16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 22 AĞUSTOS 1991 Onda da öncü oldu HIFZI VELDET VELIDEDEOĞLU Nadir Nadi'nin kaybı karşısında ne diyeceğimi, ne yazacağımı bilemiyorum. O, başyazarı, ben yazarı olarak Cumhuriyet aılesinin en yaşlı iki uyesiydik. Jkimiz de Kuvayı Milliye doneminden bugünlere gelmiştik. Onu 1922-23 Ankarası'nda tanıdım. O 14 yaşında bir lise öğrencisi, ben ise 18 yajında lise mezunuydum. Babası Yunus Nadi'nin çıkardığı Yeni Gün gazetesinde muhabirlik yapıyordu. Sonra olgunluk çağında onunla dost olduk. Bu dostluk hiç gölgelenmeden günumuze kadar surdü. Yaşamlanmızın uzun maratonunda ben dort adım önde koşuyordum, sonunda bir atılım yaparak beni geçti, onda da baş ve öncu oldu. Butün bir ömürboyu düşün yaşamında beraberlik içinde yaşamış olduğum insanın bırakıp gitmesi, sanki içimden bir parçanın kopup aynlması gibi oldu. Gazetesini, Ataturk'un ve babasının koymuş olduğu ilkelerden hiç ayırmadı, butün maddi ve manevi guçlüklere karşın o doğrultudan şaşmadı. Türkiye'nin uygar dünyada ancak laiklik ilkesiyle saygın bir yer alacağına yurekten inanmıştı. Demokrasi ve çağdaş düşun doğrultusunda ozgürluğu gazetesınm şaşmaz ılkesı olarak kabul etmişti. Bu yoldaki yoldaşım, gerçek Ataturkçuluk konusunda fikirdaşım, yarım yüzyıllık dostum, sevgili Nadır Nadi; sahipleriyle, yazarlan ve butun çalışanlan ile Cumhuriyet ailesinin butun uyelen babanın kurduğu senin şimdiye kadar surdurduğun gazetemızı bundan sonra da aynı doğrultuda yaşatacaktır. Rahat uyu, aziz dostum ve arkadaşım. Nadir Nadi'siz kaldık MÜCAP OFLUOĞLU Bana 'YADİGÂR, derdi. 1969 ekiminde yitirdiğimiz, kardeşi Doğan Nadi'nin yakın arkadaşıydım. Çağdaş Türk Tiyatrosu'nun kurucusu öğretmenimiz Muhsin Ertuğrul'u 1979'da yitirdiğimiz gün duyduğum acıyı duyuyorum yureğimde. Nadir Bey'le Muhsin Bey ne kadar severlerdi birbirlerini. tki cumhuriyetçi, çağdaş iki aydın. Çevrelerine ışık vermişler, önculuk etmişler, işlerinde doruğa ermişler, dostlukla sevgi dağıtmışlar. Dun, sevgili Ilhan Selçuk bana, 'Yadigâr, sen de ortada kaldın' dedi. Evet doğru. En acısı, Cumhuriyet gazetesi ve hepimiz Nadir Nadi'siz kaldık. Biz teşekkür ederiz TURHAN ILGAZ Bazı çok nadir insanların ölum haberi tuhaf bir şaşkınlığa duşurür bizi. O insanla var olmuş ya da var olan özel bağlarırruzın birdenbire ortadan kalkması nedeniyle kapıldığımız çaresizliğin şaşkınlığı değil sözunu ettiğim. Daha başka, daha metafîzik bir şaşkınhk... Birlikte yaşandığı surece, farkında bile olmaksızın, o çok nadir ınsanları sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi kabullendiğimiz için aramızdan ayrılışlarını, aynlmış olmalarını kavrayamamaktan, algılayamamaktan gelen şaşkınhk... Kafanızın içinde aynı sözcükleri yineleyerek bu olmayacak şeyi sindirmeye uğraşırız: "Olur şey değil!"... Cumhuriyet'te, gece sorumlusu olarak gorev yaptığım gunlerden birinde, şimdi ne olduğunu anımsayamadığım bir başmakalesının, makaleye konu haberin gerisinde kaldığını fark etmıştim. Besbelli ki gun boyu suren gelişmeler sonucu, Nadir Bey'in başmakalesi, bir iki paragrafmda "yanlış" saptamalar yapar hale gelmiştı. Gecenin ilerlemiş bir saati olmasına karşın evinden aradım ve durumu anlatıp o paragrafları çıkartacağımı söyledim. "Bildiğin gibi yap" dedi. Ertesi gun, yazı işleri salonunda karşılaştığımızda, iki sözcukle mutlandınp odullendirmişti beni: "Teşekkür ederim!" Uygarlığa ve insanüğa inanan, bu ülkeye ve laik cumhuriyete inanan oğrencileriniz olarak, asıl bizler size teşekkür ederiz Nadir Bey. YIL 1!>65 — Hazirarun 7'si. Nadir Nadi Cumhuriyet okuyor. Yanında Genel Yayın Müdürü Ecvet Güresin. Gazete 42. yüını yaşamakta, Nadir Nadi 57. Hocam Nadir Nadi METIN TDKER Babıâli'de çok kimse çok kimseye " H o c a m ! " der. Vaktiyle "Üstad!" da derlerdi. Nadir Bey benim hocamdır. Ama öylesi değil. Nadir Bey'le tanışıkhğımız 1940'da başladı. Düşünüyorum da yarım yuzyılı geçmiş. Ben Galatasaray Lisesi'nin 11/A sınıfında çocuk yaşlı bir öğrenci, o bizim gepgenç sosyoloji öğretmenimiz. Yalnız gepgenç değil: Ünlü, yakışıklı, Galatasaray'da ve Avmpa'da okumuş, Batı tavırh bir uygar insan. Ünu, donemin 1 numaralı gazetesi Cumhuriyet'teki yazılarından, başyazılanndan geliyor. Butün sinıfı etkilediğini hatırlarım. Ben çok daha sonraları da ondan etkilendiğımi söylemeliyim. Bazı alanlarda onu örnek almışımdır, "onun gibi olmayı" amaçlamışımdır. Zaten beni elimden tutup Cumhuriyet'e alan da odur. Bir belirli çizgide kalıp tarafsız ve bağımsız olunabileceğini ondan oferenmişimdir. Nadir Bey'le ve Nadir Bey'lerle Uişkilerim, ilişkilerimız bu yarım yüzyıl boyunca, nıtelik değiştirerek hep sürdu. Önce öğrenci-oğretmen ıdik. Sonra çalışan-patron olduk. Benım Parisli yıllanmda o milletvekili olarak Avrupa Konseyi uyesiydi. Fransa'ya geldiğinde eşiyle birlikte beni içkiye çağırırdı, sohbet ederdik. Konsere gittiğimiz olurdu. Dostluğa doğru adım attık. Bunu olumune kadar ailece yakınlık, arkadaşlık, kafa denkliği dönemleri izledi. Berın Hanım'la Özden bu mozayiğin uygun parçalarını oluşturdular. Nadir Bey'le aramda 16 yaş vardır, ama kokenimiz birdi ve aynı devrin kuşağıydık: Ataturk devrinin. Ondan dolayıdır kı temelde ideallerımiz de çakışıyordu. Onun kendime ornek aldığım taraflarından bın bunda hiç tavize yanaşmamış bulunmasıdır. Nadir Bey "kıtap yazan gazeteci"lerden oldu. Bunlara şimdi gazeteci-yazar deniliyor. Onlann ilklerinden birıdır. Bırınci kitabı olan "Sokakta Gurultü Var"ın benim içın de bir anısı bulunmaktadır. Lıseyi bitırdiğim yıldı. Fransızca çıkan tstanbul gazetesine kitap kronikleri yazıyordum. Birinde "Sokakta Gurultu Var"ı aldım. Hocamın bu eleştirimi beğenmiş olması beni çok mutlu etmişti. Nadir Nadi son yıllarında Cumhuriyet'teki sutunundan uzaklaşmış gibiydi. Tembellikten değii, bezginlikten olduğu şuradan bellidir kı tatlı "Dostum Mozart" o dönemin bir ürunudur. Buna rağmen bir eski yazısından dolayı 12 Eylul'un "divan-ı harp"ine çıkarılıp mahkûm edilmeye kalkışılması onun bu bezgjnliğinin temelsız olmadığını ıspatlar. Hiç şuphesiz "Bunca çabadan sonra hâlâ.! diye düşunüyordu. ...Ve haklıydı. Bir kadehin etrafında Nadir Bey'le artık sohbet edilemeyecek olması onun dostlan "în, moda deyişle, bundan boyle "nostalji"sini oluşturacak. Ne yazık. Eskimeyecek bir şarkı !OKTAY KURTBÛKE Fakstan, once Nadir Bey'in özgeçmişi çıktı. Bunun uzun bir sureden beri duymaktan korktuğum haberin bir oncüsu olduğunu anladım. Gözlerim doldu. Ikinci sayfayı bekleyemeden Hasan'ı aradım. Nadir Bey'i kaybetmıştik. Nadir Bey'le Cumhuriyet'e gırdıkten sonra 1968'lerde tanıştım. 1981 yılına kadar yanında çalıştım. Cumhuriyet'ten emekli olup ayrıldıktan sonra da dostlu ğumuz baba-oğul yakınlığı içinde surdü. Çok zengin meslek deneyimlerinden, kültüründen ve o "dil ile tarifı gayri mümkun" zarif kişiliğinden ne kadar yararlandım, ne dersler aldım anlatamam... Yanında çalışma onurunu paylaştığım arkadaşlarımla dun konuşuyorduk. Hiçbırimiz, bunca yıl ı içinde bizleri kıran bir tek davranışını bulup çıkartamadık. Yanında çalışan arkadaşlarına nasıl sahip çıktıgını, hiçbir gücün O'nu nasıl yıldıramadığını ortaya koyması açısından benim için hayli anlamlı bir olayı anlatmak isterün... Kahpece öldurülen hocamız, yazarımız, arkadaşımız Profesor Cavit Orhan Tutengü'in cenaze töreninden sonra çıkan olaylarla ilgili yayınımız yuzunden, o zamanın sıkıyonetim komutanınca Selimiye Kışlası'na çağırtılmıştım. Komutan, Cumhuriyet olarak olayları veriş tarzımızı beğenmemişti. Konuya hayli sert girdi Bizi karanlık amaçlı muhabırlerin dolduruşuna gelmekle suçladı. O gunlerde hem Cumhuriyet'in Genel Yayın Müdurü hem de Turkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı'ydım. Cenaze namazından sonra çıkan olayların ben de içinde yaşamış, coplanmıştım. Komutanın sözlerini yarıda keserek: "Ben de oradaydım olaylan gördüm" dedim. Suçlamalarını yamtlamaya başladım. Sanırım, komutanın beklediği tonu aşmışım. Hayli gergm ve soğuk bir hava oluştu. Gorüşme iki taraf için de tatsız bitti... Gazeteye dondukten sonra olanları Nadir Bey'e anlattım. Komutan o gunden sonra beni bir tur ıstenmeyen kişi ilan etti. Karşı karşıya gelmemek için ozen gosterdi. Beni, Cumhuriyet'ı ve TGS'yı defterinden sildı. Olaydan bir sure sonra bir gün Nadir Bey'in odasında otururken telefon çaldı. Arayan sıkıyonetim komutanının emirsubayıydı. Komutanın, Nadir Bey'lebir çay içmek arzusunda olduğunu ve kendisini Selimıye'ye davet ettiğini iletiyordu. Nadir Bey: "Gelirim, gelirim ama Genel Yayın Mudurumuz Oktay Kurtboke ile beraber" yanıtını verdı. Emirsubayı: "Size sonucu bildiririm efendim" dedi ve konuşma bitti. O çay çağnsı bir daha yinelenmedi. Nadir Bey'in yanında çalıştığım uzun yıllar içinde oluşmuş koca amlar demetinden bunu seçışimin anlamı açık.. Istedim ki, gunumüzde sahibi oldukları yayın organlarına iktidarın hoşuna gidecek muhabir, yazar, başyazar seçen, hanedanın tuttuğu yönetıciyi atayan gazete sahipleri ile Nadir Bey'in arasındaki farkı genç arkadaşlarım, okurlarım daha iyi anlasınlar. Işte böyle... Ozan: "Insanlar da şarkılar gibıdır, Bir gun eskir" demiş... Ama Nadir Bey, bizım Nadir Bey'imiz, eskimeyecek şarkılardandır... Öğreneceğimiz çok şey kaldıRIFAT ILGAZ "Özgürluğe, çağdaşlığa adanan bir yaşam..." diyor şu günlerde yitirdiğimiz Nadır Nadi için kendi gazetesi. Bu ilkeler evrende yaşadıkça elbet adayan kışı de olumsuzleşecektir. Cumhuriyet'in surekli bir okuru olarak gazeteyi elımize aldıkça adı "Cumhuriyet" le ozdeşleşen bu değerli başyazarı da aramızda ve ıçimizde bulacağız demektir. Son yazısı 1988'lerde yayımlanan başyazarı, gazeteyi her açışımızda aramızda, karşımızda bulduğumuz gibi... Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Cumhuriyet gazetesi Mustafa Kemal'in isteği doğrultusunda gun ışığına çıkmıştı. Bir "Yeni Gün" sona ermiş, basında yeni bir çağ başlamış, çıkan gazete Altı Ok'un en etkilisinin, en evrenselinin adım almıştı. Yunus Nadi, Mustafa Kemal kadar çağdaş, özgurlükten yana, laik olmasaydı bu gazeteyi onun isteği doğrultusunda bugünlere nasıl ulaştırabilirdi? Gazetenin kurucusu olan Yunus Nadi kendi yerını oğluna bırakıp giderken gözleri arkada kalmayacaktı. Oğlu Kurtuluş Savaşı'nın en coşkulu yıllarında bağımsızlık şarkıları soyleyerek yetiştırmiştı kendisini... Cumhuriyet'in surekli bir okuru, Yokuş'un yorgun bir yazarı olarak Nadir Nadi'lerden öğreneceğimiz çok şeylerin kaldığına inanıyorum, yeter ki çağımıza yakışır aydın kişi olma çabasını yıtirmeyelim! Müessese adam ALİ KOÇMAN Bizim neslin eskiler gibi ilerde anlatacağı çok şey olmayacak. Sadece içinde yaşadığımız memleket ve dunya olaylarını hattrladığımız kadarıyla konuşacağız. Ben kendimi bu konuda şanslı addediyorum. 20-30 yıl sonra etrafımda olanlara Nadir Nadi, "Benimle ahbaplık etmişti" demek mutluluğunu tadacağım. Bu müessese adam, Ayasofya'yı, Kız Kulesı'ni, Üskudar'ı ve Boğaziçi'nı, yanı İstanbul'un unutulmazlarını mahzun bırakarak aramızdan ayrıldı. Istanbul yeri dolmaz bir değerini yıtirdi. Hep başyazardı ORHAN ERINÇ Babıâli'nın, gazetesinin sembolu olmuş son patron-başyazannı yitirdik. 35 yıla yaklaşan basın yaşamımda 19 yılı onunla aynı gazetede yaşamış olmanın ozellığini ve onurunu bugün daha ıyi anhyorum. Çalışma surem içinde o hep başyazar olarak kaldı. Gazetenin yayın politikasına hiçbir zaman patron gözuyle baktığını hatırlamıyorum. özellikle köşe yazarlarının, kendi görüşuyle çelışse bile her istediğinı yazmasını isterdı. Tabıi Ataturk'un ve cumhuriyetin ilkelerine uygun olması koşuluyla. Nadir Bey'in sinirlendığini, elindeki kiıçuk sopayı dizıne vura vura dolaşmasından anlayabilirdiniz. Ama bu durumda bile sesini yukseltmez, önerilerini veya eleştirilerini her zamanki gibi söylerdı. Bir gun olsun ağzından "şunu gazeteye kovalım" lafının çıktığına tanık olmadım. Kendisine yakınları veya dostları tarafından gonderilen bulten veya bilgıleri yazı işlerine getirir: "Çocuklar, bakın da haber değeri varsa kullanırsınız" derdi. Kendisini ziyarete gelen bir dostunun yanlışlarına ilişkin haberi rahathkla aynı gun sayfaya koyabilirdıniz. Onun için önemlı olan gazetenin ve gazetecinin işleviydi. Son yıllarda, Turkiye'nin yaşadığı olaylar nedeniyle karamsarlığa kapılmıştı. Başyazılarını sürdürmesi için başkaları gibi ben de zaman zaman istekte bulunurdum. Ama hep aynı cevabı alırdım: "Aynı şeyleri yazmaktan artık sıkıldım Orhan. Ne yazayım, artık tekrar oluyor". 56 yıla yakın bir sure basın ve fıkir yaşamımıza yon ve güç veren bir devi sonsuzluğa uğurladık. Ama yurekten inanıyorum ki her zaman Nadir Bey'le birlikte olacağız. GUNI iMillî Gazete ladir t umhumet gazrtesının sahibi vc başyazan dun tedavi |ördojü t Bab-ı Ali artık Nadir Nadi ISTANBl 1 CL \EŞ C umhu r n r ga7ele\tnın sahıbı *-e baj va/arı Sadu Nıdı, dun sabah tcda.ı goriıckte oidugu Amc rıkan HaMafiesı'nde kalp ycı mezliğı sonucu hajanm kav ben Olumu basın carmasında bu \uk j/urtL vata'an N«lır Ni- dı M,ın 22 *gusios Perşembe gunu *aat iû 00 da Gazcıccıler Cemıyetı saat 10 10 da Cum hunvcı gazetesı onunde tortn yaptla._ak Nwkr S»dı. Bebek Cam ı nde kılınaı-ai oğic na mazıncUn sonra Edırnekapı Şc hıilıgı nde topraga vcrılcvck Cumhumeı gazetesınm ku rutusu Y«n*<> Nadı'nın ofclu olan Nadtr N * * , 23 Ha^ıran 1908 de Mugla va bagu Feıh kava Kövu nd Ilkûjremms Sı^anu^ı ndakı Mekıep'le, onaûjrctı tasarav Loesı'ı Nı > en nım ivin Avunur>a ] yaru Sıyasal Bıigıte sı r>de üç >!İokudukt| sıyası kan^khkta/ v vıçrt ye geçcn Na*_ z*n Inıvertıtesı Sos> yılında vurda dâodu l Cumhunyet tcki çall m haber ve röporaj a l d* yoftunlışlirajı N K | sonra î_,, , ^ zarhk yıptı Babası \m\ dl'nın m5yıhndao)ür\ sonra Cumhun>tt gaztl, yAnctımınj bütünılyle u.1 N « * N B Ü , 195O'deDeı\ Partı bstesnden ba^ınsL ia mılleivekıh seçılerek . menıoya gırdı 195*>ıhn\ Istanbul'dan ba&msız mıı' kılı seçıifipVNadır Nadi. ' adir Nadi öldü | T A N B t T (A \ i- Cumhurrvcı Gazae&i n sahıf> vr hajvazan Nadır Nadi dun SJ | sunbul da oldu Nxhr SaJı. saa 1S !0'dı ı pomrtıc olduğu ^menkan Hastmesı I aip yetmczlıfiı SOJMJCIJ ru>atm! kjybenı NADIR NADI'yi kaybettikk Cumhuııyol G.ı/cle sı Sıihıbı ve b;ısv>ızt>- rı Nadıı Nadı<83) bıt suıedn ted.ıvı goı dııqıı Islaııbııl Amc ^Milliyet Türk basınının acı kaybı 56 yıllık gazeteci Nadir Nadi vefatetti GENÇLERIN VE SPORSEVERLERİN GAZETESİ Î1 AÛUSTOBIati ÇABfrMC* 1WDTL • Türkiye'nin en yaslı gazetecilerind olan Cumhuriyet gazetesinin sahibi baş yazarı Nadir Nadi 83 yaşındaydı # Değerli gazetecinin öliimü basın c miasında üzüntu yarattı. • Yazısı i o Nadir Nadi dün öldü! Nadir Nadi vefat etti Cumhurıyet Gazelesı sa hto ve bsşyazan Nadır Naö dün sabah vefat etti Kalp yetmezlıgı so nucu 83 yaşınüa ote" Na dır Nadi'nin cenazesı, ya nntoprağaveniece* Nadir Nadi vefat etti •fUı Vaatr NaaTaaınfa l — a n ı a t a m «tau p»r—ai —rajıı Tlrt 1 •cBHi atTtaşmNaa. S«a fmuuı JI •u. tuttec ı •*• rtfhjl M B B B I B . hr kı..a r Caaaaari aataarafcı MflMaVrt an M M III—M1H 1 1 1 kaİB. Cun-nuriyet gazetesın n sahıb * V II k jazeze- Na3ır Nam i ır BUGUN NADİR NAOİ TADIR ^dBf>/ kaiöettA Tırk baammm sanva bosm tçmde surduren en kıdemh zetetısfydı İ9O8 \4*jntnyen nm daruyia doğmuftu Çoc^iuğmy Oımanh tmparatorhtğu mm en dog'dağalı dongmmdt geçırmifn. Btrsneı Dûrtva Sanifi mûtareke ytllan ftf*tatSavaft Sonra da hep "Cmı\*m ıjrtt 'le btrMtte vajamı/îı fkı miamvyla da itatvrk un Kurdtfr Cı*nhmyei Ve o Cumfanveti savunmak uzere babası Ywma Nadt tarafndan kvruian gazete ı 91 AĞUSTOS 1991 d J n onu anlatırken b>r o nemlı ozellK)"» vurgulu >or •BHdlfii bir MY' kendlsin» zaman bltmlyormu» dlnl.«JI onu 12 Eylul generaller Turk Dıl ve Tar h Ku- ne Nadir Nadi Sodv \ad\ havaivtm AVHM kadar tkısmt de bagh kaidt Tek partı vonetımj Çok partıyt geçif Demokraı Partı dontmt 2 7 Mayu 1961 Anayasaa dtmemt 12 Mart terudendemo^rası Teror yüiorı 12 EytiH I9S2 Amayasası donem, Yakv\ tanhanaın bntm o değiftmk ve ıms-çdctfh yiiian çnde Nadır Sadı Ataturk Cmhrtytn dkeiervm \ümax btr sarmucvsu ohrak kaldt Babastndan derraUkğ* gazetesi Cwnhurıvet m de o Jkelerm ıçtnde oiufan kififığını kontdu geiifiırd. Onu demokrasmın ve basm Özgvrtuğunun iarsılmaz bir kalest nalıne grtvdı "Baam i^mHSğâ derken Onun bir ıkndarlara ve örekıç&argrupiarınakarfjkorunmasıvardtr Btrdegazete ıçmde korunmas. }<zıı btr gazerenm \azarlartnm o gaıetena- genel ç zgtsmfc kahnakh bvİıkıe kendi dufunceierınt »ansuabtlme oİanakiarvun korunmast jVoffcr Aadı bofinda buiimâuğu gazeıe ıçmde omm da temınarıvdı Eskı bir Cımhurıve: yazarı olarak ben de çok tanığı oimu/nmdur Cumhuriyet le \adv Sadtnm kendi gorufuvie çettfen btr gomfu de hıç tereddttt etmeden vazabihrdvuz Onunla JgUı bv lariıjma çıksa o gorüfü \ozma hakkmtzt herkesten once savunan gene Sadİr Nadt olurdu Bathisı Yunus \adtdendeavnije\ıgonmıstv 1932 de l \anada oğrenctvken bofiadıgt gazeıecûtkıe 1936 Mİından nbaret araiıkiı okrak bafmzılar da yazmaya ^'amifiı Bunu lejvık eden babası\<tı Kenduıne an olan ba}\azı tutununu zaman zaman ofhma btrakı\ordu Bt uvguiamartM *Kizen gazetemn tek panı voneıvnınce •kapalUmastna kadar varan taısız ionuçlan da oiu\ordu Fakaı ,\adır Sad> sonradan \azdıgi "Perde Armkğmdm" adiı anı knahmda zarıfbır uslupuı -czeiefttr de \aparak anJatır Babası onur "mcedem gönnedft wt bdkı de ymzMt jmz f*yimfmaâtğt y+zdart' m da hukumete karşı sonuna \adtr \adı de nkı 't venı Cumhurnet \u2Orlarma ' iarşı hep a\-nı tu'umu tzledı Crnihurıvet 2" Kfayıs oncestnden btçıavarak çesah donemierdekt baskıci vone tmierm vf ozel'tkleaskert lonenmJerınstk sık hıpnına :aman da kapanlmiftır Behrft vaztİar gosıertlerek O iaztian vazanlar latm gazeteve zarar wdtk dn* çok uzuturdu Ama onları <Ar Uyie feykr" dt\e herkeiıen once teseth eden hep raıeienvt sahtb- ^J^i^ Sadı oturdu Gazetedei. ı bafi-azda-mı bv sure once kesmiftt lazmasını Mcenlere "\< jmmymt* Her geyt )m\_ân\ 4mi tekrmekıyar dısordu Gercekien de o\te\dt \adtr \#h $0 kusur \tliik baf\azaridc havatmda \armlaromz \tndegrçeriı >lanpek \,ok şe\ı \azmiftt O \üzı'ür r\ pek kuçuk bv botvmu kıtapiara njnsımifiır Omar Jonemm oia\larmt da natırlatan btr arojtrrma ia/^rruısn Ü kutuphanelerumze kazandırmak Turk vavmcütğ nır tf hedej-Amaluhr Bu dtlekie an^jı onunde u i f \la egtlırr Bajta aüeu obnak uzere rum Turk hasınma ALTANÖYMEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle