23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 17 EYLÜL 1991 Anayasayı Açıkça İMal! Cumhurbaşkanlığı makamını işgal ettiği için Bay Turgut Ozal'ın ve aile bireylerinin suç işleme özgürlüklerinin ve cezasız kalma ayrıcalıklarının olamayacağı açıktır. Anayasada yer alan "kanun önünde eşitlik" ilkesi gereği bir suç işledikleri takdirde, onlar da tüm yurttaşlar gibi kovuşturulacaklar, yargılanacaklar, mahkûm edileceklerdir. ALP KURAN Hukukçu Ceza Yargılama Usulü yasanuz, kişi özgür- lügü ve güvenliği açısından, sanığın tutukla- masııu, "Suçun işlendiğine Uişkin güçlü belir- tilerin elde edilmesi, kaçma kuşkusunu uyan- dıracak olguların varlığı, sanığın suç izlerini yok edeceğini, tanıklan yalan tanıklığa veya tanıklıktan kaçınmağa yöneltecegini gösterir durumların bulunması" gibi bazı koşullara bağlamıştır. Yasa, "Soruşturma konusu olan suçun ağır cezalı cürümlerden olması durumunda, sanık daima kaçacak sayüır" hükmünü koyarak, ağır cezalı cürümlerde, soruşturmanın başın- da sanığın tutuklanmasını ve tutuklu olarak yargılanmaya başlanmasını esas kabul etmiş- tir. Türk Ceza Yasası'ndaki ağır cezalı cürüm- lerden biri de yasanın 146. maddesindeki "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamı- nı veya bir kısmını bozmaya, değiştirmeye ve yürürlükten kaldırmaya ve anayasayla oluş- muş Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni iskata ve- ya görevlerini yapmasıru cebren önlemeye kalkışmak" suçudur. Suçun cezası, aslî failler için, idamdır. Feri failler için öngörülen ceza ise üç yıldan on- beş yıla kadar ağır hapistir. Bay lürgut özal'ın başbakan yardımcüığı, başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı dönemle- rinde, binlerce yurttaşımız anayasa hükümle- rüıi ihlale kalkıştıklan gerekçesiyle tutuklan- mış, sıkıyönetim askeri mahkemelerine ya da devlet güvenlik mahkemelerine gönderilmiş, birçogu idama mahkûm edLUmiş, bazüan idam olunmuş, birçoğu ağır koşullarda yıllarca ha- pis yatmıştır. Cumhurbaşkanlığı makamını işgal ettiği için Bay Turgut özal'ın ve aile bireylerinin suç işleme özgürlüklerinin ve cezasız kalma ayrı- calıklannın olamayacağı açıktır. Anayasada yer alan 'kanun önünde eşitlik' ilkesi gereği bir suç işledikleri takdirde, onlar da tüm yurt- taşlar gibi kovuşturulacaklar, yargılanacaklar, mahkûm edileceklerdir. îçtigi anda karşın... Bay Turgut özal, cumhurbaşkanbğı göre- vine başlarken, "Anayasaya ve hukukun üs- tünlüğüne bağlı kalacagına... Türk milleti ve Urih huzuranda namusu ve şerefi üzerine" and içmiştir. (Anayasa mad. 103) Namusu ve şerefi üzerine and içen bir kişi olarak cumhurbaşkarurun en başta gelen gö- revi, anayasanın uygulanmasını gözetmek, her konuda anayasaya uygunluğu sağlamaktır (Anayasa mad. 104). Anayasanın açık hükmü ve emri budur. Bu nedenledir ki anayasa, ya- sama ile ilgüi tüm yetkileri Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdiği halde, bir noktada cumhurbaşkanını Meclis çoğunluğunun irade- sinin Ustünde yetkilerle donatmış; yasaları onaylayıp yayımlamak, "Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğünün, tümünün veya be- lirli hükümlerinin anayasaya şekil veya esas bakımından aykın olduklan gerekçesiyle Ana- yasa Mahkemesi'nde iptal davası açma" gö- rev ve yetkisini vermiştir. Anayasanın 133. maddesi: "Radyo ve tele- vizyon istasyonları, ancak devlet eliyle kuru- lur ve yönetimleri tarafsız bir kamu tüzel ki- şiliği halinde düzenlenir" hükmünü koymuş- tur. Aynca kurumun yönetim ve denetimi, yö- netim organlarımn oluşturulması, yayın esas- ları konularının tarafsızlık ilkesine göre 'ka- nun'la düzenlenmesini öngörmüştür. Anayasanın bu emredici hükmü, yalnız ya- sama ve yürütme organlannı değil, aynı za- manda tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlan- m (bu arada Bay Turgut özal'ı, Bayan Sem- ra'yı, Bay Ahmet özal'ı) ve tüm yetküileri bağ- layıcı niteliktedir (Anayasa mad. 11). "Cumhurbaşkanı ve aile bireyleri kendi ke- yiflerine ve cıkanna uygun düşen anayasa hü- kümlerine uyarlar, uygun düşmeyen anayasa hükümlerine uymazlar", "Cumhurbaşkanı kendi çocuklanna milyarlar kazandıracak anayasa ihlallerine göz yumar" diye bir du- rumun kabul edilemeyeceği ortadadır. Gerçek bu iken, Bay Turgut özal ve ailesi, kendi özel çıkarları ve ideolojik bağlantılan doğrultusunda anayasanın bu hükmünü boz- mak ve ihlal için 'gizli ittifak' halinde, oğul Ahmet özal'a, Türk halkıru hedefleyen yayın- lar yapmak üzere, adı bile Türkçe olmayan 'Magic Box-Starl' adh özel televizyon istas- yonu kurdurmuşlardır. Bunca danışmanı bulunan Bay Turgut özal ve aile bireyleri, bu işi yaparken anayasayı ih- lal suçunu işlediklerinin bilincindedirler. Bu nedenledir ki Vnavasaya karşı hile' yoluna baş- vurarak Türk Ceza Kanunu'nun 146. madde- sinden yargılanmaktan kurtulmak kurnazlı- ğında ve yanılgısında, şirket merkezi olarak Federal Almanya'yı seçmişlerdir. Ne var ki söz konusu suç devlete karşı iş- lenmiş, devletin temel yapısını bozmaya ve yık- maya yönelik bir suçtur. Suç şirketi merkezi- nin yurtdışına taşınmış gibi gösterilmesi, ey- lemin suç niteliğini ortadan kaldırmaz. Suç fa- illeri Türkiye'de ikâmet ediyorlarsa ya da Türkiye'ye geldiklerinde (Haydar Kutlu, Ni- hat Sargın olayı belleklerdedir) derhal tutuk- lanıp yargılanmalan gerekir. Kaldı ki bu suç yalnız yurtdışında değil, sü- rekli yurtiçinde de işlenmektedir. Suç şirketi ortaklanmn Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde yansıtıcılar yerleştirmeleri; yayınlar için Türkiye Cumhuriyeti sınırlan içinde bü- rolar ve tesisler kurmalan, çekimler ve sözleş- meler yapmaları; yayınlarını sürdürebilmek için Türkiye içinde her gün milyarlarca lira- hk reklam parası toplayıp büyük bir bölümü- nü ceplerine indirmeleri, aaayasayı ihlal su- çunun yalmz yurtdışından değü, aynı zaman- da Türkiye'de örgütlendirilip işlendiğinin ke- sin kanıtlandır. Anayasayı ihlal suçlusu Ahmet özal'ın ve ortaklannın, Starl'in yayın haklanna tecavüz ettiği gerekçesiyle, anayasal kuruluş olan TRT aleyhine Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerin- de milyarlarca liralık tazminat davası açma- ları, üzerinde titizlikle durulması gereken ay- rı bir pervasızlık olayı, mutlaka cezalandınl- ması gereken suç kanıtıdır. Kuşkusuz bütün bunlar, Bay Turgut özal- ın işgal ettiği cumhurbaşkanlığı makamının verdiği güçten ve dokunulmazhktan yararla- mlarak yapılabümektedir. Türk Ceza Yasası- mn, suçun oluşumu için aradığı 'cebir' öğesi de bu noktadadır. C Savcılan göreve! Suç tertipçüerinin içinde ve belki de başın- da bulunan, anayasal görevlerinin gereklerini yerine getirmeyen Bay Turgut özal'm cumhur- başkanlığı sıfatının sağladığı dokunulmazhk nedeniyle bugün için tutuklanması ve yargı- lanması olanaksızdır. Ancak oğul Ahmet özal'ın ve öteki suç or- taklannın boyle bir dokunulmazhklan yoktur. Starl yaymlarırun ulaştığı tüm illerde, Türk ulusunun egemenliğine ve bağımsızlığına ve bölünmez bütünlüğüne tutkun yurtsever C. Savcıları, oğul Ahmet özal'ı tutuklatmak ve yargı organları önüne çıkarmak yetki ve ana- yasal görevi içindedirler. HESAPLASMA BURHAN ARPAP Baştakiler ve Savaşlar İnsanlar bilindiğı kadanyta, savaşırtar. İlk toplumlann ilk ın- sanları önceleri teker teker ya da birkaçı bir araya gelmişler ve bir yaşama gırişmişler. Kısa sürede bu benimsenmiş, in- sanlar tek tek değil, toplu toplu karşılıklı savaşlara girişmiş- lerdir. Ortaçağın prenslikler, krallar savaşı kısa sürede daha da gelişmiş, bırkac prens bir araya gelerek savaşmışlardır. Bu yolda kısa sürede hızlı adımlar atılmıştır. Arkada bırak- mak üzere olduğumuz yirminci yüzyılın en belirgin niteliği bu toptan öldürme ve toptan ölme özellığidir. Savaşlar bir baş- ladı mı kımse durduramaz olmuştur. 1914 yılında patlamış olan savaşa I. Dünya Savaşı denılmesi bundan ötürüdür. 1914-1918 yıllarına rastlamış olan I. Dünya Savaşı, milyonlarca insanın canını yıtirmesi ve milyarlarca para, yapı ve tarih açı- sından çok değerti mimartığın yok olmasını getırmekten öteye gitmemiştir. Ne var ki ınsanoğlu doğruyia yanlışı birbirinden ayırt edemez durumundan hâlâ kurtulamamıştır. Bırincisin- den, çok daha korkunç geçmiş olan II. Dünya Savaşı, yine yüzlerce mılyon ve milyarlarca can ve mal yitirilmesine ne- den Dtmuş,.amasavaşların sonu getmemıştır. Günümüz sa- vaşları Afrika'nın pek çok yerlerınde, Asya ve Güney Amerı- ka'nın yine çok yerinde o bütün korkunçluğuyla sürmekte. Neden bu sava$lar çılgınlığı? Neden bu kafasızlık? Kafa- sızlık yeterlı değil. Evet kafasızlık deyimı durumu açıklığa ka- vuşturmaya yetmez. Her olaydan küçük de olsa bir pay ko- parma eğıliminin, günümüzde de ağır basabilmesinden! Dünyanın dehşetlerle yaşadığı ilk büyük savaştan (1914-18) bunca yıl sonra Ikincı Dünya Savaşı'nın atom bombası ve bir- kaç dakıkada on binlerın ve yüz binlerin yok edilmesi, nasıl açıklanabilir? Dünya ekonomisınde halka ağır basan beş-altı devın, doy- mak bilmez tutumu diye bir önyargıyla geçiştirebilir mıyiz? Evet de diyebilıriz, hayır da! Türk dış ilişkilerini değerlendiren az sayıda da olsa dış po- litikacılığı başarryla yürütetnlmesinden mi? Belki her ıkisi Bel- ki çok daha başka etkenler mi? Osmanlı İmparatorluğu'nu çökerten ilk büyük yanlış, İngi- liz savaş gemilerinden kaçan Alman Göben ve Breslau ge- milerine Türk bayrağı çekilerek Osmanlı gibi yutturulmaya ca- lışılması, bununla da yetinilme- yerek bu iki savaş gemisinin Karadeniz'e açılarak Rus li- manlarını bombalaması, yeni bir yanlış adım atılması... Sa- vaşlar dünyanın neresinde olursa olsun ve hangi gerek- çeyle başlanmışsa başlansın- lar, yıkımdır. 1914'lü yıllarda dünya ka- muoyunda savaş kavramı sa- dece bir ulusal sınırlann korun- ması anlamında kullamlıyordu! Osmanlı bayrağı dalgalandıran bu gemiler, I. Dünya Savaşı '- nı başlatmak için kullanılmıştı. Çocukça btr oyundu! Yutanlar pek görülemedi. Fakat sesini çıkartamayıp mırıldananlar epeyceydi. Ünlü Alman toplumbilim adamı Guido Bran, bu gerçe- ğı Türkçeleştirilmiş kitabında frürkçesi: Alman Faşizminin Içyüzü) olayın içyüzünü ayrın- tıyla anlatmıştır. Silah alıcısı ya da satıcısı, yani savaş malze- mesi alıp satanlar bundan bü- yûk vurgunlar vurur, kimi çev- reterde de çekicı umutlar uyan- drır. Dünya savaş endüstrisi- r»n sözü her yerde ağır basar. Yazık, daha da sürecektir. Türkiye Cumhuriyeti toprakla- rnın değişik yerlerinde savaş endüstrisi kurulduğu haberle- ri yer almakta ve bir tepkiyle karşılanmamaktadır! Yurt sa- vjnması sözü ağır bastığından osa gerek... Breslau'dan F.17 savaş je- the (1914-1991) bunca yıl bo- şjna mı geçti? Koskoca bir soru! Sov>etlerde Ölünı Ceza» Kalkınalıdır Rusya'da komünist rejimin despotizmiyle Çarbk despotizmi arasında çok doğrudan doğruya bir ilişki vardır; bu da kaynağını, iktidarın şiddete dayanmasından almaktadır. Bu şiddet insanlara yansır, onları da küçük birer tiran yapabilir. DEMİR ÖZLÜ dönemlerde yasanan despotizmler de bu ül- kede tarihi akıl-dışı bir çizgiye oturturlar. Çarhk Rusyası, kuşkusuz, yeryüzünün en buyuk feodal imparatorluğuydu. St. Peters- burg'a gidenler goreceklerdir: Kentin 17O3'te kurulmaya başlanmasından sonra Neva nehri kıyısma inşa edilen Kışhk Saray (bu- gunkü Eremitaj Müzesi) karşısında, nehrin genişlediği, bir yanına kanal açılarak ada haline getirilmiş yerde Peteı Paul Kalesi var- dır. Bizim Topkapı Sarayı gibi surlarla çev- rili bir yer. İçinde kilisesi de, kale komuta- nının saray küçüğü lojmanı da dahil birçok yapının, bahçelerin bulunduğu bir yer. Si- yasi hapishane haline dönüştürülmüş bir ada. Fakat Çar'ın oturdugu Kışhk Saray'ın hemen gözü önünde. Işte bu adada, Rusya'daki aristokrat- burjuva devrimi Dekabrist Hareketi'nden (Arahk 1825) 1917'ye kadar, yazar Kondra- tiy Ruleyev de dahil, ortalama 30 bin siyasi hükümlü idam edildi. Iktidarla "siyasi suç- lar", servet, din ve ikballe sefalet, işkence ve ölüm karşı karşıya, yanyanaydılar. Çar, siyasi hapishanesini gözünün önünde tut- makla, belki daha rahat hissediyordu ken- dini. Şeytanın ruhu üzerine kurulrnuş bir ra- hathk! Rusya'da komünist rejimin despotizmiyle Çarlık despotizmi arasında çok doğrudan doğruya bir ilişki vardır; bu da kaynağını iktidarın şiddete dayanmasından almakta- dır. Bu şiddet insanlara yansır, onlan da kü- çük birer tiran yapabilir. Dostoyevski de bu kalede idam edilecek- Türkiye"de ölüm cezasının kalkmasını (sadece siyasaJ suçlar için değil, butünüy- le) savunduğumuz gibi Rusya'da da (Sov- yetler Bırliği) olum cezasının kalkmasını sa- vunmalıyız. 19 ağustosta darbe girişiminde bulunanlar için de, Rusya'da yaşayan her in- san için de. Ama elbette bugün, hepsinden önce, bu ülkede yeni bir dönemin açılabil- mesi için darbe girişiminde bulunanların ölüm cezasına çarptınlmamasmı savunma- lıyız. Darbenin sadece Rusya halkları için değil, bütün insanlık için kötü sonuçlar do- ğuracak bir girişim olduğunu bildigimiz hal- de. ölüm cezası toplumların yaşamına, bü- tün bir tarih boyunca sadece şiddetin to- humlannı ektiği için; insanlık tarihinde in- sani gelişme yolunu kapatıp despotizmin oluşmasına, akıl-dışının gerçekleşmesine yol açtığı için. Ölüm cezası despotik insanlık ta- rüünin ekseni, belkemiğidir. Tarih boyun- ca iktidarlarla olağan insanlar (köleler, esir- ler, sömürulenler, köylüler, zanaatkârlar...); servetle yoksulluk arasmdaki uzaklık bu "ceza" ile temin edildi. Orta Çağ'uı ruhu da toplumsal örgütlenme biçimi de esas kay- nağını bu cezada buldu. ölüm cezası, in- san deliliğinin bir ortaya çıkma biçimıdır. özellikle, biraz da olsa, Rusya tarihini, Çarlık dönemi Rus edebiyannı, sonra da St. Petersburg (Leningrad) kentini tanımış in- sanlar, bu ülkenin tarihine yerleşmiş olan despotizmin bu cezadan kaynaklandığını kolayca anlayabilirler. Bu yuzden Rusya ta- rihi, Avrupa tarihinden çok farklı bir tarih- tir; Çarhk despotizmi de, 1917'den sonraki tı. Türkiye'de 1876'da açılan Meclis, II. Ab- dülhamid tarafından kapatılmasaydı, kuş- kusuz bugün imparatorluk bütün öteki halklanm yitirse de ülkeye büyük bir siya- sal olgunluk yerleşmiş olacaktı. Sadece si- yasal olgunluk değil, ekonomiden, insan be- >inlerine kadar önemli bir gelişme. Fakat Rusya'da Meclis, ancak 1905 aya^lanmasın- dan sonra 1906'da acılacaktır. 1917 Ekim ih- tilaline kadar, kısıth bir parlamentarizm de- nemesi. Elbette bu gecikmişlik 1917'den sonraki rejimin kemikleşmesini kolaylaşür- mıştır. Stalinizm -onu hazırlayan politika, tarih ile onun uzantıları- XX. yüzyüın en insanlık-dışı felaketlerinden biridir. Bu re- jim şiddet ihraç ediyordu; öyle ki Prag'da, 1951'de gerçeküstücu bir şairi idama götü- recek kadar kör bir şiddetti bu. Bugünkü Rusya'da darbecilerin, katil ve hırsızlarla aynı cezaevine konulmalan da tüyler ürpenicidir. Katil ve hırsızlann ceza- evi koşullarının tüyler ürpertici olduğu gi- bi. Kamplann, cezaevlerinin, ölüm cezala- nnın.. Rusyası silinmelidir. Rusya Avrupa ulkesi olmak istryorsa, ön- ce tarihinin akışından bu şiddeti çıkarması gerektiğinı duşünmelıdir. Toplu coşkunluk dönemleri, soğukkanlı bir cinayet olan ölum cezasına, insanlığın hiçbir yerinde yol açmamah. Darbe girişiminde bulunanların ölüm ce- zasına çarptınlmamasını istemek, ölüm ce- zasına karşı olan herkese duşüyor. Onodoks Rusya, bu alanda Ortodoks Yunanistan ka- dar gelişmiş olmalı. 1967 darbecileri, ora- da, Pire'de bir cezaevindedirler. Düşünür Cionuı, Rusya'nın Rönesans kultürüne dışarıdan baktığını yazTyordu. Rönesans kültürüne dönebilmenin zamanı- dır. Bu kültür sadece doğduğu yerlere öz- gü bir kültür değil, insanlığın ortaklaşa ma- lıdır. Nerede, ne zaman ortaya çıkıyorsa, oranın ve o zamanın urünüdür. BALIKESİR ÇİMENTO SANAYİI TÜRK ANONİM ŞİRKFTİ'NDEN TASARRUF SAHİPLERINE DUYURUDUR. Şırketımız-p yılhk faı2 oCemel^ '<, 81 sabıt taırt I tertıp 1 serı lahvıllen 2 a * 1991 tantiınden ıtılaren INTER3ANK A Ş nm şubelemae satışa sumılacalctır Işbu tahvıllerın hata a i Sermsye Pıyasası KuruİL nun 3/9-1991 tarıh ve 84'B-9 sayılı ıznıne dayanmaktadır A.ncA t)u ızin tatıvıllenmızin ve Ortaklığımızın Kurul veva Kamuca teketfjlu anlaTiına geimez 1- Ortakltğın a- Tıcaret Unvam 3-Mertıe; Adresı c- Sermayesı 1-EsasSermavesı 2- Odmmış Sermayesı d-Faahyet Konusu e- OrtakHk Vapısı BALIKESİR ÇİMENTO SANAYII T URK ANONIV ŞİRKETİ Arduman Iş Mertıezı Fahrettır Kefim Gokay Cad No 29 C Blok 81190 Mtunızade STANBUL 11500 000 000-TL 11 500 000 000 -TL Çımento ve Klınke- maddelenn uretımı ve pazarlaması 124 ortağı buiLnan şı*et ın "t 68 ıne Cıments francaıs SA \ 3C una Creadıt Matıonai san Dtır Sozkonusu hsse ser*tlein,r "KKOl tarafınaan sat şı V jksek Planlana Kurulu nun 6 9 1989 tanh ve 89 24 sayıiı lü'an ne gerçekteşmıştr A/ıcaK Ankara löare Vafı- kenesı nce soz<onusu saiış karannı ıçefen ıdarı ışlemın ıptalme ka- rar verılmtş ^e karann temyızını takıDen ılQrh niatıkeme kararı 0a- nışla> laratından c& onanmışt r t- Süresı Stmrsız 0- Çıkarılacak Ohvıllerden sağlanacak fon yapılacak >at r r.ıar.n ve ışletme mtıyaçlannın ftnansmamnda kullanılacaktır 2- Izahname 10/09,1991 ve 2356 sayn ı Tıcaret Sıcılı Gazslesınde yayımlanmış olap Sırtıel merkeande halKkn tncelemesıne açık tutu muştur 3- Çıkanlacak T ahvıllenn a- ItıbanDeOen 6 000 000 000 Tertfo 1 Tertıp 2 Setı b- Küpiırter ItıDanyte Dajılım Kupûf Dejerı (TL) '00 000 500 000 1000 000 5000 000 10000 000 c- Satış sûtesı lOışsunû Satış Suresmm Başıangıç Tanhı 26 9 1991 BıtışTatıhı 9101991 d- Erken Odemeye lltşhın Esas ve Şartlar e- Satış fıvatı Çıkatılacak satılacaktır t- Tan^ıllerın tamamı hamthne yazılidır j - Vadesı 2 Yıldtr h- 0dermsi2 Oonem Suresı 2 yıl ı- TahvıUenn ödeme olanı Ödeme Tanhı (Bın TL) 9/10/1992 4 860 000 9/10/1993 4 860 000 Adet 5.500 Z200 350 200 300 Tuttrı (TL) 550 000 000 1 1M0O0OO0 350 000000 1000 000 000 3000 000 000 6000 000 000 Erken paraya çevırme taatthüdü yoMur tahvıller satış sutesı ıçınde nomınal dejerle Ana Paıa (Bm TL) 6 000 000 Toplara (BınTli 4B60 000 10860 000 TOPLAM 9 720 000 6 000 000 15 720 000 I- faız ve Anapara Öoeme Yerı INTERBANK A Ş Şubelen 4- Tatıv llenn ana para ve faıziennın vade«nnde odenmesı INTER3ANK A Ş tarafından müşterek DOiçlu mutesel&ıl kefıl sıfatıvla garantı edılmıştır Sevgili eşim, babamız ORHANKARAÇAL Sensiz geçen ıki yılın ardında büyüyen özlemin ve sevginde yaşıyoruz. GÖNÜL - CEM - CAN Sevgili arkadaşırmz, gflzel insan MELİHA ÖZEiViıııizi kaybettik. Aamız sonsuz... \ GANt - GÜLSE» - YILDIZ - * ~~" GÜLÜMSER - GÜNAY - MUSTAFA "^"İ - SAİT - AYSEL - NECMİ - AYTEN - BETLX - AHMET - FEZA - ADNA1S - FEVZİ - FERİT - 13.2.947-5.9.991 SERPİL - EMtVE - ZUHAL - FATMA Iş Bankası'ndan aldığım Bankamatik kartı ile Yapı Kredi Bankası'nm Tele Işlem kartını, nüfus cüzdanımı ve SSK kartımı kaybettim. Geçersizdir. MUKADDER BOZKA YA İTÜ'DEN IASKHBOI KIŞ ONULU TÜ Spor Kulûbû, Basketboi Kış MOJIU kayıtları başladı 1979-1984 arUıleri arasında doâmuş erkek iocuklann kabul edıleceği okulda. toy koşulu aranmayacak Kayıtlar, rru Gûmûşsuyu basketbol aknunda devam edecek. Tet: 145 23 74 A L I Ş I L M I Ş I N Ö T E S İ N D E \ Philips, alışılmışın ötesinde yaşayanlar için alışılmısın ötesinde bir relevizyon sunuyor. Philips Discoverer. Kask şeklindeki özel tasarımı, koyu renk ekranı ve ayrılabilir başlığıyla çok özel bir televizyon. Sizin kadar... Philips Discoverer. Alışılmısın ötesinde. PHİLİPS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle