Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EYLÜL HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
DemireFin 500 gün planı
(Baftarafı 1. Sayfada)
le dedi:
"Uygulayacağımız bu prog-
ramia Türkiye'nin 500 giinde
rahatlaması mümkundur. 500
gün icinde halk birtakım şeyle-
rin hal yoiuna girdigini görecek-
tir. Bu, işimizi daha da kolay-
laştıracaktır. Ben 10 sene evvel
100 gün istemiştim. Şimdi ara-
•dan geçen zamanda ekonomi o
.kadar bozulmuş ki 500 gün la-
o n . Önce devletin iki yakasını
bir araya getirecegiz. 1979'da da
ben devleti sırtlamıştım. Devlel
yanıyordn, ben de etegimden
yaadım."
Türk Sanayicileri ve Işadam-
lan Demeği'nin (TÜSİAD) top-
lantısında konuşan Süleyman
Demirel, iktidara geldiklerinde
uygulayacaklan ekonominin
ana hatlarını açıkladı. Adil bir
vergi reformu yapacaklannı ve
sağlam kaynaklardan harcama
yapacaklannı belirten Demirel,
"Uretim ve istitadam getirmeyen
yatınmlara yönelmemek laznn.
Biz rekabet gücü olan üretimi
destekleyeceğiz. Girdilerini,
dünya girdileri seviyelerine ge-
tirecegiz. Burada en önemli ko-
nu kredidir. Faizleri
düşürecegiz" dedi.
Süleyman Demirel, sanayici
ve işadamlanna daha sonra şöy-
le seslendi:
"Enflasyon üretimle, üretim
faizJe, faiz yaünmla Ugilidir. Fi-
hans kesimine kökiü bir reform
getirmedikçe bunun içinden çı-
kamayız. Risk sennaye kunımu
kuracagız. Borsaian ve serma-
ye piyasasuıı yeaiden düzenieye-
cegiz. Parayı para olmaktan çı-
kartıp kapital haline getirecegiz.
Mutlaka borsa kanalından çok
iyi yararlanmak lazımdır. Dev-
let, bankalardan paralan emme-
yecek. Özel sektör tasarruflan-
nı size bırakacak. Siz oniaria ya-
tınm yapacaksınız. Teşvikleri
satüabilir mal üretimine çevire-
cegiz. Ibracatın koruma olma-
yan sahaJara kaydınlroasiiu sağ-
layacagız. Sanayiyi yeniden ha-
yaüyele kavuşturacagız".
KlT reformu yapacaklannı
ve bazı KÎT'leri düzeltecekleri-
ni, bazılarım da özelleştirecek-
lerini açıklayan Demirel, eski
DPT Müsteşarı Yıldınm Ak-
tiirk tarafından yöneltilen "Bu
söderinizi, bankacılık kesiminin
yüzde 70'ine sahip kamu banka-
lannın ozelleştiriJmesi vaadi oia-
rak alabilir raiyim?" sorusuna
"Alabilirsin" yanıtını verdi.
Demirel şunlan söyledi:
, "Türkiye'ye ekononaik ve si-
yasi iktidar vaal ediyorum. He-
sap yapabilme imkânı verecek
saglam kararlar vaal ediyorum.
Biz devleti, yönetici devlet ola-
rak degfl, düzeltid devlet olarak
düşünüyoruz. Devlet küçülme-
lidir ki masraf küçülsiin. Dev-
letin ebatını kiiçUlteceğiz, itiba-
nnı yükselteceğiz. Bu yapılma-
dıgı sürece kaostan çıkamayız.
Yüzde 71'e varan enflasyonla is-
tikrar olmaz. Biz Tiirkiye'ye
gerçek demokrasiyi ve gerçek
piyasa ekonomisini vaat ediyo-
"Açıklık ve eşiüik" vaat eden
Geçmişi
(Baftarafı 1. Sayfada)
sahip çıktı. Öyle ki sorular bö-
lümünde. "Bu sözlerinizi temi-
nat olarak alabilir miyiz?" so-
rasuyla bile karşılaştı.
Demirerin ayakta yaptığı ve 3
saat 15 dakika süren konuşma-
sında isadamlannın, "zihinlerini
çelmeye çalışmaktan da geri kal-
madı. Konuşmasını sık sık Ingı-
lizce sözcükler kullanarak süs-
leyen Demirel, "10 yıldır yurtdı-
şına çıkmayan lider imajı"nın
önüne geçmek ister gibiydi. De-
mirel, TÜSÎAD Başkanı Bülenl
Eczacıbaşı'nın "Geçmişi tartış-
mayulım, geleceği konuşalım"
seklindeki mesajına ise şu söz-
lerle karşılık verdi:
. "Yalnız öncelere gitmeyelim
derken iyi de, geleceği konuş-
mak için biraz da birikim ve de-
neyim gerekir. Bugün geçmişi
konuşmayalun, ama gecmişin
tecriibelerinden de yararlana-
lım." Demirel sonra da, "Benim
30 senelik mazim olduğu için
beni kotulemek kolaydır, ama
evvelallah ben onlann hakkın-
dan geürim" dedi. Konuşmanın
üç saati aşması ve bazı dinleyi-
cilerin saJonu terk etmeye baş-
laması üzerine toplantıyı yöne-
ten TÜSlAD Yüksek İstişare
Konseyi Başkanı Rahmi Koç"un,
"Efendim, musaade ederseniz
iki sonı daha alalım ve bitirelim.
Sizi çok yorduk" sözlerine, "Be-
nim için kaygılanmayın" karşı-
lığını verirken "gençlik" imajı-
nı verir gibiydi. Demirel, konuş-
ması arasına sıkıştırdığı başka
hir ifadeyle de ANAP'ın kendi-
sfrıe yönelttiği, "Şapkasını alır
gider" eleştirisine yanıt vermiş
oldu. "Sovyetler Birliği'ndeki
darbeye tüm dünya karşı çıktı.
Başta ABD, herkes ayaga kalk-
tı. Türkiye'dekine ise alkış tut-
tular."
Demirel, ekonomik progra-
mın ana hatlarını ortaya koydu-
ğu konuşmasında, işveren İcesi-
mi, işçi kesimi, meslek kuruluş-
ları ve üniversitelerle "istişare
müesscseleri" kurularak işlerin
yürütiileceğini de açıklayarak
"uzlaşma" konusundaki niyetini
pekiştirdi. Demirel'i sakin, ama
dikkatü dinieyen işadamları,
ekonomik program ve özellikle
özelleîtirme konusunda açıkla-
malarıyla rahatlamış göründü-
ler.
Demirel, "devleti, çagdaş, düz-
gün işleyen, çağdaş bir anayasa
ve hukuk düzeni ile kapısı va-
tandaşa açık bir devlet haline
getirmeye" söz verdi. Demirel,
anayasayı değiştirirken mutlaka
bir konsensüs arayacaklarını
vurguladı. Demi-
rel, yüzde 45 oy oranıyla iktidar
olacaklan iddiasını yineledi.
Bu arada "Eğer yüzde 35 ile
iktidar olursak, Seçim Yasası'm
yüzde 40-42 oyla iktidar olabi-
lecek şekilde degştirerek en çok
1.5-2 yılda yeniden halka
gidecegiz" dedi.
Cumhurbaşkanı özal'ın Çan-
kaya'dan indirileceğini yineleyen
Demirel, demokrasi ile piyasa
ekonomisinin iç içeliğini vurgu-
ladı.
Demirel, koalisyon konusuna
değinilirken de alaylı bir dille,
"Bakıyonım benden başka bu
bir arada tek parti iktidannı çı-
kM-mgım diye bayrak e»uwte gi-
den de yok" dedi. Demirel, "Ko-
alisyonun öcü olmadığını" be-
lirtmekle birlikte, "Mutlak ma-
nada reddedflebOecek bir şey de-
gildir koalisyonlar, ama tek parti
iktidannda karar mekanizmala-
n daha iyi çahşır. Ancak koalis-
yonsuz siyasal iktidar çıkannak
soruna var Türkiye'nin."
Süleyman Demirel, konuş-
masının ardından sanayici ve
işadamlannın sorulannı yanıt-
ladı. Demirel'e sorulan sorular
ve yamtları özet olarak şöyle:
— Hesap kimlerden so-
rulacak?
DEMİREL — Kim rüşvet ye-
mişse ondan soracagız. Sorma-
yalım mı? Varsa, ayyuka çık-
mıssa, delilleri ortada ise soru-
lur. Hesap sorma işi bu seçimin
sloganıdır. Hırsızlık iddialan
var. Bizim elimizde de var. Dev-
letin yaptığı işler içinde çok ayıp
işler, utanılacak şeyler var.
— Borsada bir milyonun üze-
rinde yatınmcı. hisse senedi sa-
hibi oldu. Bu hisselerden alan-
lann önemli zararlan var. Bu
konuda neler yapacaksınız?
DEMtREL — Borsa ve ser-
maye piyasası, Türkiye'nin vaz-
geçemeyeceği iki büyük müesse-
sesidir. DUnyanın, kalkınması-
na kaynak bulduğu yerdir.
Türkiye'yi de birtakım dikkat-
sizlikler, bu müesseselerden vaz-
geçiremez. Biz yaunmcüan sah-
tekârlığa karşı koruruz. Onun
dışındaki fiyat iniş çıkışlarına
karışamayız. Türkiye'deki bu
mekanizmalar yeniden düzenle-
necektir. Yeniden bir bankerler
olayına düşüleceğinden dolayı
endişeler vardır. Biz bu endişe-
leri giderici, ama çalışmalarını
da imkânsız kılmayan bir dü-
zenleme yapacağız.
— Cumhurbaşkanı'nı yüzde
21.75 oya sahip Meclis çoğun-
lugu seçtiği için düşiireceginizi
söyluyorsunuz. Şimdi siz yüzde
35 oyla iktadara gelebilirsiniz.
Bu düşürme işini siz yüzde 35
oya dayalı Meclis oyuyla mı ya-
pacaksını?
DEMİREL — Benim iddiam
yüzde 45 oy alacağımdır. Yüz-
de 35 oy alırsam iktidarı yürüt-
mem mümkün olmaz. İktidarı
reddetmeyiz, ama yüzde 42-43
oyla iktidara gelinmesini müm-
kün kılacak şekilde Seçim Ka-
nununu değiştirerek makul bir
süre içinde seçime gideriz. 1-2
sene sonra gene mi seçim yapa-
cağız, diyeceksiniz Yapalım ne
olur? Haksız bir şey yapmayız.
O çoğunluğu yakaladık mı, mil-
lete işte koltuk sizin, siz karar
verin deriz.
Demirel, dün îstanbul'da yo-
ğun bir program uyguladı.
SHP'den ihiraç edilen eski Bakır-
köy Belediye Başkanı Yüdırun
Aktnna'nın partiye giriş töreni-
ne katılan Demirel, buradaki
konuşmasına "21 ekim sabahı
yeni bir Türkiye" ile sözlerine
başladı. Milletin hür iradesini
devlete ve ülkenin bugünü ile ya-
rınına hâkim kılma uğraşı için-
de olduklarını belirten Demirel,
"Geh'n ülkeyi yeni bir limana,
büyük Türkiye limanına
çekelim" dedi.
"Saglık Bakanlıgı sözü aldıgı
için DYP'ye geçtiği" öne sürü-
len eski Bakırköy Belediye Baş-
kanı Yıldınm Aktuna da yaptı-
ğı konuşmada, SHP'den savun-
ması ahnmadan ihraç edildiğini
söyledi. Aktuna, "Eğer SHP Ü
Disiplin Kurulu'nun idam elme
yetkisi olsa savunmamı aJmadan
beni idama mahkûm edecekler-
di" dedi. Aktuna, 60 milyona
hizmet edebilmek için milletve-
kili olmaya karar verdiğini,
SHP'nin buna karşı çıkması so-
nucu DYP'ye gectiğini belirtti ve
kendisinin "bakanlık" talebi ol-
madığını anlattı.
Bugüne kadar yaptığı hizmet-
leri özetleyerek sözlerini sürdü-
ren Yıldınm Aktuna, Bakırköy
Belediye Başkanhğı döneminde
gerçekleştirdiği demokratik giri-
şimlerine SHP yönetici kadrola-
nnın sahip cıkmadığım öne sür-
dü. Aktuna, "Aynldığım parti-
yi kötülemek istemem, ama adı-
na 'sosyal demokrat' ibaresi
alan bir partinin yönetici duru-
mnndaki kadrolann zaman za-
man antidemokrat tavır içinde
olduklannı hayretle gördüm"
biçiminde konuştu.
Bu arada Kocaeli'nin Köseköy
Belediye Başkanı Selahattin Al-
tınkaya da tören sırasında
DYP'ye girdi.
Demirel, buradaki törenden
sonra Türkiye Seyahat Acente-
leri Birliği'ni (TÜRSAB) ziyaret
etti. Demirel'e, TÜRSAB Başka-
nı Bahattin Yücel, turizm sektö-
rünün içinde bulunduğu sıkın-
tıları anlattı.
Koalisyon, Uzlaşma—
(Baştarafı 1. Sayfada)
nı şöyle çizdi:
"Türkiye'de devlet bugün düzgün işlemiyor. Idareyi felç ha-
linden kurtarmak lazım. Devleti, çağın devleti yapmak lazım.
Bunun için halkın önüne bir anayasa reformu sunuyoruz. Kendi
başımıza iktidar olsak dahi, yine de bunun için konsensüs,
uzlaşma arayacağız Türkiye hiçbir konuda bir araya geleme-
yen insanların ülkesi olmamalı."
Demirerin konuşmasında ilginç bir nokta daha vardı: in-
san haklarının, demokrasinin, devletin yeniden örgütlenme-
sinin "sağcılık - solculuk meselesi" olmadığını da sözlerine
ekledi.
Dün sağ-sol ayrımı gerektirmeyecek biçimde oy isteyen bir
parti lideri de Ecevit oldu. "Gözün aydın Türkiye" sloganıyla
îstanbul'da seçim kampanyasını başlatan DSP lideri, dört te-
mel konuda ulusal birlik piatformu olusturulmasını istedi:
"Ulusal biriiğin korunması, laikliğin kökten dinci akımlann
etkisine karşı korunması, demokrasiye geçeriik kazandırılması,
önder ülke durumuna gelmek... Biz Sayın Demirelgibi ödünç
oy istemiyoruz. Bu konularda sağ-sol aynmını btrakıp bize güç
katın. Beklediğimizin üstünde oy alırsak, bileceğiz ki o oyia-
rın bir kısmı emanet oylardın"
Sayın Ecevit, değişik toplumsal kesimlerin beklentilerini
de dikkate alarak, ekonomi politikasında "ulusal uzlaşma"
sağlamaya çahşacaklarını da vurguluyor.
Bir seçim öncesinde, bir kampanya sürecinde koalisyon,
konsensüs, uzlaşma gibi sözcüklerden bu kadar çok söz edi-
lebilmesi... Demokrasinin, insan haklarının artık sağcılık-
solculuk meselesi olmaktan çıktığının belirtilmesi... O yüz-
den bunun gibi temel konularda ödünç oy, emanet oy iste-
nebılmesi...-
Neden?
Kararsız seçmen kitlesinin büyüklüğünün bunda rolü var
kuşkusuz. Ama akla şu soru da geliyor:
Acaba partilerin her biri, yalnız kendi yandaşlarının des-
teğiyle Türkiye'nin bazı köklü sorunlarını çözemeyecekleri-
nin bilincine mi varıyorlar? Ülkemizin belirli darboğazlan ve
yakın siyasal gecmişin deneyimleri, mutabakatı, uzlaşmayı
kaçınılmaz mı kılıyor? Olabilir.
Türk siyasal yaşamında, hele bir seçim öncesinde lider-
lerin koalisyon, uzlaşma, konsensüs gibi sözcükleri telaffuz
ediyor olmaları olumlu bir aşamadır.
GÖZL™
UGURMUMCU
ENIYI
"BUSINESS CLASS'M
KEŞFETMENİZ İÇİN
BİRTEST.
1 Havaalanına geldiğinizde
check-in işlemleriniz özel bir
bankoda mı yapılıyor?
Evet Hayır
JL Havayolunuz sizi Türkiye
çıkışlarında; Ankara'da özel
Business Class terminalinde,
îstanbul'da özel CIP salonunda
ağırlıyor mu?
• Evet Hayır
& Yalnız yurt içi değil, yurt dışı
çıkışlarınızda da CIP hizmetlerin-
den yararlanabiliyor musunuz?
• Evet Hayır
Havayolunuz transit seya-
hatlerinizde size özel ayrıcalıklar
sunuyor mu?
• Evet • Hayır
O Havayolunuz sizi, Airbuslarda
First Class koltuklarda, diğer
uçaklarda ise ortada boş koltuk
bırakarak mı ağırlıyor?
• Evet • Hayır
/ Uçağa bindiğinizde kalkış
öncesi hoşgeldiniz içkisi olarak
tercihinize göre Fransız şampan-
yası ya da taze sıkılmış portakal
suyu ikram ediliyor mu?
11Havayolunuz size verdiği
önemin bir işareti olarak yemeği-
nizi ince porselen tabaklarda mı
sunuyor?
• Evet • Hayır •
\JL Yolculuğunuz sırasında
yabancı gazeteleri okuma şansı-
nız var mı?
• Evet • Hayır
\>J Dünyanın en ünlü dergi-
leri inceleyebilmeniz için elinizin
altında mı?
• Evet • Hayır
ı Bagajınıza öncelik tanı-
nıyor mu?
• Evet • Hayır
| | Evet Q Hayır
ö Özel şarap listesinden dile-
diğiniz içkiyi seçebiliyor, menü
kartından size sunulacak yiye-
cekleri servis başlamadan öğre-
nebiliyor musunuz?
• Evet • Hayır
# Yemek servisiniz bembeyaz
keten örtüler üzerinde mi
yapılıyor?
• Evet |
Havayolunuz size gele-
neksel "Türk konukseverliği"ni
sunabiliyor mu?
• Evet • Hayır
Hayır
10Sıra tatlı ikramına gel-
diğinde, hostesiniz bunu ayrı bir
servis olarak mı sunuyor?
Evet Hayır
Sadece Türk Hava Yolları'nın "Business Class"
yolcuları bu testin tüm sorularına "Evet" diye cevap
verebilir. Size ulusiararası düzeyde benzersiz bir
"BUSINESS CLASS" sunduğumuz için mutluyuz.
BUSINESS CLASS
TURK HAVA YOLLAR1
(Baştarafı 1. Sayfada)
sağlanacak!
SHP'nin merkez yoklaması yapacağı en az 23 yerdeki
listelere de HEP il başkanları ve milletvekilleri yerleştirile-
cek. SHP'deki seçim öncesi "kadastro" çalışmaları böyie-
ce tamamlanacak; Doğu ve Güneydoğu'da liste başlarına
HEP'liler oturacak.
Buna "seçme" ve "seçilme" işlemi denebilir mi? Bu yön-
temle aday belirlenmesi bir çeşit "atama" işlemidir. Kimse
kimseyi kandırmasın!
Milletvekili aday adaylan, parti ön secmenleri önünde eşit
koşullarda yarışmıyorlarsa buna "seçim" denmez. Seçim-
lerle oluşacak yeni Meclis "seçilenlerin" değil, "atananla-
rın Meclisi" olacaktır.
Danışma Meclisi üyelerini generaller atamışlardı; bu Mec-
lis'in üyelerini de parti genel başkanları atıyor!
Anayasamıza bakarsanız, siyasal partiler demokrasimi-
zin "vazgeçilmez unsuriarı"6\i. Partiler de partililerden olu-
: şur. Partileri yaşatanlar, bu
partilere gönül vermiş üyele-
ridir. Parti genel kongrelerin-
de gözyaşartıcı "taban
edebiyatı" yapılır; bu edebi-
yatla alkış ve oy alınır; sıra
milletvekili adayı belirtemeye
gelince; partililer ve parti ta-
banları hemen dışlanır; aday-
ları parti genel merkezleri ve
genel başkanları saptar.
Diyelim ki ANAP'ta Ankara
milletvekili adaylan belir-
lenecek.
Partililer bu seçimde söz
sahibi mi?
Hayır; ne gezer...
Ömegin, Ankara Yenima-
halle bölgesinde birinci sıra-
ya kim oturacak?
Herhalde Ercan Vural-
han...
Neden Ercan Vuralhan?
Çünkü Ercan Vuralhan,
Cumhurbaşkanı Özal ile
Semra Hanımefendi'ye "sa-
dakatını ispat etmiş" bir eski
bakandır.
Genel Başkan Mesut Bey,
Yenimahalle 1. sıraya Vural-
han'ı oturtacak; bu işlem
Semra Hammefendi tarafın-
dan uygun bulunacak ve
Cumhurbaşkanı Özal tarafın-
dan da onaylanacaktır.
Partililerden biri kalkıp
"Mesut Yılmaz, Dışişleri
Bakanı'yken Vuralhan hakkın-
da ceza soruşturması açtır-
mıştı. Şimdi aynı Vuralhan'ı
aday gösteriyor; bu ne perhiz,
bu ne lahana turşusu" diye-
meyecektir.
Çünkü, ANAP'lılara bu ko-
nu hiç sorulmayacak; bu ata-
ma işlemi bir çeşit "üçlû
kararname" yotuyta tamamla-
nacaktır.
Partililer, bu sistemin aktör-
leri değil, yalnızca figüran-
larıdır...
Bu üçlü kararname yoluy-
la Ercan Vuralhan, Yenima-
halle birinci sıraya oturtulur-
sa Milli Savunma Bakanı Bar-
las Doğu ne yapacak?
Doğu'nun gönlünden ge-
çen, Çankaya bölgesinde bi-
rinci sıradır. Mesut Bey'in
Çankaya 1. sıra için düşündü-
ğü aday, Sümerbank eski Ge-
nel Müdürü Erkan Tapan
olabilir.
— Sartas Doğu mu? Vttrsa
Erkan Tapan mı?
Buna kim karar verecek?
Partililer mi? Hayır. Mesut
Yılmaz.
DYP'de kimin nereden
aday olacağına Demirel karar
verecek. Çünkü DYP "baba
partisi"d\T.
DYP'de "analannın gözü"
olanlar değil "babalann gözû"
olanlar ilk sıralara yerieştirile-
cekler.
Bunada "seçim" denecek,
"demokrasi" denecek, "sh/ll
toplum" denecek.
Bu yolla parlamentoya gi-
renlerden birini eleştirdiniz
mi, "Vay efendim" diyecekler.
— Atananlan değil seçilen-
leri eleştiriyorsunuz...
Buna "serbest seçim" den-
mez.
Bu, parti oligarşilerinin
devlet aygıtı üzerindeki ege-
menliklerini sağlamaya yara-
yan, partilerin birer paravan
ve halkın da figüran olarak
kullanıldığı kendine özgü bir
"atama işlemi"d\r.
KKTC'de
İtalyan
casıısu
9
ROMA (Cumhuriyet) —
İtalyan basını, gazeteci Massi-
mo Rana'nın bir KKTC hapis-
hanesinde geçirdiği günJeri
"Midnight Exprtss" kâbusu
olarak anlatıyor.
İtalyan gazeteleri "Avrupa1
nın son duvan"nı görüntüle-
mek amacıyla Lefkoşa'ya gi-
den ve Türk tarafında askeri
bölgede resim çekerken "İtal-
yan casusu" diye hapse atılan
Massimo Rana'nın serüvenine
geniş yer veriyor.
Rana'nın bir Türk hapisha-
nesinde geçirdiği 8 günü "Mid-
night Express" olarak damga-
layan "Corriere della Sera",
İtalyan gazetecinin şikâyetleri-
ni şöyle dile getiriyor:
"Fotoğraflan çektiğim yer-
de yasaktır falan diye bir ilan
yoktu. Şimdiye dek Roma'da,
Yugoslavya'da, tsrail'de çalış-
tım, başıma böyle şey gelme-
di. Giinlerdir bıyıklı Türk po-
lisinden başka bir şey görmü-
yonım."
Nüfus cuzdanımı yitirdim.
Hükümsüzdür.
BURAK YILDIR