Katalog

.25 İĞUSTOS 1991 CUMHURİYET/13 1 ANKARA HAVASICumhuriyet Ankara Bürosu SÖZLÜK Yeni Türkçe kelimeler İngilizce sözlük "Collins English Dictionary"nin ağustos ayı ıçinde piyasaya çıkan üçüncü baskısında, Cumhurbaşkanı TUrgut Ozal ile eskı başbakanlardan, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'ın adları da yer aldı. İngilizce sözlüğe yeni giren üç Türkçe kelime de "baklava", "dolma" ve "döner kebap" oldu. KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK MGLA'NIN BURUR DUYDUĞU EVLADI feyaköylü Nadir Nadi... 20 /Çustos 1991 sabahı; erfce saatler. Ytn Muğla gazetesının maneti, günün gündemını beliryor: "Baş ve Dostluk Köyü olnsı ıçin kampanya düzeılenen ve koruma altru alınan Kayaöyü'nde, köy muhtarı ve Y3E, yol açmak ıçın eski Juvariarı yıkmaya başlajı..." Koca Kayaköyü'nün, tarihi Kayaöyü'nun "anılarla yükk' duvarları böyle umaısız nasıl yıkılabılir? Barışî ve dostluğa gönui vermş insanların, ortak bir küttü ve "ortak bır emeHe" yarattıkları bu değeier nasıl yok edilebilir?.. Aynı sabah; yine erken şaatl«r.. İstanbul'dan gelen telefon, Yeni Muğla'nın manşetini dondjruyor: "Nadr Nadi'yı kaybettik..." Koca Nadir Nadı; KayaKöylü Nadir Nadi; böylesıne bır dönemde, nasıl yıtırılebılir? Bağımsızlığımıza, ulusal saygnlığımıza, aydınlık düşüncelere, demokrasıye, laikliğe ve Anadolu devrimciliğınin onuruna her dönemden belki daha çok gereksmme duyduğumuz şu günlerde, tüm bu erdemlerın "Başyazarı", bizlerı nasıl bırakabılır? Rastlantıya bakın kı Nadir Nadı'nin 83 yıllık "dopdolu" yaşamı bır sabah noktalanırken O'nun doğduğu yerin, Kayaköyü'nün duvarları da sanki kara yazgıyla gızlı bır anlaşma yapılmış gıbı - aynı sabah, ansızın devriliyordu Gerçı, cumhuriyetımızin ilk kadın valisi, bu tarıh katltamına hemen engel olmuş yıkımı aynı gün durdurmuştu. Ama neye yarar kı? "Cumhurıyetımız"ın son Başyazarı Nadir Nadı'ye, "köyünün kurtarıldığını muştulamak bile" artık olanaksızdı... Muğla'nın gurur duyduğu evlatlarından Nadir Nadı, doğduğu topraklara, en son, öncekı yıl geldi. Ulu çınarlann altında, serın azmak sularının kıyısında, sevenleri ve sevdıkleriyle bırlıkte, güzel birkaç gün gecırdı. Sabahları coşkuyla uyandı; akşamları saygıyla dınlendi... O unutulmaz akşamlardan bırinde, söz yine Kayaköyu'nden açılmıştı. 1908de Kaya'da doğduğunda, Anadolu Rumları ıle Turkler, bu köyde ve bu bölgede, "tarihe geçen" bır dostluk, bır dayamşma ve bir kardeşlık ıçinde, bırlıkte yaşıyorlardı. Sonra "mubadele" yılları. 1922'ler, 1924'ler. Hüzunlü günler... Rumlar Kayaköyü'nü boşaltıp Yunanistan'a göçtüler. Fethiyeliler, arkalarından türküleryaktılar: "Atına'nın urganı, / Gümüştendır yorganı / Çocukları sorarsan / Balıkların kurbanı". Bu aynlığa, en çok "çocuklar" üzüldü. O yıllarda Nadir Nadi de hem çocuk, ama hem de gençti... Şimdı, Anadolu uygarlıklannın zengin mirasına ve kültürüne sahıp çıkan çevreler, 1922'lerden sonra yalnızlığa gömülen Kayaköyü'nün yıkımdan ve yok olmaktan kurtarılmasına çalışıyorlar. Tıpkı, 1908'lerdekı gıbı yenıden ve bu kez sonsuza dek "barış ve dostluk köyu" olması; yeni Nadir Nadi'lerin yetişebilmesi ıçin kollarını sıvamışlar, savaşıyorlar... Bu çaba, er geç başarıya ulaşacaktır. Ve Kayaköyü yenıden yaşama kavuştuğunda, görkemlı taş sokaklarından en güzelının adı "Nadir Nadi" ile anılacaktır. Bu tarihsel görev, acaba, şimdiden kotarılamaz mı? Kayaköyü'ndekı "Aydınlık Cadde"ye, Nadir Nadi Yolu denemez mi? Fethıye ve Muğla belediyeleri ıle valilik, el ele verip inanıyorum ki bu çağrımıza ses vereceklerdir Kayaköyü' ne çakılacak bir plaket, hem gizemlı Muğla ılinin hem de tüm bu topraklardakı güzellıklerın acımasızca yağmalanmasına karşı olanların, "Bu memleket bizim" demeyi "bızlere öğreten kuşağın" Başyazarı'na, belkı de en son ve en anlamlı armağanı olacaktır.." Oktay Ekinci/Muğla C/Vi? Jögkmck ~\ ısiedt Jenu ? ) PİKNİK Pl\ALE MADfLA fflZLI GAZETECİ \ECDET $ E GECMIS ZAMAN OLUR KI Cumhuriyet'in bir kuruluş yıldönumunden sonra Cumhuriyet çakşanlan, Başyuanmız Nadir Nadi Ue goriilüyorlar. Agop Arad (soldan uçuncu) Ue Selahattin Guler (sagdan ustten dokuzuncu, gozlüklii) de artık aramızda değiller. AÇIKLAMA Dişhekimliğinde ışık 14 Ağustos 1991 günü, Gazetenizın 13 ncü sayfasında yayınlanan yazınızın "Dişhekimliğinde Kabus" başlığı, örnek bır deviet kuruluşu ıçin, haksız yakıştırmadır. Çünkü dokuz senelik YÖK dönemi içinde bu Fakülte, beş Uluslararası bılimsel sempozyumu, Ülkemızde ilk defa sekiz adet mezuniyet sonrası tekamül k jrsu, yedi adet kültür- sanat sempozyumu, üçyüzün üzerinde bılimsel paneli, senede dört türkçe bilimsel Dergiyi ve son olarak da, İngilizce bilimsel dergısini. Dünyadakı butun fakültelere yollayarak örnek oluyorsa. ülkemızde İngilizce Eğröm veren tek Fakülte olma ayrıcalığı varsa, bunlarla gurur duvulur. YÖK'den önce, bodrum ' katlarında, aletsizlik sebebiyle eğıtim yapamazken, şu an Fakültemız modern bina ve araçlaria eğitimini yürütmektedir. Ve maddı destek sağlayan ıkı vakfada sahıp bulunmaktadır. Böylesıne lider özellıklere sahip, Devlet kuruşuluna, Ancak; "DİŞHEKİMLİĞİNDE IŞIK" başlığı yakışır. Prof. TURKER SANDALLI'nın gerçek dışı beyanlarının doğruluğu araştmlmadan basılması, gazetenizın cıddı yayınına ve basın kurullarına ters düşmektedir. YÖK'ün sağladığı imkandan faydalanarak, maddi ve manevi menfaatler temın eden, Profesörlük ünvanı alınacak sonra, şahsı çıkarları sebebiyle Universıte dışında kalınacak, daha sonra da gerçek dışı ifadelerle herşeyını borçlu olduğu YÖK ve Dekanı'na çamur atılacak. Bu durum, kişinın ahlak ve karakter çızgisinin ötesınde, "Aydınlarımızın Sevıyesı" konusunun acilen tartışma ortamına getirılmesını, gerektirir Fakültemızden ölüm, emeklılık, nakıl sebepleri ıle aynlanlar vardır Istifa yoluyla da ayrılanların sayısı üç dört kişiyi geçmezken, "Dekan tarafından kırkaltı kişinin uzaklaştırılması" iddiası, sağlıklı bir düşüncenin mahsülü olamaz. Çünkü, bu ışlemlerın çoğunda Türker SANDALLI'nın Yönetım Kurulu üyesi olarak ımzası vardır. Öğrencılerimizin 187'sine karşıltksız yemek yediren, 83'ne burs veren Vakfın kurucusu ve Başkamyım. Vakfımızın, Petrol Ofısı ve Tıcaret - Matbaacılık Ofisi gıbi kuruluşlaria, bayilik bağlantılan vardır. Vakfımızın ve döner sermayemiz kanalıyla, geçen sene yapılan ihalede 35 adet Simens Ünıt-Fotoyün birım fiyatı 16.000 mark iken Yugoslavyadakı Fabrıkasından 6.000 marka satın alınmıştır. Her satın almada devletin menfaatı, örnek davramşlarla korunmuştur. Bu davranış matbaa ışlerimiz ıçin de geçerlidır. Suudi Arabistan, Kuvyet, Cezayir, Mısır'a Vakıf parası ile gidip geldiğim iddiası, dığerleri gibi gerçek dışıdır. Bu ülkelerdekı uluslararası diş hekımliği sempozyumlarma, tebliğ vererek katıldığım için, bütün masrafların bu ülkelerce karşılanmaktadır. 1990-1991 ders döneminde, 7 öğrencinin mezun olduğu ıthamı da hayal mahsülü olduğu, bu dönemde mezunıyet sayısı 58'dir. Prof. Türker SANDALLI'nın davranış biçimının hukuki yönünün, şahsi bir hakkım olarak saklı tutarak, açıklamalannın takdirıni, saygıdeğer okurlara bıkarıyorum. 20.8.1991 Saygılarımla. Prof Dr. İLHAN ÇUHADAROĞLU İLAN T.C KIRŞEHİR SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1987/829 Davao Sebahat Işıkh tarafından davalılar Mehmet Anasız ve ar- kadaşlan aleyhine açılan ortakbğın gıderümesı davasında Kırşehır ili raerkez Yenice mahallesi tmarel mevlaınde bulunan unar, 1022 ada, 3 parselde kayrtlı 500 M2 yuzölçütnundekı taşınmazın umum ara- sında satılarak ortakhğın gıderümesı isıenılrmş, mahkememızce >a- pılan yargılama sonunda Kırşehir ılı merkez Yenice mahallesi tmaret rr evkunde bulunan ımar 1022 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın umum L. <smda satılarak ortaklığının gıdenlmesine karar verilmıştır. Tkşınmaz maliklennden Hasan oğlu Mustafa, Bahrı Özer, ömer oglu Hasan (Hasan özer), Elmas özer (Karakaş), Şenfe Cümle, Ni- hat Ercan, Fahnye Ercan, Fatma Fıkriye Ercan, Avni, Edip, Galıp, Sakıne Yıldız Erdoğan, Sariye Acar, Sıdıka Tanman, Emine Ercan, îrfan Ercan, Orhan Ercan, Sadet Guler, Nazıfe Ardıç, Hasibe Kah- vecı, Necati Ercan, Hidayet Ercan, Süleyman Nazıf Ercan, Aytekın Anöz, Lutfiye Yümaz'ın adresleri tespıt edilemedığınden hüküm öze- tinin ilanen tebliğıne, karar verildiğınden, adı geçenlerın ış bu ılanın neşır tanhinden ıtıbaren 7 gün sonra karan tebelluğ etmış sayılacak- ları hüküm özeti yerine kaım olmak uzere ilanen tebliğ olunur. 13.8.1991 Basın: 49021 CEYHAN 2. KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN İLANEN DAVETİYE 1983/151 1989/192 Ceyhan'ın Dikilitas köyüne aıt 4-158 nolu parseü hakkında M. Ha- zinesi ve Desi Özmen tarafından, davalılar aleyhlenne açılan tespite itıraz davasmın yapılan yargılaması sonunda: Hukum: Mahkememızce toplanan delıUere göre 4 nolu parselin 5600 m"ük bolumünıin nehir yatağı olarak tapulama dışı bırakılmasına, bakıye 197.400 m 2> lik bolumun davalılar adına (Hasan Çakıcı mırasçılan- na, Nakıye Baksan, Nazlıhan Kara) hısseleri oranında tapuya tescılı- ne, 48.000 m*'lık böluraunun nehır yatağı olarak bırakılmasına, ayrı- ca planda C ve D harflerı ile göstenlen 23 000 m"ük bölumun de da- \alılar adına hısseleri oranında tapuya tescılıne karar verilmış olup verilen karar davacılar Desi özmen ıle Sabahat Bıçer adlarına teblı- gat yapılamadığı ve araştırmalara rağmen bulunarnadığı anlaşılmak- la, keza dosya Hazıne vekıli tarafından temyız edılmış olmakla Mahkememıze aıt 1983/151 esas, ve 27 6.1989 gun ve 1989/192 ka- rar s?yılı mahkeme ılamı ve Hazıne've aıt 15 1 1990 tarihli temyız dı- lekresı tebligat yenne kaım olmak uzere 7201 sayılı kanun uyannca Desi özmen ve Sabahat Biçer adına ılanen tebliğ olunur 15.5.1991 Basın: 49002 TOFARLMP AZvClK SOSYAL Ol ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI fy 3 AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAfs GİRSES O boMÎe boşluğd bak+ik:cd,t>eninı içimje +uhdf b duy^u tiRiuhdf bı duygu, biR kokuSu 0ıR HASTALIK-nR ıMTı'HAfe ps.Kiyate ı's-t/' das+urn, nye b«jnirn qocük:«5ylece 6|dORı^ek-çuddam  c f r n c t kı'mse b )DEWHA1I VAftJ GARFIELD JIM DAils TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAU 25 Ağustos İLK DÛZENLİ HAVA YOLCULUĞU BAŞUYOR. 1919'OA BUGUH, /IX DUZENLI HAI//I YOLCUUJGu LONDZA -PA&S ARA&/NDA gAŞtAT7UW UÇUÇ INGIUZ KueUUJÇU OLAN "AlROZAPT T1SAMSPO&T/W£> TRAYEL" TARAFIMÛAN BU PZOGeAAAA GÖe£, p/Lor ve ıia yoi-cu *PE HAVH-LAAJD O.». 44 " MARKA OÇAtC, AYte/CA EŞYA OA GÖnj/ZUYORPa. LONDRA-PA- Ri£ ARASIM/ 2 SAAT 2O PAKJKAPA ALACAK OLAAJ SÖZ tC£>AJU£U UÇAfC, T-ÛUMyA SAVAÇI SlüAS/NDA BOMBA&D/MAN ARACI OLARAK YAPILMlÇTf.