19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 TEMMUZ 1991 600 işsiz açlık grevinde Ceyhan'daki Garipoğlu İplik Tesisleri'nin kapatılması üzerine işsiz kalan 600 işçi açlık grevi başlattı. Mersin'deki Anadolu Cam Sanayii'nde çalışan bir işçi de işten çıkarılınca 80 metre yükseklikteki fabrika bacasına çıkarak intihar girişiminde bulundu. CEYHAN (Cumburiyet Güney Üleri Bürosu) Garipoğlu İplik Tesisleri'nin aniden kapatılması üzerine işsiz kalan 60C kişi toplu halde açlık grevine başladı. Mersin'de de işten cıkanlan bir işçi intihar girişiminde bulundu. Kasun ve Nida Garipoğlu'na ait Garipoğlu iplik Tesisleri'nin önceki sabah kapatıldığının açıklanması, Teksif Sendikası'na uye işçilerin tepkisiyle karşılandı. Fabrika önunde oturma eylemine başlayan işçilerin protesto gösterileri nedeniyle işyerine çok sayıda polis gelerek önlem aldı. Fabrikada, uretime son verilmeden oncekı son çalışmayı yapan 40 kadar işçinin de direnışe geçerek işyerinden ayrılmaması üzerine durumun gerginleştiğı bildirildi. Bu arada fabni belirterek, "İşveren çok zor dunımda oidıtğunu nasıl söyler. Fabrika giınden gune biiyüdü, yeni çırçır tesisleri eklendi. Zarar eden yeni işletme kurabilir mi? Bu işin içinde iş var. Amaç nka onunde bekleyen 560 işçi, sendikayı kovmak" diye konuşiçeride direniş başlatan arkadaş tu. larına verilmek üzere getirttikIşveren Kasım Garipoğlu ise leri ekmek ve domateslerin alınfabrikayı ileride de açmamak maması uzerine dun toplu haluzere tümden kapattıklarını de açlık grevine başladılar. Teksif Sendikası Adana Kar vurgularken, "Zarar eden fabşıyaka Şubesi başkanı Miiker rika zam vercbilir mi? İş bitti. rem Yeterşans, 600 işçinin bir tşçilerin kıdem tazminatlarını anda sokağa bırakılmasına izin odeyip bu işi noktalayacagız" vermeyeceklerinı ve yasal hak dedi. yollannda mucadele edeceklerıMersin'deki Anadolu Cam Sanayii işçilerinden Hamit Yılmaz işine son verilmesi uzerine intihar etmek istedi. AnadoJu Cam Sanayii'nin Duz Cam Fabrikası'nda 5 yıldır eski hükümlü statüsunde çalışan Hamit Yılmaz, dün 80 metre yuksekliğindeki fabrika bacasına çıkarak kendisini aşağı atacağmı söyledi. Arkadaşlarının sözleri üzerine intihar girişiminden vazgeçerek aşağı inen Yılmaz, "İşçi çıkarmalannın bu kadar artması sendikaların ve işçilerin pasifliginden kaynaklanıyor. Eski bir hukumlu olarak bir daha nasıl iş bulacağım" diye konuştu. Fabrikadan bugune kadar 830 işçinin işten atıldığı bildirildi. Sinop Şişe Cam Fabrikası'nda da 68 kişinin daha işine son verilmesiyle işten çıkarılanların sayısı 100'ü buldu. İşten çıkanlma korkusu içinde olan işçiler ise işi durdurdular. Kristal İş Sendikası Sinop Şube Başkanı İsmail Usta, kıyımın devam ettiğini bildirerek "Daha önce işten çıkanlan 32 işçiyi işe döndürme savaşı veren işçiler 68 kişinin daha çıkanlmasıyla adeta şoka girdiler. Bu nedenle de çalışan 450 işçi işi durdurdu" dedi. HABERLER CUMHURİYET/3 ALİSİRMEN DUNYADA BUGUN 'Mesela Dedik' 'Bütün sülalemi işten attılar' Yaşlı kadm anlatıyor: 65 yaşındayım, beyim 67. 3 çocuğumu da 13 yaşında okuldan ayırıp buraya verdik. Bir oğlum yeni evli, karısı hamile, birinin 2, diğerinin 3 çocuğu var. Hepsini attılar. Gel de ölme. DENtZ TOPALOĞLU Genç kadm, butun gucuyle bağırarak fabrika önundeki slogan, alkış, korna gürültülerini yarıyor: "İşçinin hakkını alacagız. Donmek yok. Turkiye'nin insanı duvsun, biz hiçbir şeyden korkmuyoruz. İşçilerimiz daha altı gecedir eve gelmedi." Bastonlarına dayanarak zorlukla yuruyen nineler, "Çocuklanmız tetef oluyor" diye söylenerek dolanıyor, fabrika duvanna dayanarak dinleniyorlar. Çocukların boyunlannda "Babam çalışmak istiyor, ama Şişe Cam onu işten attı", "Patron amca süt istiyorum" yazılı dövizler asılı. Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası'nda 630 işçinin işten atılması, 400 kişinin daha çıkartılacağı haberleri üzerine, işyerlerini terk etmeme eylemine başlayan 2 bin 700 işçinin aileleri, çaresizlik içinde yedi gündür fabrika kapısını bekliyorlar. Içerideki işçiler, "Biz 8 saatlik çalışmayı 6 saate indirdik. Ekmegimizi arkadaşlanmızla böluşmeye razı olduk. Üstelik bize söz verdikleri halde işçi çıkartıyorlar, ya atılanlan geri alırlar ya da burası çay bahçesi olana kadar bekleriz" kararhhğındalar. "Kapılarda yaüyoruz. Ölürsek de kalırsak da beraberiz, aynlmayacagız" diyen işçi aileleri, geceli günduzlu bekleyişlerini sürdürüyorlar. Kadınların yakırirnalan birbirine kanşıyor. "39 giin grevde kaldık. Çocuklanma 500 liralık çekirdek parası bile veremiyorum. İş guvenliği istiyonız. Be>imi işten çıkarmadılar, ama can guvenligi yok. Çıkartılanlar paralarını alacak, siz hiçbir şev alamayacaksınız diye lehdit ediüyoriar", "8 saati 6 saate duşurduk, 40 gündur grevdeydik, grevden dondiik, kapıya atnlar", "Beyim 24 yıldır burada çalışıyordu, 9 ay kaldı emekliligine, işten attılar", "Üç çocuk var, kiradayız, 10 yıllık işçiydi beyim, işten çıkarttdar, vay bizim başımıza gelenler." 13 yaşlannda bir genç kız soruyor: "Babam 8 kişiyi besliyordu, atıldı. Babam hırsızlık mı yapacak? Biz nasıl okuyacagız?" Bir başka eş grev suresınce bakkala yaptıkları 1 milyon 250 bin liralık borcu hâlâ ödeyemediklerini anlatıyor: "7 nüfusuz, gunde eve 20 ekmek giriyor. Çocuklar tarhana çorbası yemekten tarhana oldu" diyor. Yanındaki kadm yaşlı gözlerle yanıtlıyor: "Onu da bulunca yersin, yogurdun kilosu 3 bin lira." "Şurada ölmeye geldim ben" sözleri ile haykıran yaşlı kadının uç oğlundan İÇERIDEKİLERDIŞARIDAKILER biri işten çıkartılmış, ikisinin de çıkışı hazırlanmış. Anlattıklarınm duyurulYanındaki geliniyle birlikte kucağına masını istediğini vurguluyor. "Yazm, ya oturttuğu torunuyla yola çökmüş bir zın da utansınlar bunlar" sözleri ile gi buyükanne de Şişe Cam'dan emekli olriyor, yalın yaşam öykulerine: duğunu anlatıyor: "O zaman işçi çıkart"Ben 65 yaşındayım, beyim 67. Üç mazlardı. Ama şimdi bunlar işçi çocugu da 13 yaşında ortaokuldan ayı düşmanı" diyor. Hatun Zurnacı ise "Benp buraya verdik. Babalan da buradan yim burada çalışıyordu. Ateşte çalıştı, emekli. Bir oglum yeni evli, karısı ha kanser oldu, öldii. Şimdi de oglumu, kımile, birinin iki, birinin üç çocugu var. zımı, kaynımın çocuklannı, btitün sü1718 yıllık işçiler, hepsi de işten atıldı, lalemi işten çıkarttılar" diye ağlıyor. gel de ölme." Fabrikanın iki nolu kapısında içeri Işyerini terk etmeme eylemiyapan Paşabahçe işçilerinin ailelerifabrika kapısında Partilerden destek 'Çıkanlan cam işçisi işlerine iade edilsirf İşSendika Servisi Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası'ndan 630 işçinin işten çıkartılmasını kınayan altı siyasi partinin Beykoz ilçe yöneticileri, belediye meclis üyelerin sendika şubeleri ve esnaf örgutleri ortak bir açıklama yaparak işten çıkartılan işçilerin derhal işlerine iade edilmelenni istediler. İşten çıkartılan işçilerin bu amaçla yaptıkları ve yapacaklan demokratik ve meşru eylemleri sonuna kadar destekleyeceklerini bildirdiler. «Y/M U Açıklamada, "Cam Holding'in kârlan her yıl katlanarak artarken sürekli olarak işten çıkartma mantığını kabul etmiyor ve şiddetle kınıyoruz" denilerek şu taleplerde bulunuldu: "İşten çıkartılan cam çalışanlan derhal işlerine iade edilmeli. işten çıkartmalar yargı denetimine bağlanmalı, çalışma hakkı anayasal ve yasal guvence altına alınmalı, işe iade sistemi geliştirilmeli. işsizlik sigortası kurulmalı, işçi çıkarmalarına kesinlikle son verilmeli." Tüm siyasi partilerin, parlamenterlerin ve yöre halkının işten çıkartmalara duyarlı olmaya çağnldığı ortak destek mesajında şu isimler yer aldı: DYP İlçe Başkanı Ramazan Teker, SHP İlçe Başkanı Mahımıt Yavuz, Sosyalist Birlik Partisi İlçe Başkanı Güngör Sezgin, Refah Partısi ilçe Başkanı Yıicel Çelikbilek, DSP İlçe Başkanı Aydın Ercanturk, DMP ilçe Başkanı Selahattin Saygan, Beykoz Belediye Meclisi üyeleri İsmail Çetinka>a, Metin Erkan, İsmail Özturk ile Beykoz Pazarcılar Derneği Başkanı Türker Baş, Beykoz Esnaf ve Sanatkârlar Kooperatifı Başkanı Atay Elagöz, Tek Gıdaİş Şube Başkanı Süreyya Özdemir, Derilş Şube Başkanı Salih Kırtorun, EğitSen Genel Başkanı İsmet Aktaş, EğitDer Beykoz yönetim kurulu uyesi Ccmal Durgun. Temel'in teknesi bir türlü seferden dönmeyince Karadenizii hemşehrileri merak edip aramaya çıkmışlar. Akşam üstüne doğru tekne görünmüş. Yanına gidip bakmışlar ki yarı yarıya su almış, battı batacak. Temel bir yanda yaralı, can çekişiyor; öbür mürettebat ölmüş. Uy Temel, demişler, noldi? Defineyi paylaşamaduk, diye yanıtlamış Temel ve sürdurmüş: O, oni furdi, öbiri öbirini, işte cörirsiniz bir pen kaldum. Peku, demişler, define nerde? Defune mefuna yok, diye mırıldanmış Temel, hani mesela defunepulursak deduk... SHP'nin Üçüncü Olağanüstü Kurultay'ı ertesinde, insan ister istemez bu fıkrayı anımsıyor. Kurultay partide iki başlılığı giderebilecek kesin bir sonuç vermedi. Ama sonuçları incelerken olaya başka bir açıdan bakmakta da yarar var. O da PM'nin tüm grupları kapsayan bir yapıya kavuşmuş olmasıdır. Bu yapı, eğer iyi kullanılır, ayrılık ve değişiklik içinde birlik sağlanırsa, elde edilmiş olan sonucun umulandan da fazla yarar sağlayacağı görülür. SHP'nin yeni yönetımı işbaşına geldiğınde olaylar, gelişmeler, açık ve kapalı kapılar ardında söylenen sözler, Mesut Yılmaz'ın kasım ayı içinde seçime gitmeyi planladığını gösteriyor. Başbakan'ın seçime bir an önce gitme isteği, muhalefetin, seçmenin egilimlerini tam yansıtan bir parlamento aritmetiğinin bir an önce oluşturulması, rejimin rayına oturtulması çağnlanndan kaynaklanmıyor. Gerçi Mesut Bey, bugünkü ikili yapıdan rahatsızdır ve Turgut Bey'in tek adamlık tutkusunda kendini frenleyemeyip her zaman ön planda bulunma inatçılığı Çankaya ile BaşbakanItk arasında soğuk rüzgariarı hemen estirmeye başlamıştır. Mesut Bey, delege bazında bile görüşmeler yapan Özal'ın manevralarına fazla zaman tanımamak için de seçim tarihini öne almayı düşünmektedır. Ama sandıkların bir an önce ortaya konmasının asıl nedeni, ekonominin gelecek bahara kadar zar zor denetimde tutulmasının bile olanaksızlığının anlaşılmış olması, üç rakamlı enflasyon olasılığının çok güçlü bir biçimde kapıyı çalmasıdır. Yılmaz hükümeti gelecek yıla kadar bekleyip, ekonomiyi düze çıkaracak önlemleri alabilecek yapıda değildir ve seçim kapıdayken, ona yönelik bir ekonomik politika yerine, istikrarı oluşturacak uygulamaları yürürlüğe koymayı da 'eşyanın tabiatı' gereğı denemeyecektir. Bu durumda kasım ayında seçim olasılığı çok, ama çok güçlenmiş bulunuyor. Kasım oylamasının Türkiye'de 1979'dan bu yana yapılacak ilk gerçek genel seçim olması da ona hem kendıne özgü bir önem hem de özel koşullannın getirdiği bir nitelik kazandırıOnümuzdeki genel seçimlerin en büyük özelliklerinden biri oyların sağ ve sol kanatta partiler arasında büyük bir dağılım göstermesi ve seçmen tabanındaki kararsızların sayılarının da hayli kabank olmasıdır. Böyle bir ortamda SHP, geçmişte CHP'nin sahip olduğu kolaylıktan da yoksundur. SHP artık orta solun ya da sosyal demokratlann tek partisi durumunda değildir. Artık her SHP'li küskünün ya da gizilgüç (potansiyel) SHP seçmeninin bu kuruluşa kızdığı ya da ondan umut kestiği anda başvurabileceği bir başka ieçenek, DSP vardır. DSP'nin gerçek bir seçenek olup olmadığını tartışmanın da artık seçmenin onu öyle gördüğü anlaşıldığına göre önemi kalmamıştır. Bu durumda SHP'nin hem kendi gizilgüç seçmenini hem de kararsızların bir bölümünü yanına çekerek iktidar olabilmesi ya da seçimlerden birincı parti olarak çıkıp, geleceğin toptumunun yoiunu açacak iktidarın büyük gücünü oluşturabilmesi için Önceki seçirrilerden daha fazla çaba harcaması zorunludur. Seçmen, SHP'yi kendi içinde tutarlı ve uyumlu bulmadığı ya da bu kuruluşun belirli çevrelerin örgütü olduğu kanısına kapıldığı takdırde, tercihi başka yönde kullanma olanağına sahip görünmektedir. Yıpranmış ANAP, örselenmiş devlet yapısı, ertelenmiş ekonomik sosyal ve demokratik isîemler karşısında halkın isteği doruktayken, iktidarı ele geçiremeyen ya da bir ucundan yakalayamayan SHP'nin gelecektekı hesaplaşmadan çıkacak yeni genel başkanı kim olursa olsun fazla bir kıymeti harbiyesi kalmayacaktır. Bu gerçek, PM'dekiler ve SHP'nin çeşitli güçleri tarafından iyi anlaşılıp da parti içi durum zoraki bir koalisyon yerine birbirieriyle dayanışan ve yarışan insanlardan, gruplardan oluşan uyumlu bir kadroya dönüştürülemezse olay tam Karadeniz fıkrasındaki duruma döner, mürettebat telef olur, gemi su alıp batmaya koyulur. Üstelik de ortada "mesela deduk"tan ötede paylaşılacak bir şey de bulunmaz. Böylesine su almış, batmanın eşiğinde bir teknenin kaptanı Erdal kaptan olmayıp da Denuz kaptan olsa ne olur, olmasa ne olur?.. Paşabahçe'de dün Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası'nda iki bin 700 işçinin işyerini terk etmeme eylemi 7. gününu doldururken dun Beykoz'un SHP'li Belediye Başkanı Şevket Ankan fabrikaya gelerek işçilerin tum yiyecek ihtiyaçlarını belediye olarak üstlendiklerini açıkladı. Öte yandan işçi aileleri, Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası müdüriyet binasını sararak sloganlar ve alkışlı protestolarla Şişe Cam Genel Müdüru ve fabrika müdurunun istifa etmelerini istediler. Guvenlik kuvvetlerinin uyanlarına karşın dağılmayan binlerce kişi sendika yöneticilerinin girişimiyle yol kenarına çekildüer KlSA KISA • Ankara Üniversitesi Tıp Fakultesi 1991 yıh mezuniyet törenine katılan Sağük Bakanı Yaşar Eryılmaz, kısa zamanda ve çok sayıda hekim yetiştirme politikasının başarılı sonuç verdiğini, ancak nitelikli hekim yetiştirmenin ikinci planda kaldıgını söyledi. Eryılmaz, 24 tıp fakültesinden her yıl 5 bin dolayında hekimin mezun olduğunu belirtti. • Federal Almanya'da basılan Türk gazetelerinin, bu Ulkede yaşayan Türk toplumunun uyumuna katkıda bulunduğu belirlendi. Turkiye Araştırmalar Merkezi'nce yapılan araştırmaya göre Almanya'da basılıp dağıtılan Türk gazeteleri, Türklerin Alman toplumuna uyumu konusundaki haberlere son yıllarda ağırlık vermeye başladılar. Yaşlı kadınlar fabrikanın onune çökmüş. Hepsinin yakınlan işten atılmış. deki işçilerle aileler, tel örgülerin arkasında buluşuyorlar. Kısacık konuşmalar geçiyor a;alannda: "Ahmet oglum, bir şeye ihtiyacın var mı? Yemeginiz var nu? Yogurt getireyim mi?" "Bir şeye ihtiyacımız yok', yemek var, ama tennosu getirirseniz çay yapanz." Çocuklar, babalannm kucağına uzatüıyor. Sonra kadınlar çocuklan alıp ön kapıya koşturuyorlar, hep bir ağızdan, "Babalar işsiz, çocuklar aç", "Ölmeye geldik, işçimizin hakkını almaya geldik' sloganlan atılıyor. Kadınlar yoldan geçen arabalara sesleniyorlar: "Korna çal, işçiyi destekle." En ufak destek gösterisi büyük coşkuyla karşılanıyor. Fabrika bahçesindeki işçiler, "Alçaklara kar yagdı, uşümedin mi, sen bu işin sonunu düşunmedin mi" türküsüyle tempo tutuyorlar. Türkü, yol boyunca bekleşen herkesi bir anda sanyor. KLASÎK LİSELER Üniversite sıkıntısı MERtH AK ' İZMİR ÖSYM istatistiklerine göre üniversite sınavlarında fen, Anadolu ve ozel okuldarın başarı oranı oldukça yuk.sek. Geçen yıl üniversite sınavına giren 888 fen lisesi mezunu .adaydan 459'u, 9 bin 500 Anadolu lisesi mezunundan 3 bin :453'u, 14 bin 227 ozel okul meiZunundan ise 3 bin 734'u başajrılı oldu. Buna karşın devlet liselerinden mezun olan 253 bin 320 adaydan yalnızca 20 bin 428'i sınavı kazandı. İstatistiklerden edınilen bilgilere gore geçen yılkı sınavda ticaret ve endustri meslek liseleri başansız bir tablo çizdiler. Ticaret lisesi mezunu 31 bin 307 adaydan 467'si, endustri meslek lisesi mezunu 61 bin 761 öğrenciden ise sadece 103 l'i universite sınavında başarı kazanabildi. Dokuz Eylul Üniversitesi Bu OSYM'de liselerin durumu Okullar Fen Anadolu Özel Ötretmen AskerfPolis Tekırik imanHaUp Devlet Sağlık Kız Meslek Enlntrl Meslek Ticaret ca Eğitim Fakultesi Dekam Prof. Dr. Galip Karagözoğlu, öğrencilerin hepsini aynı düzeye getirmenin mumkun olamayacağını söyledi. Karagözoğlu şöyle konuştu: "Çocuklann hepsini aynı seviyeye getiremeyiz. Bu, olanaksız. Butün okullarda da aynı standartta bir eğitim ve ögretim sunmamız mumkun değildir. Bu yüzden liseler arasındaki bu uçunım bizi memnun etmese de sistemin bir sonucu olarak görmek zorundayız." MUli Eğitim Bakanlığı teşan Nihat Bügen, fen, Anadolu ve ozel liselerin oğrencileri seçerek aldığına dıkkat çekti. Eğitimde 'çifte standartın" soz konusu olmadığını vurgulayan Bilgen, "Burada çocuklar ögrenme ve problem çözme gibi olaylarda çok iyi yetişiyorlar. Bu çocuklar dogal olarak sınavı kazanıyorlar. Buradaki şartlar diğer okullarımıza göre çok daha iyi. Günün 24 saati, haftanın 168 saati, ayın 672 saati, yılın 8064 saati, bankanız telefonunuzun ucunda... Ve hizmet veriyor! Siz de Yapı Kredı'ye gelin. Telecard'ınızı ya da Yapı Kredı kredı kartınızı alın. •% YAPI^CKREDi "hizmette sınır yoktur" Ögretmenler seçilerek alınıyor. Bunun için buradaki çocuklann üniversiteyi daha üst seviyede kazanmalan nonnal" dedi. AloBanka'dan hizmet almaya başlayın! AloBanka yi Istanbui dışından aradığınızcia. once Istanbul un kcxJu olan (1) ı. sonra 180 01 01 ı tuşlayın AloBanka yı yurtdışından aradıgınızda. onceTurkı>e nın kodu olan (90) ı tuşiayın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle