18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 TEMMUZ 1991 * • • * Oktar'ın evinde kokain • Istanbul Haber Servisi Kamuoyunda "Adnan Hoca" olarak bilinen Adnan Oktar'ın evinde kokain bulunduğu iddiası polis tarafından doğrulandı. Narkotik Şube yetkilileri, Oktar'ın evi ile kurucusu olduğu BUim Araştırma Vakfı'nda arama yapıldığını, arama sırasında Oktar'ın evinde yarım gram kadar kokain bulunduğunu bildirdi. Sanığın gözaltmda tutulduğu Asayiş Şubesi'nde Narkotik Şube elemanlannca sorgulandığını kaydeden yetkililer, elde edilen uyuşturucu ile sanığın bu konudaki ifadesinin, soruşturmayı yürüten Istanbul Cumhuriyet Savcılığı'na gönderileceğini belirttiler. KENTYAŞAM Cuma namazından sonra protesto CUMHURİYET/15 TELEFONLAR 172 13 73 7475 ve 068 • IOdana:068 *dtO77 511 89 18 IT otobüslerine 'günlük kart' Kartın üzerinde o günün tarihi şoförün görebileceği bir şekilde bulunacak. Sözen'in tasanyı onaylaması halinde konu Büyükşehir Belediye Meclisi'nde görüşülecek. Günlük kart uygulaması görüşünü grup toplantısına getiren Büşükşehir Belediye Meclisi üyesi Nusret Avcı, uygulamarun vatandaşın daha ucuz seyahat etmesi için düşünüldüğünU belirtti. Kısa hat uygulamasına geçildikten ve bilet fıyatlanrun arttınlmasından sonra vatandaşların tepkisiyle karşılaştıklannı belirten Nusret Avcı, "Uygulama ile kart sanibi o gün istediği tETT otobttsüne binebilecek. Böylece kısa hat uygulaması ortadan kalkacak. Uygulama ile daha ucuza seyahat etme imkânı dogacak" dedi. Istanbul Haber Servisi IETT otobüslerinde "gönJiik kart" uygulaması gündemde. Her hatta geçerli olacak günlük kart uygulaması ile ilgili öneri dün Büyükşehir Belediye Meclisi SHP gnıbunda görüşüldü. Tasan grupta oybirliği ile kabul edilerek onay için Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözcn'e gönderildi. Büyükşehir Belediyesi Çevre Komisyonu Başkanı Nusret Avcı'mn önerisi dün meclis toplantısı öncesinde SHP gnıbunda görüşüldü. Tasanya göre 5 bin lira karşılığında İETT gişeleri ve plantonluklarından satın alınabilecek kartla bir gün boyunca her hatta seyahat etme imkânı doğacak. a r o c i n Y H i c v A n M*111 Saraylar Daire Başkanhğı'na bir süre önce devrediC r C S l U I T t S ^ U I l l e n m o r y a D e ı l i z Köşkü'nde, işlev kazandınlmak, bakım ve onarım yapümak amacıyla restorasyon çalışmaları başlatildı. Köşkün bakıma alınması dolayısıyla TBMM Başkanvekili Aytekin Kotil ile TBMM Başkanlık Divanı üyesi Mustafa Sangül düzenledikleri toplantıda restorasyonla ilgili bilgi verdiler. Kotil, TBMM'ye baglı saraylann, daire başkanlannın hazırladığı program çerçevesinde bakım ve restorasyonunun gerçekleşecegini belirterek program dahiünde Filiz Köşkü'nün onanmının tamamlandığını, Florya Deniz Köşkii ile Yalova Atatürk Köşkü'nde restorasyon çalışmalarının başlatıldığını söyledi. Bu arada Fatih Belediye Başkanlıgı'nca başlatılan 'Çevre ve Denizcilik Bakanlığı' kurulması için toplanan dilekçeler Kotil'e verildi. (Fotoğraf: AA) Istanbul Haber ServisiFatih Camii'nde kıhnan cuma namazından sonra bir grup genç tarafından düzenlenen gösteridf, ABD, Israil ve Fransa kınandı. Gösterinin, "Emperyalist güçlerin destegine dayanarak ayakta dunnaya çaJışan Cezayir yönetiminin, Müslümanlann oluşturdugudirenişibastırmakamaayla Cezayir ordusunu halkın uzeriae saMırtmasını protesto" için yapıldığı kaydedildi. Fatih Camii cümle kapısı önündeki meydana tekbir getirerek toplanan yaklaşık 500 kişilik grup, "Müslüman Müslümana düsman olamaz", "Kahrolsun Fransa" şeklinde sloganlar attılar. Gösteri sırasında "TürkiyeU Müslümanlar" imzasıyla "Sefaun olsun Cezayir Müslümanlannın kıyamına, lanet olsun tüm laik diktatöriükiere" başlıkü bir bildiri dağıtıldı. py * 588 48 00 T * 534 00 00 (100 hat) T y 340 01 00 Bht 131 22 09 b 152 43 00 588 44 00 132 30 00 «X MzttŞK 358 67 60 • TNY: klWtar 573 13 31. 0 * IMIan 574 23 00 (25 hat). 574 73 00, 574 82 00 (45tat) DOT: 527 00 50, Tnflk * * • m.: 176 24 14 (İst), 356 04 8586 (Kadıköy) •Nft Traflk: 377 22 07 (E5), 356 04 86 (ŞeJııriçi), 314 36 (B Çekmece) • TMftt: Çevik Güç... Hazır Çekiç... savaş uçaklarıyla Saddam'a karşı Hazır Çekiç operasyonunu başlatacak. Yani görünürdeki amaç, Irak Kürtlerini Bağdat'taki BAAS rejimine karşı korumak... Ankara'nın tutumu: ANAP iktidarı çokuluslu Çevik Güç'ü ilke olarak onayiamış durumda. Başbakan Yılmaz, 4 temmuz günü kendisiyle yaptığımız görüşmede VVashington'la bu konuda 'ortak anlayış'a varıldığını söylemişti. Öyle anlaşılıyor ki halen askeri açıdan konunun belirli özellikleri üzerinde kafa yorulmaktadır. Böylece özetlenebilir çerçeve. Ama bu çerçevenin birtakım soru işaretleriyle kaygılan ortadan kaldırması olanaksızdır. Şoyle ki: 1) llk olarak SHP Genel Başkanı İnönü'nün şu sözünün altını çizmek isteriz: "Başka ülkelerdeki etnik gruplan korumak için, civar ülkelere başka ülkelerin güçlerini getirmek diye bir usul yok." (Cumhuriyet, 7 temmuz, sayfa 11) Var mı? 2) Kuzey Iraklı Kürtterin kendi yerierinde yurtlarında barış içinde yaşamalan herkesin dileğidir. Evlerine dönen sığınmacıların yakın geleceği güvence altına alınmak isteniyorsa, yapılacak iş neden komşu ülke Türkiye'nin sınırlan içinde yeni bir üs kurmak olsun ki? Bunun yerine: a) Halen Kuzey Irak'ta bulunan ve çoğunluğunu Amerikan askerlerinin oluşturduğu çokuluslu güç, Silopi'ye gelmek yerine bir süre daha orada kalabilirdi. b) Bu sakıncah görülüyorsa, o zaman Birleşmiş Milletler çerçevesinde bir Barış Gücü oluşturularak, koilama görevi ona devredilirdi. 3) The New York Times gazetesinin geçenlerdeki bir başyazısında şu satırlar yer alıyordu: "Yeni bk Kürt göçünü engeUeme açısından muttefiklenn Türkiye'de bir Çevik Güç konuşlandırmak için anlaşmalan büyük önem taşıyor. Bu aynı zamanda hem Bağdat'taki Kürt görüşmecilerin elini güçlendirecektir, hem de Kürtlerin geleceğe dönük güvenliklerini Saddam'ın anlayacağı türden bir dille garanti altına alacaktır." (International Herald Tribune, 5 temmuz, sayfa 8) Yalnız bu satırlar bile, Silopi'deki Çevik Güç'ün ardında yatan anlamın derinliğini sergilemeye yetebilir. Nitekim, Bağdat'ta Saddam Hüseyin'le pazarlıklannı sürdürmekte olan Iraklı Kürt liderleri Celal Talabani ile Mesut Barzani'nin istekleri biliniyor: Saddam'la imzalayacakları anlaşmanm siyasal olarak BM tarafından, askeri olarak Çevik Güç tarafından güvenceye alınması... (Baştarafi 1. Sayfada) Türkiye, komşusu bir Arap ülkesinin iç işlerine karışılması açısından kendi topraklarını bu denli dış kullanıma açarsa, bu durum kendi ulusal çıkarlannı zaman içinde zedelemez mi? 4) BBC'nin News Hour programı hazırlanırken bir yapımcı, geçen akşam gazetemizin diplomatik muhabiri Semih İdiz'e ilginç bir soru yöneltmiştir. "Kuzey Iraklı Kürtlerin korunmasının söz konusu olduğu bir sırada Türkiye'deki Kürtlerin öldürülmesine" dikkat çekerek, "Ankara Çevik Güç'e ilişkin karannı bu nedenle mi geciktiriyor?" diye sormuştur. Günün birinde, kuzey Irak'takiler korunuyor da neden Türkiye'nin güneydoğusundakiler korunmuyor diye sorulmaz mı? O yüzden, Silopi'deki çokuluslu Çevik Güç'e ilke olarak evet diyenlerin, BBC kaynaklı bu sorunun anlamı üzerinde özenle durmalannı dileriz. Diyarbakır'da yaşanan kanlı olayların arkasından dün bazı Batı başkentlerindeki büyükelçiliklerimizin uğradığı saldırılar göz önünde tutulursa, Türkiye'yi Batı kamuoyunda nelerin beklediği kestirilebilir. 5) Bir başka soruyu da birkaç gün önce Menmet Ali Birand Milliyet'teki köşesinde yazısına başlık yapmıştı: PKK, Silopi'deki çokuluslu güce saldınrsa... Böyle bir olasılığın gerçekleşmesi, daha doğrusu, yedi müttefik ülke askerlerinden birinin bumunun kanaması halinde, Batı kamuoyunda esecek havayı öngörmek güç değildir. Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları çerçevesinde çözülmesi gereken bir 'iç sorunu', ÖzalANAP iktidarı eliyle ne yazık ki 'enternasyonalize edilme' yolundadır. Bu eğilimi sona erdirmek için: • Türkiye'nin altına imza koyduğu insan haklarıyla ilgili sözleşmelerin gereğini Kürt kökenli yurttaşlarımız açısından da tümüyle yerine getirmek; • Çevik Güç'ün görev alanı ve süresini olabildiğince sınırtamak; komuta kontrolünün de Türk tarafında kalabilmesini sağlamak; • Kuzey Irak'ta Kürtlerin durumuyla, eğer başka çare yoksa, BM'yi ilgilendirmek; • Ve Irak'la ilişkileri normalleştirmek... Evet; geçen nisanda meydana gelen büyük Kürt göçü karşısında ABD ve Batı Avrupa ülkelerinden yardım istemek kaçınılmaz olmuştu. Türkiye'nin tek başına bununla başetmesi olanaksızdı. Ancak bugün de yukanda sıraladığımız noktalardan başka çıkar yol olmadığı kanısındayız. Güneydoğulda hava agır (Baştamfi 1. Sayfada) burcu olan HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar, bölge halkımn olaylarda beş milyarlık zarar gördüğünü söyledi. Olaylar nedeniyle bölgeye gelen SHP ve SBP heyetleri de incelemelerini sürdürdü. Diyarbakır'ın sokaklan dün de dikkat çekecek kadar tenhaydı. Yurttaşlar zorunlu olmadıkça evlerinden çıkmadı. Güvenlik önlemleri açısından kentteki "olağanüstü" görünüm dün de sürdü. Diyarbakır'ın kritik noktalarına panzerler yerleştirilirken, özel tim görevlileri ana caddeleri tuttular. Görev yapan polislerin yorgun ve sinirli görünümleri, sokağa çıkan az sayıdaki kişinin de tedirginliğini arttırdı. Kentte yaşanan gerginliği, cuma namazı çıkışında bazı kişilerin eylem yapacağı yolundaki beklentiler daha da yoğunlaştırdı. Kent merkezindeki Ulucami başta olmak üzere tüm camilerin çevresinde güvenlik güçleri yoğun önlem aldılar. Ancak dün sabahtan itibaren yayılmaya başlayan "Namaz çıkışında eylem var. Toplu olarak Vedat Aydın'ın mezarına gidilecek" söylentisi gerçekleşmedi. Ama esnafın büyük bölümü namazdan sonra işyerlerini açmadı. Sivil polisler kentte sokak sokak dolaşarak kapalı işyerlerini saptamaya çalıştılar. Işyerini kapatmayan esnaf ise kaygılarını, "Bazı kişiler gelip 'Kapatın' diyor. Polisler de 'Kapatırsanız sizleri gözaltına alınz' uyansında bulunuyorlar. Ne yapacağımızı şaşırdık" sözlerıyle dile getirdiler. Kentte hava karardıktan sonra sokakta olanların büyük çoğunluğu şüpheli olduklan gerekçesiyle gözaltına alımyor. Bu nedenle ölü kent görünümüne bürünen Diyarbakır'da, eğlence yerleri de müşterisizlikten açılmıyor. Diyarbakır'dan sonra Güneydoğu'daki çeşitli yerleşim birimlerine sıçrayan kepenk kapama eylemleri, dün de Lice, Bismil, Silvan, Kızıltepe ve Nusaybinde sürdü. Eylem olan ilçelerde durum gergin. Işyerlerinin kepenkleri bazı ilçelerde güvenlik güçleri tarafından kilitleri kırılarak açıldı. Kepenk kapama eylemini sürdüren Batman esnafının, güvenlik güçleri tarafından işyerlerinin cam ve kepenklerinin kırılması sonucu 1,5 milyar liralık zarara uğradığı da öne sürüldü. Batman Esnaf Odaları Birliği Başkanı Adnan Ankan, yurttaşlann zararının ödenmesi için çeşitli girişimlerde bulunduklannı, •konuyla ilgili olarak adli makamlara da başvurduklannı söyledi. Ankan, "Kepenk kapama eylemine balyozla kepenk kırarak karşılık veren güvenlik güçleri, işyerlerinin camlannı da kırdılar" dedi. polislerce dövülürken görülen Diyarbakır muhabirimiz Faysal Dağlı'yı Diyarbakır'daki hasUnelerde veya emniyet müdürlügünde bulamadık. Başka Vedat Aydınlar mı olacak" denildi. Olaylar sırasında ölenler, yaralananlar ve gözaltına alınanlarla ilgili tartışmalar dün de sürdü. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği gözaltındakilerin adlarını dün de açıklamadı. Siyasi parti yöneticileri ve yurttaşlar, ölü sayısının 10'un üzerinde olduğunu yinelediler. Devlet hastanesi yetkilileri beş cesedin ailelerine teslim edildiğini öne sürdüler. Aydın'ın cenaze töreninde çıkan olaylar nedeniyle bir anda tüm dikkatleri üzerine toplayan HEP, milletvekillerinin de katılımıyla "Diyarbakır'da yaşanan olaylarla ilgili kanıt toplama kampanyası" başlattı. olayın yinelenmemesini beklediklerini söyledi. Dışişleri yetkililerinin de gereken soruşturmanın başlatılacağını belirterek Alman gazetecinin uçakla Ankara'ya getirileceği konusunda güvence verdikleri öğrenildi. Bu arada tçişleri Bakam Mustafa Kakmli dün yaptığı açıklamada "Görev yapma gayreti icindeki basın mensuplannın ve bazı güvenlik görevlilerinin hafif surette yaralandıklan tespit edilmişfjr" dedi. "Hiçbir surette bu üp olaylan tasvip etmediklerini ve şiddetle kınadıklannı" belirten Kalemli, cenaze töreninde görev yapacak gazetecilerin önceden saptanarak "kolluk" dağıtıldığını kaydetti. Içişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Kamuran Erdogan da açıklamasında "Oiaylara devlet hâkim olmuş durumda, problemimiz yok" diye konuştu. Erdoğan, polisin otobüse ateş açtığı yolundaki iddialann teyidinin ise bulunmadığmı söyledi. Basın Konseyi'nden Bakan Kalemli'nin açıklaması üzerine dağıtılan basın bülteninde ise kolluk dağıtılan gazetecilerin de tlövtildükleri belirtildi. Açıklamaya göre dövülen "koUuklu" gazetecilerin adlan şöyle: "Hürriyel Haber Ajansı'ndan Naci Sapan, Millivet'ten Ahmet Kurt, Associated Press'ten Burhanettin Özbilici, GünHa'dan Ümit Öztürk." Yeni Ülke gazetesinden yapılan açıklamada da muhabirlerinin uğradıklan saldınlarla ilgili olarak şu bilgiler verildi: Mehmet Önder Dipçik ve kalasla yaralandı. Devlet hastanesinde yatıyor. Ağzından kan geliyor. önemli miktarda bir parası alınmış. Baki Karadeniz: Kolu iki yerden kınlmış, çeşitli yerlerinde başka yaralan var. Evinde yatıyor. Video kamerası alınmış. Leyla Zana: Dipçik ve kalasla yaralanmış. Durumu ağır. Devlet hastanesinde yatıyor. Metin Akbaş: Dipçik ve kalasla yaralanmış. fotoğraf makinesi ve cebindeki 300 bin lirası alınmış. Haşim Caro: Dipçik ve kalasla dövüldü. Fotoğraf makinesi alındı. Mecit Akgün: Kalasla dövüldü. Cebindeki 600 bin lirası alındı. Hayrettin Çelik: Dövüldü ve cebindeki 200 bin lirası alındı. Olaylar nedeniyle bölgede gergin bir ortam yaşamrken, Şırnak'ın Cizre ilçesi yakınlarında güvenlik güçleriyle çatışmaya giren iki PKK militanı öldürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Valiligii nden dün yapılan açıklamada Cizre'nin kırsal kesiminde güvenlik güçlerinin bir grup teröristle karşılaştığı, çıkan çatışma sonucu gruptan iki kişinin ölü olarak silahlarıyla birlikte e l e geçirildiği bildirildi. HABERLERÎN DEVAMI SHP'den iki heyet SHP'de parti içinde yaşanan yanş Diyarbakır olaylannda bir kez daha ortaya çıktı. SHP bölgede Genel Sekreter Hikmet Çetin başkanhğında bir heyetle inceleme yaparken eski genel sekreter Deniz Baykal da temaslannı arkadaşlanyla ayn olarak sürdürdü. HEP başkanına gözaltı HEP Şanlıurfa Merkez llçe Başkanı Muhsin Çelik dün evine gelen yedi siyasi polis tarafından gözaltına alındı. Polisler Melik'in evinde yaptıkları aramada bazı kitap, dergi, broşür ve konuşma metinlerine el koydih Kayıplar aranıyor Cenaze töreninde çıkan olaylardan sonra kaybolan bazı kişiler de bulunamadı. Kayıp kişilerin aileleri "gözaltına alınma" korkusuyla ilgili resmi birimlere başvurmuyor. Yurttaşlar, kaybolan yakınlarımn bulunması için parti yöneticilerinden yardım ısteme yolunu seçiyorlar. Kentte inceleme yapan SHP, HEP, SBP'nin milletvekilleri ve yöneticileri de gözaltına alınan ya da kaybolan kişilerin adJarını saptamaya çalışıyor. Bu partilere ulaşan bilgilere göre şu anda kaybolan ya da gözaltına alınan kişilerin sayısı 460 dolayında. Partilere çok sayıda "kayıp" ihbarı ulaşırken, tüm aramalara karşın bulunamayanlardan biri de Yeni Ülke Gazetesi Diyarbakır muhabiri Faysal Dağlı. Yeni Ülke'den gazetelere gönderilen "Dikkat! Gazeteci Faysal Daglı aranıyor" başlıklı metinde, "10 temmuz günü cenaze törenini izlerken Uiyarbakır'da Tepkiler Siyasi parti temsilcilerinin Güneydoğu'daki olaylarla ilgili tepkileri sürüyor. SHP Genel Başkanı Erdal Inönü, iktidann, SHP'nin Güneydoğu raporunu ciddiye almasını istedi. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, "Dünyada bu olaylan kurcalayanlar var. Türkiye'de yeni bir Sevr Antlaşması'na ian vermeyiz. Çünkü Türkiye küçülür" dedi. SBP Genel Başkanı Sadon Aren, olayların yıllardır uygulanan resmi devlet politikasının çıkmazını ortaya koyduğunu belirtirken ANAP Mardin Milletvekili Nurettin Yılmaz, Vedat Aydın'ın katillerinin yakalanamaması durumunda bölgede olaylann tırmanacağım öne sürdü. Diplomatik sorun HEP Diyarbakır ll Başkanı Vedat Aydın'ın cenaze töreninde meydana gelen olaylarda Alman gazeteci Lisyy Schmith'in yaralanması diplomatik sorun yarattı. Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Wolfgang Ziezer, Dışişleri Bakanlığı'na giderek sözlü protestoda bulundu. ANKA'nın haberine göre olaylar sırasında omzundan hafif şekilde yaralanan gazeteci Lisyy Schmith'in içinde pasaportu, kimlikleri ve kamerası bulunan çantası da özel tim tarafından alındı. Ziezer, Dışişleri yetkililerinden konuyla ilgili soruşturma yapıhnasını isteyerek böyle bir Yurtdışında 4 işgal iye'de devlet teröriine son" gibi Türkçe ve lngilizce pankartlar dayadılar. İşgalcilerin binaya benzin getirdikleri, tahliye girişimi olduğu takdirde döküp ateşe vermekle tehdit ettikleri şeklindeki haberler ise doğrulanmış değil. Aynı şekilde silah sesleri duyulduğu şekilde bazı ajansların geçtikleri haberler de doğrulanmadı. HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ın öldürülmesini ve cenaze törenindeki olaylan protesto amacıyla girişildiği anlaşılan işgal uzerine büyükelçiliğin bulunduğu büyük "Belgrave" meydanı trafığe kapatıldı. Yoğun trafik olan meydana hemen çelik yelekli silahlı 200 kadar polisin geldiği ve büyükelçilik kaldınmında park etmiş otomobillerin arkasına mevzilendikleri görüldü. Ellerindeki silahları binamn pencerelerine doğrultan çok sayıda polise daha sonra kasklı özel bir ekip de katıldı. Meydanın üzerinde bir polis helikopteri tur atmaya başladı. Türkiye büyükelçiliğine komşu Malezya ve Trinidad büyükelçilikleri boşaltıldı. Almanya, Gana, Meksika, Norveç, Portekiz, Ispanya büyükelçilikleri ile Suudi Arabistan ve Suriye'ye ait resmi bürolann da bulunduğu kentin en tanınmış meydanlarından "Belgrave Square"e açılan sokak ve caddeler de kapatıldı. Tüm Türkiye büyükelçihklerinde olduğu gibi, 1970'lerdeki Ermeni saldınlannın ardından Londra'daki elçilik binasında da güvenlik önlemleri alınmıştı. Içeriden komutla açılan bir dış kapıdan geçilerek girilen binada, çalışma odalarına da yine komutla açılan bir kapıdan geçiliyordu. Güvenlik görevlilerinin özel bir bölmede oturdukları elçiliğe büyük bir kalabalığın nasıl girebildiği henüz anlaşılmış değil. Londra'daki Türk Havayoüan ile Ziraat Bankası da daha önce benzer şekilde işaal edilmisti. Yaklaşık 70 kişilik bir Kürt grubu da dün Hollanda'nın Deventer kentindeki Türk Konsolosluğu önünde TSİ 12.00'de gösteri yaparak binayı taşladı. Türkiye aleyhinde sloganlar atan grubun attığı taşlar nedeniyle binamn camları kırıldı. Polisin bazı göstericileri gözaltına aldığı öğrenildi, ancak bunlann sayılan konusunda bir açıklama yapılmadı. Brüksel'deki Uluslararası Af örgütü Bürosu da 50 kadar Kürt tarafından işgal edildi. Grubun Vedat Aydın'ın cenaze töreninde çıkan olaylan protesto etmek amacıyla TSl 12.00'de büroya girdiği ve görüşlerini Uluslararası Af örgütü yetkililerine aktardıkları bildirildi. Brüksel'deki işgal, tatsız bir olay çıkmadan grubun sessizce dışan çıkmasıyla sona erdi. Türk Havayollan'mn Paris bürosu da dün TSl 14.00'te yaklaşık 15 kişilik bir grup tarafından işgal edildi. Grup binadaki eşyayı tahrip ettikten sonra 15 dakika içinde eyleme son verdi. Einniyette operasyon (Baştarafi 1. Sayfada) Paşa Güven öldtirüldü Haber Merkezi 1980 öncesi stanbul'daki öğrenci hareketilin ve DevSol grubunun lidererinden Paşa GUven (36), Pais'te uğradığı bir silahlı saldırı onucu öldürüldü. 1979'da yurtlışına çıkan Güven, 70'li yıllar »oyunca Devrimci Yol ve Devimci Sol gruplan içinde siyasi aaliyet sürdurmüştü. Ölümü dün yabancı ajanslar arafından dünyaya duyurulan 'aşa Güven'in önceki gün saat 6.00 sıralannda Paris'te Republique Meydanı'na yakın bir sokakta ensesine yediği bir kurşunla öldüğü bildirildi. Saldırgan ve saJdırganlann kimliği veya saldırının nedeni konusunda ise henüz bilgi verilmedi. 1955 yıhnda Erzincan'da doğan Paşa Güven, Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü'nü bitirdi. Uzun yıllar DevGenç içinde faaliyet sürdürdü, bu yıllarda lstanbul Yüksek öğrenim Derneği'nin (İYÖD) başkanüğını yaptı. Bu örgüt daha sonra lstanbul DevGenç"e dönüştü. 1976'da ruhsatsız silah bulundurmaktan tutuklanırken, poüste yediği dayaktan kolu kırılmıştı. 1979 mayısında Dev Genç/Devrimci Yol, Devrimci Sol adlı siyasi grubun kuruculan arasında yer aldı. Devrimci Sol 1 un merkez komite üyeliğini de yapan Paşa Güven, 12 Eylül 1980'den önce yurtdışına çıktı. 1983'te birtakım iç anlaşmazhklar nedeniyle DevSol'la bağlantısı kalmayan Paşa Güven, üç yıl kadar önce Paris'te kendisini evinde ziyaret eden iki Türk'ün silahlı saldırısına uğradı. Evindeki saldırıda Paşa Güven 5, Türk olan eşi de 2 kurşun yarası almıştı. Bir süredir Fransa'nın Nantes kentinde bir arkadaşıyla restorasyon işleriyle uğraşan Paşa Güven'in bazı parasal ilişkiler nedeniyle bazı grupların hedefi olduğu beürtiliyordu. Uyuşturucu kaçakçılığryla ilgili olduğu iddiasıyla Fransa'da bir süre cezaevinde yattı. 198586 yıllarında Batı Avrupa'daki PKK/Dev Sol çekişmesinde hedef adam haline geldi. Güven'in cenazesinin Türkiye*ye getirileceği yakınları tarafından belirtiliyor. Güven'in 2 cocuSu bulunuvor. lİPODROMDAN T ÎKRET DAĞLIOĞLU rAHMİNLER l. Koşu: F: Tarık (2), P: Tahiağa (1), S: Albayım (3). l. Koşu: F: Nurbey (2), P: Sıbka (8), PP: Good By (1), S: .ucky Girl (4). I. Koşu: F: İzzet (1), P: Begüm 4), P P : Bahadırbey (6). I. Koşu: F: Cool Baby (5), P: !heRa (7), PP: Pirina (2), S: 'restige (4). i. Koşu: F: özcanbey (6), P: ^ara (4), PP: Tuluybey (10), S: ^rat (2). ı. Koşu: F: Top İmage (6), P: Jutter Fly (T), PP: FioreUa (2), >: Gay Bride (5). . Koşu: F: Serenad (7), P: Arum (10), PP: Yavuzoğlu (3), •P: özgün (8), S: Havuçözü 17). . Koşu: F: Seyhan 3 (9), P: l (8), P P : Serhad (1). (Baştarafı 1. Sayfada) ya'nın Hannover kenti Ziraat Bankası şubesi ve Paris'teki THY bürosunun işgali olayları büyümeden Kürtlerin binaları boşaltmalarıyla sona erdi. Stockholm'deki Türk Büyükel(Baştamfi 1. Sayfada) çiliği binası da Kurt göstericilersakinleri basılan dairede yaşa ce taşlandı. yan 4 gençten birinin Yıldız Ingiltere Dışişleri Bakam DoÜniversitesi öğrencisi olduğunu uglas Hurd, Londra Büyükelçisöylediler. Cesetlerin Adli Tıp'a liği'nin işgalinden duyduğu kaldınldığı, dairede çok sayıda üzüntüyü dile getiren bir mesasilah ele geçirildiği öğrenildi. jı dün Dışişleri Bakanı Safa GiPolis yetkilileri, bilgi vermekten ray'a gönderdi. kaçındılar. Edip Emil Öymen'in LondGüvenük güçlerinin aynı sa ra'dan bildirdiğine göre Türkiatlerde başlattığı, yasadışı sol ye Büyükelçiliği'ni dün iki saabir örgüte yönelik operasyon ile te yakın işgal eden bir grup, Beşiktaş Dikilitaş Yeniyol So olay büyümeden binayı terk etkak'taki Servet Apartmanı'nın ti. Kürt oldukları belirtilen kagiriş katı da kuşatıldı. Burada dınlı erkekli 40 kadar kişi yerel da çıkan çatışmada 5 kişi ölü saatle 11 .OO'de zorla büyükelçiolarak ele geçirildi. liğe girdi. Binamn ilk iki katını işgal ederek eşyalan ve girişteBu çatışmalar sürerken, 20.30 ki odaları tahrip ettiler. Olayda sıralarında bu kez Balmumcu yaralanan olmadı. Karahasan Sokak'taki Özemek Her zaman bir iki polisin nöApartmanı'nın giriş katındaki "hücre evi" olduğu öne sürülen bet tuttuğu elçilik binası önünbina kuşatdarak çatışmaya giril de olay sırasında kimse ohnadıdi. 1 saat kadar süren ve çevre ğı anlaşıldı. Meydandan geçde korku dolu anlar yaşatan ça mekte olan bir taksi şoförünün, tışma sonunda polis baskm ya bina kapısındaki itiş kakışı fark parak daireye girdi. Burada da ederek elçiliklerle dolu meydan2 kişinin poüs tarafından ölü da görevli bir polisi uyardığı olarak ele geçirildiği kaydedildi. açıklandı. Bina önüne gelen polisin işgalcilerin içeri girmesini lstanbul Emniyet Müdürü engelleyemediği belirtildi. tşgalMehmet Ağar da Devrimci Sol cilerin ilk iki kattaki görevlileörgütüne yönelik operasyonda rin dışan çıkmalannı engeliedikaralannda örgütün üst düzey leri, ancak "kimsenin rehin yöneticilerinin de bulunduğu 11 aunmadıgı" öğrenildi. tşgalcilekişinin ele geçirildiğini söyledi. rin, Büyükelçi Nurver Nureş'in makamının bulunduğu ikinci tçişleri Bakanı Mustafa Ka kattan daha üst katlara çıkmalemli, Istanbul'da meydana ge dıkları, oda kapılarınm binada len çatışmalarla ilgili olarak kullamlan merkezi güvenlik sis"operasyonlar devam ediyor, şu temi ile kilitlendiği açıklandı. anda bir açıklama yapmamız Büyükelçi başta olmak üzere doğru olmaz, ölü sayısı 1 1 " bazı görevlilerin elçilik binasını dedi. arka sokağa bağlayan alt geçitten kaçınldığı kaydedildi. Işgal21993 seri no'lu Adabank ciler, binamn camları kırılan ön kuruluş 100.000 nama yazılı cephe pencerelerine "Ya özgür hisse senedimi kaybettim. vatan, ya ölüm", "Kürdistan, Hükümsüzdür. fasizme mezar olacak". "TürkTAHİR AKTA Y 3 baskında kadroyu dağıtmaya yönelik olduğu öne sürüldü. Bu amaçla öncelikle Emniyet Genel Müdürlüğü üst kadroları ile aralannda Ankara ve lzmir'in de yer aldığı il emniyet müdürleri değiştirildi. Kalemli'nin kapsamlı bir valiler kararnamesi üzerindeki çalışmaları da son aşamaya getirdiği belirtildi. Emniyet Genel Müdürlüğü'. ne yönelik tasfiye operasyonlarında ilk olarak eski Bakan Abdülkadir Aksu döneminde göreve getirilen daire başkanlıklannda değişikliğe gidildi. Polisteki Islami kadrolaşmanın önde gelen isimleri olduğu iddia edilen Personel Daire Başkanı Ali Kolat, tstihbarat Daire Başkanı Ali Gökçimen ve personelden sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Muharrem Tozçöken bu görevlerinden alındılar. Kolat ve Gökçimen, müfettiş olarak "kızaga" çekilirlerken Tozçöken, Niğde'ye Emniyet Müdürü olarak atandı. Erkan, "emniyet bünyesinde kıdem ve liyakat esaslannın çiğnenerek üst görevlere getirilmeleri" nedeniyle tepki gören genel müdür yardımcılannı da tümüyle değiştirdi. Genel Müdür Yardımcüan Hüseyin Çapkın ve Mehmet Gündoğdu'nun yerlerine polis teşkilatında en üst kıdemde bulunduklan beurtilen Niğde Emniyet Müdürü Ertugnıl Dogan, Kaçakçılık Istihbarat ve Harekât Dairesi eski Başkanı Kflmil Tecüiioglu, Araştırma Plan Koordinasyon Kurulu Uzmanı Ismail Taşkafa ve Erzurum Emniyet Müdürü Halit Karabulut genel müdür yardımcısı yapıldı. Tozçöken hakkında bir dönem sınav yolsuzluğu yaptığı yönünde savlar da ortaya atılmıştı. Eski Bakan Aksu bir soru önergesini yanıtlarken bu gerekçeyle Tozçöken'in soruştuıma geçirdiğini, ancak aklandı5ını heiirfmiısti Erkan, 7 il Emniyet Müdürlüğü 'nde de ilk etapta değişikliğe gitti. Aksu döneminde bu görevlere gelen emniyet müdürlerini değiştiren Erkan, bu atamalarla Antalya Emniyet Müdürü Mehmet Canseven'i Ankara'ya, Ankara Emniyet Müdürü Hasan Özdemir'i Samsun'a, Içel Emniyet Müdürü Naci Parmaksız'ı Izmir'e, tzmir Emniyet Müdürü Şükrii Yetimoglu'nu Erzunım'a, Emniyet Genel Müdür Yardımcılan Hüseyin Çapkın'ı Antalya'ya, Mehmet Gündogdu'yu Içel'e Emniyet Müdürü yaptı. Erkan, genel müdürlük bünyesindeki değişikhklerini sürdürdü ve Teftiş Kurulu Başkanhğı'na müfettiş Nuri Esirgen'i getirirken Samsun Emniyet Müdürü İsmail Karaman'ı da Teftiş Kurulu'na başmüfettiş yaptı. Erkan, tslamcı örgütlenme savlanna sık sık konu olan Polis Akademisi yönetimini de değiştirdi. Akademide yülardu Islamcı kadrolaşmanın zemininin hazırlandığı, bu görüşe yakın öğrencilerin mezuniyetlerinde "torpilli kura"lar Ue özeUikle Emniyet Genel Müdürlüğü ve il emniyet müdürlüklerinin personel dairelerine atandıklan yolundaki iddialar üzerine harekete geçtiği bildirilen Erkan'ın, akademide bu şekilde gerçekleştirilmek istenen bir kura törenine baskın yaptığı ve bu savlan yerinde görerek saptadığı belirtildi. Bunun üzerine akademiden mezun olan pohslerin atanmalanna ilişkin tüm işlemleri durduran Erkan'ın, akademiye yönelik bir soruşturma için de talimat verdiği kaydedildi. Erkan, akademi başkanlığını 12 eylülden bu yana sürdüren emekli General Siyami Yılmaz Yalınpala'yı da bu görevinden sözleşmesini feshederek aldı. Erkan, akademi başkanlığına Emniyet Genel Müdür Yardımcılarından Ümit Erdal'ı atadı. Pavarotti (Baftarafı 1. Sayfada) nuk sanatçı olarak Türkiye"ye geldiğini söyledi. Devlet Sanatçısı Cüneyt Gökçer de AA muhabirine yaptığı açıklamada, o günlerin Pavarotti'sini "Genç, yetenekli, ancak işlenmeye hazır bir materyal" olarak tanımlıyor. Sanatçınm sesinde bazı teknik eksiklikler olduğunu belirten Gökçer, "Ydlar sonra karşımıza çok ünlü bir sanatçı olarak çıkması bizi hem şaşırtıyor bem de mutiu ediyor" dedi. Müzik araştırmacısı Asım Cem Konuralp tarafından yazılan opera tarihi ile ilgili kitabın 46. sayfasında Devlet Opera ve Balesi'nde bugüne kadar konuk olan 346 sanatçı arasında Luciano Pavarotti'nin adı da yer alıvor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle