Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 NİSAN1991 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/7
SERGİ
Habib Aydoğdu sergisi
• Kttltör Servisi— Habib Âydoğdu resimlerini bugünden
başlayarak Yapı Kredi Kâzım Taşkent Sanat GaJerisi'nde
sergileyecek. 1952 Konya doğumlu olan Aydoğdu
Istanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu
Dekoratif Resim Bölümü'nde öğrenim gördü. Halen
Ankara'da oturan ve sadece resimle uğraşan Habib
Aydoğdu, sanat yaşamı ve resimleri hakkındaki
görüşlerini şöyle anlatıyon "Eşiğinde olduğum kırk yıllık
yasamımın önemlı bölümü resimle iç içe geçti. Okul
dönemimin lise aşamasından bu yana yaklaşık yirmi dört
yıldır resim yapıyorum. Başlangıcından bugüne yaptığım
resimleri izlediğimde önemli bir değişim çizgisinin
süreküliğini görüyonım. Konu seçiminden kompozisyon
dttzenine ulaşan değişim özde aym, anlatımda düşünsel
aşamalar geçirdi. Doğa izlenimleri, mekanlar değişti...
Bozkırlardan, kent varoşlarından izler taşıyan mekanlar,
uzamsal boşluklarda imgesel boşluklara imgesel
katmanlara dönüştü. Figûrler ve nesneler de gerçeğe
yakın betimlemelerden, simgesel betimletnelere
dönüştüler:'
Yontımçların heykelleri
• Knltür Servisi — Prof. Kenan Yontunç ve Engin
Yontunç"un heykel sergisi 4 nisan gûnü Toprak Sanat
Gakrisi'nde açılıyor. Prof. Kenan Yontunç 1904'te
doğdu. 1930'da Güzel Sanatlar Akademisi'ne asistan
olarak girdi. Yontunç, Atatürk'ün vefatında mask ve
heykelleri için yüzünün kahbını aldı. Amasya'da yaptığı
Atatürk heykeli ile Türkiye'de ilk Atatürk heykelini
yapan heykeltıraş oldu. Baba meslegini sürdüren Engin
Yontunç'un esas mesleği inşaat mühendisliği Engin
Yontunç heykel çaJışmaJannı tsveç'te yürüttu. Baba oğul
Yontunçların heykel çalışmalanndan oluşan sergileri 1
mayıs gününe dek Toprak Sanat GaJerisi'nde görülebilir.
ANMA
Ustalara saygı gecesi
• Istanbnl Haber Servisi — Türk Yazarlar Sendikası'nca
düzenlenen "Ustalara Saygı Gecesi"nde kuruluş
yıldönümlerinde Köy Enstitüleri ve Hasan Âli Yücel
anıldı. Karaca Tiyatrosu'nda yapılan toplantıyı Candan
Sabuncu sundu, açılış konuşmasını ise Demirtaş Ceyhun
yaptı. tsa Çelik'in dia gösterisiyle başlayan oturumun Uk
bölümüne konuşmacı olarak şair Can Yücel, tiyatro
sanatçısı Aytaç Yörükarslan, gazetemiz yazarı Sami
Karaören, yazar Mehmet Başaran, Mualla Eyuboglu ve
yazar Aziz Nesin katüdı. Can Yücel, Köy Enstitüleri'nin
çocuğu doğadan koparmadan egitmeyi amaçladığını
bildirerek politikacılann köylünün uyanmasından
korktuklan için enstitüleri kapattıklannı söyjedi.
Gazetemiz yazan Sami Karaören de Hasan Âli Yücel'in
Türk yazınına eserleriyle yaptığı katkılan anlattı. "Bugün
de bu konuda bilinmeyen birçok nokta vardır, artık
bunlan tartışmanın zamanı gelmiştir" dedi. Aytaç
Yörükarslan, Hasan Âli için yazılmış şiirlerden örnekler
sunarken Mualla Eyuboglu da Köy Enstitüleri'ne dair
anılannı anlattı. Gecenin ikinci bölümünde de Mehmet
Başaran, Hıfa Topuz, Asım Mutlu ile Faruk Şüyun'un
katıldığı bir söyleşi yapıldı. Köy Enstitüleri korosu da bir
konser verdi.
TİYATRO
Üsküp Türk Tîyatrosu
• Kültür Servisi — Yugoslavya'mn Usküp kentinde 40
yıldır Türkçe oyunlar sergileyen Üsküp Türk Tiyatrosu
3-7 nisan tarihleri arasında Bakırköy'de Adile Naşit
Tiyatrosu'nda "Yunus Emre" oyunuyla Türk
izleyicilerinin karşısına çıkacak. Recep Bilginer'in yazdığı,
Raik Alnıaçık'ın yönettiği oyun 3, 4 ve 5 nisan
tarihlerinde saat 21.00'de, 6 nisanda 15.000 ve 21.00'de
izlenebilecek. Yugoslavya'dan Türk asıllı oyunculann da
yer aldığı "Yunus Emre"de başhca rolleri Elyasa Kaso,
Selahattin Bilal, Mehdi Bayraktari, Atilla Klinçe, Zekir
Sipahi, Mustafa Yaşar, Mükerrem Bilal, Suzan Maksut,
Naciye Koç, Perihan Tuna, Müşerref Lozana, Nezaket
Ali paylaşıyor. Oyunun dekorlannı Ibrahim Bedi,
kostümlerini Elene Donçeva, müziğini Zlatko Origanski-
Goran Tarayovski ve koregrafısini Yagoda Sloneva
gerçekleştirdi.
EDEBİYAT
'Esas Şenlik Kapanışta'
• Kültür Servisi— 1Ü Rektörlüğü ögrenci Kültür
Merkezi bünyesinde etkinliklerini yürüten Edebiyat
Kulübü'nün iki hafta sürecek edebiyat şenliği dun
yapılan açılışla başladı. tÜ Edebiyat Fakültesi Alman
Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde görevli danışman hoca
Doc. Dr. Tülin Polat, "Bu şenliğin en güzel yanı
öğrenciler tarafından kotanlmış olması" dedi.
MÛZİK
Oda ımizigi konseri
• Kiltv Servisi — Uğurtan Aksel (arp), Emre Aksel
(flüt), Emil Hargas (obua) ve Zeynep Mete'nin
(viyolonsel) oda müziği konseri 2 nisan sah günü saat
18.45'te ENKA binasında (Beşiktaş, Balmumcu, Bestekâr
Şevki Bey Sokak) izlenebilecek. Konserin programında
Telemann, Bach, Handel, Huber, Voss ve Gounod'nun
yapıtlan var. Uğurtan Aksel Ankara Devlet
Konservatuvarı mezunu, Emre Aksel Almanya'da doğmuş
ve müzik öğrenimini Essen'de görmüş. Sanatçı halen
Köln'de bir özel orkestrada çaüşıyor. Bratislava'da doğan
ve Bratislava Konservatuvan'nda öğretim üyeliği yapan
Emil Hargas bu mevsim lDSO'ya katıldı. MSU
Konservatuvarı mezunu Zeynep Mete ise İDSO üyesi ve
halen yüksek lisans çalışmalannı surdurüyor.
Kaygun Istanbul, İzmir veAnkara Vakko'da açacağı sergilerde uygarlıkları buluşturuyor
Eski zaıııaıı deııizleriııdeŞahin Kaygun tümünü
British Museum'da
çektiği fotoğrafları
Istanbul'a dönüşünde
uzun işlemlerden
geçirdi ve tarihte iz
bırakmış
uygarlıklardan kalan
bu parçalardan yola
çıkarak yeni hayaller,
öyküler kurguladı.
LALE FİLOĞLU
Fotoğrafm dili çözüldü... Bü-
yüdü, küçüldü, renklendi.dö-
nüştü...
ŞahİB Kaygun çektiği fotoğ-
raflara bambaşka kimlikler ka-
zandıran bir sanatçı. Kaygun'un
elinin değdiği bir ise artık fotoğ-
raf ya da resim demenin olana-
ğıyok.
Sanatçı art arda açılacak üç
sergisinde (bugün Beyoğlu Vak-
ko, 4 nisanda Ankara Vakko, 6
nisanda tzmir Vakko Sanat ga-
lerileri) tarihi, bir başka enlem
ve boylama oturtacak. Mısır,
Babil, Asur, Yunan uygarlıkla-
rı binlerce yıllık aynhklan aşıp
aym smırlar içinde bir araya ge-
lecek.
Şahin Kaygun, tümünü Bri-
tish Museum'da çektiği fotoğ-
rafları Istanbul'a dönüşünde
uzun işlemlerden geçirdi. "Ta-
rihte iz bırakmtş" uygarhklann
bugüne ulaşan parçalarının
"gjzlerini andayıp içine girmeye
çalışan" sanatçı, müzede çekti-
ği fotoğraflardan yola çıkarak
yeni hayaller, öyküler kurgula-
dı.
Geçen yıllarda iki yönetmen-
lik çalışmasıyla ("Afife Jale",
"Dolnnay") sinema dünyasına
giren Şahin Kaygun, uzun bir
aradan sonra sunacağı sergile-
GERÇEK VE BÜYÜCÜLÜK — Sanatçının çalışmasında gerçegin nerede başladıgı ve nerede bittigi biHnmiyor. Bir kapı tok
magı öpöşen bir çifte, bir küçök sikke Meryem Ana'ya dönüşüveriyor. Bir tür böyücülük bu.
rinde fotoğrafın, resmin, grafî-
ğin anlatım olanaklarını sıkı sı-
kıya buluşturuyor.
Kaygun'un çalışmalarında
gerçegin nerede başladığı ve ne-
rede bittiği bilinmiyor. Bir ka-
pı tokmağı öpüşen bir çifte, bir
küçük sikke Meryem- Ana'ya,
bir kurt başı kadın figürüne dö-
nüşüveriyor. Bir tür büyücülük
bu: Bir el hareketiyle kurbağa-
yı yakışıklı prense çeyirmek gi-
bi. Siyah-beyaz çektiği fotoğraf-
lan gerek malzeme, gerek içerik
açısından çok sayıda uygulama-
dan geçiren Kaygun, artık bir
tuvaJe dönüşen büyük boyutlu
(1.-1.5 metre kare) fotoğraf kar-
tmda tümüyle kendi figürlerini
de yaratıyor.
Sanatçı, sıradan bir turist gi-
bi gezdiği British Museum'da
başlayan "Eski Zaman Deniz-
lerinde" başlıklı sergisinin öy-
küsünu şöyle anlatıyor:
"Bu heykeller, rölyefler ait ol-
dukları topraklardan kopartılıp
bugünün çagdaş bir ulkesinin
miizesine taşınmış. Ö> kuleri ise
ait olduklan topraklarda kal-
mış. Ben şimdi asıldıklan salo-
nun kendilerine yakıştırdığı sı-
fatlan bir kenara atıp onlara
kendi öykiilerimi yazıyoruın."
Kaygun'a göre bir sikke, bir röl-
yef, bir el, bir vücut müzenin so-
ğuk salonlanndan çıkıp sonsuz-
luğu anyorlar.
Şahin Kaygun, kendi yaptık-
larînı da deforme etmeyi seviyor.
Çektiği siyah-beyaz fotoğrafla-
ra renkli banyo uyguluyor. Son-
ra fotoğraftaki objeleri müze de-
korunu oluşturan aynntılardan
kurtanyor. Sonra boyama, zım-
paralama, tekrar çizme, tekrar
boyama gibi müdahalelerle sür-
dürüyor çalışmasmı.
Kaygun için müzeden ahp ya-
pıtında kullandığı her parça, sö-
zünü söylemek için bir araç. Bü-
fenin üzerinde duran bir yaka
iğnesini eline ahp konuşmasını
surdurüyor: "Bumı size gösterir-
ler ve bn bir yaka ignesi derler.
Razı olursanız problem yok. Ol-
mazsanız bu minicik iğne sözü-
nüzii söylemeye araç olmaya
başlar. Ya da bir rengi gösterip
'Bu kırmızı' derier. Ama benim
için bu başka bir şey beiki. Çun-
kii *gercek' yanıhıcı bir kavram."
Kimi fotoğraf sanatçılan çe-
kilen objelerle bu derece oynan-
masına karşıdır. Ya da ressam-
lar fotoğrafın resme dönüştürül-
mesine Bu konuda söylemek is-
tedikleri var mı?
"Fotoğrafın kurallan şunlar-
dır, dışına çıkılmaz >-argısı ka-
bul edilemez. Ben sozıi söyle-
mek için ber türliı olanagı kul-
lanı>orum. Çagımızda sanatın
sınırlan kalmadı. Sınırların pe-
şinde koşmak tutuculuktur!"
Tülin Onat'ın resim sergisi 14 nisana dekMine Sanat Galerisi'nde
Yalın ve yinelenen doTülin Onat'ın yapıtlannın en belirgin
özelliği yahnlık. Somut nesnelerden
kalkarak (bu sergisinde çiviler) az eleman
ve en az renkle en yalın biçimi amaçlıyor.
"Doğadaki yahnlık ve yinelenme beni çok
ilgilendiriyor" diyor Onat.
LUDMILA BEHRAMOĞLU
Tülin Onat'ın Kadıköy Altı-
yol'daki Mine Sanat Galerisi'-
nin küçücük alanını boyutlandı-
ran sergisi, duvarlara göre özel
üretiimiş kocaman tuvallerle tam
bir mekân düzenlemesi. Genej-
likle siyah, lacivert gibi koyu
renklerin egemenliğindeki re-
simler tuvalden başka yüzeyler
anıştınyor, dokunma duygusu
uyandınyor izleyicide.
Tülin Onat, daha sonra da
açıklayacağım nedenlerle, çağ-
daş kaygılar taşıyan, arayışlan
ile yenilikçi bir sanatçı. Ancak
bu sergisındeki mekân düzenle-
me kaygısının yanı sıra yapıtla-
rındaki göz aldatma (illüzyon)
esprisi, boyut arayışlan klasik
Yunan ve Roma mimarüerinde-
ki, Knossos ve Pompei sarayla-
rındaki fresko duvarlan, ta Os-
manlı'ya kadar gelen mermer
taklidi sıvalan çağnştırdı. Aynı
zamanda da 1970'lere doğru
Amerika'da ortaya çıkan Mini-
mal sanatın çokça rölyef ve göz
yanıltma tavnm. Çevreyi kulla-
nışı, azla çoğu amaçlaması, ken-
disinin de sanata yöneldiği yıl-
lann, bu sanat akımıyla bir pa-
ralellik duyurdu bana.
Tülin Onat'ın yapıtlannın en
belirgin özelliği yalmlık. Somut
nesnelerden kalkarak (bu sergi-
sinde çiviler) az eleman ve en az
renkle en yalın biçimi amaçlı-
yor. Düzen bir tek nesne ve
onun çoğaltılması üzerine ku-
rulmuş. Karkaslar üzerinde, ya-
n rastlantı, yan düşünülerek mu-
dahale edilmiş çivilerin izleri ile
üçüncü bir boyut izlenimi veren
bir dokusal alan oluşturulmuş.
Tuval altmdan gölgesi ya da ka-
banklığı duyurulan, çivi biçimi-
nin çoğaltılması, hemen hep ko-
yu renkli zemin üzerinde, boş-
lukta hareket izlenimi yaratıyor.
Tuval yüzeyinde oluşan devi-
nim rastlantısalmış gibi görün-
mekle birlikte sanatçı tarafın-
dan amaçlanmış bir sonuç. Bi-
çimler birbirini itecek ve çeke-
cek biçimde yerleştirilmiş derin-
likler elde edilmiş. Resimler gri-
ler, siyahlar ve morlarla tek
renkli bir izlenim veriyorsa da
üçüncü bir boyut, kabartma röl-
yef etkisi verilmek istenildiği
için bu renklerin olanaklanndan
yararlanılmış. Açıklı, koyulu
nüanslarla ışık-gölge oyunlan
yaratılmış.
Tülin Onat resimlerindeki bu
nesnel yalınlıkla çoktandır artık
yeni bir şey sunamayan fu-ça dı-
şavurumculuğuna açık bir tavır
koymuş oluyor. Önceden hazır-
ladığı eskizlerden yola çıkarak
mekânı yeniden örgütleyecek
dengeler anyor, çoğunlukla ikili
diptikler olarak oluşturduğu ya-
pıtlanyla.
Onat'ı 1970'lerdeki yapıtla-
nyla anımsayanlar politik ve
kultürel açıdan yoğun bir anla-
tımcı iken biçimsel kaygılarla
daha şiddetli renklere, zorlanan
bir resim yüzeyine yöneldiğini
bilirler. Tülin Onat daha sonra-
ları resimlerinde "tekrarianan
biçimlere" ve "ritme" yöneldi.
Giderek renklerini azalttığı re-
simlerinde, elemanlar da teke
indi.
"Doğadaki yahnlık ve yine-
lenme beni çok ilgilendiriyordu.
Deniz kenanndaki kum >ığınla-
n, çalul taşlan, toprak yüzeyin-
deki irili ufaklı taneler, yaprak-
lar... Birikmiş su yüzeyinde, kü-
çük bir esintiyle birbiri ardından
oluşan dalgacıklar, bunlann iç
devinimleri ve derinlikleri. Bü-
tün bunlardan etkilenerek dene-
yerek arayarak bugünkü resim-
İerime geldim" diyerek ulaştığı
resim anlayışını dile getiren Tü-
lin Onat için yalnızca yüzey so-
runları ile arayışlarını çözümle-
meye çalışması yetersiz gelecek,
yüzeyden vazgeçerek boyutu ve
oradan da tüm bir mekânı keş-
fetmeye koyulacaktı.
Mine Sanat Galerisi'nin mini-
cik mekânındaki 10'u aşkın ko-
caman yapıt çok etkileyici, an-
cak Tülin Onat'ın inatla, tutar-
lılıkla sürdürdüğü çizgi daha da
ilginç! Buralardan nerelere va-
racağını beklemek de heyecan
verici.
TEKRARİANAN BİÇİM VE RİTM — Sanatçı son dönem ça-
hsmaiannda tekrarlanan biciınlere veritmeyöneldL
Kurosava'nın sonfılmi "Ağustos'ta Rapsodi" 2. Dünya Savaşı tartışmalannı alevlendirdi
Nagazaki bombardımanında rapsodi
TOKYO (AP/AFP) — Ünlü
Japon yönetmen Akira Kurosa-
va'nın yeni tamamladığı "Agus-
tosta Rapsodi" adlı fılmi 2.
Dünya Savaşı'yla ilgili bazı tar-
tışmaları yeniden gundeme ge-
tirdi. ABD'nin 9 Ağustos 1945'te
Japonya'nm Nagazaki kentine
attığı atom bombası temelinde
gelişen fılmin Tokyo'da yapılan
tamtım gösteriminden sonra Av-
nıpalı bir izleyici "Gerçek bir
skandal, bu bir propaganda
fDmi" diye bağırdı. "Agustosta
Rapsodi"yi izlerken gözyaşlan-
na boğulan ve Amerikalı gaze-
tecilerin Kurosava'ya yönelttik-
len eleştirel sorulara öfkelenen
bir Japon kadın ise "Bir başya-
pıt bu, hüzünlü ve çok güzel"
dedi.
"Agustosta RapsodTnin baş-
yapımcısı Toru Okuyama da so-
nıları yanıtlarken "Filmimizin,
Pasifık savaşımn yenik Japonya-
sıyla muzaffer ABD'si ansında-
ki karşılıklı anlayışı geliştirece-
ğine inanıyoruz" dedi. Türkiye
1
de son olarak "Ran" ve
"Düşler" adlı yapıtlan gösteri-
len 80 yaşındaki Kurosava ise
politik bir film yaptığı yolunda-
ki görüşleri şiddetle reddetti:
"Amacım, atom bombasıyla il-
gili bir film çevirmek degil, bn
olayı yaşayan bir aileyie ilgili bir
film yapmaktı!"
Kurosava'nın meslek yaşa-
mmdaki yirmi dokuzuncu, tü-
müyle Japon parasıyla çektiği
ilk film olan "Agustosta Rapso-
di"de kocasını Nagazaki'nin
bombalanışı sırasında yitirmiş
85 yaşındaki bir büyükannenin
öyküsü anlaülıyor. Büyükanne-
nin yan Japon-yarı Amerikalı
yeğeni Clark, amcasının Naga-
zaki bombardımanında öldüğü-
menler, "Agustosta RapsodTnjn
atom bombası kurbanlafının
yazgısı Ustünde odaklaştığını,
ama Kurosava'nın olayın iki ya-
nını da anlatmaktan uzak kal-
dığını belirttiler. Eleştirmenler,
Kurosava'nın Nagazaki'de yaşa-
nan trajediyi savaşın bütünün-
den soyutladığını, Japonların
savaş sırasında Çin'in Nanking
ABD'nin üç gün arayla attığı
atom bombaları, Hiroşima'da
167 bin, Nagazaki'de de 88 bin
Japonun ölümüne yol açmıştı.
Kurosava ise ilk gösterimden
sonra kendisine yöneltilen soru-
ları yanıtlarken "Benim asıl
ımıctm atom bombasıyla ilgili
bir film degil, söz konusu ailey-
ie ilgili bir film yapmaktı" de-
Japon yönetmen
Kurosava'nın son
fîlmini izleyenler atom
bombası kurbanlarının
yazgısı üzerinde
odaklaştığını, ama
Kurosava'nın olayın
iki yanını da
anlatmaktan uzak
kaldığını belirtiyorlar.
nü öğrendikten sonra Nagaza-
ki'ye gidip amcasının öldüğü ye-
ri ziyaret ediyor. Bir
"Amerikalı" olarak atom bom-
bası saldınsından dolayı özür
dileyerek "Kendimi çok kötü
hissediyorum. Biz hatalıymışız"
diyor büyükanneye.
Filmi gören Amerikalı eleştir-
kentinde giriştikleri kıyımı ve
1941'deki Pearl Harbour baskı-
nını göz ardı ettiğini ileri sürdü-
ler. Ote yandan Kurosava'nın ye-
ni filminin Pasifık savaşında Ja-
ponya'nm saldırgan değil.kur-
ban olduğu yolundaki görüşü
"yeniden hortlatabilecegi" de
öne sürüldü.
di. "Bazılan benim tek bir film-
de birçok temayı işlememi bek-
leyebilir, ama tnümkün raü bu?
Gerçi savaştan ve atom bomba-
sından söz ediyorum, ama bam-
başka bir yakiaşımla. Kimileri
Nagazaki'de yaşanan acılan öne
çıkardığını düsünebilir. Oysa
ben gerçekte kin ve öfke saçma-
ya degil, hoşgöriiyü geliştinne-
ye çakşıyorum."
Geçen yıl sinemaya olağanüs-
tü katkılanndan dolayı onursal
bir Oscar'la ödüllendirilen Aki-
ra Kurosava, "Savaş olması için
iki ordu gerekir. Ama savaşa gir-
meye karar verenler balklar de-
ğil, ülkelerin >öneticileridir. Bu
ise halkların birbirinden nefret
etmesine yol açmamatadır. Eğer
insanlar, filmdeki Clark ile bü-
yükanne gibi oturup konuşur-
larsa birbirlerini anlayabilirier"
dedi.
Bütün yapüğını, kendini açık-
ça ve dürüstçe dile getirmek ol-
duğunu vurgulayan Kurosava,
"tnsanın sessizce oturup duygu-
lannı örtbas etmeve çalışması
çok daha kötüdiır. Butun istedi-
ğim, filmlerimi seyretmeniz, gö-
lüp aglamanız ve dürüst, içten
duyguiar yasamınız" dedi.
Clark rolünü ünlü Amerikalı
oyuncu Richard Gere'in üstlen-
diği "Agustosta Rapsodi", daha
şimdiden 20 ulke tarafından sa-
tın alındı. Japonya'da mayısta
gösterihneye başlayacak olan
film Cannes Film Festivaü'ne de
yarışma dışı olarak katılacak.
"Agustosta Rapsodi", ABD'de
ise Japonya'nın Pearl Harbour'a
duzenlediği saldırının 50. yıldö-
numüne denk diışen önümüzde-
ki aralık ayında gösterime gire-
cek.
Rüşdü^nün eşi
boşanıyor
• LONDRA (AA) —
"Şeytan Ayetleri" kitabımn
yazan Salman RUşdıi'nün
eşi Amerikalı yazar
Marianne Wiggins,
boşanmak istediğini
açıkladı. 1988 yılında
evlenen çift, Humeyni'nin
fetvasından sonra beraber
saklanmaya başlamışlardı.
1989 ağustosunda Wiggins
ayrı yaşamaya
başladıklarını, ancak
boşanmayacaklanm
açıklamıştı. Wiggins,
London Times gazetesine
yaptığı açıklamada,
boşanma isteğinin ideolojik
farklılıklardan
kaynaklandığını söyleyerek
Rüşdü'yü sadece kendini
düşünmekle ve kendisi gibi
baskı gören yazarlann
hakkını savunmamakla
suçladı.
Sabahattin
Şen Gorbon'da
• Kültür Servisi —
Sabahattin Şen resimlerini
bugünden başlayarak
Erenköy Gorbon Sanat
Galerisi'nde sergileyecek.
Halen Köln'de, yerel
yönetim tarafmdan
kendisine sağlanan atölyede
çalışmalannı sürdüren Şen,
Istanbul Eğitim Enstitüsü
Resim-lş Bölümü mezunu.
Sanatçı "Doğayla başladı
sanata Uk adım. Hiçbir
olağanüstülüğü olmadan.
Düzene girmez renklere,
yerine oturmaz biçimlere,
ne yapacağını bümez
kararsız çizgilere söz
geçirmenin çalışmalarıydı"
diyor. Sabahattin Şen
bugün saat 17.30'daki sergi
açılışında bir mekân
düzenlemesi ve performans
da gerçekleştirecek.
Mitsubkhi'ye
§oru^turma
• TOKYO (AA)—
Japonya'da, vergi
memurlannın, ünlü ressam
Pierre Auguste Renoir'ın
resimlerine yaptığı
yatınmlarla ilgili olarak
Mitsubishi fırması
hakkında soruşturma
açtıklan bildirildi.
Mitsubishi firmasının,
resimlerin değerlerini farklı
göstererek bunları vergiden
duşürdüğü
belirtiliyor.Mitsubishi
firmasımn sözcüsü
tabloların değerinin 25.7
milyon dolar olduğunu
açıklarken Tokyo'daki bir
sanat galerisi, eserleri, 15.2
milyon dolara sattığını
büdirdi.
BUGÜN
• Sabahattin Ali'nln
ardından Filiz Ali, Zeliha
Berksoy, Asım Bezirci,
Mehmet Ali Aybar ve Rasih
Nuri lleri'nin konuşmacı
olarak kaülacaklan
Sabahattin Ali'nin
Ardından konulu söyleşi
saat 17.00'de Kadıköy
Belediyesi Kültür ve Sanat
Merkezi'nde (360 90 95)
• Oktay Akbal okuyor
Atatürk Kitaplığı'nda
Okuma Günü'nün bu
haftaki konuğu Oktay
Akbal. Saat 16.00'da
başhyor. (149 09 45).
• Anadolu Kültüründ*
Ev Dr. özkan Ertuğrul'un
Anadolu KUltüründe Ev ve
Bugünkü Bakış Açımız
konulu konferansı saat
14.00'te Yıldız Kültür ve
Sanat Merkezi Konferans
Salonu'nda (158 30 80)
• Kent Orkestrası
Boğaziçi'nde Ekrem
Tekeşin yönetimindeki Kent
Orkestrası saat 16.30'da
Boğaziçi Üniversitesi'nde
vereceği konserle okul
konserleri dizisini
surdurüyor. Solist; Nurcan
Eren. (163 15 00)
bugün
bilsak
2 NİSAN SALI:
19.00 Sanat Eserinin Anlamı,
Yorumu ve Dçjğcrlendirmcsi :
"Soyut Sanat Üzerine Sohbct"
Erol COŞKUNER
19.00Sanaüararasıtl ışkilcr3:
"Sinema ve Grafık" Burçak
EVREN
Ta'iChi Chu'an HarekeUi
Meditasyon
llhan GUNGÖREN
(Her Sa. 14.00-20.00)
Cafe-Foyer-Bar(Giriş)
12.00-00.30
RockCafe-Bar(S.Kat)
15.00-18.00 HcavyMaal
18.00-24.00 Rock
Erkin KORAY
bilsak, sırasclvilcr cad.,
soğancı sok. 7 cihangir
143 28 79-99