Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/16 DİZİ-RÖPORTAJ 29NÎSAN1991
Biryandayasadışı bir örgütün baskılan, diğer tarafta devletin 'ricası', köylülere başka seçenekbırakmamış:
Tek geçim kaynağı'koruculuk'—2
ŞIRNAK/HAKKÂRİ — Cizre'den Şır-
nak'a doğru çıkıyoruz. önümuzde Gabar
dağıyla Cudi'nin kesiştiği nokta olan Kas-
rik Boğazı var. Şırnak'tan sonra Uludere.
Şırnak il olurken Mardin'in Cizre, Hakkâ-
ri'nin Uludere üçelerini de almış. Bu iki il-
çe arasında olan ve Şırnak il merkezinden
de geçen yolun uzunluğu yıız on kilomet-
re. Yolun bozukluğu değıl ama, bu iki ilçe
arasındaki denetımlerin, aramaların çoklu-
ğu insanı canmdan bezdiriyor.
Teker teker sayıyoruz:
Cizre'den Uludere'ye giderken ilk kont-
rol Silopi yol aynmında. Ikincisi Kasrik Bo-
ğazı'nda. Jandarmalar geçen araçlann pla-
kalannı, süruculerin adlarını yazıyor. Şır-
nak yolunun ortalarında bir kimlik denetı-
mi daha var. Şırnak'a girerken polisler su-
rücü adıyla, araçlann plakasını yazıyor ye-
niden. Şırnak çıkışında aynı uygulamayı bu
kez askerler yapıyor. Uludere'ye dek Balve-
ren'de, Milli, Esbağ karakollannda, Şeno-
ba taburunun önunde, Hilal koyunün yol
ayrımında ve Bağlıca karakollannda kim-
lik göstermeler, plaka yazmalar, surücıi adı
almalar bitmiyor.
tl merkezinin içinden geçen iki ilçe yolu
arasında toplam on bir denetim noktası var.
Yolun yüz on kilometre olduğu duşunulür-
se, ortalama on bir kilometrede bir dene-
tim yapılıyor. Milletvekili Cumhur Keskin
uygulamayı eleştirirken "Biz bile neredey-
se guçlukle geciyonız. Bu, bölge halkına uy-
gulanan baskı yöntemlerinden biridir"
diyor.
Uludere*den sonra toprak "İpek yolu"
başhyor. Amaamız yolun bittiği Andaç kö-
yüne kadar otomobille gitmek. Gece köy-
de kahp ertesi gün katırla Hakkân'ye doğ-
ru yola çtkmak yeniden. Yol üstündeki son
benzinciye uğruyoruz. Burası Cumhur Kes-
kin'in eski seçim bölgesi. Uludere Şırnak'a
bağlanınca, sekiz bin oyu kalmış burada
Keskin'in. Zaten oyların toplamı ilçe gene-
linde on bin. Araçlara benzin konulurken
istasyonun sahibi, pombayı tutan genci
uyarıyor:
— Cemal, sakın benzin içme ba.
"Ne, benzin mi içiyor" şaşkınlığının ye-
rine "aman sakın ha içme" uyanlan alıyor.
Cemal'in herkesle dalga geçen bir hali var:
— Tamam, kızmayın. Ben de benzin iç-
mem bundan sonra. Zaten havalar soğuk.
Antifriz içerhn...
Uludere'den sonra "İpek yolu"nun top-
rak kısmı başlıyor. Ileride Iraklı Kurtlerin
geldiği Işıkveren'in yol ayrımı var. Cudi'nin
eteklerine tırmanan toprak yolda, yardım
kamyonları bekleşiyor. Gece sığınmacılara
ulasmalan olanaksız. Sabaha dek bekleye-
cekler. Eğer yağmur yağmazsa, ertesi gun
yüklerini boşalüp dönecekler. Bundan hiç
yüksünmuyor yöre insanı. Iraklı Kürtlere
yardım getirmeyi, aralarında bir yanşa do-
nuşturfhuşler.
Habur Çayı usulca akıyor. iki yanında
sarp kayalar var. Bazen gokyuzu zor güru-
nüyor. Irak sınırı çok uzak değil. Işıklar-
dan sonra yolun tepesinde Kayadibı var. Bu-
raya gelen Kürtler, yardım ulaşmadığı için
yola inmişler. Suyu geçip yardım karnyon-
larını gözlüyorlar. Bir anlık duraksayan
kamyonun uzennde tek bir kınntı kalmıyor.
Yol kenanndaki büyukçe bir mağara, ko-
rucular ve Irak'tan gelenler tarafından dev
bir süpermarkete dönüştüralmuş. Gelen
yardımlann, Kurtlerin Irak'tan getirdikleri
hayvanlann saüşı buradan yapılıyor.
Kayadibi'nden sonra Gûlyazı taburunun
denetim alanı başlıyor. Yolun kıyısına Yek-
mal, Andaç, Ortaköy kamplan kurulmuş.
Amacımız eece Andaç köyünde kalıp erte-
Şırnak'tan
Hakkâri'ye
Sınır boyunda
bir yolculuk
CELAL BAŞLANGIÇ
Andaçlıların 1985 yıhna kadar geçimleri
hayvancılıktan. Köylülerin yaylaya '*
çıkması yasaklanınca hayvancıhk
olanaksızlaşmış. Yasadışı örgüt
köylerden gençleri kaçırarak köylülerî
yıldırmış. Bölgedeki örgütle bir tür 'kan
davası' başlamış aralarında. En kârb iş
'Irak'a hayvan kaçırmak, ama artık
yapamıyorlar.
Şu anda Andaç'ta yüze yakın korucu var.
Köyün tüm geçüni de korucu maaşuıdan.
Bir bölümü de korucu olmayı kendine
yediremediğinden, geçinmesi
olanaksızlaştığından, can güvenliği
olmadığmdan batıya göçmüş. Köyde
sağlık ocağı için bir bina var. Ancak
bugüne kadar doktor ve ebe yüzü
görmenûş. Yollar kışm geçit vermiyor.
\
En solda Kabfnikof, ortada rokeUtar, sağda saz. Köylüler bölgenin özel koşullan yüzünden korucu olmaya zorianmışlar. (Fotoğraf: Celal Başlangıç)
si gün yola çıkmak. Hava iyice kararmış. di. Uludere'de doldurduğumuz deponun bı- ğıendişesinde. "Busaattemigelinir", "In- Geldiğimizi duyunca*, köyun erkekleri
Gökyüzünde yüdızlar, öyle yakın, "tiyte ışıl- zi daha da ileriye göturmesi gerekir. Motor san bir haber vermez mi" diye sitemlerini Agit'in evinde toplanıyor birer ikişer. Ko
#•!• «a A«IA | a n ı k " L-î uıilronua Kalrm/~a ın. îpknikprı hîr asVpr k-artutıı apıvnr İcfonknl yaftdmvor CuinllUr Keskin Agİt'İ yatlStir- nııVlar irinHp bir t\e- miilptvplritî rdıınra çft'tılı ve öyle ferah" ki yukanya bakınca, in- teknikerı bir asker, kaputu açıyor. lstanbul
sanın içini bir "yıldız ışıması" sanyor. Bayrampaşalı. "Kardeşim, kaç kilometre
Kamplann olduğu bölgelerde ateşler. yanı- burası, Uludere'den" diye soruyoruz. Göz-
yor. Naylon çadırlar, alevterin yalazında tül luklerinin ustünden bakıp gülüyor:
perde gibi duruyor. tçinde insan siluetleri. — Ne bileyim ağabey. Sekiz a> önce bir
Yekmal'deki kampın önünde bir üsteğ- kez geldim, bir daha donmedim. Gelirken
men çeviriyor yolumuzu. Geceleri bu yol- de nasıl geldigimi biimivorum zaten.
dan geçmek yasak. Üsteğmen "Gitmeyin" Cızre'nin yol ustu dukkânları kapalı. Ha-
diyor. "Hiçbirşeyolmasa, farlara bakıp sizi bur kapısı açıkken cıvıl cıvıl olan kent, terk
bizim araclardan biri sanırlar. Taranmanı- edilmiş bir sevgili gibi tüm ışıklannı sön-
zı istemiyorum." dürmuş. Sokaklarda yine mavi bandrollu
Isranmız uzerine, bizi istemeyerek bıra- Marlboro satıyor çocuklar. Ancak bu kez
kıyor. Gözlerimiz daha bir tetikte. Gece ka- fıyatı, Tekel'dekinden bile pahalı. Çok az
lacağımız Andac'a yaklaşıyoruz. Habur Ça- alışveriş oluyor. Belli kı yapacak başka iş-
yı'nın şınltısı duyuluyor bir tek. Bir de ara- leri olmadığmdan eski ahşkanlarmı surdu-
cımızm motoru. Birden susuyor. Benzini ruyorlar.
bitmiş. Andaç taburundan askerler geliyor Agit Olmez kızgın. Geceyarısı, habersiz
yardımımıza. Benzinin bitmemesi gerekir- gelen konuklan yeterince ağırlayamayaca-
ma çabasında:
— Merak etme. Biz ağır konnk değüiz.
Hem telefonun var mı ki haber vereyim?
"Var işte" diye, perdeyi kaldınp gri bir
telefon çıkartıyor camın önünden; "Tam
iiç sene olmuştur bağlanalı. Ama bir defa
bile 'alo' demedik".
Bölge gerçeğinin işte bir yüzü de bu.
Köylerin, beldelerin, hatta ilçelerin yolu, te-
lefonu, elektriği, yalruzca kâğıt Ozerinde
vardır. Telefon surekli kesiktir. Elektriği
"havada bulut göründii mü" gelmez olur.
Bir yağmur yağdı mı, yollar geçit vermez
aylarca.
Agit, Andaç köyünün eski muhtan. On
altı yıl sürdurmüş bu görevi. "Hiçbir so-
runu çözemeyince istifa ettim" diyor.
nuklar içinde bir de milletvekili olunca, söz
dönüp dolaşıp politikaya geliyor. Andaç'-
taki sosyal demokrat oylann tümü son se-
çimlerde ANAP'a gitmiş. "Her şey
ANAP'la geldi köyümiize" diyorlar. An-
cak neyin geldiği pek belli değil. Köyün so-
runlan anlatmakla bitmiyor.
Andaçlıların 1985 yılına kadar geçim
kaynağı hayvancıhk. Köyde on bine yakın
kovun varmış. Hayvanlanyla birlikte her
yaz yaylaya çıkıyorlar. Andaç'm yaz sıca-
ğı, hayvancılık için elverişli değil. Yaylada
"örgüt" militanları var. Gönüllu de olsa,
zorla da olsa bu örgüte "lojistik destek"
demek. Andaçlılann yaylaya çıkması ya-
saklanıyor. Bu koşullarda hayvancılık ola-
naksız. Tüm hayvanlannı elden çıkartıyor
köyluler. Geriye birkaç yüz koyun kalıyor.
Bu arada örgüt üyelerinin baskılan ve
baskınlan iyice yoğunlaşmış. Andaç'tan,
çevre köylerden gençler kaçırıhyor. Hatta
bir köylünun kızı da var kaçırılanlar ara-
sında. Adam büyuk oğlunu götürüyor;
"Kızımı bırakın da bunu alın" diye. An-
cak kabul edümiyor. Köylülerin anlattığı-
na göre aradan yıllar geçmesıne karşın ka-
çırılanlardan hâlâ haber yok. Bazı zengin
köylülerin çocuklan da fıdye için kaçırıh-
yor. Kırk-elli milyonu veren kurtanyor ço-
cuğunu.
Bir yandan yayla yasağı geçimlerini da-
raltmış köylülerin. Elde hiç hayvanlan kal-
mamış. En kârlı iş, Irak'a hayvan kaçır-
mak. Ama artık yapamıyorlar. Diğer yan-
dan örgütle aralannda bir tür "kan davası"
başlamış. Ustune ustluk bir de devletin "ri-
ca"sı var; "korucu olun" diye. Pes etmiş-
ler sonunda. "Tamam" demişler, "koru-
cu olacağız". Bu kez de devlet biraz ağır-
dan almış. "Belki olabilirsiniz. Hde bir di-
lekçe verin de bakalım".
Şu anda Andaç'ta yüze yakın korucu
var. Köyun tüm geçimi de korucu maaşın-
dan. Bir bölumü de korucu olmayı kendi-
ne yediremediğinden, geçinmesi olanaksız-
laştığından, can guvenliğinin ortadan kalk-
tığına inandığından, batıya göçmüş.
Andaç'ta ortaokula giden yok. Köyün
mezralanna yaptırılan okul binalannda da
evsiz aileler yaşıyor. Bütün çabalanna kar-
şın bir ortaokul yaptıramamışlar köye. Jan-
darmalar köydeki karakol binasım Andaç-
hlar'a bırakmışlar; okul yapmalan için. Bir
gece örgüt militanları köyü basmış. Okul
yapılacak eski karakol binasım yakmak
için. Tam karşılannda yeni kurulmuş tabur
var. Askerler militanlara ateş edecek, ama
arkalannda koca bir köy var. Komutan ateş
ettirmemiş. Militanlar yakmışlar binayı.
Sonra da gitmişler. Köyluler, anlatırken gü-
luyor: '"Eğer bir ateş etselerdi, köyün ya-
nsı ölürdii".
Köyde sağhk ocağı için bina var. Ancak
bugüne kadar doktor ve ebe yuzu görme-
miş. Tıpkı "alo" bile denememiş telefon gi-
bi. Yollan kışın geçit vermiyor. İçme ve su-
lama suyu sorunları var. Her yeni ilçeye
bağlanışlannda, "sorunlanmız belki bu se-
fer çözülür" diye umutlanmışlar. Ancak
sonuç hiç değişmemiş. Eski muhtar Agit,
"Bu gördüğüm üçüncu ilçe" diyor, "On-
celeri Hakkâri'nin Beytüşşebap ilçesine
bağlı>dık. Sonra bizi aldılar Çukurca'ya
bağladılar. Şırnak il olup Uludere bu ile
bağlanınca, biz de şimdi Uludereli olduk".
Cumhur Keskin sorunlannı dinledikten
sonra köylülere soruyor:
— Bu kadar sorununuz var da nasıl di-
yorsunuz 'Her şey ANAP'la geldi
köyumüze" diye?
Bu sorunun yamtı pek yok.
Yemeklerimiz, buyük bir tepsi içinde ge-
liyor. Bal, tereyağı, peynir, sahanda yumur-
ta, tahin, bir de yufka ekmeği. "Bir kuzu
kesemedikleri" için çok üzülüyorlar. Son-
ra kahveler geliyor.
Buralarda bir köy evinde konuk olmak,
yaşanun değışik alanlarını aym metrekare-
ler içinde gerçekleştirmek anlamına geliyor.
Odanın dört bir yanındaki minderlerde otu-
rup çaylar içüiyor önce. Çay bardaklan kal-
kınca, yere bir naylon seriliyor. Sıra yemeğe
geldi demektir bu. Naylon toplandı mı,
kahveler geliyor. Yatmak içinse, üzerinde
oturduğunuz minderler odaya serikrek uze-
rine çarşaf ve yorgan atıhyor. Sabah olun-
ca yeniden minder oluyor yataklar. Bu kez
de kahvaltı için naylon örtüler seriliyor
yere.
Yaru: Irak t«praklanada
Oğlumuz
BÜLENT
BALIA'yı
aramızdan aynlışının 3. yüııîda her
gün artan sevgi ve özlemle
anıyoruz.
BABASI AHMET BALIA
29.4.1988
VEFAT
Ziraat Bankası emekli müdürlerinden Erzincanlı merhum
Mustafa Asım Altınok ve merhume Şefıka Altınok'un
kızlan; Ferit, Fuat, Dr. Aysima Altınok'un ablaları;
Leman ve Saffet'in görümceleri; Inci, Suat, Neş'e, Sevgi,
Onur Altınok ve Nur-Onur Alver'in halaları
NAİMEALTINOK
28.4.1991 sabahı vefat etmiştir. 30.4.1991 salı gunü Levent
Camii'nde kıhnacak ikindi namazından sonra
Zincirlikuyu'daki aile mezarhğına defnedilecektir.
AİLESt
ölüm adın kalleş olsun!
lyi insan, dost arkadaş
MJRİ
AYDOĞAN'ı
kaybetmenin derin acısı içindeyiz.
Seni unutmayacağız.
FERİKÖY VE KURTULUŞTAN
ARKADAŞLAKI ADEVA
HALİS MEŞE, ŞAHAP TURGUT 1961-1991
BAŞSAĞUĞI
Özpınar ailesinin değerli varlığı
ŞEMSETTIN
ÖZPEVAR'ı
kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz.
Kederli ailesine başsağlığı dileriz.
MALKOÇOĞLU AİLESt
ŞA TILIK
FABRİKAAŞ YERİBİNASI
*KONFEKSİYON
(Konfeksiyonda gelişen bölge)
*HİPER MARKET
(Metro karşısı anayol cepheli)
*ELEKTRONİK
(Fabrika ve depo binası için yeterli)
1
* OTOMOTIV(Servis ve satış yeri için ideal)
Havaalanı ıle yeni otoban bağlantı uzennde 5500 m
2
arsa, 3000 mi
2
taban alanlı, 6000 m
2
kaba ınşaatı bitmiş toplam 12500 m2
(4 Kat) kapalı alan musaadelı
Tel: 5677010-11 (NLJR Hanım)
Yeni repertuarları ile
M O D E R N
C E
C O M P A N Y
SEZONUN
SON
TEMSİLİ
29 Nisan
21.00
İST Devlet Tıyatrosu
TAKSİM SAHNESİ
Biletier Takslm Sahnesi,
Vakkorama Takstm ve
vakkorama Suadiye'de
Satılmaktadır
Kımliğımı kaybcuim.
Hukumsuzdur.
ZAFER
KARADUMANGİL
•a •• ••
ODULLU
İSİM YARIŞMASI
lstanbul Veterıner Hekımlefi Odası taratından yayınlanması karar-
laştırılan Oda Yayın Organı ıçın ısım yarışması düzenlenmıştır
llgı duyanların sapıadıkları ısmı 10 Mayıs Cuma saat 17 00'a Kadar
Oda merkezınetelelonia,yazışmayla veya bızzat gelerek bıldırmelen
rıca otunur
İstanbul Veteriner
Adres Raşıt Rıza Sk. Yıldırım işhanı Hekimleri Odası
Kat 5 Meadıyeköy Tel: 167 56 17
Yönetim Kurulu
Nol: Ikıno ve uçûncü olan ısme de mansıyon veriiecektır.
İLAN
KOVANCILAR
KADASTRO
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1990/64
Davacı Maliye Hazinesi
tarafından davahlar Muhar-
rem oğlu Mustafa Muhar-
rem oğlu Ahmet vs. aleyhi-
ne ikame edilen kadastro tes-
pitine itiraz davasının yapı-
lan duruşması sırasında ve-
rilen ara kararı gereğince:
Davalılardan Muharrem
oğlu Mustafa, Ahmet, Suley-
man, Hamza'nın adresleri
meçhul olduğundan dava di-
lekçesi tebliğ edilmemiş ol-
makla Hazine tarafından
Kovancılar ilçesi, A.Kanath
köyunde bulunan 182 nolu
parselin kadastro tespitine
itiraz edilmiş ve buna dair
dava mahkememizin
1990/64 esas nolu-davası ile
devam etmektedir. Işbu ila-
nın yayımı tarihinden itiba-
ren davahlar Muharrem oğ-
lu Mustafa vs'ye 15 gün son-
ra tebliğ edilmiş sayılacağı
davalının duruşma günü
olan 3.7.1991 günü saat
09.00'da Kovancılar Kadast-
ro Mahkemesi'nde bu dava-
da kendilerınin hazır bulun-
malan veya kendilerini bir
vekille temsil ettirmeleri ak-
si takdirde yokluklanna baş-
vurulmaksızın duruşmaya
devam olunacağı ve karar ve-
rileceği dava dilekçesı yerine
kaim olmak üzere ilanen teb-
liğ olunur.
Basın: 46774
BÜLENT DÎKMENER
HABER ÖDÜUÜ
#12.YILTÖRENİ#
Konuşmacı: UĞUR MUMCU
"Körfez Savaşı ve Basın"
Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek
Konferans Salonu.
29 Nisan 1991 Pazartesi Saat: 17.00
SURUCU
KURSU
"Yenı smcjv sıstemtne göro"
Devreler:
HaftaSonu: 27 Nisan
Hatta İçi: 29Nisafi
KADIKÖY
(Sööütlûçeşme Camii yanı)
349 18 24-349 18 25
336 02 06-336 02 79
GÖKŞEN
SÖRÜCÖ
KURSU
ÖDEMEDE
KOLAYÜK
Millet Cad. 20 Aksaray
525 30 00
KAPI
YAPININ
KARTVIZİTİDİR.
ÖNÜNE; TAŞ, DEMİR,
KÜLLÜK, PASPAS VS.
KOYMADAN,
AÇIKDURABİLMELİDİR!
KAPI TESPİT CİHAZI
Seçkin
Hırdavatçılarda
BİLKENT ÜNİVERSİTESİ
İNGİÜZCE ÖĞRETİMİ YÜKSEK
LİSANS PROGRAMI
Bilkent Üniversitesi Ingilizce Öğretimi Yüksek
Lisans Programı başvuruları açılmıştır.
Öğretim kadrosu Fulbright tarafından sağ-
lanan ve U.S.I.S. tarafından da desteklenen
programa (Ingilizce öğretimi Yüksek Lisans
Programına) katılmak isteyen adayların 3 Ma-
yıs 1991 tarihine kadar başvurularını yapmala-
rı gerekmektedir. Türkiye üniversitelerinde o-
kutman ve araştırma görevlisi olanlardan eği-
tim ücreti alınmayacaktır.
Program Süresi 3 sömestredir.
Başvuru : Dr. James C. Stalker
Telefon : 266 40 40 /1561 veya
128 31 35 / Bayan Nevin İnal (USIS)
FOTOĞRAF SEMİNERLERİ
SEKİZ HARA SÜRELİ • ÇEKİMLER
UYGULAMA
4MAYISCUMARTESİ CRUBU 15.30-17.30
7 MAYIS SAU GRUBU19.00-21.00
TR 152 44 61-143 14 01 (1400den Sonra)
KUMBAfiACI YOKUŞU. KUMBABACI KAN 115/2-3
TÜNEL ( A B C K i t a b e v i y a n s o k a ğ ı )