22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 AĞUSTOS 1991 EKONOMİ CUMHURÎYET/13 Sangui zararda • LONDRA (Cumhuriyet) — Polly Pcck International bünyesinde yer alan Japon elektronik şirketi "Sansui"nin 1991 mali döneminde 6.4 milyar yen (yaklaşık 214 milyar lira) zarar etmesinin beklendiği bildiriüyor. Geçen şubat ayında yapılan tahminlerde şirketin 800 milyon yen kâra geçeceği belirtilmişti. Buna karşüık şirketin bu yılın ilk altı ayında 3.4 milyar yen zarar ettiği, satışlarda yüzde 25 azalma olduğu açıklandı. ISO'dan rapor • Ekonomi Servisi — lstanbul Sanayi Odası (İSO) Macaristan ile Çekoslovakya'nın ekonomilerini inceleyen bircr rapor yayımladı. İSO tarafından "Çekoslavak Federal Cumhuriyeti ile TUrkiye Arasındaki Ekonomik lşbirliği"adı altında hazırlanan raporda Çekoslavakya ekonomisinin, pek çok Türk sektOrü için yatınm yapmaya uygun olduğu belirtildi. Macaristan ile ilgili raporda ise Macar - Türk iliskilerinin zirveye çıktığı ve günümüzde iki ülke ticaretinin geliştirilmesi için koşullann uygunluğuna dikkat çekildi. Garantili tirünler fuan • ANKARA (ANKA) — Türk Standartlan Enstitüsü (TSE) 14-19 ekimde Ankara'da 'Garantili Ürünler' fuarı açıyor. TSE Garantili Ürünler Fuarı, enstitüden TSE markası, ve imalat yeterlilik belgesi almış bulunan madde ve mamulleri bir çatı altında toplamak amacıyla düzenleniyor. Trakya'da 38 fabrika kapandı • EDtRNE (UBA) — Trakya'da irili ufakh 38 fabrikanın kapandığı öğrenildi. Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'da ekonomik darboğaza giren 38 ayçiçeği yağhanesi, pirinç, çehik fabrikası ve mandıranın kapandığı Ticaret ve Sanayi Odalan temsilcileri tarafından 27 ağustos salı günü Edirne'yi ziyaret edecek Başbakan Mesut Yılmaz'a iletilecek. Polonya'ya kredi oldıı • ANKARA (AA) — Türkiye Elektrik Kurumu'nun (TEK), Polonya'nın "elektrik" şirketine olan borçlannın bir bölümü Türk Eximbank kredisi olarak bu ülkeye yönelen ihracatçüara kullandırılacak. Türkiye ile Polonya arasındaki 9. Dönem Karma Ekonomik Komisyonu Protokolü'nde TEK'in borçlannın krediye dönüştürülmesi konusunda görüş birliğine vanldı. TEK'ten olan alacaklar konusunun protokolle 'halledildiğini' söyleyen Hazine ve Dış Ticaret Müsteşan Namık Kemal Kıhç, bu hafta Türkiye'de bulunan Polonya heyetiyle yapılan görüşmelerde olayın sonuçlandırıkhğmı söyledi. Kredi stoku genişledi H ANKARA (ANKA) — Kredi stoku yüın ilk yedi ayında 20 trilyon 626 milyar lira genişleyerek 81 trilyon 440 milyar liraya yükseldi. Merkez Bankası verilerine göre sözkonusu dönemde ortaya çıkan artışın 17 trilyon 314 milyar liralık bölümü banka kredilerinden, 3 trilyon 312 milyar liralık bölümü Merkez Bankası doğrudan kredilerinden kaynaklandı. Böylece, tüm banka kredileri 2 ağustos itibanyla 73 trilyon 602 milyar liraya, Merkez Bankası doğrudan kredileri ise 7 trilyon 838 milyar liraya yükseldi. Çay-Kur'da sermaye artışı • RtZE (AA) — Çay Işletmeleri Genel Müdürlüğü (Çay-Kur), sermayesini yüzde 100 arttırmak için Maliye ve Gümrük BakanlığYna başvurdu. Kuruluş, 400 ırilyar lira olan sermayesini i>-K) milyara çıkarmayı planhyor. Çay-Kur Genel Müdürlüğü'nün verdiği bilgiye göre sadece işçi ayhklan 80 milyar lira dolayında tutan Çay-Kur'da buna Ureticiden alınan yaş çayın bedeli eklenince önemli bir rakam ortaya çıkıyor. Kurum bu yüzden zaman zaman ödeme güçlüğü içine düşüyor. Zatnlar kuyrukta...Ekonomi Servisi — Zam nö- betini KlT'lerden devralan özel sektör, erken seçim öncesine sı- kıştırdığı fıyat artışlarını tüke- tim mallannda birbiri ardına uygulamaya başladı. Geçen hafta yağdan pirince, peynirden meşrubata hemen tüm tüketim maddeleri için 'Zam haftası' oldu. Temmuz aymda çay, şeker, tüpgazda yttz- de 2ye ulaşan yüksek KlT zam- lannı, akaryakıt, elektrik ve di- ğer girdilerdeki artışlann destek- lemesi, piyasada özel sektör zamlarımn da gelmekte olduğu sinyalini vermişti. Fiyat artışı için 'haklı' gerekçelerin oluştu- ğunu gören fırmalar, özellikle mutfağa yönelik tüketim malla- nnda zam yapmaya giriştiler. Fi- yat artışlannın önümüzdeki haf- ta, başta deterjan ve temizlik malzemeleri üe şise sulan olmak üzere diğer çeşitlerle devam ede- ceği belirtiliyor. Pek çok firma aybasından itibaren geçerli ola- cak zamlı fiyat listelerini toptan- cılan aracılığıyla 10-15 gün ön- cesinden bakkal, market, ve şar- küterilere göndermeye başladı. Bu arada daha geçerUlik kazan- mayan zamlı fıyatlar nedeniyle,. "Malı bugün sattığı fiyata yeri- ne koyamama' endisesine kapı- Tüketim Mallarından Zam Komılı YurJum (l Lt) Salat (1 Lt) Ona (1 Lt) Gökbayrak pınnç (900 gr) Açık baldo pınnç (1 kg.) Akel ıthal pirinç (1 kg ) Gökbayrak kır.mer (900 gr) Effcl flyan 8 250 7600 7600 4500 3800 2500 4000 Y M I flyab 8900 8 800 7 950 5500 5000 4250 5500 Dalgası Alt* 78 15 7 46 22 31 5 70 37 5 Nuh'un Ankara Makaması Tam yağlı peynir (1 kg.) Tıkveşlı Yogurt (850 gr.) Coca Cola (kutu) Uludağ Soda (1 Lt petştşe) Çamlıca gazoz (şışe) Orkid (Paket) Ejki «yab 2300 24 000 6000 2000 4500 1 000 7000 Y M I nysb 2500 27 000 7500 2300 4800 1 100 9000 Artt* hrüM) 86 12.5 25 15 6.6 10 28.5 T: Tattodakı ftyatiar toolan fiyatlara %25 perakende kârı ve %6 KDV eklenerek elde edilen, perakende satış fiyarJandır. lan bazı perakendecüer, çeşitli ürünlerde fıyat artışlarını şimdi- den küçük küçük yansıtıyorlar. Bitkisel yağ üreten firmalann geçen hafta ortasında gerçekleş- tirdiği artışlar yüzde S ile yüzde 15 arasında değişti. 1 litreük ay- çiçek yağının KDV hariç toptan fiyatı 6 bin liradan 7 bin liraya yükseiirken, bakkal-market yüz- de 25 kanuni kârını koyup KDV'sini eklediğinde tüketiciye ulaşan etiket fiyatı 8 bin 900 li- raya kadar çıktı. Yağdaki fiyat artışının yılbaşında bin 850 lira iken bu ay 2 bin 750 liraya yük- selen hamyağ fiyatlarındaki ar- tıştan kaynaklandığını belirten Komili yetkilileri, "Dolardaki artıs itnalatın maliyetini de ynksdtti" dediler. Komili yetki- lileri "Piyasanın eUnde beili miktarda stok mal olduğu için fiyat artışlan tüketiciye hemen yansunaz" görüşünü savundu- lar. Makamada ise, Körfez sava- şı sonrası talebin doyması yü- zünden satışlan arttırmak için 100 lira asağıya çekilen toptan fiyatlar, eski seviyesine geldi. Toptan fiyatı 1830 liraya kadar çıkan makarna, tüketiciye kilo- su 2 bin 500 liraydan ulaşacak. Pirinçte ise artış yüzde 30'u aş- tı. Ithal pirincin kilosunun top- tan 2 bin 500 liradan 3 bin 350 liraya yükseldiği bildirilirken, bunun 4 bin 250 liradan halka satı$ı bekleniyor. Bakkallar bun- dan önce toptan 3 bin 800 lira civannda fıyatla alıp 4 bin 250 liraya sattıkları baldo pirinci, şimdi kendilerinin bu fıyata ala- caklannı ve en ucuz 5 bin liraya satabileceklerini söylediler. Meş- rubattaki küçük zamların ise "Zamlan bütün bir yıla bolme politikası"nın gereği olduğu vurgulanıyor. Süt ve süt ürünlerindeki fıyat artışı da mutfağı tehdit ediyor. Tam yağlı beyaz peynirin satış fi- yatı bakkallarda 24 bin liradan 27 bin liraya kadar çıktı. Yoğurt- taki zam ise yüzde 25'e ulaştı. Süt ve Et Üreticileri Birligi (SETBtR) Genel Sekreteri Or- han KUerrioglıı, fiyat artışlan- mn maliyet artışlannın yaru sı- ra et ve süt miktannın azalma- sından kaynaklandığını öne sür- dü ve "SEK ureticiden sütü 1 ki- lo yem fiyatına bin liraya alma- ya kalkıyor. Bu fıyata kim süt üretir" şeklinde konuştu. Yatınm teşvik kararı bakanların imzasına açıldı Büyük yatıruna ek teşvikANKARA (AA) — Yatırım teşvik kara- n hazırlanarak bakanların imzasına açıldı. Kararla 400 milyar liranm üzerindeki yatı- nmlara ek teşvikler getirilirken ilave olarak çakştınldıklan işçilerin SSK primlerinin bir bölümünün Hazine tarafından karşılanma- sı öngörülüyor. Yatınm teşvik karanyla büyük ölçekli yatınmlara, proje bazında tanınan teşvik- ler önemli ölçüde arttınhrken, istihdamı ve kapasite kullanımını arttırıa önlemler de "üretim teşvijj" olarak kararda yer alıyor. Hazırlanan yatınm teşvik kararlanna go- re büyük ölçekli yatınmlara tanınacak teş- viklerde bölgesel kalkınmışlık düzeyindeki farklar gözetilecek. Bu teşvikler, uygulanmakta olan yatınm indirimlerinin yüzde 100'e kadar arttınla- bilmesi, kullandrnlan teşvik primlerinin üst limite çıkanlması şeklinde olabilecek. Kay- nak kullanımı ve destekleme fonunda kul- landınlan krediler için de puan artışı ola- rak şekillenecek. Büyük ölçekli olarak tanımlanan yatınm- lar için proje bazında sağlanacak ek teşvik- ler, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarhğı'nın uygun görüşüne bağlı olacak. Kararla kalkınmışlık standartlarına gö- re normal bölgderde yapüacak ve tutan 400 milyar liranın üzerinde olan yatırımlar da ek teşvik kapsamında tutulacak. Kararla, 400 milyar liranın üzerindeki yatınmlara ek teşvikler getiriliyor. Yeni yapılan yatınmlarda çalışan işçilerin SSK primlerinin bir bölümü Hazine'ce karşılanacak. Yatınm mallannda ithalat fon ve vergileri sıfıra çekilebilecek. Aynca yatuımalann ithal edecekleri ya- tınm malları için de ödenmesi gereken it- halat fon miktarlan, yine projeye bağh ola- rak indirilebilecek. Yatınm teşvik karannda üretim teşviği olarak kabul edilen birtakım değişiklikler de yer alıyor. Karar tasansma göre yeni ya- pılan yatırımlarda işverenlerin çahştırdık- lan işçilerin ödenmesi gereken SSK prim- lerinin bir bölümü ilk 5 sene için Hazine ta- rafından karşılanacak. Işverenin yapması gereken tasarnıf hesabı konut edindirme yardımı gibi diğer zorunlu ödemeler için de benzeri yöntemler uygulanacak. Daha ön- ce yapılmış ve işletmede olan yatınmlarda da işyerlerinin var olan işçi sayısına ilave olarak çahştırdıklan işçilerin, işveren tara- fından ödenmesi gereken SSK primleri de Hazine'ce karşılanacak. Kararda sanayicilere elektriğin Avrupa ülkelerindeki sanayicilerin kullandığı fıya- ta yakın bir fiyattan verilmesi de öngörü- lüyor. Buna ilave olarak işietmelerin nor- malde kullandıklan elektriğin üzerindeki elektrik tüketimlerine de sübvansiyon ve- rüecek. Bu sübvansiyon düşük tarifeli elek- trik satışı biçiminde uygulanacak. Yetkililer bu önlemlerle bir yandan istih- damın antınlması, diğer yandan da sana- yi üretiminin ve kapasite kullanımının yük- seltilmesinin amaçlandığını bildiriyorlar. Basın krajı 4 gazetezede' Rupert Murdoch'un îngıltere'de sahibi olduğu gazeteler ve uydu yayın televizyon şirketi günde yaklaşık 1 milyon sterlin zarar ediyor. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Avustralya asıUı basın imparatoru Rupert Mur- doch'un Ingiltere'de sahibi oldu- ğu gazeteler ile uydu yayın tele- vizyon şirketinin yönetiminden sonımlu "New$ International'- ın günde yaklaşık 1 milyon ster- lin (7.5 milyar lira) zarar ettiği açıklandı. özellikle gazetelerin ilan gelirlerinin dörtte bir ora- mnda azalmasuun bu sonuçta etkiL olduğu anlaşılıyor. Mur- doch'un yan hissesine sahip ol- duğu "BSky-B" uydu televizyon şirketindeki zarann da haftada 1.6 milyon sterlin (12 milyar li- ra) olduğu belirtiliyor. "News International'daki zarann geçen yıl ağustos-kasun arasındaki dört ayda 95 milyon sterline (7 milyar lira) ulaştığı hesaplanı- yor. Zarann, haziran 1989 - ha- Yazıyor... Murdoch'un gazeteleri "zarar v^zıyor. ziran 1990 döneminde 265.7 mil- yon sterlin (2 trilyon liraya ya- kın) iken, 1990-91 döneminde 335.8 milyon sterline (2,5 trilyon lira) yükseldiği açıklandı. Ingiltere'de "News Internati- onal" bünyesinde yayımlanan gazetelerin tirajlan bir yıldır sü- rekli düşüyor. "İngiliz Yayın ts- tatistik Kunımu" tarafından NE, NEREDE, KAÇA? açıklanan verilere göre şubat- temmuz 1990 ile 1991 yılının ay- m döneminde Today" yüzde 16 ile grupta en çok tiraj yitiren ga- zete oldu. Halen 480 bin satan "Today"i, yüzde 7 düşüşle 400 bin tirajlı "Times" izliyor. En çok satan magazin-bulvar gaze- tesi olan "Sun", aynı dönemde yüzde 6'hk bir daralma yaşadı ve 242 bin okuyucu yitirdi. Pazar günleri yayımlanan magazin ga- zetesi "News of the World" yüz- de 4 tiraj yitirirken, "Sunday Ti- mes"da bu oran sadece yüzde 1 ile sınırlı kaldı. Murdoch'un bu zararlarını "Wtll Street Journal", "bassas bir mali denge" diye nitelerken, "Financial Times" her şeye rağ- men iyimser bir gelişme beklen- diğini yazdı. "Financial Times", Murdoch'un 5 milyar dolar ka- dar olan borcunun, gelecek yı- hn şubat ayına kadar 800 milyon dolarhk kısmım hisse senedi ih- raç ederek ödeyebileceğini, an- cak bu seçeneği, şirketteki yüz- de 45 kadar olduğu söylenen pa- yını azaltacağı gerekçesiyle he- nüz benimsemediğini kaydedi- yor. Murdoch'un "agır biçimde borçlu" imparatorluğunu kur- tarmak amacıyla görevlendirilen mali danışmanlık, muhasebe ve avukathk fırmalanna geçen yıl 89 milyon sterlin (667.5 milyar lira) ücret ödendiği bildiriliyor. lmparatorluğun borç servis tak- viminin yeniden ayarlanması, yeni kredi olanaklan bulunma- sı için dört ay süreyle 146 ulus- lararası mali kunıluşun görüş- melere katıldığı da açıklandı. (iörnıekiçin 'doğru' gözlük NAZÎRE KALKAN lyi görmek istiyorsanız göz- lük seçiminizi doğru yapmalısı- nız. Bu seçimi yaparken de ter- cihinizi ne çeşit ve derece görme kusuruna sahip olduğunuz ve de cebinizdeki paranın miktarı be- lirliyor. Ithal mallann tekelinde olan optik piyasasmda en pahalı markalar olarak bilinen Alman Zeiss ve Rodenstock'tan başka Essflor, ltalyan Soio, Japon Ho- ya ve bir Yunan markası olan Karamouzis bulunuyor. Aslında optik cam fiyatları, ilaç fiyatlarmda olduğu gibi Saglık ve Sosyal Yardım Bakan- hğı'nın denetiminde bulunuyor. Hangi çeşit gözlük canurun ne kadar fiyatı olduğunu bütün gözlükçülerde bulunan ve ba- kanlığın verdiği listeye bakarak kendiniz de bulabilirsiniz. Buna rağmen değişik semtlerdeki op- tikçileri şöyle bir dolaştığımzda çok farklı fıyatlarla karşılayabi- liyorsunuz. Bu da değişik mar- kaların fıyat farkından kaynak- lanıyor. "Gözlük alırken nelere dikkat edilmeli" sorusuna ise yetkililer- den aldığımız ilk yanıt "bu ko- nuda kesinlikle optisyenin tav- Değişik semtlerde, değişik optikçilere bakınca, çok farklı fiyatlar görebiliyor- sunuz. Bu, değişik rnarkaların fiyat farkından kaynaklanı- yor. Gözlük çerçevesi ve optik cam fiyatları (TL) OPTİK CAM Nofmal Yansımasız Kotormatik RenMi BHofol Progresiv İnceltilmiş Kemik tTMAL Kemik BMatOPTİK (Istiklal Cad.) 50Wr»-340bin 140 bin -1,3 milyon 220 bin 1,5 milyon 12S bin 2,4 milyon KHZ OPTİK (Vali Konajjı) 46 bin-300 bin 90 bin - 1,2 200 bin - 1 milyon i bin - 1,3 milyon 60 bin -1,1 nHtyon 1,1 müyon - 2,2 mifyon 1,8 milyon - 2,5 milyon 650 bin - 2 milyon 75 bin -100 bin 75 bin - 135 bin 175 bin -1,5 milyon 175 bin - 3,5 milyon 66 bin -1 mflyon 400bm-1 milyon 750 bin - 1.5 milyon 250 bin -1,2 milyon 6ö bin -140 bin 60 bin -135 6in 88 bin -1,5 milyon 80 bin - 2 tttiyon KOPEÜ OPTtK (Sırkeci) 46 Mn-250 bin 92 bin - 524 bin 180 bin - 750 bin 74 bin - 1 mityon 66tHn-320btn 290 bm - 730 bin 500 bin - 940 bin 180 bin - 450 bin 60 bin - 75 I 75 m - 100 bin 120 bin - 200 bin 120 bm - 250 bin siyesine giivenilmesi gerektiği" oldu Yetkililerin gözlük alacak olanlara belli başlı önerileri ise şunlar: • Gözlük çerçevesinde çok aşın küçük ya da büyük model- lerden kaçınılmah. Genellikle oval ve yüzün çapını geçmeyen çerçeveler tercih edilmeli. • "Pupila mesafesi" denilen göz bebekleri arasındaki mesa- fe, camların optik merkeziyle uyumlu olmalı. • Özellikle bilgisayarla çalışan kişiler ultraviyole ışınlan süzen camlar kullanmah. • Genellikle 40 yaşından son- re ortaya çıkan ikili görme ku- surlannda bifokal camlar tercih edilmeli. • Yüksek miyop ve hipermet- roplar inceltilmiş camları kul- lanmah. • Organik camlan satın alır- ken, çok çabuk çizilebileceği dikkate alınmalı. • Ithal malı gozluk çerçevesi alırken bu çerçevelerin genellikle Türkiye'de tamir edilebilme ola- nağının bulunmadığını göz önunde bulundurun. (Ancak Sirkeci piyasası bu çerçeveleri kendi olanaklan ile tamir edi- yor). • Üçlü gorme kusurlannda kullanılan progresiv camlan sa- tın alırken iyi bir marka olma- sına dikkat edilmeli. EKONOMIDE KUUS MERAL TAMER Nadir Bey'le 17 yıkı ardından Nadir Nadi ile 17 yıl önce bir temmuz sıca- ğında Ecevit hükümetinin Kıbrıs Barış Ha- rekâtı'nı düzenledıği günlerde tanıştım. Ben tam o günlerde dönemın Genel Yayın Yönet- meni Oktay Kurtboke tarafından işe alınmış çiçeği burnunda bırgazeteci adayıydım. Na- dir Bey ise bizim çalıştığımız kattaki camlı odasında her gün işleri takip eder, ama ken- dini hiç hissettirmezdi. Nadir Bey'in gazeteye gelip salona gırmek- te olduğunu, kıdemli Cumhuriyet çalışanları- nın kendilerine çeki düzen verip sessizleşme- lerinden anlardım. Kendisinin böyte bir tale- bi olduğunu sanmıyorum, ama çalışanlann bu saygılı tavrı hep sürdü. Salı sabahı gazeteye girerken Nadir Bey'- in öldûğünü söylediier. Ağır hasta olduğunu biliyordum, ama öldûğünü duyduğumdan bu yana gözyaşlanmı tutamıyorum. Cenazede ağlarken yanıma yaklaşan birkaç dost, "Se- ni anlıyoruz. Nadir Nadi ile biriikte basını- mızda hem gazete sahibi hem de başyazar olan ve gazetecilikten baska işi olmayan patronluk dönemi de sona ermiş oldu. Toplum8al değerlerin her geçen gün daha fazla erozyona uğradığı günümüzde aslın- da hepimizln oturup ağlaması gerek..." di- yordu. Ama hayır, ben daha o noktaya geleme- dim. Ûzüntüm, çok özel ve kişisel. Nadir Bey kendini hiç hissettirmeyen patrondu. Belki de o nedenle sağlığında yakınında olmadım. Ama şimdi kendimi ikinci kez babam ölmüş gibi hissediyorum. 30 yıl kadar önce öien ba- bamınkine benzer bir acryı duyuyorum. Bu benzetmenin temelinde belki de ikisinin de gerçek babalık yapmalanna rağmen kendile- rini hiç hissettirmemeleri yatıyor. Hayat devam ediyor. "Özel nedenler" bit- tiğinde sıra herhalde Nadir Nadi'nin ölümüyie Türk basınında kapanan dönemin acısını his- setmeye de gelecek. Eteköpmeyen,köşe dönmeyen Yılmaz Son günierde han- gi toplantıya katılsak, aynı soruyla karşılaşı- yoruz: Secimleri kim alacak? İş âleminin "tah- min gündemi "nde SHP yok. Tabii İstan- bullu iş çevrelerinden söz ediyoruz. Hal böyle olunca da Nu- rettln Sözen deneyi hemen hemen hepsi- ne "tazlasıyla" yet- miş. Tahminler, olasılıklar hep ANAPve DYP çevresinde dönüyor. Mesut Yılmaz başbakan olduktan sonra ANAP'ın işverenler arasında bir miktar puan topladığı kesin. Olumlu pu- anlar sadece Yılmaz'a değil, Yılmaz- Pakdemirli ikilisine. Prof. Ekrem Pakdemirli, geçmiş yıllarda- ki müsteşarlık, bakanlık dönemlerinde de İs- tanbullu iş çevrelerinde olumlu iz bırakmıştı. Daha doğrusu özellikle Hazine Müsteşarlığı sırasında Pakdemirlı'ye veryansın eden işa- damları, Pakdemirli'den sonra ekonominin dümenine oturanları görünce pek pişman ol- dular. Pakdemirli'yi mumla arar nale geldi- ler. Pakdemirli hiç değilse "ilkeleri", "ölçülerl" olan bir adamdı diye düşündüler. "Kıncıdır", "nobrandır", diyenler oldu, ama "iş takip eder", "devletten önce ken- di Kesesini düsünür" diyen pek olmadı. Şimdi ise Pakdemirli'den çok daha mem- nunlar. "Aradan geçen yıllar Pakdemirli'- nin nobranlığını da yok etmiş. Kişiliğl yu- musamış. Nazik davranıyor, anlatılanlan dlnllyor" diyorlar. "istakibiyte" ilgilenme- Demirel mesi de özellikle prim yapıyor. Oysa işadamlarımı- zın takip ettirecekleri pek çok işleri var. Özellikle iş takibi için yüksek maaşlar öde- dikleri yöneticileri var. Ama son yıllarda "Is takipclllğinin" nere- deyse "devlet polttl- kası" haline gelme- sinden o denli usan- mışlar ki kendi işleri- nin takibi gerekse bile hükümette, devlette İş takip etmeyen, etek öpmeyen, köşe dön- me hevesinde olmayan isimler arıyoriar. İş âleminin bu eğilimi kamuoyunda da yay- gın. Ancak sanırız kamuoyu Yılmaz- Pakdemirli ikilisinin özal aileslnden ne ka- dar bagımsız davranabileceginln de merakı içinde. Son 10 yıla damgasını vurmuş köşe dönmeciliğin yerine saygın politikacılar, kendi ceplerinden önce halkın yararını düşünen gerçek"devlet adamlan" aranıyor. Sanırız seçmenler hangı partinin listesinde bu özlem- lerine en yakın adayiarı görürlerse ona oy ve- recekler. Onun için de "kararsızlar", bu se- çimin beliıieyici unsuru olacak. Süleyman Demirel ve DYP'deki yakın çev- resi kamuoyunun bu özleminin farkındalar. Bu seçimdeki ana stoganları "hesap sora- cağız" cümlesiyle özetlenebilir. Ancak tabii burada önemli olan hesabı "klmin" ya da "kimlerin" soracağı. Hesap soracak olanla- nn, kendilerinin verecekleri "hesaplann" bu- lunmaması. Onun için DYP'nin aday listesi de çok dikkatle iztenecek. Japon otocular kuyruğa girdi(!) " Japonlar temklnlidir, çok zor karar verir" diyenler ben- ce çok yanılıyoriar! Baksanıza Japonya'nın ne- redeyse tüm otomobil üretici- leri hesap kitap yapmadan kuyruğa girmişler, Türkiye'ye gelip de üretim yapmak için can atıyorlar. Sakıp Sabancı'nın Toyo- ta'sının uzun süreden beri "ell kutoğında." Yatırım baş- ladı başlayacak. Çukurova Grubu'nun otomotiv bölümü- nün yöneticisi Mehmet Demirpençe 2-3 ay önce Nis- »an'ın da Türkiye'ye gelece- ğini ve 100 bin adetlik üretim için fizibilite çalışmalan yaptı- ğını açıklamadı mı? Geçen hafta gazetelerde Mazda'nın ithalatçısı Mer- merler'in açıklamasını da gö- rünce "pes" dedik ve Japon- lara büyük haksızlık yapıkjığı- na karar verdik. Çünkü Mer- merler'in açıklamasına göre Mazda da Türkiye'ye geliyor ve geniş çaplı bir üretime ha- zırlanıyordu. Eminiz Mazda'- nın üretimi de yılda 100 bin adetten az değildirl Buna karşıhk uzun süreden beri gerek Koç Holding Oto- motiv Grubu Başkanı ve Ida- re Komrtesl üyesi İnan Kıraç gerekse RenauK MAİS Genel Müdürü Ateş Ünal Erzen, Peugeot dıştnda hiçbir ya- bancı firmanın Türkiye'de yıl- da 100 bin otomobillik kapa- site gibi geniş çaplı bir üreti- mi düşünmediğini, olsa olsa birkaç bin adetlik montajın söz konusu olduğunu ısrarla vur- guluyorlar. Gerçi Çukurova Grubu'nun patronu Mehmet Emin Kara- mehmet kendi yöneticisini bir anlamda yalanladı ve düşünü- len Nissan üretiminin butik tarzda küçük çaplı ve monta- ja dayanan bir üretim olacağh nı vurguladı. Otomobil sektörünü yakın- dan tanıyanlar 100 bin kapa- site gibi bu iddialı çıkışların "bayC'lere dönük bir mesaj olduğu görüşünde birleşiyor- lar. Nasreddtn Hoca'nın fıkra- sında olduğu gibi paranın ucunu gösterip bayilere "gel gel" yapılıyor olması pek muhtemel. Sabancı Grubu'nun Toyo- ta ile ilgili son çıkışlarına ge- lince... Deniliyor kj Sabancı, Toyo- ta için devletten büyük çaplı teşvik aldı. Yatınmı yapamaz- sa akdığı bu teşvikler nedeniy- le cezaya girmesı söz konu- su... İşte bu cezanın gündeme gelmemesi için Sabancı Gru- bu şimdi çeşitli bahaneler ya- ratıyor. Hemen itiraz ettik. Saban- cı Grubu'nun resmi ağızlan- na göre "yatınmın geclkme- slndeki bir neden de arsa yoklugu Imiş. Arsa yeni ahn- mış. Yatınma nlyeti olma- yan, arsa alır mı?" dedik. "Sen Arsa Ofisi'nln Sa- bancılar'a verdiği fiyattan arsa bul, biz de hemen ala- lım" diye yanıt verdiler. Biz o kadarını anlayamıyo- ruz tabii... Bankacılara Gorbi kazığı Soyyet lideri Mihail Gorba- çov, tüm dünyada yatırımcıla- ra ve bankalara kanlı-canlı ve olağanüstü heyecanlı bir haf- ta yaşattı. Borsa indi, dolar çıktı, petrol fiyatı arttt, altın pa- rıldadı derken yatırımcı kendi tahminlerı doğrultusunda birı- ni bırakıp diğerine yapıştı. Türkiye'deki yatırımcılar da kuşkusuz bu eğilimin dışında kalmadılar. Ancak bankacılık çevrele- rinde edindiğimiz izlenime gö- re burada işler pek parlak git- memiş. Yatırımcılar Gorbi'nin bu kadar kısa süre içinde Moskova'ya yeniden gelip kol- tuğuna oturacağına anlaşılan pek ihtimal vermemişler. Do- layısıyla da galiba epey *yanlış' işler yapanlar varmış. Örneğin bankacılıkta 'uz- man' olmakla övünen, adı sık duyulan bir bankamız, buna- lımın ilk günü banka portfö- yündeki tüm hisse senetleri- ni borsada satmış. Döviz alım-satımında durum daha da vahim galiba. Pek çok bankacımız Gorbaçov'un görevden uzaklaştınldığı gün dolara hücum etmiş, hafta so- nu rehavetini üzerinden ata- mayıp pazartesi günü öğleden sonra işbaşr yapanlar da ya- rım günü telafi için telaş için- de dolar toplamışlar. Ve kimi- si doların en yüksek olduğu saatlerde dolar-mark paritesi 1B3 markken alım yapmış. Doların ertesi günlerde 1.86-1.87 marklara yükselece- ği düşleri kurulmuş. Ama darbeciler arasında görüş ayrılığı ve tereddütlerle birlikte dolar ve altın, merdi- venlerden hızla inince, bazı bankacılarımız da Dimyat'a pirince giderken evdeki bul- gurdan da olmuşlar. Bu arada pazartesi sabahı erken bir saatte ve dinç olarak görevinin başında olup da iyi zamanlamayla dolar alıp- satan, iyi koku alan, dolayısıy- la da iyi para kazananlar da var kuşkusuz. Ama sanırız bunlar epey azınlıkta. Kimisi de 'olduğu yerde kalmış.' Ne kâr, ne zarar var Para piyasalannda geçen hafta yaşanan fırtınalı günler, fon yönetiminde zamanlama ve iyi koku almanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Aslında zarar eden banka- cıların bile Gorbi'nin geri dön- düğüne 'sevlnmeleıi' gerek. Çünkü Türk firmalarının, mü- teahhitlerin, ihracatçılann Sov- yetler Birliği ile yoğun iş ilişki- leri de bankalanmızdan geçi- yor. Avrupa ve ABD, Sovyet- ler'e yardımı kesseydi, Sovyet- ler de geçmişte Irak'ın yaptığı gibi Türkiye'ye para ödemeyi durdursaydı, bankalanmız açt- sından bir Sovyet riskinin oluş- ması pekala söz konusu ola- bilirdi. Hiç değilse şimdilik böyle bir oiasılık yok.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle