Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 EYLÜL 1991 KÜLTÜR-SANAT
KİTAP FUARI
TUYAP'ın teması Türkçe'
• Kültür Servisi — Bu yıl 2-10 kasım tanhleri arasında
gerçekleştirilecek 10. TÜYAP Istanbul Kıtap Fuarı'nın
ana teması "Türkçe" olarak belırlendi. Bu temadan yola
çıka"rak, TÜYAP'ın bu yıl kullanacağı slogan da "Türk-
Yunan Dostluğuna Kulturel Katkı" başlıklı temayla
başlatılan bu gelenek, 1989 yılında "Barış ve Kitap",
geçen yıl da "Şiır ve Insan" olarak surdurulmuştu. Bu
yıl da fuar suresınce, Fazıl Husnu Dağlarca'nın "Türkçe
Katında Yaşamak" şiırınin son dizesınden alınan
"Turkçem, benim ses bayrağım" başlığı altında "Türkçe"
üzerine çeşitlı konuşmalar yapılacak. "Her Gun Bir Saat
Türkçe" başlıklı bu programda, Dil Derneği Başkanı
Prof. Şerafeddin Turan, Dil Derneği Kurucu Yonetim
Kurulu Başkanı Prof. Cevat Gıray, Dil Derneği Genel
Sekreteri Sevgi Ozel, şaır Fazıl Husnu Dağlarca ve
yazarlar Cevdet Kudret ile Aziz Nesin'in bırer konuşma
yapması bekleniyor.
SİNEMA
'Uzlaşma' Mannheim'da
• KülliirServisi — Gazetecı-vazar Abdı Ipekçı'nin anısına
adanan 'Uzlaşma' adlı film, 3Oeylul-5 ekım tanhleri
arasında gerçekleştirilecek Mannheim Fılm Festıvali'nde
Türkıye'yı temsıl edecek. Yonetmen Oğuzhan Tercan'ın ılk
filmı olan 'Uzlaşma', festıvalde toplam 50 bın mark
tutanndakı odul ıçın yanşacak. Yapımcılığını Sabahattın
Çetin'ın, göruntu yonetmenlığinı Ayıekın Çakmakçı'nın
ustlendıği 'L'zlaşma'nın senaryosu, Sabahattın Çetin ve
Oğuzhan Tercan'a an. Muzığinı Lutfu Lıvanelı'nın
hazırladığı fılmde Halil Ergun, Nur Surer ve Berhan Şımşek
başrolleri paylaşıyorlar. Öte yandan Mannheim Fılm
Festivah'nin yarışma dışı bolumunde de ıkı Turk filmi
gosterilecek: Fehmi Yaşar'ın "Camdan Kalp"ı veOmer
Kavur'un "Gızlı Yuz"u "Uzlaşma" filmi, 27 eylulden
ıtibaren Turkıye sinemalarında izlenebilecek.
DERSİ
The Turkish PEN'
• Kultur Servisi — PEN Yazarlar Derneği, altı ayda bır
yavımlanmak uzere "The Turkish PEN" adlı bır dergı
çıkarmaya başladı. Ingıhzce olarak yayımlanan dergı, Turk
edebıyatını dunyaya tanıtmayı amaçlıyor. Dunyadakı tum
PEN kuluplenne gıdecek olan dergı, 96 sayfa ve bırınci
hamur kâğıda basılı PEN Genel Sekreteri Vurdanur Salman
ile uyeler Salım Şengil ve Muge Gursoy Sokmen'ın
hazırladıkları dergının ılk sayısında Nâzım Hikmet,
Halikarnas Balıkçısı, Sabahattın Alı, Behçet Necatıgıl, Sait
Faik, Haldun Taner, Melıh Cevdet Anday, Azız Nesın, Yaşar
Kemal, Fazıl Husnu Dağlarca, Turgut Uyar, Salâh Bırsel,
Nezıhe Merıc, Gulten Akın, Attila llhan, Orhan Kemal,
Sevgı Soysal ve Oktay Rıfat'ın imzaları yer alıyor.
SERĞ1
Çin'de Çizgen sergisi
• Kiiltiir Servisi — Fotoğraf sanatçısı Gültekin Çizgen,
Çin Halk Cumhunyeti'nin başkenti Pekin'de bir sergi
açacak. Çin Fotoğraf Federasyonu'ndan bir davet alan
Çizgen, sergisini bu ay içinde Pekin Fotoğraf Evi'nde
gerçekleştirecek. Gültekin Çizgen'in son çalışmalannı
kapsayan sergi, altmış büyiık boy renkli baskıdan
oluşacak. Pekin'de 10 gün kadar açık kalacak sergide
sunacağı fotoğraflannda Çizgen, Anadolu kırsai kesim
insanlanrun yaşam atmosferini yansıtacak. Öte yandan
Gültekin Çizgen, Çin'de bir de 'foto-safari' yapacak.
Sanatçı, Çin'de çekeceği fotoğraflan daha sonra bir
multivızyon programı hazırlayarak hem Türk hem de
Çinli fotoğrafseverlere sunacak.
Danyal'ın
'Almancılar'ı
• Kültür Servisi —
Karikaturist Nezih Danyal
'Türkiye'den işçi göçunün
30. yılf nedeniyle
'Almancılar' başlığı altında
çizdiği karikatürlerini
Almanya'nın çeşitli
kentlerinde sergileyecek.
Göçmen işçilerın sorunlarmı
içeren sergi, 29 eylülde
Bochum muzesinde açılacak
ve 12 ekime kadar surecek.
Sergı daha sonra Monheim,
Essen grbi Almanya'nın
diğer kentlerinde
yinelenecek. Nezih
Danyal sergi sırasında söyleşıler yapacak ve kıtaplannı
imzalayacak.
'Bizden ve Onlardan 6'
• Kültür Servisi — Tem Sanat Galerisi, 24 eylul-30 ekim
tarihleri arasında, 'Bizden ve Onlardan 6' adlı bir ozgun
baskı sergisi açıyor. Sergi, 17 Turk sanatçısıyla, 39
yabancı sanatçının gravür, litografi, linolium, sengrafi
türunde yiızu aşkın orijinal baskı resimlerinden oluşuyor.
Tem Sanat Galerisi yetkılilerince yapılan açıklamaya gore
Kuzey ve Guney Amerikalı, Avrupalı, Uzakdoğulu
sanatçılann Ozgun baskı ışleri, çağdaş sanatın değişik
anlayışlan ve akımlarıyla şekillendiği içın dünya resminin
nelerle ilgilendığini de ortaya koyuyor. Sergide yer alan
Turk sanatçıları da ozgun baskımn ülkemizde ulaştığı
duzeyı gözler onune çıkarıyorlar. Tem Sanat Galerisi,
ayrıca orijinal baskı sanatlannın çeşitleri ve yapım
teknikleri uzenne bilgı verilen bır audio-vısual programı
sergi boyunca her gün saat 17.30'da sanatseverlere
sunacaklar.
TMM0B
MRİTAVE
KADASTRO
MÖHENDİSLERİ
ODASI
ISTANBUL
ŞUBESİ
S 0 Y L E Ş I
Toplum ve
Otorite
Konuşmacı:
Dr. Erdal Atabek
• V Eyiul 1991 • Cjmartes. • Saaı 14 00
• Vu'kı/eiıle'B-hO stanbu Şubes .okaiı
SEVEMA/AIILLÂ DORSAY
CUMHURlYET/9
ROMANTIK K A H R A M A N — Yonetmen Kevin Reynolds'un filminde, hak için savasan, sevdigi kadın için olume bile gidebilecek romantik kahraman Robin
Hood'u Kevin Costner, sevgilisini ise Mary Elizabeth Mastrantonio canlandırıyor.
Erdem.,onurve aşk içinRobin Hood • Hırsızlar Prensi (Robın Hood,
Prince of Thieves) / Yonetmen: Kevin Reynolds /
Senaryo: Pen Densham, John Watson / Muzik:
Michael Kamen / Oyuncular: Kevin Costner, Morgan
Freeman, Christian Slater, Alan Rickman, Mary
Elizabeth Mastrantonio / Warner Bros (Morgan
Creek) yapımı / 140 dakika (Emek, Reks, Şafak,
Bakırköy 74, Ankara Akgun, İzmir tzmir vs.)
Robin Hood dönüyor. Şaşı- çekler efsanelere karışmış bir
kahramanın sadık izleyicisi,
hayranı. Babası krahn düşma-
nı ve tahtta gozu olan Nottıng-
ham Şerifî tarafından ölduru-
lunce, (bu versiyona gore)
"Haçlı Seferleri"nden binbır
lacak ne var bunda? Bır kez
"tarih baba"nın vereceğı ders-
ler kolay kolay bitmez ve de es-
kımez. Döner dolaşır yıne ona
gelırız Ayrıca Robın Hood ef-
sanesınde sinemanın, populer
sınemanın aradığı her şey öyle-
sıne bol olarak "mevcut" ki! .
Bır kez, romantızm... Robın
tam anlamıyla romantik bır
kahraman... Kral Aslan Yurekli
Richard gibi, hakkındakı ger-
guçlukle canını kurtarıp donen,
şatosu yanıp yıkılmış Robın içın
Shervvood ormanlarını mekân
tutmaktan başka çare kalmıyor.
Ve orada, aslında bir soylu ve
zengın çocuğu olan Robın,
"hak için', kral Aslan Yurekli
Richard için erdemi ve iyiliği sa
vunmak için ve biraz da guzel
sevdıceği Manan'ı korumak ıçın
bır "hırsızlar prensi" ne dönu-
şuyor. Insanların genelde arzu
ettığinin tam tersi yönde, ama
son derece "romantik" bir "sı-
nıf aHama" olayı bu!..
Ustelik Robın'in bu kez bize
sunulan öykusunde, klasik po-
puler sanatın eski efsanelerden
Homeros'a, Doğu masalların-
dan Çin kıssalanna hep başvu-
rageldığı bır çok şey var. Kötu-
luğe, zulme, haksızlığa karşı ön-
ce bireysel, sonra kitlesel sava-
şım, baskımn ve eziyetin uyan-
dırıp silkelediğı kitle edilgenliğı,
Doğulu bir bilgeden (burada
Faslı, Müsluman bır dost,
Azım) oğrenilen durbün, barut
ve başka şeylerın yanı sıra, "se-
vilen bir kadın için öliıme dek
gitmek" soylu davranışı . Son
anda ortaya çıkan bır "kardeş",
oncelikle korunan "kutsal ai-
le", onur ve erdem için "koca
bir orduya" karşı gelme... Ve
ustelik, Robin öykusunu (önce-
kı fılmlerden farklı) yepyenı ve
değişik yonlere çekme kolaylığı;
yaşadığı bile kuşkulu olan, ta-
rihe ilk kez yaşadığı varsayılan
12. yuzyıldan 200 yıl sonra şar-
kılar ve söylencelerle geçmeye
başlamış bırı ıçın elbette var
olan bır kolaylık!..
Bu çağdaş Robin Hood'a yu-
zunu veren de çağdaş bir oyun-
cu, tarihsel serüvenlerle değil,
çağdaş fılmlerle un yapan,
"Kurtlarla Dans"ta westerne
dönüş yapması bile, "tür sine-
Gerçekleşmeyen
Amerikan düşüT e x a s v i l l e / Senaryo ve Yonetim: Peter Bogdanovıch / ,
Oyuncular: Jeff Bridges, Cybıll Shepherd, Annıe Potts,
Timothy Bottoms, Clorıs Leachman, Randy Quaıd, Eıleen
Brennan, Wılliam McNamara/Bır FOX (Carolco) fılmı / 125
dakika (Dunya, Gazı, vs.)
Peter Bogdanovichın ABD Herkesın elı herkesın cebınde-
eleştırmenlerince muthiş ovulen dir, ama gorunurde aıle, bol ço-
1971 yapımı unlu sıyah-beyaz cuklu aıle, hâlâ korunulan ve
fılmı "Son Gösteri - The Last savılan bir kurumdur...
Picture Shovv", ne yazık ki ul-
kemıze gelmedi, TRT sansurün-
den geçmedı ve ancak Starl ta-
rafından (yayının çok yaygın ol-
madığı denemde) gösterıldı. Ya-
"Texasville", bize Amerikan
kokenli TV dizilerinden lyı bıl-
dığımız çevrelerı, özellıkle
"Dallas"ı anımsatan ılışkılerı,
Amerikan cilasının ardındakı
zık, çunku aynı kadroyla (aynı gerçekleri gösterıyor, sezdirıyor
romancı, aynı yonetmen, aynı
oyuncular) yapılan bu "devam
filmi", zaten sınırlı olan ilginç-
liğini, ancak ilk fılmı bilenlere,
anımsayanlara saklamış denebı-
Duru, yalın bır smemayla, bel-
kı ıçtenlikle... Ama tum bunlar,
ilk filmi gormemış olanlar ıçın
boşlukta kalıyor, filmle ve kişı-
lerle sağlam bır ilişkı kurmak
lir.Tam 20 yıl sonra yapılan bu kolay olmuyor. "Kolej aşkı"
"devam filmi", romancı Larry nın, yaşlıca bır kadında cinsel-
McMurtry'ın romanı gereğı, ay-
nı kasabayı ve kişileri bize 30 yıl
sonrasında sunuyor. Elbette
"Amerikan duşü" gerçekleşme-
mıştır, görunurdeki rahata,
"refaha" karşın hemen herkes
mutsuz ve yalnızdır. Aile ve
seks, sığınılan 2 kurumdur:
liğı oğrenen gencecik adamın,
kapanıp gıden "son sinema"nın
huznunun ve başka şeylerın çe-
kıciliğinı taşıyan ılk filmin bu-
yusu, bu "devam"da yok.
"Texasville" bu haliyle belli er-
demlerine karşın, "gorülmese
de olur" fılmlerden...
•DEVAM FtLMt— 1971 yılı yapımı 'Son Gosteri' adlı filmin de-
vamı niteliğindeki 'Texasville' tumuyle avnı kadroyla gerçekleş-
tirilmis. Bu kasabada yaşavan insanların 30 >ıl sonraki yaşamla-
rını yansıtan filmde, Jeff Bridges ve Cybill Shepherd başrollerde.
ı"nı denemeye değil, eski
bir politik sorunu, bir bılinç he-
saplaşmasını gundeme getirme-
ye yönelık olan Kevin Costner'-
ın bu oldukça duşsel, alabildi-
ğine romantik ve ayakları Sher-
vvood ormanlannın dallarından
daha fazla yere basmayan kah-
ramanı oynaması nasıl mumkun
olmuş? kuşkusuz Hollyvvood'-
un "star politikası", unlu yıl-
dızları zaman zaman kof ve ıçe-
riksiz kitle filmlerinde de oynat-
mak merakı nedeniyle...
Ama Kevin Costner'ın terte-
mız, tıpık WASP (beyaz Ame-
rikalı) yuzunü 12. yuzyıhn efsa-
nevi Ingilız kahramanına verir-
ken onu kaçınılmaz biçimde
çağdaşlaştırması ve guncelleştır-
mesı bır yana, Kevin Reynolds'-
un "Robin Hood"u o denlı kof
bir film değil. Tarihsel roman-
tizmın (veya romantikleştirilmiş
tarihin) tum kurallanna uyan,
kitle sınemasının tum gerekleri-
nı yerine getiren, duygusallıkla
akıcılığı atbaşı göturen bir film
bu...
Elbette gunumüz (Ameri-
kan) sınemasının gerekleri uya-
rınca, aşırı sert bır kurgu, bal-
yoz gibi inen bir müzik, her da-
kika "ben buradayım" diyen
bır teknik, filmı bir ölçude me-
kanikleştirmiyor ve örneğın
Eroll Flynn'ın 1938 yapımı fil-
mıne kıyasla, bıraz ınsan boyut-
larının dışına taşırmıyor değil.
Ama bu (Gunumuz sıneması ge-
reği) kaçınılmaz "kusur"un ya-
nı sıra, bu "Hırsızlar Prensi",
her yaştan çocuklara duraksa-
madan oğutlenebilecek, zevkli,
keyifli ve kitlesel bir gosteri. Üs-
telık "film salonda seyredilir"
ilkesinı de yenıden doğrulayan
ve insana, kuçuk ekrandan as-
la, ama asla alamayacağı bir
zevki getiren bir film... Haçlı se-
ferlerine ve ortaçağın "Müslü-
man bilgeligi" ne oldukça yan-
sız bakışı ise, genelde ırkçı bır
tavrı hep korumuş olan Anglo-
Sakson sineması ıçın yeni, ama
ABD veya İngiltere gibi ülkeler-
de seyircının gunumuzdeki ırk-
sal yapısı ve tüm dunyada deği-
şen siyasal dengeler duşunüldü-
ğunde, çok akıllıca bir iş!..
'Çıplak Tango'fümi, Rudolph Valentino görüntüleriyle başlıyor
Ah melodram, sen nelere kadirsinÇıplak Tango (Naked
Tango) / Yonetim ve
Senaryo: Leonard
Schrader / Görürıtü: Juan
Ruiz-Anchia / Müzik:
Thomas Nevvman /
Oyuncular: Mathilda May,
Vincent d'Onofrio, Esai
Morales, Fernando Rey /
Bir Amerikan - Arjantin -
Fransız ortak yapımı / 92
dakika.
"Çıplak Tango", bır Rudolph
Valentino filmının göruntulerıy-
le başlar: Valentino'yu une ka-
vuşturduğu kadar, "tango" dan-
sını da birden dunyaya populer
kılan "Mahşerin Dort AUısı" fil-
minden bir bölumdur bu... Va-
lentino, portresiyle "Kanlı
Meydan" filmının afışiyle vs.
birkaç kez daha gelıp filmınin
yapısına karışır. Bu iyi bir refe-
ranstır kuşkusuz: Çünkü "Çıp-
lak Tango" yalnızca "tango
uzerine" bır fılm değil, aynı za-
manda perdede bir tur "sessiz
film uslûbu"nu, estetiğinı yeni-
den kurmayı deneyen ve başaran
çok iiginç bir melodramdır...
Bır bakıma, bir "kişilik
değiştirme" oykusudur bu...
Saygın ve nufuzlu yargıcın (kı
filmdeki işlevi, biraz da "Avare"
nin unlu "hâkim Mithat"ını an-
dınr) genç ve doyumsuz karısı
Stephanie, kocasından ve çevre-
sinden duyduğu bıkkınlık için-
de, bır vapur gezisınde kımseler
gormeden kendını okyanusun
koynuna bırakan genç bir kadı-
nın, Alba'nın yerını alır. Ve
onun "talihi"nı yasamaya koyu-
lur. Ama bu pek parlak bır
"talih" değildir. Alba, 1920'lerin
(nedense) "50 erfceğe bir kadının
düşlüğü" Arjantın'inde dışar-
dan, mektupla yazışarak gelmiş
Polonyalı bir genç kızdır. Ancak
damat adayının yakışıklığı ve
"kavınvalide"nın anlayışı sade-
ce bır yaldızdır. Ardından, da-
ha "zifaf gecesi" başlayan bir
"peşkeş çekme" olayıyla beliren
Buenos Ayres'in en çirkef çevre-
lennde kadın ticareti, fahişelik,
pezevenkhk, yasadışı işler vb. et-
kınliklerle süren sefıl bir yaşam
gelecektir.
Alba/Stephanie, yeni hayatın-
da her şeye karşın 2 hoş yan da
bulur. Tangoyu tanır oncelikle...
Çok yazılıp söylendiği gibi o yıl-
larda Arjantin'de "alt tabaka"
nın sevıp hoşlandığı bır muzık
ve danstır bu: kışkırtıcı, ahlak-
sız ve baştan çıkaran... Öte yan-
dan, kuşkusuz bır "iktidarsızlık
sorunu" olan ve kadıniarla an-
cak tango yapmak suretıyle
"sevişebilen" Cholo... Cholo,
ona bir çirkef içinde bile varo-
lan guzellikleri gosterecek, genç
MATHİLDA MAY'İN GIZFMI İ ÇEKİCİLİGİ — "Çıplak Tango", Mathilda Ma>in gizemli
çekicüiğiyle butunlenivor. Bunud'den >adigâr Fernando Re> ise gorkemli bir kompozis>on ço/u>or.
kadın ise Cholo'yu erkekliğıne
kavuşturacaktır. Ve "kırmızı ve
siyah" ışıklar içinde izbe lokal-
lerde, zevksız salonlarda, karan-
hk sokaklarda inanılmaz bir aşk
ve tutku öykusu yaşanacaktır...
"Çıplak Tango", zevksızlığin
belli bir estetığe, melodramın
soylu bir seyirliğe donuştuğu,
baştan sona dur-durak bilmeyen
yoğun bir muzıkle birlıkte san-
ki nefes nefese gorulmuş bir duş
gibi yaşanan, garip bır çekicili-
ğe sahip bir fılm. Olaylarda ger-
çekten de sessiz filmlen anımsa-
tan abartma ve anlatımda hep
vurucu olma çabası, sonunda
garip bir buyu yaratıyor ve bu
kırmın-siyahla orulu, loş, barok
ve gızemli fılme kola> tanımla-
namaz bır çekıcılık kazandın-
yor. Olaylan abartılı bulup cid-
diye almamak, gulup geçmek is-
tiyorsunuz... Ama mumkun
mu? "Ah melodram, sen nelere
kadirsin" demek ve "kadere bo-
>un eğmek"ten başka çare yok.
Mathilda May'in gizemlı çekıcı-
lığı \e Fernando Rey'ın Bunuel-
den yadıgâr gorkemli kompozıs-
yonunun yanı sıra bu filmin tan-
goseverler içın de apayrı bir çe-
kıcılığı var sanırım. O da, tan-
gonun herhangı bır muzik ve
dans olma yanını aşıp bu müzik-
te bir gızilguç olarak var olan
kederi ve olumculuğu de ifade
edebilmesı. Evet, tango belki
gerçekten öldurucu de olabilir.
Filmin alabildığıne stılıze veril-
miş tum final bolumu, tango-
nun olumculluğunden kuşku
duyanları kesınlikle inandıracak
bır etkı gucunde..
Bale eğitim
programı
• Kültur Servisi — İngiliz
Kraliyet Dans
Akademisi'nin yeni
duzenlediği bale eğitim
programı, Mimar Sinan
Ünıversitesı, devlet
konservatuvarı, bale ana
sanat dalında, 23-27 eylül
tarihleri arasında beş
günluk bır semınerle
tanıtılacak. Bu yılki
semıner 4-14 yaş grubu ve
yan zamanlı eğitim
programı içeriyor.
Akademinin ilk, orta ve
yuksek bale eğitim
programını kapsayan
seminerleri onumuzdekı yıl
da yapılacak. Semıner özel,
resmı kuruluşlarda bale
dersı veren tum
öğretmenlere açık. Son
başvurula1
" 22 eylule kadar
352-05-75 nolu telefonla
yapılabilır.
Oscar'da
^Çıplak Tango''
• Kultur Servisi —
Pendik'teki Oscar sineması
bugun kapılannı sınema
ızleyicilerine açıyor. Havayı
filtre eden havalandırma ve
ısıtma sistemi, gumuş
perde, tam ortopedik
koltuklar ve bir cafe ile
donatılan sinemada, açılış
gecesinde Leonard
Schrader'ın yönettiği,
başrolunu Mathilda May'in
ustlendiği 'Çıplak Tango'
adlı film gosterilecek. Oscar
sineması Pendik PTT'si
yanında yer alıyor.
Mehmed Kemal
imzalıyor
• Kultur Servisi — Hatay
Restaurant'ın sanat
etkinlikleri suruyor. Bu
etkinlıkler kapsamında
gazetemız yazarlanndan
Mehmed Kemal yarın saat
15.30'da Hatay Restaurant'îa,;;
son şıir kıtabı "Butun , ,
Şıirlen"nı imzalayacak ve
okurlarıylasoyleşecek. Imza
gunune aynı saatte, yazar
Şukran Kurdakul da
katılacak. Hatay
Restaurant'ta yarın avnca
Muzaffer Soytekin'in resim
sergisi de izlenebilecek.
Çinlilerden
kıırs ve sergi
• tZMİR (AA) — Çin
Halk Cumhuriyeti'nden 2
bayan öğretmen, Turkiye'de
ilk kez Izmir Devlet Resim
ve Heykel Muzesi'nde
açacakları kursta "Ipek
Üzerine Işleme Tekniği"ni
öğretecekler. Muze Mudürü
Mehmet Sabır, yaptığı
açıklamada 30 eylulde
başlayacak bır haftalık
kursun, resim ve iş tekniği
öğretmenlerinin yanı sıra,
moda desinatorlerine
yönelik olduğunu bildirdi.
Mehmet Sabır, 100 kişinin
devam edeceği kurs için
Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyeti'nden
öğretmen] enn
başvurduğunu da söyledi.
Sabır, kursa paralel olarak
İzmir Devlet Resim ve
Heykel Muzesi'nde 1-14
ekim tarihleri arasında
"Çin Ipek tşleri Sergisı"nin
açılacağını da belirtti.
DUYURU
KADKÖY ASLtYE 4.
HUKUK
MAHKEMESİNDEN
BtLDtRtLMtŞTTR
Esas No: 1991/464
Davacı: Pakıze Akbaba
Vekiü: Av. Necdet Vardar
Davalı: Sülfettin Akbaba
Dava: Boşanma
Yanıt süresi: 10 gun
Davacı tarafından davalı bak-
kında açılan boşanma davasının
davahnın yokluğunda yapılan
açık yargılaması sonunda:
Davalıya belırtilen adreste da-
va dılekçesımn tebhğı edılmedi-
ği adres araştırmasında da adı
geçenlerin elveri$li adresinin bu-
lunmadığı anlaşılmakla 7201 sa-
yıh kanunun 28/29 maddeleri
hukmune binaen dava dilekçesi-
nın duyuru yolu ile teblıgıne ka-
rar verilmıştir.
Davalının 23.10.1991 gunü sa-
at: lffda hazır olraası, belli edi-
len gün ve saatte gelmeniz veya
kendinizi bır vekille temsil ettir-
menız, getaedığınız takdirde ve-
ya mazeret bıldırmedığınız, de-
lil ibraz etmedigınız takdirde
H.U.M.K.nun 213 ve 375. mad-
delen gereğınce yargılamanın
yokluğunda yapılacağı ve hıl-
küm kurulacağı dava djlekçesi-
nın teblıği yenne geçerli olmak
uzere duyurulur
tş bu duyuru yayınlandığı ta-
nhten ıtibaren 15 gün sonra ya-
pılmış sayılacaktır 10.9.1991
Basın: 10562