18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 HABERLER KöRFEZSAVAŞISONRASI TÜRKİYE VEKÜKTLER 16 MART 1991 Ozev'in önerisi • ANKARA (AA) — SHP Tokat Milletvekili Kazım özev, yükseköğretim kurumlarıyla ilişkisi kesilen veya kesilme durumuna gelen öğrencilere, eğitim ve öğretimlerine devam edebilmeleri için yeni bir hak tanınmasını onerdi. özev, 2547 sayılı yükseköğretim yasasma geçici bir madde eklenmesini öngören yasa önerisini TBMM Başkanlığı'na sundu. öneride, okullarıyla ilişiği kesilen veya kesilme durumuna gelen öğrencilerin, yasanın çıkmasını izleyen üç ay içinde okullarına başvurmalan halinde kayıtlarının yenilenmesi öngörülüyor. Akbulut'ıın ziyareti • ANKARA (Cumhuriyet BBTOSH) — Türkish Daily News gazetesinin 30. kuruluş yıldönümü dün gece Büyük Ankara Oteli'nde düzenlenen kokteyl ile kutlandı. Kokteyle Başbakan Yıldınm Akbulut, SHP Genel Başkanı Erdal Inöntt, bazı bakanlar ve diplomatik misyon temsilcileri de katıldı. Kuveyt Büyükelçisi El Rıfai ile kokteylde sohbet eden Başbakan Akbulut, nisan ayının başında Kuveyt'i ziyaret edeceğini söyledi. 'Kürdistan'da kanlıharaş' • PARİS (Cumhuriyet) — Fransa'da yayımlanan sağ eğilimli Le Figaro gazetesinin dünkü sayısında yer alan "Türkiye KÛfdKtanı'nda İcanlı banş" başlıklı haber-yorumda, ' gazetenin muhabiri Xavier Gautier, 13 mart günü Nusaybin'de izinsiz gösteri sonucunda yürüyüşçülerle birlikte polisin saldınsına uğradığını anlattı. Kendisine çok kötü muamele yapıldığını uzun uzun anlatan Fransız muhabir, Nusaybin'de yaşadıklannı "Israil işgali altındaki Arap topraklan, Vietnam ve Fransız işgali altındaki Cezayir ile Güney Amerika diktatörlüklerinde rastlanan manzaralara" benzetiyor. Kürkçü DGMtte • tstanbul Haber Servisi — Ertuğrul Kürkçü, "bölücü propaganda yaptığı" savıyla Istanbul DGM'de ifade verdi. Kürkçü, "Biz Kürtlerden söz edince suç oluyor, Cumhurbaşkanı Kürt liderlerle pazarhk ediyor, bu suç sayılmıyor, bu çifte standarttır" dedi. DGM Savcılığı tarafından açılan soruşturmada, Demokrat dergisinin Mart '91 tarihli 11. sayısında yer alan "Türkiye Cumhuriyeti Kürtlerini Keşfetti" başhklı Ertuğrul Kürkçü imzalı yazıda, "milli duygulan zayıflatıcı bölücü propaganda yapıldığı" gerekçesiyle soruşturma açmıştı. Paris Kürt Enstitüsü Başkanı KendalNezan Cumhuriyet'e açıkladv Kürt partisi kurulmakNezan, Irak Kürt hareketinin yıllardır çeşitli ülkelerle diyalog halinde olduğunu, bölgenin önemli güçlerinden biri olan Türkiye'yle de bir diyaloğa girmelerinin normal olduğunu söyledi. YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Kürt sorunu konusunda uluslararası düzey- deki araştırma ve etkinlikleriy- le tanınan Paris Kürt Enstitüsü Başkanı Kendal Nezan, Irak'ta kurulacak demokratik, federal, çoğulcu ve laik bir sistemin iyi işlemesi durumunda, Türkiye1 de de benzer bir çözümün gün- deme gelebileceğini savundu. Nezan, Türk yönetimi ile Iraklı Kürt liderler arasında doğrudan temas yapılmasını "olumlu" bir gelişme olarak niteledi ve Tür- kiye'deki demokratikleşme ca- bası çerçevesinde bir Kürt par- tisi kurulmasına izin verilmesi gerektiğini düe getirdi. Kendal Nezaa'a Ankara'dan yönelttiğimiz sorular ve yanıtlan şöyle: — Türkiye yönetiminin Kürt lideıieriyle doğrudan temasa gecmesini nasıl karşıladınız? Bu gelişme, Irak Kürtlerini ve Tiir- kiye'deki Kürt sonınunu nasıl etkiler? NEZAN — Öğrendiğim ka- darıyla iki üç noktada mutaba- kata varıldı. Bunlardan biri, Türkiye; Irak Kürt hareketi ba- ğımsızlık isteğini gündeme getir- mediği sürece, Irak Kürtlerinin içişlerine kanşmayacak ve mü- dahalede bulunmayacak. Bunun yanında, Türkiye, Saddam reji- mine karşı mücadelede Kürt ör- gütlerine başanlar diliyor. Siyasi ve maddi destekten fazla bahse- dilmemiş, ama Türkkr başarı di- liyorlar. Bunun dışında PKK konusunun nasıl gündeme gel- diğini tam bilemiyorum. Yalnız genel bir değerlendirme olarak, tabii Irak Kürt hareketi yıllardan beri çeşitli Batı Avrupa ülkele- riyle diğer ülkelerle diyalog ha- linde. Irak'ın geleceği hakkmda- ki fikirlerini aktarmaya çalışı- yorlar. Diplomatik destek alma- ya çalışıyorlar. BugUne kadar Türkiye ile bir diyaloğun olma- ması anormal bir şeydi. Türki- ye, bölgenin önemli güçlerinden biri. — Irak'ta demokratik federal sistem istendiği, Kürt liderleri tarafından açıklandı. Bu, ba- ğımsızlık hedefinin tümiiyk terk edilmesi Mİamına geliyor mu? NEZAN — Irak'taki durum uluslararası reel konjonktürle bölgedeki şartlann sonucunda ortaya çıktı. Uluslararası plat- formlarda herhangi bir Batı ya da Doğu ülkesi, sınır değişikli- ği istemiyor. Kürtlere karşı ol- duklanndan değil, sınır değişik- liğinin dünyada var olan dengeyi bozacağı görüşü nedeniyle. Bir Kürt devletinin kurulması gün- demde değil, çünkü herkes kar- şı. O bakımdan Irak Kürtleri gerçekçi bir şekilde, halklarının demokratik istemlerini bir Irak Cumhuriyeti çerçevesinde, gere- ken tatminkâr cevabı alabilece- ği inancındalar. Irak devletinin demokratik, federatif ve çoğul- cu bir rejime kavuşması için mü- cadele veriyorlar. Bölgede 25 mil- yon Kürt vardır. Ortadoğu'nun en eski uluslanndan ve sayıca da en önemli uluslanndan biri. Araplardan ve Türklerden son- ra geliyorlar. Kürtler sayı açısın- dan Farslardan da çok. Böyle bir halkın daha uzun süre varlı- ğını ve haklannı inkâr etmek gerçekçi olmadığı gibi hak ve hukukla da bağdaşmaz. Bugun uluslararası kamuoyu bunun ta- mamen bilincinde. Beri taraftan da siyasi realite var. Bölgenin sı- nırlan haksız biçinfde de çizil- miş olsa, olduklan gibi duruyor- lar. O bakımdan mevcut devlet- ler çerçevesi içinde Kürtlere de- mokratik, kültürel, siyasi ve ekonomik haklarının acil bir şe- kilde tanınması ve Kürt halkının istemlerinin gerçekten ne oldu- ğunun öğrenilmesi için bu ülke- lerde demokrasi çerçevesinde Kürt partilerinin oluşmasına, fa- aliyette bulunmasına imkân ta- nınması gerektiğini söylüyoruz. Halepçe katliamının yıldönümünde çeşitliyerlerdeprotesto gösterileriyapıldı Dargeçit yine yürüdü: 1 ölüHaber Merkezi — Irak ordu birüklerinin 16 Mart 1988'de kimyasal silah kullanarak Ha- kpçe'de 5 bin dolayında Kürdün ölümüne yol acması ve 13 yü ön- ce Istanbul Üniversitesi öğrenci- si 7 kişinin öldürülmesi, dün Is- tanbul, Ankara, Adana, Malat- ya, Diyarbakır ve Izmir'de dü- zenlenen gösterilerle protesto Batı'da Kürtler lıakkında 10 bin kitap AMSTERDAM (Cumhuri- yet) — Körfez savaşının ertesin- de Irak'ın parçalanması, Kürtle- rin geleceği gibi konular Batı 1 da ve Türkiye'de basın-yayın or- ganlarında geniş bir şekilde yer alırken Kürtlerin yaşadıgı bölge- lerden binlerce kilometre uzak- lıktaki Londra, Paris, Moskova, New York gibi kentlerde Kürt- ler konusundaki kitaplar yeni- den vitrinjere çıkıyor, baskısı tü- kenen kitapların yeni baskıları piyasaya çikartılıyor. Yeryüzünde Kürtlerle ilgili bi- limsel çalışma, araştırma, dergi makalesi, seyahatname, sefaret- narne, belge gibi çeşitli daliarda- ki yazılı malzemeyi derleyip sı- nıflandıran, merkezi Hollanda- nın Amsterdam kentinde bulu- nan IKS (Uluslararası Kürt Araştırmalan Merkezi) 1968 yı- lından bu yana sürdürdüğü ça- hşmalar sayesinde 9350 adet ese- rin ayrıntıh kaynakçası yayım- landı. Kaynakçaya göre 192S yılına kadar sınırlı da olsa özellikle Osmanlı döneminde Kürtlerle il- gili araştırmalann yanı sıra pe- riyodik yayınlar da bulunuyor- du. lkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ise Kürtlerle ilgili araştır- malann merkezi Paris, Mosko- va ve Londra'ya kaydı. Bu dö- nemde Beyrut ve Şam'da da ba- zı çalışmalar yayımlandı, ancak Türkiye, Irak ve lran'da kayda değer önemli bir esere rastlan- madığı gibi diğer başkentlerde yayımlanan kitaplann Türkçe, Arapça ya da Farsça çevirileri- ni de bulmak mümkün değil. Rus ve daha sonra da Sovyet bilim adamlanyla diplomatlan- nın Kürt meselesine özel önem verdiklerini saptayan Kürt kay- nakçasını yayımlayanlar, Mos- kova'nın kendi sınırları içinde (Ermenistan, Azerbaycan ve Türkmenistan'da) Kürt nüfusu- nun yaşadığını hatırlatırken Sovyetler Birliği'nin Ortadoğu1 daki Kürt bölgesiyle sınırdas ol- duğunu da kaydediyorlar. edildi. Mardin'in Dargeçit ilçesinde geçen hafta güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu ölen RoJdye Bozknrt'un ailesine başsağhğı dilemek amacıyla toplanarak il- çe merkezine yüriiyen çevre köy- lüleri ile bunlara engel olmak is- teyen güvenlik güçleri arasında olaylar çıktı. tlçe merkezindeki katıhmlarla 7 bin kişiye ulaşan yurttaşlara engel olmak isteyen güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu bir ktşi öldü, çok sayı- da kişi de yaralandı. Diyarba- kır'm Silvan ilçesinde de "öjret- men dayagına" tepki gösteren yaklaşık 500 kişilik öğrenci ve veh' topluluğunun protesto yürü- yüşü de güvenlik güçlerinin mü- dahalesi sonucu olaylı sona er- di. Olaylar sonrası düzenlenen operasyonlarda çok sayıda kişi gözaltına alındı. Halepçe katliamının 3., Istan- bul Üniversitesi Eczacılık Fakül- tesi önünde 7 öğrencinin öldü- rülmesinin de 13. yıldönümü dün düzenlenen gösterilerle pro- testo edildi. Malatya tnönü Uni- Sıgınmacılar kamp dışına çıkma yasağına şaşırdılar. (Fotofraf: Cumhuriyet) Kamp dışı yasakOSMAN YILDIZ DİYARBAKIR — Diyarbakır geçici bannma merkezinde banndırılan yaklaşık 12 bin Iraklı Kürt sığınmacıya yeniden kamp dışına çıkma yasağı getirildi. Sığınmacı liderlerinden Hüseyin Hacı Salih, "Böylesine kritik bir ortamda yasak getirilmesine bir anlam veremiyorum" dedi. Kamptan dışarı çıkma yasağıru telefonla gazetecilere bildiren kamptaki sığınmacı liderlerinden Hııseyin Hacı Salih, yaşam koşullarının iyileştirilmesini beklerken yasakla karşılaştıklarını söyledi. Hacı Salih, "Önceki akşam kampta bulunan siyasi ve resmi polisler, kamp sorumlulannı çağırarak bugünden itibaren basta ve acil durumlan dışında hiçbir Pesmergenin kamp dışına çıkmasına izin vermeyecekleri bildirdiler. Ne olup bittiğini anlayamadık. Yasak daha yeni kalknuştı" dedi. Peşmergelerin kamp dışına çıkma yasağı konusunda yetkililer herhangi bir açıklama yapmadılar. Konuyu ilettiğimiz yetkililerse yasağı bizden öğrendiklerini söylediler. • versitesi'nde toplanan yüz dola- yındaki öğrenci, Kürtçe ve Türk- çe sloganlar atarak olaylan kı- nadılar. Gösteriye ilk anda mü- dahale etmeyen polis, grubun dağılmasından sonra 8 öğrenci- yi gözaltına aldı. Dün aynca Çukurova, Istan- bul, Yıldız, Dokuz Eylül, Ege ve Dicle üniversitelerinde de yüz- lerce öğrencinin katüunıyla fo- rumlar düzenlendi. Kürtlere karşı Halepçe'de kimyasal silah kullanan Saddam yönetiminin "Unedendigr gösterilere emni- yet güçlerinin müd»hale etme- mesi dikkati çekti. Ankara'da gösteri Ankara'da da Cebecı Camisi- nde kıhnan cuma narnazından sonra yaklaşık 200 kişilik bir grup, gösteri yaptı. Saddam Hü- seyin aleyhinde sloganlar atan göstericüerden 14'ü yakalanarak gözaltına alındı. Dargeçit'te ytiriiyüş Mardin'in Dargeçit ilçesinde geçen hafta meydana gelen olay- lar sırasında güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu yaşamını yi- tiren Rukiye Bozkurt'un ailesi- ne başsağhğı dilemek istedikle- rini bildiren çevre köylerden yakkşık bin kişi dün toplu ola- rak ilçe merkezine yürüdü. Uçe- ye 500 metre kadar uzaklıkta yürüyüş yapan grubu durduran güvenlik güçleri, geri dönmele- rini istedi. Köylülerle güvenlik güçleri arasında tartışma sürer- ken olay yerine gelen bir askeri araçtan grubun üzerine ateş açıl- dığı, gruptakilerden 23 yaşında- ki Abdurrahman Çlcek'in öldü- ğü, çok sayıda kisinin de yara- landığı bildirildi. Bunun üzeri- ne güvenlik güçlerinin engelini asan grup, kordon altında ilçe merkezine geldi. Bu sırada ilçe esnafırun işyerlerini kapattığı ve yurüyüsçülere katüdığı göruldü. Yaklaşık yedi bin dolayındaki göstericinin, "Biji (yaşasuı) Kür- distan)", "Kahrolsan iskenceciler" diye sloganlar at- tıkları, bunun üzerine güvenlik güçlerinin başta kaymakamlık olmak üzere çeşitli kamu ku- rumlannın çevresinde önlem al- dığı belirtildL Yaralıların Mar- din ve Midyat devlet hastanele- rinde tedavi altına alındığı, olay- lar sırasında güvenlik güçlerin- ce gözaltına alman yaklaşık 200 kişinin de Jandarma Alay Ko- mutanhğı'na götüruldüğü ögre- nildi. Yaklaşık üç saat süren olaylar sırasında Dargecit'e ulaşım sağ- layan yollar üzerinde geniş gü- venlik önlemleri alındı. Olayla- nn daha fazla büyumesine en- gel olmak amacıyla askeri heli- kopterlerin de bölgede sürekli devriye görevi yaptığı bildirildi. Ctirkan: Siyasetinyenîlenmesi gerek ŞENAY KALKAN SHP'den aynldıktan sonra "Yeni Demokra- tik Otuşum" adı altında çalışmalar yapan ve böl- ge toplantılarına katılan Aydın Güven Gürkan daha sonra bu hareketten de ayrıldı. Gürkan "şimdilik konusmak istemiyonım" diyerek ay- nhş nedenlerine ilişkin pek fazla bir şey söyle- mezken birlikte yola çıktığı milletvekilleri Hal- kın Emek Partisi adı altında partileştiler. Şimdi SHP'ye yeniden çağnlması önerilen Aydın Gü- ven Gürkan HEP içinde yer almayışına ilişkin somlarımızı da şöyle yanıtladı: — Sizinle birlikte partiden aynlanlar sonra- dan HEP'i kurdular. Ona da kaübnayarak po- Htikayı bırakmayı yefclediniz. Niçin HEP'in Ge- nel Başkanlıgını kabul etmediniz? GÜRKAN — Çok eksikli bir biçimde hızla bir yeni parti kurulmasına gidilmesini bir çok ba- kımdan doğru bulmadım. Ben partileşmemiş bir toplumsal muhalefet hareketi olarak "Yeni De- mokratik Olusum" hareketi içinde yer aJdım ama HEP'in kuruluşuyla hiçbir ilişkim olmadı. "Yeni Demokratik Oluşum" hareketini partileş- mekten çok zengin ve aykın bir toplumsal mu- halefet hareketi olarak düzenlemek istiyordum. Sanıyorum gelecekte siyasal partilerin yanında bu tür çeşitli toplumsal muhalefet hareketleri de oluşacak ve bu da demokrasıvi zenginleştirecek. Siyasal partilerin abartılı hiyerarşik yapılan, bi- çimsel dısiplinlilikleri, istenildiği ölçüde katılımcı olamamalan, aykınlıklardan çok çekinmeleri ve aşın resmiyetleri genelde toplumda var olan mu- halefet duygulannı kanalize etmeye yetmiyor. Sanıyorum geleceğin demokrasilerinde siyasal partilerin yanında çok çeşitli ve etkin toplumsal muhalefet odaklan da oluşacak. — Akrjf siyaseti niçin bıraktınız? GÜRKAN — Bence adı konulmamış büyük ve boyutlu bir siyasal bunalım yaşıyoruz. Var olan siyasal organlar, partüer, kadrolar, söylem ve içerik toplumu doyurmuyor. Içi ve özü çok boşaltılmış, düzey olarak çok geriye çekilmiş, çok hafifleştirilmiş bir siyasal ortam yaşıyoruz. Siyaset işlevini yerine getirmiyor. Siyasetin ve si- yasetçinin varhğı yurttaş gözünde ancak bir ma- gazin parçası olduğu ölçüde önemli ve anlam- h... Yurttaş siyasetin sorun çözebileceğine, ken- dine secenekler sunabileceğine kendi sorunlanyla ilgili duyarhbklar oluşturabileceğine, kendini ko- ruyabileceğine ve kendine yönetime katılma yo- lunu açabileceğine giderek daha az inanıyor. Si- yaset, siyasetçi, siyasal partiler ve organlar hak- kında "olmasa da olur" yargısı yurttaşda gide- rek pekişiyor. Bunun sonuçlannı tam kestiremi- yonım ama, siyaset bir meslek olarak görevini yerine getirmiyor. Siyasetin hızla ve köktenci bir biçimde yenilenmesinin gereğine inanıyorum. Si- yaset halk için de siyasi yapılar için de bu ölçü- de doyurucu olmaktan uzak olunca, insanın si- yasetten zaman zaman yıhnasında ve soğuma- sında şaşüacak bir şey görmemek lazım. Yahıızca ben değil Sayın Ecevit, Sayın Inönü de daha ön- celeri politikayı bırakmak noktasına varacak öl- çüde politikadan yılmışlardı. Aslında politika- dan yılan ve bu nedenle politikadan çekilen in- sanlân çok eleştirmemek gerekli. Çünkü bu, ge- nelde bunlann politikayla ilgili kimi idealleri ha- len daha koruyabildiklerini göstermektedir. Ben- ce politikada düş kırıklıkları yasamamak, hiç- bir seye aldırmamak ve tüm duyarulıklan yitir- miş olmak çok kötü bir tavırdır. — Poütikaya yeniden dönmeyi düşündügünü- ze göre çok oiumsuz kavramlarla tanımladığı- nız politik ortamın değiştigjni mi düsünüyorsu- nnz? GÜRKAN — Kuşkusuz hayır. Henüz değil. Fakat var olan politik yapılann işleyişlerin kad- rolarm söylemin ve içeriğin yetmezliği ve yeni- lenmesinin gereküliği üzerinde çok hızlı bir bi- linçlenme yaşıyoruz. örneğin SHP'de hem mu- halif kanat hem de yönetim kanadı bu gereküli- ği ısrarla söylüyorlar. Ashnda partide gözlenen arayışlan ve huzursuzlugu olumlu yorumlamak ve bu bilinçlenmenin bir göstergesi saymak da olanakhdır. Artık bence herkes var olanın yet- mezliğini ve yetersizliğini görüyor ve bundan bü- yük huzursuzluk duyuyor. Bu kanımca çok önemli bir gelismedir ve politikada bir büyük ye- nilenmenin yollannı açmaktadır. Ben inanıyo- rum ki politikada üç beş yıl içinde büyük olum- lu değişiklikler olacaktır. Özellikle sol partiler hızla değişmek zorundadırlar. Eskiden çok ba- site indirgenmiş ve çok kaba biçimde sematize edilmiş bir dunya anlayışımız ve bundan üretil- miş çok basit bir politika şemamız vardı. Çok emek harcamadan, çok ince analizler yapmadan, somut ampirik bilgilere yaslanmadan, olgunlas- mış projeler üretmeden, klasik politik şemayı uy- gulayarak politika yapmak olanaklıydı. Şimdi solda politika yapmak çok daha zor, çok daha emek istiyor, çok daha fazla bilgiye ve çok da- ha yeni kadrolara ihtiyac duyuyor. Klasik siya- set şeması ve klasik popülizm politika üretmeye artık yetmiyor. Bir uyum sürecini yaşıyoruz. Sancılar biraz da oradan kaynaklanıyor. SHP'deki sancı dünyaya ve Türkiye'ye yeteme- me duygusunun sancısıdır. —BİTTt— POLİTİKA GÜNLÜGÜ HİKMETÇETİNKAYA jşçiler Ayakta, Türk-lş İzliyor... işsizlik çığ gibi büyüyor. işten atılanlar çaresizliği ve yıl- gınlığı yaşıyor. Kuveyt'e gitmek için binlerce işsiz, Iş ve İşçi Bulma Kurumu'nun kapılarında bekliyor. Toplusözleşme uyuşmazlıklarının ve işten çıkarmalann neden olduğu ey- lemler ise sürüyor. Cumhurbaskanı Özal, Sovyetler Birliği'nde, kalkınan Tür- kiye masallarını anlatmayı sürdûrürken Petkim'in Aliağa ve Yarımca tesislerinde çalışan altı bin işçi ayaktaydı, 48 saat işyerinde beklemeye başlamıştı. Polis geniş güvenlik önlem- leri almıştı. İşçiler Aliağa'da ve Yarımca'da 48 saatlik eylem süresin- ce naKlı istemlerini yansıtıyortar, siyasal iktidara mesaj veri- yortardı: — Vur vur inlesin. Ankara dinlesin... İşçi kıyımları, sanırız 1991 yılında hep gündemde kalacak. Tekstil işkolunda başlayan toplu işten çıkarmalara yenileri eklenecek. Kocaeli bölgesinde iki ay içinde yaklaşık 2 bin işçi kapı önüne bırakıldı. İşçilerin büyük çoğunluğu sendi- ka üyesi. Adana ve Mersin yöresinde de işçi kıyımı tüm hı- zıyla sürüyor. Bu yörede Sabancı Holding'in kimi fabrikala- rında taşeron uygulamasına geçiliyor. Tekstildeki kota ve ucuz ithalat bu uygulamanın temel nedenini oluşturuyor. Kamu sektörüne gelince... Yaklaşık 511 bin işçinin toplu iş sözleşmesi görüşülüyor. Sözleşmeleri 1 ocakta sona eren işyerlerinde ikinci tur gö- rüşmelere geçilirken 1 mart tarihli toplusözleşmelerin he- nüz ilk oturumu yapılmadı. Harb-İş, Milli Savunma Bakanlı- ğı işyerlerinde TUHİS ile 38 bin işçi adına görüşmelere baş- ladı. Hava-iş Sendikası da THY ve HAVAŞ'ta grev kararı al- dı. İki işyerinde yaklaşık 10 bin işçi çalışıyor. "Ekonomide savaş _ ^ ^ _ _ _ ^ ^ . ^ _ ^ ^ ^ ^ - ^ _ ^ _ var" savıyla bugüne —.. . . x. • - dek 45 bin işçi işten TUrKiye, Ç3Lğl, İŞÇİ ş 2£ ^ gerçekleşti bu eylem. ÇSLIIŞiyOr. Gerekçe yüksek ücret gösterildi işverence. Ayda 15 milyon lira ÇOCUğuyla vaşam savaşı veriyor. dıktan sonra yeniden giriş yapıldı. Bu kez ellerine geçen ücret ise 600-700 bin li- ra arasında değişiyordu. Türkiye çağı işçi kıyımıyla yakalamaya çalışıyor. Binlerce işsiz, eşiyle çocuğuyla yaşam savaşı veriyor... Moskova'da inşaatlarda çalışan Türk işçilerini gören Özal ne diyor: — Ayda 800 dolar kazanıyoriar, görüyorsunuz işçi de hoş- nut, müteahhtt de... Evet tüm bu anlattıklarımız yaşanırken işçiler üretimden gelen güçlerini bugün Türkiye'de kullanabiliyorlar mı? De- mokrasiye ve özgür sendikacılığa inanan işçilere Türk-İş sa- hip çıkıyor mu? Türk-lş asıl gücünü işçi sınıfından alır. Türk-İş içinde sen- dikal demokrasi ve disiplin, ne yazık ki yönetici düzeyinde tam olarak işlemiyor. 45 bin işçi — sendikalı-sendikasız— iş- ten atılıyor ama Türk-İş'te bir kıpırdanma yok. Türk-lş siyasal iktidariardan, siyasal partilerden, işveren- lerden bağımsız bir davranış da sergilemiyor. İşçilerin bilinç- lenmesi, üretimden gelen güçlerini kullanması için bir ça- ba da harcamıyor. Görüldüğü kadarıyla uluslararası sendi- kacılık hareketiyle Avrupa ülkelerinin sendikal merkezleriy- le de fazla bir ilişkisi yok Türk-İş'in. O nedenle büyük işyerlerinde taşeron uygulamasına ge- çiliyor, siyasal iktidar grev yasakları koyuyor. Sendikasız iş- çi çalıştırmak artık bir tür moda oluyor. Ne yapıyor Türk-İş? Yaptığı bir şey yok! Eğer Türk-İş merkez yönetimi şu geride bıraktığımız on yıl içinde sendikal demokrasiyi ve disiplini uygulamış olsaydı, işçinin, üreticinin, tüketici ve seçmen gücünü bilinçlendirip kullanabilseydij Türkiye'de çok şeyler değişirdi. En azından işveren 45 bin işçiyi bir çırpıda silip atamazdı. IHDRAPORU Güneydoğu barut fıçısıİHD Genel Sekreteri Akm Birdal, "Güneydoğu'da süren baskı son kertesine yükselmiştir" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- roso) — Insan Haklan Derne- ği heyetinin, Şırnak ve tdil'de- ki olaylar nedeniyle bölgede yaptığı incelemeler sonucu ha- arlanan "Ganeydogu Raporu" açıklandı. İHD Genel Sekrete- ri Alan Birdal tarafından dün basına açıklanan raporda, "Gineydogiı'da Kürt halkının üzertede yıHardır süren ekono- mik, toplumsal ve siyasal terör son kertesine yükselmiştir" de- nildi. Raporun, TBMM tnsan Haklan Komisyonu'na da ile- tildiği bildirildi. Raporda, 1990 yılında ke- penk kapatmadan sonra baskı- lann arttığı Nusaybin'de, gü- venlik güçlerince öldürülen ki- şilerin cenazelerinin dayanaksız gerekçelerle ailelerine verilme- diği savunuldu. Bu ilçede va- tandaşlann özel tim tarafından kışkırtıldığı da iddia edildi. tdil'de 2 Mart 1991 günü baş- layan ve 4 martta gözaltıları protesto yürüyüsü sırasında iki kişinin açılan ateş sonucu ölü- müyle sonuçlanan olaylann an- latıldığı raporda, ilçedeki tüm parti yöneticileri, muhtarlar ve ANAP Milletvekili Kemal Bir- Hk tarafından da imzalanan or- tak bir dilekçenin Cumhurbaş- kanhğı'na gönderilerek duru- mun açıklandığı ifade edildi. Raporun, Şırnak'a üişkin bö- lümünde ise Şırnak'ın il olma- dan önce sahip olduğu 38 köy- den 27'si ile 81 mezrasının tü- müyle boşaltıldığı kaydedildi. Raporda aynca "Jandarmanın aç^ı ateş sonucu iki kisinin öl- dügü, çok sayıda kisinin yara- landıgı kömür ocaklanada çok ilkel kosuüarda çalışılıyor" de- nildi. İHD Genel Sekreteri Akın Birdal, raporu acıkladığı dün- kü basın toplantısında, Cum- hurbaskanı Turgut Ozal'ın, Irak'taki Kürt liderleri ile diya- loğunu olumlu bulduklannı söyledi. Birdal, "Ama bir hal- kın baska bir alkedeki Uderle- rine d uzaüürken, o halkın rnrkiye'deki nyeierine baskı uy- gulanması bir çeMşld, bir çifte standartür" diye konuştu. Kopya tez Çelebi 19869 da 6 yeterlilîğî' geçemedi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosn) — 9 Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ikti- sat Ana Bilim Dalı'nda geçen kasım ayında doktora sınavı ve- rerek "iktisat doktonı" olan Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin 1986 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde "mali iktisat" konusunda gir- diğı "yeteriik sınavında" basa- nsız olduğu saptandı. Gazi Üniversitesi'nde girdiği "doktora yeteriik" sınavında jüri tarafından başansız bulu- nan Çelebi'nin kaydı yönetme- lik gereği silindi. Çelebi, dok- tora çalışmalannı daha sonra 9 Eylül Üniversitesi'nde sürdür- dü. 9 Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüi nün, Gazi Üniversitesi'nden Çelebi'nin dosyasuıı isteyip is- temediği bilinmiyor. Çelebi'nin doktora tezi, 1990 yılı temmuz ayında yayımlanan DPT Değerlendirme Raporu ve geçici görevle Devlet Bakanlığı'nda çalıştınlan üç Eximbank uzmanınca hazırla- nan rapor taslağmdan oluşu- yor. Çelebi'nin doktora tezinde DPT Değerlendirme Raporu kaynakça bölümünde yer almı- yor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle