Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6AÖUSTOS 1991****5AÛUI KENTOAŞAM HURÎYET/15
TELEFONLAR
EKTUP
• Pendik Altkaynarca
Kayısı Sokak ikiye bölündü.
Sokağın Marmara Caddesi
bitimine kadar olan
bölümüne su bonısu
döşediler. Ancak 40 hanelik
bölüme döşemediler. Doğal
gaz borusu da yine su
borulannın döşendiği yere
:adar geldi. Bu duyarsızlık
neden? Su ve doğalgaz
borusu döşenmeyen
bölümde oturanların suçu
ne? Yetkilikrin bu
sorunumuzla ilgilenmesini
bekliyoruz.
MEHMET TELLİOGLU
Ceylan
iyileşiyor
• İstanbul Haber Servisi
— Kumkapı Polis
Karakolu'ndaki dayısını
ziyarete gittiği sırada
peruğunun düşmesi üzerine
terörist zannedilip,
vurularak ağır yaralanan
Abdullah Cem Ceylan'ın
sağlık durumu iyiye gidiyor.
Tabib Odası kampanya başlattı
'Sağlıgımıza bîrlikte
sahip çıkalıırf
tstanbul Haber Servisi — İs-
tanbul Tabip Odası, ulkedeki
sağlık politikalannın iflas etti-
ğini belirterek "Saglıgımıza Bir-
likte Sahip Çıkalım" kampanya-
sı başlattı. Kampanya ile hekim-
lerin çalışma koşullan ve sosyo-
ekonomik durumlarının iyileşti-
rilmesinin yanı sıra halkın da
sağlık sorunlanna sahip çıkma-
sının sağlanması hedefleniyor.
Yüzde 60 gerileme
İstanbul Tabip Odası Başka-
nı Prof. Dr. Selçuk Apak, dün
düzenlediği basın toplantısında,
halk sağlığı ile hekimlerin çalış-
ma koşullan ve sosyo-ekonomik
durumlannın her geçen gün kö-
tüye gittiğini ve son 10 yıi için-
de reel gelirlerinde yüzde 60 ora-
nında gerileme olduğunu bildir-
di. "Sağlık alanında özel hasta-
nelerin ne kadar iyi hizmet ver-
digi, özelleştirme ve rekabet ile
devlet hastanelerinin birden
düzelecegi" şeklinde bir görün-
tu oluşturulmaya çalışıldığını da
kaydeden Prof. Dr. Apak, he-
kim emeğini, oluşturulan ser-
best piyasa ortamında daha ucu-
za kapatabilmek için hekim sa-
yısım ihtiyacın üstünde arttır-
mak, kalitesini düşürmek sure-
tiyle de pazarlık gücünü azalt-
manın hedeflendiğini öne sürdü.
Vakıflar ve baJon hastaneler gi-
bi plansız harcamalarla, Sağlık
Bakanhğı'nın haziran 1991 so-
nunda tüm bütçesini tükettiğini
de belirten Prof. Apak, öte yan-
da bir asistan doktomn eline be-
lediye işçisinden daha az ücret
geçtiğine dikkat çekti.
Tabipler Odası'nın düzenledi-
ği kampanya çerçevesinde, bir
dizi panel ve toplantı yapılacak.
m P»te iatfat: 055
ooo
056
• ZaMa MMirtiii: 527 57 00
• MezaMdar MMiıHiû:
172 13 73 -74-75 ve 088
• İSKİ anza: 068
Hıuf Acl: 077
4 1 89 18
Tış: 588 48 00
: 534 00 00 (100 hat)
T»: 340 01 00
y v I : 345 46 80
$01 Etfat: 131 22 09
Taktta kkyartn: 152 43 00
SSK Saaatya: 588 44 00
SSK Okmyteı: 121 77 77
SSK ttztapa: 358 67 60
fprihoîıı
T ü r k
"*
m ü h e n d i s
-
d i S
|e r i n i n e l e m e
gi y
ıe
6.5 yüda inşa edilen İskenderun feribotu dün Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal'ın da katıldıgı bir törenle deniz ticaret filosuna katıldı.
Camialtı Tersanesi'nde yapüan ve 124 milyar liraya mal olan, sı-
nıfının en gelişmiş örnegi olan feribotun elektronik donanımı Po-
lonya'dan getirildi. Feribotun, diğer tüm bölümleri Türkiye'de
yapıldı. Polonyalılar tarafından yapılan Samsun ve Ankara feri-
botlannın eşi olan İskenderun feribotunun filoya katılması ne-
deniyle duzenlenen törende konuşan Denizcilik tşletmeleri Genel
Müdürii Kenan Üner, kısa dönemde gerçekleştirilmesi planlanan
projeler hakkında bilgi verdi. Üner, Karadeniz'in sahip oldugu
turizm potanshelinin gün geçtikçe önem kazandıgını belirtti. De-
niz filosuna büyük deger kazandırdığı belirtilen İskenderun feri-
botu halüanna kadar yanmaz maddelerden imal edildi. 598 yolcu,
ve her biri 38 ton ağırlığında 26 treyler, 221 otomobil kapasiteli
feribotta, 106 personel görev yapacak. Feribotta restoran, kafe-
terya, gece kulübü, iki bar ve yüzme havuzuyla birlikte berber
salonu da bulunuyor. Denizcilik lşletmeleri yetkilileri iskenderun
feribotunun İzmir'e ve Akdeniz'e sefer yapacagını belirttiler.
Traflk $«ıbe Md.: 176 24 14 (Ist)
356 04 85-86 (Kadıköy)
M t f * Traflk: 377 22 07 (E-5).
356 04 86 (Şehınçi).
314 36 (B Cekmece)
• TNY:
IçHatlar 573 13 31.
Dtf Hattar 574 23 00 (25 hat).
Saatni: 574 73 00
ftezcrmraa: 574 82 00 (45hat)
• DDY:
Sıtoci l > « i f i : 527 00 50
H.Pafa B M i f i : 336 20 63
N.Pafa S*rtnl 348 80 20
HABERLERİN DEVAMI
ARDENDAK1
GERÇEK(Baftarafı 1. Sayfada)
yonlar devri" idi. O dönemin
koalisyonları pek yararlı olama-
dı; hele sağcı partilerin kurdu-
ğu "cephe iktidan"nın anıları
çok olumsuzdur.
Bununla birlikte 90'lar Tür-
A esi'nin koşullan da çok deği-
şiKtir. Köprülerin altından çok
su akmıştır. 21'inci yüzyıla doğ-
ru Türkiye'de gerçekten geniş ta-
banlı bir koalisyona gerek var.
Çünkü ANAP'ın temsil ettiği 12
Eylül döneminin antidemokra-
tik mirasmı silerek çağdaş de-
mokrasiyi inşa etmek için ana-
yasayı da değiştirmek yolunda
geniş tabana dayanan ulusal bir
uzlaşma, ülkede gerçek bir öz-
leme dönüşmektedir.
Halk önce askeri yönetimin
devlet bakanlığmda, sonra 12
Eylül güdumundeki seçimlerle
oturduğu iktidar koltuğunda on
yıldan beri gördüğü özal'dan
bıkmamış mıdır?
Hiç kuşkusuz bu soru kişisel
değildir. Türkiye çağdaş bir de-
mokrasiye layık olduğunu ispat
etmek zorundadır. Bu da ancak
12 Eylül anayasasım da değiş-
tirebilecek kadar geniş tabanlı
bir uzlaşmanın gündeme girme-
siyle gerçekleşebilir.
Türkiye politikasında sağ ve
solda yerlerini alan partilerde
çağdaş demokrasinin temel ku-
ralları için bir "mutabakat"
oluşmuşsa, bu yoldaki koalis-
yon çok olumlu sayılmalıdır.
Genel seçinüerde bir parti, ço-
ğu luğu sağlayabilir; yine de 12
EyMl anayasasım değiştirebile-
cek sayısal güce ulaşamayabilir.
O zaman ne olacaktır?
12 Eylül'ün antidemokratik
mirasmı tasfıye etmek için ge-
rekli uzlaşmayı halkımızın
onaylayacağını düşünüyoruz.
Hele bu hedefe dönük uygula-
mada, dengeli bir koalisyon, Sa-
yın özal'ın cumhurbaşkanlığı-
nı anayasal çerçevesi içine otur-
tacaksa, neden olumsuz sayıl-
sın?
Saym özal'ın şimdiden bu te-
dirginliği yaşadığı anlaşılıyor;
"koalisyon" sözcüğünden ürk-
mesi ve sık sık bu konu üzerin-
de konuşması, ruhsal durumu-
nu ele vermektedir.
Muhalefet kesiminde konuşu-
lan "Özal'ı Çankaya'dan indir-
mek eğilimi", öyle görünüyor ki
"Türkiye'de demokrasiyi inşa
etmek " görevinin bir türevidir;
esası değildir. Sayın Cumhur-
başkanı'nın bu konudaki tedir-
ginliğinin koalisyon sözcüğüne
karşı tepkiye dönüşmesi de do-
ğal karşılanmahdır. -k-tc-k
Rt klamcılardan:
Bize de
fırsat
tanınsınHaber Merkezi — ANAP'ın
seçim kampanyasını yürütme
işinin Fransız reklamcı Jacques
Seguaa'nın şirketi RSCG Pub-
lic'e verilmesi Reklamcılar Der-
neği'nin tepkisi ile karşılandı.
Reklamcüar Derneği, Başbakan
Mesut Yumaz'a bir mektup gön-
dererek RSCG Public'e tanınan
fırsatın dernek üyelerine de ta-
nınmasını istedi.
Reklamcılar Derneği tarafın-
dan Başbakan Yılmaz'a 2 ağus-
tos günü gönderilen mektubun
metni şöyle:
"Dernegimiz, Türkiye'nin ön-
de gelen ve ülkemiz toplam rek-
lam iş hacminin yüzde 90'ını
gerçeklestiren 37 reklam ajansı-
nı temsil etmektedir. Bu ajans-
lar dilimizi, kültürümüzü, top-
lumumuzu, medvamızı çok iyi
bilen, iletişim tekniklerine dün-
ya ölçüsünde hâkim tanıtım ku-
nılv*'<andır.
D\..-ğimiz, 37 üyemiz arasın-
dan seçeceginiz ajanslara RSCG
Public'e tanınan fırsatın tanına-
bilmesi için şahsınıza bir prezan-
tasyon ympmamıza izin verilme-
sidir. Bu imkânı esirgemeyecegi-
nizi sektör adına umar, sonuç-
ta, belki de biraz uzaklarda ara-
nanın evimizin arka bahçesinde
bulundugunu kanıtlayabiliriz."
Sinop'ta işbaşı, Beykoz gergin
İş Sendika Servisi — İşten çı-
karmalara karşı, günlerdir Cam
Holding'e bağlı Paşabahçe ve
Sinop fabrikaJarında süren di-
reniş, 14 gün sonra Sinop'ta 'kı-
nldı'. 12 gündür direnişte bulu-
nan Paşabahçe Cam Fabrikası
işçilerini ziyaret eden SHP Ge-
nel Başkanı Erdal tnönü, işve-
rene, çkartılan işçileri geri alma
çağrısında bulundu. tnönü, sa-
nayinin sorunlarımn ANAP ik-
tidarlarının yanlış ekonomik
politikalanndan kaynaklandığı-
nı, cam sanayiindeki krizin işçi
çıkarmadan da çözülebileceğini
belirtti.
lnönü, dün Buyükşehir Bele-
diye Başkanı Nurettin Sözen ve
çok sayıda milletvekili, beledi-
ye başkanı ve partili ile Bey-
koz'a geldi. lnönü, burada bir
grup cam işçisi ve partililerce
"İşçi kıyımına son" sloganlany-
la karşılandı. lnönü, SHP Bey-
koz Ilçe Merkezi'nden yaptığı
konuşmada, "Cam işçilerine
Beykoz halkına destek vermek
hak arayışlannın yanında ol-
mak için buradayız" dedi.
înönu şoyle konuştu:
"Bekliyoruz, işçilerimizi ne
zaman işe alacaklar? Cam işçi-
leri, gereken fedakârlığı yaptı.
Çalışma gününü 6 saate düşür-
düler. emekli işçiler istifa etti.
İşverenin de adım atmasını bek-
liyorlar."
Işverenlerin toplusözleşme
sonrasında işçi çıkarmalannı kı-
nayan lnönü, Türkiye'de işsiz-
liğin yüksek boyutlara yükseldi-
ğini, mevcut yasalann, işçileri
işten cıkarmalara karşı konıma-
dığını beüitti. Kendilerinin par-
lamentoda işsizlik sigortası ve iş
güvencesini sağlayacak yasa
önerileri götürdüklerini, ancak
bu önerilerinin iktidar tarafın-
dan kabul edilmediğini hatırlat-
tı.
Işçilerin TRT'yi eleştiren slo-
gan atmaları üzerine Erdal Inö-
nü, "TRT, bu bölgenin yaşama
mücadelesini nasıl göstermez?
Beykoz olayını TRT göstermek
zorundadır. Yalnız beni göster-
meleri bir şey ifade etmez. tşçi-
lerin olayını göstersin" dedi.
Erdal lnönü ve SHP heyeti,
yöre halkı, işçiler, öğlen tatili-
ne çıkan Tekel işçileriyle birlik-
te Kristal-lş şube binasına kadar
yürüdüler. Erdal lnönü, bura-
da Kristal-lş Sendikası Genel
Başkanı tbrahim Eren'le göru-
şerek bilgi aldı.
Fabrika önünde işçilere hitap
eden Erdal lnönü, "Burada bu-
lunmamızın amacı, sizin bir an
önce işe alınmanızdır. Banş
içinde mücadelenizi sürdüriiyor-
sunuz. Hakkınızı alraanız için
ne gerekiyor&a yapacagız. Bu-
nun çözümünü işverenden, ik-
tidardan istiyoruz" dedi.
Erdal Inonü'nun ziyaretinin
ardından SHP il yönetimince
toplanan iki kamyon yiyecek
maddesi ve bir kamyon ekmek
işçilere dağıtıldı.
SHP Genel Başkanı Erdal
lnönü, basın mensuplarının çe-
şitli sorulannı da yanıtladı. Veh-
bi Koç'un mektubu hakkında
gereken açıklamayı yaptığmı be-
lirten lnönü, Türkiye'de yaşa-
nan işten çıkarmalann facia bo-
yutlanna ulaşüğını, sorunun çö-
zümü için bütün kesimlerin or-
tak çaba sarf etmelerinin zorun-
lu olduğunu vurguladı.
öte yandan Laspetkim-Iş İs-
tanbul şube yönetimince yapılan
açıklamada, Paşabahçe işçileri-
ni destek ziyaretinde bulunan
şube mali sekreteri Ali Tutan'-
ın gözaltına alınması protesto
edildi.
Bu arada Cam Holding'e
bağh Sinop fabrikasından cıkar-
tılan işçiler için 14 gündür süren
direniş dün 'kınldı'. İşçiler, iş-
verenin dun sabah "işbaşı yapıl-
maması halinde bütün işçilerin
17. maddeye gore tazminatsız
çıkanlıp işyerinin kapatılacagı"
kararına rağmen önce direnişe
"devam" kararı aldılar ve dun
sabah da işbaşı yapmadılar. An-
cak her vardiyadan 60'şar işçi-
nin tazminatsız atılma listeleri-
nin hazırlanması ve öğleden
sonraki vardiya değişimi ile bir-
likte bir önceki vardiyanın işçi-
lerine verilmek istenmesi üzeri-
ne öğleden sonraki 16 vardiya-
sında çalışma kararı alındı.
Bayram öncesi ilk aşamada
32 işçinin çıkarıldığı Sinop'ta
çalışan 843 işçinin tamamı dire-
nişe geçip üretimi durdurunca
Kristal-lş Sendikası ile işveren
arasında yapılan görüşmelerde,
çıkarılan işçilerin izinli sayılıp
durumunun daha sonra görü-
şülmesi kararı ile işbaşı sağlan-
mıştı. Cam Holding'in Türkiye
çapında 13 işyerinde 15 gün ön-
ce başlayan ve 2278 işçinin 13.
maddeye göre tazminatlı olarak
işlerine son verilen çıkarmalar-
da ise Sinop Cam, 135 işçi ile
üzerine düşen payı aldı. Bunu
protesto etmek üzere de Paşa-
bahçe ile birlikte Sinop Cam iş-
çileri de direnişe geçerek üreti-
mi tümü ile durdurdular.
Direnişin aralıksız devam et-
mesi üzerine 5 gün önce işvere-
nin açıklamasına göre 16, sen-
dikanın açıklamasına göre ise 30
işçinin işine "yasadışı direniş"
gerekçesi ile 17. madde kapsa-
mında tazminatsız olarak son
verildi. Hafta sonunda ise dun
sabah için işbaşı yapılmazsa,
bütün işçilerin 17. madde çerçe-
vesinde tazminatsız işlerine son
verilerek fabrikanın kapatılma
kararı alındığı duyurusu yapıl-
dı. İşçiler, işverenin bu duyuru-
suna karşın dün sabah da "di-
renişe devam" karan aldılar. İş-
veren de işyerini kapatma ve 17
ile çıkarma kararlılığını surdür-
İşçi geri Almanya köpekli tim gönderiyor
(Baitarafı 1. Sayfada)
malan için düne kadar süre ver-
miştik. Sinop fabrikasım tama-
men kapatma ve 843 işçinin de
14-15 gündür fabrikayı işgal al-
tında tutma eylemleri nedeniy-
le 17. maddeye göre tazminatsız
çıkartma kararlanmız kesindir.
Bu süre dün sabah doldu. Ola-
yın sosyal boyutlan, önemi ne-
deni ile araya vali girdi. Bizden
süre istedi. Birkaç saatlik süre
tanıdık. Veni vardiya saatinin ge-
\\şı ile birlikte işbaşı yapmayan
bir önceki vardiyamn. işçilerinin
17. maddeye göre çıkışlan veril-
meye başlanacaktı."
Dün öğleden sonra işçilerin
Sinop fabrikasının zaten sürek-
li zararda olduğunu, bugüne ka-
dar sosyal kaygılarla açık tutul-
duğunu savunan Adnan Çağla-
yan, Paşabahçe için son karar
verilmeden önce gelişmelerin
bir-iki gün daha izleneceğini bil-
dirdi. Kristal-lş Sendikası yöne-
timini uretüni durduran yasa dı-
şı eylemlerden sorumlu gördük-
lerini belirten Çağlayan, "Zaten
bir önceki dönemde yetki bara-
jını zorlukla aşmış sendika, son
işçi çıkarmaları ile toplusözleş-
me yetkisini kaybetme durumu-
na düştüğü için hırçınlaşmıştır.
İşçi, yasa dışı eylemlere zorian-
maktadır. Maceraya
sürüklenmektedir" dedi.
Dünyada ve Türkiye'de cam
sanayiinde yaşanmakta olan
kriz ve gelişmeleri de anlatan
Çağlayan, cam sanayiinde
"Dünyanın ikinci büyük
işletmesi" olduklarını, dünya pi-
yasasının yuzde 5'ini ellerinde
tuttuklarını, Paşabahçe'nin tek
başına üretimi ile dünya piyasa-
sının yüzde 3'ünün sahibi bu-
lunduğunu bildirdi. Cam sana-
yiinde her on yılda bir yaşanan
krizin üstüne Körfez krizi de ge-
lince çok zor durumda kaldık-
larmı belirterek 39 gün süren
grev ve yüksek ücretlerle mali-
yet ve zorunlu fiyat artışlannın
bazı bölümleri kapatmayı kaçı-
nılmaz kıldığını savundu.
Genel müdür, sendikanın bir
önceki sözleşme ile 1980'li yıllar-
daki ücret kayıplarını giderdiği-
ni, buna rağmen ücretlerde zor-
ladığını öne sürerek işçi çıkar-
mama konusunda güvence ver-
diklerinin doğru ohnadığım söy-
ledi. Çağlayan şunları söyledi:
"Biz sadece ücretlerde zorla-
ma olmaması halinde, fırın ka-
pamak zorunda kalmamamız,
teknolojik zorunluluk olmaması
halleri için işçi çıkarmayacagı-
mızı söylemiştik. Sendika da
emekliler, gonüllü çıkacaklar ile
kapasitenin daraltılmasında bi-
ze yardımcı olacaktı. Ücretler
enflasyon artı refah payı düze-
yinde artacaktı. Sendika taab-
hutlerinin hiçbirini yerine getir-
medi. Surekli işçiyi yanılttı."
(Baftarafı 1. Sayfada)
şişleri Bakanlığı ve Alman ka-
muoyu çaresiz bir bekleyiş için-
de. Dışişleri Bakanlığı, her an
kacıranlann fıdye ya da Alman-
ya'daki tutuklularla takas yo-
lundaki bir talebine karşı tetik-
te bekliyor.
Şimdiye kadar Alman hükü-
metine hiçbir talepte bulunul-
mayışı gerginliği iyice arttırdı.
Yetkililer spekülasyondan kaçı-
nıp hiçbir yorum yapmazken
Alman gazeteleri çeşitli olasılık-
ları sıralayıp 'Neden?' sorusu-
na yanıt arıyorlar.
Ülkenin 3 milyon tirajlı en
büyük gazetesi 'Bild' dünkü ha-
berinde Tatvan'da bir işçinin
'bazı şeyler gördügünü' yazdı ve
'Eğer bu görgii tanıgının ifade-
si doğruysa Almanlar çoktan
İran sınırını geçti' dedi. 'İlk iz
İran sınınna götüriiyor' diyen
gazete, birinci sayfadan büyük
puntolarla verdiği haberde şöyle
yazıyor: "Kürt uzmanlan, tatil-
cileri teröristlerin kaçırdıgı inan-
cında!"
Gerek Alman Dışişleri Ba-
kanhğı'nda, gerekse kamuoyun-
da sorulan sorular şöyle sırala-
nıyor:
—"Turistleri kim kaçırdı?
—Neden maskeliydiler?
—Olayı neden hiçbir örgüt
üstlenmedi? Neden bir talep ile-
tilmedi?
—Bu eşkıyanın işiyse neden
soygunla yetinmediler? Kadın-
ları kaçırmak istedilerse niçin
erkekleri de çocuklan da götür-
düler?
—Turistler İran'a mı kaçırıl-
dı?"
Turistlerin Iran'a kaçmhp re-
hin alınma olasıhğı bir anlam
taşamayor. Körfez sayaşından
bu yana AJmanya ve İran ara-
sındaki ilişkiler, Islam devrimin-
den beri en iyi noktasına ulaştı.
Alman fırmalan Iran'da yatınm
yaparken iki ülke arasındaki ti-
cari ilişkiler de yoğunlaştı. Göz-
lemciler İran'ın böyle bir eyle-
mi desteklemesine ihtimal ver-
miyor.
Alman siyasi gözlemcilere gö-
re turistleri ya eşkıya ya da PKK
kaçırdı. Olayın ardında PKK ya
da başka bir örgüt bulunması
halinde Almanya'daki tutuklu-
larla takas talebi bekleniyor. Al-
manya'da 17'si Düsseldorf'ta,
2'si Celle'de olmak üzere 19
PKK üyesi mahkemede yargı-
lanmakta. Suçlamalar suç örgu-
tü oluşturmaktan cinayete ka-
dar vanyor. Özellikle Düssel-
dorftaki dava, PKK'yı Alman-
ya'da ilk kez 'terörist bir örgüt'
olarak tanımalan açısından ör-
gütün Avrupa'daki itibarına
ağır darbe indirdi.
Ancak PKK'nın, mahkeme-
nin başlangıandan bu yana 2 yıl
geçtikten sonra eyleme kalkış-
ması da anlam taşımayor. Ay-
nca Türkiye'den son haftalarda
ulaşan haberler Almanya'da
PKK'nın 'gerilla savası'nabir öl-
çüde yeniden sempati kazandır-
dı. Bu koşullarda PKK'mn böy-
le bir eyleme kalkışması, Alman
ve Batı kamuoyunu karşısına al-
masıyla sonuçlanacak.
Siyasi gözlemciler, olayı
PKK'nın düzenlemesi halinde
eylemi açıkça üstlenmeyerek iti-
barını koruyacağını, bu arada
2 bin görevli
(Baftarafı 1. Sayfada)
nı belirten yetkililer, Alman tu-
ristleri kaçıran silahlı kişilerin
amaçları konusunda henüz bir
açıklık sağlanamadığını vurgu-
ladılar.
Ahnanya'nın Ankara Konso-
losluğu, Hukuk ve Konsolosluk
Işleri Daire Başkanı \Volfgang
Dik, Bitlis ve Tatvan'daki ince-
.lemelerini dün de sürdürerek yü-
rütülen operasyon hakkında bil-
gi aldı. Ipuçlan bulunmasına
karşın operasyondan sonuç alı-
namadığını beürten Dik, soygun
olasıhğı üzerinde durduklarını
açıkladı.
Ahnanya'nın Ankara Büyü-
kelçisi Ekkehard Arickhoff, Al-
manya'dan gelen iki Alman gü-
venlik görevlisinin Tatvan'a git-
tiğini ve operasyonlara yardım-
cı olduğunu bildirdi. Cumhuri-
yet'in sorularım yanıtlayan bü-
yükelçi, yann Almanya'dan özel
eğitilmiş köpeklerin getirileceği-
ni ve operasyonlarda kullanıla-
cağım beürtti. Arickhoff, elçilik
ile bölgede çalışan Türk güven-
lik kuvvetlerinin sürekli temas
Ekoııomi
(Baftarafı 1. Sayfada)
çiçeği, pamuk ve fındık taban fı-
yatlanm da yeni önlemler paketi
çerçevesinde değerlendirdiği öğ-
renildi.
Edinilen bilgiye göre Başba-
kan Yardımcısı Ekrem Pakde-
mirli'nin talimatı üzerine, eko-
nomiden sorumlu birimler ken-
di alanları ile ilgili sorunlan ya-
zılı olarak sundular. Ekonomik
birimlerden gelen bu verilerin
birleştirilerek "ekonomik
dunım" raporu haline getirilme-
si ve Bakanlar Kurulu'na sunul-
ması düşünüluyordu. Ancak so-
run ve değerlendirmelerin ol-
dukça iç karartıcı çıkması ve ha-
zırlanacak raporun da Bakanlar
Kurulu'ndan sonra kamuoyuna
sızması olasıhğı Pakdemirli'yi
kaygılandırıyor. Yetkililer, eko-
nomide bugun yaşanan ağır so-
runların, Akbulut hükümeti dö-
neminde yapılan bazı yanlış uy-
gulamalardan kaynaklandığını
belirtiyorlar.
Ahnanlan rehin tutarak dava
üzerinde dolaylı baskı yaratmak
amacında olabileceğini de düşü-
nuyor. Ama bütün bunlar spe-
külasyondan öteye gitmiyor.
Öte yandan Türk görgü ta-
nıklarından birinin 'Kaçıranlar
Almanya'da haklannda dava
açüan 104 PKK'lıya karşı misil-
leme yaptıklannı söyledi' şeklin-
deki ifadesi de bir anlam taşımı-
yor. Almanya'da yargılanan
PKK'h sayısı 104 değil, sadece
19.
halinde olduğunu ve çalışmalar
ile ilgili olarak sürekli bilgi ala-
bildiklerini sözlerine ekledi.
Türk güvenlik kuvvetlerinin el-
lerinden gelenin en iyisini yap-
tıklannı belirten büyükelci, Al-
manya'dan şimdilik başka bir
ekibin getirilmesinin düşünul-
mediğini kaydetti.
Güvenlik guçlerince yurütü-
len operasyonlar sırasında çok
sayıda kişinin gözaltına alındı-
ğı, bunlardan sorgulamaları ta-
mamlananlann daha sonra ser-
best bırakıldığı bildirildi.
Öte yandan yerli ve yabancı
gazetecilerin akınına uğrayan
Tatvan'daki bir otelde kalan si-
lahlı kişilerin elinden kaçmayı
başaran 5 Alman turist günun
büyük bölümünü otelde geçiri-
yor. Sadece yemek için dışarı çı-
kan turistlere ilçeyi, ancak cum-
huriyet savcılığının izniyle terk
edebileceklerine ihşkin bildirim-
de bulunulduğu öğrenildi. Al-
man 2. kanal televizyonu ARD
1
nin röportaj onerisini yüzlerinin
gizlenmesi koşuluyla kabul eden
Almanlar, başlarından geçenle-
ri anlattılar.
PKK Avrupa Temsilciliği, Al-
man turistlerin kaçınlması ola-
yını açıklığa kavuşturmak için
araştırmalanmn sürdüğünü be-
lirterek "Kaçınlma olayının ger-
çekleştirilme biçimi üzerine şim-
diye kadar yazılıp söylenenler
doğru ise bu tarz ve üslup, ge-
rillalanmızın tarz ve üslubu de-
ğildir. O nedenle eğer mücade-
lemizi karalamak isteyen düş-
man güçlerce değil de bize yakın
bazı yurtsever gruplar tarafın-
dan yapılmışsa, bunu ciddi bir
hata olarak değerlendiriyor,
PKK olarak böyle bir eylemi las-
vip etmiyoruz. Bizim Alman
halkına yönelik biçbir kastımız
yoktur" dedi. .Açıklamada ayrı-
ca, "Olayın kimler tarafından
yapıldıgını henüz kesinlikle bi-
lemiyoruz. Ancak eger bizim et-
kinligimiz altındaki güçler tara-
fından bir hata sonucu yapılan
bir eylem ise kaçınlan bu insan-
lara en küçük bir zarar gelme-
mesi için komutanlıklanmız
nezdinde harekete geçilmiştir"
ifadesi kullanıldı.
dü. Kararın uygulanması aşa-
masında işverenin verdiği bilgi-
ye göre Sinop Valisi araya gire-
rek süre istedi. Sendikanın avu-
katı da süre talebinde bulundu.
İşveren birkaç saatlik süre tanı-
dı. Öğleden sonraki vardiyada
çalışmanın başlamaması halin-
de, bir önceki vardiyanın işçile-
rinden başlanarak 60'şar kişi
olarak hazırlanan ilk kademe çı-
karma listelerinin uygulamaya
sokulacağı bildirildi. Sonuçta
sendika yetkilileri ve üç vardi-
yanın işçileri ile yapılan değer-
İendirmelerin ardından 16 var-
diyasına giren işçilerin işbaşı
yapması göruşü benimsendi.
Üretimin başlaması ile de işve-
ren yeni çıkarmalar ile işyerinin
kapatılması kararlarını uygu-
lamadı.
Sinop'taki cam işçilerinin iş-
başı yapması üzerine, Şişe Cam
Genel Mudürü Adnan Çağlayan
şu açıklamada bulundu:
"Sinop'taki işçilerimiz, sag-
duyulannı kullanarak çalışma
kararı aldılar. Aynı çalışma ar-
zusu ve aynı sagduyuyu, Paşa-
bahçe fabrikasındaki işçileri-
mizden de bekliyoruz. Bu konu-
da sendikanın engellevici çaba-
larına rağmen işçimizin sagdu-
yusunun agır basacagına ve
önümüzdeki bir iki gün içinde
Paşabahçe direnişinin de sona
erecegine inanıyoruz."
KKTC'nin
(Baftarafı 1. Sayfada)
landığını kaydettiler.
Olası bir Ortadoğu banş kon-
feransı için İKÖ toplantısında
Türkiye ile Arap ülkeleri arasın-
daki çelişki büyürken, Filistin
Kurtuluş Örgütu, sabık destek-
çilerini de bir bir kaydediyor.
Dışişleri çevrelerinden edindi-
ğimiz bilgiye göre Türkiye,
Arap ülkeleri arasındaki ilişki-
lerin 'güvenilmez' olduğundan
hareketle, Ortadoğu banş kon-
feransına ilişkin açık bir tutum
almaktan kaçınıyor. Aynı çev-
reler, Türkiye'nin Ortadoğu ba-
nş görüşmelerinin dışında oldu-
ğunu belirtirken, toplanacak bir
konferansa evsahipliği yapılabi-
leceğini anımsatıyorlar. Bu ko-
nuda, toplanacak bir Ortadoğu
konferansına evsahipliği yap-
mak için istekli olan Mısır ile
Türkiye'nin İKÖ toplantısında
'limoni' bir havada olduklan
görüldu.
FKÖ Dışişleri Bakanı Faruk
Kaddumi ve Filistin heyeti, İKÖ
toplantısı nedeniyle bulunduk-
lan İstanbuPda yaptıklan ikili
temaslarda, bekledikleri deste-
ği alamadılar. Kaddumi iie
Irak'ın Dışişlerinden Sorumlu
Devlet Bakanı Muhammed Sa-
ed Al-Sahaf arasında yapılan
ikili görüşmede, Ortadoğu ba-
rış konferansı konusunda Filis-
tinliler açısından Irak'ın deste-
ği sağlanamadı.
ÎKÖ kaynakları, FKÖ'nün
Filistin heyetinin temsili konu-
sunda öne sürdüğü koşullann,
Ortadoğu'da barışın bir an ön-
ce yerleştirilmesini isteyen Suu-
di Arabistan ve Mısır'ın da ara-
larında bulunduğu bir grup
Arap ülkesini rahatsız ettiğini
kaydediyorlar. Kaddumi'nin,
Dışişleri Bakanı Giray ile yap-
tığı bir görüşmede de Türkiye'-
nin Filistin heyetinin temsili ko-
nusunda desteğini aradığı, an-
cak gereken desteği alamadığı
öğrenildi.
Iran, İKÖ toplantısında Arap
dünyasındaki bölünmeleri ve
derin görüş aynlıklarını göz
önüne alarak atağa geçti. tran'-
ın bir 'İslam ortak pazan' öner-
diği, ancak bu önerinin Su-
udi Arabistan ve Türkiye ara-
sında gerçekleştirilen ortak ta-
vır nedeniyle, gerçekleşme ola-
sıhğının zayıfladığı bildirildi.
îran'm bu konudaki ısrarlı tu-
tumu üzerine, İslam ortak pa-
zan önerisinin yerine 'İslam ül-
keleri arasındaki ekonomik iş-
birliginin geliştirilmesi' yolun-
daki bir ilke benimsendi.
İKÖ toplantısı, Türkiye için
özellikle ekonomik kazanımlar
açısından uygun bir platform
oluşturdu. Türkiye, Kuveyt'te
kaybettiği ihaleleri, diğer Arap
ülkeleriyle ortak girişimler yo-
luyla kapatmaya çalışıyor.
OO7T FM
UGURMUMCU
(Baftarafı 1. Sayfada)
Yassıada belgeseli hazırlanırken başvurulması zorunlu
kaynakların başında 'DP Grup Toplantı Tutanaklan' gelir. Bu
tutanaklar 27 bın sayfadır. Bu tutanaklan okumadan DP'nin
gerçek yüzünü anlamaya olanak yoktur.
Dilerseniz. bu tutanaklardan birkaç sayfa çevirelim:
—işe vazıyet edip ahlaksızlar, namussuzlar, sizi kapattık
diye TBMM karan ile CHP'yi kapatmak lazımdır. (...) Bunla-
rın hakkından ancak Meclis gelir. Meclis de muhalefet değil
DP grubudur...
Bu sözler, Başbakan Adnan Menderes'in ağzından çık-
mıştır. Tutanak, 7 Nisan 1960 tarihini taşıyor. Bu tutanak,
DP'nin neden 'Tahkikat Komisyonu' adı altında astığı astık
kestiği kestık bir komisyon kurduğunu da ortaya koyuyor.
Tahkikat Komisyonu, 1925 yıltnın 'Takrir-i Sükun Kanunu
1
nu anımsatıyor. Bu yasayla, ana muhalefet partisi kapatıl-
mak tsteniyor.
Yassıada'dakı belgelerden bazılan da devrin TBMM Baş-
kanı Refik Koraltan ile Mılli Savunma Bakanları Etem Men-
deres, Şem'i Ergin ve Ticaret Bakanı Abdullah Aker'ın ha-
tıra defterlerindeki notlarıdır.
Abdullah Aker'in hatıra defterınin 25 Mayıs 1960 günlü
sayfasında şunlar yazılmış:
—Zorlu: Tek çare vardır: Halk Partisi'ni kapatmak, bütün
mebuslan tevkif etmek...
Milli Savunma Bakanı Etem Menderes'in hatıra defteri-
nin 8 Kasım 1957 günlü sayfası Bayar-Menderes ikilisinin
ülkeyi nasıl adım adım tek partı yönetimine sürükledikleri-
ni ortaya koyuyor.
Okuyoruz:
—Dün gece Samet, Şem'i, Hayrettin vesair arkadaşlar
Cumhurreisine davetli idiler. Bayar Tehlikeli vaziyetteyiz, icap
ederse diktatörlükle idare edeceğiz' demiş. Dinleyenler üze-
rinde menfi tesir... Hayrettin endişede... Şem'i tenkit ediyor,
Samet de...
Etem Menderes'in 14 Kasım 1957 günü tuttuğu not Ce-
lal Bayar'ın komitacılığını ortaya koyuyor:
—Bayar 'İcap ederse Ismet Paşa'yı da sehpaya götürmek-
te tereddüt etmem' dedi. Korkunç ihtiras.
Etem Menderes'in 11 Haziran 1958 günlü notu DP'nin
nasıl adım adım diktatörlüğe kaydığını gösteriyor.
—Başvekil, Fahri Ağaoğlu'nun gruptaki konuşması müna-
sebetiyle çok ağır konuştu. Kırıcı mukabele taraftarı. Baş-
vekilliği btrakmamak için silaha dahi müracaat edeceğini söy-
ledi. Bir nevi delilik alameti...
Bayar, ana muhalefet partisi liderini idam sehpasına gön-
dermekten çekinmediğini açıkladığı, başbakanın da koltu-
ğunu korumak uğruna silaha sarılacağını söylediği günlerde
DP bakanları ve milletvekilleri ne yapıyorlardı?
DP bakanları ve milletvekillerinin o günlerde neler yap-
tıklarını Menderes hükümetinin Milli Savunma Bakanı Şem'i
Ergin'in 1958 yılı ekim ayında tuttuğu notlardan öğrenelim:
—Bir tasdik makinesi olarak çalışıyoruz. Adnan Bey liste-
leri içerde tanzim ediyor, bize gönderiyor. Bizim reyimızi da-
hi almıyor. Biz de herkes bizi alışverişte görsün diye her gün
toplanıyor, havanda su dövüyoruz...
Demokrat Parti'nin basın özgürlüğü konusunda takındı-
ğı tutumu yansıtan bir belge de Meclis Başkanı Refik Ko-
raltan'ın 18 Nisan 1960 günü tuttuğu notlardır:
—Reisicumhur da (...) hükümetin en şiddetli tedbirieri al-
masını istiyor ve benim de kendisine müzahir olmamı isti-
yor. (...)AhmetEmin Yalman'ın hapishaneye girmeden affını
söylemiş ve Bayafa keraatla telkinde bulunmuş idim. Hayır
dedi. Başvekili de eminim o hazırladı.
Koraltan'ın 12 Şubat 1955 günlü tuttuğu notlar, Celal Ba-
yar'ın 'demokratlığını' sergiliyor:
—Celal Bayar (...) şunları söyledi:
"Umumi işler biliyorsunuz. (..) Aramızda Hüseyin Cahit >&*•
çın ve Millet Partilılerden mahkûm ve mahpus olanlann af-
larına dair bir teşebbüs olursa, nereden gelirse gelsin, dur-
durunuz. Olmazsa ben veto hakkımı kullanır, yine reddede-
rim".
1960 yılında Ankara ve İstanbul üniversitelerinde göste-
riler başlayınca 29 Nisan 1960 günü Menderes, DP grubun-
da şu konuşmayı yapmıştı.
—Emir verdik; derhal girin dedik. Üniversiteye girmek de-
ğil, temelinin altına gireceğiz. Belki bu aksam, belki yann ak-
sam bir hususi mahkeme derhal kuracağız. Tek başına si-
lahları alıp kahır ve tedmir (yok etme, manvetme) edeceğiz.
Başbakan Menderes, 2 Mayıs 1960 günü parti grubun-
da yaptığı Konuşmada da Siyasal Bilgiler Fakültesi ile ilgili
düşüncelerini şöyje açıklamıştı:
—Mülkiye mektebini set ve bent etmek lazımdı.
Ana muhalefet partisi lideri için idam sehpalan hazırla-
yan bir cumhurbaşkanı... Başbakanlık koltuğunu korumak
uğruna silaha başvuracak yapıdaki bir başbakan... Bütün
muhalefet milletvekillerini tutuklamak isteyen bir dışişleri
bakanı... Öğrenci eylemlerini özel mahkemeler ve silahla
bastırmak isteyen bir iktidar.
Adlarından başka nesi 'demokrat^ bunların?
TRT'nin resmi tarihi bu belgeleri kamuoyundan gizledi.
Bu tutanaklar ve belgeler incelenmeden yapılan iş, mo-
daya uygun bir 'resmi tarih' görüşünü yansıtmaktır o kadar!
îş hayatı rahatsız
(Baftarafı 1. Sayfada)
nıtta, "İş hayatında huzur ve su-
kuna Türkiye'nin ihtiyacı bulun-
dugunu, ancak grevin, toplusöz-
leşmenin bir hak olduğunu, ça-
lıştıranlann, çalışanların alınte-
ri, el emegi ve göznunınun kar-
şılıgının mutlaka verilmesi
gerektiğini" söylediğini bildirdi.
Demirel, dun düzenlediği ba-
sın toplantısında, Doğu ve Gü-
neydoğu'daki olayların bir ucu-
nun büyuk kentlere sıçradığını
da vurguladı. 9 erin şehit edil-
mesinin fevkalade hazin ve her-
kesin yüreğini kanatacak kadar
vahim olduğunu kaydeden DYP
lideri, devleti yönetenlerin vur-
dumduymazhk içinde olduğunu
söyledi. Demirel, şöyle konuştu:
"Olaylar fevkalade önemli,
acele ve vahimdir. Bu kan akma-
sı durmalıdır. Bu bir fitnenin
eseridir. Şakır şakır kan dökü-
lüyor. Ülkeyi yönetenler ise ha-
yalet gibi geziyor. MGK ne gün
için var? Türkiye Cumhuriyeti-
nin, hukuk içinde kalarak niza-
mı sağlayacak gücü yok mu?
Yanlış nerede? En önce devlet
gereken önemi vermemiştir. Bu-
günün Çankayası, olaylar 500 -
600 kişinin eseri diyecek kadar
vurdumduymaz."
Demirel, devletin en önemli
işinin, bu sorunu, yara henüz ta-
zeyken sorun olmaktan çıkar-
mak olduğunu kaydetti.