Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 HAZİRAN 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
FOTOĞRAF
Latin Amerikalı sanatçılar
• Kıiitur Servisi — 22. Uluslararası Arles Fotoğraf
Gunlen çerçevesinde 5 tenımuz gunünden ıtibaren Latin
Amcrika fotoğrafcılannın yapıtlarına yer verilecek 11
sergi kapsamında, 10 Latin Amerikan ulkesinden katılan
50 dolayında yapıt, "Latin Amerika'nın Büyülü
Gerçeği"ııi ortaya koymayı amaçhyor. Arles'a gelen
fotoğraf meraklüan, Cuba'dan Şili'ye, Meksika'dan
Brezüya'ya dek Güney Amerikalı fotoğraf sanatçılanrun
objektiflerine giren "gerçek" görüntuleri izleyecek.
Perulu fotoğraf sanatçısı Cuzco'nun da Arles'da
fotoğraflan sergilenecek. Yukarıda sanatçının, 1934
tarihli "halk şarkıcıları" adh fotoğrafı görüluyor.
Ankara'da ayın fotoğraflan
• ANKARA (UBA)— Ankara Fotoğraf Sanatçılan
Derneği (AFSAD) tarafından her ay üyeler arasında
düzenlenen "Ayın Fbtoğrafı" yanşması sonuçlandı.
Siyah-beyaz ve renkü baskı dalında toplam 28 yapıtın
Uyelere açık olarak değerlendirildiği seçimde Gul Ezen ile
Gülnaz Çolak'ın fotoğraflan ayın fotoğrafı seçildi. Seçici
kurul üyeliğini Melih Vurkır'ın yaptığı değerlendirme
sonucunda siyah-beyaz baskı dalında Gül Ezen'ın yapıtı
ayın 1. fotoğrafı, Resul Baştuğ'un fotoğrafı ayın 2.
fotoğrafı, Hüsniyc Ünal ve Gülsen Okyay'ın yapıtlan
ayın 3. fotoğrafı seçildi. Bu dalda Gül Ezen ve Erol
Çıtır'ın birer yapıtı ise sergilenmeye değer bulundu.
Renkü baskı dalında da Gülnaz Çolak'ın yapıtı ayın 1.
fotoğrafı, Mustafa özçilingir'ın yapıtı ayın 2. fotoğrafı,
Gürsel Gökçe'nin yapıtı ayın 3. fotoğrafı seçildi. Aynca
bu dalda Bahriye Leblebicioğlu, Mehmet Aslan Güven,
Gülnaz Çolak ve Mustafa özçilingir'in birer yapıtı
sergilenmeye değer bulundu. Siyah-beyaz ve renkli baskı
dalında toplam 13 fotoğrafın yer aldığı ayın fotoğrafı
sergisi yarın AFSAD'ın lokaünde açılacak.
SİNEMA
'Haydi Beyoğlu'na'
• Kültür Servisi— Istanbul Film Ajansı, Beyoğlu Sineması
ve Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün ışbırliği ile düzenlenen
"Beyoğlu ve Sinema Şöleni" süruyor. Dun Beyoğlu
Sineması'nın fuayesinde Onat Kutlar ve Selım 1leri
kitaplanru imzaladı. Bugiın S. Frears'ın yönettiği ve 1986
Rio Buyuk ödulu'nu alan "Benim Güzel Çamaşırhanem"
adlı film gösterilecek. Agâh özguç ve Burçak Evren'in •
katüacaklan imza günü ise saat 16.00-19.00 arası yer alacak.
(Fotoğraf: Ibrahim Günel)
MÖZİK
Tango nostaljisi
• Kültür Servisi —
Arjantin tangosunun
efsanevi ismi Carlos
Gardel'in ölumünun 56.
yüında, Arjantin halkı
yine tangolarla anıyor
Gardel'i. 45 yaşmda
geçirdiği bir uçak kazası
sonucu yaşamını yitiren,
bu arada yaşamı
boyunca 900'un uzerinde
tango besteleyen ve bazı
filmlerde de rol alan
Carlos Gardel'in imajı,
Arjantin'de her yerde...
Buenos Aires'te nereye baksanız Gardel'e aıt bır iz...
Kendi hüzünlu ifadesine rağmen, halkın onun hep gülen
posterlerini duvarlara asmaları da bir başka ilginç nokta.
öte yandan, tangonun Arjantin'de artık "yajayaıı bır
sanat" değil, ulusal bir alışkanlık hahne geldiği
söyleniyor. Fotoğrafta, şu sıralar Londra'da sahnelenen
"Tango Argentino" adlı oyundan bir kesit görüluyor.
MÖZE
Atatürk Müzesi
• tSTANBUL (IÜHA) — 1989 yıhnda onanm ve
sergileme amaayla kapatılan 'Atatürk Müzesi'
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sözen
tarafından hizmete açılacak. Istanbul Büyükşehir
Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre, 'Atatürk Inkılap
Müzesi' adıyla 15 Haziran 1942 yılında hizmete açılan
müze bugüne kadar değişik sebeplerden dolayı arahklı
olarak kapatıldı. Ük kez 9 Ocak 1962'de geçirdiği yangın
tehlikesinden sonra hizmete kapatıldı ve 4 Mart 1962'de
tekrar hizmete açıldı. Belediye tarafından 1977 yıhnda
Turing Otomobil Kurumu ve Iş Bankası'na restore
ettirilerek düzenlenen bina 19 Mayıs 1981'de ziyarete
açıldı. Son olarak 1989 yıhnda onanm ve sergileme
amacıyla bina kapatıldı. Binada son kapatıldığı tarihten
bu yana çeşitli onanmlar yapıldı. Kömurle çahşan
kalorifer tesisaı. yenilendi ve fuel-oille çalışır hale
geürildi Aynca yangın alarm sistemi yapıldı. Klima
sistemi kuruldu ve elektrik sistemi yenilendi.
BALE
Türk koregrafları gösterisi
• Kiiltür Servisi — tlkı geçen yıl düzenlenen "Tıirk
Koregrafları Çağdaş Bale Gösterisi" gelenekselleşiyor.
Çağdaş Bale Topluluğu'nun Sanat Yönetmeni Cera
Ertekin ile Nişantaşı Leo Kulübü Derneği'nin organize
ettiği etkinlikte deneyimli koregraflann yanı sıra
yapıtlanm ilk kez sergileyecek olan genç koregraflar da
bulunuyor. Figen Yücel'in "Ocaridas", Ipek Dursun '
Kellenberger'in "Özlem-Onur ve Duyumsallık-Huzün",
Sibel Kasapoğlu'nun "Ikisi", Cem Ertekin'in "Bir Pan'ın
öğleden Sonrası" ve "Operadaki Hayalet" adh
yapıtlannın da yer aldığı gösteri bugün saat 18.00'de
Mimar Sinan Üniversitesi Istanbul Resim ve Heykel
Müzesi (Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi) Bahçesi'nde
izlenebilecek.
Mehmet Ulusoy'la, Yaşar KemaVden sahneye uyarladığı "Orta Direk"üstüne
Tiyatronun ortak dîlîMehmet Ulusoy'un
Paris'te sahnelediği
"Orta Direk"
birbirinden değişik
eleştiriler aldı. Ulusoy,
Haluk Şevket
Ataseven'e, bu farklı
eleştirilere ilişkin
görüşlerini, kendi
tiyatro anlayışını,
"Orta Direk"
yorumuyla ilgili
düşüncelerini anlattı.
H. ŞEVKET ATASEVErT
— Bu yıl Paris'te sahnele>ip
yonımladığınız Yaşar Kemal'in
"OrU Direk'i uzerine gerek
Fransa'da, gerek Tıirkiye'de
birbirieri>le çelişen eleştiriler al-
dınız. Bu konuda neler soyleje-
ceksiniz?
ULUSOY — Meyerbold'un
bir sozünu anmak istiyorum;
"İyi bir tiyatro yapıtı seyirciyi
birkşüren değil. ayıran bir tiyat-
rodur." Brecht de buna benzer
bir tanımda bulunmuştur. Ge-
nellikle ınsan varhğı, bırleşmek-
ten, birleştıncılikten yanadır da
bir anlamda dağılma, parçalan-
ma kavramlarını içeren "nynl-
ma" sozcuğunu pek ağzma al-
mak istemez. Belki de "öhun"u
anımsattığı için bundan garip
bir korku duyar. Oysa "birteş-
raek" ve "aynlmak" bütuniı
var eden karşıtlardır, biri varsa
elbette diğeri de olacaktır. Ben-
ce bir sanat yapıtının aldığı çe-
lişik eleştiriler, o yapıtın kendi-
ne özgu bir butunluğe eriştiğini
kanıtlar.
— Bu göriişüniiz "Orta
Direk" yorumunuz için de ge-
çerli mi?
ULUSOY — Yirmi yıldan bu
yana Fransa'da yaptığım çalış-
malar, bu çalışmaların uzantı-
sında ortaya çıkan sahne yapıt-
larımı bir butun olarak gormek
gerekir. Her bir çalışma bir di-
ğer çalışmamı tamamlayan bır
oğedir. Ben bu butunluğu çeliş-
kılerin yarattığına inanıyorum.
Elbette "Orta Direk" de bu
yaklaşımın dışında düşunüle-
mez. Öyle sanıyorum ki ortaya
konan bu butunluğun taşıdıği
ozu ve onu yaratan biçimi gereğı
gibı gözlemlemeden yapılan
eleştiriler, pek ucuz ve pek su-
dan şeyler olacaktır.
— Sahnede görsel dilin sozlu
KALIPLARDAN SIYRILARAK— Ayla Algan (sağda), Mehmet Ulusoy'un yorumladığı Gogoli
iin "Ölü Canlar"ı ve Nizırn Hikmet'in "Memleketimden Insan ManzaraiarTndan sonra "Orta
Direk "te de o>nadı. Uluso>, Algan'ın kalıplardan sıynldığını soyluyor.
dili eritip sözcıiklere yuklendik-
leri anlamlann otesinde derin
boyutlar kazandıran bir tiyatro
dünyanız var. Boylesine "dina-
rnik" bir dunyanın çelişkilerden
anndınlmış olarak kurulması
olanaksız geiiyor bana. Bu de-
ğerlendirmeye .vanıtınız ne ola-
cak?
ULUSOY — Mans'ın "Kapi-
Ul"inden yola çıkarak yaptığım
"Bencil Hesaplann Buzlu Sula-
nnda" adlı sahne yorumum,
yapısında en çok çelişkiyi bann-
dıran oyunlanmdan biri olmuş-
tur. Oyun Paris Devlet Tiyatro-
su'nda oynandığı zaman her ikı
uç noktadan da değişik tepkiler
aldı. O dönemde sağcı partiler-
den birine mensup olan Kultur
Bakanı'na "Nasıl olur da boy-
le bir yapıla devlet odeneğiyle
destek sağlarsınız" şekhnde so-
rular soruldu. Olay Fransa
Meclısı'ne kadar getirildığınde
bu sağcı Kultur Bakanı buyuk
bir ozveriyle oyunu savundu. Ve
daha sonra oyun 30 Avıgnon
Festivalı'nin açıhşında Papalık
Sarayı'nda gosterime sunuldu.
Hemen ardından Kuba dahil
butun Doğu Bloku ulkelennden
çağrılar aldı. Bu çağrıiardan
hiçbirini kabul etmedim, çunku
oyunumun ozellıkle Doğu Blo-
ku ulkelerinde oynanması salt
Marksizrhin bir övgusu niteliği-
ni kazanacaktı, beni ve oyunu-
mu, kendine ozgu bir dunya gö-
ruşu ve yıne kendine özgu bir
yaşam anlayışı olan bir yapılan-
maya bağımlı kılacaktı. Oysa
benım bu oyuna getirmiş oldu-
ğum yorum, ozgur, slogansız
bir tiyatro denemesiydi..
— Her zaman, her yerde ya-
pılan bir yanlış değerlendirme
de bir romanı yaralan romancı-
nın gerçeklik anlayışıyla, o ro-
mandan bir sahne yapıtı yara-
tan tiyatro sanatçısının gerçek-
lik anlayışını aynı doğrultuda
duşunmek... Oysa soz konusu
olan bunun tersidir. Sahnesel
butunlıiğü yaratan çelişkilerden
sanırım biri de budur. Bu yak-
laşım uzerindeki goruşlerinizi
almak isliyorum.
ULUSOY — Duşuncenize
katıhyorum, romana sadık ka-
layım derken hem tiyatroya,
hem de romana ozgu gerçeklik
dünyasına katkıda bulunan ro-
man yazanna saygısızlık et'mış
oluyorum. Burada yapılması
gereken en doğal iş, romartm
kendine ozgu dilini, sahne dili-
ne çevirmektir. Ne var ki çeviri
çok guç ve sorumluluk isteyen
bir iştir. Önce romanı okuyan
okuyucunun soyut imge gucu-
nü, oyunu sahneye aktardığınız-
da somut ımge gucüne çevire-
ceksınız. Okur - seyırcide mey-
dana gelen soyut - somut çeliş-
kiler dunyasını, tiyatronun ken-
dine özgu dunyası içınde erıte-
rek, ondan çok ozgun bir dıl ya-
ratacaksınız.
Bu tanım şiir ıçın de geçerli-
dir. Buna "Sevdalı Bulut" ça-
lışmamı ornek gosterebilırim.
Şiirsel ımgenın eylemsel bir im-
geyle karşılanması ya da eylem-
sel ımgenin şıirselliğı yuklenıp
taşıması ve bu bağlantıların bır
gosteri zenginliğine donuşme-
si... Bence butun bu çelişkiler-
den yaratılan göruntüler, çağı-
mız tiyatrosunun konuşulan bu-
tun dıllerin ustunde, ortak bır
dil yaratmada ne buyuk bir et-
ken olacağını gosterıyor.
— "Orta Direk"in sahne yo-
nımunu yansıtan jyunculann
seçiminde tutarsızlıklar oldu-
gundan söz edildi. Bu konuda
neler soyleyeceksiniz?
ULUSOY — "Orta Direk"te
oynayan oyuncularda, dığer
oyunlarımda oynayan oyuncu-
lar arasındaki tutarhlığı bula-
madığımı belirtmeliyim. Özel-
likle "Orta Direk"te rol alan ü"ç
Fransız oyuncum, daha çok
akademik kariyerden geldiklen
için sanınm rollerine pek uyum
sağlayamadılar. Bu da bizlere
yeni tiyatro dilini çok ıyi konu-
şan oyunculara giderek daha
çok gereksinım duyacağımızı
gosteriyor..
Ama bu arada değerli sanat-
çımız Ayla Aigan'dan söz et-
mek isterim. Şimdiye kadar bir-
likte çalıştığımız her uç oyunda
da (Gogol'ün "Ölıi Canlar",
Nâzım Hikmet'in "Memleke-
timden tnsan Manzaralan",
V aşar Kemal'in "Orta Direk"i)
birbirinden farklı ve özgun bir
yaratımla çizıp canlandırdığı
karakterler, Fransa'daki bütün
sanat çevrelerinde hayranlık
uyandırmıştır ve her oyununda
seyircileri ve eleştirmenlen bü-
yulemiştir. Bu da bir oyuncu-
nun kalıplardan sıynlarak ken-
dine özgu kimliğini kaybetme-
den, yeni ve yaratıcı deneylere
gırmesinin bir örneği, bir başa-
rısı değıl midir?
— Gozlemledigim kadanyla
bunca yıldır gerçekleştirdiğiniz,
bepsi birbirinden başanlı sabne
yorumlannızda rol alan sanat-
çılar, sizin yarattığınız gosteri
anlayışınızın birer gostergeleri
olrnuşlar ve tutarlı bir sahne du-
zeni oluşturmuşlardır. Bu duzen
yaratma biçimi "Orta Direk"
yorumunuz için de geçerli olmuş
mudur?
ULUSOY — Genellikle
oyuncunun kendine özgü kim-
liğınden yola çıkarak onun ya-
ratıcılığına katkıda bulunmaya
çalışınm. Aslında sahnenın du-
zenı dediğimiz şey, oyuncunun
kendinde var olan rol yetisini
gerçekleştirebilme surecinde or-
taya çıkan bir düzen biçimidir.
Eğer bu düzen biçimi tiyatroyu
oluşturan diğer öğelerle bir
uyum içinde değilse, hiçbir za-
man işlevsel olamayacaktır. El-
bette bu düzen mantığı "Orta
Direk" yorumum için de geçer-
hdir.
— Hakkımzdaki bir yazıda
"Duşledikleiffmin ancak onda
birini gerçekleştirebildim" di-
yorsunuz. Yaşamsal gerçekliği
her an duşe donuşturen tiyatro
sanatı için gelecekte neler düş-
luyorsunuz?
ULUSOY — Sanırım sanat
yaşamımın bir ileri aşamasında,
belki de "duşlediUerimin ancak
yüzde birini gerçekleştirebil-
dim" diyeceğim. Ama yakm za-
man duşlerimden biri, yıllarca
uzak kaldığım ülkemin sahnele-
^rınden birinde "Sevdalı Bulut"
*ile Brecht'in "Adam Adamdır"
oyunlarını sahnelemek olacak-
tır.
Osmanlı Bankası Beyoğlu Şubesi'nde Perayeniden canlandınlıyor
Pera'da yüz yıllık yolculukREFİK DURBAŞ
"Pera" yeniden can mı bulu-
yor?
Sorunun yanıtı "Nerede o
giinler" olabilir.
Osmanlı Bankası Beyoğlu Şu-
besi'nin 100. yıl kutlaması ne-
deniyle düzenlenen vitrinini ve
fotoğraf sergisini gördükten
sonra "Neden olmasuı?" da de-
nebüir...
Osmanh Bankası Beyoğlu Şu-
besi bu kutlama vesilesiyle bir
kuçük "peocere" açmış Pera'-
ya. Bakalım şimdi neler görunü-
yor bu pencereden...
"N. ve T. Avery Lld." şirke-
tinin "Birmingham" patentli
bir terazisi. Bu terazi bankada
işlem gören gümüşleri tartmak-
ta kullanılıyor.
Iki büyuk defter-i kebir. Üze-
rinde "Banque Imperiale Otto-
mane. Jonrnal A." yazısı. Def-
terlere o zamanlar, yani "P£-
ra"da "Journal" diyorlarmış.
Defterlerin biri açık, biri diki-
ne vitrinde duruyor. Açık olam
1868 tarihli "journal." Banka-
mn o tarihteki butün işlemleri-
ni Fransızca olarak bu defterde
görmek mümkün.
Biri "Remington Rand"
marka ve oldukça eski iki hesap
makinesi.
Bir pres. Ben "pres" diyo-
SAKIN ŞAŞIRMAYIN— Bir zamanlann Degüstasyon lokantasmm önü. KaJdınmda bir çiçekçi.
Lokantanm önünden geçen iki kadın, kendilerine uzatılan çiçekleri aldılar mı, almadılar mı?
rum, Şube Muduru Ersin Una-
oer, "H»yır" dıyor. "Pres de-
ğil, bir çeşit fotokopi makinesi
bu." Bu presle sureti çıkacak
evrak sıkıştınlarak çoğaltılabi-
liyormuş. Unaner, "Haürüyo-
rum" diye konuşuyor. "1960 yı-
bna kadar cahşıyordu bualeL.."
Adı da samyorum "poligraf..."
20, 30, 50,125, 250 onslarıy-
la altın terazisi.
Ve hâlâ çahşan bir saat...
Saatin sesi bankaya ait fer-
man ve anlaşmalann yuzune vu-
ruyor Oradan da Beyoğlu'nu
üstu açık bir arabada Kral Ed-
vvard'la temaşa eden Atatürk'-
ün gulen gözlerine...
Buraya kadar yazdıklanm
Beyoğlu Şubesi'nın dış yüzû. tç
yuzu ise Çelik Gulersoy'dan ah-
nan fotoğraflardan oluşuyor.
Fotoğraflara geçmeden şunu
söylemek istiyorum: Sanki yuz
yılın kokusu hâlâ duruyor ban-
kanın içinde. 100 yıl oncenin
mahalli giysili Amavutu gitmiş
de yerine bugünun bekçisi nö-
bet tutuyor gibi... Sanki değişen
bir şey yok giysilerden başka...
Oldukça temiz, ferah, gönül
açıcı...
Ve fotoğraflarla yüz yıhn ge-
zisi...
Çiçek Pasajı'nın önünde yer
alan "Degüstasyon"un kaldı-
nmlannda bir çiçekçi elindeki
demeti iki bayana uzatıyor.
Galatasaray Lisesi'nin önun-
deki meydan. Köşede bir fihn
afişi. Eski ve yeni yazıyla "Ben
Hur" filmi. Roman Novarra'-
nın 1920'lerde çevırdiği "Ben
Hur."
Yine bir başka sinema afişi;
"Göninmeyen Adam Aramız-
da" ve "Solgun Göl..." Saray
Sineması olmalı...
Zaman akıp geçiyor... Cum-
huriyet'in onuncu yıh. Galata-
saray Lisesi'nin önü ışıklarla
donatılmış...
Taksun Anıtı'nda yine onun-
cu yıl kutlamalan. Atların çek-
tiği top arabaları anıtın çevre-
sınde dolanıyor...
Taksim'den Tunel'e iniyoruz.
Işte Tokatlıyan. 1955'e kadar
ayakkabıcı olarak faaliyet gös-
teren Marinos.
Bir aile yemek yiyor. Masa-
da çiçekler ve büyuk bir bira
bardağı. Burası sanırım Rejans
olmalı...
Bir salonda dans eden üç çift.
Burası da Perapabs'ın salonu...
"Nostalji" için mi tramvay
geçiyor Beyoğlu'ndan? Tram-
vaydan önce zamanı geçirmeli
bence boylesine... Alet edavat
paslansa da fotoğraflar solsa da
zaman geçiyor butun diriliği,
bütün tazeliğiyle...
Hesap açmanız gerekmiyor,
kredi kartı da kullanmak iste-
mez, yolunuz Pera'ya duşerse
uğrayın iki dakikalığma Osman-
lı Bankası'na...
İki dakika da oka yaşayın Pe-
ra'yı...
'Çocuk '
Haklan'
Horhor Sanat Galerisi'nde Osmanlı kumaş ve giysileri sergisi
Bir zamanlar onlar da modaydı
Fatih'teki bitpazarında yer alan Horhor
Sanat Galerisi'ndeki sergi 25 temmuz
gününe kadar açık kalacak.
ATtLLA EŞKİNOZLUGİLİN KOLEKStYONUNDAN — Hor-
hor Sanat Galerisi'ndeki Osmanlı kumaş ve giysileri sergisi Atil-
la Eşkinozlugil'in koleksiyonundan derlendi. YakJaşık bir milyar
lira değerindeki sergide 150 parca yer alıyor.
4SLI KAYABAL
Uskudar-Bursa çatmaları,
Selimiye-Savai ipeklileri, üç
etekler, nihaüler, at örtüleri, ka-
pı perdelerı... Osmanlı kumaş ve
ışlemelerinden oluşan sergi Fa-
tıh'deki bıtpazan içinde yer alan
Horhor Sanat Galerisi'nde su-
ruvor.
Atüla Ekşinozlugil'in koleksi-
yonundan derlenen sergide 150
kadar parça yer ahyor. Ekşinoz-
lugıl, "Bu koleksiyon üç senede
olugtu. Osmanlı işlerine karşı
özel bir ilgim var. Kumaş, kıya-
fet ve işleme çeşitleri çogulınca
bu sergiyi açmaya karar verdim"
dıyor.
1 milyar lira değerindeki 150
parçalık koleksiyon Ekşinozlu-
gil'in Avrupa'daki pazarlar ve
muzayedelerden topladığı ör-
neklerden oluşuyor. Horhor'da-
kı serginin ilk bölumunde 17.
yuzyıldan 20. yüzyıla dek tam
bir koleksiyon halindeki çatma-
lar yer ahyor. Çatma bir kadife
türu. Bölumde Turk çatmalan
içinde, 17. yüzyıla ait bir kumaş
parçası. Bursa atölyelennde ure-
tilen 17 ve 18. yuzyıl yastık yuz-
leri gorülebılir. 19. yüzyılın Üs-
kudar urunlerı ile Avrupa etkili
yastık yüzleri de kronolojik bir
sıra ile sergılemyor.
Osmanlı kumaş ve kıyafetle-
ri, serginin ikincı bölumunü
oluşturuyor. Bu bölumde Turk
kumaşlannın son devır örnekle-
rı ile aynı dönemin moda olan
kadın giysileri ve Rumeh kıya-
fetlerı yer alıyor.
Ekşinozlugil, sergide üçüncü
bölümun Türk işlemelerine ay-
nldığını aktanyor. 16. yüzyüdan
20. yüzyıla dek tarihlenen işle-
me örnekleri içinde berber ör-
nekleri, suzeni örtuler, seccade-
ler, çarşaf, bohça, kavuk örtü-
leri, at örtuleri, kutu ve cüzdan
örnekleri bulunuyor.
Koleksiyon sahibi Horhor'da-
ki sergide, deri uzerine gümüş
ıplikle işlenmiş para çantasırun
benzerinin Victoria and Albert
Museum'da yer aldığını söylü-
yor. Çantanın uzerinde 'Cons-
tantinopolis 1610' yazıyor.
Ekşinozlugil'in çoğunlukla
yurtdışmdaki muzayedelerden
toplayarak oluşturduğu Osmanlı
işleri, şimdilik Horhor Sanat
Galerisi'nin küçuk mekamnda
25 temmuz gunüne dek açık.
Daha sonra tüm koleksiyon ru-
tubete karşı korunaklı bir meka-
na ahnacak.
• Kültür Servisi— tnsan
Haklan Derneği Jstanbul
Şubesi'nin düzenlediği
"Çocuk Haklan" konulu
şiir, masal, öyku ve resim
yarışmasında ödül alan
çocuklar dün Fame Cit/de
eğlendiler. 7-13 yaş
grubundaki çocuklann
çoğunluğunu Süreyya
Ağaoğlu Çocuk Dostlan
Derneği'nde yaşamlaruıı
sürdürenler oluşturuyor.
Başarüanm çeşitli oyunlarla
eğlenerek kutlayan
çocukların şiir, masal, öykü
ve resim çahşmalanndan
oluşan sergi Mulkiyeliler
Birhği'nde yer alıyor.
Fransa
Kaşıkçı'yı
suçladı
• GRASSE (AA) —
Fransa, dunyanın en zengin
adamlanndan Adnan
Kaşıkçı'yı, eski Füipinler
Devlet Başkanı Ferdinand
Marcos'tan satın aldığı
tablolarla ülkenin gumrük
kanunlarını ıhlal etmekle
suçladı. Mahkeme
yetkilileri, Kaşıkçı'mn
kendisine suçlamalann
yöneltildiği duruşmada
hazır bulunduğunu
söylediler. Kaşıkçı daha ileri
bir tarihte tutuksuz olarak
yargılanacak. Suçlamada,
gumruk kanunlannm ne
şekilde ihlal edildiği
belirtilmedi. Kaynaklar,
suçlamanın, Kaşıkçı'mn
Marcos'tan satın aJdığı ve
Manila'nın devlet malı
olduğu gerekçesiyle iade
edilmesini istedıği 38
Cezanne, El Greco, Gaugin,
Magritte, Renoir ve Picasso
tablolarıyla ilgıh olduğunu
kaydettıler.
Çin'de devTİmci
operalar
• HONG KONG (AFP)
— 1966-76 yıllarma
rastlayan Çin'deki kültür
devrimine bağmtılı çağdaş
devrimci optralar, 15 yıllık
bır aradan sonra guney
Çin'de yeniden
sahnelenecekler. Gösteriler,
Çin'de Komunist Parti'nin
kuruluşunun 70. yıh
kutlamalan çerçevesinde
gerçekleştiriliyor.
Cannes'da
degişiklik
• Kültür Servisi — Cannes
Film Festivalı'nin mayıs ayı
yerine sonbahar ya da kışın
gerçekleştirilmesi
duşunuluyor. Festival tarihi
ile ılgılı degişiklik
gorüşmelerine geçen hafta
başlandı. Nitelikli fîbnlerin
eylul ayı ile birlikte
uretildığıne dikkat çekilerek
güz döneminde aynca
Deauville, Montreal,
Toronto ve Tokyo film
festivallerinin de yer aldığı
belırtildi.
Siıııple Minds
turnede
• Kültür Servisi — Simple
Mınds Avrupa ülkelerini
kapsayan turnesini
surdüruyor. Topluluk
Hollanda'daki konserinin
ardından 5 konser vermek
uzere Italya'ya geldi. Simple
Minds 1979'da çıkan "Life
in a Day" adh albümunden
sonra 1980'lı yıllar boyunca
kendini surekli yeni tutmayı
başardı. 1982'de çıkan
"New Gold Dream" grubun
başanlı calışmalarından
oldu.
Castro'yla dalga
geçen film
• Kultür Servisi — Fidel
Castro'nun hüküm surdüğü
Kuba'da günlük yaşamı
alaycı bir biçimde ele alan
"Alice Harikalar
Dıyannda" başhklı fihn,
Küba sinemalannda gişe
rekorları kırarken hiçbir
açıklama yapılmadan
yasaklandı. Küba haber
ajansı Prensa Latina'mn
açıklamasına göre filmin
yasaklanacağımn haberi
önceden veribnediği gibi
hiçbir resmi açıklamada da
bulunulmadı.
• •
Zerrin Ozer
konseri
• Kültür Servisi — Most
Production'ın yaz boyunca
Rumeli Hisan'nda
gerçekleştireceği konserler 5
temmuzda Zerrin özer ile
başhyor. 5-14 temmuz
tarihleri arasında
gerçekleşecek konserlerde
sanatçıya, klavyede Feyyaz
Kuruş ve Aleaddin Deniz
percussionda Cengiz
Özdoğan, davulda Hakkı
Doğusoy, bas gitarda
Ayhan Uyamk, gitarda
Gültekin Kacar ve vokalde
Reyhan Karaca eşlik
edecek. Konsenn
büet fiyatlan 25.000- 40.000
TL olarak belirlendi.