Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 HAZÎRAN 1991 CUMHURÎYET/17
HAVA DURUMU TURKİYE'DE BUGUN
De*riet Meteorctoji işleri Genel Mû-
düriüğü'nden alman bılgiye göre.
yurdun kuay kesımleri parçalı, yer
yer çok bukıtlu, Marmara'nın kuzBV
ve doğusu. Karadeniz lie iç ve Do-
ğu Anadolu'nun kuzeyı saflanak ve
aökgûrültûlû sağanak yaflışlı, öte-
ki yertef parçalı ve az bulutlu geçe-
cek. H«/AŞICAKUĞI Deöişmeye-
ok. RÜZGÂR YurduntaCBytesim-
terinöe kuzey vetaaeybatı,ûteto yer-
lerde batı ve gûneybatı yönlenjen
hafif, ara sıra orta kuvvette esecek.
Deniztercte; Akdeniz'de günbatısı ve
lodos, Ege'de gûnbaüsı ve karayei-
den 2-4 yer yer 5 kuvvetinde saat-
te 4-16, yer yer 21 deniz mili hnia
Msa
•«u
A 32° 17" OyMtafaf
Y 25°1S°E*™
B 2S° tr> Eramım
Y 20° 8»EslO5*ir
A 28°2O°aresın
A 23° 18° Gümuştar
B 31° 11° HrtMri
A 32°17°Manısj
¥ 29*14° K.Maraş
Y 24* 1<P Ntarsn
Y 19° G°Muflla
Y 2S°12°Muş
A 3ri8°Nıfld«
Y WVPW
esecek Dalga yükseklığı 03-0,5 yer yer 10-15 m dolayında
bulunacak. Van Göû nde hava: Çok bulutlu geçecek. Rûz-
gâr batı ve güneybatı yûfilerden hatif ara sıra orta kuvvette
esecek. Göl kûçûk dalgak, görüş uzaMıflı 10 km dolayında
bulunacak.
Bokı
Bursa
Ç
Çonım
DemzB
Y 23° 14» Kasttmonu
Y 2P10°lö*>«i
8 25° H" KrUarai
B 2«°15°Ko«*ı
Y 25° 10° Kutahyj
B 28° 11° Matatya
Y 24°W>ta
B 2*"13»Sımsun
A28»M»Sırt
B 2B°20°SMS
Y 17° 5°Wni»g
Y 2Z>WHaBn
B 24° 10° Tunolı
Y 23°12
o
Uşak
8 24°12°van
B 25° 12° Yozgat
B 30Me°Zongul<Jalt
B 30° W>
A 3 0 ° W
A 27° 20°
B 28° i r
B 2S°12°
B 2S°12°
Y 20° 13°
Y 21° 14°
Y 20° 13°
A 30° 16°
Y 21° 15°
Y 21° 9°
Y 22° M°
Y 21° 14°
B 28° 14°
B 26° 14°
B 22° 10°
Y 20° 9°
Y 21° 16°
aç* buMttu sısl A-jç* B-buludu G-gtnejl K-lart S^SBİ V-yaOmrtı
) ÜSl2l
nki
| Lenıngrad
Moskova
Ankara L
Tebnz
• Sam
Kafııte»
DUNYA'DA BUGUN
Amslertam Y 13°
Ammarı A 30°
ASna A 26°
BaOdat A 37°
Barcdona B 23°
Lenngrad
Londn
Madnd
Betgrad
Berfn
Bonn
Brûksel
Budapeş*
Canavn
Czayk
CkMe
Duta
Framlurt
Gime
Hetankı
Kalm
Kopenhag
KMn
UftoH
A 25°
8 17°
B 14°
Y 14°
B 19°
B 18°
A 23°
A 39°
A 39°
B 14°
A 26°
B 15°
A 35°
Y 14°
B 14"
A 32°
Montrea)
MoskOKi
Mûnıh
Naw Ybrtı
Oslo
Pans
Prag
o
Solya
Sam
lel/Mv
Tunus
Varçoa
Viy.ni
Y 14°
Y 15°
B 28°
B 17°
B 21°
B 10°
B 12°
Y 16°
B 16°
A 38°
A23°
Y 18°
A 31°
Y 18°
B 18°
B 13
Zürih
BUIMACA
9
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5
1/ Antoloji. 2/ Eli
işe yatkın, becerik-
li... Ekonomik alan-
da kendi kendine ye-
tcrli olmaya yönelen
bir ûJkeninrejimi.3/
Bir çocuğu konıyan,
işlerine bakan ve her
tUrlO davranışından
sorumlu kimse...
Zeybek. 4/ Bir kunı-
lun ya da bir toplu-
luğun en önemli
üyelerinden her bi-
ri... Şamanizmin din
adamlanna verilen
ad. 5/ Ugraş... Ergenlik sivilcesi. 6/
Levrek balığının küçüŞü. 7/ Bakınn
simgesi... "Yagsın nesi varsa —:
ın /
Lâkin bu derin sükût dinsin" (Ab-
dülhak Hâmit.) 8/ Dört Halife'nin
sonuncusu... Birrenk.9/ Asya'da bir
Olke... En kısa zaman süresi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Piats-
so'nun adını ve konusunu Ispanya İç
Savaşı sırasında Alman uçakları ta-
rafından bombalanan bir kasabadan
aldığı en Unlü tablosu. 2/ Eziyet... Yersiz şakalar yapan ve dav-
ranışlan ile çevresini tedirgin eden kimse. 3/ Takım... Işaret. 4/
Bir nota... Vaşak denilen nayvanın ufak bir türü. 5/ Yemişlerin
yenilen bölümü... Çanakkale Boğazı'nda pek çok deniz kazası-
nın meydana geldiği burun. 6/ Kolaylıkla aldatılabilen... Baya-
ğı. 7/ YUksek rakımb ülkelerde turizm ve dağahk etkinlikleri
arasında yer alan yürüyüş gezileri. 8/ Notada durak işareti...
Yakup Kadri Karaosmanoglu'nun bir romanı. 9/ Devinen bir
nesnenin küçük bir zaman içinde hızmda oluşan değişmenin bu
zamana oranı... Ruh.
60 YBL ONCE Cumhuriyet
Galatasaray şampiyon
6 HAZtRAN 1931
Bil»y«.
I- I V K * I * II K
Kristal
Rakısm|n
«sbabı rucrıam 5S
Lik maçlarının son
müsabakalan dün
stadyomda yapıldı ve 1930 -
1931 senesi lik müsabakalan
hitam buldu. tstanbul
şampiyonluğunu geçen sene
Fenerbahçe kazanmıştı, bu
sene de Galatasaray birinci,
Fenerbahçe de 2 puvan
farkla ikinci oldular.
Dün Galatasaray, lstanbul
sporla, Fenerbahçfe,
Süleymaniye ile Beşiktaş ta
Beykoz'la karşılaştılar. Ilk müsabaka Galatasaray -
Istanbulspor arasında oynandı. lstanbul şampiyonu olan
takım, dün sahaya eksik bir kadro ile çıkmakla beraber
gayet fena, cansız ve tatsız bir oyun oynanmışür. Bizdeki
futbol cerayanım bihniyen yabancı bir kimse
Galatasaray'ın dünkü oyununu görmüş olsaydı, bu
takımm nasıl olup ta sekiz kulüp arasından şampiyon
çıktığına hayret ederdi. lstanbul spora mağlûp olsalar
bile gene bir puvan farkla şampiyonluk tacını
giyeceklerini bilen oyuncular canlanru sıkmadan,
yorulmadan maçı bitirmek istiyorlar, her hangi surette
nefes sarfetmiyorlardı.
lik golü lstanbul spor takımı yaptı. Fenerbahçe'yi
mağlûp eden lstanbul spor, lstanbul şampiyonunu da
yenecekti, fakat Galatasaray'ulann imdadına bir penaltı
yetisti. Beraberlik sayısım bu suretle temin ettiler.
Oyunun ikinci devresi birinci devreye nazaran daha tatsız
oldu, iki taraf ta bir şey yapmağa muvaffak olamadılar
ve müsabaka 1-1 beraberlikle bitti. Diğer maçlar da
Fenerbahçe-Süleymaniye 4-1, Beşiktaş-Beykoz 2-0 olarak
bitmiştir.
30 YIL ONCE Cumhuriyel
Demir-çelikte indirim
6 HAZtRAN 1961
Gerek maliyetin düşürülmesi sebebiyle, gerekse inşaatın
teşviki maksadiyle Karabük Demir-Çelik tşletmeleri
Umum Müdürlüğünün mamûllerinden ortalama yüzde
yirmi nisbetinde bir indirime yapılmıştır.
Iktisadi hayatımızda ve kalkınmamızda mühim rol
oynıyan hâdde mamûUerinde indirim, ton başmda 320
lirayı buhnaktadır. Bugünden itibaren inşaat sahiplerinin
birinci derecede aradıklan yuvarlak, dört köşe ve lema
demirleri, tonu eski fıyata nazaran 320 lira eksik olarak
satılmağa başlanmıştır.
Karabük Demir-Çelik Işletmeleri aynı zamanda,
piyasadaki emsaline nazaran üstün evsaftaki dört köşe
yuvarlak ve lema demirlerinden arzu edilen miktarda
derhal teslim edebilmek üzere gerekli tedbirleri almıştır.
Diğer mamûllerde de muhtelif nispette indirimler vardır.
Üzüm ve incir rekoltemiz
Dünya 1960 kuru üzüm rekoltesinin, 6 ay önce yapılan
tahminlerden de düşük olacağı anlaşıhnaktadır. Kuru
üzüm istihsalinde Türkiye, Amerikadan sonra ikinci
gelmektedir. Amerika Dış Ziraat Servisi şimdi, dünya
kuru üzüm rekoltesini 444.800 ton olarak tahmin"
etmektedir. 444.800 ton, 1950 senesinden beri elde edilen
en düşük rekoltedir.
Ortalama rakamlarla mukayese edildiği takdirde 1960
rekoltesi Yunanistanda fevkalâde düşük. Iran ve
Avusturalyada hayli düşük, Amerikada biraz düşük,
Türkiyede ise biraz yüksektir. Türkiyenin 1960 istihsalâtı,
1953-57 ortalaması olan 72.000 ve bereketh' 1959 daki
muazzam 105.000 e mukabil, 75.000 ton olarak
hesaplanmaktadır.
GEÇEN YIL BUGU]\ Cumhuriyet
AGIK toplantısı
6 HAZİRAN 1990
Kopenhag'taki Avnıpa Güvenlik ve Işbirilği Konferansı
(AGİK), Insan Haklan Boyutu Toplantısı Almanya
sorununun gölgesinde başladı. Toplantı gündeminde
olmamasına karşıhk Almanya sorunu, konferansın ana
faaliyet konusunu oluşturuyor. Sovyet Dışişleri Bakanı
Eduard Şevardnadze de konuşmasının bir bölümünü
Almanya sorununa ayırdı. Şevardnadze ayrıca etnik
sorunlarla ilgili bir Avrupa semineri düzenlenmesini
önerdi. Azınlık sorunları diğer konusmalarda da ön
plana çıktı.
IABTTSMA
Radyoiiını Bııyüsa
GUnümüzde iletişim teknolojisinin ulaş-
tiğt şaşırüa duzey, zamanı bir "görsei çag"a
dönüştürdü. Bunun nimetlerinden yararla-
nıyoruz elbet. Ne var ki bu durumun sevin-
dirici geli^nekri yanında, son derece önem-
li, elverişsiz sonuçlannı da yaşıyoruz. Çün-
kü görsellik, adeta bir görsel kaosa dönüş-
tü.Televizyon, video, uydu yayınlardan ışıkü
neonlara kadar pek çok teknik, bu kaosu
gündelik yaşamlara sindirmiş bulunuyor.
Görsel araçlarla her şeyin kendisine hazır
verildiği günümüz insanı, neredeyse üretici
hayal gücünü yitirdi. Görme duyusu, öteki
dört duyunun alanlanm kendinde topladı
ve bu dört duyu işlevsel gücünü giderek yi-
tirme tehlikesiyle baş başa kaldı.
tşte radyo tekniği, söz konusu dört du-
yudan birine, işitme duyusuna yaslamyor.
Kimileri bu tekniği çağinı doldurmuş, ör-
neğin televizyona bırakmış gibi algüayıp sa-
vunabilir. Doğnı bir değerlendirme olarak
görülmemelidir bu savunu. Çünkü görsel
kaos içerisinde radyo tekniği, zamanını dol-
durmak bir yana, giderek daha da önem ka-
zanmaktadır.
Radyonun başhca üç yapı taşı bulunuyor.
Dinleyicisine yönelmede radyo bu üç tuğ-
layı kullamyor. İnsan sesi, müzik, efekt.
Radyo dinleyicisi körden farksızdır, doğnı.
Ne var kı salt dinledigi için değil, dinleme
eylemiyle görme dışındaki dört duyuyu et-
kin dunıma geçirerek bu yoldan bir başka
planda görme eylemini gerçekleştinnekte-
dir. Tlpkı körlerin dış dünya ile olan ilişki-
leri gibi. Böylece işlevsel gücünü yitirme teh-
likesiyle karşı karşıya bulunduğumuz öbür
duyuîan gerektiği gibi calıştırma fırsacıru bir
ölçüde ele geçirir radyo dinleyicisi. Burada
köriük, bir üstunlüktnr.
Yeniden işitme duyusuna döneüm: Al-
man hekim ye fılozofu Carl Gastav Caras,
"Knlak, bizim en içsd duyu organımızdır,
öyie U bir mekânı dolduran görttntölerin
en gizli titreşimiyte harekete geçer" der. Bu
içsel duyu harekete geçtiği zaman, öteki
dört duyuyu da birlikte kullanmaya yönel-
tir bizi. Adeta nesneleri görür, tat ve koku-
lannı alırız. Yani çok boyutlu ve gerekli bi-
çimde algılama olanağına kavuşuruz (Bu
dunun, en yetkin biçimde kendisini "rad-
yo oyunlannda" açığa vunw).
Beş duyunun çahşmaya yöneltilmesi, in-
sanm üretici hayal gücünü kullanmasma
olanak tamr. Giderek yitirdiğimiz, ona ge-
reksinim duymadığımız o hayal gücünü.
Böylece, ortak seyretmelerde, ortak inanma-
lar, ortak düşünmelerle kalabalıklar içinde
bir kişi oluyoruz. Oysa radyonun karşısm-
da, dinleyen, yalnızdır, tekil bir kişidir ve
üretici hayal gücünü kullanmaktadır. Bizi,
kalabalıklar içinde erimiş biri yerine "birey"
olmaya götüren de bir bakıma bu durum-
dur.
Radyo tekniği zamanuu doldurmuyor,
tam karşıtı giderek önem kazanıyor.
ÜLKÜ AYVAZ
lstanbul
Günümüzün Orteöğretîın
Düzeyi Üzerine
1972'de u'seyi bitirip üniversite giris smav-
larına hazırlandığımdan bu yana neredey-
se 20 yıl geçmiş. Kendi eğitim ve genel kül-
tür düzeyimi o devir için sıradan bulurdum
ve esaslı olmayan bir hazırhk sonrası, üni-
versite giriş sınavmı kazanmıştım. O gün-
den bugüne bu tip çalışmalarla hiç ilgilen-
medim.
özellikle 80'li yıllardan beri, ne zaman
TV izlesem veya bir Eğitim Bakanı'nın de-
mecini okusam, hep ortaöğretimde de ar-
tık çağ atladığımızı, okullann bilgisayarlarla
donandığını ve bilgi çağına ulaşmamıza çey-
rek kaldığını işitirdim.
Dostlanmla giriştiğim bir bahis sonucu
ve yalnızca kendimi sınamak üzere 1991 Öğ-
renci Seçrae Sınavına (ÖSS) katüdım. Ge-
rek hiçbir şekilde sınava hazırlanmamanun
yam sıra karşundaki 700 bini aşkın adayin
taze bilgilerle ve kısmen dershane destekli
donannuş olmalannın yam sun hep övünü-
len cağdaş ileri eğitime uygun hazırlanmış
olmaları dolayısıyla; gerçekten barajı aşıp
aşamayacağım konusunda dahi şüpheüy-
dim. Sınava da geç yatılan bir geceden sonra
ve uykusuz katüdım. Bütün bunlara ek ola-
rak, 20 yıldır matematik, fen, sosyal bilgi-
ler ve Türkçeye çalışmamıştım. Sınavda ya-
bancı dil sorusu olmadığı için bunun da ba-
na bir yaran olamazdı. Sınavımı orta dere-
cede tamamladım.
Gazeteden, barajı aşanlar arasında oldu-
ğumu okuyunca sevindim. Ancak
18.5.1991'de ögrenci Seçme ve Yerleştirme
Merkezi'nden gelen kesin sınav sonuç bel-
gesini okuyunca önce afalladım. ardından
sevindim; ancak meselenin öziinii düşünun-
ce çok iizüldüm! ÖSS sonucu, "Türkiye ça-
ptnda en başanlı *1* 4"e girmiştim! Afalla-
dım ve sevindim; çünkü bu denli yüksek bir
sonuç benim gibi ancak orta derecede ge-
nel kültürlü, yıllarca ders kitabı yüzü gör-
memiş orta derecede zeki birisi için son de-
rece gurur verici idi. Üzüldiim, çünkü da-
ha sonra işin ürkütücü yanını kavramaya
başlamıştun: Demek ki bizlere medyalar
aracılığı ile anlatılan o eğitimdeki çağ atla-
ma, bilgi cağma ulaşma, genel düzeyin yuk-
selmesi vb. ile eğitilmiş olduğu söylenen, ta-
ze bilgiler ve kısmen dershane desteğiyle do-
natılmış öğrencilerin <V«96'sınu ço^nnu, be-
nim gibi sıradan birisi hiçbir çalışma vap-
maksızın geride bırakabilmişti.
Bırakm eğitimde ileri gitmeyi ya da ye-
rinde saymayı; demek ki 20 yüda düzeyimiz
çok daha gerilere gitmişti. Tüm koşullan
gözönüne alınca başka bir sonuca ulaşamı-
yorum. Ve maalesef; kendi aldıgım derece-
ye sevinmekten daha çok, ülkemin orta ög-
retim kurumlanndaki genel eğitim düzeyi-
nin 20 yıl içinde ne kadar çok gerilemiş ol-
dnğunun bu somut göstergesi karşısında,
gözyaşian döknyonım!
DR. ALİ RIZA SlGlRCl
tstanbnl
Ö ZE L
EYÜBOĞLU İLKOKULU
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
S A Y I N V E L İ L E R E
1991-1992 ÖĞRETİM VE EĞİTİM YILI İÇİN OKULUMUZUN
BİRİNCİ SINIFLARINAÖĞRENCİ KAYITLARI BAŞLAM1ŞT1R.
5. S1NIFLARIMIZ1N KONTENJANLARI DOLUDUR.
EĞİTİM
-TAMGUNEÛİTİM
- YABANCI ÖCRETMEN KOORDİNATÖRLÜĞÜNOE
3.4.5. SINFLARDAINGİLİZCE
- RESİM-MÜZİK-BEDEN DERSLERİNE BRANŞ
ÖĞRETMENLERI
-ETÜDÇALIŞMALARI
- DENEY1MLİ ÖCRETİM KADROSU
-TAMGÜNGÖREVLİHEMŞİRE
FİZİKSEL DURUM
-KADIKÖrUN MERKEZ1YERINDE,
-KAPALİ DEVRE TV VE VİDEO İLE
DONATILMIŞ DÖŞEMELİ SİRA SİSTEMİ
TEFTİŞ EDİLMİŞ MOOERN SINiFLAR
-ÖGRENCİ KAPASİTESİNE GÖRE BAHÇE
-KAPALİ SPOR SALONU
-L1SAN LABORATUVARI
-FENLABORATUVARI
-YEMEKHANE
-KÜTIJPHANE
AKTİVİTELER
- FOLKLOR - MODERN DANS - BALE - GİTAR
SATRANÇ - ORG - KEMAN - PİYANO - SPOR FLÜT VE DİĞÇRLERİ
N O T : E T Ü D V E A K T İ V İ T E L E R D E N Ü C R E T A L I N M A Z .
•
FÎZİKSEL YAPISI AVRUPA STANDARTLARI ÖZERİNDE OLAN
ÇAMLICA ETEK.ERINDE 18.000 M2 ALAN UZERINDE ÇAÖDAŞ MİMARİDE GERÇEKLEŞTİRILEN VE
5 BLOKTAN OLUŞAN 36 DERSLİK - KONFERANS SALONU - KUTUPHANE VE MODERN
LABORATUVARLARIYLA OÜMPİK ÖLÇULERDE KAPALİ VE AÇIK SPOR TESİSLER! İLE
YEŞİLLIKLER İÇERİSİNDE GENİŞ BAHÇELERİ İLE.
EYÜBOĞLU KOLEJİ'NE İMTİHANSIZ GİRME HAKKI
•
K A M P Ü S *
TLF. 329 1615 (4 HAT) FAX: 33571 96
ÖZEL EYÜBOĞLU İLKOKULU EYUBOGLU EĞİTİM KURUMLARINA AİT BİR KURULUŞTUR.
İ L K 0 K U L
ADRES. DR. NEŞEJ ÖMER SOK. N0.9 KADIKÖY
(KADIKÖYPTTARKASI)
TLF. 337 09 06 337 71 25
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
Ahmed Arifi Sonsuzluğa
Uğurlarken...
Ahmed Arif'i Cebeci gömütlüğünde toprağa veriyorduk; gö-
mütü başında son yolculuğunda ilkin Ataol Behramoğlu ko-
nuştu. Özetle şöyle dedi:
"Arkadaşlarım benden, burada Ahmed Arif için konuşmamı
istediler. Bu, benim için hem büyük bir acı, hem de büyük
bir onur. Burada sonsuzluğa gönderdiğimiz insan, Türk dili-
nin, Türkçenin, Türkiye'nin, Türkiye halklannın, gelmiş geç-
miş en büyük şairlerinden biridir. Tıpkı bir istiridyenin içinde
bir inci tanesinin yüzlerce yılda oluşması gibi, böyle şairter
yüzlerce yılda oluşur halkların bağnnda. Ahmed Arif'in bir
yanı Yunus Emre'de, Karacaoğlan'dadır. Halkımızın masalla-
rındadır, büyük yarattcı geleneğindedir halklarımızın; bir ya-
nı da modern şiirimizde, modern kültürümüzde,
Nazımlardadır. Orhan Kemallerdedir, Sait Faiklerdedir. Ah-
med Arif, insan olarak da eşsiz bir kimseydi; kâdınlara karşı
onun kadar güzel iltifatta bulunan, çocuklan onun kadar sef-
katle seven, yaşlıları onun kadar onurlandıran ve herkese
onun kadar onuriandıncı sözler soyieyen başka bir insan ta-
nımadım.
İnsanlann hayatında vicdan gibi kişiler vardır; Ahmed Arif
benim hayatımın ve sanıyorum ki birçok arkadaşlarımızın ve
onu tanıyan birçok kişinin hayatında bir vicdandır. Ben öm-
rümün sonuna kadar yaptığım her davranışta Ahmed Arif'i
en başta düşünecegim kişilerden biri arasında sayıyorum.
Acaba, Ahmed abi, buna ne derdi? Acaba, Ahmed Arif bu
davranışımı nasıl değerlendirirdi? Benim için anısı gerçek-
ten bir ışık olacaktır.
Ahmed Arif'in şiiri, halklann yaratıcı gücüne ve sanatın ya-
ratıcı gücüne inanç demektir. Anısı önünde, sonsuz, derin
bir saygı ve bağlılıkla eğiliyorum."
Ataol Behramoğlu'ndan sonra ozan Metin Demirtaş konuş-
tu. Ataol Behramoğlu İstanbul'dan, Metin Demirtaş Antalya1
dan kalkıp Ahmed Arif'i son yolculuğunda uğurlamaya
gelmişlerdi. Metin Demirtaş şunları söyledi;
"Ahmed Arif dostları!"
Hepimizin başı sağolsun. Kısacık bir konuşma yapmak is-
tiyorum. Burada, hem kendim hem Antalyalı, Ahmed Arif'i
seven dostlar adına bulunuyorum. Ahmed Arif, şiirimizde yü-
ce bir dorukiu. Şiiri, yalçınlığı ve erişilmezüğiyle her zaman
genç ve taze kalacaktır. Taklidi olanaksız bir şiir. Ahmed Arif
gibi şiir yazmak, uçurum kıyısında çiçek toplamak gibi bir
şey. Oykünme, düşüp parçalanmayı göze almak demektir.
Onun için benzersiz ve erişilmez diyorum.
Onun titiz şiir işçiliğinden, şiire bictiği onur ve namus an-
layışından öğreneceğimiz çok şey var. Sözcüğün tam anla-
mıyla organik bir şairdil Ölüm haberini duyunca sarsıldım.
Burada, yalnız kendim için değil Antalyalı okurları ve sever-
leri adına da bulunuyor-um. Bütün devrimcilerin, şiiri ve Ah-
med Arif'i sevenlerin başı sağolsun!
Ahmed Arif'in, evime onur verip konuk olduğu zaman, otiy-
le bir bölüm yazdığı şiirden küçücük bir bölüm okuyorum:
Dağın pulat yüreğine işledim/ Şimşeğin masmavi ustura-
sına/ Sevdanı,/ Usul-usul/ Sevdanı,/ Mısra mısra...
Lo ben seni hapislerde sevmişım/ Ben seni sürgünlerde..../
Halkım benim/ Askıda çığ...'
Ve bir sunu yazmış altına, sevgili Ahmed Abi;
Antalya/ masmavi vatan.../ Sevgili Metin/ Sevgili Günsel/
Sevgili Umut../ Merhaba.../ Ve kimbilir, elvada...'
Ahmed Abi'ye demişim: Elveda'yı çizelim, 'Yok, hayır, bu
metin elveda'dır. Bir yıl önce, tam bu vakitlerde! Hepinizin
başı sağolsun!"
Metin Demirtaş'tan sonra, savunman eski Hakkâri millet-
vekili Ali Karahan konuştu; özetle şöyle dedi;
"Ahmed Arif, çocukluğundan bilmem lazımgeten bir ki$iyd».
Cevval, hakikaten çevresine kendini tanıtan bir kişiydi. Ben,
memleketten (Siverek'ten) 43 yıl önce ayrıldığım için Ahmed
Arif'in ondan sonraki inkişafını bir hasret, bir tahassür ola-
rak yaşadım. Onun 'Otuz Üç Kurşun'u, çok yapılmış haksız-
lıkların melodileşmiş, nağmeleşmiş eseridir. Bu eser, köyden
kente, kentten en aydın kişinin kafasında baskmın, zulmün
yıktığı abidelere âdeta bir destan şeklindedir. Altı ay önce ta-
nıştık, beş defa beraber bulunduk. Üç defa bana gekJİ. En
son bana Abi, hâlâ hastaneye yatmadın mı?' dedi. Dedim,
'Hayır, pazartesi günü', yani geçen pazartesi günü. Ve maa-
lesef ben korrtroldeyken vefatını haber alınca, onun velud bir
devrede, doğurması lazımgeldiği en hassas noktada, ecelin
onu bulması, memleket için talihsizlik, şiir için bir kayıp, dost-
ları için büyük bir üzüntü menbaı olmuştur. Hepimizin başı
sağolsun!"
Ahmed Arif'in son yolculuğunda, çok kalabalıktı caminin
önü de gömütlüğü de.. Tahsin Saraç'ın, Nimet Arzık'ın, Ra-
fet Genç'in gömütlerinin yanıbaşındaydı gömütü. Hinthoro-
zu Erdal Bey'le Hikmet Çetin, Maltepe Camisi'ne gelmişlerdi;
Azime Korkmazgil Ağlasun'dan gelmişti. Canip Yıldırım, Bi-
rinci Basın Sitesi kapıcısı Ziya ile kapıcı Cevat. Basın Site-
si'nden arkadaşlan, mahallenin bakkalı Ali Delibaş
oradaydılar. Bakkal Ali, kalabalığa çok şaşmış, "Biz Ahmed
Arif'in kıymetini bilememişiz!" diyordu. Şerafettin Elçi, yanın-
dan geçerken "Ekmekçi, sen de çok üzüleceksin, senin iyi
arkadaşın, dostundu" dedi. Elçi şunları söyledi:
"Yüreği insan sevgisiyle dolup taşan bir insandı. Hep hakkı
yenen, ezilen, çile çeken insanlann ıstırabını yüreğinde ta-
şıdı. Ve bu insanlann duygularının en güçlü ve usta tercü-
manı oldu. Ahmed Arif, çilekeş, mazlum Kürt halkının içinde
doğmuş, bu dert ve çilelerle büyüyüp benliği yoğrulmuştu.
Hakkı yenen, ezilen, çile çeken, ama her şeye rağmen dire-
nebilen insanlann şaiiriydi. Bu insanlann onurlu ve namus-
lu bir temsilcisi olabildi. Ve öyle kaldı. Yüreği bütün insanlara
yetebilecek kadar sevgiyle doluydu ve tertemizdi. Yalnızca,
namussuzlara, hain işbiriikçilere, halkın aşına, ekmeğine göz
dikenlere nefret duyardı. Ahmed Arif, dogup büyüdüğü top-
raklardan uzak yaşadı. Ve bu hasret içinde yanıp tutuşurdu.
Köküne uzak düşmüş, ama hiçbir zaman kökünden kopma-
mıştı. Son arzusu, Diyarbakır toprağıyla kucaklaşmak oldu.
Diyarbakır'dan getirilen bir avuç toprak, vasiyeti üzerine me-
zanna konuldu. Ebediyen Diyarbakır toprağıyla baş başa ka-
labilsin diye. Yeri kolay kolay doldurulamayacak bir şair ve
insandı. Onu seven herkesin başı sağolsun."
AŞIKNESIMI
VE
CURASIYLA
50YIL
Nilgün AKKUŞ
İzzet ALTINMEŞE
Ali Ekber ÇİÇEK
Güler DUMAN
Ahmet GÜNOAY
Arif SAĞ
Karaca Ahmet Semah Ekibi
ve
AŞIK NESİMİ ÇİMEN
Konuşmacılar: Zülfü LİVANELİ - Ortat KUTLAR
Yöneten: Abdullah Nevzat ÖZTÜRK
Sunan: Gülsüm ÇINAR
Vfer AÇIK HAVA TİYATROSU
Tarih: 7 Haziran Cuma
Saat: 19.30
• (26 Mayis Pazar tarlhlndekl
konser hava muhalcteti
nedenlyle ertetenmlştlr)