Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunyet Maıbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırkeiı adına
N'adir Na* 0 Ccnel Yayın Muduru Hmsam CenaJ, Muesscse Nfuduru
EmiK Işiklıgil. Vazı Işlcn Muduru. Ok>> GdKnda. 0 Haber Merkcn
Muduru \alçm Bayer. Sayfa Duzenı Yonetmenı Ali Actr 0 Temsılcıler
ANKARA Alıncl Tan. IZMİR: HikaMt Çctiakıyl, ADANA: Çetta Vi*«»ojlu
It PoluU tri.i B*l»f^. Dı; Haberleı hrf Mo. Ekonomı O ^ ü Tartu. Is-Stndıia Şa*ro> l c c n Kultur CHal Lsttr.
Istanbul Haberierı kesıl Kafak. Ejılım Gtaoj ŞayİM. Vur* Haberltn Nccdet Doftu. Spor Danıjmajıı AMalk4«r Ivrdua.
Dızı Wıiar k t m ÇılıskM. Arajtırma $•*» Alj»* Dumtıne AMallsft laaa 0 Koordınatot AİHBM KonhM Q Mali
Isler Enıl lrt.ı 0 Mahiit» «•*•! Yc~f 0 Buı.c-Ptanluu Snfi OtaukciMtta # feklajn 4»e Toru 0 Ek Yajmlar
H«/r» <lw>l 9 Mı-r Hataıa G«m 0 Isknım Oadrr Ç«ük 0 Bllgı l;fcm Va« !•* # ftısonel S
hj.ı» KUTA Başkan Nadır Sxlı aaun w li/a/ı Cumlnıriyet M«*>j<rılji ve GuctcaSk T.A.Ş. Torkocaj] Cad 39/41 C«Jak>Jlo
Ok») AktaL lalçn B»<r. Hum M3J4 Isi PK. 246 - lsuntul Tsl. !!2 05 05 (20 hal). Tefcl. 22246, Faj II) 526 60 72 0
Cnal. Hikao Çttiaiuj*. Oka» Burokır U b » Z.y. GAkalp Blv lnıdap S No 19 4, Td 133 II 4M", Tde> 42344. Fax (41 13)
Goataaa, LJc» Mmmcm, Utu « t 5 | izaaır H. Zl>» Blv. 1352 S. 2,3. Td 13 I! 30. Teta 52359. Fw (51) 19 53 60
Sdpak. A» Sfeıaa, Akaet Tıa 0 AdaaK lnftnU Cad. II» S No- I K»ı 1 T« 19 37 52 (4 hal). Teleı 62155. Fa» (71) 19 25 71
TAKVfM: 2 NİSAN 1991 tmsak: 5.12 Güneş: 6.40 öğle: 13.12 tkindi: 16.47 Akşam: 19.36 Yatsı: 20.58
İzmir-Bornova'da bir heykel
Amazonlar
kente îndiEntel Amazon Bornova'daki Amazon
heykeli elinde yayı, sırtında oklan ile tam bir
Amazon. Ama bir elinde kitap olduğu için
ona 'Entel Amazon' diyenler de var. Bir
diğer adı Tesettür heykeli'.
ÜMİT OTAN
İZMİR — Binlerce yıl önce
Smyrna yöresindeki göçebe
toplumları yerleşik düzene ge-
çirdikleri sanılan savaşçı Ama-
zonlardan biri geriye döndü.
Bornova'nın en kalabalık
meydanında bir elinde yayı, sır-
tında oklan ve belinde iki ağızlı
baitasıyla eski günlerini yaşıyor
sanki. Tek farkı bir elinde kitap
taşıması. Bu nedenle Bornova-
lılar ona "Entel Amazon" adı-
nı takmışlar. Giysisini "pek
açık" bulanlar da "Tesettür
heykeli" diyorlar...
Homeros onlar için "Erfcek
gibi Amazonlar" diyor. Geliş-
miş kaslarıyla, dövüşkenlikle-
riyle, atları, arabaları çekmek
için değil binek hayvanı olarak
ilk kez kullanmalarıyla bu ni-
telemeyi haketmiş Amazonlar.
Mitolojiye göre Karadeniz'in
Terme Çayı kenarlarından ba-
tıya geldiklerinde goçebe toplu-
mun insanları onları şaşkınljkla
izlemişleı.
lşte o Amazonlardan birinin
yolu 5 bin yıl sonra yine Bor-
nova'ya düşmüş. îlk geldikle-
rinde nasıl şaşkınlık yarattılar-
sa bugunlerde de aynı şaşkınlı-
ğı >
f
aratmışlar. Bornova Beledi-
yesi birçok değeri içinde barın-
dırmasına karşın kentlerinin bir
kimliğe kavuşamamasından ya-
kınıp yeni arayışlara girmişler.
Amazon - Artık kitap okuyor.
Basın ve Halkla Ilişkiler Müdu-
rü Cengiz Du>ar anlatıyor:
"Amazonlann kente Nif Çayı
yöresinden girdiği ve Bornova
1
ya da ugradıkları biliniyor. Biz
Amazon'a sahip çıktık. Bir be>-
kelini >apüralım dedik. He>kel-
tıraş Biilent Ötike yainızca
malzemeyi verdik. O heykeli
belediyemize hediye olarak vap-
tı. Sonra bevkeli Bornova'nın
en kalabalık alanına diktik."
Amazon, Bornova'nın en ka-
labalık alanında herkese mey-
dan okurmuş gibi duruyor. Bir
elinde yayı, adaleleri erkeksi.
Sol elindeki kitabı da gökyüzü-
ne doğru uzatmış. Etekleri rüz-
gârdan uçuşmuş, bacaklarının
büyük kısrru ortada. Altında
küçük bir plaket:
"Anaların anası Kybele'nin
kadın savaşçılan Amazonlan
saygıyla anıyoruz."
İlk kıyamet Amazon'un çok
"açık saçık" oluşundan kop-
muş. Uzun süre Amazon'u sa-
rıp-sarmalayıp bekletmişler. Bu
sıralarda adı "Tesettiir heyke-
li"ne çıkmış Amazon'un. 10
ocakta tesettürden kurtulan
Amazon için bu kez belediye-
ye telefonlar yağmaya başlamış:
"Bu çıplak nereden bizim
anamız oluyor! Biz böyle bir
çıplağı analıga kabul etmiyo-
nız."
Tüm bunların bilgisizlikten
kaynaklandığını söylüyor Du-
yar. Değerlerimize sahip çıkma-
dığımız için de Bergama Suna-
ğı gibi değerli yapıtlan kaybet-
tiğimizi ekliyor.
Amazon'un yöresinde gezer-
ken vaşh bir teyzeye yanaşıp so-
ruyoruz, "Bu ne heykeli?" di-
ye. Atatürk heykelinden başka
heykel bilmediğini belirten yaşlı
teyze eklemeden yapamıyor:
"Çok çıplak bir kadın bu og-
lum..."
Bornova'nın üniversitelileri
de en az kitap okunan ülkeler-
den biri olan Turkiye'de Ama-
zon'un kitapla "poz vermesini"
gülumseyerek karşılayıp "Bizim
bildigimiz savaşçı Amazon 5
bin yılda entelleşmiş" diyorlar.
Tozu dumana katarak beş
bin yıl önce Bornova'ya da uğ-
rayan Amazonlardan biri kesin
dönüş yaptı. îlk seferine göre
bu kez biraz mahzun ve buruk:
Sanki anlaşılamamasının hüz-
nünü yaşıyor...
'KiKİmiai; dayak
yememeyi öğrenmelî'
GAZİANTEP (Cumhuriyet)
— Türkiye'de eğitim görmüş
çiftler arasında da "dayak ola-
yı"nm görüldüğü bildirilerek
"kadının dayak yememeyi ög-
renmesi gereküği" vurgulandı.
lstanbul Üniversitesi Tıp Fa-
kültesi öğretim üyelerinden
Prof. Türkân Saylan, Gazian-
tep Anakent Belediyesi'nce dü-
zenlenen "Dünyamızda Çağdaş
Kadının Konumu" adlı panel-
de yaptığı konuşmada, 1926 yı-
lında kabul edilen Medeni Ka-
nun'un bugün kadm-erkek eşit-
liği ya da eşitsizliği açısından
büyük bir sorun oluşturduğu-
nu biJdirdi. Türkiye'de çağdaş
olma fırsatına sahip kadın nü-
fusunun oldukça küçük bir
azmlık oluşturduğunu vurgula-
yan Saylan, "Çağdaşlığın ilk
koşulu kadın-erkek eşitligidir.
lnsan haklan henüz biitiin
dünyada tam anlamıyla anlaşı-
lamamış dunımda iken tıpkı
si>nh-beyaz ayrımı gibi sonıul
bir kadm-erkek aynmının oldu-
gunu görüyoruz" dedi.
Saylan sözlerini şöyle sürdür-
dü:
ALMANYA
Zekâ testi
karmaşası
ANKARA (ANKA) — Al-
manya'da, bu ülke vatandaşı ve
yabancı çocuklar için standart
olarak uygulanan zekâ testleri
nedeniyle gurbetçi minik Türk-
lerin önemli bölümünün yıilar-
dır "geri zekâlı" olarak fışlen-
dikleri öne sürüldü.
Milli Eğitim Bakanlığı Perso-
nel Genel Müdürü eski Bonn
Egitim Atasesi Mustafa Özkan
"Almanya'da öğrenim güçlüğü
çeken ve bedenen sakat bulunan
çocuklann devam ettiği özel eği-
tim okullarında (Onderschule),
yabancı çocuklar konusmasız
test edilir. Fakat Tiirk çocukla-
n bu konusmasız testlerdeki
oyıın ve oyuncaklara yabancı ol-
duğundan basan oranlan daima
dıişük olmaktadır" dedi.
Türk çocuklarının özel eğitim
okullanndaki oranının yüksek
olduğu biliniyor.
"Türkiye'de eğitim görmüş
çok sayıda kadın, yine eğitim
görmüş çok sayıda erkekten da-
yak yemektedir, hakaret gör-
mektedir. Dayak olayının eği-
timle bağlantısının olmadıgını
çok iyi biliyonım. Bunun için
öncelikle kadının dayak yeme-
meyi öğrenmesi gerekmektedir.
Bunu yaparsak çagdas kadın
olabilme fırsaUnı da yakalaya-
biliriz.
tsveçre'den model aldığımız
medeni yasamız o larihıe son
derece çağdaş iken sonralan ye-
tersiz kalmıştır. Bunun için Is-
viçre de medeni yasasmı 1990
yüında değişürmiştir. Bugün
Tiirk Medeni Kanunu'nda
kadın-erkek eşitligi Ukesine ay-
kın bir siirü kurallar vardır."
Prof. Saylan, "kadınlara
karşı her türlü aynmcüığın ön-
lenmesine ilişkin sözleşmenin
1985 >ılında Türkiye tarafmdan
da imzalandıgını" belirterek
"Bu uluslararası sözleşmede ge-
tirilen kurallara uymak ve top-
lumu ona göre yönlendirmek
gerekmektedir" diye konuştu.
Futbolda "kayıp sezon"yaşayan San-Lacivertliler, potadaki mutluluğun tadını çıkanyor
Fener basketi severEIi tîtremeyen oyuneu Fenerbahçeli
yöneticiler, bu sezon şampiyonluğa nasıl
ulaştıklarınm öyküsünü anlatırken "eli titremeyen
oyuncu" faktörüne değiniyorlar. Koç Çetin Yılmaz
ve menajer Doğan Hakyemez, Hüsnü ve Levent'i
zor anda paniklemeyen oyuncular olarak San-
Lacivertli renklere katarlar.
LEVENT YUCELMAN
Bir şampiyon düşünün; o>un-
cusu, koçu, yöneticisi el ele
vermiş, seyircisi her zaman ar-
kasında, hedefini başan olarak
beiirlemiş, 25 yıllık özlemiyle
çalışmış çabalamış, sonunda
mutlu sona ulaşmış. Evet, yuka-
nda tarifini yapmaya çalıştığı-
mız takım Fenerbahçe. 1966'da
kurulan Türkiye Erkekler Dep-
lasmanlı 1. Basketbol Ligi'nde
lig şampiyonluğu görmeyen Fe-
nerbahçe bu arzusuna bu yıl
ulaştı ve '90-91 sezonu lig
şampiyonu' unvanını aldı.
Fenerbahçe'nin çeyrek asırhk
özleminin bitmesi kolay olma-
dı elbette. Sezon başında kulüp
başkanı Metin Aşık, basketbol
şubesi yetkililerini karşısına alıp
şampiyonluk istediğini belirt-
mişti. Bu konuda takıma geniş
transfer yetkisi verildi.
Sonuçta transfer döneminde
"panik" olmayan basketbolcu-
lar arandı ve Efes Pilsen'den
Levent Topsakal ile Nasaş'ta
geçirdiği sakatlık nedeniyle çok
az maç oynayabiien Hüsnü Ça-
kırgil transfer edildi. Aynca Çu-
kurova'dan gelen Kemal Dinçer
ve Beslenli Biilent Tacettin ile de
kadroya takviye yapıldı. Böyle-
ce F. Bahçe transfer dönemini
atlatıp lige giriş yaptı. Ligde ta-
kımın uyumu ve temposu mü-
kemmeldi ve bir makinenin diş-
lileri gibi herkes görevini yapın-
ca San-Lacivertli ekip zirveye
çıktı.
Fenerbahçe'nin şampiyonlu-
ğunda buyük pay sahibi olan
Koç Çetin Yılmaz mutlu mu
mutlu. Oyunculara bir arkadaş
gibi davranan ve motivasyonu
tek kelime ile "barika" olan Çe-
tin Yılmaz, "Gerçek başan
oyuncularındır. Onlar sayesin-
de biz de ön plana çıktık"
diyor.
Bir şampiyonluk öyküsünü
şöyle anlatıyor Çetin Yılmaz:
"Gecen sezon kaçan şampi-
yonluk bizi oldukça uzmüştü.
Ancak Cumhurbaşkanhğı Ku-
pası'nı kazanmamız bizi aynı
derecede hırslandırdı. Levent,
Hüsnü, Bülent, Kemal ve genç
takımdan gelen Giiray ile şam-
piyonluk miicadelesi verebilecek
bir takım kurduk."
Takımdaki başannın anahtan
neydi? Yılmaz bu soruyu
"uyum" şeklinde cevaplandıra-
rak "Uyumlu bir takım kurduk
ve çalıştık. Takımdaki herkes
görevini bildi. 3 dakika oynayan
oyuncu ile 30 dakika oyunda
kalan ovıııicunun motivasyonla-
rı aynı seviyedeydi. Takımdaki
birlik, uyum, bize başarıyı
getirdi" diyor.
Hedef iyi basketbol
Galibiyetin kendisine yetme-
diğini belirten Çetin Yılmaz göze
hoş gelen bir basketbol oynama-
yı hedefliyordu. Yılmaz, "Şam-
piyon olalım ama bizleri izleme-
ye gelenJere iyi basketbol seyret-
tirelim diyorduk. Bunu da bü-
yük ölçüde başardık. Galatasa-
ray ve Beşiktaş (araftarlan bile-
Fenerbahçe maçlarından zevk
alır hale gelmişti" diyor.
Fenerbahçe kenar yönetimi-
nin değişmez isimlerinden biri-
sidir menajer Doğan Hakye-
mez. "Dodo" lakaph Doğan
Hakyemez kenardan avazı çık-
tığı kadar bağınp oyunculara
moral vermeye çalışır.
Hatta sahaya atılan yabancı
cisimleri ve bu sayede gelebile-
cek büyük cezaları önlediğine,
kimi zaman hakeme itiraz etti-
ğine Fenerbahçe uğruna diska-
lifiye bile olup tribüne çıkma ce-
zası aldığına çoğu kez şahit ol-
Göl batacesânde stres lstanbul Lütfi Kırdar
Salonu'ncfa play-offun ikinci maçma çıkan
Fenerbahçe takımı sahanın gül yapraklan ile
donatıldığmı görür. Hakyemez o anı şöyle
anlatıyor: "Bir gül bahçesi içinde taraftar
şampiyonluğa şartlanmıştı. Seyirci baskısı ve
üzerimizdeki gevşeklik nedeniyle kaybettik."
bizden mutlak galibiyet bekledi.
Bu nedenle bizim ber maçımız
bir finaldi. Play-offun Uk ma-
çında Aliço, Larry ve Levent sa-
kattı ve 'Fenerbahçe ligi alır gö-
türür sonunda şampiyonluğu
başkasma kaptırır' görüşü hâ-
kimdi. Paşabahçe bizim en
zor maçımızdı. Eksiklerimiz ve
sakatlanmızla korkuyorduk."
Çekindikleri Paşabahçe maçı-
na korku ile çıktıkiannı belirten
Hakyemez, "Biz hangi maçtan
çok korkuyorsak hem o maçta
çok iyi oynuyoruz hem de fark
yapıyonız" diyordu.
Finalde Bursa'daki maça çı-
karken de korktuklarım açıkla-
yan Doğan Hakyemez sahadan
farklı galip ayrıldıklarını hatır-
latıyordu. Haikyemez fınal maç-
Iarını şöyle anlatıyordu: "Bur-
sa'da herkesin kafasında maç
vardı ancak yüzler 'kireç' gibiy-
di ve agızlan bıçak açmıyordu.
Korktuğumuz için işi sıkı tutup
o maçı kazandıktan sonra takım
havaya girdi ve herkes biz bu işi
3-0 bitiririz diye düşündü."
İLK ŞAMPİYONLUK— Fenerbahçe, 25 yıl sonra ligdeki ilk şampiyonluğu kazanırken ABD'li oyun-
cu Larry Richard, hem sayı hem de ribaunt kraJı olarak ligi tamamladı. Böylece Fenerbahçe'nin
ABD'li oyuncusu, Türkiye'de bulunduğu 4 yılda 3. şampiyonluğu yaşadı. (Fotoğraf: Murat Yığcı)
muşuzdur.
Hakyemez'den şampiyonluk
hikâyesini dinliyoruz. "Geçen
yıl Fenerbahçe'den ayrılacak-
tım. 24 yıl şampiyon olamamış-
tık ve artık şampiyonluğun bi-
ze kısmel olmadığına inanarak
'Biz bu işi bırakalun. Ne biz ne
takım ne de taraftar üzülsün'
dedik."
Hakyemez sözlerini şöyle sür-
durüyor: "Başkan Metin Aşık
tam bu aşamada beni yanına ça-
ğırdı ve basketbof liginin 25. yı-
lına girerken 'takımı şampiyon
yapmak için ne gerekiyorsa
yapın' dedi."
Eli titremeyen oyuncu
aranıyor
Koç Çetin Yıhnaz ile birlikte
hemen transfer çalışmalanna
başladıklarını belirten Hakye-
mez, "Kritik anlarda elleri tit-
remeyen oyuncu arayışına gir-
dik ve aklımıza gelen ilk isim
Efes Pilsen'den Levent oldu.
Sonra Fatih'in Tofaş SAS'a
transfer olmasıyla şutör arama-
ya başladık. Hüsnü ve Ömer
Büyükaycan arasından biz ter-
cihimizi Hüsnü için kullandık.
Çiinkü onun da elleri titremiyor
ve seyirciden etkilenmiyordu.
Böylece lige girdik" şeklinde
konuşuyor.
Hakyemez ligde yaşadıklan
zorluklar konusundaki sorumu-
zu ise şöyle cevaplandırıyordu:
"Çok iyi çalışıp ligde başan sağ-
ladık, ancak seyircimiz bizi çok
zorladı. Çünkü klasman gnıbu-
nu 1. bitirmeyi garantilediğimiz
son 4 maçta dahi taraftarlanmız
Gül bahçesinde büyük
stres
"lstanbul Lütfi Kırdar Salo-
nu'nda sahaya çıktık ve çok şa-
şırdık. Salon tıklım tıklım do-
luydu ve saionun zemini dahil
her yer gül içindeydi. Bu gül
bahçesinde taraftanmız şampi-
yonluğa şartlanmıştı. Seyirci
baskısı ve üzerimizdeki gevşek-
lik nedeniyle maçı kaybettik.
Adana'da maça korkarak çıkıp
rahat kazandık, ardından ispar-
ta'da etkili olamadık ve yine ye-
nildik. Antalya'daki maçtan da
çekiniyorduk. Çünkü her şey bu
maçta belli olacaktı. Maçtan
önce Larry'nin kan şekeri düş-
tü.ve serum bağlandıktan son-
ra maça çıkabildi."
Hakyemez, kendisini bu se-
zon en çok üzen olayın GaJata-
saray yenilgisi olduğunu ve bu
maçı hakem nedeniyle kaybet-
tiklerini belirterek hedeflerinin
Türk basketbol tarihinde ilk de-
fa ligi, play-offu ve Cumhur-
başkanlığı Kupası'nı kazanan
takım ohnak olduğunu belirte-
rek sözlerini tamamladı.
Antalya'daki maçtan sonra
topu, formasını ve kor makas-
la keserek aldığı potanın filesi-
ni kimseye kaptırmayan ve bun-
ları hatıra olarak saklayacağını
açıklayan Kaptan Aliço ise 10
yıldır Fenerbahçe'de olduğunu
ve basketbolu bırakırken pota-
lara şampiyonlukla veda ettiği
için ayrı mutluluk duyduğunu
belirterek şampiyonluk hepimi-
ze hayırlı olsun dileğinde
bulundu.
Takımın sessiz, sempatik ve
ligin en iyi yabancısı seçilen
ABD'lisi Larry Ricbard ise kay-
betmeyi hiç sevmeyen birisi ol-
duğunu ve savunmada yapılan
yanhşlarda takım arkadaşlarına
kızdığını belirterek Fenerbahçe
gibi bir takımın hiçbir zaman
kaybetmeyi deği] kazanmayı dü-
şünmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'ye geldiği 4 yıl için-
de 2'si Eczacıbaşı'nda olmak
üzere 3 şampiyonluk gören
Larry Richard, güler yüzlü ifa-
desi ile mutluluğunu ifade edi-
yordu. Bu yıl takunı sırtladığını,
takımmın sayı kralı, ligin ise ri-
baunt kralı olduğunu hatırlattı-
ğımızda ise "Bu, tüm takım ar-
kadaşlanmın başansıdır" şek-
linde alçakgönüllü bir cevap ve-
riyordu.
Yöneticisinden, taraftarına
kadar tüm Fenerbahçeüler şim-
di potaların San-Laciverte bü-
rünmesinin mutluluğunu yaşı-
yor.
Sepetçi kasrınabasın merkezi
Nisan ayı sonunda uluslararası basın ve
enformasyon merkezi olarak açılması
planlanan Sepetçi Kasn uzun süredir boş ve
bakımsız bir durumdaydı.
İstanbul Haber Servisi — Sa-
rayburnu'ndaki Sepetçi Kasn ni-
san ayı sonunda Uluslarraası
Basın ve Enformasyon Merkezi
olarak hizmete açıİacak.
1643 yılında Sultan 1. İbrahim
tarafından Topkapı Sarayı'nın
Yalı Kasn olarak yaptınlan Se-
petçi Kasn, uzun yıllar Osman-
lı donanmalarının açık denizle-
re uğurlandığı yer olarak kulla-
nılmış. Cumhuriyet döneminde
de zaman zaman askeri hizmet-
lere tahsis edilmiş. Uzun bir sü-
redir ise boş ve bakımsız olarak
duruyordu.
Sepetçi Kasrı adjnı rivayete
göre namı diğer 'Deli tbrahim-
den aldığı söyleniyor: Deli İbra-
him, sepet ormesini oğrenme>
r
'
kafasına takmış. Bunun için de
buldurduğu tüm Çingene sepet-
çilerini bu kasra getirttirirmiş.
Burada onlarla birhkte sepet ör-
meyi öğrenirmiş. Sonralan kas-
rın adı da 'Sepetçi Kasrı'na çık-
mış.
1200 metre kare alan uzerine
kurulu bu kasır, Bizans dönemi-
ne ait kemerler ve tonozlar üze-
rine oturtulmuş.
1985 yılında Basın Yayın ve
Enformasyon lstanbul ll Mü-
dürlüğü, Uluslararası Basın
Merkezi projesinin taslağını ha-
zırlayıp 3 yıl sonra da proje ha-
yata geçirilince Başbakanlık Ba-
sın Yayın ve Enformasyon Ge-
nel Müdürlüğü'ne Bizans ve Os-
manlı medeniyetinin izlerini ta-
şıyan bu kasır tahsis edildi.
Restorasyon ve proje planla-
ması yapıldıkıan suuıa 1989 yı-
lında ihaleye çıkanldı. Restoras-
yon çalışmalan 1990 yılında
başladı. Bu ayın sonunda ise
Cumhurbaşkanı Özal tarafın-
dan açılışının yapıknası planla-
nıyor.
Dün, lstanbul Valisi Cahit
Bayar'la birlikte kasırda incele-
melerde bulunan Basın Yayın ve
Enformasyon İstanbul İl Müdü-
ru Orhan Taşan, amaçlarının
başında yabancı basın mensup-
lanna çeşitli hizmetler ve kolay-
lıklar sunmak ve Türkiye'nin dış
tanıtımına katkıda bulunmak
olduğunu belirterek şu bilgileri
verdi:
"Burada başta basın toplan-
(ıları olmak üzere çeşitli etkin-
likler düzenlenerek haber ureti-
lecek. Türkiye'nin dış tanıtımı-
na katkıda buiunacak haber ve
yorumların daha saglıklı deger-
lendirilmesine baz temsil edecek
dokumanları yabancı basın
mensuplarının hizmetine suna-
cağız. Aynca yerli basının dış
haberleıie ilgili mensuplan da
aynı hizmetlerden yaraıianacak-
lar.Devletvehükümet yeikilileri,
yabancı devlel adamları önemli
haber kaynaklan bu mekânda
bir araya getirilecek."
Taşan, böylece burasının "ya-
bancı gazetecilerin ikinci ve de-
ğişmeyen adresi olacağım" da
belirterek dışanda merkezin adı-
nın duyulmasıyla dış basının
Türkiye'de daha ağırhklı üslen-
mesinin düşünüldüğünü ve bu-
nun sonucunda da Türkiye'nin
dış başında sık sık yer almasının
sağlanacağını belirtti.
Basm Yayın ll Müdürluğü-
nün de sekretaryasını yürütece-
ği merkezde 250 kişilik bir
kongre salonu, uydu aracılığıy-
la haberleşme sistemi, canlı ya-
yın sistemi, telefon, teleks, faks
ile donatılmış PTT merkezi, bil-
gisayar merkezi, sağlık odası,
banka şubesi, dinlenme salonla-
rı ve kafe yer alacak.
'Deniz Kıırdu-r
tatbikatı
• İstanbul Haber Servisi
— Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı'nın planlı
tatbikatlarından "Deniz
Kurdu l-91"in Marmara
Denizi'nde başlayan dünkü
bölümünde, hücumbotları
ve helikopterler tarafından .
güdümlü mermi atışlan
yapıldı. Elektronik harp ve
muhabere eğitimlerinin de
gerçekleştirildiği tatbikatın
bugünkü bolümünü, Deniz
Kuvvetleri Komutanı
Oramiral İrfan Tınaz da
izledi. Marmara Denizi ve
Karadeniz'de 7 gün sürecek
tatbikatı, Donanma
Komutanı Oramiral Vural
Beyazıt, Turgut Reis
firkateyninden sevk ve
idare ediyor.
"Hayvanlara
Sevgi Günleriw
• İSTANBUL (AA) —
Vakkoroma, "Hayvanlara
Sevgi Günleri" adı altında
bir dizi etkinlik düzenledi.
Geliri İstanbul Hayvan
SevenJer Derneği'ne
bırakılacak olan etkinlerin
ilkinde bugün, ses sanatçısı
Ajda Pekkan, genç bir
kıza makyaj yapacak.
Türkan Şoray'ın 7 mayısta
bir film kıyafetiyle piyango
düzenleneceği etkinliklerde,
mizah yazan Kandemir
Konduk 4 haziranda
"hayvan ve mizah"
konusunda görüşlerini
anlatacak.
13. tüp bebek
dddo^d u
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Biirosu) — Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi'nde Birgül adı
verilen 13. tüp bebek dün
dünyaya geldi. Tüp Bebek
Merkezi Başkanı Prof.
Refik Çapanoğlu,
bayramdan sonra yeni
uygulama döneminin
başlayacağını söyledi.
Demiryolları'nda işçi olan
Kenan Er, 15 yıldan bu
yana tedavi gördüklerini
belirterek "Eşim, Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi'nde bir ameliyat
oldu. Orada bize eşimin
tüp bebek için uygun
olduğunu söylediler. Bunun
uzerine geçen sene buraya
başvurduk" dedi. Prof. Dr.
Çapanoğlu'nun bulunduğu
doğumda dünyaya gelen 3
kilo ağırlığındaki kız
çocuğuna Birgül adı verildi.
Sigarasız gün,
31 mayıs
• ANKARA (ANKA) —
Dünya Sağlık örgütü'nün
(WHO), bu yıün "sigarasız
günü" olarak 31 Mayıs
1991 cuma gününü seçtiği
bildirildi. Türk Tabipleri
Birliği'nin (TTB) bülteninde
yer alan bir duyuruda,
Dünya Sağlık Orgütü'nün,
31 mayısta herkesi bir
günlüğüne "sigara
içmemeye" çağırdığı
belirtildi. Dünya Sağlık
örgütü, bu yılın sigara ile
ilgili genel temasını da
"kamuya açık yerlerde ve
toplu taşıma araçlannda
sigara içilmemesi" olarak
belirlendiği bildirildi.
'Şov devam
ediyor^
• Kültür Servisi — Robert
Kolej'in 500 kişilik tiyatro
sahnesi Suna Kıraç Holl..
Dün düzenlenen "Şov
devam ediyor" gecesinde
Robert Kolej mezunu
günümüz tiyatro sanatçılan
bir araya geldiler. Sahnede
Haldun Dormen, Nevra
Şerezli, Esin Eden, Nüvit
Özdoğru, Genco Erkal,
Can Gürzap, Yağız Tanlı,
Ali Taygun, Göksel Kortay,
Oya Başar, Nedim Göknil
ve Engin Cezzar vardı.
Gecede kolej tiyatrosuna
1970'lerden bu yana
katkılarda bulunan Dorothy
İz'e bir plaket sunulurken,
"Şov devam ediyor" gecesi
tüm sanatçıların geleneksel
koiej giysileri içinde hep
birlikte sahnede yer
almasıyla noktalandı.