Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 AĞUSTOS 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/7
SANAT
Sanata enıek verenlere plaket
• Kültür Servisi — Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve
Heykel Müzesi Derneği'nce dün düzenlenen bir törenle
sanata emeği geçmiş altı sanatçıya şükran plaketi verildi.
Dolmabahçe Sarayı Hareket Köşkü Bahçesi'nde verilen
yemek öncesi düzenlenen törende Füreya Koral, Ali Avni
Çelebi ve Zühtü Müridoğlu'na plaketleri Istanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sözen;
Cafer Bater, Rahmi Aytemiz ve Sabri Berkel'e de Prof.
Dr. Ismail TunaJı tarafından verildi. (Fotoğraf: lbrahim
Günel)
MÛZİK
Duru-Kaloyannis konserseri
• Kiiltür Servisi — Türk pop müziğinin ünlü sesi
Nükhet Duru ve çağdaş Yunan müziğinin usta ismi,
Theodorakis şarkılannın yorumcusu Antonis Kaloyannis
27 ağustos salı gecesi lstanbul Açıkhava Tiyatrosu'nda
bir konser verecekler. Ege Seramik'in katkılan ile Ege
Kültür Vakfı'nın bir hizmeti olarak düzenlenen konserler
"Ege Şarkıları Kucaklaşıyor Kalimerhaba" adı altında
gerçekleşecek. Duru ve Kaloyannis'in tstanbul'da
verecekleri konser saat 21.00'de başlayacak.
SİNEMA
Mitolojik aşk öyküsü
• Kültür Servisi — Kürt destanı, "Siyabend û Xece"
filme çekiliyor. Kürt tarihinde mitolojik aşk Öykülerinden
birisi olan "Siyabend û Xece"de iki Kürt gencinin aşkı
anlatılıyor. Hüseyin Erdem'in aynı adlı yapıtından
uyarlanan "Siyabendû Xece"nin senaryosu da Erdem'e
ait. Filmin yönetmeni ise Şahin Gök. Yönetmen, son
olarak "Eskici Oğullan" adlı fılmi ve TV dizisi "Ay
Sarının SaçlarT'nı çekmişti. Halen Van yakınlarındaki
Süphan Dağı'nda çekim hazırlıkları sürdürulen fîlmde
başhca rolleri Tank Akan, Mine Çayıroğlu, Menderes
Samancılar, Yaman Okay, Meral Çetinkaya, Murat
Soydan, Şehnaz Dilan ve Hülya Erçel paylaşıyor. Xece
rolunü oynayacak Mine Çayıroğlu, daha önce TV'de
gösterilen "Çalıkuşu" dizisindeki rolü ile dikkatleri
çekmişti. Çekimleri yaklaşık 35 gün sürecek olan filmin
yapımcılığVını Senar Film yapıyor. Daha önce
yönetmenliğini Yusuf Kurçenli'nin yaptığı "Karartma
Geceleri"nin de yapımcılığını yapan Senar Film,
Siyabend û Xece projesi için yaklaşık 1 milyar harcıyor.
Alman TV kuruluşu VDR'nin yanı sıra birçok
uluslararası kuruluş da bu projeye destek veriyor. Ünlü
Yunan sanatçı Mikis Theodorakis de filmin müziğini
üstlenerek projeye katkıda bulunuyor.
SÖYLEŞİ
Orhan Pamukia Gebze'de
• Kültür Servisi —
Gebze Belediyesi'nin
düzenlediği edebiyat
etkinliklehnin
dördüncusü Gebze
Eskihisar'da Osman
Hamdi Bey'in Evi ve
Müze Bahçesi'nde
gerçekleşecek. 31 ağustos
cumartesi gunu yer
alacak etkinliğin konuğu
yazar Orhan Pamuk
olacak. Orhan Pamuk'la
yapılacak söyleşi yazann
"Sessiz Ev" adlı
romanının gectiği yerde,
Gebze'nın deniz
kıyısmdaki köyü
Eskihisar'da Osman
Hamdi Bey'in Evi ve
Müzesi'nin bahçesinde saat 18.00'de başlayacak. Hava
koşullan uygun olmazsa söyleşi aynı yapının kapalı
melcânı olan Resim Atölyesi'nde düzenlenecek. Orhan
Pamuk söyleşisini Akgün Akova yönetecek.
BAKIRKÖY BELEDİYESİ
2. KİTAP CÜNLERİNDE İMZA ve SÖYLEŞİ
24 Ağustos Cumartesi Saat. 17.00-20.00
Hasan Hüseyin YALVAÇ - ömer NİDA
Güngör CENCAY - Gülseren ENCİN
28 Ağustos Çarşamba Saat 17 00-20.00
AtaOl BEHRAMOĞLU
Ayşe KİLİMCİ - Muzaffer ÖZDEMİR
Organizasyon: Bakırkoy Beledıyesı
Eğıtım, Kültür ve Sosyal İşler Md
ARDA Yayın-Dağıtım
Yer: Özgürlük Meydanı-BakırköY
İ
87yaşındakiAli Avni Çelebiyıl sonunda birsergiye hazırlanıyor
Resimle geçen yetmiş yıl
Ressam Ali Avni Çelebi, Resim ve Heykel Müzeleri
Derneği'nin sanata uzun yıllar emeği geçenlere verdiği
plaketini aldı. Evinin küçük odasında çahşan Çelebi,
"Şöyle geniş bir atölyede çahşmayı çok isterdim"
diyor.
AHU ANTMEN
87 yaşında, Selamiçeşme'deki evinde,
geride bıraktıklarını düşünerek ve tabii
resim yaparak yaşıyor ressam Ali Avni
Çelebi. 1918 yılında, tam 14 yaşınday-
ken Sanayi-i Nefise'de resim çalışmaya
başlayan ve bugün hâlâ evinin küçücük
bir odasında resimler yapan Çelebi'nin
düşunecek çok şeyi olmalı gerçekten de.
Resimle geçirdiği 70'i aşkın yıh ken-
disi de biraz hayretle karşılıyor: "Geri-
ye bakınca o kadar zaman nasıl geçti di-
ye düşünüp duruyorum."
192O*de, 16 yaşına geldiğinde ilk kez
canlı modelden resim yapmaya başlayan
Ali Avni Çelebi, geçmiş yıllan ana hat-
lanyla hatırlıyor daha çok. Ona yönelt-
tiğimiz sorular birer "anımsatma" olu-
yor sanki. Ama hiç unutamadığı, belle-
ğinde izleri sanki dün yaşanmışçasına ta-
ze Almanya yıllan var. Almanya'da ge-
nelde parasızlık içinde geçirdiği günler,
buna rağmen yılmadan yaptığı resimler,
Münih'teki hocası Hans Hoffman.
Almanya'da devlet bursuyla okurken
parasının "hemen tükendigini" anlatı-
yor. "Resim lüks bir sanat" diyor bir-
kaç kez. "Ziraat öğrencfleri bir kitap
aiıriardı, paralanyla idare ederierdi. Be-
nim gibi resim öğrencileriain parası ye-
tişmezdi. Boya para, fırça para, kâğıtla
çahşmıyoruz ki sonra. Üzerinde çalıştı-
ğımız, üzerimizdeki kumaş gibi pahalı...
Bir ekmek yer, yine resim yapardım."
Önce Münih, sonra bir süre de Ber-
lin sanat akademilerine devam eden Ali
Avni Çelebi, Hans Hoffman'ı çok ovü-
yor, "Bana çok faydası dokundu" di-
yor. Hoffman ile dostluğunu anlatıyor:
"Hoffman'ın atöJyesinde herkes benden
BEYNELMİLEL LİSAN— Ali Avni Çeiebı, resim sanatını "beynelmüel bir lisan", büyüktü. 40 yaşlannda, Fransa'dan, tn-
olarak görüyor. Çelebi, "Resim bitmiyor, tükenen bizleriz" diyor. giltere'den, halya'dan, Amerika'dan,
dünyanın her yerinden gelen insanlar
vardı. Hepsi de ressamdı. Almanya'da
param bittiği zaman, Hoffman'a artık
ders ücretini ödeyemez duruma gelmiş-
tim. Ama o benim azimle calıştığımı gö-
rüyor ve hiç para istemiyordu. Karşılı-
gında ben de yeni gelen öğrencilere kı-
lavuzluk ederdim."
Ali Avni Çelebi resmi, bir "anlatım"
olarak tanımlıyor: "Resim muzik gibi
lisan gibi. Herkesin anlayabilecegi bir li-
san. Ama mahalli bir lisan degil. Bey-
nelmüel. "
Bu "beynelmiler' lisana yeterince
önem verilmemesi Çelebi'yi çok rahat-
sız ediyor. Bugünlerde sporculara veri-
len olağanüstü desteği yadırgadığını,
uzüldüğünu söylüyor. Çelebi'ye göre
herkes sporcu, ama sanatçı yetiştirmek
çok zor:
"Canlı olan bütün mahluklar spor ya-
pabilir. Kendi nispetinde, kendi cusse-
since. Kuş uçuyor. Sen de sallasana kol-
lannı... tşte spor. Ben de spor yapıyo-
nım. Hareket eden her mahluk spor >a-
pıyordur. Batı'da spora önem veriyor-
lar, ama sanata da buyuk önem veriyor-
lar. Her yıl iki öğrenci İspanya'va, iki
ögrenci İtalva'ya, Amerika'ya, Alman-
ya'ya yollansa, 10-20 oğrencinin zaran
ne olacak ki?"
Evinin o küçük odasında, hiç yorul-
madan bu yıl sonunda açılması planla-
nan bir sergiye resim yetiştirmeye çalı-
şıyor. Biraz uzgun. Odası küçücük. Bir
tek pencereden ışık geliyor, resimlere
yansıyor, Çelebi'nin çahşmasını zorlaş-
tınyor. Odanın küçük banyosunu depo
yapmış, bazı resimler orada duruyor.
"Çok isterdim şöyle geniş bir atölyede
çalısmayı" diyor. Uzun uzun bakıyor re-
simlerüıe, sonra konuşuyor: "Resim bit-
miyor, tükenen bizleriz."
Müzjsyen dostlan, Dr. Herman Miskçiyan'ı anlattılar
Müzik dünyasından tıp dünyasınaEVİN ÎLYASOĞLU
Muzik dunyamız önceki haf-
ta çok yönlu bir dostunu yitir-
di. Dr. Herman Miskçiyan. Al-
tı yaşında Hazarosyan ile piya-
noya başlamış, uzun yıllar Ce-
mal Reşid Rey'in öğrencisi ol-
muş. Ve müzik dalında kendi
kendini yetiştirerek 1952 yılın-
da Londra'da Queen Elizabeth
Yarışması'na kadar uzanmış;
ilk 24 kişiye girmiş, burs kazan-
mış, ancak babasının hastalığı
nedeniyle Istanbul'a dönüp tıp
eğitımini surdürmeyi yeğ tut-
muş. SSCB'dekı turneleri, Or-
tadoğu ulkelerinde ve Avrupa'-
nın çeşitli sanat merkezlerinde-
ki konser ve resitalleri yanı sıra
lstanbul Devlet Senfoni Orkest-
rası'yla verdiği konserler 1984'e
kadar surmüş. Son konserinde
Gürer Aykal ile Çaykovski'nin
birinci piyano konçertosunu
çalmış.
Müzik dünyası kadar tıp dün-
yası da Herman Miskçiyan'ın
kaybını yaşamakta. 1959'da tıp
fakültesini bitirip 1963'te çocuk
hastalıklan mütehassısı olduk-
tan sonra kendini özürlü çocuk-
lann eğitimine adamış. 1977'de
Spastik Çocuklar Eğitim ve Re-
habilitasyon Merkezi'nin kurul-
masına önculuk etmiş, 1983'ten
bu yana özürlü çocukların spo-
ru İconusunda tıbbi kontrol üs-
tune incelemeler yapmış.
Prof. Hıfzı Özcan şöyle an-
latıyor Miskçiyan'ı: "Herman'-
ın özürlü çocuklar konusunda
çok derin bilgisi vardı. Ulusla-
rarası kongreler ve seminerler
duzenlerdi. Çok iyi bir organi-
zatör olduğu kadar bu toplan-
tılarda genel külturii ve müzik
bilgisi ile bizlere ışık tutardı. Ça-
lışma ortamında dostluk ve iş-
birligi yaratırdı. Özürlü çocuk-
lara öğretmen, fizyoterapist ve
beslenme uzmanlan yetiştirme-
ye çaba gösteriyordu. Türkiye
Ozürlüler Spor Federasyonu da-
nışmanı idi."
Ve Herman Miskçiyan'ın
müzik dünyasındaki dostlannı
dinledik.
ldil Biret: Kimsenin anlama-
dığı bir deha idi Herman. Eşim-
le birlikte çok uzun konuşup an-
laştığımız bir insandı. Cemal
Reşid Rey'in geleneğini müzik-
te sürdürmüştü. Hangi konuyu
açsan derinlemesine bilirdi ve
doğru bilirdi. Son derece parlak
bir piyanistlik kariyeri yapabi-
Urdi. Profesyonele yaklaşmış bir
tekniği vardı. Tabii bir sonori-
te ve güzel bir ses vardı tuşesin-
de. Içgüdusel bir Chopin anla-
yışına sahiptı. Aynca müthiş bir
analiz yeteneği. Herhangi bir ic-
raatın zayıf noktasmı hemen
bulur ve izah ederdi. Komple bir
Rönesans adamı. Kendini neye
konsantre etse başarmıştı.
Ayşegül Sanca: Birlikte 4 pi-
yanolu Bach çalmıştık. Titiz,
tam bir tstanbul beyefendisi,
başka türlü bir insandı. Doğal
bir anlatımı vardı. İyi de bir pi-
yano tekniği. Aylarca görüşme-
sek dahi başka türlü bir sıcak
dostluğu hissederdiniz.
Ynsuf Güler Aksöz: Otuz üç
yıllık dostumdu. Evlerde, yalı-
larda müzik akşamları yapıldı-
ğı zamandan beri. Bana eşlik
ederdi, çok iyi bir oda müzikçi-
siydi. lç dünyası ne kadar zen-
gindi! Beş parmağında yirmi
marifet. tnsancıl, sevecen, gü-
leç.
Mete Uğur: 1958'den beri ta-
nınm Herman'ı. Celal Esat Ar-
seven'in evinde ayda bir akade-
mik toplantılar olurdu. Istan-
bul'un en popüler sanatçüan bir
araya gelirdi. Köhne bir piyano-
dan harika sesler çıkaran Her-
man'ın müziğini dinlerdik. ls-
tanbul ne güzehniş o günler.
Herman'm evindeki müzik top-
lantılannda bahçe duvanna otu-
rup insanlar müzik dinlerdi.
İdU Biret Cemal
Reşid Rey'in geleneğini
sürdürmüştü.
lçgüdüsel bir Chopin
anlayışına sahipti.
I Sanca Tam
bir îstanbul
beyefendisiydi. Birlikte
4 piyanolu Bach
çalmıştık.
Mete Lgur Köhne bir
piyanodan harika
sesler çıkaran
Herman'ın müziğini
dinlerdik. lstanbul ne
güzelmiş o günler.
Sayat Zaman Her
konserde Chopin'in
müziğini duymak
isterdi. Chopin'in
cümleleri onun için
yaşam kaynağı idi.
Herman, Cemal Reşid Rey ile
pek çok konser verdi. Hatta
radyoda ilk kez Gershwin'in
Rhapsody in Blue'sunu Herman
seslendirmişti. Boş zamanlannı
de^erlendirmekte ustaydı. Gob-
len tabloları, eşyaları, triko iş-
leri, yemekleri, on sekiz çeşit pi-
lavı ve orkide seralarıyla. Çok
renklı bir dostumuzdu.
Herman Miskçiyan'ın orkide-
leri dillere destan. tlk kez kül-
türle orkide yetiştirmiş, Fransız-
ları şaşırtarak. Uluslararası ya-
rışmalara girmiş, madaJyalar
kazanmış.
Son zamanlarda öğrencisi
olan Sayat Zaman şöyle diyor:
özelükle solo piyano eserlerinin
icrasında en çok aradığı şey pi-
yanodan çıkan tınımn, ses ren-
ginin değişmesiydi. Orkidelerin-
de de aynı renk değişikliğini an-
yordu. Yeni renkler, yeni biçim-
ler eldeediyordu... Her konser-
de Chopin'in müziğini duymak
isterdi. Chopin'in cümleleri
onun için adeta bir yaşam kay-
nağı idi.
Ve apartmanda üst katında
oturan ressam Güngör Tamer
de Miskçiyan'ı anlatıyor: Şim-
di sonsuz ve sessiz bir isyan du-
yuyorum. lcimde acı, dostluk ve
saygı var. Herman artık yok.
Biliyorum. Ama yine de sık sık
konuşuyorum onunla. Bazen
bilimden, bazen sanattan, ye-
mekten, içmekten, çiçekten, bö-
cekten. Bazı sabahlar Chopin
çalıyor. Yukarıdan çiziyorum,
bozuyorum, o çalmaya devam
ediyor, tekrar çiziyorum. Son-
ra bir yerde uzlaşıyoruz: Bütün
sanat dallannın ana öğesi mü-
zik değil mi? Yıllarca aynı giriş
kapısını, aynı merdivenleri kul-
lanmanın, çoğu zaman yakın es-
tetik anlayışlarda birleşmenin
getirdikleri bunlar. Onun ani
ölümüyle tüm dostlan bir me-
deniyet neferini kaybetti.
"5EKLİYORUM"
Opera Bale'de kemer sıkma
SEVtNÇ
ERATALAY
A-
HÜZÛN GELDİ
S«I B H*ım Ey
Bma S E'*ta«Y
BEKLİYORUM
B-
AKŞAM ERKEN İNER
MAPUSHANEYE
Söl
TÜRKULER EZGİSİ
B«M S ErfflMf
GÖRÜŞÇÜ ANALAR
S«z InanO A M
BİLİNENİ BİLMEZ MİSİN
Söı M lınjn EfOor
B*st« S Efflatey
KİMLİĞI BİÜNMEYENLER
SEVOA IŞIKLARI
Sör
v
«^«' E**oç
B M N S Eraiaıay
ANAOOLU
BINTUNUTMA
B M S Eraulay
TARLA GIZLARI
OÜNYA MUZİK URETİM
I « Ç 6 »<* NO 6634 U"«c«n"l«l
T» 52' 96 83
GÜNEY PLAK VE KASETÇİLİK
I M Ç 5 Bto«- No SX7 W)kMMr>-<*<
T* S27 2«« 5ST7K F*j 527 26 «8
Yureğınm butun sıcaklığnı tum ınsanlarla paylaşan. dıalarıyia ınsan yaşamn'n doğanm guzellıklenrı
kareleştıren örnek ınsan sevgılı İSA ÇELİK'e mızrabmı tnsan duygulartna adayan değerlı hocamız
ARİFSAĞa dost kardeş A S M personelıne guzel msan yönetmen AHMET KOÇ a dostumuz degerlı
personelımız super vızor KEMAL KAYA ya en ıçten teşekku edenm Başanlarının devarmnı dılerım
AYŞE SAY1N
ANKARA — Orhun Yazıtla-
n'nı, TBMM bahçesine dikip,
Orta Asya'yı, Ankara'da kura-
cağı Atlas müzeye taşunaya ha-
zırlanan Kültür Bakanı Gokhan
Maraş, Devlet Opera ve Bale-
si'nde "kemer sıkma poUtikaa"
uyguluyor. Bakan Maraş, bu
uygulamaya, Ankara Devlet
Opera ve Balesi'nin "Yunus
Emre Sevgi Yıh" nedeniyle çe-
şitli Avrupa kentlerinde vereceği
konserleri iptal ederek başladı.
Yayınladığı genelgeyle, sanatçı-
lara ve bakanlık üst düzey bu-
rokratlara "basına demeç
vermeyi" yasaklayan Maraş,
yurtdışından "teknik görgıi-
bilgi artırmak" amacıyla davet
alan sanatçılara da "vize" ver-
miyor.
Ankara Devlet Operası, 3-14
eylul tarihleri arasında Ahmet
Adnan Saygun'un unlu "Yunus
Emre" Oratoryosu'nu seslen-
dirmek üzere, Vatikan, Paris,
Frankfurt, Strasbourg, Stutt-
gart vc BOBB turnesine çıkaeait-
tı. Opera sanatçdan, sadece Va-
tikan'da 5-6 eylül tarihlerinde
konser vermek üzere izin alabil-
diler.
Devlet Opera ve Balesi
Genel Müdürlüğü, yayınlanan
one suren Maraş, "Maalesef be-
nim aldıgım bilgiye göre boş sa-
lonlara oynayacaklar. Masraf-
lan da bir hayli yüklu para tu-
tuyor, tstanbul Senfoni ayn,
CSO ayn, Ankara Operası ayn
Kültür Bakanı Gökhan Maraş, Devlet
Opera ve Balesi'nde kemer sıkma politikası
uyguluyor. Bakan Maraş, bu uygulamaya
Yunus Emre Yüı dolayısıyla çeşitli Avrupa
kentlerinde verüeçek konserleri iptal ederek
başladı. Yayımladığı genelgeyle
sanatçılara ve bakanlık üst düzey
bürokratlara, basına demeç vermeyi
yasaklayan Maraş, yurtdışından teknik
bilgi,görgü arttırmak amacıyla davet alan
sanatçılara da 'vize' vermiyor.
genelge nedeniyle, turnenin ip-
taline ilişkin yorum yapmaktan
kaçınırken, Maraş, turneyi "tu-
ristik gezi" diye niteledi.
Turne düzenlenecek ülkeler-
ddu buyukelçilcrle görtiştügunü
programlar düzenlemiş, bunla-
rın kadrosu en az 200 kişilik.
Bunlann oradaki masrafım dev-
let karşılayamaz" diye konuştu.
Her sanatçının sadece gidiş bi-
letinin 1 milyon lira tuttuğunu
kaydeden Maraş, "Zamanla-
may\ iyi vapmamışlar, bir yer-
de turistik gezi diye düşünmüş-
ler, sadece onu iptal etmedim,
Finlandiya'da Yunus Emre Şiir
Gecesi düzenlemişler, onu da ip-
tal ettim" dedi.
Maraş'ın "tasarrur' politika-
sından yurtdışından davet ya da
burs alan sanatçılar da payını
aldı. Maraş, bu durumda olan
15'e yakın sanatçı bulunduğunu
ve sadece iki kişiye izin verdiği-
ni açıkladı.
Sanatçılann, yurtdışında çe-
şitli tiyatro, opera ve bale ku-
rumlan ya da müzik okullann-
ian gelen davetler uzerine yap-
tıkları eğitimleri de "turistik
gezi" diye tanımlayan Maraş,
"Bana hangi okulda, hangi fa-
kültede, hangi sanat kurumun-
da kurs ya da egitim görecekler,
bildirsinler" goruşüne yer ver-
di. Opera, bale ve tiyatroda
"maalesef yıllardır kötü bir alış-
kanlık meydana geldiğini" sa-
vunan Maraş, "Adam valizini
almış gitmiş. Orada çağıran ens-
titu, okul yok" diye konuştu.
Kızıhrmak'a
yasak
• Kültür Servisi — Kartal
Hasan Âli Yücel Kültür
Merkezi'nde Kızılırmak'm
bugün vereceği konser
îstanbul Valiliği'nce
yasaklandı. Kızılırmak'ın
yaptığı açıklama şöyle:
"lstanbul Valiliği'nin bu
uygulaması olağanüstü
halin ülke çapında
uygulandığmı gösteriyor.
Kültür ve sanatı yasaklayan,
emeğin ve demokrasinin
gücünu kırabileceğini
sananlar, tarihin
karanlıklarında yerlerini
alrruşlardır ve alacaklardır.
Bu uygulamayı kınıyor ve
yasakçıları uyarıyonız.
Engellemeler devam ederse
protestomuzu
yükselteceğizP
'Çocuk Köyleri'
projesi
• Knltür Servisi —
Türkiye Korunmaya
Muhtaç Çocuklar Vakfı
Bolluca Çocuk Köyü Aile
Evleri'ne katkı sağlamak
amacıyla Lufthansa
Havayoliarı'nın işbirliğinde
bir dayamşma gecesi
düzenlendi. Gece
kapsamında dünyaca ünlü
Stan Glakovv Band Lady
Singers topluluğu bir
konser verecek. Vakıf
korunmaya muhtaç
çocuklar için çağdaş bir
çözüm şekli olarak çocuk
köyleri tasansını tanıtmayı
amaçhyor. "Bdlluca Çocuk
Köyü" yaranna düzenlenen
gece 28 ağustos çarşamba
gecesi saat 20.00'de Divan-
Kuruçeşme Tesisleri'nde
başlayacak.
Londra'da
fotograf sergisi
• Kültur Servisi — Ingiliz
Kültür Heyeti'nin
düzenlemiş olduğu, Türkiye
konulu fotoğraf
yanşmasında, renkli baskı
birincisi olarak Ingiltere
gezisine hak kazanan
IFSAK üyesi Fanık Akbaş,
yapacağı gezi sırasmda,
Londra'da 5-15 eylül
tarihleri arasında, Anadolu
başlıkh fotoğraf sergisi
açacak ve dia gösterileri
yapacak.
Neruda'nın
mezarı
• Kültür Servisi — Pablo
Neruda'nın Santiago'daki _^
mezarı şairin doğum yeri-^r
olan Isla Negra'ya
taşmacak. Başkent
Santiago'nun 120 km
baüsında yer alan Isla
Negra'da, Neruda'nın
müzeye dönüştürulen
evinde bundan böyle
mezannın da yer alacağı
bildirildi.
'Gemicilik
Deyimleri'
• Kültür Servisi —
Türkiye Denizcilik
Işletmeleri'nin yayını
'Denizin Sesi' adlı derginin
ağustos ayı sayısı
yayımlandı. Dergide
Ramazan Bakkal'ın "Tuna-
Main Nikâhına Bir Yıl
Kala" başlıkh, nehirleri
konu edinen yazısı, Ersin
Kalkan'ın 'Haliç Tersanesi'
ve llhan Akbulut'un
"lbrahim Paşa Sarayı ve
Türk ve İslam Eserleri
Müzesi"ni tanıtıcı yazılan
okunabılir. Aynca
denizciliğe merak duyanlar
için 'Gemicilik Deyimleri"
bu sayıda da surüyor.
luğtepe'nin
şiir kitabı
• BURSA (Cumhuriyet
Bürosu) — Şair Süha
Tüğtepe'nin 1989-1990
Yunus Nadi ödüllerinden
yayımlanmarruş şiir dalında
mansiyon ödülünü alan,
Düşler ve Seyrek Zamanlar
adlı şiir kitabı yayımlandı.
Piya Yayınları'ndan çıkan
'Düşler ve Seyrek
Zamanlar'ın kapağı Ali
Tekin Cam tarafından
hazırlandı. Şair Süha
Tbğtepe, 1956 yılında
Cide"de doğdu. Şiirleri,
Yarm, Varlık, Düşün, Broy
ve Şiiratı gibi dergilerde
yayımlandı. Tüğtepe'nin ilk
yapıtı 'Yüzler ve Zarflar'
1985 yıhnda Akademi
Kitapevi şiir jürisi
tarafından mansiyona değer
görüldü. 'Yüzler ve Zarflar'
Broy Yayınlan'nın ilk
yapıtlar dizisinde
yayımlandı. Tüğtepe'nin
Yunus Nadi Mansiyon
Ödülü kazanan kitabında
200 şiir yer alıyor.
Erdal Atabek
l^lova'da
• Kültür Servisi — Yalova
Sanat Tiyatrosu Derneği'nin
(YASAD) düzenlediği
'Gençlik Günleri'
etkinlikleri sürüyor.
Etkinlikler kapsamında
bugün Erdal Atabek bir
söyleşi yapacak. Erdal
Atabek'in söyleşisi saat
17.00'de başlayacak.