler katmaktalar. İşten atıl- malara yasal güvence istiyorlar. Çalısma Bakanlıgımız bu konu- yu bitinnek üzere. tkincisi bu olay 300 arkadaşunızın sokak- ta yürümekle çözecegi bir olay değil. Arkadaşlanm Ankara'ya gelebilir. Ama sendikacı arka- daslanm bilirler ki çözüm, so- runun olduğu yerdedir." 'En zengin komünist'ti Dostları tarafından geçenlerde bir ilan verilmişti: "TKP'nin hayatta kalan en eski yöneticisi Cazim Aktimur öldü!' Nice tevkifatlardan, Parmaksız Hamdi'nin işkence tezgâhlarından geçmişti. Zaman geldi uğruna örrçür tükettiği sistem çöktü arkasından da bu dünyadan âyrıldı. ATİLLA AKAR ~ Sağ kalabilenler neler görme- diler ki? Takrir-i Sükun kar.ın- larından tek parti diktatörlü- ğünden, polis takiplerinden mü- teferrikalardan, tabutluklardan Parmaksız Hamdi'nin işkence- lerinden, nice nice tevkifatlar- dan, sürgünlerden geçtiler. ömrü biraz vefa edenleri 141-142'nin suç olmaktan çıktı- ğını gördüler. Ama aynı zaman- da bir vakitler uğruna mücade- le ettikleri sistemin çökuşünü de gördüler. Ve şimdi hepsi bu dünyadan birer birer göçüp giderken bir tarih de onlarla birlikte kaybo- luyor. Artık çok az sayıda ka- lan bu kuşağın son temsilcileri, sınırlı bir dost çevresinde bilini- yor, hatırlanıyor. Bir kısmı yal- nız, hatta geçmişte öraekleri ol- duğu gibi Darülacezelerde ölüp gidenler var aralarında. İşte geçenlerde gazetede üç gün üst üste çeşitli dostlannca verilen bir ölüm ilanı şöyle baş- AKTİMUR— 18 yaşında "ko- münistlik"ten tutuklanıp İstik- lâl Mahkemesi'nde yargılandı. lıyordu: "Acı kaybımız.. TKP'- nin hayatta kalan en eski yöne- ticisi Cazım Aktimur (Giritli Cazım) öldü. Tüm yoldaşlarına başsağlığı dileriz." Hüzünle okuduğum bu ilan- daki isim bugün artık fazla kim- senin tanımadığı, uzun yıllardır köşesine çekilmiş ve adeta inzi- va hayatı yaşarcasına gün dol- duran, Türkiye'nin en eski ko- münistlerinden Cazım Akti- mur'dan başkası değildi. Hemen hepsi ortak özellikle- ri olan, ortak acılardan geçmiş bu kuşağın içinde Cazım Akti- mur'un "Nevi şahsına münha- sır" bir yanı vardı. Aktimur, 1907 Girit-Kandiya doğumlu olup, mübadelede Türkiye'ye göçenlerden. Bir za- manlann ünlü ruh hekimi Prof. Ali Rasim Adasal tarafından TKP'ye üye kaydedilen Cazım Aktimur, 1925'te daha 18 yaşın- dayken "komünistlikten" tu- tuklanıp İstiklal Mahkemesi'n- de yargılanmıştı. En sonuncusu 1951'de ohnak üzere muhtelif TKP tevkifatlannın samğı olan, yılları hapis ve sürgünlerle geç- miş ve bir dönem illegal TKP'nin lzmir il sekreterliği gö- revini yürütmüştü. Ancak onu "ilginç" kılan sa- dece politik geçmişi değildi. Ha- yatı boyunca evlenmeyen bu in- san soylu bir aileden gelmekte olup milyarları bulan mal var- hğı ve servetiyle de "en zengin komfinist" unvanına sahipti. Buna rağmen son yıllann: tz- mir'in kötü sayılabilecek bir semtinde oldukça salaş bir otel odasında geçiriyordu. Son günlerinde yanında sade- ce rki dostu kalmıştı. Biri eski tevkifat arkadaşı Ahmet Bilge, diğeri ise Nurullah Toksavul. Yakın zamanlara kadar Toksa- vul'un avukat yazıhanesinde bir araya gelip eski günleri haüra- lan yadeden bu üç eski kafadar "öğle demlenmeleri"ni de ih- mal etmiyorlardı. Şivesi Rumcaya kaçan, "ı"- ları uzatarak ve çatlatarak söy- leyen, düşecekmiş izlenimi verip bir iple bağlanmış pantolonu ile yürümekte zorluk çeken, olduk- ça minyon tipli ve mavi gözle- rini kıpıştırarak bakan, Ahmet Bilge'nin "Girit'in Tatlı Limonu" diye andığı bu insan yok artık. Belki içine bile girebileceksinizİstanbul Haber Servisi — Saravburnu'ndan karsıya baktığınızda >a da Harem ile Salacak kıyısında yürür- ken başınızı sağa doğru çevirdiğinizde "göz göze" geldi- ğiniz Kız Kulesi'yle bir süre sonra daha da >akınlaşacak, hatta içine bile girebileceksiniz... tstanbul silüetinin vaz- geçilmez parçalarından biri olan Kız Kulesi, Turizm Ba- kanlığı ve Üsküdar Belediyesi'nin çabalarıyla yakında tu- rizme açılarak halkın hizmetine sunuiacak. Üsküdar Be- lediye Başkanı Dr. Niyazi Yurtseven hazırlattığı Kız Ku- lesi raporunu başta Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş ol- mak üzere üst düzey yetkililere inceleterek söz konusu alanın turizme açılması volunda yardım talebinde bulun- du. Üsküdar halkının da desteğiyle imza kampanyası bi- le başlatıldı. Proje gerçekleştiğinde 1200 metre karelik alan içinde yer alan Kız Kulesi'nin birinci ve ikinci kat- ları restoran. diğer bölümleri ise cafe olarak halka hiz- met verecek. Kız Kulesi'nde artık dileyen herkes yemek yiyip kahvesini yudumlarken İstanbul'u bir başka açıdan seyredebilecek. (Fotoğraf: MUHARREM AYDIN) Y.İç Mimar Rafine zevkler için yeni Mobilya & Dekorasyon & Aksesuar mağazasını 15 Ocak'ta açıyor. Adres: Hazırcevap Sokak No: 34 ÇÎFTEHAVUZLAR Tel: 359 79 31 Fax: 385 69 89 ve personel yükü altında. Bunu masaya yatınp, ameliyat etmek lazım. Bu da yapılacak. — Gökova Termik Santralı konusunda gdinen en son aşa- ma nedir, neye karar verilecek? FARALYALI — Bu konuda Yüksek Planlama Kurulu karar verecek, ama bütün veriler bu- nun yer değiştirmesi yönünde gelişiyor. Yeniköy"e taşmacak. Zaten ilk önce orası planlanmış. Herhalde çok güzel bir yer ol- duğu için, tabiatı bozmak için vaya çaüşanların refahı için Ke- merköy seçilmiş. Yeniköy'de ça- hşanlann Gökova Körfezi'nde- ki manzaraya bakabilmeleri için ilaveten 155 ünitelik lojman ya- pılmış. Bu, tabiat cennetinde otunna hevesini gösteriyor. Araştırmalar devam ediyor, ama her şey yer değiştirme yönünde gelişiyor. — Çukurova ve Kepez örnek- krindeki gibi özel sektörün ba- raj ve hidroetektrik santrai ku- rup kendi elektriğini üretme ya da satma modellerine ne diyor- sunuz? FARALYALI — Zaten gidüe- cek yol odur. Biz yap-işlet-devret modeli yanında, kendi ürettiği elektriği kendi kullanma imkâ- nı da vereceğiz kunıluşlara, yi- ne iletim şebekesinden istifade edecek. Bana bir ücret ödeyecek. Ancak istediği yerde kullanacak. Sendikacı sözleşme düzenini eleştirdi ADANA (Cumhuriyet Güney Dkri Bürosu) — Turkiye'de sen- dikacılığm, salt sözleşme zamam "hesapsız-kitapsu" para isteyen anlayışından sıynlarak, işletme yönetimine katılmak suretiyle bilançoya göre bir pazaruk dü- zem geüştirmesi gerektigi vurgu- landı. Bu öneriyi yapan Türk- Iş'e bağlı Likat-lş Sendikası Ge- nel Başkanı Melih Ydmaz, işve- renlerin, işçinin yönetimde yer almasından ürküntü duymalan- nın yersiz olduğunu, bu sistemin yerleşmesiyle iş banşırun sağla- nacağını bildirdi. Likat-lş Sendikası Genel Baş- kam Metih Yılmaz, sendikalann hesapsız-kitapsız para istemele- rinden sendikacüann değil, işve- renin sorumlu olduğunu beÜrt- ti. Yılmaz şöyle dedi: " Biz sendikacılar, yetkili ol- dugumuz işkolu ya da işyerinin kfirı-zararı, verimliligi- verimsizligi ile ilgili saglıklı bfl- gi edinmekten mahrumuz. FJi- mize en temel bu^iler dahi ve- rilmiyor. Turkiye'de sendikalann, ke- sinlikle verimlilikle, kârulıkla, isletmelerin isleyisi Ue ilgili ko- nularda söz sahibi olmalan la- ,zım ki gerçekten sonımluluklar birbirinden aynlabflsin. Turki- ye'de işveren mantıfını oluştu- ran msanlann bihmçolannı, na- musiu biçimde ortaya açmalan gerekiyor ki bu bilançolar çer- çevesinde masaya talebimizi ge- tirelim." GenelKurul 18-19 ocakta DtSK başkanını seçiyor ANKARA (AJNKA) — 12 Eylül 1980 askeri harekâtında kapatılan ve 10 yıl sonra Askeri Yargıtay'ca açılmasma izin veri- len Devrimci İşçi Sendikalan Konfederasyonu (DİSK) 12 yü aradan sonra 8'nci Genel Kuru- lu'nu 18-19 ocak 1992 tarihinde İstanbul'da yapacak. Saat 09.00*da Harbiye Cemal Reşit Rcy Salonu'nda yapu"acak olan genel kurulda ICFTU- Uluslararası Hür İşçi Sendikası Konfederasyonu'na üye olma konusu ele alınacak, aynca ge- nel kurulda seçimler yapüacak. Abdullah Bastürk'ten boşalan DİSK Genel Başkanhğı'na ise Yürütme Kurulu üyesi Kemal Nebioğlu'nun getirilmesi bekle- niyor. Genel Sekreterliği ise Sü- leyman Çelebi'nin sürdüreceği büdiriliyor. Bu arada DİSK Yönetim Ku- rulu adına Yürütme Kurulu ta- rafından 12 yıl sonra hazırlanan çahşma raporu da genel kurul delegelerine gönderildi. 12 Eylül askeri harekâtı, Cum- hurbaskam Turgut özal, Türk- Iş ve işverenin örgütlerinin ağır bir şekilde eleştirildiği raporda, DlSK'üı kapatıhnasıyla issizlik, enflasyon sorunlannın çözüm- lenmedigi, kapasite ve verimli- liğin artmadığı, dış ödemeler dengesinin sağlanamadığı belir- tilerek, 12 Eylül'ün, bunalımla- nn sorumlusunun işçi sendika- ları ve grevler olmadığını kanıt- ladığı ifade ediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle