14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 DI§ HABERLER 6 AĞUSTOS 1991 Mübarek Ubya'da • ROMA (AA) — Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mubarek, Libya'ya gitti. Libya Haber Ajansı JANA, Devlet Başkanı Muammer Kaddafi ile gorüşen Mubarek'in Libya'da ne kadar kalacağını ve neler göruştüğünu açıklamadı. Mubarek'le birlikte Libya'ya gelen heyette Mısır Ulaştırma, Eğitim, Petrol bakanları da bulunuyor. Ajans, daha önce iki liderin telefonla bir görilşme yaptıklarını ve Arap sorunları ile iki ulkeyi ilgilendiren konuları ele aldıklarını bildirmişti. Eşcinsel sözcü • WASHINGTON (AA) — ABD Savunma Bakanı Dick Cheney, homoseksuel olduğu ıddia edilen sözcusunün istifasını istemeyeceğini söyledi. Cheney, ABC TeJevizyonu'na verdiği mülakatta, "Ben arkadaşlarıma karşı hep özel hayaüanna karışmama ılkesi ile davrandım. Mesleki sonunluluklannı yerine getirdikleri sürece özel yaşamlan beni ilgilendirmez" dedi. Bir homoseksuel gazeıesi tarafından homoseksuel olduğu bildirilen sözcunün kimliğinden söz edilmedi. Savunma Bakanı, bakanlığı tarafından homoseksuellere üniformalı görevler için getirilen yasağın sivil değil, sadece askeri görevlere uygulandığını bildirdi. Afganistan'da çatışma: 21 ölti • tSLAMABAD (AA) — Afganistan'ın doğusundaki Lagman bolgesinde hükumet kuvvetleri ile mucahitler arasında önceki gun meydana gelen çatışmalarda ilk belirlemelere göre 21 kişinin olduğu bildirildi. Kabil radyosu, mucahitler tarafından Manthar Lam kenti mahallelerine duzenlenen roket ve top saldırısında en az beş kişinin öldüğünu ve önemli ölçüde maddı hasar meydana geldiğini belirtti. Radyo, hukümet askerlerinin de duzenledikleri karşı saldırıda 16 mücahidi öldurdükleriru, 12 kişiyi de yaraladıklarını kaydetti. Cebelitarık'ta deniz kazası • SEPTE (AA) — Cebelitarık Boğazı'nda Liberya bandıralı bir gemi ile çarpışan Norveç yük gemisi battı. Yetkililer, çarpıştıktan iki saat sonra batan geminin kaptanı ve 41 murettebannın kurtanldığını, ancak bir subayın hâlâ kayıp olduğunu açıkladılar. Taşıdığı 4592 otomobil, 760 ton fuel-oil ve 150 ton dizel yakıt ile birlikte batan Norveç bandıralı geminin murettebatının Norveç, Japon ve Fihpın uyruklu oldukları kaydedildi. Yetkililer, 800 otomobil taşıyan Liberya bandırah yuk gemisinin de büyük bir yara aldığını söylediler. Alman sapık dehşet saçtı • HAMBURG (AA) — Almanya'nın Hamburg kentinde iç çamaşırları ve geniş bir bıçak ile sokakta dolaşan sapık, kendisi de dahil olmak uzere sekiz kişiyi bıçakladı. Kurbanlardan biri çocuk olmak uzere iki kişinin ve saldırganın durumunun ciddi olduğunu, diğerlerinin ise saldırıyı hafif yaralarla atlattığını soyleyen polis, bir hastaneden kaçtığı belirlenen saldırganın daha sonra bir barda göruldüğünu ve barın önünde oturan müşterilerle, yoldan geçenlere buyük bir bıçakla saldırdığını, yedi kişiyi yaraladıktan sonra kendisini birkaç kez bıçakladığını kaydetti. Kuveyt'in altınları • KUVEYT (AA) — Irak, Kuveyt'ten ışgal sırasında yağmaladığı 700 milyon dolar tutarında altını geri verdi. Kuveyt Merkez Bankası Başkanı Şeyh Salem Abdülaziz El-Suud El-Sabah, gerı verme işleminin dün erken saatlerde Kuveyt-Suudi Arabistan sınınndaki Arar kasabasında başladığını ve değeri 600-700 milyon dolar civarında olan, her kulçesi 13 kilogram ağırlığında 3216 kulçe altının teslim alındığını açıkladı. Bulgaristan'ın Ankara Büyükelçisi Petar Vodenski, Türk- Bulgar ilişkilerini Cumhuriyefe değerlendirdi 6 Bdli îlîşkîlerdeki gelîşme çarpıcı' Büyükelçi Petar Vodenski, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki ilişkilerin son zamanlarda yoğunlaştığına dikkati çekti. Vodenski, buna karşın Türk-Bulgar smırındaki askeri güçlerdeki dengesizliğin, Bulgar kamuoyunda sorgulanan başlıca konulardan biri olduğunu söyledi. SEMİH İDİZ ANKARA — Bulgaristan'ın Ankara Bu- yükelçısı Petar Vodenski, Türk-Bulgar sını- nndaki askeri güçlerdeki dengesizliğin, Bul- gar kamuoyunda sorgulanan başlıca konu- lardan biri olduğunu söyledi. İki ulke yöne- ticileri arasında son zamanlarda ilişkilerin yoğunlaştığına dikkati çeken Büyükelçi Vo- denski, Türkiye-Bulgarıstan ilişkilerindeki gelişmeleri, "çarpıcı" olarak nitelendirdi. Vodenski, on yıla yakın bir süredir Türk basınına uzun bir demeç veren ilk Bulgaris- tan Büyükelçisi olarak, Cumhuriyet'in soru- lannı yanıtladı. Turk-Bulgar gerginliğinin doruğa eriştiği dönemde Türkiye'de birinci kâtip olarak görev yapan ve genç yaşma rağ- men birkaç ay önce Ankara'ya Büyükelçi olarak atanan Vodenski'ye sorduğumuz so- rular ve verdiği yanıtlar şoyle: — Birkaç yıl önceki gerginlik batırlandı- gında, Türk-Bulgar ilişkilerinde çarpıcı bir duzelmeden soz edilebilir. Bu, ozellikle kar- şılıklı zi>aretlerdeki artışla kanıtlanıyor. VODENSKİ — Hakhsınız. ozellikle son on aylık süre içinde Turk-Bulgar ilişkilerin- de gözle görülür bir canlanma oldu. Her iki ülkenin devlet başkanları, Sayın Jelyu Jelev ve Sayın Turgut Öral ekim 1990'da New York'ta, kasım 1990'da Paris'te ve nisan 1991'de Amsterdam'da olmak üzere üç kez buluştular. Türkiye Cumhurbaşkaru, Bulga- ristan'ı ziyaret etmesi için yapılan daveti ka- bul etti. Bu arada Bulgaristan Meclis Başkanı Türkiye'yi ziyaret etti. Aynca Dışişleri Ba- kanları birkaç kez buluştular ve bundan kı- sa bir sure önce Bulgaristan Dışişleri Baka- nı Turkiye'ye başarılı bir ziyarette bulundu. Bunun yanı sıra Sağlık, Taşımacılık, Sanayi ve Ticaret ile Kültür Bakanlan arasında doğ- rudan temaslar oldu. — Bu hızlı gelişmeleri neye baglıyorsunuz? VODENSKİ — Türk-Bulgar ilişkilenndeki canlanmanın sonuçlarına bakıldığında, ge- lışmelerın çarpıcı olduğu kanaatine varma- mak gerçekten güç. Bunu karşılıklı çıkarla- ra ve ozellikle Avrupa ile Bulgaristan'da ol- mak uzere dünya genelinde meydana gelen değişikliklere bağlıyorum. Bulgar toplumu sosyal ve siyasi yaşamın her aşamasında kök- lü demokratik değişiklıkler gerçekleştiriyor. Burada çoğulculuğu, serbest piyasaya yöne- lik ekonomik reformlan ve insan hakları ala- mnda radikal değişiklikleri saymak mum- kün. Bunlar, kuşkusuz ulkemizin dış politi- kasına da yansıyor. Bulgaristan'ın dış poli- tikası artık bloklaşmayı ve ideolojik yakla- şımı reddediyor. Başlıca önceliği ise yeni ger- çekler ışığında ve ortaklanmızın çıkarlarını gözeterek ülkenin ulusal guvenliğini sağla- maktır. Ülkemiz, ülkeler arasındaki ilişkile- ri yönlendiren genel ilkelere uymak suretiy- le, modern Avrupa'da yerini almak için ça- ba harcıyor. Bu bağlamda Avrupa Konseyi, Avnıpa Topluluğu, Batı Avrupa Birliği ve NATO ile ilişki kurmak için adımlar attık. — Bu soylcdiklerinizi biraz açar mısınız? Sizce Turk-Bulgar ilişkilerinin geleceğe \o- nelik kuv>etli ve zayıf noktalan nelerdir? VODENSKİ — Burada, son dönemde or- taya çıkan yeni gerçekleri de gözeterek, böl- genizde guven ve guvenlik konusu uzerinde biraz ayrıntıh bir şekilde durmak istiyorum. Bulgar kamuoyu bu konuya ozel bir hassa- siyet duyuyor. Sayılan artık 700'ü aşan ve tümüyle hur olan basın ve yayın organları bu konuyu açıkça tartışıyorlar. Parlamentoya ve değişik bakanlara doğrudan sorular sorulu- yor. Türkiye ile ortak sınınmızdaki askeri guç ve askeri malzemede görulen buyük den- gesızlık uzerinde duruluyor. Bu konu, Var- şova Paktı'nın dağılmasından sonra yeni bo- yutlar kazandı. Türkiye ve Bulgaristan ara- sında askeri alanda da olmak üzere karşılıklı güveni kurup güçlendirmek için ilk adımlar atıldı. Bulgaristan ve Türkiye Genelkurmay Başkan Yardımcılan, karşılıklı ziyaretler ger- çekleştirdiler. Kısa bir süre önce de Bulga- ristan Genelkurmay Başkanı Türkiye'yı zi- yaret etti. Bulgaristan'ı ziyaret etmesi için yaptığı davet ise Turk meslektaşı tarafından kabul edildi. Türk-Bulgar sırunnın her iki ta- rafında askeri objektifler konusunda karşı- lıklı denetlemeler gerçekleştirildi. Kuşkusuz bunlar doğru yönde atılmış, güveni ve güven- lıgi arttıran adımlar. — İki ülke arasında imzalanacak bir bel- geden söz ediliyor. Anladığım kadanyla bu konu Büyukelçi Huseyin Çelem'in bir süre önce Sofva'ya yaptığı ziyarette de göriışül- müş. Bu belgenin kapsamı ne olacak? Bir 'dostluk ve işbirliği' belgesiraiolacak, yok- sa askeri konulan da içeren daha geniş bir kapsamı olacak mı? VODEINSKI — Onlarca yıla dayanan Bulgar-Turk ilişkileri, otuzun uzerinde ant- laşma, anlaşma, konvansiyon vs. çerçevesin- de yürutüluyor. Tabıi ki ülkelerimizde, Av- rupa'da ve dunyada meydana gelen dinamik değişiklıkler, ikili ilişkilerimizin yasal teme- lini modernleştirme, çağdaşlaştırma ve ta- mamlamamız için gerekli zemini yaratmış bulunuyor. Bulgaristan ve Türkiye arasında iyi komşuluk, guvenlik ve işbirliği ilkelerine dayanan bir belge uzerinde yapılacak ortak çalışma, iki ülkenin bu alanda gerçekleştire- bileceği faaliyetlerden sadece biridir. Büyü- kelçi Hüseyin Çelem'in yakın geçmişte yap- tığı ve başarılı bir şekilde sonuçlanan ziya- reti ise iki ulke Dışişleri Bakanlan'nın geçen mayısta Ankara'da yaptıkları göruşmelerde kararlaştmlmıştı. Sofya'daki göruşmelerde daha önce çeşith düzeylerde ele alınan ko- nular uzerinde duruldu. Bunların arasında, bu tür bir belge fıkri de vardı. Yarın: Azınlık hakları Bağdat, askeri amaçlı bakteriyolojik deney yaptığını kabul etti Irak'tan yenî bir itiraf dahaIrak Dışişleri Bakanlığı yetkililerince BM uzmanlarına iletilen açıklamada, askeri amaçlı bakteriyolojik deneylere olası bir saldın tehlikesi nedeniyle 1990 sonbaharında son verildiği öne sürüldü. ABD, Suudi Arabistan'daki hava gücünün, daha önce belirlenenin aksine "ikinci bir emre kadar" bölgede kalacağını açıkladı. Dış Haberler Servisi — Irak dun ilk kez askeri amaçlı bakteriyolojik deney- ler yaptığıru kabul etti. Ancak Irak, olası bir saldın tehlikesi karşısında bu dene- melere 1990 sonbaharında son verdığini one surdu. Irak dışışleri yetkililerince oncekı gun BM uzmanlarına iletilen ve dun INA ta- rafından yayımlanan açıkiamada, Irak'ta yalnızca askeri amaçlı biyolojık deney- ler için kullanılan özel laboratuvar bu- lunmadığı, bakteriyolojik silah deneyle- OKTADOĞU rinin başka amaçlarla da kullanılan bir araştırma merkezindeki laboratuvarlar- da yapıldığı kaydedildi. "Irak, olası bir saldın tehlikesi karşı- sında bu tur deneyleri 1990 sonbaharın- da durdurdu. Ülkede artık bakteriyolo- jik silah ve malzeme bulunmuyor" ifa- desine yer verılen açıklamada, Irak'ta bulunan BM Kitlesel Silahları Kontrol Heyeti'nin de deneylerin yapıldığı labo- ratuvarları ziyaret ettiği kaydedildi. Bu arada Irak'ın biyolojık silah kapa- sitesini araştırmakla gorevli BM heyeti- nin başkanı David Kelly, Iraklı yetkili- lerin çok iyı bir ışbirliği orneği göstere- rek her isteklerini yerine getirdiğıni söy- ledi. Bu arada Irak, ABD ve müttefikleri- nı, Irak'ın ilaç almasını engellemekle suçladı. Irak haber ajansına demeç ve- ren Irak Sağlık Bakanı Muhammed Sa- id, "Başta ABD olmak uzere muttefik- ler, Irak'a silah satışı yapıldığı yaygara- sını yayıyorlar, bir yandan da ilaç satın almamızı engelliyorlar" dedı. Said, Ku- veyt'in işgalinden once yapılan anlaşma- lar uyarınca Irak'a gonderilen ilaçların, sınırda ABD tarafından alıkonduktan sonra geri gonderildığini soyledı. Irak Sanayi Bakanı Hammadi El Sa- di de Irak'ın ilaç uretimının, bu alanda- ki kapasıtenin yuzde 15'ine duştuğünu kaydetti. Bakan, ilaç sanayiının, ham- madde bulamadığı ıçın uretim yapama- dığını söyledi. Suudı Arabistan'daki Amerikan hava gucunun, Körfez savaşının bitiminden sonra çekilmesi ile ılgili olarak başlan- gıçta belirlenen planın aksine, "ikinci bir emre dek" bölgede kalacağı bıldiriliyor. Dahran'da açıklama yapan Amerikan Hava Kuvvetleri Sozcüsu Robert Hinds, "potansiyel tehlike" oluşturan Irak'ın, ha\ r aalanlanm onanp radar ve rampa sis- temlerini yenıden düzenlemekte olduğu- nu belirterek Amerikan hava gücünun bu yuzden "şimdilik" bölgede kalması- nırı kararlaştınldığını söyledi. Hinds, yaklaşık 40 bin Amerikan askerinin böl- gede bulunmaya devam edeceğini kay- detti. 'Barış konferansı yakın'FKÖ lideri Arafat'ın danışmanı Bassam Ebu Şerif'in açıklaması, Tilistinlilerin uzlaşmaya hazır olduğu' şeklinde yorumlandı. Dış Haberler Servisi — Fılistin Kurtuluş Ör- gutu'nun, ekim ayında duzenlenmesı planlanan Ortadoğu Barış Konferansı'na katılacak Filis- tin heyeti konusunda uzlaşmaya açık olduğu yo- lunda mesaj vermesiyle, barış konferansına gi- den yolun açıldığı bıldiriliyor. Bu arada, ABD Dışişleri Bakanı James Baker, konferansın onun- deki engelleri ortadan kaldırmak uzere çıktığı 6. Ortadoğu gezisinin son durağı olan Cezayır'de dun Devlet Başkanı Şadli Bincedid ile goruştü. Reuter ajansının haberine göre FKO lideri Ya- ser Arafat'ın yakın danışmanı Bassam Ebu Se- riFin önceki akşam yaptığı açıklamada, "kon- feransa katılacak Filistin heyeti konusunda uz- laşma yolu bulunacağına inandığını" söyleme- sı, gozlemciler tarafından "Filistinlilerin, kon- feransa katılacak beyet konusunda tartışmaya açık olduğu" şeklinde yorumlandı. Arafat'ın danışmanı Bassam Ebu Şerif, ön- ceki akşam Tunus'ta basın mensuplarına yaptı- ğı açıklamada, "Filistinlilerin bu konferansa ka- blacaklannı sarujorum. Fili»tinlüerin konferan- sa katılmalan için bir engel olmayacağına ve ba- nş sürecinin devam etmesi için bir formıil bu- lunacağına inanıyonım" demişti. Reuter'in haberine gore gozlemciler, FKÖ li- deri Arafat'ın 'Dogu Kuduslü Filistinlilerin ba- rış konferansına katılmalan ilkesinden ödün \erilme>eceği' yolundakı açıklamalanna karşın Bassam Ebu Şerifin açıklaması, orgutun resmi göruşünu ve yumuşama yonundekı eğilimini yansıttığı konusunda bırleşiyorlar. Arafat: Kavgamız sürecek Arafat, dun Cezayir Devlet Başkaru Şadli Bın- cedid'le görüştükten sonra Cezayir radyosundan yayımlanan açıklamasında, 'Tilistin devrimi de- vam edecektir, dalga dalga, ta ki Filistin bayra- ğı, kutsal Kudüs'ün duvarları. minareleri ve ki- liseleri uzerinde dalgalanana dek" dedi. Önce kaptan terk etti( Guney Afrika'nın East London kenti açıklannda "Vahşi Sahil" olarak anılan bölgede önceki giın batan Yunan bandıralı "Oceanos" adındaki geminin yolculanndan 578'inin kurtanldığı, dordıinun ise kayıp olduğu bildirildi. Kurtanlan >olcular. kaza sırasında murettebatın motoıiu iki filikajı alıp yoleulardan once gemiyi terk ettiklerini, bu davranışın filikalan nasıl denize indirecegini bilemeyen yolcular arasında paniğe yol açtığını söylediler. Guney Afrika Hava Kuvvetleri yetkilileri, geminin kıyıya çok yakın seyretmesini dikkate alarak kazanın şiddetli dalgalann etkisiyle geminin deniz dibindeki kaya- lara çarpması sonucunda meydana gelmiş olabileceğini sovluyorlar. Ancak polis yetkilileri, Oceanos'un Durban Lima- nı'ndan aynlmasından once bir bomba ihban aldıklarını belirterek sabotaj ihtimaline dikkat çekiyorlar. Polis yetkilileri gemi kaptanının gemide arasbrma yapmalanna izin vermedigini de kaydediyorlar. (Fotoğraf: AP) Almanya'da iktidar ve muhalefet ilticayı sınırlama konusunda kararlı Bontı mültecilere kapıyı kapıyor DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Bırleşmış Milletler'in is- tatıstiklerine gore dunyada 15 milyon mülteci var. Siyasi baskı, savaş, açlık ve diğer nedenlerle ulkesinı terk edip sığı- nacak bir yer arayanların yüzde 80'i 'Üçiincü Dunya'nın yoksul ülkelerin- den. Bu 15 milyon kişinin sadece 2-3 milyonu Batı Avrupa'run ve Kuzey Amerika'nın zengin ulkelerinde kalma hakkına sahip. Gerisi Asya ve Afrika'- da, terk ettikleri ülkenin komşu toprak- larında geçıci olarak barınıyor. Federal Alman Anayasası'nın 16. maddesi, "Siyasi takip altında bulunan- lar, iltica hakkına sahiptir" dıyor. Ama Almanya'ya gelen yuzbınlerin buyuk ço- ğunluğu siyasi değil, ekonomik neden- lerle hareket ediyor. Daha iyi yaşamak arzusu yalnız Asya ve Afrikahları değil, artan sayıda Doğu Avrupalıyı da Batf- nın en yakın ve en müreffeh ülkesi Al- manya'ya surukluyor. 'Siyasi mülteci' olduğunu, omeğin kesınleşmiş mahke- me kararlarıyla kanıtlayamayanların başvuruları reddedilıyor. Almanya'ya her >ıl Sovyetler Birliği, Polonya ve Romanya'dan yanm milyon 'Alman asıllı' da goç etmekte. Anaya- sanın 116. maddesi, 'Doğu Bloku'nda yaşayan Alman asıllı azınhğa' atalarının ulkesine gelip yerleşme hakkı tanıyor. Sosyal Demokrat Parti (SPD) bu haf- ta, anayasanın bu maddesinin kaldırıl- masını isteyerek butun dikkatleri uzeri- ne çekti. Sosyal demokratlar, Doğu Av- rupa'da Alman azınlık üzerındeki siya- si baskının ortadan kalktığını ileri sure- rek goçe 'dur' denmesini ve yıllık kon- tenjanlar aynlmasını talep ettiler. Muhalefetteki sosyal demokratları ik- tidardaki muhafazakârlarla aynı katı çizgiye getiren başlıca neden, Alman toplumunun multecı akınına karşı tep- kisi. Mültecilerin yerleştirildiği kampla- rın yakınında oturanlar her gun protes- to gosterileriyle uygulamalara karşı çı- kıyor. Multecilenn devletten aldığı pa- ranın 'vatandaşın kesesinden çıktığı' be- lırtiliyor; 'Ekonomik sığınmacı istemiyoruz' deniyor, 'Almanya göç ül- kesi değil' diye haykırılıyor. Toplumdakı büyük tepki, sosyal demokratları muha- fazakâr sağ cepheye yaklaştırıyor. Içışleri Bakanlığı'nın verdiği bılgiye göre Turkiye'den geiip iltica talebinde bulunanların sayısı son aylarda azaldı. Türkiye'den gelenlerin çoğunluğu, 'Kürt olduğu için takip edildigi", 'siyasi baskı altında olduğu' veya Hıristiyan azınlık olarak zulme tabi tutulduğu savıyla res- mi makamlara başvuruyor. Ama 'Kürt olmak' Almanya'da artık başlı başına il- tica nedeni sayılmıyor. Yargıçlar, 'Kürt- lerin Türkiye içinde büyuk kentlere gi- dip yaşama olanagı" bulunduğu gerek- çesiyle dılekçeleri geri çeviriyor Almanya'da onumuzdeki aylarda ya anayasanın 16. maddesi değiştirilecek ya da mülteci akınına 'kontenjan' konula- rak goç sınırlanmaya çalışılacak. fltica- cılann sınırdan gerı çe\nlmesı de duşu- nuluyor. Almanya, kapılannı yoksul ul- kelerden gelen 'ekonomik sığınmacı'la- ra kapatmaya kararlı. DlŞBASIN Diyarbakır, olaylara gebeDiyarbakır'da Vedat Aydın'ın öldürulmesinden sonra durum görunurde yumuşadı. Dukkânlar açık, kahveler sohbet eden insanlarla dolu, bunaltıcı sıcakta sucular muşterı arıyor. Ama dikkatle bakıldığında, Diyarbakır'da halkla guvenlik guçlerı arasındaki ilan edilmemiş savaşını sadece geçici olarak durduğu gorüluyor Bu savaş, her an yenıden patlak verebilir. Işkcnceden geçirilen her kurban, her ölü, Türk ordusuna karşı 1984'ten beri kanlı bir gerilla savaşı yüruten PKK'ya yarıyor. Diyarbakır'daki temkinlı esnaf ve tuccarlar bile artık Turk devletinin sınırları içinde adalete -• ,•.'!? kavuşulacağına ınanmıyorlar. Bir kumaş tuccarı, "Bıze yapılan aşağılama ve baskı ortadan kalkmaz" diyor. Arkadaşları bize Mardin'de Turklerın yaşlı bir adamın belindeki kuşağı Kurt bayrağının renklerine benzettikleri için kestiğini ve adamı koy meydanında pantolonsuz dolaştırdığını anlatıyor. Kızlarına Sozan ve Berivan adlarını verdiği ıçın uç gun dövülen adamın oykusu dilden dile dolaşıyor. Polis ve askerin Kürtlere 'Kıro' diyerek alay ettiği anlatılıyor. Diyarbakırhlar, "Eskiden otonomi istiyorduk, ama burada olanlardan sonra bizim için tek çıkış yolu kaldı; o da kendi devletimizi kurmak" dıyorlar. (5 ağustos) Frankfurter Allgemeine'den Gorbaçov'dan ithalat enıri î Sovyet lideri, ülkenin döviz rezervleri ile dış kredilerinin, tüketim malları ve ekipman ithalatına tahsis edilmesi talimatı verdi. Gorbaçov, gümrük tarifelerinin ithalatı teşvik edecek biçimde yeniden düzenlenmesini istedi. MOSKOVA (AA) — SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorba- çov, "Gıda ve temel tüketim malları iç üretimi ve bu malla- nn ittıalatının artünlması için acil önlemlerin alınması" tali- matını verdi. TASS'ın haberine göre Gor- baçov'un bu kararnamesi, ön- degelen sanayileşmiş ulkeler- den oluşan yedıler grubu (G-7) liderlerıyle geçen ay Londra'da gorüşmesinden sonra pazar ekonomisine geçişe ilişkin aldı- ğı ilk karar olması bakımından da onem taşıyor. Gorbaçov, kararnamesinde, Sovyet Ticaret ve Maliye ba- kanlıklarından, ülkenin döviz rezervle/i ve dış kredılerin, ta- hıl, ilaç ve tıbbi maJzemeler ile kitle tuketimine yönelik maJla- rın imalatı için materyal ve ekipman ithalatına tahsis edil- mesini istedi. SSCB Devlet Başkanı Gorbaçov, Sovyet cumhuriyetlerine de mal ve hiz- metlerinı birbirleri arasında ta- kas etmeleri çağrısında bulun- du. Gorbaçov, bu amaçla, gumruk tarifelerinin, tüketim mallan ithalatını teşvik edecek şekilde yeniden ayarlanması, ancak lüks tüketim mallan it- halinin sınırlanmasını istedi. SSCB Başkanı Gorbaçov, aynca eumhuriyetlerden, özel- leştirme, merkeziyetçihğin kal- dınlması ve ozel teşebbüsun özendirilmesi politikalarının devamını ve serbest pazar eko- nomisinin altyapısının kurul- masını istedi. Resmi verilere gore SSCB'de toplam uretim bu yılın ilk altı ayında yuzde 10 azaldı, temel tüketim malları sıkıntısı had safhaya ulaştı. Geçen yıl 235 milyon ton olan tahıl uretimi- nin de bu yıl 195 milyon tona inmesi bekleniyor. Hoş geldin GÜNEY Yaşama sırası sende BERAT-SEBO 4 8 9X1820
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle