Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 16 HAZİRAN 1991
SOVYET EKONOMİST STANİSLAV ŞATALİN
Yeltsin kazandı,GorbirahatladıRusya seçimlerinde Yeltsin'in başansı, Sovyetler Birliği'nde
siyasi ve ekonomik reforma karşı çıkan tutucu güçler için ağır
bir yenilgidir. Yeltsin'in Rusya Cumhuriyeti Başkanlığı'na
seçilmesi, ülkede istikrarsızlığa yol açabilecek unsurlann
etkisini azaltacaktır". Gorbaçov'un danışmanlarından Profesör
Stanislav Şatalin, 12 haziran seçimlerini böyle yorumluyor.
Ekonomik ve Sosyal Etütler Konferans Heyeti'nin davetlisi
olarak İstanbul'a gelen Şatalin'in geçen eylül sunduğu 500
günlük piyasa ekonomisine geçiş planı, Gorbaçov'un
tutuculara meyletmesi sonucu uygulanamamıştı. Profesör
Şatalin'le Araştırma Servisi Şefimiz Şahin Alpay konuştu.
SOYLEŞI ŞAH1N ALPAY ~ ~
PAZAR
KONUĞU
IProfesör Şatalin, Başkan Gorbaçov'-
un reformcularla tutucular arasında zikzaklar
çizdiğini görüyoruz. Geçen yıl bir ara sizin gi-
bi reformcuların yanında göründü, sonra 500
günlük planı terk edip sağa, tutuculara doğru
dönüş yaptu..
— Şimdi de sola dönüyor değil mi...
•IHMBfvft. Şatalin Planı gitti, ama şimdi Ba-
tılılarla görüşülen bir benzeri "Yavlinsky
Planı" gündemde. Gorbaçov'a güvenilebilir
mi?
— Evet, güvenilebilir. Ben Gorbaçov'u ve ül-
kedeki politik durumu yakından tanıyorum.
Baa kimseler Gorbaçov'un Sovyet askeri-sınai
kompleksine bağlı olduğunu ileri sürerken çok
yanılıyorlar. Eğer böyle olsaydı, ben kendisi-
ne açık mektuplar yazmazdım. Gorbaçov seç-
me özgürlüğüne sahip. Bağımlı bir kişi değil.
Son parti toplantısındaki olaylan biliyor mu-
sunuz... Iki ay önce merkez komitesi toplantı-
sı yapıldı. Biraz sağa kaymasına karşın parti-
deki tutucular Gorbaçov'u şiddetli bir şekilde
eleştirdiler. Bunun üzerine, Gorbaçov burada
artık tek bir parti yok dedi. Gidişatımı doğru
bulmuyorsanız, istifa ediyorum dedi. Bu, bir
şok yarattı. Politbüro istifayı kabul edip etme-
mek konusunda bir buçuk saat toplandı. So-
nunda böyle bir sorunun gündeme dahi alın-
maması gerektiğine karar verildi. 400 kişiden
sadece on UçU konunun görüşülmesi lehinde oy
verdi. 72 kişi ise Gorbaçov istifa ederse biz de
ediyoruz, dediler. Böylelikle partideki sağcılar
yıkıcı bir yenilgiye uğradılar. Sonra aynı oyu-
nu Rusya Cumhuriyeti seçiminde oynamaya
kalkıştılar. Rusya Cumhuriyeti komünist par-
tisindeki en gerici unsurlar, şiddetli bir şekil-
de Rijkov'u destekliyordu. Ve sonuç bildiğiniz
— Ne yazık ki Bay Nixon'un böyle bir şeyi
söylemek için yeterli dayanağı var.
Rusya Cumhuriyeti
seçimlerinde Yeltsin'in
başarısı, Sovyetler Birliği'nde
siyasi ve ekonomik reforma
karşı çıkan tutucu güçler için
ağır bir yenilgidir. Yeltsin'in
Rusya Cumhuriyeti
Başkanlığı'na seçilmesi,
Sovyetler Birliği'nde
istikrarsızlığa yol açabilecek
unsurlann etkisini
azaltacaktır. Şimdi ülke için
yeni bir dönem açıhyor.
gibi... Sağcılar gerçek bir "knock out"a uğra-
dı.
MKKtMIndependenl gazetesinde 7 haziranda
yayımlanan makaienizde Rusya'da durumun
berbatlığını belirtiyor ve tek çıkış yolunun pı-
yasa ekonomisine geçiş için hemen adım atıl-
ması olduğunu savunuyorsunuz. Bu, Gorba-
çov liderliğinde başanlabilir mi?
— Evet, olabilir. Gorbaçov'un şimdi rahat
bir nefes alabilme durumunda olduğunu sanı-
yorum. Unutmamak gerekiyor ki o da bir in-
sandır ve o da yorulmuştur. Böyle bir üikeyi,
birçok aç aslanın bulunduğu bir toplumu yö-
netmek çok zordur ve insan yorulabilir... tngi-
lizler sûrat koşusunda en zor mesafenin 400
metre olduğunu söylerler. Bu yarışın en zor bo-
lümü de son yüz metredir. Son virajı dönüyor-
sunuz. Herkes sizi alkışhyor, fakat ayaklarınız
artık gitmiyor. Derken ikinci nefes açılıyor ve
son 50 metrede yanşı kazanıyorsunuz. Bu ya-
nşı Sovyetler Birliği'nde koşmak... 300 milyon
seyirci önünde koşmak çok daha zordur. Şim-
diki soru ikinci nefes açılacak mı, açılmayacak
mı?... Bana öyle görünüyor ki Gorbaçov'un
nefesi açılmadı, ama açılmak üzere. Önü-
müzdeki üç ay içinde nereye gidildiğini göre-
ceğiz...
^^^^U Gorbaçov'unpiyasa ekonomisine geçiş
için yeni birplan hazırlattığını, planın Harvard
Üniversitesi'nde gözden geçirildiğini biliyoruz.
Plan, Primakov tarafından Başkan Bush'asu-
nuldu; temmuz ayında Gorbaçov'un yedi bü-
yük sanayi ülkesinin liderleriyle Londra'daya-
pacağı görüşmeye de konu olacak. Gorbaçov
bu plana dayanarak Batılılardan beş yılda
150-250 milyar dolar yardım istiyor. Batıhlar
Sovyetler'e bu yardımı yapmalı mı... Önce re-
form sonra yardım mı, yoksa önceyardım son-
ra reform mu?..
— Ben 'Yedi Büyükler'in yerinde olsaydım,
önce reform, sonra para derdim ya da ikisi be-
raber gitsin derdim...
Wm^mEskı ABD Başkanı Nixon, New York
Times'da yayımlanan bir makalesinde, Sovyet-
ler'e ancak demokratik ve piyasa reformları
karşüığında, koşullu yardım yapılmastnı;
aksi takdirde köşebaşlarını tutmuş olan reform
düşmanları yüzunden yardımın demokrasiyi
engelleyebileceğini yazdı. Tutucularm köşebaş-
larını tuttuğu gerçek mı?
\Yeni planla sizin 500 günlük planınız
arasında ciddi bir fark var mı?
— Içtenlikle söylüyorum ki yeni planm ay-
rıntılarını bilmiyorum... OECD, IMF, Dünya
Bankası ve Avrupa bankalanna verilen rapor-
ları biliyorum. Çok profesyonelce hazırlanmış
raporlar verildi. Ben de bu raporları hazırla-
yanlarla yakın temas halindeyim. 5-7 temmuz-
da raporu hazırlayanlar ve beş kuruluşun tem-
silcileriyle planın detaylarını tartışacağız. Ben
bu toplantıya başkanlık yapacağım. Bu, hükü-
metlerarası görüşme olmayacak. Ne yapıldı, ya-
pılıyor ve yapılacak... Profesyonelce değerlen-
direceğız.
••••Gorftüf ov'un Şatalin planma temel iti-
razı, özel mülkiyet konusuydu. Gorbaçov şimdi
bu konuda fikrini değiştirdi mi?
— Ümit ediyorum, ama emin değilim...
••••Utoz/ analistler ve siyaset bilimciler, ay-
nı zamanda siyasi ve iktisadi reform yapma-
nın çok zor olduğunu, önce iktisadi reform ya-
pılmasının, siyasi reformun sonra gelmesinin
daha başarılı olduğunu savunuyorlar. Buna
Polonya'yı, Çin'i, Güney Kore'yi örnek göste-
riyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
— Bu, yanıtlanması zor bir soru. Ben Rus-
ya'da ikisinin aynı zamanda yapılmasından ya-
nayım. Sorulan soru, yumurta mı tavuktan, ta-
vuk mu yumurtadan çıkar sorusu gibi. Unut-
mamak gerekir ki verdiğiniz örnekler Sovyet-
ler'den farklı olarak tek ulustan oluşan ülke-
lerdir; ne yazık ki onlar çalışmayı bizden daha
iyi biliyorlar. Çinliler reforma köyden başladı-
S T A N İ S L A V
Ş A T A L İ NSovyetler Birliği Bilimler Akademisi
Ekonomi Bölümü Başkanı Profesör
Stanislav Şatalin, 1934 yılında St.
Petersburg'a yakın bir köyde doğdu.
Moskova Üniversitesi lktisat Fakültesi'ne
girdi. Ekonomi politik ve Marksizm-
Leninizm alanında öğrenim gördü.
1963'te Komünist Partisi'ne üye oldu.
1987'de Sovyet Bilimler Akademisi
üyeliğine, 1989'da Ekonomi Bölümü
Başkanlığı'na getirildi. Şatalin geçen yıl,
Gorbaçov'un baş ekonomik danışmanı
olarak Sovyetler Birliği'nin piyasa
ekonomisine geçişini sağlayacak "500
Günlük Plan"m baş sorumlusu oldu.
Planm özel mülkiyete geçilmesi
lehindeki tavrı, uygulanmayışının
temel nedeni oldu. 19 Şubat 1991'de
Komünist Parti'den istifa eden Şatalin,
geçen 29 mayısta Rusya Demokratik
Partisi'ne üye oldu.
herkes siz niçin sırada bekliyorsunuz diye sor-
dular. Sizin, burada kaybedecek vaktiniz yok; bi-
zim için düşünmeniz, çalışmanız lazım, dedi-
ler. Tuttular beni sıranın başına götürdüler. Ben
anında noterden taahhütnameyi aldım.
Dikkatinizi çekerim, sırada yalnızca entelek-
tüeller bulunmuyordu. Maden işçileri beni iki-
de bir toplantılarına davet ediyorlar. Benim gi-
bi hiçbir zaman madenlerde çalışmamış bir en-
telektüeli... Bize gelin. Biz sizden başka kim-
seye inanmıyoruz, diyorlar. Sadece işçiler de-
ğil, köylüler de aktif. Komünist partisinden
baskı görmelerine rağmen onlar da Yeltsin için
oy verdiler. Çünkü onlar da serbest girişimci
olmak istiyorlar. Evlerinin sahibi olmak isti-
yorlar. Tabii onlar inceliklerden anlamıyorlar,
ama her zaman emir almaktan, yasaklardan,
bir şeyler rica etmekten bıktılar... Yeltsin bir yıl-
lık çalışmasıyla bunlara son vereceğini onlara
gösterdi. Yeltsin, ülkenin; piyasa ekonomisine,
serbest girişime, yabana sermayeye hazır oldu-
ğunu gösterdi.
Orduya gelelim: Herkes sanıyordu ki ordu
Yeltsin'e karşı çıkacak. Bu aptalca bir fikirdir.
Sahalin'den, Kamçatka'dan oylar gelmeye baş-
layınca görüldü ki orduda Yeltsin, Rijkov'u da
geçerek kazanıyordu. Mareşalleri, yüksek rüt-
beli subaylan bilmiyorum, ama askerler ve orta
dereceli subaylar Yeltsin'e oy verdi. Ben her za-
man tüm Batılı dostlara, Batılı siyaset bilim-
cilerine şunu söylerim: Ordu, savunma bakan-
lığı, KGB gericidir diye düşünmeyin. Bu, çok
yanlış bir fikirdir. Onlar arasında da solcular,
sağcılar, ortadakiler, hepsi vardır. KGB'de akıl-
lı, sağduyulu insanlar vardır. Onlar da piyasa
ekonomisini istiyorlar. Normal bir yaşam isti-
yorlar. Son seçimlerde Komünist Partisi üye-
lerinin önemli bir bolümünün de Yeltsin için
oy verdiğinden eminim.
^K^^Şatalin'in kendisi politikaya atılmak
istiyor mu?
— Elbette, 29 Mayıs 1991'den beri Rusya De-
mokratik Partisi'nin üyesiyim ve bu partinin
politik konseyinin başkanıyım. Komsomolska-
ya Pravda çok güzel bir gazetedir; iyi başhk-
lar atar... 19 şubatta Komünist Parti'den çıkıp
29 mayısta Demokratik Pırti'ye girdiğim gün,
"Daha 500 gün geçmeden..:" diye bir başhk at-
tı...
• ^ • B Independent gazetesinde çıkan maka-
ienizde Sovyet sisteminin ideolojik bakımdan
iflas etüğini, icat edilmiş ideolojilerin tutsağı
olduğunu, "serflikyasası"nı egemen kılan bir
sistem olduğunu söylüyorsunuz. Size açıksöz-
lü bir soru sormak istiyorum. Sovyet Bilimler
Akademisi üyesi, ülkenin önde gelen iktisatçı-
larından birisiniz. Bu sistemin ıflas etttğini ne
Profesör Şatalin 7 Haziran 1991'de tngiltere'nin Independent gazetesinde yayımlanan yazısında, yılın ılk üç ayında milli gelirin >üzde 12 oranında düş-
tügii Sovyetler Birliği'nin, eski ideolojilerin tutsağı olmaktan kurtularak piyasa ekonomisine geçmediği takdirde çöküşiın eşiginde olduğunu vurguluyor.
lar. Çok çalışkan köylüleri var. Küçücük bır
toprak parçasında bizim bir dönümde yetişti-
rebildiğimizden çok fazlasını yetiştiriyorlar.
Güney Kore örneği pek doğru değil. Benim ül-
kemde mi orada mı daha fazla demokrasi var,
pek bilinmiyor...
^^^KU Benim dikkat çekmek istediğim şu:
Sovyetler'de ekonomik ve siyasi reforma, glas-
nost ve perestroykaya aynı zamanda girişildi:
Aradan 5-6yılgeçti, glasnosttayol ahndı, ama
perestroyka yerinde sayıyor.
— Sizi anlıyorum, ama bu soruya bilimsel
bir cevabım yok.
••••Pro/erör Şatalin, Sovyetler Birliği'nde
perestroykanm dostları kimler, düşmanları
kimler?
— Size çok genel bir cevap verecegim. Bu bir
sınıf analizi değildir, ama şunu söyleyebilirim:
Beyin sermayesi olanlar, risk almak isteyenler
perestroykadan yanadır. Bu ozellikleri orta ve
aşağı derecede olanlar ise reformu istemiyor-
lar. Felsefe, politik ekonomi, parti tarihi,
Marxizm-Leninizm gibi konuların pröfesörle-
ri, perestroykamn en güçlü karşıtlan. Ben Sov-
yet Harvardı'nı bitirdim. Orada 15 yıl boyun-
ca bölüm başkanı oldum. Bilimler Akademi-
si'nin Ekonomi Bölümu'nden de sorumluyum.
Buralarda bilim adamlarını ve öğrencileri in-
celedim. Bana çok ağır gelen, bunların hiçbir
şey bilmemeleri. Öğrenciler hâlâ uyum sağla-
yabilir. Profesörler hayır; onlar hiçbir şey bil-
miyor. İktisatçı bıle sayılamazlar. Ayrıca çok
kararsız bir entelektüel kesim var. Ne olduğu-
nu anlamayanlar... Bunlar yalnızca sosyal bi-
limciler arasında değil, teknik ve doğa bilim-
ciler arasında da var. Sanıyorlar ki Yeltsin se-
çilirse iç savaş çıkacak; bir diktatör başa gele-
cek.
tPeki reformu destekleyenler kimler?
örneğin Yeltsin'e oy verenler kimler?
— (Gülerek) Ömeğin ben... Seçimlerde Yelt-
sin'i boşuna desteklemedim. Ben Ayetullah Hu-
meyni değilim, ama birçok kimse benden ki-
me oy vermek gerektiğini söylememi istiyordu.
Komsomolskaya Pravda'nın tirajı 17.5 milyon-
dur. Bir gençlik gazetesi olmasına rağmen oku-
yucuları aktif insanlardır. Gazetenin çok güç-
lü siyasi etkisi vardır. Ocak ayında bu gazete-
ye verdiğim demeçten sonra, binlerce mektup
aldım. Hepsi teşekkür ediyorlardı.
Gorbaçov'un şimdi rahat bir
nefes alabilme durumunda
olduğunu sanıyorum.
Unutmamak gerekiyor ki o
da bir insandır ve o da
yorulmuştur. Böyle bir üikeyi,
birçok aç aslamn bulunduğu
bir toplumu yönetmek çok
zordur ve insan yorulabilir...
Gorbaçov'un ikinci nefesi
açılmadı, ama açılmak üzere.
Önümüzdekı üç ay içinde
nereye gidildiğini göreceğiz...
Sorûnuza daha somut bir cevap vermek is-
tiyorum. Türkiye"ye gelmeden önce Roma'dan
dönüşte Moskova'da yalnızca bir gün geçirdim.
Bir iş için notere gittim. Kalabalık karşısında
şaşırdım; kuyrukta 161. kişiydim. Ve ne oldu
biliyor musunu: tşçiler, maden işçileri, öğren-
ciler, Yahudiler, Ruslar, değişik kesimlerden
zaman anladımz? Perestroykadan önce mi,
sonra mı?
— Otuz yıl önce... Kesin bir gerçeği söylü-
yorum. Yine kesin bir gerçeği söyleyeyim ki Ko-
münist Parti'den aynlmaya korkuyordum. Sov-
yetler Birliği'nde bir iktisatçı için bilim kari-
yeri yapmak parti üyesi olmadan mümkün de-
ğildi. Matematikçiler ve fizikçiler için parti üye-
si olmak gerekmezdi, ama iktisatçılar için zo-
runluydu. Ben üstelik üst düzey parti yöneti-
cisi olan bir aileden geliyorum. Babam parti-
nin Kalinin bölgesi (şimdi adı TVer) sekreteri
idi. Amcam SBKP Merkez Komitesi üyesiydi.
Parti üyelerinden sorumlu bir kişiydi. Mosko-
vâ Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde ekonomi
ve politik ve Marxizm-Leninizm öğrenimi gör-
dûm. Sınıf birincisi oldum. Lenin ve Stalin
bursları kazandım. Ama, içtenlikle söyleye>im
ki Marx'ın Kapital adlı eserinde çok fazla ik-
tisadi hatalar buluyordum. Marxizm benim
için bir yarı bilimdi. Ben Keynes, Friedman,
Hayek dahil tüm ekonomistleri okudum. Ger-
çek anlamda, Batılı anlamda bir iktisatçıyım.
Perestroyka öncesi dönemde üç kez partiden
çıkanlmak istendim.
•••••• Profesör Şatalin, ülkenizde özelleştir-
menin nasıl yürütüleceğine ilişkin tereddütler
var. Halkm devlet mülkiyetindeki işletmeleri
satın alacak parası yok. Kimıleri mülkiyetin
halka bir bedel istenmeden verilmesini öneri-
yor. Sizin düşünceniz nedir?
— Bu mesleki açıdarren zor soru. Bu soru-
nu 500 günlük programda kötu bir şekilde çö-
zumledik. Bugünku gorüşüm şudur: İlk ola-
rak halk, elinde olan parayla alabildiği kada-
rını almalı, yani önce küçüİc çaplı özelleştirme-
ler gerçekleştirilmelidir. ikinci olarak büyük iş-
letmeler anonim şirket haline getirılmelı ve hıs-
seleri yavaş yavaş halka devredilmelidir. İlk aşa-
mada en büyük hissedar devlet olabilir. Fakat
devlet bunların yönetiminden çekilmelidir.
Bu tartışılmaz, zorunlu bir koşuldur. Üçüncü
olarak, bu işletmelerin calışanları hisse sahibi
olabilir. Ama işletmeler sadece çalışanlara ve-
rilirse, bu yine çok yanhş olur. Şimdiye kadar
var olan sosyal parazitliği surdürmek olur. Her
vatandaş işletmelerden pay alabiknelidir. Dör-
düncü olarak diğer işletmeler hisse alabilme-
lidir. Beşincisi, ki bu çok önemlidir, yabana
girişimciler alabilmelidir. Ayrıca, ülkemizin
özelliklerini göz önünde bulundurarak bazı
mülkleri, örneğin köylülere toprak, kentlilere
evleri bedava ya da çok düşük bir bedel karşı-
lığında vermek gerekir.
W^K^mCerçekten "yeni" bir Sovyetler Birli-
ği'nin kurulmasmdan söz ediyorsunuz. Bu ye-
ni SSCB'yi nasıl tanımlarsınız? Bu bir konfe-
derasyon mu, yoksa tümden bağımsız cumhu-
riyetler mi?
— İlke olarak federasyondan yanayım. Ama
yukarıdan aşağı kurulu, Rijkov'un onunla mü-
cadele ettiğimiz zaman önerdiği gibi bir fede-
rasyon değil. Egemen cumhuriyetlerin birliği.
Her cumhuriyetin egemen olduğuna inandığı
bir federasyon. Normal piyasa ilişkilerinin ku-
rulması sonucu, şimdi Batı Avrupa'da görülen
gibi bir entegrasyon. Savunma, dış politika,
stratejik ulaşım ve altyapı, uzay calışmalarımn
gönüllü olarak merkeze bırakıldığı bir federas-
yon. Federasyonun yürümediğine inanıyorlar-
sa merkez onlan boğuyorsa, o zaman kon-
federasyona gidebilirler. Bu onlann seçimi ol-
malı. 500 günlük programın en büyük özelliği
buydu. Kimseye hiçbir şeyi empoze etmiyor-
duk.
Size 500 günlük planın nasıl hazırlandığını
anlatayım. Daçalarda toplandık. Bizde bütün
reform çahşmalan daçalardan başlar. Köleli-
ğin kaldırılmasına da daçalarda karar verilmiş-
tir. Bana tüm cumhuriyetlerin temsilcileri gel-
di. Hepsi hayır diyordu. Onlara şöyle dedim:
"Masaya oturalım ve hiçbir şey içmeyelim. Sa-
kin sakin enerji, doğal kaynaklar, entelektüel
potansiyel, su gibi soruları tartışalım. Ekono-
mik açıdan, sizin açınızdan bağlanmak mı, ay-
nlmak mı daha yararlı tartışalım. Kendiniz se-
çin. Size yalnızca izah ediyorum; sorunlar ^u-
dur, şunu yapmanız gerekir; ama dilediğinizi
yapmakta serbestsiniz. Çözüme gülerek vara-
lım. Herhangi bir kimse gülmezse ruble ile de-
ğil dolarla ceza odesin" Hemen gülmeye baş-
ladık ve iki hafta içinde tüm cumhuriyetler 500
günlük programı imzaladılar.
^^KEBBaltık cumhuriyetleri ayrılma yönün-
de oy kullandılar...
Komünist sistemin iflas
ettiğine otuz yıl önce
inandım... Kesin bir gerçeği
söylüyorum. Komünist
Parti'den ayrılmaya
korkuyordum. Sovyetler
Birliği'nde bir iktisatçı için
bilim kariyeri yapmak parti
üyesi olmadan mümkün
değildi. Matematikçiler ve
fizikçiler için parti üyesi
olmak gerekmezdi, ama
iktisatçılar için zorunluydu.
— 500 günlük programda yukarıdan zorla-
ma yoktu. Bizim planımızı tüm cumhuriyetler,
tüm partilerin temsilcileri, tüm kesimler des-
tekliyordu. Eylülde planın terkedilmesi büyük
bir yenilgi oldu. Tabii ki cumhuriyetler ayrıl-
mak istiyorsa bu konuda hiçbir tartışma olma-
mah; birlik, yalmzca uygar, gönüllü bir birlik
olmalı.
lyın Şatalin, siz kendinizi bir liberal
mi sayıyorsunuz? Kendinizi siyasal yetpazeye
nasıl yerleştiriyorsunuz?
— Yanıtlaması çok güç bir soru. Büyük Rus
filozofu Berdeyev, liberalizm biraz zayıf, duy-
gusal bir şeydir der. Ben Thatcher'ın muhafa-
zakârları, Bush'un cumhuriyetçileri, Brandt-
un, Mitterrand'ın sosyal demokratları, Kohl-
ün Hıristiyan demokratlanrun bir karışımıyım.
Çok samimi olarak söylüyonım, benim görüş-
lerim bunların bir karışımı. Benim üyesi oldu-
ğum Demokratik Parti hiçbir zorlamayı kabul
etmeyen bir parti. Yalnızca parlamenter de-
mokrasiyi ve piyasa ekonomisini kabul eden bir
parti.
iBugün dünyada liberal demokrasi ve
piyasa ekonomisi üzerinde çok geniş bir mu-
tabakât kurulmuşa benziyor. Sizce bu sosya-
lizmin sonu demek midir?
— Benim savunduğum kanşım zaten bir tür
sosyalizmdir. Doğrusu ben artık kapitalizm,
sosyalizm kelimelerini sevmiyorum. Ben yalnız-
ca serbest piyasa ekonomisine inanıyorum.
• • • • Türkiye ile Rusya ekonomik iliş-
kilerinin istikbali konusunda ne düşünüyorsu-
nuz?
— Türkiye'yi iyi tanımıyorum. Türkiye'nin
çok büyük başarılar sağladığım biliyorum. İna-
nıyorum ki Müslüman cumhuriyetlerimiz
Türkiye'yi örnek almalılar. Ama sorûnuza pro-
fesyonel bir cevap verebilecek kadar bilgi sa-
hibi değilim. Fakat şuna hiç kuşkum yok ki
Sovyet-Türk ilişkilerinin çok iyi bir geleceği var.
Ben Moskova Spartak Futbol Kulübü'nün de
başkanıyım. Doğrusu bu, Rusya Cumhuriyeti
başkanı olmaktan çok daha iyi bir şeydir. Ku-
lübumüzun ilk dış temaslan Türk takımlarıy-
la oldu. Çok güzel temaslarımız oldu. Şimdi
ilişkilerimiz çok daha çeşitli ve başka düzey-
lerde. Yalnızca futbolda değil... llişkilerimizin
geleceğine kesinlikle inanıyorum.