22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 EKONOMİ 29NİSAN1991 BORSA NOTLARI Grevdeki THY, borsada yüksek uçtu ABDURRAHMAN YILDIRIM Inisanda greve giren Türk Hava Yollan'nın borsada işlem gören hisse senetleri yarı yarıya değerlendi. Hisse senetlerinin artmasıyla birlik- te THY'nin toplam piyasa de- ğeri 690 milyar liradan 1 tril- yon 260 milyar liraya yüksel- di. 150 milyar liralık bedelli sermaye arttırımı hesap dışı tutulduğunda THY'nin borsa değeri grev sırasında 420 mil- yar lira arttı. Bir ayı bile doldurmayan kt- sa bir zamanda, üstelik ser- maye arttırımından hemen sonra THY senetlerindeki bu tırmanış, çoğu borsacıyı şa- şırttı. çoğuna anlamsız geldi. Ama aralarında yabancı yatı- nmcıların da olduğu sanılan küçük bir yatırımcı grubu, ni- san ayı boyunca kararlı bir şe- kilde THY hisseleri topladılar. Son yıllarda çok küçük kâr- lar sağlayan ve 1990 yılı için 220 milyar liralık rekor bir za- rar açıklayan, grevin başladı- ğı gün sermaye arttırımını gerçekleştiren bu şirketin his- se senedi borsadaki düşüşe rağmen yükseldi. Genelde şirketler rüçhan haklarını kul- landırmaya başladıklannda hisse senetleri düşerKen THY, sermaye arttırımıyla bir- likte borsada değer kazanan tek hisse oldu. Peki THY senetleri, zarara, greve ve rüçhan hakkı kullan- dırması gibi genelde hıssele- re değer kaybettiren faktorle- re rağmen, borsada fiyatlar düserken yüzde 50 primi na- sıt yaptı? Bunun sırn THY'nin bilan- çosunda ve grevle biriikte ge- lişen olaylarda yatıyor. THY'nin 220.5 milyar lira za- raria kapattığı 1991 yılı bilan- çosunda toplam özkaynakla- n 1 trilyon 324 milyar lira gö- züküyor. Kısa vadeli borçları 6333 milyar, buna karşılık dö- nen varlıkları 496.5 milyar li- ra, yani dönen varlıkları kısa vadeli borçlarını karşılamaya yetmiyor. Cari oran 0.78 düze- yinde ve 1in altında. Orta ve uzun vadeli borçları 1 trilyon 53 milyar lira. Bu kalemler hisse senetlerine yönelmek için cazip değil. Ama bilanço- nun variıklar kalemindeki sa- bit değerlerin yüksekliği çok cazip. 1.1 trilyon liralık birik- miş amortismanlar düşüldük- ten sonra THY'nin net sabit varlığı 2 trilyon 479 milyar li- ra. THY'de grevle biriikte bu sabit varlıkların, yani uçakla- rın kiraya verilmesi gündeme getiyor. Şirket kendi içinde kâr edemiyor, ama uçaklar kiraya verildiğinde kâr edecek. Üs- telik THY'nin yerli veya ya- bancılara satılması da söz ko- nusu. Bunlara ek olarak Cumhurbaşkanı, THY'nin ka- patılabıleceğini de açıkhyor. Şirketin satılması, kapatılması veya tasfiye edilmesi duru- munda değerleme yapılacak temel rasyo "özkaynaklar" olacak. Borsa fiyatı ise öz kaynaklarının yaklaşık yarısı düzeyinde. Şirket satışlarında değerle- me, genelde özkaynakların üstünde bir değerden yapılır. Şirketin değerini etkıleyecek en olumsuz faktörier olan tas- fiye ve kapatılma durumların- da dahi, şirketin değeri öz- kaynaklardan daha aşağı düşmez. Tasfiyede her hisse- dar payına düşen defter de- ğerini, yani özkaynak mikta- rını alır. İşte THY hisselerine talep gösterenler de bu nok- tadan hareket ettiler. Şirketin zarar etmesinden ve temettü dağıtamayacak olmasından dolayı, anormal bir şekilde defter değerinin yarısına ka- dar düşen hisse senetlerini toplamaya başladılar. THY'nin borsa değerini 690 milyar liradan 1 trilyon 260 milyar liraya çıkardılar ve THY'nin 1 trilyon 323 milyar liralık özkaynak miktarına yaklaştırdılar. Yabancıların da aralarında bulunduğu bu grup, grevde- ki bir şirketin hisse senedin- den bir ay gibi kısa bir za- manda yüzde 50 kâr sağla- mış oldular. Borsa budur işte. Suri'un 'spekülatörlü' satışı Kasımpaşa'da kurulu kü- çük bir şirket şaşırtıcı bir bir gelişmeyle son günlerde yatırımcıları uğraştırıyor: Sun Elektronik. 1.2 milyar sermayeli şirket önce 4 martta halka açılma denemesi yaşadı. 1800 lira esas alınarak oluşacak fiyat- tan hisseler satışa çıktı ve ilk gün 4500 liraya kadar yükse- lince satışa ara verildi. Satı- şa aracılık eden banka değiştirildi ve hisseler 27 martta yeniden borsaya sü- rtildü. Bu kez biçilen değer 6500 liraydı. 4 nisanda yöne- tim kurulu, 1.2 milyar lira olan ödenmiş sermayeyi 2 milyar 160 milyon lirası bedelli, 2 milyar 160 milyon lirası Yeni- den Değerleme Fonu'ndan bedelsiz olmak üzere 5 milyar 520 milyon liraya çıkarma ka- ran aldı. Hisse senetlerinin fi- yatı 16.750 liraya kadar çıktı. İlk borsa fiyatına göre yüzde 157.6 prim sağlandı. Burada kamuoyunun gözünden kaçan, hisselerin yüzde 15'inin değil, daha yüksek bir oranının hatta yüz- de 40'ının satışının düşünül- mesiydi. Kamuoyuna yapılan açıklamada yüzde 15 ifadesi kullanılırken aracı bankayla yapıian sözleşmede böyle bir oran yoktu. Birinci halka arz- da gazetelere verilen i)ana da bakıldığında Sun Elektronik 1 in yüzde 40'ının satışa konul- duğu dikkati çekiyordu. ikinci kez halka açılma denemesin- de bu oran özellikle dikkatler- den kaçırılmışiı. Spekülasyona çok uygun bir zemin hazırlayan 180 bin adet hisse senedinin varlığı "oyuncuları" çekmiş ve his- seye "sermaye arttırımı" da açıklanarak ıyi bir talep yara- tılmıştı. İlk hafta 217 bin, ikin- ci hafta 136 bin 500 ve üçüncü hafta 479 bin 100 adet hisse senedi işlem gör- müştü. Geçen haflanın işlem miktarı ise 91 bin 955 idi. Bu yoğun satışlar fıyatta gevşe- me yarattı ve hisselerin değe- ri 16.750 liralardan 12 bin liraya indi. Hisseler yüzde yü- ze yakın değerlenmış, spekü- latör kazanmıştı. ama bu satıştan asıl kazançlı çıkan şirket olmuş, yüzde 15'le spe- külatörlen kâğıda çekmiş ve spekülatörleri kullanarak ya- ratılan talep ortamında yüzde 40'a doğru yol almıştı. "Paranızı kaçırın" Geçen yılın haziran ayında kurulan ve mart ortasına kadar borsada en fazla işlem hacmini gerçekleştiren Deha Menkul Değerler'in Genel Müdüru Asuman Olgun, bi- rinciliklerini kaybediş nedeni- ni "müşteriyi, parasını koru- mak amacıyla borsa dışına yöneltmekle" açıkladı. Borsanın 1988 yılındaki durgunluk dönemini tekrarta- masından korktuğunu belir- ten Olgun, "Bunalımlı müş- teri tipiyle karşılaşmak iste- miyorum. Parasını kaybet- miş, bunalımlı müşteriyle uğraşma yerine, parasını korumuş ve borsanın yeni bir çıkışında yine beraber çalışacağımız müşteriyi ter- cih ederim" dedi. Doların ve faizin çıkışının borsayı baskı altına aldığına işaret eden Asuman Olgun şunları söyledi: "Bana 'ne yapalım' diye soran müsterilerime repoya gidin, paranızi kaçırın diyo- rum. Bugün repoya giden müşterim parasını korur. Bankalar çeşitli yollarla yüzde 100 faiz veriyorlar. Ben onlara borsada yüzde 100 gelir sağlayamam ki bu dönemde. Borsanın yüzde yüz kazandırması için bu- günlerde 4 bin olan endek- sin 8 bine çıkması gerekir. Bunu da pek mümkün gör- rnüyorum. Ve müsterilerime borsanın canlanacağı za- mana kadar parasını koru- masını ve çıkışa geçeceği zaman yeniden gelmesini tavsiye ediyorum." Salonda, 'ağırbaşlı' 1 Mayıs Türk-lş, 1 Mayıs'ı Ankara ve 9 bölge temsilciliğinde salon toplantıları biçiminde kutlayacak. Türk-îş Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Başoğlu, "Bu olgun hava bizi, gelecek yıl büyük bir ihtimalle alana götürür" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- ıı) — Türk-lş, 1 Mayıs'ı An- kara ve 9 bölge temsilciliğinde salon toplantılan biçiminde kut- layacak. Türk-lş tarafından ha- nrlanan bildiri de 1 Mayıs gü- nü Öğle yemeği sırasında işçile- K okunacak. Türk-lş Genel Eği- tim Sekreteri Mustafa Başoğlu, "Bu olgun hava bizi gelecek se- ne büyük bir ihtimalle alana götürür" dedi. Türk-lş Yönetim Kurulu, al- dığı karar gereğince konfederas- yonun Ankara genel merkezi dı- şında, aynca Erzurum, Diyarba- kır, Sıvas, Adana, Samsun, Es- kişehir, tstanbul, Izmir ve Bur- sa bölge temsilciliklerinde de sa- lon toplantıları ile 1 Mayıs kut- lanacak. Ankara'daki toplantı- da Türk-tş Genel Başkanı Şev- ket Yılmaz bir konuşma yapa- cak, ardından bir yönetim kuru- lu üyesi 1 Mayıs için hazırlanmış bildiriyi okuyacak. Bölge temsil- ciliklerinde de hemen hemen ay- nı program yürürlüğe konacak. Türk-lş tarafından hazırlanan bildiri, 1 Mayıs günü öğle tatil- leri sırasında işyerlerinde sendi- kacılar tarafından işçilere oku- nacak. Türk-İş yetkilileri, I Ma- yıs bildirgesinde 1 Mayıs'm dün- ya işçilerinin dayanışma günü olduğunun vurgulandığını, Tür- kiye'de birçok olumsuzluğun ya- şandığına değinilerek özellikle son dönemlerde yapılan çıkışlar- la işçilerin köşeye sıkıştırılmak istendiğinin dile getirileceğini bildirdiler. 1 Mayıs bildirgesin- de, işçilerin butün zorluklan bir- iikte mücadele ile aşacaklan da kaydedilecek. Türk-İş Genel Eğitim Sekre- teri Mustafa Başoğlu, geçmiş yıllarda Türk-lş'in önce bir bil- diri ile 1 Mayıs'ı kutladığını, 1990 yılında da Ankara'da top- lantı düzenlediğini anımsatarak şunları söyledi: "Bu yıl bir adım daha ileriye attık. Şimdi Ankara dışında 9 bölge temsilciBğine yayılarak ka- palı salon kutlama turunii geniş- letmiş oluyoruz. 1 Mayıs'ın dün- ya işçilerinin dayanışma günü olduğunu, kademe kademe, top- luma ters düşmejecek surette bir noktaya doğru götürüyoruz. Bu olgun hava tahmin ediyorum ki bizi gelecek yıl büyük bir ihti- malle alana götürür. Alana çık- maktan korktuğumuzdan değil de topluma 1 Mayıs'ı sevdirmek oluyor bizim yapmaya çalıştığı- mız." Doların kaderi konuşuluyor Washington'da dün başlayan Yediler Grubu toplantısında, gelişmiş sanayi ülkeleri, ABD Dolan'mn yükselişi, faiz oranlan ve durgunluk dalgası tartışılıyor. Ekonomi Servisi— Dolann yakın do- nemdeki geleceğinin konuşulduğu yedi büyük ülkenin oluşturduğu Yediler Gru- bu (G-7) toplantısı dün VVashington'da başladı. Bu seferki buluşma, ABD, Ja- ponya, Almanya, Fransa, Ingiltere, ttal- ya ve Kanada'nın uzun süredir devam et- tirdikleri ve para politikalarını global olarak saptadıklan geleneksel toplantı- ların en önemlilerinden biri. Washington'da IMF-Dünya Bankası bahar dönemi yarı yıl toplantısıyla ça- kışan G-7 zirvesi, dünya ekonomisinin kritik anlar yasadığı bir tarihe denk düş- tü. Yılbaşında 1.50 markken, dört ay içinde 1.75 marka kadar yükselen dola- nn durumu, buna bağlı olarak genel fa- iz oranları dünya bankacılık sistemindeki kredi daralması, sanayileşmiş ülkelerin yasadığı resesyon dalgası toplantının ana konularmı oluşturuyor. ABD Başkanı George Bush, toplantı başlamadan önce, alışılmadık bir tarz- da, VVashington'da toplanan gelişmiş ül- kelerin ekonomi kurmaylanna özel bir resepsiyon verdi. Başkanın, konuklarına bunca ilgi göstermesinin nedeni, diğer ülkeleri faiz oranlannı aşağıya çekmek için ikna etmeye çalışması. Geçen yılın son üç aylık döneminden (ekim-aralık 1990) beri gerileme içinde bulunan ABD ekonomisi, bu yılın ilk üç ayında da aynı eğilimi, üstelik daha güç- lü bir biçimde yaşadı. Açıklanan ocak- mart istatistiklerine göre ABD ekonomi- sindeki gerileme yüzde 2.8'e vardı. Ekim- arahk 1990'da ise GSMM'deki daralma yüzde 1.6 olarak gerçekleşmişti. 1992 yılınûa seçime katılacak olan ABD Başkanı Bush, doğal olarak o za- mana kadar ekonomiyi canlandırmak ve işsizliği azaltmak istiyor. Beyaz Saray yö- netimi bunun için tek çare olarak genel faiz oranlannı düşürmeyi, böylece piya- sadaki para sıkıntısını hafifletmeyi amaçlıyor. Bu önlemin "yan etkisi" ise enflasyonu arttırmak olacak. Bu nedenle ABD Merkez Bankası, şimdilik Bush yö- netiminin önerdiği bu önlemi gerçekleş- tirmeye yanaşmıyor. Öte yandan Bush, aynı önlemi bütün gelişmiş sanayi ülkelerine de kabul ettir- meye çalışıyor. Ancak Almanya ve Ja- ponya buna şiddetle karşı çıkıyor. Özel- likle Almanya, faiz oranlannı değil dü- şürmek, aksine yükseltmeyi bile düşünü- yor. Birleşmenin yüksek maliyeti enflas- yon korkusu, markın tepetaklak düşu- şü, Almanya'ya başka seçenek bı- rakmıyor. Japonya da ABD'nin faizleri düşürme önerisini hoş karşılamıyor. Japonya Ma- liye Bakanı Ryutaro Hashimoto, "Geçen hafta Londra'da ABD Hazine Bakanı Brady ile göruştüğümüzde ona da söy- ledim: Japonya da ABD gibi enflasyon- dan çok, resesyondan korkuyor. Ancak bu, enflasyonu hiç hesaba katmıyonız anlamına gelmez" dedi. Geriye, ABD'nin önerisini destekleyen yalnızca iki ülke kalıyor. İtalya ve Fran- sa. Ancak Almanya ve Japonya'nın ka- tılmayacağı herhangi bir önlem önerisi- nin hiçbir işe yaramayacağı da biliniyor. Üstelik, 1MF Direktörü Michel Camdes- sus de önceki gün yaptığı bir açıklama- da G-7'ye, ABD'yi hayal kınklığına uğ- ratacak bir mesaj verdi ve "Faiz oranla- ruu suni bir biçimde çok aşağıya çekme- yin, enflasyon kontrolden çıkar" dedi. Bu durumda G-7 toplantısından na- sıl bir sonuç çıkacağı bilinmiyor. J I LazerToneriHPLaserJet II, IID, 111,111D Canon LPBII8, Apple II NTX HP LaserJet IIP,Canon LPBII4 Yukorıdo adı geçen MİKROSETTel: 175-7278 Faks: 172-4005 THY'de şimdilik greve devam tş-Sendika Servisi — THY ve HAVAŞ'ta çalışan 10 bin 500 iş- çinin 1 nisanda başlatıkları gre- vin sona erdirilmesi amacıyla ta- raflar arasında 5 gündür sürdü- rülen görüşmeler önceki gün ye- niden kesildi. özellikle idari mahkemelerdeki uyuşmazlığın çözümü yönünde olumlu geliş- melerin sağlandığı görüşmeler- de ücret zamlanna ilişkin anlaş- mazlık giderilemeyince ipler koptu. Hava-tş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Nabi Delice. son görüşmede THY işvereninin grev öncesinde getirdiği tekliften çok az farklı yeni teklif verdiği- ni belirterek şunları söyledi: "Teknisyenler dışında kalan bütün gruplann iş tazminatlan- na briit 50 bin lira eklediler. Tek- nisyenlerin iş tazminatını briit 100 bin lira, lisanslıların ise 75 biner lira arttırmayı önerdiler. Bu teklifi kabul edemeyiz. " Önceki akşam gorüşmelerin kesilmesinin ardından Hava-lş Yönetim Kurulu dün bir toplan- tı yaparak durumu değerlendir- di. Bu toplantıda işverenin yeni teklifinin reddedilmesi ve bunun THY yöneticilerine iletilmesi ka- rarlaştırıldı. Hava-İş yöneticile- rinin bugun Ankara, İzmir, Adana ve Antalya'ya giderek üyelerle yapacakları toplantıda son gelişmeleri değerlendirecek- leri bildirildi. R E K L A M D U N Y A S I Düğün sırası KristaTde Reklamcılar Derneği'nin gelenek- sel olarak düzenlediği Kristal Elma Yarışması'nın üçüncusü 4 mayıs cumar- tesi akşamı İstanbul Swiss Otel'de yapı- lıyor. Dernek Başkanı Ersin Salman'm yaptığı yanlı açıklamaya göre 1990 Kris- tal Elma Reklam Yanşması'na 1 Ocak 1990-31 Ocak 1991 tarihleri arasında mecraya çıkan reklamlar katıüyor. Yarış- maya katılmamn en önemli şartlanndan biri "eserlerin Türkiye'de faaliyet göste- ren reklam ajanslarınca yaratılmış 'özgün' yapıtlar" olması. Bu koşul ge- çen yıllarda reklamcılık çevrelerinde bazı tartışmalara yol açmış, ödül kazanan ki- mi yapıtlann yabancı reklamlara 'biraz fazla benzediği' ileri sürülmüştü. Bu yılki yanşmanm özelliklerinden biri de açık- hava (Billboard) ve radyo reklamcılık ya- pıtlarının da yanşmaya katılabilmesi; Salman, Kristal Elma 90'a toplam 421 yapıtın katıldığını açıklarken dökümü şöyle belirtti: TV dalında 176, basın da- lında 220, radyo dalında 7, açıkhava da- lında 18. Yanşmaya katılan ajans sayısı ise 43. Jüri ödül kurulu başkanlığını üst- lenen Ersin Salman'ın yani sıra seçici ku- rulda Ünver Oral, Emre Senan, Atilla Aksoy, Ümit Denizer, Salih Ecer, Bülent Güray, Pınar Kılıc, Süleyman Nebioğlu, Izmir Tolga ve Güven Turan görev alı- yor; kurul 2 ve 3 mayıs günleri toplana- rak 16 kategorideki ödülleri belirleyecek. Vıces de Qn pretcrtt f* cur+t to C ) pocr om4»of9f to ton oc*an <Jm proMc vaıçukm aurtotph*»'* tf1urw ntonMrv •ton- 9oıaM « M ih» . ve bekleailaMk Türkiye-Irak sınırında meydana gelen olaylar Türkiye"nin adının son zamanlarda Batılı mecralarda sık sık geçmesine neden oldu. Türk resmi yetki- lilerinin de yakındığı üzere Türkiye'nin adı ge- nellikle olumsuz çağrışımlarla anıldı. İşte 24 Nisan 1991 tarihli Fransız "Le Canard Enchaine" (Zincirli Ördek) adh mizah dergi- sinde çıkan bir yazı: "19 nisan tarihli VSD der- gisinden arakladığımız ve karşı gelemeyeceği- miz bir davei: Beklemeden Türkiye... Göğe yükselen cami ve kiliseleriyle Türkiye sizi bek- İiyor. Biz de bunun Kürtçe çevirisini bekliyo- ruz." Reklamm iffetsizliği bölümünde yayımla- nan bu reklamın hemen yanıbaşında Fransız- lann ulusal simgelerinden BASK beresinin tn- giliz mizah dergisi "Private Eye"da (Dedek- tif) yer alan bir ilanı var: Sadece 9.95 sterlin diyen ilan, aynca bir açıklama getiriyor: Fran- sız soğan satıcılannın giydiği şapkalardan... J BMW vg fltar yhşwl». n Manajans'Thompson'ın yaratıa ekibi, bu aralar BMW'nin Türkiye'de de satışa çıkan- lacak olan yeni bir modeli için reklamveren- liğini Borusan'ın üstlendiği yeni bir kampan- ya hazırlıyor. Ajanstaki ikinci faaliyetin adı ise Clear. Unilever'in hem kepek dökücü saç kremi hem de şampuan niteliğindeki Clean- nı hazırlıyor Mancılar; bu arada Procter and Gamblecılann da benzeri bir ürün konusun- da hazırlıklarını sürdürdükleri öğrenildi. Y o n m \ r ar Sabah grubu ile Ercan Arıklı'- nın biriikte oluşturdukları 1 Numara Yayın- cılık adh kuruluş tarafından çıkanlan kadın dergisi Pratika'mn lansman ve reklam-tanıtım kampanyasını Yorum Ajans üstlendi. 1 Nu- mara Yayıncılık, bu aralar son hızla haftalık capcanh bir magazin-aktüalite dergisi de ha- zırlıyor; yaz başında piyasaya çıkanlacak bu yeni derginin reklam ajansı konusunda kimi- leri yorum yok diyorlar, kimileri de yorum var... İki yeni kitap Paris'te kitap- çı vitrinlerine çıkan iki yeni ki- taptan birincisi, "Le Monde" gazetesinin iletişim uzmanlann- dan Alain Woodrow'un "Infor- mation Manipulation" (Haber Tahrifat) başüklı çalışması. Fe- ün Yayınlan'nda çıkan bu kitap, Körfez savaşı dahil olmak üze- re radyo, televizyon ve yazılı ba- sında haberle propaganda, bil- giyle yanlış kamuoyu yaratma çabaları arasındaki farkları so- mut örnekleriyle sergiliyor. Wo- odrow'un vardığı sonuç basit: Basın ve gazeteciler mesleğin en birinci ilkelerine sadık kalmak zorundadırlar. İkinci kitap Fransa'nın efsa- nevi gazetecisi Le Monde"un ku- rucusu Hubert Beuve-Mery hakkında; geçen yıl ölen bu ga- zeteci anıları yazmamıştı, ama hakkında yayımlanmış sayısız kitap var. Bu kez oğlu Pierre- Henry Beuve-Mery, babasının radyo muhabirleriyle yaptığı uzun söyleşileri ve çeşitli yayın organîannda yayımlanan ve ya- yımlanmayan söyleşilerini bir araya getirmiş; "Paroles et ecrits" (Sözler ve Yazdar) başhk- lı kitapta Le Monde'un kurulu- şu, General de Gaulle'le kapış- malar ve gazetenin hayatı, kuru- cusunun ağzından yani ilk elden sergikniyor; yayımlayan Grasset Yaymevi. T E K N O L O J I V I T R I N I 2000yüınındomatesleri2000 yılının domatesi, California'daki (ABD) Calgene laboratuvarlannda üre- tildi. Tanm ürünleri biyoteknolojisinin önde gelen firmalarından biri olan Cal- gene kırmızı, sert, lezzetli bir domates üretti. Bu domates ilk bakışta sıradan bir domatesten farklı gözükmüyor. An- cak, öteki domateslerden on gun daha dayanıklı. Araştınnacılar, pektinaz olu- şumunu durdurmayı başardılar. Pekti- naz, domatesin yaşlıhğı döneminde bu- ruşmasına ve çürümesine yol açan bir enzim. Normal bir domatesin ömrü 10-15 gün arasında değişirken, 2000 yı- lının domatesi 22-25 gün dayanacak. Biyoteknolojik domates, dayanma sü- resinin uzunluğu dolayısıyla kınnrayken toplanabilecek ve kimyasal, yapay süreç- lere gerek kalmayacak. Üstelik bu do- mates, bazı hastalıklara daha dirençli. Maliyeti ise sıradan domatesle rekabet edebilir gözüküyor. Ancak gelişme, tartışmaları da bera- berinde getiriyor. Biyoteknoloji, bir süre sonra dayanıklılık süresini birkaç aya çı- karacak. Böylece, yeni bir sorunla kar- şılaşılacak. Sebze, taze ürün özelliğini koruyacak mı? Üretimi genetik yönden kabul edilebilecek mi? Çünkü biyotek- noloji yalnızca domatesle sınırlı kalma- yacak. Elma, patlıcan, kabak, kavun, tüm sebze ve meyveler bu gelişmeden paylarını alacak. PC avcumuzun içinde Hewlett-Packard'ın bu ay içinde piyasaya sür- düğu avuç içi bilgisayarı, bir çek defteri boyutla- rında ve yalnızca 350 gram ağırlığında. Fakat HP 95LX, IBM uyumlu kişisel bir bilgisayarın tüm özelliklerine sahip bulunuyor. Hewlett-Packard, bu avuç içi bilgisayanrun bel- leğine en popüler programlardan biri olan Lotus 1-2-3'ü kaydetmiş. Aynca yine bilgisayarın belle- ğine telefon rehberi ve bir not defıeri de yerleşti- rilmiş. Öteki programlarla çalışmak için HP 95LX'e bellek kartlarının takılması gerekiyor. Bil- gisayarın içindeki bir birim, hucresel sayfa sistemli bilgisaylardan metin mesajlarının alınmasını sağlıyor. Hewlett-Packard firması, çeşitli amaçlarla ma- saüstü PC kullananlara ceplerinde yanlarından hiç ayırmayacakları ikinci b r bilgisayar sunmak amacıyla HP 95LX'i geliştinni>. Altın kumsallar bilgisayarda Seyahat acentelerinin müşterilerini ikna etmek için ofisteki bilgisayann ekranın- da masmavi gökyüzü ve al- tın kumsallan gostermekten daha hızlı bir yöntemleri pek olamaz. Fakat seyahat acen- telerinin (aynı zamanda em- lakçılann, vb) sorunu, fo- toğrafı bilgisayara aktar- maktır. Japon firması Canon, vi- deo kameralann çektiği gö- rüntülerin PC ekranlarına aktarılmasını sağlayan bir sistem geliştirdi. Kullanıcı, bir Ion-PC kiti taşıyan bir video kamerayla çekim ya- pıyor ve görüntüler bir dis- kete kaydediliyor. Sonra ka- mera, bir arabirim aracılı- ğıyla PC'ye bağlanıyor ve her resim ekranda izİenebi- liyor, böylece en iyi resim se- çilebiliyor. lon-PC digitiser (sayısallaştırıa) kullarularak seçilen resim sayısallaştınlı- yor \e kaydediliyor. Her re- sim, 400 binin üzerinde pik- sel (nokta) içeriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle