19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EYLÜL 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/9 12. DÜNYA ŞAİRLER KONGRESİ Kongreyi Maraş kapattı • İSTANBUL (AA) — Kultur Bakanı Gökhan Maraş, Türkiye Cumhuriyeti'nin kullüre ve onun çok onemli bir unsuru olan sanata ve şiire buyuk onem verdiğini belirterek "lnanıyoruz ki çağımız insanı büyük bir iştiyakla arzu ettiği ve beklediği huzunı, üstttn kaliteyi sanat eserleri yoluyla bulacaktır" dedi. 5 gündur devam eden 12. Dünya Şairler Kongresi, dün duzenlenen odül töreni ve kapanış bildirisinin okunması ile sona erdi. Son oturuma kattlan Kultur Bakanı Gökhan Maraş, yaptığı konuşmada kongreyi başından beri takip edememekten dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve şunları söyledi: "12. Dünya Şairler Kongresi'nin amacı olan şiir yoluyla dünya insanları arasında sevgi, barış ve kardeşlik duygularını geliştirmek yolunda önemli bir adım attığına inanıyorum. Bu yolda bu yıl butün dünyada sevgi rüzgârları estiren Yunus Emre'nin mesajlannın doğru bir şekilde anlaşılmış oitnasından ve dünya şairlerine derin tesirlerinden ayrıca sevinç duyuyorum!' OPERA/BALE Opera-Balede yeni sezon • Kültiir Servisi — Istanbul Devlet Opera ve Balesi 1991-92 sezonunu 5 ekimde "Yunus Emre Sevgi Yılı" nedeniyle A.Adnan Saygun'un Yunus Emre Oratoryosu'yla başlatıyor. 4'ü bale, 16'sı opera olmak üzere toplam 20 yapıttan oluşan bir repertuarın sunulacağı bu yeni sezonda etkinlikler Atatürk Kültür Merkezi'nin iki ayrı sahnesinde Buyuk Sahne ve Konser Salonu'nda sürdurülecek. Nicolai'nin "Windsor'un Şen Kadınları", Rodgers'in "Neşeli Gunler.", Verdi'nin "Nabucco", Mozart'ın "Figaro'nun Duğünü", Donizetti'nin "Don Pasquale" ve Rossini'nin "Kubarbaz'ın Oğlu" operalarıyla, Çaykovski'nin "Fındıkkıran", Pauli'nin "Abdullah" baleleri bu sezon sahnelenecek yeni yapıtlar. Yunus Emre, 'Carmina Burana' ve Mozart'ın 200. olum yıldönümü nedeniyle düzenlenecek olan 'Mozart Requiem' ise Istanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından konser biçiminde seyircinin beğenisine sunulacak yapıtlar. SERGİ Kansu'nun kadın figürleri • Küllıir Servisi — Filiz Kansu'nun resim sergisi dün The Marmara Brasserie'de açıldı. Serginın tumu kadın figürlerinden oluşuyor. 1959 yılında lstanbul'da doğan ressam Filiz Kansu, resim çalışmalarına ilköğretim öncesi başlayıp aldığı resim öğrenimiyle birlikte oncelikle figur resmi yapmaya başladı. Daha sonra Istanbul Devlet Guzel Sanatlar Akademısi'ne gıren Kansu, daha sonra İngıltere'de stilistlik eğıtimi gordu. Kansu, şu sıraiarda bir Alman firmasında tasanmcı olarak çalışıyor. Figür resminde kadın figurunu resmeden sanatçı, bazen nesnel, bazen tensel gorunen ve dış gorunumü biçimsel kabul edilen kadının kendisine sonsuz uretme imkânı veren bir kaynak olduğuna inanıyor ve en iyi olarak kadını tanıdığını iddia ediyor. Sergi 20 eylul - 20 kasım tarihlerı arası The Marmara Brasserie'de ızlenebılir. (Fotoğraf: İBRAHIM GUNEL) FESTİVAL 'Akbank Caz Festivali' • Kültür Servisi — Akbank, sanat etkinlikleri kapsamında 22-26 ekim tarihleri arasında Akbank 1. Uluslararası Caz Festivali'ni düzenliyor. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleştirilecek festivalde dunya cazının yetkın örnekleri sergilenecek. Akbank 1. Uluslararası Caz Festivali'ne bu yıl Max Roach Quartet, Art Ensemble of Chicago, Airto Moreira ve Flora Purim, Ahmed Abdullah and The Solomonic Sextet ve Senem Diyici Sextet toplulukları katılıyor. Beş gun boyunca iki gösteri şeklinde yapılacak festivalde 18.30 seansları 30.000 TL, 21.30 seansları 40.000 TL olacak. Biletlerini Akbank şubelerınden alan Akkart ve J.Kart sahipleri, gösterileri VtSO ındirımlı ızleyebilecek. Açılış konseri dışında yerler numarasız olacak. Biletler, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda Taksim, Suadiye, Nişantaşı, Osmanbey ve Bahariye Akbank şubelerinde Taksim ve Suadiye Vakkorama'da satılacak. Akbank festivalden elde edilecek gelırı oğrenım burslarında kullanacak. Basın müzesi etkinlikleri • Kültür Servisi — Gazeteciler Cemiyeti Basın Muzesi, eyliıl ayı kültür ve sanat etkinlikleri kapsamında çeşitli sergiler düzenliyor. Ortakoy Kültür Merkezi'nde 26 eylül-12 ekim tarihlerı arasında acık kalacak sergilerden ilki FOSEM'in (Fotoğraf ve Sinema Emekçileri) Göç Yollan başlıklı fotoğraf sergisi, Esra Carus'un seramik sergisi ve Şebnem Altıntaş, Serap Beyhan, Mahmut Bozkurt, Bahri Genç'in karma resim sergisi de aynı tarihler arasında izlenebilecek. Etkinlikler kapsamında ayrıca Ortaköy Kültur Merkezi müzisyenlerinin muzik dinletileri de yer alıyor. Ayrıca Basın Müzesi'nde düzenlenen resim, gravür, minyatur, tiyatro ve diksiyon çalışmaları bu yıl da devam edecek. Ekim ayında başlayacak bu çalışmalara katılmak isteyenler müzeye başvurabilirler. İLAN ERZURUM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 990/236 Davacı Nurullah Sever, Mehmet Cahıt Sırmacı Vekilleri avukat Ih- san özturk tarafından davalılar Yılmaz Abuşoğlu ve Halıl öztürk aleylıne açılmış bulunan sözleşmenın iptalı davasmın yapılan açık du- ruşması sırasında verılen karar gereğınce: Davalılardan Halıl Özturk adına meşruatlı davetiye çıkanlmış, yeni adres bırakmadan eski adresıni terk ettiği ve zabıtaca da adresi tes- pit edilemedığınden, Mülkitinın muvekkilllerine ait olan 1/2 hisselı Muratpaşa Mahal- lesi Pafta 9, Ada 231, Parsel 86'da kayıtlı bulunan arsa uzenne kat karşılığı bına yapmak üzere davalı kooperatif yetkilileri ile Erzurum 5. Noterliğinden 2 Eylül 1987 tarih 17476-17477 sayılı sözleşme ya- pıldığını tnşaat 1987 yılında başlanıp arsa üzerine iki kat yapıldığını ve bugune kadar da 5 kat olması gerekirken hıç k-at atılmadığını ve bu yer uzerinde usülsuzlûkler yapılarak bu katlar birden fazla kişile- re satılarak davalılar hakkında yasal ışlem yapılmış olup, keza söz- leşme gereğince kooperatif 1 Eylul 1989 yılında daireleri anahtar teslimı muvekkıllerine teslim edeceğinı, 1 Ocak 1990 tarıhine kadar da teslim edemez ise arsa uzerinde yapmış olduğu inşaatdan hıç bir hak talep edemeyeceği hususunda da cezai şart konulduğunu, bugu- ne kadar da hiç bir şartın yerıne getırilmediğınden sözleşmenin ıpta- lıne karar verilmesı istenmiş olup, lşbu ilanın ilan tarihınden ıtıbaren davalının (Halıl özturk)ün bu dava ile ilgılı ne gibı evrak ve belge var ise duruşmanın atılı bulun- duğu 31.5.1991 günü saat 09'da Erzurum 1. Aslıye Hukuk Mahke- mesi duruşma salonunda hazır bulunması davetiye yerine kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur 24 4.1991 Basın 49409 Pöpüler müziğin binbir suratı David Bowie'den yeni albürrv Tin Machine II Binbîr surat şimdi 'muzır'YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM — Rock'ta bazüan dokuz canlı. David Bo- wie, buniardan biri. Modern popüler müziğin binbir suratı. Takmadığı maskelerin sayısı hızla azalıyor. Günümüz insanı- nın kimliksizliği, daha doğrusu kimlik şizofrenisi, peşine düştü- ğü temel kaygı. Farklı dönemlerin bir tür "kırması" olan müziğini belir- sızlik dolu bir içeriğin üzerine oturtuyor, yenilikçi eda ile çer- ceveliyor yıllardır. Bukalemun misali geçirdiği 1970 ve 80'lerden sonra, iki yıl- dır, Tin Machine grubunun bir ferdi. Adtnj öne çıkarmiyor, fa- kat herkes Tin Machine'i, fert- lerinden biri o olduğu için izli- yor. Çünkü grubun yaptığında önemli bir yenilik yok. Basçı Tony Sales ve davulcu Hunt Sa- les 15 yıl kadar önce Todd Rundgren'le benzeri işleri kotar- mış, fakat pek ügi görememiş- ti. Gitarist Reeves Gabrels'le de desteklenen Tin Machine dört- lüsü o eski üçlünün sanki deva- mı gibi. Bowie'yi, 1980'lerin egemen gücü kılan ünlü Let's Dance al- bümü ardından, gecen on yılın ikinci yansında bir gerileme içinde görmüştük. Tonight al- bumü hak etmediği biçimde, 1987'de çıkan Never Let Me Down albümü ise oldukça hak- lı olarak rock çevreleri içinde temkinli karşılanmış, davulcu Erdal Kızılçay'ın da katıldığı - yine 1987 tarihli- Glass Spider adlı dünya turnesi ise bir fiyas- ko olmuştu. Bu düşüşün ardından 1988 sonlannda yepyeni bir Bowie çıktı ortaya. Hemen herkes o devrini artık tamamladığını, ka- zandığı paraları sükûnet içinde yemeye başlayacağını düşünü- "Tin Machine H'nin kapağıABD'de "muzır" bulunarak yasaklandı. Nedeni, kapakta 4 klasik erkek heykelinin çırılçıplak görünmesi! Albüm şimdi iyi satıyor. "Tin Machine II" hem eski David Bovvie tutkunlanna hem de heavy-metalcilere doyum veriyor. TAKMADIĞI MASKELER AZALIYOR — David Bovvie'nin takmadığı maskelerin sayısı hızla azalıyor. Gunumuz insanının kimliksizliği, kimlik şizofrenisi Bcmie'nin peşine duştüğü kaygı. yordu. Tin Machine, heavy-metal sı- nırında gezinen bitirim üslubu, ustura gibi söylemiyle, yeni bir Bovvie beklemeyi alışkanhk ha- line getirenleri hayli şaşırtıp se- vindirdi. Yalın biçimde Tin Machine diye adlandırılan al- büm, dinleyiciyi -gariptir- ferah- latan bir iç dinamizme, yoğun- luğa, hatta saldırganlığa sahip- ti. Hem Bovvie için hem de din- leyicisi için bir tür terapi! Aşın ölcüye varan güniltUsü nedeniy- le radyolarda pek çalın(a)madı. Rock kitlesini beklenmedik biçimde "vunnası" nedeniyle yeterince satmadı. Bu, Tin Mac- hine Il'nin başka bir şirketten çıkmasıyla da açıklanıyor. Fakat Bovvie ve üç arkadaşı bu kez "ya satmazsa?" kaygısı duymak zorunda değil. Çünkü Tin Machine II albümü, daha ortaya çıkmadan önce olay ha- line geldi. Kapağı ABD'de "mazır" bu- lunarak yasaklandı, ardından da değiştirildi. Nedeni, kapakta yer alan dört klasik erkek heykelinin "şeylerinin" görünmesi! Gelen haberlere gore, yeni - ahlakçılığm kasıp kavurduğu ABD'de plakçılann yüzde 6O'ı, değil Tin Machine II albümünü teşhir etmeyı, almayı bile red- detrniş. Edward Bells'in Hele- nistik dönemden kalma dört heykelden esinlenerek hazırladı- ğı kapak, bu beton gibi direniş karşısında, taş erkeklerin şeyleri" etiketle örtülerek çık- mış. ABD dışmda ise "mnnr" ka- paklar geçerli. Bunun albüme yönelik ilgiyi ne kadar artırdığını tahmin et- mek güç değil elbette. Tin Mac- hine II, şimdi iyi satıyor. Fakat başanyı sâdece kapağm yarattığı sansasyona bağlamak doğru değil. Bovvie, beklendiği gibi, yine kendisini -bu kez öl- çulü de olsa- yenilemiş, önceki Tin Machine albumünün ikinci cildini çıkarmaya çahşmamış. Bu kez daha yumuşak bir söylem var karşımızda. Ciyak ciyak gitar, gümbür gümbür da- vul biraz daha arka planda. Sözgelimi You Belong To Rock'n Roll adh beste, akustik gitar destekli psikodelik atıfla- n ile Ziggy St. Ardust dönemi- nin Bovvie'sini çağrıştırıyor; Sorry ile Amlapora başhldı par- çalar ise Hunky Dory dönemi- nin yumuşak, lirik baladlannı. Hem Betty Wrong hem de Shopping For Girls'ün yeri de yine 1970'lerin ilk yarısındaki Bowie'ye ait gibi. Fakat, yumuşama ve geçmi- şe özlem bir yana, Tin Machi- ne'in sekiz silindirli motonı hâlâ sıkı çalışıyor; gaza basmak ye- terli. A Big Hurt ile Baby Üni- versal, albümün iki "ejderha" parcası. One Shot ise denetimli gürultunün doruk noktası. Tin Machine II hem eski Bo- vvie tutkunlanna hem de heavy- metalcilere doyum verecek bir albüm. Sanatçının bir geçiş dö- nemine girmekte olduğunun da sanki habercisi. David Bowie'nin Tin Machi- ne'i şu sıraiarda Avrupa turne- sinde. Dörtlü büyük mekânlar- dan özellikle kaçınıyor. Küçük rock kulüpleri, hatta sahnesi olan barlar, Tin Machine için ideal konser mekânlan. Sürpriz konserler de Tin Machine'in ün kazanan icraatlan arasında. Bü- yük arenalar, stadyumlar, Bo- vvie'ye göre, sahne ile dinleyici arasmdaki mesafeyi "asılmaz" kılıyor, rock olayı anlamını kay- dediyor. Kişiyi yakın takibe alan Tin Machine gibi gruplar, kuşku- suz, her kent için gerekli. Anadolu kilimleri Saray'a girdiİstanbul Halı ve Kilim Derneği'nin Tekstilbank'ın sponsorluğunda düzenlediği "Türk Koleksiyonlarından Kilimler Sergisi" İbrahim Paşa Sarayı'nda açıldı. Sergi kapsamında çoğu Orta ve Batı Anadolu bölgelerinden derlenen özel koleksiyonlardan çıkma 32 kilim yer alıyor. Kültür Servisi — Istanbul Halı ve Ki- lim Derneği tarafından Tekstilbank'ın 5. kuruluş yıldönumunde, bankanın spon- sorluğunda duzenlenen "Türk Koleksi- yonlarından Kilimler Sergisi" dun Sul- tanahmet'teki ibrahim Paşa Sarayı'nda açıldı. 8 ekim günune dek açık kalacak sergi kapsamında özel koleksiyonlardan seçilmiş 32 Anadolu kılimi sergileniyor. Dun serginin tanıtımı amacıyla İbra- him Paşa Sarayı'nda bir toplantı duzen- lendi. Toplantıya konuşmacı olarak ka- tılan Tekstilbank Yönetim Kurulu Baş- kanı Bahattin Bursalı, "Bankanuz 5 ya- şında. Bu sergiye destek vermeyi görev saydık" dedi. Tekstilbank Genel Müdü- rü .\li Kaplan ise çeşitli kuruluşlann son yıllarda kultür-sanat etkinliklerine ver- diği maddi desteğin arttığına dikkati çek- ti. Turk ve Islam Eserleri Müzesi Müdü- rü Nazan Ölçer, kilimlerin dünyayı yeni keşfettığini dile getirdi. Ölçer, "Istanbul Halı ve Kilim Derneği, Türk halı ve ki- limlerinin dunyaya tanıtılmasını amaçlı- yor. Bu sergi. aynı zamanda onümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek. 9. Türk Sa- nat Fuan kapsamında bu yonde bir boş- lugu doldurmak amacıyla da açıldı" de- di. tstanbul Halı ve Kilim Derneği adına konuşan Bellds Balpınar, Türkiye'de ki- Iime olan ilgiyi arttırmak amacıyla bu serginin düzenlendiğini, sergide çoğun- lukla Orta, Batı ve Doğu Anadolu böl- gelerinden derlenmiş kilimlerin yer aldı- ğını aktardı. Kilim adı ile adlandırılan düz doku- ma yaygılar tran, Kafkasya, Balkan ül- keleri, Yunanistan'ın kuzeyi, Orta Asya- nın bazı bölgeleri, Afganistan'ın kuzeyi ve Anadolu'da dokunuyor. Arkeolojik buluntûlar ve yazıü kaynaklardan edini- len bilgiler, kilimin Anadolu'da çok es- ki bir geçmişi olduğunu ve halıdan ön- ce dokunduğunu gösteriyor. Anadolu'- da bugun Doğu Karadeniz Bölgesi dısın- da tüm kırsal yerleşimde kilim dokunu- yor. Toplantıda, kilimlerin son yıllarda müze salonlan, özel gaieriler ve müza- yedelerde yanştığı son birkaç yıl içinde kilim sergisi kataloglarında ve araştuma yayınlarında bir artış gözlendiği belirtil- di.' Ebüzziya Köln Mtizesi'nde Alev Ebüzziya Syesbye, Abidin Dino'nun "sihirlidir" diye el sürmekten çekindiği çanaklarını uçarcasına biçimlendiriyor. NECMİ SÖNMEZ KÖLN — Yurtdışında açtı- ğı basanlı seramik sergilerivle ismini uluslararası sanat orta- mına kabul ettiren Alev Ebüz- ziya'mn erken dönem calışma- lanndan biri, Köln'deki Muse- um für Angewandte Kunst'da, müzenin "sürekli koleksiyo- nu"nda sergilenmeye başlandı. Aimanya'nın en önemli di- zayn müzelerinden bifi olarak Museum für Angewandte Kunst'ta, Ortaçağ'dan 20. yuz- yıla dek geçen sure boyunca gerçekleştirilmiş ünlü dizaynlar sergileniyor. Kraliçe II. Eliza- beth'in gümüş gerdanlığmdan, Memphis atölyesinin ürettiği postmodern kûtüphanelere dek birçok ilginç parçanın "tarihsel" gelişimi içinde ser- gilendiği muzede, Art Deco, Bauhaus ustalarımn gerçekleş- tirmiş olduğu sırurlı sayıdaki dizaynlar ise, sanat ile zenaat arasmdaki "o ince" geçiş yerini gösteren işler koleksiyonun önemli bir bolümünü oluşturu- yor. Çalışmalannı öteden beri ze- naat olgusu üzerine oturttuğu- nu belirten Alev Ebüzziya'nın 1976 yüına ait olan "çanak"ı ise müzenin 20. Yüzyıl Serami- ği bölümünde sergilenmekte. Yüksek pişim ve sır tekniği ile gerçekleştirilmiş olan bu çalış- ma büyük bir intimalle sanat- çının Kopenhag atölyesinden çıkma. Işlerinı belirlı dönemlere gö- re inceledığimizde "renkler" yoluyla bir aynma varabilece- ğimiz Ebüzziya, kullanacağı çamuru bir desen olarak kabul eden ve aradığı toprak karışı- mını bulabilmek için aylarca hammadde depolannda gezi- nen bir sanatçı. 1976 yılında gerçekleştirdiği bu çahşması, sut beyazımn biraz griyi andır- Alev Ebüzziya'nın 1976'da yaptığı "çanak", Koln'dekı Dızayn Müzesi'nin 20. Yüzyıl Seramiği bölumunde. 8 sanatçının işleri- nin yer aldığı bölümde "seramik peygamberi" diye nitelenen Horst Kerstan'ın yapıtlan da var. dığı açık bir ton ile anlatüması çok zor olan, koyu ile karan- lık arasmdaki siyahın birlikte- liginden oluşuyor. Çanağın dış yuzeyini olduğu gibi çevreleyen buyuk lekesel duzenlemede dik- katli bir "oran" tutturulmuş. Paul Klee, seramik sanatı Üzerine düşüncelerini güncesi- ne not ederken sadece şu iki sözcüğu kullanmıştı: "Kera- misch-Mystisch" (Seramiksel- Mitsel). Ebüzziya kendisi ile birlikte topu topu 8 sanatçının sergilediği 20. Yüzyıl Seramiği bölumunde, Klee'nin kurduğu bu denkleme yaklaşmış gorulu- yor. Çoğu İskandinav ülkeleri- nin sanatçılan olan bu sekiz sa- natçı (aralannda Horst Kerstan bugun bir seramik peygambe- ri olarak değerlendiriliyor) ara- sında Ebuzziva'nın farklılığırun öncelıkle kullandığı "form"da ortaya çıktığını göruyoruz. Dünyanın dört bir yanında yüzyıllardan beri kullamlrruş ve hâlâ da kullanılmakta olan bir form bu: Çanak. Ebüzziya, Abidin Dino'nun "sihirlidir" diyerek el sürmek- ten çekindiği çanaklarını uçar- casına şekillendiriyor. Yerçeki- mine karşı koyan bir güç (yani sihir), olağanüstü gerilim taşı- yan çanakları gizemli kılıyor. Sırlarını da kendi üreten Ebüz- ziya, canlı renklerden maviye özellikle de gece siyahına uza- nan renk tercihlerinde sürekli olarak koyu tonlara doğru iler- liyor. Müzenin 20. Yüzyıl Serami- ği bölümü bir anlamda 8 büyük klasiğe aynlmış izlenimini uyandınyor. Alev Ebüzziya, bugün dünyanın saygı ile söz ettiği seramik sanatçılanndan birisi. Çanaklannın gizemi ile bırlikte düşünüldüğünde kuş- kusuz ki, gerilimli ve sihirli bir sanatçı. Bu ozellikleri, sanatçı- nın işlerinde de görüyorsunuz. Klee haklı, seramiğin başlı ba- şına bir "mit"i var. Rais'te Anadolu Kilimleri Sergisi Halıcılığın öksüz çocukları MİNE G. SAULNIER PARİS — Fransız başkentin- de, mimarisi ve görkemiyle yıl- lardır konu edilen bir Arap Dünyası Enstitüsü var. Kısaca, IMA diye anılan bu kültur mer- kezi, Islamla yakından uzaktan Uişkili bütün kültür etkinlikleri- ne kapılarmı açık tutuyor. Fran- sız Sosyalist Partisi ileri gelen- lerinden Edgar Pisani ve Alain Chenal'ın yönetimindeki ensti- tü, 17 eylülden bu yana, The Fi- ne Arts Museums of San Fran- cisco'nun sahibi bulunduğu ola- ğanüstü bir Anadolu Kilimleri Sergisi'ne sahne olmak ta. Söz konusu kilim koleksiyo- nu, tstanbul Vakıflar Müzesi koleksiyonundan sonra dünya- nın en değerli ikinci koleksiyo- nu sayılıyor. Hepsi 19. yüzyıl ön- cesine ait olan kilimlerin tama- mı sergi için San Francisco'dan tik çağ mimarisine süsleme ör- neği oluşturmuş. Bu varsayımm gerçeklik değe- ri ne olursa olsun, Garry Muse1 un heyecanla Anadolu kilimle- rine eğilmesini ve ender parça- Ian toplamasını sağladığı kesin. Garry Muse'un yüzlerce kez dö- nüp dolaştığı Anadolu'dan top- ladığı eşsiz kilimler, 1985 yılın- da sanatsever bir Amerikalı çift tarafından satın alınıyor. Caro- line ve H. McCoy adh bu Ame- rikalı çift, koleksiyonu San Francisco Müzesi'ne armağan etmek amacıyla ahyorlar ve mali değeri çok yüksek olan kilim bi- rikimini parça parça, paralan oldukça alıp müzeye veriyorlar. Kocasının ölümünden sonra da sözünü tutan Caroline McCoy, kilimlerin sergilenmesine eşlik ediyor. Fransız başkentindeki en önemli kilim koleksiyonu sahi- San Francisco Güzel Sanatlar Müzesi koleksiyonundaki Anadolu kilimleri, Paris'teki Arap Dünyası Enstitüsü'nde sergileniyor. Söz konusu koleksiyon, Istanbul Vakıflar Müzesi koleksiyonundan sonra dünyanın en değerli ikinci koleksiyonu. getirilmiş bulunuyor. Arap Ens- titüsü, sergiyi tanıtmak için 275 sayfalık bir de katalog hazırla- mış ve söz konusu katalogda, ki- lim sanatına değin var olan her türlü teknik bilgi var. San Francisco Müzesi'ne ba- ğışlanan koleksiyonun tarihçesi oldukça ilginç. Garry Mnse ad- lı sanat tarihçisi, 1970'li yıllar- da, Çatal Höyük ve Hacılar'da kazı çalışmaları yapan neolitik Anadolu uygarlıklan arkeölbğu James Mellaart'la tamşıyor. iki bilim adamının sanat konuşma- Iannda, bazı kilimlerde görülen geometrik motiflerin ayruyla ne- olitik çağa ait duvar ve eşya süs- lemelerinde var olduğu ortaya çıkıyor. Mellaart'la Muse'un he- nüz kanıtlanmayan varsayımla- rına göre, bu motiflerde neoli- tik çağ mimari kalıntılan lcilim- lere değil, bu çağ oncesi var olan tekstil ve kilim motifleri neoli- bi ünlü Triff Galerisi'nin müdü- rü Henri Daumas'nın bir kon- feransıyla açılan sergiyi gerçek- ten kıskanmamak olanaksız. O görkemli tarih kanıtlarını sevrederken, insanın içmjlen, "Bn sergiyi en büyük koleksiyo- nun sahibi biz, yani Türkiye vapmahydı" diye düşünmeden edemiyor. Sergiden önce, Arap Enstitü- sü'nün diğer etkinliklerini şöy- le bir dolaştım. Satılan karpos- talların yansı, bizim Iznik çini- leri, lstanbul'daki Rüstem Paşa Camii süslemeleri vb. Satılan anı mücevherlerinin büyük bir bölümü Kapalıçarşı'dan gelmek- te, Hitit motifli masa örtülerine değin, her şey bizim ellerden. Mekân kullananın, sanat ser- gileyenin galiba, kendi mahmı- za sahip çıkamıyorsak, bunun yanlışım kimde aramak gerektiği belli değil mi? Ayın fotograflan • tSTANBUL (AA) — İFSAK, onümüzdeki aydan başlayarak her ay bir fotoğrafı, 'Ayın Fotoğrafı' olarak seçecek. Yanşma 1992 yıbnın haziramna dek sürecek. İFSAK fotoğraf yanşmalarım ekim, ocak, mart, nisan ve haziran ayında serbest, kasım ayında makro, mayıs aylarında ise grafik anlatım konulannda, siyah-beyaz baskı olarak düzenleyecek. öte yandan, lFSAK'uı düzenlediği FİAR (Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu) Patronajlı 6. Uluslararası Fotoğraf Yarışması için başvurular 18 eylül tarihine kadar kabul edilecek. Siyah-beyaz baskı, renkli baskı ve saydam dallannda düzenlenen yarışmanın konusu serbest olacak. AU Ekber'in yeni kasedi • Kültur Servisi — Halk ozanı Ali Ekber Eren'in üçuncü kaseti 'Istanbul Konserleri' piyasaya çıktı. Kartal, Beyoğlu ve Bakırköy konserlerinde seslendirdiği türküleri kaset yapan Eren'in daha önce denetimden geçmeyen 'Çıkınında Çökelek' ve 'Oy Ne Olaydım' adh parçaları da bu son çalışmasında yer alıyor. Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, Isveç ve Avusturya'da da konserler veren sanatçının son kasetinde yer alan türkûler, 'Egedeniz', 'Pir Sultan Olsaydım', 'Dersimliler', 'Oy Ne Olaydım', 'Günlerin Getirdiği', 'Demiri Toz Edenler', 'Çıkınında Çökelek', 'Uzaklara Haber Saldrnı', 'Karanlıksın' ve 'Karadeniz, Meskenim Dağlardır.' Beyoğlu Musiki Dernegi • tSTANBUL (AA) — Beyoğlu Klasik Türk Musikisi Derneği, yeni sezon çahşmalanna bugün Vahdettin Uzun yönetiminde başhyor. Dernek Başkanı Orhan Vedat Sevinçli, yeni sezon çalışmalarıyla ilgili bilgi verirken, gençlere derneğe katüma çağnsında bulundu. Sevinçli, hevesli gençlere dernekte ücrctsiz enstrüman sağlanarak ders verileceğini açıkladı. Orhan Vedat Sevinçli, amaçlannın klasik Türk musikisini yeni nesillere sevdirmek ve yaygınlaştırmak olduğuna sözlerine ekledi. Atabek'in söyleşisi • Kültür Servisi — Dr. Erdal Atabek'in "Toplum ve Otorite" başlıklı söyleşisi bugün izlenebilir. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi'nin düzenlediği söyleşi, saat 14.00'te Mülkiyeliler Birliği Istanbul Şubesi Lokali'nde gerçekleşecek. Koııservatııara öğrenci • KOCAELt (AA) — lzmit Belediyesi Konservatuvan'na yeni dönem için sınavla 132 öğrenci alınacak. lzmit Belediyesi Basın Yayın ve Halkla lUşkiler Müdürlüğü'nden verilen bilgiye göre, belediye konservatuvarı bu yıl klasik Türk musikisi, Türk halk müziği, şan ve bale bölümlerine smavla 72 öğrenci alacak. Ayrıca halkın konser geriksinimine yanıt vermek için konservatuvar bünyesinde oluşturulan klasik Türk musikisi ve Türk halk müziği korolanna da sınavla 50 öğrenci alınacak. BUGÜN • Dorsay'ın söyleşisi Beyoğlu Sineması'nda düzenlenen cumartesi söyleşilerinin bu haftaki konuğu Atilla Dorsay. Ali Hakan'ın yöneteceği söyleşi saat 17.00'de başhyor. • Demirkıran imzalıyor 'Üç Şekerli Çay' romanının yazarı Renan Demirkıran 11.00-12.00 ve 13.30-14.30 arası Ataköy Galleria'daki Net Kitabevi'nde, 17.00-19.00 arası da Teşvikiye'deki Akademi Kitabevi'nde kitaplarını imzahyor. • Anatolia'da cumartesi Anatolia'da saat 15.30'da İncila Manço Pakdemir'in 'Oda' adlı kısa film gösterisi, 16.00'da Bülent Erçetin ve Bülent Vardar'm 'Gemi Adamlan' adlı belgeseli izlenebilir. Ayrıca 16.40'ta Özcan Sönmez'in piyano dinletisi yer alacak. (349 99 01)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle