19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonim Iç Politıka: Celal Başlangif, Isıanbul Haberlen: Şe««y Kalkan, Ekonomı: Merel Tamer, Dış Habcrler Şırketi adına Berin Nadi • Murahhas Uye: Emine Uşaklıgil Ergnn Balcı, Iş-Sendıka: Şokran Krienci, Kultur. Celal Usıer, Ejıtım: Genca> ŞayiaD, Yurt Haberlen 0 Genel Yayın Mudürü: Hasan Cemal, Yazı İşleri Mudüru: Okay Necdet Oojan, Spor Danı;man> Abdulkadir Yücelmaa, Dızı Yazılaı Kerem Çahşkın, Arajıırma. Gönensin 0 Haber Merkezi Mûdüru: Yılçın Bayer, Sayfa Şahin \lp>>, Duıeltme. Abdallak Yaocı 0 Koordınatör Ahmet Korutean 0 Malı îşln Erol Erkut Duzeni Yönetmeni: Ali Acar 0 Temsilaler: ANKARA: Ahmet 0 Muhasebe Buleaı Yener • Butçe-Planlama. Scıgi Osnaobeşeoghı 0 Rekiam: Ayş» Tonı» 0 Idare Taa, İZMİR: Hikmet Çetiakaya, ADANA: Çetin Yigenoglu Husejin Gorer • Işletme Önder ÇeUk 0 Bılgı-iskm. NaU tnal 0 Personcl: Yayın Kurulu Başkan: llllsıı Selçuk, Okuy Akbıl, Yalçın Bayer, Hasan Ccmal, Hikmet Çetinkay», Okay Gönensin, Vgıır Muncu, Ali Sirraen, Ahmel Tan Basan ve Yayan Cumhunyeı Matbaaalık ve Gazetealilc T.A.Ş. Türkocajı CadL 39/41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 - Istanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Tel«: 22246, Fax (1) 526 60 T2 0 Burolar: Ankan: Ziya Gokalp Blv Inkılap S. No: 19/4. Tel- 133 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 1Î3 05 65 0 lnnir. H. Zıya Blv. 1352 S 2 • 3, Td: 13 12 30, Teta: 52359, Fax: (51) 19 53 60 0 Adana: lnfloü Cad. U9 S. No. 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78 TAKVIM: 4 EYLÜL 1991 Imsak: 4.56 Ouneş: 6.26 öğle: 13.08 Ikindi: 16.47 Akşam: 19.39 Yatsr. 21.04 Türk Cezff Yasası'na göre zinayapanlara ceza verilmesi, uygarlık dışı bir uygulama olarak değerlendiriliyor Ziııa erkekte az, kadında çok suçADALET AĞAOĞLU (yazar) Böyle komik yasa olmaz!Siz ne diyorsunuz; insanlann duygusal, cinsel hayatına devlet daha ta baştan iki tanık ve bir nikâh memunı ile el koymuştur. Zina yasası, benzeri yasalar, yasa bentleri, artık bu işin jandarmalan. Nikâhlanmamışlara otel odası venneyen devlet, vergi rekortmeni genelev patroniçesinin kürekle ödediği dü- züştürme vergisini cebine indirmekte mahsur görmez; hem de memnuniyetle. Aşk, aile, çocuk... Hepsi, miras falan düzenlemeleri namı altında devletin menfaat-i âlisi için sistemleştirilmiş; kişi hayatının hayat gibi yasanması için değil. Zina yasasına göre kadın, bu işi bir kere yaparsa suçludur, hapis cezasına çarptınlır; erkek kansından başka kadınla yatmayı sürekli haJe getirirse... Cezası ise kadınınkine Devlet kanşmamah Evlenen bir erkek *Kaçamak\ erkegftn hakkı Tümüyle özgür, kadın d[aTözgür. Kocasından başka bir denetlediği bedenden sıküdıkça "kaçamak" erkekle cinsel ilişkiye girmekte özgür. Ama yapmak erkeğin hakkıdır. Yeter ki orada girerse ne olur? Kendi ilişkileri bozulur. Buna burada evlilik dışı çocuklar peydahlayıp bu devletin karışmaması lazımdır. kurumu sarsmasın (!) oranla 'makul miklar'dır. Hele para öderse meseie kalmaz. Böyle komik bir yasa elbette olmaz, olmamalıdır! Fakat bakarsınız ceza, kadın ve erkek için eşitleneTek yasada iyi bir düzeltme yapıldığı sanısı uyandırabilir, aman ha! Burada aslolan, dışandan herhangi bir üçüncü şahıs veya kurumun kişilerin özel duygu alanlanna burunlarım sokamamasıdır. Bu da yasalarla düzenlenemez. Kişilere duygu, cinsel ihtiyaç vb. kadar akıl- fıkir verecek düzenlemelerin gerçekleştirilmesi gerekir. Gerçekten isteniyorsa, cinsel birleşme ve duygu ortakhğındaki kaçakçılığı önlemenin asıl yolu bu bence. Aynca bu yol herkes için aynı yerden geçmez, ayru yasa kefesine konacak sevişme yoktur. TURGUT KAZAN (İstanbul Barosu Başkanı) Ceza, züıayı durduramazZina suçunun tarihi de insanlık kadar eskidir. Toplumlar, her dönemde zina eylemini cezalandırmışlardır. Gerek Roma hukuku, gerek Islam hukuku zinaya karşı çok acımasız davranmıştır. Ama bu katı yaklaşımlann hiç yararı olrnamıştır. Cezalar, zinayı durdurmamıştır. Bugün birçok ülke, zinayı suç olmaktan çıkanyor... Ashnda zina, yalnızca boşanmaya yol açmalıdır. Cezalandırmanın mantıklı bir izahı yoktur, anlarru yoktur. Tam tersi, bastırmalar, kovuşturmalar ve davalar (başta çocuklar olmak üzere) aile üzerinde olumsuz etkiler bırakıyor. Dolayısıyla aileyi koruma adına, aile kurumu sarsılıyor. Bu yuzden yapılacak iş, zina eylemini Ceza Yasası dışına çıkarmaktır. Ancak biz, ülkemizde böyle bir eğilimin yasallaşacağını sanmıyoruz. O kadar ki zina eylemi açısından kadın ve erkek arasındaki aynmın kaldırılması önerileri bile, Meclis'te hep geri çevrilmiştir. Ve zina yapan kadın fahişe sayılırken aynı durumdaki erkeğe çapkın gözuyle bakıldığj belirtilmiştir. Sonuç olarak yeni hazırlanan ceza yasası öntasarısında konuya ilişkin düzenlemeyi hatırlatmak isteriz. Hemen belirtelim ki öntasarı metni, kadın-erkek ayrılığma son vermektedir. Yani, bu değişiklikler gerçekleşirse, evli erkeğin tek ilişkisi zina kabul edilecektir. Ve o zaman, eğer kadın isterse kocasını genelevde bastırabilecektir. Böylece devlet resmen çalışmasına izin verdiği birleşme evine giden erkeği, suç işlediği için yakalayıp hapsedecektir. tstanbul Haber Servisi — Ça- ğıraızın toplumsal gelişimi ve bi- reysel özgürlükleri içinde zina- nın kınanıp kınanmaması tartı- şılabilir. Değişik kesimlerden görüşlerine başvurduğumuz ki- şilere göre; Türk Ceza Yasası'n- da zinanın suç sayüması son de- rece uygarlık dışı bir uygulama. Oysa Batı toplumlarında zina artık eski anlammı yitirmiş ve 40-50 yıl öncesinin yasalarında kalmış. Sadece boşanma dava- lannda 'şiddetli gecimsizlik' ne- deni olarak kabul ediliyor. Ortak gönişlere göre evliliği kurtarmak adına eşlerin hiçbir zaman birbirlerini zedelememe- leri gerekiyor. Sonuçta insan onurunun ve özgürlüklerin ze- delenmesi söz konusu. Eşlerin birbirlerini yasalara şikâyet et- meleri hiçbir şeküde ilişkiyi ge- ri getirmiyor. Birliktelikler iki insanın özgür olmasıyla güzel- leşiyor. Arada güven yoksa beraber- lik niçin? tek meşru var oluş biçimi evli ol- maktır: Erkekler "miizmin bekftr" olmakla pâye kazanır- ken kadınlar "evde kaldıkları" için aşağılanır, "iffetsiz" olduk- ları için horgörülürler. Bu bas- kılar altında girilen evlilik kadı- nı kıskıvrak sarar. Artık emeği, kimliği, bedeni kocasma aittir. Emeğini karşılıksız olarak koca- sı ve onun çocuklan için harcar; kimliği çocuklannın annesi ve kocasının kansı olmaktan iba- rettir; bedeni kocasının deneti- bekleyen yasanın anlamı bun- dan ibaret. Bir feminist olarak bu yasaya da onun temelinde ya- tan evlilik kurumuna da karşı- >ım. Ay«lu Aybııy (tstanbul Üniversitesi Hukuk Profesörü): Zina fiili hem medeni hukukta bir boşanma sebebi kabul edil- mektedir hem de ceza yasasın- da bir suç olarak düzenlenmiş- tir. Medeni kanunda zinamn bir boşanma sebebi olarak duzen- lenmiş olması doğaldır ve he- Savraıı (Felsefeci- yazar): Her şe> p den önce, insan- ların cinsel seçişlerini bir suç olarak tanımlayan zina kavramı- nı benimsemediğimi belirtmeli- yim. Ama beni asıl ilgilendiren, zinanın erkekler için "biraz" suç kadınlar içinse "çok suç" olma- sı. Ne var ki bu, özellikJe Türki- ye gibi evliliğin güçlü bir kurum olma niteliğini koruduğu top- lumlarda çok da şaşırtıcı değil. Bu toplumlarda kadınlar için mi altındadır. Tümüyle denetle- diği bu bedenden sıkıldıkça "kaçamak" yapmak ıse erkeğin hakkıdır; yeter ki orada burada evlilik dışı çocuklar peydahlayıp bu kurumu sarsmasın. Kadının böyle bir "kaçamağı" deneme- si bile yasaktır. Kadını evlilik dışı ilişkide bir kez yakaladığında zina ile suç- layan, erkeği suçlamak için ise başka bir kadınla yaşamasım men bütün uygar ülkelerde ev- liliğe karşı bir sadakatsizlik teş- kil ettiğinden, bunun evliliğin sona erdirilmesi için somut bir neden sayılması doğaldır. Nitekim bizim medeni kanu- numuzda da İsviçre'deki hüküm alınarak zina mutlak bir boşan- ma nedeni sayılmıştır. Ceza ya- sasında evli bir erkeğin ya da İca- dının kendi eşinden gayri biriy- le cinsel ilişkide bulunması suç MONTREAL DÜNYA FtLM FESTİVALİ Büyük ödül, buzullarda yaşanan aşk öyküsüne MONTREAL (Cumhuriyet) — On iki günde üç yüz elliye ya- kın fdmin sergilendiği 15. Mont- real Dünya Film Festivali 2 ey- lül akşamı yapılan kapamş töre- ni ile sona ererken festivalin bü- yük ödülü olan 'Amerikalar Odülü' bir Alman filmine veril- di. Türk seyircisinin daha çok 'Bagdat Cafe' fılmi ile tanıdığı, önceki yıllarda Istanbul Festiva- li'nde Oteste' ve Salıncak 1 adlı fdmleri gösterilen Alman yönet- men Percy Adlon'un 'Salmon- benies'i (Alaska'nın kuzeyinde bulunan somon balığı renginde, dağ çileğini andıran meyveleri kutup çilekleri olarak adiandı- rabüiriz), buzullar arasında ya- şanan bir aşk öyküsü. Birleşen Almanya'nın sorun- lanna el atmakta herkesten da- ha atak davranan Adlon, dün- yanın bir ucunda, kutuplann kı- yısında bir Doğu Alman kadın- la, bir erkeği andıran genç bir öksüz Batı Alman kızın buluş- masını, bu buluşmadan doğan aşkı konu almış. Kuzeybatı Alaska'da yaşayan Eskimolann kültürlerine, her gün bir parça daha yitirilen doğaya sevecen bir duyarlılıkJa eğilen Adlon, çevre sorunları ile Birleşik Al- manya gibi iki güncel temaya birden el atarak jurinin beğeni- sini kazandı kazanmasına, ama eleştirmenlerin çoğunJuğu fılmi kutuplara yakışan bir soğukluk- ta buldu. Jüri kararlan ile eleş- tinnenlerin buluştuğu tek Fılm genç Fransız yönetmeni Xavier Beauvois'nin 'Nord' (Kuzey) adlı Fılmi oldu. Yirmi beş yıllık bir evliliğin ürünü olan mutsuz aile ortamını ve bu ortamda bü- yüyen bir çocuğun babasıyla ilişkilerini anlatan 'Kuzey', PIPRESCI ödülünun yanı sıra Jüri Büyük Ödülü'nü de kazan- dı. Bu yılki festivalde dikkati çe- ken bir nokta kadın yönetmen- lerin sayısındaki artıştı. Ne var ki kadım ele alan rümlerin hep- si de kadın yönetmenlerin imza- sını taşımıyor. Percy Adloo'un yanı sıra başka erkek yönetmen- ler de kadının dünyasını anla- maya, anlatmaya çalışmış, Gü- ney Koreli yönetmen Chang Kil-soo 'Gümüs Kısrak' adlı filmde Kore savası sırasında Ko- reli kadınlann vücutlanm Ame- rikalı askerlere satarak yaşam savaşı vermelerini konu almış. Jürinin en iyi senaryo ve en iyi kadın oyuncu ödüllerini verdi- ği •Gnmüş Kısrak' gerçekten de Montreal'de izlediğim en iyi fılmlerden biri, başroldeki Lee Alman yönetmen Percy Adlon Hyesok'un oyuncu olarak basa- nsı ise her türlü övgüye değer. Kadın oyuncu dalında ödül, Koreli oyuncu ile 'Rambling Rose' adlı, gene bir genç kadı- nın dünyasını anlatan ve genç bir kadın yönetmenin imzasını taşıyan Amerikan filmindeki başardı yorumundan ötürü La- ura Dern arasında paylaştırıldı. Erkek oyuncu dalındaki ödül, Alain Tanner'in 'Gölgesi- ni Yitirea Adam' filmindeki dört dörtlük oyunu ile İspanyol sine- masının emektar aktörü Fran- cisco Rabal'a verüirken Tanner yarışmadan eli boş dönüyordu. Oysa Tanner'in fılmografısine yakışan, duyarlı, düşündürücu bir filmdi 'Gölgesini Yitiren Adam'. Rabal'ın ölmeden önce fılmin kadın kahramanına öner- diği gibi, 'dünvadaki namussuz- luklarla mücadele etmekten ge- ri durmayan' onurlu bir yaşamı savunan bir fılm. Tanner'in in- san sıcaklığını, direncini İspan- ya toprağında, İspanyol insa- nında bulması ise hiç şaşırtıcı değil. Bu sıcakhğı aktarmada gerek Rabal, gerekse Angela Molina azımsanmayacak bir ba- şarı elde ediyor. 'Gölgesini yitiren' yani yaşamda uğnına savasacak hiçbir amacı, ilkesi kalmamış, tüm inançlannı yitir- miş Batı insanırun çıkmazıru ko- nu alan bu Ispanyol-lsviçre- Fransız ortak yapımı festivalde- ki pekçok fılmin içeriğine ışık tutuyordu sanki. Montreal Festivah'nin En İyi Yönetmen Ödülü ise genç ttal- yan yönetmeni Maurizio Nic- hetti'nin oldu. Geçen yılki Mos- kova Festivali'nde 'Büyük Ödülü' kazanan -Istanbul Fes- tivali'nde de büyük ilgi gören- 'Sabun Köpüğü Hırsızlan'nın yönetmeni, bu kez animasyon fılmlerini seslendirme işinde ça- lışan kahramanının bir çizgi fılm kahramanına dönüşmesini anlatıyor. "Roger Rabbit'in yaptığı gibi animasyonla gerçek oyunculan iç içe kullanan Nic- hetti, gagları, nefıs esprileri, animasyonu kullanmaktaki ba- şansı ile yönetmen ödülünü ger- çekten hak ediyor. Festivalden geriye kalan en keyifli filmler- den biri de 'Laf, Laf, Laf adlı Çekoslovak canlandırma fîlmi. Mkhaela Pavlatova, bu fılmi ile kısa film dalındaki 'Büyük Ödül'ün sahibi oldu Montreal'- de. Burada, Turk filmleri de (Berdel, Camdan Kalp) dolu sa- lonlara gösterildiler. TimnVln \ii\f\\r\i\ crkTıı-ı-İf ft-»trii»»liik Son günten 1 »! kapalı kutu nite- ı r a n a a K a a ı n a s p o r u ı ozgurııiK ,iğini d e g i ş t i r n ı e çabaSına dü- şen İran, bir atılım daha yaparak kadınlara spor etkinliklerine katılma olanağı tanıma karan aldı. AFP'nin haberine göre artık yetkililer, kadını tenis kortlannda, jimnastik salonlannda ve yüzme havuzlannda boy göstermeye özendiriyor. Ocak ayında kadınlann katılacağı bir spor turnuvası düzenlemeyi kararlaştıran tran. 47 ülkeyi basketbol, jimnastik, yüzme, masalenisi ve voleybol karşüaşmalannda yer almaya çagırdı. Yeni uygulamaya göre jimnastik salonlan gü- nün belirli saatlerinde yalnızca kadınlara açık olacak. Kan kocanın birlikte tenis o>namasına olanak tanınması henüz düşünülmüyor. Turizm Bakanlığı kabul etti Kumarhane büyük yaraTurizm Bakanlığı Basın Sözcüsü Tuna Huş, Türkiye'de halen 34 kumarhane bulunduğunu, 9 tesisin daha izin almak için beklediğini belirterek "Kumarhaneler disipline edilmelidir. Bu tesisler Türk toplumunda büyük yara açmıştır" dedi. ANKARA (ANKA) — Tu- rizm Bakanlığı Basın Sözcüsü Tuna Huş, Türkiye'deki turis- tik tesislerde 34 kumarhane, bu- ralarda da 202 oyun masası, 2 bin 374 oyun makinesi bulundu- ğunu belirterek "Kumarhaneler disipline edilmeli. Bu tesisler Türk toplumunda büyük yara açmıştır" dedi. Tuna Huş, düzenlediği basın toplantısında Turizm Bakanlı- ğı'na halen 9 turistik tesisin ku- marhane açmak için başvurdu- ğunu bildirdi ve "Ancak bunla- ra izin verilmis değil" dedi. Kumarhanelerin yeniden ele alınmasının zorunlu hale geldi- ğini ifade eden Tuna Huş, "Ku- marhanelerde Türk vaıandaşı tespit edilince bakanlık tarafın- dan buralar kapatılıyor, ancak yargı siireci sonrasında yeniden açılıyor. Bir süredir Turizm Ba- kanlıgı'nın kumarfaane kapatma faaliyeti olmadı" diye konuştu. "Durgunluk aşıldı" Turizm Bakanlığı Basın Söz- cüsü Huş, Türk turizminde yı- lın ilk beş ayında görülen dur- gunluğun tamamen aşıldığını savundu. Huş, özelhkle Akdeniz ve Gü- ney Ege'deki turistik tesislerde doluluk oranlarının kapasitenin tamamına yaklaştığını bildirdi. Huş, "Havaalanlanmızda gelen turistlerin yarattığı yogunluk, yöre valilerinin üstün çalışmalan sonucu aşümaktadır. Yapılan re- zervasyonlardan anlaşıldığına göre eylül ayı da turizmimiz açı- sından son derece olumlu geçecektir" dedi. Turist taşıyan uçaklar yakıt bedellerinin yarısının iadesi uy- gulamasıyla yabancı seyahat acentelerinin taşımada ucuzluk olduğu gerekçesiyle turistleri Türkiye lehinde etkilediğini be- lirten Tuna Huş, "Turistler de bu ucuzluk nedeniyle tercihlerini ülkemize gelerek kullanmakta- dırlar. Bir başka deyişle, Türki- ye bu kararla cografi açıdan Yu- goslavya'nın önüne getirilmis olmaktadır" dedi. Tuna Huş'un açıklamasına göre bu yıl 21 eylülden itibaren "hafta" olarak kutlanacak Dün- ya Turizm Gunü etkinlikleri do- layısıyla Turizm Bakanlığı'nın 'Altm Güneş' ödülleri dağıtıla- cak. Ödüller "En iyi rehber, en faal seyahat acentesi (yerli- yabancı), en faal tur operatorü (yerli-yabancı), yurtdışında Türkiye'nin tanıtımını en iyi bi- çimde yapan kuruluş, turizm açısından olumlu hizmet veren otel, motel, restoran ve gazino, en çok turist taşıyan hava, ka- ra, denizyolu şirketleri, Turkiye hakkında en olumlu yazıları ya- zan yabancı turizm yazan veya aazetecisi" alanlannda verile- cek. teşkil eden bir fiil sayılmıştır. Ne var ki evli erkek açısından bu- nun bir suç teşkil etmesi için kendi eşinden gayri bir kadınla kan-koca gibi yaşaması şartı konmuştur. Bu durum kadınlar açısından böyle değildir. Evli kadın kocasından gayri bir er- kekle bir kez de cinsel ilişki kur- muş olsa, bu cezalandınlmak için yeter. Bu aynm nesep kanş- ması gerekçesiyle izah edilmek- te ise de kuşkusuz eşitlik ilkesi- ne aykındır. Aynca daha önemli olarak zinamn hâlâ bir suç sa- yılması yanhştır C u u Arnı (Avukat): Ka- dının bosanmayı reddederek, zi- na nedeniyle ceza davası açtır- masının temel nedeni, herhalde kendisini çok hakarete uğramış, incinmiş hissetmesi ya da öç al- ma isteği olabilir. Bununla bir- likte boşanmakla içinde bulun- duğu statüden büyük kaybı ola- caktır. Yani kendisi ekonomik olarak bagımsız değilse kocası- nın ekonomik koşulları ona doğru düzgün yaşama olanak- ları sağhyorsa temel olarak bu olanaklardan vazgeçmemek için boşanmaz. Diyelim ki adam yüksek derecelı bir memur ya da yönetici. Pek çok sosyal hakkı var. Boşanmakla kadın bütün bunları ve sosyal statüsünü kay- bedecektir. Intikam duygusunun yanında kadının asıl vazgeçeme- diği bu haklardır. Boşanan ve çahşmayan kadına devlet her- hangi bir sigorta kapsamı içine alıp maaş bağlasa veya genel olarak işsizlik sigortası Türkiye^ de yaygınlaşsa kadın, doğru düzgün nafaka alacagından bo- şanmayı çok daha kolay kabul edecektir tahmin ediyorum. F e r U n Ycaiaey (Marma- ra Üniversitesi Hukuk Fakülte- si Ceza Hukuku Profesörü ve MÜ Basın Yayın Yüksek Oku- lu Müdürü): Meseleye özgürlük açısından yaklaşmak lazım. Öz- güıiük, bir bütündür. Eğer öz- gürlüğü tam olarak algılayacak olursanız herkesin özgürlüğü vardır. Evlenen bir kişi özgürlü- ğünden fedakârlık etmiş ola- maz. özgürlük veyahut insan haklan ana kıstastır. İnsan hak- larıru ihlal etmeyen bir fiil, suç olamaz. Bugün müstehcenlik ni- çin suç haline getirilmiştir. Ya- sa böyle diyor. Genel ahlaka ay- kırı olan, insanın cinsel arzula- nnı uyandıran şeyler müstehcen sayüır diyor. Hani nerede bura- da insan haklan ihlali? Yok. Ya- ni bu fiilin suç olmaktan çıka- rılması lazım. Fakat bir insanı insan olma onurundan yoksun bırakan yazılar, kadım bir obje haline getiren yazılar, onun in- san haklanm ihlal eder. Yani ka- dm türiinün insan haklanm ih- lal eder. Batı ülkelerinde bu tür suçtur. ölçü yine insan haklan- dır. Zinaya da aym bakış açısıyla bakmak lazım. özgürlük var. Evlenen bir erkek özgür, kadın da özgür. Kocasından başka bir erkekle cinsel ilişkiye girmekte özgür. Ama girerse ne olur? Kendi ilişkileri bozulur. Buna devletin karışmaması lazımdır. Özgürlük fikri tam olarak kabul edilen bir toplum içinde yersiz- dir. Eğer Türk toplumu özgür- lük fikrini tam olarak kabul ederse zina suç olmaktan çıkma- hdır. Boşanma nedeni olmalıdır. Fakat Türk toplumuna, zinayı suç olmaktan cıkarmak yarar mı yaramaz mı? Bunu da ayn de- ğerlendirmek lazım... Biz ideal olarak öyle düşünüyoruz. Fakat biz, Türkiye'de zinayı suç ol- maktan çıkartırsak cinayetler ar- tar belki de bilmiyorum. E H U G«lip SaMbüet (İn- san Haklan Derneği kurucula- rından): Zina yasası çağdışıdır. TCK'da suç olmaktan çıkarıl- malıdır. Boşanma nedeni olabi- lir. Eğer boşanma nedeni ola- (Arkası 17. Sayfada) 2000 yılında insan boyıı • ANKARA (ANKA) — İnsan boyunun gittikçe uzadığı ve 2000'li yıllarda ortalama insan boyunun 2 metrenin üzerine çıkacağı bildirildi. TÜBlTAK'ın yayımladığı Bilim Teknik Dergisi'nde yer alan bir araştırmaya göre halen dünyada ortalama erkek boyu 1.78 metre, kadın boyu ise 1.68 metre düzeyinde bulunuyor. Bilim adamlannca yapılan bir araştırmada bundan 100 yıl önce yaşayan insanlann boyunun ortalama 1.60 metre olduğu belirlenirken ortalama boyun 2000'li yıllarda 2.02 metre olacagı öne sürüldü. Bilim adamları 3.5 milyon yıl önce Afrika'da yaşayan insanlann boyunun ise 1 metreyi geçmediğini saptadılar. Araştırmaya göre bugün 18 yaşındaki bir erkek çocuğun boyu, babasından 5 santimetre, aynı yaştaki kız çocuğun boyu da annesinden 3 santimetre daha uzun oluyor. Zeytinliada payla^ılamıyor • BANDDtMA (AA) — Erdek ilçe merkezine 200 metre uzaklıktaki Zeytinliada, Erdek Belediyesi ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü arasında paylaşılamıyor. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün 36 odalı dinlenme tesisinin bulunduğu ada, Erdek Belediyesi tarafından açık hava müzesi olarak kullanılmak isteniyor. Erdek Belediye Başkanı Hamit Nural, Zeytinliada'da Bizans dönemine ait çok sayıda tarihi eser bulunduğunu, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün dinlenme tesisleri yaparken tarihi eserlerin üzerine beton döktüğünü ileri sürdü. GSGM'nin adada kaçak yapüaşmaya gittiğini savunan Belediye Başkanı Nural, adanın Kültür Bakanlığı'na devredilmesi gerektiğini savundu. Aşı kampanyası __ • ANKARA (AA) — Sağlık Bakanlığı, yeni bir aşı kampanyası başlatacak. Sağlık Bakam Doç. Dr. Yaşar Eryıhnaz, aşılama oranmın istenilen seviyeye ulaşamadığını belirterek önümüzdeki günlerde yeni bir aşı kampanyası başlatacaklarını bildirdi. Aşılama oranlarının yüzde 80'lerin üzerine çıkanlması hedeflenen kampanyada çocuk felcine karşı değişik bir uygulama düşünüldüğünü de vurgulayan Eryılmaz, "Son üç yıl içinde çocuk felci vakası görülen ve aşılama oranları yüzde 70'in altında bulunan 20 ilimizde önümüzdeki şubat ayından haziran ayına kadar sürecek devrede iki dozJuk polio aşısı kampanyası uygulanacak. Bu yeni yöntem bazı dış ülkelerde başanyla uygulanmıştır" dedi. Cilt için yeni bir tirün • Haber Merkezi — L'Oreal, yeni bir ürün piyasaya sundu: Plenitude yağsız nemlendirici likit krem. Krem; cildi parlatmadan bakım yapıyor. Özellikle genç ciltlerin ve yağlı bakım ürünleri kullanmak istemeyen bayanlann ihtiyaçlanna cevap veriyor. Plenitude yağsız nemlendirici likit kremin tüketici fıyatı tüp 40 ml.: 35.0OOr TL, kavanoz 50 ml.: 43.000r TL. ODEME KOLAYLIĞI Borsa yatınmlarmızı Demirbank Menkul Değer ler'de gerfekleşfirin, alım emirleri sonrasında ödeme kolaylığından yararlanın. DEMİRBANK MNKUL DEĞİRLER 166 5022-173 2127-1732195 DEMİRBANK aun e- dıler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle