Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 MAKT 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
j
"Taviz
verilmesin"
• ANKARA (UBA) —
DYP Erzurum Milletvekili
ve Genel İdare Kurulu
(GIK) üyesi İsmail Köse,
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ı ABD gezisine
çıkmadan önce Kürt ve
' Kıbrıs konusunda taviz
vermemesi konusunda
uyardı. Köse, "Kürt konusu
da Kıbrıs konusu da milli
bir olaydır. Dolayısıyla gizli
kapaklı yapılacak
görüşmeler sonucu verilecek
birtakım tavizler milletimizi
rahatsız edecektir" dedi.
DYP Erzurum Milletvekili
İsmail Köse,
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın ABD'ye yapacağı
gezide Başkan Bush'la
Kıbrıs ve Kürt sorunlarıyla
ilgili görüşmeler yapacağı
yolundaki haberlere
değinerek Özal'ın bu
konuda mutlaka milletin ve
yüz yuze görüşmese de tum
siyasi parti liderlerinin
duşüncelerini
değerlendirmek zorunda
olduğunu söyledi.
Erdoğan:Suç
işleniyor
• ANKARA (AA) — SHP
İstanbul Milletvekili Ali
Haydar Erdoğan,
adliyelerde evrak satılması
işlemi hakkında Danıştay'ca
"yurütmeyi durdurma"
kararı alınrnasına rağmen,
buna cumhuriyet
başsavcılarınca
uyulmadığını ve suç
işlendiğini öne surdü.
SHP'li Erdoğan, Adalet
Bakanı Oltan Sungurlu'nun
yanıtlaması istemiyle
TBMM Başkanhğı'na
verdiği önergede, basılı
evrak almayan ,
vatandaşların davalarının
kabul edilmediğini
kaydederek "Bu, yargının
onuru ve bağımsızlığını ve
guvencesini zedelemiyor
îye, sordu,.
SHP'li ba^kan
görevine döndü
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) — Hacıbektaş'ın
SHP'li Belediye Başkanı Ali
Eğer, düşürüldüğü görevine
Danıştay kararı ile dondü.
Eğer, yıllık çalışma
programının belediye
meclisinde yetersiz
bulunması nedeniyle
başkanlıktan düşürülmüştü.
Danıştay Idari Dava
Daireleri Genel Kurulu,
Eğer'in itirazı üzerine
yaptığı inceleme sonunda,
"Hacıbektaş Belediye
Ba$kanı'run görevini gereği
gibi yerine getirmediği,
kötüye kullandığı ya da
kamu yararı gözetmediğine
ilişkin hiçbir ciddi kanıt
bulunmadığına" karar
verdi. Oybirliği ile ahnan
kararda, "Belediye
başkanının yıllık çalışma
raporunda, belediye meclis
üyelerini yanıltıcı herhangi
bir beyanın bulunmadığı,
Meclis'in başkanın
çalışmalarını haklı ve
tarafsız ölçülerle
değerlendirmediği
anlaşılmaktadır" denildi.
"SHP yetersiz"
• ANKARA (UBA) —
Sincan Belediye Başkanı
Aziz Gursoy, SHP Genel
Başkanı Erdal İnönu ve
Genel Sekreter Hikmet
Çetın'e birer mektup
göndererek Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın Korfez krizi
sonrası gündeme getirdiği
Kürt sorunu konusunda
SHP'nin yetersiz kaldığını
belirtti. "Demokrasi
mücadelesinde öncüluğu
sağ partilere kaptırdık"
diyen Gürsoy, bu konudaki
tutarsız yaklaşımlarla
SHP'nin Kürt düşmanı bir
parti olarak gösterildiğini
belirterek bunu önlemek
için konunun tartışılarak
çozüm uretilmesini ve
"ülkesel bir konsensus"
sağlanmasını istedi.
Canver'den
eleştiri
• ANKARA (UBA) —
HEP'ten istifa eden Adana
Milletvekili Cüneyt Canver,
Kürt sorununda SHP. DYP
ve DSP'nin gerici bir
politika izlediklerini
savundu. "Özal, Kürt
sorununu gündeme
getirmeseydi kimsenin
getireceği yoktu" diyen
Canver, "Inönu'nun
Saddam'ın yerine Talabani
ile gorüşmesi gerekirdi"
dedi.
"Kürtsorunu" hakkında Cumhuriyet'e görüşlerini açıklayan Inönil'
Çözüm demokrasi ve ref ahÜMİT ASLANBAY
ANKARA — SHP Genel
Başkanı Erdal İnönü. "Kürt
sorununu" değerlendirirken, ço-
zumün "demokrasi içinde refa-
hı sağlamaktan" geçtiğini ifade
etti.
SHP lideri "Kürt sorunu"
üzerindeki sorularımızı şöyle ya-
rutladı:
— Ortadoğu'da ve komşumuz
Irak'ta istikrarsızlık surerken,
Tiirk hükümetinin bölgedeki
Kürt örgutleri temsilcileriyle gö-
rüşmesini nasıl değerlendiri-
yorsunuz?
tNÖNÜ — Ben daha çok bir
iç politika meselesi diye değer-
lendirmek istiyorum. Sayın
Özal'ın butun uğraşı anladığım
kadarıyla anayasayı değiştir-
mek, yeniden cumhurbaşkanı
seçilebilmek. Buna yönelik pek
çok davranışı oluyor açık ya da
kapalı. Tabii bu arada cumhur-
başkanlığı vazifelerini de yapı-
yor, ama iç politika kaygıları on
plana çıkıyor.
Kurt temsilcileriyle Turkiye-
den insanlann göruşmesinde ya-
dırganacak bir şey yok aslında.
Fakat burada başka bir "ince-
lik", özellik var: Irak'ta bir ayak-
lanma hareketi var. Irak rejimi-
ne karşı bir halk ayaklanması
var. Kürt ve Şii unsurlar, belki
de başka unsurlar da Irak reji-
mine karşı bir ayaklanma yuru-
tüyor. Bu ortamda Turkiye
cumhurbaşkanının resmen
"böyle bir girişim oluyor" de-
mesi, "herkes karışıyor biz de
karışınz" demesi, Irak'ın içişle-
rine müdahale anlamına geliyor.
Hiç bir ulke bunu yapmıyor.
Amerikan hukümeti. muhakkak
ki oradaki isyancılarla göruşü-
yor. Ama Başkan Bush çıkıp
resmen "biz isyancılarla ilişki
içindeyiz" demiyor. Çünku be-
lirli bir dikkat ve itina şarttır
uluslararası ilişkilerde.
— Talabani, Türkiye'de silahlı
mucadele yürüten PKK'yı da
"yurtsever bir örgut" diye nite-
liyor. Kürt örgutleri arasındaki
bu konsensus, Turkiye açısından
ne getirebilir? Bu örgütlerin
Özal'ın açıklamalarını "bir
adım" diye değerlendirdikleri de
soylenebilecek amaçtır. Milli-
yetçilik zayıflayan bir akımdır.
Yerü miiliyetçi akımlar ortaya çı-
kıyor, ama artık kaçınılmaz bir
biçimde dunya birliğe gidiyor.
Biz görecek miyiz bilmiyorum,
ama dunya devleti kurulacak
herhalde? Avrupa, Karadeniz,
Akdeniz birlikleri, Latin Ame-
rika'da böyle şe>ler var, Pasifik
var... Ama dediğim gibi bu na-
sıl olacak? Demokrasi içinde re-
fah seviyesi yükselerek, savaş-
anadilin ortak olması bir kültü-
rel bağdır. Biz örneğin Ortaas-
ya'daki Turklerle ne kadar ko-
lay ilişkiye geçebiliyoruz. Ama
dikkat çeken bir nokta da var:
Orta Asya'daki Türk cumhuri-
yetleri, yapılan referandumda
birliği korumak için oy kullan-
dılar büyük oranda. Bu da be-
nim soylediğimi doğruluyor. Bi-
zimle ilişkiye bayılıyorlar, biz de
bayılıyonız ama sınırlanmızı de-
ğiştirmek söz konusu değil, ge-
Milliyetçilik zayıfladı 'Aynı dilleri konuşan insanlar ayrı
devletlere dağılmışlarsa bunları tek bir devlet içinde toplayalım'
duygusal bir fikirdir. Eskiden Turancıhk vardı, o da böyle bir şeydi.
Milliyetçilik zayıflayan bir akımdır. Dünya birliğe gidiyor. Bu nasıl
olacak? Demokrasi içinde, refah seviyesi yükselerek, savaşmadan.
Sınırları zorla değiştirmek, bırakılması gereken bir düşüncedir. Aklı
başında olanlar, barış ve demokrasiyle yaşamaya çalışıyorlar.
Oportünist .vaklaşımlar Bir ülke. dış politikasını başka bir güçlü
ülkenin talimatına ya da ona hoş görünerek yürütemez. Başka devlete
ekonomik olarak bağlanmak demek, eninde sonunda bize verilecek
paya başkasının karar vermesine razı olmak demektir. Tarihte hep
böyle olmuştur. Yani kendi gücünle aldığın şey, her zaman daha
çoktur. Ben oportünist politikalan kimseye, vatandaşa da ülkeye de
tavsiye etmem. Geçicidir.
biliniyor.
tNÖNÜ — Evet, bu da işin
bir başka yönü. Siz böyle kural
dışı davranışlara girerseniz, baş-
kalanna da boyle davranma fır-
satı veriyorsunuz. Ama önce işin
içeriğine bakmakta yarar var.
Once bunu anlatmaya çalışayım:
Ben buna olmayacak bir şey di-
ye bakıyorum. "Aynı dilleri ko-
nuşan insanlar ayrı ayrı devlet-
lere dağılmışlarsa bunlan tek bir
devlet içinde toplayalım" duygu-
sal bir fikirdir, duygusal olarak
madan olacak.
— Banş ve demokrasi der-
ken, Türkiye'nin üzerine düşen
ne?
İNÖNÜ — Kültürel kimlik...
Bunu derken baskıları ortadan
kaldırmak, bunları rahat rahat
ortaya koymak. İşte anadilinizi
konuşun, şarkılannızı dinleyin,
okuyun, yazın. Ama 'sınırlannı-
zı başkaları ile birleştirelim' der-
seniz, o zaman savaş olur. Eko-
nomik ilişkileri arttınn. Tabii
ekonomik ilişkileri arttırırken
rek de yok.
— Sizce bunun aksine bir gi-
diş Turkiye için bir tehlike do-
ğurur mu?
İNÖNÜ — Ben size bir tehli-
ke geleceğini sanmıyorum. Çun-
kü o çıkmaz bir yoldur. Bugun
bu isyan hareketini yürütenler
de bir gun Irak'ta nüfuz sahibi
olurlarsa orada duraeaklardır.
Bizim Kürt kökenli vatandaşla-
rımızla birleşmek amacıyla sı-
nırları ortadan kaldırmak için
savaş yoluna gitmeyeceklerdir.
— Son günlerde revaçta olan
bir görüş var: 'ABD dünya po-
litikasına tek başına ağıriığını
koymuştur. ABD'ye uygun po-
litikalar üreunek gerekir' diyen
konjonktürel politikalar var. Siz
ne diyorsunuz?
İNÖNÜ — İşte bunlar opor-
tünist ve fırsatçı yaklaşımlar.
Oportünizm ve fırsatçılığın ka-
rakteri aynıdır, ama gorünum-
leri değişir. Yanlıştır. Bir ülke dış
politikasını başka bir güçlü ül-
kenin talimatına ya da ona hoş
görünerek yürütemez. Tabii ki
ona uygun ittifaklar yapıhr, ama
ittifaklarda, işini bilirsiniz, taah-
hutlerinizi bilirsiniz. Ona göre
durumunuzu ayarlarsınız. Yani
bunu vaparken çıkarlarmızı bi-
lirsiniz, dunya nimetlerinden
ona gore pay almayı hesaplarsı-
nız. Bu yapılmalıdır da... Ama
'bir büyük ülkenin yanında gö-
rünerek mi dunya pastasından
çok pay alırız, yoksa kendi ken-
dimize diğer ülkelerle iyj ilişki-
ler kurarak mı yaparız! İlk gö-
rüş kısa vadede bazı şeyler sağ-
layabilir, ama uzun vadede ben
inanıyorum ki bir devlete bu şe-
kilde bağlanmak, bizlere insan
olarak da Ulke olarak da itibar
sağlamaz. Çünkü başka devlete
ekonomik olarak bağlanmak
demek, eninde sonunda bize ve-
rilecek paya başkasının karar
vermesine razı olmak demektir.
Tarihte hep böyle olmuştur. ön-
ceden iyi gelen sonradan yetme-
miştir, sonuçta az olduğunu gör-
muştür. Yani kendi gücünle al-
dığın şey, her zaman daha çok-
tur. Mesele budur. Ben oportü-
nist politikalan kimseye, vatan-
daşa da ülkeye de tavsiye et-
mem. Geçicidir.
Semra Özal: Politika virüs gibi
BEKLENMEYEN ZIYARET — Semra Özal'ın il binasına gelişi ANAP'lılar için sürpriz oldu. (Fotoğraf: AA)
Cindoruk, anayasa değişikliğinin Seçim Yasası'yla birlikte getirilmesini istedi
DYP'den koşuUu 'evet'ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — DYP Genel Başkan
Yardımcısı Hüsamettin Cindo-
ruk, bir anayasa değişikliği için
partilerin uzlaşmasının zorunlu
olduğunu belirterek iktidann
"Anayasayı demokratik bir te-
mek getirme çabası olmadığım'
söyledi.
Cindoruk, dün Ankara'da du-
zenlediği basın toplantısında ik-
tidann anayasa değişikliği giri-
şiminin, Türkiye'nin de imzala-
dığı Paris Anlaşması'nın ekleri-
nin bir sonucu olduğunu kay-
detti. 1982 Anayasası'nın bir ya-
saklar belgesi olduğunu vurgu-
layan Cindoruk, iktidann hazır-
ladığı anayasa değişikliği tasla-
ğında, biçimsel ayrıntıların dik-
kate alındığını bildirdi. Temel
bir anayasa için siyasi partilerin
uzlaşmasının şart olduğunu söy-
leyen Cindoruk şöyle konuştu:
"Turkiye Cumhuriyeti, uzlaş-
ma sonucu bir anayasa hazırla-
madıkça demokrasiye varamaz.
Anayasa değişikliğini, Seçim Ya-
sası değişikliği ile birlikte getir-
sinler. bakanz. Marjinal parti-
lerin de Meclis'te temsilini sag-
layacak bir Seçim Yasası gerek-
lidir."
Anayasaya göre bu yıl içinde,
en geç 12 ekimde bir ara seçim
yapılması gerektiğjne dikkat çe-
ken Cindoruk, bunun için Yuk-
sek Seçim Kurulu'nun (YSK)
TBMM'yi beklemesine gerek ol-
madığını belirtti. Cindoruk,
"YSK'yı bu konuda göreve ça-
ğınyorum. Anayasa buyruğunu
Meclis ihmal ederse, YSK bu
buyruğu yerine getirmelidir" di-
ye konuştu.
Türkiye'nin gündeminin bo-
şaldığını, sorunlarının askıya
alındığını, ülkenin sahipsız kal-
dığını belirten Cindoruk, iktidar
partisinin bir suredir ' izyona ye-
ni konular çıkarıp ayrıntılarla
uğraştığını bildirdi. İktidar par-
tisinin kişilik ve kimlik arayışın-
da olduğunu vurgulayan Cindo-
ruk, Başbakan Yıldınm Akbu-
lut'un Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın dublorü oiduğunu vur-
gulayarak "O başbakan olmaz,
boşbakan olur" dedi. Cindoruk,
Özal'ın butün yetkilerini elinde
toplamasıyla anayasa dışı bir yö-
netimin ortaya çıktığım söyledi.
SHP KURULTAYINA DOĞRU
Genelmerkeze itiraz yağnıuru
ANAP Ankara İI
Başkanlığfnı ziyaret eden
Semra Özal, Başbakan'la
herhangi bir formül
üzerine görüşmediğini
söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı Tur-
gut özal'ın eşi Semra Özal, dun
ANAP Ankara il başkanhğını
ziyaret etti. 28 nısan ANAP İs-
tanbul il başkanlığı seçiminde
yeniden başkanlığa aday olan
Semra Özal, İstanbul kongre-
sinde çıkan olaylar için, "İstan-
bul'da bir takım olaylar oldu.
Başta dalgalanır sonra durulur.
Her şey eskisinden güzel olur"
dedi. Semra Özal, il başkanlı-
ğından sonra gideceği bir maka-
mın bulunmadığını, kendisinin
Türkiye'nin "first leydi"si ol-
duğunu dile getirerek "politika
güzel bir hastalık" diye konuş-
tu.
23 Nisan'da kongresi yapıla-
cak Ankara ANAP il teşkilatı-
na yaptığı sürpriz ziyarette ba-
>an Özal'a bakanlar Halil Şıv-
gın ile Cengiz Tuncer ve
ANAP'lı milletvekilleri Ercan
Vuralhan. Muzaffer Atılgan.
Mehmet Akarca da katıldılar.
Ayrıca Semra Özal'ın terzisi
Müberra Karel de ziyarette ha-
zır bulundu.
Semra Özal, il binasmda top-
lanan kadınlara hitaben yaptı-
ğı konuşmasında, kendisinin İs-
tanbul il başkanlığı konusuna
değindi. Özal, bu konuda şun-
ları söyledi:
"Böylece birbirimizi daha ya-
kından göriiriiz. Hava çok gü-
zel, her şeyin güzel olacağını
gösteriyor. Ankara'da Demi-
rel'in bir problemi yok. Burada
hanımları da yanına almış, ar-
tık sırtı yere gelnıez. İstanbuf-
da bir takım olaylar oldu. Baş-
ta dalgalanır sonra durulur. Her
şey e' kisinden güzel olur. Bana
Istanbul'da 'neden first leydili-
ği bırakıp il başkanı oluyorsun'
diyoriar. Aday olmamın önemi-
ni düşüncelerinize bırakıyorum.
Biz bir denge partisiyiz. 4 eğili-
mi bir arada topladık. Kısa za-
manda büyük başarılar aldık.
Bu eğilimlerden biri ağır basar-
sa denge bozulur. Ben, partimi-
zin ve ülkemizin yararlarını gö-
zettiğim için aday oldum.
Politika kolay değil. Virüs
gibidir. İsteseniz de kurtulamaz-
sınız. Ama güzel bir hastalıktır,
bütün kadınlara tavsiye ediyo-
nım" Semra Özal, parti-
lerde çahşan kadınların çabala-
rının sonucu teşkilatlar tarafın-
dan aday gosterileceklerini de
sözlerine ekledi.
CÜNEYT ARCAYÜREK
YAZIYOR
Içeride Şaşırtırken
Poligonda Vurmak!..
ANKARA — TV'lerdeki, gazetelerdeki "ister inan, istar
inanma" programlarına malzeme arayanlar için Turkiye ha-
rika bir kaynak. Bu kanıya varmak için son günlerde olan
biteni izlemek yeterli.
Örneğin, Kürtçeyi özgürlüğe kavuşturacak yasa. Devle-
tin A'dan Z'ye hemen her kademesindeki büyük yönetici-
ler, üstelik muhalefetin desteğiyle Kürtçeyi savunuyor. De-
meçler, siyasal davranışlar bırbirini kovalıyor. Gelişen olaylar
"içimizden bıri"nin heveslerıni öylesıne cesaretlendiriyor ki,
ülkenin benzeri sorunlarını sanki çözdü, bir de Ortadoğu'-
da Kürtlerın hamısı olmaya soyunuyor.
Hükümet yasa göndermiş, 45 gündür gündeme girmiyor.
SHP aynı ıçerikte bir öneride bulunmuş, tam on yedi aydır
aynı komisyonda uyuyor. Kürtler geliyor, gidiyor. Bizimki-
lerde insan haklarından başlayıp bölgede önder ulusluğu-
muzu simgeleyen hatta ilan eden nutuklar gıria. Hızını ala-
mayıp Kürtlere kültürel haklar verelim diyenler cabası.
İster inanın, ister inanmayın; işte tam bu sırada, her şe-
yin kıvama girdiğinın sanıldığı günlerde yani dün, hükümet
tasarıyı bir başka bahara bırakıyor. Peki ama bu, ne demek
oluyor? Komisyon başkanına göre hükümet Kürtçeyi "don-
duruyor". Adalet Bakanı karşı çıkıyor, meğer "ne geri çe-
kilmiş tasarı, ne dondurulmuş, yenisı hazırlanıyormuş."
Muhalefet saşkınlıktan ne yapacağını bilemiyor. Halkoya-
lanıyor diye basbas bağınyor. Kımileri Türkiye'nin huzuru
-sanki kalmış gibi- ^ ^ _ _ _ ^ _ _ _ _ _ _ ^ _ _ ^ ^ —
kurcalanıyor diye
yakınıyor. Bizimki yine bilinen söz-
istef ınanm, ister cü/c/ef/ kullanıyor ama,
SSSSîH aöz/nda "birazgevşek
donüyor. HÜ- federasvon" lafı var ki,
kümetimiz TO'nün , , . . .
yüksek direktiflerıyle riayrOİa Ve ne Ola Kİ,
hazırladığı anayasa- K a m p
OaVUÎ'taD ÖDCe
da degışıklık tasarı- ^
sını açıklıyor TÖ DllinmiyOr.
için önem taşıyan "~^""~
muhalefetin bugün
için karşı çıktığı madde: Cumhurbaşkanını halk seçsin!
Bizdeki iftar yemekleri İngilizlerin dilediğı gibi konuşabil*
dikleri Hyde Park'a benziyor. Yılda bir ay, iftar yemeklerin-
de TÖ'ye veya Başbakan'a aklına geleni söyleyebiliyor si-
yasetçıler.
Ne var ki, kimi zaman aklına geleni söylememesi gere-
kenler iftar saatlerinde söylenmesi istenilmeyen görüşleri
soyleyebıliyorlar. Örneğin önceki akşam Akbulut, Cumhur-
başkanı'nı halkın seçmesiyle ilgili maddeyi muhalefet ka-
bul ederse ne âlâ. yoksa özellikle bu madde için referarv
duma -yitirme korkusuyla- gitmeyeceklerini söyieyiveriyor.
Üstelik SHP ile DYP'nin erken seçime öncelik verdiğini
sağır sultan duydu. TÖ için değişıklığin ne espirisi kalıyor,
ne de anlamı.
Olayları gündüz gözüyle izledikten sonra, Toker'in dürv
kü yazısında basında "asıl gözde" diye tanımladığı yakışıklı
Uğur Dündar'ın Bush'la yaptığı tarihsel konuşmayı TV'de
ızlemeye hazırlanırken...
Bir de baktık, TÖ yine TÖ'lüğünü yapmış. Bush'un TV'de
söyleyeceklerini yanıtlayacak bir demeç vermiş. Bush, Kıb-
ns'a ağıriığını ko'.'acağını söylerken; Rum lobisini, oylarım,
hayranlığmı ne ölçüde feda edeceği bilinmıyor. Bizimki yi-
ne bilinen sözcükleri kullanıyor ama, ağzında "biraz gev-
şek federasyon" lafı var kı, hayrola ve ne ola ki, Kamp Da-
vut'tan önce bilinmiyor.
Bush'a tam sayfa ayrılan yağdan TÖ'lerin yararlanacağı
kimi bilgiler de derleniyor.
Kamp'ta boş zamanı şöyle değerlendirebilirlermiş: (a>- Or-
manlık arazide uzun yürüyüşler. (b)- Bovvling oynayaraic. (c)-
Çubuklara at nalı fırlatarak. (d)- Ata binerek. (e)- Poligonda
atış yaparak.
imdiii: (a, b, c, d) seçenekleri kilo verdireceğinden TÖ
F
-
lere uygun değil. Geriye (e) seçeneği kalıyor ki, SÖ'ye si-
lah dedin mi tamamdır.
Sabah akşam Davut poligonunda!
MulkıyelrlerBıiığı
İstanbul Şubesı
Cumartesi
65 İstanbul
MulkiyelılerVakfı
"Hoşgöriinün500. Yıh"
Yonetıcı.
Fikret TOKSÖZ Yonetım Kunılu Lyesı
Konujmacılar
Naim GlLERYtZ 500.Yıl VakfıYon.Kur.Bşk.Yrd.
Prof.Dr.Stanford J. SHAVV Harvard.KalıfomıyaUniversitelen
Turt Tanhı Kursıilen
İshak ALATON Işadamı
23 Martl991 Cumartesi Saat: 14.00
V1ulkı>elılerLokdiı Kuruçeşme Tel 157 46 34 15
ttkinliklerimi/. ResUurant >e Lokalimiz Herkese Açıktır.
23 MART 1991 SAAT: 15.00
"Yüksek öğretimde
Model Tartışması ve Özerklik"
Prof. Dr. Burhan Şenatalar
Oniversite öğretim Üyeleri Derneği Kurucusu
Etkinlikler ücretsizdir.
tÜ IKTÎSAT FAKÜLTESİ MEZU>fLARI CEMtYETÎ
Cumhuriyet Cad. 27/6 Taksim Tel: 150 50 34, 150 16 42
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) —
SHP'de kurultaya yaklaşık 3 ay kala dele-
ge seçimleri sıkıntısı yaşanıyor. Genel mer-
keze, başta buyuk illerden olmak uzere uye-
likler konusunda yüzlerce itiraz dilekçesi
yağdığı bildiriliyor. Bu arada, kurultaya yö-
nelik olarak parti içi grup ve hareketlerin
"yenilikçi" adını kullanmalan ve bu imaja
yönelik girişimler içinde bulunmaları dik-
kat çekiyor.
MYK'nın önceki günku 8 saatlik toplan-
tısı sonrasında dün de Çevre Raporu'nu gö-
ruşmek üzere yaptığı toplantıda bu konu-
ların da ele alındığı belirtiliyor.
Bu arada Genel Sekreter Yardımcısı Gü-
neş Gürseler, tum örgutlere gönderdiği ge-
nelgede, delege seçimlerinin onemine dik-
kat çekerek "delege adaylannın seçimlerde
sandık kurullannda görev alamayacakları-
nı, bu dunımun tuzüğe ve adil seçim anla-
yışına aykırı olduğunu" anımsattı.
Ahnan bilgilere gore, İstanbul ve Izmir
başta olmak uzere buyuk illerden, çeşitli il H e r k e s yenilikçi
ve ilçelerden uyelik itirazları yapıldı. SHP
genel sekreter yardımcılanndan Güneş Gür-
seler, "itirazlann olağan olduğunu, hafta
sonuna kadar karara bağlanarak olağan ku-
rultay takviminin işleyeceğini" söyledi. Gür-
seler, itirazlann daha çok, askıya ahnan lis-
telerde adını bulamama ya da doğru olma-
yan adres gerekçeleriyle yapıldığını anlattı.
Öte yandan kurultaya hazırlanan parti içi
grup ve akımlar yanında kişisel girişim yu-
rütenlerin hepsinin "yenilikçi" adını kullan-
malan ya da bu ımajı vermeye çalışmaları
da dikkati çekiyor.
Geçen kurultaylarda Ertuğrul Günay, Er-
can Karakaş, İsmail Cem, Ahmet İsvan gi-
bi adlarca temsil edilen ve eski Genel Sek-
reter Deniz Baykal ve arkadaşlarının karşı-
sında yer alan "yenilikçiler", bu kez başka
"yenilikçilerle" yarışacaklar. İsmail Cem-
in, son kurultay öncesinden başlayarak Bay-
kal yanında yer alması ile "yenileşme" prog-
ramı ortaya koyan bu kesim, son olarak da
aynı adla bir Jergi çıkarmaya başladı. İs-
tanbul'dan hareketlenen ve parti içinde belli
bir ağırlığa sahip olan il başkanı Ercan Ka-
rakaş'ın da, gosterdiği etkinliklerde
"yenilikçi" olarak anılmayı yeğlediğı bı-
liniyor.
SHP içinde kişisel inisiyatifler onaya ko-
yanlar yanında, son olarak "3. Dünyacılar"
diye nitelenen bazı milletvekilleri de "prog-
ramda yenileşmeyi" savunmaya başladılar.
Bu milletvekilleri de, partınin kendisini ye-
nilemeye ve değiştirmeye, eski anlayışları
kırmaya gereksinımi olduğunu savunu-
yorlar.
BAHAR DONEMI
Hafta içi — 29 Mart
Hafta sonu — 23 Mart
VERDİĞİMİZ HİZMETE VE STANDARTLARA NAZARAN
UYGUN FİYATLAR
ÖĞRETMEN, MATERYAL VE BtJTÜN PROGRAMLARIMIZ
LOHBRA MZRKEZhtiZSEH TEMİN EDİLİR.
ENGUSHFASTAHKAM
125 *4 *}
re *a*9
ta
2S
•^93
51 37
KAIMKdY
338 9' X
345 14 40
MEODtYEKÛY
1'5 43 9«
175 43 99
•MÜRKfiY ^ ^ ^ E ^ S f B
S42 S8 27 ^ H B ^
542 5*28 1 ^ ^ ^