22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3NÎSAN1991 CUMHURÎYET/9 E ÎNSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N GÖRÜŞ Renkler Güneşin çiçekleri renklendirmesi gibi sanat da hayata renk verir. Lord Avetbury DEVLETE Mİ SALDIRDINIZ Kİ AFFEDECEK?' Eskiaf, yeni'tecil' TARİH 14 Mayıs 1974. Hü- kümette CHP-MSP koalisyo- nu var. Türkiye Büyük Millet Mec- lisi'nde ne tartışmalı, ne heye- canlı günler... Sabahlara kadar süren oturumlar... Genel af teklifi görüşülür- ken yoğun bir kulis trafigi sü- rüyor. Elde uç metin var; Kar- ma Komisyon metni, Senato metni ve Millet Meclisi'nin ana metni. Bfilent Ecevit başkanlığın- daki hükümet, Meclis metni- ni geçirtmek istiyor. Muhale- fet 141, 142'nin kapsam dışı kalmasını istiyor. Bazı MSP'li- ler muhalefetle birlikte oy kul- lanıyorlar. 12 Mart'ın mağdurlan boy- nu bükük kalıyorlar. Ancak rnuhalefet ve MSP'li 20 millet- vekilinin oylamada bir yanlış yapmaları nedeniyle SHP Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Anayasa Mahkemesi'nin iptal karanyla af kapsamı genişledi ve 141, 142 ve 146'hklar da ya- rarlandı. Dönemin bıitün sanıklan cezaevlerinden salıverildi. ANAP da şimdi "tecil" yo- luyla bir af getirmek istiyor. Hukukumuzda yeri olmayan bir şey. Böyle bir sistem yok. Başbakan Yıldınra Akbulnt, "tecil"in bayrama kadar çıka- nlması için söz veriyor. Ada- let Bakanı Oltan Sunguriu ise bunun 'Başbakan'ın bir dilegi' olduğunu belirterek zorluklar- dan söz ediyor. Adalet Bakanlığı bile bu ko- nunun nasıl "adaletli" olaca- ğını büemiyor. Araştınyor, for- mül anyor. Çünkü bir af ka- nunu çıkanlması anayasaya aykın. 45 bin kişi, bayrama kadar umutsuz. Mahkûmlar "Çıkar mı çıkmaz mı" diye volta atı- yorlar koridorlarda. Umutsuz da yaşanmaz ki! Bayrama iki hafta kaldı. özal daha dün yurda döndü. Süresi ve biçimi Cumhurbaş- 1 NİSAN GELENEKSEL MİZAH GECESİ Sibel Gökçe "oryantaliyle" geceyi renklendirdi. (Fotograf: Muharrem Aydın) Uzun gülmece karikatürü KARİKATÜRCÜLER Derneği'nın duzenle- diğı "3 Geleneksel 1 Nisan Mizah Gecesı'n- de 'kâgıt' olarak kullanılan 'sahnede' gece bo- yunca yapılan bırbıri ardına 'esprilerie' şimdi- ye kadar çizilen 'en uzun gulmece karikatürü' ortaya çıkanldı. Politika, basın, sanat ve iş dünyası ile çok sayıda karikaturıstın katıldığı geceyi Mert Ali Başanr ile Kemal Gökhan Giırses sundular. Karikaturculer Derneği Başkanı tsmail Gıilgeç gecenin 'anlam ve önemini' belirttiği açış ko- nuşmasında, "Bu gece burada kolektif olarak sizleri eglendirmeye, güldürmeye çalışacağız. Boylece belki de 'en azun gülmece karikatu- rii'niı çizmiş olacağız" diyordu. Eskı ve yeni kuşak karikatüristlerin bir ara- ya gelerek kaynaştığı 1 Nisan Mizah Gecesi'- nin diğer konukları ise Prof. Dr. Nurettin Sö- «en'den Dr. Yıldırım Aktuna'ya, Şemsi Deni- zer'den Müjde Ar'a, Aziz Nesin'den Üzeyir Garih ve tshak Alaton'a, Halit Kıvanç'tan Ali Ulvi ve Turhan Selçuk'a kadar uzanan geniş bir 'yelpaze'de geç saatlere kadar sahnede çi- zilen gulmece karikatürunü izlediler. Muzik, oryantal dans, fıkra, espri, cinsellik, politika, sanatın her çeşiti, kahkaha ve alkış- larla 'çizilen' gulmece karikatürunden bazı de- taylar şunlardı: Aziz Nesin: Şimdilik karikatürler tamamen gorsel. Insanların okumaya zamanları yok. Za- manlannı çok daha değerli şeylerde kullanıyor- lar. Baka baka, göre gore anhyorlar. Eskiden cinsellik uzerine bir kadın karikatürü yapıla- caksa, bu 'yaşanarak' çizilirdi. Bizim 'hayali- mizi bile mahvettiler!..' örneğın bir yazının içinde güzel kadın diyorsak ben güzel kadını sarı saçlı, mavi gözlu olarak tanınm, bazılan kara saçlı, kara gözlu filan. Şimdi kadını on- lerimize koyuyorlar, güzel kadm böyle olur di- yorlar, asıl felaket burada. Guzel kadınlara ya- zık oldu! Karikaturculer Derneği'nin 'usta'lanna pla- ketli şükran sundukları gecede M.Ali Başarır, 'tatlı' niyetıne sunduğu şu soruyla davetlileri uzun süre guldurdu: —Başbakan Yıldınm Akbulut'un elini neden kırdığını bili>or musunuz? Yanıt yine kendisinden geldi: —Turgut Özal 'Ben, ABD'den donene ka- dar hiçbir şeye imza atma' dedi de ondan. BİR BAŞBAKAN DAVETİ Bilmece gibi Başbakan Yıldınm Akbulut, 30 mart akşamı The Marmara'da İstanbul il örgütüne verdiği iftar yemeginin davetıni Acele Posta Servisi ile a>Tu gun davetlilere gönderdi. Yaklaşık 1200 kişiye gönderilen bu davette sadece tarih vardı. Eh artık o Başbakan olduğuna göre bu kadarı bile yeterdi. Nasıl olsa gazeteler iftarın nerede olduğunu yazıyorlardı. aünû Başbakan ZINA SUÇ OLMAKTANÇIKARILSIN Serbest yaşama geçilmeli KADIN dergisi tarafmdan önceki gun îstanbul Tabip Odası'nda gerçekleştirilen "İkinci Kadın Olmak" başbklı panelin adından olsa gerek hiçbir kadın dinleyici yoktu. Dİnleyicilerden çok gazetecile- rin ilgi gösterdiği panelde sine- ma ve ses sanatçısı Nazan Şo- ra>, psikolog Feride Yıldınm, Doç.Dr. Haluk Burcuoğlu, Doç.Dr. Adnan Kulaksızoğlu ile sosyolog Sandra Besken ko- nuşmacı olarak gorüşlerini açıkladılar. Nazan Şoray "tecrübelerin- den" yola çıkarak yaptığı kısa konuşmada "ikinci kadın olmayı" şöyle yorumladı: "Birlikte olduğunuz erkek süri, eşinden aynlacağı vaadiyle yanında tntmaya calışıyor. Ka- muoyunda sanatçılann çogu 'kolay elde edilen, rahat kadm- lar' olarak görülüyor, ama bu yanlış. Ben kadının, ikinci ka- dın olmaktan kurtulabilmesi için ekonomik özgüriüğüne ve TURKIYE'PE ILK UY6ULAMA Hizmet binalarıZEYTİNBURNU Belediye Başkanı Hasan Yılmaz, işyeri bakımından zengin bir bölge olmaTannın avantajıyla emlak vergileri sayesinde ekonomik yönden büyük bir sıkıntı yaşa- madıklarını söylüyor. Yilmaz, 2 yüdır yapüklan iş- leri uzun uzun anlatırken Is- viçre'de görüp Türkiye*de ilk defa uygulayacağı bir projele- rinden bahsediyor. Birisi 6 nisanda, diğeri 13 ni- sanda açılacak olan "hizmet binalan." "Aslında her mahal- leye düşünüyoruz, ama şimdi- lik ikisinin açıuşını >Bpacagu" diyen Yılmaz projeyi şöyle an- latıyor: "Alt kaüarda soğuk hava deposu, kreş ve çamaşırhane- ler olacak. Üstunde tanzim sa- tış magazası, sağlık ocağı. kiı- tüphane, danışma burolan bu- lunacak. Bu bürolarda, çeşitli meslek gruplarından 12-13 temsilci, ayrıca beledhenin halkla ilişkiler biriminden bir görevli bulunacak. Buraya ge- lip sonınlarını anlatan insan- lara yol gosterilectği gibi izlen- meye de devam edilecek sonuç alınana kadar. Amacımız hal- ka daha iyi hizmet verebilmek. Hizmet birliğini mahallede ojuşturabilmek." eğitime yönelmesi gerektiğini savunuyonım. Bütfin savaşım toplumdaki bu imajı yıkmaya yönelik." "tkinci kadın" kavramında metres-sevgili-zina unsurları değerlendirildi. Panelin sonla- nna doğru konu dönüp dola- nıp "zina"ya geldi, her konuş- macı kendi göriişlerini aktar- dı. Hepsi "zma"nın suç ol- maktan çıkanlmasını ve "ser- best yaşam"a bir an önce ge- çilmesi gerektiğini vurguladı- lar. Evlilik müessesesinin, bir- üktelikleri baskılara yönelttiği- m savundular, evli gibi, ama resmi bağlar olmadan da iki insarun uzun yülar yaşamlan- nı birlikte sürdurebileceklerini söylediler. Sonuçta "Tanju- Hülya" tartışmasına dönuşen panelde Hulya, Tanju'dan da- ha çok eleştiri aldı. Bayan ga- zeteciler ise Tanju'ya "feminist eteştiriler"le yıiklendiler. Uz- laşma noktası ise yine dinleyi- ciler ve konuşmacüann "ser- best yaşanTa ilişkin yorumla- nydı. Bakalım Türkiye'de "evli" olmayıp yaşamlarını "serbest yaşam" biçimiyle surdürmeyi amaçlayan insanlar "serbest pazar" adıyla anılan Avrupa Topluluğu'na, Türkiye'nin üye- liğinden önce mi sonra mı ge- çebilecekler? kam Turgut Özal'dan gelecek. tnsanın akhna şöyle bir hi- kâye geliyor: —Bir kadının ırzına geçmiş- ler. Şikâyet uzerine yakalanıp cezaevini boylamışlar. Üç, dört ay sonra ırzına geçilen kadın bu adamlan dışanda yolda gö- rünce şaşırıp kalmış. Onlara sormuş: —Dışanda ne işiniz var? Irz duşmanlan yanıt vermiş- ler: —Devlet bizi affetti. Kadın dayanamanuş ve pat- lamış: —Siz devlete mi saldırdınız ki devlet sizi affetsin? ÖZALLAR İÇİN Kısa anayasa CUMHURBAŞKAM lür- gut Özal, uzun anayasalan sev- miyor. Anayasalar kısa otmalı ki is- tediğın ıarafa çekebilesin. özal, anlaşılan kısa anaya- sa ile anayasada olmayan her şeyi rahatça uygulanm diye düşunmüş olabilir. Bir siyasetçi, kısa anayasa- nın özal tarafından şöyle yo- nımlanabileceğini söyledi: "Anayasada Semra il başka- nı olamaz diye bir madde ol- mayacak, bo>Vece Semra İstan- bul'a U başkanı olur. Kiiçük oğlu için borsaya giremez di- ye bir madde olmayacağından Efe derahatçakâğıüara oynar. Büyük oğul Ahmet için de Al- manya'dan uydu aracılığıvla yayın yapamaz diye bir mad- de oimayacak. O da Magic Box'ın başında kalmaya de- vam edecek. O >uzden ne ka- dar kısa bir anayasa olursa o kadar iyi olur Özal için." ANAP'ın uzerinden geçecek kısa anayasayı bekliyoruz. KAPIKULEDE CAMİ Gurbetçinin parası tSVİÇRE'de yaşayan bir okurumuz Edirne Kapıkule gümruk kapısında camı yapıl- ması için yurtdışında çahşan işçilerden para toplandığını ve caminin temelinin de atılmış olduğunu duyunca çok şaşır- mış, gönderdiği mektupta "Neden cami" diye soruyor: "Niye bir sağlık ocagı yapı- mı düşünıilmemiş? Birkaç ki- lometre ötede Edirne ilimizde tonla cami var. Bu toplanan paralann Eklime-tstanbul oto- banına katkısı olsaydı biz de bu parayı seve seve verirdik." A.Rıza Şen, "Turbania, çar- şafla çağdaş Müslüman oluna- mayacağını" belirtiyor ve "Atatürk'ü kötüleyenin ne Müslüman ne Türk olacagını" savunuyor. 'NE MUTUI TÜRKÜM DİYENE' Kürtçeye çevirisi GÜNEYDOGU'da hemen her yerde gorulduğu gibi "Türk, öğüo, çalış, güven" ya da "Ne mutlu TUrküm diyene" yazılan yer alır. Son aylarda Kürtçenin ser- best bırakılmasıyla birlikte bu yazıların nasıl yazılacağım dü- şunen bazı Güneydoğulu va- tandaşlar şimdiden çevirisini yapmışlar bile. "Çika xoşe ez bejim ez Tir- kim." Bu, "Ne mutlu Türküm di- yene"nin Kürtçesi. 'Artık böy- le yazanz' diyorlar. DİYALEKTİK 35yaş CHP hükümetleri dönemi Kültür Bakanı Prof. Ahmet Taner Kışlalı, geçen günlerde İstanbul'da yapılan bir toplan- tıda şöyle konuştu: "1968 yıiıydı, Willy Brandt o zamanlar Batı Berlin Beledi- ye Başkanı'ydı. Bir toplanOdan çıkarken gazeteciler Brandt'ın onünü kesiyoriar ve diyorlar ki 'Siz sosyal demokratsmız, oy- sa bugun yapılan bir komünist gösterisinde oğlunuz yakalan- dı. Bunu nasıl açıklayacaksı- nız?' Brandt, gulerek şu karşılıgı veriyon '18'inde komünist olmayan 35'inde sosyal demokrat ola- mazî' HAYVANLAR tSMAİL GÜLGEÇ }fi M -"—_a_ n-^I n -ı\ ~ir KİM KtME DUM DUMA BEtÜç AK PtKNtK PİYALE MADRA ^2İ BİRl'6l. UÛEEKETET- /UCLIMI KAÇJRM/Ş6IN S£N/ HIZU GAZETECÎ \ECDET ŞEN SILAU 5AMAYIININ USTUME O KADAR LAF ETTKTfehJ 5OMRA AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES GARFIELD JM DAVts TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 3 Nisan CÖZÛLEMEYEN PRENSES CARASOO OLAYI.. 1B17'P£ Ç CSK isreot&Nt SUÇLÜKLE 4fjiArAgiüuıfrr. Ö £ yt'V£- SOMKA Ç Ç EyEMESSO APLI OZHUeOO&UP* *tf4A*/f S/fi Ktfl. DİL/M AMUAycA OM)UĞt/A/U SOyLeMıfTİ. £y£A/£SSO,K4 OfKltM C4MBOO Pfi£NS£Sf OJ-OOĞUML/; J*V# 'OA KO&- ' AlAR X&4F'NMU &İÇf&'L0£M au SANlAR. ve/V/A/ ARPINPAM U£R HASfLSA ClZf SU Ö rK*')* >X>i.tj4WŞ;SOZ KOMU- S ASU* S4PT»*A4WfT7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle