19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/12 5 EYLÜL 199ı HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN Devlet Meteorotojı işlen Ge- nel Mûdörlüğü'nden alınan bilgiye göre, yurdun kuzey- batı kesimleri parçalı buluî- lu, diğer yerler az bulutiu ve açık geçecek. HAVA SICAK- LIĞI: Değişmeyecek. RÜZ- 6ÂR: Yurdun ku2By kesim- lerinde kuzey, diğeryerlerde güney ve batı yönlerden ha- fif ara sıra orta kuvvette ese- cek. Denizlerde, Akdenu'de günbatısı ve lodos diğer de- Adana niztenmizde yıldız ve poyrazdan saatte 10-21 de- niz miii hızfa esecek. van Gölü'nde hava açık ge- çecek. Ruzgâr batı ve güney batjdan hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Mıyaman Afyon *n Antara »ntakya Artarya Artvın Aydın BaMcesr BılKik &ng« Brtfe BO«J Bursa ÇaıiaMale A 33° 18° DtyarUakır 8 22° 15° Edıme A 33° 18° Erancan B 22° 9°Eraırum A 25° 8°Eshîet»r A 25° 12° GaaartBf» A 32°23°QrBun A 32° 20° Gûmılşhane 6 B 22° 14° HaieÜrı A 31° 14° Isparta B 2<° 13° bönbul A 21» 10° bm» A 32°17»K»s A 29° 13» Kasamonu B Ç Oenzi B 19" 12° Kjysen B 23° 13° Kuttarel B 25° 18° Konya B 24° 11° teıtahya A 29° 15° MaiJtya 33° 20° Marasa 25° 15° K Martş 28°13°Metsn 26° 4°Mug<a 22°11°Muş 3 2 ° ) 9 ° N ı J * 25°17°0rtu 32°13°(to 25° W Samsun 25°1T»S«rt 2<°16°Sınof> 2B°18°Sıvas 27° 19° TefcınlaO 20° 11" îateon 25° 9°ljnce* 23°14°Uşak 5 ° 0 V 22° 9°ltagat 30° 17° Zonguldafc A 27° 16° A 32° 18° A 30° 22° A 29° 14° A 31° 13° A 25° 10° B 25° 17» B 25° 17° B 25° 16° A 33° »9° B 21°ie° A 22° 11° B 23° 15° B 25° 17° A 31° 17° B 23° 10° A 27=12° A 23° 10° B 21° 16° ).-*'" tuutu •yaOmurtu A-ac* B t»jlu«u G-gûne5» K kartı S suiı / DÜNYA'DA BUGÛN Amsfcnöm A 28° Amman A 32° Aana B 28° Batdat A 35° Samkm Basd Bertn Bonn V27° A 27° B 27° A 28° A 30° A 29° BuJapeşfc A 26° Cenevre A 27° C«ay.r Odrie o Loidra Madnd Mtano Brüksei FnnMurt Smt KaMı Kopoıhag Lato» A 34° A 39° A 29° A 29° A 31° A 20° A 3 T 8 23» A 30° A 32» MosfcM MûnTı N«w Ytrt Osfo Pms Fvy^J Roma Sofya Şam * r 18° A 24° Y 30° A 27» B 21° A 25° 8 24» A 29° A 25° A 39° A 29° Y 23° A 32° lünus Vknedft Zürtı A 25° A 27° A 27" i A 27° BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 1/ "Bir seker han- deyle bezm-i şevke câm ettin beni/ Nim sun —yi sâki tamam ettin beni" (Nedim). 2/ N'az, işve... Bir sı- vının dibine çöken katı madde. 3/ Bir makyaj malzemesi... Futbolda sayı. 4/ Bir yerde oturma... Ayak. 5/ Bir dalda dördü beşi bir arada bulunan meyve kü- mesi. 6/ Kakım da denilen bir kiirk hayvanı... Turk müziğinde bir rnaka- mı kendi perdelerinden daha tiz ya da pes perdelerde çalma işi. 7/ Se- bep... Eyerin ön ve arkasındaJci çıkın- tılı bölüm. 8/ Su... Marangozların dört köşe delik açmakta kullandık- ları aygıt. 9/ Içine küçük çakıJ taş- ları gibi taneler konan ve vurmalı çaJgı olarak kullanılan boş ve kuru kabak. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ "Kıldı zülfün tek — halimi halin senin/ Bir gün ey bî-derd sormazsın nedir haJin senin"(Fuzuü). 2/ Kısa çizme... Mevlevi ayini. 3/ Dağın ya da tepenin herhangi bir yanı... Içine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan. 4/ Belirti. 5/ Kolsuz erkek fanifası... On iki hayvaniı eski Türk takviminde timsah yılana verilen ad. 6/ Japon lirik dranu... Birine dokunsun diye söyle- nen söz... Kalsıyumun simgesi. 7/ Büyük Sahra'da kumullarla örtüJü böJge... Cimri. 8/ Güzel kokulu bir kavun turü. 9/ Çar- lık Rusyası'nda toprak sahibi zengin köylülere verilen ad... Eglk, meyüli. 60 YDL ONCE Cumhuriyet Tevfık Rüştü Bey 5 EYLÜL 1931 Cenevre'den gelen son haberlere nazaran Istanbul tarikile buraya geldikten birkaç gün sonra Cenevre*ye gıtmiş olan Yunan Başvekiu M. Venizelos üe Türkiye Hariciye Vekili Tevfik Rüjtü B. arasında uzun bir mülakat vuku bulmuştur. Bu mülakatta Cenevre müzakeratile müvazi olarak her iki memleketi alâkadar eden hayali meseleler görülmüştür. M. Venizelos Tevfik Rüştü Bey şerefıne bir ögle ziyafeti vermis ve bu ziyafette Yunan Hariciye Nazın ile Yunanistan'ın Paris sefıri M. Polist ve Yunan heyeti murahhasa azası hazır bulunmuşlardır. Ziyafetten sonra M. Venizelos, M. MihalâkopuJos ve Tevfik Rüştü Bey sureti hususiyede mükâlemede bulunmuşlardır. Cenevre'de Hariciye Nezaretine gelen telgraflara nazaran Türkiye Hariciye Vekili Tevfik Rüştü B. her iki tarafın dostu olmak sıfatile Yunan ve Bulgar ihtilaflannın halli için her iki memleket heyeti murahhasalan nezdinde dostane tavassutta bulunmuştur. Tevfik Rüştü Bey, M. Venizelos'un Cenevre'de bulunması fırsatından istifade ederek kendisi ile itilâf etmelerioi Bulgar murahhasJanna tavsiye eylemiştir. Türk Hariciye Vekili'nin bu dostane ve samimi tavassutunun iyi neticeler husule getireceği ümit edilmekte ve bu tavassut burada müsait tefsirle karşılanmaktadır. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Beklenen netice 5 EYLÜL 1961 Eh pek de öyle hepimizi şaşkınlıktan donduracak bir sürpriz karşısında kalrnış değiliz. Daha Yuvarlak Masa topluıtısı hazırlıkları yapılırken partilerin bazılannın oyurbozanLk edecekleri veya yan çizecekleri söylenip yazıbuş değil mi idi? tşin yeni tarafı olsa olsa bu hareıetin başkalanndan beklenirken C.K.M.P. tarafından yapıinası olrnuştur, diyebiliriz. Y.T.P. Genel Sekreteri'nin de tcplantılardan çekilişini buna eklerseniz konferansta pek ahminler hilafma bir hadise vuku bulmadığını takdj edersiniz. Part liderlerinin bugün imzalıyacakları deklârasyon yaloz mânevi de|eri olan bir vesikadır. Onu imzalayıp Türl milletine yakışır ağırbaşlılık içinde geçecek namuslu bir s:çim devresi isteyen vatandaşın yüreğine su serpnekten çekinenlerin bize endişe verdiklerini saklsyamıyacağu. 27 Vayısı yaratanlardan onun hedeflerini korumalannı istevtliîn ve bekliyelim. • • • Kasım Gülek'e davet C.H.1 . Istanbul II Teşkilatı aldığı bir iorar gereğince, eski Genel Sekreer Kasım Gülek'i, bugünlerde ] bir tmsilci göndererek, vazifeye dave edecektir. Temsilci, Güle'ten, seçimler sırasında Istaroul'da kaJdığı müddet zarfnda muştereken çalışma teklif edecsc ve parti içi mücadelekrin devaıını seçimlerden sonraya bıraklmasını rica eyliyecektir. Biliniği gibi Gülek, cuma sabahı Adana'da ofacak ve fıileıseçim çalışmalanna başhyacaktır. Kasım Gülek GIÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Tıran Dursun öldürüldü 5 EYİİL 1990 Eski 2000*6 Doğru" ve "Yüzyıl" dergilerinin yazarı eski müfalüran Dursun (56) Üsküdar Koşuyolu'ndaki evinin yakıarında uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü. Saltttan veya saldırganlar, Dursun'a 7 el ateş ederek kiçu. TUran Dursun, bir süredir ölümle tehdit ediüyrdu. TARTTSMA Günah Keçfleri: Pratisyen Hekimler Basında yer almamasına karşın uzmanhk eğitimi yapanlar arasında yapılan anketlerde de %60-70'lere varan oranlarda kendini yetersiz yetişmiş bulanlara rastlanmakta, yine aynı araştırmalarda eğitimcilerin yetersizliği söz konusu edilmektedir. Son yıllarda kamuoyunda sıkça tartışılan konulardan birisi de tıp eğitimidir. Her gün tüm kitle iletişim araçlannda bu konuyla il- gili birçok anket, haber ve röportaj yer alı- yor. Hepsi de tıp eğitiminin ne kadar kötü- ye gittiğinden ve ne kadar yetersiz hekim- lerin yetiştiğinden söz ediyorlar. Bu gerçe- |i yadsımak olanaksızdır, ancak bunu yeni bir sorun gibi göstermek de o derece yan- lıştır. Bugün öğretim üyesi konumunda olan hekimlerin tıp fakültesinden mezun olduk- lan dönemde kendilerini yetersiz hissettik- lerini ve hemen uzmanlaşarak bu yetersiz- liklerini giderme eğiliminde olduklannı bi- liyoruz. Sonuç olarak sorun yeni değildir, ancak son yıllarda tıp fakülteleri kontenjan- lannın antınlması gibi baa olumsuz uygu- lamalar bu sorunun ağırlaşmasına neden ol- muştur. Bir ulke içinde kurumlar arasında çok büyuk farklarm olmadığı göz önüne aluı- dığı zaman bir siyasetçinin, hukukçunun, mühendisin yeterüliğı ne düzeyde ise yak- laşık olarak bir hekim de o düzeyde yeter- lidir. Ancak sağlık sorunlan insanlan çok dolaysız olarak ügilendirdiği için yetersiz he- kimler daha çok göze batmakta ve eleşti- rilmektedirler. Aslında hukuki ya da mü- hendislik hatalannın da insan yaşamına olan etkileri hiç de aamsanmayacak ölçu- dedir. Buna ragmen herkes sadece günah keçüeriyle uğraşmaktadır. Bunca yazılan, çi- zilen, eleştirilen bir kurumun elemanlan da dogal olarak kiilelerin gözunde itibarmı kaybetmekte, hatta bunca emek vererek gel- diği yerde "nitelilcsiz insanlar" olarak gö- rülmektedirler. Bu itibar erozyonundan en büyuk payı alan hekim grubu ise zaten en olumsuz ko- şullarda çalışmaya mahkûm edilen pratis- yen hekimlerdir. Sanki hekimlik mesle|ini icra edenler içinde yetersizlik sadece pratis- yen hekim grubuna aitmiş gibi gösterümek- tedir. Bunlann sonucunda pratisyen hekim- ler toplumun günah kecisi konumuna gel- miştir. Basında yer almamasına karşın uzman- hk eğitimi yapanlar arasında yapılan anket- lerde de ^060-70'lere varan oranlarda ken- dini yetersiz yetişmiş bulanlara rastlanmak- ta, yine aynı araştırmalarda eğitimcilerin ye- tersizliği söz konusu edilmektedir. Yani tıb- bın belli bir alanında sağlık hizmeti vermesi bekJenen uzman hekimler ve bütün up dün- yasını yetiştirecek eğitici kadroda da yeter- sizlik sorunu gündemdedir. Genel olarak ye- tersizlik sorunu yıllardan beri her kademe için geçerlidir. Özellikle genç pratisyen hekimlere vuru- lan bu yetersizlik damgasını ise yerinde bul- muyorum. Üç büyük şehir dışında yeni ye- tişmiş pratisyen hekimlerin genel olarak o yöredeki uzman hekimkrden daha iyi niyetli ve daha verimü çaJıştıkları, bilgilerinin ve yeterliliklerinin hiç de uzman hekimlerden daha asağı kalmadığı ortadadır. Aslında ya- şam boyu sürmesi gereken tıp eğitimi Türki- ye*de fakülte veya uzmanhk eğitimi sonrası bitmektedir. Zamanla alınan bu bilgiler de unutulmakta, aynca kendini yetiştirmeyen, okumayanlar yeni ve değişen bilgilerden de uzak kalmaktadırlar. tyi işleyen bir sağhk sisteminde pratisyen hekim, uzman hekim kıyaslaması yapmak çok anlamsızdır. Çünkü çahştıklan alanlar farklıdır. Uzmanhk sadece kendi ügi alanını daraltma olgusunun bir ifadesidir. Aslında pratisyenlik de başka bir uzmanhk dahdır. Bugünkü sağük sisteminde uzman hekim kendi alanında çalısamamakta, pratisyen hekimin rolünü üstlenmektedir. Sonuç ola- rak uzmanlaşmadığı alanda çalışmaya zor- lanan ve kendisini yetiştirmeyen uzman he- kimin uzman]jğ\ı kâğıt uzerinde sürse bile pratik olarak işlevsizleşmektedir. Su^smda, uzmanlar, yeni ve taze bilgilerle (ne kadar yetersiz de olsa) donanmış pratisyen hekim- lerden daha yetersiz konuma düşmektedir- ler. Uzman hekimJer özelh'kle tasrada mua- yenehane hekimhği ile de özdeşleşmiş du- rumdadırlar. Piyasa koşullannın işlediği böyle bir ortamda pratisyen hekimlerin ye- tersizliğinin işlenmesi ve sistemin bu şekil- de sürmesi uzmanlığı sadece bir etiket ola- rak taşıyanlar için buJunmaz bir ortamdır. Sonuç olarak pratisyen hekim isimli pra- tisyenler ve uzman hekim isimli pratisyen- ler ortaya çıkmaktadır. Böylece ne uzman- hk alanı gerektiren sağlık sorunlanna hiz- met verilebilmekte ne de yeterli birinci ba- samak sağhk hizmetleri götürülebilmekte- dir. önerim şudur: Eğitim sistemi sorgulana- caksa bu bastan asağı yapılmalıdır. Tıp fa- kültesindeki eğitim, uzmanhk eğitimi, me- zuniyet sonrası eğitim, eğiticilerin eğitimi ve bunlarla bağlantıh olarak sağlık sistemi... Aksi takdirde bir gnıp hekim daha fazla iti- bar kaybeder ve sürekli ezilir. Hep birlikte; asistanı, öğrencisi, profesö- rü, pratisyeni, uzmanı ile tıp eğitimini, tıp bilgimizi, tıp pratiğimizi ve sağlık sistemi- ni sorgulayıp dönüştürmenüı keyfini yaşa- mak umuduyla... Dr. ALP USUBÜTÜN Galeri • Atölye 146 97 38 • 132 64 26 MARMARA ÜNİVERSİTESİ Gt>ze! Scnatior Faku'fes Resm Bolumg öğrencıler GENÇLER SERGÎSt 6 Eylül-31 Ekim 1991 OERİMOO KÜLTÜII NEKKEZİ l S T «L N B U L M7 16 ^* htn- sa nariç nergun 3(iğiz -ji'ffl 0 BÎT PAZARI 15 EYLÜLDEN İTİBAREN PAZAR GÜNLERİDE AÇILACAKTIR. Tel:524 35 92 12.00-17.00 ARASI TÜRK KÜLTÜRÜNE HİZMET VAKFININ CAFERAĞA MEDRESESİNDE EL SANATLARI EURS KAYTTLARI BAŞLAMIŞTm Hal - Tezhıp • Minyatur - Ebnı • KaJem işlen Porselen Susleme - Geleneksel Turk Moüflen ile Tsksül Tasanmı ve UyguJamalan - Vıtray - Den Elışlen Seramtk - Halı - Kihm - Kumaş Desenleme Osmanhca - Resm - Modelistlik ve Stilistlik 513 18 43 • 527 31 44 İMZA GÜIUERİ Y A R I N K İ TA P ŞEBILİĞİ 6 - 1 5 E Y L Ü L Cumhuriyet Kitap Kulübü / Şişli Belediyesi İşbirliği 6 EYLÜL Cuma REFİK DURBAŞ KEMAL ÖZER MÎNE KUŞ'un 1 yaşını bitirip 2 yaşına girişini hcp birlikte kutluyoruz TÜM SEVENLERİ FÜSUN ERBULAK ENDER AROL SURUCU KURSU Devreler: Ha'taSonu 7 Eylüi Hafta Içı 9 Eylüi (Sabah-Akşam) KADIKÖY (Söğutlüçeşme Ca-nıı yanı) Tel 3491824-336 02 06-336 02 79 Fax:349 18 25 ÇEVRE'91 Fuarı Çerçevesınde ÇEPEÇEVRE Kankatür Sergısı TAN ORAL 4-8 Eylüi 1991 FM Fuar Merfcezı Ortaklar Caddesı No 17 MECIDIYEKÖY-ISTANBUL 7 EYLUL Cumartesi EMRE KONGAR HİLMİ YAVUZ MARİO LEVİ ATİLLA BİRKİYE DEMİR ÖZLÜ Sisli Kitap Senliği Rumeli Cad. Süleyman Nazif Sokak Kolej/Amerika'da okumuş uzman Boğaziçili'den İngilizce/Fen dersleri L 17.00'den sonra 159 67 73 Hadımköy Deliklikaya köyünde satılık tarlalar ve ifrazlı arsalar Müracaat: Deliklikaya Emlak Tel: 9.1836.1427 TOPLU KONUT VE KOOPERATİFÇİLERE DUYURU Sapanca'da sahibinden satılık 15 dönüm imarlı arsa. Tel.: 342 43 76 ANKARA NOTLAR1 MUSTAFA EKMEKÇİ İki Konu... Oğlu Abit Dursun anlattı: Turan Dursun, Sıvas'ta bölge mûf- tüsüyken, Cumhurryet bayramlannda, tüm imamlan, mûez- zinleri toplar, sıraya sokup resmi geçitte geçirirmiş. İmamlar, müezzınler, Atatürk anıtına çiçek koyarlar, saygı duruşunda bulunurlarmış. jmamlardan ayaktopu mu. eltopu mu ne, ta- kım kurmuş, maçlar yaptırmış. CHP döneminin Diyanet İş- leri başkanlarından, eski Devlet Bakanı Dr. Lûtfü Doğan, bir gün Turan Dursun'u anlatırken: — İmamlara şort gjydirdi! demişti. Turan Dursun'un ağaç sevgisi, anlatılamazmış. Neredey- se orrnanlar yetiştirmiş. İmamlan, müezzinleri dikiikieri ağaç fidelerine göre değerlendirir, "Şu kadar ağaç dikmeyen ima- mın işine son verilecektir!" gibi genelgeter yayımlarmış imam- lara. Ağaç diken imamlan ddüllendiıirmiş. Atatûrk'e çok bağlı, onun ilkelennden dünyada ödün vermezmiş. Atatûrkçü arar- sanız, Turan Dursun'u gösterebilinmişsiniz. Turan Dursun'u, Atatürk düşmanlarının öldürdüklerine kuşku yoktur. Turan Dursun'a sıkılan kurşunlar; Atatürk'e, lâikliğe sıkılmıştır. Tu- ran Dursun'a, bir yıl önce susturucuyla beş kurşunu sıkan katil ya da katiller, bugüne dek bulunamamışlarsa, bunun baş sorumlusu Çankaya'ya ANAP oylanyia tırmanıp orada otu- ran Hacı TÖ başta, tüm ANAP iktidan, başbakanları, bakan- lan, güvenlik gorevtileri, millervekilleriyte, tüm 12 Eylüi uzantıst iktidardır. Turan Dursun'un, Muammer Aksoy'un, Bahriye Üçok'un, daha nice ilericinin kat/llerini bulamayanlar, ne yûzle bir beş yıl daha ikiidar olmak ıstıyorlar anlamak kolay değil- dir. Kalmışsa, daha birkaç Atatürkçüyü de ortadan kaldırmak için mi? Turan Dursun'u anlatıyordum; oğlu Abit anlatryordu; Turan Dursun, doğayı çok severmiş. Boş zamanlannda hep dağ- larda, kırlardaymış. Genç oğlu Abit, ona yetişemezmiş. "iki Bine Doğru" ya da "Yüzyıl" dergilerinde yazılan yayımlan- maya başlayınca, gözdağı mektupları gelmeye başlamış. Pa- ralar öneriyorlarmış! — Yazma, susl Yazılan bırak, sana istediğin para verile- cek! Yurtdışından, yurtiçinden geliyormuş para onerileri, yazı- lan kesmesi için... — Beni öldürecekler! dermiş, bırakmayacaklar bunlar... Turan Dursun'un öldürülüşünün birinci yılıydı dün; ûç gün önce pazartesi günü, oğlu Abit'le birlikte Cebeci gömütlü- ğüne gittik. Turan Dursun'un granit taşından anıtını gördük. Orada saygı duruşu yaptık. Kenan Bey'in eşi Sekine Evrer^ in gömütü de Turan Dursun'un gömütünün çok yakınınday- dı. Oitan Sungurlu'nun kardeşinin gömütü, Turan Dursun'unkiyle yan yanaydı. Turan Dursun'un granit taşında şoyle yazıyordu: "Ben karanlıkların ölümüyüm." Turan Dursun, "Din Bu" kitaplarının ilkinde; "ûlürsem" başlığı altında, şu dizeleri yazmış el yazısıyla. Bu, kitabın 8. baskısında çıktı; şöyle: "O zaman anlarsın / ölünce biri / Pazar kızışır. / ikryüz olur hemen yüzler, / Hemen. / Dersin "Neymiş meğer", / "Ben de ölürsem eğer / Ey "aydın cemaat"! / Lütfen oldürme be- ni! / Lütfen!" • • • Ankara'da, örsan Oymen'in yazı başlığıyta "polrtika kazanı" fokur fokur kaynıyor. adını açıklamayacağım. Hacı TÖ'ye ya- kın bir eski politikacı, son gelişmeleri şoyle değerlendiriyor- du: — Ben ANAP'ın son seyrine girmek istemiyorum. ANAP : ın iktidar şansı yanlış birtakım şeylerle giderilmiştir. Yoksa, ANAP bu curcunada tekrar iktidar olabilirdi. Ve muhalefetin çalışmasıyia değil, ANAP'ın kendi yönetimindeki birtakım şey- lerle, iktidar güçlerini yitirmişlerdir. Üzülecek nokta odur. \^ni, ANAP'ın ben her şeyini tasvip etmiyorum, yaptıklarını, ANAP, öyle bir politikalar izledi ki, son birkaç senede, bunu, şunun bunun demiyorum, neticede bugün şoyle bir seçimi kazana- mayacak durumlar doğdu diye konuşuluyor. Bu durum olma- yabilirdi yani, benim kanaatim. Çünkü muhalefeti siz de biliyorsunuz, muhalefetin Türkiye'de çok güçlü birgörünüm sergilediğini söyleyemezsiniz. ANAP'ın bu duruma düşme- si... Zaten öyle demişler; tarihte 17 mi, 18 mi büyük impara- torluk kurulmuş, Osmanlı da bunlardan bir tanesi; hepsinin yıkılma sebebi dış etkenlerden çok, iç etkenlermiş (gülüşme- ler). Partiler de böyle. iç etkenlerle zayıflayıp gidiyorlar; bu, demek tarihi bir şey. Yani bütün siyasi partilerde, iç mesele- lerle... geçmişte ben gördüm, Demokrat Parti'yi, Halk Parti- si'ni ondan evvel, nasıl yükseldi, nasıl indi, nasıl çıktı? Hep aynı şeyi görüyorum. Süleyman Bey'in 1969'da kabineyi ku- rarak yaptığı büyük tarihi hata, onu hâlâ muhalefette tutu- yor. Bunlar iç dinamikler... — Nasıl olmuştu o? — 1969 seçiminden sonra bir kabine kurdu, siz onlan ha- tırlamıyor musunuz? — Evet! Ne oldu kabineye? — O kabinede iç koalisyonu terketti, öbür taraf üzerine da- yadı bütün hükümeti... — Kimdi onlar? — İşte o, "ılımlılar" mıydı neydi onlar... — Anladım, Demokratik Parti olayı... — Yüzde 56 reyle iktidara gelen bir parti, attı ay sonra Mec- lis'te güvenoyu alamadı! Bunlann hepsi, neden gelryor, iç de- ğerlendirmelerden geliyor. Bizim siyasi partilerimizin iniş çıkışları, dış etkenlerden değil, muhalefet etkilemiyor. Parti- nin kendi yanlışları etkiliyor. Ve bu galiba bir kader çizgisi. Demokrat Parti, birinci 1950 seçiminde güzel gelmiştir, 1954'te daha güçlü gelmiştir; 1957'de perişan olmuştur. Ada- let Partisi aynı şekilde 1965'te çok güzeldi, 1969'da daha gü- zel sonuçla geldi, ondan sonraki seçimde ekalliyete düştü. Biliyorsunuz yani. Demek iki seçim götürülebiliyor; burada da bilmiyorum ANAP'ın durumunu, ona bir uzantı yapmak istemem. ihsan Sabri Bey'in geçenlerde bir konuşmasını oku- dum. "Bu seçimin kaderini diyor, DYP ile ANAP'ın durumu tayin eder." Ona katılıyorum. DYP ile ANAP'ın arasında bir yüzde 45-46 rey var, bölüşüm yapılıyor şu anda; bu nasıl bö- lüşülürse, iktidar öyle oluşacak görünüyor. — DYP önde gidiyor deniyor, katılıyor musunuz? — O kadar bilgim yok. önde gittiğini söyleyemiyorum. Yal- nız benim gördüğüm, geriye doğru sayıyorum; 100'den ini- yorum aşağıya: "Şunlar şu kadar alır, bunlar bu kadar alır" onun şeyi, ortaya çıkan şoyle bir manzara var: DYP ile ANAP- ın takriben yüzde 45-50 arası bir reyi vardır. Bu reyin bölüşü- mü, prima partiyi tayin eder diyorum. Soldakilerde de başa baş demiyorum, Erdal Bey tabii daha yukan bir sayı alır, ama Erdal Bey alacağını alamayacak, Ecevrfin durumu ondan şey görünüyor kamuoyu yoklamalarında. Ben yani okuduklanmla söylüyorum. Onun için de Türkiye bir kaçınılmaz koalisyona girecek. Benim kanaatimi söyleyeyim, koalisyonlar zor şey- lerdir, biz yasadık, ben üç koalisyon hükümetinde üyelik yap- tım. Fakat şunu da söyleyeyim. Koalisyonlann faziletli taraflan da var. En güzel tarafı nedir biliyor musunuz? Ki Türkiye'nin ıhtiyacı vardır, birbirleriyle bağdaşmayacakmış gibi görünen fikirleri güzel bir bağdaştırma ortamı doğuyor koalisyonlar- da. Ve birbirine çok ters gibi görünen iki partinin bir sürü me- selede çok güzel konsensuslar yani, mutabakatlar doğurduğunu gördük. Ve bence Türkiye'nin ihtiyacı da bu- dur aslında. Yani aşiretçilikten daha iyi bir şeydir bu... KÎĞI SULH CEZA HÂKİMLİĞf'NDEN Esas No : 1988/32 Karar No : 1989/15 Davaa : K.H. Sanık : Mehmet Telli Ramazan ve Baranoğlu, 1973 D.lu, Kiğı ilçesi Kozlu köyil nüfusuna kayıtlı oiup aynı yerde ıkamet eder. Yukanda açık kimliji yazıb sanık hakkmda 6831 sayılı yasaya mu- halefet suçundan dolayı mahkemeraize, cezalandırılması için kamu- davası açtlnuşüı. Yapılan yargılama sonucunda sanık 6831 SJC. 91/5, 9-2253 sayılı kanunun 12/2-747 Sk. 4, 6-6831 Sk. 108/4 ve TCK'nın 36. maddelerince cezalandırüarak sanık neticeten 14.000 lira ajır para cezası ile cezalandınlmjştır. Tüm aramalara rağmen bulunamayan samga karar tebliğ edilece- ğinden 7201 sayıh Tebligat Kanunu'nun 28, 29, 30, 31. maddeleri uya- rınca ılanına, ilan masraflarının sanıktan alınacagı, karann ilan tahhinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacagı ilanın teb- liğine karar verildi. Basın: 34903
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle