25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MAKT 1991 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 ANMA TOPLANTISI Halit Ziya anılacak • Kültür Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası 25 mart pazartesi gecesi Halit Ziya Uşaklıgil'in anısına Beyoğlu Karaca Tiyatro'da bir anma toplantısı düzenleniyor. Saat 18.00'de başlayacak anma toplantısının açış konuşmasını Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Oktay Akbal yapacak. Toplantıda gazetemiz Müessese Müdürü Emine Uşaklıgil'e bir plaket verilecek. Geceye konuşmacı olarak Sami Karaören, Cahit Tanyol, Şükran Kurdakul, Halit ve Gülper Refiğ katılacak. Candan Sabuncu'nun sunuculuğunu yapacağı gecede tiyatrocular Şukran Güngör ve Bora Seçkin de Halit Ziya'run yapıtlarından bölümler okuyacaklar. Fotoğraf sanatçısı Isa Çelik de Halit Ziya Uşaklıgil'in fotoğraflarından oluşan bir dia gösterisi sunacak. Anma toplantısının biletleri Türkiye Yazarlar Sendikası'nın Galip Dede Cad. 48/5 Tünel adresinden, Cumhuriyet Kitap Kulübü, Akademi Kitabevi, Yazarlar Evi, Mülkiyeler Birliği Kuruçeşme Lokali, Gençlik Kitabevi ve pazartesi gecesi Karaca Tiyatro gişesinden temin ediîebilir. ÖDÜL Amerikan \azarlar Birliği • BEVERLY HÎLLS (AA) — Amerikan Yazarlar Birliği ödülleri sahiplerini buldu. Michael Blake, aynı adlı kitabından uyarladığı "Dances With Wolves" (Kurtlarla Dans) filminin senaryosuyla, başka bir esere dayalı senaryo yazma dahnda birincilik ödülüne değer görüldü. Yönetmenliğini yaptığı ve başrolünü oynadığı bu filmle Kevin Costner, geçen cumartesi günü Amerikan Yönetmenler Birliği birincilik ödülünü almıştı. Yazarlar Birliği, özgün senaryo dahnda birinciliği Berry Leyison'un "Avalon" adlı yapıtına verdi. Yazarlar Birliği'nin ödüle değer gördüğü film senaryoları genellikle Amerikan Akademi Ödülleri'nde de (Oskar) başanlı oluyorlar. SİNEMA Eurimages Türk yönetmenlerle • Költür S«rvisi — Avrupa'da film yapımlarına destek veren Eurimages'in Türk yönetmenler ve yapımcılarla sohbet toplantısı, dün SESAM'da yapıldı. SESAM Başkanı Türker İnanoğlu'nun Turk sinemasının tarihini özetlediği toplantıda, Eurimages heyetinin başkanı Christian Pheline, bütün ulusal sinemaların sıkıntı içinde olduklarını belirtti. Daha sonra sözü alan Yönetmen Atıf Yılmaz, Avrupa Topluluğu ülkelerinin Türk sinemasına bakışını eleştirerek "Avrupa'dan yardım istediğimizde bizi hep Üçüncü Dünya ülkeleri yerine koyuyordu ve bizden folklorik, egzotik filmler bekliyordu. Eğer böyle bir ortaklık kurulacaksa, bizi gerçek bir Avrupa ulkesi gibi ele almalan gerekir" dedi. Avrupa Konseyi bünyesinde kurulan ve Türkiye dahil 18 üyesi bulunan Eurimages, bugüne kadar Canan Gerede'nin "Robert'in Filmi", Yavuz özkan'ın "Ateş Üstünde Yürümek", Ali özgentürk'ün "Çıplak", Erden Kıral'ın "Mavi Sürgün" filmlerine destek verdi. 'Kurdarla Dans' • Kültür Servisi — Türkiye sinemalarında gösterilen "Dokunulmazlar", "Çıkış Yok", "Boğa Takımı", "Düşler ; . Tarlası" gibi filmlerden tanıdığımız Kevin Costner, ' ." :•'•*.' başrolünün yanı sıra yönetmenliğini de üstlendiği "Kurtlarla Dans" filmiyle bugün yine karşımıza çıkıyor. 12 dalda Oscar'a aday olan film, bugün Şişli Site Sineması'nda gösterime giriyor*. Film 29 mart tarihinden itibaren de Beyoğlu Lale, Kadıköy Kadıköy, Bakırköy Renk, Ankara Kızılırmak sinemalarında gösterime girecek. Film, savaşa karşı nefret duyan bir askerin Kızılderililerle kurduğu dostluğu konu alıyor. Yani oldukça gerilere; Amerikan tarihinin derinliklerine iniyor. Costner, filmle ilgili şunları söylüyor: "Amerikalılar Güney Afrika ya da Brezilya ormanlarındaki olayları kınıyor. Ama Kızılderilileri yok ettiğimizi kabul etmiyoruz bir türlü." *"Kurtlarla Dans" Berlin Film Festivali'nde Gümüş Ayı ile ödüllendirildi, ayrıca üç Altın Küre Ödülü de aldı. SERGİ Dört sanatçıdan • Kültür Servisi — Yıldız Çitçi, Reyhan Kâğıtçı, Tolga Karahasan ve H. Avni Öztopçu'nun resimlerinden oluşan bir karma sergi Basın Muzesi'nde açıldı. 6 nisana dek sürecek sergi pazar günleri hariç her gün görülebilecek. SINEMA/iOİLLÂ DORSAY 10. Istanbul Uluslararası Film Festivali sürüyor Italya'dan hoş sürprizlerFranco Brusati'nin "Bakımsız Amca"sı, gücüriü çok iyi bir senaryodan ve iki dev oyuncusundan alıyor. Mario Monicelli'nin "Anlaşılmaz Hastahk"ı ve Silvio Sondini'nin "Batı'nın Sakin Havası" ise büyük kent dekorunda yalnızhğını yaşayan küçük insanlan anlatıyor. halyan sineması... öldü- ölüyor denen, üretimi oldukça azalan, sinemaları kapanan, se- yircisi Amerikan filmlerine da- lan (tuhaf... Bu durumda baş- ka bir ülke daha var galiba?), her yandan umutsuzluk çığlık- lan yükselen ttalyan sineması... Ama şenlikte karşımıza gelen filmlere bakılırsa hiç de öyle gözükmüyor. Ustalardan 2 film izledik ön- ce, üst üste... Keskin ve hüzün- le karışık bir duyarhhğın usta uygulayıcısı France Brusati, "Bakımsız Amca"da hayatına birden kanşıveren garip, eksant- rik, ileri yaşına karşın gencecik bir insanın tutkulan, saplantıla- n ve değer ölçütleriyle donan- mış, biraz fıttırık, çok zampa- ra, ama aynı zamanda "çok iyi şair" bir amcayla başı derde gi- ren orta yaşh bir adamın serü- venini anlatıyor. Bu "aınca" ti- pi gerçekten de "dört başı mamur" biçimde işlenmiş, tüm ıboyutlanyla beürlenmiş, değişik bir tip... Sıradan bir işadamı olan ve "çalışmadıklan için" şairlerden nefret eden kahrama- I V BATI'NIN SAKİN HAVASI — Yönetmen Sondini'nin ana leması büyük kent ya da "kent has- talığı". Film Milano'da yaşayan ikisi kadın, ikisi erkek dört kahramanın koşut biçimde gelişen, zaman zaman kesişip ayrılan öyküleri} le büyük kent dekorundaki yalnızlığımızı çiziyor. rumızm bile sevgisini ve bağlılı- ğını kazanmayı biliyor. Tümüy- le yaşama dönük epiküryen fel- sefesi, geçen her eteğin rüzgânn- dan başı dönen onulmaz kadın tutkunluğuyla.amca, başkalan- na tümüyle şaşırtıcı, ahlak ve düzen dışı gelen davranışlan sü- rekli üretmekle kalmıyor, "boş zamanlannda" da dünyanın en güzel şiirlerini üretiyor. "Ba- kımsız Amca", sonuç olarak gücünü çok iyi bir senaryodan ve Vittorio Gassman'la Gian- cario Giannini denen iki dev oyuncudan alan hoş bir film. Bir başyapıt değil, ama düzeyli bir kitle filmi örneği. Ve de Ital- yan güldürüsü denen türün bir halkası... Bir diğer güldurü ustası Ma- rio Monicelli ise anlaşılan ol- dukça yonılmuş. 76 yaşındaki bir yönetmen için şaşırtıcı değil bu. "Anlaşılmaz Hastalık"ta, yine Giancarlo Giannini'nin oy- nadığı bir orta sınıf Italyan'ı ta- nıyoruz. Bir şeyler yazmayı, özellikle bir romana başlamayı kuran, bağımsızlığına düşkün bir aydın bu. Bir rastlantıyla ta- nıştığı gencecik bir kız, onu bir yuva kurmaya ve yaşamını dü- zene koymaya zorluyor. Ancak yazar kahramanımızın, ikide bir nükseden garip, anlaşılmaz bir hastalığı var. Olmadık yerlerde onu yakalayan, bir yolculuğu veya bir "yaz bekârlığınj" zehir ediveren bir hastalık... Sonun- da psikolojik kökenleri olduğu anlaşılan, bir ruh doktorunun uzun (ve pahalı) bir tedaviyle iyileştirmeyi deneyeceği... Ama yıllar boyu kahramanımızın iç dünyasını kemirip durmuş olan bu hastalık, birden geçecek gi- bi değildir. Ve onu yaşlılığının son yıllarını, insanlardan, aile- sinden, kentlerden uzak bir dağ başında geçirmeye doğnı itecek- tir... llk yarısında oldukça ka- ba öğelere dayanan, ama sonla- ra doğru kendini toparlayan ve hüzün verici bir çağdaş kent in- sanı portresine dönüşen orta halli bir film "Anlaşılmaz Has- talık..." Büyük kent ya da "kent has- talığı", 1958 doğumlu, belgeci- likten gelme genç bir halyan yö- netmeninın, "Batının Sakin Ha- vası"nın yönetmeni "Silvio Sondini"nin de ana teması. Mi- lano'da yaşayan ikisi kadın, iki- si erkek dört kahramanımızın, koşut biçimde gelişen, zaman zaman kesişip ayrılan öyküleri anlatılıyor. Sondini'nin kahra- manlarına ve öyküsüne soğuk, yansız, nesnel, sanki belgeci bir yaklaşımı var. Ama bu küçük insan öyküleri, umutsuzcasına "bir parça mutluluk" arayan ve çokluk yanıbaşından geçiveren bu kişisel yazgılar, sonuç olarak karmaşık bir bulmacayı bütün- ler ve büyük kent dekorundaki yalnızlığımızın izdüşümünü ve- rir gibi. Rastlantılan bir Jacques Demy filmini (veya bir Milan Kundera öyküsunü) düşündü- ren, çağdaş insanın her alanda- ki yalnızlığına klinik yaklaşı- mıyla ise örneğin bir "Seks Ya- lanlan"nı akla getiren oldukça ilginç bir film bu... Ve halyan sinemasındaki gençliğin ve ya- ratıcılığın, tüm bunalım ve kriz sözcüklerine karşın kolay kolay ölmeyeceğini kanıtlayan bir di- ğer örnek... Anlaşılmaz Hastalık, 29 mart cuma günü Kadıköy Reks'te 12.00'de izlenebilir. Louis Malle'in "Mayıs'ta Milou"su veJacques Tati'nin "Bay Hulot'nun Tatili Sevecen bir Malle, 'yıkıcı' bir TatiSevdiğimiz bir yönetmen Lo- uis Malle... Yeni-Dalgayla denk düşen serüveninin kilometre taş- ları olan filmleri bir yana, uzun- ca süren "Amerikan serüveni" sırasında bile tipik bir Fransız duyarhlığını taşıyan "Atlantic City", "My Dinner with And- ri" gibi filmler yapmayı başa- Malle'ı'n yıllar sonra ülke- sine, Fransa'ya ve "Hoşcakalın Çocuklar" ve şimdi de "Mayıs'- ta Milou" gibi tipik Fransız filmlere geri dönmesi ne denli sevindiricü... "Mayıs'ta Milou", bizlere Fransa'yı sarsan 1968 mayısı olaylannı "dışardan", taşradan görülmüş bir perspektifle anla- tıyor. Filmin başında ani ölü- müne tanık olduğumuz büyü- kannenin çeşitli nedenlerle bir türlü kaldınlamayan cenazesi ve orada, yatakta yatıp duran ce- sedi çevresinde geçiyor her şey... Akrabalar eve doluşuyor ve bir yandan kaçınılmaz "miras tar- tışması" başlarken öte yandan radyodan gelen haberler, de Ga- ulle'un sesi, gazete başlıklan, hızla yayılan ürkütücü dediko- dular vb. öğeler aracılığıyla, başkentte yaşanan ve tüm Fran- sa'ya yayılmaya başlayan 68 MALLE, '68 OLAVLARINA BAKIYOR — Malle'in '68 olaylarına yaklaşımı 20 küsur yıl sonra nostalji ve sevecenlik dolu. Kimseyi, hiçbir katmanı veya sınıfı eleştirmiyor, suçlamıyor. Özgün müzikçiler! Zevkle dinleyeceğiniz sanatçımız SADIK GÜRBÜI.StiriıH (liiriHiz 5 kasetten oluşan repertuarı çıktı plakçılarda. PİR SUITAN U M L A 1- BU YIL. V&u&SI KARI E»MEZ 2 SU * * IWM 3- NASI1. \»fl 0.VEYIM B€N BÛ» LE YME 4-tMNSUR OLAN K U R QUW ÇE KİUR 5- « H GÜN 6- EREHERIN CEM INE KIMSE GIRBlSZ 7- HAKIKAT BİR G1ZLI SIRDIRS-«XUNSIRRINS0BANGHL5IN R 1- OOSnjH BHHÇE1NE BİR H(W1W G » MIŞ 2 SEBSfft G1BME MEYOUİA 3- ŞU KANU ZAIIMIN E n i Ö !ŞLEfl« BİR N€ FESOK i- SULTAN SUVU 6- UYUR I0IK UYAROILAR 7 BIZE 0E BANAZ D»N BİR T»K OERLEP Smlıh Guritüz *.ÜM Um KALLIŞ OUU» r HUMA KUŞU 2 UJMUNE 3- KEBAK DEDIKLERI 4 AND OLSUN 5- ÜŞENGEÇ BUĞOAVA TURKU 6 HAMBURG TURKUSU t IŞSıZUK2-GURBETÇI3-GARIP4-Bi- LIRLEH S£M 5- OĞUL BUVÜMEU KC BLIVUMELI 6- »KNZIL 7- NEf€S 8- B*Ş- U > ™ BTMEYEN SCVDALILAR « 1 SEVOADIR ARKAOAŞ 2 GÖRUŞ GU NU 3- GUR8ET TURKÛSÜ a NE FAYM 5 UNUTAMAOI&M V 1 MEMLEKETIM 2 BllLlSTl BEŞ M> 'URE 3- DUMAN DUMAN t- GUNEJ ŞAR. K1SJ 5- OAGLARIK TURKUSU 6- jAPO* BAi KÇISi - ADILOŞ BEBE TOPSASlM VE SCVDMI • • EKtN ID1M OLDUM HA3MAN 2- 0 V»fi ™ GELIR 3-HASAU WGI 4-OR Of ÇEKSEM 5- GEÇTI OOST KERWNI B l ARIFE HJRKUSU 2 KEIU.IKLE SÛV1.E- ** Şl 3- ANA ÖGUDU t OWUL 5- HAIAY îapımcL- OSMAN BAYŞU Prodüktör: NACİ BAYŞU "MÜZİKTE KALİTENİÜ ADI" BAYŞU MÜZIK ÜRETİM IMÇ 5 BiOk'No M54 Unkapanı Istanbul Telefon 512 35 30 - 512 35 31 GURKT BİZE TA26I MI7 « 1 IPEK MENDIL 2 OY 9ENI BENI 3- KA- RA BAHTIM 4- KARA KARA »AZANtAfl 5- DEMIRI HK EDERLER 6- VUREKTE V». RELER 7 KALEDEN INIŞ Hl 0LUR> n I- EMRAH ! KUL HALIL 3- YAGMUR YA- GAR 4- KEVENGI Y0LLAR1NA 5- HAM MEYW 6- KUÇELER 7 AfTAL ŞARKI «- BUNALAM OZAN ILAHISI olaylan izleniyor. Malle'in 68 olaylarına yakla- şımı, 20 küsur yıl sonra, nostalji ve sevecenlik dolu. Kimseyi, hiçbir katmanı veya sınıfı eleş- tirmiyor, suçlamıyor yönet- men... Yine de burjuvazinin bitmez-tükenmek kompleksler, çığ gibi büyüyen korkular, mül- kiyet tutkulan ve onu koruma hırsları, filmin ana malzemesi- ni oluşturuyor. Ortalıkta durup duran ceset, filmin kara mizah yanını pekiştirirken "devrim geliyor" korkusuyla önce evde kapanıp kalan ve birbirine giren (bu arada burjuvazinin gözde eğlencesi olan "aşk oyunlan"nı da ihmal etmeyen), sonra da "daglara çıkan" burjuvalanmız Bunuel'i anıştınyor. Evet, Mal- le'in filminin üzerine sanki "Mahvedki Metek" veya "Bur- juvazinin Gizli Çekiciligi"nin Bunuel'i dolaşıp duruyor. Kah- ramanlarımızın odak noktasın- da duran filozof ve hedonist Mi- lou (eşsiz Michel Piccoli), bu karamsar, ölümlü ve düzen de- ğişikli günlerin birer "yaşama dersi"ne dönüşmesini sağlayan- lann başında geliyor. Ve ölüme, korkulara, sınıfsal yok oluş kaygılarına karşın, ailemiz ve çevresindeki kişiler, birkaç ma- yıs günü (veya bir film) boyun- ca, Bordeaux ormanları ve ça- yırları arasındâ yitip gitmiş bu doğa köşesinde, yaşama sanatı üzerine paha biçilmez birkaç ders alıyorlar. Biz de Malle si- neması ve genelde sinema üze- rine az ders almıyoruz, bu film- le!... Başınızı bambaşka bir sinema ile dinlemek istiyorsanız (biz is- tiyorduk) kendinizi bir Tati fil- mine atın. özellikle "Bay Hulot- nun Tatili", pek iyi tanımadığı- mız bu Fransız güldürü ustası- nın ne denli önemli bir yaratıcı olduğunu bize kanıtlıyor. Bay Hulot'nun sarsak, hafif kambur ve dengesi her an bozulacakmış gibi duran yürüyuşüyle bir tatil köyünde geçirdiği sözsüz serü- venler, harika bir gözlemcinin gözüyle modem insanın belli bir ortamdaki yaşamını. tepkilerini aynntılı biçimde saptarken, Ta- ti'nin nasıl bir "gag" ustası ol- duğunu da kanıtbyor. Sanatçı, sflnki sessiz sinemanın unutul- muş gözüken ve milimetrik, sa- niyelere bağlı görsel "gag" an- layışını,yçni}İYQr, , i i l l l i W . f , •„ Amâ Tati yainızca fiii "?,jgeo- metri ustası" değil kuşkusuz. O gizli bir anarşist, her büyük gül- dürü ustası gibi tam bir yıkıcı... Bir kapıyı açmasıyla kendi ha- linde eğlenen bir otel lokantası- nı birbirine katması, bir koltu- ğu yerinden oynatmasıyla yan yana oyun oynanan iki masayı birbirine düşürmesi, çatapat do- lu bir depoyu havaya uçurarak tüm bir köyü paniğe vermesi sı- radan işler!.. Bu sevimli anarşist, bu ifiah olmaz tahripçi, bu karşı konul- maz düzen düşmanı, kimi anla- nnda Chaplin'e ulaşan bir kı- vam ve oİgunluk taşıyor. Ve Ta- ti güldürüsü, özellikle mekanik- leşen, yasaJara, kurallara, kate- gorilere bağlanan günümüz ya- şamı içinde, kuşkusuz olanaksız, ama düş gibi bir kaçışın yolunu işaretliyor... Mayıs'ta Milou 24 mart pazar günü Kadıköy Reks'te 15.00'te, Bay Hulot'nun Tatili 23 mart cumartesi gunü Kadıköy Reks'te 15.00'te izlenebilir. 'YeşilKart', GerardDepardieu'nün ilkHollywooddenemesi New librk'ta bir FransızYeşil kart klasik bir Hollyvvood güldürüsü. Film, güldürü sinemasına yabancı oyuncularla bir NevvYork gökdeleninin çatı katındageçiyor. REKİN TEKSOY Gerard Depardieu, Fransız si- nemasının en büytiğü olma yo- lunda. Cesar ödüllerine boğulan 'Cyrano de Bergerac"taki başa- nsmı, en iyi güldürü oyuncusu "Golden Globe"ını kazanan, Hollywood'daki ilk denemesi Yeşil Kart'la sürdürüyor. "Yeşil Kart"ın, Gerard Depardieu'ye, Hollywood'un genellikle Avru- palı oyunculara kapalı kapılarını da araladığı görülüyor. "Yeşil Kart" Peter VVeir'in bir filmi. Geçen yıl "Ölü Ozanlar Derne- ği"nde, bu Avustralyalı yönet- menin sinemanın bilinen klişe- lerini büyük bir ustalıkla kullan- dığını görmüştük. Peter Weir, "YeşU Kart"ta, bu yeteneğini güldürü alanına yöneltiyor. Kla- sik bir Hollywood güldürüsü konusunu, güldürü sinemasına yabancı oyuncularla bir New York gökdeleninin çatı katında sürdürüyor. Güldürerek, özellik- le de "Ölü Ozanlar Derneği "n- de olduğu gibi en güçlü silahı duygusallığı kullanarak seyirci- sini yine etkilemeyi başarıyor. "Yeşil Kart" kâğıt üzerinde bir evliliğin öyküsü. Oturma iz- ni olmaksızın Nevv York'ta ya- şayan bir Fransız müzikçi ile çi- çek yetiştirmek amacıyla bir çatı katını kiralamak isteyen bir genç kadın, sorunlarını çözmek ama- cıyla evlenirler. Nikâhtan sonra da bir daha görüşmemek üzere ayrılırlar. Evlilik, erkeğe Ame- rika'da oturma izni, kadına ise - dırıyor. Bu tam anlamıyla dev bekârlara kiralanmayan daireyi oyuncuya Andie MacDowell de kiralama olanağı verecektir. Ne var ki bu tür evlilikleri izleyen göçmenler bürosu, çiftiri peşine düşecek, bunun üzerine taraflar, soruşturmada olumsuz not al- ınamak için bir araya gelmek birbirlerini tanımak zorunda ka- lacaklardır. Tanıdıkça da nikâ- hm kerametine inanacaklar, ev- liliklerine sanlacaklardır. Ama göçmenler bürosunu buna inan- nyla, Cyrano'dan sonra sanki daha da irileştiği izlenimini uyandıran gövdesiyle, görmüş geçirmiş, her şeye boş veren, ca- na yakın bir müzikçiyi canlan- ayak uydurunca, keyifle izlenen bir serüven çıkıyor ortaya. Özellikle filmin, güldürü filmlerinin finallerine hiç benze- meyen sonu, filmin en başanlı sekansı oluyor. Peter Wier bu yoğunluğa, güldürurken de ulaş- tığında, çok daha parlak güldü- rülere imza atacak. dıramayacaklardır. "Yeşil Karf'ın büyük kozu Gerard Depardieu. Uzun saçla- Yeşil Kart, 23 mart cumartesi 12.00 ve 18.30'da, 30 mart cumartesi 18.30'da Beyoğlu Emek'te. BUGÜN YARIN B e v o g l u Emek: Rosso* (12.00, 18.30), Besle Kargayı* (15.00, 21.30) B e y o g l n Atlas: Varşova KöprUsü (12.00, 18.30), Alou'dan Mektuplar* (15.00, 21.30) B « y o g l n B e y o g l n : Bekle Dedim Gölgeye (12.00), Ölürayak (15.00), Ekran Âşıklan (18.30), Imdat ile Zarife (21.30) O s ı a a a b e y Gazi: Bayram Günü (12.00, 18.30), Cha Cha Cha* (15.00, 21.30) K a d ı k « y R e k s : Ariel* (12.00), Kimsesiz Çocuklar* (15.00), Sahte Düğün* (18.30), Teldeki Tarlakuşları (21.30) *t$OKÜi olan fümler, elektronik Türkçe altyazıyla gösteriliyor. ÜçB e v o g l u Em>k: YeşiLKart (12.00, 18.30),. 26'sı İçin Yer* (15.00, 21.30) Be.vogİD Atlas: Yabancı Dostlar* (12.00. 18.30), Vaatler Ülkesi (15.00, 21.30) (Orjinali Lehçe olduğu için 21:30 seansında çeviri yapılacaktır) B e v o g l u Be.yoglu: Moskova Ağıtı (12.00, 18.30), Bisikletli Adam* (15.00), Menekşe Koyu (21.30) Osmanbey Gazi: Leningrad Kovboylan* (12.00, 18.30), Bağfa Benü* (15.00, 21.30) K a d ı k ö y R e k s : Aralık Gelini* (12.00), Bay Hulot'nun Tatili (15.00), Acımasız Dünya (18.30), Herkesin Keyfi Yerinde (21.30) Beyoğlu'nda müzik • Kültür Servisi — Istanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası Beyoğlu kültür etkinlikleri, kapsamında konserler veriyor. llki dün gerçekleştirilen sokak konserleri yann, 27-28 ve 30 mart tarihlerinde Taksim Meydanı'nda saat 16.00'da verilecek. Konserlerde Kent Orkestrası, "Phantom of the Opera", "Star Wars", "Cats", "Spain", "Boogie Down", "Nothin' New", "Conga", "Radio Romance" gibi çeşitli müzikallerden kesitler ve şarkılar seslendirecek. Ekrem Tekeşin'in yönettiği orkestranın solisti Nurcan Eren. 'Çevreci Hareket' • Kültür Servisi — TÜSES Vakfı'nın düzenlediği kültür panelleri kapsamında yann "Egemen Kültürün Eleştirisi: Çevreci Hareket' başlıklı bir toplantı yapılacak. Dr. Ömer Kuleli'nin başkanlığını yapacağı ilk bölümde Y. Mimar Aydan Bulca Erim, Doç. Dr. Ayda Eraydın, Doç. Dr. Arslan Sonat konuşacaklar. Prof. Dr. Ülkü Azrak'ın yöneteceği ikinci oturumda ise Aydın Ayas, Mehmet Arif Demirer, Güneş Gürseler, Aydın Köymen ve Nerşiz Yazgan söz alacaklar. ilk oturum saat 10.00'da, ikincisi ise Cemal Reşit Rey'de saat 14.00'te başlayacak. Yeni bir 'aile filmi' • İSTANBUL (AA) — Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı, aile planlamasını konu edinen "Berdel" filminden sonra bu kez de "Umut Hep ; Vardı" adlı yeni bir filmin çekimlerine başladı. Başrollerini Kadir lnanır, Bülent Bilgiç ve Özlem Savaş'ın Üstlendiği "Umut Hep Vardı" filmi, doğum sırasında anne ve çocuğun - ölümlerini ve bunun sonuçlannı konu ediniyor. . Çekimlerine Sarıkamış ta başlanan filmin senaryosunu yazan Bilge ' Olgaç, aynı zamanda yönetmenliğini de üstlendı.,, BUGÜN • Felsefe sempozyumu Istanbul Üniversitesi ; Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü ve Istanbul Avusturya Kültür Ofısi'nin birlikte düzenledikleri felsefe sempozyumu kapsamında saat 12.00-17.00 arasında '. Vezneciler'deki Kuyucu Murat Paşa Medresesi'nde 'felsefe-fizik-biyoloji' tartışılacak. Konuşmaalar, îstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ş. Teoman Durali, Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Yalçın Koc, Viyana Üniversitesi'nden Prof. Dr. Flamm ve Prof. Dr. R. Riedl. • Tiyatro Kartal Sanat Işliği Tiyatrosu, saat 21.00'de Pendik Belediyesi Atatürk Kültürevi'nde "Vur Bir Mastika" adlı oyunu sahneleyecek. • Konferans Nail Bayraktar saat 16.00'da Taksim Atatürk Kitaplığı'nda "Yazma ve Nadir Eserlerin Korunması" başlıklı bir j konferans verecek. • bugün bilsak 22 MART CUMA : 19.00 BilsakTiyatro Alölyesi: "IşıeBaşIştcGövdelşte Kanaüar" Yazan: Scvim BURAK Görsel Sanat Atölyejeri Mchmct GÜLERYÜZ yönciiminde (Pcr. - Cum.) Cafe-Foyer-Bar(Giriş) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar(5.Kaı) 15.00-18.00 HcavyMcial 18.00-24.00 Rock bilsak, sıraselvilcrcad., soğanrı sok. 7 cihangir 143 28 79-99 Fatoş HEYKEL SERGİSİ 8 Mart - 23 Mart 1991 PRESTİJ Tünel Pasafı Tünef- tstanbul Tel: 151 43 02
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle