Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
- 21MAKT 1991 * • • • KENTYAŞAM HURİYET/17
>UGUN
• Mülkiyeliler Birliği'nin
Kuruçeşme'deki lokalinde
düzenlenen Hoşgorünün 500
Yılı adlı panelde işadamı
Üzeyir Garih, Ispanya'dan
Istanbul'a göç eden Yahudiler
ve diğer azınlıkların Osmanlı
toplumundaki yaşamlarını
anlatacak.
Elektrik
kesintisi
• tSTANBUL (AA) —
Türkiye Elektrik
Kurumu'nca (TEK),
lstanbul'un Anadolu
yakasındaki bazı bölgelere,
24 mart pazar gunü, 5 saat
süreyle elektrik
verilemeyeceği bildirildi.
Aktaş Elektrik A.ŞMen
yapılan açıklamada, 24
mart pazar günü saat
08.00-13.00 arasında,
Dudullu ana indirici
merkezde TEK tarafından
yapılacak genel bakırn
çalışmaları nedeniyle, çıkış
fidelerine enerji
verilemeyeceği belirtildi.
Elektrik verilemeyecek
bölgeler şunlar: Dudullu
Sanayi, Umraniye Çakmak
Mahallesi, Sarıgazi,
Alemdağ.
İkinci yaya yolunu Nurettin Sözen açtı
Nuruosmaniye
artık yayaların
Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen,
Cağaloğlu'ndaki caddenin açılışında yaptığı konuşmada
"Yaya bölgesi, esnafı da memnun edecektir" dedi.
İstanbu) Haber Servisi — Nu-
ruosmaniye Caddesi artık yaya-
ların. Dericiler, halıcılar, turis-
tik eşya mağazalan ve banka şu-
beleriyle dolu bu caddeyi bun-
dan sonra sıra sıra dizilen turist
otobüsleri kaplayamayacak.
Dün ilçe belediye başkanları
ve Btiyükşehir Belediyesi ile bir-
likte yaya bölgesini açan Büyük-
şehir Belediye Başkanı Nurettin
Sözen, yayalaştırma projesinin
cadde üzerindeki esnaf ve basın
kuruluşlarıyla konuşularak, on-
ların ihtiyaçlarına göre oluştu-
rulduğunu belirtti. Sözen, "Bazı
esnaf da tepki gösterdi, ancak
turistler için bir çekim merkezi
oluşturacak olan yaya bölgesi
esnafı da memnun edecektir"
dedi.
Cağaloğlu Meydanı'ndan
Nuruosmaniye Camii'ne kadar
uzanan Nuruosmaniye Cadde-
si İstanbuPda İstiklal
Caddesi'nden sonra yayalara
ayrılan ikinci ana cadde oldu.
Çoğunlukla turistlere satış ya-
pan halıcı, antikacı \e kuyum-
cuların yanı sıra Milliyet Gaze-
tesi'yle Anadolu Ajansı'nın bi-
nalannın da yer aldı|ı caddenin
yeni görünümünde dekoratif
sokak lambaları, iki zabıta ku-
lübesi, yayaların görebileceği
yükseklikte bir saat, bilgi pano-
ları, yer ahyor.
Yayalaştırma projesi 693 mil-
yon 750 bin liraya ihale edildi.
Sirkeciler tnşaat fırmasının üst-
lendiği çalışmalarda, Nuruos-
maniye Caddesi ile Bab-ı Ali
Caddesi arasında kalan kısım ile
Alibaba Türbesi, Adem Yavuz
ve Türbedar Sokakları da yaya
bölgesi olarak düzenlendi. Ay-
rıca ağaçlandırma çalışmaları
da yapıldı. Nuruosmani>e (aşıtlara kapalı. (Fotoğraf: Krdoğan Koseoğlu)
Kalp Haftası başlıyor
Cezaevlerinde
kalp taramasıPazartesi günü başlayacak olan Kalp Haftası'nda bir
dizi etkinliı; yapılacak. Metris Cezaevi'nde 700 kişi
kalp taramasından geçirilecek.
tstanbul Haber Servisi —
Türk Kalp Vakfı'nca, 25-31
mart tarihleri arasında gerçek-
leştirilecek "Kalp Haftası" çer-
çevesinde bir dizi etkinlik ger-
çekleştirilecek.
Türk Kalp Vakfı Başkanı Çe-
tin Yıldırımakın, Basın
Müzesi'nde duzenlenen toplan-
tıda, hafta süresince gerçekleş-
ürüecek etkinlikler hakkında
bilgi verdi. Türkiye'de ölümle-
rin yüzde 70 oranında kalp ve
damar hastalıklanndan kaynak-
landığını bildiren Yıldınmakın,
toplumu, kalp-damar hastalık-
ları konusunda bilgilendirme ve
tedavilerinin sağlanması konu-
sunda vakıf olarak çalışmaların
aralıksız olarak sürdürüleceğini
açıkladı.
Hafta süresince Türkiye Kalp
Vakfı ile TRT Istanbul Televiz-
yonu aracıbğıyla kalp sağlığı ta-
raması, okullarda kalp hastalık-
lanndan korunma ve tedavi
yöntemleri konusunda konfe-
ranslar düzenleneceğini belirten
Yıldınmakm, bu yıl ilk kez
Adalet Bakanlığı'nın izin ve
desteğiyle, Metris Cezaevi'nde-
ki 700 kişinin kalp taramasın-
dan geçirileceğini söyledi. Bu
arada cezaevindeki tutuklular
arasında daha önce duzenlenen
karikatür yanşmasında derece
alanlara da ödüllerinin törenle
verileceğini açıklayan Yıldınma-
kın, 7 yaşındaki bir kız çocuğu-
nun açık kalp ameliyatının va-
kıfça yaptırılacağını bildirdi.
Kalp Haftası'nın açılışı, 25
mart pazartesi günü Adalet Ba-
kanı, Milli Eğitim Bakanı ve
Sağlık Bakanı'nın katılacağı bir
toplantıyla açılacak.
EREKLI
TELEFONLAR
m Polb brtat: 055
• İtfaiye: 000
• iantama: 056
• Zabıta MMiiriâiâ: 527 57 00
• Menciıklar MMft«i«:
172 13 73 -74-75 ve 068
• tSld anza: 068
• SAtLM:
Hmr Aeil: 077
Saihk MidBiKii: 511 89 18
Cem*»aşa tıp: 588 48 00
Çapa îıp: 525 92 30
Marmn Tıp: 340 01 00
Hartopaw IhaMne: 345 46 80
StfH Etfat: 131 22 09
Takstaı kkrartMi: 152 43 00
SSK Sautra: 588 44 00
SSK OtaMydanı: 132 30 00
SSK HztepK 358 67 60
Traflk Şake IM.: 176 24 14 (lst).
356 04 85-86 (Kadık&y)
BMge Tıaflk: 377 22 07 (E-5),
356 04 86 (ŞehirıçO,
314 36 (B.Çekmece)
• THY:
iç Hattar 573 13 31.
Dt* Hattar 574 23 00 (25 hat).
Smtral: 574 73 00.
RezervasyoK 574 82 00 (45hat)
• DDY:
Siıfcecl Dam*mı: 527 00 50.
H.Pasa Danrçma: 336 20 63
H.Pa» Santral 348 80 20
• VAPUR:
$«Mr Hatlan: 526 40 20.
144 42 33.
DMİ2 Yrtan (Aceftte): 145 53 66.
144 25 02, 149 18 96
DMb OtobiJİ: 149 15 38
HABERLERIN DEVAMI
Yolun Yarısı...
(Baftarafı 1. Sayfada)
letler, Avrupa Topluluğu (AT) söz konusu ol-
duğunda, Türkiye daha rahat edecektir. AT
ile ekonomik ilişkilerini geliştirme yotunda bir
engelin böylece ortadan kalkacağı söylene-
bilir.
O yüzden Kıbns'ta çözüm, yalnız Kıbrıs
Türkü için değil, Anadolu insanı için de ya-
rarlı olacaktır.
Çözüm bir yerde uzlaşma demektir; kar-
şılıklı ödünler verilerek bu noktaya ulaşılır.
Bu açıdan kuşkusuz Türk tarafının da ata-
cağı adımlar vardır.
Ama bazı belirli temel ilkeler vardır ki, ille
de çözüm olsun diye Türk tarafının bunlar-
dan vazgeçmesi de söz konusu olamaz: iki
toplumlu, iki kesimli, siyasal eşıtliğe ve etki-
li Türk güvencesine dayalı federal bir
çözüm...
Kıbrıs gibi Kürt sorununun da çözüm yo-
luna girmesi, ülkemizin iç ve dış dengeleri-
ni olumlu yönde etkileyecektir. insan hakla-
rıyla ilgili boyutu nedeniyle, Türkiye'nin bir
yandan ABD Kongresi, Avrupa Konseyi, Av-
rupa Parlamentosu, BM gibi platformlarda
başı bir dertten kurtulacak, öte yandan say-
gmlığı artarken ımajı düzelecektir. Bu arada
örneğin AT ile ilişkilerimizin her alanda ge-
lişmesini önleyen pürüz ya da özürlerden biri
temizlenmiş'oiâcafclıf/Aynı zamanda iç po-
litikada büyük bir istikrarsızlık kaynağı kuru-
tulurken, Türk dış politikası da bir yükü üs-
tünden atacaktır.
Çözüm, ama nasıl?
Kürt sorununun çözümüyle ilgili ipuçları
BM kararlarında, Türkiye Cumhuriyeti'nin ta-
raf olduğu insan hakları bildirgelerinde, Av-
rupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı Paris
Şartı'nın ıçeriğinde vardır. Madem ki bunla-
rın tümünde devlet olarak imzamız var, o za-
man demokrasi ve insan haklannın en temel
koşullarını bu ülkede yaşayan herkese uy-
gulamak zorundayız.
Bir başka deyişle:
Türkiye üniter, yani tekil bir devlettir; res-
mi dili ve resmi eğitim dili Türkçedir. Ama
bu arada herkesin, hangi etnik kökenden
olursa olsun. kendi dilini ve kendi kimliğini
korumaya ve geliştirmeye hakkı vardır. Ana-
dilinde ıster konuşur, ister şarkı söyier, ıs-
ter yazar, kimse karışamaz. Kendi etnık kö-
keninden ötürü, siyasal, toplumsal ve kültü-
rel açılardan hiçbir ayrımcı muameleye tabi
tutulamaz.
O yüzdendir ki, Kürt kökenli Türk vatan-
daşlarına kültürel haklannın tümüyle tanın-
ması, ülkemizde hem insan hakları hem de
siyasal normalleşme açısından yerinde bir
gelişme olacaktır.
*
Türkiye'yi içte ve dışta rahatlatacak bir
başka temel konu kuşkusuz siyasal rejimle
ilgilidır. Siyasal rejimi, işlerliği olan demok-
ratik bir yörüngeye oturtmak, bir yandan ül-
ke içinde yıilardır kabak tadı vermiş olan kı-
sır politik tartışmaları noktalayacak, öte yan-
dan Batı ile ilişkilerde Türkiye'nin manevra
alanını genişletecektir. Özellikle Avrupa Top-
luluğu'na karşı belirli Kamburlardan kurtula-
cağı söylenebilir ülkemizin.
Bir siyasal rejimi oluşturan temel yasalar
bellidir: Başta anayasa olmak üzere seçim
ve siyasal partı yasaları, Meclis içtüzüğü. iş
yasaları gibi... Ayrıca her türlü fikrin serbest-
çe yarışabileceği bir özgürtük prtamının sağ-
lanması için ceza yasası başta olmak üzere
bazı yasalarda demokratik düzenlemeler ya-
pılması...
Örneğin, bu konudaöza/yönef/m/yeni bir
anayasa taslağını kamuoyunun tartışmasına
açmış durumda. Taslağın demokrasi açısın-
dan yetersiz yanları olduğu gibi, bugünkü
anayasal duruma göre daha ileri, daha de-
mokratik özellikleh de vardır.
Olumlu yanlanyla birlikte sistematik ol-
maktan uzak, bölük pörçük, hayli aceleye
getirilmiş bir içerik göze çarpmaktadır.
Özal yönetimi, seçime kadar böyle bir ana-
yasal değişikliği gerçekleştirebilir mi?
Buna ihtimal vermek çok güç. Her ne ka-
dar ANAP'ın taslağında muhalefet partileri-
nin de evet diyeceği noktalar varsa da, ay-
rıldıkları noktalar da çoktur.
Ayrıca hem SHP hem DYP, kendi anaya-
sa taslaklarıyla seçmen önüne gidecekleri-
ni açıklamış bulunuyorlar.
O yüzden, iktidarla muhalefet arasında se-
çim öncesinde böylesi bir uzlaşmayı bekle-
mek gerçekçi olamaz.
Çok şey gibi, demokrasi için anayasal re-
form da seçim sonrasına kalıyor.
Son olarak şunu söylemek isteriz: Hiç ol-
mazsa, temel sorunlann çözümü için ciddi
bir arayış artık sivil siyaset kadroları içinde
başlamıştır; birtakım sorunlann savsaklana-
mayacağı, iç ve dış koşulların zorlanmasıy-
la artık iyice anlaşılmıştır.
Yolun yarısı demektir bu!
Partilerde anayasa şoku
Önce 13. nıadde değiştirilmeli
(Baştarafı 1. Sayfada)
' rin bu değişiklikleri yönlendir-
' mesine izin verilmemesi gerekir.
- Gelip geçici çözümler yerine
köktenci ve kalıcı olanlar aran-
: malıdır. Açıklanan taslak, ace-
• leye gelmiş ve gerekli köktenci-
' likten uzaktır."
Adalet Bakanlığı'nın, taslağı
üniversitelere gönderdiği ve bu
kurumlardan görüş istediği öğ-
renildi. Üniversitelerin, taslağa
ilişkin görüşlerini önümüzdeki
hafta içinde bakanlığa iletmeleri
bekleniyor.
Adalet Bakanlığı'nın, taslağı
üniversitelere gönderdiği ve bu
1
kurumlardan görüş istediği öğ-
• renildi. Üniversitelerin, taslağa
• ilişkin görüşlerini önümüzdeki
hafta içinde bakanlığa iletmeleri
bekleniyor.
. AÜ Hukuk Fakültesi öğretim
üyesi Prof. Dr. Oya Araslı, ana-
yasaların, "kişi-devlet ilişkileri-
ni ve devlet organlarının yetki-
. lerinj belli diinya görüşleri dog-
rultusunda ve bu göriişlerle tu-
. tarlı olarak sistematik biçimde
düzenleyen metinler olduğunu"
belirterek şöyle dedi:
"Böylesi ınetinlerde birkaç
maddeyi degiştirmekle yepyeni
bir anayasal düzene ulaşılacağı
düşünülemez. Bu yanlış düşiin-
ce, anayasalan, günliik sorunla-
ra günliik çözümler getiren bir-
takım yasalarla aynı düzeyde
görmenin ürünüdur. Anayasada
özgürlükleri kısıtlayan hükiim-
ler bütünüyle değiştirilmeden,
bazı özgürlüklere ilişkin kural-
larda degişiklik yapmak, göster-
meliktir. Bunlar, göz boyamaya
yönelik aldatmacalar olarak kal-
mava mahkûmdurlar."
Aynı fakülte öğretim üyelerin-
den Prof. Dr. Metin Günday da
anayasanın temel hak ve özgür-
ldkleri sınırlayan 13. maddesini
anımsatarak "Hatta bu madde
nedeniyle, 1982 Anayasası'nda
özgürlükler istisna. kısıtlamalar
ise kural haline dönüştürülmüş-
tür. Demokratik bir anayasada
ise tam tersi geçertidir. Eğer Ba-
tüı anlamda değişiklikler amaç-
lanıyorsa önce bu maddenin de-
ğiştirilmesi gerekir. Taslak ise bu
maddeye hiç dokunmuyor. Bu
nedenle değişiklikleri samimi
bulmuyorum" dedi. Günday,
cumhurbaşkanının halk tarafın-
dan seçilmesinin ise parlamen-
ter sistemin terk edilip başkan-
lık sistemine doğru önemli bir
adım atılması anlamı taşıdığını
söyledi.
İC SBF öğretim üyelerinden
Prof. Dr. Bakır Çağlar da tas-
lağı şu iki açıdan değerlendirdi:
"1- Hak ve hürriyetler reji-
minde sınırlı bir liberalleşme
var. Çünkü anayasaya bu konu-
da getirilen genel sımrlama tek-
niği korunuyor. 13. madde var-
lığını aynen koruyor. Bu koşul-
larda özel sınırlamalarda liberal-
leşme, sistemin mantığmı degiş-
tirmez. Genel sımrlama tekni-
ğinden özel sımrlama tekniğine
geçilmezse, kriz karamameleri,
12 EylUI hukukuna getirilen yar-
gı bağışıklıklan aşılmazsa, hak
ve hürriyetler rejiminde liberal-
leşme sadece taktik bir felsefe
olur, gerçek bir felsefe değil.
2- Siyasal iktidar yapısında
değişme. Sisteme cumhurbaşka-
nı çıkarken ikinci bir sandık ek-
leme arayışı. Bunun doğal sonu-
cu olarak cumhurbaşkanını yet-
kilendirme ve bu ölçüde politik-
leştirme. Bu degişiklik yeni bir
yapılanmaya yol açmayacak,
ama şu anda geçerli olan uygu-
Umayı kurumsallaştıracaktır."
Anayasa hukukçusu Prof. Dr.
Bülent Tanör de 13. maddeyi
anımsatarak "Temel hak ve öz-
gürlükJerle ilgili atılmak istenen
adımlar olumlu. Ama anayasa-
nın bu konudaki sisıematiği bü-
tünüyle değişmeden bu alanda
bir iyileşme mümkün değil" de-
di. 13. maddenin yasama orga-'
nına özgürlükleri çok geniş bi-
çimde sımrlama yetkisi tanıdığı-
nı kaydeden Tanör, "Yeni bir
anayasaya gidilmedikçe Türki-
ye'de özgürlük, insan hakları ve
demokrasi sorunu çözülemez"
dedi. Cumhurbaşkanının seçimi
ve yetkileri konusunda da çok
yanlış adımlar atıldığını savunan
Tanör şöyle dedi:
"Cumhurbaşkanının yetkile-
rini daha da arttıran ve aynı
dogrultuda onu genel oyla seç-
tiren taslak bence çok tehlikeli
bir çığır açıyor. Bu aslında,
Özal'ın bir yıldır fıilen yaratmış
olduğu yan başkanlık sistemini
tescil anlanuna geliyor. Ben şah-
sen klasik parlamenter rejime,
sorumsuz, dekoratif cumhur-
başkanma taraftar olduğum için
bu değişikliği sakıncalı buluyo-
rum. Bugünkü cumhurbaşkanı,
genel oyla seçilmediği halde bu
anayasayı bile aşan birtakım uy-
gulamalar içinde."
İÜ Hukuk Fakültesi öğretim
üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Meh-
met Semih Gemalmaz da, öngö-
rulen değişikliğin kısmi olduğu-
nu anımsatarak "Kısmi her çö-
züm, 12 Eylül rejiminin sürrne-
sine yarayacaktır. Amaç, 'de
facto' rejiminin demokratikleş-
tirilmesi değil, yeni oldubinilerle
Özal'ın kişisel iktidarının
sürdüriilmesidir" dedi. Türkiye1
nin demokratik çevrelerinin kıs-
mi önerilere karşı duyarlı olup
bunları reddetmesi gerektiğini
de kaydeden Gemalmaz, "Kıs-
mi degişiklik önerileri ister ik-
tidar, isterse de demokratik ör-
gütlerden gelsin, kuşku ile kar-
şılanmalıdır. Aslolan, 'de jure'
rejime geçilmesidir. Bunun da
bir koşulu vardır; bütünüyle 12
Eylül rejimini tasfiye etmek"
(Baştarafı 1. Sayfada)
tehlikeye düşürüyor. Anayasa
taslağının bu biçimiyle yasalaş-
masında ısrarlı olan Cumhur-
başkanı Özal'ın ABD gezisi dö-
nüşünde SHP ve DYP liderleriy-
le "uzlaşma" arayacağı ve
ANAP milletvekilleriyle yeniden
ikna toplantıları yapmak zorun-
da kalacağı belirtiliyor.
Öte yandan anayasa taslağı-
nın Bakanlar Kurulu'na ve ba-
sına dağıtılması, Özal'ı kızdırdı.
Özal'ın, ABD'ye giderken ken-
disini uğurlamaya gelen Adalet
Bakanı Oltan Sungurlu'ya, "Bu
işin zamanlaması vardı. Neden
bilgimiz dışında taslağı dağıttı-
nız?" biçiminde j'akındığı bildi-
rildi. Anayasanın 175. maddesi-
ne göre anayasa değişikliklerinin
TBMM'ye sunulabilmesi için
üye tam sayısının en az üçte bi-
ri olan 150 milletvekilinin imzası
gerekiyor. Anayasa değişiklikleri
en az 270 milletvekilinin gizli
oyuyla yasalaşabiliyor. Bu du-
rumda Cumhurbaşkam'nın ana-
yasa değişikliklerini referandu-
ma götürmesi gerekiyor. Refe-
randum yolu zorunlu olmadan
anayasa değişikliğini gerçekleş-
tirmek için ise en az 300 millet-
vekilinin gizli oyu gerekiyor.
Başbakan Akbulut'un ANAP
milletvekilleri ile iftar sohbetle-
rinde referandum yoluna baş\aı-
rulmadan gerçekleşebilecek ana-
yasa değişikliğine evet demesi,
taslağın bu biçimiyle TBMM'ye
sunulmasına engel oluştururken
ANAP grubu da taslağın birçok
maddesine karşı çıkıyor. Bu du-
rumda, anayasa uyannca tasla-
ğın muhalefet partileriyle uzlaş-
ma olmadığı takdirde ANAP
grubundan 150 milletvekilinin
imzasını alması bile mümkün
görünmüyor. SHP ve DYP ise
"önce erken seçim" koşulunun
yanı sıra anayasa değişikliği için
"partilerarası uzlaşma" koşulu-
nu öne sürüyor.
ANAP grup başkanvekilleri,
Başbakan Akbulut'un "Muha-
lefet partileri temsilcileriyle
görüşün" isteğine rağmen bu
yönde henüz harekete geç-
mediler.
Cumhurbaşkanı Özal, anaya-
sa değişikliği için referanduma
da gidilebileceğini ifade ederken
Başbakan Yildırım Akbulut, re-
feranduma gitmenin ANAP'ta
kan kaybına yol açacağı endişe-
siyle "Anayasa değişikliğini re-
ferandumsuz çözümlemeliyiz"
görüşünde ısrar ediyor. Akbu-
lut, ANAP milletvekillerine ver-
diği iftar yemeklerinde anayasa
değişikliği konusunda milletve-
killerini iknaya çalışırken taslak-
ta dört ana noktanın ANAP için
önemli olduğunu vurguladı.
Akbulut, bu unsurlan "seç-
men yaşının 18'e indirilmesi,
cumhurbaşkanının halk tarafın-
dan seçilmesi, mületvekili sayı-
sının 600'e çıkanlması, 141,142
ve 163. maddelerin kaldırılma-
sına engel oluşturan anayasa
maddeleri" olarak sıraladı.
Akbulut'un önceki akşam
verdiği iftar yemeğinde anayasa
taslağı ile ilgili bilgi veren Ada-
let Bakanı Oltan Sungurlu, la-
iklik ve teokratik partiler konu-
sunda şu görüşleri savundu:
"Laiklik Fransa'dan alındığı
gibi dinsizlik olarak algılanma-
malı. Devlet laik diye devlet da-
iresinde çalışanlann namaz kıl-
maması, oruç tutmaması diye
bir şey olabilir mi? Türkiye'de
bu vapı 1950'den sonra değişti.
Din ve vicdan hürriyeti her^şeyin
önünde gelmelidir. Dini devlet
kurulacak diye bir endişeye ge-
rek yok. Anayasadaki laiklik
prensibi buna engeldir. İnsanlar
dini inançlannı serbestçe dile ge-
tirecekler. Buna engel yok. Ancak
dini parti kurulduğunda veya bu
söz konusu olduğunda anayasa-
nın laiklik prensibiyle bu çelişir
ve Anayasa Mahkemesi bunu
kapatır" diye konuştu.
Sakarya mületvekili Yalçın
Koçak da anayasa değişikliği ve
diğer önerilerin ANAP grubun-
da ve parti yetkili organlarında
göruşülmeden gündeme getiril-
mesini eleştirdi.
Devlet Bakanı Vehbi Dinçer-
ler başta olmak üzere bazı ba-
kanlar da taslağın ANAP
MKY'K'da ve grupta görüşülme-
si gerektiğini önerdiler. Dinçer-
ler, anayasa değişikliği taslağının
yöntemi, stratejisi ve zamanla-
masının partinin yetkili organ-
larında göruşülerek belirlenmesi
gerektiğini savundu.
Eski TBMM Başkanı, ANAP
Trabzon Mületvekili Necmettin
Karaduman, taslağın cumhur-
başkanının halk tarafından se-
çilmesi hükmüne karşı çıkıyor.
Özal'a tepki duyan bazı ANAP
milletvekillerinin de taslağın bu
hükmüne tepki gösterdikleri be-
lirtiliyor. ANAP Genel Başkan
adaylarından Hasan Celal Gü-
zel ve bazı arkadaşları da bu
maddeye karşı olduklarını açık-
ladılar.
ANAP'ın milliyetçi eğilimde-
ki milletvekilleri de TCK'nın
141, 142 ve 163. maddelerinin
kaldırılmasına engel oluşturan
anayasanın 14 ve 24. maddesi
değişiklikleri başta olmak üze-
re, Kürtçe yayın ve yayım yapü-
masına olanak sağlayan, din,
mezhep aynmına dayalı veya ko-
münist ya da faşist parti kurul-
masına olanak sağlayan değişik-
liklere tepki gösteriyorlar.
Taslaktaki bu hükümlerde de-
ğişikliklere gidilmediği takdirde
bu milletvekillerinin taslağa oy
vermeyecekleri belirtiliyor.
ANAP'ın TBMM'deki san-
dalye sayısı 276 olduğundan, re-
ferandumsuz bir anayasa deği-
şikliği için tüm grup olumlu oy
kullansa bile muhalefetten en az
24 milletvekilinin desteği ge-
rekiyor.
SHP'den ret
SHP Genel Sekreteri Hikmet
Çetin, dün partisinin Anayasa
Komisyonu üyeleriyle yaptığı
toplantının ardından basına bir
açıklama yaparak Adalet Ba-
kanlığı'nın anayasa taslağını de-
ğerlendirdi. Çetin, 1982 Anaya-
sası'nın toplumun demokratik-
leşmesi önünde bir engel oluş-
turduğunu, yeni bir anayasa ih-
tiyacı bulunduğunu vurgulaya-
rak şöyle konuştu:
"Ancak böyle bir anayasanın
iceriği kadar nazırlanışı ve sunu-
luşu da her türlü önyargıdan
uzak, demokratik yöntemlere
dayalı ve ulusal bir uzlaşmanın
beklentilerine uygun olmak zo-
rundadır. Bugünkü TBMM, ira-
desini yeterince erginh'kle konı-
yamayan bir parti çoğunluğuna
dönüşmüş görünen yapısıyla bu
gereksinmeyi karşılayabilecek
durum ve oluşumdan uzaktır.
Sağlıklı bir anayasa degişikliği-
nin önünde kaygı verici bir en-
gel olarak görünen bu duruma
karşın SHP, Adalet Bakanlığı'-
nın degişiklik onerilerini yetkili
kurullarında değerlendirecek-
tir."
Degişiklik önerilerinin özel-
likle "temel hak ve özgüriüklerle
ve siyasal yaşamın yapısıyla ilgili
bölümlerinin SHP'nin savundu-
ğu görüşlere yakın olduğunu"
kaydeden Çetin, "Ancak 1982
Anayasası böyle birkaç madde
değişikliğiyle düzeltilemeyecek
eksiklik ve aksaklıklarla temel-
den sakat bir hukuk belgesidir.
Bu anayasanın bireye karşı dev-
leti korumaya çalışan temel ba-
kışı değişmeden tek tek, madde
madde iyileştirilmesi. demokral-
laştmlması sağlanamaz" dedi.
Çetin, anayasanın bir bütün ol-
duğunu, ANAP'ın önerisinde
ise üst yargı organlarının, üni-
versitelerin, çalışma yaşamının,
olağanüstu halin düzenlenmesi-
ne ilişkin butün kurallar, Mec-
lis'i devre dışı bırakan kararna-
meler duzeninin tümüyle korun-
duğunu, bunlarla ilgili öneri ge-
tirilmediğini söyledi. Çetin şöy-
le devam etti:
"Öte yandan temel hak ve öz-
güriüklerle ve bazı sınırlı alan-
larla ilgili olumlu görüntü veren
düzenlemelerin ardında, birkaç
madde düzenlemesiyle vahim
bir rejim değişikliğine sinsice
kapı aralanmaya çalışılmakta-
dır. Cumhurbaşkanının bugün-
kü anayasa çerçevesi içindeki öl-
çüsüz yetkileri ve buna karşın
sorumsuzluğu korunurken
TBMM'nin oluşturacağı bir ulu-
sal anlaşma içinden degil, taraf-
sızlığı tümüyle ortadan kaldıra-
cak ve siyasal kutuplaşmayı kes-
kinleştirecek biçimde halkoyuy-
la seçilmesi yolu da açılarak ül-
ke bir 'başkan sistemine' itilme-
ye çalışılmaktadır. O nedenle
anayasa değişikliği onerisi sa-
hiplerine, önerileri böyle bir pla-
nın parçası değilse ve içtenlikli
bazı düzenlemeleri gerçekten
amaçlıyorsa, önce bu hükümleri
ortadan kaldırmalarını ve son-
ra anayasanın bir ulusal uzlaş-
ma belgesi olması gerektiğini
gözeterek bu yönde bir çalışma-
ya yönelmelerini hatırlatmak is-
tiyoruz. Bu takdirde SHP de ge-
rekli katkıyı yapmaya hazır ola-
caktır."
DYP ise ANAP'ın Adalet Ba-
kanlığı'nda hazırlattığı taslakla
anayasa değişikliği girişimini
"samimi" bulmayarak "partile-
rarası uzlaşma" istedi. DYP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Hüsa-
mettin Cindoruk, anayasa deği-
şikliği önerisinin Seçim Yasası
ile birlikte ele alınması gerekti-
ğini bildirerek, temel koşulun,
partilerarası uzlaşma olduğunu
söyledi.
Cindoruk, Cumhuriyet'in so-
rularını yanıtlarken Adalet Ba-
kanlığı'nca hazırlanan taslakta-
ki anayasa değişikliği önerileri-
nin biçimsel olduğunu belirte-
rek, "Türkiye'nin yeni bir ana-
yasaya ihtiyacı var. Yeni anaya-
sa da bu iktidarla yapüamaz. Bu
iktidar demokrat değil ki. Bir-
takım günlük biçimsel değişik-
likler öneriyorlar. Arkasındaki
hesaplarda ülkenin demokratik-
leşmesi değil, kendi iktidarları-
nı sürdürmektir" diye konuştu.
Cindoruk, bu değişikliklerin
yeterli olmadığını da bildirdi ve
"Anayasanın değiştirilecek nice
maddesi var. Parca parça değiş-
tirmek yerine, samimi iseler par-
tilerarasında bir komisyon kuru-
lur, bunlar incelenir" dedi.
Ahmet Ozal
(Baştarafı 1. Sayfada)
(yüzde 48.5) aynı. 1 milyar lira
sermayeli şirketin geri kalan
yüzde 3'lük ortaklıkları Kaya
Nomalar, Cüneyt Ülsever ve Er-
can Ortaç arasında bölüştürül-
dü.
Ortaklardan Cüneyt Ülsever,
Bülent Şemiler döneminde Em-
lak Bankası Genel Müdür Yar-
dımcısıydı. Bir süre Asil Nadir'le
birlikte çalışan Ülsever, daha
sonra Türkinvest'te yönetim ku-
rulu üyeliği yaptı. Ülsever, son
olarak Magic Box Incorporated
AG'de işletme müdürlüğü yapı-
yordu. Ülsever aynca Tunca Tos-
kay ile birlikte Met Medikal
Sağlık Eğitim Tesisleri Sanayii
ve Ticaret AŞ'yi kurmuştu.
Yeni şirketle ilgili olarak Ya-
vuz Çizmeci, bu projeyi uzun
sureden beri Ahmet Özal'la dü-
şunduklerini, çok ciddi bir piya-
sa araştırması sonrasında, ihti-
yaçların ve eğilimlerin saptandı-
ğmı, bu alandaki boşluklann
doldurulması ve talebe cevap
vermek üzere projenin uygulan-
masına karar verildigini belirt-
ti. Çizmeci, Ahmet Özal'ın ha-
vacıhğa ilgi duyduğunu belirte-
rek "Ahmet'in Airbus uçurabi-
lecek lisansı var" dedi. Uçucu-
luğa Amerika'da öğrenciliği sı-
rasında merak saran Özal, An-
kara'da zaman zaman uçuyor.
Ahmet Özal, Almanya'dan ya-
yın yapan Magic Box'ın üst dü-
zey yönetiminde fiilen yer alıyor.
Vip Air, Sultan Air'ın 130'dan
72-76 koltuğa indirilmekte olan
iki Boeing-737 uçaklarıyla ma-
yıs ayıııdan itibaren İstanbul-
Ankara arasında "first class"
(birinci sınıf) hizmet vermeye
başlayacak. Talebe göre diğer şe-
hirlere de uçacak olan Vip Air-
in bilet ücretlerinin THY tarife-
sinin "biraz üzerinde" olacağı
kaydedildi. Bir ilgili, "Biz THY
ile fiyat değil hizmet rekabeti
yapacağız" dedi.
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baftarafı >. Sayfada)
ler kurulacak, ancak aynı taslakta yer alan bir başka mad-
deye göre de 'devletin ülkesi ve mılliyetiyle bölünmezlik' il-
kesine aykırı din ve ırk ayrımına dayalı çalışmalar yapılma-
yacak!
Bu anayasa, beş-on maddesinin değiştirilmesi ile düze-
lecek türden bir anayasa değildır. Anayasayı bütün mad-
deleriyle birlikte baştan aşağı değiştirmek gerekir. Bunu ya-
pacak otan da ANAP'ın çoğunluğunu oluşturduğu bu Meclis
değil ilk seçimle gelecek TBMM'dir.
Özal'ın amacı Çankaya'daki görev süresini uzatmaktır.
Özal, bir daha TBMM'de bu çoğunluğu elde edemeye-
ceğinı biliyor. Bildiği için de seçimlerden önce bu çoğunlu-
ğa dayanarak dilediği değişiklikleri yapmak istiyor.
ANAP'ın eiinde anayasayı değiştirecek çoğunluk var mı?
Var.
Anayasanın değiştirilmesi için TBMM üye tam sayısının
en az üçte birinin bu değişiklikler için başvuruda bulunması
ve beşte üçünün de bu değişiklikler için 'kabul oyu" kul-
lanması gerekiyor.
Anayasanın 175. maddesi 1987 yılında değiştirilmiş VB
anayasa değişikliği için aranan 'üçte iki' çoğunluk -300- oy,
'öeşfe üç' ile 270 oya indirilmiştir.
TBMM'de ANAP şu anda 276 sandalyeye sahiptir. Bu
'Meclis aritrmtiği' teorik olarak ANAP'a anayasa değişikli-
ği için yeterli olanağı vermektedir. Ancak 270 oyla geçen
<jeğişiklikler halkoylamasına sunulacaktır.
Anayasa taslağında yer alan bazı hükümlerin, örneğin
'kanunla yasaklanmış dillarde yayın yapılamayacağı'na iliş-
kin yasağı kaldıran değişikliğin ANAP milletvekillerinin ta-
mamının desteğini alması güctür
175. maddede yapılan bir başka değişiklikle de anayasa
değişikliklerinin kabulü 'gizli oy' koşuluna bağlanmıştı.
Bu yüzden hem bu 26. maddede öngörülen değişiklik-
lerin hem Ceza Yasası'nın 163. maddesinin dayanağı olan
24. maddedeki fıkrayı kaldıran önerinin ANAP grubundan
'gizli oyla' geçmesi de pek kolay değilair.
Denilebilir ki:
—ANAP; bu maddelerde HEP'in, SBP'nin ve Kürt kökenli
SHP ve DYP milletvekijlerinin de desteğini alabilir.
Olabilir: Ancak bu, Özal için kolay göze alınmayacak bir
'ris/fiir. Diyelim ki bu değişiklikler 270 oyla geçti. Bu durum-
da bu değişiklikler için nalkoylaması yapılacaktır Bu da
ANAP ve Özal için bir başka risk ve bir başka tehlikedir.
Temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan 14. ve 76. madde-
lerdeki değişiklikler, muhalefet oylarıyla da TBMM'den ge-
çebilir.
Muhalefet partileri, bir kısım değişikliğe evet' bir kısmı-
na da 'hayır' diyorlar. Bu durumda taslak üzerinde iktidar
ve muhalefet arasında anlaşmadan da söz edilemez.
Anayasa değişiklikleri üzerinde iktidar ve muhalefet par-
tileri arasında bir güven ortamında uzlaşma sağlanamaz-
sa oylamalarda çok şaşırtıcı sonuçlar ile de karşılaşılabilir.
Özal'ın öteden beri cumhurbaşkanlığı süresini uzatmak
istediği, bunun için iormül' aradığı, bu formülü kabul ettir-
mek için de uygun zaman ve fırsat aradığı da biliniyordu.
Şimdi Özal, Körfez savaşı ve Kürt sorunu ile böyle uy-
gun bir ortam oluştuğu kanısındadır. Bütün isteği, ne ya-
pıp yapıp, cumhurbaşkanlığı süresini uzatmaktır. Bunun için
bulduğu formül, cumhurbaşkanının halk tarafından seçil-
mesidir.
TRT'yi, Magic Box'ı, anayasa değişikliğinden sonra ku-
rulacak özel televizyon kanallarını ve denetimi altında tut-
tuğu gazeteleri de kullanarak "Amerikanvari kampanya"
ile cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağı umudundadır.
Miç belli olmaz, bu kampanyaya Bush bile katılabilir!
ANAP, bugüne kadar hiçbir anayasa değişikliğine yanaş-
madı. 141-142 ve 163'üncü maddeler konusunda da iki yıl-
dır toplumu oyalıyor. Af konusunda da ANAP liberalizmi,
kendini belli ediyor. Bugüne kadar, siyasal hükümlüier de-
ğil hep altın, döviz, gümrük, silah, sigara ve uyuşturucu
madde kaçakçıları affedildiler.
ANAP, niçin daha önce koruyucusu kesildiği, bekçiliğini
yaptığı anayasayı bugün değiştirmek istiyor?
Hani ne demişler:
—Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?
Özal, muhalefeti niçin köşeye sıkıştırıp ille de öpmeye ça-
lışıyor?
ADANA HIPODROMU'NDAN FİKRET DAĞLIOĞLU
TAHMİNLER
1. KOŞU: F. Şubat (5), P. Os-
mancık (2), S.Aytunç (1).
2. KOŞU: F. Demirbey (6), P.
Arkadaş 1 (3), PP. tlkgan (5),
S. Şenbatur (1).
3. KOŞU: F. Tesadüf (8), P.
Mirdasbey (4), PP. Serhad (5),
S.Altuğbey (1).
4. KOŞU: F. Fırat 16 (2), P.
Gökbey (14), PP. Kıryunt (6),
5. Özgün 1 (7).
5. KOŞU: F. Günseli (2), P.
Ketence (13), P. Onyx Har-
mony (7), S. Gülnar (10).
6. KOŞU: F. Akansel (6), P.
Nilüfer (4), PP. Erdoğdu (3),
P. Erdal 1 (17), S. Baba (2).
7. KOŞU: F. Mehteran (2), P.
Good Luck (1), PP. Partner
(5), S. Tosca (10).
OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ
F. Dağlıoğlu
M. Tokmak
N. Yılmaz
K. Akyer
6-2-1-3
6-3-5-1
6-5-9-1
6-3-5-9
4-3-5-1
4-8-5-1
4-8-5
8-5-4-1
2-14-6
2
2-6-14
2-14-7
2-5
2
2
2
5-3
6
6-3-4
6
2
1-2-5
2-1
2-1