Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/14
MELEK YÜZLÜ CANt— Kadm polisin eşliğinde mahkeme-
ye gölfirttlen bu masum yiiziii kız, ashnda bir cani. Üç hemşi-
re arkadaşı ile birlikte, 42 bastayı ilaçla zehirieyip öldüraek-
ten yargılanıyor. (Fotoğraf: AP)
Biracıları kanser
korkusu sardı
LONDRA (UBA) — Tıp
dünyası her geçen gün insan
sağlığı için son derece zararlı
maddeleri keşfederken, berabe-
rinde korku>
f
u ve endişeyi de ge-
tiriyor. Yapılan bir araştırmada
günde bir bira içenlerde pan-
kreas kanserine rastlama riski-
nin yükseldiği öne sürüldü.
Araştırmada, kimyasal bulgu
olarak birada hayvanlarda kan-
ser yapan 'nitrozamin' olduğu
ifade edilerek "Bu maddenin en
büyük kaynagı biradır, fazla bi-
ra içilmesi kanser hastalığı ris-
kini arttınr" denildi. Araştır-
mada, kanser ölümlerinin en
yaygın nedeni olan pankreas
kanserinin erkeklerde 6, kadın-
larda 7. sırada yer aldığı hatır-
latıldı.
6 MART 1991
KRALİÇE BEATRK — Hollanda Kraliçeşi Beatrix, bu iilke
yöneticilerinin Fransa'yı zi>-aretinin ilk giinünde resmi bir ye-
mek için davel edildigi Elysee Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Fran-
çois Mitterrand tarafından karşılandı. (Fotoğraf: AFP)
Gençlik
bayranıı
Dış Haberier Servisi-IÜHA—
Paris Belediyesi 20-21 Mart 1991
tarihinde gençlik bayramı dü-
zenliyor. Le Figaro Gazetesi'nde
yer alan habere göre yaşlan
13-25 arasında olan gençler ha-
zırhkları sürdürülen 130'dan
fazla yerde yaratıcılıklarını, ka-
biliyetlerini gösterme imkânı bu-
labilecekler. Bu iki günlük bay-
ramda sabahın ilk saatlerinden
başlayarak bütün gün bayramın
sanatçılan değişik projelerini
gerçekleştirirken aynı zamanda
bu yeni gençlik bayramımn sa-
nat ustalan olacaklar. Bu gös-
teriler sayesinde yetenekli ve ba-
şarılı gençler aynı zamanda on-
lan seyretmeye gelenlerin yardı-
mıyla terfı etme olanağı da bu-
lacaklar.
SERGEİN
ANISINA —
Arkadaşlannın
omuzlanna
çıkan
bir
Serge
Gainsbonrg
hayranı,
4
gÜB
önce
ölen
ünlü
besteci
ve
şarkıcınıo
Paris'te
VerneuU
sokağındaki
evinin
duvanna
övgü
dolu
sözcnkler
yazdı.
HABERLERIN DEVAMI
Akbıılııt sıkıstı(Baftarafi I. Sayfada)
mantını anlatmadım bile. Bo-
nun hesabını senden soranra"
diye bağırdı. İki milletvekili bir-
birinin üzerine yürürken araya
giren bakanlar Cengiz Altınka-
ya ile Halil Şıvgın taraftndan ya-
tıştınldılar.
Yolsuzluk dosyası
iddialan
Milli Savunma Bakanlığı'n-
dan azledilen Hüsnü Dogan
Nokta dergisinin son sayısında
yer alan direnişçi dört bakan
hakkında dosya hazırlandığı ve
bu dosyaların Mustafa Taşar,
Ercüment Konukman ve Ercan
Vuralhan'ın da aralannda bu-
lunduğu bazı bakan ve milletve-
killerince Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal'a iletildiği iddiasını
grup gündemine getirdi. Doğan,
"Bunlar ayıp şeyler, benirn dev-
let anlayışımla bagdaşraayan
seyler. Kim bu kurmaylar? Çı-
kıp burada açıklasınlar" diye
konuştu. Doğan, telefonlann
dinlendiği iddiasına açıklık ge-
tirilmesini istedi. Bunun üzeri-
ne Devlet Bakanı Ercüment Ko-
nukman söz alarak, "Ben kur-
mayım, ama Semn Özal için ça-
lışan kurmayım. Yoksa o dergi-
deki kurmaylardan değilim"
dedi.
Akbulut, bu iddialara yanıt
verirken telefon dinlenmesi ko-
nusunda bilgisi olmadığını belir-
terek, "Ben böyle bir talimat
mrnedim" diye konuştu. Akbu-
lut, dosya iddialannı da araştı-
racağmı kaydetti.
Keçeciler, Nokta dergisini
mahkemeye vereceğini de açık-
ladı. Devlet Bakanı Cemil Çiçek
de kuliste gazetecilerin sorusu
üzerine "Bu iddialar doğnıysa
biz 3.5 yıldır hükümette görev
alıyornz. Niye kongre zamanı
ortaya atıldı. Burada bir kasıt
var. tkincisi orada iddiaJardan
biri kabul edilirse, bepsini kabul
ederim. Çiinkü grevle ilgiii
Demir-Çelik meselesinde bana
bağlı degildi. Işın Bev, Demir-
Çelik'e bakı>ordu. Böyle bir ha-
dise söz konusu olamaz" dedi.
Çiçek, hiçbir tarikata mensup
olmadığını da ifade ederek
"Ama Musluman olduğumu her
yerde söylerim. Eğer kasıt buy-
n o d a maksadı aşan şeydir.
Belli bir yere çekilmeye çalışılı-
yor. Çiinkü tarikatçılık nişanı
sık sık ona buna yakıştınlmaya
baslandT dedi.
Akbulut'un konuşması
Başbakan Akbulut, grup top-
Iantısına katılmak üzere Istan-
bul'dan döndükten sonra hava-
alanında Devlet Bakanı Mehmet
Keçeciler tarafından karşılandı
ve Keçeciler ile birlikte
TBMM'ye geldi.
Akbulut, ANAP grubuna gi-
rerken hükümet değişikliği olup
olmayacağı yolundaki sorulara,
"Yok öyle bir şey" yanıtını ver-
di. Akbulut, kongredeki taraf-
lan dinleyeceğini belirterek dire-
nişçi bakanlann görevden azle-
dilmelerinin söz konusu olma-
dığını kaydetti.
Başbakan, grup toplantısı ön-
cesinde devlet bakanlan Keçeci-
ler ve Kemal Akkaya ile Grup
Başkanvekili Yasin Bozknrt'la
görüştü.
Akbulut, ANAP grubunda
yaptığı konuşmasında da "vitrin
değişikliği" girişimlerini eleştir-
di.
Akbulut'un bu konuşmasının
da muhafazakâr ANAP'lılarca
alkışlandığı öğrenildi. Semra
Özal'ın yanında yer alan
ANAP'hlar ise Akbulut'un ko-
nuşmasını eleştirdiler.
Liberaller kuliste Akbulut'un
direnişçi bakanlara desteğini
surdürdüğünü ve gruptaki ko-
nuşmasıyla Cumhurbaşkanı
özal ile açık bir biçimde çekiş-
meye girdiğini ortaya koyudğu-
nu ifade ettiler.
ANAP grubuna Istanbul tl
Kongresi'nde divan başkanlığı
yapan Mustafa Taşar ile genel
başkan adaylarından Mesut Yıl-
maz katılmadılar.
Devlet Bakanı Cemil Çiçek
TBMM'den aynlırken gazeteci-
lerin sorusu üzerine istifa etmeyi
düşünmediğini belirterek, "Par-
tinin ijiye gitınesi için elbirliği
ile çalışınz. Hadise bu. Biz Ana-
va(an Partisi'yiz. Biz bu partiye
12'ye beş kala girmedik. İyi gün-
de de kötü günde de, her zaman
bu partinin tanındaydık. ulma-
ya da devam edecegiz" biçimın-
de konuştu.
Akbulut'un temaslan
Başbakan Yıldırım Akbulut,
ANAP grubundan sonra
TBMM'deki odasında bazı ba-
kanlar ve milletvekilleri ile gö-
rüşerek İstanbul tl Kongresi ile
ilgiii bilgi aldı. Akbulut, Semra
Özal'a karşı çıkan İstanbul Mil-
letvekili Baki Albayrak ile bir
süre görûştü ve kongreye ilişkin
değerlendirmesini dinledi. Ai-
bayrak'ın, Akbulut'a kongre sı-
rasındaki usulsüzlüklere ilişkin
iddialannı anlattığı öğrenildi.
Albayrak, İstanbul kongresinin
MKYK'da tümüyle feshedilme-
sini, aksi halde 28 nisanda lis-
telerde hiçbir değişiklik yapıl-
maksızın sadece oylama gün-
demli kongre toplanması gerek-
tiğıni anlattı.
Akbulut'un İstanbul kongre-
sine ilişkin değerlendirmesi,
"Üzgünüm. lşlerin bu noktaya
gitmesi parti açısından biç iyi
oimadı" biçiminde oldu.
Taner'den suçlama
Devlet Bakanı Güneş Taner,
kongredeki olaylardan Talat Yil-
maz yanlılannın sorumlu oldu-
ğunu savunarak "Olacak şey de-
gil. Biriik Vakfı diye bir vakıf
var, bu vakfın bütün üyeleri
salondaydı" dedi. "Salondaki
güvenlikten İçişleri Bakanı so-
nımtaydu. İçişleri Bakanı da ön
tarafta oluruyordu. Bunu ona
sormak lazım. Nasıl ohıyor da
olmuyor diye" biçiminde konu-
şan Taner, Cumhuriyet'e özetle
şunlan söyledi:
"Eger onlar kazanacak idiler-
se, sessiz sedasız otururlardı,
ama taşkınugı yapan kim, onlar.
Taşar kapattıktan sonra salona
bir sürii silahiı adam girdi. Bu
mucadele ANAP'ın içindeki egi-
limlerden birinin diğerlerinin
üzerine çıkıp, partiyi ele geçir-
me miıcadelesidir. Yoksa ben de
miüiyetçi-muhafazakânm.
Gördük ki biri eski bakan,
dört tane bakan, kendi bölgele-
ri olmaraasına ragmen gelip
kongrede ön tarafa oturuyoriar
ve taraf oluyorlar. Ben Konya-
ya gidip taraf oluyor muyum?
Hüsnü Doğan'ın gönlünde
yatan aslan genel başkanlık.
Ama mesele sadece bu degil.
'Mesut Yılmaz olacağına biz se-
ni destekleyelim diyecekler', son-
ra da altından halıyı çeke-
ceklerdi. O ortaya çıktı. Şimdi
topariamaya çalışıyorlar."
Taner, "Bu mücadelede başa-
nlı oiamadıklannı" belirterek,
mücadelenin süreceğini kaydet-
ti. "Bu bakan arkadaşlannızla
aynı kabinede kalabilecek misi-
niz?" sorusuna Taner, "Onlann
bn soruyu düşünmesi lazım.
Onlar bu işi yaptı diye ben mi
çekilevim yani?" karşılığını ver-
di. Taner, "Bu bakanlara istifa
mı öneriyorsunuz?" sorusunu
da, "Her koyun kendi bacağın-
dan asdır da kendisine saygısı
olan kişilerin, bu kadar baskı-
nın sonunda birtakım karaıiar
vermeleri lazım. Hâlâ neyin mü-
cadelesini yaptıkiarını
anlayamıyorum" diye yanıtladı.
Taner, Başbakan Yıldınm Ak-
bulut'un İstanbul ll Kongresi'ne
taraf olmadığını belirterek,
"Ama kongreye gelse iyi olurdu"
dedi.
Bu arada dün lstanbul'da ga-
zetecilerin sorularını yanıtlayan
Devlet Bakanı Mustafa Taşar
da, İçişleri Bakanı Aksn'yu,
kongreye "Bei silahiı beürsiz ki-
şileri sokmakla" suçladı. Taşar,
"Kongreyi erteiemeseydim, çıka-
bilecek kanlı kavgayı kimse sa-
hiplenmezdi" dedi.
Muhafazakârlann
toplantısı
ANAP İstanbul ll Kongresi-
ne katılan direnişçi bakanlar,
Abdiilkadir Aksu, Mehmet Ke-
çeciler ve Cemil Çiçek ile eski
bakan Hüsnü Dogan önceki ak-
şam bazı milletvekilleri ile bir
araya geldiler. Toplantıda, mü-
cadeleye devam etme ve bakan-
lıktan istifa etmeme karan alın-
dı. öte yandan, muhafazakârla-
nn il başkanı adayı Talat Yıl-
maz, kongrenin 10 mart pazar
günü vapılması için seçim kuru-
luna başvurdu. Ancak, Beyoğ-
lu 1. tlçe Seçim Kurulu, kong-
renin seçim nedenleriyle 28 ni-
san pazar günü yapılmasını ka-
rarlaştırdı.
Bu karardan sonra muhafaza-
kâr bakanlardan Abdiilkadir
Aksu ve Mehmeı Keçeciler Baş-
bakan Akbulut ile göruştfiler ve
istanbul ll Kongresi ile ilgiii dü-
şüncelerini anlatülar.
Özal ısrariı
Bu arada Cumhurbaşkanı
Turgut özal'ın önceki gün Iz-
mir'den Başbakan Akbulut'a üç
direnişçi bakanın azledilmesi ge-
rektiğini yeniden bildirdiği öğre-
nildi. Akbulut'un özal'a yanıtt-
nın ise, "Bu aşamada böyle bir
şey yapmamız partiyi riske so-
kar" biçiminde olduğu bildiril-
di.
Akbulut'un, üç bakanın azle-
dilmesinin parti içinde daha bü-
yük sertleşmelere yol açacağını
da Cumhurbaşkanı özal'a bil-
dirdiği öğrenildi. Akbulut,
özal'a, "Bana bir sans daha ve-
rin. Bir nzlaşma yolu bulmaya
çalışalım" dedi.
Akbulut, daha sonra progra-
mında olmadığı halde tstanbul'a
giderek ANAP Teşkilat Başka-
nı Orfaan Demirtas ile görüştü.
Akbulut, Cumhurbaşkanı özal
ile görüşmesini aktararak, mu-
hakkak bir uzlaşma yolu bulun-
masını, bunun için kendisine
yardımcı olunmasını istedi. Bu-
nun üzerine İstanbul ilçe baş-
kanlannın Ankara'ya çağrüması
ve Başbakan Akbulut ile görüş-
meleri karan almdı. İstanbul il-
çe başkanlan bugün Ankara'ya
gelerek Başbakan Akbulut ile
görüşecekler.
Cumhurbaşkanı özal'ın Ak-
bulut'a ayrıca, İstanbul örgütü-
nün tüm teşkilatlar ve delege se-
çimleri ile birlikte iptali görü-
şünde olduğunu bildirdiği öğre-
nildi. Semra özal'ı destekleyen
Devlet Bakanı tbrahim Özdemir
de Cumhuriyet muhabirinin so-
rusu üzerine, "İstanbul'un tü-
müyle feshedilmesi yerinde olur.
Bence birkaç ilçe dışında dele-
ge seçimleri de yenilenmeli" de-
di.
Akbulut'a toplu istifa
önerisi
Başbakan Yıldırım Akbulut,
ANAP grup toplantısından son-
ra TBMM'deki makamında ba-
zı bakanlar ve milletvekilleri ile
görüştü ve tstanbul il kongresi
ile ilgiii görüşlerini aldı.
Adalet Bakanı Ottan Sungur-
lu, İstanbul il kongresinin yak-
laşık iki ay gibi bir süre ertelen-
mesinin yasal olarak mümk-ün
olmadığını Başbakan Akbulut'a
bildirdi. Sungurlu, kongrede oy-
lamaya geçildiğini de ifade ede-
rek, "Oylamaya geçildikten son-
ra ara vermek bile mumkün de-
ğil. Bu kongrenin fesh edilerek,
yeniden yapıhnası gerekir" gö-
rüşünü dile getirdi.
Başbakan Akbulut, Oltan
Sungurlu'ya da Cumhurbaşka-
nı Özal'ın azil isteminde kararlı
olduğunu anlattı. Bunun üzeri-
ne Sungurlu'nun, "O zaman si-
zirahatlatacaksa,hep biriikte is-
tifa edelim" önerisinde bulun-
duğu öğrenildi. Akbulut'un bu
öneriye yanıtmın, "dwrnn baka-
lım acele elmeyelinı" biçiminde
olduğu ifade edildi.
Akbulut, Semra Özal'ın kar-
şısında yer alan İstanbul Millet-
vekilleri Baki Albayrak ve Ad-
nan Yüdız'ı da kabul etti. Yıldız
ve Albayrak, Akbulut'a kongre-
nin usulsüz olduğuna ilişkin bil-
gi verdiler. Albayrak kongre ön-
cesi Semra özal ve Cumhurbaş-
kanı özal ile görüştüğünü, ken-
dilerine Semra özal'ın seçilme-
sinin mumkün olmadığını anlat-
tığını. "Siz çok ısrarlıysamz yi-
ne başkanlıga aday olun. Ama
yönetim kurulu listesini diğer
arkadaşlaria gorüşerek hazırla-
yın" önerisini göturdüğünü, bu
öneriye Semra Özal'ın yanıtının,
"Ben kiraseden destek ve yardım
beklemiyorum" biçiminde oldu-
ğunu aktardı.
Akbulut, Adalet Komisyonu
Başkanı Alpaslan Pehlivanlı ve
İnsan Hakiarı Komisyonu Baş-
kanı Eyüp Aşık ile de görüştü.
Akbulut'un bir uzlaşma konu-
sunda yardım istediği öğrenildi.
Akbulut'un kabulleri sırasında
bazı ANAP grup başkanvekille-
ri de hazır bulundu.
Bu arada ANAP MKYK'nın
cuma günü saat 15.00'de toplan-
ması kararlaştırıldı. MKYK'da
İstanbul il kongresi tartışılacak.
ANAP GRUBUNDA YAPTIĞI KONUŞMANIN TUTANAKLARINDAN
Akbulut:îştebizim tablomuz
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Başbakan Yüdınm Akbulut'un dün ANAP
grubunda yaptığı konuşmamn bazı
bölümlerini tutanaklardan aynen veriyoruz:
"Bugünlerde partimiz, hiç de bizi memnun
etmeyen, bizleri memnun etmeyen bir İstanbul
kongresi dönemini yaşıyor. Bundan memnun
olduğumuzu söylememiz ve bu işin bizim par-
timize güç kattığını söylememiz mumkün de-
ğildır. Evet, nazar mı değdi? dinamit mi kon-
du? Ne olduysa oldu bihnem, dediğim gibi ha-
diselere baktığımızda bizim bununla iftihar et-
memiz mumkün değildir.
Benim kanaatım odur ki: Fazla büyütmeye-
lim meseleleri; ama çaresini bulalım, basit me-
seleler değildir, basit mesele değildir. Panimizde
arkadaşlanmızın ve teşkilatlanmızm birbirine
karşı getirıldiği bu durumu, hiçbirimizin tasvip
etmesi mumkün değildir. İlk gün konuştum bu-
rada, dedim ki 'Yol çatına getirirsiniz insanla-
n*. Arkadaşlanm beni tenkit ettiler. 'Ne biçim
laf bu efendim?' işte efendim bakın şimdi gö-
rün, ne biçim laf olduğunu hepiniz oturun de-
ğerlendirin. Kim kimi tasfiye ediyormuş görül-
sün. Kim kimi tasfiye niyetindeymiş görün ve
değerlendirmesini yapın.
Bunlar üzerinde fazla durmayacağımı söyle-
dim; ama bunlar teker teker koskocaman olay-
lardır. Partiyi kökünden sallayan olaylardır.
Çizilen tablo, şu tstanbul'daki olay, bizim par-
timize yaraşır bir olay mıdır? Basın var, yazı-
yor. Siz ne derseniz deyin, o milyonlarca insa-
na hitap ediyor. Neticede biz, bir kongreyi ak-
tedemiyoruz. Neticede, bir İstanbul kongresi ya-
pılamıyor. tşte bizim tablomuz. Bazılan dıyorsa
ki 'Efendim görüntümüz bozuldu" Yine sov
lüyorum, bir görüntü lafı çıktı, bu görüntü ne
ise biz bu görüntüden 'Görüntü bozuldu, gö-
rüntü bozuldu' derken, biz tabanımızı da yiti-
receğiz.
Bakın, bunlan söyleyelim. Açın bakın, liste-
ler açıklandıktan sonra anlaşılıyor, 'Görüntü
bozuldu' derken, 'Görüntuyü düzelteceğim' di-
yenlerin listelerinde, bizim arkadaşlarımız var.
Yani o görüntuyü bozan insanlar var.
Şimdi çıkarttırıyorum, delegeleri de çıkart-
tınyorum, size getirip okutturacağım. O görün-
tuyü lstanbul'da bozduğu iddia edilen 600 de-
lege bu partiye hangi tarihte girdi, yeni mi gir-
di?.. (Bravo sesleri) Yoksa, 1983 kuruluştan beri
o delegeler, delege mi?.. E, delegeyse bunlar, bu
insanlar şimdi mi görüntüleri bozuldu? Biz şim-
diye kadar bu insanlarla geldik, bundan sonra
bu insanlan yük mü telakki ediyoruz? Neyi ya-
pacağız? Nasıl olacak?.. O zaman bizlere oy ve-
ren, yüzde 36'larda, yüzde 45'lerde oy veren bu
insanlan -ki yüzde 90'ı bize oy veren insanlar-
dır bunlar— bunlan biz terk mi ediyoruz gö-
rüntuyü degiştirmek için, ne yapryoruz, nereye
getiriyoruz işi?.. Siz oyu nereden alıyorsunuz,
kimden alıyorsunuz, bu oyu kimden alıyorsu-
nuz, bu yüzde 36 oyu siz İstanbul'un elit taba-
kasından mı alıyorsunuz, kimden alıyorsunuz
bu oyu?..
Bizim bu gidiş, partimizin zedelenmesidir,
partinin zaafa düşmesidir, bindiğimiz dalı kes-
mektir. Bu nasıl iştir?.. Biz tabandan, biz ta-
bandan kopacak mıyız, biz böyle bir parti mi-
yiz?.. Biz insanlarla, köydekiyle, esnafıyla, çift-
çisiyle, işçisiyle, memuruyla, sanatçısıyla, ali-
miyle, hocasıyla bir bütün değil miyiz?.. Biz ne
- yapıyoruz.'..
ÖzaPdan Iııöııü
Saddamcı suçlaması
ye
TÜREY KÖSE
diyorlar. Hangi savaşa mani ol-
muşlar? Zaten savaş topu topu
MANtSA — Cumhurbaşka- üç gün sürdü. Adam tesüm bay-
nı Turgut Özal, Türkiye'de açık rağını çekti. Türkiye bundan
büyük fayda saglamıştır."ve gizli Saddamcılann bulundu-
ğunu söyledi. özal, Manisa Ga-
zeteciler Cemiyeti'nin kendisine
verdiği "yılın adamı" ödül tö-
reninde ve vilayet önünde yap-
tığı konuşmada, SHP lideri tnö-
nü'yü eleştirdi. Cumhurbaşka-
nı Özal, açık ve gizli Saddam-
cılara değinirken "Sırf Özal'a
düşmanlık yapalım diye böyle
yapanlar vardt. Ana muhalefet
lideri de onlardan farklı bir şey
yapmadı" diye konuştu. Özal,
İran'dan korkmaya gerek olma-
dığını da belirterek "Iran bizden
korksun. Ekonomik olarak on-
lardan 15-20 sene öndeyiz. Pro-
paganda yapılırsa yapüsın hiç
korkmaym. Bizim memleketi-
miz, milletimiz hiç gerici
değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı özal, Mani-
sa gezisinde "Hoş Geldiniz",
"Ortadogu'nun Hamisi", "Ak-
bisar'ın il olmasuıı istiyonız"
pankanlannı taşıyan yurttaşlar
tarafından karşılandı. özal,
kent turundan sonra valiliğin
balkonundan yurttaşlara yaptığı
konuşmada şunlan söyledi:
"Türkiye, bölgenin en önemli
ülkelerinden biri olacak. Kriz
sonrasında bizde hiçbir sıkıntı
oimadı. Ne doviz meselesi, ne
yokluk problemlerinin hiçbiri
ortaya çıkmadı. Memleketimiz-
de düzgun bir idare var. Körfez
krizinden «onra insallah Türki-
ye'nin kalkınması her şeyiyle ile-
ri gidecek. Bu konuda bizim için
ağır tenkitlerde bulunanlar ol-
du. Savaşa hayır dediler. Sanki
biz savaşa gidiyormuşuz gibi.
Hangi savaşa diye sormak la-
zım. Bunlar şimdi ortaya çık-
mışlar, savaşa biz mani olduk
Yapı ve
(Baftarafi I. Sayfada)
yordu.
Dün Istanbul'daki evinde
ölen 97 yaşındaki Kâzım Taş-
kent'in cenazesi, yann Teşviki-
ye Camii'nde öğle sonrası kılı-
nacak cenaze namazının ardın-
dan Zincirlikuyu Mezarlığı'nda
toprağa verilecek.
Kâzım Taşkent, 1894 yılında
Preveze'de doğdu. İlk ve orta
öğrenimini Üsküp'te tamamladı.
1. Dünya Savaşı'nda Çanakka-
le, tstanbul ve Batum'da yedek
subay olarak görev yaptı. Yanm
kalan yükseköğrenimini savaş
sonrası gittiği Almanya'da Han-
nover ve Braunschweig'de ta-
mamladı. Yurda döndükten
sonra bir süre İktisat
Bakanlığı'nda ve tstanbul Böl-
ge Sanayi Müdürlüğü'nde çalış-
tı. Alpullu Şeker Fabrikası'nın
kurulması ve işletilmesi görevle-
rinde bulundu.
Alpullu Şeker Fabrikası Ge-
nel Müdürlüğü'nden aynldıktan
sonra 1944 yılında Yapı ve Kre-
di Bankası ile Doğan Sigorta şir-
ketini kurarak özel iş yaşamına
atıldı.
1972 yılında, 48 yıllık çalışma
yaşamım noktalayarak iş dünya-
sından fiilen aynldı.
Almanya Federal Cumhuriye-
ti Liyakat Nişanı sahibi de olan
Taşkent, kurduğu sigorta şirke-
i d
y y g ş
Özal daha sonra Manisa Ga-
zeteciler Cemiyeti'nin kendisini,
"Körfez krizinde yüriittüğü ba-
şanlı politika ve diplomasi ile
Türkiye'nin önemini bir kere
daha ortaya ko>maktaki dirave-
ti ve ustıin hizmetleri" gerekçe-
siyle "yılın adamı" seçmesi üze-
rine düzenlenen törene katıldı.
Eski ANAP ll Sekreteri olan
Manisa Gazeteciler Cemiyeti
Başkanı Ertugrul Aytaç, özal'a
plaketini verdi. Özal burada
yaptığı konuşmada, basın öz-
gürlüğünun önemini vurgulaya-
rak "Ne kadar kızsak da tenkit
etsek de benim kanaatime göre
basımn hür olması son derece
önemlidir" dedi. DYP Genel
Başkanı Süleyman Demirel'in
"10 yıl keba oldu" sözlerini
anımsatan özal, "Siyaset bunu
söyletecektir. 10 senemiz heba
oldu diyorlar. Ben aksini söyle-
mek istemiyorum. Bu münaka-
şalar lüzumludur, yanlış da ol-
sa, siyaset için de olsa. konuşan
Türkiye diyoruz, işte konuşuyo-
nız. Ama belki gereğinden faz-
la konuşuyoruz" diye konuştu.
Özal, Türkiye'de açık ve giz-
li Saddamcılar olduğunu belir-
terek "Maalesef bu zaü tutan-
lar var bizim ülkemizde. Açık
Saddamcılar var, bir de gizli
Saddamcılar var. İnanılmaz bir
şey. Sırf Özal'a düşmanlık ya-
palım diye boyte yapantar var-
dı. Ana muhalefet lideri de on-
lardan farklı bir şey yapmadı.
Şimdi çıkmış, savaşa biz mani
olduk diyor. Savaşa hayır de-
mekle savaşa mani olunamaya-
cagı beUiydi. Adanun inadından
belliydi. Saddam, Cenevre'deki
koşullan kabul etse>di bugün
kahraman olurdu. Memleketine
de bir şey olmazdı. Belki sonra
da bizim başımıza bela olurdu,
o ayn" dive konuştu.
Bağ-Kur'da
(Baftarafi 1. Sayfada)
20 oranında destek primi kesi-
lerek, yaşlılık aylığı ödenmesine
devam edilecek.
— Malullük, yaşlılık ve ölüm
sigortalan prim tutarlan, işçüere
uygulanan asgari ücretten kesi-
len primden az olamayacak.
— 6 ve 12. basamaklar için is-
tege bağlı sigortaJılık uygulama-
sı kaldınlarak 12. basamağa
değin vukselmeler zorunlu hale
getirilecek. Sigortalının 12. ba-
samaktan itibaren basamak
yükseltilmesi ise istege baglı
olacak.
— ödenmeyen primler için
her ay yüzde 7 gecikme zammı
uygulanacak. Ancak Bakanlar
Kurulu, gecikme zammı oranı-
nı, yansına değin artırmaya ve
yüzde 30'a değin indirmeye yet-
kili kıhnacak.
— Sosyal yardım zammı uy-
gulamasından vazgeçilerek, ta-
ban aylığı sistemine geçilecek.
Taban aylığını belirleme yetkisi
Bakanlar Kunılu'na verilecek.
Taban aylığı peşin ödenecek ve
haciz edilemeyecek, vergiden
muaf olacak.
— Bağ-Kur'Iuların kendileri-
nin, eş ve yakınlarının sağlık
yardımından yararlanabilmesi
için en az 8 ay eksiksii. sağlık si-
gortası primi ödemiş olması,
sağlık karnesinin vize edildigi
tarihte sağlık ve sigorta prim
bofcu bulunmaması, sigortaklık
vasfını yitirmemiş olması gere-
kecek. Sağhk yardım belgeleri-
nin «eçerlilik süresi bir yıl
olacak.
— Ayakta yapılacak tedaviler-
de verilecek ilaç ve tıbbi malze-
melerin listesi Çauşına ve Sosyal
Güvenlik Bakanlıgı'nca belirle-
nebilecek. Ayakta tedaviler için
verilen ilaç bedelinin yüzde 50'si
sigortalı, yüzde 25'i ayiık alan-
lar tarafından karşılanacak.
— Ek geçici 4. madde gere-
ğince isteğe bağlı sigortalılar
borçlanırken, askerlik borçlan-
ması yapamayacaklar!'
sprey kullanıldı
Pangaltı'da
303 milyon
liralık
soygun
İsUnbul Haber Servisi — Va-
kıflar Bankası'nın Pangaltı'da-
ki Kredi Işlem Merkezi, dün sa-
bah silahiı kişilerce soyuldu. Ti-
cari taksilerin plaka paralannm
yatınldığı ödeme bürosuna ge-
len soyguncular, içerdekileri ba-
yıltıcı spreyle etkisiz hale getir-
dikten sonra kasada bulunan
303 milyon lirayı alarak kaçtılar.
Halaskârgazi Caddesi 158 nu-
marada yer alan Vakıflar Ban-
kası Pangaltı Kredi lşlem Mer-
kezi mutemedi, dün saat 09.30
sıraiannda 100 metre ileride bu-
lunan Şişli şubesinden müşteri-
lere ödenmek üzere para çekti.
Mutemedin, ödeme bürosuna
dönmesiyle birlikte bankaya gi-
ren silahiı ve maskeli soyguncu-
lar, içerideki personel ve müşte-
rilerin üzerine bayıltıcı sprey sık-
tıktan sonra paralann bulundu-
ğu bölüme girdileT.
4 ya da 5 kişi olduklan sanı-
lan ve henüz kimJigi belirsiz soy-
guncular, kapıda güvenlik gö-
revlisinin de silahını alıp kasa-
daki 303 milyon lira parayı be-
raberlerinde getirdikleri poşetle-
rin içine koydular. Soyguncula-
nn, olay yerinden yaya olarak
kaçtıklan belirtildi.
Vakıflar Bankası yetkilileri,
Trafik Şubesi'nce bir süre önce
yapılan plaka ihalesi nedeniyle
taksicilerden alınan paranın ge-
ri ödenmesi için haiırlandığını
söylediler.
Bu arada kaçan soyguncula-
nn yakalanması amacıyla kent
içindeki arama ve operasyonlar
sürüyor. Maskeli olduklan belir-
tilen soygunculann eşkâllerinin
belirlendiği kaydedildi. Soygu-
nun yasadışı siyasi bir örgüt ta-
rafından yapılıp yapılmadığı he-
nüz beiirlenemedi.
Kıbrıs için dörtlti paket Portekiz
(Baftarafi 1. Sayfada)
Kıbns sorununun Ortadoğu ile
bütünleştirme, Avrupa Toplulu-
ğu'nun (AT) soruna müdahale-
sini sürdürme ve Güvenlik Kon-
seyi'nin 649 sayılı karannı ber-
taraf etme yönündeki ısrariı tu-
tumunun çözümü "geciktirid"
rol oynadığjna dikkat çeken yet-
kililer, "Rum kesünindeki genel
seçimler aşın milliyetçi propo-
gandayı kışkırtıyor. Seçimler-
den önce çöziim olasılığı az"
göriişünü savunuyorlar.
Dışişleri Bakanı Kurtcebe
Alptemoçin ile diğer bakanlık
yetkililerinin New York'ta yap-
tıkları temaslar, Türkiye'nin
Kıbns konusundaki yeni öneri-
lerinin bir "iyi niyet paketi"
kapsamında BM çevrelerine ile-
tilrnesine olanak sağladı. Dışiş-
leri Bakanlığı yetkilileri, bu öne-
rilerin "gayri resmi" nitelik ta-
şıdığım ve tümüyle BM Genel
Sekreteri'nin Kıbns'taki iyi ni-
yet misyonunu desteklemeye yö-
nelik bir "fikir egzersizinin
parçası" l k d
da geçici ortak hükümet kuru-
labileceği beürtiliyor. Türk ta-
rafımn Kıbns'ta kurulacak or-
tak bir yönetimde cumhurbaş-
kanlığının rotasyona oturtulma-
sını istediği, ancak bu sağlana-
mazsa Dışişleri Bakanlığı'nın
sürekli olarak Türklere verilme-
sinde ısrariı olduğu dile geti-
riliyor.
(Baftarafi 1. Sayfada)
reler, Türkiye'nin Körfez savaşı
nedeniyle Batı nezdinde kazan-
dığı saygjnlıktan son derece ra-
hatsız olan Yunanistan'ın özel-
likle AT üyesi ülkeler arasında
Ankara aleyhine yoğun bir kam-
panya yürüttüğünü bildirdiler.
Bu kampanyanın Ingiltere,
Hollanda, Almanya ve bir ölçü-
4) Sınıriı toprak tavizi: Ra- de Fransa üzerindeki etkisinin
kısıtlı kaldığım kaydeden söz
konusu çevreler, Atina'nm AT-
nin "Akdeniz kanadı" ülkeleri
üzerinde daha etkili olduğunu
)
kam belirtilmemekle birlikte
KKTC'nin batı yöresinde Ak-
doğan, Akıncılar, Yeşilırmak
mevkiinde sınırlı toprak ödünü-
i b i l
p
ne gidilebileceği kaydediliyor.
Rum tutumu
Türkiye'nin BM Genel Sekre-
teri'ne ilettiği bu önerilerin,
"sorunun çözümüne yönelik
çok önemli bir adım" oluştur-
duğu De Cuellar'a yakın yetki-
lilerce ifade edildi. Genel Sek-
reter'in mart ayı ortasında ha-
zırlayacağı Kıbns raporu ile Gü-
venlik Konseyi'nin bu rapora
, . . . . . . . . göstereceği tepkide de Türk
oiarak değeriendırıl- öne
rilerinin "dolaylı etkisinin"
mesi gerektiğini vurguluyorlar.
Yetkili çevreler, Türkiye'nin
Kıbns'ta toprak tavizi konusun-
da "rakam ve yüzdeler" içeren
yansıması bekleniyor. Genel
Sekreter'in Kıbns konusundaki
yardımcılarından Gustave Feis-
sel'in bu hafta içinde KKTC'de
tmeveçocukdergis^adımv^ b^önerUerde^Junduğu h.- " ^ =
^ S n S d e ^
diği oğlu Dogan'ı
kaybetmişti.
İNGİLTERE'YE
KÜLTÜR GEZİSİ
Bayram uıılmde Ingıltere'jc
gidıyoruz. SHAKESPEARE'in ve
ROBİN HOOD'un ulkesin«
MANCHESTER, EDINBURGH,
YORK. LONDRA
Lçakla gidış-dönüş, 11 gun
oıobüslc lur
Yarım pansiyon konaklama
Butün girışler + I 'er adct (iyatro
ve opera bilctı
Tur boyu rehberlik hızmetkrı
öğrenci fiyatı: 785 — (Sıerling)
Yetişkın fiyatı: 910 — (Sterling)
(Okullar ıçın öğrenci gruplan
organızc edilir.)
CB Usan OkulUn Actnluı
FEFA A.Ş.
Husrrvgrn-dc C»d. 142 '3
80200 Te^vikhe/İSTANBIL
Trl: 136 18 6« / 13» 13 80
F»x: 160 37 10
berlennı ise doğrulamıyorlar. g,t e m a s l a n n d a T ü r k ö n e
.
pıplomatık kaynaklardan rileri sonrasında bir nabız yok-
edındığumz bılgıye göre Türkı- l a m a m t e l i ğ i
^ ^ ^ v e i k i t a
.
ye mn BM Genel Sekreterı'ne r a f
^^n^ y e n i b i r
^rve gö-
ılettığı gayn resmi' önenler r ü ş m e s i y a p ı h p yapılmayacaiı-
paketmdeşuunsurlaryeralıyor: n a b u te
maslar ışığmda karar
1) Maraş ın koşullu olarak
yerieşime açılması: Türk Dışiş-
verileceğine dikkat çekiliyor.
leri Maraş konusuna bir "tabu"
olarak bakmıyor. Maraş'm "ni-
hai çözümün bir unsunı" olma-
yı surdürdüğünü vurgulayan
diplomatlar. "Belirli koşullar
altında, karşı taraftan da iyi ni-
yet jestleri gelmesi durumunda
Maraş'ın ortak kullanımına
açılabileceğini" voırguluyorlar.
2) Karpas bölgesinde bir kan-
ton oluşturulması: Türkiye bir
grup Rumun bu bolgeye dön-
mesine izin verilmesine "ılımh"
bakıyor. Bunun bir kanton yö-
netimi altında gerçekleşebilece-
ği ifade edilîyor.
3) Adada geçici hükümet ku-
rulması: BM Genel Sekreteri'-
nin önderliğinde bir çerçeve an-
laşma üzerinde tarafların anlaş-
maya varmalan sonrasında ada-
Öte yandan Rum yönetiminin
Kıbns konusunda "BM Genel
Sekreteri'nin çabalarını ve Gü-
venlik Konseyi'nin 649 sayüı ka-
rannı bertaraf etmeye yönelik"
tutumu Ankara'da kaygı yarat-
maya devam ediyor. Yetkililer,
Rumların Kıbns sorununu Or-
tadoğu ile bütünleştirmeye ve
AT'nin bu soruna müdahalesi-
ni sürekli kılmaya yönelik poli-
tikalanndan vazgeçmediklerini
belirterek "bu durum umudu-
muzu azaltıyor" ifadesini kul-
laruyorlar. Rum yönetiminde 19
mayısta yapılacak genel seçim-
lerin siyasi partileri "aşın
milliyetçi" bir propagandava
yöneltmesi de nisanda yapılacak
bir zirvenin "sonuçalıcı" olma
olasılığını azaltıyor.
belirttiler. Yunanistan'ın kam
panyasınm "Kıbns-Kuveyt"
benzetmesi üzerinde odaklaştı-
ğını bildirdiler.
Bu çerçevede, Yunanistan
Başbakanı Konstantin Mitsota-
kis en son olarak Portekiz'i zi-
yareti sırasında Başbakan De
Sflva ile görüşürken Kıbns ko-
nusunu da gündeme getirmişti.
Portekiz'in bu görüşmeden son-
ra AT Bakanlar Konseyi'nde
Türkiye aleyhinde tutum takın-
ması dikkat çekiyor.
Körfez krizi sırasuıda Türki-
ye aleyindeki tutum nedeniyle
önde gelen AT üyelerinin baskı-
sıyla karşı karşıya kalan Atina'-
nın önceki gün yapılan topluluk
Bakanlar Konseyi, Türkiye ile
AT arasındaki ilişkilerin nor-
malkştirilmesinin simgesi hali-
ne gelen 4. mali protokele "ye-
şil ışık" yakabileceği beklentisi-
ne yol açmıştı.
Ancak Yunanistan Dışişleri
Bakanı Andonis Samaras kriz
sırasında çeşitli vesilelerde Ati-
na'nm Türkiye'ye yönelik sert
tutum içinde olduğunu sergile-
yen açıklamalarda bulunmuştu.
Türkiye'nin Kıbns konusunda
iyi niyetini göstermemesi duru-
munda Yunanistan'ın 4. mali
protokole itirazımn süreceğini
söylemişti. Bu tutum da Anka-
ra'daki dışişleri bakanlığı çevre-
lerinde Yunanistan'ın AT enge-
linin Körfez krizi sonrasında da
süreceği görüşüne yol açmıştı.
Cumhurbaşkanı Özal'ın ön-
ceki günkü AT Bakanlar Kon-
sey toplantısı öncesinde 11 AT
ülkesi dnlet ve hükümet baş-
kanlanna "uyan" niteliğinde
gönderdiği mektubun da bu
kaygıdan kaynaklandığı ifade
ediliyor.