20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25NÎSAN1991 CUMHURÎYET/17 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÛN Devtet Meteorotoji İşteri Genel Müdürlüğü'rKJen alınan bilgiye göre bütûn bökjeterimiz parçalı, yer yer çok bulutlu, Marmara, Kuzey ve İç Ege, göller bölge- si, Karadeniz, iç Anadolu üe Do- ğu Anadolu'nun kuzey ve batı- sı yağmur, yer yer sağanak ya- ğışiı geçecek. HAVA SICAKLIĞI: Onerrfı bir degtştklık olmayacak. RÜZGÂR: Gûney ve baü yönler- den hafif, ara sıra orta kuvvet- te esecek.. DenizlerrJe: Gûnba- tıs ve lodostan 2-4 yer yer 5 kuvvetnde, saatte 4-16, yer yer Mıra B 26° 14° Dıyartntar Y 15° 9°E*m B 2S° 13° ErtfKan Y 20° 8°Eramım i 2D° 7*EslO5«lıir Y 2 f «PGaâMBp 8 27°M°QMun ° 27° 13° Manısa 7°K.Man$ 3 ° M i Helsınkı j Lenıngrad 19° Mostova 21 deniz mili hızla esecek, dalga yüksektiği 05-1.5 yer yer 2 metre dolayında bulunacak. Van Gölünde hava: Parçalı ve çok bulutlu geçecek, Riızgâr; gûney ve ba- tı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. 8okı Buraa Ç m U * Çoram Dendı B 2<°1fGûn»işhan»Y B Y Y Y Y Y Y Y Y Y B 24° 12° l^art» Y 17° 9"bWtwl Y 17° 8*tOTf Y îftTKn Y 20°12°KMmo Y 19° FK%sıri Y w 9°nrtam Y 14° 9°Koyı Y 22° 9°K0Wwı Y 24° 10° M*tfya 29°14°Nı{<te 18°10°(Wu 23°12°Rı» 23°11°Simsın 2D° 7"SStt 15° 9°Sinop »•KPSms 19° S'VMıt 17° 9"lataın 23°t2°1mi 14° 7°Uşak 23° e°VM 20° 7°YHga 24°W°ZongukU( k yaflmu<iu A-apk B-Mutlu frgires* M a r t S-sis* v-y»Jmurtu Ankara J_ Tebnf /•Şam DÛNYA'DA BUGUN Amman Alna Bajdat Barcdona tatl Belgrad Bertın Bonn Boıteat Buöape* CenevTt teayır Gdde Dvba Fnridurt Gfcıa Kttto Kopertug lahoşa Y 11° A 36° A 23° A 33° B 15° B 16° B 16° 8 7° 8 10° Y 10° B 13° B 10° A 19° A 30° A 38° B 10° A 25° Y 8° A 36° Y 10° B 10° A 25° Lenngrai B 8° Landra Y 11° B 13° B 11° Mosto» MCrih Nw York OSJO Pans Ftoma So*ya Şam Tunus Varşova \fcnedik Vıyana Zûrih Y 11° Y O° 6 «° A 38° B 14° Y 14° A 33° 8 H° B «• Y 10° B 10° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Bir yol şebekesin- de ana yoldan belli bir noktadan aynla- rak başka bir nokta- da yeniden birleşen ikinci derecedekî yol. 2/ Karakter... Yel, şimşek ve gök görültüsü ile ortaya çikan sağanak >r ağış- lı hava olayı. 3/ Iki ath kızak... "O" adı- lının yönelme duru- mu. 4/ Sahip... El- ma, armut, ayva gi- bi meyvelerin yen- meyen iç bölümü. 5/ Lapina balığı- nın büyük cinsi... Molibdenin sim- gesi. 6/ Güzel koku... Kültür. 7/ Giyim, tavır ve beğenilerinde aşın bir özenti içinde olan erkek. 8/ Arap harflerinin en çok kullanılan el ya- zısı biçimi... Tavır, davranış. 9/ Os- mank donanmasında kullaıulmış yel- kenli bir gemi. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Bir düğme ya da tahtaya iplik ge- cirip esnete esnete döndürülerek oynanan bir çocuk oyunu. 2/ İslam inancına göre kıyamet günü bütün ölülerin dirilerek top- lanacağı yer... Bir nota. 3/ Nâzım Hikmeı'in soyadı... Kısa ve tıknaz. 4/ İnce softan hafif ve dar üstlük. 5/ "Alt, aşağı" anla- mında kullanılan denizcilik terimi... Kimileri uğur sayar. 6/ Ja- pon lirik dramı... Eski dilde aslan. 7/ Suyun dibinde sürükle- nerek çekilen geniş ağızlı balık ağı... SSCB'de bir kent. 8/ Kan- sızlık hastalığı... Türk resim sanatında önemli bir grubun ad ola- rak benimsediği harfin okunuşu. 9/ Güney Amerika'da yaşa- yan çok iri ve zehirsiz bir yılan. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Kuzey Irak'ta u NASYONAlnMotörû ve mang I komunl llc haü Ker iur u rtkıbctten attd r. Tediyatu te^h<ISt Her urtun t« . lime amnd^ır. TıN'llt ipn CaU - t*\h peı^tnbipuan'rrdt An «n Hjnındı 1-5 nıimarıl^rHa 1ZAK1NO ARD1TTI miKJ-t<«mf muracajt -otunnaR 25 NtSAN 1931 Irak'ran verilen haberlere göre hükûmet Musul'da muvakkaten iskân edilmiş olan Nesturî ailelerini lmadiye ve Ziber mıntıkasına sevketmektedir. Şimali Irak'ta, Musul ve Kerkük mıntakalarında bir hristiyan ekseriyeti vûcude getirmek projesi tedricen ilerlemektedir. Basra nuntıkasında ve Irak'ın sair yerlerinde perakende bir halde yaşıyan Ermeni, Asuri, Nesturi ve Süryani'Ier kâmilen Şimali Irak'a yerleştirilmektedir. Bu mıntakalarda hristiyan ekseriyeti vücude getirilmesine tebaan muhalif olan Kürt'leri bir müddet oyalamak için "Kürt, Asuri, Ermeni kardeşliği" fikri ortaya atılmıştır. Fakat Kürt'ler bu yeni iskân işlerine endişeli bir nazarla bakıyorlar, bu kardeşliğe inanraıyorlar. Hakkâri hududu civanndaki Kürt aşiretleri bilhassa Barzan aşireti şimali Irak'ta vücude getirilmekte olan hristiyan ekseriyetinden muzdariptir. Bu ekseriyeti teşkile hakiki bir mâni olan Barzan'lılarla diğer Kürt aşiretlerinin yerlerinden kaldınlarak başka mahallere ', dağıtılacakları hakkındaki fıkirler gittikçe kuvvet peyda ; etmektedir. Fakat Türkiye hududu civanndaki sarp ; mahallerde yaşıyan Kürt'leri bulundukları yerlerden • koparmak da pek müşkül bir iştir. Bu muşkülü » kolayükla halledebilmek için Barzan aşireti Türkiye \ hudutlarına taarruz ettirilmek isteniliyor. Hatta Nesturi rüesası ile bazı eşhas Barzan reisi ile mülâkat büe - yapmışlarsa da aşiret reisinin böyle bir kapana ! düşmesine pek de ihtimal verilmiyor. Ezcümle Şimdinan \ havalisine geçen sene vuku bulan tecavüzün Barzan'lılar ' tarafından yapılmadığını reis bizat söylüyor. Maamafih \ Barzan nüfuzuna tâbi baa Kürt'lerin bu harekete iştirak • ettikleri muhakkaktır. 30 YBL ONCE Cumhuriyet \ 'Olağanüstü durum' t 25 NtSAN 1961 î Fransa Başbakanı Michel Debre, İ pazar gecesi geç vakit radyo ile l Fransa halkına hitap ederek, * Fransanın her an Cezayir'deki asi * kuvvetler tarafmdan işgaline " teşebbüs edilmesinin mümkün '. olduğunu söylemiş. Paris ! hükümetinin her an memlekete ' paraşütle indirme yapılmasına - ihtimal verdiğini sözlerine ilave • etmiştir. Michel Debre ' Başbakan bu konuşmasmda ilk paraşütçülerin ; göründüğü anda harpteki gibi canavar düdüklerinin ; çalınacağını ve durumun aynı zamanda radyo ile ilan * edileceğini işaret etmiş ve halktan böyle bir durum • olunca derhal sokaklara dökülerek aldanlmış olan âsi . askerlere hakikatı anlatmaya çahşmalarını, içine ; yuvarlandıkları korkunç hatayı onlara göstermelerini , istemiştir. '- Bütün Fransa'da aynı şekilde bir iç harp havası * esmektedir. Başbakanın radyo ve televizyonda yaptığı . dramatik konuşma, bütün milleti heyecana sevketmiştir. * Dün geceyarısından itibaren "hazır ol" durumu bütün ;anavatan topraklarında tatbik edilmeğe başlanmıştır. Bu - arada özellikle avcı uçaklarına verilecek talimata l uymıyacak bütün uçaklara ateş açmaları emri verilmiştir. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuhyet ILi Peng'den sitem • 25 NlSAN 1990 ; Sovyetler BirJiği hükümetinin konuğu olarak dört günlük ' resmi bir ziyaret için Moskova'da bulunan Çin Halk [ Cumhuriyeti Başbakanı Li Peng, dün Başkan Mihaii ; Gorbaçov ile görüştü. Görüşmede Sovyet-Çin smınnda ; askeri indirim ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi konularının ele alındığı bildirildi. Çin Başbakanı bu görüşmeden önce ise Gorbaçov'un reformlarını ' dîplomatik bir dille eleştirdi. TMtTISMA 22 ]\jsan Dimya Cimtt Bilim, teknoloji ve sanayi sonrası çağına uygun yüksek kültür oluşturulamazken var olan kültürlerin yok olması ve yozlaşması; doğal dengenin ve çevrenin bozulması birlikte yaşanılmaktadır. Dünya var oldukça tüm canlılann, önce- likle insanın vazgeçiknez ihtiyacı olan do- ğal kaynaklann hoyratça ve gelijmiş tekno- lojilerin kısa dönemli yararlar için bilinç- sizce kullanımı ile tahmin edilmeyen kötü sonuçlar gözlenmekte. Şimdilik kimi bitki ve hayvan türlerinde başlayan yok ohna gi- derek diğer tür gruplarmın ve insanın yo- kolması ile sonuçlanabilir. Atıkları ve çevre etkileri hesaplanmamış termik ve nükleer santrallar kurulması plan- lanıyor. Sanayi atıklan denizlerc, göUere, ne- hirlere akıtümakta. Zehirli tanm Uaçlan ba- bkların ürediği sulara karıştı. Ormana da- yalı sanayi ve yangınlar ağaçları azaltıyor. Ülke kıyılanmu turizm bahaneli, açgözlü ve plansu; daha sonuçlan aünmanuş saldı- rılara uğradı. Deniz, kıyı, balık, orman, su, dağ, engebeh'-çeşitli yeryüzü şekillerinin yeşillik- lerle birlikte var olduğu yer denilince: lg- neada'dan Sarp'a dek kıyı şeridi ile sıradağ- lann güneyde ulaşuğı An*dolu platoların- dan oluşmuş bir bölge, Karadeniz gelmez mi akbmıza. Fizik ve çevre anlamında Is- Unbul da Karadeniz içinde yer almaktadır. Çevre bilincinin toplumda yerleşmemiş olması, hukuksal boşluklar ve yöneticilerin aldınnazhğı yuzünden ülkemize kirlilik it- hali ikame edilmektedir. Gelişmis sanayi ül- kelerinden ithal edilen kirli, öldürûcû aük- lara Karadeniz çöplük olarak kullanılmak- tadır. Her yönden doğal dengeyi bonnaya, çevreyi tehdit etmeye aday tehlikeler bölge- miz için artmaktadır. Çoğu Karadeniz'den yüda 500.000 ton balık üretilirken şimdi ki- mi balık türleri yok olmuş, kimi de çok azalmıştır. Bu tükenme akarsularda, kara- larda da başka tilrier için yayılacaktır. Ba- lık türlerindeki yok olma ve azalmada kir- liliğin yanı sıra üstün teknoloji ile yanlış av- lanmanın etkileri de vardır. Bilim, teknoloji ve sanayi sonrası ça- ğına uygun yüksek kültür oluşturulamaz- ken var olan kültürlerin yok olması ve yoz- laşması; doğal dengenin ve çevrenin bozul- ması birlikte yaşanılmaktadır. Mademki tehlike sezilmiş ve henüz Ka- radeniz kıyılanna turizm bahaneli saldırı yoğunlaşmamıştır öyle ise: Bölge, havza, de- tay ölçülerinde çok yönlü kullanımlan da içeren çevre bilimine uygun çevre planlama- lan yapılmalıdır. Doğa ile uyumlu bir endüstriyel gelişme ve sonuçlan hesaplanmış teknolojilerin kul- lanımı uygulanmalıdır. Sanayi sonrası ça- ğına uygun yüksek kültür yaratılırken var olanlar bozulup yok olmaya karşı korun- malıdır. lyimser ve yumuşak tonda anlatılan bu sorunlann çözümü için öncelikle çevre bi- linci ve kültür sevgisi gerekmektedir. Bu bi- lincin bir yandan sivil ve kitlesel kanadı oluşturulurken diğer açıdan bilimsel çalış- malar üretecek gönüllü ve özerk gruplara destek verilmelidir. Insanhk kültür mozayiginin bir parçası olan kültürümüzün tasvir edilmesi, sanayi sonrası çağı doğasının, çevresinin korunup geliştirilmesi için tüm çevrelerin bilinç, du- yarlık ve sevgisine ihtiyaç vardır DÜNYA GÜNÜNDE. 22 NlSAN DÜNYA GÜNÜ- NE katılanlan en başta çocuklan kutluyor, başanlar diliyoruz. Av. ALİ FAİK AYDIN Karadeniz Kültür ve Çevre Dernegi Genel Sekreteri / tstanbul TELEFON DEĞİŞÎKLİĞİ Konfeksiyon Sanayi ve Ticaret Anonim Şiıfcetfnin telefon ve fax nurnaralan 27 4.1991 tarihinden itibaren aşagıdaki şekilde deği- şecektir. Yeni telefon numaralanmız 503 54 09 503 54 10 503 54 11 503 54 12 Fax 503 54 14 ACI KAYBP Merhum Mehmet Ali ve merhume Hatice Nebahat kızı; meThum Avukat Sadi Rıza Dağ'ın kıymetli eşi; Attilâ Germiyanoğlu'nun sevgili annesi; Sevgül Germiyanoğlu'nun kıymetli kayınvalidesi; Ebnı ve Esra Germiyanoğlu'nun biricik babaanneleri; Türkiye Cum. ilk güzellik kraliçesi, sahne ve sinema sanatçısı, büyük insan, Sayın FERİHA TEVFtK DAĞ Hanunefendi 22 Nisan 1991 günü vefat etmiş olup merhumenin cenazesi 25.4.1991 günü Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu önündeki merasimden sonra Teşvikiye Camii'ndeki öğle namazım müteakip Içerenkoy Mezarbğı'na defnedilecektir. Tanrı rahmeteyleye. Ailesi adına oğlu ATtLLÂ GERMÎYANOĞUJ Not: Çelenk gönderilmemesi, yerine TEVe bağışta bulunulması. SEZONUN SON OYUNU 27 Nisan C.tesi 15.30 ve 18.30 da 28 Nisan Pazar 18.30 ve 21.00 de Beyoğlu KARACA Tiyatro'da 143 17 63 Hava mufia/efeffnden do'ayı Açıkhava Ttyatroiu gösferimi Koroco TİYotroya alırvru$tır. PENDİK BELEDİYESİ SUNAR 51. YILDMDA KÖY ENSTİTÜLERİ Program: Saat 13.00: Köy Enstitükri Fotoğraf Sergisinin Aphşı Saat 14.00: Açış Konuşmaa -Folklor — Köy Enstitûlerinde Sanat (Kartal Sanat işSği Tiyatrosu) — Dinleti (Alaattin Us) — Fbiklor — Köy Enstitüleri ve Türk Edebiyan (Panel) Konuşmaalar Mehmet Başaran, Vedat Günyol, Sami Karaören, Mahmut Makal Tarih: 27 Nisan 1991 Cumartesi Ybr PENDİK BELEDİYESİ ATATÛRK KÜLTÛR EVİ SAGLIK ve GUZELLIK REHBERI ÇANAJANS 1510044 FAX: 1514155 PSİKOLOJİK DANIŞMA ve TEDAVİ MERKEZİ PSİKOLOG Dr. B. inal PSİKİYATR Dr. H. Selendi Hasat Sok. No: 3/6 (Şişfl Camii karşsı) ŞİŞLİ Tel: 148 32 10-148 61 44 Tele Sekreter: 1480153 UMUTOPTiK Artüc Birden Fazla Gözlüğe gerek yok. VARİLUX CAU Her uîaklıktan net görüş sağlar ORGANİK CAM Norma* camdan % 50 hafif, Kırılmaz LENTİLU* CAM Normalcamdan % 80 daha ınce ANTIREFLE CAM Lşığa karşı gözû Koruyan TİTAL CAM Normalcamdan % 40 daha ince Çalışma slstemlmlz bllgisayarlıdır Gözlüğünüz PHOTOCENTRON öhazıyia resim çekilip, merkezlenerek yapılır. Utnut Optücte güleryüzle tanışın. No. 228-3 (Fahrettin Kerim Gökay Kö}kü Karvsı Zivefbey Yolu) GöztepeTei:366 03 91 Fca:368 03 91 Hemoroid Fissur ve Fistüller uzman doktor tarafından ameliyatsız tedavi edilir. Randevu için 131 81 73 T.C. OSMANİYE SULH CEZA MAHKEMESİ Esas No: 1988/4995 Karar No: 1991/48 C.Sav.No: 1988/1233-443 Hâkim: Tülay Kaya Apaydın 30114 Kâtip: Ramazan Sezer Davacı: K.H. Sanıklar: 1- Cafer Işler: Erdoğan ve Durdane'den olma 1959 doğ. Osmaniye Rızaiye Mahallesi ntıfusuna kayıtlı olup halen Alibeyli Ma- hallesi lstasyon Caddesi No: 71'de oturur. Kasap.evli, çocuklu okur- yazar, Türk, İslam, sabıkasız. 2- Muzaffer tşler: Erdoğan ve Durdane'den olma 1965 doğumlu Osmaniye Rızaiye Mahallesi nüfusuna kayıtlı olup halen Osmaniye Alibeyli Mahaüesi Utasyon Caddesi No: 71'de oturur. Evli, bir ço- cuklu, okur-yazar, Türk, İslam, sabıkasız ve kasap. 3- Zafer tşler. Erdoğan ve Durdane'den olma 1962 doğumlu Os- maniye Rızaiye Mahallesi nüfusuna kayıtlı olup halen Osmaniye Ali- beyli Mahallesi İstasyon Caddesi No: 71'de oturur evli, bir çocuklu, okur-yazar, TUrk, Lslam, sabıkasız ve kasap. Suç: Gıda Maddeleri Tüzuğü'ne muhalefet. Suç tarihi: 5/1/1988 Müsnet suçtan saruklann cezalandınlmaları için mahkememize açı- lan kamu davasının yapılan açık duruşmasi sonunda: Hüküm: 1- Sanıklar Zafer ve .Muzaffer'in Gıda Maddeleri Tüzü- ğüne muhalefet suçundan dolayı cezalandınlmaları için kamu dava- sı açılmış ise de: Sanıklar suçsuz olduklarını savunmuşlar, işyerinin ruh&atının sa- nık Cafer'e ait olduğunu beyan etmişler, Cafer'in işyerinin kendisi- ne ait olduğuna dair ikrarı incelenen işyeri ruhsatı ışığında sanıkların atılı suçu işlediklerine dair, mahkûmıyetlerine dair kesin ve inandırı- cı delil bulunamadığına dair bu sanıkların alıh suçtan beraatlarına. , 2- Saruk Cafer'in içerisinde sakatat miispet olan taklıt ve tağşiş edil- miş sucuk imal etmekıen Gıda Maddeleri Tüzüğü'nün 179/C- TCK.398. maddesi gereğince takdiren 3 ay hapis ve 5000 TL ağır pa- ra cezası ile cezalandınlmasına. 647 sayılı kanunun 4. maddesi gereğince hapis cezası günluğü 300 TL'dan paraya çevrilerek 27.000 TL ağır para cezası ile cezalandınl- rnasına, TCK 59 ve 647 sayılı kanunun 5. maddesinin tatbikine yer olmadığına, TCK 72. maddesi gereğince aynı tûr para cezalan içti- ma edilerek 32.000 TL. ağır para cezası ile cezalandınlmasına. Gıda Maddeleri Tüzüğü'nün 180/B. TCK. 396. maddesi gereğin- ce takdiren 3 ay hapis ve 5000 TL ağır para cezası ile cezalandırılma- sına. TCK 59. maddesinin uygulanmasma yer olmadığına, 647 sayılı kanunun 4. maddesi gereğince hapis cezası 300 TL'dan paraya çev- rilerek 27.000 TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına. TCK 72. maddesi gereğince içtima olunarak 32.000 TL. ağır para cezası ile cezalandınlmasına. Hem sağlığa az veya çok zaıar verecek derecede hem de taklit ve tağşiş edilmiş sucuk imal etmekten TCK 402. maddesi gereğince iki kez tatbiki ile sanığın cürme vasıta kıldığı meslek - sanat ve ticareti- nin 3'er aydan 6 ay süre ile tatiline, işyerinin 7'şer günden TCK 402. maddesinin iki kez tatbiki ile 14 gün süre ile kapatılmasına, karar- dan bir suretinin askı ilanı için C. BaşsavcıhğYna gönderilmesine. mas- rafı sonradan hükümlüden aluunak suretiyle tirajı 100.000'in üzerinde Ankara-İstanbul ve Izmır'de yayımlanan bir veya iki gazete ile ayrı- ca mahalli bir gazetedeilanına, aynca sanığın kişiliği, duruşmada göz- lenen suça eğilimi, ahlaki temayıilleri itibarıyla 6477 sayılı kanunun 6. maddesinin tatbikine mahal olmadığına, yargılama giderlerinin sa- nıklar Zafer ve Muzaffer ile ilgili masraflar çıktıktan sonra toplam 36.750 TL masrafm sanık Cafer'den ahnarak Hazine'ye iral kaydı- na, sanıkların gıyaplarında sanık Cafer vekilinin yüzünde yasa yol- lan açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 31.1.1991. Karar sanık vekilinin yüzüne karşı verilmiş olup müddeti içinde temyiz edilmediğinden 7/3/1991 tarihinde kesinleşmiştir. 28/3/1991. Basın: 24414 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Uşum, Döndü'ynen Döne'de...Meclis Başkanı Kaya Erdem'in eşinin, Meclis onur salo- nunda verdikleri kokte/lde, uzaktan Adalet Bakanı Oltan Sun- guriu'yu kolluyordum. Bırileriyle uzun uzun söyleştikten sonra bize doğru yöneldi. Amacım, hemer. herkesin haksızlığına inandığı, bu koşullu salıverme ile koşullu salıverme yasala- nnın düzeltilmesi için bakanlıkta bir çalışma yapılıp yapılma- dığını sormaktı. Yanımızda da Veterıner Hekimleri Birliği Başkanı Hasan Metin var. Sungurlu'ya sordum. — Nasılsınız? Beklemediğim bir takılmayla yanrtladı sorumu: — Mustafabey, terör yasasını çıkardık, ne olacak senin halin? Hiç düşünmemiştim; sahi ne olacaktı benim durumum. Ya- ni bizim gibi gazeteciierin, yazarların... Oltan Sungurlu, bu sorusuyla: — Bundan sonra ne yazacaksınız mı demek istiyordu? Yılgı yasasının bizler için çıktığını biliyordum. Ben yönelttim soruyu bu kez: — Oltan Bey, ne biçim yasa bu? Bir bölüğü çıkarken bir bölüğü içeride bırakılıyor. Sonra kalanlara açık görüş yaptı- rılmıyor. Hiçbiri açık görüşe çıkmıyor... Bakanın eşi: — Ha ha hayyy... diye bir kahkaha attı; eşini ilk kez görû- yordum. Oltan Bey: — Bakın, biz bu açık görüş için size çok söyledik, dinlete- medik. Sonunda kanun çıktı işte. —Açık görüş bizim cezaevlerimizin özelliğiydi. Bir de ya- sa, korkunç denecek biçimde adaletsiz. Anayasa Mahkeme- si'ne gidiyor SHP, Anayasa Mahkemesi iptal eder bu yasayı. Siz kendiliğinizden, yasayı düzeltmeyi düşünüyor musunuz? — Bakalım, tatbikatını bir görelim de... Uygulamasını görünceye dek, eşitsizlikler, haksızlıklar sü- recek demek... O sırada, Hasan Metm'i tanıştırdım: — Efendim, Hasan Metin, Veteriner Hekimleri Biriiği Başkanı. Oltan Sungurlu, ona sordu: — Nasılsınız? — Sizin gibiyim karşılığını verdi Hasan Metin. Haydaaa! Bakan; bir şey demedı ama "Ne demek oluyor bu" gibisin- den şöyle bir baktı: Ben, düzeltmek için araya gireyim dedim, galiba iyice ka- rıştırdım. — Yani, Hasan Metin demek istiyor ki "Siz iyiyseniz, ben de iyiyim!" Hasan Metin, yineledi: — Sizin gibiyim efendim! — Böyle söylemesinde bir şey yok dedi Oltan Sungurlu; neşeden ağzı kulaklarına varan, eşiyle birlikte uzaklaştılar. Oltan Sungurlu, durgun gibi göründü. Sonra öğrendim, gi- diyor muymuş? Kulağı delik bir kaynak söyledi: — Bakan gidiyormuş, İstanbul İl Kongresi'nden sonra İçiş- leri Bakanı olacakmış! Asıl, içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu gidiyor demek. Yetim Hüsnü'den sonra "Yakın durmayanlar" gideceklerdi anlaşılan. Kulakları delik tutmalı... Cezaevlerinde yatanlann kafasında, SHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne ne zaman gideceği. Onun da bunu uzatma- ması gerekir; bir an önce gitmeli, haksızlığı, eşitsizliği önle- meli. (Benim öğrendiğim, "bir haftaya kalmaz gider" denryor) Bakalım... Hinthorozu Erdal Bey'in Meclis'teki konuşması neydi öy- le? Son derecede beğenildi. Önce, Meclis Başkanı Kaya Er- dem'in konuşması ilginçti, güzeldi. Satır aralannda, oda verdi «yeriştirdi. Hinthorozu Erdal Bey, konuşurken ANAP'lılar, hop oturup hop kalktılar. Arada söz atanlar oldu; Onural Şeref Bozkurt, söz atmada başta mı geliyordu? Tutanaklara bir bak- malı. Kokteylde Erdal Bey'e, konuşmasından söz açtım. — Sahi beğendin mi? Pek öyle hazırlanmamıştım, dedi. Bir de hazırlansaymış, ne olacakmış? Hasan Metin: — Hinthorozu tam açıldı, dedi. Erdal Bey de beğenmiş Meclis başkanının konuşmasını. ikisinin konuşması yanında, Süleyman Bey'in konuşması, az biraz kıyıda mı kaldı ne? Hinthorozu Erdal Bey, konuşması- nın bir yerinde şöyle demişti! "Ulusal egemenlik çağdaş demokrasinin temel dayanağı- dır. Egemenlik hakkını ilahi güçlerden ya da üstün yetenek- lerinden aldığını, bunun sade vatandaşlarca tartışılamayacak bir hak olduğunu iddia eden bir kişinin, bir ailenin, bir hane- danın yönetimine karşı egemenlik hakkını ancak bir ulusun bütün bireylerinin gözle görülen, etkileri kullanılış yolları, akıl- la değerlendirilen. tartışılan ve her vatandaşın katıldığı taraf- sız, dürüst seçimlerle ortaya çıkan toplu iradesine tanıyan ve bu hakkın kullanılışını gene ulusal iradenin uzlaşma ile belirlediği anayasanın kurallarına göre seçilen ulus temsil- cileri eliyle yürüten anlayış, demokrasiyi benimseyen ve ya- şatan anlayıştır..." Hinthorozu, dokundurmaları "satır arasında" yapıyordu. Rahat, güler gibi konuşuyordu. Bu değişik biçem, ANAP'lı- larla, hükümet sıralarını yer yer deliye çeviriyor, ancak çok bir şey yapamayıp ya söz atmakla ya da surat asmakla ye- tinme durumunda kahyorlardı. Yabancı konuklar da vardı, ko- nuklar gittikten sonra acısını çıkanrlardı nasıl olsa! Hacı TÖ, bu konuşmadan sonra kokteyle gelmez sanıyor- dum; yanılmışım. Geldi; daha doğrusu gelmiş, ben görme- dim, bir tur atıp çıkmış. Gelince, havasını da yapmış, Süleyman Bey'in, anayasa değişikliğini 60 gün içinde seçim yapma koşuluna bağlama önerisine "Anayasa değişiklikle- rini kabul ederlerse seçim eylülde olabilir. Hodri meydan!" deyivermiş. Hacı TO, "Hangi Eylül" sorusuna da "Hangi Eylül olduğuna Meclis karar verir" diye eklemiş. Hacı TÖ, muha- lefetin bu önerisini "kabul edeceğini sanmadığını"da belirt- miş. Muhabir arkadaşlar kadehlerini bırakıp Meclis'te bürolanna, telefonlara koşuşuyorlardı. Hacı TÖ, kendince yine gündemi saptamış birkaç dakika içinde gazetecilere bir ha- ber atıp gitmisti. Acaba bu da ötekiler gibi miydi? Yani kısa süre unutulup gidecek, "Seçim yine 1992'de"mi denecek- ti? Bunlara kamuoyu öyleşine alışmıştı ki. Halk, artık hiçbir şeye inanmıyordu. Hacı TÖ, ANAP'ı kurtarmaya çalışıyordu. Bunun için Hacı Semra Hanım, ANAP il başkanlığına soyun- mamış mıydı? Bir seçim olursa, Hacı TÖ, Çankaya iktidan- nın yerinde yeller eseceğini biliyordu; bilmez mi? Demokrasi, dürüst seçim, şunlar bunlar, hava civaydı. Bir Konya tekerle- mesi vardır şöyle: "Benim usum, Döndü'ynen Döne'de; onun usu ineğinen düvede!" 1983 yılıydı, Taşucu yakınlarında, Orhan Ağaçlı'nın çiftli- ğinde dinlenen Hacı Korkut Özal'la görüşmeye gitmiştik, Çe- tin Yılmaz, daha bir arkadaşla birlikte. Hacı Korkut Özal: — ANAP'ın geleceği ağabeyimle kaimdir; o giderse ANAP biter, demişti. Şimdi o dönemi mi yaşıyoruz? Kasap yağ derdinde, koyun can derdinde mi? Gerisi laf mı? Tahminleri tutan biri şöyle dedi: — Bunlar, 1992'de de seçim yapmazlar; bir yıl ertelerler! Ayda on buçuk milyonu alan seçime gider mi hiç? Yerel se- çimlerden sonra "Altı ay götüremezler" diyenler vardı. Ben "Hayır; 1992'den önce seçim yapmazlar" demiştim... TC KİLİS ASLİYE CEZA MAHKEMESİ HÂKÎMLİĞİ'NDEN .1990/408 Esas 1991/63 Karar 6.6.1990 tarihinde Kilis Vergi Dairesi'nin yazısı gereğince 1989 yı- lına ait defter ve vesikalanru incelenmek üzere ibraz etmemek sure- tiyle 213 sayılı Vergi Usul Yasası'na muhalefet suçundan sanık Ahmet Cemil oğlu, 1956 doğumlu, Kilis'in Hıcıpoğlu Köyü nüfusuna kayıt- U Selim Çelebi'nin mahkememizde yapılan açık yargılaması sonun- da verilen karar gereğince; Kilis Vergi Dairesi'ne kayıtlı GA-22640 hesap nolu vergi mükelle- fi olan sanık Selim Çelebi'nin bu eylemine uyan 213 sayılı Vergi Usul Yasası'run 6. bendi delaletiyle aynı yasanın 359, 360, TCK'nun 59/2, 647/5-6. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis ve 2 ay 15 gün tica- ret, meslek ve sanatın icrasından mahrumiyetine, 2 ay 15 gün hapis cezasının 8.437.500 lira aâır para cezasına cevrilmesine ve verilen ce- /aların eıleleıııntMiu V.T-.ır verilmiş olduğu ilan olunur. Basın: 24402
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle