Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAJVfl 27NİSAN1991
Bağdafla...
(Baftarafı 1. Sayfada)
le oynanması gerektiğini gösteriyordu. Bu
denli değişken bir ortamda yumurtaları tek
sepete doldurarak yol almaya kalkışmanın
ne kadar riskli olduğunu vurguluyordu.
Talabani ile Saddam arasında varılan ve
Kuzey Irak'ta Kürtlere özerklik tanıyan anlaş-
manın akla getirdiği başka sorular da var
kuşkusuz.
Acaba haftaJardır yaşanmakta olan irvsan-
lık dramı artık noktalanacak ve Kürtler gü-
veniik içinde evlerine dönebilecekler mi?
Bu soruya henüz olumlu ya da olumsuz
bir yanrt verilemiyor.
Boyte bir anlaşmanın geleceğine ilişkin
spekülasyonlar yapmak şimdilik yersızdir. Zi-
ra en güçsüz dönemini yaşamakta olan Sad-
dam, iktidannı koruyabilmek için Kürtlere bu-
gün her türlp sözü verebilir, uygulamayı da
başJatabilir. İleride ne olacağını kestirmek ise
bir bakıma falcılıkla eşanlam taşır.
Türkiye açısından önemli olan nedir?
Denilebilir ki:
Her şeyden önce Iraklı Kürtlerin bir an ön-
ce yerierine yurtlarına geri dönmeleri; en
başta can ve mal güvenliği olmak üzere tüm
insan haklarına sahip olarak yaşamlarını ye-
niden inşa etmeleri... Irak'ın toprak bütün-
lüğünü koruması, iç banş ve istikran gerçek-
leştirebilmesi...
Ülkemiz için önem taşıyan bir başka nok-
ta, Kuzey Irak'taki kamplann bir an önce Bir-
leşmiş Milletjer'in yönetimine geçmesi, ya-
ni Amerikan-İngiliz-Fransız üçlüsünün yöre-
den uzaklaşmasıdır.
Aynca, Türkiye bu coğrafyadan ayrılıp yer
yuvarlağının bir başka yerine gidemeyece-
gine göre, Irak'la ilişkilerin giderek normal-
leştirilmesi de kaçınılmaz bir gereksinme ola-
caktır.
Bu konuda Bağdat'tan gelmekte oian sin-
yaller itginçtir. Şimdilik bunlar ihtiyatla değer-
lendirilebilir. Ancak normalleşme için Irak'a
dönûk kapının aralanmasında yarar vardır.
BAŞKENT AHMETTAN
(Baştarafı 1. Sayfada)
1980 yılından bu yana Ozal,
ekonominin tek sorumlusu ol-
duğunu açıklamış bir devlet
adamı. Cumhurbaşkanı olduk-
tan sonra da her vesileyle eko-
nominin diimeninde olduğunu
gösteriyordu.
Cumhurbaşkanı seçildiği
1989 yılı kasımından bu yana
her ay ekonomi kurraaylannı
Çankaya'da toplayıp. onlara di-
rektifler veren kcndisiydi.
Yiiksek Planlama Kurulu'nun
gündemini belirleraekten,
TBMM'nin görüşeceği ekono-
mik içerikli yasa tasarılannı in-
celcmeye ve son biçimini verme-
ye, petrole, şekere yapılacak
zamların oranlarını ayarlamak-
tan, atanacak ekonomi biirok-
ratlarının adlarını şahsen seçme-
ye dek ekonomimizde de ondan
habersiz kuş uçmuyordu.
GOZLEM
UĞUKMUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
mahkeme, ince ruhlu, sanatçı, müziksever bir başkana ka-
vuşacaktır.
Cansel'in çok yönlülüğû, bu ince ruhu, siyasal düşünce-
lerine de yansımıştır.
Cansel, kendi vicdanında bütün siyasal düşüncelere sı-
rayta eşit hak tanımıştır. Bu da yüce mahkeme başkanlığı
için yeterli bir güvence sayılmalıdır.
Prof. Dr. Cansel, 1971 yılına kadarki yaşamını ilerici ve sol-
cu olarak gecirmiş; bu tarihten sonra sağcı düşünce ve
inançlara da yer vererek bu konuda anayasal eşitliği ve ge-
rekli çeşitliliğı sağlamıştır.
Ankara Hukuk Fakültesi'nin 1970-71 dönemi öğrencileri
ile öğretim üyeleri ve yardımcıları, Cansel'deki bu diyalek-
tik sıçrama ile dramatik gelişmeyi çok yakından izlemişlerdir.
Cansel'in devrimci düşüncelerini yakından tanıyanlar ara-
sında o tarihteki Dev-Genç Merkez Yürütme Kurulu üyeleri
de bulunmaktadır.
1971 başında, Dev-Genç Merkez Yürütme Kurulu üyele-
rinden hukuk fakültesi öğrencisi, Cansel ile Atatürk Bulva-
rı'ndaki bir avukatlık bürosunda buluşmuş ve yapılacak de-
kanlık seçimi konusunda anlaşmışlardı.
Cansel, Dev-Genç yöneticisine, "Beni destekleyin, seçi-
Hrsem fakûlte konferans salonunu siziene açacağım" sözü ver-
miş; devrimci öğrenciler de dekanlık seçimi yapılırken "Dev-
rimci dekan istiyoruz" diyerek öğretim üyelerinin bulundu-
ğu kat koridorlarında Cansel lehine gösteri yapmışlardı.
Devrimci öğretim üyesi Cansel, 12 Mart öncesi bütün yü-
rüyüşlerde cüppesi sırtında devrimci öğrencilerin önünde
yûrürdü.
Hukuk fakültesi öğretim üyeleri ve yardımcılan, Prof. Can-
sel'in Mustafa Kuseyri adındaki bir öğrencinin öldürülmesi
üzerine yaptığı konuşmayı da bildikleri için bu devrimci öğ-
retim üyesine çok güvenmışlerdi.
Cansel, profesörler kurulunda arkadaşlannı eylemsizlik-
le suçlarken neler demişti?
— Böbrek iltihabından ölecoğime faşist kurşunu ile
&eyim...
Ankara Hukuk Fakültesi'nin öğretim üyeleri bu Dev-Genç
destekli adaylığı uygun görmediler ve Cansel yerine Prof.
Dr. Adnan Güriz'i seçtiler.
Seçim sonucu açıklanınca, devrimci öğrenciler tepki gös-
terdiler. Dekanlık odası önünde 'yuh' sesleri yükşeldi. Mer-
divenlerde öğretim üyeleri ile tartışan bir öğrenci, belinden
çektiği tabanca ile havaya beş el ateş etti.
Erol Cansel, profesörler odası kapısında görününce de
yuhlar alkışlara dönüştü.
Devrimci öğrencilerin dekan adayı alkışlarla arabasına ka-
dar uğurlandı. Cansel, arabasına binerken öğrenciler hep
birtikte marş soylüyorlardı:
— Gün doğdu hep uyandık / siperlere dayandık I bağım-
sızlık uğruna I a/ kanlara bo/andık...
Prof. Adnan Güriz'in dekanlığı çok kısa sürdü. Güriz, de-
kanlıktan çekilince profesörler kurulu dekanlığa Cansel'i
secti.
12 Mart muhtırası da işte tam bugünlerde verildi.
Bu ince ruhlu, bu sanatçı dekan, siyasal yelpazede
"ülkûcü" düşüncenin eksikliğini taa yüreğinde duyarak bu
kez ülkücü kesimlere kol kanat gerdi, kucak açtı.
Ülkücüler de kendi cephelerine kazandıkiarı bu eski "dev-
rimci dekanı" hemen bağırlarına bastılar. Prof. Dr. Erol Can-
sel, "Ûlkücü Öğretmenler Demeği" kongre başkanlığına ge-
tirildi.
Hukuk fakültesinin eski dekanı Prof. Dr. Uğur Alacakap-
tan, Doç. Dr. Mukbil özyörük, iki asistan ve Cansel ile de-
kanlık seçimi öncesinde görüşen Dev-Genç Merkez Yürüt-
me Kurulu üyesi olmak üzere hukuk fakültesindeki devrim-
ci öğrenciler, aralannda bir "MİT görevlisi" öğrencinin de bu-
lunduğu ülkücü öğrenciler tarafından sıkıyönetim komutan-
lığına ihbar edilmişler ve gözaltına alınmışlardı.
Cansel, soldan sağa yıldırım hızıyla yaşanan bu gelişme-
teri, o günden görebilmiş, bu büyük değişimini derinden kav-
ramış aydınlarımızın başında yer almıstır. Gorbaçov'un bile
uyanması Cansel'den çok sonradır.
Yıldızı 12 Mart döneminde parlayan Prof. Cansel'in de-
ğeri, 12 Eylül yönetimince de anlaşılmış ve Cansel "YÖK-
ün yıldtzı" olmuştur. YÖK, Cansel'i önce Ankara Üniversite-
si Rektör Yardımcılığı'na, sonra da denetleme kurulu baş-
kanlığına seçmiştir. Cansel, daha sonra Anayasa Mahkemesi
ûyeliğine seçilmiştir.
Önümüzdeki günlerde Türkiye, bir anayasa bunalımı ya-
şayacaktır. Türkiye, bu bunalımdan, ancak Erol Cansel gibi
sağı ve solu tanımış; sağa ve sola kendi yaşamında eşitlik
tanımış, derin hukuk kültürüne ve zekâsına sahip bir Ana-
yasa Mahkemesi Başkanı ile çıkabilir.
Prof. Dr. Erol Cansel eğer Anayasa Mahkemesi Başkan-
lığı'na seçilirse, Türkiye, aynı zamanda bir tam bağımsız ve
yansız bir cumhurbaşkanı adayı kazanacaktır.
YÛK yıtdızı Cansel, siyaset ufkunda doğan yeni bir gü-
neştir!
T.C. GAZİOSMANPAŞA
2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
Esas No: 1990/39
Karar No: 1990/264
Hâkim: Turgut Yüksel 17874
C.Sav.: Mustafa Hayırh 16598
Kâtip: Sevgi Cingöz
Davacı: K.H.
Müdahil: Istanbul Muhakeraat Müdürlüğü
Veküi: Av. Bingül özkan
Sanık: Kâzım Gûleç, Hüseyin Ayşe oğlu 954 d.lu, Adana Tufanbey-
li Kasavuran köyünden. G.O.Paşa eski Edirne Asfalu No: 12'de
otıınır.
Vekili: Av. Osman Karadut
Suç: Vergi kaçakçıhğı
Suç tarihi: 1987 yüı
Karar tarihi: 11.5.1990
Vergi dairesi mükellefi olan saıuğın olay günü işyerinde yapılan
denetim sonucunda vergi kanunlanna göre tutulması mecburi olan
defterlere kaydı gereken hususlan vergi matrahının azalmasını intaç
edecek şekilde başka bir özel el defterine kayd etmek suretiyle atıh
suçu işledigi anlasıldığından 213 V.H.K.nun 344-358 mad. del. TCK
59.647 S.K. 4. mad. geregince 25 gün hapis, hapis paraya çevrüip
7500 lira ağır para cezası, 25 gün süre ile ticaret ve mesleki icrasın-
dan mahnınüyetine, masrafı sonradan hükümlüden tahsil edilmek
sureıiyle keyfıyetin gazete ile ilan edilmesine, kararın bir örneğinin
C.Savcüığı'na gönderilmesine, 24.800 TL ücreti vekâletin sanıktan
alınmasına karar verildi.
11.5.1990
Dev-Sol ana davası
Sinan Kııkıil ve
Bedri\kgarfa tahliye
lstanbul Haber Servisi —
Yaklaşık 10 yıldır sürmekte olan
1243 sanıkk lstanbul ana Dev-
Sol davasında, fırari saruklar Si-
nan Kukul ve"Bedri Yağan'ın tu-
tuksuz yargılanmak üzere tahli-
yelerine karar verildi. Tahliye
karan Terörle Mücadele Yasası-
nın şartlı sahvermeyle ilgili hü-
kürnleri uyannca sanıklann ce-
zaevinde kaldıklan süre dikka-
te almarak ahndı.
lstanbul 2 No'lu Askeri Mah-
keme'deki dünkü duruşmada
sanıklarca mahkemeye ortak bir
dilekçe verildi. Tutuklu sanık
Cemal Can tarafından okunan
dilekçede, Terörle Mücadele Ya-
sası'nın geçici 4. maddesinden
kendilerinin yararlandınlmadı-
ğı öne sürüldü.
Sanık avukatları da konuyla
ilgili olarak yaptıklan konuşma-
larda birçok insaru öldürmekten
ceza alanlar şartlı salıverme
kapsamında serbest bırak'.lırken
kendi müvekkillerinin cezaevin-
de kaldıklarını belirttiler. Avu-
katlar, bu durumun anayasanın
10. maddesindeki eşitlik ilkesi-
ne aykırı olduğunu da sözlerine
eklediler.
Duruşma sonunda ıstemlerle
ilgili kararını açıklayan mahke-
me heyeti, firan sanıklar Sinan
Kukul ve Bedri Yağan ile tutuk-
lu sanık Ahmet Aslanbakan'ı
tutuksuz yargılanmak üzere ser-
best bıraktı. Tahliye karannın,
sanıklara yönelik suçlamalarda
değişiklik olabileceği, tutuklu-
luk süreleri ve 3713 sayılı yasa
hükümleri uyannca alındığı
açıklandı. Mahkeme, diğer sa-
nıklann serbest bırakılmalan
yönündeki istemleri ise kabul et-
meyerek duruşmayı ileri bir ta
rihe erteledi.
Cezaevi kaçağı olmalarına
karşın tahliyelerine karar verilen
sanıklarüan Bedri Yağan, 25
Ekim 1989'da Dev-Sol örgütü li-
deri ve davanın bir numarah sa-
nığı Dursun Karataş'la birlikte
Bayrampaşa Cezaevi'nden kaç-
mıştı. Sinan Kukul da 2 Ocak
1990 günü yine aynı cezaevinden
açık goriiş sırasında yerine ak-
rabalanndan birini btrakarak fi-
rar etmişti. Bedri Yağan'ın yak-
laşık 30 yıla kadar, Sinan Ku-
kul'un da 20 yıla kadar ağır ha-
pis cezasıyla cezalandırılmalan
isteniyOrdu.
Peki, tam diiğiin öncesi ne
oldu?
Aslında olan diiğiin öncesi
değil, ABD gezisi sonrası
olmuştu.
Başkan Bush, kuruyan eko-
nomi çarklannı döndiirecek 1
milyar doları vermeyince, film
koptu. Özalın "gelecek kritik"
açıklamasmın özeti bu.
1 milyar doların seçim için is-
tendiği ve verilmediği haberini
veren Devlet Bakanı Giineş Ta-
ner ise, bir çuval inciri berbat
etmişti.
Taner'in son giinlerde ortalık-
ta fazla gözükmemesinin nede-
ni buna bağlanıyor.
Taner, "ekonomiden sorumlu
Cumhurbaşkanı yardımcısı"
statiisü ile dolaşıyordu. IMF ile,
Diinya Bankası ile Özal adına
muhatap olan o idi.
Işın Çelebi de "yardımcı" idi,
ama hep Giineş'in gölgesinde
kalıyordu.
Son olay nedeniyle Taner, ke-
nara çekilince Işm Çelebi öne
çıktı.
Cumhurbaşkanı kararname
dolaştıramayacağı için bazı gö-
revler onun üzerindeydi. Örne-
ğin, tiitiinde tekelin kaldırılma-
sı kararnamesi Özal'ın fikriydi.
Çelebi, İzmir milletvekili olarak
tiitün ekicilerinin nefretini çek-
mek pahasına bu işi üstlendi.
Arkada "destekleme alımlan-
nın kaldırılması" konusu vardı.
Buğdayda durum iç kapayıcıy-
dı. On binlerce buğday ekicisi
alım beklerken, Çelebi'nin
"Destekleme alımı yok" deme-
si, sivasi geleceğini Konya'da bile
körletmek demekti.
Ama çare yoktu, Cumhurbaş-
kanı böyle buyunıyordu.
Buyuruyordu ama, arkasın-
dan TV'ye çıkıp "Yanlış karar-
lar alınmaya devam edilirse
memlekelin geleceği kritik"
diyordu.
Merkez Bankası Başkanı da
nitekim Cumhurbaşkanı ile ay-
nı düşiincede olduğunu açıkla-
dı. Rüşdü Saracoğlu, "Ekono-
mideki olumsuzluklann nedeni-
ni hörfez krizi ile açıklamak ye-
terli değildir" dedi.
Bozukluklann "yapısal" ol-
duğunı: belirfen Saracoğlu'na
göre, ">*ar olan sorunlar daha da
ağırlaşmıştır."
Ağırlaşan sorunlara çare ne?
Bu konuda maksal bir ama,
rivayel muhtelif...
Örneğin kardeş Yusuf Özal-
ınreçetesiyle,Rüşdü Saracoğlu-
nun önerileri birbirini tutmuyor.
Türkiye'de sistem ve sorunlar
değişmediği halde, DPT'nin es-
ki müsteşarı, ekonomiden so-
rumlu eski devlet bakanı ve şu
anda TBMM Plan ve Bütçe Ko-
misyonu Başkanı Yusuf Özal-
ın "acil önlem önerileri", Mer-
kez Bankası Başkanı'mnki ile
çelişiyor.
Örneğin:
Yusuf Özal, "enflasyon müca-
delesinde kuvvetli TL yaklaşı-
mından derhal vazgeçilmesini"
isterken Saracoğlu, "sağlam ve
istikrartı bir milli para"da ısrarlı.
DPT ise, Çankaya'ya sundu-
ğu bir raporda, Merkez Banka-
sı'nın değil de kardeş Özal'ın ya-
nında görünüyor.
Merkez Bankası Başkanı, son
derece ölçiilü bir iislup içinde
tehlikeyi haber veriyor.
Bir süre önce TBMM'de alı-
şılmamış bir biçimde basın top-
lantısı düzenleyen Plan ve Büt-
çe Komisyonu Başkanı da aynı
şeyi yapıvor.
Hazine Müsteşarlığı ile Dev-
let Planlama Teşkilatı da aynı
tehlikelere dikkat çekerek acil
önlemlerin neler olması gerek-
tiğini Cumhurbaşkanı'na gön-
deriyorlar.
Burada ısrarla sorulması ge-
reken sorular şu.
Neden Basbakan'a degil de
Cumhurbaşkanı'na?
Çiinkü "seçim'' kararını vere-
cek olan Cumhurbaşkanı...
Konuştuğumuz tüm ekonomi
kurmayları, kötü ekonomik gi-
dişatın arkasında "siyasal
belirsizliğin" yattığında birleşi-
yorlar.
Bu betirsizliği ise ortadan kal-
dıracak tek çözüm "seçim."
Belki de Özal'ın ikide bir se-
çim olabilir demesi, gizli gizli bu
gerçegi kabul etmesinden. Ama
önüne konulan raporlar ve öne-
riler, ekonominin seçime daya-
nacak bir mecali olmadığı
yönünde.
Efe gerdeğe girdi. Yann da
Semra Hanım koltuğa otunırsa
sıra Yeni Zelanda döniişü eko-
nominin düzeltilmesine gekcek.
Ekonomi hamile tiedik.
Ama sonuçtan basta Özal'ın
kendisi ve bazı bakanlar olmak
üzere kimse fazla umutlu değil.
Çünkü, jinekoloji,
"dışgebelik" otayının samldığın-
dan çok daha yaygın olduğunu
söylüyor...
EVET/HAYIR o™AKBAL
(Boştorafı 2. Sayfada)
bayı gösteriyorum. Ama kimi zaman dostları kıramıyor insan...
Bir arkadaşıma sormuştum: "Sen her konuda kalkıp ko-
nuşuyorsun, güzel sözler söylüyorsun, herkes ilgiyle dinliyor.
Bense ne diyeceğimi bilemiyorum. Şunu söylesem hasıröl-
sa herkes bilir, bunu söylesem sıradan bir şey olur diyerek
duraklıyorum. Sen nasıl başarıyorsun rahatça konuşmayı?
Şu yanıtı vermişti arkadaşım: "Ben kürsüde konuşurken be-
ni dinleyenleri hiçbir şey bilmeyen insanlar sayarım, bu yüz-
den rahat konuşurum. Hem seni dinleyenlerin o konulan bil-
diklerini sanma, pek çok şeyi senden öğreneceklerdir."
Bu söz ne denli doğrudur, bilemem. Ama ben karşımda-
kileri öyle görmem. Tam tersi, diyeceklerimi nasıl olsa baş-
kaları bilirler. İşi söyleşiye, karşılıklı görüş alısverişine dök-
mek en iyisidir, derim. Yazarken de öyle, konuşurken de...
Elbet okurlarm ya da dinleyicilerin her konuşmadan, konuş-
macıdan öğrenecekieri bir şeyler vardır. Ama bir adam çık-
mış karşınıza, 'benden öğrenin bilmediklerinizi ya da biliyo-
rum sandıklarınızı' diye ahkâm kesmeye başlamış, dayana-
mam. İlk fırsatta salon dışına kaçarım.
Evet, bugün Edremit'te, Akçay Tatil Köyü'nde
'Demokrasimiz' üstüne konuşacağız. Değerli konuşmacılar
bakalım 'Demokrasimiz' için neler diyecekler, merak ediyo-
rum. Konu yalnızca 'demokrasi' yada 'demokrasi nedir?' ol-
saydı söylenecek sözler az çok belliydi. Ama konu demok-
rasi değil, bizim 'demokrasimiz.' En azından 50 yıldır Türki-
ye'de demokrasi sözü ediliyor.
Bu deyimi de sonunda kendimize benzettik. Daha 1950'de
demokrat sözcüğünü demirkırat yaptık. Şaha kalkmış bir at
resmiyle özdeşleştirdik demokrasiyi! Nedense bazı politika-
cılar hayvan resimleriyle simgeleşmeyi pek seveıier. AP'nin,
bugün de DYP'nin simgesi, şaha kalkmış ya da tırıs tırıs gi-
den at değil mi? Feyzioğlu'nun Güven Partisi de koyunu seç-
memiş miydi? Bir başka parti de horozu... Atatürk'e bozkur-
tu simge olarak seçmesini önermişler. 'Bırakın hayvanları,
insanı seçın' demiş...
Evet 'Demokrasimiz' üstüne konuşacağız. Ben önceden
bir hazırlık yapmadım. O kadar çok şey var ki Türk demok-
rasjsi^lsonusunda söylenecek. Dedim ya 50 yıldır demokrasi
lafı ediyoruz, ara sira ucundan yakalar gibi oluyoruz, bir de
bakıyoruz ki o demokrasi deyip duranlar ışbaşına gelir gel-
mez demokrasiyi bir içi boş klişe haline getirmişler. Haydi
yeni baştan demokrasiyi aramaya çıkılıyor; yazılar, kitaplar,
söylevler! Yeni partiler kuruluyor demokrasiyi getirmek için!
Dahası da var, sivil yönetimler demokrasiyi rafa kaldınnca bu
kez askerler çıkıyor ortaya, demokrasiyi kurmak için yöneti-
me el koyuyorlar!
"Ne efsunkâr imişsin ey demokrasi"; seni boyuna arıyor,
tam bulduğumuzu santrken elimizden kaçırıyor, sonra yeni-
den aramaya başltyoruz! Evet, ülkemizde her şey demokra-
si için yapılıyor! Tutuklamalar, sorgulamalar, hapisler, işken-
celer; her şey demokrasiyi korumak, savunmak için... Bu-
nun tadını biraz ben de tattım. Sağmalcılar'da geçirdiğim ge-
celer boyunca düşünmüşümdür: 'Yahu benim suçum demok-
ratik bir anayasa istediğimi yazmak mı?' Oysa beni ya da be-
nim gibi gerçek bir demokrasiyi kurmak için çaba harcayan-
lar, yine demokrasiyi savunduğunu söyleyenlerce hapislere
tıkılmış, acılardan geçmişlerdi. Bugün de yine demokrasi uğ-
runa en koyu dikta yöntemleri kullanılıyor, demokrasiye hiç
de uygun olmayan işler yapılıyor ama dillerde hep bu söz:
Demokrasi!
Siz bu yazıyı okurken ben 'Demokrasimiz' panelinde ola-
cağım. Ne desem acaba? Gerçek bir demokrasiden yana kr>
nuşsam bilmem suç mu olur? Demokrasinin önündeki en
büyük engelin, şu anda yüzde 15'lik oy azlığına dayanan
ANAP yönetimi ve Bay Özal olduğunu söylesem yöre sav-
cısı işleme mi kalkışır! Baksanıza, yeni yasayla Cumhurbaş-
kanını eleştirmeyi hakaret saydıklan için terör suçu işlemiş
mi olurum yoksa?
GAYRİ MENKULÜN AÇIKARTTIRMA
Dosya No: 1990/214
Saülmasına karar verilen gayri menkulün cinsi, kıymeti, adedi, ev-
safı: Tapuda Karasu Adatepc Köyû, köyiçi mevkii, pafta: 12, par-
sel: 359, sahife: 356'da kayıtlı 1893 m
1
bahçeli kârgir ev ve ahşap
kahvehane ve dükkândır. Taşınmaz üzerinde hâlihaarda üç adet bi-
na bulunup 4.20 x 8.00 ebadında yığma biriket alü iş yeri üstü ko-
nut, ancak konut kullanümamakta degen 4.800.000.- lira. Altı biriket
yığma, üstü ahşap ahır ve samanlığın yarıst bizi ügilendiren parselde
olup yansının değeri 1.000.000.- lira, aynı şekilde iki ayn parsel üze-
rinde olan besi tavuğu kümesinin bizi Ügilendiren bölümünün değeri
25.000.000.- liradır. Taşınmaan m^'si 15.000.- liradan tamamı
28.395.000.- TL'dir. Bina ve arsanm değeri toplam 59.195.000.- ü-
radır. Taşınmaz Hasan Alkaş adına kayıtlıdır.
Saüş şartlmn:
1- Saüş: 28/5/1991 günü saat 10.30'dan 10.45'e kadar Karasu lc-
ra Müdürlüğü'nde açıkartürma suretiyle yapılacakür. Bu arttırma-
da tahmin edilen kıymetin % 75'ini ve rüçhanh alacaklılar varsa
alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olu-
nur. Böyle bir bedelle ahcı çıkmazsa en çok arttvrarun taahhüdü ba-
ki kalmak şartıyla 7/6/1991 günü 10.30-10.45 arası ikinci arttırmaya
çıkanlacaktu". Bu artürraada da bu miktar elde edilememişse gayri
menkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak uzere arttırma ila-
nında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir.
Şu kadar ki arturma bedeünin mabn tahmin edilen kıymetinin °7o 40'ını
bulması ve satış isteyenin alacağının rüçhanı olan alacaklann topla-
mından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştır-
ma masraflaruu geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle ahcı çıkmazsa
tLANI KARASU İCRA DAİRESİ'NDEN
satış talebi düşecektir.
2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20'si
nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankamn temi-
nat mektubunu vermeleri lazımdır. Saüş peşin para iledir, alıcı iste-
diğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi,
ihale pulu, tapu harç ve masraflan, KDV ahcıya aittir. Birikmiş ver-
giler satış bedelinden ödenir.
3- tpotek sahibi alacakhlarla diğer ilgililerin (') bu gayri menkul
üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı
dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazım-
dır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştna-
dan hariç bırakılacaklardır.
4- thaleye katüıp daba sohra ihale bedelini yaürmamak suretiyle
ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri be-
del ile son ihale bedeli arasmdaki farktan ve diğer zararlardan ve ay-
nca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı
ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızm dairemizce tahsil
olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden ahnacakur.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için da-
irede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıaya bir örneği
gönderilebilir.
6- Satısa iştirak edenlerin şartnameyi gönnüş ve münderecatını ka-
bul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 90/214 sa-
yılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur.
8.4.1991
(Ic. If. K. 126)
(*) tlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.
RİZE/PAZAR ASLİYE CEZA
HÂKİMLİĞl'NDEN
Esas No: 1988/58
Karar No: 1989/53
Sanık: 1. Abdülvahap Yürilk, Cemil oğlu, 1953 doğumlu, Fadile'-
den olma, Bingöl Genç ilçesi, Uzun sokak, 5 numarada oturur,
1918 sayılı Kaçakçılık Yasası, 1177 sayılı Tütün Kanunu ile Oyun
Kâğıtlan fhtihası Kanunu'na muhalefet suçundan sanık Abdülvahap
Yürük hakkında mahkememizce yapılan yargüama sonunda 16.5.1989
gün ve yukanda esas karar numarası yazılı hüküm ile sanık Abdül-
vahap Yürük'ün suçu sabit bulunduğundan 1177 SK, 96, 1918 SK,
3217 SK, dğ, 25/2, TCK 49, 647 SK 4. maddeleri geregince 121.150
lira ağır para cezasıyla cezalandınlmasma dair verilen gıyabi hüküm
bunca aramalara karşın adresi tespit edilemediği ve tebligat yapıla-
madığı anlaşıldıgından 7201 sayılı Tebligat Kanunu "nun ilgili mad-
deleri geregince gazetede ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla işbu
hükmün gazetede neşir tarihinden itibaren 15 gün içinde kanuni bir
müracaat bulunmadığı takdirde kesinleşeceği ve ilan masraflarının
sanıktan tahsil olunacağı ilanen teblift olunur.
SURUCU
KURSU
"Yeni stnav sistemino Qöre'
Devreler:
Hafta Sonu: 27 N'ısan
Hatla içi: 29 Nisan
KADIKÖY
(SöğûtKJçeşme Camıı yanı)
349 18 24-349 18 25
336 02 06-336 02 79
Kimliğimi kaybettim.
Hükümsüzdür.
ZAFER
KARADUMANLIGÎL
KALBINİZ
SİZİN İÇİN
ÇALIŞIYOR,
YA SİZ ?..
Muayene, Teşhis
Tedavi, Laboratuvar,
Röntgen
Tel: 1751244/45
148 58 66
Çocuk Krtaplığı
6-31 Itoyıs
Giriş
Toplantı Safcmu
9 Mayw ^
Topla,iiı Salonu
10-31 Mayn
Sergi SaJonu
14MaywS<lı
Toptantı Salonu
Çocuk Kitaplığı
Toplantı Salonu
1« Itoyis Ptrştmbt
Toplantı Salonu
1» Hayn CuMriMİ
Toplantı Salonu
20 M*yw Pmurto»!
Toplanlı Salonu
21 Mayı* Sak
Toplantı Salonu
22M*y«ÇaTt*ıııbt
Toplantı Salonu
23 Ikyıı P«r|MtM
Toplantı Salonu
24 Mtyn Cuma
Top(antı Salonu
25 U«r>ı CumartMİ
Toplantı Salonu
ISTANBUL BUYUKSEHIR BELEDIYESI
KULTUR ISLERI DAİRE BASKANLIGI
MAYIS 1991 KULTUR ETKINLIKLERI
ATATÜRK KİTAPLIĞI
Çocuklarta Basbaşa - Adnan Ûzyalcner Saat 14.00
Atatürk Kitaplığı Koleksnonundan "Istanbul'da Mestreler"
Kartpostal. üiograf v« Gravûr Sanjisi
Sanat Tanhınde 19. Yüzyıl Konteranslan VII Or Sema Önor
saat 16.00 "19 Yûzyılm İkinci Yansında Osmanlı Sarayında
Resim Etkinlaği"
Edebiyatta K»nt-Sulhi Dotek Saat 16.00 Yfin: Envsr Ercan.
Marmara Unıversıte» GSF Resim Bölümû "Bir Grup
Sergisi" Açılış Saat 18 00 Aynuı Arıbaş. Katce Buzkı,
Yılmaz Erhandi. Zafar ErKan. Sevü Saygı, Motıh Ünlûol. RİÎ2
Zöngör
- Okuma günû-Fusun Ertıulak Saat: 16.00 Yön: AHIa
Birkiye
Çocuklarta Başeaşa-Car GoknH Saat: 14.00
Ooora Oobra - Eras Batur Saat 16 00 Yön: Faruk Şûyun
Konferans-Prot. Dr. Jale Pana Saat 16.00 "ÖKntünGn 50
Yılında Virginia WooH"
"'Sempozyum - Eski Esar Kaçakçılığının Önlenmesinde
PoNtika N« Olmahör? ' Saat 11 00 Yon: Klazih Başgeton -
Nur Nirven
Konferans - Nabey Önder Saat: 16 00 "Tûrkiya'de
Oyuncağın Tarihi vs Eyüp Oyuncaklan"
•Okuma Günû - Pinar Kûr Saal 16.00 Yon. Ataa Biriuye.
Konlerans-Prol Or Haluk Yavuzer Saat 16.00 "Oyun ve
Oyuncağın Çocuğun Eğitim ve Gelifimlne Olan Erkui"
Panel - "Dünden Bugüne Yunus" Saat: 16 00 Katılanlar:
Konur Ertop, Adnan OzyaJçıner, Sennur Sezer Erdoğan
Alkan, Ataol Behramofllu Yön: Enver Ercan
Yûzyûıe - Be?ır Ayvazojjlu Saat 16.00 Yön: Faruk Sûyun
'Okuma Gûnû-Buket Uzuner Saat 16 00 Yön: Atiila Birkiye
Çocuklarta Basbasa - Sevim Ak Saat 14.00
"Panel • "Gûnümûz Tûrkiyesrnde Aydın Kasimin Mûziğe
Bakış Açısı" Saat: 14 00 KaManlar. Tank Bgğra. Hılmı
Yavuz. Onat Kutiar. Murat Setge Yön: Gönül Pacacı
28 MaynSah
Toplantı Salonu
29lkqmÇ>r«mM
Çocuk Kıtaplıgı
*Bu etkinlilder Çumhuriyet Kitap Kulûbü ışbıriığı ile düzenlenmtçtk
"Bu etkinlik İBK Tûrk Musıkısı Mezun ve Mensuplan Dom*Jı ıs^iriiği ••
dûzenlenmistir.
•"Bu etkınli* Arkeoloji ve Sanat Yayınlan isbırliği ile dûzenl«nmi»tir
Tüm etkinlikter ûcretsizdir
Adres: Mete Cad No 45 TAKSİM Tel: 149 09 45 • 149 56 83
KADIN ESERLERI KUTUPHANESI
VE BİLGİ MERKEZİ
4-30 Mayıt
11 M*yı* C U M T M I
II M>yı> CuMrM
2S Itayıt OnmrtMl
"Kadın Ressamlaraan Bir Kesıt" Resım Sergisi Acılıs Saat
18 00 Mevbahar Aksoy. Nevın Çokay. Gûl Darman, ŞOkrty»
Oikmen. Ser-ye Fenmen, Ruzın Garçin, Oiiek isıkset,
Gûlsûn Karamustata. Atev Ermia Mavitan, Çanan Somay.
Hale Sontaş, Gulseren Sûdor, Bema Tûremen. Demet
Yersel.
Okuma Gûnleri Deisi VII Saat 15.00 Nazlı Eray - "Yokten
Gecen ÛyKüler". Türk Sanat Müziği Konseri Saat 18.00
"Lale Topluluğu" Kemence: Fatoş Ünrter. Kanun: Şetivar
Beşiroğlu. Ud: Esra Sarı, Kudûm: Berna Sar. Solist:
Asuman Asiım
Kunjluşlsr Ksri-' Tanftycr Dizisi IV Saat 15.00 "SHP
•<ad;i Sorjniar-£ Nss • Saicyof1
"
Konferartslar Dizisi Vtil Saat 16.00 Yaprak Znnıoğlu • 4-8
Mart 199ı'de Nûrenberg'deki, Dünya Kadın Bans
Kongresinden Izlentmler".
Konferartslar Dizisi IX Saat 15 00 Ayşe Buğra - ' IKttsat ve
İMİsatçılar Kadını Unutuyor mu?"
Tüm etkinlHder ûcfBtsizdir
Adres: Abdûlezelpasa Cad Buigar Kilisssı Yanı FENEH Tel: 523 74 06
7-31 I
4 May* Cumartni
11 Htya Cumsnaei
11 Itayıs CumrtMi
25 Mavu Cumsrtstl
KARIKATUR VE MIZAH
MUZESİ
Kent ve Çocuk Karikatûr Yansması Sergisi Acılıs Saat:
18 00
Vıdeo Göstertsi Saal 15.00 "AKma Hücum" • Chartt , .
ChapHn '. •• •""»"-'
Vıdeo Gostensı Saat 15.00 "Yumurcak" - Cnariie Chaplin
Vıdeo Gosaerisi Saat 1500 General" - Buster Keaton
Vıdeo Gösterisi Saat: 15.00 "Asri Zamanlar" • Chartie
Chaplin
Tüm etkinlikler ûcretsizdir.
Adres: Kırıkçeşme Mah Kovacılar Cad. No: 2 FATIH Tel 521 12 64
İSUNBUL BUYUKSEHIR BEIEOIYESI SEHIR MUZESİ
1-24 Mayış
20 Utym Puarteei
Atatûrk Krtaphgı
Atatürk KitaplıCı
"Çocuk Dünyasından" Geçmışte Eyûp Oyuncakian Sergisi.
Konferans - Nabey Önder Saat: 16.00 "Türkiye'de
Oyuncaflın Tarihi ve Eyüp Oyuncaklan".
Konferane - Prof Dr. Hakık Yavuzer Saat: 16.00 "Oyun ve
Oyuncağın ÇocuQun Egitim ve Gelisimine Olan Etkisi".
Tüm «kinUkler ûcretsizdir.
Adres: Barbaros Bul Yıldız Sarayı BEŞIKTAŞ Tel: 158 53 44
T.C. KONYA EREĞLİSt SULH CEZA
MAHKEMESİ
HÜKÜM ÖZETt
Esas No: 1989/868
Karar No: 1990/510
C.M.U. No: 1989/1142
Hâkim: Hamza Aydın 23128
Kâtip: Ali Sanıyar 109
Davacı: K.H.
Sanık: Fatma Tav. Ali ve Emine kıa 1935 COu, Ereğli Alpaslan Mah.
Nüf. kayıtlı olup aynı Mah. 4. Sk. No:2'de oturur, evli, 6 çocuklu,
okuryazar, sabıkasız, T.C. Islarn, esnaf
Suç: Gıda Maddeleri TüzUgtt'ne muhalefet
Suç Tarihi: 19.11.1989
Karar Tarihi: 20.9.1990
Yukanda suçu ve açık kimliği yazılı sanığın cezalandınlması iste-
mi ile tnahkememize açılan işbu kamu davasının yapılan açık yargı-
laması sonucunda verilen hüküm geregince dOzenlenen hüküm öze-
tidir.
GEREĞt DÜŞÜNÜLDÜ/ Sanığın G.M.T.nin 67/a maddesine mu-
halefet etmesi sebebiyle 1593 S.Kjıun 296. maddesi delaletiyle
T.CKInun 396. maddesi 647 sayüı kanunun 4. maddesi T.CK.nun 72.
maddesi geregince neticenin 470.000 lira ağır para cezasıyla cezalan-
dınlmasına.
İşbu cezasını beş eşit taksitte ödemesine,
Cezasının ertelenmesine yer olmadığına,
T.CK.nun 402. maddesi geregince failin cürme vasıta kıldığı mes-
lek ve sanatının ve ticaretinin üç ay süreyle tatiüne,
Hüküm özetinin Ankara, lstanbul ve tzmir'de yayımlanan ve tiıajı
yüzbinin üzerinde bulunan bir veya iki gazetede ve aynca bir mahalli
gazetede derhal ilanına.
Aynca hüküm özetinin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na gön-
derilmesine,
Suç konusu gıda maddesinın G.M.Tnın 711. maddesi geregince çifte
tabip raporuyla imhasma,
Dair kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 20.09.1990
Basın: 24441
Ehliyetimi ve sigorta kartınu
kaybettim. Hükümsüzdür.
(25-4-1991)
SELÇUK SANCAR
T.C.
GAZİOSMANPAŞA
2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
Esas No: 1990/709
Karar No: 1991/131
Hâkim: Turgut Yüksel 17874
C.Savası: H.Ali Beşpınar 22267
Kâtip: Ayla Akman 339
Müdahil: Maliye Gümrük Bakanlığı Vekili Av. Bingül özkan
Müşteki: Bülent Başkoç
Sanık: Seylan Çin, Ramis Feyman oğlu 1961 d.lu Ist. Çatalca Bala-
ban köyü cilt 7/1'de nüfusa kayıtlı ve Terkoz köyünden.
Suç: 213 S.K. muhalefet
Suç tarihi: 4.6.1990
Karar: 28.2.1991
Sanığın olay sırasında yönetimindeki otobüsle seyir halinde iken
vergj kontrolü için kendisine dur ihtannda bulunan vergi kontrol me-
murlannın işaretine riayet etmeyer:k durmadığı, böylece atıh suçu
islediği sanığın dolaylı anlatımı, şar ıt beyanlanndan anlaşılmakla 213
S.K.'nun 360/2. mad. geregince 1 ay hapis, 213 S.K. 360/ek fıkra
nazara ahnarak neticeten 6.210.000 lira ağu- para cezası ve 213 S.
K.360 mad. göre 1 ay süreyle ticaret, sanat ve meslek icrasından mah-
nımiyetine masrafı bilahare hükümlüden alınmak kaydıyla keyfıye-
tin îst. münteşir gazetede ilan edilmesine, müdahilden 100.000 lira
ücreti vekâletin alınmasına, müdahil ve sanığın yokluğunda C.Sav-
cısı huzuru ile açıkca anlatıldı.
Basın: 24393