Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 6 MART 1991
Ozal'a
hakaret
• ŞANLIURFA
(Cnmhuriyet) — SHP
Şanlıurfa Merkez İlçe
Başkanı Turan Sarıtemuz
hakkında Cumhurbaşkanı
Turgut özal'a hakaret ettiği
gerekçesiyle soruşturma
açıldığı büdirüdi. SHP
Genel Başkanı Erdal
lnönü'nün, Şanhurfa'daki
salon toplantısından önce
konuşurken
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ı sert bir dille eleştiren
ve "Deyyus", "Türkiye'yi
bir buçuk insan yönetiyor,
biri Turgut diğeri de
Semra" şeklinde sözler
kullandığı öne sürülen SHP
Şanlıurfa Merkez İlçe
Başkanı Turan Sarıtemur
hakkında cumhuriyet
savcılığınca soruşturma
başlatıldığı bildirildi.
'Af oyun değildir'
• ANKARA (Cumhuriyel
Bürosu) — tnsan Hakları
Derneği Ankara Şube
Başkanı Muzaffer Ilhan
Erdost, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın
açıklamalarıyla af
konusunun yeniden
gündeme geldiğini
anımsatarak "Af ciddi bir
konudur, bu bir oyun
olmamah" dedi. Erdost, af
sözünün içerideki insanın
psikolojisini derinden
etkilediğinin göz ardı
edilmemesini de isteyerek
şöyle dedi: "Af konusu,
siyasal ve adli cezalar için
tum olarak ele alınmalı.
Af, onur kırıcı yöntemler
içermemeli. tnsan onuruna
yaraşır bir anlayışla
hazırlanmalı ve eşitlik
ilkesine uygun olmalı. Af
konusu çok tartışılmadan
sonuçlandınlmalı!'
Pir Sultan'a
engelleme
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Ankara Birlik
Tiyatrosu tarafından dün
Ankara'da sahnelenmek
istenen "Pir Sultan Abdal"
adlı oyun, polis tarafından
iki saat süreyle engellendi.
18.00 sıralarında Ankara
Sanat Merkezi'ne gelen
polis, valiliğin yasaklama
kararının durdurulması
yönündeki Ankara 4. tdare
Mahkemesi kararının
kendilerine ulaşmadığı
gerekçesiyle oyunun
sergilenemeyeceğini bildirdi.
Tiyatro salonundaki
seyircileri dışarı çıkartan
polis, 20.30 sıralarında
tiyatroyu terk etti. Bunun
üzerine oyun 21.15'ten
itibaren sergilendi.
Dev-Sol'a 7
beraat
• tstanbul Haber Servisi
— Yasadışı Devrimci-Sol
davasında yargılanırken *
Bayrampaşa Kapalı
Cezaevi'nden kaçan Dursun
Karataş ve Bedri Yağan'ın
yakalanmaları için
düzenlenen operasyonlarda
ele geçirilen 9 sanıktan biri
8 yıl 4 ay, birisi de 2 yıl 3
ay hapis cezasma
çarptırıldı. 7 sanık beraat
etti. Istanbul 2 Numaralı
Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde dünkü
duruşmada, savunmasını
yapan tutuklu sanık
Murtaza Demiralp, örgüt
üyesi olmadığını, ele
geçirilen silahlann da bir
çatışmada ölen kardeşine
ait olduğunu öne sürdü.
mahkeme heyeti, Murtaza
Demiralp'i silahlı örgüt
üyesi olmak suçundan 10
yıl hapis, tbrahim
Gündoğdu'yu da örgüt
üyelerine yataklık suçundan
2 yıl 3 ay hapis cezasma
çarptırdı. Demiralp'in cezası
daha sonra hafifletici
nedenlerle 8 yıl 4 aya
indirildi. Tutuksuz olarak
yargılanan 7 kişi de delil
yetersizliğinden beraat
ettiler.
Demokrat
toplatıldı
• İç Politika Servisi—
Demokrat Dergisi'nin 10.
sayısı Istanbul 1 Nolu
Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nin kararıyla
"Kemalizm'in Sonu mu, TC
'Kürtlerini' Keşfediyor"
başhkh yazı ve "ERNK:
Gerici Statüko
Parçalanıyor" başhkh
röportaj gerekçe
gösterilerek "Milli
duyguları zayıflatmak ve
yok etmek amacıyla
propaganda yapıldığı
gerekçesiyle toplatıldı.
ÖZAL — Birinci tekil kişili. — Tekdüze. AKBULUT — Bnlanık. DEMİREL — Renkli.
Dil Derneği Yazmanı Sevgi Özel, siyasilerin dil yanlışlannı saptadı
Liderler Türkçeden sınıfta kaldı
AYŞE SAYIN
ANKARA — "Bir politikacının en et-
kili silahı nedir?" sorusunun yanıtların-
dan biri de "diTdir. Ancak politikacıla-
rın dili kullanmada çok özen gösterme-
diği dikkat çekiyor.
Dil Derneği Genel Yazmanı, yayıncı
Sevgi Özel, siyasi liderlerin yaptıkları dil
yanlışlarını 8 yıl süresince yaptığı bir
araştırmayla saptadı. özel, 1983 seçim-
leri sonunda milletvekillerinin
TBMM'deki ant içme töreninde yaptık-
ları dil yanlışlarının kendisi için bir baş-
langıç noktası olduğunu söyledi. örne-
ğin milletvekillerinin buyuk bölumu, ye-
min metnindeki "demokrasi", "laik",
"ijkılap" sözcüklerinde soylem yanlış-
larına düştu. Buradan yola çıkan Özel,
daha sonra eski Cumhurbaşkanı Kenan
Evren, Cumhurbaşkanı Turgut Özai
(Başbakanlığından itibaren), SHP lide-
ri Erdal İnöniı, DYP Genel Başkanı Sii-
leyman demirel ve başbakan olduktan
sonra da Yıidınm Akbolut'un dil ve söy-
lem yanlışlarını saptamış. Özel bu araş-
tırmasını halen sürdüruyor.
özel, milletvekillerinin ve bazı siyasi
liderlerin, "biiyük" dil hatalan yaptığı-
nı belirterek araştırmayı yaparken "ar-
tık doğru kullandıkları sözcükleri
ayıkladıgını" soyiedı. Çağdışı anadili eği-
timinin sorumlularının dil yanlışlannı
ortaya koymakta işe başladığını anlata-
na Özel'in araştırmasına göre siyasilerin
"dil portresi" şöyle:
Cumhurbaşkanı Turgut Özal: 1983'ten
bu yana konuşmalanyla en çok ilgi çe-
ken lider. öyleki birçok ANAP'lı parti
yöneticisi, kendisine özal'ı örnek alıyor.
Özel, adını bilmediği bir politikaa TV'de
konuşurken bunun ANAP'lı olduğunu
kestirebıldiğini söylüyor. Özal'ın en be-
lirgin özelliği başbakanlığından bugüne
değin "birinci tekil kişi"li konuşması.
özel, politikacılığın bir ekip işi olması-
na karşın özal'ın "Ben yaptım" gibi ko-
nuşmaları seçtiğini söylüyor. Aynı sap-
tama Kenan Evren için de geçerli. özal,
özel günler dışında çok az hazır metin
kullanıyor. Metin dışı konuştuğu için sık
sık yinelemelere düşüyor, bu nedenle de
vermek istediği mesajı tam iletemiyor.
özal'ın en çok kullandığı sözcük "haki-
katen". Çok eski ve çok yeni sözcükleri
bir arada kullandığı gibi Batı kaynaklı
sözcüklere sıklıkla yer veriyor. örneğin
bazen "Başkan Bush", bazen de "Presi-
dent Bush" diyor. özal'ın bir başka özel-
liği, politika ilminin bazı ana kuralları-
na uymaması. Yani protokol ve bazı ku-
ralları uygulamıyor. örneğin rahatukla
"Arkadaşım Bush" diyebiliyor.
Başbakan Yıidınm Akbulut: Sevgi
özel, "tekdüzelik" ve "kavram
bulanıklıgı" açısından en güzel orneğin
Başbakan Akbulut olduğunu söylüyor.
Eğer Akbulut'un konuşmasının içeriği
daha önce duyurulmamışsa anlamak
çok zor. Anlatımı "son derece bulanık"
olan Akbulut'un söz varlığı da çok kı-
sıtlı. Akbulut'un "Türkiye Tiirktür" so-
zünden bir şey çıkarmak çok zor oldu-
ğu gibi "Atatürk 'Ne Mutlu Turkum
Diyene' demiş ama 'Nereden
geliyorsunuz' dememiş" sözlerinin ne
anlarna geldiğini kestirmek de oldukça
zor. Akbulut, çoğunlukla eski Türkçe
sözcüklere yer veriyor ama bunları da
yerli yerinde kullanamıyor.
Erdal Inönii: Politikacıhğa başladığı
ilk dönemlerde son derece "tutuk" ve
"tekdüze" konuşan SHP Genel Başka-
nı Erdal lnönü'nün neyi vurgulamak is-
tediği, ertesi gün çıkan gazetelerde oku-
nunca anlaşılabiliyor. Ancak tnönü'de
"mantık, kavram kargaşas" yok. Genel-
de kısa cümleler kuruyor ve çok az dil
yanlışı yapıyor. tnönü son zamanlarda
konuşmasındaki "tutukluğu" aştığı gi-
bi deyişler kullanmaya başladı. Örneğin,
"Sıkıysa yapsınlar" gibi deyişler kullan-
maya başlayan lnönü'nün bu tavrı ka-
muoyu ve siyasi çevrelerde yadırganıyor.
SiUeyman Demirel: Siyasi liderler için-
de "en renkli'1
konuşma üslubuna sahip
olan Demirel, sözcükleri, ortamına gö-
re seçiyor. Sağlam bir mantık zincirine
sahip olan Demirel, 10 yıl öncesine göre
daha fazla öztürkçe sözcuk kullanıyor.
Buna karşın, eski ve yeni sözcükleri yan-
yana kullanabiliyor. Eğer alay edecekse,
kızgınsa ya da bir şeyi özellikle vurgu-
lamak istiyorsa deyim ve atasözlerinden
yararlanıyor. Eğer bölge gezilerine çık-
mışsa dinleyicilerin özelliklerine göre yö-
EVREN — Karmaşık. ECEVtT — En iyi kuüanan.
resel devislerden yararlanıyor. Demirefin
salon konuşmalan ile alan konuşraaları
çok farklı. Orneğin bir seçim gezisindey-
se "Go sandıgı önlerine" diyebiliyor. Za-
man zaman "Beleşe konarlar" gibi ar-
go sözcükler kullanabiliyor. Aynca siya-
set sözlüğüne kattığı deyişler var; "Dev-
letin başı, hiıkiimetin başı" gibi. 12 Ey-
lül oncesi Ecevit'e "Başbakan" dememek
için bulduğu bu deyişi şimdi özal ve Ak-
bulut için kullanıyor. Demirel de Erdal
tnönü gibi çok okuyan bir lider olduğu
için söz varlığı kısıtlı değil. 2 paragraf-
da bir "Binaenaleyh" sözcuğünü kulla-
nıyor. "Fevkalade" sözcuğünü de çok
seviyor.
Biilcnt Ecevit: Sevgi özel diğer lider-
ler gibi DSP Genel Başkanı Bülent Ece-
vit'in dil kullanımını özellikle inceleme-
miş. Ecevit'i "Türkçeyi en iyi kullanan
lider" olarak tanımlayan Özel, özellikle
başbakanlığı döneminde birçok yeni söz-
cüğü ilk kez kullanan lider olarak da hal-
ka öncülük ettiğini söylüyor.
Eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren:
Metinsiz konuştuğu zamanlar sözu çok
uzatıyor. Evren, önünde bir metin olsa
da sık sık bunun dışına çıktığı için çok
dil ve söylem yanlışı yapıyor. 12 Eylüi'ü
izleyen ilk dönemlerde daha vok Öztürk-
çe sözcük kullanan Evren, Özel'in deyi-
şiyle "Tfirk Dil Kurumu'nun suyunu
kaynatmaya başladıktan sonra", eski
Türkçeyi arttırdı. Yeni ve eski tamlama-
ian bir arada kullanarak "karma bir dil"
oluşturdu. Son zamanlarda konuşmala-
rına dinsel içerikli söz ve deyişler gırdi.
Sevgi Özel, sade vatandaştan politika-
cısına değin yaptığımız dil yanlışlarını
şöyle sıralıyor:
"• Dilin özelliklerini bflmiyoruz.
• Dile egemen olmadığımız için ses,
biçim ve anlam özelliklerini bilmiyonız.
• Okuma alışkanlığımız olmadığı için
güzel konuşup güzel yazamıyoruz.
• En yeni ve en eski sözciiMeri bir ara-
da kullanarak 'karma bir dil' yara-
tıyoruz.
• Dili iyi kullanamadıgraıız için ileti-
şimsiz bir toplum oluyoruz."
POLİTİKA GUNLUGU
DYP'li Çelebi'nin af önergesinin tarihini değiştirerek yeni öneri gibi sunduğu öne sürüldü
SangüTe 'kopyacılık' suçlamasıDYP Mardin Milletvekili Çelebi'nin 1988
yılında TBMM'ye verdiği af önergesindeki
tarihi değiştirip bir fıkra ekledikten sonra
aynen gruba verdiği öne sürülen Sarıgül,
'eksiklik olabilir, düzelteceğim' dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SHP tstanbul Milletve-
kili Mustafa Sarıgül ün "genel
af önerisi" olarak duyurduğu,
sonradan grup başkanlığına ver-
diği yasa önerisinin, DYP Mar-
din Milletvekili SiUeyman Çele-
bi'nin 1988 yılında hazırlayıp
Meclis Başkanlığı'na sunduğu
önerinin fotokopisi olduğu öne
sürüldü.
Sangül'ün, Çelebi'nin öneri-
sindeki tarihi değiştirdiği ve
öneriye bir fıkra ekleyerek ka-
muoyuna sunduğu, daha sonra
da gelen eleştiriler üzerine grup
başkanlığına verdiği iddia edil-
di. Grup başkanlığı öneri üze-
rindeki incelemesini sürdurür-
ken iddiaları da incelemeye al-
dı. Yapılan ilk incelemede Sarı-
gül'ün önerisinin Çelebi'nin
önerisiyle aynı olduğu ortaya
çıktı.
Sarıgül konuya ilişkin olarak
Cumhuriyet'in sorularını yanıt-
larken "Ben hukukçu degilim.
Bir bukukçu arkadaşın yardımı
ile hazıriadım. Cumnurbaşkan-
lıfı kaynaklı af habcıieri çıkın-
ca, hıztı bir biçimde hareket et-
me geregi duydum. Bizim ama-
cımız genel aftır. Buou sağla-
mak için öneriyi b&zıriadun"
deai. Sarıgül, önerisinin yasa
tekniği açısından da yetersiz ve
düşünce suçlarını kapsamama-
sının da eleştiri konusu olduğu-
nun anımsatılması üzerine ise
"Eksiklik olabilir, düzejtece-
gim. Ancak bizim isteğimiz ge
nei aftır. Ben, hangi suçlar af
kapsamı dışında bunlan sırala-
dım. Yasa önerisine göre bu bir
genel af mahiyeti taşıyor. An-
cak hukuk tekniği yetersiz ise
dizeltirim" yanıtını verdi.
Bu arada dünkü grup toplan-
tısında da Sarıgül'ün söz konu-
su önerisi ile ilgili olarak otur-
duğu yerden söz alan Tunceli
Milletvekili Kamer Genç, "Sa-
yın Özal PKK'lılar için bile af
çıkarmaya hazır olduğunu ima
ediyor. Bizim arkadaşımız ise
aadece hırsızlan, katilkri kapsa-
yaa bir af önerisi verip duşün-
ce suclulannı sanki kapsamıyor-
mıtş havasına yol açıyor. SHP
bu konuda önceliği düşünce
suçlularına tanır, digeıierine
degil" diye konuştu. Genç, öne-
rinin grup başkanhğına verilme-
den basına duyurulduğuna da
dikkat çektikten sonra DYP'nin
önerisinin aynısı olmasını da
eleştirdi. Genç, "Babası laikli-
ge aykın düğün >apılan bir sa-
lonun sahibi" diye eleştirdiği
Sangül'ün, başkanhk divanı
üyesi olarak yaptığı harcamala-
nn kabanklığına da işaret etti.
Sarıgül ise Genç'i yanıtlar-
ken, "Siz gend affa karşı
mısınız" diye sordu. Sarıgul,
"Bana fazla benzin ve telefon
faturası geimesi, partililere yap-
üğım yardımdan kaynaklanı-
yor. ^ahsi meselelere girmeye-
lin. Girersek senin Uludağ yo-
lundaki tesisterinden konuşu-
ruz, benim verilmeyecek hesa-
bım yok" diye konuştu. Sarı-
gül, babasının CHP İI Gene!
Meclisi üyeliği yaptığını, inanç-
larına ise karışmayacağını
söyledi.
Çelebi'nin önerisi
DYP Mardin Milleıvekili Çe-
lebi'nin önerisinin, Sarıgül'ün
önerisi ile aynı olduğu da yapı-
lan incelemede belirlendi. Sarı-
gül'ün önerisinde 7.11.1988
olan tarih, elle 31.12.1990 ola-
rak değiştirilmişken, bu öneri-
den farklı olarak af kapsamı dı-
şında tutulan cezalar bölümun-
de hayali ihracatçılar, kişisel çı-
kar için kamu kurum kuruluş-
ları aleyhine suç işleyenler bu-
lunuyor.
Ankara bürosunda arumayapan polis 10'danfazla kişiyi gözaltına aldı
Yüzyd dergisine polis baskınıDGM Başsavcısı Nusret Demiral, 'derginin
illegal bir örgütle olan ilişkisi nedeniyle
araştırma yapıldığım' öne sürdü. Olaydan
sonra dergi merkezinden yapılan açıklamada
uygulama 'keyfi' olarak nitelendirildi.
ANKARA (Cumhuri.vet Bü-
rosu) — Haftalık haber dergisi
Yüzyü'ın Ankara bürosuna dun
akşam "arama yapmak üzere"
giren polis, aralarında derginin
Ankara temsilcisi Hasan Yal-
çın'm da bulunduğu 10'dan faz-
la kişiyi gözaltına aldı. DGM
Başsavcısı Nusret Demiral,
"Derginin illegal bir örgütie
olan ilişkisi nedeniyle araştırma
yapıldığım" öne surdü. Yüzyıl'-
dan yapılan açıklamada, uygu-
lamanın "keyfilik" olduğu kay-
dedildi.
Alınan bilgilere göre, Yüzyıl
Dergisi'nin Necatibey Caddesi'-
ndeki bürosuna saat 17.30 sıra-
lannda gelen sayıları 15'i aşkın
polis, arama yapılacağını gerek-
çe göstererek içeri girdi. Uzu sü-
re büroda kalan polisin, arala-
rında Yüzyıl'ın Ankara temsil-
cisi Hasan Yalçın'ın da bulun-
duğu sayıları 10'u aşkın kişiyi
gözaltına alarak emniyet mu-
durluğüne goturdüğü kaydedil-
di. Bu sırada olayı izlemek üze-
re buroya gelen Günaydın gaze-
tesi muhabiri Ahmet Köprülü'-
nün de gözaltına alındığı belir-
tildi. Polis dergi bürosunda dün
akşam uzun süre kaldı.
Ankara DGM Başsavcısı
Nusret Demiral, AA'ya yaptığı
açıklamada, "İllegal bir örgüt-
ie olan ilişkisi nedeniyle araştır-
ma japıjoruz. Yapılan araştır-
ma benim bilgim dahilinde olu-
yor" dedi. Demiral, aramanın,
derginin son sayısında yer alan
haberlerle mi ilgili olduğu yo-
lundaki sorular üzerine ise,
"Soruşturma giziidir. Bu ba-
kımdan içeriği hakkında bir şey
söylemem mümkun değildir"
karşılığmı verdi.
Arama sonunda 10'un üze-
rinde kişinin gözaltına alındığı-
nı bildiren Demiral, gözaltına
alınanlann kesin sayısının yarın
sabah belli olabileceğini söyle-
di. Emniyet yetkilileri de arama-
nın İçişleri Bakanlığı'nın lalinıa-
tı üzerine gerçekleştirildiğini be-
lirttiler.
Yüzyıl Dergisi sahibi Mehmet
Sabuncu da tstanbul'da AA'ya
yaptığı açıklamada, aramanın
yalnızca Ankara Bürosu'nda
gerçekleştirildiğini söyledi. Ola-
yın nedenini bilmediklerini ve
telefonla büroyu aradıklannda,
hiçbir personelle konuşamadık-
lannı kaydeden Sabuncu, "İçiş-
leri Bakanı'nın emriyle arandı-
ğını öğrendik. Ne olduğunu bil-
miyonız. Yalnız 15-16 arkada-
şımız gözaltına alınmış" dedi.
Sabuncu, olaya tepki göstere-
rek, "Türkiye gerçeğinde basın
kunıluşlan kapatüıyor, gizli or-
gut diye arama yapılıyor. Türki-
ye gerçeğinde sövlenecek bir şey
kalmadı" diye konuştu.
Yüzyıl'dan acıklama
Olay üzerine Yüzyıl dergisi-
nin tstanbul'daki merkezinden
Yazı tşleri Yönetmeni Serhan
Bolluk imzasıyla geçilen faks
açıklamasında, "Yüzyıl bu key-
fi uygulamanın peşini bırakma-
yacak ve sorumlulannı açığa çı-
kartacakür. Sorumlulardan hu-
kuki yollardan besap soracagız"
denildi.
Açıklamada aynca, bu koşul-
lar altında basın özgurlüğünden
söz edilemeyeceği de belirtildi ve
"İçişleri Bakanlığı emrini derhal
geri almalı, dergimizin, arala-
rında Ankara temsilcimiz Ha-
san Yalçın'ın da bulunduğu
gözaltına alınan personeli ve di-
ger gazeteciler derhal serbest
bırakümaiıdır" göruşüne yer ve-
rildi.
Yüzyıl dergisi son sayısında,
Güneş gazeteşi yazan Cengiz
Çandar'ı, "Özal'ın kuryesi
Cengiz Çandar: Gerillacılıktan
MİT'e, MİT'ten Pentagona"
başhğı ile kapak konusu yap-
mıştı. Cengiz Çandar Güneş ga-
zetesinde yayımlanan yazısında
hakkındaki iddiaları yalanlaya-
rak Yüzyıl dergisinin kendisini
hedef gösterdiğini belirtmişti.
Çandar, derginin yöneticileri
hakkında güvenlik güçlerine suç
duyurusunda bulunduğunu ve
dava açacağını da bildirmişti.
TEŞEKKÜR
Aorto-Koroner by-pass operasyonumu başarı ile
gerçekleştirip beni sağlığıma kavuşturan, hastalanna
yakın ilgi ve özen gösteren değerli insan
Doç. Dr.
BESİM YİĞITER'e
Ve Op. Dr. Remzi Tosun, Dr. A. Korukçu, Dr. B. Çınar,
Anestezist Dr. Sevim Canik'e
aynca Haydarpaşa Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Merkezi
2. cerrahi servisi ve reanimasyon çalışanlarına teşekkür
ederim.
NURETTtN ŞtMŞEK
HIKMET ÇETINKAYA
IktidarPartisi ÇatırÇutur...
ANAP toz duman içinde.
Olaylı İstanbul il kongresi, siyasal iktidarın kendi içinde
ne denli karışık olduğunun kanıtıydı sanki. Sıkılan yumruk-
lar, sözümona muhafazakâr-liberal kavgasının ötesinde bir
anlam taşıyordu. Bunun adına da 'çıkar kavgası' denilirdi.
Oy verme işlemi başladıktan sonra hareketçi kanadın önde
gelen adlarından Devlet Bakanı Mustafa Taşar, yumruğunu
masaya indirmişti. Kongre başkanlığını yedi oyla kazanan
Taşar, kimı detegelerin üzerine yürüyüp dövmeye kalkışmış,
oturduğu kottuğun hakkını fazlasıyla vermişti!
Taşar, bu işlerde oldukça deneyimli bir kişidir. Daha ön-
celeri İzmir kongresinde aynı eytemi yapmıştı. Gazıantep mil-
letvekili olduğu dönemde de Hasan Celal Güzel'le yaptığı
kongre çekışmesini unutanlar varsa anımsatırız ..
ANAP, İstanbul'da şimdi ne yapacak?
Kulislerden yansıyan hava, İstanbul'a atamayla bir il baş-
kanı getirilecek. Yeni ilk başkanı elbet Semra Hanım olma-
yacak. Çünkü tepkilerin yoğunlaşmasından çekinilryor. Ama
muhafazakârlar inatçılığını sürdürürse Bayan Özal'ın il baş-
kanlığına oturması düşünülecek.
Cumhurbaşkanı Özal, ıki gündür İzmir yöresinde dolaşı-
yor. Bir gün önce Başbakan Akbulut Ankara'dan İzmir'e geldi
ve Özal'la birlikte okju. Üretılen senaryolara göre Özal, Ak-
bulut'a şöyle dedi:
— Keçeciler, Aksu ve Çiçek'i görevden almalısınız. Bu ko-
nuda fazla beklemeye gerek yok...
Akbulut, Özal'a şu yanıtı verdi:
— Efendim, bir süre beklesek ve daha sonra yapsak di-
ye düşünüyorum. Yarın (dün) grup toplantısındaki havaya
bakalım, arkadaşlar ne düşünüyorlar görelim...
Akbulut, dün ANAP grup toplantısına girerken gazete-
ciler, "Hükümette de- ——^—^—-^^——^—>^—
soru yağmuruna tutu-
Yetişkinlere Alman Filolojisi mezunundan
ALMANCA
13608 86
... muhafazakâr
r u s u n u y o n e l t ı y o r . . . , - _ „ . . . . . . .
Başbakan, "Yok öyle ANAP İl gOrUŞİermi
bir şey" yanıtını veri- şöyfe yanSltlVOri
nız, daha önce Akbu- — PaHiyİ bİZ
tut HüsnuDoğaniaii- örcıütledik Liberal dive
gılı bir soruya da aynı l
-"y"l
's
'«-'"A
- ı-ıwcıaı \jıy*?
vermişti. karşımıza çıkanlar
Uludağ'da kayak
kla politika
yvı
-istanbuia yeni yapmayı karıştınyorlar.
yönetımin atanması Politika, bİİQİ Ve beceh
gerekecek mı? . . ,. , , . .
tşıdır. Bızı ne
İstanbul'da ne de bir
"ÂNÂP miiiet- başka yerde tasfiye
vekıllerıyle konuşuyo- ar4amo7İor rünUu
ruz. Artık İstanbul'da ÇUtfff/ez/ef. KşUHKU
ikinci bir kongrenin liberaller politikayı
yapılmasının olanak- A,ı7mP7/pr W P / P O Û I / P
sız olduğu söyleniyor. •Jiııııcz.itt, ucıcy&yc
İstanbul a atama bir fepecfe/7 bakarlar...
başkan birinci koşul » ——^—i
olarak düşünü'üyor. Elbet muhafazakârlann kanadını kolu
nu kıracak bir kişi olacak yeni başkan.
Ama işi oldukça zor...
Bir muhafazakâr ANAP'lı görüşlerini şöyle yansıtıyor:
— Partiyi biz örgütledik. Liberal diye karşımıza çıkanlar
Uludağ'da kayak yapmakla politika yapmayı karıştınyorlar.
Politika. bilgi ve beceri işidir. Bizi ne İstanbul'da ne de bir
başka yerde tasfiye edemezler. Çünkü liberaller politikayı bil-
mezler, delegeye tepeden bakarlar...
Bostancı'dan Kadıköy'e geçiyorum. Taksi şoförû, yağıştan
bozulan yollara girmemeye çahşırken şöyle diyor:
— Şu belediye yollara hiç bakmıyor...
Şoföre, "hangi partiden olduğunu" sordum. Yüzüme ba-
kıp yanıtladı:
— İki gün önceye kadar ANAP'lıydım, ama şimdi partisi-
zim...
SHP var, DYP, DSP, RP, sosyalistler.
Bu kez çukura girdik. Şoför sunturlu bir küfür savurdu:
— SHP'ye oy vermem, DSP'ye de... Erbakan hâlâ orta-
lıkta mı? Demirel iyi de şu sosyalistleri hiç tanımadım. On-
lara oy versem acaba Gorbaçov gibi mi çıkarlar? En iyisi
mi, beklemek lazım...
— Niye vazgeçtin ANAP'tan onu söylemedin, dedim...
Kadıköy'e geiince yanıtını verdi:
— Baksana abi, Semra Hanım'ı anamız deyip bağrımıza
bastık, ama illa il başkanı olacağım dedi... Olur mu abici-
ğim. kadın dediğin evindeoturur, erkek işine hiç kanşır mı?
Cumhurbaşkanı eşi olmuşsun, ne işin var il başkanlığında.
Bırak onu erkekler yapsın... İnan ki çok kızdım...
Bıyıkh toplumumuzda ANAP'lı şoför kardeşimiz de paha-
lılığa, enflasyona değil, Semra Hanım'ın 'kadınlığına' tepki
koyuyor ve ANAP'a artık 'hayır' diyordu...
Hayırlısı...
ANADOCDAN YANIT
SBP dünyada olup
biteni yok sayamaz
2 de bulunduğu durumu gozünü
kapayarak yok saydığı takdirde
dünyayı ve Türkiye'yi doğru de-
ğerlendiremez. O nedenle prog-
ramımızda bu konudaki bö-
lumler dünyanın gerçeğini yan-
sıtmaktadır. SBP 'devlet sosya-
lizmi'ne karşı olduğu gibi kapi-
talist sisteme de hiçbir tereddü-
de yer bırakmayacak biçimde
karşıdır. Ve sosyal demokrasi-
den en belirli farkı da budur.
Programımızda bu konuyu
şu şekilde anlattık: "Hem dev-
letçi sosyalizm anlayışını hem
de kapitalizmi reddeden SBP,
Türkiye halkının önüne yeni bir
toplum, siyaset ve hayat proje-
sini; bir amaç ve bir yaşam bi-
çimi olarak bütün dünya halk-
larının birlikte mücadelesiyle
kazanılacak sınıfsız, sömürii-
siiz, özgür bir toplum için yeni
bir demokrasi ve sosyalizm ta-
sarımını koymaktadır."
— Her şeye rağmen parti
kurma eleştirisini nasıl karşılı-
yorsunuz?
ANADOL — SBP ne olur-
sa olsun parti kurma, her şeye
rağmen parti kurma kuşkula-
rıyla oluşmamıştır. Dünyanın
ve Türkiye'nin 2000'li yıllara gi-
rerken içinde bulunduğu arayı-
şa yanıt verebilmek, askeri dar-
beleri bir daha gelmemek üze-
re tarihin çöp sepetine atacak
demokratik bir uğraş vermek,
özgurlükçü, çoğulcu, katılımcı,
her türlü tahakkume karşı olan
yeni bir demokrasi ve sosyalizm
partisini kurmak amacıyla or-
taya çıkmıştır. Ve savaşımını bu
inanvla sürdurecek ve yığınsal-
laşacaktır.
YALÇIN ÇAKIR
— Geçmişin teori ve sistem-
krine geniş ver verildiği, buna
karşın Türki>e'den vetersiz söz
edildiği savlarını nasıl karşıiı-
yorsunuz?
ANADOL — Bu tur savlara
ve SBP hakkındaki haksız yar-
gılara, programdan çok kuçük
bir alıntıyla >anıt vermek isti-
yorum; "SBP eşitlik, özgüıiük,
sosyal adalet ve barış gibi ev-
rensel değerlerin yaralılmasına,
demokrasinin giderek kitlesel-
leşmesine katkıda bulunmuş
dünvadaki ve Türkiye'drki tum
mücadelelerin ve Marksizmin
mirasçısı, devamcısıdır."
Programımızın 17 ve 18. say-
falarında yer alan 'hukuk' bö-
lümü Türkiye'nin İnsan Hakla-
n Evrensel Bildirisi. Avrupa İn-
san Haklan Sözleşmesi, Helsin-
ki Nihai Sonuç Belgesi ve
AGtK gibi tum uluslararası
sozleşmelerin uygulanması.
ölüm cezasının kaldırılması,
DGM'lerin kaldırılması, tüm
antidemokratik yasaların liste-
sini çıkartarak teker teker tas-
fiyesini önermektedir. Gerçek-
ten SBP demokratik bir Türki-
ye istemektedir. Bu bölümler
çok büyük oranda Sayın Halit
Çelenk tarafından kaleme alın-
mıştır. Ve kendisinin programı-
mıza değerli bir katkısı olarak
nitelenmektedir.
— Kevl M)s>alizm ve devletçi
sosvalizm konusunda neler diı-
şünüvorsunu/?
ANADOL — SBP dunya-
da olup bitenleri yok sayamaz.
"Reel sosyalizmin" bugün için- B i t t i