10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Kar, Türkiye'deyaşamı siperesoktu ANKARA MANZARASI — Ankara'yı örten kar.sokaklan iyke boplttı. Cinnah Caddesi'nin ışıklan ıssu asfaltta yansırken Ankaralüar, ekranda son gelişmeleri izlemeyi lercih ediyorlar. (Fotograf: Banş Bil) Haber Merkezi — Türkiye, son yıllann en çetin kışını ya$ıyor, Kar, don ve tipi yurdun büyük bölümünde yaşamı felç etti, çok sayıda il ve ilçe ile yaklaşık 3 bin köyün çevreyle bağlantısı kesildi. lstanbul'da aralıklarla yağan kardan sonra dün gece ısı -5 dereceye kadar düştü. Kar yağışının bugün de yurtta etkili olması bekleniyor. Geçen hafta sonunda başlayan ve etkisini bugün de sürdürmesi beklenen kar yağışı vatandaşları hafta sonunda evlerine kapadı. özellikle İstanbul ve Ankara gibi soğuk ve yağışlı havanın hükürc sürdüğü kentlerde dün büyük durgunluk vardı. Sokaklar, kartopu oynayan çocuklara kaldı. Meteoroloji yetküileri, lstanbul'da dün gece -5 dereceye kadar duşen ısının bugun de -1 derece dolayında olacağını kaydettüer. tstanbul'da kar yağışı sonrası ısının iyice duşmesi buzlanmaya neden oldu. Vatandaşlardan zorunlu olmadıkça araçlarını trafiğe çıkarmamaları istendi. Erzurum, Erzincan, Konya, Zonguldak, Kars, Ağn, Gümüşhane, Mersin, Tunceli, Bingöl, Hakkâri, Sıvas, Yozgat başta olmak üzere çok sayıda il ile bu illere bağlı ilçe ve köylerin çevreyle bağlantıları kar yağışı nedeniyle kesildi. Fırtına yüzünden direklerin devrilmesi nedeniyle birçok yerleşim birimine de elektrik verilemiyor. Kar kalınhğı Doğu Anadolu'da 2metreyeulaştı. Uludağ'da 1.85 metre, Zonguldak kent merkezinde de 1.5 metre kar olduğu belirtildi. Konya'daki yoğun yağış ve kentin çevre illerle bağlanfsının kesilmesi nedeniyle Selçuk Üniversitesi'nde bugün başlayacak bütünleme sınavlan 11 şubataertelendi. Güneydoğu'da görev yapan yerli veyabancı gazeteciler Cizre, Silopi ve Batman'da çeşitli engellerle durduruluyor Basına gizli yasak çemberiGüneydoğu'da çalışmaya gelen gazetecilere "Ege ve Marmara'da nasıl çalışıyorlarsa, burada da öyle görev yapabilecekleri" söylenmişti. Daha şonra yasaklar sıralanmaya başladı. Önce Habur "resmi olmayan yasak bölge" durumuna düştü. Sonra Silopi ve Cizre buna eklendi. Batman, savaşa karşı düzenlenen cuma gösterisinden sonra geçen cuma gazeteciler için yasaklı kentlerden biriydi. Olağanüstü Hal Bölge yetkilisine göre bu, "Batman Rafinerisi'nin görüntülerinin çekilmemesi için" olabilirdi. sankeyFte. Fiyatlar düşüyor bir anda; giriş bin lira, bir çay da bedava... Hasankeyfliler, ilk kez 'serbest rekabetin nimetle- ri'ni görüyorlar böylesine so- mut. Cizre'de yaşanılan ise Hasan- keyfin tam tersi. llçede bir 'özel girişimci' evlere, işyerlerine ça- nak anten takmak üzere çalış- *~6 ... malara başhyor. Açtığı işyerine Bir süre sonra ikinci bir kah- Istanbul'dan gerekli malzemele- ve de 'çanak antenli' oluyor Ha- " getirtiyor. Daha ilçe merke- CELAL BAŞLANGIÇ DİYARBAKIR — Hasan- keyFte bir kahve damına çanak anten taktırıyor. Artık Starl'deki maçlar ve CNN'in 'naklen savaş yayını' izlenebilir. Ancak bir bedeli var: 'Çanak antenli' kahveye giriş iki bin li- ra... Bu ücrete içilecek çaylar dahil değil. zinde sekiz yere çanak anten sat- mışken birden bire işler kesili- yor. Çunku anten de takmadan Cizreliler Starl'i 'cam gibi' iz- lemeye başlamışlar. Nedeni de Irak sınınna takılan bir yansı- tıcı. İki tarafa da Türkçe yayın- ları aktarıyor. 'Özel girişimci', 'Daha on tane bik satmamıştık. İşimize incir agacı diktiler' di- ye yakınıyor. Güneydçğu'da yaşanan serü- venler, akla gelmedik çelişkile- ri de bünyesinde banndınr za- man zaman. tşte 'çanak anten' konusunda HasankeyFte yaşa- nanlarla Cizre'de olanlar böyle- sine çelişkilerin küçük bir yan- sıması. Ulusal sınırlar içindeki sorun- lar nedeniyle yaklaşık on iki yıl- dır.'olağanüstü' yontemlerle yö- netilen Güneydoğu'nun 'hal'ine bir de 'sınır ötesi'ndeki Korfez savaşına her an buiaşabilirliği- miz ekienince, yöredeki 'olaganüstüliik' ister istemez çifte kavrulmuş' oldu. 'Korfez savaşı'nın başlama- sıyla birlikte 'olağanüstü hal'e eklenen 'ilan edilmemiş savaş hali'ni yörede yaşayanların ya- nı sıra gelişmeleri Türkiye'nin giıneydoğusundan izlemeye ça- lışan yerli ve yabancı gazeteci- ter de giderck artan bir yoğun- lukta duyumsamaya başladılar. Vali Cengiz Bulut'un 'Diyar- bakır'da yeterli sayıda gaz maskesi' olduğu yolundaki açıklamasını izleyenler 'zanuuıı gelince yapılacak dağıtım' için önce bir 'oh' çekiyor, ancak ga- zetelerde bu 'yeterli sayının' on beş bin olduğunu okuyunca şa- şırıp kalıyorlardı. Halkın 'gaz maskesi ve sığınaklar' konusunda yaşadığı belirsizliğin bir benzeri de böl- gede bulunan yerli ve yabancı gazetecilerin başına geldi. Önce- ki gece 'Hodri Meydan'a çıkan Olağanüstü Hal Bolge Valisi Hayri Kozakçıoğlu'na göre 'bölgede gazeteciler serbestçe çalışabilir'di. Ancak gazetecile- rin yaşadıkları, açıklananlarla çelişiyordu. 'Korfez savaşı'nın gündeme gelmesiyle birlikte, Diyarbakır merkez olmak üzere Cizre ve Midyat'ta 'Mültefik Basın Bil- gi Merkezi' oluşturulmuştu. Böl- geye gelen yerli ve' yabancı ga- zeteciler, bu merkeze başvura- rak 'bilgi formu" dolduruyor. 'Toplu geziler'de kullanılmak uzere kendilerine fotoğraflı özel kimlikler hazırlanıyordu. Ya- bancı gazetecilerin elinde bir de Basın Yayın Genel Müdür- lüğu'nden aldıkları kartlar var- dı. Bölgeye gelenin ilk sorusuy- du "Gitmememiz gereken yasak bir yer var mı?" 400 metre sınırı Bu soruya yanıt verüirken oluşturulan hava "Bir Ege'de, bir Marmara bölgesinde nasıl görev yapıyorsanız, Güneydo- ğu'da da öyle gorev yapabilir- siniz. Tek yasak askeri biriikle- re dört yuz melreden fazla yak- laşmak. Bunun dışında hiçbir yasak yoktu" yolundaydı. An- cak 'savaşın ilerleyen giinlerinde' giderek genişleyen bir 'yasak çemberi'nin oluşma- ya başladıgı ortaya çıktı. Savaşın ilk günlerinde 'resmi olmayan tek yasak bölge' Ha- bur'du. Sonra buna Silopi de eklendi. Gazetecilerin Cizre çı- kışındaki Silopi köprüsünden öteye gitmeleri yasaktı. Şimdi de gündemde 'Cizre'ye girme yasağı' var. Ancak bu, 'ilan edilmemiş yasak' bugunlerde ortada kaldı. Yasağın kim tara- fından konulduğu pek bellı değü. Müttefık Basın Merkezi'nin yanı sıra Diyarbakır'da bir de Basın Yayın Genel Mudürlüğu'- nun bürosu oluşturulmuş. Bu büro gazetecilerin askeri bölge- lerle ilgili isteklerini Muttefik Basın Merkezi'ne, sivil bolgeler- le ilgili dileklerini de Olağanüs- tü Hal Bolge ValiliğYne iletiyor. Cizre'ye gitmek için Müttefık Basın Merkezi'nden izin isteyen gazetecilerin geçen gün aldığı yanıt "Orada bir yasak yok gidebilirsiniz" oldu. Ancak bu yerleşim birimine gitmek isteyen yerli ve yabancı basın mensup- ları E-24 üzerindeki Katrancı'- dan askerlcr tarafından geri çev- rildiler. Geçen cuma günü gazeteci- lere 'yasak' kentlerden biri de Batman'dı. Gerçi Batman Valisi Tuncer Perçinler'e göre 'ilimiz herkese açık'tı, ama cuma na- mazı sonrasında çıkması olası olayları izlemeye giden gazete- ciler kente sokulmadı. Bir gün önce girenler de 'mevcutlu otarak" kent dışma çı- kartıldı. Polisler ya da askerler 'Olağanüstü Hal'den izin belge- niz var mı" diye soruyordu. İzin belgesi almak için Bolge Valili- ği'ne başvuranlara verilen yanıt ise "Özel bir izne gerek yok. Çiinkii hiçbir yer yasak oegil" olmuştu. Güneydoğu'da ilan edilmemiş yasaklar'AFP'nin Filipinli muhabirini bile şaşırttı ' Yasaklar bizim Filipin'den fazla'HAKAN AYGÜN / ERGÜN AKSOY / VEDAT YENERER DİYARBAKIR — Korfez sa- vaşıyla ilgili gelişmeleri izlemek için Diyarbakır merkez olmak üzere bolgede bulunan yerli ve yabancı gazeteciler, çeşitli ya- saklamalarla karşılaşıyorlar. Olağanüstü Hal Bölge Valili- ği ile Muttefik Basın Merkezi arasında "mekik" dokuyan ga- zetecilere yetkililerin "hiçbir ya- sakiama yok" yarutını vermele- rine karşın gazeteciler "belir- siziikten" yakındılar. Sayıları 35O'yi bulan gazete- cilerin başta Batman olmak üze- re Cizre'den Silopi ve Habur'a kadar olan bölgeye girmeleri si- vil polisler ve askerler tarafın- dan engellendi. Muttefik Basın Merkezi'nin düzenlediği geziler- de bile sivil halkla konuşmala- nnın engellendiğini söyleyen ya- bancı gazeteler, "Sınıra yakın yerleşim birimlerine gidememe- nin" sıkıntısını yaşıyorJar. Camhuriyet muhabirlerinin görüşlerine başvurduğu bazı ya- bancı gazeteciler, bölgede kar- şılaştıklan yasaklama ve zorluk- ları şöyle diie getirdiler: Dick van EJjk (Hollandalı ga- zeteci): Haftalardır gorevimizi tam olarak yapamıyoruz. Mut- tefik Basın Merkezi'nin düzen- lediği geziler yetersiz ve sayıları sınırlı kalıyor. Diyarbakır'dan bölgeyle ilgili izlenimleri yaz- mak oldukça zor. Bizim derdi- miz sadece askeri tesisleri gez- mek değil, bölgedeki sivil halk- la da görüşmek istiyoruz. Ama bunu Basın Merkezi'nin düzen- lediği gezilerde gerçekleştireme- dik. Son olarak bir gezide Hakkâ- ri'ye gitmiştik. Sokakta ne za- aniayauııyuı um. Bunu yetkilile- re bildirdiğimizde ise bize ya- saklama yok diyorlar. Romeo M.Gacad (AFP- Fransız Haber Ajansı - Filipin- li): Cizre'ye girmeden önce po- lis tarafından durdurulduk. Bir saat tutulduk. Sonra bize ya- bancı gazetecilerin izin olmadan bölgeye giremeyeceğini söyledi- ler. Bu durum beni oldukça şa- şırttı. Çünku benim görevim ha- ber almak ve bunu iletmek Ben cağın Lşten çok senin guvenliğin önemli' dedıler. Buradaki Mut- tefik Basın Merkezi'ndeki gö- revli subaylara durumu Uetme- ye gerek görmedim. Sarunm on- ların bu tür sorunları önceden çözmeleri gerekiyor. Üstelik biz askeri bilgileri zaten yazmama- ya, özen gösteriyoruz. Yani biz- den çekinilecek bir durum yok. Laura Le Cornu (ABD'li ser- best gazeteci): Hakkâri'ye gide- bilmek için dört gün önce baş- Merkezi'ndeki yetkililer izne ge- rek olmadığını söylemişlerdi, ama askerlere bunu anlatama- dık. Diyarbakır'a döndükten son- ra konuya bölge valiliğine ilet- meye çalıştık ancak Vali Yar- dımcısı Özcan Erdoğan'la bir türlü üetişim kuramadık. Bu konuda belirsizlik ve istikrarsız- lık gördük. Bundan sonra ger- çekleştireceğimiz gezilerde so- run çıkmaması için hem Basın Romeo M.Gacad (AFP tnuhabiri/FilipİJBİi): Cizre'ye sokulmadık. Bu durum beni şaşırttı. Ben bu tür yasaklara Filipinler'den alışıktım. Türkiye'de bu işin biraz abartıldığını ve hayli fazla yasaklama olduğunu söylemek mümkün. Bizim Filipinler'den bile fazla. Paris'e bildirdim. Ingred Arneşen (AKD-İ BS TV muhabiri): Hiçbir gerekce göstermeden polis ve asker bizi işimizden alıkoyuyor. Yetkililer Cizre ve Silopi'yi yasakladıktan sonra da herhângi bir yerde bir kitle hareketini izlememize izin vermiyorlar. Güneydoğu'da basın özgürlüğü yoktur. ma:ı bir vatandaşla konuşmaya kalksak, beş dakika içinde ya- nımızda bir polis bitti ve konuş- mamızı engelledi. Bunu anla- mak çok guç. Hollanda'da, biz askeri ko- nularda bile oldukça detaylı ola- rak aydınlatılıyoruz. örneğin buraya Hollanda'dan gelen Hawk füze sistemleri ve radar- larla ilgili olarak neredeyse en kuçük aynntıyı bile biliyoruz. Doğrusu buradaki uygulamayı bu tür yasaklara Filipinler'de de alışıktım. Haklı bulduğumuz yasaklamalar oluyordu. Ama kişi olarak bütün yasaklara kar- şıyım. Türkiye'de bu işin biraz abartıldığını ve hayli fazla ya- saklama olduğunu söylemek mümkun. Bizim Filipinler'den bile fazla. Paris büromuza yasaklamayı bildirdim. 'Bana, fazla zorlayıp başımı derde sokacak işlere girmememi' söylediler. 'Yapa- vuruda bulunduk. Ancak henuz bir yanıt alamadık. Geçen per- şembe günü de BBC ekibiyie Basın Muttefik Merkezi'ne, Cizre'ye gitmek için başvuruda bulunduk. Yetkililer, izne gerek olmadığını bildirdiler. Ancak Cizre girişinde Katran karako- lunda askerler tarafından dur- durulduk. Olağanüstü Hal Böl- ge Valiliği'ndeaiznimiz oimadı- ğı gerekçesile Cizre'ye girişimiz engellendi. Oysa Basın Muttefik Muttefik Merkezi'ne hem de Bölge Valiliğine başvuruda bu- lunacağız. Ingred Arnesen (ABD-CBS Televizyonu): Hiçbir gerekçe göstermeden polis ve asker bizi işimizden alıkoyuyor. Yetkililer, Cizre ve Silopi'yi yasakladıktan sonra da herhângi bir yerde bir kitle hareketini izlemememize de izin vermiyorlar. Ankara da bize verilen kartın her yerde ge- çerli olduğu söylenirken her il- de ayrı ayrı kartlar, izin belge- leri isteyip bizi engelliyorlar. Resmi bir düzen yok. Açıklama yok. Sadece ayak oyunlan var, yasaklama var. Güneydoğu'da basın özgürlüğü yoktur. Yapı- lan tüm açıklamalar da gerçek değildir. Biz burada savaşı takip etme- ye geldik. El Salvador'daki gi- bi her tuttuğunu ölduren, işken- ce yapan insanları görüntüleme- ye gelmedik. Dünyada her şeyin artık uzaydan seyredildiği bir çağda neyi kimden saklıyorlar? Santiago Corcoles (İspanyol - ABC Gazetesi: Hareket ede- miyoruz, haber uretemiyoruz. Ankara'ya gidince basın kartı veriyorlar, ama bölgenin yasaklı olduğunu soylemiyorlar. Tür- kiye'ye gelmeden önce Madrid'- deki Türk Büyükelçiliği'ne gidip bolgede rahat çalışma imkânla- rının olup olmadığını sordum. Her ilçeye serbestçe girebilirsi- niz dediler. Kandırmaca yurtdı- şında başlıyor. Türkiye'deki onemli noktalar olan Batman, Cizre, Silopi, Şırnak, L'ludere ve Çukurca'ya gidemiyoruz. Eğer bir yere gazeteci sokmu- yorlarsa orada gizli saklı işler dönüyor demektir. Korktukla- rı bir şeyler var demektir. Ne Türk ne de yabancı gazeteci ça- üştırıiıyor. Basınla ilgili OlağanustU Hal Bölge yetkilisi Özcan Erdogan'a göre Batman'daki yasak "rafi- nerinin görüntülerinia çe- kilmemesi" için olabilirdi. An- cak cuma öncesinde ve cuma sonrasında serbest olan Bat- man'a girişler sadece namaz sı- rasında yasaklanması insanın aklına 'Batman rafinerisinin sa- dece cuma namazı sırasında zu- hur ettigi' gibi bir duşünceyi ge- tiriyordu. Yasaklar konusunda böigede- ki kuruluşlar arasında bir sıkın- tının yaşandığı ortadaydı. Müt- tefık Basın Merkezi'nin sorum- lusu Albay Halil Kalaycı, "Bi- ze göre tek yasak, askeri birlik- lere dört ytiz metreden fazla yaklaşılması" diyordu. Basın Yayın Genel Müdürlü- ğü'nün Diyarbakır'daki bürosu- na gore "Cizre ve Silopi gibi yerleşim birimlerine gidecekle- rin Olağanüstü Hal Bölge Vali- liği'ne bildirilmesi gerekiyordu. Buralara gitmek isteyenler gnıp- lar halinde bilahare toplu olarak gezdirilecek"ti. Bölge Valiüği'ne göre ise böy- le bir kısıtlama yoktu. Vali Yar- dıması Erdoğan, "Askeri yasak bölge dışında gazetecilerin çalış- ması serbest. Iç güvenliğe yöne- lik operasyonlann olduğu yer- ler var. Belki ondandır" diyor- diK İzin belgesi mi? 'Korfez krizi' öncesine değin her gün yüzlerce turistin geldi- ği Hasankeyf mağaralannın fo- toğrafını çekmek için yöredeki askeri yetkililer, "Olağanüstü Hal Bölge Valiligi'nin izin bel- gesi"ni istiyorlar. Valilik, "Ya- sak olmayan bölgeler için böyte bir belge verilemeyeceğini" söy- lüyorlar. İlan edilmemiş yasak- lar'a verilmeyen izinlerin sarka- cında yerli ve yabancı gazeteci- ler bir o yana, bir bu yana ko- şuşturuyorlar. Elbet Hasan- keyfte yaşanan bu 'belirsizlik', Cizre'de, Batman'da da yasanı- yor bugunlerde. Gazeteciler açısından ortaya çıkan görüntü şu: "Bölgede bir Ege'de, bir Marmara'da nasıl çalışıyorsanız. öyle çalışabüirsi- niz. Hiçbir kısıtlama yok. Ama malum, burası Güneydoğu." GUneydoğu'da yaşanan serü- venlerin yapısında, akla gelme- dik çelişkiler vardır. Şimdi de bölgede gazeteciler 'ilan edilme- miş yasaklann belirsizliği'ni, 'ber yer serbest' olmasına kar- şın, bazı yerleşim birimlerine gi- rememenin sıkıntılarını yaşıyor- lar. Elbette tüm Türkiye'de oldu- ğu gibi burada da "Gazetecile- rin dUedikleri gibi gezmekri, ça- lışmalan serbest" ama "Biraz Güneydoğu'da olmamızı, biraz olağanüstü haiimizi, biraz da ilan edilmemiş savaş haiimizi mazur görüniiz." THY'YE ÇAĞRI Sivil pilota askeri hazırolGenelkurmay, THY'de çalışan ve daha önce Hava Kuvvetleri'nde görev almış pilotlara Korfez savaşı nedeniyle "hazır ol" çağrısı gönderdi. THY Genel Müdürü Cem Kozlu, "Savaş zamanında pilotlarımız da uçaklarımız da TSK'nın emrindedir" dedi. ANKARA (UBA) — Korfez savaşı nedeniyle meydana ge- lebilecek püot sıkintısı THY- nin desteği ile giderilecek. Savaş şartları nedeniyle Si- lahlı Kuvvetler'in eksik ve ak- saklıklaruu yeniden gözden ge- çiren Genelkurmay Başkanhğı, hava kuvvetlerinde pilot sıkın- tısuu gidermeyi planladı. Çıka- bilecek bir savaşta pilot sıkın- tısının sorun yaratmaması için çözüm, eskiden hava kuvvetle- rinde çalışıp daha sonra Türk Hava Kunımu'na geçen pilot- lann "askere" çağrılmasmda bulundu. Konu ile ilgili olarak pilot- lara birer yazı gönderen Genel- kurmay Başkanhğı "pilotUnn hazıriıklı" olmasını istedi. Bu yazı bazı püotlarca "asker mi- yiz, stvU miyiz" sorusuyla kar- şılandı. Genelkurmay'da görevli bir yetkili, pilot davetiyle ilgili so- ruyu yanıtlarken "bir uçaga bir pilot" sıkintısı oimadığını belirterek "Bizim olsa olsa ye- dek pilot sıkıntımız olur. Çıka- cak bir savaşta eğer pilot kay- bı olursa diye tedbir düsunül- müştür. Bu tedbir de bütün dünyada olduğu gibi sivil pi- lotlan askere çağınnaktır" de- di. Türk Hava Yollan'nda görev yapan pilotlann hemen hemen tamamının hava kuvvetlerinde yetişmesinin şans olduğunu belirten aynı yetkili şunlan söyledi: "Bu pilot arkadaşlar askerlikten yetiştikleri içia adapte olmakta zoriuk çekme- yeceklerdir. Şimdilik bunlann görevierini bırakmalan söz ko- nusu değildir. Kendilerine bi- rer yazı göndererek durumdan haberdar ettik. Bu arkadaşla- nn ısınma turlan başladı. Pi- lotlan düzeuli arahkJaria grup- lar halinde egitime çağınnaya başladık." Türk Hava Yollan Genel Müdürü Cem Kozlu ise konu- nun uzun zamandan beri gün- demde olduğunu belirterek "Bir savaş zamanında zateı THY pilotu ya da askeri pilot olmaz. Hepsi Türk Silahh Kuvvetleri'nin emrindedir. Uçaldanmız da öyle" dedi. Pi- lotlann gruplar halinde egiti- me çağrıldığını doğrulayan Kozlu, bunun bilgi tazelemek amacıyla yapıldığmı belirtti. KISA KISA • Zonguldak'ta Türkiye Taşkomürü Kurumu'nun (TTK) Armutçuk müessesesinde meydana gelen göçukte Muharrem Karaduman adlı bir işçi öldü. Zonguldak'ta TTK'nin Armutçuk müessesesinde bir goçük oldu. Tarama sırasında meydana gelen göçük sırasında 18 yılhk kazmaa ustası Muharrem Karaduman göçuk altında kalıp ölürken 1 madenci de yaralandı. • Dicle Üniversitesi'nde okuyan ve savaş nedeniyle yakınlarının bulunduğu illere giden öğrencilerden final sınavlarını kaçıranlara yeni sınav hakkı tanındı. Sınavlan kaçıran öğrenciler önce bütünleme sınavına girecekler, başanh olamazlarsa ek sınav hakkı tanınacak. • Adana'da bir kişi şofbenden sızan gazdan zehirlenerek öldü. Namık Kemal Mahallesi 554 Sokak'taki evinde banyo yapan Nedim Deniz (65) şofbenden sızdığı belirlenen gazdan zehirlendi. Deniz, ailesi tarafından hastaneye götürülürken yolda öldü. • Türkiye'de her 100 kişiden 10'unda sarılık olduğu bildirildi. Bursa Kızılay Kan Merkezi Müdürü Dr. Mehmet Devletkuşu, Bursa'da geçen ' yıl alınan 28 bin 758 ünite kanın bin 151'inde sarıhk tespit edildiğini söyledi. • 'Ağız ve Diş Sağlıgı Haftası' dolayısıyla Ankara Diş Hekimleri Odası tarafından ödüllü slogan yarışması sonuçlandı. Özellikle ilkokul çağındaki çocuklara ağız ve diş sağlığıniH önemini anlatmak amacıyla düzenlenen yarışmaya 7 bin 642 şlogan gönderildi. Yanşmayâ Bursa'dan katılan Selami Yıldırım "Önce temiz bir diş, sonra sağlıklı bir gülüş" sloganıyla birinci oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle