19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MAYIS 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 İstanburda ulaşımın 'kurtarıcısı'na Hazine ve DPT garantör olmuyor Metro hükümet izni bekliyor İstanbul metro projesi 4 Levent AUSIRMEN BUGIJN Olur mu Oyle Şey? Sovyetler'le iyi niyet protokolü imzalanan ve belediyece projesi hazırlanarak kazma vurulacak aşamaya gelen İstanbul metrosuna Hazine ve DPT garantör olmuyor. tılarında gündemde olan metronun yapımı için gereken onayın verilmemesinin, hükümetin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne karşı olan olutnsuz tutumundan kaynaklandığı öne sürülıiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkam Nuretün Sözen'in 1990 kasım ayında SSCB'de metro konusunda incelemelerde bulunması ve Sovyet Ulaştırma Bakanlığı ile "iyiniyet protokolü" imzalamasından sonra yaklaşık 1 asırdır sözü edilen metro yeniden gündeme geldi. Körfez savaşının araya girmesiyle bir süre unutulan metro projesi Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci, hükümetin metro projesine sıcakbaktığını, ancak Sovyetler'le yapişletdevret modeli üzerinde durduklannı söyledi. larını, ancak Sovyetler'le yapişletdevret modeli üzerinde durduklannı belirterek bu konuda görüşmelerin yapıldığını belirtiyor. Metro projesini belediyede takip eden en üst düzeyde yetkili olan eski Genel Sekreter Alev Coşkun ise yapişletdevret modelinin metro gibi büyUk bir yatırımda söz konusu olamayacağını söyledi. Metroîıun bir ihtiyaç yatırımı olduğunu belirten Coşkun, "Turizmde bu model uygulanabilir. Ancak 1 milyar dolarlık bir ihtiyaç yatırımında bu uygulanamaz. Diinyanın hiçbir yerinde bu söz konusu değil. Metronun işlet REMZİ GÖKDAĞ Istanbul'un kent içi ulaşımında "kurtancı" gözüyle bakılan metro projesinin başlayabilmesi için hükümet, istanbul Büyükşehir Belediycsi'ne gereken izni vermiyor. Proje çalışmaları tamamlanan ve Sovyet Ulaştırma Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında protokolü imzalanan İstanbul metrosu için Hazine ve Dış' Ticaret Müsteşarlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı 7 aydır "garantör" olmuyor. Iki ülke arasında yapılan karma ekonomik kurul toplan Topkapı Saatte 75 bın yolcu taşıyacak olan metro, Taksim, Şışli, Levent bölgelerını, tanhı yarımadaya bağlayacak, Topkapı'dan başlayan güzergâh, Yenıkapı'dan, kuzeye yönelerek HaHç'ı köprü ıle geçecek, Taksım, Şışli, Mecıdiyeköy'den 4 Levent'e varacak. îstanbuTun yüzyıllık metro rüyası EugeneHenry Gavand Projesi: 117 yıl önce başlayan metro rüyası bugüne dek defalarca gündeme geldi. Şimdiye dek hazırlanan bütün metro projelerinde düşünülen güzergâh ilk kez mimar EugeneHenry Gavand'ın projesinde ortaya çıkıyordu. Projeye göre metronun başlangıç noktası Kumkapı olarak düşünülüyor, daha sonra Beyazıt ve Eminönü'ne doğru devam ediyor. Projeye göre Tophane ve Fındıklı yoluyla Kilyos'a kadar bir Boğaz demiryolu ağı döşeniyor. Ziver Bey'in Projesi: Meşrutiyetin ilanına rastlayan günlerde İstanbul metrosu için hazırlanan ikinci proje, Şehremini Ziver Bey tarafından açıklandı. Ziver Bey'in projesi Tbpkapı'dan başhyor, Âksaray, Çarşıkapı, Beyazıt, Eminönü, Karaköy, Galatasaray, Taksim üzerinden Şişli'ye varıyor. Mühendis Horbach'ın Projesi: 1911'de' hazırlanan üçünca metro projesi "Osmanlı Imparatorluğu Şehir Metropoliten Demiryolu Projesi" adını taşıyordu. Philipp Holzman şirketi için mühendis Horbach tarafından hazırlanan projeye göre metro Beyazıt, 'Amaç çağdaş havacılığa ulaşmak' Türk Silahlı Kuvvetleri'nde, başlatılan şeffaflaşma politikası kapsamında, kara ve deniz harp okullarından sonra dün de Yeşilyurt'taki Hava Harp Okulu basına tanıtıldı. Hava Harp Okulu Komutanı Hava Pilot Tümgeneral Orhan Köse, basını aralarında görmekten büyük mutluluk duyduklarını belirterek amaçlarının çağdaş havacılık düzeyine ulaşmak ve bu düzeyi korumak olduğunu söyledi. TJimgeneral Orhan Köse, wtgünümuzde bilimsel ve teknolojik gelişmeleri yakalayamayan eğitim kurumlarının tüm iyi niyetlerine karşın, eğitimöğretim açıklarını kapatamadıklarına dikkat çekerek "Son yıllarda bilimsel ve teknolojik gelişmelerin büyük kısmı, özellikle havacılıkla ilgili araştırmalarda ortaya çıkmakta, bu nedenle de yenilikleri ilk kez kullanan kurumlar, genellikle çağdaş ülkelerdeki hava kuvvetleri olmaktadır" dedi. (Fotoğraf: Ali Tevfik Berber) meye açılmasından sonra bir süre devlet ve belediye tarafından desteklenmesi şarttır. Aksi takdirde ayakta duramaz" dedi. Coşkun, projenin hükümet tarafından geciktirildiğini, amacın bu yerel yönetime yapürmamak olduğunu belirtti. Büyükşehir Belediye Başkam Nurettin Sözen de İstanbul halkının metroya her zamankinden daha yakm olduğunu, hükümetin 7 aydan beri projeyi beklettiğini söyledi. Sözen, böylesine buyük bir projeyi belediyenin imkânlarıyla yapmanın olanaksız olduğunu, 16 kilometrelik hatta yapımı düşünülen metro için 1 milyar dolara ihtiyaç olduğunu belirterek "Tüm hazırlıkları 7 ay önce lamamladık. Top hükümette. Metroya her zamankinden yakın olduğumuz şu günlerde gereken onayın veŞişli arasında inşa edilecek, uzunluğu 7 gerçekleştirilebilmesi için 60 milyon doların hazır olduğunu bildiriyordu. 24 rilmesini bekliyoruz" dedi. kilometre olacak ve Haliç'i 390 metre kilometre uzunluğundaki güzergâh uzunluğunda bir köprüyle geçecekti. Sözen, projenin Devlet Planüzerinde yapımı düşünülen metronun lama Teşkilatı tarafından yıllık SGTE Projesi: 1956yıhndaFransız 4.5 yılda tamamlanması planlanıyordu. yatırım planına alınması ve HaSGTE firmasının hazırladığı bu projeye Hükümetten mali destek alamayan zine ve Dış Ticaret Müsteşarugöre metro, Yenikapı, Mecidiyeköy Fahri Atabey projeyi gerçekleştiremedi. ğı tarafmdan uluslararası ihalearasında inşa edilecek ve 200 milyon Aytekin Kotil Dönemi: 1978 yılında ye çıkış izninin verilmesi gerekliraya mal olacaktı. İstanbul Belediye Başkam Aytekin Kotil, tiğini belirterek "Maliye Bakanmetro yapımı için metro şirketi Fahri Atabey'in Projesi: Dönemin lığı'nın ivedi kamulaştırma kabelediye başkam Fahri Atabey, 19 Aralık kurulacağmı ve 1979 yılında temel rarı vermesi ve Hazine'nin proatılacağını bildiriyordu. 1979 fiyatlarıyla jenin finansmanı için kefalet 1972 günü yaptığı basm toplantısında, 1 kilometresi için 1.5 milyar lira İstanbul metrosunun temelinin vermesi gerekiyor. Projenin gerekiyordu. Gerekli finansman Cumhuriyet Bayramı'nda atılacağını başlayabilmesi için bu girişimbulunamayınca proje unutuldu. söylüyor ve projenin lerin yerine getirilmesi lazım" dedi. Metro projesinden sorumlu eski Genel Sekreter Aley Coşkun Cumhurbaşkanı Özal'ın mart ayında SSCB'ye yaptığı ziyarette metro konusunun konuşulduğunu belirterek "Aşlaşmaya varılmaması için hiçbir neden yok. Tahmin ediyorum ki anlaşma sağlandı. Şinıdi yapılması gereken yerel yönetim ve rncrkezi istikrar arasındaki ilişkinin sağlanarak işin kotarılmasıdır. Aynı partiden yerel iktidar olsaydı bu engelleme olmayacaktı ve projeye başlanacaktı. İstanbul'un metroya ber zamankinden çok ihtiyacı vardır. BUtün dosyalar hazırdır. Yeter ki merkezi iktidar projeye 'olur' deşin" dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin metro ile ilgili girişimleri 1989 yıhnın son aylarmda başladı önyeteriilikihalesi açıldı. Sovyetler'in işın yüzde 50'sinin mal karşılığı, yüzde 50'sinin para karşılığı yapılmasına karar vermesi üzerine Sovyet Ulaş tırma Bakanı Vladimir Brejnev 1991 'de lstanbul'a gelerek incelemelerde bulundu Ve Amtaf a'ya gitti. Sovyet bakanın İstanbul ve Ankara ziyaretlerinden sonra Cumhurbaşkanı Turgut özal ve heyeti Moskova'ya giderek incelemelerde bulundu. Bu gezide TürkSovyet Ekonomik Konseyi toplantılarında metro konusu da konuşuldu. Bugünlerde projesi, güzergâhı ve ilgili bütün dokümanları hazırlanan İstanbul metrosuna kazma vurmak için hükümetin onayı bekleniyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın mart ayında SSCB'ye yaptığı gezide TürkSovyet Ekonomik Konşeyi toplantısında yeniden görüşüldü. Bu görüşmelerde Sovyet yetkililerin, tüm ön işlemleri tamamlayıp çahşmalara başlamaya hazır olduklarını vurgulanarak Türk hükümetinden izin istedikleri belirtildi. Istanbul'un metroya en yakın olduğu dönem olarak tanımlanan şu günlerde bütün hazırlıkları tamamlanan metro projesine hükümet nasıl bakıyor? Bu soruyu yönelttiğimiz Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci, metro projesine sıcak baktık "Geçenlerde bir arkadaşıma çok önemli bir haberle ilgili görüşlerini sordum. Arkadaşım şaşırdı: Benim böyle bir olaydan haberim yok dedi. Şaşırma sırası bendeydi: Nasıl olur? Bilmem, TV bu haberi vermedi. Ama dedim, bütün gazeteler yazdı. Ben gazete almıyorum ki diye yanıtladı. Neden? Neden alayım ki? Müzik setim var, her türlü beyaz eşyam var, kentte dayalı döşeli katım var, yazlığım var, arabam var. Bu durumda ben gazete alıp da ne yapayım ki?" Gerçekte yukarıdaki olayı yaşamadım. Olay gerçekte ikl yıl kadar önce, basın ile ilgili bir açıkoturumda anlattığım düşsel bir öyküydü. Ama olabilirdi, pek de âlâ böyle bir olay yaşanabilirdi. Bugün Türkiye'de birçok okurun, gereksinimine uygun lotarya yapan gazeteyi yeğlediği bilinmekte. Nitekim dinleyicileri güldüren bu örnek üzerine toplantıda hazır bulunan gazeteci arkadaşlar hemen "promosyon" adını verdikleri bu uygulamadan benden çok yakınmaya başladılar. Haklıydılar, "promosyon" adını verdikleri lotaryacılık yarışı, basını kötü bir çıkmaza atmıştı. Gerçekte bu uygulama toplam okur sayısını arttırmamış, yüzer ve gezer oylara benzer, gazeteler arasında gidip gelen hareketli bir okuyucu kitlesi yaratmakla yetinmişti. Üstelik bu lotarya düşkünü okur, tıpkı uyuşturucu bağımlıları gibi gittikçe yükselen dozlara gereksinim duyuyordu. Promosyon ile tiraj arttıran gazeteler ise lotaryayı kestikten bir süre sonra yeniden eski düzeylerine düşüyorlar, ama promosyon sırasında altından kalkılması güç bir ekonomik yükü sırtlanmak zorunda kalıyorlardı. Sözü edilen ekonomik yük, aynı zamanda basının iç yapısını da olumsuz etkiliyor, habercilikte yarışma ikinci plana itiliyor, insana ve teknolojiye yatırım da güçleşiyordu. Seçkin Türesay'ın dünkü "Hürriyet'ten Size" köşesinde de belirttiği gibi bu yarış artık bir hastalık halini almış bulunmaktadır. Geçen hafta bir televizyon konuşmasıyla başlayan olumlu bir gelişme yaşandı. Çeşitli gazete temsilcileri promosyon yarısına son vermeye hazır olduklarını bildirdiler ve bunun üzerine bu yarışa katılan kuruluşların yöneticileri kendi aralarında toplanarak soruna bir çözüm aramaya koyuldular. Ne var ki sızan haberlerden ve Seçkin Türesay'ın sözlerinden anlaşıldığına göre çeşitli gazetelerin temsilcilerini en çok kuşkuya iten nokta, birbirlerine ya da içlerinden birilerine duydukları güvensizlik. Yöneticiler böyle bir centilmen anlaşmasına varılması halinde, bugün durumu kötü olan birgazetenin yarın ekonomik güçlüklerini aştığında yeniden promosyonu başlatmasından korkuyorlar. Bu yüzden olacak ki Seçkin Türesay, gazetesi adına bir öneri getiriyor ve diyor ki; "Basın Kanunu'na eklenecek küçük bir madde ile gazetelerin verdikleri ekler dışında kupona bağlı promosyon yapmamaları hükme bağlanabilir. Böyle bir anlaşmanın örneği geçmiş yıllarda bankacılık sektöründe yaşandı..." Seçkin Türesay eğer bu öneriyi işi savsaklamak için değil de içtenlikle getiriyorsa, çok ciddi bir yanlış ile karşı karşıyayız demektir. Türk basını, uzun yıllar boyunca ve özellikle 12 Eylül'den sonra kendi üzerindeki devlet baskısını önce azaltmak, sonra ortadan kaldırmak savaşımı içindedir. » Doğrusu ya basın özgürlüğü konusunda uygar, çağdaş ülkelerin çok gerisindeyiz. Hele hele yeni getirilen Terör ile Mücadele Yasası, şimdiye dek ülkemizde bile görülmemiş bir uygularnayı başlatabilir. Durum böyle iken basının Kendi sorununu çözm^si için devletten yeni yasaklamalar istemesi aklın alacağı bir davranış değildir. Eğer sorunlarımızı, devlet yasağı olmadan kendi aramızda çözemiyorsak, zaten işimiz bitik demektir. O zaman ört ki ölem. Öyle değil mi? KISA KISA • İstanbul' da geçen cuma günü ölen Konya eski milletvekillerinden Sabri Irmak'ın cenazesi dün Ankara'da toprağa verildi. Irmak için TBMM'de düzenlenen törene TBMM Başkam Kaya Erdem, SHP Genel Başkam Erdal înönü ile siyasi partilerin grup yöneticileri, milletvekilleri ve yakınları katıldı. • Istanbul'da yaklaşık bir hafta önce ölen Türk Ortodoks Patriği Turgut Erenerol, yarın toprağa verilecek. Patrik Erenerol'un oğlu Selçuk Erenerol, çarşamba günü Galata Kemankeş Mahallesi'ndeki Merkez Pahaiya Kilisesi'nde bir tören düzenleneceğini, cenazenin daha sonra Şişli Rum mezarlığına defnedileceğini bildirdi. • Yurtdışından TUrkiye'ye kacak olarak sokulan ve piyasa değeri 1 milyar lirayı bulan konfeksiyon eşyası ele geçirildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü mali şube ekiplerince yapılan operasyonda MES Kimya Dış Tic. AŞ adlı firma tarafından yurtdışından ital edilen 74 balya mal arasında saklanmış 1 milyar liralık kaçak giyim eşyası Sertepe'de bir TIR aracı içinde ele geçirildi. Olayla ilgili olarak Muzaffer Zembil adlı kişi ile 5 arkadaşı gözaltına alınarak mahkemeye sevk edildi. • Özellikle çocuklarda görülen yanlış oturuş ve yatış biçimlerinin, önlem almmadığı f takdirde ileride ameliyat gerektirebilecek sakatlıklara yol açtığı bildirildi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Veli Lök, annelerden "Çocuğum böyle rahat oturuyor" diye yanhş oturuş ve duruşlara izin vermemelerini istedi. • MİT Kaçakçılık Dairesi eski başkanlarından Mehmet Eymür'ün oğlu Alp Eymür'ün, kaza sonucu ölümüne neden olduğu Nuri Hasırcıoğlu'nun babasmın, kendisini ölümle tehdit ettiği gerekçesiyle açtığı davada Güney Hasırcıoğlu beraat etti. • İstanbul Bakırköy Bağcılar Kâzım Karabekir Mahallesi'nde yapılacak olan daimi halk pazarı, sağlık ocağı, kreş ve kültürevinin temeli, Bakırköy Belediye Başkam Yıldınm Aktuna tarafından atıldı. • Deniz Yollan lşletmesi'nin, Bandırmalstanbul arasındaki feribot seferleriyle ilgili yaz tarifesi uygulamasma 20 mayısta başlanacak. Haftanın her günü 2'şer sefer düzenlenecek. • Devlet Bakanı İbrahim özdemir, bir süredir tedavi gördüğü International Hospital İstanbul Hastanesi'nden taburcu edildi. Hastaneden yapılan açıklamada, Özdemir'in yapılan tetkikleri sonucunda, üst solunum yolu enfeksiyonu geçirdiği ve bir kalp rahatsızhğı bulunmadığı bildirildi. 10 yılda 1 milyar artacak Dünyanın nüfusu 6.5 milyara koşuyor BM tarafından hazırlanan raporda, 23 milyon erkeğin prezervatif kullanmasına karşın 93 milyon kadının spiral, 46 milyon kadının da hapla korunduğu bildirildi. İstanbul Haber Servisi Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA), tcra Direktörü Dr. Nafis Sadık tarafından hazırlanan, Dünya Nüfusu'nun Durumu raporunda kalkınmakta olan ülkelerde, modern, gönüllü aile planlaması yöntemlerini kullanan çiftlerin sayısının, 1990'da 381 milyondan yüzyıhn sonunda 567 milyona çıkarmanın hedeflendiği vurgulandı. Raporda, Birleşmiş Milletler'in gelecekteki nüfus artışına ilişkin olası tahminleri de yer alıyor. Buna göre 1991 yılı ortalarında 5.4 milyar olan dünya nüfusu 2001 îde 6.4 milyara, 2025'te 8.5 milyara yükselecek. Daha önceki herhangi bir nesille karşılaştınldığında kadınların daha az çocuk istedikleri anlatılan raporda, kalkınmakta olan ülkelerde gönüllü olarak doğum kontrolü yapan çiftlerin oranının 1960'larda yüzde 10 iken bugün yüzde 51'e ulaştığı belirtiliyor. Raporda, "Insan Hakkı Olarak Aile Planlaması" başlığı altında, dünyanın aile planlamasını 1968'den beri insan haklarından biri olarak kabul ettiği vurgulanarak "tnsan Haklan Beyannamesi'nde, çocuklann sayısını ve aralarındaki yaş farkını özgürce ve sonımluluklarının bilinci içinde belirlemek anababaların temel haklandır" denirken kalkınmakta olan Ülkelerde aile planlaması hizmetlerinin çiftlerin sadece yarısına ulaştığı kaydediliyor. Yapılan araştırmalara göre her yıl yarım milyon kadın hamileliği sırasında veya doğum yaparken ölüyor. Bunların büyük bölümü kalkınmakta olan ülkelerde meydana geliyor. En genç ve en yaşlı anneler ya da çok sayıda hamilelik geçirenler arasında bu risk daha da yükseliyor. '«Kadın eşitliğinin" benimsenmesi gerektiği vurgulanan raporda, kadınların yasalar önünde eşit haklara, eğitim, çahşma ve sağbk hizmetlerinde de fırsat eşitliğine sahip oldukları kaydediliyor ve "aynı zamanda doğurganlıklarını kontrol etme hakkına da sahiptirler. Kadınlar için seçme özgiirlüğii diğer özgürlüklerin kaynağı olan özgürlüktür" deniliyor. Raporda "hayret edilecek bir nokta" olarak da eğitimle doğum kontrolü arasındaki bağlantının erkekler için geçerli olmayışı belirtiliyor. Bu konudaki kalkınmakta olan Ülkelerde, kadınlardan çok erkekler eğitilirken erkeklerin kullandığı doğum kontrol yöntemleri yüzde 15'i geçmiyor. Nüfus planlaması için yapılması gerekenlerin de yer aldığı raporda, "erkekler de doğum kontrolünde sorumluluk alabilir" başlığı altında şu saptamalara yer veriliyor: • Kalkınmakta olan dünyada 141 milyon kadın, ailelerini tamamladıktan sonra tüplerini bağlatmayı tercih etmişlerdir. Buna karşıhk, yalmzca 30 milyon erkeğe daha basit bir işlem olduğu halde vasektomi (yumurtalıkları bağlama) uygulanmıştır. > • 23 milyon erkeğin kondom (prezervatif) kullanmasına karşın, 93 milyon kadın spiral, 46 milyon kadın da hapla korunuyor. Soyın TARİHÖG İ ÖGRETMENLERİ Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu'nun kararıyla Yeni Müfredat Programına göre hazırlanan Tarih kitaplarımız: Nurer UĞURLUDr. Esergül BALCI Bakan Akyol'dan dobra dobra TARİH Lise I 1 MEB Talim ve Terbiye Kurulu'nun kararıyla lise ve dengi okullarda Ders Kltabı yerlne okutulmak üzere kabul edllmiştlr. Kitap, Tebllğler Derglslnin 19.3.1990 tarih, 2308 sayısında yavınlanmıştır. Ozürlülerîn eğitimi cıddıye aluımadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, Türkiye'deki yüzde 14 özel eğitime muhtaç nüfusun yalnızca yüzde 2.7'sine eğitim olanağı sağlanabildiğini belirtti. Avrupa Topluluğu'na üye ülkelerde, bu durumdaki nüfusun yüzde 52'sine eğitim verildiğine dikkat çeken Akyol, "Özel eğitime muhtaç çocukların egitimi bugüne kadar ciddiye alınmadı" dedi. 1. Özel Eğitim Konseyi toplantısı dün başladı. Toplantıda bir konuşma yapan Bakan Akyol, anayasa, Milli Eğitim Temel Yasası ve İnsan Haklan Evrensel Beyannamesi'nde yer alan hükümlerin, özel eğitimden devleti sorumlu tuttuğunu belirtti. Akyol, bütün bu hükümlere karşın eğitimde istenilen aşamaya gelinememiş olmayı "acı bir gerçek" olarak yorumlayarak "tnsani boyutun dışında duyarsızlığımız, sonınu kendi baline bırakmamız ve sadece ailenin sorunu olarak görmemiz daha da acı ve üzttntü vericidir" diye konuştu. Akyol, bugün 9 görme özürlü okulu ve 2 özel sınıf, 2 ortopedik, 10 öğretilebilir, 8 özel sınıf, 11 eğitilebilir zihinsel özürlü okulu, 773 özel sınıf, 33 işitme özürlü okulu, 65 özel sınıf ile 75 rehberlik ve araştırma merkezi bulunduğunu anlattı. Bakan Akyol, bu yıl ÖSS'de başarı ortalamasının yüzde 68 olmasına karşın aynı sınava giren özürlü oğrencilerde başarı oranının yüzde 90.6'ya çıktığım sözlerine ekledi. Nurer UĞURLUDr. Esergül BALCI TARİH Lise II MEB Talim ve Terbiye Kurulu'nun kararıyla lise ve dengi okullarda Ders Kltabı yerine okutulmak üzere kabul edilmiştir. Kitap, Tebllğler Derglslnin 19.3.1990 tarih, 2308 sayısında yayınlanmıştır. Nurer UĞURLUDr. Esergül BALCI TARİH Lise III MEB Talim ve Terbiye Kurulu'nun kararıyla lise ve dengi okullarda Ders Kltabı yerine okutulmak üzere kabul edilmiştir. Kitap, TebllğierDerglslnin 26.12.1990tarih, 2302sayısında yayınlanmıştır. Nurer UĞURLUDr. Esergül BALCI Meslek Liseleri İçin TARİH ÖLÜM ~ MEB Talim ve Terbiye Kurulu'nun kararıyla meslek liselerinde Ders Kltabı yerine okutulmak üzere kabul edilmiştir. Kitap, Tebllğler Derglsl'nin 17.9.1990 tarih, 2321 sayısında yayınlanmıştır. Kitaplar dört renkli, reslmli, harltalı basılmıştır. istanbul Radyosu görevlisiydi • İSTANBUL (AA) TRT İstanbul Radyosu uzmanlarından, fotoğraf sanatçısı Çetin Arısoy (48) geçirdiği rahatsızlık sonucu Istanbul'da öldü. İstanbul Radyosu'nda 1965 yılında göreve başlayan Arısoy, bu arada sürdurduğü fotoğraf çalışmalarıyla çok sayıda sergi açmış ve bu sanat dalında ulusal ve uluslararası alanda çeşitli odüller kazanmıştı. ÖRGÜN YAYINLAR LTD. Nuruosmaniye Cad. No: 28 Tel: 527 39 49 526 37 34 Cağaloğlu/İSTANRUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle