22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JSTANBULDA BUGÜN I • "TIP '91" Fuan, saat 12.00'de Hilton Sergi Salonu'nda ; açılıyor. ; • "Kadın ve Din" konulu konferans, saat 14.30'ta ! Çemberlitaş Basın Müzesi'nde başlayacak. Konuşmacı Prof. |Dr. Binnaz Toprak.1 • Prof. Dr. CemaJettin Topuzlu Çamlıca Kız Lisesi'nde, İDoç. Dr. Işık Aslay, Kadıköy Anadolu Lisesi'nde ve Doç. |Dr. Emin Darendeliler, Üsküdar Özel Eyüboğlu Lisesi'nde ;"Kanser Haftası" nedeniyle konferans verecekler. Başlama isaatleri 13.30. KENT-YAŞAM CUMHURİYET/17 KlSA KISA ' • İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce yaptırılacak Aksaray - İSirkeci tramvay inşaatının sözleşmesi, Büyükşehir Belediye |Başkanı Nurettin Sözen tarafından dün ımzalandı. Sözen, •hattın yıl sonuna kadar tarnamlanacağını belirterek, E-5 •yolunu izleyip havaalanına giden hızlı tramvay hattı ,'inşaatının da kısa-bir süre içinde başlayacağını söyledi. ; • Öraerli Antma Tesisleri'nden kente su iletilen ana isale •hattındaki onarım çalışmalan nedeniyle İstanbul'un bazı !semtlerine 48 saat süreyle su verilemeyecek. Bugün saat ;02.00'den itibaren uygulanacak kesinti programına göre Kadıköy, Üsküdar, Eminönü, Fatih ve Beşiktaş semtleri icuma günü saat 02.00'ye kadar su alamayacak. \ • Samatya'da trene binmek isteyen kişi, tren altında ;kalarak öldu. Sirkeci'den Halkalı'ya gitmekte olan yolcu trenine Samatya'da binmek isteyen Hüseyin Dönsev (31) dengesini kaybederek düştü. Hareket halindeki trenin altına ;giren Dönsev, olay yerinde hayatım kaybetti. ' • Gebze - Haydarpaşa arasında çahşan banliyö treninin dün sabah yaklaşık 3 saat rötar yapması üzerine Haydarpaşa.Gar Müdürlüğtı'nde çıkan olayda, binanın bazı camlan kırıldı. 200'e yakın kişinin hareket memurluğunu basması nedenîyle polis, Kadıköy vapurunda arama yaptı, 2 kişiyi gözaltına aldı. Ayusofya'da 'dörtte bir' ezan sesi İstanbul Haber Servisi — Müze niteliğindeki Ayasofya Camii, Kültür Bakanlığı'nın al- dığı kararlarla "taksit taksit" ibadete açıhyor. Hünkâr Mah- fili'nin giriş koridoru ibadete açılan Ayasofya Camü'nin 4 minaresinden birinden, mart ayı başından beri ezan sesi yükseli- yor. Caminin, Topkapı Müze- si'nin kapısına bakan minaresi- nin şerefesine 195 basamak çı- karak hoparlörden 5 vakit ezan okuyan müezzin Sıtkı Bıyık, Müze Müdürlüğü'nün tek mi- nareye hoparlör tesisatı kurdu- ğunu belirtti. Geçen günlerde Kültür Bakanı Namık KemaJ Zeybek'in 4 minareden birden ezan okunması için verdiği tali- matın kendilerine ulaşmadığını belirten Bıyık, "Ancak Müze Müdürlüğü diğer minareler için bir talimat vermedi. Hoparlör de konmadı" dedi. Sıtkı Bı- yık, "Namaz kılınan yer küçiik bir mescit. Mahfil değil ve an- cak 300 kişi namaz kılıyor, ço- ğu dışarda kalıyor' 'diye konuş tu. 4 minarenin birinden mart başından beri ezan okunuyor. (Fotograf: Sabahaltin Bostancıoğlu) Genel Sekreter Yardımctsı Hasan Mani istifa etti Belediyede fire REMZİ GÖKDAĞ İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Mani, göre- vinden istifa etti. Hasan Mani'den boşa- lan genel sekreter yardımcılığı görevine henüz atanan olmadı. 26 Man yerel se- çimlerinden bu yana İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden istifa eden en üst düzey yönetici olan Hasan Mani'nin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği'- ne atanacağı bildirildi. Hasan Mani'nin istifası ile ilgili dün Cumhuriyet muhabirinin sorularmı yanıt- layan Büyükşehir Belediye Başkanı Nu- rettin Sözen, "Hasan Bey sevdiğimiz, ça- hşkan bir arkadaşımızdır. tstifası kendi is- teği ile olmuştur. Belediye ile ya da ara- mızda bir anlaşmazlık söz konusu değil" diye konuştu. Sözen, Mani'nin istifasına genel sekreter yardımcıları arasındaki uyumsuzluğun neden olabileceği yolunda- ki soruyu "Genel sekreter yardımcıları arasında bir uyumsuzluk söz konusu de- ğildir. İstifa) ı Hasan Bey istedi. Olay çok yeni oldugu için yerine henüz birini ata- madık" şeklinde konuştu. Hasan Mani'- nin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nde genel sekreterliğe atanmak istemesi üze- rine istifanın kabul edildiğini belirten Sö- zen, "Görevinde yükselmek isteyen arka- daşlarıma engel olmak bizim anlayışımı- za ters diişer" dedi. Görüştüğümüz bazı belediye yetkilile- ri Hasan Mani'nin istifasının genel sek- reter yardımcıları ve Genel Sekreter Alev Coşkun ile arasındaki görüş ayrılığından kaynaklanmış olabileceğini belîrtirken ba- zı yetkililer de Hasan Mani'nin Üsküdar sahil yolu düzenleme çalışmalan sırasın- da Bayındırhk ve İskân Bakanhğı'na ağaç kesimi yapılmadığı doğrultusunda rapor vermesinden kaynaklandığını belirttiler. Hasan Mani'nin bakanlığa cevap yazısın- da ağaç kesilmedi derken, Genel Sekre- ter Yardımcısı Mebmet Danışman ağaç- ların kesildiği yolunda cevap yazmıştı. İki genel sekreter yardımcısının farklı görüş bildirmelerinin belediyeyi karıştırdığını belirten yetkili, Mani'nin bu olay yüzün- den istifa etme ihtimalinin yüksek oldu- ğunu söyledi. Zeytinburnu'nda kumculann tantşrnası konusunda Ankara'da görüşmelerde bu- lunan Hasan Mani'nin hafta sonundan itibaren istifası geçerli olacak. r EREKLÎ TELEFONLAR • Polis İmdat: 055 • İtfalye: 000 • Jandıma: 056 • Zaörta MMûıttğı: 527 57 00 172 13 73 -74-75 ve 088 • İSKİ anza: 068 • SAfiUK: Hıztr Acil: 077 Sa#ık Mâdürtöfti: 511 89 18 Ccmhpaşa T«: 588 48 00 Çapa Tış: 525 92 30 M m ı a n T»: 340 01 00 Kairtfarpaşa l w w : 345 46 80 $ W Etfal: 131 22 09 Taksta kkyartfNi: 152 43 00 SSK SaMtya: 588 44 00 SSK Okmttfm: 132 30 00 SSK Giztape: 358 67 60 • TRAFtK: Trafik $«be I H . : 176 24 14 (Ist.), 356 04 85-86 (Kadıköy) Bölfe Trafik: 377 22 07 (E-5), 356 04 86 (Şehıriçi), 314 36 (B.Çekmece) • ODY: Slıttcl Danı$ma: 527 00 50. H.P*fa Danışma: 336 20 63 H.Paşa Saırtral 348 80 20 • VAPUH: Şdılr Hattan: 526 40 20. 144 42 33 Dwto Ytflan (Ac«att): 145 53 66, 144 25 02. 149 18 96 • EUKTRİK MUZfc btMM: 526 62 74. FtUh-TaMakata 526 62 74 BvrHte 150 83 50. Kattiy: 348 71 40 HABERLERIN DEVAMI Enflasyon... Grev... Uzlaşma... (Baştarafı 1. Sayfada) man gerilimli ortamlara yol açabiiiyor. Sen- dika yönetimleri tabandan gelen baskılarla uzlaşmaya daha az yatkın tutumlara sapa- bilryor. Enflasyonun mali yapısını kemirmesini ön- lemek ve rekabet edebilirliğini korumak için işverenin de sertleştiği, katılaşttğı durumlar kuşkusuz oluyor. Demokrasilerde yadırganacak bir durum değildir bu. Toplu pazarlık düzeniyle aşılır bütün güçlükler. Ama bu hakkı her iki tara- fın da özgür bir biçimde kullanmaları gere- kir. Bu özgürlük aynı zamanda bir sorumlulu- ğu da içerir. Hem işçi hem işveren tarafları- nın sorumluluk bilinci içinde davranmaları oyunun temel kuralıdır. Bir taraf insan gibi yaşayabilecek, ama öbür taraf da verimlili- ğini arttırarak varlığını devam ettirecektir. Onun için, taraflar pazarlık yapacak, kar- şılıklı alıp verocek ve makul bir noktada bu- luşacaklardır. Uzlaşmaktır bunun adı ve toplu pazarlık sisteminin de özünü oluşturur. Bugün THY ve HAVAŞ'ta ûç gündür sü- ren grev için de aynı bakış açısı geçerlidir. İşverenle Hava-İş Sendikası'nın başlangıç- ta verdikleri yazılı öneriler arasında büyük uçurum dikkati çekiyor. Sendikanınki çok yüksek, işvereninki düşüktür. Yasal toplusözleşme düzeninden de kay- naklanan terslikler nedeniyle, grev öncesi ta- raflar arasında doğru dürüst bir müzakere yapılmamıştır. Bir başka olumsuzluk kaynağı olarak si- yasai iktidarın uzlaşmayı zorlaştırıcı tutumu gösterilebilir. Hükümetin, grevi THY'nin özelleştirilmesi yolunda bir araç olarak kul- lanmak istediğine ilişkin iddiatar da vardır. Gerek Hava-İş "ın, gerekse THY işvereni- nin bir an önce pazarlık masasına oturup, so- rumluluk bilinciyle ve kendi özgür iradeleriyle uzlaşmalarında her iki taraf için de yarar vardır. Hükümetin de bu konuda grevi ertelemek yerine uzlaştırıcı bir rol oynamasını dilerim. Özal: Sınırııı değişmesi çok zor THY'nin yerine özel sektör (Baştarafı 1. Sayfada) lışıyor. Bu şirketler normal ta- rifelerinde değişikiik yaparak ek seferler de düzenlediler. Ayrıca bazı yabancı havayolu şirketle- ri de Türkiye seferlerini arttıra- caklarını belirttiler. Green Air. İstanbul'dan Frankfurt, Berlin, Hannover ve DüsseldorFa; !#• tanbul Havayollan, Frankfurt, Köln, Düsseldorf ve Stuttgart'a; Pegasus Havayollan İstanbul- Köln-Düsseldorf Stuttgart ve Münih'e; Tur Avnıpa Havayol- lan da Köln ve Stuttgart'a haf- tanın hemen hemen her günün- de uçmaya başladılar. Green Air, dün Frankfurt'a ve Mu- uih'e ek sefer yaparken İstanbul Havayollan da Köln'e ayrı bir sefer daha gerçekleştirdi. Bu özel havayolu şirketlerinden Green Air 5, İstanbul Havayol- lan 4, Sultan Air 2, Pegasus 1, Tur Avrupa 2, Nobel Air 2 uçakla hizmet vermeye çalışı- yorlar. Yolcular perişan _, Bu arada THY ile yurtdışın- *dan daha önce Türkiye'ye ge- len, ancak elindeki biletlerle ay- nı şekilde geri dönemeyen özel- likle gurbetçi yolcular sıkıntı çe- kiyor. Atatürk Havalimanı'nda THY bileti ile Almanya'nın çe- şitli kentlerine gitmek üzere ge- len bazı yolcular başvuracak herhangi bir merci bulamıyor- lar. Türk Hava Yollan'nın bilet- lerinin özel havayolu şirketlerin- de geçerli olmadığı, diğer ya- bancı havayolu uçaklarında da yer bulunamadığı için bu yolcu- lar havaalanında beklemek zo- runda kalıyor. THY biletli yol- culara yabancı havayollarıyla uçabilmesi için THY'nin bilet- lere onay vermesi gerekiyor. Ancak bu bilet sahibi yolcular, ADANA HİPODROMIPNDAN Fikret Dağhoğlu 1. Koşu: F: Tesadüf (5), P: Seyhan 3 (4), S: Cihangir 8(1). 2. Koşu: F: Enginbey (2), P: Bükentay (1), S: Murat 39 (4). 3. Koşu: F: Gaddar (4), P: Sa- bur (6), PP: Arım Balım (3), S: Adlan (1). 4. Koşu: F: Kaynarhan (1), P: Yerdelen (3), PP: Özgün 1 (4), S: Şeyda (11). 5. Koşu: F: Sadihan (1), P: Last Girl (4), S: Poker D'as (3). 6. Koşu: F: Didar (13), P: Eser- batur (1), PP: Serap 25 (3), PP: Erdal (4), S: Tulga (12). 7. Koşu: F: Semuş (4), P: Gül- nar (6), PP: Partner (2), S: Ço- bankızı (8). biletlere onay almak için yetki- li makam bulamadıklarından seyahatlerini yapamıyorlar. THY yetkilileri, Almanlarla ortaklaşa kurulan Sun Ekspres aracılığı ile sefer düzenleyebil- menin yollarını arıyorlar. An- cajc grev nedeniyle meydana ge- Ierjjlecek hukuksal sorunlann henüz aşılamadığı belirtiliyor. Bunun yanında THY'nin, Kıb- rıs Türk Havayollan'na kirala- dığı 2 uçakla Ercan-Antalya arasında bu isimle, Antalya'dan da Londra'ya THY bandırasıy- la uçacağı belirtiliyor. Antalya- Londra uçuşlarında THY'nin adırun kullanılmasuun, "KTH" uçaklanna İngiltere'nin uçuş iz- ni vermemesinden kaynaklandı- ğı belirtiliyor. Sun Ekspres şirketi ile de ya- rın Antalya'dan Londra'ya se- fer yapılacağı öğrenildi. Ancak THY uçaklanrun bu şirket adı- na uçabilmesi için "ad ve boya değişikliği" yapması gerektiği ifade ediliyor. THY yetkilileri, bu konuda da yoğun bir çaba içerisinde gözüküyor. THY araçlanndan sonra, dün de HAVAŞ'a ait bazı araçların bir başka şirkete kiralandığı bil- dirildi. Hava - İş Sendikası İz- mir Şube Başkanı Hasan Coş- kun, "HAVAŞ yer hizmetlerin- de kullandığı 6 aracı Çelebi'ye kiraya verdi. Açık açık grev kı- ncılıgı yapüıyor" dedi. Coşkun, Adnan Menderes Havaalanı'- nda THY bankolanna grev pan- kartı asma yasağının sürdüğünü belirterek, idare amirleri hak- kında sendika genel merkezi ta- rafından suç duyurusunda bu- lunulacağını söyledi. THY grevi ile birlikte ek se- ferler düzenleyerek uçuş sayıla- rını arttıran hava yolu sirketle- rinin, kendilerine yönelik aşırı talebi dikkate alarak bilet fiyat- larını gözden geçirdikleri öğre- nildi. Bu yöndeki ilk girişim Green Air'den geldi. Grev ön- cesi tüm uçuşlannı iptaJ etmiş olan Green Air, dün haftanın her günü gerçekleştirmek üzere İstanbul - Antalya seferlerini başlatırken, 275 bin lira olan bi- let ücretini de 325 bin liraya çı- kardı. AA'nın haberine göre, LJlaş- tırma Bakanı Cengiz Tuncer de THY ve HAVAŞ grevinde ken- dilerinin verebilecekleri en yük- sek ücreti sendikaya önerdikle- rini söyledi. Tuncer, grevin ya- sal bir hak olduğunu ve işçile- rin bunu kullandıklannı kayde- derek, "THY bütün ekonomik giiciinü ortaya koyarak, sendi- kaya vereceği bir ücret teklif et- ti. Bunun üzerine çıkmamız mümkün değildir. Biz hava ula- şımının aksamaması için gerekli tedbirleri aldık. Özel şirketleri devreye soktuk" dedi. Hava-İş Sendikası'ndan yeni teklif Hava-İş Sendikası'nın dün yapılan yönetim kurulu toplan- tısında işverene önerilebilecek son ücret artışı teklifî saptanma- ya calışıldı. Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin'in bildirdiğine göre yeni işe girmiş 1. grupta yer alan bir işçi için bi- rinci altı ayda 1.5 milyon, ikir- ci altı ayda da 1 milyon 950 bin lira ücret istenmesi kararlaştınl- dı. Ayçin, işverenin son teklifin- de 1. grup işçiye birinci altı ay- da 880 bin lira, ikinci altıncı ay- da da 1 milyon 150 bin lira net ücret önerildiğini hatırlattı. Ati- lay Ayçin, taban ücret üzerin- den öbür gruplar için de son tekliflerini belirlemeye çalıştık- larını, yeni önerilerinin altında taviz vermeyi düşünmediklerini belirtti. Batı Kürtlerl izliyor ffl «6 t 10 11 a•a M w « ! S7 a •911 a13 14 « Dış Haberler Servisi — Irak- ın kuzeyindeki Kürt isyanı ve Saddam Hüseyin'in ayaklanma- yı bastırmaya yönelik çabalan, Batı ülkelerinin gündeminde önemli bir yer tutuyor. Batı baş- kentlerinde Kürt isyamnın bas- tınlmakta olduğu görüşü yay- gın, ancak Kürtlere karşı haksız- lık yapıldığı yolundaki görüşler de ağırlıklı olarak tartışılıyor. Batılı basın-yaym organlan, Ku- zey Irak'la ilgili haberlerinde Türkiye'ye de geniş yer veriyor- lar. Mine Saulnier'nin Paris'ten bildirdiğine göre Fransa, bastı- rıldığı artık su götürmeyen Irak Kürt isyanı karşısında ilk anda gösterdiği yoğun tepkiyi yavaş yavaş geri vitese almaya başla- dı. Basın, Peşmergelerle düzen- li Irak ordusu arasında çatışma- ların başladığı ilk günden beri -ılımlı da olsa- Kürt yanlısı bir tutum izledi. Kürdistan ile ilgili tarih, coğrafya bilgileri ekranla- ra yansıdı ve gazetelerin, gene- linde objektif olmaya özen gös- teren bir haksızlığı vurgulama- ya çalıştıkları gözlemlendi. Londra'da Edip Emil Öy- men'in haberine göre de Kurt ayaklanmasının büyük ölçude bastırılması, hükümet ile kamu- o> r unun arasını açtı. Muhafaza- kâr başından magazin basınına kadar geniş bir yelpaze, Kürtle- re neden yardım yapılmadığını sorarken hükümet, bu konuda sessizliği yeğliyor. Kuveyt buna- lımının ilk gününden beri Ame- rikan yönetimi ile koşut siyaset uygulayan İngiltere, Kürtlere yardım konusunda da yine Amerikan yönetimi ile ters düş- memeye ozen gösterdi. İngilte- re'nin girişimleri, Kürt muhale- fet liderleri ve sözcüleriyle görü- şerek nabız yoklamaktan öteye gitmedi. Avam Kamarası'nda hem muhalefet, hem iktidardan bazı milletvekilleri, hükümetin Kürtlere yardım yapması gerek- tiğini savundular. Alman siyasi gözlemciler, Irak'ta Saddam Hüseyin'in Kürt ayaklanmasını kanlı biçimde bastırdığını, fakat son sözün he- nüz söylenmediğini belirtiyorlar. "Irak Kürtlerinin Türkiye tara- fından desteklenebüecegi" yoru- mu dün çeşitli Alman gazetele- rinde yer aldı. (Baştarafı 1. Sayfada) meşi çok zordur" dedi. Özal, New York'taki basın toplantısında, "Biz ABD'ye para istemeye gelmedik" cümlesini birkaç kez jöneleyerek Türkiye'- nin beklentisinin 4 milyar dolar olduğunu, bugüne kadar Türki- ye'ye bunun 1 milyar 300 mil- yon dolannın nakit ve petrol ol- mak üzere ödendiğini söyledi. özal, "Beklenen miktarın Türkiye'ye gelmemesi dunı- munda ne olur" biçimindeki bir soruya da "Merak etmeyin pa- ra gelecek" yanıtını verdi. Ban- kacılar ve işadamlarıyla görüş- melerine ilişkin olarak da "Bi- ze verilmesi vaat edilen paranın bir an önce sağlanması" ama- cının güdüldüğünü kaydetti. özal, bunu garantiye almaya çalıştığını belirterek, ancak pek somut bir gelişme olmadığını da söyledi. özal, stratejik işbirliği konu- sunda da şu görüşlere yer ver- di: "Mevcut münasabet bu işe kâfıdir, zaten daha fazla ileriye gideceğini sanmnomm. Orta- dogu'da ikili işbirligine gidilir mi, gidilmez mi, onu zaman gösterecek. Şu anda ortada ke- sin bir durum yok. Daha ziya- de danışma mekanizmalannın sabaları genişleyecektir. Bu da askeri sabada olmayacaktır." Ankara'daki sözieri özal, Ankara'ya dönüşünde gazetecilere ABD gezisiyle ilgili açıklamalar yaptı. ABD'de yap- tığı görüşmeler sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin moderni- zasyonu için ihtiyaçlan detaylı bir biçimde anlattığını belirten Özal, silahlı kuvvetlerin moder- nizasyonu için mesafe almdığı- nı belirtti. ABD yönetiminin, Körfez krizinin Türkiye üzerindeki yü- kü konusunda gösterdiği iyi ni- yet için teşekkür ettiğini belirten Özal, bir süreden beri spekülas- yonlara neden olan bir milyar dolarlık yardım konusunda ABD yönetimi ile görüştükleri- ni de söyleyerek şöyle dedi: "ABD, bu konuda elinden geieni yapacaktır. Aldığımız bil- gilere göre bu ay içerisinde bize verilmesi düsünülen veya söz ve- rilmiş yardımların bir milyar doları verilmiş olacak." Özal, Bush yönetimiyle gö- rüşmelerinde, Kıbns sorununun BM Güvenlik Konseyi'nin 649 sayılı kararı çerçevesinde BM Genel Sekreteri'nin gözetimin- de iki toplumun eşitliğine daya- nan müzakereler yoluyia çözü- lebileceğini anlattığını belirtti. Özal, Türkiye'nin Körfez kri- zinde önemli bir bedel ödediği- ni, ancak çok daha önemli bir destek sağladığını vurgulayarak ABD ile ilişkilerde yeni bir saf- ha başladığına dikkat çekti. Irak(Baştarafı 1. Sayfada) yaptı. Gerek ABD Dışişleri'nin Kürtlerle görüşme yapılacağına ilişkin açıklaması gerekse de Ba- ker'ın telefonu, ABD'nin Kürt ve Irak politikaları konusunda yeni kararlar arifesinde olduğu- nu gösteriyor. Ankara'nın Iraklı Kürtlerle görüşmüş olması her ne kadar ABD'nin bu adımla- rını kolaylaştırıcı bir etken olsa da asıl nedeni bu oluşturmuyor. Asıl neden, yönetimin günler- den beri ABD basınının görül- memiş bir eleştiri bombardıma- nına hedef olmasında ve bu ya- ymlarda Amerika'ntn "ahlaki standartlannın" sorgulanma- sında yatıyor. Bu yazılann or- tak temasını, "Hem ayaklan- mayı teşvik ettiniz hem de ayak- lananların katledilmelerine göz yumuyorsunuz" bakışı oluş- turuyor. Amerikan basınında bu ko- nuda en çarpıcı yazılar, Kürt konusuna öteden beri ilgi duy- muş ve "dostu olmayan Kürt- lerin hamisi olacağını" ilan et- miş olan New York Times'ın köşe yazarı VV'illiam Safire'den geldi. Safire, savaşa genel ola- rak karşı çıkmış olan New York Times'ın savaştan yana tavır al- mış yazarlarından birisi. Özal, ABD Başkanı Bush'un önümüzdeki aylarda Türkiye'- yi ziyaret edeceğini de açıklama- larına ekledi. ABD TV'sine Kürt demeci Türkiye'ye dönmeden önce ABD kamu teievizyonunun günlük ana haber programı "McNeil and Lehrer Newsho- ur"e konuk olan Özal, Türki- ye'nin Kürt konusunda attığı adımlan ve Irak'taki gelişrnele- ri nasıl gördüğünü anlattı. Özal, Irak hükümetinin, Kuzey bölge- sinde kontrolü ele almasından sonra Ankara'nın bölgeyle ilgi- li değerlendirmesinin ne olduğu sorusuna şu yanıtı verdi: "Saddam Hüseyin ateşi şim- di belki söndürebilir, ama Irak son dokuz yılı savaşla geçirdi. Ülkeyi yeniden nasıl inşa ede- cekJer? Evet, petrol gelirleri var, ama diğer yandan savaş tazmi- natı talepleri de var. Birçok ül- ke gelip tazminat isteyecek." "Bu ülkelere Türkiye de da- hil mi" sorusuna Özal, "Evet, ama Türkiye'ninki Kuveyt'te yapılanlar yanında önemli değil" yanıtını verdi. ABD Başkanı Bush'a Sad- dam Hüseyin'den mesaj götür- düğü yolunda çıkan tfaberlerle ilgili olarak da Özal, "Bu biraz fabrikasyon. Irak'ta olanlar hakkmda fazla konuşmadık. Bu konu konuşuldu, ama Baker Ankaradayken konuşuldu. Be- nim bu konuda bir tavsiyem yok. Çünkü Irak'ın iç işlerine karışmak istemivoruz" yanıtını verdi. Kürt muhalefetinin güçlen- mesinin kendisini kaygılandırıp kaygılandırmadığı sorusuna Özal'ın yanıtı şoyle oldu: "Hayır, bu bid kaygılandır- maz. Nedenini şöyle anlatayım: Belki bizde daha çok Kürt var, ama Türkiye bölgenin hem Müslüman, hem demokratik, hem laik hem de serbest piyasa ekonomisi uygulayan tek ülke- si. Ekonomimiz çevreye göre çok iyi. Vatandaşlanmızın etnik kökeni ne olursa olsun Tiirki- ye'de daha saglam ekonomik şartlarda yaşıyorlar. O yüzden bir sonın görmüyonım." "Türkiye, zayıf bir Saddam Hüseyin'i Kürtlerin hükümette güç kazandığı bir Irak'a tercih etmez mi" sorusuna da Özal şu yanıtı verdi: "Biz Irak muhaJefeti ile bazı konuşmalar yaptık.- Bunlara, ayn bir devlet görmek istemedi- ğimizi, bunu amaçlamamaları- nı söyledik. Tarihi açıdan ayrı bir Kürt devleti yoktur. Ayrıca bölgede sınırlann değişmesi sa- dece Türkiye değil, Suriye, Irak, tran ve Sovyetler Birliği'ni ilgi- lendirdiğinden çok zordur. Bu imkânsızdır. Biz Irak'taki Kürt- leri o ülkenin tam haklara sahip iyi vatandaşlan olarak yaşıyor görmek istiyoruz. Bu olumlu değişikiik dünya şartlan çerçe- vesinde mümkün. Aynca sade- ce Türkiye'de değil, Türkiye'nin dışında da onlara daha fazla önem vermek mümkün." Irak"A yeni^ bîr TJübnâri ol- maması gerektiğine de işaret eden Özal, "ABD bölgede aske- ri güç bulundurmalı mı" soru- suna karşılık şunları söyledi: "Irak içinde değil, ama böl- gede deniz kuvvetleri ve hava gücü yeterli olabilir. ABD, Sov- yetler Birliği, Avrupa gibi böl- ge dışı güçler ki Irak'a satılan si- lahlann yüzde doksanı BM Gü- venlik Konseyi'nin beş daimi üyesinden gelmiştir, bölgeye si- lah satmamalı ve müdahale et- memelidir." Mahkûmlara müjde yok (Baştarafı I. Sayfada) di. Akbulut, grup yönetiminin tecile karşı görüşlerinde ısrar et- mesi halinde ne yapacağının so- rulması üzerine de "Böyle bir ıs- rarda veyahut bizim aksi ısrarı- mız bu gibi konularda mevzuba- his değildir. Bu gibi konularda en güzeli, en doğruyu bulmak için müştereken gayret sarf edi- lir. Biz de tabiatıyla onu yapacağız" yanıtını verdi. Akbulut, "Siz bayrama yeti- şir diyerek kendinizi bağlamadı- nız mı? Mahkûmlan da bir bek- lentiye soktunuz" hatırlatması üzerine sinirlenerek "Neden efendim. beklentiye girdiler. Te- cil müessesi getiriyor ve bunu mükemmel bir şekle sokmak is- tiyorsak ve bu bir zaman alacak- sa -ki benüz belli değil- yetişe- bilir de. Şimdi siz kendi düşün- celerinize veya bilgilerinize gö- re 'Hayır efendim, bu bayrama yetişmez' demek istiyorsanız, öyle manşet atmak istiyorsanız atın" karşıhğını verdi. Akbulut, ANAP gnıp toplan- tısına girerken ısrarlı sorular üzerine "Gayet tabii neden yetişmesin" derken 15 dakika sonra ANAP grubunda tecil ko- nusunda "Bu ne zaman yetişir bilmiyonım" dedi. Akbulut, ANAP grubunda anayasada Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi, seç- men yaşının 18'e indirilmesi, milletvekili sayısının 600'e çıka- rılması konularında değişikiik düşündüklerini, TCK 141,142 ve 163'üncü maddelerin değişikliği için anayasa değişikliği gerekme- diğini anlattı. Akbulut, daha sonra ANAP Gıüp Yönetim Kurulu toplantı- sına katıldı. Edinilen bilgiye göre ANAP Grup Yönetim Kurulu'ndaki gö- rüşmeler şöyle geçti: Toplantının başlangıcında ko- nuşan ANAP Grup Başkanveki- li Raşit Daldai, grup yönetimi- nin önceki gün yaptığı toplan- tıda alınan kararı açıklayarak "Grubumuz tecile karşı. Bunu size bildirmek istiyoruz" dedi. Mümtaz Güler de "Ben bay- rağı yırtanların, yakanların af- fına karşıyım" diye konuştu. Grup başkanvekili Onural Şeref Bozkurt da söz alarak tecil de- ğişikliğinin anayasaya karşı ola- cağını vurguladı. Anayasa Mah- kemesi'nin böyle bir uygulama- yı anayasaya aykırı bulacağını savunan Bozkurt, '"141, 142 ve 163'u kaldıracağız' diyorsunuz. Ama bölücüler ne olacak" diye sordu. Akbulut'un dinlemeyi yeğle- diği toplantıda Şakir Şeker de, "Buna af deyin. Neden tecil de- yip duruyorsunuz" diye sordu. Şeker, "Bu müesseseyi bir kez yıkarsanız, bir daha düzelte- mezsiniz" uyansında bulundu. Söz alan Şadan Tuzcu da özetle şunlan söyledi: '"141, 142 ve 163 için görüş belirtin' dediniz, herkes konuş- maya başladı. Ama siz tecil ko- nusunu gündeme getirdiniz. Biz de dün (önceki gün) grup yöne- tim kunılunda konuştuk. Bu konuşmalar basına yansıyınca bugün epey telefon aldım. 'Ne- den affa karşı çıkıyorsunuz' di- yorlar. Siz bize verdiğiniz iftar yeme- ğinde. 'Benim hürriyet anlayışım değişiktir. Devletin bütünlüğü- ne karşı suç işleyenlerini affına müsaade etmem' dediniz. Son- ra da 'Tecil bayrama yetişecek' diye söz verdiniz. Herkes bakla- vasını, böreğini hazırladı, ya- vuklusunu bekliyor." Akbulut da devlete karşı suç- ların tecil kapsamına alınmaya- cağını söyledi. Grup Başkanvekili Ülkü Gü- ney, tecilin bayrama yetişmeye- ceğini belirtirken Adalet Baka- nı Oltan Sungurlu, "Hep bana yükleniyorsunuz" diye yakındı. Sungurlu, "Bakın, üç beş tele- fon alınca hemen konuşuyorsu- nuz. Ben ne yapayım? Bütün dünya televizyonlan bile bana yükleniyor. Ben bir kez TV'ye konuştum, başka demeç verme- dim. Hem 'Cezaevlerini üç gün- de boşaltınz' demedim" biçi- minde ^onuştu. Akbulut da "Bu olay belli de- ğil. Bayrama yetişirse yetişir, ye- tişmezse yetişmez" deyince Tuz- cu, "Peki, bu rahatsızlığı nasıl çözeceksiniz" sorusunu yönelt- ti. Akbulut da, "Ben söz ver- dim, senet veraıedim" yanıtını verince toplantı sona erdi. GOZLEM UGUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) toprak J bu cehennem, bu cennet bizim... Bizimse ülkemize sahip çıkalım... Türküyle, Kürdüyle, Çerkezi ve Lazıyla bu cehenneme, bu cennete sahip çıka- lım... "Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan" ve "ipek bir ha- lıya benzeyen" bu memleketi emperyalizmin din, dil, mez- hep ve ırk ayrımlarıyla bölüp parçalamasına hep birlikte kar- şı koyalım. Çünkü bu memleket bizim, bizim dostlar, bizim... Bizimse, gelin hep birlikte düşünelim: Ermeni terörü ne zaman başiadı? Kıbrıs Barış Hareka- tı'ndan hemen sonra... 1975 yılından 1984 yılına kadar, Türkiye Cumhuriyeti'nin yurtdışı temsilcilerine 69 saldırı dü- zenlendi. Bu 69 sakjırının 12'si ABD'de, 19'u Fransa'da, 8'i İtalya'da, 4'ü Kanada'da, 4'ü de İran'da gerçekleşti. Üçer saldırı da Hollanda. Belçika ve İngiltere'de... Saldırılar, 1979 yılında hızlandı, 80'de doruk noktasına tır- mandı: 1984 yılından sonra birdenbire kesiliverdi. Aynı yıllarda iç terör de tırmandırılmış, iç ve dış terör bir eşgüdüm düzeni içinde Türkiye'deki sivil demokrasiyi çö- kertmiştir. jç terör, 12 Eylül 1980 öncesinde birdenbire sıçrama gös- termiş; 1979-80 arası 2812 kişi öldürülmüş, 6784 kişi de ya- ralanmıştır. Gasp ve soygun olaylan da en çok 1979-80 ara- sında yoğunlaşmıştır. Bir yıl içindeki gasp ve soygun sayısı 2209'dur. Bu sayı, 12 Eylül öncesi ve sonrası soygun ve gasp olaylannın yüzde ellisini oluşturmaktadır. 1980-81 arasında ele geçen silah sayısı 735 bin 925'tir. vte bu silahların onda dokuzu NATO ülkelerinde üretilmiştir! Ermeni terör örgütü ASALA, neden birdenbire saldırıla- rını kesmiştir? Bunun bir nedeni, Ermeni sorununun bu eytemler sonun- da Dünya karnuoyuna maJ edilmesidir. ASALA'nın eylem- lerinden sonra ABD Kongresi soykırım savlanna sahip çık- mıştır. Bu açıdan ASALA'nın amaçları da gerçekleşmiştir. Bu noktada bir başka gelişme yaşanmıştır. Bu gelişme, PKK-ASALA işbirliğidir. Bu eylem birliğini, 1985 yılı 22 Şubat günü yazımızda ka- nıtlarıyla sergilemiştik. Bu kanıtlan, Londra'da Collet's kitabevinde satılan iki ayrı ASALA broşüründe bulmuştuk. Bunlardan biri "ASALA interview" adını taşıyordu. Broşürün 15. sayfasında "Joint Asala-Kurdish Workers Party Press Conference" başlıklı bö- lümde yer alıyordu. İkinci broşür de "lnterview With Mihran Mihranian" baş- lıklıydı. Bu broşürün 40 sayfasında PKK-ASALA işbirliği an- latılıyordu. Amerikalı ögretim üyesi Michael Gunter'in 1990 yılında Westview Press yayınları arasında çıkan "The Kurds in Turkey" adlı inceleme kitabında bu işbirliği, ASALA yayın- larına yollama yapıyor; kaynak gösteriyor. Gunter, "The Armenian Reporter" adlı derginin 16 Tem- muz 1983, 12 Ocak 1984 ve 17 Ocak 1985 günlü yayınları ile "The Armenian Weekly" dergisinin 1984 yılı Kasım, 1985 yılı Temmuz sayılanna dayanarak bu işbirliğini sergiliyor. Gunter'in Ermeni ve Kürt örgütleri arasındaki işbirliğini anlatırken dayandığı bir başka kaynak da "Armenian World Congress, Offical Documents of Second Worfd Armenian Congress" adlı yayındır. Kürdistan Yurtsever Birliği lideri Celal Talabani "bütün Er- meni örgütleri ile yakın temasta olduğu" yolundaki açıkla- masını Gunter'in adını verdiğimiz kitabında (s: 115) okuyoruz. Talabani, hem PKK hem de ASALA ile silahlı eyiemler konusunda işbirliği yapan ABD destekli bir Kürt lideridir. Celal Talabani, bu gerçek yüzünü, kamuoyumuzdan -hem de TRT aracılığı ile- ustalıkla gizlemesini bilmiştir. ASALA'nın Kürt örgütlerince desteklendiğine ilişkin bir başka belge de ABD Savunma Bakanlığı'nın 1989 yılında yayımlanan raporudur. Bu raporun 82. sayfasında ASALA'nın Ebu Nidal örgütü ve Suriye'de üstlenen Kürt gruplarınca desteklendiği açık- ça yazılmıştır. Hem Kürt örgütleri, hem Ermeni örgütleri, Kurtuluş sa- vaşının öncesinden bugüne kadar hep ABD tarafından des- tekleniyor. Bu Ermeni ve Kürt eylem birlikleri, ortak silahlı eylemler, 1980 öncesinde iç ve dış terörün sanki bir eşgüdüm için- deymiş gibi tırmandırılması, bölgeyi Islamlaştırmayı amaç- layan ABD damgalı "yeşil kuşak" teorileri, PKK'nın din ve mezhep ayrımı silahlarını kullanması, Kemalizmi baş düş- man ilan eden "Kürt-İslam sentezleri" ve ABD destekleri bu yurda "yurttaşlık bilinci" ile bağlı olan herkesi derin derin düşündürmelidir. Kurtuluş savaşında, emperyalist ordularına karşı "Kuva- yı milliye ruhu" ile ve "Kemal Atatürk'ün ey dost aydın izinde" Türküyle, Kürdüyle, Çerkezi, Arabı, Lazıyla hep birlikte omuz omuza savaş vermedik mi? Cephelerde dövüşenler, vuru- lup ölenler, toprak altındaki ulu çınarlarımız "Kuvayı miiliye şehitleri" bizlerin, babaları ve dedeleri değiller miydi? Öyleyse bu memleket bizim, bizim dostlar bizim... —r. Vfe ipek bir halıya benzeyen bu toprak I Bu cehennem, bu cennet bizim... 2 kardeşe 1 milyar (Baştarafı 1. Sayfada) veririz ve onları bir yere bırakmayız" diyorlar. Ne var ki sadece bayan voleybol takımına 5 milyarlık bir bütçe ayıran Va- kıfbank'ın bu işin peşini bırak- maya hiç niyeti yok. "Bu iş açı- karttırmava bile dönüşse kara- rımızdan dönmeyeceğiz ve bu iki oyuncu gelecek sezon Vakıf- bank forması giyecek, bundan kimsenin şüphesi olmasın" di- yorlar. Bakalım bankaların bu iki ka*-- deş için giriştikleri savaştan kim galip çıkacak? Ancak ortada olan bir gerçek şu, 500 milyon- dan kapı açılan transfer önerisi çok daha yukarılara çekilecek gibi görünüyor. Fenerbahçeli basketbolcu Fer- hat'ın eşi olan Sonay ile Eltopu milli takımı oyuncusu Ali Is- met'in eşi olan Nalan transfer- leri konusunda herhangi bir yo- rum yapmaktan kaçındılar ve "Zaman her şeyi gösterecek" dediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle