15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet | Sahıbr Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecıbk Türk Anonım Şırketı adına Berin Nadi 0 Murahhas C>e Emine Lşakhgil # Genel Yayın Mudüru- Hasan Cemal, Yazı Işierı Muduru Ok»> Gontnsin 9 Yazı tşlerı Mudur Yardımolan Salim Alpaslan, Kerem Çalışkan, Necdet Dogan, Lulfu Tınç Sayfa Duzenı Yönetmem Ali Acar 0 Ankara TemsılcısL Ahmet Tftn îç Politika: Mehroet Tezkan Ekonomı: Meral Tamer, Kültür- Cdal Üster, Istanbul Haberlerı: Muhittin Sirer, Spor: Abdulkadir Yucelraan, Makaleler. Şahin Alpay, Duzeltme: AMullah Yazıcı 0 Koordına- tör. Ahmet Konılsan • Malı tşler: Erol Erkut # Muhasebe- Bulent Yener % Butçe-Planlama Sevgi Osmanbeşeoglu 0 Rekiam: Ayşe Tonın # tdare' Huseyin Gurer 0 İşletme Onder Çelik O Bılgı-tşlem Nail tnal # Pereonel: Sevgi Bostancıoglıı Basan te Yayan. Cumhunyti VUtbaacıhk vc Gazettcılık T.A.Ş. TQrkoca$ C«d. 39/41 Ca|alo|hı 34334 !ît PK 246 lsunbul Td 512 05 05 (20 hal). Telot 22246, Fır (I) 526 60 72 0 Olmtar Aakm. Zıva (jOkalp Blv Inküap S No 19/4. Ttl 133 II 41-47, Tdex 42344, Fu' (4) 133 05 65 9 Itmır H Zıya Blv 1352S 2 3. Tcl 13 12 30. Tfcta 52359. Fu (51) 19 53 60 # A4MK bonıl Cad 119 S No I Kal I, Td 19 37 52 (4 hâl), lHex 62155. Faı (71) 19 25 7« TAKVIM. 13 OCAK 1992 Imsak: 5.49 Guneş: 7 20 Oğle: 12.17 Ikındı: 14.43 Akşam. 17 04 Yatsı 18.29 Karayolu yasak Haciçin başvurular bugün başlıyor ANKARA (AA) — Bu yıl havayoluyla hacca gitmek is- teyen hacı adaylannın başvu- ruları bugün başlıyor. Başvu- rular 14 şubatta sona erecek. Hac seyahati, Diyanet tşle- ri Başkanlığı üe Hac Komisyo- nu'nun izin verdiği 44 (A) gru- bu seyahat acentesi tarafından duzenlenecek, çıkışlar 11 mayıs-3 haziran tarihleri ara- sında, Ankara, lstanbul, Iz- mir, Adana ve Antalya hava- limanlarından yapılacak. Bu yıl ilk kez deneme nite- liğinde 15-20 günlük kısa sü- reli hac organizasyonu duzen- lendi. Kısa süreli hac organizasyo- nuna katılacaklara, Mekke ve Medine'de kaldıklan süre için- de özel imkânlar tanınacak. Kısa hac organizasyonuna ka- tılanlaı Medine'de sekiz gun yerine en çok iki gün kalabi- lecekler. Bu yıl hacca gitmek isteyen- lerden yurtdışı harcamalar ve uçak bileti olarak saptanan üc- ret, normal süreli hac seyaha- tine katılacaklar için 1635 ABD Doları, kısa süreli ve özel imkânlı seyahate katıla- cakJar için de 2550 ABD Do- lan tutannda. 1990 yılında başvurup da hacca gidemeyenlerden ise normal süreli hac için 1535, kı- sa süreliden ise 2450 ABD Do- ları alınacak. Hacca ilk kez gidenlerden Toplu Konut Fonu harcı alın- mayacak, daha önce gidenler ı bu harcı odeyecekler. Şişmanlara öğüt Süraüi zayıflamaya dikkat edin ANKARA (UBA) — Zayıf- lamak için çaba harcayanlara uyarı: "Kısa siırede ve hızlı olarak kilo kaybetmek hastalık habercisi olabUir." Ege Üniversitesi Tıp Fakul- tesi Hastanesi Başhekim Yar- dımcısı Prof. Dr. Candeger Ydmaz, iştahın yerinde olma- sına rağmen hızla kilo kaybe- dilmesinin, tiroit bezinin aşırı çalışmasına bağlı hastalıkların ve şeker hastahğuıın haberci- si olabileceğini söyledi. Yıl- maz, "tştahsızlıkJa birlikte oian kilo kaybında ise sindirim sisteminin ükaaıklıklar nede- niyle gıdalann sindirilmesini hızla terk etmesi gibi sorunlar aranmalıdır" dedi. Bilinçli veya bilinçsiz diyet uygulaması ile gıdalann redde- dilmesi gibi dunımlann zayıf- Lğa yol açacağını hatırlatan Prof. Dr. Yılmaz, "Bazı kişi- lerin zayıflıgı ise vücut yapda- nndan kaynaklanmaktadır. Bu kişilere saghklı olduklan vc bunun bir vucut tipi oldnğu anlatılmalı, beürti bir agıriığın iıstune çıkamayacaklan söy- lenmeJidir. Bu tip kişilere doğ- nı ve yüksek kalorili diyet or- nekieri önerilnıelidir" diye ko- nuştu. ÜMRANİYE Dikili bir ağacınızın olmasını ister misiniz? tstanbul Haber Servisi — "Bu dünya blze atalanmızdan miras kalmadı. Onu çocukla- nmızdan ödünç aldık..." Bu- yüklerin çevre korumacılığını geüştirmek amacıyla ürettiği bu slogan bir yandan doğayı yok ederken, diğer yandan onu korumaya çalışan büyiık- lerden çok, "gercek sahipleri" olan çocuklar tarafından be- nimsendi. örgütlenerek çalış- malanm arttıran çevre dostla- nnın etkinlikleri tam bir sen- lik havasında gerçekleşiyor. Bu etkinliklerden biri de dün Dudullu'daki Türk-lş bloklannda düzenlenen fıdan dikme kampanyasıydı. 100 bin metre karelik bir alanda bulu- nan sitenin 70 bin metre kare- si yeşil alan kapsamında. Site sakinleri tarafından kurulan Türk-tş Sitesi Çevre Derneği üyeleri ve çocuklar yaklaşık 3 bin ağaç fidanıyla 10 bin lale soğanım dikerek çevreyi daha yaşamlır bir duruma getirmek için çaba gösterdiler. îstanbul Büyükşehir Beledi- yesi Çevre Komisyonu Başka- nı Nusret Avcı ile Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendir- me Kurumu'ndan Nuran So- yuind'nin de hazır bulunduğu fidan dikme şenliğine katılan çevreci çocuklardan Savaş Ci- bofiu duygularını şöyle dile getirdi: "Bizler tertemiz bir semt meydana getinnek, yem- yeşil bir dünya kurmak için uğraşıyoruz." *Beni kategorize etme' diyen Bülent Ortaçgil, aç kalmamak için tok müzikseverlere çalıyor Ortaçgil, farklı ortamdaOyun devam edi> or Bulent Ortaçgil haftada uç gün İstanbul Caddebostan'daki Ambiance Bar'da sahne alıyor, çatal-bıçak sesleri arasında 'Benimle oynar mısın' diyor. Neden? "Çunku" diyor Ortaçgil, "ekonomik durumumuz beni ve grubumu barda çalışmaya zorladı. Aç mı kalsaydık!' METİN HAKYERİ Piyasada muzik yapmamak. Çatal-bıçak sesleri arasında şar- kı söylememek. Kadehlerin önünde, çakırkeyf gözlerin içi- ne bakarak gitarın tellerıne do- kunmamak. Bülent Ortaçgil bu ilkelerin adamı, bu direnişin ey- lemcisiydi. Ortaçgilciler onu fa- lanca barda, falanca gece kulü- bünde elinde gitarıyla bulama- yacağını büirlerdi. Caddebostan Ambiance Bar'- da onu bu halde görenler, işte bu nederüe şaşırdılar. Sevindiler de bir yandan. Sonuçta kanlı canlı karşılanndaydı çünku. Bir arkadaş kadar yakındı. Ne oldu? Bülent Ortaçgil'in piyasada müzik yapmama dire- nişi hangi karşı konulmaz dal- gayla ansızın yıkılıverdi? "Ben ne Sezen Aksu ne de Kayahan'ım. Onlann bir kon- serde kazandığı parayı bir ara- da gormedim. Ekonomik duru- mumuz beni ve grubumu barda çalışmaya zorladı. Aç mı kal- saydık?" Bülent Ortaçgil o karşı konulmaz dalgayı, o direniş kı- ncı unsuru böyle anlattı. Bugünlerde Ambiance Bar'da haftanın uç gunu sahne alan Or- taçgil derdini de niyetini de hoş- nutsuzluğuyla birlikte sevincini de şarkılarında dile getirdi. "Beni kategorize etme, ben- le oynama" demesi de hep o ne- denleydi. Sezen Aksu'nun dilin- de hit olan yılların şarkısı "Be- STAR OLMAYAN STAR— Bulent Ortaçgil 1970li yıllarda farklı muziği ve dunya goruşu)le fenomen olmuştu. Hayranları onun çatal-bıçak sesleri arasında muzik yapma>acagına çok emindi. Ortaçgil bugünlerde bir barda sahneye çıkıyor. Şarkıları değişmedi, değişen sadece caldığı ortam. ni kategorize ctme"nin bu hak- sız unu en çok onun içini burk- tu. Niye o söylerken hit olma- mıştı bu şarkı? "Toplumda bir star imajı var. Kimin star olacağı şeklin- den, semalinden belli. Sezen Aksu benim diğer şarküanmı söylese onlar da hit olurdu." Ortaçgil farklı şarkıları için neden özür dılediğini de anlat- tı. Şarkıları insanların beğene- ceği, seveceğı formatta değildi. Ama o, işte bu başarısız dinle- yiciyi, şarkılannı anlamaya zor- luyordu. Zor kullandığı için de özur dih'yordu. "Siz çok olağan, sıradan sey- lerden zevk alıyorsunuz. Hoşça vakit geçirmek istiyorsunuz, eg- lenmek istiyorsunuz. Bu yüzden kusura bakmayın diyonım. Diı- şiinmek de eglenmek degil mi?" Herkes gibi o da değıştı. Dog- malara inanan, bu uğurda ölen arkadaşlan oldu. Kesinlikle ye- rini göreceliğe bıraktığında "Şarkılarun kesin bir dunya go- ruşunun mesajı degil. Benim için şarkı bu uikede yaşamaktır. Fikrimi söyleyebilmemdir" de- di. Ama değişmeyCni de söyle- yiverdi ardından. "Statukoya karşı hoşnutsuzluk her zaman var." Zaman, hayat göruşu bulan- mamış insan bırakmamıştı gerı- de. Ama ıki şey çantada keklik oldu Ortaçgil için. Hüzün ve hoşnutsuzluk. Şu Türk popu mesela. "Türkiye büyük bir kültür de- gişimi yaşadı. Kentler büyük köy haline geldi. İnsanlar basit ve eğJendirici şeylerden zevk al- maya başladı. Pop muzik de tophımun aynalanodan biriydi. Toplum neyse pop müzik de o oldu. Toplum domates, biber, patlıcandı, pop müzik de..." Sinemanın sorunları Vizyondan inmeyen fîlmtSTANBUL (AA) — Sinema- cılar, yeni hükümetten sinema yasasının çıkartılarak sorunlan- nın çözülmesini bekliyorlar. Sinema Eseri Sahipleri Mes- lek Birliği'nce (SESAM) cıkar- tılması istenen yasada yer alması istenen konular bir rapor halin- de TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'a daha önce sunuldu. Çözüm için önerilerin yer aldı- ğı bu rapora göre sinemacılar tüm beklentilerini içeren ve adı- nın özellikle 'sinema yasası' ol- masım istedikleri bir yasamn çı- kartılarak çağdaş bir anlayışla sinemanın yeniden yapılanması- m istiyorlar. Sinemamn beş ana sorunu arasında en önemlisini, finans- man sağlayacak ortamlann ya- ratılması oluşturuyor. Finans için vergi indirimi ve teşvik iste- Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği (SESAM), Türk sinemasının sorunlarını bir rapor haline getirerek TBMM Başkanı Hüsamettin Cindorak'a iletti. Raporda sinema yasasının çıkarılarak sinemanın çağdaş bir anlayışla yeniden yapılanması istendi. SESAM'ın girişimi, sinema . oyuncusu Nur Sürer ve Aytaç Arman tarafından eleştirildi. niyor. Sinemacılar, bu sekilde film yapımına buyuk bir serma- ye girişi olacağı görüşundeler. öteki finans çözumleri arasında rüsum vergisi, TV'deki sinema fılmleri sırasmdaki reklam geür- leri ve sinemaya ilişkin ithal ver- gilerinin, Kültür Bakanlığı bun- yesinde oluşturulması istenen bir fonda toplanması da var. Bi- rikecek paranın sinemanın çeşit- li alanlarına kredi şekline do- nuştürulmesi, bakanlıklar ve ka- mu kuruluşlarının fılmlerinin SESAM üyesi gerçek fılmcilere yaptınunası, nitelikli ve ulke ya- rarına katkı sağlayacak projeler için Başbakanlık Tanıtma Fo- nu'ndan karşıhksız yardım, Kul- tur Bakanhğı'nın nitelikli eser- lere destek sağlaması da öneri- ler arasında. TRT ile Turk sineması işbir- liği her iki sektör için de yararh görülurken kurum dışına yaptı- nlan Fılmlenn SESAM uyelen- ne yaptırılması esası getirilmesi ve ortak yapımlar gerçekleştir- me imkânı sağlanması isteniyor. Yayın planında yerli filmler ile yabancı filmlerin hiç olmazsa eşitlenmesi de oneriliyor. Turk sinemasının sıkıntısı için yapıtların yurtiçinde kalması başlıca nedenler arasında göru- lürken Dışişleri ve Kultur Ba- kanhklarının yabancı ülkelerle sinema ile ilgili ikili anlaşmalar yapması önerilîyor. Aynca sinema salonlannda yılzde 15-20 oranında yerli film gösterme zorunluluğu getirihne- si, yerli fılmlerden KDV aünma- ması ve sinema salonu sahiple- rine oluşturulacak fondan kre- di verilmesi, yerli filmlerinin gösterime girebilmesi için çözum olarak sunuluyor. Sinema oyuncusu Nur Sürer, SESAM'ın hazırladığı oneriler için "Ulufe isteniyor, 'Devlet pa- ra versin, biz de filmcilik yapalım' diye" eleştiride bulun- du. "Kendileri sinemacılıktan kazandıklan parayı başka işkol- lanna yatıracakianna meslekle- rine geri dondurselerdi" diyen Sürer, sorunlann ulufe ile çözul- meyeceğini temel çözumler geti- rilmesi gerektiğini bildirdi. Kendisinin de aralannda bu- lunduğu birçok arkadaşının ya- şam sorunu içinde olduklarını belirten Nur Sürer, SODER'i, bu alanda çalışanların sorunla- nna kayıtsız kalmakla suçladı ve "SODER'in hiç umunında ol- madı, vitrin olarak kuliandı kendini" dedi. Nur Surer, sigor- talanma ve vergi kolaylıkları ge- tirilmesini de istedi. Oyuncu Aytaç Arman ise "Bu alanın geleceği yoktur" diyerek umutlu ohnadığım ifade etti. Karmaşık ve köklü sorunlar bu- lunduğunu belirten Aytaç Ar- man, bunların üretimden sosyal sorunlara kadar uzandığını, ha- yatlannı sinemaya adayan oyun- cuların, devletin mudahaleleri- ne ihtiyacı bulunduğunu vurgu- ladı. Türk sinemasını korumak adına bir şey yapılmadıgını ve çıkarılacak yeni bir yasamn da bir şey getirmeyeceğini savunan Arman, SODER için de "Dü- dük gibi ötüp dunıyorlar. Ken- dimi de SODER üyesi olarak görmüyorum. Örgutlü olmayan bir toplum hangi sorununa ça- re bulacak" dedi. Necip Usta 40 yıldan beri antikacılık yapıyor, eskiyi alıyor, eskiyi satıyor Eski eserle yeni ufuklara doğruREFİK DURBAŞ Bir eski "eser"ler galerisi... Avizeler, karakalem tablolar, "sır"ları dökülmüş konsol ay- naları, tedavulden kalkmış se- maverler, "Uzun Mehmet" dö- neminden kalmış, karpitle ya- nan madenci lambalan, gemicı fenerleri, porselen meyve ta- baklan, çay takımJarı, yılların küfü üzerinde bağdaş kurmuş bir su tulumbası, çapası, kure- ği, kazmasıyla bir hırdavat yı- ğım, bir telefon, bir gramofon, bir çift çarık, marpucu kınk nargileler, kristal camdan bir mücevher kutusu, ıbrıklar, mumlar ve mumluklan, tarihle- rini unutmuş kül tablaları, kök boyalı yazmalar ve iki baş sa- nmsak... Daha saymakla bitmez nice binturlu "eski" eşya... Kadıköy çarşısuıın ust yama- cında Tellalzade sokağının yu- karı ucunda Necip Yüksel'in, çarşı esnafımn deyişiyle "Necip Usta"mn dükkânı... Dukkân öylesine tıklım tık- lım, neyin nerede olduğu öyle- sine belirsiz ki kendi de bilmi- yor, daha doğrusu unutmuş çevresini saran eşyalann kimlı- ğinı... Necip Yüksel, 53 yaşında. Tam kırk yıldır "antikacılık" yapıyor. 13 yaşında Kapalıçar- şı'da başlamış bu işe. Bir Erme- ni kuyumcunun yanında... Ku- yumcu daha sonra dükkânı ka- payıp Kanada'ya gitmiş. Necip Usta da Kadıköy bitpazanna... Iki yıldan beri de Tellalzade sokağında... Dükkânın dip tarafında otu- Necip Lsta'nın Kadıköy'deki dükkânı oyle'sine tıklım tıklım ki, kendisi bile neyin nerede olduğunu bilmiyor. ruyor. Çalışma masasının uze- rinde buyuk bir camekânlı do- lap. Içi her turlu ıvır-zıvırla do- lu: Kolyeler, yuzukler, iğne ku- tulan, eski paralar, keratalar, krem kutuları... Akmar Pasajı'nda bir muşte- nsı var, iğne kutusu topluyor. Bir genç adam: Resim merak- hsı... Turhan Tandoğmuş: Bilgisa- yar uzmanı, ama hatlara, tez- hiplere duşkun... Kendi kullan- masa da arkadaşlarına armağan için alıyor. Necip Usta'ya sattığı eşyala- nn benzerini ya da kimisini ken- di evinde de kullanıp kullanma- dığını soruyorum. — Evde 10-15 parça kadar bir şey var. Ben burada bile neyin nerede olduğunu bilmiyorum. Gelip kanştıracaksın, ne alacak- san kendin bulacaksın. Bir Amerıkalı vardı, arada bir ge- lip hırdavatlan toplardı. Şımdi- lerde gozukmuyor, memleketi- ne gitti galiba... Kırk yılın tozu eşyaların yu- zune sinmiş. — Bazan unutuyorum, diye surduruyor Necip Usta, mesela on yıl önce iki milyona bir şey almışım, orada duruyor, müşte- ri geliyor ben 500 bıne ve- riyonım. Madencilerin kullandığı kar- 4 pit lambasını yine madenciler ahyormuş. "Nostalji" diye ko- nuşuyor Necip Usta. Gemici fenerlerini ise gençler, evlerine dekoratif süs olsun di- ye. Necip Usta'mn bir merakı da domuz avına çıkmak. "Gerçi domuz da kalmadı, o da antika olacak neredeyse" diye ekliyor. Türkiye'nin birçok yöresini do- laşrruş av bahanesiyle. Ama avın bir başka amacı da köylu- lerden yazma, yastık türü eşya toplamak. Tükenen "antika"lardan bi- ri de taş plaklar. "Rutubetten çabuk bozuluyor taş plaklar" diyor Necip Usta. Kim bilir nerede bulunur ar- tık Tanburi Cemil'in, Münir Nurettin'in taş plakları? Dukkânm en eski eşyasını so- ruyorum Necip Yüksel'e. Bir büyük avizenin altında duruyor: — İşte, bu, diyor, 25 yıldan beri duruyor. 25 yıl önce 800 bin liraya almıştım. Bakara kristal. Ağırhğına şimdiki evlerin tava- nı dayanmıyor. Burada da özel demirlerle tutuyorum. Şimdiki fıyatını soruyorum, "25 milyon" diyor. Her yüa bir milyon ister gibi... — Peki dükkân, diyorum, Necip Usta dukkâna boylece ne istersin? — Say 250 milyonu, ne var ne yok hepsi senin olsun.. Nemmt'a teleferik • ADIYAMAN (UBA) — Adıyaman'ın Kâhta ilçesi sınırları içerisinde bulunan ve dünyanın yedi harikasından biri olarak bilinen turistik Nemrut Dağı'na teleferik sistemi kurulacak. Bölgeye daha fazla turist çekmek ve geziyi kolaylaştırmak amacıyla Nemrut Dağı'na teleferik sistemi kurmak için 1989'da hazırlanan proje yeniden güncelleştirildi. Nemrut Dağı'nın Milli ParkJar Daire Başkanhğı'na devredilmesiyle projenin yeniden gündeme geldiğini belirten bir yetkili, fınansman açısından bu projenin büyük rakamlara mal olacağını, ancak iki üç sezonda bu paranın turistik kazançlarla geri alınacağını söyledi. Bir kez aşı yetmez • İZMİR (AA) — Dokuz Eylul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Anabilim Dalı öğretim görevlisi Prof. Dr. Nevbahar Taneli, kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşılarının birkaç yıl sonra etkisini kaybetmesi nedeniyle 15-16 yaşlannda bir kez daha tekrarlanması gerektiğini söyledi. Taneli "Ancak ülkemizde birçok aile, bu aşılan çocuklarına yaptırmayı ihmal etmektedir. Çok sayıda erkek çocuk, genç yaşta geçirdiği kabakulak hastalığı nedeniyle kısır olma tehlikesiyle karşı karşıya kaJmıştır" dedi. Kabakulak hastalığını Özellikle erkek çocukların erken geçirmelerinde yarar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevbahar Taneli, bebeklerin, ülkenin aşılama politikasında uygun bilimsel değişiklikler çerçevesinde asılandığına dikkat çekti. Mimarlar Odası genel kiırulları • tstanbul Haber Servisi — Mimarlar Odası tstanbul Büyükkent Şubesi'ne bağh tstanbul temsilciliklerinin genel kurullan yapıldı. tki gün süren ve yoğun katılımın olduğu genel kurullarda mimarlar, sorunları dile getirdiler ve çözüm önerilerini tartıştılar. Büyükkent bölge temsilcilikleri yönetim kurullan şu isimlerden oluştu: Anadolu 1. Bölge (Kadıköy): Nurdoğan Ozkaya, Işık Aydemir, Yeter özdoğan, Levent Ersun, Murat Daşdemir. Anadolu 2. Bölge (Kartal): Ebubekir Uçan, Ümran Yılmaz, Seçil Evin, îsmail Hakkı Bulut, Eyüp Muhçu. Trakya 1. Bölge (Bakırkoy): Ali Haa- alioğlu, ömer Mutlu, Hilal Erbakan, Tuncay Gürpınarh, Ali Kara. Trakya 2. Bölge: Akil lzgi, Sunay Ereren, Yakup Demirhan, Naci Kayaoğlu, Selçuk Oto. öte yandan Mimarlar Odası lstanbul Şubesi Genel Kurulu 15-16 şubat tarihlerinde yapılacak. Foça S1T planı • tZMTR (AA) — tzmir'in Foça ilçesinin yerleşim alanı altında kalan bölümünde önemli arkeolojik eserler bulunduğu belirlendi. Izmir 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varhklarım Koruma Kurulu'nun 1980 yılından beri defalarca küçültülen "Foça SİT Planı"mn, "korunması gereken yerleri tam olarak kapsamadığı" gerekçesiyle yeni bir SIT raporu hazırladığı belirtildi. Çiğköfte şenligi • ŞANLIURFA (AA) — Şanhurfa Kültür ve Sanat Vakfı (ŞURKAV) tarafından düzenlenen, 2. Çiğköfte ve Isot Yanşması'nda dereceye girenlere ödül olarak "leğen" verildi. Şanlıurfa Valisi Ziyaeddin Akbulut'un konuşmasıyla açılan şenlikte, sekiz çiğköfte ustası, "acı yedirip tath konuşturan" çiğköfteyi yoğurmaya başladı. 13 isot (pul biber) üreticisinin katıldığı yarışmada jürinin yaptığı değerlendirmeye göre birinciliği Hüseyin Altm, ikinciliği Hüseyin Bulut, üçüncülüğü Aü Yıldız kazandı. Çiğköfte yarışmasında ise Mahmut Beden birinci, Ali Baytur ikinci, Nayle Önder de üçüncü oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle