Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/8 DI§ HABERLER 6 AĞUSTOS 1991
Mübarek
Ubya'da
• ROMA (AA) — Mısır
Devlet Başkanı Hüsnü
Mubarek, Libya'ya gitti.
Libya Haber Ajansı JANA,
Devlet Başkanı Muammer
Kaddafi ile gorüşen
Mubarek'in Libya'da ne
kadar kalacağını ve neler
göruştüğünu açıklamadı.
Mubarek'le birlikte Libya'ya
gelen heyette Mısır
Ulaştırma, Eğitim, Petrol
bakanları da bulunuyor.
Ajans, daha önce iki liderin
telefonla bir görilşme
yaptıklarını ve Arap
sorunları ile iki ulkeyi
ilgilendiren konuları ele
aldıklarını bildirmişti.
Eşcinsel
sözcü
• WASHINGTON (AA)
— ABD Savunma Bakanı
Dick Cheney, homoseksuel
olduğu ıddia edilen
sözcusunün istifasını
istemeyeceğini söyledi.
Cheney, ABC
TeJevizyonu'na verdiği
mülakatta, "Ben
arkadaşlarıma karşı hep
özel hayaüanna karışmama
ılkesi ile davrandım.
Mesleki sonunluluklannı
yerine getirdikleri sürece
özel yaşamlan beni
ilgilendirmez" dedi. Bir
homoseksuel gazeıesi
tarafından homoseksuel
olduğu bildirilen sözcunün
kimliğinden söz edilmedi.
Savunma Bakanı, bakanlığı
tarafından homoseksuellere
üniformalı görevler için
getirilen yasağın sivil değil,
sadece askeri görevlere
uygulandığını bildirdi.
Afganistan'da
çatışma: 21 ölti
• tSLAMABAD (AA) —
Afganistan'ın doğusundaki
Lagman bolgesinde
hükumet kuvvetleri ile
mucahitler arasında önceki
gun meydana gelen
çatışmalarda ilk
belirlemelere göre 21 kişinin
olduğu bildirildi. Kabil
radyosu, mucahitler
tarafından Manthar Lam
kenti mahallelerine
duzenlenen roket ve top
saldırısında en az beş
kişinin öldüğünu ve önemli
ölçüde maddı hasar
meydana geldiğini belirtti.
Radyo, hukümet
askerlerinin de
duzenledikleri karşı
saldırıda 16 mücahidi
öldurdükleriru, 12 kişiyi de
yaraladıklarını kaydetti.
Cebelitarık'ta
deniz kazası
• SEPTE (AA) —
Cebelitarık Boğazı'nda
Liberya bandıralı bir gemi
ile çarpışan Norveç yük
gemisi battı. Yetkililer,
çarpıştıktan iki saat sonra
batan geminin kaptanı ve
41 murettebannın
kurtanldığını, ancak bir
subayın hâlâ kayıp
olduğunu açıkladılar.
Taşıdığı 4592 otomobil, 760
ton fuel-oil ve 150 ton dizel
yakıt ile birlikte batan
Norveç bandıralı geminin
murettebatının Norveç,
Japon ve Fihpın uyruklu
oldukları kaydedildi.
Yetkililer, 800 otomobil
taşıyan Liberya bandırah
yuk gemisinin de büyük bir
yara aldığını söylediler.
Alman sapık
dehşet saçtı
• HAMBURG (AA) —
Almanya'nın Hamburg
kentinde iç çamaşırları ve
geniş bir bıçak ile sokakta
dolaşan sapık, kendisi de
dahil olmak uzere sekiz
kişiyi bıçakladı.
Kurbanlardan biri çocuk
olmak uzere iki kişinin ve
saldırganın durumunun
ciddi olduğunu, diğerlerinin
ise saldırıyı hafif yaralarla
atlattığını soyleyen polis,
bir hastaneden kaçtığı
belirlenen saldırganın daha
sonra bir barda
göruldüğünu ve barın
önünde oturan müşterilerle,
yoldan geçenlere buyük bir
bıçakla saldırdığını, yedi
kişiyi yaraladıktan sonra
kendisini birkaç kez
bıçakladığını kaydetti.
Kuveyt'in
altınları
• KUVEYT (AA) — Irak,
Kuveyt'ten ışgal sırasında
yağmaladığı 700 milyon
dolar tutarında altını geri
verdi. Kuveyt Merkez
Bankası Başkanı Şeyh
Salem Abdülaziz El-Suud
El-Sabah, gerı verme
işleminin dün erken
saatlerde Kuveyt-Suudi
Arabistan sınınndaki Arar
kasabasında başladığını ve
değeri 600-700 milyon dolar
civarında olan, her kulçesi
13 kilogram ağırlığında
3216 kulçe altının teslim
alındığını açıkladı.
Bulgaristan'ın Ankara Büyükelçisi Petar Vodenski, Türk- Bulgar ilişkilerini Cumhuriyefe değerlendirdi
6
Bdli îlîşkîlerdeki gelîşme çarpıcı'
Büyükelçi Petar Vodenski, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki
ilişkilerin son zamanlarda yoğunlaştığına dikkati çekti.
Vodenski, buna karşın Türk-Bulgar smırındaki askeri
güçlerdeki dengesizliğin, Bulgar kamuoyunda sorgulanan
başlıca konulardan biri olduğunu söyledi.
SEMİH İDİZ
ANKARA — Bulgaristan'ın Ankara Bu-
yükelçısı Petar Vodenski, Türk-Bulgar sını-
nndaki askeri güçlerdeki dengesizliğin, Bul-
gar kamuoyunda sorgulanan başlıca konu-
lardan biri olduğunu söyledi. İki ulke yöne-
ticileri arasında son zamanlarda ilişkilerin
yoğunlaştığına dikkati çeken Büyükelçi Vo-
denski, Türkiye-Bulgarıstan ilişkilerindeki
gelişmeleri, "çarpıcı" olarak nitelendirdi.
Vodenski, on yıla yakın bir süredir Türk
basınına uzun bir demeç veren ilk Bulgaris-
tan Büyükelçisi olarak, Cumhuriyet'in soru-
lannı yanıtladı. Turk-Bulgar gerginliğinin
doruğa eriştiği dönemde Türkiye'de birinci
kâtip olarak görev yapan ve genç yaşma rağ-
men birkaç ay önce Ankara'ya Büyükelçi
olarak atanan Vodenski'ye sorduğumuz so-
rular ve verdiği yanıtlar şoyle:
— Birkaç yıl önceki gerginlik batırlandı-
gında, Türk-Bulgar ilişkilerinde çarpıcı bir
duzelmeden soz edilebilir. Bu, ozellikle kar-
şılıklı zi>aretlerdeki artışla kanıtlanıyor.
VODENSKİ — Hakhsınız. ozellikle son
on aylık süre içinde Turk-Bulgar ilişkilerin-
de gözle görülür bir canlanma oldu. Her iki
ülkenin devlet başkanları, Sayın Jelyu Jelev
ve Sayın Turgut Öral ekim 1990'da New
York'ta, kasım 1990'da Paris'te ve nisan
1991'de Amsterdam'da olmak üzere üç kez
buluştular. Türkiye Cumhurbaşkaru, Bulga-
ristan'ı ziyaret etmesi için yapılan daveti ka-
bul etti. Bu arada Bulgaristan Meclis Başkanı
Türkiye'yi ziyaret etti. Aynca Dışişleri Ba-
kanları birkaç kez buluştular ve bundan kı-
sa bir sure önce Bulgaristan Dışişleri Baka-
nı Turkiye'ye başarılı bir ziyarette bulundu.
Bunun yanı sıra Sağlık, Taşımacılık, Sanayi
ve Ticaret ile Kültür Bakanlan arasında doğ-
rudan temaslar oldu.
— Bu hızlı gelişmeleri neye baglıyorsunuz?
VODENSKİ — Türk-Bulgar ilişkilenndeki
canlanmanın sonuçlarına bakıldığında, ge-
lışmelerın çarpıcı olduğu kanaatine varma-
mak gerçekten güç. Bunu karşılıklı çıkarla-
ra ve ozellikle Avrupa ile Bulgaristan'da ol-
mak uzere dünya genelinde meydana gelen
değişikliklere bağlıyorum. Bulgar toplumu
sosyal ve siyasi yaşamın her aşamasında kök-
lü demokratik değişiklıkler gerçekleştiriyor.
Burada çoğulculuğu, serbest piyasaya yöne-
lik ekonomik reformlan ve insan hakları ala-
mnda radikal değişiklikleri saymak mum-
kün. Bunlar, kuşkusuz ulkemizin dış politi-
kasına da yansıyor. Bulgaristan'ın dış poli-
tikası artık bloklaşmayı ve ideolojik yakla-
şımı reddediyor. Başlıca önceliği ise yeni ger-
çekler ışığında ve ortaklanmızın çıkarlarını
gözeterek ülkenin ulusal guvenliğini sağla-
maktır. Ülkemiz, ülkeler arasındaki ilişkile-
ri yönlendiren genel ilkelere uymak suretiy-
le, modern Avrupa'da yerini almak için ça-
ba harcıyor. Bu bağlamda Avrupa Konseyi,
Avnıpa Topluluğu, Batı Avrupa Birliği ve
NATO ile ilişki kurmak için adımlar attık.
— Bu soylcdiklerinizi biraz açar mısınız?
Sizce Turk-Bulgar ilişkilerinin geleceğe \o-
nelik kuv>etli ve zayıf noktalan nelerdir?
VODENSKİ — Burada, son dönemde or-
taya çıkan yeni gerçekleri de gözeterek, böl-
genizde guven ve guvenlik konusu uzerinde
biraz ayrıntıh bir şekilde durmak istiyorum.
Bulgar kamuoyu bu konuya ozel bir hassa-
siyet duyuyor. Sayılan artık 700'ü aşan ve
tümüyle hur olan basın ve yayın organları bu
konuyu açıkça tartışıyorlar. Parlamentoya ve
değişik bakanlara doğrudan sorular sorulu-
yor. Türkiye ile ortak sınınmızdaki askeri
guç ve askeri malzemede görulen buyük den-
gesızlık uzerinde duruluyor. Bu konu, Var-
şova Paktı'nın dağılmasından sonra yeni bo-
yutlar kazandı. Türkiye ve Bulgaristan ara-
sında askeri alanda da olmak üzere karşılıklı
güveni kurup güçlendirmek için ilk adımlar
atıldı. Bulgaristan ve Türkiye Genelkurmay
Başkan Yardımcılan, karşılıklı ziyaretler ger-
çekleştirdiler. Kısa bir süre önce de Bulga-
ristan Genelkurmay Başkanı Türkiye'yı zi-
yaret etti. Bulgaristan'ı ziyaret etmesi için
yaptığı davet ise Turk meslektaşı tarafından
kabul edildi. Türk-Bulgar sırunnın her iki ta-
rafında askeri objektifler konusunda karşı-
lıklı denetlemeler gerçekleştirildi. Kuşkusuz
bunlar doğru yönde atılmış, güveni ve güven-
lıgi arttıran adımlar.
— İki ülke arasında imzalanacak bir bel-
geden söz ediliyor. Anladığım kadanyla bu
konu Büyukelçi Huseyin Çelem'in bir süre
önce Sofva'ya yaptığı ziyarette de göriışül-
müş. Bu belgenin kapsamı ne olacak? Bir
'dostluk ve işbirliği' belgesiraiolacak, yok-
sa askeri konulan da içeren daha geniş bir
kapsamı olacak mı?
VODEINSKI — Onlarca yıla dayanan
Bulgar-Turk ilişkileri, otuzun uzerinde ant-
laşma, anlaşma, konvansiyon vs. çerçevesin-
de yürutüluyor. Tabıi ki ülkelerimizde, Av-
rupa'da ve dunyada meydana gelen dinamik
değişiklıkler, ikili ilişkilerimizin yasal teme-
lini modernleştirme, çağdaşlaştırma ve ta-
mamlamamız için gerekli zemini yaratmış
bulunuyor. Bulgaristan ve Türkiye arasında
iyi komşuluk, guvenlik ve işbirliği ilkelerine
dayanan bir belge uzerinde yapılacak ortak
çalışma, iki ülkenin bu alanda gerçekleştire-
bileceği faaliyetlerden sadece biridir. Büyü-
kelçi Hüseyin Çelem'in yakın geçmişte yap-
tığı ve başarılı bir şekilde sonuçlanan ziya-
reti ise iki ulke Dışişleri Bakanlan'nın geçen
mayısta Ankara'da yaptıkları göruşmelerde
kararlaştmlmıştı. Sofya'daki göruşmelerde
daha önce çeşith düzeylerde ele alınan ko-
nular uzerinde duruldu. Bunların arasında,
bu tür bir belge fıkri de vardı.
Yarın: Azınlık hakları
Bağdat, askeri amaçlı bakteriyolojik deney yaptığını kabul etti
Irak'tan yenî bir itiraf dahaIrak Dışişleri Bakanlığı yetkililerince BM uzmanlarına
iletilen açıklamada, askeri amaçlı bakteriyolojik deneylere
olası bir saldın tehlikesi nedeniyle 1990 sonbaharında son
verildiği öne sürüldü. ABD, Suudi Arabistan'daki hava
gücünün, daha önce belirlenenin aksine "ikinci bir emre
kadar" bölgede kalacağını açıkladı.
Dış Haberler Servisi — Irak dun ilk
kez askeri amaçlı bakteriyolojik deney-
ler yaptığıru kabul etti. Ancak Irak, olası
bir saldın tehlikesi karşısında bu dene-
melere 1990 sonbaharında son verdığini
one surdu.
Irak dışışleri yetkililerince oncekı gun
BM uzmanlarına iletilen ve dun INA ta-
rafından yayımlanan açıkiamada, Irak'ta
yalnızca askeri amaçlı biyolojık deney-
ler için kullanılan özel laboratuvar bu-
lunmadığı, bakteriyolojik silah deneyle-
OKTADOĞU
rinin başka amaçlarla da kullanılan bir
araştırma merkezindeki laboratuvarlar-
da yapıldığı kaydedildi.
"Irak, olası bir saldın tehlikesi karşı-
sında bu tur deneyleri 1990 sonbaharın-
da durdurdu. Ülkede artık bakteriyolo-
jik silah ve malzeme bulunmuyor" ifa-
desine yer verılen açıklamada, Irak'ta
bulunan BM Kitlesel Silahları Kontrol
Heyeti'nin de deneylerin yapıldığı labo-
ratuvarları ziyaret ettiği kaydedildi.
Bu arada Irak'ın biyolojık silah kapa-
sitesini araştırmakla gorevli BM heyeti-
nin başkanı David Kelly, Iraklı yetkili-
lerin çok iyı bir ışbirliği orneği göstere-
rek her isteklerini yerine getirdiğıni söy-
ledi.
Bu arada Irak, ABD ve müttefikleri-
nı, Irak'ın ilaç almasını engellemekle
suçladı. Irak haber ajansına demeç ve-
ren Irak Sağlık Bakanı Muhammed Sa-
id, "Başta ABD olmak uzere muttefik-
ler, Irak'a silah satışı yapıldığı yaygara-
sını yayıyorlar, bir yandan da ilaç satın
almamızı engelliyorlar" dedı. Said, Ku-
veyt'in işgalinden once yapılan anlaşma-
lar uyarınca Irak'a gonderilen ilaçların,
sınırda ABD tarafından alıkonduktan
sonra geri gonderildığini soyledı.
Irak Sanayi Bakanı Hammadi El Sa-
di de Irak'ın ilaç uretimının, bu alanda-
ki kapasıtenin yuzde 15'ine duştuğünu
kaydetti. Bakan, ilaç sanayiının, ham-
madde bulamadığı ıçın uretim yapama-
dığını söyledi.
Suudı Arabistan'daki Amerikan hava
gucunun, Körfez savaşının bitiminden
sonra çekilmesi ile ılgili olarak başlan-
gıçta belirlenen planın aksine, "ikinci bir
emre dek" bölgede kalacağı bıldiriliyor.
Dahran'da açıklama yapan Amerikan
Hava Kuvvetleri Sozcüsu Robert Hinds,
"potansiyel tehlike" oluşturan Irak'ın,
ha\
r
aalanlanm onanp radar ve rampa sis-
temlerini yenıden düzenlemekte olduğu-
nu belirterek Amerikan hava gücünun
bu yuzden "şimdilik" bölgede kalması-
nırı kararlaştınldığını söyledi. Hinds,
yaklaşık 40 bin Amerikan askerinin böl-
gede bulunmaya devam edeceğini kay-
detti.
'Barış
konferansı
yakın'FKÖ lideri Arafat'ın danışmanı
Bassam Ebu Şerif'in açıklaması,
Tilistinlilerin uzlaşmaya hazır
olduğu' şeklinde yorumlandı.
Dış Haberler Servisi — Fılistin Kurtuluş Ör-
gutu'nun, ekim ayında duzenlenmesı planlanan
Ortadoğu Barış Konferansı'na katılacak Filis-
tin heyeti konusunda uzlaşmaya açık olduğu yo-
lunda mesaj vermesiyle, barış konferansına gi-
den yolun açıldığı bıldiriliyor. Bu arada, ABD
Dışişleri Bakanı James Baker, konferansın onun-
deki engelleri ortadan kaldırmak uzere çıktığı
6. Ortadoğu gezisinin son durağı olan Cezayır'de
dun Devlet Başkanı Şadli Bincedid ile goruştü.
Reuter ajansının haberine göre FKO lideri Ya-
ser Arafat'ın yakın danışmanı Bassam Ebu Se-
riFin önceki akşam yaptığı açıklamada, "kon-
feransa katılacak Filistin heyeti konusunda uz-
laşma yolu bulunacağına inandığını" söyleme-
sı, gozlemciler tarafından "Filistinlilerin, kon-
feransa katılacak beyet konusunda tartışmaya
açık olduğu" şeklinde yorumlandı.
Arafat'ın danışmanı Bassam Ebu Şerif, ön-
ceki akşam Tunus'ta basın mensuplarına yaptı-
ğı açıklamada, "Filistinlilerin bu konferansa ka-
blacaklannı sarujorum. Fili»tinlüerin konferan-
sa katılmalan için bir engel olmayacağına ve ba-
nş sürecinin devam etmesi için bir formıil bu-
lunacağına inanıyonım" demişti.
Reuter'in haberine gore gozlemciler, FKÖ li-
deri Arafat'ın 'Dogu Kuduslü Filistinlilerin ba-
rış konferansına katılmalan ilkesinden ödün
\erilme>eceği' yolundakı açıklamalanna karşın
Bassam Ebu Şerifin açıklaması, orgutun resmi
göruşünu ve yumuşama yonundekı eğilimini
yansıttığı konusunda bırleşiyorlar.
Arafat: Kavgamız sürecek
Arafat, dun Cezayir Devlet Başkaru Şadli Bın-
cedid'le görüştükten sonra Cezayir radyosundan
yayımlanan açıklamasında, 'Tilistin devrimi de-
vam edecektir, dalga dalga, ta ki Filistin bayra-
ğı, kutsal Kudüs'ün duvarları. minareleri ve ki-
liseleri uzerinde dalgalanana dek" dedi.
Önce kaptan terk etti(
Guney Afrika'nın East London kenti açıklannda "Vahşi Sahil"
olarak anılan bölgede önceki giın batan Yunan bandıralı "Oceanos"
adındaki geminin yolculanndan 578'inin kurtanldığı, dordıinun ise kayıp olduğu bildirildi. Kurtanlan >olcular. kaza
sırasında murettebatın motoıiu iki filikajı alıp yoleulardan once gemiyi terk ettiklerini, bu davranışın filikalan nasıl
denize indirecegini bilemeyen yolcular arasında paniğe yol açtığını söylediler. Guney Afrika Hava Kuvvetleri yetkilileri,
geminin kıyıya çok yakın seyretmesini dikkate alarak kazanın şiddetli dalgalann etkisiyle geminin deniz dibindeki kaya-
lara çarpması sonucunda meydana gelmiş olabileceğini sovluyorlar. Ancak polis yetkilileri, Oceanos'un Durban Lima-
nı'ndan aynlmasından once bir bomba ihban aldıklarını belirterek sabotaj ihtimaline dikkat çekiyorlar. Polis yetkilileri
gemi kaptanının gemide arasbrma yapmalanna izin vermedigini de kaydediyorlar. (Fotoğraf: AP)
Almanya'da iktidar ve muhalefet ilticayı sınırlama konusunda kararlı
Bontı mültecilere kapıyı kapıyor
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN — Bırleşmış Milletler'in is-
tatıstiklerine gore dunyada 15 milyon
mülteci var. Siyasi baskı, savaş, açlık ve
diğer nedenlerle ulkesinı terk edip sığı-
nacak bir yer arayanların yüzde 80'i
'Üçiincü Dunya'nın yoksul ülkelerin-
den. Bu 15 milyon kişinin sadece 2-3
milyonu Batı Avrupa'run ve Kuzey
Amerika'nın zengin ulkelerinde kalma
hakkına sahip. Gerisi Asya ve Afrika'-
da, terk ettikleri ülkenin komşu toprak-
larında geçıci olarak barınıyor.
Federal Alman Anayasası'nın 16.
maddesi, "Siyasi takip altında bulunan-
lar, iltica hakkına sahiptir" dıyor. Ama
Almanya'ya gelen yuzbınlerin buyuk ço-
ğunluğu siyasi değil, ekonomik neden-
lerle hareket ediyor. Daha iyi yaşamak
arzusu yalnız Asya ve Afrikahları değil,
artan sayıda Doğu Avrupalıyı da Batf-
nın en yakın ve en müreffeh ülkesi Al-
manya'ya surukluyor. 'Siyasi mülteci'
olduğunu, omeğin kesınleşmiş mahke-
me kararlarıyla kanıtlayamayanların
başvuruları reddedilıyor.
Almanya'ya her >ıl Sovyetler Birliği,
Polonya ve Romanya'dan yanm milyon
'Alman asıllı' da goç etmekte. Anaya-
sanın 116. maddesi, 'Doğu Bloku'nda
yaşayan Alman asıllı azınhğa' atalarının
ulkesine gelip yerleşme hakkı tanıyor.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) bu haf-
ta, anayasanın bu maddesinin kaldırıl-
masını isteyerek butun dikkatleri uzeri-
ne çekti. Sosyal demokratlar, Doğu Av-
rupa'da Alman azınlık üzerındeki siya-
si baskının ortadan kalktığını ileri sure-
rek goçe 'dur' denmesini ve yıllık kon-
tenjanlar aynlmasını talep ettiler.
Muhalefetteki sosyal demokratları ik-
tidardaki muhafazakârlarla aynı katı
çizgiye getiren başlıca neden, Alman
toplumunun multecı akınına karşı tep-
kisi. Mültecilerin yerleştirildiği kampla-
rın yakınında oturanlar her gun protes-
to gosterileriyle uygulamalara karşı çı-
kıyor. Multecilenn devletten aldığı pa-
ranın 'vatandaşın kesesinden çıktığı' be-
lırtiliyor; 'Ekonomik sığınmacı
istemiyoruz' deniyor, 'Almanya göç ül-
kesi değil' diye haykırılıyor. Toplumdakı
büyük tepki, sosyal demokratları muha-
fazakâr sağ cepheye yaklaştırıyor.
Içışleri Bakanlığı'nın verdiği bılgiye
göre Turkiye'den geiip iltica talebinde
bulunanların sayısı son aylarda azaldı.
Türkiye'den gelenlerin çoğunluğu, 'Kürt
olduğu için takip edildigi", 'siyasi baskı
altında olduğu' veya Hıristiyan azınlık
olarak zulme tabi tutulduğu savıyla res-
mi makamlara başvuruyor. Ama 'Kürt
olmak' Almanya'da artık başlı başına il-
tica nedeni sayılmıyor. Yargıçlar, 'Kürt-
lerin Türkiye içinde büyuk kentlere gi-
dip yaşama olanagı" bulunduğu gerek-
çesiyle dılekçeleri geri çeviriyor
Almanya'da onumuzdeki aylarda ya
anayasanın 16. maddesi değiştirilecek ya
da mülteci akınına 'kontenjan' konula-
rak goç sınırlanmaya çalışılacak. fltica-
cılann sınırdan gerı çe\nlmesı de duşu-
nuluyor. Almanya, kapılannı yoksul ul-
kelerden gelen 'ekonomik sığınmacı'la-
ra kapatmaya kararlı.
DlŞBASIN
Diyarbakır,
olaylara gebeDiyarbakır'da Vedat
Aydın'ın öldürulmesinden
sonra durum görunurde
yumuşadı. Dukkânlar açık,
kahveler sohbet eden
insanlarla dolu, bunaltıcı
sıcakta sucular muşterı
arıyor. Ama dikkatle
bakıldığında, Diyarbakır'da
halkla guvenlik guçlerı
arasındaki ilan edilmemiş
savaşını sadece geçici
olarak durduğu gorüluyor
Bu savaş, her an yenıden
patlak verebilir. Işkcnceden
geçirilen her kurban, her
ölü, Türk ordusuna karşı
1984'ten beri kanlı bir
gerilla savaşı yüruten
PKK'ya yarıyor.
Diyarbakır'daki temkinlı
esnaf ve tuccarlar bile artık
Turk devletinin sınırları
içinde adalete
-• ,•.'!? kavuşulacağına
ınanmıyorlar. Bir kumaş
tuccarı, "Bıze yapılan
aşağılama ve baskı ortadan
kalkmaz" diyor.
Arkadaşları bize Mardin'de
Turklerın yaşlı bir adamın
belindeki kuşağı Kurt
bayrağının renklerine
benzettikleri için kestiğini
ve adamı koy meydanında
pantolonsuz dolaştırdığını
anlatıyor. Kızlarına Sozan
ve Berivan adlarını verdiği
ıçın uç gun dövülen adamın
oykusu dilden dile
dolaşıyor. Polis ve askerin
Kürtlere 'Kıro' diyerek alay
ettiği anlatılıyor.
Diyarbakırhlar, "Eskiden
otonomi istiyorduk, ama
burada olanlardan sonra
bizim için tek çıkış yolu
kaldı; o da kendi
devletimizi kurmak"
dıyorlar. (5 ağustos)
Frankfurter Allgemeine'den
Gorbaçov'dan
ithalat enıri î
Sovyet lideri, ülkenin döviz rezervleri ile dış
kredilerinin, tüketim malları ve ekipman
ithalatına tahsis edilmesi talimatı verdi.
Gorbaçov, gümrük tarifelerinin ithalatı teşvik
edecek biçimde yeniden düzenlenmesini istedi.
MOSKOVA (AA) — SSCB
Devlet Başkanı Mihail Gorba-
çov, "Gıda ve temel tüketim
malları iç üretimi ve bu malla-
nn ittıalatının artünlması için
acil önlemlerin alınması" tali-
matını verdi.
TASS'ın haberine göre Gor-
baçov'un bu kararnamesi, ön-
degelen sanayileşmiş ulkeler-
den oluşan yedıler grubu (G-7)
liderlerıyle geçen ay Londra'da
gorüşmesinden sonra pazar
ekonomisine geçişe ilişkin aldı-
ğı ilk karar olması bakımından
da onem taşıyor.
Gorbaçov, kararnamesinde,
Sovyet Ticaret ve Maliye ba-
kanlıklarından, ülkenin döviz
rezervle/i ve dış kredılerin, ta-
hıl, ilaç ve tıbbi maJzemeler ile
kitle tuketimine yönelik maJla-
rın imalatı için materyal ve
ekipman ithalatına tahsis edil-
mesini istedi. SSCB Devlet
Başkanı Gorbaçov, Sovyet
cumhuriyetlerine de mal ve hiz-
metlerinı birbirleri arasında ta-
kas etmeleri çağrısında bulun-
du. Gorbaçov, bu amaçla,
gumruk tarifelerinin, tüketim
mallan ithalatını teşvik edecek
şekilde yeniden ayarlanması,
ancak lüks tüketim mallan it-
halinin sınırlanmasını istedi.
SSCB Başkanı Gorbaçov,
aynca eumhuriyetlerden, özel-
leştirme, merkeziyetçihğin kal-
dınlması ve ozel teşebbüsun
özendirilmesi politikalarının
devamını ve serbest pazar eko-
nomisinin altyapısının kurul-
masını istedi.
Resmi verilere gore SSCB'de
toplam uretim bu yılın ilk altı
ayında yuzde 10 azaldı, temel
tüketim malları sıkıntısı had
safhaya ulaştı. Geçen yıl 235
milyon ton olan tahıl uretimi-
nin de bu yıl 195 milyon tona
inmesi bekleniyor.
Hoş geldin
GÜNEY
Yaşama sırası sende
BERAT-SEBO
4 8 9X1820