23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonım Şırketi adına Berin Nadi • Murahhas Üye: Emint Uşaklıgil « Gene! Yayın Müdürü: Hasan Cemal, Yazı tşleri Müdünl: Okay Gonenan # Haber Merkezi Müdurü: Yalçın Bayer, Sayfa Düzeni Yönetmenı: Ali Acar 0 Temsılcüer ANKARA: Ahmet Tan, İZMİR Hikmet Çetinkaya, ADANA: Çetin Yigenoglu Iç Polmka: Cetal Başlang>ç, Istanbul Habcrleri. Şcnay K«lk»n, Ekonomi: Mend Tamer. Dış Haberler Krg.n Balcı, lş-Sendıka: Şukran Ketend, Kültur- Cetal Üster, Egıüm: Oncs> Şaylan, Yun Haberlen Necdet Do£fln, Spor Damşmanı Abdıilkadir Yuceknftiı, Dizı Yazılar Kerem Çalışkan, Araştırma Şaiua *lp»y, Duzeltme AbdullaS YUKI 0 Koordınatör Ahnel Korufcan % Malı Işler Erol Erkal 9 Muhasebe Bulenl Ytner % Butçe-Planiama Seygı Osmuıbeştoghı # Rcklam Ayş* TontD 0 İdare Husejio Gurer 0 Işleune Öodcr Çdik 0 Bılgı-tşkm S»il Inal % Personel Sogi BostaocıogİH Yaıın Kurulu Başkan: tlhan Stlçıık, Oku> \kb«l, Yalçın Bayrr, Hıtın Ooıal. Hikm«l Çetinkıya, Oka.v Gonensin, Ugur Mamcu, Ali Sirmcn, Ahmel Tan Basan ve >&>««. Cumhuriya Matbaacüık ve Gazetecihk T.AŞ. Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu 34334 Isl PK. 246 - tstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex: 22246. Fax (1) 526 60 7 2 0 Burolar. Ankara: Zıya Gökalp BIv lnkılap S. No- 19/4, Tel: 133 11 4M7, Tele*: 42344, Fax: (4) 133 05 65 • Izmir H Zıya Blv. 1352 S. 2'3, Tel: 13 1230, Teloc: 52359, Fax: (51) 19 53 60 # Adun: tnönü Cad. 119 S No 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 haı), Teloc 62155, Fax: (71) 19 25 78 TAKVİM: 6 EYLÜL 1991 Imsak: 4.59 Güneş: 6.28 öfcle: 13.07 lkindi: 16.45 Akşam: 19.36 Yatsı: 21.00 Deriye bantla alerji tesûPatch testi adı verilen yöntemin Türkiye'de yeni uygulanmaya başladığı ve sırta yapıştırılan bir bantla 48-72 saatte hastanın neye alerjisi olduğu saptanabildiği belirtiliyor. ANKARA (AA)— Türki- ye*ye ilk kez getirilen test ile vücudun neye alerjisi olduğu, sırta yapıştırılan bir banttan öğreniliyor. 'Patcb Testf adı verilen aler- ji testiıü Almanya'dan getirdik- lerini bildiren fırma temsilcisi Gülnilıal Altay, bugune kadar Türkiye'de alerji konusunda sağhkb bir belirleme yöntemı olmadığını bildirerek alerjiye neyin neden olduğunun sap- tanması halinde tedavisinin çok uzun surmediğini belirtti. Altay, sadece endustriyel olarak gelişmiş ülkelerde değil, bütün dünyada, özellikle kim- yasal maddelerin yol açtığı alerjilerin yaygın olduğunu kaydederek, bu alerjiler içinde nikel, krom gibi metallerin, lastik, kimyasallar ve ilaçlar ile parfümlerin başta geldiğini söyledi. Klinik izleniminin bazen al- datıcı olabileceğine dikkat çe- ken Altay, "Patch testinin se- bebi bilinmeyen veya kesin ol- mayan tiim alerjilerde kullanılabilecegini" belirtti. DHKD Menderes Deltası'na koruma tstanbul Haber Servisi — Türkiye'nin ekolojik açıdan büyük öneme sahip dört kıyı deltasından biri olan ve tiim dünyada nesli tükenen kuş tür- lerinin barındığı 'Büyük Men- deres Deltası'nın koruma altı- na ahnmasıyla ilgili proje uy- gulanmaya başlandı. Doğal Hayatı Koruma Der- neği (DHKD) Genel Müdürü Nergis Yazgan, dün duzenle- digi basın toplantısında, 1975 yılında kurulan derneğin 3 bin üye sayısına ulaştıgını belirte- rek çaîışmaları hakkında bil- giler verdi. 'Kıyı yönetimi ve Deniz Kaplnmbagası Yumurtlama Alanlan' proje sorumlusu Fi- liz Demirayak ile 'Kuş Bölomü' sorumlusu Murat Yarar'ın Dünya Dogayı Koru- ma Vakfı (WWF) ile birlikte yürûttükleri projelerden söz ettiği toplantıda, proje sorum- lusu Gürdogar Sangül de 1 ağustos tarihinde hayata geçi- rilen 'Büyük Menderes Delta Projesi'nin koruma altına alınmasını öngören çalışma- larla ilgili açıklamalarda bu- lundu. Sangül, uiuslararası öneme sahıp Menderes Deltası'nda 250'nin uzerinde kuş turünün banndığını belirterek, "Tanın toprakiannm yanlış, tanmsal UaçtariD yogun ve kontrolsüz kuUuunu ile yapılaşma gibi tehdiüerte karşı karsıya olan bu delta halen kontrol altına alınmamıştır. Bu nedenle Düıya Doğal Hayatı Koruma Vakfı ile ortak çaltşmalanmız tatnamlandı. Bu projenin amacı, yorede doğal dengeyi tehdt eden tanmsal. turistik, aşırı avcüık ve canlüann ya- şarn alanlannı yok edecek di- ger ttkinlikierin kontrol altına alınnasiBi saglamakor" dedi. 94yaşında ölen sinemayönetmeniFrank CapraHollyvtood'un şık, renklû iyimserfılmlerinin ilk ustalanndandı Amerıka, düşçüsünü kaybettiATİLLA DORSAY 3 eylul salı günu 94 yaşında ölen Frmnk Capra, Amerikan rüyası'nainanmış yönetmenlerin sonuncusuydu belki de. Daha doğrusu Amerikan rüyasırun bel- li bir yorumuna, belli bir tarihsel dönemin verilerinden kaynakla- nan beUi bir biçimine... Çünkü bu 'riiya' bugün de başka biçim- lerle süruyor ve özellikle Holly- wood, imal edip durduğu göste- rişli, şık, iyi paketlenmiş yapım- larla, eski ruyanm yeni çeşitleme- lerine her gün yeni kapılar açı- yor... Frank Capra'nm yorumu, el- bette kendi yaşam öyküsünden kaynaklanıyordu öncelikle... 1talyan köylüsü bir ailenin oğlu, 6 yaşında ilk kez ABD'ye ayak basmış, gençliğinde okumak için çeşitli işlere girip çıkmış ve sine- mayagirişkenliği sayesindebiraz rastlantısal biçimde girip daha sessiz sinemada ünlü komedyen Harry Langdon'un gözde yönet- menlennden ve 'gag yaraUcı'la- nndan biri olan Capra, yavas ya- vas toplumun üst kademelerine giden basamaklan tırmanmasma karşın, kendini uzun zaman (bel- ki de her zaman) yabancı köken- lilerinoluşturduğu birtür'getto'- nun sakini gibi görmuştü. Bu gettodan çıkmak, diğer Amerikalılara kanşmak, yüksel- mek kadar en alt katlara düşme- nin de kolay olduğu bir büyük toplumda yerini korumak için inanması gereken şeylere inan- mayı ve onlan fılmler aracılığıy- la kitlelere ulaştırmayı denemiş- ti. Neydi bunlar? Kuşkusuz öncelikle gerçek bir halk demokrasisine olan inanç, siyasette ve başka şeylerde 'dü- riist', namuslu olmanın gerekli- liği, bireyin hâlâ sesini duyurabil- diği birtoplumsal mekanizmanın varlığı, 'iyilik'le, iyi olmak ve herkese iyi davranmakla 'kötülük' denen şeyin (o her ney- se) yenilebileceğineolanguven... Basının gerçek bir 'dördüncü güç' olarak toplumu denetleme görevini yerine getirebilmesine olan gereksinme ve güven... Tiim bunlar, asbnda şaşılacak kadar Capra dönemi Amerika- sı'nın isteklerine uyuyordu. dö- nem büyük bunaüm, Roosewelt, 'new d«ü', topluma yeni idealler aşılama ve insanlan biraz soyut bir toplumsal seferberlik çevre- sinde toplama dönemiydi. Capra da "Platinium Blon- de", "ForbkJden", "General Yen'in Acı Çayı" gibi kimi egzo- tik ve yabancılastıncı aşk/serü- ven fılmlerinden sonratoplumsal konulan, temalan ve bireyciliğin gerilmiş bayrağım toplumsal çı- karlar yönünde kullanan kahra- manlann öyküsünü anlatmaya koyuldu. Savaş yıllarında, artık 3 Oscarlı, Hollyvvood'un en saygın yönetmeni olmuş ve göçmenlerin 'getto'sundan çoktan sıyrılmış bir Capra, usta işi savaş ve propaganda filmleri çekerek en azından kendi açısından gerçekleşen "Amerikan rüyası"na karşı borcunu ödemiş oldu. Spencer Tracy-Katherine Hepburn ikilisini bir araya getiren "Aday" adlı filmde, başkanlığa adaylığını koyan ama son dakikada dönen dolapların farkına vararak her şeyi halka anlatan bir politikacımn öyküsünde Capra, sanki Watergate'i önceden görmüş gibidir. CAPRA, 1934TE COLBERT VE GABLE İLE— Frank Capra (solda), 1934'te yıldızı bir araya geürmişü. 'Bir Gecede Oldu', Columbia şirkeüne ilk En tyi Film çevirdigi 'Bir Gecede Oldu' adlı filmde, Claudette Colbert ve Clark Gable gibi iki Oscar'ını kazandınrken, Capra, Gable ve Colbert'e de birer Oscar getirmişti. ' 'Amerikan Çılgınlıgı Ameri- can Madness", "Bir Günluk Hammefendi-Lady for a Day" bu türe giden yollann kapılarını açan ilk fılmler oldular. Arada zamanının nabzını çok iyi tutan ve Fransız seks komedilerinden, bulvar tiyatrosundan esintiler ge- tirirken dönem Amerikası'nın kendi kendisi olarak görmek iste- diği 'yeni', güzelenerjik, başına buyruk kişileri beyazperdeye ge- tiren "Bir Gecede Oldu" filmi Capra'yailk ününuveOscar'ıge- tirdi. Bu filmin çevriminden 50-60 yıl sonra da hâlâ ne denli genç ve taze kaldığını görmek il- gi çekici. Capra, daha sonra asıl ünunü yapan toplumsalfilmlerserisine daldı. O döneme dek bir film kahramanı olabileceği düşünüle- meyecek kişilerin öyküleriydi bunlar... "KenteDöniiş-Mr. De- eds Geos to Town", büyük bir servete miras olarak konan ve New York'ta bir sure yaşadıktan sonra bu kentteki yoksulluğu gö- rup parasını 'yoksullara dağıtmak' isteyen biradamın öy- küsuydü. Graham Greene şöyle diyor- du: "Oinsanınmutluolmasıola- süıgına, bunca uçkâğıtçılıga kar- şın insan doğasına inanıyor. lyi- lik,sadelik,parayaaldırmamak onun elinde savaşım araçlan olu- yor." Yazar Robert Riskin'le olan mutlu işbirliği, Capra'ya aym türde başanlar getirdi üst üste... "Para Birlikte Gitmez-You Can 't Take it With You'', âşık ol- duğu kızın ailesi aracılığıyla yine 'paranın anlamsızlıgı'nı keşfe- den bir iş- adamının öyküsüydü. Kapitalizmi yeriyordu Capra, amasosyalist dedeğildi. O, iyili- ğin kötülüğe, sadevedoğayadö- nük bir yaşamın çıkarcılığa üstun geleceği bir dunyayı özlüyordu. Bir tur Amerikanizm, bir tür 'Amerikan riıyası' elbette!.. Araya giren savaş yıllarında, artık 3 Oscarlı, Hollywood'un en saygın yönetmeni olmuş ve göç- menlerin gettosundan çoktan sıynlmış bir Capra, ustaişi savaş ve propaganda filmleri çekerek en azından kendi açısından ger- çekleşen Amerikan ruyasma kar- şı borcunu ödemiş oldu. Savaş sonrasında artık yeni bir dünya vardı. Capra'mn idealiz- mine ve iyimserliğine pek yer ver- meyen... "Arsenik Kurbanlan - Arsenic and Old Lace", suya- sabuna dokunmayan ve bir sah- ne oyununu büyük bir ustalıkla uyarlamakla yetinen bir kara- komedidir... "Yaşamak Güzel- dir- It's A Wonderful Life", bu kez Capra temalanna (daha ön- ce de özelbkle "Kayıp Ufuklar - The Lost Horizons'' filminde de belirgin olan)metafizik motifler sokar ve bir meleğin, intihardan kurtardığı bir adama (bir kez da- haJames Stewart) elinden kaçır- mak üzere olduğu hayatın ne denli guzel olduğunu anlatması- mhikâyeeder. Ve Spencer Tracy - Katherine Hepburn ikilisini bir araya geti- ren "Aday - State of the Union", başkanlığa adaylığını koyan, ama son dakikada dönen dolap- lann farkına vararak herşeyi hal- kaaçıklayan bir politikacının öy- küsünü anlatır. Sanki Nixon'la- rı, Reagan'ları, VVatergate'leri önceden görmüştür Capra!.. Bu son başarılar, Capra'nın kuğu şarkısıdır sanki... Paramo- unt'a geçerek Bing Crosby ile yaptığı 2 güldürü ("Riding High" ve "Damat-HereComes the Groom") pek ses getirmez. Araya giren 8 yühk b; r aradan sonra biri Frank Sinatra'mn, öburü ise Glenn Ford'un önerisi ve parasıyla son 2 film daha ya- par\önetmen... Frank Capra94 yaşında oldü. Son 30 yıldır film yapmıyordu. Deneyimleriniçok hoş bir kıtapta toplamıştı, sağlıklıydı, her yerde büyük ilgi vesaygı göruyordu. O sanki dünyamıza Hollywood'un en parlak döneminden kalmış, bu döneme bir nebze de olsa top- lumsal gerçeklik sokmay'a çalış- mış, kendi kahramanlarını, ayaklanru yerebasmasalarveaşı- n "idealisl" de olsalar, Holly- wood'un sabun kopüğünden "mamul" kahramanlan yanın- daçok sağlam ve "gerçek" gözü- ken bir yere getirebilmiş bir armağan-insan gibiydi. 48. ULUSLARARASI VENEDİK FİLM FESTtVAÜ 6 \alan' rüzgârlarıFilm şenliklerinin "büyükbabası" Venedik, bu yıl 'yalan' temasını işliyor. VENEDtK (Cumhuriyet) — Film şenliklerinin "büyükba- bası" Uiuslararası Venedik Film Festivab'nde bu yıl "yalanlar" egemen. Cinsel, siyasal, ırksal ve görsel yalanlar. Beş yühk ba- şanlı bir yönetimden sonra bu yıl şenlik başkanlığını bırakacak olan Guglielmo Biraghi, "Bir- çok yapıtın ortak temasını ya- lanlann oluşturduğunu ancak yanşmaya katılacak 21 filmi seçtikten sonra fark ettik" diyor. İngiliz yönetmen Peler Gree- naway'in, Shakespeare'in "Fırtına" adh oyunundîuı yola çıkarak gerçekleştirdiği "Pros- pero'nun Kitaplan", büyuk ödul Altın Aslan'ın en güçlü adaylan arasmda. 87 yaşındaki Sir Jotan Gielgud'un başrolünü KONIİSYONDAN KAZANÇ... Demirbank Menkul Değerler, hisse senedi alım satım islerinde komisyon konusunda da daima müşterilerinin yanındadır. DEHlİmNK MENKUL DEĞERLER 166 5022-1732127-173 2195 DEMİRBANK lyı günler aner üstlendiği "Prespero'nun Kitap- lan"nda, Gielgud'un sesi elek- tronik bir biçimde değiştirilmiş olarak kullarulıyor. Bu elektronik oyun, filmde- ki kişilerin ve olayların bir ada- ya sürülmüş bir yöneticinin gö- züyle görulmesini sağlıyor. Film, görünüşlerin se>Teden için yarattığı "yalanlar"ı anlatıyor. Venedik'e egemen olan "ya- lan"larda aslan payı "cinsel" yalanların. Italyan yönetmen "Aşk Gerekli" adlı filminde, Ben Kingsley ve Marie-Christine Barrault, evliliklerini ayakta tu- tabilmek için birbirlerini aJdatı- yorlar. Film, sansür kurulunca 14 yaşından küçüklere yasakla- nınca, daha şimdiden Italya'da bir tartışma fırtınası yarattı. Mike Nichols'ın yanşma dışı gösterilen "Regarding Henrj'" adh filminde New York'ta An- nette Benning ile Harrison Ford arasında geçen bir "ihanet" iliş- kisi işleniyor. Ford, bir soygun sırasında ağır yaralanan bir avu- katı oynuyor. 1988'de "Selam Bombay" adlı yapıtıyla büyük başarı ka- zanan Hintli yönetmen Mira Nair'in Amerikan yapunı "Mis- sissippi Masala"sı da yalanların ve ırkçılık gerüiminin ağır bas- tığı bir film. Oscarlı oyuncu Denzel VVashington'ın başrolü üstlendiği "Mississippi Masa- b", Jackson kasabasında siyah- larla Kızılderililer arasındaki ilişkileri konu ediniyor. En büyük "yalan" ıse Sov- yetler Birliği'nden. Mihail Ka- ureli'nin "Berlin'in Düşiişü" adlı filmi 35 yılın naftalinleri arasından çıkıp Venedik'e geli- yor. Yanşma dışı gösterilen filmde hiç gerçekleşmemiş bir olay anlatılıyor. Stalin, zaferle Berlin kentine gıriyor. 1949'da çevrilen "Berlin'in Düşuşn", 1956 yılında Stalin'i putlaştırdı- ğı gerekçesiyle yasaklanmış. YENİDEN CANLANAN 'LEOPAR^ Venedik Şenligi'nin ka- pantşında Luchino Visconti'nin 1963 tarihli başyapıtı 'Leopar'ın yeni kopyası gosterilecek. 28 yıl önee 'Leopar'da yıldızı parlayan Oaudia Cardinale, Venedik Festivali'nin de yıldızı olacak. BİR BjRLIK VE BERABERÜK tNGlIİZ AKTÖR TÜRKİYE'DE Michael Caine Bodrum'u sevdi AHU ANTMEN Kanndeşen Jack, Sirkeci'de bir lokantada bizi bekliyor. Bel- ki Sherlock Holmes da orada. Ya da 1960'ların ilginç dedek- tifi Harry Palmer... Eylül ayının ilk günleri, sa- nat dünyası yeni yeni canlan- maya başhyor. Hareketh günler çok yakın derken, gazeteye bir telefon geliyor: "Michael Cai- ne, Sirkeci'deki Borsa Lokantası'nda yemek yiyor..." Geçen hafta TV'de "Kirli Oyun" filminde Ikinci Dünya Savaşı sırasında Kuzey Afrika- da serbest bırakılan bir 'suçlu' rolünde izlediğimiz İngiüz sine- ma oyuncusu Michael Caine, bir süredir Atlantic Plak Şirketi sahibi Ahmet Ertegün ve Hintli kansı Shakira ile birlikte Bod- rum'da tatil yapıyordu. Caine, iki gündür de Istanbul'da. Ya- rın (bugün) Ingiltere'ye dönü- yor. Biz tam bir koşuşturmaca içinde lokantaya giriyoruz. Bir sure sonra diğer gazete- lerden arkadaşlar da geliyor. Bu lokanta çok hızh... Hep birlik- te bekliyoruz Caine'i. Kalaba- lık bir grup ile içeri giriyor son- ra... Uzunboylu, rahat bir ta- kım elbise giymiş, ayağında spor ayakkabılan. Saçları uçu- şuyor... Michael Caine"in Türkiye'ye ilk gelişi. Ahmet Ertegün ile birlikte tatiline Bodrum'dan başladığını ve Turkiye'yi sevdi- ğini söyluyor. Peki ya İstanbul? Kimi yabancının hâlâ "Cons- tantinople" dediği tstanbul, zihnindeki şehir mi? "Aşağı yukan" diyor "Istanbul'u çeşit- li filmlerde görmuştum, az çok bir fikrim vardı. Ama sanınm şûndi çok daha modern. Benim duşünduğümden çok daha mo- dern daha dognısu. Ben çok sevdim. Gerçekten iyi bir tatil geçirdik Türkiye'de." Geçen yıl sinemalarda Sigu- urney Weaver ile birukte "Ya- nmay Sokagı"nda ve sinema- mn yanı sıra televizyonda da iz- leyebildiğimiz "Hannah ve Ku- kardeşieri"nde yıne kendine öz- gü soğuk tavırlan ve o unutul- maz İngiliz aksanıyla sinema- daki yerini sürekli canh tutan Michael Caine"e son zamanlar- da ne yaptığını soruyoruz. Ca- ine, bir İngiliz oyunun Holly- vvood uyarlamasında oynamış en son. "Yeni projeler?"in ya- nıtı ise "Tatile devam" oluyor. LoHdra'da yasayan Michael Ca- ine, bir sure de evinde dinlene- ceğini söyluyor. ingiliz oyuncuyu belirli bir tiplemede izlemek olanaksız. Her filmde ayn bir kişilik... "Evet" diyor "gerçekten de ber filmim başka, ben ber filmde baskayım. Bu benim politi- kam." Moskova'ya ticaret gezisi • Haber Merkezi — Sovyet firmalannın Türk firmaları ile dış ticarete ilişkin taleplerinin her geçen gün artması nedeniyle 6-13 Ekim 1991 tarihleri arasında Mitos firmasınca Sovyetler Bırliği Hafif Sanayi Bakanlığı Enformasyon Dairesi'nin işbirliği ile Moskova'da seminer ve Sovyet firmalan ile görüşmeler yapılmasıru amaçlayan bir gezi düzenlendi. Gezi süresince, üst düzey Sovyet uzmanlan ve bilim adamlan, Sovyetler Birliği'ndeki dış ticarete ilişkin yasal ve pratik uygulamalan, bankacıhk sistemi, finansman sistemi konulannda bilgi verecekler. Tom Jones konserieri • İSTANBUL (AA) — Ünlü sanatçı Tom Jones, 11-18 eylül tarihleri arasında Türkiye'de konserler verecek. tstanbul'a 11 eylülde gelecek olan Tom Jones, ilk iki konserini 13 ve 14 eylül tarihlerinde Hilton Convention Center'da Yapı Kredi'nin 47. kuruluş yıldönümü dolayısıyla verecek. Tom Jones, üçüncü konserini ise 15 eylülde Beyoğlu Güzelleştirme Derneği yaranna düzenleyecek. Mağaraya rekor iniş • ANAMUR (AA) — Içel'in Anamur ilçesi Çukurpınar yaylasındaki Duden mağarasında 1991 yılı araştırmalan tamamlandı. Araştırmalar sırasında, bin 40 metreyle Türkiye derinlik rekonı bir kez daha kınlırken yeni bulgulann bin 522 metre olan dünya rekoruna ulaşma yolunda olduğu bildirildi. Araştırmalarına 1989 yüında 9 kişilik bir ekiple başlayan Boğaziçi Mağara Araştırma Kulübü (BUMAK), toplam 331 saat çalışmayla 394 metre derinliğe ulasarak Türkiye rekorunu kırmıştı. Daha tenıiz enerji için • tstanbul Haber Servisi — Türk Kadınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı'nca düzenlenen Uiuslararası Çevre Kongresi'nde (Çevre^l) dün yapılan toplanülarda, enerji üretim ve tüketimi temelinde bir dizi çevre sorunu ele almdı. Çernobil felaketinden, sera etkisine kadar pek çok çevre sorununu değerlendiren Türk ve yabancı uzmanlar, dünyanın ısınmasma yol açan gaz emisyonlannın azaltılabilmesi için zaman yitirilmeden kömür, odun gibi fosil yakıtlardan vazgeçilmesi ve daha temiz enerji kaynaklanna yönelinmesi gerektiğini vurguladılar. AÖFte kayıtlar • ANKARA (AA) — Açıköğretim Fakültesi'nin, 16 eylül - 1 ekim tarihleri arasında yapılacak kayıtlar dolayısıyla Ankara, İstanbul ve Bursa'da geçici kayıt bürolan kuruldu. Fakülte Dekanhğı'ndan verilen bilgiye göre geçici kayıt bürolan, Ankara'da Gazi Üniversitesi'nin Emek'teki Maliye Yüksekokulu'nda, Istanbul'da Teknik Üniversite"nin Maçka'daki Işletme Fakültesi'nde, Bursa'da ise Kültürpark'taki Sıimerbank reyonunda hizmet verecek. Asıl ceza, sensizlik! 'Ne İyi oldu... Artık sürüculer de, önde oturan yolcular da emnryet kemeri takmak zorunda. Takmayana ceza kesilecekmlş. Oysa klm bilmez: Emniyet kemeri takmamak kişinln kendisine vereceğl en ağır cezadın ölüm rlskl kadar ağır ceza olur mu? Şimdi emnryet kemerlml takarken, bir aşk romanındakl o hoş cümleyi mınldanıyorum: Asıl ceza, sensizlikıniş meğer, emniyet kemeriI 1 ' ^ § Halk Sigorta Bir çağdaşlık simgesi Trafik-Kasko Sigortası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle