22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 AĞUSTOS 1991 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN Devtet Meteoroloji işleri Genel Mûdürtüğü'nden alınan bilgiye göre, yurdun kuzey kesimlerı bulutfu. Karadeniz, Iç Anadolu 1 nun kuze^oğusu ile Doğu Ana- dolu'nun kuzeyi yer yer gök gû- rültûlü saganak yağışlı ötekı erler açık geçecek. HAVA Sl- JAKLIĞI: Yurdun kuzey kesim- lerinde biraz azaiacak, diğer yer- lerde değişmeyecek. RUZGAR: Yurdun kuzey kesimlerinde ku- zey, diğer yerierde güney ve bat yöntefden orta kuvvette esecek. Adana Adapazan Artıyaman Myon AJn Aniora Antakya (kntalya Anvın A 34" 24° Oiyartakır A 38° 23° Mamsa A 28° 17° K.Maraş Y 30° 17° Mersin Y 26° 14° Mujta A 27° 14° Muş A 37° 25° N & e Y 25°20°0fdu A 34 24 Oy A 26° 19° Edime A 38°2S°Erancan A 2ff= 15° Eraınım Y 26° 15° Eskış«hlr Y 28° 16° Gaztantep A 31°2e°<Sr«s<m Denizlerde. Karadeniz. Marmara ve Ege'de yıldız ve poyraz, Akdeniz'de kıble ve lodostan 3-5 kuvvetinde saatte 10-21 deniz mıli hızta esecek. Van Gölû'nde ha- va, açık geçecek. Bitecik Bmgöl BıtJs Bohı Burea Çanaktale Çonım BenOı A 312e<Sr«s<m A Î2° 21° Gümüştane Y Y 22° 18° HaHdri A 33° 19° IsparB A 27° 19° Isanbul A 26°M°tzro A 34"20°Kare A 34° 20° Kasomonu Y 25° 15° faysen Y 27° 17° Kırtdareli A 28°20°Kooya A 26° 13° Küüfiya Y 31» 20° Malatya 33°20°Samsun 31° 16° Siirt 27° 19" Sinop 32°22°Sıvas O 25° 14° Tratam 29° 11° lıncei 28°17°Uşak 30° 17° Van 27° 14° Yozgat 33°2O°Zonguldak A 33° 21° A 36° 22° A 31° 26° A 33° 20° A 33° 18° A 28° 14° Y 25° 20° Y 24° 20° Y 25° 19° A 36° 27° Y 25° 18° Y 26° 16° A 27° 17° Y 24° 20° A 33° 19° A 29° 16° A 29° 17° Y 24° 13° Y 24° 18° ı DuluOu ' yajmurlu u^ ssk K as\> A-açık B-buluOu Gs)üne$li K-kjrtı S-sısk V-yaJmudu DÜNYA'DA BUGÜN Kahire* Vtoshngton Zûrih Y 29° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ XX. yüzyılda or- taya çıkan ve şıirde sözcüklerin anlam- lanndan çok ses de- ğerlerine önem veren edebiyat akımı. 2/ Bıkkınlık... Yankı. 3/ Altın ve gümüş islemeli bir tür ipek kumas... Hile.4/ "Ir- landa Cumhuriyet Ordusu"... Ağır bir yükü kaldırmak için kullaıulan aygıt. 5/ SSCB tarafından fır- latılan ilk yapma uy- du dizisine verilen ad. 6/ Çok hafıf maddelerden yapılan ve hava akım- larının etkisiyle kendi kendine salı- nan soyut heykel. 7/ Yanlış ve yersiz düşünce. 8/ özgü... Neonun simge- si... "Bıvlada bir sayı. 9/ Kale hende- ği... Bir çeşit susamsız, kalın ve yağ- k simit. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Işsizlik yaratacağı korkusuyla ma- kinelerin tahrip edilmesi akınu... Derviş selamı. 2/ Eskilere göre dünya atmosferinin ötesindeki boşluklan dolduran akışkan... Tellı balıkçıl. 3/ Yaltaklanma. 4/ Hücre yapısında bulunan ve proteinlerin oluşturulmasında önemlı rol oynayan asit grubunun kısa yazılışı... Bir tarikat ya da sanatın ilk kurucusu. 5/ "— bâde güzel sev var ise akl ü şuu- run / Dünya var imiş yâ ki yoğ olmuş ne umurun" (Ziya Pa- şa)... Şiddetli ağn ve özellikle omuz ağrısı. 6/ Arka, geri... Ha- vadaki su buharı. 7/ Aslı pikrik asit olan patlayıcı bir madde. 8/ Türkçede ilgi adıh... Akıl. 9/ Kaş kemerinin altına sıkıştın- iarak kullanılan gözlük camı... "Aşk derdiyle hoşem — çek ilâcımdan tabib / Kıltna derman kim helâkim zehr-i dermanındadır" (Fuzuli). 30 YIL ÖNCE CumhuriYel Biraz düşünseler 24 AĞUSTOS 1961 Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel geçen akşam Florya köşkünde gazetecilerle konuşurken "Demokrat Partinin memlekete yapüğı en büyük kötülüklerden biri 1 orduyu ihtilale zorlaması olmuştur"| dedi. 27 Mayıs hareketinde görev almış birçok komutaıüardan da bjeftzer şözler dinlediğimiz için Nadir Nadi yukanki düşünceyi ordumuzun tümünün benimsediğlnî göğsümüzü gere gere söyleyebiliriz. Türk ordusu, beğenmediği bir hükümeti devirip kendi keyfine göre bir başka hükümet kurmak gereği ile <'şaklanmamıştır. Türk ordusu, gericilik yanşında uv urumun ta yanına vanldığı^yönetimde meşruluk dışma cıkıldığı ve milli irade hiçe sayılarak anayasa ilkeleri temelinden çiğnendiği için son çare olarak öz varlığım ortaya atmış, Cumhuriyeti kurtarmak amaa ile harekete geçmiştir. Bugün yurdumuzu yeni diktatörlük serüvenlerine karşı koruyacak en büyük güven, Türk ordusunun ilk gündenberi politika dışı kalmak hususunda gösterdiği açık eğüimdir. Milli Birlik Komitesi bu maksatla kurulmuş, sivil hükümet bu maksatla işbaşına getirilmiş, Kunıcu Meclis bu maksatla seçilmiş, Anayasa bu maksatla haarlanıp halkoyuna sunulmuş, nihayet, 15 ekim seçimleriyle geçici yönetimin son bulmasına bu maksatla karar verilmiştir. 27 Mayıs devrimcileri bu asil kararlarmı şimdiye değin türlü engelleri yenerek başarı ile yürütmüşlerdir. Şimdiden sonra da aynı gayretle cabsarak Atatürk rejimini hep özlediğimiz norraal gelişme düzeyine kavuşturacaklannı umuyoruz. Bu arada gönül isterdi ki bütün siyasal partilerimiz gerçek yardımalar olarak devrim yönetiminin yarubaşında yer alsınlar ve hiçbir art düşünceye kapılmıyarak canla başla rejimi normaİleştirme çalışmalanna katılsınlar. Bu konuda,, özelljkle yeni kurulan partilerin iyi bir yol tuttukları söylenemez. Tersine, devrim yönetiminin temiz niyetlerine çelme takmak istiyen en karanük gayretlere daha ziyade bu yeni partilerin saflannda rastlanmaktadır. Hiç bir siyasal kurulun tüm varlığını suçlandırmak aklunızdan geçmez. 1yi ve kötü niyetli insanlar her toplulukta serpiştirme bulunabilir. Yeni kurulan partilerin s.,vTimlulan arasında da memleketin yükselmesini amaç bilen temiz yürekli vatandaşlar bulunduğuna eminiz. Fakat oy kaygusu uğruna bu vatandaşlann zaman zaman yanlış yollara saptıklannı, sağduyuya aykın söz ve davranışlardan kendilerini alamadıklarını da görüp duruyoruz. Gerçi, ancak seçimle işbaşına gelinen demokratik rejimlerde oy kaygusunu bütün bütün hiçe saymaya imkân yoktur. Bu hususta gerektiği zaman derece derece bir takım tavizlere girişildiği, tutulmıyacak vaadlere kalkışüdığı da görulür. Yeni partilerin temiz kadrosunu yanıltan da bu oy toplama kaygusu olmalıdır. Liderler şöyle düşünebilirler: Yurdumuzda partisiz kalmış şu kadar vatandaş var. Geleneklerine saygı göstennek, gönüllerini almak suretiyle bunlann oylannı kazanıp güçlenebiliriz. Sonra, yavas yavaş onlara kendi fıkirlerimizi aşüanz. Ne var ki, yeni partilere sızan düşük kuyruklan da aynı taktiği liderlere karşı kullanmakta, onlara alkış tutup başlanndan eksik olmamalannı dilerken, yann ilk fırsatta onları nasü devireceklerini hesaplamaktadirlar. Yeni partilerin davranışı bu bakımdan insanı düşündürüyor. Hayrete değer bulduğumuz bir nokta, iyi, ya da kötü niyetli olsun, sorumlu partililerin bu davranışlariyle yurdumuzda kurulmasını özlediğimiz normal rejimi geciktirmekten gayri bir sonuç elde edemiyeceklerini bir türlü anhyamamalandır. Farzediniz ki kuyruklar seçmen vatandaşı kandırdılar da yann istedikleri ekibi iktidara getirdiler. Bu takdirde ne olacaktır? Düşük devir bütün haşmeti ile antidemokratik ve gerici iaaatma bıraktığı noktadan devam etmek imkânına mı kavusacaktır? O zaman 27 Mayısı yaratanlardan hesap sorulmak mı gerekecektir? Cmnhuriyeti kurtarmak, onu serbest seçimler sonunda iş> -ışına gelecek iktidara devretmek amacı ile kelleyi koltuğa alanlar ve onlann temsilcisi olduklan ordu, cumhuriyetin bir daha boğazlanmasına seyirci kalabilirler mi? Böyle bir düşünce akla ve mantığa sığar mı? Kendilerini bu gibi hayallere kaptıranlara tavsiye ederiz: Biraz realist olsunlar ve 27 Mayıstan beri yurdumuzda olan biteni tahlil süzgecinden geçirmek zahmetine katlansınlar. O zaman milleti Atatürk'ün çizdiği yolun dışına sürüklemek istiyenlerin daima hüsrana uğnyacaklarını anlıyacaklar ve belki doğru yolu bulmak imkânına kavuşacaklardır. NADtR NADİ TARTISMA 'Adalar'da Motorlu Yök Aracı 50 Senedir Var Yaz ve kış mevsiminde Adalar'da oturan insan sayısı artmıştır, oturan nüfusun yük taşımacılığı ihtiyacı at ve eşekle karşılanamaz olmuştur. Saygın gazetenizin 16 Ağustos 1991 ta- rihli TarOşma Köşesi'nde Prof. Asun Mutlu imzası ile yayunlanan yazıyı dikkatle oku- dum. Cumhuriyetin ilk yıllanndan itibaren Adalar'ın cazibesi artmıştır. Bizans döne- minde sürgün yeri olan Adalar, cumhuri- yet dönemimizde sefa, eğlence ve tatil bel- desi olmuştur. Yerli ve yabancı turistin zi- yaret ettiği turistik bir ilçe olmuştur. Yaz aylannda eşekler, Adalar 'ı ziyaret edenle- rin nostaljik anılannı tazelemek, gençlerin de tur yapmak için bindikleri sevimli hay- vanlar olarak halen belediyemizce korun- maktadır. Yine Adalar'ın simgesi fayton- lar desteklenmekte ve korunmaktadır. Her nedense zaman zaman bazı politika- cılar eleştirecek başka konu bulamadıklan için faytonlan politik malzeme yapmaktan çekinmemekte faytonlar kaldınlıyor şama- tası yapmaktadırlar. Yaz ve kış mevsiminde Adalar'da oturan insan sayısı artmıştır, oturan nüfusun yük tasımacılığı ihtiyacı at ve eşekle karşılana- maz olmuştur. Zira topografik yapısı ge- reği Adalar'ın yolları diktir. At arabalan bu yollara çıkamamaktadır. Aynca 200'ü bulan yük arabasına rağmen yük taşıma ih- tiyacı karşüanamadığı gibi talep fazlahğın- dan yük arabalarının taşıma ücretleri ölçü- süz boyutlara ulaşmıştır. Belediyenin ve emniyetin önlemlerine rağmen cadde ve so- kaklara kasten dökülen at dışkısından kay- naklanan amonyak ve üre ürik asit insan sağhğını olumsuz yönde etkilemektedir. At dışkılan karasinek ve sivrisinek kaynağı ha- line geliyor. Adalar'ın guzelim çam koku- sunun yerini pis koku alıyordu. Aynca bu esnafın önemli bir bölümü dünyanın en önemli kültür merkezi Istan- bul şehrinin ve onun bir parçası Adalar'ın ve insanının doğasım, karakterini düşün- mek yerine cebine girenin hesabını yapmak- tadır. Hatta çalışmaktan yorulan, iyi bakıl- madığı için zayıflayan tehlikeli hastalığa ya- kalanan aünı kontrolden kaçınp yılkı an gi- bi Adalar'a salmaktadır. Yeni dikim yapı- lan fidanlar, düzenlenen parklar tahrip edil- mektedir. Halen bu tür Adalar Savcıhğı'- na zarar ziyan talebiyle gitmiş çok vaka vardır. Fosseptik çukurları için vidanjör, kanal için kuka, insan sağlığı için ambulans, çöp için çöp kamyonlan, yangın için itfaiye araçlan şart olmuştur. Eski tulumbacılar sadece tatlı bir anı olarak mazide kalmış- tır. Yol, tretuvar çahşmalan için kamyon ve traktör belediyenin bulundurmak zorun- da olduğu araçlardır. Belediyemizin binek otomobili yoktur. Biz de Adalar'da otomo- bil istemiyoruz. Halk da böyle istiyor. Bun- lar 50 senedir var olan malzemelerdir. Kaldı ki yeni alınan meclis karan ile susturucu ve filtre mecburiyetini de içeren yönetmelik hazırlanmış ve onaylanmıştır. Adalar'da yaz sezonu dışında traktör kullanılmasını düşünmek bilgisizlik değil Adalar'da yaşayan Adalar'ı gerçekten se- ven ve onunla bir bütün olmuş gerçek ada dostlarına saygının ifadesidir. "Sanki eski köye yeni ftdef'miş gibi bir kaşık suda fır- tına kopanlmaya çaüşılmaktadır. Aynca bu konu Adalılara sorulmuş, mini toplantılar yapılmış bazı yerlerde oybirligi, baa yer- lerde oyçokluğu ile alınmış kararlar sonu- cu uygulanmaya konulmuştur. Yasalar dışında güç kabul etmeyen bele- diyemiz bu konuda hiçbir firmanın etkisin- de kalmamıştır. Ulu önder Atatürk hep güzel şeyler yap- mış ve yaptuTnışttr, eğer bugün yaşamış ol- saydı inanıyorum ki yozlaşan yük arabala- nnı ve onlann pisliğinin çevreyi bu denli olumsuz etkilediğini görseydi hiç kuşkusuz çevTe kirliliği yapmayan başka bir araç ika- me edilmesini emrederdi. Kaldı ki Adalar'- da motorlu kara taşıt yasağı hiçbir zaman olmamıştır. Olaya karşı çıkanlar yük ara- bacılan ile onları politik malzeme olarak kullanan insanlarla yine onlarla büerek ve- ya bilmeyerek işbirliği yapanlardır. Araba sahiplerinin durumu dikkate alı- narak traktörlerin kullanımında öncelik hakkı encümen ve meclis karan ile araba- cılara verilmiştir. İlk uygulama Kınaiıada'- da olmuş Adalılar memnun kalmışlardır. Kınalıada'da amonyak kokusunun yerini doğanın kendisine has kokusu ile denizin iyot kokusu almıştır. İnsan sağhğını bir yana atıp eskiden mo- torlu taşıt yokmuş gibi gösterip kamu oyu- na ve bazı organlan yanıltmaya yönelik ya- zılann yazılmasmı doğru bulmuyorum. 50 senedir Adalar'da motorlu aıaçlaı çahşır- ken Motoriu Kara Taşıt Yasağı delinmiyor- du da şimdi mi deüniyor? Bu nasıl mantıktır anlamak mürnkün de- 8ü- RECEP KOÇ Adalar Belediye Başkanı lstanbul Islam Partfcî Kurueulanndan Ereüment Özkan^a Açık Mektup Mevcut anayasal düzen içinde demokrasiyi inkâr ederek, tam tersi bir düzen kurma teşebbüsünüze karşı; yürütme ve yargı organlannın bir diyecekleri olacaktır sanırım. 8 Ağustos 1991 tarihli Cumhuriyet Ga- zetesi'nde; kurmayı tasarladığımz parti ile Ugili rıkirlerinizi dikkatle ve ibretle oku- dum. Geçmişinizde başınıza gelmiş olanla- nn, tslami yönde mücadeleye sizi ittiği an- laşıhyor. Parti kurma girişiminize bir şey demeye kimsenin hakkı yok. Mevcut ana- yasal düzen içinde demokrasiyi inkâr ede- rek, tam tersi bir düzen kurma teşebbüsü- nüze karşı; yürütme ve yargı organlannın bir diyecekleri olacaktır sanırım. Demokrasiye, insan hak ve özgürlükle- rine inanmış Müslüman bir Türk yurttaşı olarak beni; size bu mektubu yazmaya sevk eden husus ileri sürdüğünüz fikirlerde çiz- meyi aşar konumda olmanızdır. Şöyle ki: 1. Türkiye'deki siyasi partilerin Batı gü- dümünde olduklannı ileri sürüyorsunuz ve Batıcılığın koca bir mirasın kaybına sebep olduğunu iddia ediyorsunuz. Bugün ulaş- mış olduğunuz tahsil düzeyi ve çıkarmak- ta olduğunuz dergi, horladığınız Batıcılığın eseridir. 2. tttihatçılan kastettiğiniz anlaşılan Al- man hayranlarının tasfıyesinden sonra; ra- kipsiz kalan tngiliz Muhipkri'nin, Türki- ye Cumhuriyeti'ni kurduğunu ileri sürüyor- sunuz. Kastettiklerinizin Atatürk ve arka- daşları olduğu kesin. lşte bunda da yanılı- yorsunuz. Siz; Atatürk'ün ve arkadaşlan- nın nasü ve kimlerle mücadele ederek bu ül- keyi ezan okunur, serbestçe ibadet edilir hale getirdiğini idrakten ve bilgiden mah- rum görünüyorsunuz. Zaten doğum tarihi- niz de bunu teyit ediyor. Yaşınız; ölüm ta- rihine denk, bır ulu mevtanın arkasından kasıtlı olarak söylenen ve yazjlıp-çizilenlerin etkisinde kaldığınız anlaşıhyor. Edindiğiniz Arap ve Fars eğitim düzeyi de bu etkilen- meye uygun zemin hazırlamış. Bu meıîüe- ketin nereden nereye, nasıl geldiğini gerçek yaşlı Müslüman vatandaşlardan (tarafsız- lanndan) dinlemenizi, Atatürk'le savaşmış olan tngilizlerden söz sahibi olanlann anı kitaplarını ve mevcut olmasa, onu ve hiz- metlerini inkâr edebileceğiniz Büyük Nut- ku'nu okumanızı tavsiye ederim. Yüce Allab'la kullan arasına girmeyiniz. Bu-akınız bu asil millet; insan haklanna da- yalı demokratik bir ortam içinde inandığı dinin gereklerini, laiklik prensibine uyarak ulu yaratıcısının huzurunda tek başına ge- tirsin. Aksi tutum bölücülük olur. Saygı- lanmla. Hoşçakahmz efendim. ZEKt ERGUN Em. Kur. Alb. Karamürsel Cumhuriyetin savunucusu NADİR NADf yi yitirdik. Ailesine, Cumhuriyet gazetesi emekçilerine ve tüm dostlanna şahsım, Belediye Meclis üyeleri ve Belediye çalışanları ad.na başsağhğı dilerim. HASAN İNSAN tSKENDERUN BELEDİYE BAŞKANI BAŞSAĞUĞI Atatürkçü Düşüncenin inançlı savunucusu, değerli insan NADİR NADf yi yitirmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Ailesine, Cumhuriyet çalışanlanna ve tüm sevenlerine başsağhğı dileriz. ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ İZMİR ŞUBESİ VEFAT Merhum Hüsameddin Üçok ile merhume Hamdune Hanun'ın oğulları; merhume Bedia Üçok'un eşi; merhum Feridun Üçok ile Rasiha Atakan'ın kardeşleri; Nuran Yavuz'un (Üçok) babası; Ayşe Ceren Ülken'in dedesi; Banguoğlu ailesinin damadı; Serdaroğlu ve Onbaşıoğlu aileleri ile Selçuk Atakan'ın enişteleri; Hilmi Yavuz'un kayınpederi O. HAYRETTİV ÜÇOK 23 Ağustos 1991 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Aziz naaşı, bugün (24 Ağustos 1991, cumartesi) Fatih Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Silivrikapı Aile Kabristanı'ndaki ebedi istirahatgâhına tevdi edilecektir. AİLESİ Atatürk devrimlerinin ve demokrasi savaşımımn ödünsüz savunucusu, düşünce adamı, sanatçı insan NADİR NADf yi kaybetmenin acısı içindeyiz. Tüm demokrasi güçlerinin başı sağolsun. ERTUĞRUL AKALEN DEĞİRMENDERE BELEDİYE BAŞKANI Laik ve Çağdaş Cumhuriyetin ödünsüz savunucusu, basın dünyamızın onuru NADİR NADfyi kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Ailesine, Cumhuriyet çalışanlanna ve tüm dostlarına şahsım, Belediye Meclisi Üyeleri, Belediye çalışanları ve Altındağ halkı adına başsağhğı dilerim. AIİ RIZA KOÇ Altındağ Belediye Başkanı BAŞSAĞUĞI Şirketimiz Murahhas Azası Hilmi Yavuz'un kayınpederi ve Nuran Yavuz'un babası O. HAYRETTİN ÜÇOK 23 Ağustos 1991 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Acımız sonsuzdur. Merhuma Tanrı'dan rahmet diler, ailesinin ve yakmlannm acüannı paylaşır, başsağhğı dileriz. İŞTANBUL KÜLTÜR VE SANAT ÜRÜNLERİ TİC. A.Ş. ÇALIŞANLARI Sahibinden acele satılık FİAT 126 BİS 90 model 15 bin km. pazarlıksız 20 milyon Tel: Mesai saatlerinde 512 05 05 20 Hat 494 Saat 19-21 arası 580 88 55 POUT1KA VE OTESI MEHMED KEMAL Hileli Seçimler... Seçimlere hile karıştınlmaz mı, karıştırıhr. Nitekim 1946 se- çimlerine hileli denmiştir. Yıllar geçtikten sonra anlaşılmıştır ki bu seçimler hilelidir. Ne kadarı hilelidir, ne kadarı değildir, böyle bir tartıya varılır.mı? Varılmıştir. CHP'nin Genel Baş- kanı İsmet İnönü, DP'nin Başkanı Celal Bayar'a sormuştur: "Bir iktidarı değiştirecek kadar hile olmuş mudur?" Ba- yar'ın yanıtı: "Hayır olmamıştır." DP, 1946 seçimlerine girerken bütün yurtta örgütlenmiş de- ğildir. Zaten seçim de DP örgütlenmesin diye erken yapılmış, erkene alınmıştır. Bu seçim hileli olmaya da yatkındır. Demok- rasiye geçişimizin ilk seçimidir, Seçim Yasası aksaklıklarla doludur. Bir kez seçimde oylar açıkta verilmiş, gizli sayılmış- tır. Bu ne demektir? Oylar herkesin gözü önünde verilecek, bu oyların sayımı da gizli yapılacaktır. Sizin adamlarınız oy- ları sayıyorsa, dilediği gibi sayacaktır. Hile de karışacaktır. Hile karıştınlmıştır. Sandıklar kaçırılmıştır. Tenha yerlerde sayılmıştır. Demokratların oy pusulaları, halkçıların pusulası ile değiştirilmiştir. Siyasal iktidarı değiştirecek kadar hile ya- pılmamışsa da bu seçimler hileli sayılmıştır. 1950de yapılan seçimler ise dürüst ve adil olmuştur. Se- çimleri yapan dönemin başbakanı ise hep dürüstlükle anıl- mıştır. 1950 seçimleri dendi mi zamanın Başbakanı Şernset- tin Günaltay'ın adı anılır. 1950 dürüst seçimleri iledir ki ikti- dar demokratik olarak el değiştirmiştir. Seçimler hilesiz, kan- sız \ra dürüst olmuştur. 1954 seçimleri için de bir şey söyle- nemez. Ancak 1957 seçimleri için pek dürüst denemez. 1958'de yapılacak seçimler 1957'ye alınmıştır. Bir erken se- çimdir. Neden böyle olmuştur? Demokrat Parti genel seçim- lerden korkmuştur. Bakmıştır ki ekonomik durum bozuk. se- çimleri erkene almayı denemiştir. Bu erken seçimde de din sömürüsü başta gelmiştir. Dönemin başbakanı bir din ada- mı olan Said-i Nursi'nin ayağına dek gitmiştir. Isparta'yı zi- yaretinde gizlice buluştukları söylenir. Bundan sonra tarikat şeyhleri, türlü din adamları pohpoh- lanmıştır. İmam okulları, Kuran kurslan bu dönemde özen- dirilmiştir. Bütün bunlann yapılmasına karşın DP, iktidarı kıl payı kurtarabilmiştir. Bu seçimlerde muhalefetin aldığı oy top- lamı iktıdarın aldığından çoktur. Kimi illerde de açıkça hile- ye başvurulmuştur. Gaziantep Adliyesi yakılmış, oy sandık- ları kaçırılmış ya da yakılmıştır. Seçim sonuçlarının alındığı gece, Menderes, bir oh çekmiş, "Tanrı bana böyle geceyi bir daha göstermesin!.." demistir. Gerçekten böyle geceler ikti- darlar için birer karabasandır. Ha geldim, ha gidiyorum gibi- lerden oylar el değiştirmiştir. Seçim sistemi çoğunluk oldu- ğu için bazı illerden alınanlar, bazı illerden alınamayanlar- dan çok olmuştur. Onun için de DP'nin oyları toplam olarak azınlığa düşmüştür. Eğer Demokrat Parti 1957'de seçimlere hile karıştırmasa, sonuca razı olsa idi, 1960 askeri harekâtı gelmezdi. Bugün bunu tartışıyorlar. Eğer iktidarın el değiştirmesine rzızı olsa- lardı demokrasi de oturur, ondan sonraki darbeler de olmazdı. Tarih bağışlamaz derter. Doğrudur. Tarih 1957 seçim sonuç- larını bağışlamadı ki ardından iki darbe daha geldi. Bir siyasal parti iktidarda iken muhalefete düşmekten kork- mamalıdır. İsmet Paşa, 1950'de sonuçtan korkmadı, meyve- lerini topladı. Bayar-Menderes 1960'ta korktular, bir seçimi göze alamadılar, ardından darbe geldi, demokrasi yitirikji. De- mirkırat tartışmalan boşunadır, liderler korktular, seçime gi- demediler askeri darbe de geldi. Hileli seçimlerde askeri dar- be hemen gelmez. geleceği zamanı bekler. Demokrasilerde işi uzatmamalı... .ÇAU^ANLARIN SORULARI/SORUNLAR1 YILMAZ ŞİPAL "Ve Ben Işe Alınmıyorduın'' SORU: 55 yaşımı doldurdum. Askeriiğimi yapmakta iken, ço- cuklugumda geçirdiğim fiübit kalıntısı agnlar nedeniyle fe- nalaşıoca, hastaneye yabnldım. Muayene SODUCU heytt ra- pornyla bana. ^«50 sakat raporu verildi. Kısa hhmet askeriiğimi bitirdigimde, sakal raporu nüfusuma işknmiş- ti. Sayısız işyerierine başvurmama karşın, doldurdugnm formlard» askere gidiş ve tertıis tarihleri sakatlıgımı ele ve- riyor ve ben işe alınmıyordnm. Se)*yar satKilıkta, geçici işlcrde ya da işsiz zamaBİardan sonra, bir midye satıcısı bunfından bir hastanenin çocuk saglıgı bolümıinde işe konuldum. 1969 mart aymın Uk gıin- leriydi. Üç ay sonra maaşımı alınca. işe girdigimden emin olmuştum. Rahat, huzuriu ve kesinlisiz çalıştım. Son 6 yıl- dan bu yana iş kapasitesinin ammlması işimi oldukça zor- laştırdı. Bu arada fillbit kahnüsı ağnlanma, varis, bd kemigi kayması. kireçlenme gibi hastalıklar da kabldı. Onlann ya- nına yaşlılıgın da eklenmesi, yorgunluk ve yıpranmışlıjiı ge- tiriverdi. Zor dummdayım. Çalışma ha>nüm 23 yıla yaklaşıyor. Emekli olmak istedim "emeklilik yaşı 60'a çjkn" dediler. Malul olmak istedim, "yanm maaş alabilirsin" dc- diler. Ben de 450 bin lira ile geçinmemin imkânsızhgını bH- dığim için malul olmaktan vazgeçtim. Hafif iş istedim. O da "Boşta hafif iş yok. Düşünürüz"le belirsizlikte kaldı. Son dört yıl içinde sağhklı bir iş arkadaşıyla hiç ça- uşmadım. Çaltştıgırn yer romatizmalı. astımiı, ülserli, şeker hasta- sı, psikiyatrik tedavi gören ve ameliyatlı memuriarla dolu. Yakınmalı. iizgün çehreli, hayata kiıskün bakışlı, asık sn- ratlı, anlayacagınu islenmeyen gorunlulrr sergjleyen kim- seleriz. thtimallerden, mocizeden çıkış yolu arayanlar durumun- dayız. Zor durumda olan yalnız ben degilim, beraen hepi- miz, saatleri, dakikalan iple çekiyonız. Gazete aracılıgı le olumlu ya da olumsuz yasalanmızın varhgıııdan açıklama yaparsanız, sevinirim. Belki başka se- vinenler de çıkar. YANrT: Anayasamn 61. maddesi ile devlete sakatların korun- maları ve toplum yaşamına uyum sağlayıcı önlemleri alması görevi de verilmiştir. Anayasaya göre "Yaşhlar, devletçe korunur. Yaşhlara devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla dü- zenlenir:' Bugün için devlet birimi içinde yer alanlar, zenginleri sev- mekte, yaşlı, hasta ve sakatlarla ilgilenecek zaman bulamamak- tadır. Yakın bir gelecekte, fakirleri, hasta ve sakatlan da seven, on- larla yürekten ilgilenenlerin, devlet birimi içinde yer almasıru dileyelim. Bilindiği gibi, Emekli Sandığı Yasası uyannca, normal ko- şullarda 25 fiili hizmet süresini doldurmayan erkek memurla- ra, emekli aylığı bağlama olanağı yoktur. 60 yaş koşulu ise en az 10 yıl fiili hizmet süresini dolduran memurlar içindir. Ancak, T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın 39/J maddesi ile sa- katlara bir ayncalık tanınmış ve bu maddeye göre, "Sakathk- lan sebebiyle ilgili mevzuat uyarmca göreve alınanlardan en az 15 yıl fiili hizmeti bulanlara istekleri üzerine" emekli aylığı bağ- lanmaktadır. Aynı hizmet süresi için emekli aylığı ile malul aylığı arasm- da aylık bağlama oranı yönünden bir ayırıın yoktur. 23 yıl fiili hizmeti olan bir memura emekli ya da malul olmasma bakıl- maksızın V» 73 (yetmiş üç) oran üzerinden aylık bağlanır. Aynca da Emekli SandıgVnca bağlanan malul ya da emekli aylığı bugün için en az 848 bin 520 liradır. Sizleri, biraz olsun sevindirebilmek, bizim için en büyük ödül- dür. KAYBEVUZ Demokrasi savaşçısı, büyük insan NADİR NADfyİ yitirmenin derin acısı içindeyiz ANKARA SANAT TİYATROSU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle