Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/12 5 EYLÜL 199ı
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN
Devlet Meteorotojı işlen Ge-
nel Mûdörlüğü'nden alınan
bilgiye göre, yurdun kuzey-
batı kesimleri parçalı buluî-
lu, diğer yerler az bulutiu ve
açık geçecek. HAVA SICAK-
LIĞI: Değişmeyecek. RÜZ-
6ÂR: Yurdun ku2By kesim-
lerinde kuzey, diğeryerlerde
güney ve batı yönlerden ha-
fif ara sıra orta kuvvette ese-
cek. Denizlerde, Akdenu'de
günbatısı ve lodos diğer de-
Adana
niztenmizde yıldız ve poyrazdan saatte 10-21 de-
niz miii hızfa esecek. van Gölü'nde hava açık ge-
çecek. Ruzgâr batı ve güney batjdan hafif ara
sıra orta kuvvette esecek.
Mıyaman
Afyon
*n
Antara
»ntakya
Artarya
Artvın
Aydın
BaMcesr
BılKik
&ng«
Brtfe
BO«J
Bursa
ÇaıiaMale
A 33° 18° DtyarUakır
8 22° 15° Edıme
A 33° 18° Erancan
B 22° 9°Eraırum
A 25° 8°Eshîet»r
A 25° 12° GaaartBf»
A 32°23°QrBun
A 32° 20° Gûmılşhane 6
B 22° 14° HaieÜrı
A 31° 14° Isparta
B 2<° 13° bönbul
A 21» 10° bm»
A 32°17»K»s
A 29° 13» Kasamonu B
Ç
Oenzi
B 19" 12° Kjysen
B 23° 13° Kuttarel
B 25° 18° Konya
B 24° 11° teıtahya
A 29° 15° MaiJtya
33° 20° Marasa
25° 15° K Martş
28°13°Metsn
26° 4°Mug<a
22°11°Muş
3 2 ° ) 9 ° N ı J *
25°17°0rtu
32°13°(to
25° W Samsun
25°1T»S«rt
2<°16°Sınof>
2B°18°Sıvas
27° 19° TefcınlaO
20° 11" îateon
25° 9°ljnce*
23°14°Uşak
5 ° 0 V
22° 9°ltagat
30° 17° Zonguldafc
A 27° 16°
A 32° 18°
A 30° 22°
A 29° 14°
A 31° 13°
A 25° 10°
B 25° 17»
B 25° 17°
B 25° 16°
A 33° »9°
B 21°ie°
A 22° 11°
B 23° 15°
B 25° 17°
A 31° 17°
B 23° 10°
A 27=12°
A 23° 10°
B 21° 16°
).-*'" tuutu •yaOmurtu A-ac* B t»jlu«u G-gûne5» K kartı S suiı
/
DÜNYA'DA BUGÛN
Amsfcnöm A 28°
Amman A 32°
Aana B 28°
Batdat A 35°
Samkm
Basd
Bertn
Bonn
V27°
A 27°
B 27°
A 28°
A 30°
A 29°
BuJapeşfc A 26°
Cenevre A 27°
C«ay.r
Odrie
o
Loidra
Madnd
Mtano
Brüksei
FnnMurt
Smt
KaMı
Kopoıhag
Lato»
A 34°
A 39°
A 29°
A 29°
A 31°
A 20°
A 3 T
8 23»
A 30°
A 32»
MosfcM
MûnTı
N«w Ytrt
Osfo
Pms
Fvy^J
Roma
Sofya
Şam
*
r 18°
A 24°
Y 30°
A 27»
B 21°
A 25°
8 24»
A 29°
A 25°
A 39°
A 29°
Y 23°
A 32°
lünus
Vknedft
Zürtı
A 25°
A 27°
A 27"
i
A 27°
BULMACA
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8
1/ "Bir seker han-
deyle bezm-i şevke
câm ettin beni/ Nim
sun —yi sâki tamam
ettin beni" (Nedim).
2/ N'az, işve... Bir sı-
vının dibine çöken
katı madde. 3/ Bir
makyaj malzemesi...
Futbolda sayı. 4/ Bir
yerde oturma...
Ayak. 5/ Bir dalda
dördü beşi bir arada
bulunan meyve kü-
mesi. 6/ Kakım da
denilen bir kiirk
hayvanı... Turk müziğinde bir rnaka-
mı kendi perdelerinden daha tiz ya
da pes perdelerde çalma işi. 7/ Se-
bep... Eyerin ön ve arkasındaJci çıkın-
tılı bölüm. 8/ Su... Marangozların
dört köşe delik açmakta kullandık-
ları aygıt. 9/ Içine küçük çakıJ taş-
ları gibi taneler konan ve vurmalı
çaJgı olarak kullanılan boş ve kuru
kabak.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ "Kıldı zülfün tek — halimi halin senin/ Bir gün ey bî-derd
sormazsın nedir haJin senin"(Fuzuü). 2/ Kısa çizme... Mevlevi
ayini. 3/ Dağın ya da tepenin herhangi bir yanı... Içine alacağı
şeye oranla ölçüleri yetersiz olan. 4/ Belirti. 5/ Kolsuz erkek
fanifası... On iki hayvaniı eski Türk takviminde timsah yılana
verilen ad. 6/ Japon lirik dranu... Birine dokunsun diye söyle-
nen söz... Kalsıyumun simgesi. 7/ Büyük Sahra'da kumullarla
örtüJü böJge... Cimri. 8/ Güzel kokulu bir kavun turü. 9/ Çar-
lık Rusyası'nda toprak sahibi zengin köylülere verilen ad... Eglk,
meyüli.
60 YDL ONCE Cumhuriyet
Tevfık Rüştü Bey
5 EYLÜL 1931
Cenevre'den gelen son
haberlere nazaran Istanbul
tarikile buraya geldikten
birkaç gün sonra Cenevre*ye
gıtmiş olan Yunan Başvekiu
M. Venizelos üe Türkiye
Hariciye Vekili Tevfik Rüjtü
B. arasında uzun bir
mülakat vuku bulmuştur. Bu
mülakatta Cenevre
müzakeratile müvazi olarak
her iki memleketi alâkadar
eden hayali meseleler
görülmüştür. M. Venizelos
Tevfik Rüştü Bey şerefıne bir
ögle ziyafeti vermis ve bu ziyafette Yunan Hariciye Nazın
ile Yunanistan'ın Paris sefıri M. Polist ve Yunan heyeti
murahhasa azası hazır bulunmuşlardır. Ziyafetten sonra
M. Venizelos, M. MihalâkopuJos ve Tevfik Rüştü Bey
sureti hususiyede mükâlemede bulunmuşlardır.
Cenevre'de Hariciye Nezaretine gelen telgraflara nazaran
Türkiye Hariciye Vekili Tevfik Rüştü B. her iki tarafın
dostu olmak sıfatile Yunan ve Bulgar ihtilaflannın halli
için her iki memleket heyeti murahhasalan nezdinde
dostane tavassutta bulunmuştur. Tevfik Rüştü Bey, M.
Venizelos'un Cenevre'de bulunması fırsatından istifade
ederek kendisi ile itilâf etmelerioi Bulgar murahhasJanna
tavsiye eylemiştir.
Türk Hariciye Vekili'nin bu dostane ve samimi
tavassutunun iyi neticeler husule getireceği ümit
edilmekte ve bu tavassut burada müsait tefsirle
karşılanmaktadır.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Beklenen netice
5 EYLÜL 1961
Eh pek de öyle hepimizi şaşkınlıktan donduracak bir
sürpriz karşısında kalrnış değiliz. Daha Yuvarlak Masa
topluıtısı hazırlıkları yapılırken partilerin bazılannın
oyurbozanLk edecekleri veya yan çizecekleri söylenip
yazıbuş değil mi idi? tşin yeni tarafı olsa olsa bu
hareıetin başkalanndan beklenirken C.K.M.P. tarafından
yapıinası olrnuştur, diyebiliriz. Y.T.P. Genel Sekreteri'nin
de tcplantılardan çekilişini buna eklerseniz konferansta
pek ahminler hilafma bir hadise vuku bulmadığını
takdj edersiniz.
Part liderlerinin bugün imzalıyacakları deklârasyon
yaloz mânevi de|eri olan bir vesikadır. Onu imzalayıp
Türl milletine yakışır ağırbaşlılık içinde geçecek namuslu
bir s:çim devresi isteyen vatandaşın yüreğine su
serpnekten çekinenlerin bize endişe verdiklerini
saklsyamıyacağu.
27 Vayısı yaratanlardan onun hedeflerini korumalannı
istevtliîn ve bekliyelim.
• • •
Kasım Gülek'e davet
C.H.1
. Istanbul II Teşkilatı aldığı
bir iorar gereğince, eski Genel
Sekreer Kasım Gülek'i, bugünlerde ]
bir tmsilci göndererek, vazifeye
dave edecektir. Temsilci,
Güle'ten, seçimler sırasında
Istaroul'da kaJdığı müddet
zarfnda muştereken çalışma teklif
edecsc ve parti içi mücadelekrin
devaıını seçimlerden sonraya
bıraklmasını rica eyliyecektir.
Biliniği gibi Gülek, cuma sabahı Adana'da ofacak ve
fıileıseçim çalışmalanna başhyacaktır.
Kasım Gülek
GIÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Tıran Dursun öldürüldü
5 EYİİL 1990
Eski 2000*6 Doğru" ve "Yüzyıl" dergilerinin yazarı eski
müfalüran Dursun (56) Üsküdar Koşuyolu'ndaki evinin
yakıarında uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü.
Saltttan veya saldırganlar, Dursun'a 7 el ateş ederek
kiçu. TUran Dursun, bir süredir ölümle tehdit
ediüyrdu.
TARTTSMA
Günah Keçfleri:
Pratisyen Hekimler
Basında yer almamasına karşın uzmanhk eğitimi yapanlar
arasında yapılan anketlerde de %60-70'lere varan oranlarda
kendini yetersiz yetişmiş bulanlara rastlanmakta, yine aynı
araştırmalarda eğitimcilerin yetersizliği söz konusu
edilmektedir.
Son yıllarda kamuoyunda sıkça tartışılan
konulardan birisi de tıp eğitimidir. Her gün
tüm kitle iletişim araçlannda bu konuyla il-
gili birçok anket, haber ve röportaj yer alı-
yor. Hepsi de tıp eğitiminin ne kadar kötü-
ye gittiğinden ve ne kadar yetersiz hekim-
lerin yetiştiğinden söz ediyorlar. Bu gerçe-
|i yadsımak olanaksızdır, ancak bunu yeni
bir sorun gibi göstermek de o derece yan-
lıştır. Bugün öğretim üyesi konumunda olan
hekimlerin tıp fakültesinden mezun olduk-
lan dönemde kendilerini yetersiz hissettik-
lerini ve hemen uzmanlaşarak bu yetersiz-
liklerini giderme eğiliminde olduklannı bi-
liyoruz. Sonuç olarak sorun yeni değildir,
ancak son yıllarda tıp fakülteleri kontenjan-
lannın antınlması gibi baa olumsuz uygu-
lamalar bu sorunun ağırlaşmasına neden ol-
muştur.
Bir ulke içinde kurumlar arasında çok
büyuk farklarm olmadığı göz önüne aluı-
dığı zaman bir siyasetçinin, hukukçunun,
mühendisin yeterüliğı ne düzeyde ise yak-
laşık olarak bir hekim de o düzeyde yeter-
lidir. Ancak sağlık sorunlan insanlan çok
dolaysız olarak ügilendirdiği için yetersiz he-
kimler daha çok göze batmakta ve eleşti-
rilmektedirler. Aslında hukuki ya da mü-
hendislik hatalannın da insan yaşamına
olan etkileri hiç de aamsanmayacak ölçu-
dedir. Buna ragmen herkes sadece günah
keçüeriyle uğraşmaktadır. Bunca yazılan, çi-
zilen, eleştirilen bir kurumun elemanlan da
dogal olarak kiilelerin gözunde itibarmı
kaybetmekte, hatta bunca emek vererek gel-
diği yerde "nitelilcsiz insanlar" olarak gö-
rülmektedirler.
Bu itibar erozyonundan en büyuk payı
alan hekim grubu ise zaten en olumsuz ko-
şullarda çalışmaya mahkûm edilen pratis-
yen hekimlerdir. Sanki hekimlik mesle|ini
icra edenler içinde yetersizlik sadece pratis-
yen hekim grubuna aitmiş gibi gösterümek-
tedir. Bunlann sonucunda pratisyen hekim-
ler toplumun günah kecisi konumuna gel-
miştir.
Basında yer almamasına karşın uzman-
hk eğitimi yapanlar arasında yapılan anket-
lerde de ^060-70'lere varan oranlarda ken-
dini yetersiz yetişmiş bulanlara rastlanmak-
ta, yine aynı araştırmalarda eğitimcilerin ye-
tersizliği söz konusu edilmektedir. Yani tıb-
bın belli bir alanında sağlık hizmeti vermesi
bekJenen uzman hekimler ve bütün up dün-
yasını yetiştirecek eğitici kadroda da yeter-
sizlik sorunu gündemdedir. Genel olarak ye-
tersizlik sorunu yıllardan beri her kademe
için geçerlidir.
Özellikle genç pratisyen hekimlere vuru-
lan bu yetersizlik damgasını ise yerinde bul-
muyorum. Üç büyük şehir dışında yeni ye-
tişmiş pratisyen hekimlerin genel olarak o
yöredeki uzman hekimkrden daha iyi niyetli
ve daha verimü çaJıştıkları, bilgilerinin ve
yeterliliklerinin hiç de uzman hekimlerden
daha asağı kalmadığı ortadadır. Aslında ya-
şam boyu sürmesi gereken tıp eğitimi Türki-
ye*de fakülte veya uzmanhk eğitimi sonrası
bitmektedir. Zamanla alınan bu bilgiler de
unutulmakta, aynca kendini yetiştirmeyen,
okumayanlar yeni ve değişen bilgilerden de
uzak kalmaktadırlar.
tyi işleyen bir sağhk sisteminde pratisyen
hekim, uzman hekim kıyaslaması yapmak
çok anlamsızdır. Çünkü çahştıklan alanlar
farklıdır. Uzmanhk sadece kendi ügi alanını
daraltma olgusunun bir ifadesidir. Aslında
pratisyenlik de başka bir uzmanhk dahdır.
Bugünkü sağük sisteminde uzman hekim
kendi alanında çalısamamakta, pratisyen
hekimin rolünü üstlenmektedir. Sonuç ola-
rak uzmanlaşmadığı alanda çalışmaya zor-
lanan ve kendisini yetiştirmeyen uzman he-
kimin uzman]jğ\ı kâğıt uzerinde sürse bile
pratik olarak işlevsizleşmektedir. Su^smda,
uzmanlar, yeni ve taze bilgilerle (ne kadar
yetersiz de olsa) donanmış pratisyen hekim-
lerden daha yetersiz konuma düşmektedir-
ler.
Uzman hekimJer özelh'kle tasrada mua-
yenehane hekimhği ile de özdeşleşmiş du-
rumdadırlar. Piyasa koşullannın işlediği
böyle bir ortamda pratisyen hekimlerin ye-
tersizliğinin işlenmesi ve sistemin bu şekil-
de sürmesi uzmanlığı sadece bir etiket ola-
rak taşıyanlar için buJunmaz bir ortamdır.
Sonuç olarak pratisyen hekim isimli pra-
tisyenler ve uzman hekim isimli pratisyen-
ler ortaya çıkmaktadır. Böylece ne uzman-
hk alanı gerektiren sağlık sorunlanna hiz-
met verilebilmekte ne de yeterli birinci ba-
samak sağhk hizmetleri götürülebilmekte-
dir.
önerim şudur: Eğitim sistemi sorgulana-
caksa bu bastan asağı yapılmalıdır. Tıp fa-
kültesindeki eğitim, uzmanhk eğitimi, me-
zuniyet sonrası eğitim, eğiticilerin eğitimi ve
bunlarla bağlantıh olarak sağlık sistemi...
Aksi takdirde bir gnıp hekim daha fazla iti-
bar kaybeder ve sürekli ezilir.
Hep birlikte; asistanı, öğrencisi, profesö-
rü, pratisyeni, uzmanı ile tıp eğitimini, tıp
bilgimizi, tıp pratiğimizi ve sağlık sistemi-
ni sorgulayıp dönüştürmenüı keyfini yaşa-
mak umuduyla...
Dr. ALP USUBÜTÜN
Galeri • Atölye 146 97 38 • 132 64 26
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
Gt>ze! Scnatior Faku'fes Resm Bolumg öğrencıler
GENÇLER SERGÎSt
6 Eylül-31 Ekim 1991
OERİMOO KÜLTÜII NEKKEZİ
l S T «L N B U L M7 16 ^* htn-
sa nariç nergun 3(iğiz
-ji'ffl
0
BÎT PAZARI
15 EYLÜLDEN
İTİBAREN
PAZAR GÜNLERİDE
AÇILACAKTIR.
Tel:524 35 92
12.00-17.00 ARASI
TÜRK KÜLTÜRÜNE HİZMET VAKFININ
CAFERAĞA MEDRESESİNDE
EL SANATLARI
EURS KAYTTLARI BAŞLAMIŞTm
Hal - Tezhıp • Minyatur - Ebnı • KaJem işlen
Porselen Susleme - Geleneksel Turk Moüflen ile
Tsksül Tasanmı ve UyguJamalan - Vıtray - Den Elışlen
Seramtk - Halı - Kihm - Kumaş Desenleme
Osmanhca - Resm - Modelistlik ve Stilistlik
513 18 43 • 527 31 44
İMZA GÜIUERİ
Y A R I N
K İ TA P
ŞEBILİĞİ
6 - 1 5 E Y L Ü L
Cumhuriyet Kitap Kulübü / Şişli Belediyesi
İşbirliği
6 EYLÜL Cuma
REFİK DURBAŞ KEMAL ÖZER
MÎNE KUŞ'un
1 yaşını bitirip
2 yaşına girişini hcp
birlikte kutluyoruz
TÜM SEVENLERİ
FÜSUN ERBULAK ENDER AROL
SURUCU
KURSU
Devreler:
Ha'taSonu 7 Eylüi
Hafta Içı 9 Eylüi
(Sabah-Akşam)
KADIKÖY
(Söğutlüçeşme Ca-nıı yanı)
Tel 3491824-336 02 06-336 02 79
Fax:349 18 25
ÇEVRE'91
Fuarı Çerçevesınde
ÇEPEÇEVRE
Kankatür Sergısı
TAN ORAL
4-8 Eylüi 1991
FM Fuar Merfcezı
Ortaklar Caddesı No 17
MECIDIYEKÖY-ISTANBUL
7 EYLUL Cumartesi
EMRE KONGAR HİLMİ YAVUZ MARİO LEVİ ATİLLA BİRKİYE DEMİR ÖZLÜ
Sisli Kitap Senliği Rumeli Cad. Süleyman Nazif Sokak
Kolej/Amerika'da okumuş
uzman Boğaziçili'den
İngilizce/Fen dersleri
L
17.00'den sonra
159 67 73
Hadımköy Deliklikaya köyünde satılık
tarlalar ve ifrazlı arsalar
Müracaat: Deliklikaya Emlak
Tel: 9.1836.1427
TOPLU KONUT VE
KOOPERATİFÇİLERE
DUYURU
Sapanca'da sahibinden satılık
15 dönüm imarlı arsa.
Tel.: 342 43 76
ANKARA NOTLAR1
MUSTAFA EKMEKÇİ
İki Konu...
Oğlu Abit Dursun anlattı: Turan Dursun, Sıvas'ta bölge mûf-
tüsüyken, Cumhurryet bayramlannda, tüm imamlan, mûez-
zinleri toplar, sıraya sokup resmi geçitte geçirirmiş. İmamlar,
müezzınler, Atatürk anıtına çiçek koyarlar, saygı duruşunda
bulunurlarmış. jmamlardan ayaktopu mu. eltopu mu ne, ta-
kım kurmuş, maçlar yaptırmış. CHP döneminin Diyanet İş-
leri başkanlarından, eski Devlet Bakanı Dr. Lûtfü Doğan, bir
gün Turan Dursun'u anlatırken:
— İmamlara şort gjydirdi! demişti.
Turan Dursun'un ağaç sevgisi, anlatılamazmış. Neredey-
se orrnanlar yetiştirmiş. İmamlan, müezzinleri dikiikieri ağaç
fidelerine göre değerlendirir, "Şu kadar ağaç dikmeyen ima-
mın işine son verilecektir!" gibi genelgeter yayımlarmış imam-
lara. Ağaç diken imamlan ddüllendiıirmiş. Atatûrk'e çok bağlı,
onun ilkelennden dünyada ödün vermezmiş. Atatûrkçü arar-
sanız, Turan Dursun'u gösterebilinmişsiniz. Turan Dursun'u,
Atatürk düşmanlarının öldürdüklerine kuşku yoktur. Turan
Dursun'a sıkılan kurşunlar; Atatürk'e, lâikliğe sıkılmıştır. Tu-
ran Dursun'a, bir yıl önce susturucuyla beş kurşunu sıkan
katil ya da katiller, bugüne dek bulunamamışlarsa, bunun baş
sorumlusu Çankaya'ya ANAP oylanyia tırmanıp orada otu-
ran Hacı TÖ başta, tüm ANAP iktidan, başbakanları, bakan-
lan, güvenlik gorevtileri, millervekilleriyte, tüm 12 Eylüi uzantıst
iktidardır. Turan Dursun'un, Muammer Aksoy'un, Bahriye
Üçok'un, daha nice ilericinin kat/llerini bulamayanlar, ne yûzle
bir beş yıl daha ikiidar olmak ıstıyorlar anlamak kolay değil-
dir. Kalmışsa, daha birkaç Atatürkçüyü de ortadan kaldırmak
için mi?
Turan Dursun'u anlatıyordum; oğlu Abit anlatryordu; Turan
Dursun, doğayı çok severmiş. Boş zamanlannda hep dağ-
larda, kırlardaymış. Genç oğlu Abit, ona yetişemezmiş. "iki
Bine Doğru" ya da "Yüzyıl" dergilerinde yazılan yayımlan-
maya başlayınca, gözdağı mektupları gelmeye başlamış. Pa-
ralar öneriyorlarmış!
— Yazma, susl Yazılan bırak, sana istediğin para verile-
cek!
Yurtdışından, yurtiçinden geliyormuş para onerileri, yazı-
lan kesmesi için...
— Beni öldürecekler! dermiş, bırakmayacaklar bunlar...
Turan Dursun'un öldürülüşünün birinci yılıydı dün; ûç gün
önce pazartesi günü, oğlu Abit'le birlikte Cebeci gömütlü-
ğüne gittik. Turan Dursun'un granit taşından anıtını gördük.
Orada saygı duruşu yaptık. Kenan Bey'in eşi Sekine Evrer^
in gömütü de Turan Dursun'un gömütünün çok yakınınday-
dı. Oitan Sungurlu'nun kardeşinin gömütü, Turan
Dursun'unkiyle yan yanaydı. Turan Dursun'un granit taşında
şoyle yazıyordu: "Ben karanlıkların ölümüyüm."
Turan Dursun, "Din Bu" kitaplarının ilkinde; "ûlürsem"
başlığı altında, şu dizeleri yazmış el yazısıyla. Bu, kitabın 8.
baskısında çıktı; şöyle:
"O zaman anlarsın / ölünce biri / Pazar kızışır. / ikryüz olur
hemen yüzler, / Hemen. / Dersin "Neymiş meğer", / "Ben
de ölürsem eğer / Ey "aydın cemaat"! / Lütfen oldürme be-
ni! / Lütfen!"
• • •
Ankara'da, örsan Oymen'in yazı başlığıyta "polrtika kazanı"
fokur fokur kaynıyor. adını açıklamayacağım. Hacı TÖ'ye ya-
kın bir eski politikacı, son gelişmeleri şoyle değerlendiriyor-
du:
— Ben ANAP'ın son seyrine girmek istemiyorum. ANAP
:
ın iktidar şansı yanlış birtakım şeylerle giderilmiştir. Yoksa,
ANAP bu curcunada tekrar iktidar olabilirdi. Ve muhalefetin
çalışmasıyia değil, ANAP'ın kendi yönetimindeki birtakım şey-
lerle, iktidar güçlerini yitirmişlerdir. Üzülecek nokta odur. \^ni,
ANAP'ın ben her şeyini tasvip etmiyorum, yaptıklarını, ANAP,
öyle bir politikalar izledi ki, son birkaç senede, bunu, şunun
bunun demiyorum, neticede bugün şoyle bir seçimi kazana-
mayacak durumlar doğdu diye konuşuluyor. Bu durum olma-
yabilirdi yani, benim kanaatim. Çünkü muhalefeti siz de
biliyorsunuz, muhalefetin Türkiye'de çok güçlü birgörünüm
sergilediğini söyleyemezsiniz. ANAP'ın bu duruma düşme-
si... Zaten öyle demişler; tarihte 17 mi, 18 mi büyük impara-
torluk kurulmuş, Osmanlı da bunlardan bir tanesi; hepsinin
yıkılma sebebi dış etkenlerden çok, iç etkenlermiş (gülüşme-
ler). Partiler de böyle. iç etkenlerle zayıflayıp gidiyorlar; bu,
demek tarihi bir şey. Yani bütün siyasi partilerde, iç mesele-
lerle... geçmişte ben gördüm, Demokrat Parti'yi, Halk Parti-
si'ni ondan evvel, nasıl yükseldi, nasıl indi, nasıl çıktı? Hep
aynı şeyi görüyorum. Süleyman Bey'in 1969'da kabineyi ku-
rarak yaptığı büyük tarihi hata, onu hâlâ muhalefette tutu-
yor. Bunlar iç dinamikler...
— Nasıl olmuştu o?
— 1969 seçiminden sonra bir kabine kurdu, siz onlan ha-
tırlamıyor musunuz?
— Evet! Ne oldu kabineye?
— O kabinede iç koalisyonu terketti, öbür taraf üzerine da-
yadı bütün hükümeti...
— Kimdi onlar?
— İşte o, "ılımlılar" mıydı neydi onlar...
— Anladım, Demokratik Parti olayı...
— Yüzde 56 reyle iktidara gelen bir parti, attı ay sonra Mec-
lis'te güvenoyu alamadı! Bunlann hepsi, neden gelryor, iç de-
ğerlendirmelerden geliyor. Bizim siyasi partilerimizin iniş
çıkışları, dış etkenlerden değil, muhalefet etkilemiyor. Parti-
nin kendi yanlışları etkiliyor. Ve bu galiba bir kader çizgisi.
Demokrat Parti, birinci 1950 seçiminde güzel gelmiştir,
1954'te daha güçlü gelmiştir; 1957'de perişan olmuştur. Ada-
let Partisi aynı şekilde 1965'te çok güzeldi, 1969'da daha gü-
zel sonuçla geldi, ondan sonraki seçimde ekalliyete düştü.
Biliyorsunuz yani. Demek iki seçim götürülebiliyor; burada
da bilmiyorum ANAP'ın durumunu, ona bir uzantı yapmak
istemem. ihsan Sabri Bey'in geçenlerde bir konuşmasını oku-
dum. "Bu seçimin kaderini diyor, DYP ile ANAP'ın durumu
tayin eder." Ona katılıyorum. DYP ile ANAP'ın arasında bir
yüzde 45-46 rey var, bölüşüm yapılıyor şu anda; bu nasıl bö-
lüşülürse, iktidar öyle oluşacak görünüyor.
— DYP önde gidiyor deniyor, katılıyor musunuz?
— O kadar bilgim yok. önde gittiğini söyleyemiyorum. Yal-
nız benim gördüğüm, geriye doğru sayıyorum; 100'den ini-
yorum aşağıya: "Şunlar şu kadar alır, bunlar bu kadar alır"
onun şeyi, ortaya çıkan şoyle bir manzara var: DYP ile ANAP-
ın takriben yüzde 45-50 arası bir reyi vardır. Bu reyin bölüşü-
mü, prima partiyi tayin eder diyorum. Soldakilerde de başa
baş demiyorum, Erdal Bey tabii daha yukan bir sayı alır, ama
Erdal Bey alacağını alamayacak, Ecevrfin durumu ondan şey
görünüyor kamuoyu yoklamalarında. Ben yani okuduklanmla
söylüyorum. Onun için de Türkiye bir kaçınılmaz koalisyona
girecek. Benim kanaatimi söyleyeyim, koalisyonlar zor şey-
lerdir, biz yasadık, ben üç koalisyon hükümetinde üyelik yap-
tım. Fakat şunu da söyleyeyim. Koalisyonlann faziletli taraflan
da var. En güzel tarafı nedir biliyor musunuz? Ki Türkiye'nin
ıhtiyacı vardır, birbirleriyle bağdaşmayacakmış gibi görünen
fikirleri güzel bir bağdaştırma ortamı doğuyor koalisyonlar-
da. Ve birbirine çok ters gibi görünen iki partinin bir sürü me-
selede çok güzel konsensuslar yani, mutabakatlar
doğurduğunu gördük. Ve bence Türkiye'nin ihtiyacı da bu-
dur aslında. Yani aşiretçilikten daha iyi bir şeydir bu...
KÎĞI SULH CEZA HÂKİMLİĞf'NDEN
Esas No : 1988/32
Karar No : 1989/15
Davaa : K.H.
Sanık : Mehmet Telli Ramazan ve Baranoğlu, 1973
D.lu, Kiğı ilçesi Kozlu köyil nüfusuna kayıtlı
oiup aynı yerde ıkamet eder.
Yukanda açık kimliji yazıb sanık hakkmda 6831 sayılı yasaya mu-
halefet suçundan dolayı mahkemeraize, cezalandırılması için kamu-
davası açtlnuşüı. Yapılan yargılama sonucunda sanık 6831 SJC. 91/5,
9-2253 sayılı kanunun 12/2-747 Sk. 4, 6-6831 Sk. 108/4 ve TCK'nın
36. maddelerince cezalandırüarak sanık neticeten 14.000 lira ajır para
cezası ile cezalandınlmjştır.
Tüm aramalara rağmen bulunamayan samga karar tebliğ edilece-
ğinden 7201 sayıh Tebligat Kanunu'nun 28, 29, 30, 31. maddeleri uya-
rınca ılanına, ilan masraflarının sanıktan alınacagı, karann ilan
tahhinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacagı ilanın teb-
liğine karar verildi.
Basın: 34903