19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 ^ ^ Validen araç yasagı • SİNOP (AA) — Sinop Valiliği, resmi araçların mesai saatleri dışmda trafığe cıkmalannı yasakladı. Vali Adil Yazar, devletin aracını kimsenin kendi öz mah gibi kullanamayacağmı belirterek AA muhabirine şunları söyledi: "Bir hafta sonu yaptığım denetimlerde 3 resmi aracı trafikten men ettim. Trafik görevlilerine resmi araçlan takip ettireceğim. 237 sayüı araç kanununa aykın davranışta bulunan kurum ve kuruluşların amirleri hakkında kamuü işlem yaptıracağım. Devletin aracını hiç kimse kendi mah gibi kullanamaz. Kurum amirlerinin bu konu üzerinde titizlikle durmasını istiyorum;' Sanatçılaruı adayhgı • ANKARA (UBA) — Ses sanatçısı Leman Sam, sanatçılann politikaya ginnelerine soğuk bakıyor. Leman Sam, sanatçılann sanatlanyla uğraşmalan gerektiğinı söyledi. Sanatçı Leman Sam, son günlerde birçok sanatçının aktif politikaya atılması ve çeşitli partilerden milletvekili adayı olmalanyla ilgili olarak UBA muhabirine görüşlerini açıklarken kendisinin politikaya atılmak gibi bir niyeti olmadığını belirtti. Sam, "Bence sanatçılann daha öğrencekleri çok şey var. Bu nedenle sanatçüar daha çok sanatlanyla uğrasmalı, sanatlannda Uerlemelidirler" dedi. Mııhtar maaşları • ANKARA (AA) — Köy muhtarlan ile şehir ve kasaba mahalle muhtarlanna verilmckte olan ayhk ödenek miktanna esas ahnan 500 gösterge rakamının 1000'e yükseltilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu karan Resmi Gazete'de yayımlandı. Gösterge rakamının 500'den 1000'e çıkartılmasıyla muhtarlann maaşlan 235 bin liradan 470 bin liraya yukseliyor. Içisleri Bakanlığı ilgilileri, muhtar maaşlarındaki artısın yılbaşından mı yoksa eylül ayından mı geçerli olacağı konusunda Başbakanhk'tan talimat beklendigi belirttiler. Maaş artışı 35 bini köy muhtan olmak Uzere 46 bini aşkın muhtan kapsıyor. Maaş artışıyla birükte muhtarlara yapüan ayhk toplam ödeme de yaklasık 7 milyar liradan 14 milyar liraya yukseliyor. Gümrükteoy verme • ANKARA (ANKA) — Yüksek Seçim Kurulu, gümrük kapılannda oy verme işleminin S ekimde başlamasına ve tatil günleri dahil 24 sat oy kulanılabilmesine karar verdi. Yüksek Seçim Kunılu'nun Resmi Gazete'de yayımlanan karanna göre Atatürk Havalimanı'nda, Kapıkule'de, Esenboğa ve Adnan Menderes havalimanlanndaki gümıük kapılannda oy kullanılabilecek. Gümrük kapılannda oluşturulacak sandık kurullan bir başkan ve dört üyeden oluşacak. Gümrük kapılannda. yurtdışında 6 aydan fazla ikamet edenler, ay ve gün hesabına bakümaksızın 20 yasına giren 1970 doğumlular, oy verecegi gunde yurda giriş ve çıkış yapan Türk vatandaşlan oy kullanabilecek. Oy verme işlemi seçünin yapılacağı 20 ekim pazar günü saat 17.00'de sona erecek. Emeğin Bayrağı muhabirine • tç Politika Servisi — Emeğin Bayrağı dergisi muhabiri Bülent Genç, siyasi polis tarafından gözaltına alındı. Emeğin Bayrağı dergisinin Yazı Işleri Müdüıü Nazım Taban tarafından yapılan yazılı açıklamada, önceki gün Kartal Segura Tekstil fabrika işçilerinin direnişini izleyen, dergi muhabirlerinden Bülent Genç'in gerekçe gösterilmeden siyasi polis tarafından gözaltına alındığı bildirildi. Taban, arkadaşlan Bülent Genç'in hayatından endişe duyduklarını ifade etti. Açıklamada, aynı yerde daha Önce Kurtuluş Dergisi muhabirinin gözaltına almdığı belirtildi. HABERLER 4 EYLÜL 1991 SEÇtM '91 Ş.Urfa'dan adaylığını koyacak olan sanatçı bakanlık düşünmüyor Tathses,'Bence ANAP'dediANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — "Ayagında Kundura" türkusüyle unlenen inşaat işçi- liğinden assolistliğe yükselen ses sanatçısı Ibrahim Tallıses, ANAP'tan Şanlıurfa milletveki- li aday adayı oldu. Dün genel merkeze gelerek karanru açıkla- yan Tathses, "Bu ise ni>e girdi- gimi heniiz bilemiyorum" dedi. Tathses, 10 ve 15 eylül tarihle- rinde Şanlıurfa'da miting du- zenleyeceğini söyledi. ANAP genel merkezine saat 11.00 sıralannda gelen Tathses, önce hangi odaya gireceğini şa- şırdı. Birkaç odaya girip çıkan Unlü sanatçı, "Bir bilen varsa yardımcı olsun yahu" diyerek çıkıştı. Bir görevli Tathses'i Ge- nel Başkan Yardımcısı Ersin Ta- ranoglu'nun odasına götürdu. Toplantı öncesi Taranoğlu'n- dan bir bardak su isteyen sa- natçı, gazetecilerin sorulan karşısında sık sık "of" çekti. Tathses, kısa bir açıklama yaptıktan sonra gazetecilerin so- rulannı yanıtladı: — Türkiye'nin yönetimine katılmak nasıl bir duygu... TATLISES:Vallahi mesle- ğimde nasıl hizmet verıyorsam, halk için çahşıyorsak zannede- rim bunda da oyle olacak. — Ama kanun vapmakla tiirkii sö>lemek biraz farklı galiba... TARANOGLL: Arif Sağ' dan daha iyi yapar herhalde. TATLISES: Biz nasıl yapa- hm onu büyüklerimiz bılirler. Biz becerebilirsek, beceremeyen insanlara binakım şeyler ver- mek istiyoruz. — Urfa'dan nu adaysınız? TATLISES: E\et. — Neden ANAP cazip geldi? TATLISES: Çok detaylı bir iş. Tek kelimeyle anlatılacak bir iş değil. 10 senedir görüyoruz, 17 senedir meslekteyim. Mem- lekete nasıl hizmet edilmiş, ne- ler yapılmış, görüyoruz, zaman zaman arabamızla teşekkür edi- yoruz. Telefonla halledemedi- ğim işleri, gidemeyeceğim işleri arabadan hallediyoruz. 2.5 sa- atte gidemeyeceğim yazhğıma 45 dakikada gidiyorum. — Yazlığınıza giden >olo kı- saltmalan tercih nedeniniz mi? TATLISES: Yok, birtakım şeyleri kısaltmak tabii. 25 sene- de varamayacağımız yere 10 se- nede varmak gibi bir şey. — Kültur Bakanı'vla Kuriçe kaset konusunda sorununur vardı. Şimdi aynı partide ola- caksınız. Yann partamentoya girdiğinizde bunu halledecek misiniz? TATLISES: Vallahi onu da- ha sonra düşuneceğiz. Şimdi bir şey diyemem. Ben de sizin gibi bir vatandaşım. Bana haddim olmayan şeyleri soruyorsunuz... — O bakanla yann aynı Mec- lis'te olabilirsiniz? TATLISES: Işte o zaman du- şüneceğiz. TATLISES — Ünlü ses sanatçısı ANAP'ı seçti. PORTRE ÎBRAHİM TATLISES 1952 yılında Şanlıurfa'da doğdu. Annesi Kürt, babası Arap olan Tathses, 14 yaşında nıifus kâğıdı. 24 yaşında ilkokul diploması aldı. İnşaat işçiliği ve ciğercilik yaptı. 1974 yılında radyoda çalınan "Ayagında Kundura" adlı turküyle bütün dikkatleri üzerine çekti. 1978'de sınemaya geçti. "Sabuha", "Fadile", "Kara Çadırın Kızı", "Çile", "Kara Yazma", "Yaşamak Bu Değil", "Namus" gibi filmlerde oynadı. Daha sonra yönetmenliğe başladı. "Kız Ben Garibem", "Sabuha', 'Seni Yakacaklar", "Ölürsem Kabrirne Gelme", "Sarışınsıa", "Nanay", "AUah Allah" adlı türkuleri çok tuttu. Kasetleri 1 milyondan fazla sattı. Paris'teki konserini PKK bastı. Kurtçe turku soylediği için DGM'de yargılandı. Aydınlar Dilekçesi'ndeki imzasından dolayı ifade verdi. Mafya babalanyla çekişmesi sırasında e\i ateşe verildi. Topuğundan vuruldu. Son kaseti Yemin Ettim'de soylediği iki Kürtçe şarkı yüzunden bu kasete bandrol alamadı. — Siz de bakanlık düşünüyor rnusunuz? TATLISES: Yok, ben kendi- me hiçbir zaman böyle bir şey duşünmedim. Ama memleket için gerçekten bir bakanlık dü- şünüyorvım. Ben de memleke- timden bir bakan çıksın isterim. — Ortadiregin durumunu na- sıl göniyorsunuz? TATLISES: Daha girmedik. Ortadireğe daha girmedik bey- ler. Hani normalde halkın için- deyim de. — Bugünkü durumu nasıl gö- riiyorsunuz? TATLISES: Normal görüyo- rum. Mesela ekmek bu kadar oldu diyorlar. lnelim diyorum 15 sene öncesine. Yani ben parti için konuşmuyorum. Ekmeği kaça alıyorduk, 10 liraya. Şim- di ne kadar alıyoruz bu kadara. O zaman kaç para maaş alıyor- dun, bu kadara. Şimdi kaç pa- ra ahyorsun, şu kadara. Ne fark etti? Aradaki fark doğru da iş- te paranın kıymeti kalmadı ya- hu... O zaman 10 liraya ahyorduk, şimdi 100 liraya, yani yüz bin liraya alıyoruz. — Enflasyon sizi pek etkile- memiş galiba... TATLISES: (Gülerek) O ka- dar gü2el şeyler yanyorsunuz ki boyuna yevmiyemiz artıyor. — Diğer partilerden teklif al- dınız mı? TATLISES: Aldık. Ama isim yok. Tabii ben daha bu işe niye giriyorum, niye yapıyorum bi- lemiyorum. Galiba Urfa'nın şeyliği... Urfa'ya biraz çalışmak istiyorum, o yönden karar ver- dik yani girmeye... — Milletvekili olursanız sah- ne çaltşmaruz devam edecek mi? TATLISES: Kaset çahşmala- nm devam edecek. Sahne çalış- malarım da halka dönük olacak. Ücret karşıhğında gidip çalışıp para almayacağız. Hal- ka yararlı çahşmalar yapacağsz. Körler cemiyeti, sakatlar cemi- yeti falan. — Bu işe ne kadar para ayırdınız? TATLISES: Basındaki arka- daşlar onu yanlış değerleadirdı- ler. Bu iş parayla olmaz. Sevgiyle, halkjn guvenini kazan- makla olur, parayla olmaz. Eğer ben parayla milletin oyu- nu, guvenini alacaksam hiç gir- meyeyim. Urfam beni bekliyor, parasız pulsuz... — Seçilemeyebileceginizi dü- şıinuyor musunuz? TATLISES: Düşunuyorum. — lisie güvencesi aldınız mı? TATLISES: Konuşacağız bunları daha sonra... — Aday olursanız partiye ne gibi katkılannız olacak, seçim için otobüslerinizi kullandıracak mısınız? TATLISES: Partinin ona ih- tiyacı yok ki. Benim iki otobü- sum var. — Urfa'ya ne vaat edi- yorsunuz? TATLISES: İşte hepsini de- dim ya. Şimdi bir şey diyemem. — Buradan anlaşma olma- dan da çıkma ihtimaliniz var mı? TATLISES: Sayın başkan bi- raz yardımcı olun. — Adaylığınız ANAP'ın oy- lannı artıracak nu? TATLISES: Sevilen bir insa- nın herhalde ki birtakım şeyler- de faydası olur. Ama benim ANAP'a faydam olur diye böy- le bir tezde buhınmuyorum. Türkiye genelinde hangi parti olursa olsun, îbrahim Tathses'- in herhalde birazak şe>i olacak- tır. Yani sırf halk beni zirvede görsün diye milletvekili oldu şe- yiyle milletvekili oldu. O parti- ye verecektir yani. Anlatabiliyor muyum, İbrahim'in hatın için. Belki bu azınhktadır, çoğunluk- tadır, onu bilemem. — Hülya Koçyigit'ten daha mı şanslısınız? TATLISES: Ben ondan bun- dan şanslıyım demiyorum, ken- dimi kastfcdiyorum. Kimse kimseden buyjk değildir. Siz nasıl goruyorsunuz mesela şim- di yani? Hulya Koçyiğit mi gir- se oy toplar, İbrahim Tathses mi? Mesela konseri değerlendi- relim. Hulya Koçyiğit bir kon- ser yapsın, bir de ben. Hangimize daha çok seyirci ge- lir? Siz artık ona göre değerlen- dirin. Doğrusu bu değil mi yani. —Halk sizi belki yine sanat- çı, türkücü olarak görmek ister. TATLISES: Ben o zaman, baba benim babamdır. Babam olduğu için onu seveyim, ama oya geldi mi babamdır diye ver- meyeyim. Siz babaruzı sevmiyor musunuz? Babanızı desteklemez misiniz? — ANAP'ın babası siz misiniz? TATLISES: Estağfurullah. — Sizin kadınlar hakkında bazı ilginç düşünceleriniz vardı. Bunları Meclis'e nasıl yansıta- caksınız? TATLISES: Ben hanımlan resim olarak kullanma>ahm, birtakım şeyler için. Kadınlann kendine has bir ağırhğı vardır. Onu resim olarak kullanıyoruz da bu güzel bir şey değil. — Urfa'nın saptadıgınız so- runları var mı? TATLISES: Sonra. Şimdi ni- ye söyleyeyim? Niye karşı tara- fa vereyim silahımı? — Mevcut Urfa millelvekille- rini fazla yeterli bulmuyorsunuz galiba... TATLISES: Urfa milletve- killerine saygımız sonsuzdur. Onlar da bizim abilerimizdir, dostlanmızdır, ama daha bir ça- lışkan, daha bir hareketli. Ben- ce tüm insanlar nereden seçüirse seçilsin oraya hizmet mecburi- yetindedir. Ağlamayana meme yok. Bizim Urfamız unutulmuş demeyeyim, bugün GAP geldi şey geldi, artık inşallah yağmur duasına çıkmayacağız. Bir de biz milletvekillerimizden şunu istiyoruz: Urfa'da hâlâ çim sa- ha yok, çakıl sahada oy- nuyoruz. — Hasankeyf in kurtarılma- sı için ne yapacaksınu? Sular al- tında kalıyor... TATLISES: Hasankeyfin kenarına ağaçlar dikeceğiz, ora- da çif kofte yapacağız... Tathses, ANAP Teşkilat Baş- kanı Fahrettin Kurt ve Seçim îş- leri Başkanı Ersin Taranoglu ile yaptığı göruşmeden sonra "Tat- lıses'e gülenlere halk yann verecek" dedi. Tathses, sözleri- ni, "Halk bizi getirecek, onlar himaye edecek" diye sürdürdü. 10-15 eylul tarihlerinde Şanhur- fa'da miting düzenleyeceğini be- lirten Tathses, "ANAP'Un adayım. Halkıma hizmet edeceğim" şeklinde konuştu. Genel merkezden ayrılırken TEK'e bağlı TEMSAN işçileri ile Tathses karşılastı, işçilerin kendilerini desteklemesi isteğine Tathses olumlu karşıhk verdi. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ YILMAZ^EV SEÇİM KAMPANYASUNDAN NOTLAR DYP mi, ANAP mı F. Bahçe'ye benzeyecek CELAL BAŞLANGIÇ ANAP'ın Trakya'daki görüntusü ki- milerine gore, lige Aydınspor yenilgisiyle başlayan Fenerbahçe'ye benziyordu. ANAP da 20 Ekim seçiraleri için Edir- ne'den çok sönük bir "start" vermişti. ANAP'hlara göre ise Fenerbahçe'ye dönecek olan DYP'ydi. Çunkü "Baba" da Fenerbahçe gibi vitrini, "ünlüler"le doldurmuştu ama sonuçta yine yenile- cekti. ANAP'lüar bütün tepküerini DYP üzerinden veriyorlardı. Çünkü Demirel'- in seçim tarihinin belirlenmesiyle birlikte arkasına "transfer ruzgân"nı alması ANAP'lıları ciddi biçimde rahatsız et- mişti. Bu nedenle olsa gerek Yılmaz, se- çim stratejisinin hedefini DYP'ye yö- neltmişti. Ancak gözle görünen bir mo- ral bozukluğu vardı ANAP'hlarda. Bu tedirginlik, önceki gün Edirne'de yapı- lan bölge toplantısında da ortaya çıktı. Spor salonunun tribünleri ancak ya- rısma kadar dolmuştu. Bolgeden millet- vekili adayı olmak isteyenler bile, salo- nu kendi destekçileriyle dolduramamıştı. Kürsuye ilk çıkan Edirne 11 Başkanı Ali Ayağ oldu. Yarısı boş salona bakıp "safları sıklaştıralun" dıyordu Ayhan ama dışanda zaten "cemaat" kalmamış- tı. Içeri girenler de tribünleri doldurma- ya yetmemişti. Ayhan'ın belirlemesi "Riskli bir secün geçirecegiz" yolunday- dı. Ancak daha sonra soyledikleri, sa- londa buz gibi bir havanın esmesine yol açtı: — Sizin gelişiniz nedeniyle geee giin- düz çok çalıştık. İtiraf etmek gerekir ki çalışması gereken başka arkadaşlar da vardı. Onlar çalışmadı. Bir milletvekili acaba nasıl başa gelirim diye. ilçe ilçe dolaşıp imza toplamaktadır. Imzalarla başa gelenler ANAP'ı iktidara getireme- yecektir. Ayhan'ın söyledikleriyle salonun dı- şındaki "Yagcılara ve imzacılara hayır" pankartının da anlamı onaya çıkıyordu. ANAP'ın iki Edirne milletvekili Şener tşleten ile İsmail Ügdttl, il başkanı bu sözleri söylerken yan yana oturuyorlar- dı. Birbirlerine öyle bakakaldılar... Tekirdağ İl Başkanı Tufan Yıldınm, Toprak Mahsulleri Ofısi'nin ürün bedel- lerini bir an önce ödenmesini, kentin te- lefon sorununun çözümlenmesini isti- yordu. Kırklareli tl Başkanı Mehmet Çi- ler, orman köylerındeki uygulamalardan dolayı oy kaybettiklerini belirtiyor. Kırklareli barajınm durdurulan inşaatı- nın yeniden başlatılmasmı istiyordu. Ama Çiler'in esas istediği başka bir şey- di; hem de "iş işten geçmeden": — Bekleyen tayin işleri var. İş işten geçtikten sonra bir kıymeti kalmayacak. Zaten bürokrat arkadaşlann istifa edip DYP'den aday olduklarını duşünürsek konunun önemi ortaya çıkar... Konuşma sırası Yılmaz'dayd». Spor salotıunda konuşan Yılmaz, alanda ko- nuşandan daha etkili, daha inandıncıy- dı. Ama Yıhnaz'ın konuşmasında da ANAP'ın içinde bulunduğu durumun sı- kıntısı çıkıyordu ortaya. Yıhnaz, "Bir konuda başanlı olamadık" derken "ts- tikrarlı bir şekilde yaşanan yüksek enf- lasyon"u kastediyordu. Yümaz'm amacı "ANAP'ı yeniden ortadireğin partisi" yapmaktı ama "Enflasyon sabit gelirli- leri ezmişti. Ortadireğin partisi diye yo- la çıkmasına karşm ANAP iktidanndan bu kesünler geçim sıkıntısına girmişti." Yılmaz, "Ortadireğin içinde bulundu- gu durumu ANAP'ın dezavantajı" ola- rak değerlendiriyordu. Ama Yılmaz'ın "avantaj" olarak guvendiği başka bir- şey vardı: "Türkiye insanı 1980 oncesi- ni unutacak kadar hafua kaybına uğra- mamışu." ANAP 20 Ekim seçiminin kampanya- sına hiç de parlak olmayan bir başlan- gıç yaptı. Partinin üzerine "ölii topragı serpiimiş" görüntusü, ANAP'hların şimdilik moralini bozuyor. Ama daha büyük bir telaşı şu anda yaşamıyorlar. Hâlâ birilerinin "şapkadan tavşan çı- kartacağını" umuyorlar. Ama şimdiden DYP'nin ağırhğı ANAP'hların üzerine çökmuş. ANAP'ın seçim startı verdiği ilk ge- zide Mustafa Taşar elinden mikrofonu hiç bırakmadı. Edirneli seçmenlere sü- rekli olarak "20 Ekimde top sizde. Vu- run topa, atın golii" diye seslendi. ANAP'ın mı yoksa DYP'nin mi daha çok Fenerbahçe'ye benzediği herhalde 20 Ekim'de seçmenin hangi kaleye gol attığına göre belirlenecek. HİKMETÇETİNKAYA ANAP-DYP Kapışmasında Kimi Gerçekler... Gecikmiş erken seçimde ANAP-DYP savaşına mı tanık olunacak? Estirilen havaya bakıldığında insan ister istemez şu so- ruyla karşı karşıya geliyor: — Türkiye'de sol oylar eriyip gitti mi? Dün sabah gazetelerin birinci sayfalarına bir göz atıyo- ruz. Seçim kampanyasını Edirne'den başlatan ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Mesut Yılmaz, Demirel'e çatıyor ve şöyle diyor: — Emanet oya ihtiyacımız yok... Anlaşılıyor kı ANAP'ın hedefi DYP, yani Demirel. Nasıl ol- sa SHP'nin hakkından DSP, yani Ecevit gelecek. ANAP da dağılan seçmen tabanını DYP'ye kaptırmamak için Demi- rel'e yüklenecek. Bu oyun tutar mı dersiniz? DYP lideri Süleyman Demirel, büyük kentlerde vitrin dü- zenlemesi yapıyor. Yıldınm Aktuna'dan Nevzat Ayaz'a, Ya- lım Erez'den sünnetçi Kemal Özkan'a, Hun Sapan'dan Cenk Koray'a dek bir sürü adı vitrininde kullanmaya özen gös- teriyor. DYP kırsal kesimde etkin, büyük kentlerde değil. Bunun için de kırık dökük vitrini cilalayıp "bak neier getirdim" di- yerek seçmenin karşısına çıkacak, ödünç oy isteyip 1987 se- çımlerinde aşamadığı çevre barajını geçmeye çalışacak. Beş gün önce ne demiştik animsatalım: — Bu seçim başka seçim... Sanırız söyledıklerimiz bir bir gerçekleşıyor... SHP ile DSP kapışırken ANAP ve DYP 20 ekim seçimle- rınde sandıktan birinci ve ikinci parti olarak çıkmaya çalışı- yor. SHP'ye şans veren ne sanayicı ne de işadamı var. Ga- zetelerimiz de çarşı pazar dolaşıp filesini doldurmaya çalı- şan dar gelirli yurttaşlarımıza soruyor: — Hangi partiye oy vereceksin? Yanrt şu oluyor. — Vallahi bilmem ki... SHP belediyelerde kötü sınav ver- di. Eh, belki ANAP ya da Doğru Yol'a veririm. Ha, Ecevit de hiç fena değil... 8 W37y umaşiaK? ^ kjrsal kesimde etkin, muş bir büyük kenti- buyuk kentlerde değil. mizde. Sonuçian Bunun için de kırık dökük vıtrmi cilalayıp "bak neler 37 kişiden ANAP 3, seçmenin karşısına SHP 4, DYP 7 oy ai- çıkacak, ödünç oy isteyip S•2'SaftS1 9 8 ? se fj!»le ™de H . oy vereceğini -karar- aşamadığı çevre barajını sızım" diye açıklama- geçmeye çalışacak. mış. Bu tür haberlere bakılırsa DYP üç büyük kentte birinci parti olacak yeni vitrin süslemesiyle... Bize kalırsa İstanbul, Ankara ve izmır'de yerel yönetımle- rin kimi gazeteler tarafından hedef alınmasına karşm SHP birinci parti olacaktır. İsterseniz, 1987 seçim sonuçlarını açıp bakın ve bunu 1989 il genel meclisi sonuçlarıyla bir karşı- laştırın. 1987 seçimlerinde İstanbul'da ANAP'ın oy oranı yüzde 39.7, SHP'nin yüzde 29.8, DYP'nin yüzde 115, DSP'nin yüzde 10, RP'nin yüzde 6.9'dur. 1989'da İstanbul'da il genel mec- Rsi sonuçlan ise şöyledir. ANAP yüzde 22.7, SHP yüzde 35.7, DYP yüzde 15.8, DSP yüzde 13.6, RP yüzde 10.7. 1987 genel seçimlerinde Ankara'da ANAP yüzde 39.6, SHP yüzde 29.6, DYP yüzde 14.5, DSP yüzde 6.1, RP yüz- de 4.2 oy alırken 1989 il genel mectisi seçimteıinde oylaH" şöyle bölünmüştür: ANAP yüzde 20.1, SHP yüzde 36.6, DYP yüzde 21.8 DSP yüzde 7.1, RP yüzde 7. Gelelim Izmir'e... 1987'de ANAP yüzde 35.8, SHP yüzde 35.6, DYP yüzde 15.6, DSP 9.2, RP 2.3 olarak gerçekleşti. 1989 il genel mec- lisi sıralamast ise şöyle: ANAP yüzde 213, SHP yüzde 45.5, DYP yüzde 20.8, DSP yüzde 7.6, RP yüzde 12... Hangi koşullarda olursa olsun SHP'nin kemikleşmiş bir seçmen tabanı vardır. SHP'nin oy oranı üç büyük kentteki seçim bolgelerinde yüzde 25'in altına düşmez. özellikle İs- tanbul, Ankara ve İzmir'de ANAP-DYP kapışması SHP'nin işine yarayacak, sürprız bir sonuç doğuracaktır işte hem ANAP'ın, hem de DYP'nin kuşkusu budur. Eğer DSP, SHP'yi ne denli bölerse, DYP ANAP'ın tabanını eritmezse, Mesut Yılmaz'ın "genç liderliği" tutarsa formülü belırli çevrelerin içini gıcıklamaktadır. Sanırız tüm oyunları büyük kentler bozacak, düşler bir an- da yok olacaktır ANAP'ın korkusu, DYP'nin vitrin telaşı, sos- yal demokratların "oylarımız en güçlü olanında" hesabını yaptığı havasının yaygınlaşmaya başlamasıyla alevlene- cektir... Bekleyelim, göreceğiz... DSP^NtN FİLMİ HAZIR Starl, parti reklamlarına başlıyor TV Senisi — Starl, partile- rin reklam filmlerini yayırnla- maya başlıyor. Demokratik Sol Parti'nin (DSP) hazır olan rek- lam filminin Almanya'ya ulaş- tığı ve önumüzdeki günlerde yayımlanacağı öğrenildi. Bu arada DYP'nin de reklam fil- mini hazırlama aşamasını ta- mamlamak üzere olduğu ve Starl'de yayımlanacağı bildiri- liyor. Starl'in siyasi partilerin rek- lamlannı yayımlaması ile ilgili tartışmalar devam ederken Özel TV, bu yayınları yapaca- ğını duyurdu. Edinilen bilgile- re göre DSP'nin Cenajans'a hazırlattığı reklam fılmi DSP Genel Başkanı Ecevit'in onayı- nı aldıktan sonra kaset halin- de Magic Box'm Ahnanya'da- ki stüdyolanna gönderildi. Star'a reklam veren ikinci parti DYP oldu. DYP'nin hazırlat- tığı reklam fdminin son aşama- ya geldiği öğrenildi. Starl yet- kilileri, şu ana kadar bu iki par- ti dışmda herhangi bir talep gelmediğini söylediler. ANAYOL koalisyon partisi Başbakan Mesut Yümaz'm ANAP'a en yakın partinin DYP olduğunu açıklamasından sonra siyasi kulislerde olası bu koalisyona ANA YOL adı verildi. Gerçı DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel bu koalisyona sıcak bakmayıp "Ben ANAP'ı sırtımda taşıyamam" bıçiminde açıklama yaptı, ama Gemlik'te bin ASAP'h, diğeri DYP'li iki ortak kurdukları inşaat şirketine "ANAYOL ' adını verdiler. ANAP Gemlik îlçe Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Güıel ile DYP Gemlik ilçe Yönetim Kurulu Eski Üyesi Audullah Güler'in sahibi olduğu ANA YOL înşaat Şirketi Gemlik'e bağlı Küçükkumta'da yazlık daire yapıyor. İki ortak, şirkeılerine henuz koalisyon söylentıleri çıkmadan yaklaşık bir yıl once bu adı verdiklerini belirterek, "Biz koaüsyonu kurduk. Biz anlasabildiğimize göre herkes anlasabilmeli. Tavanda birleşme olmasa da şirketimizin adı hep böyle kalacak. L'marız bu parti buyuklerimize de örnek olur" diye konuşuyorlar. Ortaklar boyle konuşurken partilerinın tek basma ikıidar olacağını savunmadan da edemiyorlar. Seçim parayla kazanılır mı? DYP, bir yandan ünlü isimleri kadrosuna alıp vitrinini suslerken, parti örgütünde de amansız bir mücadeleyi yaşıyor. Özellikle tstanbul'da, öfgütten aday olacak isimler, birbirlerinin hangi bolgeden gireceklerini ve şanslarmın ne olduğunu adım adım takip ediyorlar. Kimi isimler kendilerini avantajlı kılabilmek için parasal güçlerinı ortaya koyuyor. Bakırköy'den aday olan il yönetim kurulu üyesi ve lncirli Hastanesi sahibi Dr. Füsun Muderrisoğlu, seçim için 1 milyar lıra ayırdığını açıklaymca, aynı bolgeden aday Bakırköy İlçe Başkanı Bahattin Güneş, "Eğer bu, parayla olacaksa ben de 2 milyar harcayacağım" dedi. Ancak seçimin sadece parasal Babam, yeter artık HEP Parti Meclisi, butun yetkileri Genel Başkan Fehmı Işıklar'a verdikten sonra bütün gozler Işıklar'a dikıldi. Işıklar, yetkileri almasına aldı, ama karar vermek o kadar kolay değildi. Işıklar, üç gündür gece gundüz verecegi karan duşunüyor, kendisine "Kararınızı verdiniz mi" diye soranlara kısa yanıtlar veriyor: "Duşünuyorum." Işıklar'ın 'düşünmesı" partilileri de bıktırdı. Parti meclisi toptantısı, SHP ile sonuçlanmayan göruşmeler derken Işıklar son olarak merkez yurutrne kurulunu topladı. Bu toplantıdan ve Işıklar'ın gece gundüz suren gorüşmelerınden günlerdır genel merkeze gelıp karan bekleyen parti üyeleri de sıkılmışlardı. Partililer karan beklerken sonuçlan sık sık Cumhuriyet muhabirine sorup öğrenmeye çalışıyorlardı. Parııhlerın Cumhurn eı muhabmnm, "Peki, siz ne düşünuyorsunuz " sorusuna yanıtları ise oldukça kısaydı: "Yeter babo kararım verse de gitsek." güçle kazanılamayacağını savunanlar da var. 1983'ten beri DYP üyesi olan, bu arada "ünlü isim" olarak bu partiden aday olduğu gazete sayfalarına geçen şarkıcı Ayşe Mine ise "Mutlaka, bu iş belirli bir ekonomik güç gerektirir. Ne var ki bunun yanında kariyer ve siyasal birikim, ulke sorunlarmı yakından bilme ve halka neyin verilmesi gerektiğini saptayabilme bana göre daha ön planda gelir"1 diyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle