Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
JSTANBULDA BUGÜN
I • "TIP '91" Fuan, saat 12.00'de Hilton Sergi Salonu'nda
; açılıyor.
; • "Kadın ve Din" konulu konferans, saat 14.30'ta
! Çemberlitaş Basın Müzesi'nde başlayacak. Konuşmacı Prof.
|Dr. Binnaz Toprak.1
• Prof. Dr. CemaJettin Topuzlu Çamlıca Kız Lisesi'nde,
İDoç. Dr. Işık Aslay, Kadıköy Anadolu Lisesi'nde ve Doç.
|Dr. Emin Darendeliler, Üsküdar Özel Eyüboğlu Lisesi'nde
;"Kanser Haftası" nedeniyle konferans verecekler. Başlama
isaatleri 13.30.
KENT-YAŞAM CUMHURİYET/17
KlSA KISA
' • İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce yaptırılacak Aksaray -
İSirkeci tramvay inşaatının sözleşmesi, Büyükşehir Belediye
|Başkanı Nurettin Sözen tarafından dün ımzalandı. Sözen,
•hattın yıl sonuna kadar tarnamlanacağını belirterek, E-5
•yolunu izleyip havaalanına giden hızlı tramvay hattı
,'inşaatının da kısa-bir süre içinde başlayacağını söyledi.
; • Öraerli Antma Tesisleri'nden kente su iletilen ana isale
•hattındaki onarım çalışmalan nedeniyle İstanbul'un bazı
!semtlerine 48 saat süreyle su verilemeyecek. Bugün saat
;02.00'den itibaren uygulanacak kesinti programına göre
Kadıköy, Üsküdar, Eminönü, Fatih ve Beşiktaş semtleri
icuma günü saat 02.00'ye kadar su alamayacak.
\ • Samatya'da trene binmek isteyen kişi, tren altında
;kalarak öldu. Sirkeci'den Halkalı'ya gitmekte olan yolcu
trenine Samatya'da binmek isteyen Hüseyin Dönsev (31)
dengesini kaybederek düştü. Hareket halindeki trenin altına
;giren Dönsev, olay yerinde hayatım kaybetti.
' • Gebze - Haydarpaşa arasında çahşan banliyö treninin
dün sabah yaklaşık 3 saat rötar yapması üzerine
Haydarpaşa.Gar Müdürlüğtı'nde çıkan olayda, binanın bazı
camlan kırıldı. 200'e yakın kişinin hareket memurluğunu
basması nedenîyle polis, Kadıköy vapurunda arama yaptı, 2
kişiyi gözaltına aldı.
Ayusofya'da
'dörtte bir'
ezan sesi
İstanbul Haber Servisi —
Müze niteliğindeki Ayasofya
Camii, Kültür Bakanlığı'nın al-
dığı kararlarla "taksit taksit"
ibadete açıhyor. Hünkâr Mah-
fili'nin giriş koridoru ibadete
açılan Ayasofya Camü'nin 4
minaresinden birinden, mart ayı
başından beri ezan sesi yükseli-
yor. Caminin, Topkapı Müze-
si'nin kapısına bakan minaresi-
nin şerefesine 195 basamak çı-
karak hoparlörden 5 vakit ezan
okuyan müezzin Sıtkı Bıyık,
Müze Müdürlüğü'nün tek mi-
nareye hoparlör tesisatı kurdu-
ğunu belirtti. Geçen günlerde
Kültür Bakanı Namık KemaJ
Zeybek'in 4 minareden birden
ezan okunması için verdiği tali-
matın kendilerine ulaşmadığını
belirten Bıyık, "Ancak Müze
Müdürlüğü diğer minareler için
bir talimat vermedi. Hoparlör
de konmadı" dedi. Sıtkı Bı-
yık, "Namaz kılınan yer küçiik
bir mescit. Mahfil değil ve an-
cak 300 kişi namaz kılıyor, ço-
ğu dışarda kalıyor' 'diye konuş tu. 4 minarenin birinden mart başından beri ezan
okunuyor. (Fotograf: Sabahaltin Bostancıoğlu)
Genel Sekreter Yardımctsı Hasan Mani istifa etti
Belediyede fire
REMZİ GÖKDAĞ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel
Sekreter Yardımcısı Hasan Mani, göre-
vinden istifa etti. Hasan Mani'den boşa-
lan genel sekreter yardımcılığı görevine
henüz atanan olmadı. 26 Man yerel se-
çimlerinden bu yana İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nden istifa eden en üst düzey
yönetici olan Hasan Mani'nin Gaziantep
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği'-
ne atanacağı bildirildi.
Hasan Mani'nin istifası ile ilgili dün
Cumhuriyet muhabirinin sorularmı yanıt-
layan Büyükşehir Belediye Başkanı Nu-
rettin Sözen, "Hasan Bey sevdiğimiz, ça-
hşkan bir arkadaşımızdır. tstifası kendi is-
teği ile olmuştur. Belediye ile ya da ara-
mızda bir anlaşmazlık söz konusu değil"
diye konuştu. Sözen, Mani'nin istifasına
genel sekreter yardımcıları arasındaki
uyumsuzluğun neden olabileceği yolunda-
ki soruyu "Genel sekreter yardımcıları
arasında bir uyumsuzluk söz konusu de-
ğildir. İstifa) ı Hasan Bey istedi. Olay çok
yeni oldugu için yerine henüz birini ata-
madık" şeklinde konuştu. Hasan Mani'-
nin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nde
genel sekreterliğe atanmak istemesi üze-
rine istifanın kabul edildiğini belirten Sö-
zen, "Görevinde yükselmek isteyen arka-
daşlarıma engel olmak bizim anlayışımı-
za ters diişer" dedi.
Görüştüğümüz bazı belediye yetkilile-
ri Hasan Mani'nin istifasının genel sek-
reter yardımcıları ve Genel Sekreter Alev
Coşkun ile arasındaki görüş ayrılığından
kaynaklanmış olabileceğini belîrtirken ba-
zı yetkililer de Hasan Mani'nin Üsküdar
sahil yolu düzenleme çalışmalan sırasın-
da Bayındırhk ve İskân Bakanhğı'na ağaç
kesimi yapılmadığı doğrultusunda rapor
vermesinden kaynaklandığını belirttiler.
Hasan Mani'nin bakanlığa cevap yazısın-
da ağaç kesilmedi derken, Genel Sekre-
ter Yardımcısı Mebmet Danışman ağaç-
ların kesildiği yolunda cevap yazmıştı. İki
genel sekreter yardımcısının farklı görüş
bildirmelerinin belediyeyi karıştırdığını
belirten yetkili, Mani'nin bu olay yüzün-
den istifa etme ihtimalinin yüksek oldu-
ğunu söyledi.
Zeytinburnu'nda kumculann tantşrnası
konusunda Ankara'da görüşmelerde bu-
lunan Hasan Mani'nin hafta sonundan
itibaren istifası geçerli olacak.
r
EREKLÎ
TELEFONLAR
• Polis İmdat: 055
• İtfalye: 000
• Jandıma: 056
• Zaörta MMûıttğı: 527 57 00
172 13 73 -74-75 ve 088
• İSKİ anza: 068
• SAfiUK:
Hıztr Acil: 077
Sa#ık Mâdürtöfti: 511 89 18
Ccmhpaşa T«: 588 48 00
Çapa Tış: 525 92 30
M m ı a n T»: 340 01 00
Kairtfarpaşa l w w : 345 46 80
$ W Etfal: 131 22 09
Taksta kkyartfNi: 152 43 00
SSK SaMtya: 588 44 00
SSK Okmttfm: 132 30 00
SSK Giztape: 358 67 60
• TRAFtK:
Trafik $«be I H . : 176 24 14 (Ist.),
356 04 85-86 (Kadıköy)
Bölfe Trafik: 377 22 07 (E-5),
356 04 86 (Şehıriçi),
314 36 (B.Çekmece)
• ODY:
Slıttcl Danı$ma: 527 00 50.
H.P*fa Danışma: 336 20 63
H.Paşa Saırtral 348 80 20
• VAPUH:
Şdılr Hattan: 526 40 20.
144 42 33
Dwto Ytflan (Ac«att): 145 53 66,
144 25 02. 149 18 96
• EUKTRİK MUZfc
btMM: 526 62 74.
FtUh-TaMakata 526 62 74
BvrHte 150 83 50.
Kattiy: 348 71 40
HABERLERIN DEVAMI
Enflasyon... Grev... Uzlaşma...
(Baştarafı 1. Sayfada)
man gerilimli ortamlara yol açabiiiyor. Sen-
dika yönetimleri tabandan gelen baskılarla
uzlaşmaya daha az yatkın tutumlara sapa-
bilryor.
Enflasyonun mali yapısını kemirmesini ön-
lemek ve rekabet edebilirliğini korumak için
işverenin de sertleştiği, katılaşttğı durumlar
kuşkusuz oluyor.
Demokrasilerde yadırganacak bir durum
değildir bu. Toplu pazarlık düzeniyle aşılır
bütün güçlükler. Ama bu hakkı her iki tara-
fın da özgür bir biçimde kullanmaları gere-
kir.
Bu özgürlük aynı zamanda bir sorumlulu-
ğu da içerir. Hem işçi hem işveren tarafları-
nın sorumluluk bilinci içinde davranmaları
oyunun temel kuralıdır. Bir taraf insan gibi
yaşayabilecek, ama öbür taraf da verimlili-
ğini arttırarak varlığını devam ettirecektir.
Onun için, taraflar pazarlık yapacak, kar-
şılıklı alıp verocek ve makul bir noktada bu-
luşacaklardır.
Uzlaşmaktır bunun adı ve toplu pazarlık
sisteminin de özünü oluşturur.
Bugün THY ve HAVAŞ'ta ûç gündür sü-
ren grev için de aynı bakış açısı geçerlidir.
İşverenle Hava-İş Sendikası'nın başlangıç-
ta verdikleri yazılı öneriler arasında büyük
uçurum dikkati çekiyor. Sendikanınki çok
yüksek, işvereninki düşüktür.
Yasal toplusözleşme düzeninden de kay-
naklanan terslikler nedeniyle, grev öncesi ta-
raflar arasında doğru dürüst bir müzakere
yapılmamıştır.
Bir başka olumsuzluk kaynağı olarak si-
yasai iktidarın uzlaşmayı zorlaştırıcı tutumu
gösterilebilir. Hükümetin, grevi THY'nin
özelleştirilmesi yolunda bir araç olarak kul-
lanmak istediğine ilişkin iddiatar da vardır.
Gerek Hava-İş "ın, gerekse THY işvereni-
nin bir an önce pazarlık masasına oturup, so-
rumluluk bilinciyle ve kendi özgür iradeleriyle
uzlaşmalarında her iki taraf için de yarar
vardır.
Hükümetin de bu konuda grevi ertelemek
yerine uzlaştırıcı bir rol oynamasını dilerim.
Özal: Sınırııı değişmesi çok zor
THY'nin yerine özel sektör
(Baştarafı 1. Sayfada)
lışıyor. Bu şirketler normal ta-
rifelerinde değişikiik yaparak ek
seferler de düzenlediler. Ayrıca
bazı yabancı havayolu şirketle-
ri de Türkiye seferlerini arttıra-
caklarını belirttiler. Green Air.
İstanbul'dan Frankfurt, Berlin,
Hannover ve DüsseldorFa; !#•
tanbul Havayollan, Frankfurt,
Köln, Düsseldorf ve Stuttgart'a;
Pegasus Havayollan İstanbul-
Köln-Düsseldorf Stuttgart ve
Münih'e; Tur Avnıpa Havayol-
lan da Köln ve Stuttgart'a haf-
tanın hemen hemen her günün-
de uçmaya başladılar. Green
Air, dün Frankfurt'a ve Mu-
uih'e ek sefer yaparken İstanbul
Havayollan da Köln'e ayrı bir
sefer daha gerçekleştirdi. Bu
özel havayolu şirketlerinden
Green Air 5, İstanbul Havayol-
lan 4, Sultan Air 2, Pegasus 1,
Tur Avrupa 2, Nobel Air 2
uçakla hizmet vermeye çalışı-
yorlar.
Yolcular perişan
_, Bu arada THY ile yurtdışın-
*dan daha önce Türkiye'ye ge-
len, ancak elindeki biletlerle ay-
nı şekilde geri dönemeyen özel-
likle gurbetçi yolcular sıkıntı çe-
kiyor. Atatürk Havalimanı'nda
THY bileti ile Almanya'nın çe-
şitli kentlerine gitmek üzere ge-
len bazı yolcular başvuracak
herhangi bir merci bulamıyor-
lar.
Türk Hava Yollan'nın bilet-
lerinin özel havayolu şirketlerin-
de geçerli olmadığı, diğer ya-
bancı havayolu uçaklarında da
yer bulunamadığı için bu yolcu-
lar havaalanında beklemek zo-
runda kalıyor. THY biletli yol-
culara yabancı havayollarıyla
uçabilmesi için THY'nin bilet-
lere onay vermesi gerekiyor.
Ancak bu bilet sahibi yolcular,
ADANA
HİPODROMIPNDAN
Fikret Dağhoğlu
1. Koşu: F: Tesadüf (5), P:
Seyhan 3 (4), S: Cihangir 8(1).
2. Koşu: F: Enginbey (2), P:
Bükentay (1), S: Murat 39 (4).
3. Koşu: F: Gaddar (4), P: Sa-
bur (6), PP: Arım Balım (3), S:
Adlan (1).
4. Koşu: F: Kaynarhan (1), P:
Yerdelen (3), PP: Özgün 1 (4),
S: Şeyda (11).
5. Koşu: F: Sadihan (1), P:
Last Girl (4), S: Poker D'as (3).
6. Koşu: F: Didar (13), P: Eser-
batur (1), PP: Serap 25 (3), PP:
Erdal (4), S: Tulga (12).
7. Koşu: F: Semuş (4), P: Gül-
nar (6), PP: Partner (2), S: Ço-
bankızı (8).
biletlere onay almak için yetki-
li makam bulamadıklarından
seyahatlerini yapamıyorlar.
THY yetkilileri, Almanlarla
ortaklaşa kurulan Sun Ekspres
aracılığı ile sefer düzenleyebil-
menin yollarını arıyorlar. An-
cajc grev nedeniyle meydana ge-
Ierjjlecek hukuksal sorunlann
henüz aşılamadığı belirtiliyor.
Bunun yanında THY'nin, Kıb-
rıs Türk Havayollan'na kirala-
dığı 2 uçakla Ercan-Antalya
arasında bu isimle, Antalya'dan
da Londra'ya THY bandırasıy-
la uçacağı belirtiliyor. Antalya-
Londra uçuşlarında THY'nin
adırun kullanılmasuun, "KTH"
uçaklanna İngiltere'nin uçuş iz-
ni vermemesinden kaynaklandı-
ğı belirtiliyor.
Sun Ekspres şirketi ile de ya-
rın Antalya'dan Londra'ya se-
fer yapılacağı öğrenildi. Ancak
THY uçaklanrun bu şirket adı-
na uçabilmesi için "ad ve boya
değişikliği" yapması gerektiği
ifade ediliyor. THY yetkilileri,
bu konuda da yoğun bir çaba
içerisinde gözüküyor.
THY araçlanndan sonra, dün
de HAVAŞ'a ait bazı araçların
bir başka şirkete kiralandığı bil-
dirildi. Hava - İş Sendikası İz-
mir Şube Başkanı Hasan Coş-
kun, "HAVAŞ yer hizmetlerin-
de kullandığı 6 aracı Çelebi'ye
kiraya verdi. Açık açık grev kı-
ncılıgı yapüıyor" dedi. Coşkun,
Adnan Menderes Havaalanı'-
nda THY bankolanna grev pan-
kartı asma yasağının sürdüğünü
belirterek, idare amirleri hak-
kında sendika genel merkezi ta-
rafından suç duyurusunda bu-
lunulacağını söyledi.
THY grevi ile birlikte ek se-
ferler düzenleyerek uçuş sayıla-
rını arttıran hava yolu sirketle-
rinin, kendilerine yönelik aşırı
talebi dikkate alarak bilet fiyat-
larını gözden geçirdikleri öğre-
nildi. Bu yöndeki ilk girişim
Green Air'den geldi. Grev ön-
cesi tüm uçuşlannı iptaJ etmiş
olan Green Air, dün haftanın
her günü gerçekleştirmek üzere
İstanbul - Antalya seferlerini
başlatırken, 275 bin lira olan bi-
let ücretini de 325 bin liraya çı-
kardı.
AA'nın haberine göre, LJlaş-
tırma Bakanı Cengiz Tuncer de
THY ve HAVAŞ grevinde ken-
dilerinin verebilecekleri en yük-
sek ücreti sendikaya önerdikle-
rini söyledi. Tuncer, grevin ya-
sal bir hak olduğunu ve işçile-
rin bunu kullandıklannı kayde-
derek, "THY bütün ekonomik
giiciinü ortaya koyarak, sendi-
kaya vereceği bir ücret teklif et-
ti. Bunun üzerine çıkmamız
mümkün değildir. Biz hava ula-
şımının aksamaması için gerekli
tedbirleri aldık. Özel şirketleri
devreye soktuk" dedi.
Hava-İş Sendikası'ndan
yeni teklif
Hava-İş Sendikası'nın dün
yapılan yönetim kurulu toplan-
tısında işverene önerilebilecek
son ücret artışı teklifî saptanma-
ya calışıldı. Hava-İş Sendikası
Genel Başkanı Atilay Ayçin'in
bildirdiğine göre yeni işe girmiş
1. grupta yer alan bir işçi için bi-
rinci altı ayda 1.5 milyon, ikir-
ci altı ayda da 1 milyon 950 bin
lira ücret istenmesi kararlaştınl-
dı. Ayçin, işverenin son teklifin-
de 1. grup işçiye birinci altı ay-
da 880 bin lira, ikinci altıncı ay-
da da 1 milyon 150 bin lira net
ücret önerildiğini hatırlattı. Ati-
lay Ayçin, taban ücret üzerin-
den öbür gruplar için de son
tekliflerini belirlemeye çalıştık-
larını, yeni önerilerinin altında
taviz vermeyi düşünmediklerini
belirtti.
Batı Kürtlerl izliyor
ffl
«6
t
10
11
a•a
M
w
« !
S7
a
•911
a13
14
«
Dış Haberler Servisi — Irak-
ın kuzeyindeki Kürt isyanı ve
Saddam Hüseyin'in ayaklanma-
yı bastırmaya yönelik çabalan,
Batı ülkelerinin gündeminde
önemli bir yer tutuyor. Batı baş-
kentlerinde Kürt isyamnın bas-
tınlmakta olduğu görüşü yay-
gın, ancak Kürtlere karşı haksız-
lık yapıldığı yolundaki görüşler
de ağırlıklı olarak tartışılıyor.
Batılı basın-yaym organlan, Ku-
zey Irak'la ilgili haberlerinde
Türkiye'ye de geniş yer veriyor-
lar.
Mine Saulnier'nin Paris'ten
bildirdiğine göre Fransa, bastı-
rıldığı artık su götürmeyen Irak
Kürt isyanı karşısında ilk anda
gösterdiği yoğun tepkiyi yavaş
yavaş geri vitese almaya başla-
dı. Basın, Peşmergelerle düzen-
li Irak ordusu arasında çatışma-
ların başladığı ilk günden beri
-ılımlı da olsa- Kürt yanlısı bir
tutum izledi. Kürdistan ile ilgili
tarih, coğrafya bilgileri ekranla-
ra yansıdı ve gazetelerin, gene-
linde objektif olmaya özen gös-
teren bir haksızlığı vurgulama-
ya çalıştıkları gözlemlendi.
Londra'da Edip Emil Öy-
men'in haberine göre de Kurt
ayaklanmasının büyük ölçude
bastırılması, hükümet ile kamu-
o>
r
unun arasını açtı. Muhafaza-
kâr başından magazin basınına
kadar geniş bir yelpaze, Kürtle-
re neden yardım yapılmadığını
sorarken hükümet, bu konuda
sessizliği yeğliyor. Kuveyt buna-
lımının ilk gününden beri Ame-
rikan yönetimi ile koşut siyaset
uygulayan İngiltere, Kürtlere
yardım konusunda da yine
Amerikan yönetimi ile ters düş-
memeye ozen gösterdi. İngilte-
re'nin girişimleri, Kürt muhale-
fet liderleri ve sözcüleriyle görü-
şerek nabız yoklamaktan öteye
gitmedi. Avam Kamarası'nda
hem muhalefet, hem iktidardan
bazı milletvekilleri, hükümetin
Kürtlere yardım yapması gerek-
tiğini savundular.
Alman siyasi gözlemciler,
Irak'ta Saddam Hüseyin'in Kürt
ayaklanmasını kanlı biçimde
bastırdığını, fakat son sözün he-
nüz söylenmediğini belirtiyorlar.
"Irak Kürtlerinin Türkiye tara-
fından desteklenebüecegi" yoru-
mu dün çeşitli Alman gazetele-
rinde yer aldı.
(Baştarafı 1. Sayfada)
meşi çok zordur" dedi.
Özal, New York'taki basın
toplantısında, "Biz ABD'ye para
istemeye gelmedik" cümlesini
birkaç kez jöneleyerek Türkiye'-
nin beklentisinin 4 milyar dolar
olduğunu, bugüne kadar Türki-
ye'ye bunun 1 milyar 300 mil-
yon dolannın nakit ve petrol ol-
mak üzere ödendiğini söyledi.
özal, "Beklenen miktarın
Türkiye'ye gelmemesi dunı-
munda ne olur" biçimindeki bir
soruya da "Merak etmeyin pa-
ra gelecek" yanıtını verdi. Ban-
kacılar ve işadamlarıyla görüş-
melerine ilişkin olarak da "Bi-
ze verilmesi vaat edilen paranın
bir an önce sağlanması" ama-
cının güdüldüğünü kaydetti.
özal, bunu garantiye almaya
çalıştığını belirterek, ancak pek
somut bir gelişme olmadığını da
söyledi.
özal, stratejik işbirliği konu-
sunda da şu görüşlere yer ver-
di:
"Mevcut münasabet bu işe
kâfıdir, zaten daha fazla ileriye
gideceğini sanmnomm. Orta-
dogu'da ikili işbirligine gidilir
mi, gidilmez mi, onu zaman
gösterecek. Şu anda ortada ke-
sin bir durum yok. Daha ziya-
de danışma mekanizmalannın
sabaları genişleyecektir. Bu da
askeri sabada olmayacaktır."
Ankara'daki sözieri
özal, Ankara'ya dönüşünde
gazetecilere ABD gezisiyle ilgili
açıklamalar yaptı. ABD'de yap-
tığı görüşmeler sırasında Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin moderni-
zasyonu için ihtiyaçlan detaylı
bir biçimde anlattığını belirten
Özal, silahlı kuvvetlerin moder-
nizasyonu için mesafe almdığı-
nı belirtti.
ABD yönetiminin, Körfez
krizinin Türkiye üzerindeki yü-
kü konusunda gösterdiği iyi ni-
yet için teşekkür ettiğini belirten
Özal, bir süreden beri spekülas-
yonlara neden olan bir milyar
dolarlık yardım konusunda
ABD yönetimi ile görüştükleri-
ni de söyleyerek şöyle dedi:
"ABD, bu konuda elinden
geieni yapacaktır. Aldığımız bil-
gilere göre bu ay içerisinde bize
verilmesi düsünülen veya söz ve-
rilmiş yardımların bir milyar
doları verilmiş olacak."
Özal, Bush yönetimiyle gö-
rüşmelerinde, Kıbns sorununun
BM Güvenlik Konseyi'nin 649
sayılı kararı çerçevesinde BM
Genel Sekreteri'nin gözetimin-
de iki toplumun eşitliğine daya-
nan müzakereler yoluyia çözü-
lebileceğini anlattığını belirtti.
Özal, Türkiye'nin Körfez kri-
zinde önemli bir bedel ödediği-
ni, ancak çok daha önemli bir
destek sağladığını vurgulayarak
ABD ile ilişkilerde yeni bir saf-
ha başladığına dikkat çekti.
Irak(Baştarafı 1. Sayfada)
yaptı. Gerek ABD Dışişleri'nin
Kürtlerle görüşme yapılacağına
ilişkin açıklaması gerekse de Ba-
ker'ın telefonu, ABD'nin Kürt
ve Irak politikaları konusunda
yeni kararlar arifesinde olduğu-
nu gösteriyor. Ankara'nın Iraklı
Kürtlerle görüşmüş olması her
ne kadar ABD'nin bu adımla-
rını kolaylaştırıcı bir etken olsa
da asıl nedeni bu oluşturmuyor.
Asıl neden, yönetimin günler-
den beri ABD basınının görül-
memiş bir eleştiri bombardıma-
nına hedef olmasında ve bu ya-
ymlarda Amerika'ntn "ahlaki
standartlannın" sorgulanma-
sında yatıyor. Bu yazılann or-
tak temasını, "Hem ayaklan-
mayı teşvik ettiniz hem de ayak-
lananların katledilmelerine göz
yumuyorsunuz" bakışı oluş-
turuyor.
Amerikan basınında bu ko-
nuda en çarpıcı yazılar, Kürt
konusuna öteden beri ilgi duy-
muş ve "dostu olmayan Kürt-
lerin hamisi olacağını" ilan et-
miş olan New York Times'ın
köşe yazarı VV'illiam Safire'den
geldi. Safire, savaşa genel ola-
rak karşı çıkmış olan New York
Times'ın savaştan yana tavır al-
mış yazarlarından birisi.
Özal, ABD Başkanı Bush'un
önümüzdeki aylarda Türkiye'-
yi ziyaret edeceğini de açıklama-
larına ekledi.
ABD TV'sine Kürt
demeci
Türkiye'ye dönmeden önce
ABD kamu teievizyonunun
günlük ana haber programı
"McNeil and Lehrer Newsho-
ur"e konuk olan Özal, Türki-
ye'nin Kürt konusunda attığı
adımlan ve Irak'taki gelişrnele-
ri nasıl gördüğünü anlattı. Özal,
Irak hükümetinin, Kuzey bölge-
sinde kontrolü ele almasından
sonra Ankara'nın bölgeyle ilgi-
li değerlendirmesinin ne olduğu
sorusuna şu yanıtı verdi:
"Saddam Hüseyin ateşi şim-
di belki söndürebilir, ama Irak
son dokuz yılı savaşla geçirdi.
Ülkeyi yeniden nasıl inşa ede-
cekJer? Evet, petrol gelirleri var,
ama diğer yandan savaş tazmi-
natı talepleri de var. Birçok ül-
ke gelip tazminat isteyecek."
"Bu ülkelere Türkiye de da-
hil mi" sorusuna Özal, "Evet,
ama Türkiye'ninki Kuveyt'te
yapılanlar yanında önemli
değil" yanıtını verdi.
ABD Başkanı Bush'a Sad-
dam Hüseyin'den mesaj götür-
düğü yolunda çıkan tfaberlerle
ilgili olarak da Özal, "Bu biraz
fabrikasyon. Irak'ta olanlar
hakkmda fazla konuşmadık. Bu
konu konuşuldu, ama Baker
Ankaradayken konuşuldu. Be-
nim bu konuda bir tavsiyem
yok. Çünkü Irak'ın iç işlerine
karışmak istemivoruz" yanıtını
verdi.
Kürt muhalefetinin güçlen-
mesinin kendisini kaygılandırıp
kaygılandırmadığı sorusuna
Özal'ın yanıtı şoyle oldu:
"Hayır, bu bid kaygılandır-
maz. Nedenini şöyle anlatayım:
Belki bizde daha çok Kürt var,
ama Türkiye bölgenin hem
Müslüman, hem demokratik,
hem laik hem de serbest piyasa
ekonomisi uygulayan tek ülke-
si. Ekonomimiz çevreye göre
çok iyi. Vatandaşlanmızın etnik
kökeni ne olursa olsun Tiirki-
ye'de daha saglam ekonomik
şartlarda yaşıyorlar. O yüzden
bir sonın görmüyonım."
"Türkiye, zayıf bir Saddam
Hüseyin'i Kürtlerin hükümette
güç kazandığı bir Irak'a tercih
etmez mi" sorusuna da Özal şu
yanıtı verdi:
"Biz Irak muhaJefeti ile bazı
konuşmalar yaptık.- Bunlara,
ayn bir devlet görmek istemedi-
ğimizi, bunu amaçlamamaları-
nı söyledik. Tarihi açıdan ayrı
bir Kürt devleti yoktur. Ayrıca
bölgede sınırlann değişmesi sa-
dece Türkiye değil, Suriye, Irak,
tran ve Sovyetler Birliği'ni ilgi-
lendirdiğinden çok zordur. Bu
imkânsızdır. Biz Irak'taki Kürt-
leri o ülkenin tam haklara sahip
iyi vatandaşlan olarak yaşıyor
görmek istiyoruz. Bu olumlu
değişikiik dünya şartlan çerçe-
vesinde mümkün. Aynca sade-
ce Türkiye'de değil, Türkiye'nin
dışında da onlara daha fazla
önem vermek mümkün."
Irak"A yeni^ bîr TJübnâri ol-
maması gerektiğine de işaret
eden Özal, "ABD bölgede aske-
ri güç bulundurmalı mı" soru-
suna karşılık şunları söyledi:
"Irak içinde değil, ama böl-
gede deniz kuvvetleri ve hava
gücü yeterli olabilir. ABD, Sov-
yetler Birliği, Avrupa gibi böl-
ge dışı güçler ki Irak'a satılan si-
lahlann yüzde doksanı BM Gü-
venlik Konseyi'nin beş daimi
üyesinden gelmiştir, bölgeye si-
lah satmamalı ve müdahale et-
memelidir."
Mahkûmlara müjde yok
(Baştarafı I. Sayfada)
di. Akbulut, grup yönetiminin
tecile karşı görüşlerinde ısrar et-
mesi halinde ne yapacağının so-
rulması üzerine de "Böyle bir ıs-
rarda veyahut bizim aksi ısrarı-
mız bu gibi konularda mevzuba-
his değildir. Bu gibi konularda
en güzeli, en doğruyu bulmak
için müştereken gayret sarf edi-
lir. Biz de tabiatıyla onu
yapacağız" yanıtını verdi.
Akbulut, "Siz bayrama yeti-
şir diyerek kendinizi bağlamadı-
nız mı? Mahkûmlan da bir bek-
lentiye soktunuz" hatırlatması
üzerine sinirlenerek "Neden
efendim. beklentiye girdiler. Te-
cil müessesi getiriyor ve bunu
mükemmel bir şekle sokmak is-
tiyorsak ve bu bir zaman alacak-
sa -ki benüz belli değil- yetişe-
bilir de. Şimdi siz kendi düşün-
celerinize veya bilgilerinize gö-
re 'Hayır efendim, bu bayrama
yetişmez' demek istiyorsanız,
öyle manşet atmak istiyorsanız
atın" karşıhğını verdi.
Akbulut, ANAP gnıp toplan-
tısına girerken ısrarlı sorular
üzerine "Gayet tabii neden
yetişmesin" derken 15 dakika
sonra ANAP grubunda tecil ko-
nusunda "Bu ne zaman yetişir
bilmiyonım" dedi.
Akbulut, ANAP grubunda
anayasada Cumhurbaşkanı'nın
halk tarafından seçilmesi, seç-
men yaşının 18'e indirilmesi,
milletvekili sayısının 600'e çıka-
rılması konularında değişikiik
düşündüklerini, TCK 141,142 ve
163'üncü maddelerin değişikliği
için anayasa değişikliği gerekme-
diğini anlattı.
Akbulut, daha sonra ANAP
Gıüp Yönetim Kurulu toplantı-
sına katıldı.
Edinilen bilgiye göre ANAP
Grup Yönetim Kurulu'ndaki gö-
rüşmeler şöyle geçti:
Toplantının başlangıcında ko-
nuşan ANAP Grup Başkanveki-
li Raşit Daldai, grup yönetimi-
nin önceki gün yaptığı toplan-
tıda alınan kararı açıklayarak
"Grubumuz tecile karşı. Bunu
size bildirmek istiyoruz" dedi.
Mümtaz Güler de "Ben bay-
rağı yırtanların, yakanların af-
fına karşıyım" diye konuştu.
Grup başkanvekili Onural Şeref
Bozkurt da söz alarak tecil de-
ğişikliğinin anayasaya karşı ola-
cağını vurguladı. Anayasa Mah-
kemesi'nin böyle bir uygulama-
yı anayasaya aykırı bulacağını
savunan Bozkurt, '"141, 142 ve
163'u kaldıracağız' diyorsunuz.
Ama bölücüler ne olacak" diye
sordu.
Akbulut'un dinlemeyi yeğle-
diği toplantıda Şakir Şeker de,
"Buna af deyin. Neden tecil de-
yip duruyorsunuz" diye sordu.
Şeker, "Bu müesseseyi bir kez
yıkarsanız, bir daha düzelte-
mezsiniz" uyansında bulundu.
Söz alan Şadan Tuzcu da
özetle şunlan söyledi:
'"141, 142 ve 163 için görüş
belirtin' dediniz, herkes konuş-
maya başladı. Ama siz tecil ko-
nusunu gündeme getirdiniz. Biz
de dün (önceki gün) grup yöne-
tim kunılunda konuştuk. Bu
konuşmalar basına yansıyınca
bugün epey telefon aldım. 'Ne-
den affa karşı çıkıyorsunuz' di-
yorlar.
Siz bize verdiğiniz iftar yeme-
ğinde. 'Benim hürriyet anlayışım
değişiktir. Devletin bütünlüğü-
ne karşı suç işleyenlerini affına
müsaade etmem' dediniz. Son-
ra da 'Tecil bayrama yetişecek'
diye söz verdiniz. Herkes bakla-
vasını, böreğini hazırladı, ya-
vuklusunu bekliyor."
Akbulut da devlete karşı suç-
ların tecil kapsamına alınmaya-
cağını söyledi.
Grup Başkanvekili Ülkü Gü-
ney, tecilin bayrama yetişmeye-
ceğini belirtirken Adalet Baka-
nı Oltan Sungurlu, "Hep bana
yükleniyorsunuz" diye yakındı.
Sungurlu, "Bakın, üç beş tele-
fon alınca hemen konuşuyorsu-
nuz. Ben ne yapayım? Bütün
dünya televizyonlan bile bana
yükleniyor. Ben bir kez TV'ye
konuştum, başka demeç verme-
dim. Hem 'Cezaevlerini üç gün-
de boşaltınz' demedim" biçi-
minde ^onuştu.
Akbulut da "Bu olay belli de-
ğil. Bayrama yetişirse yetişir, ye-
tişmezse yetişmez" deyince Tuz-
cu, "Peki, bu rahatsızlığı nasıl
çözeceksiniz" sorusunu yönelt-
ti. Akbulut da, "Ben söz ver-
dim, senet veraıedim" yanıtını
verince toplantı sona erdi.
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
toprak J bu cehennem, bu cennet bizim...
Bizimse ülkemize sahip çıkalım... Türküyle, Kürdüyle,
Çerkezi ve Lazıyla bu cehenneme, bu cennete sahip çıka-
lım... "Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan" ve "ipek bir ha-
lıya benzeyen" bu memleketi emperyalizmin din, dil, mez-
hep ve ırk ayrımlarıyla bölüp parçalamasına hep birlikte kar-
şı koyalım.
Çünkü bu memleket bizim, bizim dostlar, bizim...
Bizimse, gelin hep birlikte düşünelim:
Ermeni terörü ne zaman başiadı? Kıbrıs Barış Hareka-
tı'ndan hemen sonra... 1975 yılından 1984 yılına kadar,
Türkiye Cumhuriyeti'nin yurtdışı temsilcilerine 69 saldırı dü-
zenlendi. Bu 69 sakjırının 12'si ABD'de, 19'u Fransa'da, 8'i
İtalya'da, 4'ü Kanada'da, 4'ü de İran'da gerçekleşti. Üçer
saldırı da Hollanda. Belçika ve İngiltere'de...
Saldırılar, 1979 yılında hızlandı, 80'de doruk noktasına tır-
mandı: 1984 yılından sonra birdenbire kesiliverdi.
Aynı yıllarda iç terör de tırmandırılmış, iç ve dış terör bir
eşgüdüm düzeni içinde Türkiye'deki sivil demokrasiyi çö-
kertmiştir.
jç terör, 12 Eylül 1980 öncesinde birdenbire sıçrama gös-
termiş; 1979-80 arası 2812 kişi öldürülmüş, 6784 kişi de ya-
ralanmıştır. Gasp ve soygun olaylan da en çok 1979-80 ara-
sında yoğunlaşmıştır. Bir yıl içindeki gasp ve soygun sayısı
2209'dur. Bu sayı, 12 Eylül öncesi ve sonrası soygun ve gasp
olaylannın yüzde ellisini oluşturmaktadır.
1980-81 arasında ele geçen silah sayısı 735 bin 925'tir.
vte bu silahların onda dokuzu NATO ülkelerinde üretilmiştir!
Ermeni terör örgütü ASALA, neden birdenbire saldırıla-
rını kesmiştir?
Bunun bir nedeni, Ermeni sorununun bu eytemler sonun-
da Dünya karnuoyuna maJ edilmesidir. ASALA'nın eylem-
lerinden sonra ABD Kongresi soykırım savlanna sahip çık-
mıştır. Bu açıdan ASALA'nın amaçları da gerçekleşmiştir.
Bu noktada bir başka gelişme yaşanmıştır.
Bu gelişme, PKK-ASALA işbirliğidir.
Bu eylem birliğini, 1985 yılı 22 Şubat günü yazımızda ka-
nıtlarıyla sergilemiştik.
Bu kanıtlan, Londra'da Collet's kitabevinde satılan iki ayrı
ASALA broşüründe bulmuştuk. Bunlardan biri "ASALA
interview" adını taşıyordu. Broşürün 15. sayfasında "Joint
Asala-Kurdish Workers Party Press Conference" başlıklı bö-
lümde yer alıyordu.
İkinci broşür de "lnterview With Mihran Mihranian" baş-
lıklıydı. Bu broşürün 40 sayfasında PKK-ASALA işbirliği an-
latılıyordu.
Amerikalı ögretim üyesi Michael Gunter'in 1990 yılında
Westview Press yayınları arasında çıkan "The Kurds in
Turkey" adlı inceleme kitabında bu işbirliği, ASALA yayın-
larına yollama yapıyor; kaynak gösteriyor.
Gunter, "The Armenian Reporter" adlı derginin 16 Tem-
muz 1983, 12 Ocak 1984 ve 17 Ocak 1985 günlü yayınları
ile "The Armenian Weekly" dergisinin 1984 yılı Kasım, 1985
yılı Temmuz sayılanna dayanarak bu işbirliğini sergiliyor.
Gunter'in Ermeni ve Kürt örgütleri arasındaki işbirliğini
anlatırken dayandığı bir başka kaynak da "Armenian World
Congress, Offical Documents of Second Worfd Armenian
Congress" adlı yayındır.
Kürdistan Yurtsever Birliği lideri Celal Talabani "bütün Er-
meni örgütleri ile yakın temasta olduğu" yolundaki açıkla-
masını Gunter'in adını verdiğimiz kitabında (s: 115)
okuyoruz.
Talabani, hem PKK hem de ASALA ile silahlı eyiemler
konusunda işbirliği yapan ABD destekli bir Kürt lideridir.
Celal Talabani, bu gerçek yüzünü, kamuoyumuzdan -hem
de TRT aracılığı ile- ustalıkla gizlemesini bilmiştir.
ASALA'nın Kürt örgütlerince desteklendiğine ilişkin bir
başka belge de ABD Savunma Bakanlığı'nın 1989 yılında
yayımlanan raporudur.
Bu raporun 82. sayfasında ASALA'nın Ebu Nidal örgütü
ve Suriye'de üstlenen Kürt gruplarınca desteklendiği açık-
ça yazılmıştır.
Hem Kürt örgütleri, hem Ermeni örgütleri, Kurtuluş sa-
vaşının öncesinden bugüne kadar hep ABD tarafından des-
tekleniyor.
Bu Ermeni ve Kürt eylem birlikleri, ortak silahlı eylemler,
1980 öncesinde iç ve dış terörün sanki bir eşgüdüm için-
deymiş gibi tırmandırılması, bölgeyi Islamlaştırmayı amaç-
layan ABD damgalı "yeşil kuşak" teorileri, PKK'nın din ve
mezhep ayrımı silahlarını kullanması, Kemalizmi baş düş-
man ilan eden "Kürt-İslam sentezleri" ve ABD destekleri bu
yurda "yurttaşlık bilinci" ile bağlı olan herkesi derin derin
düşündürmelidir.
Kurtuluş savaşında, emperyalist ordularına karşı "Kuva-
yı milliye ruhu" ile ve "Kemal Atatürk'ün ey dost aydın izinde"
Türküyle, Kürdüyle, Çerkezi, Arabı, Lazıyla hep birlikte omuz
omuza savaş vermedik mi? Cephelerde dövüşenler, vuru-
lup ölenler, toprak altındaki ulu çınarlarımız "Kuvayı miiliye
şehitleri" bizlerin, babaları ve dedeleri değiller miydi?
Öyleyse bu memleket bizim, bizim dostlar bizim...
—r. Vfe ipek bir halıya benzeyen bu toprak I Bu cehennem,
bu cennet bizim...
2 kardeşe 1 milyar
(Baştarafı 1. Sayfada)
veririz ve onları bir yere
bırakmayız" diyorlar. Ne var ki
sadece bayan voleybol takımına
5 milyarlık bir bütçe ayıran Va-
kıfbank'ın bu işin peşini bırak-
maya hiç niyeti yok. "Bu iş açı-
karttırmava bile dönüşse kara-
rımızdan dönmeyeceğiz ve bu
iki oyuncu gelecek sezon Vakıf-
bank forması giyecek, bundan
kimsenin şüphesi olmasın" di-
yorlar.
Bakalım bankaların bu iki ka*--
deş için giriştikleri savaştan kim
galip çıkacak? Ancak ortada
olan bir gerçek şu, 500 milyon-
dan kapı açılan transfer önerisi
çok daha yukarılara çekilecek
gibi görünüyor.
Fenerbahçeli basketbolcu Fer-
hat'ın eşi olan Sonay ile Eltopu
milli takımı oyuncusu Ali Is-
met'in eşi olan Nalan transfer-
leri konusunda herhangi bir yo-
rum yapmaktan kaçındılar ve
"Zaman her şeyi gösterecek"
dediler.