Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 MART 1991 CVMHURÎYET/5
HAVA DDRUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN DÜNYADA BUGÜN
Devtet Meteoroloji işJeri Genel
MûdürtûOû'nden abnan btlgiye göre
yurdun kuzey ve do()u kesimleri çok
bukıflu. Marmara'rın doğusu, Batı Ka-
radeniz kıyılan Orta ve Doğu Karade-
niz. İc AnadotL'ruın ku2eydojusu ıle
Ooğu ve Güneydoju Anadolu bölge-
lerı yağışlı. öteki yerler az bulutlu ge
çecek. Yağışlar. Marmaranın doğusii
ile Gûneydoyu Anadolu da kar şeklin-
de olacak. H«/A SICAKUÛ: önenıli
bir değîşikfik olmayacafc. RÜZGAft:
Kuzey ve kuzeytBtıdan orta kuvvette
esecek. Denızterirnzde nizgâr: YıkJa
ve karayelden 3 ila 5, Gûney Eg« ve
Akderaz'de 6-7. AMeniztfe yer yer 8
kuvvetinde saatte 10-21. Gûney Eo#
de 27-33. Akdeniz'de yer yer 40 denizmıfi hızla esecek Oalga yük-
seklığı 15-2. Guney Ege'de 2-25. Akdenız'de 25-3 rtı dolayında
olacak Van gölünde hava: Kar yağışlı geçecek. Rüzgâr, gûney
ve batı yönlerden orta kuvvette esecek. Göl: Mutedil dalgalı.
Aûaru
Acapazarı
Adıyaman
Atyon
ASfı
Ankara
Anlakya
Antüya
Artvin
Ayd,R
Salıkesr
Bfecrtc
Bınga
Bitts
6o<u
Bursa
C
Cofum
Deneiı
3° 3° Oıyarbakır
5° -2° Edtrne
8° 1° Erancan
4° 8° Erzurum
-4° -8° Eslaşehır
f -8° Gıoamep
14° 5°Qfesun
10° 1° Gûmûşhane K
1°-4° Hakkiri
9°-2°tepara 8
6° -3° Istantnıl Y
5° -3° izmir A
-1° -7° Kare K
-1° -5° Kasömonu B
7° -3° Kırklarei B
T°-f Konya B
1° •1ff>
Kûöhya B
8°-3°ttfetya K
5° 3°Mamsa
5° -4° KMaraş
-1° -7" Merem
•*> 1P Muğla
6° -7° Muş
8° 1°Nıgde
0° -1° Ordu
2°-7° fto
4°-2° Samsun
«"-5'Siiff
5° 2°Sir»p
10° CSıvas
-4° -10» fetarûaS
1°-8° iratBon
-1° -9° »ınce*
5°-4° Uşak
3» -8° van
4°-6° YcEBat
O°-£°ZongıHak
** ^ k a ı t ı A-aç* B-bulutkı G-flüneşiı K-karn S-sıslı Y-yaftmurtu
BULMACA
SOLDAN SAĞA: 1 2 3
1/ HaJk arasında ni-
san ayına verilen
ad... Bir nota. 2/ Ça-
kaJa benzer yabanıl
bir hayvan. 3/ Ölen
bir kirasenin iyilikle-
rini ya da onun ölü-
münden duyulan
acıyı işleyen şiir tü-
rü... Yarı. 4/ Radyu-
mun simgesi... Sey-
rek dokunmuş bir
tür kumaş. 5/ Hatı-
ra... Eski Türklerde
deniz tannçası. 6/
Patika, keçiyolu...
Ekmek. 7/ Bebeklere iç çamaşın ola-
rak giydirilen, ince pamukludan kı-
sa ve kollu giysi... Bir nota. 8/ Kimi
yerlerde kadınların boydan boya ör-
tündükleri çarşaf... Rey. 9/Çocuk...
Büyük ün kazannuş sinema ya da
milzik sanatçısı.
YUKARIDAJV AŞAĞIYA:
1/ Halk arasında mart ayına verilen
ad... Saka Türklerinin Unlü destanı.
2/ Çingene yengeci de denilen ve eti
için avlanan bir deniz kabuklusu. 3/ Katışıksız... Kaplıca. 4/
Türlü nedenlerle başarı gösteremeyen kimse... Tespih gibi orta-
sı delik yuvarlakların bir tele geçirilmesiyle oluşturulan hesap
aracı. 5/ Bir renk... Çöl bölgelerinde bazı çukurların tabanını
kaplayan tuzlu ve killi toprak. 6/ Yıkanılan yer. 7/ Gemilerin
bannarak yük ya da yolcu ahp boşalttıklan yer... Argoda esrar.
8/ Uzun şeritler durumunda bir denizyosunu. 9/ "Kim Kime
Dum Duma"yı çizen karikatürcümüzün soyadı... Itırlı bir bit-
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
întihap emri geldi
VAKINDA
\\ )•: \
f
R O I . I : T '
/Vü~l
6 MART 1931
B. M. Meclisince verilen
tecdidi intihabat kararı
üzerine Dahiliye Vekâleti
keyfiyeti derhal vilâyetlere
tebliğ ederek bugünden
itibaren intihap devresinin
başladığını bildirmiştir.
Geçen intihabat esnasında
tanzim edilmiş olan defterler
bugünkıi vaziyete göre tashih
ve tadil edilecek ve yeni
harflerle yazılması için
bilûmum memurlar ve
muallrmlerin muaveneti
_ı temin olunacaktır.
İntihap geçen defa olduğu gibi Türkiye'nin her tarafında
ayni günde yapılacaktır.
!yi malûmat alan mahafil, gelecek Meclisin belki de
mayıstan evvel içtitna edebileceğini tahmin etmektedir.
Tecdidi intihap karan Başvekâletten Dahiliye Vekâletine
bildirilmiştir. Dahiliye Vekâleti keyfiyeti bu gece telgrafla
vilâyetlere bildirmiştir. Meb'us intihabına bugünden
itibaren başlanacaktır.
İntihap (45) gün içinde bitecektir. İntihabat 20 nisanda
biteceğine göre yeni Meclis azamî beş mayısa kadar
toplanacakür. Fırka umumî kongre azaları da yeni
meb'uslarla birlikte geleceklerdir.
Umumî fıkra kongresi ayni zamanda yeni Meclisle
birlikte toplanacaktır.
Şimdiki B. M. Meclisi azasından yeni Meclise iştirak
edemiyeceklerin adedi 70 kadar tahmin ediliyor. Bunlar
mütehassıs idareciler, her hangi bir dairede yüksek ve
mümtaz bir mevki işgal etmiş olanlarla muhalif fırkaya
girmiş meb'uslardır.
Esasen (7) meb'usluk ta hâlâ münhaldir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Istifaya davet
6 MART 1961
Türkiye Ormancüar Cemiyeti
Başkanı Dr. Kâzım Mıhçıoğlu ve
Yönetim Kurulu iiyeleri bugün bir
basın toplantısı yaparak orman
dâvası konusundaki tutumu
dolayısiyle Tarım Bakanı Prof. Dr.
Osman Tosun'u altmcı defa istifaya j
devet etmişlerdir.
Ormancılığın politikaya âlet Osman Tosun
edilmemesi ve orman dâvasının muhtariyete kavuşması
için bir "Orman BakanlığTnın ihdasının zorunlu
olduğunu belirten Ormancılar Cemiyeti mensupları,
memleketimiz ormancılığının acı gerçekler içinde
olduğunu açıklamışlardır. Başkan ve üyeler, bu yıl
bütçesine konan ve ağaçlandırmaya tahsis edilen 16
milyon lira ile en çok 20.000 hektar ekilebileceğini ve
mevcut ormanlanmızın % 25 seviyeye çıkabilmesi için
yılda ortalama olarak 100 bin hektarm ağaçlandırılması
gerektiğini ifade etmişlerdir.
Tarım Bakanlığının kıl kecisi konusunda da savma
fikirleri olduğunu lsmet Oztunalı belirtmiştir. Öztunalıya
göre Türkiye'deki 25 milyon keçinin imhasında Tarım
Bakamnm "her keçiye bir dönüm arazi" prensipinin
tahakkuku için 2.5 milyon liraya ihtiyaç vardır ve
memleket gerçekleri ile bu prensip bağdaşamıyacaktır.
Memleketimizdeki 10.5 milyon hektarlık ormanların her
yıl çeşitli sebeplerle 100 bin hektannın kaybolduğu ve
mevcut ormanların sadece 2.5 milyon hektannın verimli
olduğunu ve mütebakisinin bozuk ormanlar olduğunu
cemiyet üyeleri açıklamışlardır.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuhyet
65 milyarlık tablo
6 MART 1990
1986 yılında Irlanda'da bir malikâneden çalman 18
tablodan biri olan ve geçen haftadan bu yana İstanbul
polisinin peşine düştüğü Hollandalı ressam Gabriel
Metsu'nun 65 milyar lira değer biçilen "Mektup Okuyan
Kadın" tablosu, alıcı kılığına giren polisler tarafından ele
geçirildi. Olayla ilgili biri Irlandalı, biri tngiliz 5 kişinin
gözaltına alındığı bildirildi. Gözaltındaki Irlandalı ve
Ingiliz, savcıhkça serbest bırakıldı. Ancak sanıklann,
lngiltere'de aranıp aranmadıklarının öğrenilmesi için
tekrar Mali Şube'ye götürüldükleri kaydedildi. Tablonun
Türkiye"ye kime satılmak üzere getirildiği hâlâ
belirlenemedi.
Beflın
Bonn
Bn)kse<
Budapeşte
Cenevre
Ceayir
Oûoe
Oubaı
FranMurt
Gime
Helsinkı
Kahîre
Kopenhag
Köm
LOfkoşa
lünus
vaşova B 4f
Wnedüc B 14°
V>»U V 13°
\teshmglon
Zûrih Y 11»
TAKITSMA
*Sanatın Geleeeğine' Bilinçle Bakabilmek
Saygun'un müziğindeki büyük düşünce boyutlarmı, çeyrek
sesler kullarulmadığı gerekçesi ile sorgulamaya kalkışan
zihniyetin böyle bir tartışma ortamında yeri yoktur.
Sanatçı, geçmişin bilincinde ve geleceğin
sorumluluğunda olarak bugünü yaşamalı-
dır.
Kanımca sanatsal yaratıcılığın, daha ön-
ce yapılmışı tekrarlamama içgudüsünden,
daha önce yapılmış her şeye başkaldırma
eğilimine kadar varan geniş bir uygulama
alanı olduğu düşünülürse burada diizeni
(ordre) sağlayan bir karşıt yöntemler diya-
lektiğinin her zaman için var olduğu görü-
lür. Bu yeni yöntemler doğal olarak o ça- •
ğın dünya görüşü ve "estetigini" ortaya koy- '
maya yarayan yöntemlerdir. O çağın dışın-
da bir dünya görüşünü (veya ülke görüşü-
nü de diyebilirsiniz) çağrıştıran bir yönte-
mi veya teknik bir öğeyi kullanmakıan sa-
natçı doğal olarak kaçınacaktır ve kendi öz-
gür kavramsal yapısına uygun olanı
kullanacaktır. Özgür kavramsal yapıları
"bir önceki kavramsal yapılar" doğurur. O
halde bir önceki kavramsal yapılan özüm-
sememiş olanlann en son yapıyı değerlen-
dirme olanağı yoktur. Bu kavramsaJ yapı-
lar insanhğın oriak malı olan insan beyni
ve ortak duygulanmn bir verisi olan "dü-
şünsel sanaf'ın tarihsel gelişiminin organık
zincirleridir.
Şu nokta iyi bilinmelidir ki her sanat ya-
pıtının bir temel yöntemi vardır ve belirli bir
duzeydeki her sanat yapıtı ulusal bir köke-
ne en azından diyalektik bağlamda sahip-
tir. Düşünsel sanatın evrensel boyutlannın
kavram yapılan eksikliğini duyanlar, ya bu
eksikliklerini bir an önce tamamlamalıdır-
lar ya da sanatçıyı suçlamaktan dikkatle ka-
çınmahdırlar. Çünkü aslında çağın gerek-
lerine ve düşünce sistemlerine yabancı ka-
lanlar kendileridir.
Saygun'un müziğinde çeyrek sesler kul-
lanılmadığı için o soylu müziği Tiirk Mii-
zigi saymayan bir zihniyetin, miizik sanatı-
nın tarihsel gelişiminden ve bugününden ha-
berdar olmadığı acıktır. Saygun, o sesleri
kullanmadı ise mutlaka çok güçlü bir ne-
deni vardır ve buna saygı duymak gerekir.
önemli olan, bir yapıtta kullanılan malze-
me değildir; malzeme, düsUncenin aracı ol-
maktan öteye bir değer taşımaz. Çeyrek ses-
ler ise daha çok bölgesel teksesli gelenek
müziklerinde kullanılan bir öğedir ve yal-
nızca bizim müziğimizin malı da değildir.
Halktan kopuk olup olmamak bir sanat ya-
pıtının değerini ortaya koymaz. Bu, zama-
nın halledeceği bir konudur. Saygun'un mü-
ziğindeki büyük düşünce boyutlanru, çey-
rek sesler kullamlmadığı gerekçesi ile sor-
gulamaya kalkışan zihniyetin böyle bir tar-
tışma ortamında yeri yoktur.
Bu ülkede insanlanmız ve sanatçılanmız
tarafından ister kendi, ister uluslararası yön-
temleri ile üretilen her yapıt Türk kültürü-
nün ayrılmaz bir parçasıdır ve Saygun'un-
kiler gibi çağdaş değer yargıları içinde ulus-
lararası bir düzeye erişmiş ise gerçek bir ulu-
sal başyapıttır.
Prof. CENGİZ TANÇ
Çagdas Türk Saoat Mözigi Bestecisi
Istanbol
Saygun9
u Değerlendirebilmek?*
Yunus Emre yılı olan bu yılda, Saygun'un müziği, Atatürk
Türkiyesi'nin yüzünü bir kere daha ağartacaktır. Tek sesli
müzik değil..
Tek sesçilerimiz, "Tiirk müziği ve Türk
sanat müziği" deyimlerini kendileri için kul-
lanırlar; önce bunlan görelim:
Türk müziği deyimi, zaman ve mekân
içinde, Türk tarihinin başlangıcından bugü-
ne kadar, bütün Törklerin her tür müziği-
ni içine alır. Bu geniş, binlerce yıllık çerçe-
ve, bir"dönem müziğinin" tekeline bırakı-
lamaz. Bilim dışına kaymış oluruz.
Türk sanat müziği deyimi ise yerini "Di-
van müziği" deyimine bırakmaudır. Çünkü,
söz konusu olan müzik, Osmanlı sentezin-
de, Divan edebiyatı paralelinde ve hatta
onun hizmetindedir; Divan şiirini bestele-
mek onuB "w<ıiuş fledeni"dir_.
Hangi müzik Türk müziğidir?..
Oguz Türkleri'nin, başlangıçta Selçuklu-
ların müziği, pentatonik, yani beş sesli dizi
ve öztürk diline dayandığından, Divan mü-
ziğinden daha çok Türk'tür.
Anadolu halk müziği, Türk dilinin hece-
lerinden doğan tartıları, Türk törelerini ve
Türk dilini kullanmaları nedeniyle, buram
buram toprak kokan ve de bu nedenle Di-
van müziğinden pek çok Türk olan mü-
ziktir.
Tek ses kavramına gelelim: Birden fazla
sesi, ayni zamanda kullanabilme bu kavra-
mın dışında olduğundan, çeşit yaratabilmek
için, tek sesi yarım sesten de küçük parça-
lara bölmüşlerdir, bu yolla 48 sesli makam-
lar bile elde edümiştir. Fakat, kulak gücü-
nün dışına çıkıldığı için bundan vazgeçil-
miştir.
Halkın kulağının, yarım sesten küçüğü-
nü duymadığı, yanmın küçüğünü söyleme-
nin genelde "falso kargaşahğı" yarattığı bir
gerçektir. Hal böyle olunca, "küçük aralık-
ların bulunmadıgı besteler halka >°abancı
kalıyor, küçuk aralıkların kullanıimadıgı
besteler Türk bestesi değildir" demek, de-
dikodu çerçevesini aşamaz.
Bu küçük aralıklar bu kadar önemliyse
niçin 1923'ten beri kalıcı bir sistem kurula-
mamı$ ve bu sistemle, 68 yıidan beri, hâri-
ka besteler yaratılarak evrensel müzik dün-
yasına adım atılamamıştır.?
Şimdi de çok ses kavramını göreüm: Ba-
tı müziği, dokuzuncu yüzyıla kadar, tek ses
çerçevesinde kalmış, bu yüzyılda, tek sese
uygun gelebilecek ve onun üstüne ya da al-
tına konulabilecek sesleri aramaya koyul-
muştur. Onikinci yüzyılda, bugünkü çok
sesli müziğin temelleri tespit edümiştir.
Ses imkânlanna gelelim: "TUrk sanat
musikisinde", bir do sesi, sonsuza kadar tek
ses olarak kalırken çok sesü Türk müziğin-
de bu ses ikili bir akorda, 24 imkân verir,
bu imkân, 7 sesli akorlarda 151'e çıkar, ayni
do sesini, bir de devrik akorlara yerleştir-
mek istesek, bu imkân 839'a yükselir, ki
toplam 990 eder.
Bu sayıya bir de orkestra ve koro imkân-
larını katarsak 60 kişilik bir orkestra en az
18, koro ise 4 imkân verir.. eder 22 olası-
hk... Türk bestecisinin yaratma .jücünü bir
tek sesle kısıtlamak yerine yukandaki sayı-
da seçenek tanımak... Sayın Paçacı, man-
tığınız ve ulusal hisleriniz hangi seçenek ta-
rafını tercih eder?..
Tek sesli müzikte besteci, makama uya-
rak "ezgi yaraJır", gayesi budur. Ezgi, me-
kânda tek bir çizgidir, yani "tek boynftur.
Çok sesli müzikte ise, ezgi gaye değil
"araç"tır. Bu araçla, hacim, 3 boyut, yani
"mimari" yaratılır.
Kim hangi müziği dinler?.. Divan müzi-
ği, kent müziğidir; ama bugün kentlinin ço-
ğu arabesk dinfer. Köylümüz, "kadifeli ge-
lin"i, "sineraj sâd pare kıldın"a tercih eder.
Çok sesli müzik için ise konserlerin dolu
oluşu ve plak satışları yeterli bir kriterdir!
Bu müzik, felsefi değerdedır, halka inemez,
halkın onu dinleyebilmesi için bilgi seviye-
sini yükseltmesi gerekir... Işte ulusal kültü-
re hizmet buradadır.
Sayın Paçacı, binlerce yıl işienen tek ses-
li müzik, bu türlü evrensel olamamıştır. Oy-
sa, çağdaş Türk müziği, 1950'lerde, Paris-
te, şahane bir şekilde. Yunus Emre Orator-
yosu'yla, evrensel müziğe ilk adımııu atmış-
tır... Bunun için de 25 yıl kâfi geüniştir... Bu-
gün, çağdaş Türk müziği, dünya sahnelerin-
de, Türk solistler tarafından icra edihnek-
tedir. Yunus Emre yılı olan bu yılda, Say-
gun'un müziği, Atatürk Türkiyesi'nin
yüzünü bir kere daha ağartacaktır. Tek sesli
müzik değil...
HALÜK TARCAN
Etnomüzikolog - Paris
VEFAT
Merhum Naki Bey ve merhume Müzeyyen Hanırn'ın oğlu, merhume Mürüvvet, Ebrulal,
Abide, merhum Celal ve Rebia Adakan'ın ağabeyleri, merhume Ayşe Taşkent'in kocası,
merhum Doğan Taşkent ve Karaca Taşkent'in babası, Zeynep Taşkent'in kayınpederi, Safter,
Doğan ve Turul Taşkent'in büyükbabası
A. KAZIM1ASKENT
5.3.1991 Sah günü vefat etmiştir. Cenazesi 7/3/1991 Perşembe günü (yarın) öğle namazını
müteakip Teşvikiye Camii'nden kaldırılarak Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki ebedi
istirahatgâhına tevdi edilecektir.
AİLESİ
A-METAL
FIXING SYSTEMS
PAZARLAMA MÜDÜRÜ
ARANIYOR
Yurtiçi ve yurtdışı inşaat endüstrisinde hizmct verecek (Pre-Fabrik
agırlıklı) yeni kurulan fabrikamızın mamullerini tanıtacak - Pazarla-
ma bolümünü kurup yönctecek.
— İngilizce bilen (2 lisan tercih sebebi)
— Seyahat edebilecek
Tercihen inşaat mühendisi Genç ve Dinamik bir eleman aran-
maktadır.
Müracaat: A-Metal A.Ş.
Organize Sanayi Bölgesi P.K. 381 İskenderun
Telcfon: (8879) 1376-1214-1269
1. Hamur kağıda çok temiz. önlü arkalı. seri çekimlerde
FOTO KO P İ
Doğan Copy Ct^\ ^ T l Ortabahçe Cad.
16O78 28 \J\J 1 !»• No: 6O Beşiktaş
KİRALIK
Kaloriferli, mobilyalı, minik bir ev aranıyor.
Tel: 512 05 05 / 440
ORDU 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ
ÖDEME EMRİNİN İLANEN TEBLİĞİ
1989/2434
Kambiyo senetleri (çek, poliçe ve emre muharrer senet) üzerinde
haciz yolu ile yapılacak takip taleplerinde ödeme emri;
I- Alacakh: Sabri Alan, Orman tşletme MüdürlüğU - Ordu.
2- Borçlu: Ali Fuat Yüraaz, Dursun oğlu Bayadı köyü-Ordu
3- Borç miktarı: 2.160.000 TLtnın takip tarihinden itibaren yasal
faizi ve icra masraflan ile birlikte tahsili.
4- Senet tarihi: 30.10.1987 vadeli senet.
Borçlu aleyhinde yapılan icra takibinden dolayı ödeme emri borç-
lunun adresinde butunmadığından bila iade edilmiş ve borçlunun adresi
cumhuriyel saveıüğı vasıtasıyla da tespit edilememiş olduğundan; yu-
kanda yaaü borç miktannı masraflan ile birlikte iş bu ödeme emri-
nin gazetede ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde ödemeniz, takibin
d^yanağı senet kambiyo senedi niteliğinde değilse 15 gün içinde mer-
cie şikâyet elmeniz, takip dayanağı senet altındaki imza size ait de-
ğilse ayni gün içinde aynca ve açıkça bir dilekçe ile icra tetkik mercii
mahkemesine bildirmeniz, aksi takdirde icra takibindeki kambiyo se-
nedi altındaki imzanın sizden sadır sayılacağı, imzanıa haksız yere
inkâr ederseniz kanunun gerektirdiği yasal para cezası ile mahkûm
edileceğiniz, borçlu olmadığınız veya borcun itfa ve>-a imhal edildiği
veya alacağın zaman asımına uğradığı hakkında itirazjnız varsa bu-
nu sebebiyle birlikte 15 gün içinde tetkik merciine bir dilekçe ile bil-
direrek merciden itirazın kabulüne dair bir karar getirmediğiniz tak-
dirde cebri icraya devam olunacağı, itiraz edilmediği ve borç öden-
medıği takdirde 15 gün içinde 74. madde gereğince mal beyanında
bulunmanız, bulunmazsanız hapisle tazyik olunacağınız, hiç mal be-
yanında bulunmaz veya hakikate aykirı beyanda bulunursanız hapis-
le cezalandırılacağınız ihtar ve ilanen tebliğ olunur. 19.2.1991
Basın: 45916
POLİTİKA VE OTESİ
MEHMED KEMAL
Aralayın Perdeyi...
Üsküdar'dan Beşiktaş'a geçtim. Lodos da var. Bakiım bi-
zim şoför Ahmet arabasını iskeleye yanaştırmış, kestiriyor.
"Beni Akatlar'a atıver" dedim.
Yüzüme baktı:
"Sen olmasan şurdan şuraya adım atmazdım."
"Neden?"
"Deprem oldu, depremi duymadın mı?"
"Duydum."
"Depremde ara yerlerde dolaşılmaz, açıklığa çekeceksin
arabayı."
Anladım, onun için iskele meydanına yanaşmtş.
"Olacak", dedim. "Allah'ın hikmeti."
"Ne Allah'ın hikmeti abi, görmüyor musun bombalan? Do-
ğayla böyle oynar, sallarsan bombalan.füzeleri, deprem de
olur zelzele de."
"Başımızda deprem bir tane mi?"
"Evet, bir de Özal sülalesi var."
"Onlar da ikiye ayrılmışlar"
"Elbette ayrılırlar, manitaları çok."
Barbaros'u tırmanıyoruz. Bizim Ahmet inceden güldü. Bu-
na eski dilde tebessüm derler, argoda bıyıkaltı..
"Gene süzüldün?" dedim.
"Amerikaiılar bize yeni bir ad takmışlar da ona gülerim."
"Ne takmışlar?"
"Özalland diyortarmış."
"Derler."
"Almanlar da İttihatçılar döneminde Osmanlı toprağına En-
verland demezler miydi?"
"Doğru söyledin, derlerdi."
"Ne oldu Enverland?"
"Enver Paşa ile birlikte Türkistan topraklanna gömüldü."
Bir Amerikan dergisinde okumuş. Orada Amerikaiılar bi-
zim için Özalland diyorlarmış. Yerin kulağı var, nerelerden
de bulup çıkarıyor.
"Bak ağbi sana bir hikâye anlatayım. Bana da başka bir
ağbi anlattı. Son padişahlardan birinin bir oğlu olmuş. Adını
Ertuğrul koymuşlar. Sormuş arkadaşı: 'Adını ne komuşlar?'
Öteki yanıtlamış: 'Ertuğrul.' Arkadaşı bir vah çekmiş. 'Ne-
den vah çekiyorsun?' demiş arkadaşı. 'Her şeye yeniden baş-
lıyoruz. Osmanlıların kökü Ertuğrul Gazi değil mi? Onun için
sil baştan oluyor". Başta Ertuğrul, sonda Ertuğrul!"
Enverland ile bir imparatorluk güme gitti. Şimdi şoför Ah-
met, Özalland'la nereye gideceğimizi soruyor. Bir öykû de
bu soruya:
Adamın biri hacca gidiyormuş. Şeyhe varmış, "Bir buyru-
ğun var mı?" demiş. Şeyh de "Şurda iki halı seccade var.
Bunları oradaki şeyhe götürüver" demiş. Adam almış sec-
cadeleri, düzülmüş yola. Ne bilsin orada kıyamet koptuğu-
nu. Git git... Yolsuz kalmış. Seccadelerin birini satmış, harç-
lık etmiş. Ama şeyhe de ulaşmış. El etek öptükten sonra sec-
cadeyi çıkarıp sunmuş.
Şeyh iki yanına bakmış, bir lahavle çekmiş,
"Bu seccade bir tane miydi?"
Adam duralamış, renk vermek istememiş.
"Bir taneydi" demiş.
Şeyh ardındaki perdeyi aralamış, ,
"Seccade kaç taneydi şeyhim?"
"İki tane."
"Bu adam bana bir getirdi."
"öyleyse birini yolda..."
"Evet, yolsuz kaldık."
"Olmadı."
"Olur şeyhim, olur. Mademki aranızda bir perde var, ara-
layınca birbirinizle konuşuyorsunuz. Benim gibi bir yoksula
bu eziyetiniz ne?" diyeşi olmuş.
Amerikan toprağı ile Özalland arasında bir telle konuşul-
muyor mu? Öyleyse bunca şamataya, bunca top tüfeğe ne
gerek var? Aralayın perdeyi, birbirinize deyin diyeceğinizi.
ÇAUŞANLAMV
SORULARI/SORUNLARI
YBLMAZ ŞİPAL
"Belediye Başkanı Olarak"
SORL': 1957 yılında öğretmen olarak göreve başladım.
1973 yılında belediye başkanı secildiğimden islifa el-
rim. 197Tye kadar belediye başkanı olarak Emekli
Sandıgı'na keseneklerimi ödedim. 1977den 1986>-a
kadar berhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna öde-
me yapmadım.
Kasım 1986dan Mayıs 1990a kadar özel sektör-
de sigortalı olarak calışüm. Mayıs 1990 tarihinden
bugiine kadar sigortalı işçi olarak bir ilin biiyükşe-
hir belediyesinde çalışmaklayım. SSK'dan emekli ol-
maya hak kazandığımı belirltiler. Öğrenmek
istediğim:
Emekli Sandıgı'nda geçen 20 yıl 3 ay hizmetime
karşılık olarak ikramivemi alabilir miyim? Alabilir-
sem Emekli Sandığı dogrudan doğruya adresime mi
gönderir ya da SSK kanalı ile mi ödeme yapar?
YANIT: İş Yasası'nm "Kıdem Tazminatı" ile ilgili 14. mad-
desinde:
"TC Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanunu-
na veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi olarak sadece
ayni ya da değişik kamu kuruluşlannda geçen hizmet süreleri-
nin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre
yaşlıhk veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak ka-
zanan işçiye, bu kuruluşlarda geçirdiği hizmet sürelerinin top-
lamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı
ödenir" denilmektedir.
İşçilikte geçen ve istifa ile son bulan süreler için kıdem taz-
minatı ödenmeyeceği yargı kararları ile kesinleşmiştir. İstifa ile
son bulan memuriyette geçen süreler için ayni kural geçerli mi-
dir? Konuya ilışkin bir yargı karan şöyledir.
(1) (..) TC Emekli Sandığı Kanunu'na tabi olarak memuri-
yet statüsünde geçen hizmet sürelerinin istifa suretiyle aynlma
halinde kıdem tazminatı hesabında dikkate almmayacağına iliş-
kin bir esas öngörülmemiştir. Hesapta dikkate alınmaması ge-
reken süre, sadece işçinin işçi statüsünde çalıştığı dönemlerde,
hizmet sözlesmesinin kıdem tazminatını gerektirmeyecek biçim-
de sona erdiği süreleridir. Bu durumda istifa ile sonuçlanan me-
muriyette geçen sürelerin kıdem tazminatı açısından
değerlendirilmesine yasal bir engel bulurıduğu söylenemez."
(Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 29.4.1980 tarihli karardan alıntı)
Bir başka yargı kararında ise şöyle denilmektedir:
(2) "(...) İstifa hali kıdem tazminatlarıru gerektirmeyecek fesih
sebeplerindendir. Yargıtay içtihatları bu yoldadır. Bilirkişinin
yanlış değerlendirme ile istifa suretiyle sona eren memurlukta
geçen süreyi kıdem tazminatına dahil etmesi ve buna göre ka-
rar vermeM yanlış olduğu gibi, bu sürenin işçilikte geçmiş gibi
son ücretten hesap edilmesi de isabetsizdir;' (Yargıtay 9. Hu-
kuk Dairesi, 9.3.1987 tarih, 1987/2275 esas ve 1987/2757 karar).
Mumuriyette geçen ve istifa ile son bulan süre için ikramiye
ödenebilmesi tartışmalıdır. Ancak mahalli seçimler nedeniyle
görevden ayrılmak zorunlulufıı istifa niteliğinde midir? Görü-
şümüz, bu zorunlu aynlmanın, istifa'niteliğinde olmadığı yö-
nündedir. Bu konuda son söz, kuşkusuz yargı organlarına düser.
Emekli ikramiyeleri, TC Emekli Sandığı'nca ödenmektedir.
Sosyal Sigortalar Kurumu, ikramiye ya da kıdem tazminatı öde-
mekle yükümlü değildir.
Kaynak (1) İş Kanunu Şerhi - Mustafa CENBERCİ, 1986 say-
fa: 511, (2) Yasa Hukuk Dergisi - Mayıs 1987, sayfa: 75"
ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME
MERKEZİ BAŞKANLIĞI'NDAN DUYURU
"Farabi Sokak No: 12 Kavaklıdere ANKARA" adresindeki öğ-
renci Secme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Ankara Bürosu 4 Mart
1991 tarihinden itibaren "Karyağdı Sokak No: 28/16, Aşağıayran-
cı/ANKARA" adresine taşınmıştır. Telefon numaralan
140 91 72
140 91 73
140 91 74
140 91 75 olarak değismiştir.
Basın: 20990