Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 2NİSAN1991
IkiKore
• SEUL (AA) — Güney
Kore Devlet Başkanı Roh
Tae-Wood, bölünmüş Kore
yarunadasına ve tüm
Asya'ya barışın gelebilmesi
için her iki Kore'nin de
BM'ye üye olması
gerektigini söyledi. Roh
Tae Wood önceki gün BM
Asya ve Pasifık Ekonomik
ve Sosyal Komisyonu
konferansının açıhşında
yaptığı konuşmada, BM'ye
Oye olmanın hem Kore
yarımadasında hem de
dünyada barış ve istikran
sağlayacağını belirterek
'Körfez savaşı yaşadığımız
dünyanın belirsizlik ve
istikrarsızlıklarla dolu
olduğunu göstermiştır"
dedi. 48 ülke bakanları ve
üst düzey yetkililerinin
katıldıkları 10 gün sürecek
konferansta, Asya
ülkelerinin ekonomik ve
sosyal gelişmeleriyle Körfez
savaşının bu ülkeler üzerine
yaptığı etkilerin tartışüacağı
bildirildi.
Esad aniden
Mısıra gitti
• KAHİRE (AFP) —
Suriye Devlet Başkanı
Hafız Esad, Mısır'a ani bir
-ziyaret yaptı. Devlet
Başkanı Hüsnü Mübarek ile
Suriye Devlet Başkanı'nm
Körfez savaşı sonrası
bölgedeki durumu ele
aldıklan açıklandı.
Görüşmelerin ana
konusunu, Kuveyt'in
kurtanlmasından sonra
Arapların birliği ile bölge
güvenliğinin oluşturduğunu
bildiren Mısırlı bir yetkili,
her iki liderin Arap-lsrail
anlaşmazlığını çözmek için
uluslararası ya da bölgesel
konferans toplanması
üzerinde de durduklannı
bildirdi.
243 metrelik
bina
• TOKYO (AA) — Japon
zenginliğinin sembolü
sayılan 243 metre
yüksekliğindeki Tokyo'nun
yeni belediye binası, Tokyo
Valisi Suniçi Suzuki'nin
katıldığı küçük bir törenle
resmen acıldı. Yaklaşık
13.000 belediye memuru,
maliyeti bir milyar dolan
aşan ve ünlü mimar Kenzo
Tange'nin eseri olan yeni
binada önceki sabahtan
itibaren çalışmaya başladı.
Kolombiya'da
kolera
• BOGOTA (AFP) —
Peru'da patlak veren ve
Ekvador'a sıçrayan kolera
salgını, şimdi de
Kolombiya'ya sıçradı.
Kolombiya Sağlık Bakanı,
ülkenin güneyinde bu salgın
hastalıktan 21 kişinin
öldüğünü açıkladı. Bakan
Camilo Gonzales, durumu
kontrol aJtına almak için
gerekli önlemlerin alındığını
bildirirken yoksul haJka ilaç
dağıtımına geçildiğini ve
yiyeceklerini pişirme
yöntemlerinin öğretildiğini
söyledi. Peru'da koleradan
600 kişi yaşamını yitirmişti.
Çin-Sovyet
görüşmeleri
• PEKİN (AP) — SSCB
Dışişleri Bakanı Alekas
Aleksandre Bessmertnih ile
Çin Dışişleri Bakanı Kiyan
Kichen arasında Pekin'de
başlayan görüşmelerde, her
iki ülkenin komünist
liderleri arasında
Moskova'da yapılacak olan
zirve toplantısı ele alındı.
Moskova'da 15-17 mayıs
tarihleri arasında yapılması
beklenen SBKP Genel
Sekreteri Mihail Gorbaçov
ile Çin Komünist Partisi
lideri Yiang Zemin, iki ülke
arasndaki ilişkileri ve
dünyadaki gelişmeleri ele
alacaklar.
Diplomatlara göre
Ozal'ın ABD gezisi
Diplomatik kaynaklar, Özal'ın ABD gezisi ile
ikiü ilişkilerin 'çok sıcak' bir döneraden
geçtiğinin doğrulandığını, ancak Türkiye'nin
beklentilerinin karşılanması anlamında somut
sonuç alınmadığmı belirtiyoriar.
YASEMtN ÇONGAR
Laf çok, somut adım yok
ANKARA — Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal'ın on günü aşan
ABD gezisinde iki ülke arasın-
da birçok konuda anlayış birli-
ği sağlandı, ancak Türkiye'nin
istek ve beklentilerinin karşılan-
masına yönelik somut bir gehV
me kaydedilmedi. Ankara'daki
Türk diplomasi çevreleri, Özal'-
ın ziyaretini "İHşkiler sıcak ve
sonuçsuz" diye özetlediler. An-
cak bu çevreler, özellikle Camp
David görüşmesi konusunda
doğrudan bilgilendirilmedikçe
ayrıntılı yorumlara girmek iste-
mediklerini de ifade ettiler.
ABD'ye son on beş ay içinde
üçüncü ziyaretini yapan Cum-
hurbaşkanı'nm görüşmelerinde
Ankara açısından en çok
"iyimserlik" yaratan konu
"Kıbns" oldu. Dışişleri Bakan-
lığı yetkilileri, bu konuda basın-
daki genel beklentinin aksıne
ABD'ye "üıviz sözü" verilmedi-
ğini, ancak iki tarafın da çözü-
mü hızlandırmak konusunda
görüş birliğine ulaştığını belirti-
yorlar. ABD Dışişleri Bakanı Ja-
mes Baker'ın KKTC Cumhur-
başkanı Rauf Denktaş'la görüş-
meyi kabul etmesi de "önemli
bir adım" olarak nitelendiriliyor.
özal'ın Camp David'de orta-
ya attığı, "stratejik işbirligi",
"mali yardım", "ticari kolaylık-
lar", "Arap-tsraii konferansına
evsahipliği", "orduda
modernizasyon" gibi konularda
ise ABD Başkanı George Bush-
un "somut sözler" vermediği,
"bekleyin, zamanla oluralu
adımiar atılacaktır" yaklaşımı-
ru ön plana çıkardığı kaydedili-
•yor.
Bilanço
Diplomatik kaynaklardan
edindiğimiz bilgiye göre Cum-
hurbaşkanı özal'ın ABD ziyare-
tinin bilançosu Ankara'da şöy-
le özetleniyor:
1- Siyasi flörfc Cumhurbaşka-
nı Özal ile ABD Başkanı Bush
arasındaki goruşmenin basına
tam bir "siyasi flört" olarak
yansıdığına dikkat çeken bir
diplornat, "Esasen bu doğrudur.
İkiü ilişkiler çok sıcak bir dö-
nemden geçiyor. Ankara ile
VVashinglon arasındaki en sami-
mi temaslardan biri gerçekleş-
miştir" dedi. Siyasi gözlemciler,
özal'a sağlanan ABD desteğinin
bu ziyaret sırasında büyük ölçü-
de tazelendiğini, ancak bunun
daha çok "siyasi propagandaya
yönelik bir destek" düzeyinde
kaldığını da belirtiyorlar.
2- Stratejik işbirligi: Özal'ın
ABD'ye onerdiği "stratejik
işbirligi" konusu, Ankara'daki
diplomatik çevreleri rahatsız et-
meye devam ediyor. Üst düzeyli
bir diplomat, "Israil ve İngilte-
re ile ABD arasındaki işbirliği-
ne benzer bir ilişki kastedüiyor-
sa bu çok giiç. Hem zaten
ABD'nin de bu güçlükleri ve
Türkiye'de gerek askeri gerek si-
yasi gerekse bıirokratik muhale-
feti göz önüne alarak beklemek-
ten yana lutum izlediği
görülüyor" dedi. Özal'ın "stra-
tejik işbirligi" konusundaki
"istekli" tutumuna karşın
ABD'nin hemen bu yönde so-
mut bir girişimden yana olma-
masının bir nedeni de Washing-
ton'un "Ortadoğu'daki yeni
dengelerin berraklaşmasını
beklemek" istemesi olarak açık-
lanıyor.
3- Mali yardım: Türkiye'nin
Körfez yardımı çerçevesinde ala-
cağı yardımın I milyar dolarlık
bölümünün acilen nakit olarak
iletilmesi yönündeki isteği
ABD'den "ancak daha az bir
miktar verilmesine önayak
olabiliriz" yanıtıyla karşılandı.
Seçim olasılığını da göz önüne
alarak ivedi nakit arayışını hız-
landıran Özal'ın bu yanıttan
"düşkınklığı" duyduğu diplo-
matik çevrelerde ifade ediliyor.
4- Ticari kolaylıklan özal'ın
daha önceki ABD gezisi sırasın-
da gündeme .getirdiği "scrbest
ticaret" önerîsi VVashüıgton'da
"pek gerçekçi bulunmuyor."
ABD, tekstil kotalannda bazı
iyileştirmelere gidileceğini daha
önce bildirmesine karşılık bu zi-
yaret sırasında ek ticari kolaylık-
lar sağlanacağı yönünde "umut
verici" bir tablo çizmedi. Bu du-
rum Ankara'da "umduğunu
bulamama" sözcükleriyle yo-
rumlandı.
5- Ordu ve modernizasyon:
Genelkurmay Başkanlığı'nın
Özal'ın Körfez politikalanna
"mesafdi" yaklaşarak bazı ko-
nularda hem Özal'ın hem
ABD'nin istemlerinin yerine ge-
tirilmesinde "isteksiz" davran-
masının VVashington'u
"rahatsız" ettiği diplomatik kay-
naklarca belirtiliyor. Bu konu-
nun Özal'ın ABD temaslannda
gundeme geldiği ve iki tarafın da
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeni-
den yapılanması konusunda gö-
ruş birliğini sağladıkları kayde-
diliyor. Ne var ki "daha küçük,
daha çevik ve daha modern" bir
ordu olarak özetlenen yeni yak-
laşım için Özal'ın ABD'den is-
tediği destek tam olarak sağla-
namadı. ABD, yeni silah sistem-
lerini hibe etmeye yanaşmıyor,
ancak Türkiye'nin bedelini öde-
mesi karşıüğında "destek" sözü
veriyor. 160 uçaklık F-16 proje-
sinin finansmanında da ABD
yükümlülük altına girmekten
kaçınmayı sürdürdü. Ancak
Körfez ülkelernin mali destek
sağlamasını öngören "havuz
sistemi" ile projenin yürütülmesi
kararlaştınîdı.
6- Kıbns: Özal, "Sorunu bir
an önce çözmeye hazınz, temel
Ukelerde taviz yok, ama ikincil
konularda karşılıklılık kaydıyla
jest yapüabilir. Gene de öncelik-
le sizin, iki toplumu eşit sayma-
ya başlamanız lazım" mesajım
verdi. ABD'nin genel olarak
"olumlu" yaklaştığı bu mesaja,
ilk somut karşılığı Denktaş'ı
"resmen kabul etmek" olacak.
Ancak diplomatik kaynaklar,
bu gelişmede Özal'ın gezisinden
çok önce atılan somut adımla-
rın, özellikle de BM Genel Sek-
retaryası'yla yapılan olumlu gö-
rüşmelerin de payı olduğuna
dikkat çekiyorlar.
7- Irak-Kürt: Irak'ta "üniter"
bir çözümün, hem ABD hem
Türkiye tarafından yeğlendiği
daha somut biçimde ifade edil-
meye başlanırken Kürt konu-
sunda geniş bir görüş alışverişi
yapıldı. ABD, Türkiye'nin Kürt
liderleriyle temaslarından
"memnuniyetini" belirtirken
Washington'un bu çevreyle doğ-
rudan ilişki kurmaya hazırlan-
dığı belirtildi. Ancak Türkiye
1
den bir arabuluculuk istenmedi.
Bu durum Ankara'da "olumlu"
karşılandı. ÖZAL VE BUSH — Sıcak ilişkiler.(Fotograf: Reuter)
TİME'e göre BirleşikDevletler heryere müdahale edecek durumda
Dünya jaııdamıası ABDDış Haberler Servisi —
"ABD, Körfez savaşı sonrastnda
'dünya jandarmalığına' mı
soyunuyor?" Savaşın bitimin-
den sonra yoğun biçimde tartı-
şılan bu konu Time dergisinde
kapak konusu oldu. Time, ABD
Başkanı George Bush'un, "yeni
dünya düzeni"nden ne anladığı-
nı, neler yapmak istediğini irde-
ledi. Dergiye göre ABD, Körfez
savaşından çok büyük kazanç-
la çıktı ve bu kazancı dünyanın
bütün köşelerine müdahale ede-
bilecek bir biçimde kullanmaya
hazır hale geldi.
Time kapak yazısında, yeni
dünya düzeninin, yüksek tekno-
loji ve elektronik sanayii önder-
liğinde oluşturulacağını belirti-
yor ve bu faktörlerin ABD tara-
fından yaygın kullanımına dik-
kat çekiyor. Time, "dünya
jandarraası" olarak nirelendirdi-
ği ABD'nin "çok yakında her ül-
keye girebilecegini" kaydettiği
yazısında, şu görüşleri savunu-
yor:
Körfez savaşı, yeni dünya dü-
zeninin ABD tarafından kod-
landığını ortaya çıkardı. Irak li-
deri Saddam Hiisey in'in yenilgi-
si, birçok ülkede, ABD'nin
"dünya jandarması" olduğu gö-
rüşünü güçlendirdi. Suriyeli bir
uzmanın görüşüyle, "Sovyetler
Birliği, artık süper bir güç degil.
ABD, bunu fırsat bilerek Kör-
fez savaşını başiattı. Yeni dünya
düzeni, tam anlamıyla Ameri-
kalı bir kavramdır ve bir CIA
başkanı tarafından gündeme ge-
tirilmişür."
Meksikalı bir gazeteci olan
Rodolfo Uribe de bu konuda
şöyle düşünüyor: "Son gelişme-
ler, ABD Başkanı George
Bush'a karşı çıkan birinin şey-
tanla ortaklık edeceğini ortaya
çıkardı. Yeni dünya duzenine uy-
mak istemeyen her kim olursa
(terörist, uyuşturucu kacakçıla-
n, fanatikler) seytanla işbirligi
yapmış olacaklar. Bush, bu se-
çimiyle düşmanlan kadar fana-
tik olabilecefeini gösterdi."
Kaygılar artıyor
Dünyanın çeşitli yerlerinden
gelen bu eleştirilere, ABD Baş-
karu Bush'un konuşmaları da
eklenince, kaygılar artıyor.
Bush, ocak ayında yaptığı bir
konuşmada, "Dünya üzerinde
özgürlüğün yerleştirilmesinde
biz ABD'liler, büyük bir sorum-
luluk sahibiyiz" dedi. Bush,
Irak'ın Kuveyt'i işgalinden bir-
kaç gün önce de ABD'nin, dün-
yada 20. yüzyıldrfh 21. yüzyıla
uzanan çizgide tek önder güç ol-
duğunu söylüyordu. ABD Baş-
kanı, 21. yüzyılın da Amerika
tarafından yönlendirileceğini be-
lirtirken Avrupa'yı korudukla-
rından, kendi kültürlerini dün-
yaya yerleştirdiklerinden bahse-
diyordu.
Körfez savaşınm başlangıcı ile
birlikte Bush, bu yöndeki ko-
nuşmalarım daha da güçlendi-
rici etkenlerle suslüyordu. Bir
keresinde, "Bu diktatöre dersi-
ni vermeliyiz ki kimse onun gi-
bi işler yapmaya kalkmasın" di-
ye konuştu. Bush'un bu "kavga-
cı" sözleri savaş boyunca sürdü.
Bu sözler, yeni dünya düzeni
adı altında ABD'nin neler yapa-
bileceğinin bir kanıtı olarak de-
ğerlendiriliyor. Artık dunyada
şu temel düşünce yerleşiyor:
"ABD ile iyi geçinen iyidir, an-
cak başkaldıran Panama gibi bir
sonla karşılaşabilir. Bu, koruyu-
cu olarak SSCB'nin bulunmadı-
ğı bir dünyada bir gercektir."
tı. Ancak bu fikrin sınırları ve
neleri kapsadığı Scowcroft tara-
fından geliştirildi. ABD yetkili-
leri, bundan sonra uluslararası
güvenlik anlaşmalan oluşturma-
ya giriştiler. Soğuk savaş done-
minde bu konuda SSCB'nin çe-
şitli engellemeleriyle karşılaşan
ABD için artık böyle bir tehli-
kenin olmadığı görülüyor.
Ancak bütün bunlara karşın,
yeni dünya düzeninin nasıl işle-
yeceği henüz tam olarak açıklı-
ğa kavuşmuş değil. Scowcroft-
un yardımcısı Roberl Cales, bu
konuda şunlan söylüyor: "Yeni
ğu Asya'da da çeşitli sorunlarla
karşılaşacağı bir gerçek. Was-
hington, buralardaki sorunları,
demokrasi silahıyla çözmeyi he-
defleyen bir görünümde. Ancak
insan haklarındaki farklı uygu-
lamalar, din faktörü, toprak an-
laşmazhkları gibi konular
ABD'nin bu silahının ne kadar
etkili olabileceği sorusunu gün-
deme getiriyor.
Roma'daki Uluslararası Poli-
tika Merkezi yöneticilerinden
Marta Dassu, "Yeni dunya dü-
zeni hemen yürürluğe konacak
bir sey degil. Bu konu üzerinde
ABD'nin dünyada böyle bir
rol üstlenmeye çalıştığı zaman-
larda, ekonomik açıdap büyük
zorluklar çektiğine ilişkin görüş-
ler de hiç yabana atılır türden
değil. Bu konuda, "ABD ne za-
man ekonomik bir krize girse ya
savaş çıkanr ya da bu tür ara-
yışlara girer" şeklinde yapılan
değerlendirmeler, özellikle Latin
Amerika'da hayli yaygın.
Ancak bütün bu eleştirilere
karşın, ABD'nin sevüse de sevil-
mese de şu an için dünyanın tek
süper gücü olduğu konusunda
görüşbirliği var. Bu görüş Ja-
ANKARA
Ordu, depo
görevine
sıcak bakmıyor
Genelkurmay Başkanlığı, ABD'nin Türkiye'de
mühimmat depolaması için siyasi otoriteden
yazılı talimat bekliyor.
EVREN DEĞER
ANKARA — Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin, ABD'nin Tür-
kiye'de "mühimmat depola-
masına" sıcak bakmadığı ve
Körfez savaşında, Incirlik Üs-
sü'nün kullanırrunda olduğu gi-
bi siyasi otoriteden "yazılı
talimat" beklediği saptandı.
Genelkurmay Başkanlığı'ndan
üst düzeyde bir askeri yetkili,
"Henüz açıUığa kavuşmuş bir
konu değildir. Siyasi makam-
lar bir karar aldıktan sonra Ge-
nelkurmay'a bir görev düşerse
onu yapanz" dedi. Dışişleri
çevreleri ise Genelkurmay Baş-
kanlığı'nın sözlü bilgilendirme
ile yetinmediğini, "Ya Bakan-
lar Kurulu'ndan ya da Milli
Güvenlik Kurulu'ndan çıkacak
bir kararın kendilerine yazılı
olarak tebligini beklediklerini"
~oyledi.
YENİ DÜZEN— Körfez savaşı, yeni dünya düzeninin ABD tarafından kodlandıguu ortaya çıkardı.
Bush, bu sözlere katılmayabi-
lir. Bir ülke, ABD'ye yakJaştığın-
dan daha fazla SSCB'ye doğru
bir eğilime girebilir. Ancak Kör-
fez krizinin ortaya çıkardığı so-
nuç ortadadır. Bush'un Ulusal
Güvenlik Danışmanı Brent
Scowcroft tarafından Körfez
krizinde uygulanan üç aşamalı
politika gerçekten ilgi çekicidir:
1) Irak'a karşı Arap Birliği top-
lantısında alınan karar, 2) ABD-
SSCB ortak deklarasyonu ve 3)
Birleşmiş Milletler'de alınan
Irak karşıtı kararlar. Bütün bun-
lar, şu anda ABD'nin neler ya-
pabileceğinin iyi bir kanıtı ola-
rak değerlendirilebilir.
Scovvcroft geliştirdi
ABD Başkanı George Bush,
Körfez krizi öncesinde yeni dün-
ya düzeni fikrini ortaya atmış-
dünya düzeninin ne şekilde işle-
yebileceğini açıklayamayacağım!'
Almanya ile Japonya
Bu konuda ortaya çıkan bir
sorun da Almanya ile Japonya-
nın yeni dünya duzenine nasıl
uydurulacağı konusu. Bu ülke-
lerin, Körfez krizi sırasında dün-
ya savunması için ne denli
önemli bir güç olacakları orta-
ya çıktı. Ayrıca bu iki ülke, eko-
nomik açıdan da dunyada lider-
liğe oynayan iki güç. Ayrıca de-
mokratik ohnasa da dünya üze-
rinde çeşitli konularda anlaşma-
ya varılması gereken SSCB'nin
durumu da bu konudaki diğer
bir sorunu oluşturuyor.
ABD'nin yeni dünya düzeni-
nin yerleştirilmesi konusunda,
bu sorunların dışında, Latin
Amerika'da, Avrupa'da ve Do-
uzun süre calışmak gerekiyor"
şeklinde, endişeleri haklı çıkaran
sözler söylüyor. ABD Başkanı
Bush da bu konudaki endişele-
rirü, "Körfez sa>aşuun bitişi, bü-
tün çaüşmaların bittiği anlamı-
na gelmiyor. Önümüzde katede-
ceğimiz büyük bir yol var" di-
yerek özetliyor.
Bu arada gelişmekte olan ül-
kelerde SSCB'nin yeniden güç-
lü bir konuma gelmesi yolunda
da çeşitli görüşler ortaya atılıyor.
Bu görüşlerin hemen hemen ta-
mamının temelinde, ABD'nin
"dünya jandarmalığından" du-
yulan endişeler yatıyor. Hindis-
tanlı bir devlet adamına göre
ABD'nin bu niyetini engelleye-
bilecek tek güç SSCB. Bu ülke-
nin bu nedenle dünya politika-
sında yeniden etken bir rol oy-
naması gerekiyor.
ponya'dan Almanya'ya, kuzey-
den guneye kadar hemen hemen
her ülke tarafından paylaşıüyor.
Peki, BM'nin bu gücünü kim
sağlayacak? Işte, bu konudaki
en önemli soru bu. ABD'nin
Birleşmiş Milletler'i kendi amaç-
ları için kullanıp kullanmayaca-
ğı, bu soruyla gündeme geh'yor.
Dünyada herkesin, BM'nin ça-
lışmalarına, ABD'den daha faz-
la güvendiği bir gerçek. Bu nok-
tada, güçlü bir BM ile ABD'nin
öngördüğü yeni dünya düzeni
hangi noktalarda çakışacak, ne-
relerde çelişecek? Bütün bunlar,
ABD'nin düzeni yerleştirme ko-
nusundaki kilometre taşlarını
oluşturuyor.
Körfez krizi, ABD'nin yeni
dünya düzeninin ve yorumlandı-
ğı biçimiyle "dünya jandarmalı-
ğının" filizlendiği bir ortam
oluşturdu.
— Orada benüz karar veril-
medi mi?
YETKİLJ — Bümiyorum.
Yalmz henüz Genelkurmay ka-
rargâhına intikal etmiş ve açık-
lığa kavuşmuş bir konu değil-
dir. Ilgili makamlann verecek-
leri siyasi kararlardan sonra
Genelkurmay BaşkanlığVna bir
görev tevdi edüırse ondan son-
ra gerekli açıklama yapılacak-
tır."
Sorun yok
Genelkurmay'daki askeri
yetkili, "ortada bir SOITIB"
olup olmadığına ilişkin soruya
ise "Bir sorun olduğunu sanmı-
yorum. Yalnız benüz intikal
eden bir konu yok. İşi siyasi
makamlar görüşür, Genelkur-
may'a da bir görev düşerse o m
yapanz" yamtını verdi.
Dışişleri'nin gorüşii
Yarutsız sorular
Dışişleri Bakanhğj Sözcüsü
Murat Sungar tarafından mart
ayı içerisınde ABD'nin Türki-
ye'de mühimmat depolayacağı-
nın açıklanmasından sonra Ge-
nelkurmay Başkanlığı'na yö-
neltilen sorular "sürekli olarak
yanıtsız" bırakıldı. Askeri kay-
naklar, ordunun mühimmat
depolanmasına sıcak bakmadı-
ğını bildirirken Cumhuriyet'in
Genelkurmay Başkanlığı'na
yönelttiği yaalı somlara sözlü
olarak şu karşılık verildi:
"Henüz Genelkurmay ka-
rargâhına intikal etmiş ve açık-
lıga kavuşmuş bir konu değil-
dir. İlgili makamlarla verilecek
siyasi kararlardan sonra soru-
lara yanıt verilecektir. Bu aşa-
mada henüz açıklığa kavuşmuş
hiçbir şey Genelkurmay karar-
gâhında mevcut değildir."
Genelkurmay'daki askeri
yetkili, Cumhuriyet'in sorula-
rını şöyle yanıtladı:
" — ABD'den askeri heyet
gelmeyecek mi?
YETKtLt — Yok tabii, böy-
le bir şey yok henüz.
— Önümüzdeki hafta gele-
ceği söyleniyor...
YETKİLİ — Henüz hiçbir
şey açıklığa kavuşmuş durum-
da değil.
— 'Siyasi makam karar
alacak' dediniz. Dışişleri Bakan-
lığı siyasi makamın kararını
açıkladı.
YETKİLİ — Herhalde ora-
da bir karar verilecek. Ondan
sonra buraya gelecek.
Dışişleri kaynakları ise
ABD'nin mühimmat depolan-
ması konusunda "acete" etme-
diklerini beürtirken görüşmele-
rin Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın ABD'den dönmesinin
ardından yapılacak olan Milli
Güvenlik Kurulu toplantısın-
dan sonra başlayacağmı söyle-
diler. Üst düzeyde bir yetkili,
"Askerler sözlü bilgilendirme
De yetimniyoriar. Bakanlar Ku-
rulu ya da MGK'dan çıkacak
bir karann kendilerine yazılı ta-
limat biçiminde ulaştınimasını
istiyorlar" dedi. Önümüzdeki
birkaç hafta içerisinde ABD'-
den mühimmat depolanması
konusunda bir askeri heyetin
gelmesinin beklenmediğini de
kaydeden üst düzey yetkili,
şunlan söyledi:
"Bu ertelemede Genelkur-
may'ın tutumunun yanı sıra
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'-
ın ABD'den dönerek öncelikle
stratejik işbirligi önerisi konu-
sunda çeşitli birimleri bilgilen-
dirmesi de rol oynuyor."
Bilindiği gibi Genelkurmay
Başkanlığı, Körfez savaşında
Incirlik Üssü'nün ABD kulla-
nımına açılması için de siyasi
otoriteden "yazılı talimat" al-
ma yolunu secmişti. İncirlik'-
in ABD kullanımına açılmasın-
dan bir gün önce, Hükümet
Sözcüsü Mehmet Yazar'ın "üs-
sün kullanımını Genetkurmay'-
ın takdirine bıraktıkianm"
açıklamasına karşın, Genelkur-
may yetkiüieri, "Kullanım için
hükümetin yazılı talimat ver-
mesi gerektigini" bildirmişler-
di.
Ş binlerce bUgisayar
ETA programla çahşıyor, randıman, iyi eonuç
veriyor. Üstün kalite, farkh eğitim ve destek,
kesin güvence için siz de ETA kullanın.
Program denince, kesinlikle!
1:0)132 80 13 1413123 148 30 13 Ankara: (4) 127 44 07 127 55 74 izmir (51) 63 16 24
DENKTAS - BAKER GÖRÜSMESİ
Rımı ve Türk yetkilileri sııskım
İZZET RJZA YALIN
LEFKOŞA — KKTC Cum-
hurbaşkanı Rauf Denktaş ile
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker arasındaki görüşme taraf-
Iar arasında, çeşitli yorumlara
neden oluyor. Türk tarafı görüş-
meyi yarı tamnma olarak nite-
leme eğiliminde.
Denktaş ile Baker'ın Was-
hington'da görüşeceğine ilişkin
gelişmeler şimdiye dek olduğu-
nun tersine öteki gelişmeler gi-
bi büyük tepki yaratmadı. Gö-
rüşme Kıbrıs Türk kesimine bir
gün sonra yansıyarak dünkü ga-
zetelerde manşette yer alırken
Kıbrıslı Turk ve Rum yetkililer
suskun kalmayı yeğlediler.
KKTC Cumhurbaşkam Denktaş
her zamanki tutumunun aksine
görüşme haberinin ulaşmasının
hemen sonrasında gazetecilerle
görüşmeyeceğini söyledi. Bu
alanda belirli kaynaklarla du-
yurduğuresmive gayri resmi gö-
rüşlerini yansıtmaktan kaçındı.
Rum Yönetimi Başkanı Yeor-
gios Vasiliu, Baf bölgesindeki
Mandirya Rum köyünde de
Türk tarafıyla ABD ve BM'ye
göndermelerde bulunmakla
yetindi. Fileleftheros gazetesi,
görüşmenin olmaması için Yu-
nan ve Rum yetkililerin uğraş
verdiğini yazdı. Aym kaynaklar,
ABD'nin Türkiye'yle ilgili tutu-
munun Türkiyeli yetkilileri cesa-
retlendirdiğine inanıyor.