Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhun>w Malbaacılık ve Gaıctc^ılık Tjrk \nonırr Şırketı adına
Nftdır Nwiı 0 Gcncl Yayın Muduru Hasan C<«*l. Muosese Muduru
EnıiK ls«llıgıl. \as Işlerı Muduru Okaı Goaensın. 0 Haber Vinkezı
Muduru Valç» Bftyer Sa>fa Duzenı Yonet-ne-ıı \\ı \c*r 0 Temsıta'er
Ahmet Tı«. İZMIR Hıkmel Çnıak»». \D\SA (, ttıı.
k PoİH ka CHal &•»!««* Dii Hab«rl« EffM Mci, Ekonomı Ceafü Tsrfcu, lî Smdika Şvkna feftan Kııltur Cri
hıanbu Hıtxrlm l ı n l k»(«ı EJ ı m G « K » Şnlaa. Yurt Habokn S«c*l •>•*••. Spor Danısmam AMal
Dzı Uzıla t o n (.ılnkıı Aras, n u Srtm AİIO. D.«lmt •.Mıftılı tagcı 0 koo-dınato- Uarı Honbaa 9 X | a l
Iskr tral Lrkuf 0 Vjhascic Bafcrsl Vacr 0 Bulve Plailama *>*nı OtMaBOVfcotlu f ) KckUm *>v Toma 0 Ek >ı>ınjar
H.l>. fk.nl 0 Mtn Hasnıa (.»m 0 bnmt OK>I Çttjk 0 Bılg Ijlcm Vail lul # PCTSOIKI !*
Krvı» Kumiv Basian Na*r \ a *
01(1** \kkMi \Bapa Bw» Haaaa
Conl Hltoeı Çtttakn». Okı>
L«« Mıaan. llkaa
a n >» » n m Cumharm MalbucıU vc Guaealk T A Ş Torkocafe C«d »'41 CtflAhı
34334 İH PK 2 « Isunbu] Td 512 M 05 (2D haı) Tek* 22246. Fu (I) S26 60 72 0
SuroJar Aıkın &>« Gekajp Bh l«kıtapS No \1 «. Td I » 11 41-f TtK* 42344 Fu (4)133
05 65 0 larir H Zryı Blv 1352 S. 2. 3 Td 13 12 90. Tda 523» Fu. (51) 19 53 60
OU Cad 119 S. No 1 Kal 1 Td: 19 37 32 (4 hu) 14kx 62155 Fa» (71) » 25 71
TAKVİM: 2 HAZİRAN 1991 İmsak 3 31 Güneş: 5.27 öğle: 13.07 Ikindi: 17.06 Akşam: 20 36 Yatsı. 22.23
Uzaya gitme
sırası fare ve
denizanasındaÇarşamba günü fırlatılması beklenen
Amerikan uzay mekiği Columbia'nın
yolculan bu kez 2478 denizanası, 30 beyaz
fare, 4 erkek ve 3 kadın astronot. Mekiğin
görevi biyo-medikal araştırmalar yapmak.
EDÎP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Yolcunun adı:
Seyphozoa... Işi: Denizanalı-
ğı... Gideceği yer: Uzay...
1960'larda Sovyet köpeği
"Laika", bir Sputnik'in ucun-
da uzaya çıkmışü, 1990'larda
sıra artık denizanalanna geldi.
Çarşamba günü uzaya fırlatıl-
ması beklenen Amerikan uzay
mekiği "Columbia"run yolcu-
lan bu kez 2478 denizanası, 30
beyaz fare, 4 erkek, 3 kadın
astronot. Hepsi birden, Ame-
rikan Uzay ve Havacüık Dai-
resi NASA'nın "Spacetob" di-
ye bilinen, yolcu otobüsu bu-
ytikluğündeki fennı laboratu-
varı ile "CoJumbia"da gide-
cek. Bu kez uzay mekiğinin gö-
revi, uzayı hurdalığa çeviren
bozuk, aksak, sarsak uydulan
toplamak ya da tamir etmek
değü, casus göz yerleştirmek de
değil; tamamen bıyo-medikal
deney ve araştırma yapmak.
NASA Doğa Bilımleri Bölu-
mü Başkanı Dr. Ronald Whi-
te, "Columbia"nın, bugüne
kadar ki "en heyeouı verici"
deneyleri yapacağını BBC'ye
anlatırken denizanalannın öne-
mini vurguluyordu: "Bunlar
henıiz dunyaja gelmiş deniza-
nalan olacak. Birkaç saatlik ya
da bir iki gunluk olanlan seçe-
cegiz; bir topluiğne başı kadar
biıyuklukte. Denizanasının bu-
yümesiııi hızlandiracağız. Biraz
biyokimya ile yapacağız bunu.
Denizanasının yerçekimine
nyan duyargalan vardır; deni-
zanası boylece başaşagı nu, yu-
zükoyun mu, burnunun dikine
mi durduğuau anlar. İlk birkaç
giin denizanalannın jerçekim-
siz bir ortamda ne yapacakla-
nnı gözleyecegiz. Bu duyarga-
lar yercekimsiz nasıl gelişi-
yor?".. Amaç, sadece deniza-
nalanna yerçekıminin onemini
multimilyon bir seyahate çıka-
rak anlatmak değil. "Amaç,
yerçekiminin biyoloji tarafın-
dan nasıl algılandığını anla-
mak, yerçekimini vücudun na-
sıl kullandıgına bakmak."
Uzaya çıkacak deney farele-
ri ne yapacak pekiyi? "Yapa-
cağımız 18 deney var. Bunlar-
dan sadece bir tanesi denizana-
larını ilgilendiriyor. 10 deney-
de insan vucudunun uzay ko-
şullanna nasıl uyum gösterdi-
ğine bakaca|u. Geri kalan 7
deneyde de be>az ufak farele-
rin tepkisine bakacağıı. Biyo-
kimyasal duzeyde farelere ne
oluyor?" Farelere bakıp ınsa-
na genelleme yapılacak. İnsan,
üzerinde deney yapılamayacak
kadar değerlı çunku.
Denizanalannın serpilip boy-
pos kazanması ıçın uçuş 9 gun
surecek. Bu kadar kısa bir sü-
rede karmaşık biyolojik sistem-
ler hakkında ne öğrenilebilir?
Dr. Whıte bu konuda iyım-
ser. Uzaya çıkış, ani bir yerçe-
kimı değışikliğı; dunya uzerin-
de seyahat gibi değil. Birkaç
dakikada yerçekimi kaybolu-
yor. "Vücudun bir haftada ye-
ni ortama alısması beklenir.
Nasıl oluyor bu iş? Bugune ka-
dar hep bazı varsayımlarta ha-
reket ettik. Uzay mekiginio
başka görevleri vardı. Bu kez
sadece vucuda bakacagız. Fa-
renin yaşamında bir hafla, in-
san için 6 hafta sayüır. Fare
hızlı yaşıyor, ama omni kısa.
Metabolizması hızlı."
KADEN K C L T Ü R E V İ ' N D E SÖYLEŞİ
4
Kadın cinselliği
yaşayamıyor'
tstanbul Haber Servisi —
'Cinsel yaşam ve sorunlan' ko-
nulu söyleşide konuşan Doç.
Arşaluys Kayır, evliliklerde go-
rulen en önemli cinsel sorunun,
cinsel ısteksızlık olduğunu ve
bunun da genellıkle kadına mal
edildığini söyledı.
Tunel'de "Kadın Kultur
Evi"nce düzenlenen söyleşiye
katılan I.U. Tıp Fakultesi Psı-
ktyatri Anabilim dalı öğretim
uyesi Doç. Arşaluys Kayır, ev-
li çiftlerin birçok cinsel sorunu
olduğunu, ancak nereye ve kı-
me başvuracaklarını bılmedık-
lerinı belırttı. Kayır, en onem-
li sorun olan cinsel isteksızliğın
nedeninin aslında araştırıldı-
ğında "denk olmayan
evlilikler" olduğunun ortaya
çıktığını vurguladı.
Kadının isteğinin erkeğinkın-
den az olmadığına dikkat çeken
Doç. Kayır, bir sorun olarak
görulen "yapay isteksizliğin"
nedeninin kadınla erkeğın cin-
sellığe bakışları ve beklentılerı-
nın farklı oluşundan kaynak-
landığını kaydettı. Erkeğin cin-
selliğe bir sonuç, kadınınsa su-
reç olarak baktığını anlatan
Kayır. şöyle konuştu:
"Biz kadınlar erkek cinsini
de anlamaya, tanımaya çalışa-
rak beklentiierimizi azaltmalı-
yız. Ama çozum, karşılıklı bir-
birini anlama ve beklentilerin
birbirine yaklaşmasıdır."
Kadının evlenınceye kadar
olduğu gibı, evliliklenn denk
olmaması nedenıyle de cınsel-
Lğı yaşamadığını, menopozu
ise tam bir "kurtulnş" olarak
gorduğunu belirten Kayır,
"Tüm bunlar, kadın için ka-
yıptır, kadın cinselliği yaşava-
mıyor, hep kaybediyor" dedi.
Masturbasyonun "insanın
kendi bedenini tanıması ve cin-
sel özelliklerini keşfine" yar-
dıma olduğunu bildıren Kayır,
şunları söyledi:
"Masturbasyon yapmış olan
kadın daha ıyi orgazm oluyor;
çunku bedenini tanıyor, nasıl
orgazm olabıleceğını biliyor.
Çift yaşama hazır oluyor. Ama
Doç. Arşaluys Kayır,
evliliklerde gorulen en
önemli sorunun cinsel
isteksizlik olduğunu
söyledi. Kadının cinselliği
yaşayamadığını,
menapozu bir kurtuluş
olarak görduğünü belirten
Kayır, "Tüm bunlar
kadın için kayıptır" dedi.
kadında masturbasyon çok gız-
lı ve sınırlı olduğu için kadın
kendi vucudunu da cınselliğini
de erkekten öğreniyor."
Doç. Arşaluys Kayır, kendi-
lerine "cinsel isteksizlik" şikâ-
yetiyle başvuran çıftlere
"sıralı" sevışmeyı onerdıklerini
ve iyi sonuç aldıklarını belirte-
rek şoyle dedi: "Buna gore çift-
ler 20'şer dakıkalık surelerle,
sırayla aktıf oluyorlar. Sonuç-
ta cinsıllekten çok "sevme,
sevgi" olayı ortaya çıkıyor ve
çift birbirine yakınlaşıyor."
Şık düşleriıı anahtarıYatnızca bir karton parçası; bir davetiye... Ama
günü saati geldiğinde bir altın değerinde. Ama
parayla satılmıyor ki. Dünyanın dört köşesinden
gelen gazeteciler, ahcılar bu kartoncukların
peşinde.
Japonlar olağanüstü güzellikte kâğıtlar
kullanıyorlar. Kâğıtları, renkleri, motifleri bir
harika. Kimisi origaminin bir örneği olarak
veriyor davetiyelerini.
NECLÂ SEYHUN
lrili ufaklı karton parçacıklan... Mat, parlak. Desenli, desensiz.
Beyaz, siyah, pembe, kırmızı, san. Yalnızca bir karton parçası, bir
davetiye. Ama gunü saati geldiğinde bir altın değerinde. Herbiri renkli
bir dünyamn kapısını açacak. "Şık düşler"in anahtarlan!...
Üzerlerinde birer isim. Ferri, Givenchy, Dior, Montana... O defıle
kapılannda bunlardan birine sahip olmak için bu kartonlara altın
ödeyecekler var. Ama parayla satılmıyor ki... Bu iş parayla da değil,
sırayla da değil aslında. Parasız, sırasız; öyîesine...
Gazetecilerden (bazılanna), müşterilerden (bazılanna), ünlülerden
(bazılanna) tanmmış bir hak, bir ikram, bir hediye...
Her mevsim aynı öykü, aynı koşuşturma. Dünyamn dört bir
köşesinden gelen gazeteciler, alıcılar bu kartoncuklann peşinde... Birer
tane edinebilmek için ne koşuşturma. Ne eş ne dost koyma araya, ne
küçük şık "rüşvetçikler", annağanlar... Ama garantisi yok ki.
Modacı yollar, yollar; yollamaz, yoüamaz! Asbnda yapacak pek bir
jey de yok gibi... Yerler az, isteklerse dağ gibi...
Para da işlemiyor burada, sıra da... Ama modaevinin itibarlı
müşterisi iseniz avuçlar dolusu paralar ödüyorsaruz buluşlarına, o
zaman davetiyeniz garanti. Ya da okunan bir gazeteci iseniz,
ağırlığınız varsa... Ya da ünlü iseniz; defilede görünmeniz, gazetelerin
sizin yüzünüzden defıleden söz etmelerine yararsa...
Defîle günlerinde
kapüann önü ana
baba günüdür. Hepsi
"girici" değildir
bunların. Çoğunun
davetiyesi yoktur, ama
umudu vardır. Kapıda
beklerken etkili bir dosta
rastlamak, binde bir de
olsa birinde bir fazla
davetiye olması
olasılığı; kapıdakileri
atlatıp ya da kalbini
yumuşatıp içeri girme
umudu... her zaman
vardır. Umutlar da
olmasa geriye ne
kalır ki? Davetiye
konusunda modacılann
durumu da kolay değil.
Onlar da bu
kartoncuklarla en ünlü kişilere ulaşabilmek, en çok alışveriş edecek müşterileri
tutmak, en çok okunan gazetecileri unutmamak çabasındalar. Kimsenin kalbini
kırmamak bu arada da...
Ünlülerin klasik bir çizgisi var davetiyelerde. Onlann isimleri yeterli bir çekicilik
zaten. Bir Dior, bir Balmain, bir Givenchy, bir Scherrer klasik, düz davetiyeler
sunuyorlar. Hep aynı stilde.
Christian LacroLc her zaman kesekâğıdı havasmda bir kartona basıyor davetiyesini;
fuşya ve altm rengi ile... Castelbajae, her zaman bir ressamın kendisi için özel
çizdiği tabloyu davetiye olarak veriyor. Genellikle dev boyutta bir davetiye oluyor
bu.
Japonlar genellikle olağanüstü güzellikte kâğıtlar kullamyorlar. Kâğıtlan, renkleri,
motifleri bir harika. Kimisi "origami"nin (kâğıt katlama sanatı) bir örneği olarak
veriyor davetiyelerini.
Bir yıl Sonia Rykel'in davetiyeleri siyah ketenden kocaman, omuza asılacak
çantalar şeklindeydi. Bu kocaman siyah çantanm üstünde iri beyaz yazılarla
defılenin yeri ve saati yazıhydı. Ne reklam olmuştu ama... Yıllar yılı o davetiye
çantalan sağda solda defıle kapılannda gördüm sonralan da...
Chantal Thomass bir defasında plastik eşarplara basmıştı davetiyesini. Bir başka
sefer de kartondan gözlükler şeklinde vermişti. Gözlüklerin üstünde de bir yazı:
"Sizi içeri sokmazlarsa eğer, kardeşim olduğunuzu söyleyin..."
Ünlü isimler genelde klasik davetiyeler verirler, onlann ilgi çekmeye
ihtiyacı yok. Ama modaya yeni atıianlar davetlileri çekmek için
alabildiğine orijinal yollar denerler. Yoksa onca defıle arasında kim
vakit ayınr ki onlara?
Yeni bir Uzakdoğulu modacı davetiyesini kartondan bir tabanca
şeklinde yapmıştı örneğin. Adınıza gelen zarfı açtığmızda bir tabanca
çıkıyordu zarfın içinden. Tabancayı çevirince madam X'in gizli
randevusuna davetli olduğunuzu öğreniyordunuz.
llgimi çekmişti, ne yalan söyleyeyim. Davetiyenin hatın için gittim.
Birçoklan da benim gibi yalnızca davetiye yüzünden gelmişlerdi. Fikir
orijinaldi, tamam. Ama ardını getirmesini bilemezseniz, defilede ilginç
bir şeyler koyamazsanız ortaya, neye yarar? Bir daha kimse gelmez
defileye. O şans da yiter gider.
Pembeli mavili, beyazlı sarılı davetiyeler... Düşlere açılan kapüann
anahtan. Bu renkli "şık düşler"e dalmak ne parayla ne sırayla!..
Gri, mavi, kahverengı,
panter ve kaplan desenleri
ile suslu bir takım. 91
yazı için. Jean Louis
Scherrer'den.
FERRE
Sheraton
Ankara açıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Sheraton
Ankara Oteli,
Cumhurbaskanı Turgut
özal tarafından dun açıldı.
Sberaton Ankara Oteli,
TURSER Turizm Senis ve
Ticaret AŞ'nin 68 milyon
dolarlık yatınmıyla uç yüda
tamamlandı. Silindirik bir
mimariye sahip bulunan
Sheraton Ankara Oteli, 24
katlı oluşu nedeniyle kentin
her tarafından
görülebiliyor. 311 odası
bulunan otelin kule
katındaki oda sayisı 48.
ITT Sheraton Doğu Avmpa
ve Doğu Akdeniz Bölge
Muduru Willıam Bauner,
otelin haziran ve temmuz
aylarında tamamen dolu
olduğunu, ancak yaz
dönemi için
rezervasyonların
yapılmadığını bildirdi.
Bauner, hedef kitlelerin
işadamları olduğunu
kaydetti.
Tip kongreleri
• tZMtR (Cumhuriyet Ege
Burosu) — Dokuzuncu
Ulusal Kanser Kongresi ile
Altıncı Pediatrik Tumörler
Kongresi bugun başhyor.
Kongreler, bugun saat
17.00'de Efes antik
kentindeki törenle
baslayacak, Ataturk Kultur
Merkezi'ndekı oturumlarla
gerçekleştırılecek. Kongreler
Dokuz Eylul ve Ege
universitelerinın tıp
fakulteleri, Turk Kanser
Araştırma ve Savaş
Kurumu, Turk Kanser
Araştırma ve Savaş
Vakfı'nca ortaklaşa
duzenlenecek. 2-7 haziran
tarihlen arasında
gerçekleştırilecek kongrelere
yerli ve yabancı çok sayıda
bilim adamı bildirileriyle
katılacak.
Fatura hep
halka
• İZMtR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — 15-18 Ekim 1991
tarihleri arasında yapılacak
3. lzmir Iktisat Kongresı'yk
ilgili hazırlıklar suruyor.
Devlet Bakanı Işın Çelebi
ile TOBB Başkanı Yahm
Erez, dun bir basın
toplantısı duzenleyerek
çalışmalar konusunda bilgi
verdıler. Bakan Çelebi,
ekonomide devletın
ağırlığının surmesi
durunıunda faturanın hep
halka cıktığını vurguladı.
Antik tiyatroda
toplantı
• Haber Merkezi — 9.
Ulusal Kanser Kongresi ve
6. Pediatrik Tumorler
Kongresi bugun saat
17.00'de Efes Antik
Tiyatro'da duzenlenecek
törenle başlıyor. 2-7
Haziran 1991 tarihleri
arasında Ataturk Kultur
Merkezi'nde yapılacak
kongrenin başkanlığını
Dokuz Eylul Üniversitesi
Rektöru Prof. Dr. Namık
Çevik yapıyor.
Tatil köyleri ve 5 yıldıdı otelleryerli turiste taksitle tatil olanağı sağlıyorlar
Antalyalı tnrizmciniıı
6
boş yatak' krizi349 belgeü tesiste bulunan 69 bin 227 yatağın
sadece yüzde 10-15'i dolu. Bazı oteller
kapılanna satıbk levhası astılar. Pansiyon
sahipleri tesislerini konuta dönüştürmeye
yalışıyorlar.
BÜLENT ECEVİT
ANTALYA — Turizmde
"pilot" kent Antalya'da 349
Delgeli tesiste bulunan 69 bin
227 yatağın sadece yuzde 10-15'i
iolu. Tesis yöneticileri kendi
Manaklarıyla yataklannı satma-
/a çalışırken başanh olamadık-
&rını ifade ediyorlar. Bazı otel-
ler satıbk levhasını tesislerine as-
alar. Bazılan da "Muşteri bu-
ursam satanm" diyor.
Oteller ve pansiyonlar, tesis-
lerini konuta dönuşturmek için
Jğraş veriyor. Ancak beledıye
'turizm alanı" olan yerlerde
suna izın vermıyor. Tatil köy-
eri ve 5 yıldızlı oteller taksitle
tatil olanağı sağlayarak iç turiz-
mi canlı tutmaya çalışıyorlar.
Alışılagelmişin dışında bir
boşluk var Antalya'da. Turizm-
deki kriz, turizm kentı Antal-
ya'da tum esnafı; çauşanını, ha-
lıcısını, lokantacısını da buyuk
bir krize sokmuş durumda. Ku-
çıik tesisler, zoru aşmanın yol-
larını kendi çabalarıyla gerçek-
leş'tiremeyeceklermi açıklıyor-
lar. Antalya'nın Lara sahili bo-
yunca bulunan otel, moıel ve
pansiyonlar "satılık" tabelala-
rını asmışlar. Kimi tesisler "ko-
nuf'a donuşturulmeye çahşılı-
yor. Kımileri de elektrik, su, te-
lefon ve vergiden kurtulmak
ıçon sezonu kapah geçirmeye ka-
rar vermış.
'Niye satmayayım?'
Adımn açıklanmasını isteme-
yen 2 yıldızlı bir otel sahibi
borçları yuzunden konkordato
ilan ettiğini bildirdı. Otel sahi-
bi "EUmiz kısa kalıyor. Mman-
ya'da bir acenteden 27 bin mark
alacağım vardı, alamadım.
Mahkemeler yetersiz kaldı. Bir
de fatura kestiğim için vergisi-
ni de ödemek zorunda kaldım.
Dolayısıyla Turkiye'deki borç-
larımı odeyemez duruma duş-
tüm. Devtet güvencesi olmadı-
ğı için alacağımı alamıyonım.
Artık anahtan teslim etmek Ual-
dı. Satılık olarak ilan etmedim,
ama satanm. borçlanmı ode-
rim" dıye yakınıyor.
Otelini satılığa çıkaran Este-
tık Otel'ın sahibi Naci Karça, uç
yıl once ABD'den kesın donuş
yaparak Turkıye'ye geldığıni ve
Lara sahilınde bulunan arsası-
na ev yapmak ıstemesine karşm
ızin venlmedıği ıçın otel yap-
mak zorunda kaldığını anlattı.
Karça, "Turizm alanı olduğu
için ancak otel yapabildim. An-
cak geçen bunca yıldır enflas-
yon nedenijle zarar ettim.
ABD'ye geri doneceğim için
oteli satılığa çıkardım. Ancak
turizmde bu yıl gerçekten kötü
bir donem yasanıyor. Muşteri
yok, turizm sektorü buyuk za-
rarda. Bana gore turizme balta
vuran en bü>uk neden enflas-
yon" diyor.
'Kazanç yok, vergi var'
Delfim Otel sahibi Osman
Yıldırım, otelini konuta çevir-
mek ıçın beledıyeden izın ala-
mamaktan yakınıyor. Yıldırım,
"Açık olan her gun için vergi ta-
hakkuk ediyor. Ama muşteri
yok, kazanç yok. Eğer konuta
donüşturemezsem oteli kapata-
cagım. Dıinya söz biriiği etmiş-
çesine Türkiye'ye gelmiyoriar.
40 odam var. Bunun 8 odası do*
lu olsa, tencere kaynasa yeter.
Personel bile durumdan buyuk
zarar göriiyor" diye konuşuyor.
Lara yolu boyunca sıralanan
lokantaların öğle üzerinde bile
boş olduklan gözleniyor. Lo-
kantasahibi ŞevkiBitirim'e "ls-
ler nasıl?" diye sorduğumuzda
"Toksak hepimiz tokuz, açsak
hepimiz açız" şeklinde yanıtlı-
yor. "Bugun bakın tek turist
yok. Kendimiz pişirip kendimiz
yiyoruz. Kapatmaktan başka
çare göremiyorum" dıye konu-
şan Bıtirim, "Memleketin hali
perişan olacak bu yıl" diyor.
Akdeniz Turıstık Otelciler
Bırliği (AKTOB) sözcusu Tur-
gay Alp, turızmdeki bu krizin
atlatılması için turizmcılerle
devletin el biriiği etmesi gerek-
tiğıni savunuyor. Alp, turizmu-
lerin ellerinden pek fazla bir şe-
yin gelmediğini, devletın bu ko-
nuda uzun sure duyarsız kalma-
sına anlam veremediklerim söy-
leyerek "Antalya kaybediyor,
Tiırkiye kaybediyor. Bunca te-
sisin boş kalması gerçekten çok
kotu. Yıl sonunda bunun acısı-
nı tüm Turkiye çekecek. Biriik
olarak bakanhğa yaptığımız
öneriler dikkate alınmadı. Ör-
neğin ucuz kredi dedik, sağlan-
madı. Biz beda\a para istemiyo-
ruz, borç para istiyoruı. A\ru-
pa'da yeterli tanıtımı sağlaya-
madık. Kendimizi aklayamadık.
Kuzey Iraklı ağınmacılan Avm-
pa reklam etti, aslını anlatama-
dık. Şimdi de iş işten geçiyor.
Rezervasyonlar gerçekleşmiyor.
İsteğimiz, turizmcilerin sojle-
diklerine kulak verilsin. Bir ote-
lin, bir tesisin yuzde 30'u dol-
malı ki masraflar karşılana-
bilsin" dıye konuştu.