18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 MAYIS 1991 HAVA DURUMU Mudürtüğü'nden alınan bilgiye gore, Doğu Karadenız ıle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun doğusu dışında tum yurt yağışlı geçecek. Yağışlar yağmur yer yer sağanak ve gök guröltülü sağanak şeklinde olacak. HAVA SICAKLIGI: Biraz azalacak. RÛZGÂR: Yurdun kuzey kesimlerinde güney ve bat diğer yerlerde kuzey ve batı yönlerden orta kuvvette esecek Denizterde Marmara ve Ege'de kıble ve keşişleme, dığer denizlerde gundoğusu ve poyrazdan 35 yer TURKIYE'DE BUGÜN Adana Adapazan Adtyaman Afyon Ajn Ankara Antakya Antalya Anvın Aytfın BalıKfisir Bılecık Bmgftl Bıtlıs Bolu Bursa Çanakkale Çonım Denızlı Y 26° 15° Dıyarbakır A 25° 13° Edıme Y 26° 14° Erancan Y 20° 10° Eraırum Y 15° 4°Eskişehır Y 20° 10° Gaaantep Y 25°18°Gprasun Y 26° 16° Gümuşhane Y Y 16° 8°Hakkan Y 25° 14° Isparta A 22" 12° Istanbul B 19° 10° Izraır Y 23° 12° Kare Y 23° 12° Kastamonu Y Y 20° 10° Kayserı A 25° 13° Kırklareh A 21° 14° Konya Y 20° 6°Kutahya Y 23° 14° Malatya 24° 12° Manısa 21° 12° K Maraş 20° 7°Mecsm 16° 3°Muğla 21° 11° Muş 25° 13° Nığde 21° 13° Ortu 17° 6°Rıze 20° 8°Samsun 25° 13° Sıırt 18° 10° Sinop 22° 13° Sıvas 14° 6oTetarta6 18° 7°Trabzon 20° 13° Tuncelı 21° 12° Uşak 22° 12° Van 20P10°Yozgat ° 2 ZM Y Y Y Y Y Y 2 Lenmgrad Moskova DUNYA'DA BUGUN Amsterdam Amman Atma Bagdat Barcelona Basel Y 8° A 24° Y 21° A 32° B 16° B 13° Y 20° B 14° Berlın Bonn Y 15° Brüksel B 10° Budapeşte Y 17° Cenevre B 12° Cezayır B 16° Cıdde A34° Dubaı A30° Frankhırt Y 14° Gırne Y 24° Helsınkı Y 10° Kahıre A 25° Kopenhag Y 9° Kftln Y 15° Uftoşa Y 25° Lenıngrad B 12° Londra Y 12° Madnd B 14° B 15° Mılano Momreal Moskova B 8° Münıh Y 16° New York Oslo Y 10° Pans B 14° Prag Y 11° A 32° Rıyad Roma Y 18° Sotya Y 16° Sam A 21° TelAvıv Tunus Varşova 6 15° Venedık Y 16 Viyana Y 11° Vfeshıngton Zünh Y 12° Devlet Meteoroloji Işleri Genel ı 24° 11° 26° 14° 22° 18° 24° 12° 20° 8° 2 2 MUST4FA ANKARA NOTLABI CUMHURÎYET/17 o12o yer 6 kuvvetınde saatte 1021 yer yer 27 denız mılı hızla esecek. Dalga yukseklığı 0.51 m. yer yer 1.52 m. civarında olacak. Van gölünde hava; bulutlu geçecek. Rüzgâr kuzey ye batı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Görus uzaklığı 10 km. civannda bulunacak. ;>. açık ^ ^ bulutlu "^yajmurtu g^sıslı /?karlı Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y 20° 12° 21° 10° 24° 13° 19° 13° 18° 7° 18° 12° 24° 14» 21° 10° 21° 12° 17° 6° 17° 8° 18° 12° Kavanoz Dipli Dünya... "inönü Ansiklopedisi" 1943 yılında yayımlanmaya başlanır; Hasan Âli Yücel, Milli Eğitim Bakanı'dır o zaman; Milli Eğitim Bakanı denmez de Kültür Bakanı denir. İnönü de Yücel de ansiklopediye önsöz yazarlar. ismet İnönü, el yazısıyla şunları yazar: "Bu eserin değerini arttırmak için emek vermeyi her Türk aydınından beklerim. Ansiklopedi, Türk kültürünün yeni devrinin bir işareti, bir sembolü olacak ve fikir hayatımızda geniş tesirler yapacaktır. Onu başaracaklar, millete büyük hizmetler yapanlar gibi engin saygılarımıza hak kazanacaklardır." İnönü Ansiklopedisi'nin adı, sonradan "Türk Ansiklopedisi"ne çevrilir. Artık giderek ansiklopedi olmaktan çıkar. Onun kurucusu Hasan Âli Yücel'in adı bile, "Y" harfinde geçmez. "Y" harfi 1984'te çıktı. 12 Eylülcülere yaklaşıp Türk Dil Kurumu'nun başkanlığını da yapan Prof. Hasan Eren, "Y" harfi hazırlanırken ansiklopedinin yazı kurulu başkanıydı. Hasan Âli Yücel bakanken çevresinde dolan, köprülerin altından sular gectikten sonra, Hasan Âli Yücel adını çiziver, ismail Hakkı Tonguç adını görmezden gel; bunu ancak Hasan Eren gibi biri yapabilirl Hey, kavanoz dipli dünya hey! Kim bu Hasan Eren? Okurlar merak edebilir, anlatalım; 1919 yılında, Bulgaristan'da Vidin'de doğmuş, bir berberin oğlu. Ha, Hasan Âli Yücel'in, İsmail Hakkı Tonguç'un adları yok, ama Türk Ansiklopedisi'nde Hasan Eren'in adı var; çarşaf çarşaf, kendi yazmış* Ama şimdi anlatacaklarımı yazmamış. Macar Türkbilimcisi Nemeth, Bulgaristan'da dil çalışmaları yapar, berber dükkânında söyleşileri dinlerken, Hasan'ı çok zeki bulup, onu babasından okutmak için ister. Macaristan'da okutur. Hasan, sonra Türkiye'ye gelir; Ankara Üniversitesi'nde asistan, sonra doçent olur. Adını sildiği Hasan Âli Yücel de elinden tutmuş olmalı! 1960 Devrimi öncesinde, iyiden iyiye Demokrat Parti'ye yanaşmıştır. 27 Mayıs Devrimi'ne yakın, Prof. Emin Bilgiç'le biriikte, DTCF'de, o zaman "V.C." diye ün yapan "Vatan Cephesi"ni kurar. 27 Mayıs olunca, 147'lik olur. Bir süre sonra tüm 147'liklerle birlikte bağışlanır, CTCF'ye döner. 27 Mayıs'tan o da dersler almış mıdır ne? Bir paşa kızıyla evlidir, askerlerle baltı böreklidir. Uzun yıllar boyunca, Doğu bölgesinden gelen kitapların sıkı denetimden geçmesi işinde uzmanlık (I) eder; "Bu Türkiye'ye girebilir, beriki giremez!"gibi yargılarla, MİT'e yardımlarda bulunur. Bulgarcayı bilir, öbür Slav dillerini bilir geçinir! DTCF'de çalıştığı süre içinde "Rusça" bölümünün başında bulunmuştur. Ancak Rusçadan çeviriler yapan öğrencilerini kıskanmadan edemez. Agop Dilaçar, sık sık "Körler ülkesinde, tek gözlü kraldır" derdi. Hasan Eren'in kendini Türkiye'de en büyük "Türkolog" olarak göstermesi bundan mıdır? A. Dilaçar'ı hiç sevmez; Batı dillerını bilenleri de sevmez. Kendini gram gram satar. Yıllardır çalıştığı Dil Kurumu'na en ufak bir yardımı esirger. Öğretim üyeliği yaşamı, derslerden çok, çeşitli yarkurullarda (komısyonlarda) geçer. Bunlardan "hakkı huzur"da alınır. Yarkurullardan başlıcası Içişleri Bakanlığı'nda oluşturulan "yer adlarını değiştirme" kuruludur. Hasan Eren, buralarda çok başanlıdır. Olmadık adlar bulunup yerlerin eski tarihseladları değiştirilir. Burada askerler de vardır; Hasan Eren'in arası onlarla çok çok iyidir. Sola, Atatürkçü gençlere karşıdır. Türk Dil Kurumu'nun, 1940'lardan beri üyesiydi. TDK'da, 1980 öncesine doğru Hasan Eren'in kaypak davrandığı anlaşılmış, Cahit Külebi genel yazmanten, onun imzasıyla Hasan Eren'e soru açılmıştır. Bunun nedeni, 1979'da Tercüman gazetesinin TDK aleyhine başlattığı kampanyaya katılmış olmasıydı. SİSAV vakfı bir toplantı yapmış, Hasan Eren de oraya kalılmıştı. 12 Eylül faşizmi gelir gelmez, Hasan Eren ocak 1981 'de uzun bir istifa mektubu yazdı, bunda 12 Eylülcülerin hoşlanmadıkları Dil Kurumu'nu suçluyordu. İstifa moktubu, Tercüman'ın koca bir sayfasını doldurdu. Sonra başına gectiği "Türk Dili" dergisinde de yayımladı bumektubunul "Devrim" sözcüğünün, önceleri "inkılap" g anlamına kullanıldığını, bunu TDK'nın "ihtilal" anlamında kullandığını ileri sürdü. Oysa, "devrim" sözcüğünün gectiği T Tebrız Sam Kahıre • Aaçık BbuluOu Gguneşlı Kkarlı Ssıslı Yyağmurlu BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Maltaeriği de de 1 ııilen bir meyve. 2/ Cüretkâr... Bir Asya 2 ülkesinin başkenti. 3/ Büyük delikli kal 3 bur... 'O' adılınm yönelme durumu. 4/ Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü... Bir zaman birimi. 5/ Kumaş kenarına makineyle yapılan sık sürfile dikişi. 6/ Bir çalgı... Yemek, yiyecek. 7/ înce kum ve çimentoyla yapılan düzgün döşerne sıvası... Bir bestede kullanılabilecek ayru türden sesler kümesi. 8/ Yurdumuzda bir ırmak... Yaşarrun sonu. 9/ Bir kemerin ya da tonozun tepe noktasına yerleştirilen taş. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kanun... Bir ilimiz. 2/ Ispanya'da Bask bölgesinin bağımsızhğı için savaşım veren gizli örgüt... Denizayısı da denilen bir fok türü. 3/ Polonya'da bir ırmak... Renkli televizyon sistemlerinden biri. 4/ Bir yerde oturma... Bir nota. 5/ Bir yapının damında çevresi ve üstü açık yer. 6/ Bir görevin yürütülebilmesi için merkez olarak seçilen yer... Dansçının ayakkabılanna takılan metal plakalarm vurmalı bir çalgı gibi kullanıldığı dans üslubu. 7/ Yapısına girdiği sözcüğe 'yeni' anlamı katan yabancı önek... Asma kütüğü. 8/ Yıkanılan yer... Kokmuş hayvan ölüsü. 9/ Kalabalık... Düz ve açık su kıyısı. TABTISMA L • • J Anneni Kutla, Babana Yaşasın, Anneler Giinii geldi! Anneler, kadınlar, pazar gününden sonra yeni süpürgeler, yeni ütüler, yeni çamaşır makineleri ve yeni önlükler sizi bekliyor. Ne kadar mutlu olacaksınız, yani olmahsınız. Yıllarca saçımzı süpürge ederek gece gündüz demeden bakıp büyüttüğünüz evlatlarınızın bugün sizi unutacağını mı sanıyorsunuz? Oysa pnlar ne kadar anlayışh. Zaten bütün kamuoyu, basın, TV, reklamlar onlara bu konuda yol göstermiyor mu? Bir gazete annelere "önlük" hediye ediyor. Kampanyalar açıldı bile "sizirahatettirmek için", "annelerinin onlara kalması için" size hangi ev aletini sececeklerini şaşırıyorlar. Bugünlerde yaşadıklarımız bunlar. Elbirliği ile görünüşte annelerden, kadınlardan yana olan "Anneler Günü" onlara karşı kullanıhyor. Bilinçli bir mesaj veriliyor onlara "kutsal anne", "cefakâr anne" olmaları için bir Hediye Et! Biz, Anneler Günü'nün anneliğin kutsallığı sözleri ya da analara yakılan ağıtlarla kutlanmasım istemiyoruz. «Sevgüi Babacıgnn...' annelik biçimi dayatıhyor. Bu biçime uymayan kendini suçlu hissediyor. Diğer yandan toplumda yerleşik kadm erkek rollerinin pekişmesi sağlanıyor. Oysa sözâ gelince, kadın erkek rollerinin değişmesinin toplumun ve insanlığın temel bir sorunu olduğu koşulsuz kabul ediliyor. Ve kadınlara neden ayrı politika yapmaya gerek duydukları soruluyor. Biz, Anneler Günü'nün anneliğin kutsallığı sözleri ya da analara yakılan ağıtlarla kutlanmasım istemiyoruz. Biz bu günde, bize dayatılan annelik yerine, bizim istediğimiz annelik biçimlerinin tartışılmasını; neden bir yanı ile göklere çıkanlan "anne"nin diğer yanı ile küfürlerinizde ilk akla gelen özne olduğunun düşünülmesini ve neden ve nasıl olup da ANNE deyince akla önlük, süpürge ve ütünün geldiğinin, bütün bunlarla anne olmanın arasında ne ilişki olduğunun yanıtını soruyoruz? Eğer bu sorunun yanıtını veremiyorsanız neden bugün annenizi öpüp babanıza süpürge hediye etmiyorsunuz? Ve siz basın kuruluşları, annelere önlük hediye etmekten vazgeçip onlardan özür dilemiyorsunuz? Anneler, bize dayatılan rolleri, mekânları . ve hayatlan değiştirmeye başlamak' için geç kalmıyor muyuz? Saçımızı süpürge etmek yerine, süpürgemize binip uçmaya ne dersiniz? Av. SELMA ATABEK .İstanbul 60 YEL ONCE Cumhuriyet Madrid'de arbedeler 12 MAYIS 1931 Yakında teşekkül edecek teşrii mecliste faaliyette bulunmak Uzere Krallık idaresi taraftarlarından mürekkep bir merkez grupu teşkil etmek maksadile yapılan bir içtima bittikten sonra genç cumhuriyetçilerle Krallık taraftarlan ordusurıda şiddetli bir arbede çıkmıştır. Cumhuriyetçiler, Krallık taraftarlanna ait üç otomobili ve bu meyanda A. B. C. gazetesi müdürünün otomobilini jtakmtşlardır. Zabrtanrtı müdahalcsine ragoıeffarbede J ı "" devam etmektedir. Krallık idaresi taraftarlarından birçok kimseler tevkif edilerek mahpuslara mahsus bölmeli arabalara bindirilmişlerdir. Bu esnada halk bu arabalann etrafını sarrruş ve mevkufları linç etmek istemişlerdir. Bunlardan bir çoğu ağır surette yaralanmıştır. Vak'a mahalline gelen muhafız kıtaat ahali üzerine hücum etmeğe mecbur kalmıştır. Cumhuriyetçilerle Kral taraftarlan arasında vukua gelen kanlı arbede neticesinde ahali, sivil muhafız kıtaatını yuhaya tutmak için Del Sol meydanında toplanmışlardır. Dahiliye Nazırı Nezaretin penceresinden çıkarak halkı sükuna davet etmiştir. Polis Krallık taraftarlanmn lideri Marki de Lucatena'yı ardebelerden mes'ul addederek tevkif etmiştir. A. B. C. gazetesini yakmağa teşebbüs edenler üzerine sivil muhafızlar ateş açmağa mecbur olmuşlardır. Neticede bir çok kişi yaralanmıştır, ikisinin yarası ağırdır. Nihayet ahali "yaşasın cumhuriyet!" diye bağırarak dağılmağa muvafakat etmiştir. MONDEXTRA Sevgili Babacığım, "Ilk af söylentileri bana çok guzel gibi gelmişti. Tabii bu sonradan tecile dönüşse bile. Gün geçtikçe umutlarım azalıyordu. Bir yandan tecilin gerçekleşeceği diğer yandan ise tecilin gerçekleşemeyeceğini duyuyordum. Arkadaşlarımın bana, "Baban çıkacak mı" sorularına verecek cevap bulamıyordum. Çünkü kafam soru işaretleri ile doluydu. Annem ise bir gün "çıkabilir" burada dikkatini çekerim "çıkar" değil "çıkabilir" sözleri diğer gün ise "pek umut yok" demesi kafamı daha da karıştırdı. Kı sacası kimse bana kesin bir cevap veremıyordu. Sonra düşundüm: Eğer benim kafam bu kadar kanşıksa tutukluların kafası nasıl olabilirdi? Duyuyorum, bavulunu toplayanlar, çıkamayan arkadaşları için üzülenler bile var. Bence insanlarm duyguları ile oynaruyor. Şimdi davaları Yargıtay'da olanlar çıkıyor. Ama 146 gene içeride. Bana göre bu proje TBMM'de bayram girmesi nedeniyle aksatıldı. Annem, Anayasa Mahkemesi'nden ümitleniyor ama sonuçta 146'yı çıkarmayan insan Anayasa Mahkemesi'nden ne beklenebilir ki? Babacığım sana hiç ümitlenmeıneni tavsiye ederim. Çünkü tutuklu yakınlan ve tutuklular böyle haberleri öyle çok duymak istiyorlar ki ama her seferinde hayal kırıkhğına uğruyorlar. Ve işte bir sefer daha hayal kırıklığı. Babacığım mektubumu burada bitiriyorum. Seni çok seven kızın Gökçe Sezer. GÖKÇE SEZER 30 YIL ONCE Cumhuriyet 50 Milyon Peşin, 4,5 Milyondan Başlayan Taksitlerle Rtt Daireleri Bu Şartkrla Bir Daha Alamazsımz wx^wM'iwuttu~MMmmı*)ivu^ Türkçe Sözlük"ün altıncı baskı^^^.^^ sında, denetleyici olarak Hasan'' Eren'in adı vardı. Fransızca "revolution" Osmanlı döneminde biıe "ihtilal" anlamına kullanılagelmişti. "Fransız İhtilali Kebiri" denirdi. Hasan Eren, bunları bilmez miydi? Bilirdi, ama bu kez 12 Eylülcülere yaklaşması gerekiyordu. 12 Martlarda, 12 Martçılara mı yanaşmıştı? Hasan Pulur'un "Yanaşma" adlı yazısı onunla mı ilgiliydi? Cemal Süreya'nın "Tahta At"ı, Hasan Ererfle ilgiliydi, "2000'e Doğru" dergisinde yayımlandı. Kaynak Yayınları arasında "99Yüz" adıyla çıktı. Cemal Süreya o yazısında, Hasan Eren için "Kül rengi, biraz da unutulma rengidir. Hasan Eren unutulmayacak. Yaptığı kötülükleher zaman anımsanacak" diyordu. O kitabı bulup, yazıyı okuyun. Şöyle diyordu Cemal Süreya o yazısında: ".....Hasan Eren gibi, yönetim kurulu üyesi olduğu bir derneği kapatma girişiminin içinde tahta at olarak rol alan bir başka üye daha göstertlemez. Kapatma girişimi gerçekleştirildikten sonra da karşı grubun başkanlığını üstlenen adam. Hasan Eren dönek mi yoksa öteden beri çeşit olarak mı bulunuyordu kurumda?" Oktay Akbal'ın da "Hasan ile Hasancık" yazısı var, Türk Ansiklopedisi'yle ilgili. Hasan Eren, Kenan Bey'e, "devrim" değil "inkılap" sözcüğünü benimseten kişi mi oldu? Eh, paşa damadı da; ondan iyi kim bilebilir ki? 12 Eylülcüler, Hasan Eren'i, TDK'nın başkanlığına getirdiler. Hasan Eren, "kitapsız" profesörlerden. Bir tek "Saz Şairleri" adlı 8090 say<alık kitabı var. Şimdi onlar, TDK'da yuvalandılar. İsmail Parlatır, Hamza Zülfikar, Zeynep Korkmaz, Ahmet Bican Ercılasun, Osman Sertkaya (bu en tehlikelileri mi?), Necmeddin Hacıeminoğlu (militan MHP'lilikten 1402'lik) Hasan Eren'in takımı. 40 kişilik TDK'da, hani ılımlı diyebileceğimiz üçbeş kişi var yok. Eeee kavanoz dipli dünya bu! Hasan Eren, son zamanda açıldı; TDK'nın eski genel yazmanı 90 yaşındaki Ömer Asım Aksoy'a saldırmaya başladı. Taşlama ustası Mustafa Eşref, bunun üzerine şu dörtlüğü düştü: "Polemik ustası olmuş Bay Eren / Çok değişmiş buna bir hal olmuş / Seneler var ki kabızlık çekti; / Şimdi birdenbire ishal olmuş." İki not: "Kavanoz dipli dünya" sözcükleri deyimdir; "kahpe felek" anlamına kullanılıyor. "İletişim Larousse" hazırlanıyordu. Sıra, "E" harfine, "Eren"e gelince, uzmanlardan biri şöyle ded'r. Türk diline ihanet etmiş bırini ansiklopediye almayalım! Hasan Eren. İletişim L^ırousse"a alınmadı! İyi mi? Kennedy'nin halefı 12 MAYIS 1961 Cu'mhurbaşkanı Muavininin, SEATO ve diğer müttefiklere komünist tecavüzüne karşı Amerika'nın teminatmı tekrarlamak üzere Güneydoğu Asya'ya yapmakta olduğu seyahat, Lyndon BJohnson'un Kennedy idaresindeki durumunun önemini ortaya Johnson koymaktadır. Eski Cumhurbaşkanı Eisenhower ile Muavini Richard Nixon arasında da sıkı münasebetler vardı. Nixon, Kabine, Milli Güvenlik Konseyi toplantılarma iştirak ettirilmiş ve kritik görevlerle bir çok yurt dışı seyahatlere gönderilmişti. O zaman, Nixon'un Amerikan tarihinde en fazla mesuüyet yüklenmiş Cumhurbaşkanı Muavini olduğu belirtilmişti. Halbuki Johnsön şimdi, Cumhurbaşkanı Muavinin rolünü daha da genişletmiştir. Büradaki bir siyasi yorumcu, Johnson'a, "ortak Cumhurbaşkanı" sıfatının verilebileceğini yazmıştır. Johnson, daha önce Cumhurbaşkanı adına Afrika'ya gitmişti.Tariste, NATO'nun müttefiklere Amerika'nın değişen politikasının ana hatlannı açıklamak gibi hassas bir vazife omuzlarına yıkılmıştı. Cenevre'de, Nükleer Tecrübelerin Yasak Edilmesi Konferansı'nda Kennedy'nin görüşlerini izah vazifesi kendisine emanet edilmişti. Halen de vazifeyi devralmasının dördüncü ayında, Güneydoğu Asya'dadır. Yakında da Lâtin Amerika'ya gidecektir. 1000 konuttan oluşan Tercüman Mahallesi'ndeki son 105 daireyi kaçırmayın... İstanbul'un merkezinde rahat yaşama şansını yakalayın. • Sabitfiyatgarantisi • 25 ay vade Hemen gelin, dilediğiniz daireyi seçin. Günlük yaşanun tüm dertlerinden kurtulun, İstanbul'da ulaşım sorunu olmayan çağdaş bir mahallede yaşayın. • CumartesiPazar açığız. • Sizin için düzenlenen örnek dairemizi gezebilirsiniz. GEÇEN YILBUGÜM CumhuriYei 'Oıdu 3. güç> 12 MAYIS 1990 Cumhurbaşkanı Tlırgut Özal, Türkiye'deki güç dengesinin değiştiğini söyleyerek ordunun birincilikten üçuncülüğe düştüğünü belirtti. Dünya Ekonomik Forumu'nun Istanbul'daki toplantısında konuşan Özal, serbest piyasa ekonomisine geçildikten sonra, ekonominin birinci, basın ve radyotelevizyonunun ikinci, daha önceden birinci >güç konumundaki ordunun ise uçüncü guç haline geldiğini ifade etti. T,rcuman Mahall esı e " İ ş t e b u r a d a *BİNAYAP. Tercüman Mahallesi uaire sahiplerince kurulmuş olan anonim şirkettir. y a ş a n ı r ! " DÜZELTME • Mehmed Kemal'in dünkü yazısında insancıl dergisi yöneticisi Cengiz Gündoğdu'nun adı Cengiz Güngör olarak çıkmıştır. Düzeltir, özür dileriz. BİNAYAP1M] İüşâât" karasu Müteahhit Fırma E5 Karayolu Topkapıİstanbul Tel: 547 44 404141 585 01 13 • 529 37 43
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle