Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 HAZÎRAN 1991 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TÜRKIYEDE BUGÜN
Devlet Meteoroloji İşlerı
Genel Mûdürlüğü'nden alı-
nan bilgiye göre; yurdun
kuzeydoğusu bulutlu, diğer
yerier açık geçecek. HAVA
SICAKLIĞI: Artmaya de-
vam edecek. RUZGÂR:
Kuzey ve bat yönlerden or-
ta kuvvette esecek. Deniz-
lerde, yıldız ve poyrazdan
saatte 14-16 deniz mili hız-
la esecek. Dalga yüksekli-
ği 1 metre dolayında bulu-
Mana
Mapazarı
Mıyaman
Alyon
HP
Antera
Antakya
Antalya
Artvm
Ayom
Blk
A M°22°Dıyaftalor
A 29° 15° Edme
A 32° 19° Erancan
A 29° 9°Eraırum
A 27° 9°EsU$Mr
A 30°1S°Gaaanap
A 29»23°Graun B
A 31° 21° Gûmûşhane B
nacak. Van Gölü'nde Hava: Açık geçecek.
Rüzgâr, kuzey ve batı yönlerden hafif, ara sı-
ra orta kuvvette esecek. Görüş uzaklığı 10 ki-
lometre dolayında olacak.
Bıteok
Bmgtl
Brtfe
80lu
Bursa
Çanakteıe
Çorum
Oenrf
A 28° 15° Hakön
A 34°20°lsparta
A 29° 12° Istanbul
A 28° 15° lan»
A 29°W°KafS
A 27° V*> Kastomonu
A 27° 14° Kayser
A 29° 17° Kırtöarei
A 30° 16° Konyı
A 27° 9°KÜBIıya
A 33° 9°ttataya
34°17°ttanısa
29°14°KMaraş
29°13°Mersn
24° 7°MuOla
29°19°Muş
32°19°Nı$de
24° 16° Ortu
27°14°Rize
30°16°Samsun
32°13°S«rt
27° 16° Smop
33°20°Sıvas
23° 7°le!ar<laj
28°14°*ahzon
29°12°lınce»
23°14°Uş*
31° 15° Van
30° KP Vtazoal
32° 11° Zonguldak
> bulutlu A-apk B-MuOu G-güıeşt K-loriı S-asi Y-yağmuriu
Helsınkı J
ifeLenıngrad J0
^
• J
Moskova
DUNYA'DA BUGUN
AiTtstefdsm B 19°
Araran A 36°
Atma
Bafrlat
Baredoıu
Basel
Balgnıd
Barfn
Bonn
BritaaH
Onevre
m
CMde
Outa
Ftankturt
Gkne
Kttn
Leflcoşa
A 32°
A 42°
A 24°
A 21°
A 28°
B 19°
B 21°
B 18°
A 22°
A 24°
A 36°
A43°
A 42°
B 19°
A 30°
Y 18=
A 39°
B 16°
B 20°
A 31»
Lemngrad
Londra
Madrd
UUno
Montre*
Hûnh
Pte«¥brt
Oslo
Pans
Prag
Roma
$am
W Ayıv
lünus
Varşova
Venedık
Y 21°
B 20
A 32
A 26
B 24°
B 18°
Y 14°
B 22°
A 21°
A 44°
A 30°
A 30°
A 25°
B 20°
A 28°
A 28°
Vtehngton
Zûnh A 29°
BULMACA
8
SOLDAN SAĞA:
1/ Salt güldürmeyi
değü, yergiyi ve özel-
likle de düşündür-
meyi araaçlayan mi-
zah tûrü. 2/ Kınk
kemikleri bir aıada
tutmak amacıyla
kuUanılan tahta gibi
düz nesne... Tropikal
bölgelerde yetişen ve
yumrulan besin ola-
rak kullanılan bitki-
lere verilen ad. 3/
Konya ilinde bir ba-
raj... Altı mukavva
ile beslenmiş, üstü
sırmaL işleme. 4/ Hayat arkadaşı...
Onama belirten sözcük. 5/ Kışa ka-
dar saklanabüen, san renkli bir çe-
şit üzüm. 6/ Çok anlayışh ve sezgili
kimse... Holmiyumun simgcsi. 7/
Coşkun, esinle dolu... Hava ya da
gaz akımlan oluşturmakta kullanı-
lan aygıt. 8/ Kutsal inanç... Eskiden
Karagöz oynatılan kahvelere verilen
ad. 9/ Etiyopya'da yaşayan silah de-
rili Yahudiler.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kabartma bir fıgür oluşturacak
biçimde yontulmuş değerli taş... Dolcu teli. II Bir elçüiğe bağk
uzman... Üstü kapalı olarak anlatma. 3/ tran'da tarihi bir kent...
Dişi geyik. 4/ Hile... Yağı alındıktan sonra zeytinin kalan posa-
a. 5/ Manün'in bir ilçesi. 6/ Kendini bir konuya venne... Uzaklık
anlatmakta kullanılan söz. 7/ Türk müziğinde bileşik bir ma-
kam... Bakı. 8/ Bir oyun ya da filmde dinlenme süresi... Sar-
ma, kuşatma. 9/ Sofa... Haysiyet.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Sigara kâğıdı
16 HAZİRAN 1931
Tütün Inhisar İdaresi satın
alacağı bir sigara kâğıdı için
biy münakasa açmış ve bu
münakasaya dört müessese
iştirak etmişti. Münakasada
kâğıtlar, Moudiano isminde
bir tüccara ihale edilmişti.
Münakasayı kazanamıyan
diğer firmalar bu ihalenin
haksız olduğunu ileri sürerek
Maliye Vekâletine müracaat
etmişlerdir.
Tütün Inhisar umutn
müdürü Behçet Bey dün bu
mes'ele hakkmda kendisile görüşen bir muharririmize şu
izahatı vermiştir:
"— Bu ihale esasen münakasa değil bir pazarlıktı.
Münakasaya iştirak eden dört fabrikadan ikisi
nümunemize tamamile muvafık mal ibraz ettiler.
Verdikleri nümunelerdeki farkları çıkardıktan sonra fiat
itibarile Mondiano fabrikasından yüksek bulduk.
Müracaat edenler içinde bazı taliplerin 100 binden fazla
bobin veremiyeceği söylenmesi üzerine 250 bin bobinde
ısrar edilirse derhal Mondiano'ya vermek mecburiyeti
olduğunu düşünen müdürler encümeni bu miktarı 100
bine indirmiştir. Bu suretle rekabet temin edilebilmiş ve
yalruz bu muamelede hazine 12 bin lira istifade etmiştüi'
Babıâli kapısı açıhyor!
Ermeni hâdisesindenberi kapalı duran Babıâlinin
Salkımsöğüt'teki kapısının tamiri için altı ytlz lira bedel
keşif konulmuştur. Tamirden sonra ashabı mesalih bu
kapıdan işliyecektir.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Sosyalist Endonezya
16 HAZİRAN 1%1
Endonezya Cumhurbaşkanı
Sukarno dün Pekin'de büyük bir
halk topluluğuna hitaben bir
konuşma yapmış ve Endonezyayı
sosyalist bir memleket haline
sokmak için gereken her gayretin
sarfedilmekte olduğunu söylemiştir
Sukarno'nun konuşması, Kızıl
Çinin Yeni Çin Haberler Ajansı
tarafından yayınlanmışur., Sukamo
Ancak Sukamo Endonezya için her bakımdan sosyalist
bir tutum mu takımlacağînı, yoksa yalnız iktisadi
bakımdan sosyalist bir poütika mı güdüleceğini
açıklamamıştır.
Sukarno konuşurken, bir aralık devletin aynen Kızıl
Çine benzemesini istediğini, bilâhare "sosyal ekonomik
ihtilâle" istinad eden bir sosyalist sistemin kurulmasını
arzu ettiğini söylemiştir. Sukarno'nun yaptığı
konuşmanın metni gayet muğlak olup Endonezyanın
Komünist Blokuğuna doğru kaydığına işaret
etmemektedir.
Yuzbin kişilik bir kalabalığa hitaben yaptığı bu
konuşmasında Sukarno, Kızıl Çinin başarılarını takdir
ettiğini belirtmiştir.
Sukarno, Endonezyanın milli, siyasi, kültürel, insani ve
sosyal-ekonomik inkılâplar yapmakta olduğuna işaret
etmiş ve Endonezya inkilâbının milli bir inkılâp
olduğunu söylemiştir.
öte yandan Pekin Radyosu tarafından bugün
bildirildiğine göre Endonezya Devlet Başkanı Sukarno
bugün Pekin'den Moskova'ya müteveccihen hareket
etmiştir.
GEÇEN YIL BUGUN Cumhurlyel
16 HAZtRAN 1990
Avrupa Işçi Sendikaları Konfederasyonu ETUC Genel
Sekreteri Mathias Hinterscheid, dünya ve Doğu
Avrupa'daki hızlı gelişmelerin Türkiye'ye ilgilerini ve
Türkiye'ye yönelik tavırlannı değiştirmediğini söyledi.
Hinterscheid, "Ancak Türkiye'de insan haklan,
demokrasi, sendikal haklar bu düzeyde kalırken
Türkiye'nin AT ile ilişki kurmasına karşı politikamız
değişmeyecektir" dedi.
DÜZELTME
• Ekonomi sayfamızda dün yer alan "Hayali
ihracatçı Ertan Sert" başlıklı haberde, "hakkında
yeniden tutuklama karan verilen" cümlesi bir
yanlışlık sonucu yer almıştır. Düzeltiriz.
TAKITSMA
Bahar Kooseri
Sayın Şef Erol Erdinç'in seyircilerden özür dilemesini
gerektirecek hiçbir "bayağı ve ucuz" bir olay yaşanmamıştır.
Böyle yenilikçi, güzel esprılerle donatılmış konserlerin
devamını diliyoruz.
tstanbul Devlet Senfoni Orkestras'nın 18
mayıs cumartesi günü verdiği konser, bu yı-
la kadar yapılan kapanış konserlerinin en
mükemmeli, en anlamlısıydı. Bu özgün
konsere yöneltilen eleştiriler çok şaşırtıcı-
dır.
Her tûr müziğin değeri vardır. Fakat soy-
luluk farklı anlam taşır. Bu konseri de soy-
luluk ifadesinden yola çıkarak yargılamak
hatah ve anlamsız olur. Çünkü her tür mü-
ziğin verdiği mesaj farklıdır ve farklı din-
lenim, duyum gerektirir.
Bu konserde, gençler, müziğin farkında
olarak coşmuştur. Gençlerin coşmalan ga-
yet doğaldır, çünkü bu müzik klasik mü-
zik değil, hafif müziktir. Bu güzel parçala-
n, koltuğa çakıhp dinlemek, zaten o atmos-
ferde bir hata olurdu ve böyle bir sıcakL-
ğı, orkestra-dinleyid diyaloğunun bu kadar
güzel yakalandığı bir anı kaçmnak zevkin-
den yoksun kalınmış olunurdu.
Bastınlmış duygular insanlarda her za-
man sıkıntı, doyumsuzluk kaynağı olmuş-
tur. Dar kalıplann içine sıkışmış beyinle-
rin, hisleri, heyecanlan körelmiş ruhların
artık çağımızda yeri olmamalıdır. Gençler
de ve gençleri destekleyenler de bu kadar
kolayca yargılanmamalrdır. Zaten yenilik-
ler, orijinal olan şeyler, hep yadnrganmış ve
çok kolay "deştirilerie" karşılaşmıştu-.
AKM'de, klasik müzik konserlerinin dı-
şında, defıleler, sarkı yanşmalan, folklor
ve dans gruplan vb birçok etkinlik yapıl-
maktadır. Hafif müziği çalan aynı orkest-
raysa, dinleyici de farklı dinleyici değildir.
Hepsi senfoni orkestrası konserlerini izle-
yen kişilerdir. O ana kadar koltuklannda
hareketsiz duran bu dinleyiciler, orta yaşlı
hanım ve beyler bile coşkulannı gizleyeme-
den ayağa fırlamış ve alkışlanyla genç kı-
zın sahnede "Samba" yapmasım destekle-
mişlerdir. Bu kadar büyük bir kitle tarafın-
dan beğeni kazanılırken sadece "Fethi
Bey'in tepkisini abartıh bir anlatıyla gös-
termesi, eleştirilerindeki "iyi nlyeti" açık-
ça ortaya koymuştur.
Sahneye çıkan kız, gençlerin coşkusunun
bir simgesi ve ifadesiydi. Cesaretini de bu-
rada tebrik etmek istiyoruz. Herkesin yap-
mak isteyip de yapamadığını başardı ve bu-
nu saf, doğal bir içtenlikle sergiledi. Üze-
rindeki giysileri, Fethi Bey'in altını çizerek,
yanlış ve asağüayıcı bir şekilde yazması çok
üzücüdür. Gayet cici ve bir gencin giyine-
bileceği şekilde giyinmiş, doğal bir genç kız-
dı.
Finalin esprisiydi. Samba çalınırken genç
kızın dans etmesi o kadar doğal ve içtendi
ki basit ve cinselliği ön plana alan bir anla-
tım tarzı kullanarak konseri yonımlayan ki-
şiler, ancak kendi komplekslerini sergüemiş
olurlar.
Sayın Şef Erol Erdinç'in seyircilerden
özür dilemesini gerektirecek hiçbir "baya-
ğı ve ucuz" bir olay yaşanmamıştır. Böyle
yenilikçi, güzel espruerle donatılmış kon-
serlerin devamını diliyoruz. Şef Erol Er-
dinç'i de yeteneğinden dolayı kutluyor ve
"İyi niyetli" olmayan kişilerin eleştirileri-
ne kulak asmamasım istiyoruz.
FtLİZ ÖZGÜL
ve arkadaşlan / tstaabol
Çocuklarımız
demokrasi ffakiri
Öğretmene soru sormaya
korkuyor, mılletvekillerine
güvenmiyorlar.
Cumhurbaşkanı ve
Başbakan'ın sorunlarına
yardımcı olacaklarına
inanmıyorlar. İlkokullarda
yapılan araştırmanın
düşündürücu sonuçları.
Listeler hazır
Yerleri değişecek vali ve
emnıyet müdürleri kimler?
Kimler kızağa çekilecek,
kimler daha üst görevlere
gelecek? Yılmaz ve Akbulut'un
tam listeleri
Kadın ve Yaz
Saç bakımından modaya,
makyajdan cilt bakımına.
Nokta'nın kadınlara yaz
armağanı: Kadın ve Yaz
Bölümü. Nokta bu sayıda bir
formafazia. Kadınlariçin...
• "Bir oğlum olacak, adı Filistin"
Filistinli kadınların umurJu
direnişlerı
• Sosyalist Enternasyonal
kararlarına Kürtler ne diyor?
• Miss Türkıye: "Ben değişik bir
kızım demek ki. ."
• Liberal diye Mesut Yılmaz'ı
nasıl yutturdular?
PORNO, LOTARYA, ANAP, TENSİKAT
BASINIKİM
KURTARACAK?• Cumhuriyet 42 gazeteciyi neden işten çıkarmak zorunda kaldı?
• Asil Nadir basın krizinden kendini ne kadar sorumlu tutuyor?
• Kemal llıcak Tercüman'ı nasıl kurtaracak? • Sabah'ın yöz
milyarlarca liratık kredi borcu var mı? • Milliyet'in Memo'su tiraj
kaybını engelleyebildi mi? • Güneş çalışanları neden birbirine
girdi? • Nezih Demirkent Güneş'i neden almak istemiyor? Bütiin
bunların yanıtları Nokta'da...
~~ P08NO
rjr-^-r IÎNSIKAI
' f S ANAf
KİM KURTARACAK?
DERGİ
BİRDEN
HAFTALIK HABER DERGİSİ
İSTANBUL YELKEN KULÜBÜ
Yaz Okulu7-18 yaş grubu
• YÜZME
• OPTİMİST
• CADET
7'den 70'e
• VVİNDSURF
• YAT
MÜRACAAT:
Telefon:
336 06 33-336 93 72
Adres: Fenerbahçe
burnu Kadıköy/İST.
Denizle Tanışın, Dost Olun
"INGILTERE'DE
YAZ OKULU11
Uving Languoge Centre,
Folkestone
7TUR
• 12-18 ya? grubuna
• Haftada 20 ders İngilizce
• Haftada 1 tam + 1 yarım gün
çevre gezileri
• Haftada 4 yarım gün sportif
aktiviteler
• Isıtmalı yüzme havuzu , tenis,
basketbol
• Aile yanında tam pansiyon
konalclama
• Alan-okul-alan transfeHeri
• 7 Tur rerıberinin refakatinde
• 4,6 ve 8 haftalık dönemler
TR\\I LSIIOP
Inonü Cad 37/2Gümuşsuyu
152 59 21 (4 Hat) 8 TEMMUZ, 29 TEMMUZ
BAŞLANGIÇ TARİHLERİ
Tekel müessesesinden aldığım
1991 yılı fatura defterimi
kaybettım. Hükıimsuzdur.
MEHMET PEKHAS
Nûfus cuzdanlânmızı
kaybettik. Hükümsuzdür.
ABDULLAH DAĞCI
AHMET DAĞCI
AMASYA ASLİYE 1. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
1987/421 E.
1991/73 K.
Davacı: Nimet Duysal - Amasya
Davdılar: 1- Meryem Yalçın, 2- Bilge Buga, 3- Abdurrahman Kır-
Iangıç, 4- Dursun Kırlangıç, 5- Türkan Çelebi, 6- Ayten Elbeyli, 7-
Azime Kuşçu, 8- Perihan Kırlangıç, 9- Ertuğrul Kırlangıç.
Dava: Tesdl Dava Tarihi: 15.12.1987
Karar Tarihi: 14.3.1991
Davacı tarafından davahlar aleyhine açılan tescil davasının yapı-
lan açık yargılaması sonunda:
Davalılardan Perihan Kırlangıç ve Ertuğrul Kırlangjç'a tebligatla-
rilan yoluyla yapüdığından 14.3.1991 gunlü mahkeme karan ile Amas-
ya Gökmedrese Mah. 578 ada 22 parsel tapu kaydının iptali ile davacı
Nimet Duysak adına tapuya tesciline, arsa bedeli uzerinden hesapla-
nan 935.719 TL tazminatın davaadan alınarak davalüara verilmesi-
ne. Peşin alınan harcın mahsubu ile 208.225 TL harcın davalılardan
alınrnasına, davacı tarafından yapılan 243.690 TL yargılama gideri-
nin davalılardan alınarak davaaya verümesine davacının yüzüne karşı
davaülann yokluğunda verilmiş olup karar tebliği yerine kaim olmak
üzere ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı
ilan olunur.
Basın: 47608
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
Batan Geminin Mallan...
Ayşe ilhan'ı, tanıştırırken "İki Gözüm Ayşe" diyorum, öyle
deyince herkes tanıyor. Sabahattin Ali'nin arkadaşı Ayşe İl-
han, Cumhuriyet'in düzenli bir okurudur.
— Akıllı kuşlar gibi konacak yerleri biliyorsun, oralara ko-
nuyorsun Ekmekçi! diyor.
Sabah yürüyüşünde "Bugün nerelere konsam acaba?" di-
ye düşünüyorum, öyle çatıyorum kafamda konuları. "Anka-
ra Notları"nın türü gereği, bir yere değil, birçok yere konma
durumundayım da. Vitrinleri gezer gibi dolaşıyorum. Sela-
nik Caddesı 57de "Belediye Başkanlan Konuk Evi" var; oraya
uğradım bir ara. Orası Ankara'ya gelen belediye başkanları-
nın konakladıklan bir yer. Bir kişi elimi sıktı:
— Ben Fatsa'nın llıca beldesi Belediye Başkanı'yım, adım
Ahmet Özçelik. Sizinle bir Karadeniz gezinizde tanışmış, kı-
sa bir süre birlikte olmuştuk..
— Çok sevindim Ahmet Bey, sağ olun!
Oturup birlikte çay içtik. Ahmet Özçelik de terziymiş. Terzi
Rkri Sönmez'in arkadaşı.
— Terzi Fikri arkadaşımdı. Çıraklığı birlikte yaptık. O sos-
yalistti, ben sosyal demokrattım. Bir yıl birlikte çalışmışlığı-
mız da var
Ahmet Özçelik de Terzi Fikri gibi, 12 Eylül'den sonra ce-
zaevi cezaevi, garnizon garnizon süründürülmüş. O da tür-
lü işkenceler görmüş. Ahmet Özçelik, 1970 yılından beri
politikada, belediye başkanı. ilkokulu bile bitirmemiş. Ama
kendi kendini yetiştırmiş, bilinçli bir demokrat. Ona 'Terzi
Fikri" iie ilgili sorular soruyorum.
— ölümü nasıl oldu Fikri Sönmez'in? Yüregi durdu
dediler...
— Öyle dediler, ama kimsenin bilmediği bir sey var; Rkri
yabancı gazetecilere "Öyle açıklamalar yapacağım ki Çan-
kaya sallanacak!" demişti, bu açıklamasından sonra, ertesi
günü cezaevinde öldü!
O günleri çok iyi anımsıyordum. 12 Eylül faşizmi, Terzi Rkri
Sönmez'in gömütüne gideni bile izliyor, izliyordu...
O zaman 12 Eytülcüleri pohpohlayan, faşizmin -tıer zaman-
yardakçısı kimi gazeteciler, Terzi Fikri Sönrnez'e takaıiar, yaz-
madıklarını komazlardı. Bunlar, suratlarına tükürsen yagmur
yağdı sanırlardı! 12 Eylül'de köşeleri dönduler. Şımdi krallar
gibidirler. Fatsa'nın Belediye Başkanı Fikri Sönmez, gömü-
tünde yatar...
Ahmet Özçelik'ln anlatacağı çok şey vardı; bir gün yaza-
rım onları da... • • •
Yazar Dursun Akçam, Esenboğa Havaalanı'na geldiği za-
man, başına gelecekleri biliyor muydu? Binbir güçlükle pa-
saport alınmıştı bir yıllık. İçişleri Bakanlığı, "Yurda dönebilir,
bizce bir sakınca yok" diyordu. Hamburg'dan telefonla ara-
dığında şöyle dedim Dursun'a:
— Dursun'cuğum, olanak varsa, sabah uçaklanndan bi-
riyle gelmeye çalış. Bir pürüz çıkarsa, akşama dek çözüm-
lenir, sen de emnıyette gözaltında filan çok beklemezsin.
Uçak yokmuş sabah saatinde; Frankfurt üzerınden gelen
uçak da saat 17.20'de Esenbogada'ymış. Akın Birdal, savun-
man Veli Devecıoğlu birlikte havaalanına gittik. Dursun Ak-
çam'ın eş'i Perihan Akçam, oğulları; milletvekilleri ayrı
arabalarda geleceklerdi. Esenboga'da gözüme çarpanlardan
kimileri şoyleydi:
Milletvekillerinden Hüsnü Okçuoğlu, Zeki Önal, Kâmil Ale-
şoğulları, Uluslararası Af Örgütü'nün eski Türkiye masası yet-
kilisi Helmuth Oberdıek; Akçam'ın yakınları... Muzaffer İlhan
Erdost, vecihi Timuroglu, ihsan Atar, Hikmet Koçak. Bekle-
nen Lufthansa geldi, yolcular önce pasaporttan geçmeye
başladılar. Dursun Akçam göründü, on bir yılda saçları da-
ha bir ağarmış gibi. Dursun'un oğlu Cahit'i sorguiayan, yani
Cahit'e işkence yapan görevlı polis de orada değil mlymiş!
Bari kendilerini unutturup ortalıkta gözükmeseler. Oğluna iş-
kence yap, sonra yurtdışından gelen babasını, havaalanın-
da karşıla, emniyete götür.
Gözlerimi diktim, ona bakıyorum. Dursun elini kolunu sal-
tayarak çıkıp gideceğini mi sanıyordu ne?
Üst kata, emnıyet bölümüne çıkiık. Görevli polisler, hacı
adaylannın işleriyle uğraşıyorlar. Milletvekilleri ile birlikte, bir-
kaç gazeteciyle ben de oradayım. Polisler sıcak davranmı-
yorlar. 141-142 kalkınca, ne yapmalı? Komünist yoksa da
yaratmalı mı? Polis görevlileri daha sıcak davranamazlar mı
insanlara? Niye böyle bunlar?
— Buyurun gidebilirsiniz?
Ben de sandım ki, Dursun Akçam evine gidiyor. Doğru 1.
Şube'ye. Onlar, yani polislerle Dursun, ayrı gittiler, bizler ay-
rı, 1. şubeye vardık kı ortalıkta kimseler yok. Kimsenin de ha-
beri yok! Oysa, Milletvekili Zeki Önal, Vali Yardımcısı Yahya
Gür'e telefon etmış, yazar Dursun Akçam'ın emniyette bek-
letilmeyip savcılığa yollanmasını istedi. Yahya Gür, "Tamaml
Ben birinci şubeye telefon ediyorum!" dedi. Ne tamamı?
1. şubeye vardık ki, ı-ıh... Orası, duvar. Kimsenin kimse-
den haberi yok. Ortalıkta konuşacak yetkili, yetkisiz, ilgili, il-
gisiz kimse yok. Başkomiser mi, kim, biri milletvekiline şöyle
diyor:
— Vallahi efendim, emniyette herkesi Kızılay'a sevk etti-
ler. Kimse yok. Bir olay var da...
Anlaşılıyor, orada da her şey dökülüyor. Umarsız, aynldık.
Polislere değişik giysiler filan mı giydiriyorlar? Serseri kılıklı,
elinde Kalaşnikof silahlar, ayakkabısının topuğuna basarak
giden adamlar, önümüzden geçip şefe:
— Biz Kızılay'a gidiyoruz! dıyorlar. Şef göz kapaklarını in-
diriyor, "gidin"mi demek bu?
Dursun Akçam'ı göremeden aynldık. Kollan sıvayıp, yaza-
rı içeriden çıkarmak kalıyordu geriye. Dursun Akçam, Esen-
boga'da kulağıma!
— İşkence yaparlar mı? diye fısıldadı...
Bu ne saçma şeydi? Yurtdışından ayağı ile gelen bir ya-
zar, evine yollanacak yerde, emniyetin pislik içinde yüzen iz-
belerine atılabiliyordu? Haydar Kutlu'yla, Nihat Sargın'a
uygulanan yöntem, olduğu gibi sürdürülüyordu. Ne zaman
öğrenecektik, bir yazarı, bir aydını emniyet izbeleri yerine evi-
ne göndermeyi. 12 Eylül, kamu gorevlilerini, çalışanları da
mahvetmişti. Yürekli savcı, yargıç artık ara ki bulasın!
— Vallahi ben ürkerim! Ben korkarım!
DGM Başsavcısı Nusret Demiral'la konuşuyoruz. Konuş-
ması beni şaşırtıyor:
— Gelsinler efendim, ben gelmelerinden yanayım. Son ya-
sadan sonra, ben işleri sıfırladım, dosyaları kaldırdım. Se-
nin yazarın Dursun Akçam'ın DGM'lik bir şeyi yok. O Ankara
savc'lığında; ancak Dursun Akçam'ın dokuz tutukjaması, bir
yakalaması var!
Oh, oh oh! Dursun Akçam ilk geceyi Ankara emniyetinde,
hatta sandalye üzerinde geçirdi. Gece sayrılandı, Numune1
ye kaldırıldı. Yeni yeni kurcalayınca ortaya çıkıyor; Ardahan
Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava 1983'te ortadan kalkmış.
Ama bu kalkan davaya bağlı bir dolu tutuklama, yakalama
buyrukları kalkmamış. İdare de yargı da böylesine Hababam
yöntemiyle çalışabilir mi? Bir ülkede, yönetim de yargı da böy-
le dökülebilir mi? Ardahan'daki dava ortadan kalkıyor. Arda-
han ilçe jandarma komutanının arama buyruğu ortalıkta
geziyor. Yurttaşa:
— Bendeki kayda göre sen suçlusun. Aklandıysan git, dos-
yanı bul getir! denebilir mi? Suçlayan da aklayan da sizler
değil misiniz?
Akçam iki gece gözaltında kaldıktan sonra salıverildi.
• • •
ANAP kurultayı dündü; batan geminin mallarını gördük ora-
da. Bir bakana sormuştum, "kim kazanır?" diye. "Oturan taşı
yerinden kaldırmak, daha güçtür" yanıtını verdiydi.
Taş kaldırıldı; altından Hacı Semra Hanım'ın desteklediği
Mesut Yılmaz çıktı.
ANAP kulisinde, ANAP'lılar konuşuyorlarmış. Biri öbürü-
ne şöyle demiş:
— Yahu, biz niye genel başkan arıyoruz? Bülerrt Bey'i ge-
tırsek ya partinin başına. Nasıl olsa bize yardımcı, eninde so-
nunda birleşeceğiz!..
SATILIK KARTAL
Süper temiz 83 model
sahibinden satıhktır.
Tcl: 512 05 05 / 492