Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonım
Şırketi adına Berin Nadi • Murahhas Üye: Emint Uşaklıgil
« Gene! Yayın Müdürü: Hasan Cemal, Yazı tşleri Müdünl: Okay
Gonenan # Haber Merkezi Müdurü: Yalçın Bayer, Sayfa
Düzeni Yönetmenı: Ali Acar 0 Temsılcüer ANKARA: Ahmet
Tan, İZMİR Hikmet Çetinkaya, ADANA: Çetin Yigenoglu
Iç Polmka: Cetal Başlang>ç, Istanbul Habcrleri. Şcnay K«lk»n, Ekonomi: Mend Tamer. Dış Haberler
Krg.n Balcı, lş-Sendıka: Şukran Ketend, Kültur- Cetal Üster, Egıüm: Oncs> Şaylan, Yun Haberlen
Necdet Do£fln, Spor Damşmanı Abdıilkadir Yuceknftiı, Dizı Yazılar Kerem Çalışkan, Araştırma
Şaiua *lp»y, Duzeltme AbdullaS YUKI 0 Koordınatör Ahnel Korufcan % Malı Işler Erol Erkal
9 Muhasebe Bulenl Ytner % Butçe-Planiama Seygı Osmuıbeştoghı # Rcklam Ayş* TontD 0 İdare
Husejio Gurer 0 Işleune Öodcr Çdik 0 Bılgı-tşkm S»il Inal % Personel Sogi BostaocıogİH
Yaıın Kurulu Başkan: tlhan
Stlçıık, Oku> \kb«l,
Yalçın Bayrr, Hıtın Ooıal.
Hikm«l Çetinkıya, Oka.v
Gonensin, Ugur Mamcu,
Ali Sirmcn, Ahmel Tan
Basan ve >&>««. Cumhuriya Matbaacüık ve Gazetecihk T.AŞ. Türkocağı Cad.
39-41 Cağaloğlu 34334 Isl PK. 246 - tstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex:
22246. Fax (1) 526 60
7
2 0 Burolar. Ankara: Zıya Gökalp BIv lnkılap S. No-
19/4, Tel: 133 11 4M7, Tele*: 42344, Fax: (4) 133 05 65 • Izmir H Zıya Blv.
1352 S. 2'3, Tel: 13 1230, Teloc: 52359, Fax: (51) 19 53 60 # Adun: tnönü Cad.
119 S No 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 haı), Teloc 62155, Fax: (71) 19 25 78
TAKVİM: 6 EYLÜL 1991 Imsak: 4.59 Güneş: 6.28 öfcle: 13.07 lkindi: 16.45 Akşam: 19.36 Yatsı: 21.00
Deriye
bantla
alerji
tesûPatch testi adı verilen
yöntemin Türkiye'de yeni
uygulanmaya başladığı ve
sırta yapıştırılan bir
bantla 48-72 saatte
hastanın neye alerjisi
olduğu saptanabildiği
belirtiliyor.
ANKARA (AA)— Türki-
ye*ye ilk kez getirilen test ile
vücudun neye alerjisi olduğu,
sırta yapıştırılan bir banttan
öğreniliyor.
'Patcb Testf adı verilen aler-
ji testiıü Almanya'dan getirdik-
lerini bildiren fırma temsilcisi
Gülnilıal Altay, bugune kadar
Türkiye'de alerji konusunda
sağhkb bir belirleme yöntemı
olmadığını bildirerek alerjiye
neyin neden olduğunun sap-
tanması halinde tedavisinin
çok uzun surmediğini belirtti.
Altay, sadece endustriyel
olarak gelişmiş ülkelerde değil,
bütün dünyada, özellikle kim-
yasal maddelerin yol açtığı
alerjilerin yaygın olduğunu
kaydederek, bu alerjiler içinde
nikel, krom gibi metallerin,
lastik, kimyasallar ve ilaçlar ile
parfümlerin başta geldiğini
söyledi.
Klinik izleniminin bazen al-
datıcı olabileceğine dikkat çe-
ken Altay, "Patch testinin se-
bebi bilinmeyen veya kesin ol-
mayan tiim alerjilerde
kullanılabilecegini" belirtti.
DHKD
Menderes
Deltası'na
koruma
tstanbul Haber Servisi —
Türkiye'nin ekolojik açıdan
büyük öneme sahip dört kıyı
deltasından biri olan ve tiim
dünyada nesli tükenen kuş tür-
lerinin barındığı 'Büyük Men-
deres Deltası'nın koruma altı-
na ahnmasıyla ilgili proje uy-
gulanmaya başlandı.
Doğal Hayatı Koruma Der-
neği (DHKD) Genel Müdürü
Nergis Yazgan, dün duzenle-
digi basın toplantısında, 1975
yılında kurulan derneğin 3 bin
üye sayısına ulaştıgını belirte-
rek çaîışmaları hakkında bil-
giler verdi.
'Kıyı yönetimi ve Deniz
Kaplnmbagası Yumurtlama
Alanlan' proje sorumlusu Fi-
liz Demirayak ile 'Kuş
Bölomü' sorumlusu Murat
Yarar'ın Dünya Dogayı Koru-
ma Vakfı (WWF) ile birlikte
yürûttükleri projelerden söz
ettiği toplantıda, proje sorum-
lusu Gürdogar Sangül de 1
ağustos tarihinde hayata geçi-
rilen 'Büyük Menderes Delta
Projesi'nin koruma altına
alınmasını öngören çalışma-
larla ilgili açıklamalarda bu-
lundu.
Sangül, uiuslararası öneme
sahıp Menderes Deltası'nda
250'nin uzerinde kuş turünün
banndığını belirterek, "Tanın
toprakiannm yanlış, tanmsal
UaçtariD yogun ve kontrolsüz
kuUuunu ile yapılaşma gibi
tehdiüerte karşı karsıya olan
bu delta halen kontrol altına
alınmamıştır. Bu nedenle
Düıya Doğal Hayatı Koruma
Vakfı ile ortak çaltşmalanmız
tatnamlandı. Bu projenin
amacı, yorede doğal dengeyi
tehdt eden tanmsal. turistik,
aşırı avcüık ve canlüann ya-
şarn alanlannı yok edecek di-
ger ttkinlikierin kontrol altına
alınnasiBi saglamakor" dedi.
94yaşında ölen sinemayönetmeniFrank CapraHollyvtood'un şık, renklû iyimserfılmlerinin ilk ustalanndandı
Amerıka, düşçüsünü kaybettiATİLLA DORSAY
3 eylul salı günu 94 yaşında
ölen Frmnk Capra, Amerikan
rüyası'nainanmış yönetmenlerin
sonuncusuydu belki de. Daha
doğrusu Amerikan rüyasırun bel-
li bir yorumuna, belli bir tarihsel
dönemin verilerinden kaynakla-
nan beUi bir biçimine... Çünkü
bu 'riiya' bugün de başka biçim-
lerle süruyor ve özellikle Holly-
wood, imal edip durduğu göste-
rişli, şık, iyi paketlenmiş yapım-
larla, eski ruyanm yeni çeşitleme-
lerine her gün yeni kapılar açı-
yor...
Frank Capra'nm yorumu, el-
bette kendi yaşam öyküsünden
kaynaklanıyordu öncelikle...
1talyan köylüsü bir ailenin oğlu,
6 yaşında ilk kez ABD'ye ayak
basmış, gençliğinde okumak için
çeşitli işlere girip çıkmış ve sine-
mayagirişkenliği sayesindebiraz
rastlantısal biçimde girip daha
sessiz sinemada ünlü komedyen
Harry Langdon'un gözde yönet-
menlennden ve 'gag yaraUcı'la-
nndan biri olan Capra, yavas ya-
vas toplumun üst kademelerine
giden basamaklan tırmanmasma
karşın, kendini uzun zaman (bel-
ki de her zaman) yabancı köken-
lilerinoluşturduğu birtür'getto'-
nun sakini gibi görmuştü.
Bu gettodan çıkmak, diğer
Amerikalılara kanşmak, yüksel-
mek kadar en alt katlara düşme-
nin de kolay olduğu bir büyük
toplumda yerini korumak için
inanması gereken şeylere inan-
mayı ve onlan fılmler aracılığıy-
la kitlelere ulaştırmayı denemiş-
ti. Neydi bunlar?
Kuşkusuz öncelikle gerçek bir
halk demokrasisine olan inanç,
siyasette ve başka şeylerde 'dü-
riist', namuslu olmanın gerekli-
liği, bireyin hâlâ sesini duyurabil-
diği birtoplumsal mekanizmanın
varlığı, 'iyilik'le, iyi olmak ve
herkese iyi davranmakla
'kötülük' denen şeyin (o her ney-
se) yenilebileceğineolanguven...
Basının gerçek bir 'dördüncü
güç' olarak toplumu denetleme
görevini yerine getirebilmesine
olan gereksinme ve güven...
Tiim bunlar, asbnda şaşılacak
kadar Capra dönemi Amerika-
sı'nın isteklerine uyuyordu. dö-
nem büyük bunaüm, Roosewelt,
'new d«ü', topluma yeni idealler
aşılama ve insanlan biraz soyut
bir toplumsal seferberlik çevre-
sinde toplama dönemiydi.
Capra da "Platinium Blon-
de", "ForbkJden", "General
Yen'in Acı Çayı" gibi kimi egzo-
tik ve yabancılastıncı aşk/serü-
ven fılmlerinden sonratoplumsal
konulan, temalan ve bireyciliğin
gerilmiş bayrağım toplumsal çı-
karlar yönünde kullanan kahra-
manlann öyküsünü anlatmaya
koyuldu.
Savaş yıllarında, artık 3 Oscarlı, Hollyvvood'un
en saygın yönetmeni olmuş ve göçmenlerin
'getto'sundan çoktan sıyrılmış bir Capra, usta işi
savaş ve propaganda filmleri çekerek en azından
kendi açısından gerçekleşen "Amerikan rüyası"na
karşı borcunu ödemiş oldu.
Spencer Tracy-Katherine Hepburn ikilisini bir
araya getiren "Aday" adlı filmde, başkanlığa
adaylığını koyan ama son dakikada dönen
dolapların farkına vararak her şeyi halka anlatan
bir politikacımn öyküsünde Capra, sanki
Watergate'i önceden görmüş gibidir.
CAPRA, 1934TE COLBERT VE GABLE İLE— Frank Capra (solda), 1934'te yıldızı bir araya geürmişü. 'Bir Gecede Oldu', Columbia şirkeüne ilk En tyi Film
çevirdigi 'Bir Gecede Oldu' adlı filmde, Claudette Colbert ve Clark Gable gibi iki Oscar'ını kazandınrken, Capra, Gable ve Colbert'e de birer Oscar getirmişti.
' 'Amerikan Çılgınlıgı Ameri-
can Madness", "Bir Günluk
Hammefendi-Lady for a Day"
bu türe giden yollann kapılarını
açan ilk fılmler oldular. Arada
zamanının nabzını çok iyi tutan
ve Fransız seks komedilerinden,
bulvar tiyatrosundan esintiler ge-
tirirken dönem Amerikası'nın
kendi kendisi olarak görmek iste-
diği 'yeni', güzelenerjik, başına
buyruk kişileri beyazperdeye ge-
tiren "Bir Gecede Oldu" filmi
Capra'yailk ününuveOscar'ıge-
tirdi. Bu filmin çevriminden
50-60 yıl sonra da hâlâ ne denli
genç ve taze kaldığını görmek il-
gi çekici.
Capra, daha sonra asıl ünunü
yapan toplumsalfilmlerserisine
daldı. O döneme dek bir film
kahramanı olabileceği düşünüle-
meyecek kişilerin öyküleriydi
bunlar... "KenteDöniiş-Mr. De-
eds Geos to Town", büyük bir
servete miras olarak konan ve
New York'ta bir sure yaşadıktan
sonra bu kentteki yoksulluğu gö-
rup parasını 'yoksullara
dağıtmak' isteyen biradamın öy-
küsuydü.
Graham Greene şöyle diyor-
du: "Oinsanınmutluolmasıola-
süıgına, bunca uçkâğıtçılıga kar-
şın insan doğasına inanıyor. lyi-
lik,sadelik,parayaaldırmamak
onun elinde savaşım araçlan olu-
yor."
Yazar Robert Riskin'le olan
mutlu işbirliği, Capra'ya aym
türde başanlar getirdi üst üste...
"Para Birlikte Gitmez-You
Can 't Take it With You'', âşık ol-
duğu kızın ailesi aracılığıyla yine
'paranın anlamsızlıgı'nı keşfe-
den bir iş- adamının öyküsüydü.
Kapitalizmi yeriyordu Capra,
amasosyalist dedeğildi. O, iyili-
ğin kötülüğe, sadevedoğayadö-
nük bir yaşamın çıkarcılığa üstun
geleceği bir dunyayı özlüyordu.
Bir tur Amerikanizm, bir tür
'Amerikan riıyası' elbette!..
Araya giren savaş yıllarında,
artık 3 Oscarlı, Hollywood'un en
saygın yönetmeni olmuş ve göç-
menlerin gettosundan çoktan
sıynlmış bir Capra, ustaişi savaş
ve propaganda filmleri çekerek
en azından kendi açısından ger-
çekleşen Amerikan ruyasma kar-
şı borcunu ödemiş oldu.
Savaş sonrasında artık yeni bir
dünya vardı. Capra'mn idealiz-
mine ve iyimserliğine pek yer ver-
meyen... "Arsenik Kurbanlan -
Arsenic and Old Lace", suya-
sabuna dokunmayan ve bir sah-
ne oyununu büyük bir ustalıkla
uyarlamakla yetinen bir kara-
komedidir... "Yaşamak Güzel-
dir- It's A Wonderful Life", bu
kez Capra temalanna (daha ön-
ce de özelbkle "Kayıp Ufuklar -
The Lost Horizons'' filminde de
belirgin olan)metafizik motifler
sokar ve bir meleğin, intihardan
kurtardığı bir adama (bir kez da-
haJames Stewart) elinden kaçır-
mak üzere olduğu hayatın ne
denli guzel olduğunu anlatması-
mhikâyeeder.
Ve Spencer Tracy - Katherine
Hepburn ikilisini bir araya geti-
ren "Aday - State of the Union",
başkanlığa adaylığını koyan,
ama son dakikada dönen dolap-
lann farkına vararak herşeyi hal-
kaaçıklayan bir politikacının öy-
küsünü anlatır. Sanki Nixon'la-
rı, Reagan'ları, VVatergate'leri
önceden görmüştür Capra!..
Bu son başarılar, Capra'nın
kuğu şarkısıdır sanki... Paramo-
unt'a geçerek Bing Crosby ile
yaptığı 2 güldürü ("Riding
High" ve "Damat-HereComes
the Groom") pek ses getirmez.
Araya giren 8 yühk b;
r aradan
sonra biri Frank Sinatra'mn,
öburü ise Glenn Ford'un önerisi
ve parasıyla son 2 film daha ya-
par\önetmen...
Frank Capra94 yaşında oldü.
Son 30 yıldır film yapmıyordu.
Deneyimleriniçok hoş bir kıtapta
toplamıştı, sağlıklıydı, her yerde
büyük ilgi vesaygı göruyordu. O
sanki dünyamıza Hollywood'un
en parlak döneminden kalmış,
bu döneme bir nebze de olsa top-
lumsal gerçeklik sokmay'a çalış-
mış, kendi kahramanlarını,
ayaklanru yerebasmasalarveaşı-
n "idealisl" de olsalar, Holly-
wood'un sabun kopüğünden
"mamul" kahramanlan yanın-
daçok sağlam ve "gerçek" gözü-
ken bir yere getirebilmiş bir
armağan-insan gibiydi.
48. ULUSLARARASI VENEDİK FİLM FESTtVAÜ
6
\alan' rüzgârlarıFilm şenliklerinin "büyükbabası" Venedik, bu
yıl 'yalan' temasını işliyor.
VENEDtK (Cumhuriyet) —
Film şenliklerinin "büyükba-
bası" Uiuslararası Venedik Film
Festivab'nde bu yıl "yalanlar"
egemen. Cinsel, siyasal, ırksal
ve görsel yalanlar. Beş yühk ba-
şanlı bir yönetimden sonra bu
yıl şenlik başkanlığını bırakacak
olan Guglielmo Biraghi, "Bir-
çok yapıtın ortak temasını ya-
lanlann oluşturduğunu ancak
yanşmaya katılacak 21 filmi
seçtikten sonra fark ettik"
diyor.
İngiliz yönetmen Peler Gree-
naway'in, Shakespeare'in
"Fırtına" adh oyunundîuı yola
çıkarak gerçekleştirdiği "Pros-
pero'nun Kitaplan", büyuk
ödul Altın Aslan'ın en güçlü
adaylan arasmda. 87 yaşındaki
Sir Jotan Gielgud'un başrolünü
KONIİSYONDAN
KAZANÇ...
Demirbank Menkul Değerler,
hisse senedi alım satım islerinde
komisyon konusunda da daima
müşterilerinin yanındadır.
DEHlİmNK MENKUL DEĞERLER
166 5022-1732127-173 2195
DEMİRBANK
lyı günler aner
üstlendiği "Prespero'nun Kitap-
lan"nda, Gielgud'un sesi elek-
tronik bir biçimde değiştirilmiş
olarak kullarulıyor.
Bu elektronik oyun, filmde-
ki kişilerin ve olayların bir ada-
ya sürülmüş bir yöneticinin gö-
züyle görulmesini sağlıyor.
Film, görünüşlerin se>Teden için
yarattığı "yalanlar"ı anlatıyor.
Venedik'e egemen olan "ya-
lan"larda aslan payı "cinsel"
yalanların. Italyan yönetmen
"Aşk Gerekli" adlı filminde,
Ben Kingsley ve Marie-Christine
Barrault, evliliklerini ayakta tu-
tabilmek için birbirlerini aJdatı-
yorlar. Film, sansür kurulunca
14 yaşından küçüklere yasakla-
nınca, daha şimdiden Italya'da
bir tartışma fırtınası yarattı.
Mike Nichols'ın yanşma dışı
gösterilen "Regarding Henrj'"
adh filminde New York'ta An-
nette Benning ile Harrison Ford
arasında geçen bir "ihanet" iliş-
kisi işleniyor. Ford, bir soygun
sırasında ağır yaralanan bir avu-
katı oynuyor.
1988'de "Selam Bombay"
adlı yapıtıyla büyük başarı ka-
zanan Hintli yönetmen Mira
Nair'in Amerikan yapunı "Mis-
sissippi Masala"sı da yalanların
ve ırkçılık gerüiminin ağır bas-
tığı bir film. Oscarlı oyuncu
Denzel VVashington'ın başrolü
üstlendiği "Mississippi Masa-
b", Jackson kasabasında siyah-
larla Kızılderililer arasındaki
ilişkileri konu ediniyor.
En büyük "yalan" ıse Sov-
yetler Birliği'nden. Mihail Ka-
ureli'nin "Berlin'in Düşiişü"
adlı filmi 35 yılın naftalinleri
arasından çıkıp Venedik'e geli-
yor. Yanşma dışı gösterilen
filmde hiç gerçekleşmemiş bir
olay anlatılıyor. Stalin, zaferle
Berlin kentine gıriyor. 1949'da
çevrilen "Berlin'in Düşuşn",
1956 yılında Stalin'i putlaştırdı-
ğı gerekçesiyle yasaklanmış.
YENİDEN CANLANAN 'LEOPAR^ Venedik Şenligi'nin ka-
pantşında Luchino Visconti'nin 1963 tarihli başyapıtı 'Leopar'ın
yeni kopyası gosterilecek. 28 yıl önee 'Leopar'da yıldızı parlayan
Oaudia Cardinale, Venedik Festivali'nin de yıldızı olacak.
BİR BjRLIK VE BERABERÜK
tNGlIİZ AKTÖR TÜRKİYE'DE
Michael Caine
Bodrum'u sevdi
AHU ANTMEN
Kanndeşen Jack, Sirkeci'de
bir lokantada bizi bekliyor. Bel-
ki Sherlock Holmes da orada.
Ya da 1960'ların ilginç dedek-
tifi Harry Palmer...
Eylül ayının ilk günleri, sa-
nat dünyası yeni yeni canlan-
maya başhyor. Hareketh günler
çok yakın derken, gazeteye bir
telefon geliyor: "Michael Cai-
ne, Sirkeci'deki Borsa
Lokantası'nda yemek yiyor..."
Geçen hafta TV'de "Kirli
Oyun" filminde Ikinci Dünya
Savaşı sırasında Kuzey Afrika-
da serbest bırakılan bir 'suçlu'
rolünde izlediğimiz İngiüz sine-
ma oyuncusu Michael Caine,
bir süredir Atlantic Plak Şirketi
sahibi Ahmet Ertegün ve Hintli
kansı Shakira ile birlikte Bod-
rum'da tatil yapıyordu. Caine,
iki gündür de Istanbul'da. Ya-
rın (bugün) Ingiltere'ye dönü-
yor.
Biz tam bir koşuşturmaca
içinde lokantaya giriyoruz.
Bir sure sonra diğer gazete-
lerden arkadaşlar da geliyor. Bu
lokanta çok hızh... Hep birlik-
te bekliyoruz Caine'i. Kalaba-
lık bir grup ile içeri giriyor son-
ra... Uzunboylu, rahat bir ta-
kım elbise giymiş, ayağında
spor ayakkabılan. Saçları uçu-
şuyor...
Michael Caine"in Türkiye'ye
ilk gelişi. Ahmet Ertegün ile
birlikte tatiline Bodrum'dan
başladığını ve Turkiye'yi sevdi-
ğini söyluyor. Peki ya İstanbul?
Kimi yabancının hâlâ "Cons-
tantinople" dediği tstanbul,
zihnindeki şehir mi? "Aşağı
yukan" diyor "Istanbul'u çeşit-
li filmlerde görmuştum, az çok
bir fikrim vardı. Ama sanınm
şûndi çok daha modern. Benim
duşünduğümden çok daha mo-
dern daha dognısu. Ben çok
sevdim. Gerçekten iyi bir tatil
geçirdik Türkiye'de."
Geçen yıl sinemalarda Sigu-
urney Weaver ile birukte "Ya-
nmay Sokagı"nda ve sinema-
mn yanı sıra televizyonda da iz-
leyebildiğimiz "Hannah ve Ku-
kardeşieri"nde yıne kendine öz-
gü soğuk tavırlan ve o unutul-
maz İngiliz aksanıyla sinema-
daki yerini sürekli canh tutan
Michael Caine"e son zamanlar-
da ne yaptığını soruyoruz. Ca-
ine, bir İngiliz oyunun Holly-
vvood uyarlamasında oynamış
en son. "Yeni projeler?"in ya-
nıtı ise "Tatile devam" oluyor.
LoHdra'da yasayan Michael Ca-
ine, bir sure de evinde dinlene-
ceğini söyluyor.
ingiliz oyuncuyu belirli bir
tiplemede izlemek olanaksız.
Her filmde ayn bir kişilik...
"Evet" diyor "gerçekten de ber
filmim başka, ben ber filmde
baskayım. Bu benim politi-
kam."
Moskova'ya
ticaret gezisi
• Haber Merkezi —
Sovyet firmalannın Türk
firmaları ile dış ticarete
ilişkin taleplerinin her
geçen gün artması
nedeniyle 6-13 Ekim 1991
tarihleri arasında Mitos
firmasınca Sovyetler Bırliği
Hafif Sanayi Bakanlığı
Enformasyon Dairesi'nin
işbirliği ile Moskova'da
seminer ve Sovyet firmalan
ile görüşmeler yapılmasıru
amaçlayan bir gezi
düzenlendi. Gezi süresince,
üst düzey Sovyet uzmanlan
ve bilim adamlan, Sovyetler
Birliği'ndeki dış ticarete
ilişkin yasal ve pratik
uygulamalan, bankacıhk
sistemi, finansman sistemi
konulannda bilgi
verecekler.
Tom Jones
konserieri
• İSTANBUL (AA) —
Ünlü sanatçı Tom Jones,
11-18 eylül tarihleri arasında
Türkiye'de konserler
verecek. tstanbul'a 11
eylülde gelecek olan Tom
Jones, ilk iki konserini 13
ve 14 eylül tarihlerinde
Hilton Convention
Center'da Yapı Kredi'nin
47. kuruluş yıldönümü
dolayısıyla verecek. Tom
Jones, üçüncü konserini ise
15 eylülde Beyoğlu
Güzelleştirme Derneği
yaranna düzenleyecek.
Mağaraya
rekor iniş
• ANAMUR (AA) —
Içel'in Anamur ilçesi
Çukurpınar yaylasındaki
Duden mağarasında 1991
yılı araştırmalan
tamamlandı. Araştırmalar
sırasında, bin 40 metreyle
Türkiye derinlik rekonı bir
kez daha kınlırken yeni
bulgulann bin 522 metre
olan dünya rekoruna
ulaşma yolunda olduğu
bildirildi. Araştırmalarına
1989 yüında 9 kişilik bir
ekiple başlayan Boğaziçi
Mağara Araştırma Kulübü
(BUMAK), toplam 331 saat
çalışmayla 394 metre
derinliğe ulasarak Türkiye
rekorunu kırmıştı.
Daha tenıiz
enerji için
• tstanbul Haber Servisi
— Türk Kadınını
Güçlendirme ve Tanıtma
Vakfı'nca düzenlenen
Uiuslararası Çevre
Kongresi'nde (Çevre^l) dün
yapılan toplanülarda, enerji
üretim ve tüketimi
temelinde bir dizi çevre
sorunu ele almdı. Çernobil
felaketinden, sera etkisine
kadar pek çok çevre
sorununu değerlendiren
Türk ve yabancı uzmanlar,
dünyanın ısınmasma yol
açan gaz emisyonlannın
azaltılabilmesi için zaman
yitirilmeden kömür, odun
gibi fosil yakıtlardan
vazgeçilmesi ve daha temiz
enerji kaynaklanna
yönelinmesi gerektiğini
vurguladılar.
AÖFte kayıtlar
• ANKARA (AA) —
Açıköğretim Fakültesi'nin,
16 eylül - 1 ekim tarihleri
arasında yapılacak kayıtlar
dolayısıyla Ankara,
İstanbul ve Bursa'da geçici
kayıt bürolan kuruldu.
Fakülte Dekanhğı'ndan
verilen bilgiye göre geçici
kayıt bürolan, Ankara'da
Gazi Üniversitesi'nin
Emek'teki Maliye
Yüksekokulu'nda,
Istanbul'da Teknik
Üniversite"nin Maçka'daki
Işletme Fakültesi'nde,
Bursa'da ise Kültürpark'taki
Sıimerbank reyonunda
hizmet verecek.
Asıl ceza,
sensizlik!
'Ne İyi oldu... Artık sürüculer
de, önde oturan yolcular da
emnryet kemeri takmak
zorunda. Takmayana ceza kesilecekmlş. Oysa klm
bilmez: Emniyet kemeri takmamak kişinln kendisine
vereceğl en ağır cezadın ölüm rlskl kadar ağır ceza
olur mu? Şimdi emnryet kemerlml takarken, bir aşk
romanındakl o hoş cümleyi mınldanıyorum: Asıl ceza,
sensizlikıniş meğer, emniyet kemeriI
1
'
^ § Halk
Sigorta
Bir çağdaşlık simgesi
Trafik-Kasko
Sigortası