22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 PAZAR KONUĞU 25 AĞUSTOS 1991 CUMHURİYET GAZETESI'NINSAHİBİ VEBAŞYAZARI NADİR NADİ: Gerçeği,halka olduğugibianlatınGeçen salı günü 83 yaşında kaybettiğimiz başyazarımız Nadir Nadi bu haftaki pazar konuğumuz. 'Özgürlüğe, çağdaşlıga adanan bir yaşam'ın gazetecilik boyutunu, yarım yüzyıl süren bir başyazarlığın öyküsünü, ilginç olaylannı ve ilkelerini kendi ağzından dinleyelim. Nadir Nadi'nin düşünce ve görüşlerini, yazarımız Ali Sirmen'in 1983 ve 1986 yıllannda kendisiyle yaptığı iki söyleşiden derledik. SOYLEŞIAL» SIRMEN îazete ve gazetecilikle ilişkileriniz na- sıl başladı, ilk gazetecilik deneyimleriniz nasıl oldu? Bu soruyu bana çok sordular. Gazeteci oğ- lu olduğum için aşağı yukan basımevinde doğ- muş sayabilirim kendimi. Sonralan anlatırlar- dı, daha 2-3 yaşlanndayken koltuğumun altı- na gazeteleri alır, odadan odaya "Akşam, Ha- vadis, Tebecan, gazete, gazete" diye dolaşa- rak sözümona gazete satarmışım. O zamanlar gazeteciler sokakta bağırarak satardı gazete- leri. • • ^ * Yunus Nadi 'nin 'Yenigün' gazetesini çıkarttığı dönemi hatırlıyorsunuz herhalde... Gazete tstanbul'dayken mürettiphaneye, idarehaneye gidip gelirdim. Çok küçüktüm, pek bir şey anlamaz ama gidip gelirdim. An- kara'ya gittiğimizde biraz daha büyümüştüm. O zamanlar Yenigün gazetesinin, Karaoğlan çarşısında oturduğumuz evden yayan 3 daki- ka uzakhkta bir matbaası vardı. Babam lstanbul'dan Ankara'ya kaçarken, birkaç kınk makine parçası da getirmişti be- raberinde. Bu makine elle dönerdi. O zaman- lar Yenigün 2500 tane basılıyordu. Ama iki yaprak olduğu için önce bir yaprak, sonra di- ğer yaprak basılıyordu. O sıralarda Ankara'- da iki gazete çıkardı. Biri, daha sonra 'UIus' adını alacak olan Hâkimiyet-i Milliye', ki 2-3 günde bir çıkardı; diğeri de babamın çıkardı- ğı ve her gün yayımlanan Yenigün. ^^K^MÜurtuluş Savaşı'ndan sonra gazete tekrar tstanbul'a döndü. O dönemi anlatır mısınız? tstanbul'a geldikten ve cumhuriyetin ilanın- dan sonra, Atatürk gazetenin adının değişti- rilmesini ve Cumhuriyet olmasını istedi. Ben o sıralarda Galatasaray Lisesi'ne girmiştim. Ortaokuldayken kendi başıma sınıf gazetesi- ni çıkanrdım. Bunun başyazan da köşe yaza- n da muhabiri de bendim. Bu gazetenin resim- lerini bile ben yapardım. ^^^MMüz/ge, özellikle kemana olan mera- kınızı bilmeyen yok. Resim alamnda da yete- nekli miydiniz? Resme hiçbir zaman eğilimim olmadı. Fa- kat gazeteyi çıkardığıma göre kime yaptırabi- lirdim ki resimleri, ben yaptım zorunlu olarak. Bunlar son derece başansız resimlerdi. Bu arada gazeteye gidip geliyordum, ama fazla ilgilenemiyordum. öğrenciydim ve ders- ler ağırdı. Yalnız bu arada tstanbul'a gelen gi- den sanatçılarla konuşmalar yapardım. Bun- lar gazetede çıkardı. I tmzalı mı çıkardı yazılarımz? (N) harfiyle çıkardı. \Peki sürekli gazeteciliğe nasıl baş- ladınız? Sürekli gazetecilik 1930 yılı sonbaharında Viyana'ya okumaya gidişimle başladı. 1932 yı- lında ise fiilen gazeteciliğe başladım. Orada hem sosyal bilimler okuyor hem de Cumhuri- yet'in özel muhabirliğini yürütüyordum. ^ • ^ M Haber ve yazüanmzı mektup şeklin- de mi gönderiyordunuz. Hiç telefon kullandı- ğınız olmuyor muydu? Mektup şeklinde yolluyordum. Tren bura- ya 48 saatte gelirdi. Mektup 3 günde yerine ulaşırdı. Telefon kullanmıyordum. Çünkü te- lefonla konuşmak çok güçtü. Gerektiği zaman telgraf çekerdim. Viyana dönemi ne kadar sürdü? öğrenimimi Viyana'da bitiremedim. Çün- kü ben orada iken Nazi hareketi başlamıştı. Üçüncü yılın sonunda üniversite artık okuna- maz hale gelmişti. Naziler Musevi çocuklarım pencereden atarlardı. Okula devam edemedim ve Lozan'a geçerek 1.5 yıl içinde tsviçre'de öğ- renimimi tamamladım. WKtmMViyana'dayken müzikle ilgili olduğu- nuzu biliyoruz. Müzik kenti Viyana'da müzis- yen dostlarınız oldu mu? Tabii bazı sanatçılarla ahbap oldum. Mesela Erica Morini ile arkadaşük. Türklerden ise Ha- san Ferit Alnar ve Necil Kâzım Akses vardı. Daha sonra onların aracılığıyla Viyana Kon- servatuvarı'nın hocası olan Jozef Mara'la ta- mştım. lyi bir hocaydı Marx. Buraya geldi, bi- zim konservatuvar için bazı ıslah projeleri sundu. Wiyana'daki muhabirlik yıllarımzda, 1932-33 'lerde sizin zaman zaman Cumhuri- yet"te Türkiye'yle ilgili yazılar yazdığınızı da görüyoruz. Bu anlamdaki ilk yazınızı ve onun PAZAR KONUĞU N A D İ R N M Nadir Nadi 1908 yılında Muğla'ya bağlı Fethiye ilçesinin Kaya köyünde doğdu. 1930 yılında Galatasaray Lisesi'nden mezun olarak Viyana 'ya gitti ve Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girdi. Siyasi kansıklıklar nedeniyle, Viyana'dan aynlarak Lozan'a geçti ve öğrenimini burada tamamladı. 1935 yılında yurda dönen Nadir Nadi, Viyana'dayken babası Yunus Nadi'nin sahibi bulunduğu Cumhuriyet gazetesinde başladığı fıili gazetecilik yaşantısını tstanbul'da sürdürmeye başladı. 1945 yılında Yunus Nadi'nin ölumü ûzerine, Cumhuhyet'in yönetimini bütünüyle üstlenen Nadir Nadi, 1950 yılında Demokrat Parti listesinden bağımsız Muğla milletvekili seçilerek parlamentoya girdi. 1954'te bağımsız tstanbul milletvekili olarak tekrar seçildi. 1964 yılında kontenjan senatörlüğüne getirilen Nadi, görev süresi dolmadan I970'te bu görevinden aynlarak tekrar gazeteye döndü. 20 ağustos salı günü aramızdan ayrılan Nadir Nadi'nin bugüne dek yayımlanmış kitapları şunlar: Sokakta Gürültü Var, Uyarılar, Perde Aralığından, 27 Mayıs'tan 12 Mart'a, Sil Baştan, İki Sovyet Rusya - İki Polonya, Olur Şey Değil, Ben Atatürkçü Değilim, Dostum Mozart. nim düşündüklerimi, hissettiklerimi düşünmüş ve hissetmiş olan kimseler burada da vardı. ^ ^ • I H Yunus Nadi sizin hem babanız hem de Cumhuriyet'in sahibi ve yöneticisiydi. Baba- nız yazılarınıza hiç karışır mıydı? Babam yazılanma kanşmazdı. Babamın yal- nız bana değil, yanında çalışan tüm arkadaş- lara söylediği bir şey vardı. Bana da birkaç kez tekrar etmiştir: "Insanlan kızdınnak için de- ğil, fikirleri yüriiünek için yazmak lazım" derdi. Babam yalnız bir kere yazıma karşı çıktı. Ben 'envai çeşit' diye yazmıştım. Babam da "Nadir, böyle şey olmaz, envai çeşit denmez. tkisi de aynı şey" dedi. lşte babamın hatırla- dığım tek uyansı budur. Babam çok hoşgörülü, demokratik ruhlu bir adamdı. Hiçbir yazımı, "Bagiin ae yazdın, ya- nn ne çıkacak?" diye kontrole almazdı. Ben de aynı prensibi uygulamışımdır arkadaşlan- ma. Onlara "ne yazdın, ne yazacaksın?" di- ye sormam. Onun bu davranışı bana hem bü- yük bir özgilrlük hem de büyük bir sorumlu- luk verirdi. İ^^HH 1935 yılında yurda dönünce gazetede yazı işleri yardımalığı yaptınız, habercilik da- hnda çalıştmız. 1945 yılında Yunus Nadi'nin ölümünden sonra Cumhuriyet gazetesinin yö- netimini bütünüyle üstlendiniz. İlk başyaztnız 1936 yılında yayımlanmıştı. O günden bu ya- na başyazarlıktaki ana ilkeleriniz neler oldu? Ana ilkelerim, daima gerçekleri öğrenmeye çalışmak, objektif olmak ve bunu halka oldu- ğu gibi anlatmak oldu. Tabii Atatürk'e bağlı kalmak. Bu, benim gerçekçiliğimin ifadesidir. Atatürk devrimlerinin ülkemiz için çok önemli, yararlı olduğuna inanmışımdır hep. Bunların amacı, Türk halkını daha iyi yaşatmak, çağın gerçeklerinin ve gereklerinin daha iyi kavran- Babamçokhoş_ demokratik ruhlu bir adamdı. Hiçbir yazımı, "Bugün ne yazdın, yarın ne çıkacak" diye kontrole almazdı. Ben de aynı prensibi uygulamışımdır arkadaşlarıma. Onlara "Ne yazdın, ne yazacaksın" diye sormam. Onun bu davranışı bana hem büyük bir özgürlük hem de büyük bir sorumluluk verirdi. Atatürk devrimlerinin ülkemiz için çok önemli, yararlı olduğuna inanmışımdır hep. Bunların amacı, Türk halkını daha iyi yaşatmak, çağın gerçeklerinin ve gereklerinin daha iyi kavranmasım ve ona göre davranılmasını sağiamaktır. Ne yazık ki kanımca bunların hepsi yıkıldı. Ortada kala kala bir tek Cumhuriyet gazetesi kaldı. "Ana ilkelerim, daima gerçekleri öğrenmeye çalışmak, objektif olmak ve bunu halka oidugu gibi anlatmak oldu. Tabii Atatürk'e baglı kalmak". (Fotograf: ERDCKÎAN KÖSEOGLU) öyküsünü hatırlıyor musunuz? Bu şekildeki ilk yazı 'Kubilay olayı' dolayı- sıyla yayımlandı. Genç cumhuriyetin en heye- canh döneminde, genç bir subayın yobazlar ta- rafmdan şehit edilip kafasının sokaklarda gez- dirilmesi bana fena halde dokunmuştu. Müt- hiş bir tepki uyandı içimde. Ne yapabilirim de Viyana'dan bir yazı yazabilirim; o yazıyı ya- zarsam, basarlar mı basmazlar mı, yazı iyi olur mu diye düşünmeye başladım. Sonra oturdum babama hitaben bir mektup yazdım. 'Sevgili babacığım' diye başladım, ama içinde babamla ilgili hiçbir şey yoktu ya- zının. Yalnızca Kubilay olayı vardı. Merakla bekliyordum. Yazı çıksaydı çok sevinecektim. Nitekim babam da anlamış durumu ve oğlum- dan aldığım mektubu yayımhyorum diyerek benim mektuptan alıntılar yaparak bir başya- zı yayımlamış. ^^^^•fiu yazıda Menemen 'de bir Kubilay anıtı yapılmasından söz etm'ıştiniz. Galiba bu anıtın dikilmesi de o zamanlar 22 yaşında çok genç bir gazeteci olan sizin girişiminiz veyaz- dığınız mektup üzerine olmuş. Bunun böyle olması tamamen bir rastlantı- dır. Ben o zamanlar ülkemden çok uzakta, Vi- yana'da bulunuyordum. Hiç şüphe yok ki be- masını ve ona göre davranılmasını sağiamak- tır. Ne yazık ki kanımca bunların hepsi yıkıl- dı. Ortada kala kala bir tek Cumhuriyet gaze- tesi kaldı. •••M/M; efendim, Atatürk devrimlerine bağlılık, yaşamımzın temel ilkelerinden biri ol- duğu halde, bir kitabmızın başlığı "Ben Ata- türkçü Değilim.." "O bir tepki. Gerçek Atatürkçülüğün o ol- madığını anlatmak istedim. Demek istedim ki, eğer Atatürkçülük o ise ben Atatürkçü deği- lim!' \Evet, konu kitaptan açılmışken.. Sız başyazarlığınızın yanı sıra "çok satan" bir ya- zarsınız. Bu kitaplarınız arasında tercih yap- mak gerekse, hangisini yeğlerdiniz? "Doğrusu ben ilk kitabırm "Sokakta Gürül- tü Var"ı çok severim. Tabii bu kişisel bir ter- cih oluyor." ^^•^B Şimdi 'Dostum Mozart'a değinmek is- tiyorum. Müzikle ilgili biryapıtın böylesine ilgi görmesi sizi şaşırtmadı mı? Çok şaşırttı ve çok da sevindirdi. Çünkü ben Atatürk'ün ölümünden sonra evrensel mü- ziğin gelişmesinin de çelmelendiğini görüyo- rum. Kırk yıla yakın bir süredir evrensel mü- ziğe karşı müthiş bir baskı var. O nedenle, ilk baskı için bile, acaba satar mı diye düşünüyor- dum. tlk baskı bir ay içinde bitince doğrusu çok sevindim. Kitaptan fazla memnun değilim. Çünkü daha iyi yazabüirdim. Bir de ne yazık ki çok baskı yanhşlan oldu. Son baskılarda dü- zeltmeye çalıştım. Kitabın bu kadar çok satma- sı, bunca baskıya, bunca gericiliğe rağmen ev- rensel müziğe, evrensel ahlaka, evrensel değer- lere bağlı bir akımın var olmasını göstermesi bakımından beni sevindirdi. Zaten bu gelişme de engellenemez... ISizin başyazarlık yaşamımz Atatürk devrinden başlayıp günümüze uzanırken, Cumhuriyet tarihimizin bütün dönemlerini de kapsıyor. Bunlar içinde gazetenin en çok ka- patıldığı ve sizin de hapis tehdidiyle karşılaş- tığınız dönem hangisiydi? 1980 sonrası dönemi. Hapis tehlikesiyle de yine bu dönemde karş] karşıya geldim. Yıllar önce çıkmış kitaplarımdan birinde de yayım- lanmış bir yazımı bir kez daha yayımladığım için açılan davada üç ay hapis cezasına çarptı- rıldım. O gunlerde altı aydan kısa süreli hapis cezalannın temyizi yoktu. Daha doğrusu yal- nız komutan temyiz edebüiyordu. Sayın komu- tan Saltık da bu hakkını kullanmadı. Eğer da- ha sonra Milli Savunma Bakanı bu hakkı kul- lanmasaydı, ben hapse girecektim. Sonradan bu hakkı kullandılar. Bunu da ben kendi gü- cümle sağladım. Herhalde sayın yöneticiler, yaşh bir adamın hapse girmesinde kendilerin- ce sakınca görmüş olmahlar ki temyiz hakkı sonunda kullanıldı. ••^•//Â: yazınızın çıkttğı elliyıl öncesi ya- ni 1 Nisan 1936 ile 1 Nisan 1986 Türkiyesi'ni karşılaştırabilir misiniz? O zaman başımızda Atatürk vardı. Ben va- tandaşlarımızın çoğunluğu gibi ona inanıyor- dum, ona bağlı idim... Bir anımı anlatayım: Biz Kurtuluş Savaşı'na başlamak üzere, Bursa'dan Ankara'ya atlı arabayla gidiyorduk. Bizim ar- kamızdan da bizden hemen sonra da Yunan Bursa'ya girdi. Biz ise giderken, her şeye rağ- men zafere gidiyoruz havası içindeydik. O za- manki haleti ruhiyem buydu. Biz bu adamla her şeyi yaparız, her zorlugu yeneriz şeklindey- di. O zaman son derecede iyimserdim ülke için. • İ ^ ^ B r a bugün? Bugün ne yazık ki çok üzücü bir durum- dayız. Ülke açısından geçici olmasını temenni ederim. \Evet, son zamanlardaki bazı yazılan- nızda olduğu gibi 1 Nisan 1986 günkü sunuş yazınızda da bir karamsarlık görülüyor. Bu ka- ramsarlık nereden kaynaklanıyor? Belki de benim yapımdan geliyor. Elli yıl bir insanın yaşamında önemli bir zamandır. Fa- kat ülke için pek o kadar önemli değildir. Ben- de, bir adım ileri gitmedik gibi bir duygu uya- nıyorsa, zaman zaman bu belki de benim ace- lecüiğimdendir. tnsan hayatta başladığı bir işin geliştiğini, sonuca erdiğini görmek ister. Top- lumun ne kadar mesafe aldığım görmek ister. Belki de ondan kaynaklanıyordur. HABERLERIN DEVAMI SBKP tarilı oluyor; Gorbaçov genel sekreterlikten ayrıldı Dış Haberier Servisi —SSCB Komünist Partisi lağvediliyor. Sovyetler Birliği Devlet Başka- nı Mihail Gorbaçov, SBKP'nin feshedilmesini istedi ve Komü- nist Parti Genel Sekreterliği gö- revinden istifa ettiğini açıkladı. Aynca dün alınan iki kararla SSCB Komünist Partisi'nin mülkiyetinin yerel yönetim kon- seylerine devredilmesi ve tüm devlet organlanndaki Komünist Parti hücrelerinin dağıtılması kararlaştınldı. Bu arada Gorba- çov, darbe girişimine karşı çık- madığı gerekçesiyle SSCB Ba- kanlar Kurulu'nu askıya alarak yerine 4 kişilik bir komite görev- lendirdi. Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin de SBKP ve KGB arşivlerine el konulduğunu bil- dirdi. 1917 de\Tİminden bu ya- na yayımlanmakta olan Pravda Gazetesi ilk kez dün çıkmadı. Sovyetler Birliği'ndeki başa- nsız darbe girişiminden sonra yaşanan hızh gelişmeler dün de sürdü. SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov, Komünist Parti Ge- nel Sekreterliği'nden istifa etti- ğini açıklayarak SBKP'nin fes- hedilmesini önerdi, Gorbaçov, dün akşam Sovyet televizyonun- da yayımlanan açıklamasında SBKP Merkez Komitesi'nin darbe girişimine karşı çıkmadı- ğı gibi, MK üyelerinden bazıla- nnın da bu darbe girişimine biz- zat katıldıklanna dikkat çekti. KP'nin bu tutumunun mil- yonlarca komünisti zor durum- da bıraktığını belirten Gorba- çov, istifa metninde bu konuda şöyle dedi. "Bu dunımda SBKP Merkez Komitesi, zor ama onurlu bir karar benimseyerek kendini lağ- vetmelidir. Cumhuriyetlerdeki komünist partUerinin ve yerel parti örgütlerinin kaderi, kendi- leri tarafından belirienmelidir. SBKP Merkez Komitesi genel sekreteri olarak işlevlerimi yeri- ne getirmeyi sürdürmenin ola- naklı olduğuna inanmıyor ve bütün yetkilerimden vazgeçiyo- rtım. Demokratik eğilimli anayasal meşruiyete ve toplumun yeni- lenmesi bedefine bağlılıklannı kornyan komünistierin bütün ilerici güçlerle birlikte calışan halkın yaran için yapılan radi- kal demokratik dönuşümlerin sürekliligine aktif olarak katıl- ma yeteneğinde yeni temellere dayalı bir partinin kurulmasın- dan yana olduğuna inanıyo- rum." Mihail Gorbaçov'un yayımia- dığı iki ayrı kararnamede ise SBKP'nin mülkiyetinin yerel yönetim konseylerine devredil- mesi ve tüm devlet organlann- daki Komünist Parti hücreleri- nin dağıtılması öngörulüyor. Mülkiyetin kamulaştınlması- na ilişkin kararnamede SBKP'nin mal varhğının nasıl kullanılacağının, SSCB ve bir- lik cumhuriyetlerinin mülkiyet ve toplumsal örgütlerin faaliyet- lerine ilişkin yasalar çerçevesin- de kararlaştınlacağı belirtildi. Öteki kararnamede SBKP hü- kümetinin ordu, KGB, lçişleri Bakanlığı birlikleri de dahil, tüm devlet organlanndaki var- lığına son verileceği kaydedili- yor. Mihail Gorbaçov'un aldığı diğer bir karar da hükıimetle il- gili. SSCB lideri, darbe girişimi- ne karşı çıkmadığı gerekçesiyle bakanlar kurulunu askıya aldı, bu görevi geçici olarak yürüt- mek üzere 4 kişilik komiteye bı- raktı. Rusya Başbakam tvan Si- layev'in başkanlık edeceği ko- mitede, radikal ekonomist Gri- gory Yavlinsky, Gorbaçov'un danışmanı Arkady Volsky ve Moskova Belediye Başkan Yar- dımcısı Yuri Lujkov da bulunu- yor. Hoşgörü yok Sovyetler Birliği'ndeki başa- nsız darbede yaşamlanru yitiren üç kişi için düzenlenen cenaze töreninde konuşan Devlet Baş- kanı Mihail Gorbaçov, "Darbe- cilere hoşgörü yok" dedi. Gor- baçov, darbecilere karşı direnir- ken ölen üç Rus gencini "SSCB kabramam" ilan ederek üç ki- şinin anısı önünde saygıyla eğil- diğini söyledi. Yayımlanmadı SSCB'de 1917 Ekim Devri- mi'nden bu yana Pravda gaze- tesi ilk kez dün yayımlanmadı. Rusya Federasyonu lideri Bo- ris Yeltsin, önceki gun Devlet Başkanı Mihail Gorbacov'u de- virmek amacıyla düzenlenen darbecilerin açıklamalarına yer veren Pravda ve beş gazetenin yayımını yasaklamıştı. Yeltsin, bu gazeteleri darbeyi fiilen des- teklemekle suçluyor. Adı "gerçek" anlamına gelen Pravda gazetesi personeli, dar- benin başarısızlığa uğramasın- dan sonra gazetenin "KP Mer- kez Komitesi Organı" olmak yerine "KP'nin genel siyaset gazetesi" şekline dönüşturülme- sini kararlaştırmıştı. Gazete çalışanları yayımla- dıkları bir açıklamada eğer ba- şında karşı çıksalardı darbecile- rin yönetimi ele geçirmesinin en- gellenebileceğini bildirmişlerdi. Açıklamada gazetenin yazı işleri müdürünün görevden alınacağı vaadinde bulunulmuştu. Pravda gazetesinin çalışanları Gorbaçov ve Yeltsin'e önceki gün yasaklamanın kaldınlması için birer mektup gönderdiler. Yazı İşleri Müdür Yardımcı- sı Alexander Malinkin ise gaze- tenin darbecilerin açıklamaları- nı yayımlamasım savundu. Ga- zetede darbecilerin açıklamala- n dışuıda onlan desteldeyen hiç- bir yaaya yer verilmediğini kay- deden Malinkin, "Bu, basuıın görevidir. Halkın ne olup bitti- ğini bilmeye ihtiyacı var" dedi. Alexander Malinkin, gazete- ye bundan sonra ne olacağı ya da ne zaman yayımlanacağını bihnediğini sözlerine ekledi. İdamlıklar listesi Reuter'in haberine göre dün yapılan cenaze töreninde Mihail Gorbaçov'dan sonra konuşan Rusya Federasyonu Devlet Baş- kanı Boris Yeltsin, darbecilerin 12 kişilik idamlıklar listesi ha- zırladıklarını açıkladı. Yeltsin, bu konuda kamuoyuna yaptığı ilk açıklamada şöyle dedi: "Darbecilerin resmi listesinde 12 kurban vardı. Bn insanlar 19 ağustos akşamı (darbenin ilk günü) ilk öldüriilecek olanlar- dı." Yeltsin listede kimlerin ad- ları bulunduğu konusunda bil- gi vermedi. KP'nin faaliyetleri yasaklandı SSCB'de darbe girişimini dü- zenleyen güçler arasında bulu- nan Komünist Parti'nin faali- yetleri, birliği oluşturan cumhu- riyetlerde yasaklanmaya devam ediyor. AA'nın haberine göre bağımsızlık yanlısı cumhuriyet- lerden Moldavya'da da parla- mento, topraklannda Komünist Parti'nin faaliyetlerini yasakla- dı ve tüm mallannı millileştirdi. Romanya haber ajansı Rom- press'in Moldavya Ajansı Mol- dovapress'e dayanarak bildirdi- ğine göre ayrılikçı Gagavuz ve Dinyester bölgelerinin birçok yöneticisi de darbe yanhsı ol- duklan gerekçesiyle tutuklandı. Darbeyi desteldeyen diğer yetki- lilerin de belirlenmesi için soruş- turma açıldı. SSCB Komünist Partisi ise ül- ke çapında "bir komünist avı" başladığını ileri sürerek bu du- rumu protesto etti. BBC'nin ha- berine göre KP dün sabah ya- yımladığı bildiride birçok yerde KP binalarına saldırılar düzen- lendiğini ve partinin haksız suç- Iamalara hedef olduğunu belirt- ti. Bildiride, ülkede hızla yayıl- makta olan "anti komünist lis- tenin körüklenmesine son veril- mesi" istendi. İmzaya açıldı Gorbaçov'un önerisinin SBKP Merkez Komitesi'nde gö- rüşülmesi beklenirken, fesihle il- gili metnin imzaya açıldığı bil- diriliyor. SBKP'nin önde gelen isimlerinden Andrei Gracev, ln- giliz televizyonu 4. kanala yap- tığı açıklamada, "Merkez komi- tede, partinin kendi kendini fes- hetmesi gerektiği yolunda bir karar alması gerekdgini bildiren bir melne 7 ya da 8 kişi imza attık" dedi. 'KP sahneden çekilmeli' Mihail Gorbaçov'un eski ekonomi danışmanı Stanislav Şatalin, Komünist Parti'nin in- sanlığa ancak felaket getirebil- miş olduğunu açıkça itiraf ede- rek siyaset sahnesinden çekil- mekle siyasi misyonunu en iyi biçimde yerine getirmiş olacağı- nı belirtti. Besmertnih darbeye kanşmış Önceki gün görevinden istifa ettiğini açıklayan Dışişleri Baka- nı Alexander Besmertnih'in ise aslında Gorbaçov tarafından kovulduğu bildirildi. Gorbaçov gazetecilere yaptığı açıklamada, "Onu darbeye bulaşmış gördü- ğüm için görevden aldım" de- di. AFP'nin haberine göre İngi- liz Liberal Demokrat Parti yet- kilisi David Steel, Besmertnih'- in dünyadaki Sovyet elçilikleri- ne, bulunduklan ülkelerde cun- tanın politikalarını açıklamala- n için talimat gönderihnesini is- tediğini söyledi. Başbakan Pavlov tutuklandı SSCB Başbakam Valentin Pavlov, darbeye yardımcı oldu- ğu gerekçesiyle tutuklandı. Şevardnadze korkuyor Dışişleri eski Bakanı Şevard- nadze, dün düzenlediği basın toplantısında darbeden bir ölçü- de Gorbaçov'u sorumlu tuttu. Şevardnadze, çevresine yanhş kişileri toplamak ve kilit nokta- lara muhafazakârlan atamakta Başkan Gorbaçov'un da dolayh, olarak sorumlu olduğunu iddia etti. Eski bakan, darbe girişi- minden sonra, halkın kapıldığı heyecan dalgasının kendisini kaygılandırdığım ve ülkede ye- ni bir darbe tehlikesinin hâlâ tü- müyle aşılmadığını söyledi. Batının görüşti SSCB liderinin SBKP Genel Sekreterliği'nden istifasına iliş- kin ilk tepki Federal Almanya- dan geldi, Alman hükümet söz- cüsü Dieter Vogel, Gorbi'nin is- tifa etmesinin Alman hükümeti ile SSCB Başkanhğı arasındaki siyasi ilişkileri etkilemeyeceğini söyledi. ABD'nin bu istifayı önemli bir adım olarak niteledi- ği bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle